Acý Kahve. Çocukluðu süresince her çeþit silah oyuncaðý oldu Gaffar'ýn. Para saymayý, okuma yazma



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Ayakkabýlarýný çýkardýktan sonra sevindirici bir yüz anlatýmýyla bir elindeki pakete baktý, bir içeriye. Sonra oðluna seslendi: Murat, Murat!..

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.


Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası.


17 ÞUBAT kontrol

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Gelin Bir Yolculuða Çýkalým Birlikte

Bir an hangisini giyeceðinin kararsýzlýðý içinde kaldýktan sonra miki fare desenli pembe tiþörtüyle mavi kot pantolonunu çýkardý. Çabucak giyindi.

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Nazým Hikmet Ran. (Bir müteverrime nin baþucunda) Nazým Hikmet. Ölecek anladýk artýk iyice. Kalbimiz þimdiden hicrile dolu

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin.

Noray Demirci. Bilemem Bilemem. Söz: Ülkü Aker. Müzik: Norayr Demirci. Niye geldim bu dünyaya, bilemem bilemem. Gece gündüz aðlarým ben,

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

SÖZ VARLIÐINDAN YARARLANMA

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Ebru Yiðit x. Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN. Tek aþkýn bendim senin. Senin en çok sevenim

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. Flaþ... Flaþ...Flaþ... Görülmemiþ kampanya Yýlýn Adamý olmak çok ucuz

Ozan Doðulu. Sen Çaðýr Yeter. Söz: Kenan Doðulu. Müzik: Ozan Doðulu. Alýþmak çok zor inan. Sebebim düþün bir an. Yakýþmaz bize haram

7. SINIF TÜRKÇE KAZANIM ODAKLI SORU BANKASI

Sertab Erener. Acýt Canýmý. Söz: Sertab Erener. Müzik: Demir Demirkan, Sertab Erener. En gizli bahçelerim. Islandý yaðmurunla. Açýldý her damlada

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi.

HAYALLERÝMÝZ Cumartesi, 08 Aralýk 2012

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

Bekir Sýtký Erdoðan ELLÝNCÝ YIL MARÞI. Þiir : Bekir Sýtký Erdoðan. Müzik : Necil Kâzým Akses. Müjdeler var yurdumun topraðýna, taþýna;

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

C c. D d B b. G g. J j. O o. Y y Z z

ünite1 Sosyal Bilgiler

RÝYA, RÝYAKAR VE;DEMOKRASÝ DÝYE DÝYE DEVLETÝ YIKMAK!

Çevreyi Benim Ýçin. Güvenli Hale Getirebilir misin? MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

Halime Aktaþ. Mehmedi Anmak. Bir çelik yürekli kartal bakýþlý. Mehmedi mehmede deneyim bakýn. Yüreði pek yufka çok çatýk kaþlý

Çiğdem Başar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:


ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Samet Kalkan GÝZEMLÝ MAVÝ. Deniz mavisi gözlerin. Dünya tatlýsý gülüþün. Can alýcý sözlerin. Sana ne kadar yakýþýyor bir bilsen.

DUMANA KARIÞAN HAYAT

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK PITIRCIK TATİLDE. Çeviren: Vivet Kanetti

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

BİZ VE DEĞERLERİMİZ. 3. Ayþe yeni okulunda okuyacaðý için hangi duyguyu yaþýyormuş? A) B)

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Kanguru Matematik Türkiye 2015

KUNDUZ KAFALI KRAL ÇOCUK ROMANI. Ahmet YOZGAT

ünite SÖZCÜK ANLAM 3. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde altý çizili sözcük gerçek anlamý dýþýnda kullanýlmýþtýr?

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım


2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

KAÇ AVCI KAÇ ÇOCUK ROMANI. Ahmet YOZGAT

Ýlksiz zaman içinde, kalbur saman içinde... Yazarlar çizer, çizerler yazar iken; ben annemin beþiðini, týngýr mýngýr sallar iken, ayný zamanda daðda

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Kafesler dolusu kuþlardýk. Tüylerimiz bulut rengindeydi, deniz renginde, çayýr çimen renginde. Kanatlarýmýzý çýrparak kafeslerde uçuyorduk.

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

SÖZLÜKTEN NASIL YARARLANIRIZ?

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

A teması 1. bölüm. Okul Heyecaným. Hayat Bilgisi. 3. Ders programı yanındadır. Ödevlerini kendi yapar. Okul çantasını akşamdan hazırlar.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

Sosyal Güvenlik Eğitim Serisi - 1 GÜVEN VE YARIŞÇI ÇOCUKLAR

Yolcusu. J a l e S a n c a k

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

ÇATAL MACERA ÇOCUK ROMANI. Ahmet YOZGAT

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Transkript:

Osman Þahin Acý Kahve Karýsýnýn bir oðlan çocuðu doðurduðunu duyan Bete'li Rüstem Aða, çekti tabancasýný, bir þarjör dolusu kurþun sýktý havaya, sevincinden. Aþiret geleneklerine göre, doðan erkek çocuk, baþlý baþýna bir silah ve güç demekti gelenekte. Anayý baþ ana, babayý daha bir baba yapardý ayrýca. Bete'li Rüstem Aða, bebenin baþucuna Kuran-ý Kerim'i, silahý býraktý. Gaffar adýný verdi oðluna. Çocukluðu süresince her çeþit silah oyuncaðý oldu Gaffar'ýn. Para saymayý, okuma yazma bilmeden önce silahlarý tanýdý. Þarjörleri gözü kapalý çýkarýr takar, silahý gözünün dengine kaldýrýr, eþyaya, aðaca, tavuða niþan alýr, boþa tetik düþürürdü. On yaþýna geldiði zaman silahlarýn cinsini, uzaktan patlayan sesinden tanýr olmuþtu. Fýrat'a bakan vahþi kayalýklarda yaban incirleri bol olur. Ýncir gövdesi keçe gibidir, sýkýlan kurþunu iyi tutar. Gaffar ara sýra o kayalýklara gider, incir gövdelerine niþan alýr, atýþ talimi yapardý. Hedefi vurunca ölümcül bir þehvete kapýlýr, silahýn namlusunu öperdi. Niþancýlýktaki artan bu yeteneðinin, sýktýðý kurþunlarýn, gelecekte kendisine ve çevresine nasýl bir korku kaynaðý olacaðýný düþenemez, bilemezdi hiç. Baba Rüstem'in evinin iç duvarlarýnda her çeþit silah asýlý olurdu. Aþiret yaþlýlarý aðýzlarýný açýnca, duvardaki eski silahlarýn öykülerini anlatmaya baþlarlardý. Silahlarýn en kýdemlisi, uzun namlulu, eski, paslý, toplu bir tabancaydý. Yaþlýlarýn anlatýþlarýna göre altý can asýlýydý o silahýn namlusunun ucunda. Gaffar, boyu yetiþemediði için, sandalyelerden birinin üstüne çýkar, uzanýr alýrdý duvardaki tabancayý. Demirin paslý lekelerine, namlu içinin karanlýðýna bakardý. Sonra çocukça bir kabadayýlýkla silahýn namlusunu yaþlýlara doðrultur onlarý kýþkýrtýrdý. Yaþlýlar: Oðlum indir þunu! Þeytan doldurur derler. diye söylenirlerdi. Kara Möysün adýnda yaþlý, sakat bir eþkýya eskisi vardý. Asýl adý Muhsin idi, ama herkes ona Kara Möysün derdi. Ufak tefek, kocaman kaþlý, kocaman býyýklý, kýllý, örümcek suratlý, 4 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006

ACI KAHVE ýþýltýlý, parlak gözlüydü. Yaþlý, düþkün biri olmasýna karþýn inanýlmaz bir görme gücü vardý. Yüzlerce metre ötede otlayan devenin çene çanýný görürdü. Gençliðinde hep Möysün'ün namlý bir silahþor olduðu söylenirdi. O zamanýn hedeflerinde hep Möysün'ün sýktýðý kurþunlarýn adý vardý. derlerdi eskiler. Möysün, o yýllarda giriþtiði bir çarpýþmada vurulmuþ, diz kemikleri parçalanmýþtý. Topaldý; koltuk deðneði ile taþýrdý gövdesini. Gizemli, sessiz, garip bir insandý Möysün. Eþkýyalýðý sýrasýnda öldürdüðü insan sayýsý kadar boþ mermi kovaný küçücük kadife bir kesenin içinde özenle saklardý: Cana sýkýlan kurþunun sesi farklýdýr, o sesin içinde ölüm vardýr. derdi. Boynunda pek çok insanýn ahý olduðundan ortalýkta pek görünmez, insan içine çýkmazdý. En çok mezarlýktan korkardý. Semtinden bile geçemezdi mezarlýðýn. Niye geçeyim? Oraya o kadar çok insan gönderdim ki, beni görünce mezarlarýndan fýrlayarak yakama yapýþacaklarýndan korkarým. derdi. Gaffar'ýn silah hocasý iþte bu Kara Möysün'dü. Hocasýnýn karþýsýna geçince garip bir silah coþkusu alýrdý içini Gaffar'ýn. Möysün, öðrencisinin beline tabancayý özenle takýverir, sonra ölüm, korku ve silah üstüne can alýcý öðütlerle bezemeye baþlardý Gaffar'ýn çocukluk bilincini. Önce korkuyu bilmen, öðrenmen gerek. Ýþin bütün sýrrý buradadýr. Gözü kara insan çabuk açýk verir. Korkmaktan kork: Ama ölümden korkma! Ölümü her zaman küçük ve hor gör! Silahý sev! Silahla baþlayan silahla saðlamlaþýr. Elin silah eli olmalý. Tetik parmaðýn sabýrlý, yumuþak olmalý. Parmaðýn kararsýzlaþýrsa, kurþunun da kararsýzlaþýr. Bütün mesele ilk cinayetini iþleyip can duvarýný aþabilmendedir. Ondan sonrasý kolaydýr. Namlunun ucundaki kara ölüm deliði büyür ve ömrünün sonuna kadar yeter görür seni. Gaffar'ýn bilerek, düþünerek seçtiði bir hayat deðildi bu. Silahla doðmuþtu, silahla büyümüþ, barutla iþlemiþti kaný. Ondan önce kan doðranmýþtý yoluna. Babasý Rüstem'in aðalýðýný yaptýðý Bete aþireti ile komþu Oþ aþireti arasýnda kan davasý vardý. Ve bu kan hiç kurumazdý. Zengaçür deðirmenleri yüzünden baþlayan bu kavgada aþiretler ölesiye birbirlerinin azraili olmaya çalýþýrlardý. Aralarýnda ölenleri birbirlerine baðlasanýz, metrelerce uzunlukta bir ölüler zinciri oluþabilirdi. On yedisine ayak bastýðý zaman, yaþýtlarýndan büyük bir olgunluða eriþti Gaffar. Bulunduðu ortamlarda aðýr baþlý, her zaman varlýðý hissedilen bir delikanlý oldu çýktý. Ýri, siyah gözleri, kara gür býyýklarý vardý. Gözlerinde yýrtýcý bir ataklýk, her an silaha hazýr bir parýltý Bir yýl sonra Osmanlýlarla yapýlan amansýz bir çarpýþmanýn ortasýnda buldu kendini Gaffar. O baskýnda Baba Rüstem öldürüldü. Gaffar ise sol bacaðý ile sol dirseðinden yaralandý. Sedye ile evine taþýndýðýnda çizmesinin içi výcýk výcýk kan doluydu. Yenlerinden þýpýr þýpýr kan damlýyordu. Bu, ölümle ilk kesiþmesiydi Gaffar'ýn. ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006 5

OSMAN ÞAHÝN Yaralarý sarýldý. Baba Rüstem aðýtlarla verildi topraða. Bete aðalýðý Gaffar'a kaldý. Yeterince büyümeden aðalýk yazgýsý ile baðlandý yazgýsýna. Alýnmamýþ öçler, intikamlar, vadesi geldiði halde henüz ödenmemiþ bir borç senedi gibi konuldu önüne. Kan davasý bir kan takasýndan baþka bir þey deðildi. Para ve mal yerine kurþun ve kan kullanýlýrdý. Ýþin içine bir kez kan girmeye görsün, insanýn içi dýþý korku dolar, yaþamýn senden çýkar giderdi. Sürekli kaçmak, gizlenmek zorundaydýn. Bu öyle bela bir duyguydu ki en uysal insaný bile çileden çýkarýrdý. Korktuðun derinlikte bir öç alma, vurma isteði ile dolup taþardý yüreðin. Bu duygu yaþlanmaz, eskimezdi hiç. Bulaþýcýydý. Ýstediðin kadar cesur, yaman ol, korku belasý bir kez içine girdi mi yerleþir, yuva yapardý. Ve sana sürekli hatýrlatýrdý kendini. Canýn her an kör bir namlunun ucundadýr. Namlu ile can arasýnda duran nesnenin adý kurþundur; ölüm kovalayan, ölüm getiren kurþun. Onun da yola ne zaman çýkacaðýný kimse bilemezdi. Korkulardan korku doðardý böylece. Yüzün söner, damarlarýn kavrulur, sesinin tonu deðiþir. Sürekli bir büzülme, kendi üstüne katlanma hali Önlem olarak bir gecede üç dört kez ev ve yatak deðiþtirirdin. Ne denli deðiþtirirsen deðiþtir, her defasýnda baþýný dayadýðýn yastýk kan kokar. Uyku girmez gözüne. Ýçin uyku, dýþýn uyanýktýr. Gece hiç çýkmaz içinden. En ufak seste, silah elde fýrlar çýkarsýn dýþarý. Can korkusundan aklýnýn bir ucu sürekli nöbettedir. Sürekli sayýklar, düþlerle parçalanýr uykularýn. Aðýtlar, tabutlar, yýlan desteleri Gördüðün düþlerde, öldürülen akrabalarýnýn yüzlerinde kendi yüzünü görürsün. Düþlerin bile insafý, acýmasý yoktur, istedikleri anlamý, yorumu yüklerler içine. Sýkýntýdan patlayacak hale gelirsin, zifiri gecede dýþarý çýkamaz, derin nefes alamazsýn; karanlýkta kan bekler demiþ atalar. Bir gün düzgün gülemezsin. Ýçeceðin bir yudum suyu bile çiðneyerek içersin. Normal insan hiç olamazsýn. Sürekli ölümü, öldürmeyi düþünen insanda insanlýk mý kalýr? Bir tek kuralý vardýr bu davanýn; düþmaný olanýn dostu olmaz. Tek dost silah ve ölümdür. Ölümün de ne zaman geleceði belirsizdir. Bazen düþmanýný en çok düþündüðün yerde beklerken, hiç beklemediðin bir yerden saldýrý gelir üstüne. Sýkýlan kurþunlar yakýnlarýnýn kanýný emer, sesini keserken nefretin büyür içinde. Öyle bir öfke taþmasý yaþarsýn ki öldürtmek bir görev, bir iþ olur. Ölümün cezasý yine ölümdür. Onlar bizden kaç can almýþlarsa alýnan canlarýn boþluðunu dolduracak kadar caný da siz onlardan alýn! der, buyruk üstüne buyruk verirsin. Saldýrý baþarýlý olur. Düþmana verdiðin acýya dayalý geçici bir mutluluk duyar, yüreðini soðutmaya çalýþýrsýn. Ýçinin yalnýzlýðý kanamaktadýr oysa. Acý acý üstündedir. Arý bir yanýný sokunca yalnýzca sokulan yerin aðrýr. Arýlar birçok yerini sokunca aðrýlar çoðalýr ve sen arýnýn ilk soktuðu yerin acýsýný duyamaz olursun. O gürültü patýrtý içinde ölüler verilir topraða. Ýlençler, yakarýþlar yükselir, eller, kollar kalkar havaya. O arada ölenlerin adlarý, anýlarý yaþasýn diye doðan bebelere verilir. Ölen kiþi, vaktiyle bebekken öldürülen bir baþkasýnýn adýný taþýmaktadýr oysa. Ölen ile adý verilenin yazgýlarý birbirine baðlanýr. Öldürülen kiþilerin adlarý yeni doðan her bebeye veriliþte, ölüm de kendini tazelemiþ olur. 6 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006

ACI KAHVE Sabah olur. Günün aðýrlýðý baþlar. Þükür Allaha! bu geceyi de saðsalim geçirdim. Ama yarýnýn ne olacaðý belli deðil. dersin, yarýnýn sýkýntýsýna baþlarsýn. Ne güneþin doðuþunu görürsün, ne batýþýný. Gün öðle olsa bile senin için gecedir. Ne geçmiþinde umudun kalýr, ne geleceðinde. Geçmiþin mezardadýr, geleceðin ise belirsizdir. Bazen yýlgýya kapýlarak aða lýktan, her þeyden vazgeçerek, adýnýn sesinin duyulmayacaðý aþýtlara çekip gitmek gelir içinden. Ama yapamazsýn, kendi kanýna kör kalamazsýn. Kafan bozulur. Ölmek için bu kadar sebep varken, direnmenin anlamý ne? Býktým taþ altýnda kurbaða gibi yaþamaktan. diyerek, çýkarsýn dýþarý. Binersin atýna. Bozkýrýn yüzüne dört nala at sürer, ölüm duraklarýnda gezinirsin. Ey ölüm nehri! Ýþte seni yüze yüze geçiyorum. Haydi çýkacaksan çýk karþýma! Olacaksa bir an önce olsun bu iþ! diyerek ölüme yiðitlenir, kendi cinnetini yaþarsýn. Ara sýra da marabalarýnýn arasýna karýþýr, sohbet etmeye çalýþýrsýn onlarla. Kan belasý yüzünden her zaman suskundur onlar. Konuþma, þakalaþma, neþe olmaz aralarýnda. Moralin bozulur, bu kez mezarlýkta alýrsýn soluðu. Topraðýn diline sessizce yazýlmýþ eski yaþamlarýn diyarý mezarlýk. Oraya ne zaman gitsen, topraktan geçme duygular alýr içini. Aný katmanlarý depreþir içinde. Kanýndan kaç kiþi öldürülmüþse, oradadýr. Bir zamanlar ellerini öptüðü, hal hatýr ettiði, sofraya oturduðu, cirite kalktýðý insanlarýn adlarý birer birer hece taþlarýna yazýlmýþ. Yazýlar giderek gizli birer sese, soluða dönüþürler. Hayata karþý maðrur olma! Vaktiyle bizler de sevdik sevildik. Öfkelendik, vuruþtuk. Yaþarken tek öðüncümüz silahlarýmýzdý. Þimdi kemiklerimizden baþka koruyacak bir þeyimiz kalmadý. derler. Hangi yüzle geldin huzura? Öcümüzü hâlâ almadýn mý? derler. Azarlarlar. Dili tutulur, içi erir Gaffar'ýn. Yaþadýðý anýn hatýrýna baþýný önüne eðer, sessizce uzaklaþýr oradan. Düþmanlýkta her þey kuþku kokar. Yediðin içtiðin kuþkudur. Taraflar birbirleri hakkýnda akýl almaz iftiralar uydururlar. Ýhbar üstüne ihbar alýrlar. Gaffar Aða, toplar adamlarýný. Neme gerek, su uyur düþman uyumaz. diyerek gelen ihbarlarý deðerlendirir. Önlemler alýr. Bete'nin çevresine silahlý nöbetçi köylüler koyar. Köylüler geceleri devriye gezerler. Kuþkulu görünenler, yabancýlar sokulmaz köye. Böylesi sýkýcý önlemler yüzünden köye girip çýkanlar azalýr. Bir sessizlik alýr köyü. Düþmanlýkta sessizlik iyi deðildir oysa. Her çeþit hile, tuzak kokularý böylesi sessizliklerden doðar. Duraðanlýðýn, hareketsizliðin gücü baþkadýr çünkü. Bunaltýcý yoðun öðle sýcaðýnda, Gaffar'ýn yeðeni, Ferho girdi içeri. Yirmi yaþýnda, ince belli, þalvarlý, gür saçlý bir gençti Ferho. Kýlýfsýz tabancasýný kurumuþ deri kemerinin arasýna sokmuþtu. Zeytin tanesi iri siyah gözlerinin içi gülmekteydi. Misafirimiz vardýr Aðam. dedi. Kimdir? diye sordu Gaffar Aða. Ýnanmayacaksýnýz ama, gelen misafirimiz düþmanýmýz Osmalý Misbah Aða'nýn annesi Meyro'dur. dedi. ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006 7

OSMAN ÞAHÝN Gaffar þaþýrdý. Oturduðu sedirden kalktý: Ulu düþmanýmýn anasýnýn hanemde iþi ne? diye sordu. Orasýný bilemem aðam. Yaþlý Meyro, atýna binmiþ, bohçasýný kucaðýna almýþ, aðýr aðýr eve doðru geliyor Ýstemiyorsan, nöbetçi köylülere söyleyeyim, geri çevirsin kadýný? Hayýr hayýr, býrak gelsin. Az sonra anlarýz geliþ nedenini. Ferho, sevinçle çýktý dýþarý. Gaffar Aða yatak odasýna girdi. Üstündeki uzun arap entarisini çýkardý. Külot pantolonu, beyaz ipek gömlekle lacivert yeleðini giydi. Çýktý dýþarý. Salona geçti. Pencerenin düzgün çýtalardan oluþan kafes aralýðýndan Meyro'nun geliþini izlemeye baþladý. Ferho, yaþlý Meyro'nun atýnýn yularýndan tutmuþ, aðýr aðýr yederek getiriyordu. Kapýya yakýn dut aðacýnýn altýnda Ferho durdurdu atý. Yaþlý kadýnýn attan inmesine yardýmcý oldu. O ara Gaffar Aða da pencere kafesinden aldý baþýný. Kapýya doðru yürüdü. Kapý açýktý. Kapkara giysiler içinde Meyro kadýn girdi içeri. Solgun, pembe çizgili büyükçe bir bohça vardý elinde. Ýçeri girer girmez çarþafýn yüzüne gelen kýsmýný açtý. Terlemiþti. Gözleri de aðlamýþ gibi ýslaktý. Çarþafýn ucu ile buruþuk yüzünün terini sildi, yelledi. Gaffar Aða, konuðunu büyük bir vakar ve ciddiyetle karþýladý: Hoþ gelmiþsiniz! Haneme þerefler getirmiþsiniz! dedi. Dedi ya, Meyro'dan ne hoþ bulduk sözü çýktý ne de elini verdi Gaffar'a. Uçuk benizli, asýk yüzlü, sinirliydi Meyro. Konuðunun haline aldýrmadý Gaffar Aða. Kollarýný geniþ geniþ açarak: Buyur, hanemde her yer senindir. dedi. Çift yastýklý, çift minderli baþköþeyi gösterdi. Köþeye de oturmadý Meyro. Maraba kadýnlarý gibi düz keçenin üstüne çöktü. Bohçasýný sýkýca kucaðýna aldý. Diþsiz aðzý içine çökmüþ, çenesinin sivrisi çýkmýþtý. Yoo, benim misafirim yere oturamaz. dedi Gaffar Aða. Konuðunun altýna minder koydurmak istedi. Meyro bunu da kabul etmedi. Ferho'nun önüne koyverdiði bir tas ayraný da içmedi. Çaresiz kalan Gaffar Aða, konuðunun karþýsýna geçti, yere oturdu. Yaþlý, düþkün halinle bu sýcakta seni kapýma kadar getiren sebep nedir? diye sordu. Meyro yutkundu, sesini ararmýþ gibi. Sonra kucaðýnda sýkýca tuttuðu bohçanýn düðümlerini, bir deri kemik kalmýþ parmaklarý ile çözmeye baþladý. Bohçanýn içi, kat kat dürülmüþ, buruþmuþ, her yaþtan, her boydan ölmüþ insan giyitleri ile doluydu. Yýllardýr katlanmýþ durmaktan yorulmuþ giyitler, kurþunla delik deþikti. Kurumuþ kan lekeleri solgun, paslý lekelere benziyordu. Meyro, giyitlerin üstündeki sarý gömleði aldý eline. Burnuna doðru götürerek usulca kokladý gömleði. Sonra sesini bulmuþ gibi aðýtsý, bulanýk bir sesle: Vaktiyle bu gömleðin içinde bir insan yaþardý. Senin benim gibi soluk alýr verirdi. Konuþurdu, yarenlik ederdi, gülerdi. O insan benim kocamdý. Osma aðasý Gazezoðlu idi. Senin hasmýn, oðlum Misbah'ýn da babasýydý. Yýllar önce yatsý namazýndan çýkarken cami çýkýþýnda öldürüldü. Gömleði kaldý yadigâr 8 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006

ACI KAHVE Kuru kuru iç çekti. Sonra gömleði dizine koydu. Bir giysi daha aldý bohçadan. Sol göðsü kurþunla delik deþik, kurumuþ kan lekeleri sakýzlaþmýþ, buruþ buruþ mavi bir ceketti bu. Bunu Cemil giyerdi. Askerden yeni gelmiþti. Düðün kuracaktý, evlenecek, yarýna bayrak açacaktý. Muradýna eremeden öldürüldü. Ceketi kaldý yadigâr Ceketi de sarý gömleðin üstüne koydu. Bohçadan birkaç ölü giysisi aldý eline. Aralarýnda sarý þeritli, bir ortaokul þapkasý vardý. Þu þalvarý kardaþým Badin (Bahattin) giyerdi. At nallatýrken öldürüldü. Bu yelek ile bu puþi, amucam oðlu Ýzol'undu. Sazlýkta kamýþ biçerken öldürüldü. Bu þapkayý torunum Memet giyerdi. Siverek orta mektep tahsilini yaparken öldürüldü. Çantasý ile þapkasý kaldý yadigâr. dedikten sonra gerisini getiremedi. Týkandý. Hýçkýra hýçkýra aðlamaya baþladý. Çarþafýn ucuyla göz çukurlarýna dolan yaþlarý sildi. Kinayi kinayi Gaffar'a baktý. Bu soykalar sana bir þey söylemiyor mu? Bohçadakileri teker teker sana anlatayým mý? Toprak daha ne kadar can emecek? Ölümden kaçmanýn daha zamaný gelmedi mi? diye sordu. Daha da soracaktý. Gaffar Aða sinirlendi. Yanýbaþýnda duran yeðeni Ferho'ya seslendi. Get sen de bizim bohçamýzý getir. dedi. Ferho, iç odalardan birine daldý. Az sonra, büyükçe bir ceviz sandýðýný, kulplarýndan tutarak getirdi. Amcasýnýn önüne koydu. Açtý kapaðýný. Geri çekildi. Sandýðýn içi düzensizce konulmuþ, rasgele atýlmýþ öldürülmüþ insan giyitleriyle doluydu. Naftalin kokuyordu. Katlanmýþ, buruþ buruþ olmuþ, kurþun, býçak, hançer yaralarý ile delik deþikti. Yer yer yýrtýlmýþ, parçalanmýþ kan lekeleri üstlerinde donmuþtu. Giyitlerden birini aldý eline Gaffar, Meyro'ya doðru salladý: Bunlar da bizim matem sancaklarýmýz. dedi. Bu sandýðýn içinde Dedem Abuzer'in, babam Rüstem'in, üç amcamýn, beþ damadýn, karým Þahcan ile altý aylýk oðlum Nurþani'nin, karný yüklü bir gelinin emanetleri vardýr. Al kokla birini, anlarsýn kocan Gazezoðlu ile oðlun Misbah'ýn sýktýrdýðý kurþunlarýn kokusunu Yaþlý Meyro'nun aðlamasý durdu. Çarpýlmýþ gibi büyüdü gözleri. Koklamaya ne lüzum, bilirim ölümün kokusunu. Kimseye hayrý yoktur. dedi. Kimseye hayrý yoksa, o zaman çare nedir Ana? Sen herhalde ölülerin giyitlerini göstermek için gelmedin buraya? Asýl geliþ nedenini söyle bana. Geliþ nedenim barýþ týr dedi Meyro. Oðlum Misbah ile el sýkýþýn, barýþýn! Barýþalým mý? Evet. Güldürme beni Ana. Gülünecek halimiz mi kalmýþ? Sen de gayet iyi bilirsin ki, bugüne kadar oðlun Misbah'a barýþmamýz için kaç kez haber göndermiþem, her defasýnda elimi kesmiþtir benim. Misbah hiçbir zaman iyi bir düþman olmadý. ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006 9

OSMAN ÞAHÝN Niye öyle konuþuyorsun? Oðlum sözünün eridir. Senin düþmanlýðýnla öðünür. Gaffar gibi düþmaný olmak onurdur. der. Bu sözlerin gerçek mi? Gerçek tabii. Bu yaþýmdan sonra sana yalan mý söyleyeceðim? Peki sen kendi aklýnla mý geldin buraya, yoksa oðlun Misbah mý gönderdi seni buraya? Sen, rahmetli kocam Gazezoðlu'nu cami çýkýþýnda öldürten adam deðil misin? Ben senin gibi bir adamýn ayaðýna yüzümü kýrýp da gelemem. Eðer oðlum Misbah beni göndermeseydi? O zaman bana söyleyeceklerin olmalý. Olmalý, var O zaman buyur seni dinliyorum Ana. Meyro, söyleyeceklerini içinde bir süre süzdü, bekletti. Misbah der ki, Gaffar'la ben barut kardeþiyiz. Yýllardan beri atalarýmýzýn kanýný sýrtladýk götürüyoruz. Bugüne kadar birbirimizi hep baþkalarýnýn aracýlýðýyla anlamaya, bilmeye çalýþtýk. Barýþmamýz için bugüne kadar aramýza girenler, aðzýmýzdan iyi niyetle çýkan bir çift sözün terkisine birkaç yalaný birden bindirdiler. Barýþmamýz bu sebepten dolaþtý. Bundan böyle davamýza baþkalarýnýn eli, nefesi deðmesin. Hasmým Gaffar'ýn acý kahve içmeyi sevdiðini bilirim. Gaffar buyursun gelsin. Þereflendirsin hanemi. Bir acý kahve mi içsin. Aramýzda olup bitenleri birinci aðýzdan konuþup barýþalým. Yemin edelim. Ve bu yemin ölünceye kadar ayakta tutsun bizi. Oðlum Misbah bunlarý söyledi. dedi Meyro. Sustu. Gaffar, can düþmaný Misbah'ýn sözlerinden etkilenmiþti. Aðzýna diline saðlýk. Haberleri getiren, götüren sað olsun. Misbah doðrusu harbi konuþmuþ, açýk konuþmuþ. Aramýza yýllardan beri kan yaðdýðý doðrudur. Bugüne kadarki öldürümlerin bir yararýný görmedim ben. Misbah'la benim bundan sonra aðzýmýzý kan için deðil, barýþ için açmamýz gerek. dedikten sonra, Bir sorum daha var. dedi. Nedir? Bu sözleri söylemek için Misbah'ýn kendisi niçin gelmedi de yaþlý baþlý halinle seni buraya kadar yordu? Ama bu bir töredir, dedi Meyro, düþman düþmana avradýný ya da anasýný gönderirse, kurþun susar, barýþ gelir. Gaffar'ýn yüzü açýldý. Sözün doðrudur. Töre töredir. dedi. Meyro: Bu düþmanlýk artýk biz analarda can ciðer komadý. Ocaklar söndü. Çok kurþun kanýmýzý emdi. Artýk aramýzdaki kötü tohumlarý kurutalým. Ölümü doyuracaðýmýza biraz da barýþý doyuralým. Ve þýmartmayalým ölümü. dedi. Gaffar'ýn yüzünde hoþnut bir anlatým geldi. 10 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006

ACI KAHVE Doðru oðlun Misbah'ýn hidayete ermesine sevindim. Ýnsandan umut kesilmezmiþ. Selam söyle oðluna. Bu iþ kanla çözülmez. Oðlunun acý kahve içme davetini kabul ediyorum. Allah izin verirse ikinci cumaya sizdeyim. dedi. Yaþlý Meyro'nun kuru, gevrek yüzüne belirgin bir canlýlýk ve tazelik geldi. Ýnþallah o gün seni aðýrlamak nasip olur. dedi. Gaffar Aða kalktý ayaða. Anlaþtýðýmýza göre elinizi öpebilirim. dedi. Yaþlý Meyro da zorlukla kalktý ayaða. Gaffar'a elini verip öptürdü. Sonra giyitleri bohçasýna koydu. Aðzýný düðümledi. Bohça elde, çýkýþ kapýsýna doðru yürüdü. Gaffar Aða ile genç Ferho, atýna kadar geçiriverdiler onu. Ferho, Meyro'nun atýna binmesine yardýmcý oldu. Bohçasýný uzattý kucaðýna. Meyro atýn yularýný topladý. Aðýr aðýr sürdü, titreyen buðulu sýcaðýn içine. Gaffar'ýn, Osmalý Misbah'ýn acý kahve içme davetine gideceði günün akþamýydý. Serin gölgelerin üstüne akþam karanlýðý yeni çökmüþtü. Gaffar Aða geniþ karýnlý lambanýn fitilini yaktý. Bir cigara tüttürdü. Üzerindeki uzun arap entarisi divanýn üstüne uzandý. O ara yeðen Ferho telaþla girdi içeri. Yüzü karmakarýþýktý. Kýsa süreli gelgitler, tikler vardý yüzünde. Aðam diyeceklerim vardýr, önemlidir. dedi. Söyle bakalým. dedi Gaffar Aða. Ferho yaklaþtý. Yüzünde, bakýþlarýnda bir sinirlilik, bir ciddiyet vardý. Ara sýra bizlere nasihat ederdin; düþmanýn nerede ne yapacaðýný önceden bilmek gerek. diye. Evet, öyle derdim. Ne olmuþ sözlerime? Bizler bu öðüdüne uyarak, iki haftadan beri çalýþtýk çabaladýk. Gerektiðinde açtýk kesenin aðzýný. Bol rüþvet, para verdik. Misbah'ýn bu acý kahve içme davetinin altýnda bir hile dolan var mý yok mu diye. Biliysen, Misbah'ýn koltuk adamý Talha bizim ispiyonumuzdur. Bugün Talha ile Fýrat maðaralarýnda buluþtuk. Aldýðým haberler kötüdür aðam. Ne gibi? Misbah'ýn bu acý kahve içme çaðrýsý ucu çatallý bir oyundur aðam. Gaffar, uzandýðý divandan doðruldu. Oyun mu, ne oyunu? Basbayaðý oyun. Acý kahve içme bahanesiyle seni ölüme gönderecekler. Beni nasýl ölüme göndereceklermiþ? Osma yolunda pusu mu kuracaklarmýþ? Deðil Aðam. Bu seferki hile farklýdýr. Osmalý Misbah'ýn yýllardan beriki isteði, seni öldürtmektir. Bunu biliysen. Seni öldürtemeyince, ünlü falcý Süslü Sultan'ý çaðýrtarak fal baktýrmýþ ona. Eee? ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006 11

OSMAN ÞAHÝN Süslü Sultan, fala baktýktan sonra Misbah'a: Senin falýna baktýrdýðýn adam, kimse, ölümü kurþuna kapalýdýr. Kan falý akmayacaðým diyor. Onun ölümü kurþundan, býçaktan olmayacak, zehirden olacak. demiþ. Bunun üzerine Misbah seni zehirleyebilmenin yollarýný düþünüp taþýnmaya baþlamýþ günlerce. Sonunda acý kahve içmek için seni çaðýrmaya karar vermiþ evine. Kuþku duymaman için de yaþlý anasýný göndermiþ ayaðýna. Bir tezgâhtýr bu. Uzun sözün kýsasý sana ölüm, barýþ adýna içeceðin acý kahve den gelecektir Aðam. Seni zehirleyecekler. Þaþkýnlýðýndan bir an ne diyeceðini bilemedi Gaffar. Rengi uçtu, duygularý karardý. Bütün bunlar bir hayal olmaya? Ýstihbaratýndan emin misen Ferho? Ýspiyoncumuz Talha belki barýþmamýzý istemiyordur. Hayýr amca hayýr. Talha'nýn bugüne kadar bize verdiði haberlerin hangisi yanlýþ çýktý? Ben aldýðým istihbarattan, þu an seni gördüðüm kadar eminim. Gaffar Aða yutkundu. Bir boþluða düþmüþ, bir an her þey anlamýný yitirmiþ gibi geldi ona. Misbah'ýn beni kandýrdýðý yetmezmiþ gibi ayaðýma kadar gönderdiði anasýný da kandýrdý demek. dedi. Hayýr amca. dedi Ferho. Maalesef Meyro da bu oyunun içindedir. Gaffar'ýn iri siyah gözleri kocaman açýldý. Nasýl? Meyro da mý bu oyunun içinde? Yo, bu olamaz. Olmuþ bile. Ana oðul birlikte tezgâhlamýþlar bu oyunu. Biliysen, öldürecek olan önceden hazýrlarmýþ söyleyeceði yalaný. Meyro, bilerek, düþünerek gelmiþ buraya. Vaktiyle sen onun kocasý Gazezoðlu'nu öldürttüðün için, kadýnýn içi yangýn sana. Kocamýn intikamýný almadan ölürsem gözüm açýk gider. demiþ. Buraya gelince, kendini bizlere inandýrmak için ölü giyit dolu bohçasýný açmýþ bize. Uzun sözün kýsasý, Meyro bir yýlansa, oðlu Misbah da onun kabuðundan çýkmadýr. Misbah'ýn söz vermesi demek, yýlanýn sürünmekten vazgeçmesi demektir. Hiç yýlan sürünmekten vazgeçer mi? Bu, onun tabiatýdýr. Haklýsan Ferho. dedi Gaffar Aða. Anlamlý, derin bir sessizlik aldý ortalýðý. Gaffar'ýn yüzü asýlmýþ, karanlýk, korkunç bir görünüm almýþtý. Kötülerin dalý gölgesiz olur. derdi babam. Doðruymuþ. Zaman sarý zaman, kötü zaman. Düþmanlýðý bilirim, ama alçaklýðý bilemem. Misbah'la aramýzda üç kuþaklýk kan hukuku var. Bana bunu nasýl yapabilir? Bu nasýl soydur, nasýl kandýr? diye kendi kendine söylendi. Ferho'ya dönerek: Caným beter sýkkýndýr. Düþünmek, yalnýz kalmak, bir karara varmak istiyorum. dedi. Nasýl istersen amca. Kapýnýn dýþýndayým. Çaðýrdýðýn an gelirim. dedi, çýktý dýþarý. Gaffar Aða yalnýz kaldý içeride. Tabaný boydan boya renkli keçelerle kaplý odanýn içinde bir ileri bir geri yürümeye baþladý. Cigara yaktý. Dumanýný öfke ile savurdu. Duygularý karmakarýþýktý. Bir ara pencerenin tahta kafesine dayadý alnýný. Dýþarý baktý. Dýþarýda ay doðmuþ, Fýrat nehri parlamýþtý. Gençliðinde, üzerinde upuzun tuman, çýplak ata binerek, Fýrat'ýn azgýn 12 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006

ACI KAHVE sularýna at sürdüðünü, nehrin ortasýndaki küçücük kumsal adaya çýktýðýný anýmsadý. Þimdi ne kumsal ada kalmýþtý ne de o günün insanlarý. Alnýný pencere kafesinden aldý. Odada tekrar yürümeye baþladý. Duvarlarda yan yana asýlý duran aile fotoðraflarýna, eski silahlara baktý. Duygulu gelgitler oluþtu içinde. Kendini o an çok yalnýz hissetti. Keþke ben de vaktiyle ölsem kurtulsaydým. dedi içinden. Acý kahve içmeye gitsem mi, gitmesem mi? Kafasý sürekli bu soruyla doluydu. Bir karara varmýþ gibi yüzü açýldý. Bir rahatlama geldi üstüne. Belinden tabancasýný çýkardý. Duvarda sahipleri öldürülmüþ silahlarýn en sonuna astý. Ferho, gel buraya! diye seslendi kapýya. Ferho girdi içeri. Buyur amca? Gaffar, kararlý sesiyle: Otur þuraya. Seninle ölümü konuþacaðýz. dedi. Ferho þaþýrmýþtý. Ölümü mü? Nasýl ölümü amca? Basbayaðý, benim ölümümü konuþacaðýz. Bu iþi daha fazla uzatmanýn artýk bir anlamý yoktur. Karar verdim; Misbah'ýn acý kahve sini içmeye gideceðim. Çünkü ben, verdiði sözü, düþmanlarý için bile tutan, yerine getiren bir adamým. dedi. Ferho, oturduðu yerden kalktý. Þaþkýn, sinirli gözlerle baktý amcasýna. Yani seni zehirleyeceklerini bile bile mi gideceksin acý kahve içmeye? diye sordu. Evet, aynen öyle. dedi Gaffar. Ferho, elini alnýna vurarak tepinmeye baþladý. Hayýr amca, hayýr Cesaretin de bir sýnýrý vardýr. dedi. Nedir o sýnýr? Yani körü körüne ölümün üstüne gidilmez. dedi Ferho. Vallahi gidilir veya gidilmez. Duruma baðlý bir þeydir bu. Doðduðum günden beri silahýn ve ölümün gölgesinde yaþadým. Ve her defasýnda sað kalabilmeyi baþardým. Þimdi de kendi rýzamla ölümü seçiyorum. Her þeyden önce kendime ait bir ölüm olacaktýr bu. Kendime ait bir ölümü de kimse yönetemez. Amcasýna söz geçiremeyeceðini bilen Ferho, çaresizlik içinde kývranýrken Gaffar Aða sert, buyurgan sesiyle uyardý onu: Sana otur dedim þuraya! dedikten sonra odanýn ucuna kadar gitti, geri geldi. Ferho'ya bir anýsýný anlatmaya baþladý: Yýllar önce dedem Abuzer, dam üstünde öðle namazýný kýlarken marabalardan biri koþarak gelir. Aðam, Osmalýlar kardaþýn Bekir'i vurdular. diyerek acý haberi getirir. Dedem Abuzer, namaz duruþunu bozmaz hiç. Kardaþýmý önden mi vurmuþlar, yoksa arkadan mý? diye sorar. Maraba: Ölüyü yakýndan görmedim. Git aðamýza haber et dediler. Ben de koþarak gel- ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006 13

OSMAN ÞAHÝN dim. diye yanýt verince, dedem, Git bak bakalým, kardaþým kurþunu önden mi yemiþ, yoksa arkadan mý? Düþman arkadan ateþ etmiþ de kurþun kardaþýmýn göðsünden çýkmýþsa, telaþa lüzum yoktur. Ýnsaný arkadan vuran düþmanýn kaný, ahlaký zayýftýr. Böylelerinin düþmanlýðýný üstüme almam ben. Amaa, kurþun kardaþýmýn göðsünden girmiþ, sýrtýndan çýkmýþsa, yani düþman önden ateþ etmiþse, o zaman iþ deðiþir. O düþman kavi düþmandýr, mert düþmandýr. Al þu beyaz mendili, kardaþýmýn kanýna batýr ve getir bana. Mert düþmanýn döktüðü kaný saklamak gerek çünkü. Ondan sonra da haber ver adamlarýna, silahlansýnlar. Biz o mert düþmanýn üstüne gideceðiz. Gidiþ o gidiþ. Ben iþte o mert düþmanýn üstüne giden Abuzer Aða'nýn torunuyum. Damarlarýmda hâlâ o asaletin alevi vardýr. Þimdi gelelim günümüze, þu Misbah'ýn yaptýðý oyuna. Yaþlý anasýný kara sýcakta ayaðýma kadar gönderiyor. Meyro ölü giysiler göstererek aðlayýp sýzlýyor. Oðlunun barýþ mesajýný getirerek acý kahve içmeye çaðýrýyor beni. Sonra da kendi çulunun üstüne davet ettiði tanrý misafirini zehirlemeyi düþünüyor. Tuzaðý kuran anasý, ama avý oðlu yakalayacak. Böyle bir adam artýk benim kanýmýn dengi olamaz. Onunla ayný töreyi, ayný zamaný yaþamýyoruz. Misbah gibi bir düþmanýmýn olmasý benim için talihsizliktir. Onun yerine bir baþkasý olsaydý, çoktan barýþý yapmýþtýk ve o kadar da insan ölmemiþ olurdu. Asalet dediðin asýl düþmanlýkta belli olur. Düþmanlýðýn da kendine özgü bir kuralý, töresi vardýr. Düþman ahlaksýz olamaz. Misbah'ýn babasý Gazezoðlu ile babam Rüstem birbirlerine düþmanlýklarýyla baðlýydýlar. Ve en çok düþmanlýklarýna güvenirlerdi. O düþmanlýk içinde de öldüler. Misbah ile anasý Meyro, bana olan kinlerinin tutsaðý olmuþlar. Benim düþmanlýðým onlarda en ufak onur, haysiyet, gurur býrakmamýþ. Ýnsanlýklarý çözülmüþ, ikiyüzlü, sahtekâr birer insan olmuþlar. Anladýðým kadarýyla bunun adý yenilgidir, çözülmedir. Bu durumda dedem Abuzer'den beri süregelen kan davasýný sürdürmenin bir anlamý yoktur. Onca yýllýk düþmaným Misbah, Evim Gaffar'a mezar olacaktýr. diyorsa, ben de gider, o mezara girerim arkadaþ. Yarýn bir gün elin beþ paralýk kiralýk katillerinden birinin kurþunuyla öleceðime, gider önüme konulan acý kahve nin içindeki ateþi içerek ölürüm daha iyi. Böylece hem onurumla ölmüþ olurum hem düþmanýmý kendi seçtiði yerde yenmiþ olurum. Unutma ki insaný ölüm þekli, ölme nedeni büyük yapar. Ben böylece hem kendi ölümümle yüzleþmiþ olacaðým hem öldürmeyi de yenmiþ olacaðým. Zaman deðiþti Ferho. Zaman artýk benim zamaným deðildir. Bu zamana ait en ufak duygu kalmamýþ içimde. Sen de bilirsin ki bugüne kadar pek çok pusulara uðradým, pusulardan geçtim. Kýsa ölümü, uzun ölümü tanýdým. Her kurþun bir baþka ölüme devretti beni. Hayatým ölümden ölüme parça parça geçti böylece. Bazen ayaðýmýn ucuyla dokundum ona, bazen elimin tersiyle ittim onu. Þu gövdemdeki kurþun yaralarý, ölümün birer diþ izlerinden baþka nedir ki? Ölümün birer dokunuþudur. Artýk þimdi ölümle aramdaki bu sýnýrý kaldýrýyorum. 14 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006

ACI KAHVE Misbah bana göre kanýnýn öcünü almýyor. Cinayet iþliyor, cürüm iþliyor. Salt bu nedenle yarýn sabah atýma binerek onun acý kahve sini içmeye gideceðim. Bir kâðýda Misbah, beni zehirleyeceðini bile bile geliyorum. diye küçücük bir not yazdým, koydum cebime. Ölümümden sonra notu bulur okursa, anlayacaktýr asýl oyunu benim ona oynadýðýmý. Düþmanýmýn evine varýnca, önüme konulan fincaný, ölümümü avuçlarmýþ gibi alacaðým elime. Meyro ile oðlunun gözlerinin içine baka baka içeceðim. Varsýn aðzýma aldýðým her yudum zehir, ölümü kanýma azar azar üflesin. Zehirin sinsi çýðlýðý damarlarýmda sürsün. Aðzým, dilim uyuþsun, damarlarým þiþsin. Yüzüm acýdan acýya karýþsýn. Göz kapaklarým ölümün aðýr perdeleri gibi insin. Bakýþlarým son sýnýrýna çekilsin. Fincanýn dibi ölümün küçücük bir kara kuyusuna dönüþsün. Varsýn, düþmanýmla benim son hesaplaþma yerim o bir fincan kahvenin içi olsun. Billah gideceðim ve o acý kahveyi içeceðim. Nasýl olsa bir fincanlýk ömrü vardýr ölümün. Ve ölümün aðýr yelesine tutuna tutuna kendi canýmýn ucuna varacaðým. Büyük bir ihtimalle de kan davasýný sona erdireceðim. Unutma, böyle durumlarda ölümün üstüne gitmek zayýflýk deðil, güçlülüktür. Ve ölmeden ölmeye fark vardýr. Bazen ölerek de yenebilir düþmanýný insan çünkü. Seninle kalan zamanýmý paylaþtým. Bir vasiyet konuþmasý yaptým sana. Söyle adamlarýma, yarýn sabah atýmý hazýrlasýnlar. Gideceðim. Zaman vardýr, saniyesi bir asýr sürer. Zaman vardýr, bir fincan kahvenin içimi kadar sürer. Acý kahve yi içmeye gitmem gerek. Ölüm hazretleri bir fincan kahvenin içinde koyu bir gölge gibi bekliyor beni. ÝMGE ÖYKÜLER YIL 2, SAYI 7, ÞUBAT-MART 2006 15