YENİ KİRALAMA STANDARDI TFRS 16 PERAKENDE SEKTÖRÜNE ETKİLERİ VE UYGULAMA PROJESİ
Bu doküman hazırlanırken: Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) 16 Kiralamalar ve Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) 17 Kiralama İşlemleri standartları hakkında genel bir karşılaştırma yapmayı, TFRS 16 nın şirketler üzerindeki etkilerini ortaya koymayı, Sizleri standardın getirdiği yeniliklerle ilgili bilgilendirmeyi, Yeni standardın uygulamalarını tanıtıp, bu uygulamaların bağımsız denetime hazır hale gelmesine yardımcı olmayı Sinerji Avrupa Financial Advisory olarak TFRS 16 uygulamaları ile ilgili sizlere nasıl yardımcı olabileceğimizle ilgili kısa bir sunum yapmayı amaçladık. TMS 17 Kiralama İşlemleri standardı ve yürürlükteki kiralama muhasebesi Kiralama işlemleri operasyonel kolaylıkların yanı sıra her şirketin sıkça kullandığı etkin bir finansman yöntemidir. Şu anda yürürlükte olan TMS 17 Standardı, faaliyet kiralaması ya da finansal kiralama olarak iki kiralama türü tanımlamakta ve şirketlerin kiralanan varlık üzerindeki risk ve faydaların analizini yaparak buna göre bir muhasebeleştirme yapmasını gerektirmektedir. Finansal kiralamalar kiralanan varlığın bilançoya alınmasını ve karşılığında da bir kiralama yükümlülüğü muhasebeleştirmeyi gerektirmektedir. Kiralamanın faaliyet kiralaması olması durumunda ise kiralama yükümlülüğü ve kiralan varlık bilançoya alınmamakta, kiralama giderleri faaliyet gideri olarak doğrusal yöntemle kar veya zarar tablosunda muhasebeleştirilmektedir. Yeni standart TFRS 16 neler getirmektedir? TFRS 16, kiralayan taraftaki şirketler için neredeyse bütün kiralama sözleşmelerini faaliyet ya da finansal kiralama ayrımı olmaksızın kiralanan varlık üzerindeki hakların bilançolara varlık kullanım hakkı olarak alınmasını ve karşılığında da bir kiralama yükümlülüğü muhasebeleştirilmesini gerektirmektedir. Bunun en geniş anlamı faaliyet kiralaması olarak yapılan kiralamaların da artık bilançoya alınmasıdır. Kiraya veren taraftaki işletmeler ise TMS 17 deki muhasebe yöntemlerine devam edeceklerdir. TFRS 16 kiralama sözleşmelerini belirli bir zaman dilimi içerisinde, belirli bir tutar karşılığında bir varlığın kullanım hakkına sahip olmak şeklinde tanımlar. Yani kiralama sözleşmesinin varlığından bahsedilmemiz için sözleşmede tanımlı bir varlık olması şarttır, kullanım hakkına sahip olunan varlık açıkça ya da sözleşmede saklı şekilde de bulunabilir. Aktife yazılacak olan varlık kullanım hakkı tutarı, kira yükümlülüklerinin belirlenmesi ile elde edilir. Kira yükümlülüğünü belirlemek için ise kiralanan varlığın özelliklerine göre çok zor olabilir. Sayfa 2
Kiralama işleminin tanımlanması Standardın tanımlarına uyumun kontrolü Kiralama işleminin bileşenlerine ayrıştırılması Kiralama süresinin belirlenmesi Muhasebeleştirme istisnaları Kiralama muhasebesi İlk muhasebeleştirmedeki ölçüm Sonraki ölçüm Peki kiralamanın yeni tanımı muhasebeleştirmeyi nasıl değiştirdi? Kiralama sözleşmesi tanımına uymak ve muhasebeye başlamak için ilk önce sözleşme içerisindeki tanımlanabilir varlığın kullanım hakkı ve varsa hizmet bileşeni ayrıştırılmalıdır. Örneğin araç kiralamaları içerisindeki bakım ve onarım giderlerinin ayrıştırılması gerekmektedir. Yani sözleşme bedeli araç ve bakım hizmeti giderleri olarak bölünmelidir. Kiralama sözleşmesinin süresi nasıl belirlenir? Her sözleşmede süre açıkça belirtilmemiş olabilir. Sözleşmelerin iptal edilemez sürelerine ek olarak uzatma ya da bir tarihten sonra sonlandırma opsiyonları olabilir, bu opsiyonların tek taraflı ya da iki taraflı olmasına göre farklı değerlendirmelerle kira süresini belirlemek zorlu bir adım olabilmektedir. Hangi sözleşmelerde istisna uygulanabilir? Kısa dönemli (12 ay) kiralama sözleşmeleri ve 5,000 ABD Doları tutarının altındaki kiralama sözleşmelerine istisna uygulanabilir. Ancak kısa dönemli kiralamalardaki uzatma ve satın alma opsiyonlarına dikkat edilmelidir. İlk muhasebe ve sonraki muhasebe nasıl yapılmalıdır? Varlık kullanım haklarına dahil edilecek tutarlar doğru belirlenmelidir; varlık kullanım hakkı ilk olarak kullanım hakkı yükümlülüğünü belirlemekle başlar. Kiralama yükümlülüğü ilk muhasebeleştirmede sabit kira ödemeleri, yapılması kuvvetle muhtemel ödemeler (örneğin kira sonlandırma ya da uzatma bedeli gibi) ödemelerin toplamının bugün ki değeri ile ölçülür. Her hangi bir endekse bağlı olmayan kira ödemeleri yükümlülüğü hesaplarken dikkate alınmaz. Örneğin hasılata bağlı ödemeler, hasılat elde edildikçe ödenir bugünden tahmin edilip yükümlülük olarak muhasebeleştirilmez. Kiralama yükümlülüğü daha sonra finansal tablolarda itfa edilmiş maliyetinden, varlık kullanım hakları da TMS 16 Maddi Duran Varlıklar ya da TMS 40 Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller standartlarına göre yapılır. Sayfa 3
Peki bu konular perakende sektöründeki şirketleri nasıl etkileyecek? Perakende sektöründe operasyonlarının gereği olarak, mağaza, dükkan, personel araçları ve çeşitli kullanım alanları için çok çeşitli kira sözleşmesi yapılır. Bu kiralar işlek caddelerde şahıslardan yapılan dükkan kiralamalarından, alışveriş merkezlerinde mağaza içindeki mağazalara kadar çok geniş bir bantta olabilir. Her yapılan kira sözleşmesi; vade, bildirim yaparak cezasız kira sonlandırma seçenekleri, hasılata bağlı değişken kira ödemeleri, enflasyon artışı ve erken sonlandırma cezası gibi bir çok dikkat edilmesi gereken, kiralama yükümlülüğünü ve dolayısıyla varlık kullanım hakkı tutarını ciddi derecede değiştirecek maddeler içerebilir. Neredeyse yapılan tüm kira sözleşmelerinin aktife alınması, ve yükümlülüğünün yazılması bu varlıkların ve yükümlülüklerin giderleşme şekillerinin de değişmesi sebebiyle şirketlerin sermaye/borç oranları, faiz vergi ve amortisman öncesi kar gibi rakamları, yani özetle performans göstergeleri ve kredi güvence oranlarını etkileyecektir. Yeni kiralama modeli ve finansal tablolardaki değişiklikler nelerdir: Bilanço: - Geçiş sırasında kapsama giren tüm kiralama sözleşmelerinden doğan varlık kullanım hakları bilançolara girecek, Gelir Tablosu: - Kiralama giderleri amortisman ve faiz gideriyle yer değiştirecek - Kiralama süresi boyunca varlık kullanım hakkı amortisman, kiralama yükümlülüğü de faiz gideri yaratacak Nakit akış tablosu: - Ödenen nakit anapara ve faiz olmak üzere iki kaleme ayrılacak. Anapara tutarı finansman faaliyetlerine ilişkin nakit akışları, faiz kısmı ise operasyonel ya da finansman faaliyetlerine ilişkin nakit akışları içerisinde sunulabilir. Sayfa 4
Sinerji Avrupa Financial Advisory olarak sizlere nasıl yardımcı olabiliriz? Kira sözleşmelerinin gözden geçirilmesi Tüm kiralama sözleşmelerinin envanterinin çıkarılması. Envanter sonuçlarına göre önemli ya da karmaşık içerikli olması beklenen sözleşmelerin önceliklendirilmesi. Sözleşmelerin, standardın gerekliliklerine göre ön değerlendirmesinin yapılıp, temel yargıya açık noktaların belirlenmesi ve bunların şirket yönetimiyle paylaşılması. Muhasebeleştirme tavsiyeleri Şirket ve var ise yurtiçi/yurtdışı bağlı ortaklıklar bünyesinde hazırlanması gereken bilgilerden eksik olanlarının tespit edilmesi. Geçiş etkilerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi. İç kontrol ve süreçlerde yapılması gereken değişikliklerin belirlenmesi. Al ya da kirala iş modellerinin değerlendirilmesi. Finansal tablo etkilerinin taslak olarak raporlanması. UFRS ile uyumlu finansal tablolara adapte edilecek muhasebe politikalarının yazılması ve ilave edilecek dipnotların hazırlanmasına destek verilmesi. BT ve veri sistemleri desteği Mevcut BT sistemleri ile ilgili iyileştirmelerin tavsiye edilmesi. Mevcut sistemlerin yeterliliği ile ilgili değerlendirme. Mevcut sistemlerdeki iyileştirmelerin uygulamasına yardım edilmesi. Eğitimler Şirket bünyesinde ilgili personele proje başında ve sonunda eğitim verilmesi. Güncelleme eğitimleri. Sayfa 5
Janberk Ersan Sinerji Avrupa Finansal Danışmanlık Hizmetleri +90 538 275 4490 +90 212 234 90 72 janberk.ersan@sinerjiavrupa.com 2002 yılında TED Ankara Koleji nden, ardından 2006 yılında Bilkent Üniversitesi, İktisat Bölümü nden mezun oldu. 2007 yılında PwC Türkiye Denetim bölümünde çalışmaya başladı. 2010 yılında PwC Londra ofisine transfer oldu. PwC Londra ofisinde Kurumsal Hazine Danışmanlığı bölümünde 4 yıl müdür olarak görev yaptığı dönemde, çok sayıda FTSE 100 şirketinin hazine danışmanlığı projelerinde görev aldı. 2015 yılında PwC Türkiye ye geri dönüp, enerji ve endüstriyel ürünler sektörlerinde kıdemli müdür olarak görev yaptı. Aynı dönemde PwC Türkiye bünyesindeki hazine danışmanlığı projelerini yürüttü. 2010 yılından beri Türk- İngiliz Sanayi ve Ticaret Odası Üyesidir. Handan Sola Sinerji Avrupa Finansal Danışmanlık Hizmetleri +90 530 035 9546 +90 212 234 90 72 handan.sola@sinerjiavrupa.com 2007 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümünden mezun oldu. Çalışma hayatına PwC Türkiye Denetim bölümünde başladı. 2013 yılında PwC Türkiye den ayrılarak 1,5 yıl Kibar Enerji de bütçe ve raporlama yöneticisi olarak çalıştı. 2014 yılının sonlarında tekrar PwC ye geri dönerek 3,5 yıl UFRS Danışmanlığı ekibinde finansal araçlardan sorumlu kıdemli müdür olarak çalıştı. Bununla birlikte, çok sayıda denetim projesinde, UFRS uzmanı olarak görev yaptı. PwC bünyesinde finansal araçlar akreditasyona sahip olmakla birlikte UFRS 9, UFRS 16, UFRS 7 ve diğer uluslararası standartlarla ilgili derin UFRS bilgisine sahip olup SMMM ünvanına ve KGK tarafından verilen Bağımsız Denetçi ünvanına sahiptir. Sayfa 6