OSMAN NEVRES N GÜZELLE, RE VE ARE BAKII OSMAN NEVRES VIEW ON BEAUTY, POETRY AND POETS



Benzer belgeler
Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

ÖZGEÇMİŞ. II. (Link olarak verilecektir.)

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

YRD. DOÇ. DR. ABDÜLKERİM GÜLHAN /4508.

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 12 Summer 2010

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

BAYRAM Yavuz, XIV-XV.Yüzyıl Gazel Şerhleri, Klâsik Çağlar Boyunca Gazel Şerhleri, Kriter Yay., İstanbul 2009, s

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

Bu sayının editörleri: Doç. Dr. Üzeyir ASLAN Dr. Ümran AY

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

Müşterek Şiirler Divanı

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

Betül Erdoğan.

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA *

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

NER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi İÇİNDEKİLER. Özkan CİĞA DİYÂRBEKİRLİ MEHMED SAÎD PAŞA NIN BİBLİYOGRAFYASI, ss.

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

Oh deyim ömrümde ilk defa Tüy gibi olayım sevincimden Ölüm düüncesi benden ırak Hep güzel eyler geçsin içimden

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

PROF. DR. MAHMUT KAPLAN HAYATI VE ESERLERİ

M.Ü. lâhiyat Fakültesi Dergisi 41 (2011/2),

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

TC YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ / 2018 Güz Yarıyılı Lisansüstü Başvuruları Değerlendirme Listesi. S.No Ad Soyad Durum

*Edebi Sanatlar ve Örnekleri Mecaz. Teşbih

ÖZ GEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems:

YRD. DOÇ. DR. E-posta: Adres: Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

mekan Kasımpaşa Deniz Hastanesi İLKBAHAR 2014 SAYI: 302

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

Ulusal Kredi Osmanlı Türkçesi Grameri Ön Koşullar : Bu dersin ön koşulu ya da yan koşulu bulunmamaktadır.

Çileler sıkıntı yoldaşın oldu Ömrüne her zaman kahırlar doldu Henüz açan gülün çok çabuk soldu Dört mevsim bitmeyen kış mıydın anne

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

S A I15 NUMBER Y I L08

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

UYGULAMA ÖĞRETİM ELEMANI DOÇ. DR. EMRE ÜNAL DOÇ. DR. EMRE ÜNAL DOÇ. DR. EMRE ÜNAL

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

17. YÜZYIL ARLERNDEN FEVZÎ DÎVÂNI

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER

GÜLEN- EBRÂR VE MA DEN- ESRÂR ADLI ESERN AR MÜNÎRÎ ÜZERNE 1 A STUDY ABOUT THE POET OF THE FLOWER GARDEN OF THE VIRTUES AND TREASURE OF MYSTERY, MUNIRI

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

UBEK

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Örnek alınacak en güzel insan Hz. Muhammed hayatı boyunca görüntüsüne ve hareketlerine dikkat etmiştir.

Ben bunun iyi ve kötü niyetine bakmadan düüncelerimi açıkça dile getirmek istiyorum ki bu gruba

Sevgili dostum, Can dostum,

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

I- TARİHSEL SÜREÇ. Eski Türk Şiirine Kısa Bir Bakış/Mehmet Ölmez. pan Şiirini Tanıyor muyuz?/iskender Pala. Tekke Şiiri/Hasan Kavruk

Ye aya Gelece i Görüyor

249- Yiğitler Unutulmuş

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ.

TÜM SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARI VE MAKALELER

İLAHİYAT 3. SINIF - 1. ÖĞRETİM DERS ADI ÖĞRETİM ELEMANI BÖLÜM SINIF ÖĞRETİM GRUP FARSÇA I DOÇ. DR. DOĞAN KAPLAN İLAHİYAT HADİS TENKİDİ PROF.

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 12 Summer 2010

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ARZUHAN DO AN YALÇINDA IN GLOBAL L DERL K FORUMU AÇILI KONU MASI. 11 Mayıs 2007 Bahçe ehir Üniversitesi, stanbul

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

Nazlı Yürekler için!lk Adımım

Anlamı. Temel Bilgiler 1


Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

3 Her çocuk Müslüman do ar.

KEREM LE ASLI HKÂYESNDE KEREM N SEVGL TASVRLER ÜZERNE BR NCELEME AN INVESTIGATION TO KEREM S BELOVED DESIGN IN THE KEREM AND ASLI STORY

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

Güzellerden Güzellemeler...

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Transkript:

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 5 Sayı: 21 Volume: 5 Issue: 21 Bahar 2012 Spring 2012 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 OSMAN NEVRES N GÜZELLE, RE VE ARE BAKII OSMAN NEVRES VIEW ON BEAUTY, POETRY AND POETS Sümeyye YILDIZ Özet Divan airleri, balı bulundukları gelenei temel alarak yazdıkları eserlerde, kendi iir ve air anlayıları hakkında bilgiler verirler. Böylece bir divan airinin güzellie bakıı ve gerçek iir ve air tanımı, bize o airin poetikasının kapısını aralayabilir. Balı bulunulan çerçeve deimedii için tüm divan airleri hakkında ayrı ayrı bir poetikadan bahsetmek pek mümkün olmasa da her air, kelime hazinesini kullanma açısından farklılık gösterir. 19. yüzyıl divan airlerinden Osman Nevres, divanındaki iirlerde güzellik, iir, air e bakıını dile getirmitir. Bu makalede, Osman Nevres in poetikası tespite çalıılacaktır. Anahtar Kelimeler: Osman Nevres, Dîvân, Poetika, Klasik Türk iiri. Abstract Divan poets give information about understanding of their own poetry and poets in their works based on their tradition. Therefore, divan poet s view on beauty and his definition of "true poetry and poets" can give us clues about his poetics. It is not possible to say that there is seperate poetics for all of divan poets. However, Every poets differ from each other because of the way of using vocabularies. One of the 19th century poets, Osman Nevres, expressed his perspective of beauty, poem, poet in his Divan. In this article, the poetics of Osman Nevres will be analyzed. Key Words: Osman Nevres, Divan, Poetics, Classical Turkish Poets. Giri Nevres-i Cedîd, Nevres Efendi olarak da bilinen Osman Nevres, 19. yüzyıl divan airlerindendir. Dîvân ı ile beraber tespit edilebilmi sekiz eseri vardır. Kitâbet meslei dolayısıyla, uzun yıllar Badat, Irak, Hicaz, umnu, Diyarbakır, stanbul gibi muhtelif yerlerde vazife yapmı; buralarda yaadıı sıkıntıları Dîvân ında ve bazı eserlerinde dile getirmitir. Dîvân ından anlaıldıı kadarıyla, akıcı ve sade bir dili vardır. Arapça ve Farsçaya vakıf olduunu, bu dillerle yazdıı iirleriyle ortaya koyar. Çou klasik air gibi Nevres de iire ve Ar. Gör. Fatih Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.

- 241 - aire bakıını çeitli vesilelerle dile getirmitir. airin, iir ve airden ne anladıını ortaya çıkarmak, estetik görüünü belirlemek, onun poetikasının kapısını aralamak sayılabilir. Divan airleri, belli bir gelenei temel alarak yazdıkları iirin sınırlarını kendileri belirlemezler. Sınırları belli olan bir çerçeveye girerler. Bu yüzden her divan airinin poetikasının birbirinden farklı olduunu söylemek doru olmayabilir. Bu konuda Yavuz Bayram öyle düünmektedir: her birinin baına buyruk bir edâyla iir söylüyor görünmelerine karın, ortak bir iir atmosferi ve ortak bir söylem' oluturma açısından, günümüzün hemen tüm iir akımlarına mensup airlerinden daha ilkeli ve baarılı oldukları görülecektir. (Bayram, 2005: 80). airler, gerek nazım gerek nesir, çou eserlerinde veya eserlerinin mukaddimelerinde, dîbâcelerinde 1 mükemmel iirin ve mükemmel airin portresini çizmeye çalımılardır. airler çou zaman, özellikle divanlarında bu portrenin içerisine kendilerini oturtmular, kendi iir veya inâları üzerinden en kâmil noktadaki iirin nasıl olması gerektiini anlatmılardır. Bunu yaparken de söz, iir ve kalemleri için inci, elmas, cevher, hazine, misk kokusu, âb-ı hayat, ok, yıldırım, hançer, kılıç gibi benzetmeler yapmı ve bunun için çok çeitli sıfatlar, terkipler kullanmılardır. 2 Ancak bizim konumuz Osman Nevres Dîvânı nda yapılan bu tebihlerin oluturduu kelimeleri saymak veya istatistikî dökümlerini çıkarmak deil; Nevres in iir, air ve güzellik anlayıını ve kendi airliini hangi noktada gördüünü tespite çalımak olacaktır. 3 1. Klâsik Güzellik Anlayıı Günlük dilde, güzellik, yakımılık, zariflik gibi manalara gelen estetik, klasik Türk iirinde genellikle, hüsn ve cemâl kelimeleri ile vücut bulmutur. Ondan da önce, klasik edebiyatın temel kaynaklarından biri olan Kur ân-ı Kerîm in güzel ve güzellik i vurgulamasının da, cemâl, hüsn, tayyib, zînet, sürur (Mutluel, 2008: 36-52) kelimeleri etrafında olduu görülür. Kur ân-ı Kerîm de Allah; Yaratanların en güzeli (Ahsene l-halıkîn) 4, Size ekil verip, eklinizi güzel yapan (feahsene suverekum) 5, Yarattıı her eyi güzel yapmı (ahsene külli ey ) 6, Sizi ekillendirdi ve ekillerinizi de güzel yaptı (feahsene suverekum). 7 gibi özelliklerle anılırken; genellikle hüsn kelimesi kullanılmaktadır. Kelimenin tasavvufî mânâsı öyledir: lahî güzellik. Zâttaki kemâl ki Hak dan bakasında bulunmaz. (Uluda, 1995: 252). Cemâl kelimesi ise anlam itibariyle güzellik, hüsn, yüz güzellii (Sâmî, 1978: 481) demektir. Güzelliin mahiyeti, ilkeleri, sanatla ilgili deer yargıları, güzellik teorileri gibi konuları aratıran estetik kelimesinin çada Arapça daki karılıı da ilmü l-cemâl olarak adlandırılmıtır (Ayvazolu, 2000: 146). Cemâl, aynı zamanda Âıkın ısrarlı rabeti ve talebi üzerine maûkun kemâlleri izhar etmesi (Uluda, 1995: 116) anlamına gelir. Kur ân-ı Kerîm deki esaslardan biri, hüsn ve cemâl sahibi olan Allah ın, mahlûkattaki tecellilerinin görülmesini ve böylelikle görünen güzelliin arkasındaki Mutlak Güzel e ulaılmasını salamaktır. Bu noktadan bakıldıında klasik Türk edebiyatında, airin, özellikle hüsn ve cemâl kelimeleriyle tanımladıı güzellik anlayıı, onun estetie nasıl baktıını da gösterir. Bu edebiyatın güzellik anlayıının merkezinde ise sevgilinin güzellii vardır. Ancak övülen bu sevgili, her aire göre deien özelliklere sahip deildir; tek tip eklinde var olmutur. Tüm 1 Dîbâcelerin bizce çok mühim yönlerinden birisi de airin, söz hakkındaki görülerini, iir ve air anlayıını, airleri deerlendiriin, iirden anlamayanlar hakkındaki düüncelerini bizzat bize vermesindedir. (Üzgör, 1988: 39) 2 Kurulan bu sıfat ve terkipler için: Semra Tunç (2000). Muhibbî Dîvânı nda iir ve âir ile lgili Deerlendirmeler, Selçuk Üniversitesi, Türkiyat Aratırmaları Dergisi, S.7, Konya, s.265-283; Yavuz Bayram (2004). 16. Yüzyıl Divan iirinde iir, Söz ve air le lgili Anlam Alanları (Kelimeler ve Terkipler), Selçuk Üniversitesi Türkiyat Aratırmaları Enstitüsü Türkiyat Aratırmaları Dergisi, S.15, Konya, s.53-64; Yavuz Bayram (2004). 16. Yüzyıldaki Bazı Divan airlerinin iiri Nitelemek Üzere Kullandıkları Sıfatlar, Türkbilig, S.8, Ankara, s.36-53. 3 Makalede örnek verilen beyitler, Dr. Bayram Ali Kaya nın yayımlanmı doktora tezinden alınmıtır: Bayram Ali Kaya (2010). Osman Nevres ve Dîvânı (nceleme-metin), Ankara: Akça Yayınları. 4 Saffat 37/125 (Özek vd., 1993: 449) 5 Mümin 40/64 (Özek vd., 1993: 473) 6 Secde 32/7 (Özek vd., 1993: 414) 7 Teabun 64/3 (Özek vd., 1993: 555)

- 242 - sevgililer aynı hususiyetleri alır ve tek bir güzel imajına dökülür (Akün, 1993: 416). Klasik edebiyatta güzellik, balı bulunduumuz slam medeniyetinin Arap ve ran edebiyatında kıvamını bulduktan sonra Türk edebiyatında mahallî, millî unsurlarla zenginleen bir anlayıı ihtiva eder (Kaplan, 2010: 7). Amaç, akın (transcendental) ve mutlak olanı yani lahî Güzel i anlatmaktır. Sevgili, sınırları aan, en güzel ekliyle anlatılmaya çalıılan, soyut bir varlıktır. Bu yüzden cinsiyeti belli deildir, karakteristik ve fizikî özellikleri aynıdır (Yacıolu, 2010: 561). Ancak her air, bu kalıbı ve çerçeveyi, kendi ilemeleri ve süslemeleriyle donatır ve böylece farklı mazmunların dünyasına kapı aralanır. air, iirinde sevgilinin güzelliini överken, güzel den ne anladıını bildirmi olur. Ancak bu, ortak bir gelenek etrafında ekillenen, ideal sevgili tipidir. Gelenek, ideal sevgili tipini o kadar teferruatlı bir ekilde belirlemitir ki âıın bunlar dıında ilave edecei bir husus kalmamı gibidir. (Okuyucu, 2010: 211). Estetik görü içinde güzellik, mükemmellikle dorudan ilikili (Koç, 2009: 73) olduundan, air için sevgili de mükemmeldir. Bu sebeple sevgili, yapılan benzetmeler dorultusunda, bulunduu ortamdaki en üst varlıktır. Padiah, güne, gül gibi... 2. Nevres in Güzellik Anlayıı Nevres sevgili için, padiah, perî, Mushaf, ba, çemen, gül bahçesi, lale, gül, yasemin, mum, ay, güne, arap, kadeh gibi benzetmeler yapmı; sevgilinin güzelliini anlatırken, hüsn ve cemâl gibi kelimeleri kullanmıtır. Zülf ü hattıñ halka mâr u mûr eklin gösterir em -i hüsnüñ evki nâr u nûr eklin gösterir (G46/1) Sevgilinin saçı yılana ve yüzündeki ayva tüyleri de karıncaya benzetilmitir. Güzelliinin mumunun evki ate ve nûr gibi parlamaktadır. Sevgilinin güzellii bir mum gibi hem ate olup yanar ve etrafındakileri yakar; hem de ıık olup etrafını aydınlatır. airin dünyası karanlıktır. Bu karanlık dünyada tek ııı, sevgilinin güzellii, özellikle de yüzünün nûrudur. Bu yüzden, sevgiliyi gönül sarayına çaırır ve güzellii ile o mekânı ay gibi aydınlatmasını ister (G288/1). aire göre güzel, yakıcılııyla âıı kavuran, ıııyla da âıa yol gösteren, onun hayatını aydınlatandır. Mufassal erh-i hüsnüñ mebhas-ı zülfüñ mutavveldir Cemâliñden ne bahs etse zebân-ı hâme mücmeldir (G80/1) Sevgilinin güzelliini erh etmek, açıklamak çok fazla izah ve tafsilat gerektirir, saçının bahsini etmek ise sözü uzattırır. Kalemin dili sevgilinin yüz güzelliinden bahsetmeye kalksa, kısır kalır; sözü az olur. Görüldüü üzere sevgiliyi ve özellikle de onun güzelliini anlatmak, izah etmek mümkün deildir. Ay bile, parlaklıını sevgilinin yanaının ııından almı olmasına karın, bu nûrun sırrını açıklayamaz (G58/5). Burada air için güzellik tanımlanamaz ve anlatılamaz bir kavramdır. Ancak her ne kadar anlatamazsa da air, sabahlara dek sevgilinin gül yanaının güzelliini haykırmakta, bülbül kadar maharetlidir (G172/3; G191/6). Nevres, sevgilinin güzelliine olan akı urunda ayıplanmayı göze almıtır. Aaıdaki beyitte air aynı zamanda Yusuf u Züleyhâ kıssasına telmihte bulunmutur: Görmemiler güzelim sende bu vech-i hüsnü Müdde îler n ola ayb eylese akıñla beni (G285/1) air, sevgiliye ve özellikle de onun yüzüne bir kutsallık atfeder. Sevgilinin yüzü, Ka be ye benzetilir. Âıın kıblesi, sevgilinin yüzüdür. Namazda Ka be ye dönüldüü gibi âıın yüzü de daima sevgili tarafına müteveccihtir (Okuyucu, 2006: 13) ve âık, oradan baka bir yere yüzünü dönmez (G299/4). airler, güzeli anlatmak için çıktıkları yolda, güzel sözün incelikleri ile sürekli megul olur; böylece güzelliin anlamını kavrar, hikmetine eriirler (Doan, 2009: 116). air, iirinin güzelliinden bahsederken de hüsn kelimesini kullanmıtır. ltifat görememekten yakınırken,

- 243 - istifham yapar ve tek günahının fasîh ve düzgün söylemek olduunu ironik bir ifade ile belirtir: Aceb benim de sühan-verligim midir cürmüm Ki hüsn-i nazmım içün olmadım müyesser-i cûd (K5/62) 3. Nevres in iire ve aire Bakıı aire göre, edîblerin kalemlerinin süsü, nazım ve nesir; airlerin yaratılılarının, karakterlerinin esası da övgü ve yergidir. airlik tabiatının temelini, mayasını, medh ve hiciv oluturur ve ancak bunların barındıı iir ve inâlar, o kiinin yazma kudretini, kaleminin süsünü gösterir: Tâ ola zînet-i kilk-i üdebâ nazm ile nesr Tâ ola mâye-i tab -ı u ârâ medh ile zemm (K14/78) aire göre nazmı o kadar üstündür ki, melekler âleminin en üstün, en parlak olanına sunulsa, bu iirlere nazire yazar. nsan, özellikle kendisine bahedilen akıl ve irade ile mahlûkattan üstündür. Melekler ise mükemmel yaratılmılardır. Nevres de, iirinin üstünlüünü anlatırken gökler ötesinden, ilhamla geldiine vurgu yapar. Melekler bu nazma hayran kalır ve onun benzerini vücuda getirmeye çalıırlar (G79/7). Nevres, böyle önemli gördüü nazım ve nesri, insanın arkasında bırakacaı en güzel eserler olarak görür. Bu eserlerin kalıcı olmasının sırrı ise, rengîn olmalarından geçer: Tabî at tab ına meyl eylemez âsârımıñ yoksa Cihânda nazm u inâ gibi bir rengîn eser yokdur (G77/9) Rengîn, renkli, parlak renkli; boyalı; güzel, latîf, ho; süslü (Develliolu, 2004: 886) anlamlarına gelir. Tabiattan kasıt doa deil, âlem ve içindekilerdir. Yani tüm yaratılmıların airin karakterini, kudretini beenmesinin sebebi, ortaya koyduu süslü, göz alıcı, parlak eserler dolayısıyladır. Rengîn olmasını yanında rûy-ı cânân gibi süslenmi taze gazeller yazmak da çok önemlidir (K12/28). Ki air de pek iir söylemeye meyilli deildir ama buna karın, bir nazım ortaya koyduunda çok taze ve rengîn söyler (G81/5). Bir yandan nazım ve nesrini bu ekilde öven air, dier yandan beenilmeme korkusu da taır. Bu endiesini dile getirdii beyitinde eserleri için nazik sıfatını kullanır. Yani zarif, ince ve nezaketli eserleri beenilmezse de bu durum onun için sorun oluturmaz. air, bu halde dahi gösteri yolunun süvarisi olacaını, yani bu yolda koturmaya devam edeceini belirtir: Pesend olunmaz ise nazm u nesr-i nâzikimiz Matiyye-rân-ı reh-i tumturâk olur gideriz (G113/4) aire göre kiinin ortaya koyduu eserle, kabiliyetini sergilemesi, airlik tabiatını göstermesi çok önemlidir. iir gibi, bir airin yazdıı mensur eserde de selâset, yani anlatımdaki kolaylık, rahatlık, açık ve akıcı ifade arttır (G251/7). airlik kabiliyetinin duruluu ve akıcılıı ile bir damla, deniz kadar büyütülebilmelidir; yani hakiki air, az sözle çok ey ifade edebilmelidir. airlik tabiatının ihsanını arzulamayan, o denizde köpük olamaz: Safâ-yı kâbiliyyet katreyi deryâ-nihâd eyler Hevâ-yı lutf-ı tab a olmayan kâbil habâb olmaz (G107/4) Her air gibi Nevres de yazdıı beyitlerde, hakiki iirin ve airin nasıl olması gerektiini anlatır. Hatta bazen bunu kendi üzerinden örneklendirir. Kendi airlik kudretini ve iirinin güzelliini överken, gelenein göz önüne serdii birçok kahramandan ve dahi air ve nasirlerden üstün olduunu iddia eder; meclislerde her iirinin, her sözünün makbul olduunu söyler: Gayr-ı sâlih deme tanzîre bu nazmım Nevres Her sözüm îvede makbûlüdür ehl-i sühânıñ (G158/5)

- 244 - Badat valisi Mehmed Necib Paa yı övdüü kasidesinde, kaleminin memduhun gönül alıcılıını anlatması durumunda, Sâm ve Rüstem efsanelerinin hatıra dahi gelmeyeceini belirtir. Görünüte, mehur Acem kahramanlarını dahi unutturacak olan, memduhun anılması ve medhi olarak gösterilse de beytin arka planında air, kaleminin kudretini vurgular: Hâme erh eylese bir nebze dil-âverligini Yâd olunmaz dahi efsâne-i Sâm ü Rüstem (K13/39) airler, özellikle medhiyelerde, övdükleri kiinin üstün vasıflarını sayarak söyleyilerini zenginletirirler. Ortaya koydukları özellikler, memduhun olsun ya da olmasın, air için önemli olan, hayalinde zirveletirdii sultan, sadrazam veya paayı övmektir. air, görmek istedii hükümdar, yönetici profilini iirine taır. Bu sebeple memduhunu överken kullandıı sıfatlar ve memduha ait olduunu söyledii meziyetler de, biraz daha geni bir perspektiften ele alınırsa, airin üstün saydıı ve olması gerektiine inandıı sıfat ve meziyetlerdir. Bu açıdan bakıldıında, Nevres, Abdülmecid Han ı övdüü kasidesinde, sultanın nesrinin gönül çekici söyleyiine vurgu yapar ve nesirde iç içe girmi latifelerin olması gerektiini söyler. Aynı ekilde sultanın nazmı, içinde ilim ve hüner saklı bir cevhere benzetilir. Burada memduhun övülmesinin ötesinde bir durum arz edilmektedir. aire göre nesir, gönül çekici; latifelerin, ince hayallerin, nüktelerin iç içe geçerek dizildii bir iplik; iir ise ilim ve bilginin içinde saklı olduu bir cevher olmalıdır: îve-i dil-ke-i nesriñde letâ if mudgam Cevher-i rite-i nazmıñda ma ârif muzmer (K3/16) Osman Nevres, bazı beyitlerde airlik tabiatının üstünlüüne ve nesir yazmadaki kabiliyetine vurgu yapar. Nevres in aydınlık yaratılıı, airlii o kadar parlaktır ki, iir söylerken hiç düünmesine gerek yoktur; içinden gelerek söyledii medihler, irtical aynasında imek gibi parlar (K2/30). Sadrazam Mahmud Nedim Paa ya yazdıı kasidede tab ını, salam, kusursuz, doru. (Develliolu, 2004: 932) anlamlarına gelen selîm sıfatı ile bildirir. Sadrazamın isminin anılması ile elemli kalp, safâ ve ifâ bulmutur; bu sayede Nevres in kusursuz airlii kendini gösterir ve bu beyitler ortaya çıkar (K6/VII/1). Klasik iirde airin akını terennüm etmesi hali anlatılırken, en fazla kullanılan sıfatlar, bülbül ve tûtidir. airin tab ı tûti gibidir, yani güzel sözler söyleyen bir papaandır. Papaanın konuması mucize olduu nispetle, airin sözü, iiri de mucizedir. air bazen, iir bahçesinin en güzel akıyan bülbülü, bazen de ayna gibi parlayan sevgiliyi gördüü anda konumaya balayan tûtîdir. Bilindii gibi papaanların karısına ayna koyulur ve eitmen bu aynanın arkasına geçer. Karısında konuan baka bir papaan varmı hissi uyandırılan papaan, konuturulmaya balanır (Çetinda, 2009: 453). te air de bir beyitinde buna vurgu yapar. Ancak beyitte dikkati çeken husus, airin kendini 17. Yüzyılın zirve airlerinden olan Nef î den üstün görmesidir. Nef î, özellikle sözüm redifli kasidesi bata olmak üzere birçok kaside ve gazelinde kendi iirini ve airliini över 8 ve söyleyiindeki üstünlüe sık sık vurgu yapar. Nevres ise papaana benzeyen airliinin name söylemeye baladıı anda, akıyan bülbül Nef i nin bu iir karısında dilsiz kalacaını belirtir: Tûtî-i tab ım eger zemzemeye etse ürû Bülbül-i nâtıka-i Nef î yi eyler ebkem (K13/55) Baka bir beyitinde air, tab ını saç tarayıcıya benzetir. Saç, birbirine dolanır, karıır. Tarak da bu karııklıı çözen, açan ve saça güzellik katan alettir. Meâta, özellikle gelinin saçını, düünden önce tarayan ve süsleyen nedîme için kullanılır. Gelin, bikrdir; temizdir, el sürülmemitir. Put gibi güzel olan sevgilinin ve güzelliklerin bulunduu yer, nigâristandır. 8 Bu konu hakkında bakılabilir: Döndü Akarca (2006). Nef î nin Gazellerinin Mahlas Beyitlerinde iir ve air, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.15, S. 2.

- 245 - Bilindii gibi nigâristan, klasik edebiyatta, mehur Çinli ressam Mani nin defteri veya atölyesi olarak anılır. Mani o kadar büyüleyici ve gerçekçi resimler yapar ki resimleri, put gibi güzel ve kusursuzdur. Nevres de nazım ve nesirlerini bu nigâristandaki güzellere benzetir. Nasıl ki saç tarayan kii, karııklıı giderir ve süsler, öyle de Nevres, air yaratılıı ile nazım ve nesir ülkesinde, sözü süsler ve fikrin orijinalliine süs verir: Verip meâta-i tab ıyla bikr-i fikre ârâyi Nigâristân-ı nazm u nesrde oldu sühan-ârâ (Tarih 19/14) airlerin, iirlerinin üstünlüünü anlatırken kullandıkları önemli argümanlardan biri de sözlerinin, gayb âleminden ilham yoluyla elde edilmi olmasıdır. Bu husus, edebiyatımızda 17. yüzyılda kendini gösteren Sebk-i Hindî akımında çok fazla ilenmitir. Bu akımdan etkilenen ve sözün gayb âleminden geldiine en çok vurgu yapan airlerden biri de Nef î dir. Nevres in de bu temayı dile getirmesi, Nef î den etkilendiinin göstergelerinden biri sayılabilir. airin gönlü öylesine temizdir ki, pürüzsüz bir aynaya benzer. Gayb âleminden ilham olunan mânâlar, bu aynaya yansır ve airin düüncesi ile birleir. Böylece airin kaleminden dökülen mürekkep deil, airlik kudretinin kabiliyet dolu bulutundan yaan yamurdur. Ve bu, altınoluktan akan zemzem suyu kadar mukaddes bir yamurdur (K14/71-72). Klasik edebiyatta air, aynı zamanda sâhir dir. iirleri karısındakini büyüler ve etkisi altına alır. Nevres gibi mu ciz-beyân (G143/5) ve mümtaz, seçkin bir airin iirinde, yüz bin îcâz cevheriyle karılaılsa buna aılmaz. Az sözle çok ey anlatmak anlamına gelen îcâz kelimesinin, sihir kelimesi ile tenasüplü kullanılması, dikkat çekicidir. airin her bir sözü inci gibidir. Bu incilerin yüz bin cevher halinde tecessüm etmesine aılmaz, çünkü air büyücüdür. Az olan bir eyi, çokmu gibi gösterebilir: Aceb mi olsa yüz bin gevher-i îcâz nazmıñda Ki olduñ Nevres-i sâhir gibi mümtâz nazmıñda (Tahmis-1/VI) air, sevgilinin gözlerini andıında sihir yaratan kaleminden hayret verici sözler damlar (G236/6). Hatta bu öyle bir sihirdir ki Hz. Musâ nın yed-i beyzâ mucizesini dahi ikinci sırada bırakır (G304/9). Söz, aire göre kutsaldır. Bazı klasik airlerimiz, yaratmanın ol emriyle baladıına ve bu emrin sözden olutuuna vurgu yaparak, sözün kutsallıına atıf yaparlar. Kutsal olan söz, bir nevi ibadet hükmündedir. Ve ibadet de ibadethanede yapılır. air bir beyitine sözünü, yani iirini överken öyle vurgu yapıyor: Saldı ol denlü dil-i halka harâret sühânım Ki sözüm gû eden âte-gede sandı dehenim (G193/1) iirim, insanların gönlüne öyle sıcaklık verdi ki bu sözü duyan insanlar, azımı Mecûsî tapınaı zanneder. Klasik iirin en önemli malzemelerinden biri, nükte dir ve mânâ ile iç içe geçmitir. iirin derinliine gizlendikçe önem kazanan nükte, düünce veya söyleyiteki incelik ve mahareti karıladıı için bazen kolay anlaılamayabilir (Cokun, 2011: 60). Osman Nevres, 19. yüzyılda Sultan Abdülaziz zamanında yaklaık be aylık sadrazamlık yapan Yusuf Kâmil Paa yı övdüü kasidesinde önce sadrazamın ömrüne ve talihine dua eder; daha sonra onu övmekle kendi airlik yeteneinin nükteli oluuna vurgu yapar. Onu medh edince, nükte parlatan airliin vezinlerini, manalarını tartar, ölçer. Mânâ, klasik Türk iirinde olması gereken en önemli hususlardandır. Metni edebî kılan, kelimelerin arkasındaki mânâdır. airin asıl hedefi ince manâya ulamaktır (Kurmu, 2008). air de bu beyitte, airliinin mahsulü olan iirlerinin ve nüktelerinin arkasındaki mânâya vurgu yapar: Hudâ efzûn ede ikbâl ü ömrüñ kim medîhinle Ma ânî-sencdir evzânı tab -ı nükte-pervâzın (K8/2)

- 246 - air akk-ı kamer mucizesine telmih yaptıı bir beyitinde, kalemini kılıca benzetir. Kılıç gibi keskin olan kalemi, tıpkı Hz. Peygamber in bir iaretle ayı ikiye bölmesi gibi, ei benzeri olmayan tam bir cevheri ikiye bölmütür. Bu sayede gizli nükteler âyân olmutur. Bilindii gibi cevher, kolay kolay kırılmaz, parçalanmaz. Cevher gibi içinde nükteler bulunduran deyiler de kolay anlaılmaz, kendini ele vermez. Ancak airin kalemi yani airlik kabiliyeti öylesine güçlüdür ki tüm sırları, gizli nükteleri açıa çıkarır: Tîg-i hâmemle dü-nîm oldu hele cevher-i ferd Yohsa bu nükte-i ser-beste kalırdı mübhem (K14/73) Sultan Abdülaziz i övdüü baka bir beyitte ise nükteli anlatım dikkati çeker: i rim oldukça revân mir ât-ı cûy-ı medhine Çeme-i Hızr a akar gûyâ zülâlin sûreti (K1/28) iirim, senin övgü nehrinin aynasına aktıkça, Hızır ın çemesinden zülâlin akması gibi olur. aire göre iiri, cokun bir nehir kadar akıcıdır. Nehrin aktıı yer ise medh edilen sultanın deryasıdır. Ayna gibi parlak, saf ve temiz derya ile buluan nehir ise tıpkı Hızır ın çemesinden akan saf, billur su gibidir; âb-ı hayattır, sonsuzluktur. air, sevgilinin vasıflarını övdükçe iiri ölümsüzleir; tıpkı âb-ı hayatın Hızır a bahettii ölümsüzlük gibi. Görüldüü üzere air, Hızır kıssasına telmih yapar ve nükte içinde iirini över. Beyitlerde daha çok ehl-i hüner terkibi içinde geçen hüner kelimesi, kabiliyet, marifet ve ilmi karılar. air, yaadıklarını, çevresindeki olayları, duygularını, düüncelerini, maharetli bir biçimde sergilemeye dikkat eder. Fuzûlî nin de, Farsça Dîvân Mukaddimesi nde söyledii gibi, air, dünyada olup bitenlere ibret nazarıyla bakar ve hüner kazanma sevgilisine gözünü dikip onu kendine sevgili edinir (Doan, 2009: 128). Böylece air ehl-i hüner olacak, hatta hüner ehlinin dahi takdir ettii iirler meydana getirecektir. Nevres e göre ehl-i hünerden olmanın en büyük iareti, sözün ifade ettii anlamı ve arka planında yatan derin âlemi bilmekten geçer: Ben seni ehl-i hünerden biri zann etmi idim Sen ise bilmez imisin ne müfâd ü ne me âl (K10/11) Hüner ehlinden olmanın kaidelerinden biri de zamanın ahını, sultanını medh etmektir (K3/13). Bu asırda her ne kadar hârmühre (katırboncuu) revaç bulsa da hüner sultanı olan air, yine inci gibi sözcükler bulmalıdır. iirin nazmı için bu gereklidir (G98/8). Nevre de kendini hüner ehli arasında sayar. Hatta öyle ki, medh ettii padiahın öhretini, vasıflarını tek bir beyitte anlatabilir ve hüner ehline bu ekilde kudretini gösterebilir (K3/51). diyor: air, böyle önemli olan hünerin kıymetini bilmeyenlere sitemde bulunuyor ve öyle Gazel hem-reng gazel ü i r hem-kadr-i â ir olmu Dirîgâ asrımızda kıl kadar kadr-i hüner yokdur (G77/8) Gazelin rengi birdir; gazel ve iir airin kudretini gösterir. Ancak yazık ki, asrımızda bu hünerin kıymetini, az da olsa bilen kalmamıtır. Bilindii gibi Osman Nevres in öhreti, Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül Gül yaını eller sürünür çatlasa bülbül eklinde balayan arkısıyladır. arkının bu denli teveccüh ve iltifat görmesi, Nevres in airlik kudretini gösterir. Nevres, hünerli bir airin dikkat etmesi lazım gelen unsurları belirtmeyi de ihmal etmez. Bunlar, iirde ve özellikle de gazelde vezin ve secidir: Tâ ola lâzıme-i i r ü gazel vezn ile sec Tâ ola râbıta-i kavl ü sühan lâ vü ne âm (K13/59)

- 247 - Nevres in çeitli ekillerde övdüü iiri üzerinde kimlerin etkili olduu ya da kendisini kimlerden üstün gördüü konusu da onun airliini ortaya koyma bakımından önemlidir. Dîvân ından anlaıldıı kadarıyla airin etkilendii ve nazire yazdıı ahsiyetlerden biri, özellikle yenilikleri uygulayan devlet büyüklerini tenkit için (Uzun, 2002: 152) yazdıı hicivlerle mehur Kâzım Paa dır. Nevres, airlik kudretini yazdıı hicviyelerle ortaya koyan Kâzım Paa ya nazire yazabileceini söyler: Eylesem ben de n ola tanzîr i r-i Kâzım ı Gevher eylerse aceb mi seng-i hârâdan zuhûr (G63/10) Vâhid Efendi adlı aire nazîre yazdıını da belirten (G210/9) Nevres, Râid adlı airin iirinin ise çok üstün olduunu ve buna nazîre yazamayacaını söyler (G69/10). air, bunların dıında Yeniehirli Avnî Bey in izinden gitmek istediini; iirde mehur ran airi Sa dî (G232/8) nin yanı sıra, Sırrı Paa, Nasûhî-zâde Sâmih Efendi (G23/7), Fehmî (G199/9) Keçecizâde zzet Molla ve Sâmî (G307/7) den etkilendiini söyler. Nevres, özellikle, airlii ve söz yazmadaki üstünlüü ile övünen; iirinin gayb âleminden geldiini iddia edecek kadar airlik kudretini yücelten Nef î den bile üstün olduunu (K13/55) belirtir. 9 4. Nevres in Estetik iirlerinden Örnekler Nevres in estetik iirlerine, güzellie, iire ve aire bakıını aktarırken üzerinde durduumuz beyitler örnek gösterilebilir. Ancak bunların dıında, airin öhretini salayan arkısı, gül-bülbül mazmununun farklı biçimde kullanılması ile dikkati çeker. Tanburî Ali Efendi tarafından bestelenmi olan arkının ilk dörtlüü öyledir: Senden bana yok bir fâide ey gül Gül yaını eller sürünür çatlasa bülbül Etsem de abesdir sitem-i hara tahammül Gül yaını eller sürünür çatlasa bülbül (arkı 1/1) air, bülbülün acınacak halini anlatır ve figanının bouna olduuna vurgu yapar. Baka bir beyitte ise bülbül maksuduna kavumutur, ancak bu halin de ona bir faydası yoktur: Nevâ-yı âteîninden niçin bûy-ı vefâ gelmez Meger gül yaı ile sen de mi yalandın ey bülbül (G 165/2) airin akıcı, açık ve rahat anlaılır üslubu ile yazdıı dier bir arkısı ise öyle balar: Zahm-dâr-ı hayretim dâgımla yaram baglarım Seyl-i sahrâ-yı cünûnum hem akar hem çaglarım Yanarım âtelere hasretle sînem dâglarım Aglarım ammâ niçün bilmem kiminçün aglarım (arkı 5/1) Divan iirinin zengin geleneinden yola çıkarak mazmunlaan kelimelerin kullanıldıı u beyitler, hem âhenk hem de anlam bakımından dikkat çekicidir: 5. Sonuç Müg-i Çîn e zülfünü benzettiler lîkin hatâ Hattını reyhâna tebîh ettiler ammâ galât (G124/2) Kaın belimi büktü kemân eyledi gitdi Akın beni rüsvâ-yı cihân eyledi gitdi (G280/1) Hûylu bir Yûsuf esîriyim anınçün çemimin Biri Nil ırmagıdır Nevres biri rûd-ı Eres (G116/7) 9 Bu hususta daha ayrıntılı bilgi için: Bayram Ali Kaya (2010). a.g.e, s.61-66 ve M. Kayahan Özgül (1999). Osman Nevres Hayatı ve Eserleri, s.49-58.

- 248 - Klasik Türk edebiyatı gelenei ile yorulan airler, sınırları belli bir gelenein, kendilerine verdii imkân dorultusunda eser vermeye çalıırlar. Bu sebeple bu edebiyat için ortak bir güzellik, iir ve air anlayıının, yani poetikanın varlıından söz edilebilir. Ancak bu ortak temelde vücuda getirilen her eser, her iir, müellifinin, iire ve aire bakıını da gözler önüne serer. Bu makalede, 19. yüzyıl airlerinden Osman Nevres in Dîvân ından yola çıkılarak airin güzellie, iire ve aire bakıı aktarılmaya çalıılmıtır. aire göre, edîblerin kalemlerinin süsü, nazım ve nesir; airlerin yaratılılarının, karakterlerinin esası da övgü ve yergidir. airlik tabiatının temelini, mayasını, medh ve hiciv oluturur. aire göre nazmı o kadar üstündür ki, melekler âleminin en üstün, en parlak olanına sunulsa, bu iirlere nazire yazar. iir, rengîn, nazik ve taze olmalıdır. air, kendi airlik kudretini ve iirinin güzelliini överken, gelenein göz önüne serdii birçok kahramandan ve dahi air ve nasirlerden üstünlüünü dile getirir ve meclislerde her iirinin, her sözünün makbul olduunu söyler. KAYNAKÇA AKARCA, Döndü (2006). Nef î nin Gazellerinin Mahlas Beyitlerinde iir ve air, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.15, S. 2. AKÜN, Ömer Faruk, (1993). Divan Edebiyatı, slâm Ansiklopedisi, C.9, stanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. AYVAZOLU, Beir (2000). lmü l-cemâl, slâm Ansiklopedisi, C.22, stanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. BAYRAM, Yavuz (2005). 16. Yüzyıldaki Bazı Divan airlerinin iire ve Okura Dair Görüleri, Milli Eitim, S.168, Ankara. BAYRAM, Yavuz (2004). 16. Yüzyıl Divan iirinde iir, Söz ve air le lgili Anlam Alanları (Kelimeler ve Terkipler), Selçuk Üniversitesi Türkiyat Aratırmaları Enstitüsü Türkiyat Aratırmaları Dergisi, S.15, Konya. BAYRAM, Yavuz (2004). 16. Yüzyıldaki Bazı Divan airlerinin iiri Nitelemek Üzere Kullandıkları Sıfatlar, Türkbilig, S.8, Ankara. COKUN, Menderes (2011). Klasik Türk airinin Poetikası Üzerine, Bilig, Kı, S.56. ÇETNDA, Yusuf (2009). Ayna Kitabı, stanbul: Kitabevi Yayınları. DEVELLOLU, Ferit (2004). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara: Aydın Kitabevi. DOAN, Muhammed Nur (2009). Fuzulî nin Poetikası, stanbul: Yelkenli Yayınları. KAPLAN, Mahmut (2010). Baki Güzellik-Ak-iir, Ankara: Öncü Kitap. KAYA, Bayram Ali (2010). Osman Nevres ve Dîvânı (nceleme-metin), Ankara: Akça Yayınları. KOÇ, Turan (2009). slâm Estetii, stanbul: SAM Yayınları. KURMU, Cengiz Veli (2008). Nedim in Gazellerindeki Mahlas Beyitlerinin iir ve air Üzerine Düündürdükleri, I. Uluslar Arası Türk Dili Ve Edebiyatı Örenci Kongresi TUDOK 2006 (11-13 Eylül) stanbul Kültür Üniversitesi, Bildiriler, stanbul. MUTLUEL, Osman (2008). Kur ân-ı Kerîm ve Estetik, Yayımlanmamı Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı. OKUYUCU, Cihan (2010). Divan Edebiyatı Estetii, stanbul: Kapı Yayınları. OKUYUCU, Cihan (2006). Gazel Bahçesi, zmir: Sütun Yayınları. ÖZEK, Ali vd., (1993). Kur ân-ı Kerîm ve Açıklamalı Meâli, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. ÖZGÜL, M. Kayahan (1999). Osman Nevres Hayatı ve Eserleri, MEB Yayınları, stanbul. SÂMÎ, emsettin (1978). Kâmûs-ı Türkî, stanbul: Çarı Yayınları. TUNÇ, Semra (2000). Muhibbî Dîvânı nda iir ve âir ile lgili Deerlendirmeler, Selçuk Üniversitesi, Türkiyat Aratırmaları Dergisi, S.7, Konya. ULUDA, Süleyman (1995). Tasavvuf Terimleri Sözlüü, stanbul: Marifet Yayınları. UZUN, Mustafa (2002). Kâzım Paa, slâm Ansiklopedisi, C.25, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. ÜZGÖR, Tahir (1988). Türkçe Dîvân Dîbâceleri, Doçentlik Tezi, stanbul: Marmara Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. YACIOLU, Songül Aydın (2010). Fuzûlî ve Bâkî Divanlarında Ak Anlayıı ve Sevgili Tipi, Turkish Studies, Volume 5/3, Summer.