Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

Benzer belgeler
AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ

Erkek hormonları ( androjen ) seviyesi, Sebum yapımının artması, Kıl follikülünde değişiklikler, Bakteriler.

HİV virüsü; AİDS hastalığı; Human İmmunodeficiency Virüs; Acquired İmmunodeficiency Syndrome; Edinsel İmmün Yetmezlik Sendromu.

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

ALERJİ. Alerji neden olur:

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

Roseola; Roseola İnfantum; Exantem Subitum; Altıncı Hastalık;

HİV virüsü; AİDS hastalığı; Human İmmunodeficiency Virüs; Acquired İmmunodeficiency Syndrome; Edinsel İmmün Yetmezlik Sendromu.

ALERJİ. Alerji neden olur:

ALERJİ. Alerji neden olur:

Eritema İnfeksiyosum; Fifth Disease; Parvovirus B19;

Ferritin testi vücudun demir deposunu gösterir, kansızlık araştırmasında, kronik hastalık anemisi teşhisinde istenir.

HİV TESTİ. ELİSA ve Western blot HİV testleri; HİV testi ne için yapılır? ELİSA pozitifliği ne anlama gelir? ELİSA negatifliği ne anlama gelir?

İnek sütü, Yumurta, Fıstık, Buğday, Soya, Balık, Midye, Ceviz, Fındık, Susam alerjik reaksiyona en sık sebep olan gıdalardır.

TİFO. Tifo; Paratifo; Enterik Ateş;

SALMONELLA. Salmonella enteriti; Salmonelloz. Salmonella ve tifo hastalığı? Salmonella kimlerde görülür?

BOTULİZM. Botulizm neden olur? Botulizm şu şekilde ortaya çıkar:

EVCİL HAYVANLARDAN BULAŞAN HASTALIKLAR

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

PPD (TÜBERKÜLİN-MANTOX) TESTİ UYGULAMASI. Amaç :PPD testini doğru/ uygun teknikle uygulayarak teşhise yardımcı olmak

OVER KANSERİ. Yumurtalık kanseri; Over tümörü; Over kanseri neden olur?

İDRAR YOLU ENFEKSİYONU

OVER KANSERİ. Yumurtalık kanseri; Over tümörü; Over kanseri neden olur?

Streptokok antijeni ( Beta mikrobu) arar. Boğaz enfeksiyonlarında beta mikrobu iki şekilde bakılır

POLİKİSTİK OVER SENDROMU

AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır.

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

OVER KANSERİ. Yumurtalık kanseri; Over tümörü; Over kanseri neden olur?

Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik yatkınlık olduğu bilinmektedir. Ayrıca:

Son zamanlarda erişkinlerde de giderek artan sıklıkta görülmeye başlanmıştır.

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

Hastalık Hepatit C virüsü taşıyan kişilerden temas yoluyla bulaşır. En çok bulaşma yolu:

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?

TİFO. Tifo; Paratifo; Enterik Ateş;

Kızamık viral, çok bulaşıcı, döküntüler ile seyreden viral bir enfeksiyon hastalığıdır.

MENOPOZ. Menopoz nedir?

Çölyak Sprue; Non Tropikal Sprue; Glüten Enteropatisi,

KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu;

EVCİL HAYVANLARDAN BULAŞAN HASTALIKLAR

İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZİS

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?

Creatinine clearance; Kreatin Klirensi; Cc Cl;

OKUL ÖNCESİ CHECK-UP PROGRAMI

İLTİHABİ BAĞIRSAK HASTALIKLARI

Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik yatkınlık olduğu bilinmektedir. Ayrıca:

Creatinine clearance; Kreatin Klirensi; Cc Cl;

Son zamanlarda erişkinlerde de giderek artan sıklıkta görülmeye başlanmıştır.

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır.

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

RAŞİTİZM VE OSTEOMALAZİ

YÜKSEK KOLESTEROL. Hiperkolesterolemi; Yüksek kolesterol sebepleri nelerdir?

E. coli; Escherichia coli; E. Coli enfeksiyonu; Escherichia coli O157:H7; EHEC; ETEC; EPEC; EIEC.

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

Hastalık Hepatit C virüsü taşıyan kişilerden temas yoluyla bulaşır. En çok bulaşma yolu:

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Crohn s hastalığı; Regional enterit; Kron;

İnek sütü, Yumurta, Fıstık, Buğday, Soya, Balık, Midye, Ceviz, Fındık, Susam alerjik reaksiyona en sık sebep olan gıdalardır.

GRİP. İnfluenza; Flu; Gribin soğuk algınlığından farkı nedir? Grip hastalığı kimler için tehlikelidir?

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

ZOLLİNGER ELLİSON SENDROMU

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

DETAYLI KADIN CHECK- UP

Rota virüsü ile meydana gelen mide bağırsak enfeksiyonudur, hastalık ishal bulantı kusma ve ateş ile seyreder ve her yaşta görülür.

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

Hepatit B virüsü hasta kişilerle temas ile bulaşır. Hasta yada taşıyıcı kişilerin vücut çıkartıları hastalığı taşır. Özellikle:

Aldosteron tansiyon ve vücut sıvı dengesini ayarlayan böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki miktarına bakılır.

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

2. Çocukluk çağında demir eksikliği anemisi?

Kadınlarda gebelik birçok faktörün düzenli şekilde yan yana gelmesine bağlıdır.

Hepatit Hastalığı Gebelikten Etkilenir mi?

GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008

H1N1 den Korunmada Alınacak Önlemler. Pandemik H1N1 Gribi (Domuz Gribi)

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

Akut ishal: ani başlar ve kısa sürer, Kronik ishal: birkaç günden uzun sürer, Tekrarlayan ishal: aralıklı olarak iyileşip tekrarlayan ishaldir.

Basilli Dizanteri;Shigella; Şigelloz; Şigella Gastroenteriti; Şigella Enteriti:

Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;

TİFO. Tifo; Paratifo; Enterik Ateş;

ACTH (Synacten) STİMÜLASYON TESTİ

TOKSOPLAZMA. Toksoplazma nasıl bulaşır? Toksoplazma nedir? Toksoplazma nerede bulunur?

POLİKİSTİK OVER SENDROMU

HEPATİT TARAMASI HEPATİT A. Bu testlerle ; Sarılık; Bulaşıcı Sarılık; ANTİ HAV TOTAL, HBs Ag, ANTİ HBs, ANTİ HCV.

Hepatit B virüsü hasta kişilerle temas ile bulaşır. Hasta yada taşıyıcı kişilerin vücut çıkartıları hastalığı taşır. Özellikle:

DOMUZ GRİBİ BELİRTİLERİ VE TANISI

SU VE BESİNLER İLE BULAŞAN HASTALIKLAR VE KORUNMA YOLLARI

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR

BPH;BPB; İyi Huylu Prostat Büyümesi; Benign Prostat Hipertrofisi; Prostatizm;

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Kazanılmış Bağışıklık Eksikliği Sendromu

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONU

BEHÇET. Behçet Hastalığı; Behçet Sendromu; Behçet hastalığının sebebi nedir? Behçet hastalığı kimlerde görülür:

OVER KANSERİ. Yumurtalık kanseri; Over tümörü; Over kanseri neden olur?

Hastalık sahra altı Afrika da ve güney Amerika da yaşayanlarda ve bu bölgeye seyahat edenlerde görülür.

Transkript:

AMENORE Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması; Genç kızlarda menstruasyon 9 ila 18 yaş arasında başlar. 12 yaş averaj yaşıdır ve birçoğu bu yaşta başlar. Adetin olmamasına amenore denir. Menstruasyon ( adet ) nedir? Yani adet dönemi her ay uterusun içinin gebelik için hazırlanıp yenilendiği dönemdir. Bu dönemde uterus içi vajinadan dışarı atılır, 2-5 günlük bu dönemden sonra uterus tekrar gebelik için iç yüzeyini hazırlar. Bir ay içinde gebe kalmaz ise iç yüzeyi eskir ve uterus tekrar menstruasyon dönemine girerek iç yüzeyini atar ve yenisini hazırlar. Doğurganlık çağı boyunca bu işlem devam eder ve menopoz dönemine kadar sürer. Menopoz ile birlikte uterus artık gebelik için hazırlanmayı bırakır ve adet dönemleri kesilir. Amenore ne demek?: Menstrual adetlerin kesilmesi demektir. Primer amenore: Yeterli olgunluğa erişemediği için adetlerin başlamamasıdır. Normalde genç kızlarda adet 16 yaş civarında başlamaz ise buna primer amenore denir. Bu durumda muayene ve gerekirse tedavi yapılmalıdır. Bazı doğumsal anormallikler, kromozom anormallikleri, hormonal bozukluklar, uterus, vajina yokluğu ve üreme organlarının gelişemediği durumlarda adet görülmez. Buna Primer amenore denir. Önemli ve incelenmesi gereken bir durumdur. Sekonder amenore: Normal giden adetlerin kesilmesi demektir. En az 3 ve daha fazla adet döneminin atlanması anlamına gelir. Kadınların % 2 ila 5 inde yaşamları boyunca amenore şikayeti görülür.

Sekonder amenore yani düzenli adetlerin kesilmesinin en sık sebebi gebeliktir. Gebelik dönemi boyunca adetler kesilir. Bu normal bir durumdur. Ancak gebe olmayan kadınlarda adetlerin kesilmesi birçok sebebe bağlı olabilir. En sık görülen sebepler: Tiroid hastalıkları, Hipofiz bezi tümörleri, Prolaktinoma, Ani kilo değişiklikleri, Obezite, Aşırı zayıflık; Özellikle çok sıkı diyetler, Yeme bozuklukları, Kusma alışkanlığı ( Blumia ), Anoreksiya, Aşırı egzersiz programları, ( olimpiyat sporcuları, atletler, maraton koşucuları, jimlastikciler vb: ), Kötü ve dengesiz beslenme, Bazı hastalıklar; Cushing hastalığı, Kistik fibroz, Polikistik Over Sendromu, Psikolojik stres ( hormonal dengesizliğe ve amenoreye neden olur), İlaçlar: Depresyon ilaçları, Kemoterapi ilaçları, Kortizon ve Bazı kontraseptif ( gebelik önleyici ) ilaçlar, Uterus hasarı yapan sebepler adetlerin kesilmesine neden olur. Gebelik dışında üreme döneminde adet kesilmesi mutlaka araştırılmalıdır. Amenore için risk faktörleri ve riskli davranışlar nelerdir: Tedavi edilmeyen tiroid hastalıkları, Tedavi edilmeyen prolaktinoma hastalığı, Yeterli kalori alınmadan yapılan diyetler, Aşırı egzersiz,

Aşırı stres ve depresyon kadınlarda amenoreye neden olmaktadır. Amenore şikayetleri nelerdir: Primer amenore 16 yaş üstü genç kızlarda adet görülmemesi durumudur. Sekonder amenore ise normal bir kadında en az 3 adet atlanması durumudur. Sekonder amenorenin en büyük sebebi gebeliktir. Gebelik dışındaki sebeplerin araştırılması gerekir. Amenore teşhisi: Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Amenore şikayeti ile gelen hastalara aşağıdaki incelemelerin yapılması gerekebilir: Gebelik testi, Kan hormon düzeyleri; LH ( Luteinizan Hormon), FSH ( Follikül Stimülan Hormon), E2 (Estradiol), Prolaktin, Ultrason Kromozom testleri ( anormallik varsa ), İdrar testi, Progestin testi: 7 10 gün verilen progesteron adeti başlatırsa amenore estrojen eksikliğindendir. Beyin tomografisi: hipofiz tümörü araştırması için, Amenore tedavisi: Amenore tedavisi sebebe yönelik yapılır. Doğumsal anormalliklere bağlı primer amenore vakalarının bir kısmı ameliyat ile düzeltilebilir. Hipofiz tümörlerine bağlı amenoreler, ilaç, operasyon ve radyo terapi ile tedavi edilebilirler, Hormon düzensizliklerine bağlı amenore ler hormon replasmanı ve doğum kontrol hapları ile düzelebilir, Kilo problemlerine bağlı amenore düzenli beslenme ve kilo kontrolu ile

düzelebilir, Aşırı 3 egzersize bağlı adet kesilmeleri genellikle aşırı egzersiz bırakılınca normale girer, İlaçlara bağlı adet kesilmelerinin bir kısmı ilaçlar bırakılınca düzelir, Stres ve depresyon kaynaklı amenoreler tedavi ile düzelirler, Tiroid hastalıkları, Cushing ve prolaktinoma ya bağlı amenoreler hastalık tedavi edilince düzelir. Amenore önemli bir metabolik sinyaldir. 16 yaşında adet görmemek ve normal bir kadında hamilelik dışında 3 ay adet görmemek önemli ve araştırılması gereken bir durumdur. Referanslar: 1. The American Congress of Obstetricians and Gynecologists http://www.acog.org/publications/patient_education/ 2. National Womens Health Information Center http://www.womenshealth.gov/ 3. United States National Library of Medicine http://www.nlm.nih.gov/ 4. Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/index-eng.php/ 5. The Society of Obstetricians and Gynaecologists of Canada (SOGC) http://www.sogc.org/index_e.asp/ 6. Amenorrhea. Epigee Womens Health website. Available at: http://www.epigee.org/menstruation/amenorrhea.html. Accessed September 14, 2006. 7. Amenorrhea: What you should know. American Academy of Family Physicians website. Available at: http://familydoctor.org/885.xml. Accessed September 14, 2006. 8. Laufer, MR, Floor, AE, Parsons, KE, et al. Hormone testing in women with adult-onset amenorrhea. Gynecol Obstet Invest. 1995; 40:200. 9. Perkins, RB, Hall, JE, Martin, KA. Neuroendocrine abnormalities in hypothalamic amenorrhea: spectrum, stability, and response to neurotransmitter modulation. J Clin Endocrinol Metab. 1999; 84:1905. 10. Reindollar, RH, Novak, M, Tho, SP, McDonough, PG. Adult-onset amenorrhea: a study of 262 patients. Am J Obstet Gynecol. 1986; 155:53

AMİPLİ DİZANTERİ Amebiyazis ve Amipli Dizanteri; Amebiyazis kalın bağırsağın paraziter bir hastalığıdır, amipler temiz olmayan gıdalar ve sular ile ağızdan bulaşır. Hastalık kirli gıda ve sular ile bulaşır. Amebiyazis çocuklar ve yaşlılar için tehlikeli olabilir. El yıkama alışkanlığı amebiyazis in önlenmesinde en önemli adımdır. Hastalık antibiyotikler ile tedavi edilebilen bir hastalıktır. Amebiyazisin etkeni nedir? Entamoeba histolytica adındaki tek hücreli amipdir. Bu parazit bağırsakta kistler oluşturarak dışkı ile etrafa yayılır ve diğer insanlara bulaşarak hastalık yapar. Amip kistleri dış oramda sular, gıdalar ve eşyaların üzerinde uzun süre canlı kalabilir ve insanlara bulaşır. Amip nerelerde bulunur? Amip tüm dünyada bulunabilir. Özellikle temizlik koşullarının kötü olduğu, sanitasyon ve gıda hijyenine uyulmayan, el yıkama alışkanlığının yada imkanının düşük olduğu bölgelerde amebiyazis salgınları sık görülür. Su ve kanalizasyon altyapılarının yetersiz olması, Yağmur suyu giderlerinin yetersiz olması, İçme suyu havzalarına yerleşim olması amip salgınlarına neden olur. Amebiyaizis kimlerde görülür? Amebiyazis amip kistlerini yutan herkes de ortaya çıkar. Özellikle Hasta kişilerin çıkartıları ile kontamine olmuş su ve gıdalar, Atık suların içme ve kullanma suları ile karışması, Sanitasyon koşullarına ve gıda hijyenine dikkat edilmemesi, Kötü hijyen koşulları, El yıkama alışkanlığının olmaması, Amebiyazis hastalığının salgınlar

halinde görülmesine yol açar. Bu gibi durumlarda özellikle yurtlar, huzur evleri, kreşler gibi ortamlarda amebiyazis salgınları sık görülür. Amebiyazis hastalığının nasıl seyreder : Ağız yoluyla bulaşan amip kistleri bağırsakta açılarak bağırsak duvarına yerleşmeye başlar. Hastalığın kuluçka süresi 1 ila 4 hafta arasında değişir. Amipler bağırsak duvarında ülserler şeklinde delikler ve lezyonlar yapmaya başlarlar. Bağırsak içindeki iltihabi reaksiyon sonucu bol sulu, sümüklü dışkılama, kanlı dışkılama, karın ağrısı, bulantı, ateş, halsizlik şikayetleri başlar. Kramp tarzında karın ağrıları olur. Karın ağrısı, kanlı ishal ve yüksek ateş ile seyreden bu tabloya amipli dizanteri denir. Bazen amipler bağırsak duvarını delerek kana karışır ve akciğer, beyin ve karaciğer gibi organlarda apseler yaparlar. Amipli dizanteri ve Amip apseleri ölümcül olabilir. Nezaman amipten şüphelenelim? Hastada ateş ile birlikte ishal, kanlı ishal, karın ağrısı var ise amip den şüphelenmek gerekir. Amebiyazis teşhisi nasıl konur? Hastalık dışkı tahlili yada kan testi ile teşhis edilir. Dışkıda amip görmek kolay değildir. Tek bir dışkı örneği teşhis için yeterli olmayabilir, birkaç gün arayla alınan 2 4 dışkı örneğini incelemek daha doğru sonuç verir. Amip kan testi amipli dizanteri de ve diğer organlara sıçraması durumunda pozitif olur. Ayrıca geçmişte amebiyazis geçiren kişilerde de kan testi pozitif bulunur. Amebiyazis tedavisi : Amebiyazis tedavisinde antibiyotik kullanılır. Bu amaçla kullanılacak birkaç çeşit antibiyotik mevcuttur ancak antibiyotikler dışında destek tedavisi, sıvı takviyesi ve

gerekirse hastaneye yatırarak tedavi edilmelidir. Amebiyazis nekadar yaygın bir hastalıktır? Amebiyazis özellikle kanalizasyon sistemlerinin iyi olmadığı ülkelerde sık görülen bir barsak parazitidir. Amebiyazis 3. Dünya ülkelerinde oldukça yaygın görülür ve ölümcül salgınlara neden olur. Sular ile yayılır ve salgınlar yapar. Sanitasyon ve altyapı problemi olan şehirlerde sık görülür. Amip kistlerinin dış ortama dayanıklı olması sularda ve dış ortamda uzun süre canlı kalması sebebiyle kalabalık yerlerde kolayca salgın yapar. Amebiyazisten korunmak için kişisel önlemler nelerdir? El yıkama alışkanlığı edinmek özellikle tuvaletten önce ve tuvaletten sonra elleri yıkamak, gıdalara dokunmadan önce, sofraya oturmadan önce, mutfağa girmeden önce ellerin uygun şekilde yıkanması en önemli önlemdir. Ellerin yıkanamadığı durumlarda el dezenfektanları kullanılabilir. Sanitasyon imkanlarının az ve yetersiz olduğu durumlarda aşağıdaki uyarılara dikkat ediniz. Kapalı içecekler kullanın, Buz kullanmayın, Kaynamış soğumuş su kullanın, Entamoeba histolytica amip kistleri düşük doz iyoda ve klora dayanıklıdır, kimyasal su tabletlerine çok güvenmeyin, suyunuzu kaynatın. Pişmemiş gıda yemeyin, temiz, taze ve iyi pişirilmiş gıdalar tüketin. Sebzeleri sirkeli suda 10 15 dakika bekletin. Meyveleri soymadan yemeyin. Pastörize süt için. Referanslar 1- Amebiasis. Centers for Disease Control and Prevention web sitesi: http://www.cdc.gov/ncidod/dpd/parasites/amebiasis/factsht_amebiasis.htm 2- Amebiasis (amipli dizanteri). New York State Department of Health web sitesi: http://www.health.state.ny.us/diseases/communicable/amebiasis/fact_sheet.htm 3- Amipli dizanteri : http://dynamed102.epnet.com/detail.aspx?id=116378

ALTINCI HASTALIK Roseola; Roseola İnfantum; Exantem Subitum; Altıncı Hastalık; Altıncı hastalık viral bulaşıcı enfeksiyon hastalığıdır. Ani başlayan yüksek ateş ve döküntü ile karakterizedir. Hastalık komplikasyona neden olmadan kendi kendine geriler ve iyileşir. En sık bahar aylarında görülür. Salgınlar yapabilir. Altıncı hastalığın sebebi nedir? Altıncı hastalığının sebebi Human Herpes Virüs Tip 6 dır ( HHV-6), tip 7 ile de meydana gelebilir. Bu Herpes virüsler uçuk yapan Herpes virüsler dan farklıdır. Altıncı hastalık 6 ay ila 15 aylık bebeklerde görülür, çok nadiren 15 ay ila 3 yaş arasında görülür. Bebeklerin hasta ile temasını yakalamak zordur, hastalığın nasıl ve kimden geçtiği genellikle tespit edilemez. Altıncı hastalığın belirtileri nelerdir? Altıncı hastalık ani başlayan yüksek ateş ve döküntü ile karakterizedir en sık: Ateş; 39,5 40,5 C derece yüksek ateş, Ani başlar ve beraberinde başka şikayet görülmez, Ateş üç gün sürer, Havale: Ani yüksek ateşe bağlı havale ( konvülsyon ) görülebilir, Döküntü: Roseola döküntüsü tipik olarak ateşin düşmesinden 12-24 saat sonra başlar; Döküntü karın ve göğüsten başlar, Gül renkli parlak pembedir( ROSEOLA adı buradan gelir), Göğüsten kol, bacak, boyun ve yüze yayılabilir, Birkaç saat ile birkaç gün içinde kaybolur, Kaşıntı olmaz, Kulak arkasında lenf bezleri şişliği, Huzursuzluk, İştahsızlık, Ateş öncesi nadiren gripal şikayetler görülür.

Ateşin düşmesi ile birlikte döküntünün başlaması Roseola için tipiktir. Altıncı hastalığın teşhisi: Hastanın şikayetleri ve klinik görünüm Roseola teşhisini kolaylaştırır. Kesin teşhis kan testleri ve laboratuar incelemeleri ile konur: Altıncı hastalık düşünüldüğünde hastadan aşağıdaki testler istenir: Kan sayımı, CRP, Sedimantasyon, HHV-6 IgG, IgM ( aktif ve geçirilmiş enfeksiyonun tespiti için ), HHV-6 RT PCR ( aktif enfeksiyonun tespiti için) istenebilir. Altıncı hastalığın tedavisi: Hastalığın spesifik bir tedavisi yoktur. En önemli tedavi ateşi düşürmek ve çocuğun havale geçirmesine engel olmaktır. Bu amaçla: Ateş düşürücüler ( parasetamol, ibuprofen ), Ilık banyo, Bol su verilmesi gerekir. Altıncı hastalık immün sistemi baskılanmış hastalarda çok ağır seyreder. Not: ateşli çocuklara aspirin verilmesi ağır karaciğer hasarına neden olabilir. Korunma: Altıncı hastalık geçiren çocuğun diğer çocuklar ile, hasta kişiler ile, immün sistemi baskılanmış kişiler ile, kanser tedavisi gören kişiler ile temas etmemesi gerekir. Hastalığının taşıyıcısı insandır, öksürük, aksırık ile havadan ve temas ile bulaşır. Sanitasyon ve hijyen kurallarına dikkat etmek bulaşıcılığı azaltır. Referanslar: 1. American Academy of Family Physicians http://www.aafp.org/ 2. American Academy of Pediatrics http://www.aap.org/ 3. About Kids Health http://www.aboutkidshealth.ca/ 4. Alberta Health and Wellness http://www.health.gov.ab.ca/

5. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/. 6. Kleigman RM, Jensen HB, Behrman RE, Stanton BF, eds. Nelson Textbook of Pediatrics. 18th ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2007. 7. The Merck Manual of Diagnosis and Therapy. 17th ed. Simon and Shuster; 1999. 8. The National Library of Medicine website. Available at: http://www.nlm.nih.gov/. 9. The Nemours Foundation website. Available at: http://www.nemours.org/index.html ALERJİ Alerji normalde zararlı olmayan maddelere karşı vücudun verdiği abartılı cevaptır. Bu abartılı cevap bazen tüm vücutta bazen vücudun bir kısmında olabilir: Gözde olursa; alerjik konjoktivit, Üst solunum yollarında olursa; alerjik rinit ( saman nezlesi ), Akciğerlerde olursa; astım, Ciltte olursa; ürtiker, egzama yada kontak dermatit denir, İlaç alerjisi, gıda alerjisi tüm vücudu ilgilendirir. Alerji neden olur: Alerji çok sık görülen bir hastalıktır. Genetik yatkınlık ve çevresel faktörler ortaya çıkışında önemli rol oynar. İmmün sistem normal olarak vücudumuzu bakteri, virüs gibi mikroplara ve zararlı maddelere karşı korur. Ancak normalde zararlı olmayan maddelere karşı immün sistem abartılı cevaplar vermeye başlar ise buna alerji denir. Alerjik hastaların immün sistemleri bazı maddelere karşı aşırı hassastır. Bu maddelerle karşılaşınca immün sistem kontrolden çıkar ve kaşıntı, kızarıklık, şişme, spazm, göz yaşarması, burun akıntısı gibi alerjik şikayetler ortaya çıkar. En kötüsü anafilaksidir, tüm vücudu etkiler acil durumdur. Alerjiyi başlatan maddeye alerjen denir. Polen, küf, hayvan tüyü, ev tozu, ilaçlar ve gıdalar en sık karşılaşılan alerjenlerdir. Nadiren alerjik madde olmadan da alerji

başlar. Örneğin güneş ışığı, soğuk, efor, titreşim de bazı insanlarda alerji yapar. Alerjik hastalıklara genetik yatkınlık vardır hem annede hem babada alerji var ise büyük ihtimalle sizde de olacaktır. Anne tarafında alerji olması şansı arttırır. Alerjen e ve vücudun verdiği cevaba göre şikayetler değişir. Alt solunum yolları alerjilerinde Nefes darlığı, Öksürük, Hırıltılı solunum, Çabuk yorulma şikayetleri olur Alerjik konjoktivit de Gözlerde sulanma, Yanma, Kızarıklık, Kaşıntı, ödem şikayetleri olur. Üst solunum yolu alerjilerinde Burun akıntısı Hapşırık nöbetleri, Burun tıkanıklığı, Boğazda kaşıntı yanma, Sinüzit atakları olur. Gıda alerjisinde İshal, Gaz, Karında şişlik, Çabuk doyma, Bulantı, karın ağrısı, Dispepsi, hazımsızlık şikayetleri olur. Cilt alerjisinde Ürtiker, Kaşıntı, Egzema Citte karbarıklıklar, Pullanma şikayetleri olur. İlaç alerjileri ve böcek sokmaları tüm vücudu ilgilendiren alerjik reaksiyonlara neden olur Yukarıda sayılan birçok şikayet aynı anda başlayabilir.

Alerji nasıl teşhis edilir? Alerji şikayetleri bir çok hastalıkla karışır. Alerji testi bu şikayetlerin alerji kaynaklı olup olmadığını anlamak için yapılır. Birkaç çeşit alerji testi vardır: Deri testi En sık yapılan alerji testidir. PRİCK TEST de denir. Şüpheli alerjen madde deriye sürülerek reaksiyon yapıp yapmadığına bakılır. O bölgede kızarıklık, kaşıntı şişlik olması pozitif yani alerjisi var anlamına gelir. Hasta için konforsuz bir testtir. Bu yöntem ile birçok maddeyi test etmek mümkündür. Çocuklara ve bebeklere uygulanabilir. Kan testi Kan numunesi içinde alerjen maddelere karşı reaksiyon olup olmadığına bakılır. Hasta için daha konforlu bir testtir. Kanda alerjiye yatkınlığı gösteren IgE sayısı, Eosinofil sayısı ve Spesifik IgE varlığı araştırılır. Bu yolla özellikle solunum alerjileri ve gıda alerjileri kolayca tespit edilebilir. Alerji tedavisi Alerjilerin tedavisinde kullanılan bir çok ilaç vardır. Ciddi ve tüm vücudu ilgilendiren alerjiler acil durumlardır ( anafilaksi ). Bu durumda hastaneye başvurmak gerekir. Anafilaksi gibi ağır alerjik durumlarda adrenalin, kortizon gibi ilaçların verilmesi gerekir. Alerjilerin tedavisinde ilk ve en önemli adım alerjen maddeden kaçmak ve onu hayatınızdan çıkarmaktır. Bu özellikle ev tozu, küf, ilaç ve gıda alerjileri gibi durumlarda kalıcı tedavi sağlar. Ancak bazı durumlarda alerjenden kaçınmak mümkün olmaz. Özellikle bahar aylarında polen alerjilerinden kaçmak çok zordur. Bu durumda bahar mevsiminde alerji ilaçları kullanmak gerekir. Alerjinin ağırlığı, yaşınız, şikayetlerinize bakarak doktorunuz size alerji tedavisi verir. Astım, egzema, saman nezlesi, konjoktivit gibi alerjiler özel tedavi gerektirir. Alerji tedavisinde en sık kullanılan ilaçlar anti histaminik ilaçlar, dekonjestan ve kortizonlu ilaçlardır. Bu ilaçların krem, tablet, göz damlası, burun damlası, şurup

formları vardır ancak mutlaka doktor kontrolünde kullanılmaları gerekir. Alerji aşıları: Özellikle ortamdan kaldırılamayan, kaçınılamayan alerjik durumlarda maddeyi artan dozlarda vererek vücudun alerjik reaksiyonunu önlemeye yarayan aşlılardır ( İmmünoterapidir ). Doktor kontrolünde yapılması gereken pahalı bir tedavidir ancak her hastada sonuç vermez. Alerji aşıları özellikle böcek sokmalarına karşı ve saman nezlesine karşı iyi cevap verir. Uzun süre aşı olmak gerekebilir, genellikle birkaç yılı bulur. Alerji ilaçlar ile kontrol altına alınabilir. Bazı çocukluk alerjileri yaş ile beraber azalsa da alerji hayat boyu devam eden bir problemdir. Referanslar: 1. Wallace DV, Dykewicz MS, Bernstein DI, Blessing-Moore J, Cox L, Khan DA, et al. The diagnosis and management of rhinitis: an updated practice parameter. J Allergy Clin Immunol. 2008 Aug:122(2). [PubMed] 2. Kurowski K, Boxer RW. Food allergies: detection and management. American Family Physician. 2008 June:77(12). 3. Bielory L, Friedlaender MH. Allergic conjunctivitis. Immunol Allergy Clin North Am. 2008 Feb;28(1):43-58, vi. [PubMed] 4. Sicherer S, Sampson HA. Journal of Allergy and Clinical Immunology 2010 Feb 125 (2 suppl2) S116-25 AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ Böbrek Yetmezliği; ABY; Acute Renal Failure; ARF; Böbrek fonksiyonlarının aniden durmasıdır. Böbrekler vücudumuzdaki atık maddeleri kandan süzerek atan ve sıvı dengesini sağlayan organdır. Akut böbrek yetmezliği zaman içinde düzelebilir. Bu süre içinde kanı temizleme görevini diyaliz makineleri yapar.

Akut Böbrek Yetmezliği Neden Olur? Akut böbrek yetmezliği birçok sebebe bağlı olabilir. Anatomik olarak üç bölge önemlidir: Kanın böbreklere girmeden önceki kısmından kaynaklanan akut böbrek yetmezliğine PRE RENAL AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ, Böbreklerden kaynaklanan akut böbrek yetmezliğine: RENAL AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ, İdrarın idrar kanalına girmeden önceki kısmından kaynaklanan böbrek yetmezliğine ise POST RENAL AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ DENİR. Pre renal Akut Böbrek Yetmezliği: Kanın böbreklere girmeden önceki hali nedeniyle ortay a çıkan ani böbrek fonksiyon kayıplarıdır. Problem kan akımında yada kan basıncında yada kanın içeriğinde olabilir. Tansiyon düşüklüğü, Akut su kaybı ( ishal gibi ), Akut kan kayıpları, Ağır enfeksiyonlara bağlı olabilir. Bu durumlarda böbrek normal olsa da gelen kan akımının miktarı, basıncı yada içeriğine bağlı olarak iş göremez ve akut böbrek yetmezliği ortaya çıkar. Renal Akut Böbrek Yetmezliği: Böbreklerin kendisinden kaynaklanana problemlere bağlıdır. Akut tübüler nekroz diye de bilinir. Filtre olarak çalışan böbrek hücrelerinin ölmesi sonucu ortaya çıkar. Böbrek hücreleri: Oksijensiz kalınca, Kansız kalınca, Bazı ilaçlar nedeniyle, Zehirli maddeler nedeniyle, Ağır alerjiler ve Ağır enfeksiyonlar nedeniyle ölebilir ve akut böbrek yetmezliği ortaya çıkar.

Post Renal Akut Böbrek Yetmezliği: Böbrekten çıkan idrarın tıkanma, tümör, taş ve prostat gibi sebeplere bağlı olarak akamaması nedeniyle birikip böbrek fonksiyonunu bozması da akut böbrek yetmezliğine neden olur. Akut böbrek yetmezliği kimlerde görülür? Akut böbrek yetmezliği herkes de ve her yaşta ortaya çıkabilir. Ancak aşağıdaki faktörlerin varlığı ortaya çıkmasını kolaylaştırır: Kronik hastalıklar Diyabet, Hipertansiyon Kalp yetmezliği, Böbrek hastalıkları, Böbrek taşı, Karaciğer yetmezliği Yaşlılık, Susuz kalmak, Kanama; özellikle mide barsak sistemi kanamaları, Böbreğe zararlı ilaçlar kullanmak: Bazı antibiyotikler, Kontrast maddeler, Kemoterapi ilaçları, Sahte ilaçlar, Cerrahi girişimler, Ağrıkesici ilaçlar İbuprofen, Naproksen sodyum, Ketoprofen, ACE ( Angiotensin Converting Enzyme ) inhibitörü tansiyon ilaçları kullanmak, İdrar yollarını tıkayan durumlar, Taş, Tümör, Prostat,

Akut böbrek yetmezliği şikayetleri: Akut böbrek yetmezliği çok ciddi bir hastalıktır. Aşağıdaki şikayetlerin hepsi birden ortaya çıkmaz, bazı hastalarda şikayetler hafif olabilir. En sık görülen şikayetler: Vücutta şişme, İdrar miktarında azalma, İdrara çıkma sayısında azalma, Kuyu renkli idrar, Halsizlik, yorgunluk, Çabuk yorulma, Sersemlik hali, Bulantı, kusma, İştahsızlık, Kas ağrıları ve kramplar, Kas güçsüzlüğü, Ağızda metalik tat, İleri derecede yetemezliklerde epilepsi benzeri Kasılmalar ve koma görülür. Akut Böbrek Yetmezliğinde teşhis: Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Kesin teşhis laboratuar testleri ile konur. Akut böbrek yetmezliği düşünülen hastada aşağıdaki testler yapılır: Tam kan sayımı ( Hemogram), Tam İdrar tahlili, Üre, Kreatin, Elektrolitler, Kalsiyum, Fosfor, ALP, Total protein, Mikroalbumin, Albümin, İdrarda protein, İdrarda kreatin,

ANA ( anti Nükleer Antikor), ASO ( anti streptolizin O), Anti Nötrofil Sitoplazmik Antikor, Anti Glomeruller Basement Membran antikor, testleri tanı koydurur. Laboratuar testleri yanında böbrek ultrasonografisi, ilaçlı böbrek filmi, böbrek tomografisi teşhis için önemli tetkiklerdir. Akut Böbrek Yetmezliğinde tedavi: Akut böbrek yetmezliğinin tedavisi altta yatan hastalığın sebebine ve şiddetine bağlıdır. Böbrek yetmezliğine sebep olan faktörler ortadan kaldırılmaya çalışılır. Var ise tıkanıklığın giderilmesi, Böbreğe yeteri kadar kan gitmesini sağlamak, Böbrek fonksiyonunu bozan ilaçları kesmek, Enfeksiyonları tedavi etmek, Bu süre içinde hasta diyalize alınarak böbrekler üzerindeki yük hafifletilebilir. Akut böbrek yetmezliğinden korunma: Böbrek yetmezliğinden korunmak için aşağıdaki önlemleri dikkate almak gerekir: Her yıl böbrek fonksiyonlarını da içeren basit bir check- up yaptırmak, Her gün yeterli su içmek, Böbrek fonksiyonlarını bozan ilaçları kullanmamak, bilmediği ilacı almamak, Daha önce geçirilmiş böbrek hastalığı yada kronik hastalığı olan kişilerin daha sık olarak böbrek fonksiyonlarına baktırmaları önerilmektedir. Referanslar: 1. National Kidney Disease Education Program http://www.nkdep.nih.gov/ 2. National Kidney Foundation http://www.kidney.org 3. The College of Family Physicians of Canada http://www.cfpc.ca/ 4. The Kidney Foundation of Canada http://www.kidney.ca/

5. Acute renal failure. DynaMed website. Available at: http://dynamed102.ebscohost.com/detail.aspx?id=114941. Accessed June 6, 2007. 6. Hilton R. Acute renal failure. BMJ. 2006;333:786-790. Available at: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/sites/entrez?db=pubmed&cmd=retrieve&dopt=abst ract&list_uids=17038736. Accessed June 6, 2007. 7. Needham E. Management of acute renal failure. Am Fam Physician. 2005;72:1739-1746. Available at: http://www.aafp.org/afp/20051101/1739.html. Accessed June 6, 2007. 8. Rondon-Berrios H, Palevsky PM. Treatment of acute kidney injury: an update on the management of renal replacement therapy. Curr Opin Nephrol Hypertens. 2007;16:64-70 9. Venkataraman R, Kellum JA. Prevention of acute renal failure. Chest. 2007;131:300-308 AKNE Sivilce; Acne; Acne Vulgaris; Pimples; Sivilce kıl köklerinin tıkanması ve iltihaplanmasıdır. Tıkalı kıl kökleri kara noktalar, ak noktalar veya sivilceler olarak ortaya çıkabilirler. Tüm bu görünümler kıl köklerinin tıkanması ile başlar. Akne gençlerde daha sık görülse de bazı çeşitleri ileri yaşlarda da ortaya çıkar. Akne neden olur? Akne cildin yağ bezlerinde başlar. Cildin yağ bezleri sebum adı verilen yağlı salgıyı üretir. Sebum kıl follikülünden çıkarak cilde yayılır. Bazen sebum katılaşır, kıl follikülündeki ölü dokular ve bakteriler ile karışır ve follikülden dışarı çıkamaz ise akneler oluşmaya başlar.

Akne oluşumunda şu faktörler yer alır: Erkek hormonları ( androjen ) seviyesi, Sebum yapımının artması, Kıl follikülünde değişiklikler, Bakteriler. Akne oluşumun arttıran risk faktörleri nelerdir? Yaş: 12-24 yaş arası gençler, Beyaz ırk, Hormonal değişiklikler; Püberte, Gebelik, Menses öncesi dönem, Stres, Bazı ilaçlar; Androjen içeren ilaçlar, Lityum, Barbituratlar, Birtakım kozmetik ilaçların kullanımı akne gelişme riskini arttırırlar. Akne ne şikayete neden olur? Akne bazen çok şiddetli ve cilt, cilt altı dokulara zarar verecek derecede yaygın olabilir. En sık karşılaşılan şikayetler: Cidde aşır yağlanma, Ciltte siyah noktacıklar, Sık sivilceleşme, Papül ( büyük ve hassas sivilce ), Püstül ( içi irin dolu etrafı kızarık apse), Nodül ( cilt altına doğru uzanan hassas iri, içi irin dolu ağrılı apse), Kist ( ağrılı ve içi dolu birleşmiş püstüller. İz bırakarak iyileşirler). Akne teşhisi: Yüz, alın, boyun, sırt, göğüs ve omuzlar aknenin en sık görüldüğü alanlardır. Hastanın şikayetleri ve görünüm tanı koydurur.

Akne tedavisi: Akne çok yönlü tedavi gerektiren bir durumdur. Birçok tedavi modalitesi birkaç hafta sürer. Akne de ilaç tedavisi: Her yerde bulunabilen ve reçetesiz satılan krem, losyon, temizleyici ilaçların amacı cildin yağ oranı ve bakterilerin sayısını azaltarak akne gelişimini durdurmaktır. İçlerinde Benzoyl peroksit, Salisilik asit, Sülfür, Resorcinol vb. maddeler içerirler. Reçete ile satılan akne ilaçları, temizleyici kremler ve losyonlar da ciltteki yağ miktarını azaltmayı, bakteri sayısını azaltmayı ve akne gelişimini durdurmayı amaçlar. İçlerinde genellikle: Antibiyotik ( klindamisin, eritromisin ), Tretionin, Adaptalene, Azelaic acid, Tazarotene, Dapsone bulunan ilaçlardır. Antibiyotikler: ciltteki bakteri sayısını azaltarak akne gelişimini azaltmaya çalışırlar. Bu amaçla kullanılan antibiyotikler; Doksisiklin, Minosiklin, Tetrasiklin, Eritromisin, Klindamisin, Amoksilin, Sefalosporinler, Trimetoprim/ sulfametaksazol. Antibiyotikler lüzum halinde kullanılmalıdır. Androjen seviyesini düşürerek akne gelişimini azaltan ilaçlar: Doğum kontrol ilaçları, kombine Östrojen ve Progesteron içeren ilaçlar akne tedavisinde çok kullanılırlar, Sprinolakton,

Retinoidler: sebase glandların salgısını ve sayısını azaltarak akne gelişimini durdururlar. Son derece sıkı kontrol altında satılan ilaçlardır. Çok ciddi kistik akne vakaları dışında kullanılmazlar. Hamile veya 2 yıl içinde hamile kalmak isteyenlere verilmemelidir çünkü çocukta ciddi sakatlıklara neden olur. İzothreonin Bu gurup içinde kullanılan maddedir. Akne tedavisinde uygulanan prosedürler: Kortizon enjeksiyonu: kist içine kortizon enjeksiyonu sadece büyük iltihabi kistlere iz bırakmaması için uygulanır, Akne cerrahisi: nadir kistik vakalarda kistin cerrahi olarak boşaltılması gerekebilir, Akne de skar revizyonu: akne izlerinin düzeltilmesi amacıyla yapılır, bu amaçla en sık; Kimyasal peeling: glikolik asit yada diğer hafif asitler ile cildin soyulmasıdır. Hem akne izlerini azaltır hem akne gelişimini azaltır, Dermabrazyon: cildin mekanik olarak zımparalanmasıdır, Skar eksizyonu: skarlı dokunun cerrahi olarak alınmasıdır, Kollajen dolgu: skar nedeniyle çökmüş alanların kollajen ile doldurulmasıdır, Lazer resurfasing: cildin lazer ile üst dokusunun yakılarak alınmasıdır. Hem skar dokusunun düzeltir hem de akne gelişimini azaltır. Fototerepi: ciltdin ultraviyole ışık ile tedavisidir. Akne gelişimini azaltır. Bu prosedürlerden bir çoğu skar gelişimini arttırma ve enfeksiyon nedeniyle risk taşır. Akneden korunma: Akne nedeni olan faktörleri kontrol etmek zor olduğundan akne gelişiminden korunmak da kolay değildir. Ancak birtakım basit önlemler akne gelişimini azaltmakta etkilidir. Yüzün günde en fazla 2 kez hafif bir sabunla yıkanması fazla yağı alır, cildi keselemek yada mekanik olarak fazla ovalamak, sık sık yıkamak akne

gelişimini arttırır, Yüz yıkanırken; Ellerinizi kullanın, Hafif sabunlar kullanın, Yüzünüze losyon vb. uygulamadan önce iyice kurumasını bekleyin, Sivilceleri sıkmayın, Cildinizdeki porları tıkamayan losyon sabun ve kozmetikleri kullanın bunlar üzerinde Non Comedogenic diye uyarılar bulunmalıdır. Akne ilaçlarını yerinde ve dozunda kullanın, aşır ıkullanım akneyi azdırır, Stresten uzak durun ve stres ile mücadeleyi öğrenin, Koruyucu güneş kremlerini yıl boyunca kullanın özellikle bazı sivilce tedavisi ilaçları cildi güneşe karşı daha da hassas yapar. Akne (sivilce) tedavisi olan bir hastalıktır. Akne ile kendi bildiğiniz şekilde başa çıkmaya çalışmak durumu daha da kötüleştirip kalıcı izler bırakır. Referanslar: 1. The Acne Resource Center Online http://www.acne-resource.org/ 2. The American Academy of Dermatology http://www.aad.org/ 3. Canadian Dermatology Association http://www.dermatology.ca/ 4. Dermatologists.ca http://www.dermatologists.ca/ 5. Questions and answers about acne. National Institute of Arthritis and Musculoskeletal and Skin Diseases website. Available at: http://www.niams.nih.gov/hi/topics/acne/acne.htm. Accessed June 4, 2008. 6. Safer D. Phototherapy. EBSCO Health Library website. Available at: http://www.ebscohost.com/thistopic.php?marketid=15topicid=81. Updated November 2008. Accessed October 20, 2009. 7. What is acne? American Academy of Dermatology website. Available at: http://www.skincarephysicians.com/acnenet/index.html. Accessed June 4, 2008. 8. 9/2/2009 DynaMed Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Arowojolu A, Gallo M, Lopez L, Grimes D, Garner S. Combined oral contraceptive pills for treatment of acne. Cochrane Database Syst

Rev. 2009;(3):CD004425 HİV ve AİDS HİV virüsü; AİDS hastalığı; Human İmmunodeficiency Virüs; Acquired İmmunodeficiency Syndrome; Edinsel İmmün Yetmezlik Sendromu. HİV virüsünün neden olduğu bulaşıcı hastalıktır. İmmün sistemi (bağışıklığı) bozar. İmmün sistem mikroplarla, tümörlerle savaşmamızı sağlayan sistemdir, bozulursa vücut mikroplarla savaşamaz. HİV virüsü immün sistemin anahtar hücresi olan T lenfositlerinin içinde yerleşir ( CD4 T Lenfositleri). HİV virüsü bu hücreleri öldürmeye başlar bu 2 ila 10 yıl kadar sürebilir. T Lenfositleri ölünce immün sistem mikropları, tümörleri tanıyamaz ve savaşamaz, sürekli iltihabi hastalıklar ve tümörler ortaya çıkmaya başlar, bu duruma AİDS hastalığı (Edinsel İmmün Yetmezlik Sendromu) denir. AİDS; HİV enfeksiyonu nun son dönemidir, immün sistemin tamamen çöktüğünü vücudun mikroplarla savaşamadığını gösterir. Normal insanlarda hastalık yapmayan mikroplar sürekli hastalığa neden olmaya başlar. HİV virüsü nasıl bulaşır? HİV virüsü hasta insanların kan ve vücut sıvılarıyla temas ile bulaşır. Kan, semen, vajinal salgı, anne sütüyle temas ile bulaşır. Cinsel temas, Manikür pedikür, Dövme, Vücut deldirme, Kirli aletler ile yapılan cerrahi müdahaleler, Kirli iğneler, Diş müdahaleleri vb. ile ve Anneden bebeğe, ana karnında, doğumda veya anne sütü ile bulaşır.

HİV bulaşma riskini yükselten sebepler: Çok eşli cinsel yaşam, Korunmasız cinsel yaşam, HİV pozitif yada yüksek riskli insanlar ile cinsel ilişkiye girmek, Damardan ilaç bağımlılığı, Kan ve vücut sıvıları ile sürekli temas gerektiren işte çalışmak ( laboratuar, kan merkezi, klinik, cerrahi ), HİV pozitif bir anneden doğmak, Kontrol edilmemiş; kan, doku, organ veya artifisyel inseminasyon yaptırmak, HİV pozitifliğinin yoğun olduğu bölgede yaşamak HİV pozitifliği için risk faktörleridir. HİV enfeksiyonunda şikayetler: 1- Akut HİV enfeksiyonu: HİV virüsü bulaştıktan sonra ilk bir iki ay içinde olur. HİV virüsü bulaştıktan sonra ilk bir iki ay içinde hafif şikayetler olur ve bu şikayetler bir- iki haftada düzelir buna akut HİV enfeksiyonu denir, en sık görülen şikayetler: Kilo kaybı, Kuru öksürük, Boğaz ağrısı, Ateş, Gece terlemesi, Halsizlik, yorgunluk, çabuk yorulma, Lenf bezlerinde şişme, Dil, ağız boğazda pamukçuklar, beyaz noktalar, Baş ağrısı, Işıktan rahatsız olma, Döküntü, Depresyon, Huzursuzluk, Hafıza bozuklukları ve nörolojik şikayetler olur, bu şikayetler hafiftir ve uzun sürmeden kendi kendine düzelir. Hasta grip geçirdiğini sanır.

2- İyilik dönemi: Daha sonra HİV virüsü uzun yıllar hiçbir şikayete neden olmaz. Şikayet olması için T Lenfositlerin belli bir sayının altına düşmesi gerekir, bu zaman alır. HİV virüsünün T Lenfositleri öldürmesi aylar yıllar sürebilir. Bu süre içinde çoğu insan hasta olduğunun bile farkında değildir, çünkü hastanın hiçbir şikayeti yoktur, ancak hastalığı bulaştırmaya devam eder. 3- AİDS hastalığı: T Lenfositleri sınır değerin altına inmeye başlayınca hastada şikayetler görülmeye başlar. Akut HİV enfeksiyonunu takiben Aylar yıllar sonra şikayetler görülmeye başlar, şikayetlerin ortaya çıkışı 1-3 yılı bulur. En sık görülen şikayetler: Tüm vücutta lenf bezlerinde şişme, Ağız ve tırnaklarda mantar hastalıkları, Sık tekrarlayan vajinit, Siğillerin çıkması, Önceden geçirilmiş hastalıkların alevlenmesi; zona, Herpes, egzema, psöriazis vb. Gece terlemeleri, Kilo kaybı, Kronik ishal dir. HİV enfeksiyonu nun AİDS hastalığına dönmesi bazen 10 yılı bulur. İleri dönemlerde fırsatçı enfeksiyonlar, tümörler ve komplikasyonlar görülmeye başlanır. En sık görülenler: Ağızda pamukçuk ( kandida enfeksiyonu ) Zatürre ( özellikle normal insanda zatürre yapmayan P. Carini zatürresi), Beyin ve akciğerlerde mantar enfeksiyonları, Toksoplazma enfeksiyonu, Tüberküloz, Viral beyin enfeksiyonları, Koposi sarkomu ( birçeşit tümördür), Lenfoma, Cervikal kanser, Viral göz hastalıkları, Ciddi barsak hastalıkları ( salmonella, şigella vb.)

Kilo kaybı, Deri döküntüleri, İlaçlara karşı tahammülsüzlük, Depresyon ve demans gibi nöro-psikolojik rahatsızlıklar görülür. HİV ve AİDS laboratuar testleri: HİV enfeksiyonunun teşhis HİV testleri ile konur. Bu testler hızlı sonuç veren testlerdir. 1- ELİSA testi bu amaçla yapılan ve kabul görmüş standart testtir. o ELİZA HİV 1+2 VİRÜS testi şüpheli temastan en erken 14 gün sonra pozitif olmaya başlar, o Şüpheli temastan 3 ay sonra yapılan ELİZA testi % 95 oranında doğru sonuç verir, o Şüpheli temastan 6 ay sonra yapılan ELİZA testi % 99 oranında doğru sonuç verir. o ELİZA pozitifliği her zaman HİV pozitifliği anlamına gelmez, o ELİZA pozitif ise western blot testi ile bu sonucu doğrulamak gerekir. 2- WESTERN BLOT testi: ELİZA testi ni doğrulamak amacıyla kullanılır. HİV enfeksiyonunda tedavi: İlaçlar ile HİV pozitif kişilerde AİDS hastalığının ortaya çıkışı geciktirilmekte ve durdurulabilmektedir. HİV pozitif hastaların hayat kalitelerini ve sürelerini normale getiren ilaçlar ve tedavi protokolleri mevcuttur. HİV pozitiflik ne kadar erken yakalanır ise tedavi o kadar başarılı olmaktadır. HİV virüsünden korunma: HİV virüsü sosyal ilişki ile bulaşmaz. Sosyal anlamda öpüşme, el sıkışma, kucaklaşma ile bulaşmaz. HİV den korunmak için Korunmasız cinsel temastan kaçınmak, Çok partnerli olmamak, Riskli cinsel temas sırasında kondom kullanmak, Kesici delici alet ( şırınga, manikür pedikür seti, jilet, traş bıçağı vb. ) paylaşmamak,

Temizliğinden şüphe duyduğunuz alet ve cihazlar ile diş ve cerrahi müdahale yaptırmamak, Temiz olmayan aletler ile dövme, body piercing ve kulak deldirme yaptırmamak en önemli korunma önlemleridir. Referanslar: 1- American Foundation for AIDS Research http://www.amfar.org/ 2- Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov/ 3- AIDS Committee of Toronto http://www.actoronto.org/ 4- Canadian AIDS Society http://www.cdnaids.ca/ 5- Adult male circumcision significantly reduces risk of acquiring HIV [press release]. National Institutes of Health website. http://www3.niaid.nih.gov/news/newsreleases/2006/amc12_06.htm. 6- AIDS Info. Guidelines for the use of antiretroviral agents in HIV-1-infected adults and adolescents. AIDS Info website. http://aidsinfo.nih.gov/contentfiles/adultandadolescentgl.pdf. 7- Berkow R. The Merck Manual of Medical Information. New York, NY: Simon and Schuster, Inc.; 2000. 8- Centers for Disease Control and Prevention. Sexually Transmitted Diseases Treatment Guidelines, 2010. MMWR. 2010;59(No. RR-12):1-110. 9- HIV/AIDS A-Z index. Centers for Disease Control and Prevention website.http://www.cdc.gov/hiv/az.htm. 10- National Center for HIV/AIDS, Viral Hepatitis, STD, and TB Prevention. Centers for Disease Control and Prevention website. http://www.cdc.gov/nchstp/od/nchstp.html. 11- Rey D, Krebs M, Partisani M, Hess G, et al. Virologic response of zidovudine, lamivudine, and tenofovir disoproxil fumarate combination in antiretroviral-naive HIV-1-infected patients. J Acquir İmmüne Defic Syndr. 2006;43: 530-534. 12- Ross LL, Parkin N, Gerondelis P, et al. Differential impact of thymidine analogue mutations on emtricitabine and lamivudine susceptibility. J Acquir İmmüne Defic Syndr. 2006;43(5):567-570. 13-3/8/2007 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Auvert B, Taljaard D, Lagard E, Sobngwi-Tambekou J,

Sitta R, Puren A. Randomized, controlled intervention trial of male circumcision for reduction of HIV infection risk: the ANRS 1265 Trial. PLoS Med. 2005;2(11):e298. Epub Oct 25, 2005. 14- Bailey RC, Moses S, Parker CB, et al. Male circumcision for HIV prevention in young men in Kisumu, Kenya: a randomised controlled trial. Lancet. 2007 Feb 24;369(9562):643-656. Gray RH, Kigozi G, Serwadda D, et al. Male circumcision for HIV prevention in men in Rakai, Uganda: a randomised trial. Lancet. 2007 Feb 24;369(9562):657-666. 15-2/21/2008 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Mallal S, Phillips E, Carosi G, et al. HLA- B5701 screening for hypersensitivity to abacavir. N Engl J Med. 2008;358:568-579. 16-6/11/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Del Romero J, Castilla J, Hernando V, Rodríguez C, García S. Combined antiretroviral treatment and heterosexual transmission of HIV-1: cross sectional and prospective cohort study. BMJ. 2010:c2205 ADENOVİRÜS Adenovirüs doğada yaygın olarak bulunur ve insanda birçok enfeksiyona neden olur. Özellikle : Akciğer, Göz, İdrar yolları, Bağırsak, Beyin ve nörolojik sistem enfeksiyonlarına yol açar. Adeno virüs yaşlılar, bebekler ve immün sistemi zayıf insanlarda ciddi ve ölümcül seyreden hastalıklara neden olabilir. Her yaşta görülür, akciğerde zatüre, idrar yolu enfeksiyonu ve sistit, gözlerde konjoctivit, çocuklarda ishal ile seyreden

bağırsak enfeksiyonlarına hatta beyinde menenjit ve ensefalitlere yol açabilir. Akciğer enfeksiyonu bronşitten zatüre ye dek ilerleyebilir. Adenovirüs yenidoğan bebeklerde ishal yapar. Okullar, yurtlar, kışlalar, kreşler ve huzur evlerinde salgınlara neden olur. Adenovirüs nasıl bulaşır? Adenovirüs havadan solunum yoluyla, gıdalar ile ağızdan ve en çok dış ortama temas sonucu eller yoluyla bulaşır. Virüs dış ortama dayanıklıdır ve uzun süre canlı kalır. Ortama elle temas edip daha sonra ellerin ağız, göz, buruna dokundurulması ile virüs bulaşır. Adenovirüs hastalıkları Adenovirüse bağlı akciğer hastalığı basit bir soğuk algınlığı şeklinde olabileceği gibi ağır bir zatüre şeklinde de seyredebilir, en sık şikayetler: Öksürük, Ateş, Boğaz ağrısı, Burun akıntısı, Gözlerde kızarıklık ( konjoktivit ) olur. Bu şikayetler grip ile karışır. Basit laboratuar testleri ile adenoviüs tespit edilebilir. Bazen sadece konjoktivit yapar. Tek gözde başlayan kızarıklık ve hafif ateş görülür birkaç gün içinde diğer göze yayılır, hastalık bulaşıcıdır. Kalabalık yerlerde salgınlarına neden olur. Bebeklerde ishal yapar bol sulu, kansız ve sümüksüzdür, hafif ateş, bulantı ve kusma olur. Dışkı testi ile Adenovirüs ishali kolayca tespit edilir. İdrar yolu enfeksiyonu yapabilir: Ateş, İdrar yaparken yanma, Sık idrara çıkma, İdrar tutmakta zorluk, Bazen kanlı idrar a neden olur. İmmun sistemi bozuk kişilerde Adenovirüs menenjit ansefalit yapabilir. Adenovirüs ebağlı hastalıklarda kuluçka süresi 4-5 gündür. Hastalar şikayetler başlamadan birkaç gün önce hastalığı yaymaya başlarlar ve hastalık geçtikten

sonra haftalarca virüsü yaymaya devam ederler. Adenovirüs enfeksiyonlarında tedavi: Adenovirüs hastalıklarının spesifik tedavisi yoktur. Antibiyotik tedavide etkisizdir. Hastaların istirahatı ve destek tedavisi gerekir. Hastaların akut dönemde istirahat etmeleri diğer insanlara bulaşmayı önlemek açısından önemlidir. Birçok hasta kısa sürede kendi kendine düzelir. Bulaşmayı önlemek için : Ellerinizi sık sık yıkayın, Öksürürken ve hapşırırken ağzınızı kapatın, Kağıt mendillerinizi çöpe atın, Kalabalık yerlerde uzun süre kalmayın, Bulunduğunuz yeri sık sık havalandırın. Referanslar: 1- American Academy of Pediatrics. Adenovirus Infections. In: Pickering LK, Baker CJ, Kimberlin DW, Long SS, eds. 2009 Red Book: Report of the Committee on Infectious Diseases. 28th ed. Elk Grove Village, IL: American Academy of Pediatrics; 2009: 204-6. 2- Wold WSM, Horwitz MS. Adenoviruses. In: Fields BN, Knipe DM, Howley PM, eds. Fields Virology. 5th ed. Philadelphia: Lippincott-Raven; 2007: 2395-436. 3- Foy HM. Adenoviruses. In: Evans A, Kaslow R, eds. Viral Infections in Humans: epidemiology and control. 4th ed. New York: Plenum; 1997:119 ANEMİ (KANSIZLIK) Anemi çocuklarda büyüme gelişme geriliğinin en önemli sebeplerinden biridir. Öğrenme kabiliyetini düşüren zeka gelişimini yavaşlatan ve okul başarısını düşüren kansızlık basit kan testleriyle kolayca tespit edilebilen bir hastalıktır.

ANEMİ (KANSIZLIK) NEDİR? Kansızlık özellikle büyüme, gelişme, zeka ve başarıyı olumsuz etkileyen bir sağlık sorunudur. Anemi kan hücrelerinin eksikliği sonucu oluşan kansızlık tablosudur. Kansızlık özellikle büyüme gelişme geriliği, öğrenme, zeka ve okul başarısında düşmeye neden olduğundan giderek büyüyen bir toplumsal sorun haline gelmektedir. Kansızlıktan en çok hamileler, bebekler, okul çağı çocukları ve gençler etkilenmektedir. Kansızlık birçok sebebe bağlı olabilir. Ülkemizde en sık görülen kansızlık sebebi demir ve vitamin eksikliğidir. demir ve vitamin eksikliğinin ise en büyük sebebi dengesiz ve düzensiz beslenmedir. Kansızlık basit testlerle çok kolay ve hızlı tespit edilebilir. Doğumdan itibaren düzenli kan sayımı yapılması kansızlık ve kötü sonuçları önlemenin en temel yoludur. ANEMİ ŞİKAYETLERİ NELERDİR? Kansızlığın şiddetine ve süresine bağlı olarak çarpıntı, solukluk, çabuk yorulma, halsizlik, konsantrasyon azalması, baş ağrısı, nefes darlığı, uykuya meyil, baş dönmesi, çocuklarda huzursuzluk,iştahsızlık, okul başarısında düşme en sık görülen şikayetlerdir. Hamilelerde ve çocuklarda kansızlık büyüme ve gelişmeyi bozar. ANEMİ NASIL TESPİT EDİLİR? Anemi nedenleri basit kan testleriyle kolayca tespit edilebilir. Anemi tespit edilen hastalarda serum demiri, demir bağlama kapasitesi ve ferritin miktarına mutlaka bakılmalıdır. Şikayet olsun olmasın doğumdan itibaren yılda bir kan sayımı yapılması kansızlığı tespit etme ve önlemenin ilk adımıdır. Ayrıca halsizlik, yorgunluk, solukluk, çabuk yorulma, okul başarısında düşme, çarpıntı şikayetleri varsa mutlaka bir kan sayımı yapılmalıdır

VİTAMİN A Beta-carotene test; Carotene test; Beta karoten vitamin A nın yapı malzemesidir. Kandaki miktarı vitamin A miktarını gösterir. A vitamini yağda eriyen bir vitamindir. Aç karnına alınan kanda bakılır. Vitamin A ne için bakılır? A vitamini eksikliği düşünüldüğünde bakılır. Test aynı zamanda yağ emilimini de gösterir. Vitamin A için normal değerler: Normalde vitamin A: 50 300 mcg/dl arasında dır. Vitamin A yüksek çıkması: A vitamini zehirlenmelerinde görülür. Vitamin A düşüklüğü: Yağ emilimi bozukluklarında, Vitamin A dan fakir beslenme, Vitamin A eksikliği bulguları: Kemik ve diş gelişim problemleri, Göz kuruluğu ve inflamasyonu, Saç dökülmesi, İştah kaybı, Sık tekrarlayan enfeksiyonlar, Deride kızarıklık, döküntü, Açıklanamayan huzursuzluk, irritabilite, Görme bozuklukları karanlıkta görememe ( gece körlüğü). Referanslar: 1. Fischbach FT, ed. Manual of Laboratory & Diagnostic Tests. 7th ed. Philadelphia, Pa: Lippincott Williams & Wilkins; 2004.

2. Lewis JH. Liver disease caused by anesthetics, toxins, and herbal preparations. In: Feldman M, Friedman LS, Brandt LJ, eds. Sleisenger & Fordtran s Gastrointestinal and Liver Disease. 8th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2006:chap 84