15.03.2010
Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERİN TEPKİSİ DÜŞMAN OLUŞ NEDENLERİ
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Hz. Peygamber in üç yıl kadar özel ve daha sonra da genel olarak sürdürdüğü faaliyetler esnasında Mekke müşrikleri Resûlullah ın İslâm'a davetine ve insanlara Allah ın bazı emirlerini bildirmesine pek karşı çıkmamışlar, onunla tartışmaya girmemişlerdi.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Ancak Hz. Peygamber; Onların putlarını kötülemeye, Putperestliğin aleyhinde konuşmaya ve Putperest olarak ölen babalarının dalâlette ve cehennemlik olduğunu söylemeye başlayınca müşrikler onun peygamberliğini büyük bir tehlike(!) olarak kabul etmeye, kendisine çatmaya, karşı gelmeye ve düşmanca davranmaya başladılar
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Özellikle putların ve putperestlerin cehenneme yakıt olacaklarını bildiren âyet-i kerîmeler nâzil olunca ve Hz. Peygamber bu âyetleri sürekli okuyunca düşmanlıklarını artırdılar.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Bu âyet-i kerîmelerin meâli şöyledir: Siz ve Allah ın dışında taptığınız şeyler cehennem yakıtısınız. Siz oraya gireceksiniz. Eğer onlar birer tanrı olsalardı cehenneme girmezlerdi. Halbuki hepsi (tapanlar da tapılanlar da) orada ebedî kalacaklardır. Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlar orada duymazlar. (Enbiya 98-100)
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Önceleri Hz. Peygamber le ve Müslümanlarla alay ediyorlardı. Peygamberimiz bir topluluğun yanından geçerken birbirlerine işaret ederek İşte Abdülmuttaliboğullarının kendisiyle gökten konuşulan oğlu diyorlardı.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Bunun dışında, onu çok iyi tanıdıkları halde; Mecnûn, Kâhin, Sihirbaz ve Şâir gibi sözlerle kendisine iftira ediyorlardı
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Vahiyler hakkında da ne diyeceklerini şaşırmışlardı. "Kur'ân'ı ona ancak bir insan öğretiyor (Nahl 103) diyorlardı. Öğrettiğini iddia ettikleri kişi de, Hz. Peygamber'in zaman zaman yanına gidip oturduğu Cebr adlı, kendisi Hristiyan olan, Arapçayı da doğrudürüst bilmeyen yabancı bir köle idi.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Kur'ân-ı Kerim'de, "Kendisine nisbet edilen bu şahsın dilinin yabancı olduğu, halbuki Kur'ân'ın apaçık bir Arapça olduğu (Nahl 103) belirtilmekte; böylece müşriklerin iddiaları reddedilmektedir.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Müşrikler ayrıca, Hz. Peygamber'in ; (hâşâ) "Öğretilmiş bir deli (Duhan 13) Vahiylerin ise, "Karmakarışık rüyalar, uydurma sözler, şiir (Enb. 5), "Büyü (En am 7),
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Peygamber'in uydurduğu bir yalan ve başka bir zümrenin bu konuda kendisine yardım ettiği (Furkan 4), "Başkasına yazdırıp da kendisine sabah akşam okunmakta olan masallar (Furkan 5) olduğu şeklinde birbirinden farklı ve tutarsız iddialarda bulunuyorlardı.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Bütün bu iftiralar karşısında, nâzil olan vahiylerde, Kur'ân-ı Kerîm'in uydurulduğu iddialarına şiddetle karşı çıkılmış; onun beşer sözü değil, bilakis insanların benzerini getiremedikleri ilâhî bir kelam olduğu ısrarla vurgulanmıştır. Müşrikler, eğer güçleri yetiyorsa, ona benzer bir kitap ortaya koymaya davet edilmişlerdir; ancak bunu yerine getiremeyecekleri de ifade edilerek kendilerine meydan okunmuştur.(yunus 38-39, Hud 13, İsra 88)
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Bu sıralar vahyolunan Kalem (Nun) suresi, bu iftiraları reddederek, müşrüklere cevap vermekte ve onları tehdit ederek Hz Muhammed i desteklemektedir.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Sen rabbinin nimetiyle cinlenmiş olan mümkün değildir. Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir /mükâfat vardır Şüphesiz sen muhteşem bir ahlak sahibisin. Bir gün gelecek sende göreceksin onlarda görecekler
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Hanginizin fitneye düştüğünüzü sapıttığını Kuşku yok ki senin rabbin kimin kendi yolundan saptığını kimin hidayete erdiğini çok iyi bilir. Artık yalancılara itaat etme(boyun eğme) İsterler ki (severler ki) sen onlara yağcılık yapasın onlarda sana.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Çokça yemin eden(söz veren) hiç bir aşağılığa itaat etme. Arkadan çekiştiren sinsice laf götürüp getirene boyun eğme. İyiliğe durmadan engel olan günaha batmış azgına boyun eğme. Kaba ve saygısız hem de sığıntı ve fazlalık olana boyun eğme
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Mal ve evlatları var diye (yoldan sapmış) Kendisine ayetlerimiz okununca eskilerin masalları diye bildi Yakında onun burnuna (zillet) damgasını vuracağız (Kalem 2-16)
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Kureyş'in düşmanlığı, Sözlü hakaret, Dövmek, Boykot, İşkence ve Hatta öldürmeye kadar varan boyutlarda devam etti. En fazla baskıya maruz kalanlar, köleler ve himaye edecek kimseleri olmayan Müslümanlardı.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Müşrikler, hür ve itibarlı kimseleri pek fazla rahatsız edemedikleri için hınçlarını köle ve câriyelerden alıyorlardı.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; İslâm ı kabul ettikleri için işkence gören kölelerden birisi Habbâb b. Eret idi. Ona bazen kızgın taşlar üzerinde işkence edilirdi. İşkence izleri ömrünün sonuna kadar onun sırtında kalmıştır.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Cumah tan Ümeyye b. Halef, kölesi Bilal-i Habeşî yi kızgın güneş altında sırt üstü yatırır, büyük bir kaya parçasını göğsü üstüne koydurur, sonra da İslâm dan vazgeçmeye, Lât ve Uzzâ ya tapmaya zorlardı İşkence görenler arasında Bilal in annesi Hamâme de bulunuyordu
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Mahzumoğullarının kölesi Ammâr ın babası Yâsir ile annesi Sümeyye işkence sonucu öldürülürken, Ammâr da ağır işkencelere tabi tutuldu. Müşrikler onu bayılıncaya kadar dövüyorlardı.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Efendileri Müslümanlığı kabul etmediği müddetçe bu çaresiz insanların ya dinlerinden dönmek veya bir iyiliksever tarafından satın alınıp serbest bırakılmaktan başka çareleri yoktu. Nihayet Hz. Ebû Bekir onların imdadına yetişti. Çok sayıda Müslüman köle ve cariyeyi sahiplerine büyük miktarda paralar ödeyerek satın aldı ve sonra hürriyetlerini bağışladı.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Bilâl-i Habeşî ve annesi Hamâme, Âmir b. Füheyre, Ubeys, Ümmü Ubeys, Ebû Fükeyhe, Zinnîre, Nehdiye ve Lübeyne Hz. Ebû Bekir in kurtardığı sahâbîler arasındadır.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Müslüman köle ve cariyelerin dışında, bizzat Hz. Peygamber ve Kureyş e mensup Müslümanlar da saldırı ve işkenceye maruz kalıyorlardı. Nitekim Hz. Ebû Bekir, yukarıda işaret ettiğimiz gibi Utbe b. Rebîa tarafından Kâbe nin yanında fecî bir şekilde dövülmüştü. Hâlid b. Saîd babası tarafından önce dövülmüş, daha sonra hapse atılarak aç ve susuz bırakılmıştı.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Hakem b. Ebü l-âsî, yeğeni Osman b. Affan ın ellerini ve ayaklarını bağlamıştı. Talha b. Ubeydullah ve Zübeyr b. Avvâm da kendi ailelerine mensup şahıslar tarafından işkenceye tâbi tutulmuşlardı. Ancak bütün bu işkenceler ve baskılar bir Müslümanı bile İslâm dan vazgeçirememişti. tek
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Müşrikler bizzat Hz. Peygamber i de rahatsız ediyorlar ve hatta ona işkence yapıyorlardı. Ukbe b. Ebû Muayt, Übey b. Halef in kışkırtmasıyla Hz. Peygamber e hakaret etmiş; Ebû Cehil in teşvikiyle de bir deve işkembesi getirip secdede iken iki omuzunun üzerine koymuştu
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Ukbe, bir defasında, namaz kılarken onu üzerindeki atkısıyla boğmaya teşebbüs etmiş, onu bu durumdan Hz. Ebû Bekir kurtarmıştı. Yine bir gün secdede iken boynuna basmıştı.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; İbn Abdilber'in verdiği bilgiye göre müşrikler bir defasında Hz. Peygamber'i bayıltıncaya kadar dövmüşler, Hz. Ebû Bekir "Yazıklar olsun size! Rabbim Allah tır dediği ve size Rabbinizden beyyineler getirdiği için adamı öldürecek misiniz"? diyerek onlara çıkışmıştır. Bunun üzerine müşrikler Hz. Ebû Bekir'i mecnunlukla suçlamışlardır.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Hz. Peygamber in amcası Ebû Leheb ve karısı Ümmü Cemîl, onun en şiddetli muhalifi idiler. Ebû Leheb, kapısının önüne necaset koyar, Ümmü Cemîl de topladığı dikenleri gece vakti geçeceği yola atardı. Bunun üzerine Tebbet Sûresi nazil olmuştur
3.3. Müşriklerin Tepkisi; En Meşhur İslam Düşmanları; Ebû Leheb, Ebû Cehil, Velîd b. Muğîre, Âs b. Vâil, Nadr b. Hâris, Ebû Uhayha, Ukbe b. Ebî Muayt,
3.3. Müşriklerin Tepkisi; En Meşhur İslam Düşmanları; Utbe b. Rebîa, Şeybe b. Rebîa, Ümmü Cemîl, Ümeyye b. Halef ve Übey b. Halef, Mekkelilerden İslâm düşmanı olanların en meşhurlarıdır.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Ayrıca, Hac yapmak amacıyla dışarıdan Mekke'ye gelenlerin Hz. Peygamber le konuşup görüşmelerine engel olmak için aralarında Mekke nin yollarını tutarak ziyaretçileri karşılarlar, Hz. Peygamber i soranlara O mecnundur, şâirdir, sihirbazdır gibi kötüleyici sözler söyleyerek hacıların kendisiyle konuşmasına engel olmaya çalışırlardı
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Ancak bütün bu engellemeler, müşrikler için bir fayda sağlamamış ve tersine İslâm'ın lehine gelişmelere vesile olmuştur. Zira müşriklerin tüm çabalarına rağmen ziyaretçilerden Hz. Peygamber le görüşüp İslâm'a girenler oluyordu. Bunlardan Dımâd b. Sa'lebe'nin İslâm'ı kabul edişi son derece ilgi çekicidir
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Ezd-i Şenûe kabilesinin başkanı olan Dımâd, umre maksadıyla Mekke'ye gelmişti. Kureyş müşriklerinin Hz. Muhammed (s.a.s.)'in aklını kaybettiğini söylediklerini duyunca, onu tedavi etmeyi düşündü. Hz. Peygamber'e gelerek, şayet isterse kendisini iyileştirebileceğini söyledi. Bu teklif üzerine Hz. Peygamber şu ifadelerle ona cevap vermeye başladı:
3.3. Müşriklerin Tepkisi; "Şüphesiz ki hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidayet verirse, onu şaşırtacak yoktur. Kimi şaşırtırsa, onu da hidayete erdirecek yoktur. Ben, Allah'tan başka ilah bulunmadığına, Muhammed'in de O'nun kulu ve elçisi olduğuna şâhitlik ederim. Bundan sonra...". Hz. Peygamber henüz cevabını tamamlamadan, Dımâd, heyecanla onun sözünü keserek, söylediklerini üç defa tekrarlattı.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Daha sonra da duyduğu bu sözler hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu sözün bir benzerini hiç duymadım; kâhinlerin, sihirbazların, şairlerin sözlerini işittim, ama bunun gibisini işitmedim. Bu sözler coşkun denizleri bile coşturur". Dımâd, ardından hemen kelime-i şehadet getirdi ve müslüman oldu. Hz. Peygamber'e kendisi ve kabilesi adına bîat etti.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Devs kabilesinin ileri gelenlerinden şair Tufeyl b. Amr Mekke'ye gelir. Müşrikler hemen yanına gelerek, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in davetinden ve kötülüğünden(!) bahsederler; onun aleyhine konuşurlar ve durumun ciddi boyutlara ulaştığını söylerler. Kendi başlarına gelenin Tufeyl'in ve kabilesinin başına gelmesinden korktuklarını dile getirirler. Bunun için onunla konuşmamasını ve sözlerini
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Bu husus üzerinde o kadar fazla dururlar ki, Tufeyl b. Amr, Hz. Peygamber'den bir şey dinlememeye, onunla konuşmamaya kesin karar verir. İstemiyerek de olsa onun bazı sözlerinin kulağına gitmemesi için, Harem-i Şerif'e giderken kulaklarına pamuk tıkar ve bu şekilde Kâbe'nin yanına varır.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Tam bu sırada orada namaz kılan Hz. Peygamber'in yanına yaklaşır. Bu arada onun okuduklarından bir söz işitir. Kendi kendine, kendisinin akıllı bir şair olduğunu, güzeli çirkinden ayırt edebildiğini, şayet Hz. Muhammed (s.a.s.)'in tebliğ ettiği şey güzelse kabul edebileceğini, çirkinse reddedeceğini düşünür.
3.3. Müşriklerin Tepkisi; Namazını bitirip evine giden Peygamber'i takip eder ve başından geçenleri ona anlatır. Hz. Peygamber kendisine İslâm'ı anlatır; Kur'an okur. Kur'ân'ın üslûbunun güzelliği ve dinlediği hususların muhtevası Tufeyl'in hoşuna gider. İslâmiyet'i kabul ederek yurduna döner; ailesinin ve kabilesinden bazı kimselerin müslüman olmasını sağlar.
3.4.1 Putperestlik; Atalarının âdet ve inançlarına aykırı bir hareket onları çılgına çevirir. Öfkeleri sözlü tepki ve protestolarla kalmadığı gibi öfkelerini kandan başka da hiç bir şey söndüremez
3.4.1 Putperestlik; Arabistan uzunca bir süreden beri putperestliğe sarılmıştı. Putları kıran İbrahim Halil'in hatırası olan Kabe, üçyüzaltmış putla doldurulmuştu. Bunlar arasında Hübel en büyük ilah kabul ediliyordu.
3.4.1 Putperestlik; Onlara göre bu putlar; Her çeşit iyiliğe ve kötülüğe muktedirdi. Yağmur yağdırır, Evlatlar verirdi. Çatışma ve savaşlarda zafer bahşederdi. Arabistan'da o zamanlar Allah inancı ya hiç yoktu, ya da olduğu yerlerde belli belirsizdi.
3.4.1 Putperestlik; Kur ân-ı Kerîm, insanları Allah ın birliğine inanmaya ve sadece ona ibadet etmeye çağırıyor, putları ve putperestliği kötülüyor, onların ne fayda ve ne de zarar verdiğini açıklıyordu. Bu âyetlerden bazıları şunlardır: Siz, Allah ı bırakıp birtakım putlara tapıyorsunuz, asılsız sözler uyduruyorsunuz. (Ankebut 17)
3.4.1 Putperestlik; Onlar Allah ı bırakıp kendilerine ne zarar ve ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar. (Yunus 18, Furkan 55)
3.4.1 Putperestlik; Yine Kur ân-ı Kerim, putların ve putperestlerin cehenneme yakıt olacaklarını bildiriyordu: Siz ve Allah ın dışında taptığınız şeyler cehennem yakıtısınız.... (Enbiya 98) Aynı zamanda meleklere ve cinlere tapanları eleştiriyor, insanların ve cinlerin Allah a ibadet etmek için yaratıldıklarını açıklıyordu.
3.4.1 Putperestlik; Kısacası, müşriklerin tüm bâtıl inanç ve ibadetlerine karşı çıkıyor, kendilerini tevhide davet ediyordu. Onlar ise, atalarından miras olarak devraldıkları inanç, tapınma ve gelenekleri terketmek istemiyorlardı.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; İslâm'ın ana görevi, bu büyüyü, bu sihri yani bu putçuluğu hemen yok etmek ve geçersiz kılmaktı. Ama bunun son bulmasıyla Kureyş'in ihtişamı, gücü ve bölgesel etkisi de son bulacaktı. O yüzden Kureyş islâm'a şiddetle karşı çıktı. Karşı çıkanlar arasında kendi menfaatlerine ne ölçüde zarar gelebileceğini tahmin edenler, o ölçüde aşırı gitmişlerdi.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Kureyş'in en büyüğü Harb b. Ümeyye idi. Ficâr savaşında da komutan oydu. Ama Harb'in bu savaşta ölmesinden sonra oğlu Ebu Süfyân onun yetkilerini taşıma yeteneğine sahip olmadığından Velîd b. Muğîre yetenek ve nüfuzu ile başkanlığı ele geçirdi. Ebu Cehil yeğeni idi, o da Kureyş içerisinde imtiyaz sahibi, seçkin bir kişiydi.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Ebu Süfyân babasının mevkiini ele geçirememişse de Emeviler'in lideriydi. Hâşimîler içinde en yaşlı olan Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in amcası Ebu Leheb'di. Sehm kabilesi içinde en etkili ve yetkili kişi As b. Vâil'di. Son derece zengin ve çok çocuğu vardı.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Kureyş'in sevk ve idaresi, bu liderlerin elindeydi. Bu yüzden islâm'a şiddetle karşı çıkanlar da bunlardı. Esved b. Muttalib, Esved b. Abd-i Yeğûs, Nadir b. el-hâris, Ümeyye b. Halef, Ukbe b. Ebu Mu'ayt ve diğer Kureyş ileri gelenleri bu insanların etkisi altındaydı. Bu yüzdendir ki İslâm düşmanlığında onların adı sürekli geçecektir.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Kureyş'in düşüncesine göre; Peygamberlik gibi yüksek bir makam, birinin olacaksa ya Mekke, ya da Tâif büyüklerinden birinin olmalıydı.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Kimi muhalifler Kur'an'ın Hz. Muhammed (s.a.s.)'den daha asil birisine verilmesi gerektiğini düşünüyorlardı. "Dediler ki: Bu Kur'ân iki şehirden -Mekke ve Tâif'ten- büyük bir adama indirilse olmaz mıydı?" - Yani Velîd b. Rebîa veya Ebu Mesud es-sekafî gibi biri olabilirdi.- (Zuhruf, 43/31)
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Araplar arasında başkan olabilmek için servet ve çocuk sahibi olmak, önemli bir şarttı. Oğullar ve evlatlar konusunda çoğunlukla yabani ve ilkel milletlerde çocuğu olmayanlar ahiret âleminin bereketlerinden mahrum kalırlar, düşüncesi mevcuttu.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Yukarıda anlatılan özelliklerden dolayı Kureyş kabilesinde başkanlık hakkına sahip olanlar; Velîd b. Muğıre, Ümeyye b. Halef, As b. Vâil es-sehmî ve Ebu Mesud es-sekafî idiler.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bu sıfatlardan tamamen uzaktı. Eteği servet tozuna bulaşmamıştı. Erkek çocukları da bir-iki yıldan daha fazla yaşamamıştı.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Hz Muhammed in, sahip oldukları dini ve siyasi nufuzlarını yok edebileceği endişesini taşıdıklarından islama şiddetle karşı çıkmışlardır.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Kureyş uluları; kendileri için üstün bir hak tanımayan, herkesi bir tarağın dişleri gibi eşit tutan ve "Sizin, Allah katında en şerefli ve değerli olanınız, Allah'tan (Allah'ın emirlerini yerine getirmemekten) en çok sakınanınızdır (Hucurat 13) diyen bir dini, nasıl benimseyebilirler, içlerine
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Nitekim, İslâm düşmanlarının en azılılarından olan Ebu Leheb: "Ey Muhammedi Ben sana iman eder, Müslüman olursam, bana ne verilir?" diye sormuş, Peygamberimiz (a.s.) da: "Müslümanlara ne verilirse, sana da o verilir!" buyurmuştu.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Ebu Leheb: "Onların üzerinde, benim için bir üstünlük olmayacak mıdır?" diye sormuş, Peygamberimiz (a.s.) da: "Daha ne istersin?!" buyurunca,
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Ebu Leheb: "Benim şu sıradan insanlarla bir tutulacağım bu dine yuh olsun!" demekten kendisini alamamıştır.
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; Yine Ebu Leheb: "Muhammed, bana, görmediğim birtakım şeyler vaad ediyor! Onların öldükten sonra olacağını söylüyor!
3.4.2 Mevki ve Nufuz Endişesi; O, bu vaadlerden başka, acaba ellerime (avucuma) ne koydu?!" diyerek ellerine üfledikten sonra; "Yuh sizlere! Ben sizde Muhammed'in söylediklerinden hiçbir şeyin mevcut olduğunu görmüyorum!" demiştir
3.4.3 Yanlış Telakkiler; Kureyş, hıristiyanlardan nefret ederdi. Bunun nedeni Kabe'yi yıkmaya gelen Habeş kralı Ebrehe el- Eşrem'in hıristiyan olmasıydı. Bu yüzdendir ki Kureyşliler, hıristiyanlara karşılık îran ateşperestlerini daha çok severlerdi.
3.4.3 Yanlış Telakkiler; Bizans'la yaptığı savaşta iranlılar zafer elde edince Kureyşliler sevinmişmiş, müslümanlar ise üzülmüşlerdi. Bu olay üzerine şu âyet indi:
3.4.3 Yanlış Telakkiler; "Rumlar, Arapların bulunduğu bölgeye en yakın bir yerde yenilgiye uğradılar. Halbuki onlar, bu yenilgilerinden sonraki bir kaç yıl içinde galip geleceklerdir. Eninde sonunda emir Allah'ındır. O gün mü'minler de Allah'ın yardımıyla sevineceklerdir." (Rûm, 30/2-4)
3.4.3 Yanlış Telakkiler; Kureyş kabilesinin İslâm'a şiddetle karşı çıkmasının bir başka nedeni de İslâm'la hıristiyanlık arasında birçok şeyin ortak olmasıydı. Daha ötesi şudur ki: O dönemde islâm'ın kıblesi Beytü'l-Makdis'ti. Medine-i Münevvere'de de kıble olmaya devam etti.
3.4.3 Yanlış Telakkiler; Bu yüzden Kureyş, Hz. Peygamber'in hıristiyanlığı ihya etmeye çalıştığını sanmıştı.
3.4.4 Haşimi-Emevi Rekabeti; Önemli bir neden de kabileler arasındaki rekabetti. Kureyş içinde iki kabile son derece seçkin ve rakip konumundaydı; Hâşim oğulları ile Ümeyye oğulları.
Abduşşems (Ümeyye) Abd-i Menaf Haşim 5 Erk-5 Kız (Şeybe) Abdulmuttali b Harb Ebu l Asl Hz Abdullah Hz Abbas Ebu Talip (İslamı Red) Ebu Sufyan Affan El-Hakem Ebu Leheb (İslamı Red) Hz Hamza Yezid Hz Osman Mervan Zübeyr (isl.önce öl) Haris (isl.önce öl) Muaviye Yezid Abdül Melik (Emevi Half) Kusem Dırar HAŞİMİLER VE EMEVİLER İN SOYU Mukavvim Hacl
3.4.4 Haşimi-Emevi Rekabeti; Abdülmuttalib, kendi gücü ve istidadı ile Hâşim oğullarının kefesini ağır bastırmış, Ümeyye oğullarına karşı üstünlüğü sağlamıştı. Ama ondan sonra bu sülâlede etkili ve güçlü bir kişi ortaya çıkmadı. Ebu Tâlib zengin değildi. Abbas zengin, ama cömert değildi. Ebu Leheb ise ahlâksızdı.
Abduşşems (Ümeyye) Abd-i Menaf Haşim 5 Erk-5 Kız (Şeybe) Abdulmuttali b Harb Ebu l Asl Hz Abdullah Hz Abbas Ebu Talip (İslamı Red) Ebu Sufyan Affan El-Hakem Ebu Leheb (İslamı Red) Hz Hamza Yezid Hz Osman Mervan Zübeyr (isl.önce öl) Haris (isl.önce öl) Muaviye Yezid Abdül Melik (Emevi Half) Kusem Dırar HAŞİMİLER VE EMEVİLER İN SOYU Mukavvim Hacl
3.4.4 Haşimi-Emevi Rekabeti; Bu yüzden Emevilerin hakimiyet ve gücü sürekli gelişti. Ümeyye oğullan hanedanı, Hz. Peygamber'in peygamberliğini, rakipleri olan Hâşim oğullarının kendilerine üstünlük sağlamaları sanıyordu.
3.4.4 Haşimi-Emevi Rekabeti; İşte bu yüzden Hz. Peygambere, Ümeyye oğulları, herkesten çok karşı çıktı. Bedir dışında bütün savaşlar Ebu Süfyân'ın başının altından çıkmış ve bu savaşların hepsinde ordu komutanı daima Ebu Süfyân olmuştu.
Abduşşems (Ümeyye) Abd-i Menaf Haşim 5 Erk-5 Kız (Şeybe) Abdulmuttali b Harb Ebu l Asl Hz Abdullah Hz Abbas Ebu Talip (İslamı Red) Ebu Sufyan Affan El-Hakem Ebu Leheb (İslamı Red) Hz Hamza Yezid Hz Osman Mervan Zübeyr (isl.önce öl) Haris (isl.önce öl) Muaviye Yezid Abdül Melik (Emevi Half) Kusem Dırar HAŞİMİLER VE EMEVİLER İN SOYU Mukavvim Hacl
3.4.4 Haşimi-Emevi Rekabeti; Hz. Peygamber sallallahü aleyhi vesellem'e en çok düşman olan ve namaz kılarken mübarek sırtına deve işkembesi getirip koyan, Ukbe b. Ebu Mu'ayt da Emeviler'dendi.
3.4.4 Haşimi-Emevi Rekabeti; Ümeyye oğullanndan sonra Hâşim oğullarıyla denklik iddiasında bulunan kabile, Mahzûm oğulları sülâlesiydi. Velîd b. Muğîre işte bu sülâlenin, lideriydi. O bakımdan bu kabile de Hz. Peygamber'e şiddetle karşıydı.
Fihr (Kureyş) Muharib Ğalib Lüey Ka b Ka b Husays Mürre Amr Temim Yakaza Kilab El-Hattab Hz Ömer Sehm Ebu Kuhafe Mahzum Cumah HZ EBU BEKR VE HZ ÖMER SOYU Hz Ebu Bekr
3.4.4 Haşimi-Emevi Rekabeti; Ebu Cehil'in bir konuşmasından bu anlattıklanmızın doğruluğu ortaya çıkmaktadır. Bir keresinde Ahnes b. Şurayk, Ebu Cehil'in yanma geldi ve: "Mühammed sallallahü aleyhi vesellem hakkındaki kanaatin nedir?" dedi. Ebu Cehil: "Abdi Menâfoğulları Hâşim oğulları ile daima rakip olageldik.
3.4.4 Haşimi-Emevi Rekabeti; Onlar misafirperverlik yaptıysa biz de yaptık. Onlar kan akıttıysa biz de akıttık. Onlar ikramda bulunduysa, biz daha fazla ikramda bulunduk.
3.4.4 Haşimi-Emevi Rekabeti; Onlarla her bakımdan aynı seviyeye gelip eşitlik sağlayınca Hâşim oğulları üstünlük sağlamak için Peygamberlik iddiasında bulunmaya başladılar. Allah'a andolsun ki biz bu Peygamber'e asla inanmayacağız!" dedi
3.4.5 Fazilet Kavgası; Bir diğer neden de Kureyş içinde ahlâksızlığın iyice yayılmış olmasıydı. Eşraftan önemli kişiler her türlü ahlâksızlığı yapıyorlardı. Hâşim oğulları içinde ahlaksız bakımından en önde giden Ebu Leheb idi. Bir defasında Kâbe-i Muazzama'nın hazinesinden altın geyik heykelini çalarak satmıştı.
Abduşşems (Ümeyye) Abd-i Menaf Haşim 5 Erk-5 Kız (Şeybe) Abdulmuttali b Harb Ebu l Asl Hz Abdullah Hz Abbas Ebu Talip (İslamı Red) Ebu Sufyan Affan El-Hakem Ebu Leheb (İslamı Red) Hz Hamza Yezid Hz Osman Mervan Zübeyr (isl.önce öl) Haris (isl.önce öl) Muaviye Yezid Abdül Melik (Emevi Half) Kusem Dırar HAŞİMİLER VE EMEVİLER İN SOYU Mukavvim Hacl
3.4.5 Fazilet Kavgası; Zühre oğullarının yeminli dostu olan ve Arap liderleri arasında sayılan Ahnes b. Şurayk laf taşıyıcı (koğucu) ve aşırı yalancı biriydi.
3.4.5 Fazilet Kavgası; Nadir b. Haris yalan söylemeyi âdet haline getirmişti. Bu şekilde birçok makam mevki sahibi kimse, değişik türden adi hareketlerin esiri olmuşlardı.
Abduşşems (Ümeyye) Abd-i Menaf Haşim 5 Erk-5 Kız (Şeybe) Abdulmuttali b Harb Ebu l Asl Hz Abdullah Hz Abbas Ebu Talip (İslamı Red) Ebu Sufyan Affan El-Hakem Ebu Leheb (İslamı Red) Hz Hamza Yezid Hz Osman Mervan Zübeyr (isl.önce öl) Haris (isl.önce öl) Muaviye Yezid Abdül Melik (Emevi Half) Kusem Dırar HAŞİMİLER VE EMEVİLER İN SOYU Mukavvim Hacl
3.4.5 Fazilet Kavgası; Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ise bir taraftan putperestliğin kötülüklerini anlatıyor, diğer taraftan bu ahlâksızlıkları şiddetle tenkit ediyordu. Bundan dolayı da onların haşmeti, egemenlik ve sultaları sarsılıyordu.
3.4.5 Fazilet Kavgası;. Kurân-ı Kerîm'de bu ahlâksızlar hakkında ardarda âyetler iniyordu. Her ne kadar anlatış tarzı genel idiyse de insanlar sözün kime yönelik olduğunu biliyordu. Kur'ân-ı Kerim bu durumu şöyle anlatmaktadır
3.4.5 Fazilet Kavgası;. "(Resulüm) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan laf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerdn hiçbirine, mal ve oğullan vardır diye, sakın boyun eğme." (Kalem, 68/10-14)
3.4.5 Fazilet Kavgası;. "Eğer vazgeçmezse derhal perçeminden yakalarız, o yalancı, günahkâr perçeminden." (Alak, 96/15-16)
3.4.5 Fazilet Kavgası;. Nasihat ve öğüt yoluna gidilmesi mümkündü. Ama uzun süreden beri Arap gururu, servet ve hakimiyet övüncü, başkanlık iddiası gibi şeylerin pençesi altında kendinden geçmiş insanlara indirilen uyarı darbesi şiddetli olmazsa onlar kendilerine gelemez. O yüzden birçok zalime şöyle hitap edilmiştir
3.4.5 Fazilet Kavgası;. Tek olarak yaratıp, kendisine servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için nimetleri önüne serdikçe serdiğim o kimseyi bana bırak. Üstelik o, nimetlerim daha da arttırmamı umuyor. Asla! Çünkü o, âyetlerimize karşı alabildiğine inatçıdır." (Müddesir, 74/11-16)
3.4.5 Fazilet Kavgası;. Bu hitap Kureyş'in baş tacı olan Velîd b. Muğîre'ye yöneliktir ve bu sözler, görünüşte hiç bir makam, mevki ve nüfuzu bulunmayan bir insanın diliyle söyleniyordu.
3.4.5 Fazilet Kavgası;. Bütün Kureyş'e hatta bütün Araplar'a eşit şekilde etki eden Hz. Peygamber'e karşı çıkışın en büyük sebebi; yüzlerce yıldan beri Araplar'in dileklerde bulunduğu, bütün ihtiyaçlarını arzettikleri, her gün önüne başkoyduklan putlannın adını sanını islâm'ın ortadan kaldırmasıydı. Kur'ân onlar hakkında şöyle diyordu:
3.4.5 Fazilet Kavgası;. "Siz ve Allah'ın dışında taptığınız şeyler cehennem yakıtısınız." (Enbiyâ, 21/98)