Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 320-334 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 01.03.2018 22.04.2018 Dr. Öğr. Üyesi. Hafize PEKTAŞ Selçuk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü hfzpkt@hotmail.com Öğr. Gör. Tekin BAYRAK Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Teknik Bilimler MYO, Mimari ve Dekoratif Sanatlar Bölümü bayraktekin@kmu.edu.tr OSMANLI MİNYATÜR SANATINDA YÜZEYLERDE SÜSLEME UNSURLARI Minyatür sanatı döneminin özelliklerini tarihsel olarak ele alan, yaşam tarzını belgeleyen ve gelenekleri yansıtan kanıtsal belge niteliğindeki küçük boyutlu resimlerdir. Osmanlı dönemi geleneklerinin gelecek nesillere aktarımı da minyatürler sayesinde olmuştur. Padişahın tahta çıkışı, elçilerin kabul törenleri, şehzadelerin sünnet şölenleri, dini merasimleri, günlük hayattan sahneleri konu alan görsel niteliği ağır olan minyatürlere çokca rastlanmaktadır. Bu dönem minyatürleri incelendiğinde geleneksel özelliklerin yansıtan motiflerin, desenlerin ve yüzeysel süslemelerin bolca örneklendiği görülmektedir. Kompozisyonları oluşturan her bir formun farklı bir motifle düzenlendiği karşımıza çıkmaktadır. Ahşap, cam, kumaş, mimari alanlar, gökyüzü ve zemin alanları en ince detayına kadar motiflerle süslenmiştir. Bu çalışmada erken dönem Osmanlı minyatür sanatçısı Matrakçı Nasuh, klasik dönem özellikleriyle esereler veren Nakkaş Osman ve batılılaşma dönem özelliklerini belirgin olarak ifade eden Levni nin çalışmalarından birer örnek minyatür incelenmiştir. Öz Anahtar kelimeler: Osmanlı, Minyatür, Yüzey Süsleme.
DECORATION COMPONENTS ON THE SURFACES IN OTTOMAN MINIATURE ART Abstract It is a small documentary image of historical characteristics of the miniature art period, documenting its lifestyle and reflecting traditions. The transfer of the traditions of the Ottoman period to future generations has also been thanks to miniatures. There are many miniatures with heavy visual qualities on the subject of the sultan's throne, the acceptance ceremonies of the prisoners, the sunnah festivals of the princes, religious ceremonies and daily hayat stages. When the miniatures of this period are examined, it is seen that the motifs, designs and superficial ornaments reflecting the traditional features are sampled in abundance. It turns out that each form that makes up the compositions is arranged with a different motif. Wood, glass, fabric, architectural areas, sky and ground areas are decorated with motifs to the finest detail.in this study, early period Ottoman miniature artist Matrakçı Nasuh, Nakkaş Osman, who gave works with classical period features, and a miniature sample of Levni's studies which expresses the characteristics of westernization period clearly. Keywords: Ottoman, Miniature, Surface Decoration. 321 1. GİRİŞ Bu çalışma Osmanlı Dönemi minyatürlerinde uygulanan yüzey süsleme motiflerini ortaya koymak için yapılmıştır. Bu çalışmada bilinen üç farklı nakkaşın minyatürleri incelenmiş ve eserlerinde kullanılan süsleme özellikleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Dönemin geleneksel özelliklerini, tarihsel olaylarını ve sanat anlayışını yansıtan usta sanatçılar kendilerine özgü eserlerinde Osmanlı süslemeciliğini sanatsal bir ifadeyle aktarabilmişlerdir. Çalışmada öncelikle minyatürlerde süsleme yapılan alanlar belirlenerek kullanılan süsleme ve desenler incelenmiştir. Minyatür sanatının süsleme özelliklerini dönem özellikleriyle irdeleyebilmek için çalışma örneklerinde Matrakçı Nasuh, Nakkaş Osman ve Levni nin birer eserleri incelenmiştir. Seçilen nakkaşların saray ve padişah temalı eser örneklerin, süsleme üslupları örnek eser olarak seçilmiştir. Araştırma için seçilen minyatürlerde yer alan figür ve mekan süslemelerinin analizi yapılmıştır. 1.1 MİNYATÜR SANATI Minyatür el yazması metinlerin aydınlatılması ve daha anlaşılır hale getirilmesi için oluşturulan açıklayıcı resimlemelerdir. Antik çağdan başlayarak İslam öncesi dönemlerine inen ve ortaçağ a kadar devam eden minyatür resimlemeleri İslam sanatıyla kendini geliştirmiştir. Minyatür batı sanatında ise el yazması kitapları bezeyen küçük boyutlu resimlerdir (Renda,1997: 1262). Başka bir ifadeyle eserde anlatılmak istenen konu daha açık halde sunulmak için yapılmıştır. Etkili süslemeyle desteklenmiş ve konuyla bağdaştırılmıştır. Minyatür sanatı ismini farklı dillerde farklı ifadelerde kullanıldığı anlamlardan almıştır. İlk minyatürlerde kırmızı boya
yoğun olarak kullanılmış daha sonralarda farklı renkler kullanılmıştır. Siyah mürekkeple yapılan hat içerisinde ifadeyi daha etkili kılmak için kullanılan kırmızı renkli demir bileşeni minear minyatüre isim vermiştir. (Gülensoy, 1997: 7). El yazması kitaba göre orantılanan kendine has bir anlatımı olan Türk minyatür geleneğinde de perspektif, teknik, derinlik ve boyama Avrupa resim sanatından farklı bir üslupla sunulur (Ersoy, 2006: 5). Ortaçağ İslam sanatında kitap süsleme amacıyla başlayan minyatür islamiyetin yaygınlaşmasıyla önemli sayılan el yazması eserlerin içeriklerini zenginleştirmek için yaygınca kullanılmaya başlamıştır. 18 yüzyıla kadar aynı amaca hizmet eden bu anlayış türk resim sanatının da başlangıcı olmuştur (Koç, 1994: 5). Anlatım gücü, estetik anlayışı ve kendine has süsleyiciliği ile yüzyıllar boyu farklı dönem ve üsluplarda varlığını sürdürmüştür. Kitap resimleme sanatı olarak bilinen minyatürün konuyu en ince ayrıntısına kadar göstermesi de farklı bir etki katmıştır (Keskiner, 2004: 10). Yazma kitaplara yapılan küçük, renkli ve ince işlenmiş resim, nakış resim demektir. Minyatür yapan kimseye, minyatürcüye nakkaş, musavvir adı verilir. Yazma bir eseri süslemeye minyatürlemek denir (Gülensoy, 1997: 7). 1.2 OSMANLI MİNYATÜR SANATI Minyatür sanatının bağımsız olarak üsluplaştığı en önemli çağı kuşkusuz Osmanlı dönemidir. Türk devletleri yüzyıllardır yaşadıkları alanlara geleneklerini ve sanatsal özelliklerini de taşımıştır. Sanatsal anlamda var olan dönem özelliklerini sürdürmüşler ve geliştirmişlerdir. Bu bağlamda Osmanlı dönemi minyatürlerinde yeni anlatım ve konu zenginliği ortaya çıkmıştır. İslâm medeniyetlerinde eserleştirilen edebi konulara ek olarak, Osmanlı Devleti nin gücünü, kazanılan savaşları, seferleri, ihtişamlı törenleri tasvir edilirken bir tür tarihsel belge niteliği taşıyan nakışlar yapmışlardır. Bu süreç Türk minyatür sanatının üslupsal özelliği olmuştur. Osmanlı resminde doğal atmosfer, olayı anlatılan kahramanı çevreleyen farklı doğa nesneleriyle şekillendirilir. Doğa nesneleri renklendirilmesinde aşırı ve dikkat çekici renklerden kaçınılmıştır. Nakkaş sadece konu ile ilgili olduğu zaman bölgenin belirli özelliklerini yansıtan minyatürler çizmiştir (Koç, 1994:287). 322 Osmanlı minyatür sanatında dönemsel ve bölgesel özellikleri gösteren el yazması eser geleneği gelişmiştir. Böyle bir eser resmi geleneğinin oluştuğu Anadolu da, erken döneme ait minyatürlü yazma eser örneği bulunamadığı için, 15. yüzyılın ortalarına kadar Osmanlıda resim okulundan söz etmek mümkün değildi. 15. yüzyılın başlarında Timur sayesinde bazı sanatçıların Anadolu ya gelerek daha sonra Tebriz ve Semerkant gibi merkezlerle sanatçı dolaşımının başladığı görülür (Renda, 1997: 5-7). Osmanlı minyatürleri gerçek olayları anlatmaktadır. Nakkaşlar hayallerini aktarmak yerine yaşanılan olayların gerçek tasvirlerini yansıtma amacını taşırlar (Aslanapa, 1987: 860). 18. yüzyılda Osmanlı minyatür sanatında köklü bir zenginlik gözden kaçmamaktadır. Bu zamana kadar varlığını sürdürmüş olan geleneksel üslubunda değişiklik yapan Levni yetişmiştir. Türk minyatür sanat anlayışında çizgi, renk ve kompozisyon özellikleri üsluplaştırmıştır. Minyatüre konu olan olaylar ve tabiat temaları, sade ve rahat çizgilerle, yumuşak bir renk rahatlığında çizilmiştir. Toprak kırmızısı, mor, sarı, pembe ve kahverengi renkler bu dönem minyatürlerinde kullanılmıştır (Binark, 1970: 35).
Yıllar boyunca sanatı destekleyen padişahların dönem olaylarını konu alan şehnamelerin yazılıp, minyatürleşmesi büyük önem taşır. Eserlerin hazırlanmasıyla ilgili belgelerden anlaşılır ki disiplinli ve titiz çalışmalar minyatüri ressamlığına verilen önemi ortaya koymaktadır (Aslanapa, 1987: 865). İstanbul un başkent olması ve sarayın buraya taşınması ile Fatih sarayında bir nakkaş hane kurmuştur. Bu nakkaş hanede yeni kurulan saray kütüphanesi için pek çok minyatürlü eser hazırlanmış ve padişaha takdim edilmiştir (Binark, 1978: 277). Beyazıt zamanında Osmanlı minyatür sanatında klasik minyatür etkileri ortaya çıkmıştır. Bu çağ batı sanat anlayışına karşılık bir tepki çağıdır (Tansuğ, 1999: 150). Klasik minyatür dönemin en ünlü sanatçısı; Matrakçı Nasuh tur. Döneminin yazarı, şairi, bilim adamı ve minyatürcüsü olan Matrakçı Nasuh, topoğrafik türde minyatürler yapmıştır. Topoğrafik minyatür tarihi olayların geçtiği bölgelerin ve detaylarının belgelenmesi amaçlanmıştır. Yaptığı minyatürler bir kent atlası gibidir (Aslanapa, 1987: 859). 3. Murat devrinin en verimli, en büyük nakkaşı da Nakkaş Osman dır. Bu döneminde yapmış olduğu eserler, sanat üslubunu ve minyatür sanatına getirdiği yenilikleri gösterir niteliktedir (Yetkin,1984: 205). Osmanlı minyatürü 18. Yüzyılından itibaren Lale Devri ile en önemli dönemini yaşamıştır. 3. Ahmet in desteği saray atölyelerinde de kendini göstermiştir. Dönemin yetişmiş büyük nakkaşı ve üstadı Levni dir. İstanbul a gelerek nakkaşhanede çırak olarak başlamış, sonra dönemin ünlü ustası olmuştur. (Özütelli, 1996:509). 2. OSMANLI MİNYATÜR SANATINDA YÜZEYLERDE SÜSLEME UNSURLARI 323 Süsleme denildiğinde birçok yüzeyde ve birçok uygulama biçimiyle sayısız örnek akla gelmektedir. Süslemeler, cam, ahşap, çini, taş, kumaş ve dokuma gibi pek çok teknik ve malzeme sözkonusudur (Arseven, 1956:59). Süsleme veya nakış uygulandığı yüzeye, boyaya ve malzemeye göre farklılaşarak güzel sanatlar terimi içinde plastik sanatların karşılığı olarak ifade edilebilmektedir (Konak, 2015:230). Minyatürlerin yüzey süslemelerini, tasvir edilen mekanlar ve içerisinde bulunan bütün detaylar yansıtmaktadır. İç mekan veya dış mekanda anlatılan bir minyatürde nesneler, dizilişlerine, derinliklerine, hacimlerine, ebatlarına ve en ince ayrıntısına kadar ele alınmaktadır. Bu özellikleri işlerken de üç boyuttan uzak bir etki verilmektedir. Her bir nesne kendi özelliğine göre gerçekçi bir yaklaşımla ya da sanatçının üslubuyla süslenmektedir. Nakkaş bu tür etkileri kendi bakış açısına göre şekillendirir ve ona göre süslemelerini yapar. Osmanlı dönemi minyatürlerinde nakşedilen her bir unsur ayrı ayrı işlenerek kurgusal özellik katılmıştır. Döneme özgü yaşantı ve gerçeklikler deforme edilmeden aktarılmak istenmiştir. Osmanlı minyatürlerinde süsleme amacı tüm aksesuarlarda, mekanda ve boşluklarda kendini gösterir. Bu bağlamda ele alınacak erken dönem, klasik dönem ve lale devri üç minyatür eseri süsleme açısından değerlendirilmiştir.
324 Resim:1 Estergon Kalesi (Matrakçı Nasuh) 2.1. Matrakçı Nasuh Matrakçı Nasuh İlk dönem Osmanlı Minyatür sanatı örneği olarak Matrakçı Masuh un bir eseri incelenmiştir. Minyatürlerinde topografik özellikler görülmektedir (Aslanapa, 1987: 372). Fethedilen yerleri, kaleleri, limanları, mekânları ve bitki örtüsünün gerçeğe yakın görüntüleri derinlik hissiyatı dışında anlatılmıştır. Eserlerinde insan figürünün bulunmadığı kroki ve harita görünümlü her bir yüzey süslenmiştir. Bu resimlerinde bilinen ayrıntılar ve formlar geometrik motifler haline gelerek, halı desenleri gibi derinliği olmayan bir süsleme yüzeyine aktarılmıştır (İpşiroğlu, 2005:65). Minyatürde kuşbakışı görünüme rağmen her yapıya karşıdan bakılmış gibi resmedilmiştir. Dikdörtgen bir kompozisyon içinde işlenmiş mimari yapı elemanları geometrik şekilde stilize edilmiştir. Stilize edilmiş zeminde kullanılan yeşil alan, boşluktan ve tekdüzelikten uzaklaşılmak istendiği için bitkisel nesnelerle süslemiştir. Ağaç ve bitki motifleri boş alana hareketlilik kazandırmıştır. Sağ alt köşede bir grup çadır görüntülerine yer verilmiştir. Farklı renklerle ifade edilen çadırlarda kumaş gölgeleriyle doğaya yakın görüntü yansıtılmıştır. Deniz görüntüsünde de stili-
ze edilmiş, mavi renk üzerine beyaz dalgalar ve koyu renkli taşlarla süsleme yapılmıştır. (Resim 2-3-4). Resim 2 Resim 3 325 Resim 4 Kale surları ve mimari öğelerde taş görüntüsü verilerek süslemeler oluşturulmuştur. Çatıların renklerinin canlı olması ve şekilli olması da eserde ayrı bir süsleme etkisi ortaya çıkarmıştır. Bazı mimari alanların yüzeylerinde doğallıktan uzaklaşılmış, tekrarı olan geometrik motiflerle süslenmiştir. (Resim: 5) Resim 5
326 RESİM 6. Çelebi Mehmed, (Nakkaş Osman) 2.2. Nakkaş Osman Çelebi Mehmed, (Kıyâfetü l-insâniyye fî Şemâili l-osmâniyye) adlı Nakaş Osmanın eseri süsleme açısından değerlendirilmiştir. (Resim 7) Nakkaş Osman ın yapmış olduğu bu minyatüründe yinelenen süsleme zincirli tekrarlar bir ritim ve süreklilik duygusu oluşturur. Bu dönem çok çalışılan portre serisinde mekânı oluşturmak için kullanılan kemer gibi formlar hanedanın gücünü vurgulayan unsurlar olarak mekâna bir ciddiyet katar.
Nakkaş Osman ın minyatürlerinde doluluk ve boşluk süsleme tekrarları hem mekânın hem de figürlerin ihtişamını göstermektedir. Nakkaş Osman ın bu minyatüründe mekân kesitindeki kemerin geometrik süslemeli arka planı, padişahın oturduğu zemin ve kıyafetinin süsleme unsurları belirgin bir şekilde görülmektedir. Çelebi Mehmed isimli eserde padişah sağ eliyle karanfil koklarken diğer eli cebinde tasvir edilmiştir. Mekânı oluşturan ana unsurlardan biri kemerdir. Padişah, kemer altında, dizleri üstüne yerde oturarak resmedilmiştir. Kemerde var olan renk üstüne biraz daha koyu tonu ile bir örgü ya da ağ resmedildiği görülmektedir. ( Resim 7) 327 Resim7 Nakkaş Osman ın bu minyatüründe görülen bir diğer mekân elemanı da geometrik desenler ile tezyin edilmiş arka zemindir. Geometrik desen, geleneksel Osmanlı mimarisinde bir tarz olup ve birebir minyatürlerde de kullanılmaktadır. Form olarak değerlendirildiğinde geniş bir örüntü görülmektedir ve buradan çıkarılacak sonuç mekan ne kadar geniş tutulursa tutulsun motif devam edebilmektedir. Sürekli olarak açılıp-kapanan bu örüntü döngüsel motif oluşturmuştur. Var olan şekil ritmik bir kural yardımıyla görsel bir form halini almıştır. Altıgen motifi stilize edilerek tekrarlanmıştır. (Resim 8) Resim 8
Türk devletleri için önemli olan mavi renk burada minyatürde mekanın süslemesinde kendini göstermektedir. Geometrik süsleme ve ağırlıklı mekansal fonda tekrarlardan oluşan bir silsile kompozisyonu zenginleştirmiştir. Kullanılan geometrik tezyinat derinlikten uzak iki boyutlu tekrarlıdır. Bu anlayış diğer sesleme nesnelerinde de kendini göstermektedir. Törenlerde giydikleri kaftanlarda dönemin kumaş, model ve motif özellikleriyle gerçekçi biçimde işlenmiştir. Kolları ve cep kenarları kürklü görünmektedir. Kaftanının önü kapalıdır ve sarı bir kuşakla tutturulmuştur. Kaftanın altında yesil renkli uzun kollu bir entari giymiştir. Resim Bu dönem kaftanları ve gömlekleri çin bulutu ve hatayi motifleri bir bölü iki raportlama sistemi ile uygulanmış, simetrik aralıklarda işlenmiştir. Kaftan üzerinde bulunan desenler klasik dönem özelliklerini yansıtmaktadır. Açıkça klasik Osmanlı minyatür anlayışı devam etmektedir. (Resim 9-10) 328 Resim 9 Resim 10 Nakkaş Osman minyatür örneğinde padişahın oturduğu zemin yerden yüksek bir platform ya da taht olarak gösterilmiştir. Yarım palmetler saç örgüsü şeklinde desenlenmiştir. Üç iplik rumi tekniğiyle bordürlerle çerçevelenmiştir. (Resim 11)
Resim 11 Nakkaş Osman minyatürlerinde mekânı oluşturan detaylı nesnelerden biri de yastıklardır. Yastık, doğu kültüründe büyük yeri olan geleneksel kalıbın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Padişahlar resmedilirken sırtlarında çoğu zaman yaslandıkları bir yastıkla bulunur. Yastıkların üzerinde yine ritmik ve tekrarlı geleneksel desenler bulunur. Çelebi Mehmed minyatüründe yastığın zemin rengi açık turuncu, geometrik süslemesi ise koyu turuncuyla şekillenmiştir. (Resim 12 ) 329 Resim 12
330 RESİM 13. III. AHMET, (Levni) 2.3 Levni 18. yüzyıl Osmanlı minyatür sanatının en önemli yüzyılıdır. III. Ahmed in gerçek bir sanat destekleyicisi olması önemlidir. İncelenen III. Ahmed minyatüründe ilk göze çarpan süslenmiş arka plan, taht, ve zemin halısıdır.
Levni III. Ahmed minyatüründe kompozisyonunu ana konunun bulunduğu figür ve arka plan şeklindedir. Arka plan geometrik motiflerin tam tekrarlarıyla düzenlenmiştir. (Resim 14) Resim 14 Levni çoğu minyatürlerinde uyguladığı gibi bu eserinde de padişahı yüksek bir taht üzerinde oturur şekilde işlemiştir. Bu da padişahlığın vermiş olduğu yüceliği ifade etmektedir. III. Ahmed minyatüründe zeminde hatayi ve stilze edilmiş karanfil desenleriyle süslenmiş bir halı bulunmaktadır. Halı zeminde yukarıdan bakılmış gibi işlenmiştir. Mekânda derinlik ışık gölge belirtilmemiştir. Batı etkisinde olan bir sanatçı olmasına rağmen üç boyut özelliklerini yansıtmamıştır. Tahtta ki gül, sümbül, lale ve karanfil gibi stilize edilmiş çicek desenleri görülmektedir. Tahtın arka kısmına denk gelen döşemede şemse içinde gül, gonca ve lale doğal şekliyle nakşedilmiştir. (Resim 15-16-17-18-19) 331 Resim 14
Resim 15 332 Resim 16 Resim 17
Resim 18 Bu minyatürde farklı bir detay dikkat çekmektedir. Padişah temalı minyatürlerde kompozisyonun ana figürü arkasındaki yastığa dayanmış ve bağdaş kurmuş bir biçimde işlenirken, III. Ahmed bu minyatürde bir tahtta oturmuş ve arkasında işlemeli yastığı olmadan yapılmıştır. III. Ahmed in gümüş renkli kaftanının önü açık ve kısa kollu bir biçimde ele alınmıştır. Amaç hançerin ve kemerin izleyiciye vurgulaması olabilir. Değerli taşlarla süslenmiş hançeri altın olmayışı gümüş renginde olması dikkat çekmektedir. 3. SONUÇ Osmanlı dönemi minyatür sanatı geleneğine bağlı olarak gelişen dönem özellikleri dikkate alındığı zaman her dönemin ayrı bir özelliği bulunmaktadır. İlk dönem topografik özellik gösteren nakışlar genelde mimari öğeleri ve doğal görünümleri anlatırken, klasik minyatür döneminde saray hayatı, etkinlikler ve padişah merkezli detaylar dikkat çekmektedir. Son dönem olan batılılaşma döneminde (lale devri) minyatürlerinde batı sanatının bir sentezi göze çarpar. Geçmişten günümüze Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinden beslenen geleneksel sanatlar, köklerine bağlı olmak koşuluyla modernist bir takım çabalar içerisinde kendisini geleceğe taşımaya çalışmaktadır. Günümüzde bu çabaların sanat tartışmalarının ana teması olduğu görülmektedir (Bozkuş, 2014: 26). Batı etili bu dönem minyatürün geleneksel ve sade anlayışını yerine farklı bir sanat estetiği oluşmuştur. Çalışmada bu üç dönemin önemli eserlerinden birer minyatür değerlendirilmiştir. Minyatürleri süsleyen nesne ve yapı elemanları ele alınarak süslemelerde yer alan doku, renk ve motif unsurları açıklanmıştır. Yukarıda da anlatmış olduğumuz bulgular eşliğinde araştırmamızın konusunu oluşturan eserlerde yer alan minyatürlerin süsleme özellikleri dönemlerinin özelliklerini taşıdıkları görülmüştür. Bu çalışmamızın, farklı dönemlerde ve farklı sanatçılar tarafından yapılan minyatür özellikleri ve süsleme biçimleri örneklemleri yapılacak yeni çalışmalara örnek olması temenni edilmektedir. 333
KAYNAKLAR Arseven, C. E., (1956). Türk Sanatı Tarihi-3,Milli Eğitim Basımevi, İstanbul Aslanapa, Oktay, Türk Sanatı, Remzi Kitabevi, İstanbul 1984. Aslanapa, Oktay, Türk Halı Sanatının Bin Yılı, Eren Yayıncılık, İstanbul 1987 Bozkuş, Şeyda, B., Hayalden Gerçeğe: 1980 Sonrası Çağdaş Türk Sanatı'nda Gelenekçi Yaklaşım, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 2/1, Haziran 2014, s. 16-28 İpşiroğlu, Mazhar, İslam da Resim Yasağı ve Sonuçları, YKY: İstanbul2005. Koç, Fatma, XVI. ve XVII. Yüzyıl Saray Çocuk Giysileri,Osmanlı Kültür Ve Sanat, İstanbul 1980, c. 11. Öztelli, Cahit, Ressam LevnîÜzerine Yeni Bilgiler, Türk Dili, İstanbul 1966, sa. 509 512. 175,s. Renda, Günsel, Levnî madd.eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, Yem yayınları, İstanbul 1997, c. 2, s. 1108. Tansuğ, Sezer, Resim Sanatının Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul 1999. Yetkin, Şerare, Anadolu da Türk Çini Sanatının Gelişmesi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1986. 334