Efendim, Hocanız Ahmet Polatöz den bahsederek söyleşimize başlayalım isterseniz.
|
|
- Emel Neyzi
- 6 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 HASENE TÜFEKÇĐ ĐLE SÖYLEŞĐ Efendim, Hocanız Ahmet Polatöz den bahsederek söyleşimize başlayalım isterseniz. Ahmet Hocam 1934 yılında Adana da doğmuş. Klâsik Türk Müziği ve Dinî Mûsikîyle ilgilenmiş, üniversite yıllarında Đstanbul da Osman Dede, Gavsî Baykara, Ulvî Erguner, Burhâneddîn Ökte, Halîl Can, Saadeddîn Heper gibi önemli sanatkârlardan yaralanma imkânı bulmuş, ayrıca Aka Gündüz Kutbay, Doğan Ergin, Ârif Biçer, Ekrem Vural, Fahreddîn Çimenli, Kâni Karaca gibi son dönemin önemli sanatkârları ile beraber olmuş, kıymetli bir sanatkârdı. Ancak mûsikî ile profesyonel olarak ilgilenmeyi düşünmemiş, yüksek öğreniminden sonra Adana ya dönmüş. Hakîkaten üst düzey bir sanatkâr ve çok kıymetli bir insandı. Ben tanıdığımda hocam Elektrik Đşleri Etüt Đdaresinde çalışıyordu. Adana ya döndükten sonra bütün ciddî müzik çalışmalarının içerisinde bulunmuş, Halkevi nde sonra da arkadaşlarıyla kurduğu dernekte hocalık yaptı. Adana daki tek neyzendi ve neyle uğraşan çok kişi de yoktu şimdiki gibi, birkaç üfleyen meraklı ve ney öğrenmek isteyen birkaç kişi olurdu, çok fazla ilgi yoktu neye karşı. Şimdi çeşitli sebeplere bağlı olarak bu ilgi çok fazla. Ahmet Hocam Adana ya döndükten sonra Eczâcı Mahmut Akan, Zeki Torun, Uğur Türe, Ümit Öcal, sonraları kısa bir süre benim de istifâde etmek imkânı bulduğum Ârif Nihat Aka, Kâni Karaca nın da hocası olan Gâlip Ongül ve Mahmut Soyarslan gibi mûsikîşinâs arkadaşları ile beraber mûsikî faaliyetlerini sürdürmüşler, şimdi neredeyse hiçbiri kalmadı, kalanlar selâmette olsunlar, göçenler nûr içinde yatsınlar. Çok ciddî işler yapmışlar. Şimdi o dönemde orada icrâ edilen repertuara bakıyorum, bugün Klâsik Müzik icrâ etmek için kurulmuş profesyonel koroların repertuarlarından çok ilerde O küçük icrâ gruplarında mı geçilmiş bu eserler? Tabii, müziğin nerede yani hangi kurumun çatısı altında yapıldığı önemli değil. Kimlerin hangi niyetle yaptığı önemli. Ben, hemen hepsini tanıdım, adını saydığım bu insanların, büyük bir ciddîyetle, çok severek, âdetâ ibâdet eder gibi müzik yaparlardı. Başta hocam tabii Öğretmeyi çok seven, öğrencileriyle ciddî şekilde ilgilenen bir insandı. Neyzen ve kudûmzendi. Benim iki hocam olmuştur Adana da. Yine Ahmet Hocamın öğrencilerinden Ali Đntizam Hocamdan çok faydalandım ben. Benimle çok ilgilendi, çok şey öğrendim Ali Hocamdan. Ali Hocam da kudûmzendir. Ahmet Hocam, hem Ali Đntizam hocamın hocasıdır, hem de benim hocam olmuştur. Ayrıca o dönemde Adana da noterlik yapan Şener Yunusoğlu nun mûsikî sanatımıza ve genel olarak sanata bakışı da beni çok etkilemiştir. Şener Ağabeyin sohbetlerinden de çok şey öğrendim. Ahmet Hoca mı maalesef en verimli olduğu dönemde, genç bir yaşta kaybettik, 51 yaşında âni bir kalp krizi ile Hakk a yürüdü. Çok şey anlatabilirim Hocam hakkında, ama en önemlisini söyleyeyim, hayatı boyunca müzik çizgisinden hiç tâviz vermemiş, klâsik müziği çok seven bir insandı. Hafifliğe ve disiplinsizliğe aslâ müsamahası yoktu. Titiz, ciddî, son derece sert görünümlü fakat aslında sevgiyle dolu, yumuşak ve çok duygulu bir insandı. Ahmet Polatöz den, hocası Gavsî Baykara ya geçebilir miyiz? Gavsî Dede, Yenikapı Mevlevîhânesi nin son şeyhi Abdülbâkî Baykara nın büyük oğlu. Neyzen ve kudûmzen. Tabi Mevlevî olduğu için semâ da meşketmiştir, 1950 den sonra Hz. Mevlânâ yı Anma Törenleri nde semâzenbaşı ve postnişîn olarak da bulunmuş, bu gelenek açısından çok önemli bir şahsiyet. Mevlevîhâneler 1925 de kapanmasa, Gavsî Baykara 1
2 Yenikapı Mevlevîhânesi nin şeyhi olacak. Nâsır Abdülbâki Dede nin torununun torunu olur. Hatta Kutbü n-nâyî Osman Dede den gelen bir silsilenin devamı. Kutbü n-nâyî Osman Dede nin de torunudur Ali Nutkî Dede, Nâsır Abdülbâkî Dede, Künhî Abdürrahîm Dede de mâlumâliniz kardeştirler. Nâsır Abdülbâkî Dede nin oğlu Osman Selâhaddin Dede, onun oğlu Mehmed Celâleddin Dede, onun oğlu Abdülbâkî Baykara, onun da büyük oğlu Gavsî Baykara. Yani o meşk silsilenin de devamı. Şöyle bir sonuç çıkıyor. Mevlevîlik kültürü içerisinde yaşamış bir ailenin kaçıncı kuşak evladı oluyor. Kütahyalı Ebûbekir Efendi, Ali Nutkî Dede, Nâsır Abdülbâkî Dede ve Künhî Abdürrahîm Dede lerin babalarıdır. Bu ailenin kontrolündeki Yenikapı Mevlevîhânesi, III. Selîm Dönemindeki klâsik müzik ekolümüzün de içinde geliştiği noktadır. Biliyorsunuz Hammâmîzâde Đsmâîl Dede Efendi Yenikapı Mevlevîhânesinde çileye soyunduğu zaman şeyh Ali Nutkî Dede idi. O zaman Nâsır Abdülbâkî Dede neyzenbaşıydı, ve Dede Efendi nin ney hocası olmuştur. Künhî Abdürrahîm Dede de kudûmzenbaşı imiş o dönemde. Yani demek ki, büyük Dede Efendi yi yetiştiren aile de o ailedir. Yani size gelen bu büyük silsile diyebilir miyiz? Bize gelen demeyelim. Bunları Gavsî Baykara yı anlatmak için söyledim. Bize onlardan ne nasîb oldu, ne kaldı, bilemiyorum, bir şey diyemem. Kendimi bu silsileye lâyık da görmüyorum. Hocam nûr içinde yatsın, çok uğraştı bizimle ama ben çok gençtim, yani 20 yaşımda bile değildim hocamı kaybettiğimde, onun aktardıklarının ne kadarını alabildim, bilemiyorum. Ama bu silsile hakkında şu tespiti yapalım, Mevlevî Âyinleri Türk Mûsikîsinin en sanatlı ve en önemli eserleridir. Bunların ilk örnekleri olan üç âyin var. Bunlara Beste-i Kadîm diyoruz. Sonra bestecisi bilinen ilk Mevlevî Âyini Dervîş Mustafa Dede nin Bayâtî Âyin-i Şerîf i var. Ondan sonra Itrî nin Segâh Âyini gelir ve sonra da Kutbü n-nâyî Osman Dede nin dört âyini vardır. Mevlevî Âyini formunun tüm özellikleriyle belirişi bu eserlerledir. Yani Kutbü n-nâyî Osman Dede nin eserleri Mevlevî Âyini formu açısından çok önemlidir. Kutbü n-nâyî Osman Dede, bundan önce saydığım âyinler besteleyen üç dedenin de dedeleri olduğuna göre bu aile bir bakıma Mevlevî Mûsikîsi nin her zaman içinde olan ve hatta onu oluşturan bir aile oluyor. Gavsî Baykara da kardeşi Rüsûhî Baykara ile beraber, bu aileyle süregelen müzik geleneğinin Mevlevîhâneden kalan son temsilcisidir. Gavsî Dede, 1925 yılında Mevlevîhâneler kapandığında askerdeymiş. Askerden dönünce bakmış ki, ne Mevlevîhâne var, ne âyin var, ne semâ Son dönemde yazılmış bir biyografiden, babası Şeyh Abdülbâkî Baykara nın da Mevlevîhâneler kapandıktan sonra son derece zor dönemler geçirdiğini öğreniyoruz, maddî bakımdan da tabii... Mâişetini temin için başka yapabileceği bir şey yok, bir iş de yok, neyiyle hayatını kazanmaya gayret etmiş, ney nerelerde üflenebilirse oralarda üflemiş... Sıkıntılı bir hayat geçirmiş ve ölümü de zor şarlarda olmuş Allah rahmet eylesin. Mevlevî Âyinlerine gelmişken sizin bu konuda çalışmalarınız var. En son Ahmed Avnî Konuk ile ilgili yaptığınız bir çalışma var bundan bahsedebilir miyiz? Mevlevî Âyinleri ile ilgili çalışmalarım eskiden beri var. Rahmetli Ahmet Hocam ve Ali Hocam ile başladım Mevlevî Âyinleri ile ilgili çalışmalarıma. Sonra da hep sürdü. Şu anda da devam eden bir doktora tez çalışması yapıyorum. Aslında uzun süredir en çok bu konu üzerinde durduğumu söyleyebilirim. 2
3 Ahmed Avnî Konuk tan da bahsedersek... Ahmed Avnî Konuk aslında besteciliğinin çok ötesinde bir tasavvuf bilginidir. Hz. Mevlâna nın, Muhyiddîn Đbn-i Arâbî Hazretlerinin, tasavvufun büyüklerinin kitaplarını şerh etmiş önemli bir bilgindir. Tabi ki besteciliği de var. Zekâî Dede nin öğrencisi, hatta yaşadığı dönemde en iyi öğrencisi olarak tanındığını kaydeden kaynaklar var. Ahmed Avnî Konuk üç Mevlevî âyini bestelemiş, Mevlevîhaneler kapanmadan hemen önce. Bunlardan Rûy-i Irak makâmından olanının bir kaydı var elimizde. Şimdi Bûselik-Aşîrân Âyin-i Şerîfini yayınlamak üzere icrâ ediyoruz. Bu çalışmalarımız çerçevesinde daha sonra Dilkeşîde Âyini Şerîf ve Rûy-i Irak Mevlevî Âyinlerini de yayınlamak istiyoruz. Rûy-i Irak Âyini icra edilmiş derken albüm olarak çıkmamış ama bir icrâdan kaydı var elimizde. Bu CD ler, Ahmed Avnî Konuk un bestecilik yönünü de tanıtacaktır. Çünkü Mevlevî Âyinlerini besteleyen bestekârlar, bestekârlık konusundaki tüm birikimlerini ve dehâlarını Mevlevî Âyini bestelemeye sarf ediyorlar. Rauf Yektâ Bey in işaret ettiği gibi, bu bakımdan Mevlevî Âyinleri Türk Mûsikîsinin en büyük ve sanatlı eserleridir. Ahmed Avnî Konuk un başka eserleri de var tabii, âyinlerinden başka büyük bir kâr-ı natık ı var, Dilkeşîde ve Rahâtü lervâh tan klâsik takımları var. Bütün bu kıymetli eserlerin icrâ edilip, yayınlanmasını diliyoruz. Bu isimlerden bahsederken fark ediyoruz ki bir meşk silsilesi var. Mûsikîmizde meşk silsilesi çok önemli bir kavram mı, bu konuda ne dersiniz? Meşk silsilesi mûsikîmizde çok önemli, ancak herkesin bir iz takip ederek kendini bir yerlere dayandırması çok gerçekçi olmayabilir. Az önce de söylemeye çalıştım, günümüzde mûsikî ile ilgilenen bir şahıs, bilmem kaçıncı kuşaktan, filanca üstâdın talebesiyim diyebiliyor. Ama meşk silsilesi öyle devam etmiyor ki. Öyle olursa herkes bir yere dayanır. Ben de Nâsır Abdülbâkî Dede nin öğrencisi olurum, hatta Kutbü n-nâyî Osman Dede nin öğrencisi olurum ama bu gerçeği yansıtmaz. Sonra bizdeki hâl onların hâline benziyor mu? Mûsikîye bakışımız benziyor mu? Yoksa, hepimizin Âdem babanın evlâdı olmamız gibi bir sonuç çıkar ortaya, değil mi? Yani o meşk silsilesi öyle devam etmez her zaman. Ha ediyorsa, etmişse o başka Bugün için daha çok çaba göstermek gerek. Bizden öncekilerden, bizden çok bilenlerden almak, aldığımızı doğru anlamaya ve algılamaya çalışmak ve üzerinde çalışarak emek vererek, bozulmasına, dejenerasyonuna izin vermeden doğru insanlara aktarmaya çalışmak gerekir. Bugünkü imkânlar dünkü imkânlardan daha geniş ama bizim şu anda Dede Efendi, Zekâî Dedemiz yok. Nedeni nedir sizce? Olmasına imkân yok. Dede yi, Zekâî Dede yi yetiştiren sadece aldıkları mûsikî dersi değil ki. Eğer o günkü anlayışı ve yaşantıyı bugün de sağlayabilirseniz olur. Ama onu sağlayamazsanız nasıl olabilir ki. Bu hâlimizle Dede leri çıkaramayız. Đnanıyorum ki Dede lerin düzeyinde yeteneğe ve hatta dehâya sâhip, o potansiyeli taşıyan insan var. Ancak onu yetiştirecek ve destekleyecek bir ortam maalesef bugün yok. Mevlevîhaneler yüzyıllar boyunca yüksek müzik eğitiminin ve icrâının yapıldığı kurumlar olmuş. Sebebi mâlum, Hz. Mevlâna mûsikîye bir kutsiyet atfediyor. Mûsikîye elest bezminin âvâzesi diyor. Yani Cenâb-ı Allah ın ruhlara seslendiği lîsan diye nitelendiriyor mûsikîyi. Yani böyle yüksek bir noktaya koyuyor. Bizzat kendisinin ve Mevlevîlik tarîkatının kurucusu sayılan oğlu Sultân Veled in rebab çaldıkları söyleniyor. Hatta kaynaklar torunu Ulu Ârif Çelebi nin de mûsikî ile ilgilendiğini 3
4 söylüyor. Hz.Mevlânâ döneminde yaşayan efsânevî bir neyzenden söz ediliyor, Kutbü n-nâyî Hamza Dede den. Đlk kez kutbü n-nâyî unvânı Hamza Dede için kullanılmış. Daha sonra da devrin en büyük neyzenine böyle hitâb edilmiş. Bugün için Niyâzî Sayın Hocamız bu makâma lâyık şahıstır. Allah uzun ömürler versin. Ancak bugün Niyâzî Sayın hocamızın yetiştiği ortam da yok. Hep geçmişten bahsettik Hocam, şimdi günümüzde mûsikîmiz adına bir profil çizebilir miyiz? Günümüzde mûsikîmiz adına çizeceğimiz profil maalesef hiç iç açıcı olmaz. Sebepleri nelerdir? O anlayıştan çok uzaktayız sanırım. Ama bu asla umutsuzluğa düşeceğimiz bir durum değil. Yakın düne göre durumun daha iyi olduğunu düşünüyorum. Gençler bu yüksek müziğe yakın dünden daha çok ilgi duyuyor. Bu iyiye gidişin başlangıcı olabilir. Böyle hissediyor ve aslında böyle de görmek istiyorum. Ancak âcilen yapılması gerekenlerin yapılmadığını görmek üzücü. Eğitim en önemli konu, eğitim kurumları olması gereken düzeyden uzak, konservatuarların durumu hiç iç açıcı değil. Onun dışında resmî olmayan eğitim kurumları var, dernekler, özel topluluklar gibi. Ancak insanların toplanıp, niteliksiz repertuarları çalıp söylediği yerler, eğitim kurumu sayılamaz. Ya da yapılan faaliyetler eğlence maksadıyla yapılıyorsa sanat ve kültür adına katkı beklenemez. Rakamlardan, istatistiklerden söz ediliyor. Đstanbul da bine yaklaşmış amatör korolar, Ankara da üç yüzü aşmış ama bunların ne yaptıklarına bakmak lazım. Sayı önemli değil. Biz elli yüz kişi bir araya gelsek, yesek, içsek, hep aynı faydasız basit ve niteliksiz şeyleri çalsak, söylesek kime ne faydası olur. Dolayısıyla böyle yerlerin sayıca çok olmasına sevinmemeliyiz. Klasik Müziğimiz öncelikle korunmalı, layık olduğu şekilde ve yapısına uygun bir biçimde icrâ edilmeli, tanıtılmalı, zenginliği korunmalı ve yaşatılmalı. Bugün bestelenen eserler bakımından da durum hiç iç açıcı değildir. Mesela bugün beş-altı makâm, iki-üç usûl, bir-iki form kullanılıyor. Son dönemde bestelenenlerin etkisiyle repertuardaki 600 ü aşkın makâmdan sadece 6 tanesinden bestelenenler, bugün neredeyse repertuarın yarısına gelmiş. 20 tanesinin toplamı ise repertuarın %72 si. Demek ki bir hazîne var ama farkında değiliz ve kullanamıyoruz. Usûller ve formlar açısından da durum aynı. Klâsik Türk Müziğini icrâ etsin diye kurulmuş adını da bu müzik türünden alan resmî sanat kurumlarının önemli bir kısmı bu müziği icrâ etmek arzusunda ve yeterliliğinde değil. Dinleyici için de bir kültürel düzey gerekiyor. Tabî ki. Klâsik müzikler kolay tüketilen müzikler gibi hemen, kolayca algılanamazlar. Gerekli olan temel kültür, bilgi ve birikim yoksa algılanması zorlaşır. Bu yüzden, bu müzik hem üst seviyede icrâ edilip dinletilmeli ve hem de anlatılmalıdır. Bugün ikisi de yapılmıyor. Halbûki gerektiği gibi icrâ eder ve anlatırsanız anlaşılacak ve hem duyuş, hem düşünüş ve hem de kültürel yükselme o andan itibaren başlayacaktır 4
5 Mevcut şartlar içinde devlet ile bu işin olmayacağı ve özel sektöre yönelmek gerektiği düşünülüyor. Bu son derece büyük bir hata olur. Devlet bu kültürü korumalıdır. Devlet bunu yapmazsa neyi yapacaktır. Özel sektörle hiç olmaz, bu tamamen devletin işidir. Özel sektör eğer ilgileniyorsa destek olsun ama bu kültürü korumak gibi bir görev özel sektörden beklenemez. Bu kârlı bir şey değil, para getirmez. Sâdece bu kültürü yaşatmak için karşılıksız para harcayacaksınız. Özel sektör bunu yapar mı? Bunun bir patronu olursa, ben bunları sevmiyorum, şunları istiyorum diyebilir, ben eğlenmek istiyorum, çalın oynayalım diyebilir, bunları kimse dinlemiyor, halk ne istiyorsa onu çalın, halka rağmen sanat olmaz diyebilir Bugün maalesef devletin kurumlarını yönetenler, ceplerinden bir şey çıkmadığı hâlde bile böyle diyorlar. Zâten ne geliyorsa başımıza bundan geliyor. Bu kültür her zaman devlet himâyesinde olmuştur ve mutlaka devlet himâyesinde olmalıdır. Bu kültür ve sanatın bütün yükseldiği dönemler, devlet tarafından önemle ve doğru bir şekilde himâye edildiği dönemlerdir. Timur un Merâgî ye desteği olmasa ya da III.Selîm böyle ilgilenmese Dede den bu eserler vücûda gelebilir miydi acabâ? Đbn-i Sinâ bin yıl önce uyarmış bizi, Đlim ve sanat takdîr edilmediği yerden göç eder diye. Ancak bu kültür ve sanatın şu an devlet elindeki durumu çok kötüdür, bu düzeltilmelidir, baştan atmadan düzeltmeye çalışılmalıdır, düzeltilebilir. Türk Müziği Araştırma Merkezi nden bahsediliyor hocam bu konu için ne dersiniz? Aslında Türk Müziği Araştırma Merkezi nden bahsedilmiyor, bahsedilsin diye çok uğraşıyoruz. Bize göre şu anda en çok ihtiyaç duyulan şey doğru kurulmuş ve verimli çalışan bir dokümantasyon ve araştırma merkezidir. Bundan bir ay kadar önce, kıymetli bir müzik adamımızdan bir haber aldım. Elli yılı aşkın süre önce, Đstanbul da öğrenciyken tanıştığı, atadan dededen Đstanbullu bir aileden kendisine intikâl eden bir koleksiyondan söz ediyor. Eski harflerle yazılmış eski notalar ve plaklar içeren bu koleksiyonda, bugün hiç kimse tarafından bilinmeyen ve repertuarlarda bulunmayan yüzlerce eser listelenmiş durumda. Evlerde, özel koleksiyonlarda, resmî kurumların, müze ve kütüphânelerin depolarında binlerce doküman çürüyor. Evlerde bu koleksiyonların ne işi var. Yurtdışında, Türk müziği konusunda yapılan akademik çalışmalar, Türkiye de yapılanlardan kat be kat, fersah be fersah ilerde. Eğitim ve icrâ konusunda araştırma bekleyen, üzerinde çalışılması gereken karanlıkta kalmış birçok konu var ama böyle bir merkez yok. Biraz bilgisizlik sorunumuz var sanırım. Đlgisizlik var. Türk Mûsikîsi konusunda ciddî araştırmalar yapacak bir kurumsal yapıya ihtiyaç var. Bunun evvela önemi ortaya konulmalı. Bunun çok önemli ve âcil olduğuna inanıyorum. Çok zaman kaybettik ve yarın çok geç olacaktır. Konservatuarların durumu nasıl sizce? ÖSS den taban puan alan bir öğrenci, konservatuarların özel yetenek sınavına girebilmektedir. Böyle bir öğrenci, diğer öğrencilere göre daha az bilgiye sahip, çalışmayı sevmeyen, okuduğu derslerle edinmesi istenen temel bilgileri de özümseyememiş, daha az kitap okuyan vs. Müzik, bir ilim ise ki öyledir, bunu kavrayabilmek için ciddî ölçüde bilgi temeline, ciddî ve disiplinli çalışmaya ihtiyaç vardır. Sadece yetenek yetemez. Dikkat buyurunuz, ciddî bilimsel 5
6 çalışmalar çoğunlukla konservatuar çevrelerinden değil, konuya yakınlık duyan mühendis, doktor gibi başka meslek grubundaki insanlardan çıkıyor. Müzik kurumlarında yapılan tezlere bakıyoruz, son derece ilginç durumlarla karşılaşıyoruz. Bir çok tezin içeriği boş. Yaşayan bir müzik adamının hayatını anlatan tezler var. Yaşayan birinin hayatı tez olur mu? Buna tez değil röportaj denir. Konservatuarların eğitim programları incelenmeli, makâm, usûl, form, repertuar ne kadar öğretiliyor, nasıl öğretiliyor Buradan mezun olanların hangi vasıfta ve hangi misyona sahip olarak mezun olması isteniyor, olanlar nasıl? Yanlış nerelerde? Bu sorular samimiyetle cevaplanmalı ve durum bütün gerçekliğiyle gözler önüne serilmelidir. Ancak o zaman çözüm bulunabilir. Zaten aslında böyle de olacaktır. Ben bu kültürün bu şekilde geçecek bir zamanda tükenip yok olacağına inanmak istemiyorum. Mûsikimizin bu gün icrâ noktasındaki sorunları nelerdir? Đcrâ ile ilgili de bir çok sorun var. Bugün adına Klâsik Türk Müziği dediğimiz müzik türü, tarih boyunca, değişik dönemlerde, az ya da çok farklı ses ve saz topluluklarıyla icrâ edilmiştir. Bu müziğin repertuarında birbirinden çok farklı tarz ve üslûplarda bestelenmiş eserler yer alır. Bu eserlerden hangilerinin, hangi ses veya saz topluluklarıyla, hangi üslûplarla veya hangi âhenklerle icrâ edilmesi gerektiği bilinmemektedir. Batıya öykünerek oluşturulmuş büyük korolar var. Ama bu müzik koro ile icrâ edilmeye uygun bir müzik değil. Korolar da zaten koral icrâ yapabilecek şekilde oluşmamış, insanlar toplanmış hep bir ağızdan söylüyor. Yapılıyor ve yapılacaksa bile, Türk Mûsikîsi için koral icrânın özellikleri ortada değil. Sesleri nasıl olmalı, kaç kişi, hangi özellikte, sazları kaç kişi hangisinden kaç tane, nasıl çalınmalı, nasıl söylenmeli, şef ne vasıfta olmalı, ne gibi işlevleri olacak, bu konular belirsiz. Nitekim koroların başarılı olamadıkları görülüyor. Ayrıca bu hantal yapıdaki büyük korolar, izleyici ile buluşmakta da zorluk çekiyor. Aslında herkes biliyor ki izleyici koro icrâsını sevmemiştir, eğer izlediyse bu müziği sevdiğinden ve alternatif bulamadığından izlemiştir, koroyla icrâsını çok sevdiğinden değil; bu çeşit icrâ televizyonda yayınlanmış sevmemiş, konsere gitmiş sevmemiştir. Çünkü Türk Mûsikîsinin özelliklerini yansıtacak icrâ yok ortada, perde hassâsiyeti yok, usûl ortada yok, üslûp zaten olamaz... Meselâ bir koroda beş on keman bulunuyor, kemanın hâkim olduğu bir ses duyuluyor. Viyola, viyolonsel, kontrbas On beş tane bu tür Batı yaylı sazının bulunduğu bir koroda neyin, tanburun duyulmasına imkân var mı? Beş tane kanunun yan yana çaldığı bir müzik grubunda, akortlu ses duyma ihtimâli bile yok. Beş tane kanun yan yana çalamaz. Çünkü bunların hepsinin yapıldığı deri aynı deri değil, hepsinin mandal sistemi aynı değil. Aynı usta yapmamış. Çalanların duyuşları, üslûpları birbirinden farklı. O zaman şöyle bir şey olur, hızar makinesi gibi bir ses duyulur, müzik değil de bir uğultu gibi gelir. Klâsik Türk Müziğinin nasıl icrâ edilmesi gerektiği, nasıl topluluklarla icrâ edilmesi gerektiği, saz konfigürasyonları, belki sazların hangi üslûpla çalması gerektiği de bu sözünü ettiğimiz çalışmaların içindedir. Ben bir parça ney ve kudûm ile de meşgul olduğum için, ICANAS 38 toplantısında ney ve kudûmle ilgili bazı şeyler söylemiştim. Kudûmün yapımı ve neyin de üslûbu ile ilgili Günümüzde ney, geleneksel ney üslûbundan uzaklaştı. Tabî popüler kültürün bu yönde çok olumsuz etkileri var. Ney sesi maalesef artık flütleşiyor; yan flüt mü, pan flüt mü belli değil. Aslında sorun kaval için de aynen geçerlidir. Kavalın asîl üslûbunun bozulduğu kötü bir piyasa tarzı var. Bu tarz şimdi ney üslûbuna da hâkim olmak üzere. Aygın baygın, ağlayan 6
7 inleyen nağmeler Kudûm kullanılacak bir müzik yok ortada ama kullanıldığında da Hint tablası gibi bir ses geliyor Hangi eserde nasıl kullanılacağı bilinemiyor kudûmün Hâlbuki, usûl temelinde yapılan bir müzik bu, hem bestelenirken hem icrâ edilirken o temel üzerinde Böyle olunca temelden başlıyor sorun. Ve klâsik müziğimize ilgi de sanırım istenen düzeyde değil. Đlgi var aslında bakın burada bu müziği tanıma imkânı bulmuş, bir hayli genç var. Bundan fazla ilgi nasıl olsun ki Nereden dinlesin de ilgi duysun insanlar? Korolar var, bu korolar televizyon programı yapıyorlar. O korolarda çalışan sanatçılar bile bu programları zevkle dinlemezler. O zaman bu sözün üstüne söylenecek söz yok. Koro sanatçıları, kendi korosunun ya da diğer koroların programlarını izler mi? Hayır izlemez. O zaman bunun sevilecek hâle gelmesi, evvelâ çalanın, söyleyenin, hattâ yönetenin sevmesine bağlı. Bunun içinde ciddiyetle çalışmak gerekir. Dostlar alışverişte görsün diye yapılan işlerden bir an önce vazgeçmek gerekir. Klâsik Mûsikîmiz ile ilgili soruda önce güzel bir tablo çizdiniz ama sonra hangi alana el attıysak durumun hiç de iç açıcı olmadığı görüldü. Nasıl, nereden iyiye gittiğimiz yönünde bir kanaate sahip oldunuz? Mesela bakıyorum ben, gençler bu işe çok ilgi duyuyorlar. Gençlerden çok ümitliyim. Zaten gençler gelecek demek değil mi? Şimdi biz burayı, Yegâh ı oluşturduk, hiç duyuru da yapmadık. Belki yapıldıysa duyuru sizler yaptınız. Buraya bu kadar insan toplandı. Her gün arayanlar oluyor. Genç insanlar bu müziğe ilgi duyuyorlar. Onlar eğer doğru yöne yönelebilirlerse, her şey yarın bugünden çok daha iyi olacak. Zaten bu konular dün hiçbir yerde konuşulmuyordu, yazılmıyordu. Bu gün bir röportaj yapıyoruz, dün bir televizyon programı vardı, ondan önceki gün bir panel vardı. Orda konuşuldu, burada konuşuldu, biz de konuşuyoruz, başka insanlar da konuşuyor. Şimdi bizim neye ihtiyacımız var? Bu düşüncelere destek olacak yöneticilere ihtiyacımız var. Sayın bakan, sayın müsteşar, sayın genel müdür, sayın TRT genel müdürü, sayın TRT den sorumlu devlet bakanı bunların desteğine ihtiyacımız var. Halledilmeyecek bir şey yok. Her şey iyiye gider, hem de hızlı gider. Yeter ki doğru niyetlerle doğru adımlar atılsın. Siz de buna katkıda bulunuyorsunuz. Mûsikîmizden Mevlânâ ya bir geçiş yaparsak, sizin bu konuda da bir takım çalışmalarınız var. Çalışmalarımın Hz. Mevlâna ile ilgili kısmı da var ama asıl olarak Mevlevî müziği ile ilgilidir. Kültür Bakanlığında Sanat Yönetmenliğini yapıyorsunuz. UNESCO ile Kültür Bakanlığı nın birlikte yaptığı Mevlâna Tanıtım Yılı faaliyetlerinin Sanat Yönetmenliğini yürütmeye çalışıyorum. 7
8 Bu vesîle ile yurtiçi ve yurtdışında bir çok çalışmada yer alıyorsunuz. Mevlânâ yı tanıtırken bir takım eksikliklerimiz var mı? Doğru anlatabiliyor muyuz? Bilhassa yurtdışındaki insanların Mevlânâ ve Mûsikîmize bakış açısı nasıl? Hz. Mevlâna ya karşı çok büyük bir ilgi var. Biliyorsunuz UNESCO 2005 yılında Mevlevî Müziği ni ve Semâ yı, Sözlü ve somut olmayan kültürel miras listesine aldı ve başyapıt ilan etti. Dolayısıyla tanıtım ve ilgi çok fazla. Zaten sever de insanlar Mevlâna yı. Fakat, Mevlânâ yı herkes kendi zannınca anlıyor. Kendi de zaten Beni herkes zannınca anladı diyor. Bu şekilde herkesin istediği gibi anlaması ve anlatmasından da şikâyetçidir. Ben Kur an ın kulu, seçilmiş Muhammed in yolunun toprağıyım, kim benim bu söylediklerimden başka şey naklederse, onlardan bıkmışım, bezmişim, şikâyetçiyim diyor. Hz. Mevlâna yurtdışında da yurtiçinde de herkesin zannınca anladığı ve anlattığı bir şahsiyettir. Yabancıların onu nasıl anladığı değil de bizim onu nasıl anladığımız ve nasıl anlatmaya çalıştığımız daha önemli bence. Bu noktada bir takım çelişkiler olduğunu görüyorum. Ama yine herkes hüsnü niyetle elinden geldiğince bu faaliyetleri yapmaya gayret gösteriyor. Bize Yegâh tan ve buraya ney öğrenmeye gelen insanlardan bahseder misiniz? Yegâh tan önce Tümek te bu çalışmalara başlamıştık. Her zaman bu çalışmaların içindeydik ama dernekleşmesi son birkaç yıla dayanıyor. Böyle kurumlara çok ihtiyaç var. Onun dışında üniversitelerde de dersler vermeye gayret ediyoruz. Gençler de buraya geliyor, hem ney hem de kudûm öğrenmek için. Biz de elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Başka arkadaşlarımız da var burada dersleri yürüten, hem ney hem de diğer sazlara ilişkin Klâsik Türk Müziği sazlarının hepsinin öğretimi Yegâh ta yapılıyor. Tanbur, kanun, ud, kemençe, ney ve kudûm gibi. Bu imkânı sunmaya devam etmek istiyoruz. Klâsik Türk Müziği ve Tasavvuf Müziği çalışmaları ile Mevlevî Âyini çalışmalarımız da var devam eden. Klâsik Türk Müziği sazlarına büyük bir ilgi var. Ama öncelikle ve özellikle de neye karşı büyük bir ilgi var. Ney çok popüler bir saz haline geldi. Bunu neye bağlıyorsunuz? Ney popülerleşti. Herhalde bunda popüler müzikte neyin kullanılmaya başlanmasının çok etkisi var. Ney sesi için kullanılan bazı tabirler var; esrarengiz, cezbedici, büyüleyici, âhenkli, derin gibi. Bu ses duyulmaya başlayınca galiba insanlar bu sesi sevdiler. Özellikle gençler sevdiler ve peşine düştüler. Başka bir faktör de, herkesin kolay edinebileceği bir saz ney. Pahalı değil. O da galiba bu popülerliğin, daha doğrusu ney öğrenmek isteyenlerin, ney ile ilgilenenlerin sayısının artmasında etkili olmuştur. Çünkü diğer sazlar bu gün astronomik fiyatlara satılırken, ney herkesin edinebileceği bir saz... Ama bu ilginin doğru yönlendirilmesi çok önemli. Dediğim gibi ney sesinde ve üslûbunda farklılaşmalar var. Günümüzde gençlerin beğenip de yöneldikleri bu sesler, genellikle ilk olarak popüler müzikte duyuluyor. Geleneksel ney sadâsı ve geleneksel ney tavrını sonradan duyuyorlar, öğreniyorlar. Bu yüzden onları yönlendirmek gerekir. Hocalara önemli görevler düşüyor burada. Onları doğru sesle ve doğru üslûpla tanıştırmak gerekir. Bu konuda sizin bir metodunuz var mı? Elimizde sesli bir arşivimiz var, öğrencilerimize dinletmeye ve anlatmaya çalışıyoruz. 8
9 Öğretim yönteminiz Klâsik meşk sistemine uyumlu ve uygun bir sistem mi sizce? Tamamen klâsik meşk sistemi değil ama ona dayanan bir sistem olduğunu söyleyebilirim. Gelenekselliği muhafaza etmeye gayret ediyorum. Hocam, söyleşimizin sonunda ney sazına gönül verenlere tavsiyeleriniz nelerdir? Çok klâsik ama çok önemli bir şey olduğu için burada tekrar edeceğim. Neyin kendi sesi yok. Neyzen ondan bir ses çıkartıyor. Ney, neyzenin bu sesi çıkarmasına yardımcı oluyor. Đyi bir ney edinip, ses çalışmalarını tavsiye ediyorum. Đyi bir ses çıkarmak çok önemli. Herhangi bir eseri çalmak kolaydır. Genç kardeşlerime bıkmadan usanmadan, ses çalışmalarını tavsiye ederim. Bir yandan iyi neyzenleri dinlesinler, bir yandan da kendileri neyden iyi ses çıkarmaya gayret etsinler. Tabii mûsikîmizin hangi sazı çalarsa çalsın, usta sanatkârlarını ve klâsik repertuarı dinlemeyi de ihmâl etmesinler. Teşekkür ederim. Biz teşekkür ederiz.. Birdenbire Dergisinde yayınlanmıştır. 9
ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II
04.03.2019 ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II (Türk Müziği Sazları ve Orkestrası İçin) (Tolga Karaca) I ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II (Türk Müziği Sazları ve Orkestrası İçin) (Tolga Karaca) II (Çoksesli Saz Eserleri
DetaylıKAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ
KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.
DetaylıOKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ
OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi
DetaylıSAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ABDULLAH GÜL ÜN YILI TÜBİTAK BİLİM, HİZMET, TEŞVİK ÖDÜLLERİ ve TÜBİTAK ÖZEL ÖDÜLÜ TÖRENİ KONUŞMA METNİ 23 ARALIK 2008
SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ABDULLAH GÜL ÜN 2008 YILI TÜBİTAK BİLİM, HİZMET, TEŞVİK ÖDÜLLERİ ve TÜBİTAK ÖZEL ÖDÜLÜ TÖRENİ KONUŞMA METNİ 23 ARALIK 2008 "Değerli Konuklar, Değerli Misafirler, Cumhurbaşkanlığı
DetaylıMÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE
227 MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE DOĞRUSÖZ, Nilgün TÜRKİYE/ТУРЦИЯ ÖZET Yazılı müzik malzemelerinin korunması, yaşatılıp notaya alınarak arşivde yerini
DetaylıSayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz
Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,
Detaylı17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer
17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel Sunum Metni Bilge Sumer BÖLÜM : I Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserinin İstanbul
DetaylıV e d a t K a p t a n Y u r
T P A O T ü r k S a n a t M ü z i ğ i K o r o s u Ş e f i V e d a t K a p t a n Y u r Dergimizin bu ayki sayısında TRT de Türk Sanat Müziği dalında Koro Şefliği ve Ses Sanatç da yıllardır TPAO Türk Sanat
DetaylıHACI ARİF BEY ( )
HACI ARİF BEY (1831-1885) Asıl adı Mehmet Arif olan Hacı Arif Bey 1831 yılında İstanbul un Eyüp sultan semtinde doğdu.ilkokul çağlarında sesinin güzelliği çevresinin dikkatini çekmiş,o zamanlar pek genç
DetaylıİSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı
İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı Eposta: hakpinar@harran.edu.tr ; akpinar64@hotmail.com Telefon: 0414 318 (1003), (1707); 552 216 36 12 ÖĞRENİM
DetaylıPROGRAMLAR. Türk Din Musikisi Lisans Programı
PROGRAMLAR Türk Din Musikisi Lisans Programı Konservatuvarımız Türk Müziği Bölümü kapsamında açılmış olan program genel amacıyla, ülkemiz topraklarındaki tarihsel müzik geleneklerinin inceliklerini kavramış,
DetaylıKOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)
KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...
DetaylıANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.
ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya
DetaylıİŞİTME ENGELLİLERDE EVLİLİKTE DAHA AZ SORUN YAŞIYOR! - Genç Gelişim Kişisel Gelişim
İŞİTME ENGELLİ GÜL USTABAŞ GENÇ İŞİTME ENGELLİLER NORMAL OKULLARDA KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNE TABİ OLMALI. İŞİTME ENGELLİLERDE EVLİLİKTE NORMAL İNSANLAR GİBİ HATTA ONLARDAN DAHA AZ SORUN YAŞIYOR SORU-- Kısaca
DetaylıESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu
ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI
DetaylıCumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..
Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?
DetaylıAç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k
Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan
Detaylı14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ
TÜRK-İŞ Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ 25-27 Mayıs 2012 Nova, İbis Hotel - İstanbul Oturumlar Panel
DetaylıSORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?
Reşadiye Öğrenci Meclisi Başkanı Yücel Bolat: Asla kin tutamam bana yapılan kötülüğü unutur geleceğe bakarım geçmişe takılmam. Bu davranışlarım da bana çok dost kazandırdı iletişimimi geliştirdi. SORU-
DetaylıTürkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
DetaylıCumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Ağustos 21, 2017-1:53:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde
DetaylıTSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI
ESKİŞEHİR ODUNPAZARI MESERRET İNEL İLKOKULU ODUNPAZARI HALK EĞİTİM MERKEZİ TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSU DESTEĞİYLE GURURLA SUNAR TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI KORO ŞEFİ Tülây TÜRKMEN SANAT DANIŞMANI Hüseyin
DetaylıBodrum a gönül veren ünlüler Trafo da buluştu
Bodrum a gönül veren ünlüler Trafo da buluştu Bodrum Ticaret Odası (BODTO) ve Bodrum Belediyesi tarafından ortaklaşa düzenlenen organizasyon ile yaşamının bir bölümünü Bodrum da geçirmiş ve Bodrum a gönül
DetaylıSADECE BİR ÇANKAYALI DEĞİLİM; ULTRA ÇANKAYALIYIM
Çankaya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler 2010 Yılı Mezunu ve halen Çankaya Üniversitesi nde kamu hukuku üzerine yüksek lisansına devam eden Kültür Hizmetleri Müdürlüğü Personeli Sayın
DetaylıTV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR
Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
DetaylıBeykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber
Beykoz Yerel Basını: "Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ" Tüm Ülkede kutlanan Öğretmenler Günü Beykoz'da da coşkuyla kutlanırken, bu özel günde öğretmenlerimiz için çeşitli etkinlikler ve ziyaretler
DetaylıBir notanın vesile kıldığı şey, yalnızca bizim anımsayabildiğimiz özel bir an ın tekrar uyanışı, bu sayede devasa bir geçmişin yeniden canlanışıdır
Sunum Metni Hazırlayan ve Sunan: Bilge Sumer BÖLÜM I Saygıdeğer Sanatseverler Muhterem Misafirlerimiz, Bodrum Belediyesi Türk Musikîsi Derneği, Klasik Türk Müziği Korosunun hazırlamış olduğu, BESTEKÂR
DetaylıSosyolinguistik Görüşme. 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:.
Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:. 2) Nerede doğdunuz? Yer:. Bölge:. Eyalet: Ülke:... 3) İkamet (yaşadığınız) ettiğiniz şehir... yılından
DetaylıDers Adı : ORKESTRA / ODA MÜZİĞİ I Ders No : Teorik : 1 Pratik : 2 Kredi : 2 ECTS : 3. Ders Bilgileri.
Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ORKESTRA / ODA MÜZİĞİ I Ders No : 0310330201 Teorik : 1 Pratik : 2 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili
DetaylıNecla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz
İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal
DetaylıÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM GELECEĞİM OLDU. Sayın Yurduseven öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Çankaya Üniversitesi Bilgi İşlem Departmanı nda çalışan ve 2007 Bilgisayar Mühendisliği Bölümümüzden mezun olan Hakan Yurduseven ile bilgilendirici bir söyleşi gerçekleştirdik. ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM
DetaylıBENİM OKUDUĞUM YILLARDAKİ ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ YLE ŞİMDİKİ ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ ARASINDA BÜYÜK FARK VAR
2003 yılında Bilgisayar Mühendisliği Bölümümüzden mezun olan ve halen TAİ`de görev yapan Edip Berker ile bir söyleşi gerçekleştirdik. BENİM OKUDUĞUM YILLARDAKİ ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ YLE ŞİMDİKİ ÇANKAYA
DetaylıMEZUNLARIMIZIN OKULUMUZ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ
MEZUNLARIMIZIN OKULUMUZ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ Onur BİÇER Yüksekokulumuza 2006 yılında görevime başlamış olup 2008 yılında kazanmış olduğum muhasebe ve vergi uygulamaları (İÖ) Programını okuyup 2010 yılında
Detaylızaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,
DetaylıÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR
Çankaya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü nden 2006 da lisans derecesini alarak aynı bölümde 2009 yılında yüksek lisansını tamamlayan H. Emre Akkuş ile Çankaya Üniversitesi ve sektör hakkında
DetaylıTokat Plevne İmam Hatip Ortaokulu Öğrencilerinin Sorularına cevaplarımız
Tokat Plevne İmam Hatip Ortaokulu Öğrencilerinin Sorularına cevaplarımız 51. Kütüphane Haftası dolayısı ile 1. Nisan.2015 tarihinde Tokat Plevne İmam Hatip Ortaokulunda Kitap Okumanın Kişisel Gelişim deki
DetaylıKazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.
Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor. İşçi Cephesi: Direnişiniz nasıl başladı? Kazova dan bir işçi: Bizim direnişimiz ilk önce 4 aylık maaşımızı, kıdem ve tazminat
DetaylıPage 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.
Page 1 of 6 Edirne Valisi Sayın Dursun Ali Şahin, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Recep Zıpkınkurt, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası nın değerli üyeleri ve temsilcileri, Bilgi birikimi ve üslubunu,
DetaylıBize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz?
İlk kitabı KAPAN AĞZI Eylül'de raflarda yer alacak olan, üniversite öğrencisi Muhammed Şimşek büyük hedefleri olan bir yazar!' Söyle söylüyor hedefini: : "Ben yazacağım kitapların çok beğenileceğine ve
Detaylıkanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan
kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan 1996, Uçanbalık Cumhuriyet Bulvarı No: 302/104 35220 Alsancak - İZMİR Yazar: Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat
DetaylıTÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,
TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli
DetaylıŞeb-i Arus İstanbul da: Mevlana nın vuslat gecesi bu yıl yine aşkın başkentinde!
Şeb-i Arus İstanbul da: Mevlana nın vuslat gecesi bu yıl yine aşkın başkentinde! İstanbul, bu yıl ikinci kez Mevlana Celaleddin-i Rumi nin ölüm yıldönümü olan Şeb-i Arus törenlerine ev sahipliği yapıyor.
DetaylıBİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK
BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine
DetaylıEK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi
80 EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi Sayın İnşaat Mühendisi Adayı, İnşaat Mühendisliği Eğitimi Kurulu, İMO 40. Dönem Çalışma Programı çerçevesinde İMO Yönetim Kurulu nca İnşaat Mühendisliği Eğitimi
DetaylıTÜRK MÛSĐKÎSĐNDE NOTANIN TARĐHÇESĐ. Dr. Timuçin ÇEVĐKOĞLU
TÜRK MÛSĐKÎSĐNDE NOTANIN TARĐHÇESĐ Dr. Timuçin ÇEVĐKOĞLU Türk Mûsikîsi'nin öğretim ve aktarımında yüzyıllar boyunca adına "meşk" denilen bir sistem kullanılmıştır. Çeşitli avantajlarının yanında önemli
DetaylıY. Lisans Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1989. Sanatta Yeterlilik Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1994
Adı Soyadı: Güldeniz EKMEN AGİŞ Doğum Tarihi: 01.08.1958 Unvanı: Yardımcı Doçent Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı İst. Teknik Üniv. 1979 Y. Lisans Türk Müziği İst.
DetaylıBİLİŞİM SEKTÖRÜ, HİÇ TARTIŞMASIZ, KENDİNİ EN HIZLI VE EN ÇOK YENİLEYEN SEKTÖRLER ARASINDA YER ALIYOR
Çankaya Üniversitesi 2008 Mezunu ve Üniversitemiz Bilgisayar Mühendisliği Bölümü nde çalışan Uzman Efe Çiftçi ile bir söyleşi gerçekleştirdik BİLİŞİM SEKTÖRÜ, HİÇ TARTIŞMASIZ, KENDİNİ EN HIZLI VE EN ÇOK
DetaylıGiovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.
OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav
DetaylıDarüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Sayın Kaymakamım, Sayın Milli Eğitim Müdürüm, Sayın Belediye Başkanım, Okul Aile Birliğimizin değerli yöneticileri, Saygıdeğer Velilerimiz, Sevgili öğretmenlerimiz ve yöneticilerimiz, Saygıdeğer Bağışçılarımız,
DetaylıNECİP FAZIL KISAKÜREK
NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK kimdir? Necip fazıl kısakürekin ailesi ve çocukluk yılları. 1934e kadar yaşamı 1934-1943 yılları hayatı Büyük doğu cemiyeti 1960tan sonra yaşamı Siyasi fikirleri
Detaylıİnanıyorum ki biraz daha gayret ederek planlı ve düzenli bir çalışmayla çok daha başarılı olacaksın
4. sınıf öğretmenlerinin karne görüşleri şu şekildedir: Sevgili Nehir Nur, Bal arısı gibi çalışkan ve üretken bir öğrencisin güzel kızım. Aldığın her görevi başarıyla ve ciddiyetle yerine getirdin. Her
DetaylıTürkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!
Amway Avrupa nın Dünya Girişimcilik Haftası na özel 16 Avrupa ülkesinde yaptırdığı Girişimcilik Anketi sonuçları açıklandı! Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa tarafından yaptırılan
DetaylıNecdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi.
Necdet Yaşar Müzik Yaşamı Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. Müziğe bağlama çalarak başladı. Mesut Cemil'in tambur çalışını dinledikten sonra, 20 yaşında tanbura
DetaylıAtatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı
Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet
Detaylıhttp://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf
ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar
DetaylıKulüp sayesinde tanınan, bilinen bir insan oldum - Genç Gelişim Kişisel Gelişim
Cumhuriyet Üniversitesi Genç Akademi Kulübü Başkanı Çağrı Aktaş Kulüp sayesinde tanınan, bilinen bir insan oldum. Üniversite öğrencileri kulüplere üye olarak kulüplerden faydalansınlar SORU-Bize kısaca
DetaylıErbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler
Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler SORU- Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz? MUHAMMED DİKAL
DetaylıOrhan benim için şarkı yazardı
70'li yılların ünlü ses sanatçısı ve sinema oyuncusu Yıldız Tezcan, 21 yaşındayken Orhan Gencebay ile büyük aşk yaşadığını, ancak o dönem çöpçatanlıklarını yapan Sevim Emre'nin sonradan Gencebay'ı elinden
DetaylıKızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri
1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya
DetaylıŞef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu
Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin
DetaylıPatronun hizmetini yapıyor Çalışan kadından bahsediyorum. Ben kocama muhtaç değilim diye evvela ailesini dağıtıyor.
Babalarını Yola Getiren Kızlar! Prof. Dr. Hasan Şimşek İstanbul Kültür Üniversitesi (www.hasansimsek.net) 28 Aralık 2014 Yakın geçmişte Cübbeli Ahmet Hoca hakkında bir yazı yazdım. Özellikle dindar geçinen
DetaylıKİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3
KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?
DetaylıTURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI
TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN 21400752 MAKİNENİN ARKASI Fotoğraf uzun süre düşünülerek başlanılan bir uğraş değil. Aslında nasıl başladığımı pek hatırlamıyorum, sanırım belli bir noktadan sonra etrafa
DetaylıİDEAL BİR EĞİTİMCİ. İdeal Bir Eğitimcinin İhmal Etmemesi Gerekenler
İdeal Bir Eğitimcinin İhmal Etmemesi Gerekenler 32 Zamanı İyi Kullanmak Dersin başlama ve bitiş saatlerine dikkat edin. Ders esnasında da süreyi verimli bir şekilde kullanmaya çalışın. İlk 15-20 dakika
DetaylıSevgili dostum, Can dostum,
Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.
DetaylıA1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:
A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.
Detaylı"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde"
"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde" 16 Ağustos 2014 Haber Linki: http://www.egemetropolgazetesi.com/haber/kentsel-donusumun-anahtari-kooperatiflerde-17554.html S.S. Batı Anadolu Konut Yapı Kooperatifleri
DetaylıAHMED AVNİ KONUK ( )
Galata Mevlevihanesi Mevlana Rumi Mevlevi Musiki ve Sema Topluluğu Eğitim Kültür ve Yardımlaşma AHMED AVNİ KONUK (1868-19.3.1938) Kadı Alî-zâde İbrâhim Efendi nin oğlu balmumu taciri Mûsâ Kâzım Efendi
DetaylıAsuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead
Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi Asuman Beksarı J. Keth Moorhead Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır. sözünü Asuman Beksarı için
DetaylıSORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her
DetaylıŞANLIURFA DA SIRA GECESİ GELENEĞİNİN HARRAN ÜNİVERSİTESİ MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
ŞANLIURFA DA SIRA GECESİ GELENEĞİNİN HARRAN ÜNİVERSİTESİ MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ BURÇİN UÇANER 1 GİRİŞ: Binlerce yıllık geçmişe sahip Türk kültür tarihi incelendiğinde;
DetaylıEn Çok Hangi Özel Ders İsteniyor?
En Çok Hangi Özel Ders İsteniyor? Küçük bir araştırma yaptık, acaba hangi ders için daha fazla özel öğretmen ihtiyacı var diye. Hem kendi verilerimize, hem de özel ders ve eğitim danışmanlığı yapan bir
Detaylıiyi günler sevgili ilk yar'larımızın değerli dostları, Bugün geçmişlere gideceğiz, çünkü yakınlarda kulaklarını çok çınlatmıştık... Ne kadar güzel bir örnek çalışmaydı öğretmenlerimizin sevgili Ahmet Hocamızın
DetaylıAKADEMİK YILI TÜRK MÛSİKÎSİ BÖLÜMÜ
2018-2019 AKADEMİK YILI TÜRK MÛSİKÎSİ BÖLÜMÜ TÜRK MÛSİKÎSİ LİSANS PROGRAMI BAŞVURULARI TÜRK MÛSİKÎSİ BÖLÜMÜ Türk Musikisi bölümümüz, Türk musikisinin yakından tanınmasına ve gelişimine katkı sağlayan ve
Detaylı2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri? 3. En başarısız olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?...
ANKET-1 (LİSE) Türk İşaret Dilinde izlemek için tıklayınız. Ad Soyad:. Okul -Sınıfı:. 1. Okul başarınızı nasıl yorumluyorsunuz? Kötü Orta İyi Çok iyi 2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?
DetaylıDÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT
ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM
DetaylıEylül 2013-Hazİran 2014. Dönemİ. Tanıtım Kİtapçığı. www.acdsanatmerkezi.com
Eylül 2013-Hazİran 2014 Dönemİ Tanıtım Kİtapçığı ACD Sanat Merkezi olarak, çocuklarımızın eğitimlerine ara vermeden her biri alanında usta müzisyenler olan öğretim kadromuzla müzik eğitimi almalarını sağlıyoruz.
DetaylıDünyayı Değiştiren İnsanlar
Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,
DetaylıSUNUM KONUSU VERİMLİ DERS ÇALIŞMA
SUNUM KONUSU VERİMLİ DERS ÇALIŞMA ÇALIŞMA ORTAMI Sessiz olmalı. Tv olan veya radyo çalan oda da ders çalışılmamalı. Çalışma masada olmalı. Yatarak uzanarak ders çalışılmamalı. Çalışma masasının etrafında
DetaylıPirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan
1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında
Detaylı"Erciyes Üniversitesi'nin farkı akademik kadrosu"
On5yirmi5.com "Erciyes Üniversitesi'nin farkı akademik kadrosu" Erciyes Üniversitesi Öğrenci Temsilcisi Aysen Tarcan Kayseri, büyükşehrin konforunu taşıyan ama sıkıntısını göstermeyen bir şehirdir. Kayseri
DetaylıYETİŞKİN ve ÇOCUKLAR İÇİN YAZ DÖNEMİ SANAT KURSLARI. Kayıt Başlangıç
YETİŞKİN ve ÇOCUKLAR İÇİN YAZ DÖNEMİ SANAT KURSLARI Kayıt Başlangıç 22 MAYIS 2017 » TEZHİP El yazması eserleri, hüsn-i hat levha ve albümlerini altın yaldız ve boya ile süsleyerek bu sanatı temel seviyede
DetaylıÇocukluk döneminde müzik eğitiminin önemi
On5yirmi5.com Çocukluk döneminde müzik eğitiminin önemi "Çocuğun sözcükleri şarkının ezgisi ve ritmine uygun olarak söylemeye çalışması, dil ağız ve dudak kaslarının gelişmesine ve kelimeleri daha düzgün
Detaylı3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,
3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ 9.11.2017 Sayın Bakanım, STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 1 İş Dünyamızın Değerli Temsilcileri, Kıymetli Basın Mensupları, Global
DetaylıSTRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR
STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR Bodrum a 3 günlük şirket etkinliğine gelen çalışanlar deniz dibi temizliği gerçekleştirdi. Otomotiv sanayinin köklü firmalarından Farplas, çalışanları için
DetaylıTÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ
Prof. Dr. Aydın PAŞAOĞLU 1948 yılında doğdu. 1973 de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi nden mezun oldu. Aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalında asistanlığa başladı.
DetaylıÖĞRENCİLERİMİZİN DİKKATİNE:
DUYURU Tarih: (01.12.2015) ÖĞRENCİLERİMİZİN DİKKATİNE: 1. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN (DİKEY VE YATAY GEÇİŞ ÖĞRENCİLERİ DAHİL) YENİ ÖĞRENCİ ANKET FORMU, BİLGİ TOPLAMA ANKETİ VE ÖĞRENCİ TANITIM-İLETİŞİM FORMLARINI
DetaylıTarih:. Yer:. Katılımcı numarası:... Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:.
Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:. 2) Nerede doğdunuz? Yer:. Bölge:. Eyalet: Ülke:... 3) Tamamladığınız en yüksek okul derecesi nedir? a.
DetaylıDünyayı Değiştiren İnsanlar
Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği
DetaylıDershane Algısı Araştırması Mayıs 2012
Dershane Algısı Araştırması Mayıs 2012 KÜNYE Proje Adı Araştırma Sahibi Araştırma Evreni Adayların Dershane Algısı Araştırması İKSara A.Ş. Toplumsal Gündem Araştırmaları Nisan 2012 Türkiye de üniversiteye
DetaylıBir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):
Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,
DetaylıKPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü
On5yirmi5.com KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü Kaç gündür bir 'vitamin' sorusudur gidiyor. İşte geçtiğimiz günlerde yapılan KPSS sorularında yer alan 'vitamin' sorusu ve çözümü... Yayın
DetaylıMÜZİK ALETLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIR
MÜZİK ALETLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIR Dünyanın en eski flütü 40 bin yıl önceye uzanıyor. Hititler in flüt, gitar, lir, arp, tef, çalpara, davul ve gayda kullandığını gösteren taş kabartmalar var.
DetaylıSigortacılık saygın meslek E-Posta Gönder 28 Mart 2012 Çarşamba 08:44
CAN KANTAR / SEKTÖRÜN İÇİNDEN Sigortacılık saygın meslek E-Posta Gönder 28 Mart 2012 Çarşamba 08:44 Her sene benzer yazılar yazıyorum. Amacım gençlerin sigortacılığa olan ilgisini artırmak. Sigortacılık
DetaylıÖğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;
Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİ Ders No : 0310330206 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili
DetaylıSevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz.
Hitit Üniversitesi Aktif Yaşam Kulübü olarak,engelli kardeşlerimize farklı eğlenceler düzenledik. Farkındalık programları yaptık, 2 yılda 5 okula kitap yardımında bulunduk. Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize
DetaylıMEVLEVÎ MÛSĠKÎSĠ VE ġanliurfa ÖRNEĞĠ
MEVLEVÎ MÛSĠKÎSĠ VE ġanliurfa ÖRNEĞĠ Dr. Hüseyin AKPINAR * Mevlânâ Celâleddin Rûmî ye (ö. 672/1273) nispetle kurulan Mevlevî Tarikatı na mahsus tasavvuf mûsikîsine Mevlevî Mûsikîsi denir. Bu mûsikî, Türk
DetaylıDTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI. Açış Konuşması. Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı. 26 Mart 2016, İstanbul
DTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI Açış Konuşması Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı 26 Mart 2016, İstanbul Sayın Başbakan Yardımcılarım; Bakanlarım; Saygıdeğer Protokol; Çok Değerli Başkanlar; Dünyanın dört
DetaylıKamplardaki sığınmacı sayısı 152 bin 51
Kamplardaki sığınmacı sayısı 152 bin 51 Ocak 08, 2013-7:10:56 Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, ''Bugün itibarıyla Suriye'den ülkemize gelmiş, kamplarımızda kalan sığınmacı sayısı 152 bin 51'dir'' dedi.
DetaylıYükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..
Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım.. Sizlerle tekrar bir arada olmaktan mutluluk duyduğumuzu ifade ederek, hoş geldiniz diyor; şahsım ve
Detaylı