EVET HAYIR VARDIR DEMEKTE. Gerçekler Hayat ın İçinde Gizlidir

Transkript

1 es-selâm, Din Eğitimi mi? Dreyfus a Önden SGK nın Yurtdışı Borçlanmasına Her Altı Kable l Kelâm Dil Eğitimi mi? Adalet! Gidenler Ayda Gelen Günlük Prim (Kelâmdan Önce Zamlarının Ödenmesi Selâm) Gittikçe Zorlaşıyor Dr. Yusuf IŞIK 05 A.Engin KARAHAN 07 Mahmut AŞKAR 09 Murat KUBAT 15 Yaşar CİMŞİT 19 Aylık Ücretsiz Gazete / Kostenlose Monatliche Zeitung Sayı/Nr.: 126 Yıl/Jahre: 14 Mart/März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 Vergi İşlemlerinizde Gerekli Bilgi ve Belgeler Asım TOZOĞLU 11 O nu Anlatmamı İsteseydiniz! M. Salih AYDIN 21 KT BANK IN YENİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ AHMET KUDSİ ARSLAN İLE SÖYLEŞİ Yunanistan Göçmen Bakanı HASENE ye Teşekkür Etti 08 STARK Gurubu 12 İslam Dersi Öğretmenini Köln Okullarına Kazandırdı 13 Hessen de MÜSİAD Rüzgarı 20 SunExpress Türkiye ile Almanya yı Birbirine Bağlıyor 12 EVET DEMEKTE HAYIR VARDIR IGMG Kadınlar Teşkilatı 13. Avrupa Kur ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması nı Leverkusen Ostermann Arena da Gerçekleştirecek 10

2

3 Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 Evet Demekte Hayır Vardır editörden ][ 3 info@hayatonline.eu Sevgili dostlar Emperyal dünya düzenine hakim güçler; kendi kontrollerindeki küçük ülkelerin hem yeraltı zenginliklerini hem de insan kaynaklarını istedikleri gibi kullanmaya devam etme çabasındalar. Özellikle 19. Yüzyılın son dönemlerinden başlayarak, 20. Yüzyılın ilk yarısındaki döneme denk gelen zaman dilimi içerisinde dünyanın çeşitli bölgelerinde sömürge imparatorlukları oluşturulmuş ve bu sömürgeler Batının zenginliğini hem mal olarak ve hem de insan kaynağı olarak beslemiştir ve beslemeye maalesef ki devam etmektedir. Coğrafi keşiflerin yapıldığı dönemlerde Batılı kaşiflerin keşfettikleri veya daha doğru tabiri ile gasbettikleri sömürge topraklardaki insanlar ve yeraltı ve yerüstü zenginlikleri Batının müreffeh hayat standartını sürekli yüksek tutmuştu. Sanayi devriminden sonra bu sömürgelerin desteği sadece malzeme olarak değil, bu malzemelerin mamül maddeleriyle üretilen malların bir şekilde sömürgelerde tüketilmesi mecburiyetini de beraberinde getirmişti. İçecek suyu ve yiyecek bir lokma ekmeği bulmakta zorlanan sömürgelerdeki insanların elinde nereden geldiği bilinmeyen milyonlarca para değerine sahip teknolojik aletler ve silahlar görenleri şaşırtmıyor değildi. Batılı sömürgeci güçler sömürgelerindeki gücünü istediği gibi kullanamaz hale geldiklerinden demir yumruklarını sömürgelerdeki insanların başına indiriyor ve eğer bizim dediklerimizi yapmazsanız kafanızı kırarız ve hayatı size zindan ederiz demeyi ihmal etmiyorlardı. Son elli-altmış yıl içerisinde yaşanan olaylara baktığınızda Batının elüstünde tuttuğu ülkelerin başındaki liderleri menfaatlerine ters düştüğünde nasıl alaşağı ettiklerini ve bunu yaparken de masum milyonlarca insanın kanına nasıl zalimce girdiklerini görmekteyiz. Eğer uslanmaz iseler kendileri gibi emperyal güce sahip olanlarla birliktelikler kurup tüm dünyayı zindan etmektedirler. Emperyal güçlerin hiçbir dini ve milli değere saygıları ve sevgileri olmadığı için, yaptıkları zulümler de insan onuruna sığmayacak cinsten olmaktadır. Geçmişten günümüze kadar İslam Dünyası genelinde ve Osmanlı özelinde baktığınızda yapılan zulümlerin haddihesabı belli değildir. İslam Dünyasını terörist gösterme çabasını ellerindeki imkanlarla had safhada kullananların belgelerle kanıtlanmış milyonlarca insanın katledilmesini hiç yokmuş gibi saymaları yaptıkları zulmün boyutlarını ortaya koymaktadır. Osmanlının son döneminde ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş döneminde bizim coğrafyamızda yapılan kıyım ve zulümlerin belgeleri arşivlerde durmaktadır. O dönemde Emperyalizme boyun eğmeme dirayetinde olan Türk milletinin başına gelenler tabiri caiz ise pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletini de dünyadan tecrit edecek şekilde abluka altına almışlar ve insanımızı bir lokma ekmeğe muhtaç hale getirmişlerdir. Kendi emellerine ulaşmalarını engelleyen Türk milleti gibi milletlere yaptıkları zulümler tabiri caiz ise şablon cuk diye oturuyor şeklinde hep aynıdır. Bu zulümlerin olmasında tabiki kendilerinin yetiştirtiği ve kendi kanları ve neseplerine sahip satılık idarecilerin de katkısı malumdur. Son dönemde yani 20. Yüzyılın son çeyreğinde ve 21. Yüzyılın başlarında bu denge değişmeye başladı. Özellikle Türkiye`de Adnan Menderes döneminden başlayarak bu denge birilerinin hesaplarını karıştırmaya başladı. Yukarıda izah etmeye çalıştığımız şekilde demir yumruk bir kere daha Türk milletinin üzerine indi ve Menderes ve arkadaşları idam edildi. Özellikle Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocanın kendine has uslubu ile 1969`lu yıllarda siyaset sahnesine çıkması Türkiye özelinden İslam Dünyası ve mazlum milletlere örnek teşkil etmeye başladı. Siyaseti insanların faydasına yapmanın da mümkün olduğunu, sadece belli bir zümreye ait olmadığını ve İslami hassasiyetlere sahip olarak da siyaset yapılabileceğini bir kere daha kamuoyuna göstermeye başladı. Yaşanan sürecin detayına burada girmeye gerek yok. Zaten büyük çoğunluğuna siz değerli okuyucular hakimsiniz. Rahmetli Erbakan Hocaya özellikle 28 Şubat sürecinde yaptıklarına, içerisinde bizler de olmak kaydıyla şahidiz. Tabi bu süreçten sonra Türkiyemiz özelinde insanımız kaybettiği veya kaybettirildiği bazı değerlerini bir kere daha hatırlama ve hayatına rehber etme konumuna gelmiştir. Kendi inanç ve milli değerlerinin önemini ve kendisini yücelten asıl değerlerin bunlar olduğunu anlayan insanımız, bu doğrultuda siyaset yapan siyasilere daha fazla değer verir hale geldi. Bunun sonucu özellikle Türkiyemizin son 15 senesine damga vuran AkParti iktidarının yaptıkları insanımıza ve İslam Dünyasına farklı bir ufuk çizdi. Belli yapılan uygulamalara katılmadığımızı burada belirtmekle beraber, yapılan pek çok hizmetin değerinin farkındayız. Kendi değerlerine sahip olarak emperyalizme dirayetle karşı koyan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Ve bu çalışmaların engellenmesine sebep olan amillerin ortadan kalkmasi için gereken tüm çalışmalara destek vermekteyiz. Özellikle son dönemde Almanya ile Türkiye`nin siyasilerinin birbirleri ile olan diyaloglarında yaşanan gerginliklerin biraz yumuşatılması gerektiğini düşünüyoruz. Her ne kadar Alman makamlarının yaptıkları kışkırtmalar yersiz ise de ve Türk siyasilerinin Almanya özelinde yapmak istedikleri toplantı ver mitinglerin haklı talepleri olduğuna inanıyoruz. Emperyal güçlerin Almanyadaki uzantılarının kendi güçlerini kullanarak yapmaya çalıştığı bu gerginlikleri hem Alman ve hem de Türk siyasetçilerin aklı selimle yumuşatması gerekmektedir. Türkiye`de 16 Nisan`da yapılacak Anayasa Değişikliği Referandumuna Almanya`da bulunan tüm insanımızın katılmasının bizlerin ve evlatlarımızın geleceği açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Oyunuz ister evet olsun ister hayır olsun; eğer ülkemize sahip çıkmak istiyorsak bu demokratik hakkımızı kullanmalıyız. Son söz olarak Evet Demekte Hayır Vardır Bu vesile ile Cenab-ı Allah çalışmalarımızı bereketlendirsin, şuurlandırsın. Çalışmak bizden başarı Allah`tandır. Allah`a emanet olun. Not: Wiesbaden Mescid-i Aksa Camii Temel Direklerinden Kıymetli İbrahim Budak Amcamızın vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Merhuma Allah`tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Sizlerden birer Fatiha rica ediyoruz. Sinan AKTÜRK has bi hal Impressum / Künye Hayat Aylık Ücretsiz Gazete Mart-März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Sinan AKTÜRK Yayın Kurulu Dr. Yusuf Işık, Oğuz Üçüncü, Mehmet Ateş, Fikret Ekin, Mahmut Aşkar, Yaşar Cimşit, Cengiz Şahbaz, İskender Güngör M. Salih Aydın, Habib Yazıcı, Gülsen Aktürk, Sinan Aktürk, A.Engin Karahan, Ali Atik, Halit Erdemir, Murat Kubat Merkez Königsbergerstr Friedberg Tel: Fax: info@hayatonline.eu Web: Baskı: Hürriyet A.Ş. Zweigniederlassung Deutschland

4 04 ][ haber IGMG Genel Sekreteri Bekir Altaş Kullanılan Dil Yumuşatılmalı İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş Türkiye deki anayasa değişikliği referandumu ile alakalı olarak yapılan tartışmalar münasebetiyle bir açıklama yaptı. Anayasa değişikliği referandumu ile ilgili tartışmaları endişe ile takip ediyoruz. Tarafları kullandıkları dili yumuşatmaya davet ediyoruz. diyen Altaş sözlerini şöyle sürdürdü: Türkiye anayasasında değişiklik öngören referandumla ilgili yapılan tartışmalardan derin üzüntü duyuyoruz. Yer yer histerik ve mantık dışı argümanlar kullanılarak yapılan tartışmalar en başta Almanya da yaşayan Türkiye kökenlileri etkilemektedir. Kamuoyundaki çekişmeler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ın şahsına odaklanılması rahatsız edicidir. İnsanların sağlam bir kanaat edinerek karar verebilmeleri için bu anayasa değişikliğinin içeriğine dair olumlu ve olumsuz yönlerin tartışılması gerekirken, bu maalesef yapılmamaktadır. Türkiye kökenli birçok insanı rahatsız eden bir diğer husus da yerel idarelerin anayasa değişikliğinden taraf olanların seçim kampanyası çalışmalarını engellerken, anayasa değişikliğinden taraf olmayanların kampanyalarına destek vermeleridir. Seçmenlerin referandumda ne karar verecekleri kendilerine kalmıştır, kamuya ait birimlerin yönlendirme yapma hakları yoktur. Türkiye içi siyasi tartışmaların Almanya ya taşınmasını istemeyen, kendisi de taraf olmamak durumundadır. İlgili bütün tarafları kullandıkları dili yumuşatmaya ve tarafgirlik göstererek seçim kampanyasını daha da kızıştırmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz. Türkiye ve Almanya nın daha da ayrışmaya değil, aksine yakınlaşmaya ihtiyacı vardır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Müslüman Kadınlar sosyal, siyasal ve ekonomik eşitsizliklere karşı seslerini duyuruyorlar. DİTİB Federal Kadın Birliği bu seneki Dünya kadınlar günü kapsamında müslüman kadınlar başta olmak üzere tüm kadınlara yönelik bir güçlendirme projesi yürütmektedir. Bu proje kapsamında Federal Kadın Birliği iki dilli talepler-kampanyası hazırlayarak sesini alman kamuoyuna ve müslüman cemaatine duyurmayı hedefleyerek bir ilke imza atmıştır. Bu sebeple mart ayı boyunca Almanya genelinde yapılması planan programların ana konuları ve aynı zamanda kampanyanın talepleri şunlardır; Adil rol dağılımı, Yerel politikaya girme ve yükselme şansı, Mülteci kadınlar topluma dahil edilmeli, Siyasal ve sosyal katılım, Eşit işe eşit ücret, İş piyasası ve eğitimde fırsat eşitliği yaşlılık yoksulluğuna hayır, Yerel politikaya girme ve yükselme şansı. Müslüman Kadınlar Talep Ediyor: Mülteci kadınlar topluma dahil edilmeli! Siyasal ve sosyal katılım! Adil rol dağılımı! Kadın istismarına hayır! Yerel politikaya girme ve yükselme şansı! Eşit işe eşit ücret! İş piyasası ve eğitimde fırsat eşitliği yaşlılık yoksulluğuna hayır! Veranstaltungskalender Mart März 2017 Cemaziye l-ahir Eyalet Kadın Birliği tarafından düzenlenecek olan programlarda, müslüman öğretmenler, yazarlar, ilahiyatçılar, hukukçular, politikacı ve multiplikatörler katılımcılara hitap edeceklerdir. Frankenthal Polisinden Tanışma Daveti Frankenthal polisi uzun zamandır Türk dernekleri ve dini cemaatlerle olan çalışmalarını sürdürmekte olup birlikte çalışmalar yapmaktadır. Şimdiye kadar yapılan faaliyetlerde karşılıklı ziyaretleşmeler yapılmış, çeşitli platformlarda birlikte olunmuştur. Daha önce Frankenthal Polis amiri olan Heiko Arnd'in Mainz'de göreve başlamasıyla boşalan yeri geçtiğimiz ay yeni göreve gelen Thomas Lebkücher tarafından dolduruldu. İlk iş olarak daha önce devam eden çalışmalara ara vermeden devam edebilmek için Frankenthal'de bulunan çeşitli Türk dernek ve camii cemaatlerine bir tanışma daveti gerçekleştirdi. Çok olumlu ve sıcak bir ortamda geçen buluşmaya ev sahibi olarak Frankenthal yeni Polis şefi Thomas Lebkücher, Polis Şefi yardımcısı Thomas Jung ve dış ilişkiler sorumlusu Heribert Urban, FT IGMG Hicret Camii Başkan Yardımcısı Tanıtma Başkanı ve Frankenthal Uyum Meclis üyesi, RNS Bölgesi Basın Yayın Başkanı Mehmet Çalay, Gençlik Başkanı Faik Doğanay, Gençlik Başkan Yardımcısı Hüseyin Kutlu ve Sosyal Hizmetler Sorumlusu Enes Durasi, DİTİB Merkez Camii Başkanı ve Uyum Meclis üyesi Salif Erdoğan, VIKZ Valide Sultan Camii İmam Hatibi ve Uyum Meclisi üyesi Yaşar Bezgin, Quantum Eğitim Dernek Başkanı Kadir Aksoğan katıldılar. Açılış konuşmasıyla misafirlerini selamlayan Lebkücher tanışmaktan memnun olduğunu daha önce yapılan faaliyetleri geliştirerek sürdürmek istediklerini ifade ederek önümüzdeki zaman da Polis günü, Infostand, seminerler ve gençlere yönelik programları gündemine aldığını söyleyerek herkese katılımlarından dolayı teşekkür etti.

5 Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 dosya ][ 05 es-selâm, Kable l Kelâm (Kelâmdan Önce Selâm) Selâmlaþmak; dostluðun ve birlikteliðin baþlangýcýdýr. Selâmlaþmak sevgiyi, sevgi kardeþliði, kardeþlik birlik ve beraberliði doðurur. Mü minlerin birbirlerini sevmesi ise îmanýn alâmetidir. Dr. Yusuf IŞIK yusufisik.yi@gmail.com Ýslâm Dini insanlar arasýnda bulunan iliþkilerin doðru bir þekilde ilerlemesi, insanlarýn günlük hayatlarýnda birbirlerinin sýkýntýlarýný gidermesi, birlik ve beraberlik içerisinde bir yaþam sürdürebilmesi için bazý ilkeler getirmiþtir. Bu ilkeleri Peygamberimizin bildirmiþ olduðu Hadislere dayanarak þöyle sýralayabiliriz; - Hasta olanýn ziyaretine gitmek, - Aksýran için Yerhamükallah diyerek hayýrlar dilemek, - Mazlum ve mâðdura yardýmcý olabilmek, - Selâm vermek ve selâmý yaygýn hale getirmek, - Yemin edildiði zaman, yemini yerine getirmek. Yukarda sýralamýþ olduðumuz prensipler içerisinde selâmlaþmak ve selâmý yaygýn hale getirmek de mevcuttur. Selâm, mü minlerin birbirleriyle karþýlaþtýklarýnda es-selâmü Aleyküm veya Selâmün Aleyküm cümleleriyle birbirlerine dua etmelerine denir. Bu kullanýmda selâmýn anlamý Allah seni esenliðe kavuþtursun demektir. Selâm ve selâmlaþmak Yüce Rabbimizin Kur an-ý Kerîm de emrettiði ilkeler arasýndadýr. Ayette þöyle buyrulmaktadýr; - Size bir selâm verildiði zaman, ondan daha güzeliyle veya ayný selâmla karþýlýk verin. Þüphesiz Allah her þeyin hesabýný gereði gibi yapandýr. (Nisa: 86) Bu âyete istinaden Ýslâm Âlimleri selâm vermenin sünnet, selam almanýn ise farz olduðuna dair görüþ birliði içerisindedirler. Selâm, birbirlerini tanýyanlar arasýnda muhabbeti artýrýcý bir özelliði olmasýnýn yanýsýra, birbirlerini tanýmayan insanlarýn ise birbirlerine karþý muhabbet beslemelerine sebep olmaktadýr. Selâm verilmek suretiyle kiþiler arasýnda sevgi meydana gelmektedir. Selâmlaþmak; dostluðun ve birlikteliðin baþlangýcýdýr. Selâmlaþmak sevgiyi, sevgi kardeþliði, kardeþlik birlik ve beraberliði doðurur. Mü minlerin birbirlerini sevmesi ise îmanýn alâmetidir. Ýslâm Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) þöyle buyurmuþtur; - Siz, îman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de îman etmiþ olamazsýnýz. Yaptýðýnýz zaman birbirinizi seveceðiniz bir þey söyleyeyim mi? Aranýzda selâmý yayýnýz. (Riyazü s-salihîn, Hadis No: 849) Selâm sadece dýþ hayatta birlikte yaþadýðýmýz insanlar için deðil, aile fertleri için de bir hoþ ve esenlik ifadesidir. Yüce Rabbimiz evlerimize girdiðimiz zaman aile fertlerimize selâm vermemizin gerekliliðini bizlere þöyle bildirmektedir; - Evlere girdiðiniz zaman birbirinize, Allah katýndan mübarek ve hoþ bir esenlik dileði olarak, selâm verin. Ýþte Allah, düþünesiniz diye ayetleri size böyle açýklar. (Nur: 61) Ýslâm Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) de bu konuda þöyle buyurmuþtur; - Yavrucuðum! Kendi ailenin yanýna girdiðinde onlara selâm ver ki, sana ve ev halkýna bereket olsun. (R. Salihin; Hadis No: 863) Selam, sadece dünya hayatýnýn deðil cennet hayatýnýn da esenlik ifadesidir. Kur an-ý Kerîm de cennette meleklerin inananlara, inananlarýn birbirlerine selâm verecekleri bizlere þöyle bildirilmektedir; - Rablerine karþý gelmekten sakýnanlar da gurup gurup cennete sevkedilirler. Cennete vardýklarýnda oranýn kapýlarý açýlýr ve cennet bekçileri onlara þöyle de Size selâm olsun! tertemiz oldunuz. Haydi ebedî kalmak üzere buraya girin. (Zümer: 73) - Ýnanan ve salih amel iþleyenler, Rablerinin izniyle, ebedî kalacaklarý ve içlerinden ýrmaklar akan cennetlere sokulacaklardýr. Oradaki esenlik dilekleri selâm dýr. (Ýbrahim: 23) Ýslâm Dini insanlar için ne yararlý ise onu emretmiþ, neler de zararlý ise insan hayatýndan çýkartýlmak üzere yasak kapsamýna almýþtýr. Müslümanlara emredilen selâmlaþmanýn yine insanlara faydasý vardýr. Selâm, öncelikle alçak gönüllülüðün adýdýr. Ýnsanlarýn gönlünü kazanmanýn en temel basamaðýdýr. Sevginin yerleþmesine vesiledir. Ýnsanlarýn birbirlerinden güven içerisinde olmalarýna bir sebeptir. Selâm vermek Peygamber Efendimizden bizlere aktarýlan bir çok Hadislerinde teþvik edilen hususlardan olmuþtur. Bu gün bizlerin birbirine vermiþ olduðumuz selâmýn þekli Ýslâm Diniyle ortaya çýkmýþ deðildir. Peygamberimiz bir hadislerinde selâmýn þeklini Allah tarafýndan Hz. Adem (a.s)e öðretildiðini þöyle bildirmektedir; - Allah Adem i yaratýnca ona; Git þu oturmakta olan meleklere selâm ver ve senin selâmýna nasýl karþýlýk vereceklerini de güzelce dinle; çünkü senin ve senin çocuklarýnýn selâmý o olacaktýr buyurdu. Adem (as) meleklere es-selâmü Aleyküm dedi. Melekler; es-selâmü Aleyke ve Rahmetullah karþýlýðýný verdiler. Onun selâmýna ve Rahmetullah ý ilâve ettiler. (Buharî, Enbiya: 1) Hadis-i Þeriften þunu anlýyoruz ki, Yüce Allah ýn göndermiþ olduðu bütün dinlerde selâm ve selâmlaþma vardýr. Her ibadet, hal ve davranýþlarýn bir edep ve âdâbý bulunduðu gibi selâm vermenin de bir âdâbý vardýr. Bu âdaplar þunlardýr; Yürüyenin oturana, binek üzerinde olanýn yayaya, küçüðün büyüðe, ayakta duranýn oturana selâm vermesi gerekir. Hutbe esnasýnda, yüksek sesle Kur an okurken, ders okuturken, ezan ve kamet esnasýnda selâma cevap verilmez. Tuvalet veya banyo gibi yerlerde bulunan kimselerle içki ve kumar gibi bir günahý iþlemekte olan kimseye bu günahý iþlediði esnada selâm verilmesi uygun deðildir. Ýslâm Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) den selâm âdâbýyla ilgili rivayet edilen Hadislerde þöyle buyrulmaktadýr:

6 06 ][ dosya Mart März 2017 Cemaziye l-ahir Binitli olan yürüyene, yürüyen oturana, sayýca az olan çok olana selâm verir. (Müslim.S.1) - Sizden biriniz din kardeþine rastladýðýnda ona selâm versin. Eðer ikisinin arasýna aðaç, duvar ve kaya girer de tekrar karþýlaþýrsa tekrar selâm versin. (Ebû Dâvûd, Edep:135) - Sizden biriniz bir meclise vardýðýnda selâm versin. Oturduðu meclisten ayrýlmak üzere kalkmak istediði zaman da selâm versin. Önce verdiði selâm sonraki selâmýndan daha üstün deðildir. (Ebû Dâvûd, Edep: 139) Selâm büyüklere verildiði gibi küçüklere de verilmelidir. Çünkü Peygamberimiz böyle yapmýþtýr. Ashaptan Hz. Enes (r.a) çocuklara rastladýðý zaman kendilerine selâm verirdi ve Resûlüllah ýn çocuklara selâm verdiðini insanlara bildirirdi. (Müslim, Selâm: 15) Özet bilgi olarak selâm konusunu maddeler halinde þöyle sýralayabiliriz; - Selâm, Allah ýn bizlere emrettiði, Sevgili Peygamberimizin teþvik ettiði bir husustur. - Selâmý vermek sünnet, almak ise farzdýr. - Selâm, Peygamberimizin emrettiði, bizlerin de müslüman kardeþlerimize karþý yapmamýz gereken görevler arasýndadýr. - Selâm, Yüce Allah ýn kullarý için göndermiþ olduðu bütün dinlerde mevcuttur. - Selâm insanlar arasýnda bulunan sevgiyi, muhabbeti ve dostluðu artýrýr. - Selâm, aile fertleri arasýndaki ülfet ve muhabbetin artmasýna vesile olur. - Selâm büyüklere verildiði gibi, çocuklara da verilir. - Selâm vermenin âdâplarý vardýr ve ona uyulmalýdýr. - Selâm vermek ve almak suretiyle sevap elde ederiz. - Selâm, toplum hayatýnda birlik ve beraberliðimizi kuvvetlendirir. - Selâm, müslümanlar arasýnda vazgeçilmez bir paroladýr.... Allah (c.c) bizleri birbirlerini sevenlerden, birbirlerini sevmek, dostluk kurmak, muhabbeti artýrmak için güzel iþlerle meþgul olup, boþ ve lüzumsuz þeylerden uzak duranlardan eylesin. Âmîn!.. Freiburg Donau da Kadınlar ŞBT si Yapıldı IGMG Freiburg-Donau Bölgesi Kadınlar Teşkilatı geçtiğimiz günlerde 2017 yılının ilk şube başkanları toplantısını (ŞBT) yaptı. Toplantı'ya BYK'nın yanı sıra, Şube Başkanları Şube Yürütme Kurulu (ŞYK) ve Genel Merkez KT Teşkilatlanma Başkanı Adeviye Temel katıldılar. Bölge Merkezinde yapılan toplantıda, bir konusma yapan IGMG Freiburg-Donau Bölgesi Kadınlar Teşkilatı Bölge Başkanı Mecbure Yıldırım katılımcılara teşekkür ederek, yapacağı çalışmalar hakkında bilgiler verdi. IGMG Freiburg-Donau Bölgesi Kadınlar Teşkilatı Bölge Sosyal Hizmetler Başkanı Tuğba Doğan infak çalışmasında ilk 3'e giren şubelere Teşekkür Belgesi verdi. Merkezden katılan Adeviye Temel de katılımcılara çalışmalar hakkında bilgi babında bir konuşma yaptı. Bölgede görev yapan ve özel sebeplerinden dolayı ayrılan Gülhan Yarbaş'a hediye takdimi ve ikram ile toplantı son buldu.

7 Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 dosya ][ 07 Din Eğitimi mi? Dil Eğitimi mi? A. Engin KARAHAN Veliler olarak çocukların azami bir din eğitimine sahip olabilmeleri geniş kesimler tarafından ihtiyaç olarak telaffuz edilir. Kendi hayatlarında dini emir ve nehiyleri çok da fazla dikkate almayan veliler dahi çocuklarının en azından temel bir dini eğitime sahip olmalarını gerekli olduğunu düşünmekteler. Özellikle çocuklarının ahlaki gelişimleri için ana unsurların arasında görülen din eğitimi Avrupa ortamında camilerde ya da en azından cami cemiyetleri tarafından işletilen dini eğitim kurumlarında yerine getirilmekte. Birçok camimizde din dersine katılan çocukların velilerinin önemli bir kısmı camiyi ayakta tutan cemiyetin üyesi dahi olmayabiliyor. Ama yine de camideki din eğitimi bu kesim için dahi revaçta oluyor. Din eğitimi alanında son yıllarda ciddi manada gelişmeler katedildi. Birçok kurum kendi eğitim müfredatı ve materyallerini hazırlamaya başladı. Geçmişte sadece cami imamının görev alanında görülen bu alan artık daha çok din eğitmenleri tarafından doldurulmakta. Genel itibari ile din eğitiminde değişmeyen bir unsur varsa, o da eğitim dili olarak Türkçe nin kullanılıyor olmasıdır. Son yıllarda bu durum Başka caremiz yok, eğitmen / materyal / müfredatı ancak Türkçe hazırlayabiliyoruz yerine bilinçli bir tercih olarak sunulmaya başlanıldı. Halbuki mevcut durum bilinçli bir tercih olmaktan çok, eğitmen eğitimi, müfredat ve materyal gelişiminde çok fazla yol katedilememiş olmasından kaynaklanıyor. Mevcudun idare edilmesi ve biraz daha geliştirilmesi ile yetinilen din eğitimi alanında mesela cemaatler arasında ciddi bir müfredat farkı yoktur. Evet, her biri farklı kitaplar, bazen biraz daha çeşitlendirilmiş didaktik formatlar kullansalar da, verdikleri eğitim İnsanların çoğunluğunun müslüman olduğu bir toplum ile müslümanların azınlığı oluşturduğu bir toplumda müslümanlara yöneltilecek olan sorular ve eleştiriler birbirinden çok daha farklı olacaklardır. Gitgide dinden uzaklaşan bir toplumda çok farklı dinlerin birarada yaşayan bir toplumda din eğitiminin cevaplaması gereken sorular çok daha farklı olacaktır. halen Türkiye de gelişmiş olan Din Eğitimi Modeli üzerine bina olmakta. Mecburiyetten kaynaklandığı belli olan bu Türkçe din eğitimi ısrarı analiz edilmesi yerine artık mevcut durum daha farklı bir sebep ile açıklanmaya başlandı. Dördüncü nesil çocukların eğitildiği günümüzde din eğitimindeki Türkçe ısrarı artık dil eğitimi ihtiyacıyla açıklanmaya çalışılıyor. Evet, Türkçe dil eğitimi önemli. Çocuklarımızın mutlaka ve mutlaka Türkçe öğrenmeleri gerekiyor. Bu sadece Türkiye deki akrabaları ile irtibatta kalabilmeleri için değil, engin bir kültür ve edebiyata sahip büyük bir medeniyete tanıyabilmeleri, özümseyebilmeleri için önemli. Ancak Türkçe dilini gerektiği şekilde öğrendiklerinde bu geniş kültür havzasının sadece bilgisine değil, aynı zamanda da duygularına da nüfus edebileceklerdir. Ama bunun mümkün olan en iyi yöntemi gerçekten Din Dersi ni Türkçe verme ısrarında mı yatmakta, o şüpheli. Din Eğitimi bağlamında sınırlı vakitte kapsamlı bir müfredat uygulanmaya çalışılırken dil eğitimini derinlemesine ilerletmek için çok sınırlı bir süre kullanılabilmekte. Bu da öğrencilerde genelde Türkçe kabiliyetlerinin çok da fazla gelişememesine sebep olmakta. Diğer tarafta dördüncü nesil olarak görmemiz gereken çocuk ve gençlerde Türkçe Dil Bilgisi eksikliği artık dikkatten kaçamayacak kadar bir seviyeye düşmüş durumda. Peki hem çok az Türkçe ye sahip, çok az Dil Eğitimi alan bir çocuğun bu temelde din eğitimini olması seviyesinde almasının mümkün olmadığı aşikardır. Gençlerimiz ne dil eksikliğinden dolayı ne din eğitimlerini tam alabilmekteler, ne de dillerini geliştirebilmekteler. Bu durumda din eğitimine mi önem verilmeli yoksa dil eğitimine mi? Böyle bir tercihte bulunmamızı gerektiren bir durum sözkonusu değil. Din ve Dil eğitimini illa da birbirini bağlamak gerekmiyor. Türkçe dil eğitimini gerçekten geliştirmek istiyorsak, o zaman din eğitiminden bağımsız ayrı bir müfredat ve materyal ile, yabancılar için Türkçe dil eğitimine benzer bir proğram hazırlamamız gerekiyor. Ancak bu şekilde dil eğitimi ile çocuklarımıza Türkçe yi gerçekten edebi bir seviyede anlama imkanını vermiş oluruz. Din eğitiminde dil tercihini çocukların hakim olduğu dile göre yapmak gerekir ki, bu günümüzde dördüncü nesle mensup çocuklarda yerel dil olmakta. Çocuklar bu dili ana okulundan ilk okul ve sonrasına kadar daha sistematik bir şekilde öğrenmekteler. Kelime hafızaları yerel dilde daha geniş olduğu gibi, çocukların bir çoğu da Türkçe de hiçbir şekilde telaffuz edemedikleri soyut kavramları bu dilde anlayıp açıklayabilmekteler. Bu bağlamda din eğitiminde de bir paradigma değişimine gidilmesi de sözkonusu. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi mevcut din eğitiminin temel anlayışı Türkiye şartlarına göre oluşmuş durumda. İnsanların çoğunluğunun müslüman olduğu bir toplum ile müslümanların azınlığı oluşturduğu bir toplumda müslümanlara yöneltilecek olan sorular ve eleştiriler birbirinden çok daha farklı olacaklardır. Gitgide dinden uzaklaşan bir toplumda çok farklı dinlerin birarada yaşayan bir toplumda din eğitiminin cevaplaması gereken sorular çok daha farklı olacaktır.

8 08 ][ haber Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 Yunanistan Göçmen Bakanı Hasene ye Teşekkür Etti Hasene Derneği Başkanı Mesud Gülbahar, Yunanistan ın başkenti Atina da Yunanistan Göçmen Bakanı Ioannis Mouzalas ile bir araya geldi. Görüşmenin en önemli maddesini, Yunanistan daki mültecilerin ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında yapılacak çalışmalar teşkil etti. Bakan Mouzalas ve yakın ekibinin katıldığı toplantıya Hasene Derneği adına Başkan Mesud Gülbahar ın yanı sıra, IGMG Balkanlar Bölge Başkanı Edin Salkoviç ve Bölge Teşkilatlanma Başkanı Adem Kasa, Hasene Balkanlar Bölge Temsilcisi Enver Eminoviç, Hasene Saraybosna Aşevi Sorumlusu Zuhdija Dizdarevic, IGMG Paden Şube Başkanı Mehmet Ali Süleyman ve Yunanistan Batı Trakya Bölgesi Türk işadamlarından Gurhan Ömeroğlu katıldılar. Toplantıda iktidarın Batı Trakya İskece Milletvekili Hüseyin Zeybek de yer aldı. Mesud Gülbahar görüşme ile ilgili şunları paylaştı: Yunanistan Göçmen Bakanı Ioannis Mouzalas a Hasene nin çalışmalarına dair bilgi verdik. Hasene olarak geçtiğimiz yıllarda Yunanistan da ne gibi çalışmalar yürüttüğümüzü anlattık. Gelecekte yapılacak çalışmaların Göçmen Bakanlığı ile birlikte koordineli yapılması hususunu görüştük. Mültecilerle alakalı Ramazan ayında ve kurban bayramı dönemlerinde yapılacak çalışmalarla ilgili konuları görüştük. Çoğunluğu Müslüman olan mültecilere, özellikle helal et konusunda nasıl faydamız ve yardımımız olabilir, bunun görüşmesini gerçekleştirdik. Kurban bayramında yapacağımız yardımlarla bu konuda Yunanistan daki Müslüman mültecilere destek olmuş olacağız. Bakan Ioannis Mouzalas yaptığımız çalışmalardan ve ziyaretimizden dolayı teşekkür etti. Karşılıklı iyi niyet açıklamalarının ardından Hasene Derneği Başkanı Mesud Gülbahar Yunanistan Devlet Bakanı Yunanistan daki mülteci çocuklara yardım yapmak için Hasene Derneği Başkanı Mesud Gülbahar ve beraberindeki bir grup heyet Yunanistan a gitti. Hasene Derneği Başkanı Mesud Gülbahar Yunanistan Göçmen Bakanı ile görüştü. Ioannis Mouzalas a su kuyusu maketi hediye etti ve toplantı sona erdi. Toplantıdan sonra Hasene Derneği heyeti ve bakanlığın mültecilerle ilgili birim görevlileri arasında ayrıca görüşmeler yapıldı. Yunanistan da mülteci çocuklara yardım Yunanistan daki mülteci çocuklara yardım için ülkede bulunan Hasene heyeti, Eleona Kampı nda mülteciler çocukların en önemli eksikleri olan çocuk bezi, çocuk maması ve çocuklar için süt yardımında bulundu. 0-3 yaş arası çocuklar için 1 numaradan 5 numaraya kadar toplam 57 bin çocuk bezi, 7 bin uzun dayanıklı süt ve 0-6 ay, 6-12 ay ve 1-3 yaş olmak üzere farklı yaş grupları için adet çocuk maması kamptaki mülteci ailelere dağıtılmak üzere teslim edildi. Dağıtıma katılan Hasene Derneği Başkanın Mesud Gülbahar ülkedeki mültecilerin durumuna dair bilgi verdi: Göçmen bakanlığında çalışan yetkililerden edindiğimiz bilgiye göre; ülkede 60 bin mültecinin bulunuyor. Bu yaklaşık 10 bin aileye tekabul ediyor. Ülkedeki 60 bin mültecinin 45 bininin 36 mülteci kampında barınıyor. Toplam mülteci sayısının 30 bini diğer Avrupa Birliği ülkelerine dağıtılması öngörülmüş ama bu şu ana kadar henüz gerçekleşmemiş. Yetkililer, kamplarda mülteciler için yemek çıkarırken, farklı ülkelerden farklı yemek kültürüne sahip mültecilere hitap etmekte zorlandıklarını ifade ettiler. Bu sebeple ailelerin kendi ihtiyaçlarını kendilerinin karşılaması, kendilerine hitap eden yemekleri yapabilmeleri için, kamplarda her bir ailenin özel bir mutfağı olması noktasında yeni bir sisteme gidileceği bilgisi paylaşıldı. Her biri bir umut için yola koyulmuşlar Gülbahar mülteci çocuklara yardım yapılan Eleona Kampı hakkında bilgi verdi: Eleona Kampı Yunanistan daki ilk mülteci kampı. Kampta 2 bin 100 mülteci barınıyor. Daha önce 700 mülteci varmış. Avrupa Birliği topraklarına giren mültecilerin kayıt işlemleri ilk olarak burada gerçkeleştiriliyor. Balkan rotasının ilk ülkelerinden olan Yunanistan a, Türkiye üzerinden gelen mülteciler olduğu gibi, çok sayıda Afrika kıtasından da botlarla, gemilerle gelen mülteciler olmuş. Buradan da diğer Avrupa ülkelerine gitmeyi murat etmişler ama durum pek öyle olmamış. Mülteciler sınırların kapatılması ile hayat kırıklığına uğramışlar. Her biri umut için yola çıkmışlar. Avrupa Birliği ülkeleri arasında bir dağıtım bekliyorlar fakat bu dağıtımın ne zaman gerçekleşeceği ise henüz meçhul. Kampta 22 farklı ırktan mülteci yaşıyor. Afganistan dan, Suriye den, Irak tan, Bangladeş ten, Uganda dan, Pakistan dan... Çoğunlukla Suriyeliler oluşturuyor. Birçoğu Türkiye üzerine buraya gelmişler. Türkçe bilenler vardı. Kampta farklı sosyal aktivite mekanları oluşturulmuş. Kreş, okul, mescid ve halı saha gibi farklı etkinlik alanları mevcut. Kampta voleybol, futbol takımları oluşturulmuş. Hayat herşeye rağmen devam ediyor. Çocuklara yönelik yardıma ihtiyacın fazla olması sebebiyle bu yardımı yapıyoruz diye konuşan Gülbahar kamplardaki ihtiyaçlara yönelik şöyle konuştu: Görüştüğümüz yetkililer şu an kamplarda çok sayıda yardım malzemesinin yığılmış olduğunu söylüyor. Fakat çocuk maması, çocuk sütü ve çocuk bezi yardımına ihtiyacın ise çok fazla olduğunu belirtiyorlar. Biz de yetkililerle gelmeden önce görüşüp bu ihtiyacı gidermek, mülteci çocuklara yardımları ulaştırmak amacıyla Yunanistan a geldik. Görevliler, ihtiyaç olan konuda yardımda bulunduğumuz için çok memnun oldular ve teşekkür ettiler. Mülteci annelerin sevincine vesile olduk IGMG Paden Şube Başkanı Batı Trakyalı Mehmet Ali Süleyman dağıtımlarla ilgili konuştu. Süleyman Eleona Kampı nda gerçekleştirilen dağıtıma dair şunları aktardı: Atina da Eleona Kampı nda Hasene nin mülteci çocuklar için yaptığı yardıma şahitlik ettik. Kamptaki dağıtımların düzenli bir şekilde yapıldığını gözlemledik. Annelerin gülümsemesine, sevincine vesile olan bir çalışma oldu. Kamptaki bazı ürünlerin dağıtımı ailelere verilen sarı kart üzerinden gerçekleştiriliyor. Üzerinde ürünlerin isimleri bulunan kartlarda, aileler ihtiyaçları olan ürünü hangi gün, hangi hafta almış, bu bilgiler karta yazılıyor. Bu şekilde bilhassa önemli bir ihtiyaç olan çocuk ürünlerinin dağıtımı daha düzenli ve sağlıklı bir şekilde yapılıyor. Kamptaki çalışmalara Göçmen Bakanlığından yetkililer ve Yunanistan İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri de katıldı. İktidar milletvekili Hüseyin Zeybek de kamptaki yardımarı gözlemledi.

9 Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 dosya ][ 09 Dreyfus a Adalet! Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır mealindeki Hz. Peygamber sözüne iman etmiş olanlar; bizden dediği haksızlık yaptığında ve bizden değil dediği haksızlığa uğradığında, susmayı bir çıkar yol olarak görüyorsa, bunun adı imansızlıktır! Mahmut AŞKAR mahmut.askar@t-online.de Alfred Dreyfus, Fransız ordusunda yüzbaşı rütbeli bir subaydı. Fransız istihbaratının, temizlikçi kadın olarak Paris deki Alman Büyükelçiliği ne yerleştirdiği elemanı, günün birinde çöp sepetinde el yazısıyla kaleme alınmış, imzasız bir mektup bulur. Alman askeri ateşesine yazılan bu mektupta, Fransa ya ait bazı bilgilerin verileceği vaat edilmektedir. Şüpheler Yüzbaşı Dreyfus üzerinde yoğunlaşır. Mektuptaki el yazısının benzerliğinden daha çok, Alfred Dreyfus un Yahudi kökenli olması; şüphelerin onun üzerinde yoğunlaşmasına vesile olur. Vatana ihanet suçlamasıyla, 15 Ekim 1894 te tutuklanan Dreyfus, delillerin yeterli olmamasına rağmen, mahkemece suçlu bulunarak ömür boyu hapis cezasına çarptırılır. Daha sonra (1896) ortaya çıkan bir başka olay, Dreyfus davasını yeniden gündeme taşır ve sözkonusu mektubun Dreyfus a değil de, Fransız asıllı binbaşı Easterhazy e ait olduğu ortaya çıkar. Buna rağmen, asıl suçlu konumundaki subay, mahkemece suçsuz bulunur. Yazar Emile Zola, bu olay üzerine zamanın cumhurbaşkanına, Suçluyorum başlığıyla açık bir mektup yazarak Dreyfus un yanında yer alınca, aydınlar arasındaki kutuplaşma daha da sertleşir. Dreyfus u savunmak Haftalık bir Alman gazetesinde İsrail li Sosyoloji Profesörü Eva Illouz ile yapılan bir söyleşide, Dreyfus olayıyla bağlantılı şu değerlendirmesine yer verilmişti: İsrail ordusunda Arap asıllı bir subaya haksızca suçlama yapılmış olsaydı, acaba İsrail de adaletin yerini bulması için mücadele eden olur muydu? Kendisi de bir Yahudi olan Prof. Eva Illouz, bizdeki münevverliğin Batı daki karşılığı kabul ettiğimiz entelektüelliğin asil duruşunu sergiliyordu bu tavrıyla: Fransa, Dreyfus u Yahudi kökenli oluşu sebebiyle potensiyel suçlu olarak gördüğünden, vatan hainliğiyle yargılamıştı. Acaba İsrailliler de kendi ordularında bir Arap asıllı subayı sahiplenmede Emile Zola örneği sergileyebilirler mi? Günümüz Avrupa sında Antisemitizim in yerini İslamofobi nin aldığını, yapılan kamuoyu araştırmaları ortaya koymaktadır. Dün Alfred Dreyfus a, Madem Yahudi, öyleyse vatan haini diyen zihniyet, bugün de burada doğup büyümüş, kendi içindeki Müslüman göçmene, Madem Müslüman, öyleyse potensiyel terörist! önyargısıyla bakmaktadır. Madem bizden değil, o hâlde... Bu yetmezmiş gibi, Türkler / Müslümanlar da kendi içlerinden yeni Dreyfuslar yaratmaktan geri durmayacaklar: Madem bizden değil, öyleyse... Bu bizden değil lik yerine göre diğer kuruluş, etnik köken, cemaat veya mezhep olabildiği gibi, aynı kuruluş veya cemaat içinde farklı düşünenler de olabilir. Yaşadığımız dünyada her şey insanla manâ kazanır. Bir taraftan, aslolan insandır diyoruz fakat diğer taraftan insanı, ideolojimize, partimize, kuruluşumuza, hatta sloganlarımıza feda ediyoruz. Zihniyet dünyamızda en çok yer etmiş kavramlardan birisi de, bizim insanımız dır. Bazen bizim insanımız ı, tapulu malımız, kendimize ait eşyamız gibi kullandık, harcadık ve tükettik. Bazen de, onun insanlığına değil, bizden olup olmadığına öncelik verince; kabiliyetsiz ve şahsiyetsizleri kucağımızda buluverdik. Ölçü umumiyetle şu olmuştur: Madem bizden değil, öyleyse onlardandır... Bizden dediğinizin en büyük meziyeti, her halükârda size biat etmek olur ve siz de, bila kayd-ü şart itaat beklerseniz. Gün de gelir, itaatsizlerin başkaldırısı karşısında, itaatkârlarınızla birlikte olan basiretiniz de bağlanır. Toplumun farklı kesimlerinde yankı bulan olayların, zamanla bu işin aktörleri tarafından başka mecralara taşınması; taraf ve karşıtarafların, kendi düşüncelerini kitleye iletebilmek ve onlarla aralarındaki dayanışmayı sağlamak gayesini güder. Ve bu saatten sonra artık Dreyfus hadisesinde, olayın meydana gelmesine sebep olanların haklı veya haksız oldukları unutulmuşluğa terk edilmişir. Nitekim Emile Zola nın J accuse (suçluyorum) başlıklı 13 Ocak ta yayımlanan mektubu, hareket etme kabiliyetini yitirmiş bir Dreyfus taraftarı kitleye yeniden cemaat ruhununu kazandırmaktı. Neticede Zola, Dreyfus karşıtlarına kıyasla, Dreyfus taraftarlarına biz kimliğini kazandırabilmişti. İmansız dava adamları Toptan suçlanma tehlikesiyle her zaman karşı karşıya olan Avrupalı Türklerin ve diğer Müslümanların, günümüz Almanya sında da haklarını savunabilecek ve hatta savunan, sayıları fazla olmasa da, Emile Zolalar var... Haksızlığa uğramış kültürel veya dinî azınlıkların hakkını savunanlar, onları çok sevdiklerinden dolayı değil, bunu kendilerine vicdanî ve insanî bir görev olarak addettikleri içindir. Bir başka ifadeyle; davalarının veya inançlarının gereğini yerine getiriyorlar. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır mealindeki Hz. Peygamber sözüne iman etmiş olanlar; bizden dediği haksızlık yaptığında ve bizden değil dediği haksızlığa uğradığında, susmayı bir çıkar yol olarak görüyorsa, bunun adı imansızlıktır! Gönül isterdi ki diye başlayacağımız temenniyi bir kenara bırakıyoruz: Şartlar, dininden ve milliyetinden bağımsız olarak, haksızlıklara karşı içimizden kalemi ve kelamıyla ortaya çıkacak Emile Zolalara şiddetle ihtiyaç olduğunu haykırıyor. Hak söyleyecek, haklının yanında yer alacak, adil olacak, adaleti haykıracak. Bunu ancak ulvî davasını geçici dünyalıklara feda etmeyen şahsiyetler yapar. Ama bizim dava adamlarımız ın en yumuşak karınları tam da burasıdır! En mukaddes ve ulvî kavramları kendine kanat yapıp yedi kat göklerde gezinenlerimiz, sözkonusu yalan dünya dan üç-beş kuruş para, beş-on günlük mevki-makam olunca, yerlerde sürünmeğe bile razı oluyorlar. Biz hâlâ Birinci Dünya Savaşı nın doğurduğu şartlarla örtüşen, etrafımız düşmanlarla sarılı veya Türk ün Türk ten başka dostu yoktur türünden sloganların etkisinden kendimizi kurtarmış değiliz. Bu durumun günümüzde de geçerli olduğunu kabul ettiğimizde, o zaman ya düşmanı kendimize dost olarak kazanmamız, ya da düşmandan çok daha güçlü olmamız gerekir. Avrupa Türklerinin büyük kesiminde de buna benzer bir düşüncenin hâkim olduğunu biliyoruz: En yumuşak ifadeyle; birlikte yaşadığımız Avrupalıların biz Müslü-

10 10 ][ dosya Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 man-türklere karşı son derece önyargılı ve dışlayıcı bir tutum içinde olduğu kabul edilir. Bu görüşe itiraz etmiyoruz. İtirazımız; bu gerçeği dillendirenlerin beceriksizliği ve teslimiyetçiliğinedir. Muhataplarına iki sorum olacak: 1. Düşmanca tavırlara veya önyargılara karşı şimdiye kadar ne yaptınız ve ileriye yönelik ne yapmayı düşünüyorsunuz? 2. Madem bizim bizden başka dostumuz yoksa, biz dediğiniz Türklerle gerçekten ne kadar dost olabildiniz veya ne kadar birlik ve beraberlik sağlayabildiniz? İlkesiz ve ülküsüzlük Henüz daha kendisi (Avrupalı Türk) gibi olamamış bir toplumun iradesi de başkalarının elinde demektir. Türkiye nin gelip geçici siyasî gündemi rahatlıkla buralara taşınırken ve buna son derece ilgi duyulurken, Avrupalı Türklerin hayatî meseleleri, Türkiye nin gündeminde minnacık bile işgal etmemesinin asıl sebebi, iradesizliktir. Bir taraftan Almanya, diğer taraftan Türkiye günlük siyasetinin istediği yöne çektiği ve çekiştirdiği Avrupalı/Almanyalı Türkler, temsil noktasında ilkeli bir duruş sergiliyemiyor. Kendine göre ilkeleri olmayan toplumlarda inandırıcı ve güven telkin edici özellikler de olmaz. Avrupalı Türk, 55 yıllık geçmişine rağmen hâlâ Gastarbeiter seviyesinde muamele görüyorsa, bunun başlıca sebebi, temsil statüsündeki ilkesiz ve ülküsüz insan unsurudur. İşin retoriğine itibar edilecek olursa; kurallar, kaideler, şartnameler (olmazsa olmazlar) ve büyük davalar doludizgin... İcraata baktığımızda, mahcubiyetimizden başımızı göğsümüze düşüyor. Bu parantezi açmaya gerek görmüyorum, çünkü hâli-pür melâlimiz ortada... Özellikle baskın (dominant) bir çoğulcu kültürün anavatanında çok farklı bir kültüre mensup azınlık; kitlelerin gurur kaynağı, yüz akı olabilecek ve örnek insan olarak görülebilecek öncülere, idollara ihtiyaç duyar. Kitleler, onların izini takip ederek geleceğe yürür. Bu vasıftaki öncülerden mahrum kalan toplumlar, hırsızın ve kurdun kuşun musallat olduğu basiretsiz çobanın himayesindeki sürüye benzerler. IGMG Kadınlar Teşkilatı 13. Avrupa Kur ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması nı Leverkusen Ostermann Arena da Gerçekleştirecek Kadınlar Teşkilatı Şüphesiz ki bu Kur'an insanları en doğru yola iletir. (İsra suresi, 17:9) ayet-i kerîmesi doğrultusunda Avrupa Kur'ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması nın 13 üncüsü gerçekleştirmeye hazırlanıyor. 18 Mart ta düzenlenecek olan prog-rama sayılı günler kalırken, heyecan da doruğa çıktı. Leverkusen Ostermann Arena da düzenlenecek olan yarışma, 30 bölgenin katılımıyla 55 yarışmacı arasından bölgeler arası elemelerde derece alarak Kur an a gönül vermiş genç kızlar arasında yapılacak. Geleneksel formata uygun olarak küçükler ve büyükler olmak üzere iki kategoride yapılacak olan yarışmada yarışmacılar önce Kur ân-ı Kerîm i ezbere, ardından yüzünden okuyacaklar. Yarışma hakkında bilgi veren IGMG Kadınlar Teşkilatı İrşad Başkanı Nermin Şeker programın kadın karilerin gönülleri okşayan Maide-i Kur an ziyafetleri ve programı taçlandıracak Hafızlık töreni ile, Avrupa nın her köşesinden gelecek olan Kur an sevdalılarının ruhuna hitap edeceğini söyledi. Şeker programa katılım çağrısı yaparak sözlerine şöyle devam etti: Kur an seslerinin yükseleceği bu anlamlı günde eğitim kurumlarımızı, hafızlık kurslarımızı, Kur an yarışmalarına önceden katılmış olan yarışmacılarımızı, teşkilatımızın farklı kurslarında okuyan değerli gençlerimizi, teşkilatımızda hizmet etmiş ve eden tüm kardeşlerimizi, kıssacası 7 den 70 e Kur an a gönül vermiş herkesi programımızda ağırlamaktan onur duyacağız. Beser essen. Beser leben. Beser essen. Audiotherm Visiotherm Dünyanın En Akıllı Tenceresi AMC Premium System. Yeni Audiotherm, pisirmeye Visiotherm yolu ile denetler ve gercekten bir yüksek teknoloji harikasidir. Akustik bir sinyal, isinin degismesi gerektiginde veya pisirme bittiginde haber verir. AMC Premium System ile yemeklerinizin dogru pismesi 3 kez daha emniyetli. Bu da Akkutherm, Sensotherm, Visiotherm sistemlerinin birlikte etkilesmesinden kaynaklanmakta. AMC Premium System, süper bir pratiklik ve klasik dizayninin yani sira yüksek kalitesi ile de büyüler. Secuquick AMC Bischofsheim Büromuz Hizmetinizdedir. Tüm Müşteri ve Dostlarımızı Bekliyoruz. AMC BÜRO: Georg-Mangold Strasse Bischofsheim (bei Rüsselsheim) Tel: guelaycetin.amc@googl .com AMC Premium Ürünlerimizin Sayısız Avantajlarından Sadece Birkaç Tanesi Su ve yağ ilave etmeden pişirme Zaman ve enerji tasarrufu Daha sağlıklı beslenme ve pratik pişirme Dünyanın en tasarruflu AMC Navigenio fırın ve ocağı ile pişirme olanakları AMC Secuquick ile üç kat daha hızlı ve hafif pişirme imkanları HEDiYE KUPONU Beser AMC Müşterisiyim. AMC hediyesine sahip olmak istiyorum. AMC Müşterisi değilim. AMC Premium Sistemi yeni dizaynı tanımak istiyorum. AMC ile işbirliği yapmak istiyorum. Adım:... Soyadım:... Adresim:... Telefonum:... Bu kuponu kesip (AMC, Gülay Kiraz Çetin, Georg-Mangold Str Bischofsheim) adresine gönderiniz. Başvurularınızı E.Mail ile de yapabilirsiniz. guelaycetin.amc@googl .com

11 Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 dosya ][ 11 UNUTMAYIN! Vergi İşlemlerinizde Gerekli Bilgi ve Belgeler Asım TOZOĞLU Vergi karnesi Lohnsteuerbescheinigung (varsa eşinizin de vergi karnesi) Şayet bizde işlemleri yaptırtmadıysanız, bir önceki seneye ait BESCHEID Evlenme / boşanma / ayrılma tarihi Eşinizin ve çocuklarınızın doğum tarihi Alınan hastalık/işsizlik/annelik parasının alınan kurum tarafından belgesi Eşlerden biri emeklilik parası alıyor ise gelen emeklilik parasının bildirisi Yurtdışından alınan emekli gelirleri 18 yaşından büyük çocuklar için okul/meslek eğitimi belgesi Çocuklarınıza ait IDENTIFIKA- TIONSNUMMER Çocukların anaokul ve kreş masrafları Türkiye`de veya dış ülkelerde olan bütün çocuklar için okul belgesi gereklidir. Faiz / Kar payı gibi gelirlerin belgeleri (Örneğin Merkez bankası) Derneklere yapılan bağışlar için ba ış belgesi Hastalık / Araba / Hayat / Kaza / Sigortaları / Yurt dışı hastalık sigortası için belgeler (Bu sigortalar yıllık brüte orantılı olarak belirlendiği için brütün yüksek olduğu durumlarda geçersizdir.) Hastane/gözlük/diş/ilaç masrafları cenaze-defin masrafları, boşanma masrafları (bu masraflar da brüte ve çocuk sayısına orantılı olarak kabul edildiği için, az miktarlar vergi iadesinde etkili olmamaktadır) Sizde veya aile fertlerinin birisinde bedensel veya zihinsel özür var ise, bunun için özürlülük kimliği veya belgesi Íş yolu uzaklığı (tek yön) - Íş icabı değişik yerlere gitmek zorunda kalıyorsanız (montaj veya insaat işçiliği gibi) veya şöför olarak çalışıyorsanız iş yerinizden yılda kaç gün ve günde kaç saat çalıştığınıza dair bir belge (Bescheinigung über die Einsatzwechseltätigkeit/ Fahrtätigkeit) - İş icabı evinizde bilgisayar kullanmanız gerekiyorsa veya bir çalışma odanız var ise bunların gerekliliği için iş yerinizden bir belge ve bunların masrafları. - İş yerinizin size ulaşması gerektiği durumlarda telefon masrafları - Mesleğinizde ilerlemek için eğitim alıyorsanız Kurs ücreti, yol masrafı, Kitap ve gerekli malzemelerin faturaları - Çift ev masrafları Türkiye de SGK`ya ödenen sigorta primleri Oturduğunuz evle iligli tamiratların işçilik masrafları (bacacı, asansör bakımı, vs. evin yanmasrafları hesabında bakabilirsiniz) Birinci dereceden akrabalara (Anne/ Baba/ Büyükanne/ Büyükbaba/ Kayınvalide/ Kayınpeder) yapılan bakım: Bakım yapılan kişilier 65 yaşından genç iseler sadece -emekli iseler-çalışamayacak kadar hasta iseler 6 yaşından küçük çocuklara bakıyorlarsa kabul olmaktadır. Aksi halde iş ve işci bulma kurumundan iş aradıklarına dair belge Bakıma muhtaç kişiler Türkiye`de yaşıyor iseler: - Türkiye`den her şahıs için ayrı ayrı vali veya kaymakamlıktan bakım belgesi - Havale makbuzları ve bunların bakım yapılan kişiler tarafından alındığına dair Türkiye`den gelen ödendi bildirileri - (Bu belgelerin eksikliğinde bakımların vergi dairesi tarafından kabul edilemeyeceğine dikkat ediniz!) Dikkat! Bakım miktarı 2017 yılı için azami EUR dur. Fakat bunda havalelerin yılın içerisinde ilk defa yapıldığı ay gözönünde bulundurulduğu için, havalelerin ocak ayından itibaren ve en fazla 3 ay aralıklarla yapılmış olması gerekmektedir. Örneğin ilk havale Temmuz ayında yapılmışsa kişi başına sadece EUR kabul edilmektedir. Bakıma muhtaç kişiler Almanya`da yaşıyor iseler: - Kendilerinin yardım aldıklarına dair bir beyan (Bu formu bizden temin edebilirsiniz.) - Varsa buradaki gelirlerinin belgeleri (Hastalık-Ìşsizlik-Emeklilik parası belgesi vs.) - Havaleler (Aynı evde yaşıyor iseniz havale gereksizdir.) - Gelirler göz önünde bulundurularak bu kişilere 2015 senesinde yıllık EUR`ya kadar, 2016 senesinde yıllık EUR`ya kadar 2017 senesinde yıllık EUR`ya kadar bakım yapmak mümkündür. - Almanya da yaşayan ve 21 yaşını doldurmuş olan çocuklarınız varsa, bu çocuklara çocuk parası alınmamışsa ve bu çocukların gelirleri yoksa veya çok düşükse bu zaman içerisinde de geçimini siz temin etmişseniz, bakım gösterebilirsiniz. Vergi işlemlerinizi geriye dönük olarak 4 yıl için, istisnai durumlarda geriye dönük 10 yıi için, yaptırtabilirsiniz.

12 12 ][ haber Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 SunExpress Türkiye ile Almanya yı Birbirine Bağlıyor Türk Hava Yolları ve Lufthansa nın ortak kuruluşu SunExpress, dünyanın en büyük turizm borsası olan ITB öncesi Almanya daki Türk acenteleri ile bir araya geldi. SunExpress in tarifeli seferlerle Türkiye ile Almanya arasındaki en büyük kapasiteyi arz ettiğini belirten SunExpress Almanya Genel Müdür Yardımcısı Alper Özen, Türkiye ile Almanya arasında tarifeli seferlerle en fazla noktaya uçan hava yolu şirketinin SunExpress olduğunu belirtti: Türkiye nin 13 şehrinden Avrupa daki, ağırlıklı olarak Almanya olmak üzere, 40 şehre karşılıklı olarak direkt tarifeli uçuşlar düzenliyoruz nın olaylı ve zor geçen bir yıl olduğunu, ama turizmdeki zor şartlara rağmen SunExpress in istikrarlı bir şekilde uçuşlarına devam ettiğini belirten Özen, Biz, Türk turizminin önemli bir ortağıyız. Akdeniz ve Ege bölgelerine tarifeli ve direkt seferlerle en fazla turist taşıyan hava yoluyuz da batı Avrupa dan gelen her beş turistten birini Türkiye ye biz getirdik. Rakiplerimizin hemen hemen hepsi Avrupa dan Türkiye ye olan kapasitelerini azalttılar. Ama biz azaltmadık ve azaltmayı da düşünmüyoruz yaz sezonunda önceki yıla oranlar Türkiye ye olan uçuşlarımızda yüzde 26 kapasite artışı gerçekleştirdik den umutluyuz. Zira rakip ülkelerin kapasiteleri hem doldu hem de fiyatlar çok yüksek. Hem yüksek kalite hem de düşük fiyat avantajı sunan Türkiye nin son dakika satışlarının artacağını düşünüyoruz dedi. Hepimiz bu kampanyayı desteklemeliyiz Almanya daki bütün seyahat acentelerine seslenen Özen, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ın aileni de al, gel kampanyasını tamamen destekliyoruz. Aile, dost ziyareti ve ya tatillerinin memleketlerinde geçirmek isteyenler için Türkiye ye bir köprü durumdayız. Avrupa daki Türklerin tatillerini Türkiye de geçirmeleri hem sektör için hem de Türk turizmi için oldukça önemli olduğuna inanıyorum. burada da iş sizlere ve bize düşüyoruz; bizler Türkiye turizmini bu anlamda el ele verip biraz da olsa canlandırma gücüne sahibiz dedi. SunExpress olarak biz sürekli bir değişim ve gelişim içerisinde olduklarını belirten Özen, bütün bu değişim ve gelişimin müşteri odaklı değişimler olduğunu belirtti: Sizlere daha iyi hizmet vermek için ve sizlerin de müşterilerinize daha iyi hizmet vermesi için daha kolay, müşteri odaklı bir rezervasyon sistemine geçiyoruz, Önümüzdeki hafta bu değişim tamamlanmış olacak. Bunun yanı sıra şimdilik yalnızca SunExpress Almanya uçaklarında, yani XG uçuş kodu olan uçaklarımızda yeni uçak içi eğlence sistemimizi kurduk. Artık herkesten bağımsız olarak yolcularımız, kendi akıllı telefonlarını, tabletlerini kullanarak ister film izleyecek, ister gazete okuyacaklar. Bu sistemimiz inşallah yakında bütün SunExpress uçuşlarında hayata geçecek.

13 Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 haber ][ 13 STARK Gurubu 12 İslam Dersi Öğretmenini Köln Okullarına Kazandırdı Almanyadaki Türk sivil toplum kurumlarından (IGMG) İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatları (DİTİB) Diyanet işleri Türk İslam Birliği, ATİB, İslam Kültür Merkezleri yanı sıra toplam 32 Alman Afrika ve pek çok ülke derneği Stark adlı bir çatı derneği kurdular. Tüm toplumun her türlü ayrı ayrı talep ve beklentilerini ortak yapılan istişare ve çalışmalarla Eyalet hükümetinden kazanma amaçlı kurulan gurup başarıyla yoluna devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda pek çok üyelerinin ana okulundan ev ihtiyacına gibi pek çok farklı konuda çözümler üreten birliktelik en son Avrupalı göçmen müslümanları ilgilendiren bir konuda başarıya imza attı. Bu çerçevede, Köln özelinde 8, çevre ilçelerinde'de 4 olmak üzere, 12 İslam din dersi öğretmeni kadrosunun, eyalet bakanlığı eğitim bütcesinden onayını alarak önümüzdeki günlerde atamaları yapılacak. Almanya nın Chorweiler kentinde Stark gurubunun düzenlediği toplantısına katılan NRW Eyalet hükümeti Eğitim Bakan yardımcısı Kiliseler ve dini bölümler başkanı Susanne Blasberg Bense İslam dininin Almanya nın bir parçası olduğunu ifade ederek şunları söyledi. Kuzey Ren Westfalya müslümanlar için her geçen gün daha da çok anavatan olmaya devam ediyor. Eyalette yaşayan müslümanların sayısı 1.6 milyona ulaştı. Her bir insan bizi toplumu ve demokrasimizi zenginleştiriyor. Bir çok müslüman artık kendilerini ve dinini tanıtabilmek için organizasyonlu ve düzenli bir şekilde kurdukları derneklerde görev alıyorlar. Görülüyorki eyaletteki müslümanlar sadece dini talepler için değil her türlü sosyal aktivite çalışmaları içerisinde bulunuyorlar. Örneğin müslüman kadınlarda artık sadece camilerde değil belediye şehir idaresi gibi kurumlarda aktif görev alıyorlar. Almanyadaki İslam artık gün geçtikçe yerine oturuyor. Müslümanlar kurdukları derneklerin yanı sıra partilerde sendikalarda, eğitim kurumlarında medya alanında aktif sorumluluk alıyorlar. İslam son zamanlarda batı medyasında işlendiği gibi algılanmamalı diğerek sözlerini sürdürdü. DİTİB yönetim kurulu üyesi Dr. Hakan Aydın gazetecilere yaptığı açıklamada İslam din dersi noktasında Avusturya ve Belçikanın Almanya dan daha iyi durumda olduğunu ifade ederek Almanya nın daha yeni yeni adımlar attığını ifade etti. Kölndeki bazı okullardaki müslüman öğrencilerin diğer öğrencilerden daha fazla olduğunu ama çok yerde bu müslüman öğrenciler din derslerini, diğer azınlıkta olanlara göre alamadıklarını ifade etti. KÖLN de görev alacak 13 üğretmeni IGMG, DİTİB, ZMD Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi belirleyecek Hakan Aydın; Her öğretmen olacak kişinin Milli Görüş Ditib ve ZMD nin onayını alarak görevlerine başlayacaklar dedi. Stark gurubunun Köln Chorweilerdeki toplantısında gazetecilere açıklamada bulunan 32 dernekten biri olan Köln Nippes Fatih cami temsilcisi Yusuf Kızıltaş, 360 bin kişinin yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya (NRW) eyaletinde niyazıkki 12 bin müslüman öğrencinin İslam din dersi alabildiğini ifade ederek ''daha yapılacak çok işimiz var dedi.

14 Köprübaşılılar Almanya da Birlikte Coştu 14 ][ haber Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 A vrupa Trabzon Köprübaşılılar Kültür, Sosyal ve Dayanışma Derneği nin Birlik, Beraberlik ve Dayanışma adı altında altıncısını düzenlediği gecede adeta Köprübaşı rüzgarı esti. Almanya nın Schwelm şehrinde düzenlenen Köprübaşılılar Gecesi nde 2 bine yakın hemşehriler bir araya gelerek hem hasret giderdiler, hem de gönüllerince eğlendiler. Gecede; KTÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ayar, KTÜ Tıp Fakültesi Dekan Yrd. ve Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa İmamoğlu, Köprübaşı Halk Eğitim Müdürü Aydın Sancak, Köprübaşı İlçe Milli Eğitim Müdürü Dursun Yazıcı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı Yatırımlar Dairesi Başkanı Ahmet Malkoç birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaparak, gecenin anlam ve önemini belirten birer konuşma yaptılar. Geceye Türkiye den: Köprübaşı-Gündoğan Mahallesi Muhtarı Zeynep Ayar, İstanbul Her Yönüyle Trabzon Platformu Başkanı Köksal Öztürk, İstanbul Köprübaşılılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Alibey Kızıltaş, Taka Gazetesi Bölge Temsilcisi Gazeteci Cemal Sancak, Emekli Sağlık Memuru ve Fenni Sünnetçi Mehmet Aksoy, Köprübaşı - Gündoğan Mahallesi Eski Muhtarı Ahmet Aydın, İstanbul da Mehmet Süer, İzmit ten Songül Sancak Altınışık, Trabzon dan Şeref Yılmaz katıldı. Ayrıca Taka Gazetesi kurucularından Ahmet Sancak, Muzaffer Sancak ve imtiyaz sahibi Aslan Sancak, Avrupa Türk Demokratlar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Asiye Bilgin, Güneşara Kültür Derneği Başkanı Mustafa Aydın, Avrupa Trabzon Dernekler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Sait Çelik, Siegburg Trabzonlular Dernek Başkanı Hasan Çelik, Dortmund Trabzonlular Dernek Başkanı Ramazan Kabataş, Hessen Frankfurt Karadenizliler Derneği Başkanı Sedat Travacı, Psikolog Dr. Seyhan Dilşat ta Almanya dan katılan konuklar arasında yer aldı. Avrupa Trabzon Köprübaşılılar Kültür, Sosyal ve Dayanışma Derneği Başkanı Ahmet Anaç, gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Programda, geceye katkılarından ötürü başta ana sponsorlardan Eventhalle salonun sahibi İsrafil Erkılıç ile diğer sponsorlara teşekkür plaketi verildi. Gecede Köprübaşılı değerler unutulmadı. Avrupa Trabzon Köprübaşılılar Derneği ile aynı çatı altında faaliyet gösteren ve derneğe katkı sunan Güneşera Kültür Derneği Başkanı Mustafa Aydın a ve Köprübaşılılar Derneği Kadın Kolları adına Yıldız Aksoy a, Köprübaşına ve bölgeye engelli araçların toplanması ve dağıtılmısanda yaptıkları yardımlardan öürü Alibey Saka a, 2016 yılında kaleme aldığı şiir kitabının ardından 2017 yılında duygusal şiirlerle dolu Dolunay albümüne imza atan başarılı işadamı Ahmet Sancak teşekkür ve onur plaketi verildi. Gecede ayrıca Almanya da kurduğu çekirdek ailede 4 çocuğu ve 8 torununu üniversite eğitimi almaları için özveri, gayret ve fedakarlık göstereren takdire şayan örnek anne-baba olarak Hayriye Aslan Sancak çiftine 2017 YILININ AİLESİ ödülü verildi. ANKARA-ELMADAĞ PLANLAMA BÖLGESİNDE ARSALAR ELMADAĞ ANKARA-ELMADAĞ SANAYİ VE KONUT PLANLAMA BÖLGESİ BÖLGE MEVCUT ANKARA-SAMSUN DEVLET YOLU VE KONVANSİYONEL DEMİRYOLU YANINDA PROJESİ TAMAMLANAN YAPISINA BAŞLANACAK OTOYOL VE HIZLI TREN GÜZERGAHI ÜZERİNDEDİR. En Kârlı Yatırım Aracı Emlak-Arsa Türkiye nin Başkenti Ankara da Arsalar Ankara-Elmadağ Planlama Bölgesindeki Arsalar 2019 Sonunda İmara Açılacak. Ankara-Elmadağ da Hem Sanayi Bölgesi ve Hem de Konut Bölgesi Arsaları İtibariyle Bitecek Olan Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Projesi nin Geçtiği Mevkide. Ankara Yeni Şehirlerarası Otobüs Terminalinin Karşısı Ankara-Mamak ta İmarlı ve İmara Açılacak Arsalar. A n a d o l u İ m a r P r o je A. Ş. Avrupa Koordinatörü Bekir ŞEN bekirsen@hotmail.de

15 Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 dosya ][ 15 Önden Gidenler Kendileri için yaşayanlar yalnızca kendi iyiliklerini düşünürler; insanlık için yaşayanlar insanlığın menfaati için çabalarlar. Murat KUBAT İnsanlar ikiye ayrılır; birincisi sırf kendileri için yaşayanlar, ikincisi insanlık için yaşayanlar. Kendileri için yaşayanlar yalnızca kendi iyiliklerini düşünürler; insanlık için yaşayanlar insanlığın menfaati için çabalarlar. Sırf kendileri için yaşayanlar sırf kendilerini düşünür; insanlığın iyiliği, huzuru ve refahı için ortaya en ufak bir gayret koymazlar. İnsanlığın huzur ve saadeti için çabalayanlarsa kendi rahatlarını ahirete ertelemişlerdir. Onların en belirgin vasfı kendi nefsleri, kendi çıkarlarını düşünmemeleridir. Onları hep bir uğraş ve çaba içerisinde görürüz; zulmün olmadığı, insanların sömürülmediği, insan onurunun ayaklar altına alınmadığı daha güzel bir dünya için gayret gösterirler. Adeta derler ki; dünya yan gelip yatılacak yer değil. Madem ki dünya ahiretin tarlası, ahiret için dünyada çalışmak lazım gerek. Allah önden gidenleri övmüştür. Ahirette onlar için, Allah ın izni ile, büyük mükafatlar vardır. Onlar dünyanın sıkıntısını, çilesini göğüslemiş kimselerdir. Onlar önden gidenlerdir; yol açanlardır. Önden gidenler yol açarlar. Arkadan gelenler bu yolda yürüyüşlerini devam ettirirler. Yol açmak hiç şüphesiz açılmış yolda yürümekten daha zordur. Yaşadıkları bölgeler farklı olsa da, mücadele ruhu ile görürüz onları. İnsanlığın iyiliği için çaba sarfeden, öncü ve örnek insanlardır onlar. Mazlumlardan yana, zalimlere karşı görürüz onları. Dünyalık peşinde değil, Allah ın rızası peşinde koşarlar. Allah ın rızası nı kazanmayı dünyalık herşeye tercih ederler. Yük olan değil, yük alan kimselerdir. O yüzden belleri bükülmüştür, sorumsuzların sorumluluklarını da taşıdıkları için. İnsanlığın ve Müslümanların sorunlarını omuzlarında hissederler. Dava adamıdır onlar. Uğrunda ter dökecekleri bir davaları vardır. Onun için gece gündüz koştururlar. Engelleyenlerin engellemesine takılmazlar, kınayıcıların kınamasına aldırış etmezler. Doğru bildikleri yolda ısrarla yürüyüşlerini sürdürürler. Şubat ayını, vefat yıldönümleri münasebetiyle önden gidenleri rahmetle andığımız ay olarak değerlendiriyoruz. İsimleri Şeyh Şamil, Abdulhamit Han, Malcolm X, Necmeddin Erbakan ve daha niceleri. Dünya ancak önden giden güzel insanlar vesilesiyle güzelleşecektir. Allah tan sayılarının çoğaltmasını, mekanlarının cennet olmasını dua ederiz. Yemenli çocuk: Beni gömmeyin Görüntüler eskiydi (2015) ama gündemimi yeni düştü. Yemen deki zulmün çocuklara kadar uzandığının gösteren bir haber videosu. Halep teki kıyıma şahit olmuştuk ama Yemen de neler olup bitti tam gündemimize yansımamıştı. 50 saniyelik videoda, Yemen de evleri bombalanmış ve yaralanmış bir çocuğun hastanedeki tedavisi gösteriliyordu. Henüz 5 yaşında, ismi Ferid olan bu çocuk yaraları tedavi edilirken sürekli şu cümleyi tekrarlıyordu: Beni gömmeyin. Ve birkaç gün sonra hayatını kaybetti, gömdüler onu. Bombaların vicdanı olmaz. Belli ki, bombaları kadınların, çocukların, masumların üzerine atanların da vicdanları yok. Dünya çocuklarının ölümüne sebep olan hiçbir çıkar, hiçbir gerekçe meşru olamaz. Masum insanların dünyanın gözleri önünde, göz göre göre, on binlerce, yüz binlerce, milyonlarcasının katledilmesine müsaade eden bir dünya temiz bir dünya olamaz. Ferid, bu kötü dünyanın içerisine doğdu. 5 yaşında, daha hayatı anlamlandırabilecek yaşa bile ulaşmadan, kötülerin kötülüklerine muhatap oldu. Acımasız ve kötü bir dünyanın çocuğuydun. Şimdi cennetin çocuğu oldun. Korkma! Seni artık kimse gömemeyecek. Bürotime, Almanya daki İlk Konsept Mağazasını Frankfurt ta Açtı Mevcut yatırım ve projelerini yurt içi ve yurt dışı olmak üzere toplam 152 satış noktasında istikrarlı bir şekilde sürdüren Bürotime, son olarak geçtiğimiz aylarda Irak ta gerçekleştirdiği showroom açılışının ardından, Almanya nın en önemli kent merkezlerinden biri olan Frankfurt ta konsept mağazasını ve geniş ürün skalasını keyifli bir kokteyl eşliğinde duyurdu. Türkiye nin lider ofis mobilya üreticisi Bürotime, 2017 de bulunduğu pazarlarda daha da güçlenmenin yanı sıra; yeni açılım ve fırsatlar yakalayabileceği ülkelerde yayılmaya ve satış kanallarını konsept mağazalara dönüştürerek kullanıcılarla daha yakından etkileşim kurmaya devam ediyor. Frankfurt kentinde gerçekleştirilen davete Frankfurt Başkonsolosu Burak Karartı, Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu, Spielmanns Officehouse kurucusu ve Genel Müdürü Dietmar Spielmann, ev sahibi Capara Holding GmbH. Yönetim Kurulu Başkanı Adem Çapar, mimarlar tasarımcılar ve işadamlarından oluşan davetliler katılıdı. Capara Holding GmbH Yönetim Kurulu Başkanı Adem Çapar açılış konuşmasında; Bürotime`ın 153 ncü Franchise mağazasının açılışında aramızda olmanızdan mutlu olduğumuzu belirtmek isterim. Bürotime Türkiye`nin metrekare kapalı üretim alanına sahip olan, dünyada 32 ülkede 152 mağazası ve Showroom`u İle alanında birinci sırada yer almaktadır. Bu açılışın akabinde Avrupa ve Almanya`da diğer sehirlerde de yeni Franchise`lıklar verileceğini müjdesini veren Sayın Çapar, Bürotime`ın diğer firmalara göre avantajlarının, ücretsiz bilgilendirme ve planlama, fiyatların uygun ve ürünlerin kaliteli olması ve teslimat süresinin kısa olması olduğunu belirtti.

16 16 ][ dosya Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 Mevlâna dan Yöneticilere Öğütler Doç. Dr. Nuri Şimşekler Selçuklu sultanları özellikle Alâeddin Keykubad ( ) başta olmak üzere bilginlere, gönül adamlarına, din büyüklerine ve sufi şeyhlerine karşı büyük bir hürmet besliyor, onları madden ve manen destekliyor, bunun karşılığı olarak da onların ilimlerinden ve yol göstericiliklerinden istifade ediyorlardı. Alâeddin Keykubad ın kendisini Konya ya davet ederek ilminden faydalandığı Mevlâna nın babası Bahâeddin Veled de Hakk a yürüyüşüne kadar iki yıl müddetince Konya da ilim dostu bu başarılı sultana ve çevresindekilere ilmiyle ışık tutmuştu. Babasının vefatından sonra Mevlâna da 6 Selçuklu sultanı dönemi görmüş; bunlardan İzzeddin Keykâvus II ve IV. Rükneddin Kılıç Arslan ona mürit olup sohbetlerine sıkça katılmışlardı. Siyasi dönem olarak, gerek Moğol saldırıları, gerekse Alâeddin Keykubad ın torunlarının taht ve makam kavgaları Mevlâna nın Şems-i Tebrizî ile buluşmasından sonraya rastlamış, Şems in ışığıyla pişen Mevlâna da bu sıralarda olgunluk dönemine geldiği için ilmiyle onlara yol göstermeye çalışmıştı. Mesnevî sinde, verdiği misal ve teşbihlerle konuların daha iyi anlaşılmasını sağlayan Mevlâna ya göre yönetici bir havuz, halk ise bu havuza su dolduran borulara benzer. Hâl böyle olunca da eğer borulardan pis su gelirse havuz pis suyla; temiz su gelirse temiz suyla dolacaktır. Buna göre yönetici, halkın bir araya gelmesiyle oluşturduğu bir kişi ya da makamdır. Yani; halk nasılsa, yönetici de öyledir. Ya da eğer kusur varsa bu Nasılsanız öyle yönetilirsiniz. hadisinin tefsiridir. Mevlâna, yöneticilerin sosyal adaleti sağlaması hususunu bir padişahın ağzından yine Mesnevî sinde şöyle nakleder: Ben bir hükümdarım, benim işim adalettir, lütuftur. Ben kendi soframda ne yersem, halkıma da onu yediririm. Pişmiş, ham boğazımdan ne geçerse maiyetimdekilerin (halkımın) boğazından da o geçer. Ben kürk, atlas ne giyersem halkım da onu giyer. Ben bunları giyerken onlara eski elbise giydiremem. Çünkü Peygamber Efendimiz'in şu hadisinden öğüt alırım: Siz ne giyiyorsanız, hizmetçilerinize de onu giydirin; elinizin altındaki kişilere yediğiniz şeylerden yedirin. Bu cümlelerden çıkacak sonuç da adaletli gelir dağılımı ve sosyal adaletin Mevlâna nın dilinden yüzyıllar öncesi vurgulanış ve öğütleniş durumudur. Mesnevî sinde bir yöneticinin nasıl olması gerektiğini bu vurgulayıcı fikirlerle açıklayan Mevlâna, Mecâlis-i Seb a adlı eserinde de zalim yöneticileri kınar ve şöyle der: Yoksulun gönlünü kebap edip yiyen zalim yönetici, iyice dikkat ederse görür ki kendi budunu kızartıp yemektedir. Mevlâna döneminin etkin devlet adamı, uygulamaları ve koyduğu vergilerle zaman zaman halka ve fakirlere eziyet eden Emir Muineddin Pervane, bir gün Mevlâna nın huzuruna gelerek sohbetine katılır. Mevlâna güzel bir sohbetten sonra şu olayı anlatır: Seyyidimiz Peygamber Efendimiz Mustafa (s.a.v.) bir gün yolda giderken yol üstünde bir kemik gördü. Mübarek eliyle o kemiği yerden alıp toprağa gömdü. Yoluna devam ederken başka bir kemik daha gördü. Bu kemiğin üstüne de bir akrep oturmuş, kemiğe eziyet ediyordu. Peygamber bir müddet bu kemiğe baktıktan sonra ona hiç dokunmadan yoluna devam etti. Sahâbeden biri bu iki kemiğin hâlini ve kendisinin davranış şeklini Peygamber den sordu. Peygamber kendisine şu açıklamayı yaptı: İlk gördüğümüz kemik zalim bir yöneticinin zulmüne uğrayan bir mazlumun idi. Acıdım ve onu alıp toprağa gömdüm. İkinci kemik ise daima zulüm yapan bir idarecinin idi. Yüce Allah onun zulmünden bir akrep meydana getirmiş, o akrep de kıyamete kadar ona eziyet etmesi için görevlendirilmişti. Basiret sahibi insanlar bu hâli görüp ibret alsın diye o kemiği gömmem için bana izin verilmedi. Mevlâna bu olayı anlattıktan sonra, O hâlde dişinle günahsızları ısırma, sonunda başına gelecek darbeyi düşün. Eğer sen zayıf ve yoksul kimseleri dişinle ısırıp kan içinde bırakırsan, bunun karşılığı olarak da seni öyle bir diş ağrısı tutar ki, çaresiz kalırsın. şiirini okudu. Emir Pervane dikkatlice dinlediği Mevlâna nın sözlerinden sonra fakirlere bağış ve ihsanlarda bulunmaya gayret etti. Eserlerinde adaletle, doğrulukla yönetim göstermeyen hâkimlere de işaret eden Mevlâna, haksızlığa uğrayan bir mazlumun ağzından şu sözleri söyler: Ey hâkim, senin hükmün adalettir, azgınlık değil. Ey hâkim, kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına nasıl reva görürsün? Kim kuyu kazarsa içine kendi düşer, hadîs-i şerifini okumadın mı? Çünkü zalimin zulmü, karanlık bir kuyudur... Mevlâna yine Mecalis-i Seb'a adlı eserinde bu konuyla ilgili olarak, duygusal bir şekilde şöyle der: Emir sahibi yönetici hainlik ederse çevresindekiler de hainlik eder. Yeryüzünde hüküm verecek hâkim de bilerek yanlış hüküm verirse, yüceler yücesi ve gerçek hâkim olan Allah tarafından nelere uğratılır? Vay onların hâline, vay onların hâline! Yine de vah, vah onların hâline! Yapılması gerekenlerden dolayı hiç insan övülür mü? Mevlâna bu türlü adaletsiz davranan yöneticileri destekleyen ve öven halka da Peygamberimizin Zalim kişi övülünce, Allah gazaba gelir; arş bile titrer bu yüzden. hadîs-i şerifini hatırlatır. Bir gün Mevlâna nın yanına bir kişi gelir ve Falan yönetici hiç rüşvet almadan iş yapıyor; ne değerli bir kişi! diyerek o idareciyi övmeye başlar. Mevlâna ise bu şahsı azarlayarak Git buradan! Zaten normal olanı da bu değil mi? Bu yapılması gerekenlerden dolayı hiç insan övülür mü? der ve o kişiyi huzurundan uzaklaştırır. Sana bekçilik emretmişler Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykâvus II, Mevlâna yı ziyarete gelir. Mevlâna ona gerektiği gibi iltifat göstermeyip dersi ve müritleriyle meşgul olur. Sultan bir müddet bekledikten sonra Mevlâna hazretleri, bana bir nasihat ver. der. Mevlâna kendisine sertçe bakarak Sana ne öğüt vereyim? Sana çobanlık emretmişler; sen kurtluk yapıyorsun. Sana bekçilik emretmişler; sen hırsızlık yapıyorsun. Allah seni sultan yaptı; sen şeytanın sözüyle hareket ediyorsun. buyurur. Sultan bu sözleri işitip kendini muhasebeye çeker ve artık adil olacağına dair yemin eder. Mevlâna nın verdiği ders Döneminin en etkin veziri Emir Muineddin Pervane, Mevlâna ile sohbet için medresesine gelir. Kapıdaki müritler hemen Mevlâna ya haber verirler. Mevlâna ise öğrencilerine ders vermekte olduğunu bildirerek vezirin beklemesini söyler. Birkaç saat geçer; Mevlâna hâlâ derstedir. Pervane nin biraz daha beklemesini söyleyerek onu huzuruna almaz. Böylece uzun bir süre geçer. Sonunda Mevlâna bir müridiyle haber göndererek çok meşgul olduğunu ve daha sonraki günlerde gelmesini ister ve onunla görüşmez. Emir Pervane üzgün bir şekilde medreseden ayrılır ve yolda giderken Evet der; kısık bir sesle. Mevlâna bana gereken dersi çok iyi verdi. Etrafındakiler sorar: Ne dersi vezirim; siz kendisiyle görüşmediniz ki! O, çevresindekilere şu cevabı verir: Ben sultan olarak, kapıma gelen ihtiyaç sahiplerini nasıl bekletiyor ve hatta hiç görüşmeden onları kapımdan savıyorsam, o gönül sultanı da bana bunu yaptı ve bekletilmenin ne kadar kötü olduğunu bana gösterdi. Artık bundan sonra kapıma gelen hiçbir ihtiyaç sahibini bekletmeden huzuruma alın. Allah ın ve O nun elçisinin sözlerini okuduğun ve bildiğin hâlde Bir gün Emir Pervane, kendisine nasihatlerde bulunması ve öğütler vermesi için Mevlâna nın huzuruna gelir. Mevlâna onun bu isteğini dinler, bir müddet susar ve Emir e dönerek sorar: Emir, Kur an ı ezberlediğini duyuyorum. Emir, Evet ezberliyorum. diye cevap verir. Mevlâna tekrar sorar: Hadîs-i şeriflerle ilgili bir eseri de Şeyh Sadreddin Hazretlerinden dinlediğini duyuyorum. Emir tekrar Evet, doğrudur. diye cevap verir. Bunun üzerine Mevlâna Madem ki Allah ın ve O nun elçisinin sözlerini okuduğun ve bildiğin hâlde o sözlerden nasihat alamıyor ve ayet ve hadislerin gereğince amel edemiyorsun, benim nasihatimi nasıl dinlersin? deyince Emir ağlayarak Mevlâna nın huzurundan ayrılır ve bir müddet de olsa adaletli bir yönetim göstermeye başlar. Dört kıbleye hizmet et Emir Pervane yine bir gün Mevlâna nın sohbetine gelerek, nasıl hareket edeceğine dair öğüt vermesini ister. Mevlâna da Emir, eğer yapabilirsen samimi bir şekilde dört kıbleye hizmet et! der. Pervane Biz bir kıble biliyoruz, diğer üçü hangisidir? diye sorar. Mevlâna cevap verir. Bunlardan biri namaz kıblesidir ki, günde beş vakit yüzünü ona çevirirsin. İkincisi dua kıblesi olan gökyüzüdür. İhtiyacın olduğu zaman yüzünü dua kıblesine çevirir, ağlar, sızlar kendi arzunun yerine gelmesi için ricada bulunursun. Üçüncü kıble ise padişahlardır. Padişahlar yoksulların ihtiyaçlarının kıblesi ve mazlumların sığınağıdır. Çaresiz kalmış biri veya bir mazlum sana geldiği vakit onun ihtiyacını yerine getir ki, sen de ikinci kıbleye yani Yüce Allah ın makamına başvurduğun vakit O da senin ihtiyaçlarını yerine getirsin. Elinden geldiği kadar kimsenin kalbini kırma. Çünkü bu kalp kırma yolunda diken çoktur. Muhtaç olan fakirlerin ihtiyaçlarını gider, çünkü senin de onlara işin düşecektir. Dördüncü kıble ise erenlerin gönlüdür. Bu gönül ise Yüce Allah ın baktığı kıbledir ve kâinattan da yüksek ve yücedir (...) Aman dikkat et, sakın o gönüllere taş atmayasın (...) eğer sen tam bir samimiyet ve doğrulukla Yüce Allah ın tarafında yer alırsan Allah da ülkeni ve ahiretini senin için korur.

17 Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 röportaj ][ 17 KT BANK IN YENİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ AHMET KUDSİ ARSLAN İLE SÖYLEŞİ KT BANK IN YENİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ AHMET KUDSİ ARSLAN KT Bank güçlü adımlarla büyümeye devam ediyor Buraya İslami bankacılığı tanıtmaya ve kalıcı olmaya geldik Almanya da İslami bankacılığın bayraktarlığını yapıyoruz Almanya ya kâr hırsıyla gelmedik İnsanların gönüllerindeki banka olmak istiyoruz KT Bank, Temmuz 2015 tarihinde yüzde yüz Kuveyt Türk Bankası nın iştiraki ile Almanya ve Euro bölgesinin ilk İslami bankası olarak faaliyetlerine başlamıştı. KT Bank ın Almanya yı faizsiz, İslami bankacılık sistemiyle tanıştırması, yatırımlarını değerlendirmek isteyen ancak dini hassasiyetleri gereği bankalardan uzak duran vatandaşlar tarafından da büyük bir memnuniyetle karşılanmıştı. KUVEYT TÜRK TEN KT BANK A ÇOK TECRÜBELİ BİR İSİM DAHA KATILDI Frankfurt, Berlin ve Mannheim da şubeler açan KT Bank yönetim kuruluna, ana banka Kuveyt Türk ten çok tecrübeli, üst düzey bir yönetici dahil oldu. 20 yıllık bankacılık deneyimine sahip Ahmet Kudsi Arslan, Kuveyt Türk te finansal analiz, pazarlama ve şube müdürlüğü, krediler ve özel bankacılık gibi farklı birimlerde üst düzey görevlerde bulundu. Arslan ın, Ocak 2017 itibariyle KT Bank ın yönetimi kurulu üyesi olarak atanması Kuveyt Türk ün Almanya pazarına güven ve inancının tam olduğu şeklinde yorumlandı. KT BANK IN 5 YILLIK VİZYONU BELLİ KT Bank ın yeni yönetim kurulu üyesi Ahmet Kudsi Arslan ile KT Bank ın misyonunu, ürün ve hizmetlerini konuştuk. Ahmet Kudsi Arslan, Almanya pazarına girerken uzun vadeli program ve planla yola çıktıklarını belirterek, 5 yıllık strateji planımız doğrultusunda belirlediğimiz hedeflere emin adımlarla yürüyoruz. Kendi içimizde yeniden yapılanarak, daha önce kuruluşta ortaya koyduğumuz misyon, vizyon ve segmentasyonumuzu değerlendirerek iş planımızı optimize ettik. Geleceğe uygun bankacılık alt yapısı oluşturmaya gayret ediyor ve teknolojiye yatırım yapıyoruz dedi. ANA BANKAMIZ, SAĞLAM BANKA KUVEYT TÜRK ÜN İMKANLARINI DAHA FAZLA KULLANACAĞIZ Ahmet Kudsi Arslan, Kuveyt Türk ün Almanya da daha da büyümek ve güçlenmek istediğini, bu yüzden KT Bank a olan yatırımını arttırdığını belirtti. Geçen yıl ve bu yıl toplam 45 milyon Euro Avrupa daki sermayesini artıran Kuveyt Türk ün, Almanya da KT Bank ile daha da büyümeyi hedeflediğini dile getiren Arslan, Artık her türlü ürünümüzde, hedef müşterimizde ana bankamızın ürün ve alt yapı imkanlarını kullanacağız. Ana bankamızın bankacılık modeli bizim modelimiz olacak. Hali hazırda Kuveyt Türk ün adresi Almanya olan onbinlerce müşterisi var. Yani bu insanların güvendiği, birikimlerini değerlendirdiği Kuveyt Türk ün marka değerini daha fazla kullanacağız dedi. VATANDAŞLARIMIZIN BİZE HOŞGELDİNİZ DEMELERİNİ BEKLERİZ Biz bütün Müslümanların bankasıyız. Tabiki Almanya daki Müslüman toplum içinde ağırlığı Türk nüfusu oluşturuyor. Hizmet verdiğimiz Almanya da 3 milyon Türk yaşıyor diyen Arslan, büyük yatırımlar ve fedakarlıklar yaparak geldikleri bu pazarda vatandaşların desteğinin önemine dikkat çekerek, şöyle devam etti: Biz önce insanlardan bize mevduatlarını getirmelerini, bizde gayrimenkul finansmanı için peşinatlarını biriktirmelerini isteriz. Yani bize önce hoşgeldiniz demelerini isteriz. Almanya ya geldik, yatırımlarımıza devam ediyoruz, altyapımızı güçlendiriyoruz, know-how u arttırmak için Türkiye den destek alıyoruz. Biz sorumluluk üstlendik, Almanya daki insanımızı İslami bankacılık ile tanıştırdık. Almanya da yaşayan ve katılım bankacılığı iş modeliyle buluşmak isteyen tüm müşterilere ihtiyaç duydukları hizmet ve ürünleri sunabiliyoruz. Artık buradaki vatandaşlarımıza da görev düşüyor. Bu banka onların sahiplenmesiyle daha da büyüyecek. BURAYA KÂR HIRSIYLA GELMEDİK Almanya ya kâr hırsıyla değil, doğru modeli taşıma, İslami bankacılığın bayraktarlığını yapma, mücadelesini verme amacıyla geldiklerinin altını çizen Ahmet Kudsi Arslan, Bu bir yükümlülük, sorumluluk. Buraya bir misyonla geldik ve kalıcıyız. Biz katılım bankacılığının lider bankasıyız bu yüzden insanların en sevdiği, gönülden bağlı olduğu banka olmayı hedefliyoruz şeklinde konuştu. ONLİNE BANKACILIĞA AĞIRLIK VERECEĞİZ Dünyada klasik bankacılık anlayışının büyük bir değişim geçirdiğine vurgu yapan Arslan, Biz şube sayısı arttıkça büyüyen bankacılık modeli yerine alternatif kanallara yöneleceğiz. Online bankacılık ve direkt bankacılığa giden yolda büyümeye, bu yolda teknolojik yatırım yapmaya odaklanacağız. Klasik banka-

18 18 ][ röportaj Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 cılık yerine bu alanlara ağırlık vereceğiz. Örneğin KT Bank da hesap açmak isteyenler, herhangi bir aylık hesap işletim ücreti ödemeden, şubelerimize gelmeden de Video-ID ve Post-ID ile hesap açabilir ve Internet bankacılığı hizmetlerimizden faydalanabilirler dedi. Büyümede şube sayısına değil, müşteri sayısına odaklanmak istediklerini ancak şube ağını da Türk ve Müslüman toplumun yoğun yaşadığı bölgelerde güçlendirmeyi planladıklarını dile getiren Arslan, KT Bank ın sunduğu ürün ve hizmetlere de değinerek KT Bank AG, Almanya da bankacılık ürün ve hizmetlerinin tamamına yakınını özel ve ticari müşterilere faizsiz bankacılık esaslarına uygun olarak sunmaktadır. Bizimle, tüm havalelerinizi gerçekleştirebilir, emlak, araba ve bireysel ihtiyaçlarınızın finansmanını faizsiz bankacılık esaslarına uygun olarak sağlayabilirsiniz. Birikimlerinizi helal yollardan değerlendirebileceğiniz katılma hesabıyla elde edilen toplam kârdan % 85 e varan paylaşım oranında helal kazanç elde edebilirsiniz. Prensiplerimize uygun usüllerle çalışan KT Bank Kredi Kartı ile gönül rahatlığıyla alışverişinizi yapabilirsiniz. Ayrıca hesaplarını bize getiren müşterilerimizin hesap taşıma (Umzug) işlemini ücretsiz, sorunsuz ve kısa zamanda güvenli bir şekilde sağlıyoruz dedi. ESNAF VE İŞ DÜNYASINA AVANTAJLI ÜRÜNLERİMİZ HAZIR Ayrıca Arslan, yapı finansmanı, hizmet finansmanı ile ticari firmalar için import financing adıyla buradaki mevzuata, alışkanlıklara ve diğer bankalardan kredi kullanma tekniklerine uyumlu, nitelikli yeni bir ürün oluşturduklarını söyledi. Arslan, Ticaretle uğraşanların dünyanın her yerinden bizim adımıza alacakları ürün ve hizmet alım bedellerini müşterimiz adına biz transfer ediyoruz. Yani malı alıp, satıyoruz, müşteri de kendi nakit akışına uygun bir şekilde belirli taksitlerle bize geri ödüyor. Helal gıda sektöründe ithalatını Türkiye den yapan firmalar, Hollanda, Belçika dan et ithal eden şirketler için çok cazip olacağını düşünüyoruz dedi. SON ÜÇ AYDA BÜYÜME HIZIMIZ ARTTI 2017 yılından çok umutlu olduklarını söyleyen Ahmet Kudsi Arslan, açıklamalarını, Son üç aylık mali verilerimiz, yeni ürünlerimizle birlikte çok hayırlı ve bereketli bir kapının açıldığını, güzel adımların atılmaya başladığını gösteriyor. Son üç aydaki büyüme rakamlarımız diğer ay ortalamalarını göre çok olumlu. Ticari ve bireysel müşterilerimizin çözüm ortağı olmak bizi daha da motive ediyor sözleriyle noktaladı. Kuveyt Türk iştiraki KT Bank AG ye web sayfasından, service@kt-bank.de adresinden veya servis telefonundan ulaşabilirsiniz. Ayfer ÇAVUŞ Allianz Hauptvertretung Her Türlü Sigorta İşlemlerinizde Hizmetinizdeyiz Adres: Marienstr Offenbach am Main Tel: Fax: Mobil: ayfer.cavus@allianz.de Web:

19 Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 bilgilendirme ][ 19 Sosyal Güvenlik Kurumu nun Yurtdışı Borçlanmasına Her Altı Ayda Gelen Günlük Prim Zamların Ödenmesi Gittikce Zorlaşıyor Yaşar CİMŞİT Değerli okuyucular Sosyal Güvenlik Kurumu nun 2017 yılı ilk altı ay için Yurtdışı Borçlanma ile belirlenen günlük prim sizinde bildiğiniz gibi 19 TL olarak belirlenmiş bulunmaktadır. Her altı ayda bir asgari ücrete endeksli olarak gelen zamlar, her yıl biraz daha artarak ödemede zorlukları beraberinde getirmektedir. Avrupalı Türklerin ekonomik olarak, burada yaşayan yerli halka nazaran kazançlarının ve gelir durumunun düşük olması, bir iş krizi veya işyeri kapanacağı zaman öncelikli olarak (Göçmen veya Yabancıların) hedef halinde oldukları bilinmektedir. Almanya da işsizlik tek haneliyken bu rakam Türkler veya Göçmenler arasında çift hanelidir. Almanya da gelir dağılımındaki adaletsizlikten en çok etkilenen başta Türkler olmak üzere diğer yabancılardır. Avrupalı Türklerin yaşamış olduğu ülkedeki Emeklilik maaşlarının azlığı veya çalışma dönemindeki yeteri kadar kazancı olmadığından Emekli Sandığına kesilen primler maalesef emekli olunduğunda yeteri kadar maaş alamamaktadır. Almanya da gerek Federal gerekse Eyaletlerde yapılacak seçimlerde işsizlik, sosyal gelirdeki dağılım, yerli halkın kazancı veya her türlü olumsuzluklar yine siyasi malzeme olarak başta Müslümanlar, Türkler ve Göçmenler kullanılacaktır. Burada yaşayan Emekli Türklerin ekonomik durumları her geçen gün iyice kötüleştiği yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Bundan dolayı gerek mevcut Hükümetin gerekse kanun yapıcılarının bu hususu dikkate almalarını ve Avrupalı Türklerin Yurtdışı Borçlanmalarının daha fazla zamlanmadan ödeyebilecekleri bir makul fiyatta sabitlemeleri talep edilmektedir. Bizden bilgi almak isteyen vatandaşların yakındıkları birinci konu, günlük prim fiyatın yüksek olması ve ödenmesi gereken borçlanmanın maddi imkanlarını çok aşmasıdır. Değerli okuyucular mail yoluyla sizden gelen sorulara cevaplar aşağıdadır. Soru: Hatice Uygurlu, Doğum yılında Almanya ya geldim yılında Meslek Eğitimi yaptım ve ilk çocuğum 1990 yılında ikinci çocuğum 1994 ve üçüncü çocuğum 1998 yılında dünyaya geldiler. 2002`den 2015 yılına kadar mesleğim ile ilgili bir Eczahanede çalıştım. Türkiye de izindeyken 2 hafta SSK`lı olarak çalıştım. 1. Ne zaman emekli olabilirim? 2. Ne kadar ödemem gerekiyor. Cevap: Hatice hanım vatandaşlığınızı belirtmemişsiniz şayet Türk vatandaşlığınız varsa, 5075 günden borçlanarak 42 yaşında emekli olmayı hak kazanırsınız. Dikkat etmeniz gereken Almanya da yapmış olduğunuz doğumlardan dolayı müracaatlarda dikkate alınması gerekiyor. Alman Emeklilik Sandığından alacağınız (Versicherunngsverlauf) denilen Hizmet Dökümünde eksiklik veya çocukların kaydının olup olmadığına bakmanızı tavsiye ederim. SGK`ya yapacağınız müracaatta dikkat etmeniz gerek evraklarınız eksiksiz ve tam olması durumunda (Emekli Maaşınız tam) olarak bağlanır. 2. Soru: Ben A.H. Eşim Ağustos 2016 yılında geçirmiş olduğu bir iş kazasında hayatını kaybetti. 3 çocuğum 10, 16 ve 20 yaşlarında yetim kaldı. Gerek bu çocuklarıma gerekse kendim için ne yapmamız lazım. Türkiye den Emekli olabilir miyim? Yardımcı olursanız şimdiden teşekkür ederim. 2. Cevap: A.H. Hanım vefat eden eşinizden dolayı hem Almanya da hem de Türkiye den haklarınızın olduğunu bilmeniz gerekir. Eğer iş kazasından dolayı vefat ettiğine göre (Berufsgenossenschaft) denilen kurum üzerinden müracaat yapılmış olması gerekir. Türkiye den HAK sahipliği üzerinden borçlanarak emekli olabilirsiniz. Ayrıca gerek buradan gerekse Türkiye den çocuklarınızın Eğitimi tamamlanana kadar Yetim maaşı alabilirler. Mutlaka bir uzman desteği almanızı tavsiye ederim. 3. Soru: Ahmet Hadi Özğül, doğumluyum yılında küçük yaşta Almanya ya ailemin yanına geldim. Eğtimimi burada tamamladım yılında Üniversiteden mezun olduktan sonra 1981 yılında çalışmaya başladım yılında Alman Vatandaşlığına geçtim ve Eylül 2017`de Almanya da Emekli olacağım. Türkiye den nasıl Emekli olabilirim ve ne kadar ödemem lazım. 3. Cevap: Ahmet Hadi bey, sizin için hem Bağ-Kur hem de SSK`dan emekli olma imkanınız vardır. Şayet kısa süreli de olsa, Türkiye de SSK`lı olarak herhangi bir iş yerinde çalışarak SSK üzerinden müracaat etmeniz halinde ödeyeceğiniz borçlanma daha az, alacağınız maaş daha fazla olur. Müracaatınız bu yılın 30 Haziranına kadar olursa TL olur. Bağ-Kur dan olursa ödeyeceğiniz meblağ TL ve alacağınız maaş biraz daha az olur. Yaşar Cimşit Sosyal Güvenlik Uzmanı Ve Sosyal Danışman Mail: ycimsit@hotmail.com

20 20 ][ haber A Hessen de MÜSİAD Rüzgarı lmanya'nın Darmstadt kentinde Türk-Alman Ekonomi Formu'nu düzenleyen Hessen Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği kendi alanında bir marka olma yolundaki firmaları birbiriyle buluşturdu. T.C. Ekonomi Bakanlığı Koordinasyonu ve MÜSİAD ile TİM işbirliğiyle düzenlenen ve ilki gerçekleştirilen Avrupa Bölgesel İş Geliştirme Toplantısını Darmstadtium Kongre Merkez inde gerçekleştirildi. Bölgesel İş Geliştirme Toplantısı nda, ŞİNPAŞ GYO Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik tecrübelerini paylaştı.türkiye nin Frankfurt Başkonsolosu Burak Karartı, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, MÜSİAD Genel Başkan Yardımcıları Alipınar Topdaş ve Ümit Kiler, MÜSİAD Sektör Kurulları ve İş Geliştirme Komisyonu Başkanı Mahmut Asmalı, MÜSİAD Yönetim Kurulu üyeleri Muhammet Ali Özeken ve Alper Esen, MÜSİAD Hessen Şube Başkanı Musa Aydın, Hessen Eski Uyum Bakanı JörgUwe Hahn, Hessen Parlamento Başkanı Norbert Kartmann(CDU), Veritas AG CEO su Berhard Beck, Hessen Yatırım Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 Ajansı Başkanı Jürgen Schneider, KT Bank CEO su A. Kudsi Arslan, ZiraatBank CEO su Ayten Türkmen ve Württemberg Eyaletinden MÜSİAD Karlsruhe, Stuttgart, Mannheim, Köln, MÜSİAD Danimarka, MÜSİAD Avusturya, MÜSİAD İsviçre, MÜSİAD Hollanda, Türkiye den Genel Merkez başta olmak üzere, Ankara, Kayseri, Bursa, Denizli, Muğla, Samsun, Sivas, Tekirdağ, Kocaeli ve Antalya olmak üzere bir çok şube ve temsilcilikten yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda uluslararası ticaret yapan Türk ve Alman girişimciler katılım gösterdi. TÜRK FİRMALARININ AYAK SESLERİ MÜSİAD Hessen düzenlediği Türk-Alman Ekonomi Forumu'nda Türk firmaları rüzgarı esti. Her biri kendi alanında bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Almanya'daki Türk firmaları Darmstadt Ekonomi ve Kongre Merkezi'nde kurdukları mini standlarında müşterileriyle buluştular. Çok titiz hazırlanan standlarda aralarında Almanya'daki Türk firmaları da yer aldı. Türkiye'den gelerek foruma katılan firmalar da oldu. MÜSİAD Hessen'in bu çalışması katılımcı firmalar tarafından çok başarılı bulundu ve tekrarı istendi. Bir Ton Kayısı Dağıtıp Almanları Türkiye ye Çağırdılar Komşunu al gel kampanyasına destek vermek isteyen Avrupa Malatyalılar Federasyonu, Almanya'nın Köln kentindeki karnaval geçidine katılarak kayısı dağıttıkları Almanları tatil için Türkiye'ye davet etti. Fahri turizm elçisi gibi çalışan Malatyalılar Rio`dan sonra dünyanın ikinci büyük karnavalı olan Köln'de kayısı kıyafetleri giyerek tek tek paketlenmiş yaklaşık bir ton kayısı dağıttılar. Köln Malatyalılar Derneği Başkanı Hidayet Yiğit bu yıl Komşunu al gel kampanyasına destek verdikleri için karnavala katılmalarının kendileri için daha da anlam kazandığını ifade etti. Yiğit, karnavalda kendilerine gösterilen ilgiden dolayı mutlu olduklarını belirterek, Memleketimizin al bayrağıyla yüz binlerce insanın arasından geçmek gurur verici. Burada yaşayan tüm Alman komşularımızı Türkiye'ye davet ettik. Ülkemize bir parça da olsa katkı sunabilirsek ne mutlu bize ifadesini kullandı. Avrupa Malatyalılar Federasyonu Başkanı Murat Alabaş ise, Almanya'da 5. mevsim olarak adlandırılan Köln'deki karnaval geçidinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türk turizmine katkı amacıyla yurtdışında yaşayan Türklere yönelik başlattığı "Komşunu al gel" kampanyasına destek verdiklerini söyledi. Karnavala katılan tek Türk derneği olduklarını kaydeden Alabaş, Biz Malatya olsun, Türkiyemizin değişik bölgelerine olsun, Antalyamıza, İstanbulumuza, İzmirimize, Edirnemize Alman dostlarımızı ve komşularımızı getirerek, o güzelliği misafirperverliğimizi göstermek istiyoruz. Türkiye ile Almanya arasında kültürel anlamda katkı olsun diye Rio'dan sonraki en büyük karnaval etkinliğine katılıyoruz dedi. Bir milyon kişinin izlediği Köln karnavalının bitimiyle hıristiyanlık inancına göre sadece et yenilmeden tutulan 40 günlük oruç dönemi başlıyor. Z Artık Buketler Mis Kokulu Sabunlardan eynep Güngör Almanya`nın Mülheim- An der Ruhr şehrinde ekonomi bölüm öğrencisi. İki yıl evvel bir arkadaşına yaş gününde hediye olarak yaptığı buket çiçek onun hayatını deyiştirdi. Zeynep şimdi hem öğrencilik yapıyor hem de hobi olarak başladığı sabundan yaptığı çiçek ve hediyeliklerle internetten siparişleri yetiştirmeye çalıyor. Geçtiğimiz yıl beklenenin üzerinde sipariş alan Zeynep bu yıl resmi olarak firmasını kurarak tüm Almanya`ya verilen siparişlerini gönderiyor. Zeynep Güngör yaptığı ürün çeşitleri hakkında şu bilgileri verdi: "Önceleri hobi olarak başladığım hediyelik vitrin süsleri ailemin teşviğiyle "Seifen Traum" ismiyle Allah`a hamdolsun bu gün internette aranan bir marka yaptı bizi. Önceleri kokulu sabundan renk renk ürettiğimiz bebek mevlitleri nikah hatırası gibi küçük objeler bugün yerini taş süslemeli tablolar, resimli doğum çerçeveleri, yaş günü hatırası, aynadan isimli ışıl ışıl tablolar, rengarenk isim doğum tarihi yazılı panolar, özellikle kuaför türü esnaflar için isim ve işletmenin adı yazılı hediyelik çikolatalar gibi pek çok ürünle ihtiyaç sahiplerinin siparişlerini karşılıyoruz. Facebook instagram ve internet üzerinden SEİFEN TRAUM adresimizden bize ulaşıp binlerce ürettiğimiz ürün çeşitlerini vatandaşlarımız görebilirler.

21 Mart März 2017 Cemaziye l-ahir 1438 özel köşe ][ 21 O nu Anlatmamı İsteseydiniz! M. Salih AYDIN muhtazaf@gmail.com Bu kâinatın sahibi ve bu âlem sarayının sultanı ve bu mülkün maliki olan zatın adı Allah tır. Ve O, kitabında kendinden bahsederken Enallah yani Ben Allah ım diyor. Kur an da ilk inen ayet besmeledir. Ve Allah ismi besmelede geçen üç isimden ilkidir. Demek Allah ismi Kur an da nazil olan ilk isimdir. Bu girişten sonra Allah ı c.c. anlatmak, ne haddimize lâkin, affınıza sığınarak anlatmaya çalışacağım. O nu nereye bakınca görürken bu güzellikleri elimizden geldiğince yazmak bizim görevimizdir. Dilimizin döndüğünce aklımız yettiğince. O dur ruhlar aleminde bize sizin Rabbiniz kimdir diye soran. Ayette: Bir vakit Rabbin Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onları kendileri hakkında şâhit tutarak: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? demişti. Onlar da: Evet biz şâhidiz. demişlerdi. Bunu, kıyâmet günü, bizim bundan haberimiz yoktu dememeniz için yaptık. (Araf suresi ayet 172) O dur alemleri yaratan. O dur bu kainata düzen ve planlı çalışma sistemini koyan. O dur mülkün sahibi. Kainatta nereye baksan Allah u zül celâlin nakışını görürsünüz. Ayette: O Allah ki, O ndan başka ilah yoktur. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O dur. O Allah ki, O ndan başka İlah yoktur. Melik tir; Kuddûs tur; Selam dır; Mü min dir; Müheymin dir; Aziz dir; Cebbar dır; Mütekebbir dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir. O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, şekil ve suret verendir. En güzel isimler O nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, ayetler 22-24) İnsanlar bunca güzelliklere ve mükemmeliğe hayranca bakar ve (100 Adet 250,- Euro) Paket Halinde Almak İsteyenlere Posta Ücretini Biz Karşılıyoruz 13,5x19,5 cm Orta Boy Karton Kapak İki Renk Baskılı tabiatın kanunu der. Şunu idrak edemezler mi? Allah ın kanunu lakin insan çok inat ve şeytanın vesvesesi ile meşgul. Ayette: Şeytan onlara vaad eder ve onları boş umutlarla oyalar. Oysa şeytanın onlara vaadi, aldatmadan başka bir şey değildir. (Nisa suresi, ayet 120) İnsan Rabbine ne kadar şükretse azdır. Şöyle bir düşünsek ömür boyu ALMANCA KUR'AN MEALİ Al-Quran Al-Karim Cemiyetlere ve İşadamlarımıza Fırsat, Programlara Gelen ve Almanca Meal ile İslamı Tanımak İsteyen Misafirlere Verilebilecek En Güzel Hediye Sipariş İçin: info@hayatonline.eu Handy: vücudundaki bütün sistem ne kadar ahengli çalışırken ufak bir arıza olunca canımız acıyor. O zamana kadar ağrı gelen yerimizden haberimiz bile yoktu. Şükür içinde mi idik? Hayır. Doktor ufak bir başarı sağlasa nasıl teşekkür edeceğimizi şaşırıyoruz. Ayette: Muhammed, yalnızca bir elçidir. Ondan önce nice elçiler gelip-geçmiştir. Şimdi o ölürse ya da öldürülürse, siz topuklarınız üzerinde gerisin geriye mi döneceksiniz? İki topuğu üzerinde gerisin geri dönen kimse, Allah a kesinlikle zarar veremez. Allah, şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir. (Ali İmran suresi, ayet 144) Evet! Ey gökleri ve yeri yaratan Allah ım seni anlatacak bizde ne dil var ne kelimelerim yeterli. Sen her yerdesin, senin olmadığın yer yok. Bir yumurtaya can veren ve ondan da binlerce can veren. Bir çekirdeğe bir çınarı yerleştiren ve ondan da yeryüzüne 0ksijen veren. Ayette: O, biri diğeriyle tam bir uyum (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir çelişki ve uygunsuzluk (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çeviripgezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, ayetler 3-4) Velhasıl kelimeler O nu anlatmaya yetmez vesselâm. ALLAH a emanet olun dostlar. Selâm ve dua ile.

22 22 ][ bulmaca Mart März 2017 Cemaziye l-ahir Ocak 1961 de vefat eden Türk güreşçi (resimde) Kafa dengi Suç, kusur, töhmet Adım aralığı Sodyum un sembolü Edebiyatta, sanatta yozlaşma, gerileme Azot un sembolü Radyum un sembolü Bir yerden, bir şeyden kurtulma, kurtuluş Lezzet Hayret ifadesi Bir tür başlık Oy Yorgun Alçak gönüllülük Tıp Bir meyve Okullarda aynı düzeydeki sınıflardan her biri Dalkavuk Kas Şikar Sahip Karar verme gücü, istenç Güneş e en yakın gezegen, Merkür Ağızdan ağıza bütün askerlere yayılan emir Vücutta görülen gevşeklik, tembellik Ateş Baştan başa İsim Avuç Belli kuralları olan otomobil yarışı Ateş Ne uzun ne kısa, midi Geniş toprakları olan varlıklı kimse Tabii içeceğimiz İstanbul un eski adı Ailece Tavır, davranış Hidrojen in sembolü Ege yiğidi Muğla nın bir ilçesi Metre nin kısa yazılışı Geçerli Delici kılıç Hazreti Süleyman ın (as) veziri Küçük bir limon cinsi Lütf-u İlâhî ile gösterilen büyük marifet Cennetle cehennem arasında bir yer Öz su Tahıl ölçmede kullanılan kap Bir soru şekli Erkek kişi Maun renginde olan Telefonda ilk söz İri taneli bezelye Peygamberimiz in (sas), Allah ın emriyle insanlara bildirdiği din Geri dönen Lak ile cilalanmış Askerî harekât merkezi İçe doğmayla akla gelen, ilham Bir tür makineli tüfek Ufuklar Gösterişli, çalımlı Cerahat Mitoloji Gözleri grmeyen Matem Her türlü arazide kullanılabilen motorlu taşıt Bir terzi aleti, sındı Bir renk Kadınların bir üst giysisi Gayretlendirme ünlemi Türk Lirası (kısaltma) Alışkanlığın verdiği kolaylıkla yapılan (iş, hareket vb.) Uzaklık ifadesi Tutulga, zabıt, zabıtname Yanıcı sıvılarla yapılmış bomba

23

24 HAYATINIZIN KAMPANYASI +49 (0) (0) de Teslim 3500M 2