TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI 08/08/2008 TARİH VE 26961 SAYILI RESMİ GAZETEDE YAYINLANAN YETERLİK BELGESİ TEBLİĞİ HAKKINDA GÖRÜŞ VE ÖNERİLER YENİ



Benzer belgeler
YETERLİK BELGESİ TEBLİĞİ

MESLEK ODALARI-VİZE VE ONAY İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ KANUNİ DÜZENLEME

24.Şubat 2004 Tarih ve Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

İnsanca Yaşayacak Ücret,

TEBLİĞ DENİZ ÇEVRESİNİN PETROL VE DİĞER ZARARLI MADDELERLE KİRLENMESİNE İLİŞKİN RİSK DEĞERLENDİRMESİ VE ACİL MÜDAHALE

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ BAŞKANLIĞINA

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ BAŞKANLIĞI GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İZİN/LİSANS SÜREÇLERİ VE ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ

MADDE 2 Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

YETERLİK BELGESİ TEBLİĞİ

RİSK DEĞERLENDİRMESİ VE ACİL MÜDAHALE PLANLARINI HAZIRLAYACAK KURUM/KURULUŞLARIN ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ TASLAĞI

ilgili teknik birimlerde şube müdürü, il müdür yardımcısı, il müdürü, daire başkanı ve üstü görevlerde en az üç yıl çalışmış olanlar.

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

ÇEVRE GÖREVLİSİ, ÇEVRE YÖNETİM BİRİMİ VE ÇEVRE DANIŞMANLIK FİRMALARI HAKKINDA YÖNETMELİK. Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 28828

ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ (ÇED) ve UYGULAMALARI. Selahittin HACIÖMEROĞLU Ziraat Yüksek Mühendisi/ÇED Uzmanı

TEBLİĞ. b) Genel Müdürlük: Bakanlık Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünü,

Cuma, 04 Şubat :27 - Son Güncelleme Cumartesi, 15 Ağustos :40

18 Aralık 2009 CUMA Resmî Gazete Sayı : TEBLİĞ

YÖNETMELİK. b) Merkez: Işık Üniversitesi İnovasyon ve Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezini,

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır

T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ PROJE TANITIM DOSYASI VE ÇED RAPORU HAZIRLANMASI İŞİ GENEL TEKNİK ŞARTNAMESİ

YÖNETMELİK. Işık Üniversitesinden: IŞIK ÜNİVERSİTESİ ÇEVRE ETKİ DEĞERLENDİRME, ÇEVRE EĞİTİMİ, KUŞ ARAŞTIRMA VE HALKALAMA UYGULAMA VE

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

(2) Tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık sonrası ilgili uzmanlık alanlarına mahsus sertifika eğitimleri bu Yönetmeliğin kapsamı dışındadır.

Geçici veya Belirli Süreli İşlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

ÇEVRE KORUMA DAİRESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME VE İZLEME DENETLEME ŞUBE AMİRİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

MESLEKÎ YETERLİLİK KURUMU İLE İLGİLİ BAZI DÜZENLEMELER HAKKINDA KANUN (1)

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI MESLEK İÇİ EĞİTİM ve BELGELENDİRME YÖNETMELİĞİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ PROJE KOORDİNASYON VE DANIŞMANLIK OFİSİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ (ÇED)

YÖNETMELİK. a) Danışma Kurulu: Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi Danışma Kurulunu,

YÖNETMELİK. Maltepe Üniversitesinden: MALTEPE ÜNİVERSİTESİ ÇEVRE VE ENERJİ TEKNOLOJİLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

HKMO Bülteni Haziran 2001

ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MESLEKÎ YETERLİLİK KURUMU İLE İLGİLİ BAZI DÜZENLEMELER HAKKINDA KANUN (1)

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26453

Çevre ve Orman Bakanlığından:

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÇED Yeterlik Belgesi Tebliği

HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE BİRİMİ YÖNERGESİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ VE TEKNOLOJİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

EKB- ENERJİ KİMLİK BELGESİ ALMA ZORUNLULUĞU HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Öğr. Gör. Halil YAMAK

ÇEVRE GÖREVLİSİ VE ÇEVRE DANIŞMANLIK FİRMALARI HAKKINDA YÖNETMELİK. Halil İbrahim YÖRÜBULUT Çevre Denetimi Şube Müdürü

BARTIN ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

14 Şubat 2018 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 30332

Sayı : B.13.1.SGK.0.(İÇDEN).00.00/04 18/01/2008 Konu : İç Denetim Birimi GENELGE 2008/8

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ KALİTE KOMİSYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 25540

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YAZILIM İÇİN YERLİ MALI BELGESİ DÜZENLEMESİNE İLİŞKİN UYGULAMA ESASLARI

YÖNETMELİK. a) Birim: Üniversiteye bağlı fakülte, enstitü, yüksekokul, meslek yüksekokulu, uygulama ve araştırma merkezlerini,

Anadolu Üniversitesinden:

4 Şubat 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

YÖNETMELİK SAĞLIK BAKANLIĞI SERTĠFĠKALI EĞĠTĠM YÖNETMELĠĞĠ. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ATILIM ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME, TASARIM, UYGULAMA, DANIŞMANLIK VE TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ (ARGEDA-TTO) YAPI VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ

Tarih Resmî Gazete Sayı :

BARTIN ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÇEVRE NORM DANIŞMANLIK MÜHENDİSLİK LTD. ŞTİ.

Resmî Gazete Sayı : 30279

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM

T.C İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ZABITA DAİRE BAŞKANLIĞI ZABITA DESTEK HİZMETLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

GEÇİCİ VEYA BELİRLİ SÜRELİ İŞLERDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAKKINDA YÖNETMELİK. Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi/Sayısı:

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

GIDA İLE TEMAS EDEN MADDE VE MALZEME ÜRETEN İŞLETMELERİN KAYIT İŞLEMLERİ İLE İYİ ÜRETİM UYGULAMALARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ FOTONİK TEKNOLOJİLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalışanlara verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir.

Çalışanların İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Kişisel Koruyucu Donanımlarla İlgili Onaylanmış Kuruluşların Görevlendirilmesine Dair Tebliğ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanımlar

3 Haziran 2015 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

T.C. TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, YASAL DAYANAK, TANIMLAR

Sirküler Rapor Mevzuat /167-1 BAĞIMSIZ DENETİM YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI

Kapsam MADDE 2- (1) Bu yönerge, Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğünün teşkilatı ile bu teşkilatta görevli personeli kapsar.

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak

Misyonumuz. Vizyonumuz

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), projelerin çevre ve sağlık üzerindeki etkilerinin belirlenmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayan ve

BAĞIMSIZ DENETÇİLİK SINAV TEBLİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ

Gülen Danışmanlık Çevre Bilimleri

Çevre Denetimi Yönetmeliği

İŞ GÜVENLİĞİ İLE GÖREVLİ MÜHENDİS VEYA TEKNİK ELEMANLARIN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ YÖNETMELİĞİ

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

T.C. ANKARA SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

5 Aralık 2014 Pazartesi Resmi Gazete Sayı: 29206

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KALİTE YÖNETİM VE AR-GE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

Dayanak MADDE 3- (1) Bu Yönetmelik, 03/06/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23 üncü ve 32 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

PROJE YÖNETİM OFİSİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ALTINBAŞ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BÖLÜM-12 HUKUKİ ÇALIŞMALAR 43.DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU

GİRİŞ. A. İç Kontrolün Tanımı, Özellikleri ve Genel Esasları:

YÖNETMELİK YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

Transkript:

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI 08/08/2008 TARİH VE 26961 SAYILI RESMİ GAZETEDE YAYINLANAN YETERLİK BELGESİ TEBLİĞİ HAKKINDA GÖRÜŞ VE ÖNERİLER YENİ YETERLİK BELGESİ TEBLİĞİ EKİM, 2008 ANKARA

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI YENİ YETERLİK BELGESİ TEBLİĞİ DEĞERLENDİRME RAPORU GİRİŞ Bilindiği üzere 08/08/2008 tarih ve 26961 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Yeterlik Belgesi Tebliği, 24/02/2004 tarih ve 25383 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Yeterlik Belgesi Tebliği ni yürürlükten kaldırarak yenilenmiştir. 17/07/2008 tarih ve 26939 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği nin 26. Maddesi gereğince yayınlanan Tebliğ 1/9/2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Tebliğin önceki hali sadece Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlayacak kurum ve kuruluşlarda aranacak koşulları kapsıyordu. Yeni Tebliğ ise Yönetmelik hükümleri gereğince Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu ve Proje Tanıtım Dosyası hazırlayacak kurum ve kuruluşları da içine alacak şekilde kapsamı genişletilmiştir. Yeni Tebliğ ile getirilen en önemli değişiklik de bu konuda yapılan düzenleme olmuştur. 24/02/2004 tarih ve 25383 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Yeterlik Belgesi Tebliği kapsamında olmayan Proje Tanıtım Dosyasının 16/12/2003 tarih ve 25318 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin hükümlerine göre üç farklı meslek grubundan en az lisans seviyesinde eğitim görmüş kişiler tarafından hazırlanması yeterli görülüyordu. Ayrıca Yeni Yeterlik Belgesi Tebliği, yeterlik belgesi verilecek kurum ve kuruluşlarda sürekli istihdam edilmesi gereken personelin iş tecrübesi konusunda önceki tebliğe göre daha uzun süreleri ön görmektedir. Kurum ve kuruluşların Tebliğde ön görülen sürelerde iş tecrübesine sahip personeli temin etmesinin mümkün olup olamayacağı ise merak konusudur. Her iki tebliğin esas bakımından ortak özelliği ise Tebliği yayınlayan ve yürüten Çevre ve Orman Bakanlığının görev ve yetkilerini aşarak mesleki alanımızda bazı düzenlemeler getirmesi ve bu düzenlemelerin mesleki alanımızı düzenleyen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu ve ilgili mevzuata aykırı hükümler taşımasıdır. Bu nedenle TMMOB Çevre Mühendisleri Odası tarafından Tebliğin dayanağı olan 17/7/2008 tarihli Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 26. Maddesi ile birlikte bazı maddeleri ve Yönetmeliğin tamamı hakkında Danıştay da Yürütmeyi Durdurma ve İptal davası açılmıştır. Bu değerlendirme raporunda Tebliğ hükümleri dayanağını teşkil ettiği 17/7/2008 tarihli Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği ve mesleki çalışma alanlarımızla ilgili mevzuat dikkate alınarak öncelikle kamu yararı gözetilmek suretiyle incelenmiştir. ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ Çevre yönetimi; insan, bitki ve hayvan varlığının dengeli ve sağlıklı yaşaması için gerekli doğal kaynakların değerlendirilmesi, üretilmesi, ulaşımı ve tüketimi sırasında ortaya çıkabilecek olumsuzlukları saptamak, olumsuzluklara çözüm yolu 1

aramak ve çözüm yollarını uygulama alanına koymak için yapılan planlama, eşgüdüm, haberleşme, denetim ve yürütme işlevlerinin bütünüdür. Etkili bir çevre yönetimi için de çevresel hedeflerin, stratejilerin belirlenmesi, çevre politikasının ve planlarının belirlenerek uygulanması gerekmektedir. Belirlenen çevresel hedeflere ulaşmada ise Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gibi yönetsel karar alma süreçlerinin önemi büyüktür. Sadece bir karar alma süreci olmayan, bunun yanında bir çevre yönetim aracı olarak da kabul edilmesi gereken Çevresel Etki Değerlendirmesi Yasal prosedürlerin, politikaların, programların, projelerin ve işletme koşullarının biyojeofiziksel çevre ile insan sağlığına ve mutluluğuna olan etkilerinin belirlenmesi ve bu etkilerin boyutlarının önceden tespiti için yapılan çalışmalar; çalışma sonuçlarının yorumlanması ve yayınlanması işlemleri (Munn, 1979) şeklinde de tanımlanabilir. 17/07/2008 tarihli ve 26939 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin son halinde ise ÇED, Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar. olarak tanımlanmıştır. Daha önce yayınlanan yönetmeliklerde de ÇED tanımının birkaç küçük değişiklikle hemen hemen aynı olduğunu görüyoruz. Bugün ülkemizde uygulana gelen şekli ile ise ÇED sadece yatırımın veya bir faaliyetin gerçekleştirilmesi için gerekli izin alma prosedürlerinden biri olarak görülmektedir. Yatırımcı ve faaliyet sahibi bu anlayıştan hareketle ülke ekonomisine katkı sağlamak isteyen bir girişimcinin böylesi uzun bir prosedürle bir bakıma engellendiği düşüncesine kapılmakta, bu izin alma prosedürünün kısaltılması için çaba göstermektedir. Yatırımcıların bu çabaları geçmişte karşılıksız kalmamış, Yönetmelikte yapılan değişikliklerle sürecin ne kadar kısalttığına dair ilgililere sunumlar yapılmıştır. Oysa ÇED süreci faaliyet için seçilen alanın belirlenmesi ile başlayan, inşaat, işletme ve faaliyetin sonlandırılması sonrasında da devam eden uzun bir süreçtir. Diğer taraftan hazırlanan ÇED raporlarındaki taahhütlerin inşaat, işletme ve faaliyet sonrası aşamalarda Bakanlık tarafından etkin bir şekilde denetlenmediği kanısı hakimdir. Dolayısıyla ÇED sürecinin bir izin alma prosedürü olarak algılanmasında Bakanlığın da bu uygulama eksikliği nedeniyle büyük payı vardır. ÇED İN TARİHSEL GELİŞİMİ Çevresel Etki Değerlendirmesinin yasal zorunluluk haline gelmesi ilk defa ABD de 1969 yılında yayınlanan ve 1 Ocak 1970 tarihinde yürürlüğe giren The National Environmental Policy Act (NEPA) ile olmuştur. Daha sonra bu uygulamanın Kanada ve Avrupa ülkelerinde yaygınlaştığı görülmektedir. Çevresel Etki Değerlendirmesi uygulamasının Ülkemizdeki mevzuata yansımasını ise 2872 Sayılı Çevre Kanunu nun 11/8/1983 tarih ve 18132 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmesiyle görmekteyiz. Çevre Kanunu nun 2

10. Maddesi Çevresel Etki Değerlendirmesi ile ilgilidir. Gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum kuruluş ve işletmeler bir "Çevresel Etki Değerlendirme Raporu hazırlarlar. Bu raporda çevreye yapılabilecek tüm etkiler göz önünde bulundurularak çevre kirlenmesine sebep olabilecek atık ve artıkların ne şekilde zararsız hale getirilebileceği ve bu hususta alınacak önlemler belirtilir. şeklinde olan Kanun hükmü devamındaki fıkrada "Çevresel Etki Değerlendirme Raporu"nun hangi tip projelerde isteneceği, ihtiva edeceği hususlar ve hangi makamca onaylanacağına dair esaslar yönetmelikle belirlenir. denilmesine rağmen, Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği ancak 10 yıl sonra 7/2/1993 tarih ve 21489 sayılı Resmi Gazete de yayınlanabilmiştir. Daha sonra da çeşitli değişikliklere uğrayan yönetmelik son haline kadar dört yeni şekliyle karşımıza çıkmıştır: 1. ÇED Yönetmeliği 7/2/1993 tarih ve 21489 sayılı Resmi Gazete, 2. ÇED Yönetmeliği 23/6/1997 tarih ve 23028 sayılı Resmi Gazete, 3. ÇED Yönetmeliği 6/6/2002 tarih ve 24777sayılı Resmi Gazete, 4. ÇED Yönetmeliği 16/12/2003 tarih ve 25318 sayılı Resmi Gazete 5. ÇED Yönetmeliği 17/7/2008 tarih ve 26939 sayılı Resmi Gazete. Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliğinde bu kadar çok değişiklik yapılma ihtiyacı nedenlerinin en iyi göstergelerinden biri de 2004 yılı Dünya Çevre Günü nde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5177 Sayılı Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun un 28. Maddesi ile 2872 Sayılı Çevre Kanunun Çevresel Etki Değerlendirmesi ile ilgili 10. Maddesine ilave edilen iki fıkradır. 10. Maddeye ilave edilen iki fıkra Petrol, jeotermal kaynak ve maden arama faaliyetleri, çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) kapsamı dışındadır. ve Madenlerin işletilmesi ile ilgili hususlar Maden Kanununun 7 nci maddesine göre yürütülür. hükümlerini içermektedir. 26/4/2006 tarihli ve 5491 Sayılı Kanun ile Çevre Kanunu nun birçok maddesi ile birlikte 10. Madde tekrar değişikliğe uğramıştır. 1983 yılında Ülkemizde Çevre Kanunu nun yayınlanmış olması günün şartlarına göre ilerici bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, geçen 25 yıllık sürede Çevre Kanunu nda ve çevre mevzuatında ve bununla birlikte Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde yapılan değişikler göstermektedir ki çevre konusu sadece yatırımcıların önünde bir engel olarak algılanmaktadır. Çevre konusunun yaşamsal önemini kabul eden bir politika henüz oluşturulamamıştır. Ülkemiz çevre politikasındaki eksiklerin yanında uygulanan ekonomik politikaların doğal varlıklar üzerinde yarattığı baskı böylece gün geçtikçe artmaya devam etmiştir. Dış borç yükü yüksek ve gelişmekte olan bütün ülkelerde görülen bu durum; serbest piyasa ekonomisinde rekabet gücünü korumaya çalışan ülkelerin doğrudan yaşamı ve dünyanın geleceğini etkileyen çevre konusunu gelişmişlik adına daha ne kadar ihmal edilebileceklerini de tartışma konusu haline getirmiştir. 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren bütün dünyayı saran ekonomik büyüme dalgasının yarattığı çevre sorunları 1970 li yıllarda da büyük tartışmalara konu olmuş; 1972 de Birleşmiş Milletler Dünya Çevre Konferansında ve birçok raporda yer bulmuştur. 1987 yılında BM tarafından Gro Harlem Brundtland başkanlığında hazırlatılan Ortak Geleceğimiz raporu ile ün kazanan Sürdürülebilir Kalkınma kavramı ise uzun yıllar çıkış noktası olarak görülmüştür. Fakat 20 yıl sonra 2007 yılında Birleşmiş Milletlerin Brundtland+20 olarak da nitelendirdiği GEO-4 raporu ise küresel ısınma ve buna bağlı iklim değişikliği etkilerinin de yoğun bir şekilde 3

hissedilmesinin etkisiyle insanlığın hızla kendi neslini tüketmekte olduğuna ve çevre konusunda ihmal edilebilir eşiğin çoktan aşıldığına işaret etmek durumunda kalmıştır. ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ VE ÇED Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) nin Üniversiteler Yükseköğretim Programları ve Meslekler rehberi adlı yayınında Çevre Mühendisliği Programının amacı şöyle tarif edilmektedir; Çevre mühendisliği, hava, su toprak gibi doğal kaynakların en iyi biçimde kullanılması, bunların kirlenmesine neden olan etkenlerin kaynaklarında kontrolü ve yok edilmesi, kirlenmesinin yol açtığı estetik ve ekonomik kayıpların önlenerek insan sağlığına ve refahına uygun çevre koşullarının yaratılması konularında eğitim ve araştırma yapar. Türkiye üniversitelerinde Çevre Mühendisliği eğitimin başlamasıyla yaklaşık aynı tarihlerde 2872 Sayılı Çevre Kanunu yürürlüğe girmiştir. 2872 Sayılı Çevre Kanunu nun Amaç başlıklı 1. Maddesi Bu Kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır. şeklindedir. Bu amaç doğrultusunda da Kanun un 10. Maddesinin 1. Fıkrası Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. hükmüne yer verir. Doç. Dr. Mihriban ŞENGÜL tarafından 6. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi nde (24-26 Kasım 2006-İstanbul) sunulan Disiplinlerarası Bir Çalışma Alanı Olarak ÇED ve ÇED Eğitimi başlıklı bildiride 1983 yılında yayınlanan 2872 Sayılı Çevre Kanunu nun 10. Maddesi ile mevzuata yansıyan ÇED in Türkiye Bilim Literatürüne girişi şöyle özetlenmektedir: Bu konuda yapılan yazın (literatür) taramasında Türkiye kaynaklı ilk çalışmanın Curi (1983) 1 ye ait olduğu ancak yurt dışında yayımlandığı görülmüştür. Türkçedeki ilk kaynaklar ise 1984 tarihlidir. İlki Aytaç (1984) 2 tarafından yapılan bir tez çalışmasıdır ve diğeri Kocasoy (1984) 3 a ait bir çalışmadır. Konuyla ilgili yapılan ilk bilimsel faaliyet ise Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü tarafından gerçekleştirilen Çevre 85 Çevresel Etki Değerlendirmesi sempozyumudur (Uslu, Müezzinoğlu, Türkman, 1985) 4. Şengül, 2006 yılında ÇED eğitimi ile ilgili de şu tespitlerde bulunmuştur; Günümüzde, ÇED konusunda örgün eğitim niteliğinde ağırlıklı olarak üniversitelerin Çevre Mühendisliği bölümleri eğitim vermektedir. Ayrıca Mühendislik Fakültelerinin ve Fen-Edebiyat Fakültelerinin kimi bölümlerinde (peyzaj mimarlığı, 1 CURİ, K., (1983), Environmental Impact Assesment from the Point of a Developing Country, in PADC (ed.), Environmental Impact Assessment, Martinus Nijhoff Publishers, The Hauge. 2 AYTAÇ, S., (1984), Kömürle Çalışan Termik Santrallerin Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzmir: Dokuz eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). 3 KOCASOY, G., (1984), Denizlerde ÇED ve Deniz Deşarjlarına Uygulanması, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayını. 4 Uslu, O., Müezzinoğlu, A., Türkman, A. (ed.), (1985), Çevre 85 Çevresel Etki Değerlendirmesi Sempozyumu, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü. 4

kimya, biyoloji gibi) ders olarak ya da belirli derslerin içeriği içinde bir konu olarak ele alınmaktadır. Üniversitelerde lisans ve lisansüstü düzeyde yapılanların dışında ÇED eğitimi, yine kimi üniversitelerde çevre sorunları araştırma ve uygulama merkezinin ya da başta TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Türkiye Çevre Vakfı, Milli Prodüktivite Merkezi olmak üzere meslek odaları ve gönüllü örgütlerin seminer veya kurs türü çalışmalarıyla sınırlıdır. Sonuç olarak Çevre Mühendisliği mesleğinin varoluş nedenleriyle Çevresel Etki Değerlendirmesi nin Türkiye Bilim Literatürüne girişine neden olan 2872 Sayılı Çevre Kanunu nun 10. Maddesi nin aynı amaçları taşıdığı çok açıktır. Doğal olarak ÇED ile ilgili Türkiye deki ilk çalışmaları üniversitelerin Çevre Mühendisliği bölümleri gerçekleştirmiş, ilgili yönetmeliğin yayınlanmasının 10 yıl gecikmesine rağmen, yönetmeliği beklemeden bu konudaki bilimsel altyapının oluşturulması için çaba sarf etmişlerdir. Türkiye de Çevre Mühendisliği ve ÇED in bu anlamda ortak bir tarihi geçmişe de sahip olduğunu söylemek mümkündür. TEBLİĞİN GENELİ HAKKINDA 08/08/2008 tarih ve 26961 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Yeterlik Belgesi Tebliği, 24/02/2004 tarih ve 25383 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Yeterlik Belgesi Tebliği ni yürürlükten kaldırarak yenilenmiştir. 17/07/2008 tarih ve 26939 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği nin 26. Maddesi gereğince yayınlanan Tebliğ 1/9/2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Tebliğin önceki hali sadece Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlayacak kurum ve kuruluşlarda aranacak koşulları kapsıyordu. Yeni Tebliğ ise Yönetmelik hükümleri gereğince Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu ve Proje Tanıtım Dosyası hazırlayacak kurum ve kuruluşları da içine alacak şekilde kapsamı genişletilmiştir. Çevre ve Orman Bakanlığının konuyla ilgili daha önceki düzenlemesi 24/02/2004 tarih ve 25383 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Yeterlik Belgesi Tebliği kapsamında yürütülmüş olup Proje Tanıtım Dosyasının 16/12/2003 tarih ve 25318 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin hükümlerine göre üç farklı meslek grubundan en az lisans seviyesinde eğitim görmüş kişiler tarafından hazırlanması yeterli görülüyordu. Ayrıca Yeni Yeterlik Belgesi Tebliği, yeterlik belgesi verilecek kurum ve kuruluşlarda sürekli istihdam edilmesi gereken personelin iş tecrübesi konusunda önceki tebliğe göre daha uzun süreleri ön görmektedir. Kurum ve kuruluşların Tebliğde ön görülen sürelerde iş tecrübesine sahip personeli temin etmesinin mümkün olup olamayacağı ise merak konusudur. Tebliği yayınlayan ve yürüten Çevre ve Orman Bakanlığı mühendislik ve mimarlık mesleki faaliyet alanlarında bazı düzenlemeler getirmekte, çevresel etki değerlendirmesi çalışmalarını yürütebilecek kurum ve kuruluşları yeterlik belgesi vererek belirlemekte, belge sahibi kurum ve kuruluşları denetlemekte, gerekli gördüğü hallerde belgeleri iptal edebilmektedir. Tebliğ bu haliyle Anayasanın kuvvetler ayrımı ilkesine aykırı bir düzenlemedir. 5

Tebliğ ile Çevre ve Orman Bakanlığı kendisine belge sahibi kurum ve kuruluşları denetleme yetkisi de tanımaktadır. Burada en dikkat çekici konu ise 1/9/2008 tarihi itibariyle belge sahibi olan 165 kurum ve kuruluştan 8 adetinin kamu kurumu olmasıdır. Bu kamu kurumları arasında çevresel etki değerlendirmesinin bilimsel altyapısını hazırlayan, bu konuda araştırma projeleri yürüten üniversitelerin de yer almasıdır. Oysa Bakanlık kamu kurumlarını ve üniversiteleri çevresel faaliyetleri ile ilgili denetleme görev ve yetkisi ile donatılmamıştır. Belge sahibi kurum ve kuruluşlar ile ilgili çeşitli düzenlemeler getiren Çevre ve Orman Bakanlığı Tebliğ hükümlerinin yürütülmesi sırasında belge sahibi kurum ve kuruluşlara hiçbir aşamada katılım hakkı da tanımamaktadır. Her iki tebliğin esas bakımından ortak özelliği ise Tebliği yayınlayan ve yürüten Çevre ve Orman Bakanlığının görev ve yetkilerini aşarak mesleki alanımızda bazı düzenlemeler getirmesi ve bu düzenlemelerin mesleki alanımızı düzenleyen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu ve ilgili mevzuata aykırı hükümler taşımasıdır. Yönetmelikle Çevresel Etki Değerlendirmesi kapsamına alınan bütün projeler bir mühendislik-mimarlık çalışması gerektirdiğinden hareketle çevresel etkilerinin değerlendirilmesinde mühendislik-mimarlık hizmetlerini gerektirmektedir. Bu nedenle TMMOB Çevre Mühendisleri Odası tarafından Tebliğin dayanağı olan 17/7/2008 tarihli Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 26. Maddesi ile birlikte bazı maddeleri ve Yönetmeliğin tamamı hakkında Danıştay da Yürütmeyi Durdurma ve İptal davası açılmıştır. 1-4856 Sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Kapmasında Tebliğin Değerlendirilmesi 08/05/2003 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan 4856 Sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun un Amaç ve Görev başlıklı 1. ve 2. Maddeleri incelendiğinde Çevre ve Orman Bakanlığının çevre ile ilgili mühendislik hizmetlerini düzenleyici görev ve sorumluluklara sahip olmadığını görmekteyiz. 1. Maddede Çevre ve Orman Bakanlığının "çevrenin korunması ve iyileştirilmesi, kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en uygun ve verimli şekilde kullanılması ve korunması, ülkenin doğal bitki ve hayvan varlığı ile doğal zenginliklerinin korunması, geliştirilmesi ve her türlü çevre kirliliğinin önlenmesi ile ormanların korunması, geliştirilmesi ve orman alanlarının genişletilmesi, ormanların içinde ve bitişiğinde yaşayan köylülerin kalkındırılması ve bunun için gerekli tedbirlerin alınması, orman ürünlerine olan ihtiyacın karşılanması ve orman ürünleri sanayinin geliştirilmesi için kurulduğu belirtilmekte olup çevre ile ilgili mühendislik hizmetlerine kuruluş amacında yer verilmemiştir. Çevre ve Orman Bakanlığının görevlerinin sıralandığı 2. Maddeinin Çevresel Etki Değerlendirmesi çalışmalarıyla ilişkili (g) bendinde ise Sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde, çevreye olumsuz etki yapabilecek her türlü plan, program ve projenin, fayda ve maliyetleriyle çevresel olguların ortak bir çerçeve içinde değerlendirilmesini gerçekleştirecek çevresel etki değerlendirmesi ve stratejik çevresel değerlendirme çalışmasının yapılmasını sağlamak, bu çalışmaları denetlemek ve izlemek. hükmü yer almaktadır. Çevresel Etki Değerlendirmesi 6

çalışmasının yapılmasını sağlamak hükmünden ise bu tür çalışmaları yapabilecek kurum ve kuruluşları belirlemek ve bu çalışma alanına düzenlemeler getirmek anlamı çıkmamaktadır. Tebliği yayınlayan ve yürütmesinden sorumlu olan Çevre ve Orman Bakanlığının onayına sunulan raporların şekil ve içerik yönünden asgari standartlarını belirleme ve raporun yeterli görülmesi için gereken kriterleri önceden ilan etmesini beklemek doğaldır. Ancak ÇED veya çevre alanında faaliyet gösteren firma, kurum ve kuruluşların yeterliği konusunda düzenlemeler yaparak mesleki çalışma alanlarına müdahale etmektedir. Bu düzenleme ile Bakanlık yeterlik belgesine sahip olmayan firma, kurum ve kuruluşlar tarafından hazırlanan raporları hiçbir şekilde değerlendirmeye tabi tutmaksızın reddetme yetkisine sahip olmaktadır. Tebliğin yürürlüğe girdiği 1/9/2008 tarihi itibariyle 24/2/2004 tarihli Tebliğe göre Çevre ve Orman Bakanlığından yeterlik belgesi alan kurum ve kuruluş sayısı 165 adettir. Bu 165 kurum ve kuruluştan 34 adeti yeni Tebliğin yürürlüğe gireceği tarihten iki gün önce 29.08.2008 günü belge almışlardır. Yeni Tebliğin daha ağır şartlarına 5. Madde kapsamında personel değişikliği yapmadıkları sürece belgeleri 29.08.2011 tarihine kadar geçerli olacaktır. Diğer taraftan ise 2008 ve 2009 yılında belge süresi dolan kurum ve kuruluşlar belge alabilmek için yeni Tebliğ koşullarına uymak zorundadır. Bu durumun kurum ve kuruluşlara yapılacak uygulamalarda eşitlik ilkesine aykırı olarak farklılıklara neden olmaktadır. Tebliğin yürürlüğe girdiği 1/9/2008 tarihi itibariyle 24/2/2004 tarihli Tebliğe göre Çevre ve Orman Bakanlığından yeterlik belgesi alan kurum ve kuruluş sayısı 165 adettir. Dolayısıyla 2872 Sayılı Çevre Kanunu nun 10. Maddesine göre çevresel etki değerlendirmesi raporu hazırlaması gereken proje sahibi Bakanlığın uygun gördüğü 165 kurum veya kuruluştan birini seçmek durumunda bırakılmaktadır. Böylece Bakanlık ile yeterlik belgesi sahibi firma, kurum ve kuruluşlar arasında sınırları belli olmayan zımni bir ilişki oluşmaktadır. Böylece 2872 Sayılı Çevre Kanunun getirdiği zorunluluk 4856 Sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda tanımlanmayan örgütsel bir yapının oluşmasına neden olmaktadır. Bu durum ise hazırlanan raporların doğruluğu noktasında Çevre ve Orman Bakanlığı gerekli olmadığı halde sorumluluk sahibi yapmaktadır. Tebliğde yapılacak değişikliklerle Çevre ve Orman Bakanlığı belge sahibi kurum ve kuruluşların sayısını artırmak ve azaltmak yetkisine bile sahip olabilmektedir. Son düzenlemeler ile belge almak isteyen kurum ve kuruluşlarda sürekli istihdamı gerektiren personel için mesleki tecrübe süresini uzatarak Tebliğ ile Bakanlık çevresel etki değerlendirmesi çalışmaları yürütecek kurum ve kuruluş sayısının artışını engellemiş durumdadır. 2-6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu Kapsamında Tebliğin Değerlendirilmesi Tebliğin dayanağı olan 17 Temmuz 2008 tarih ve 26939 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği nin 26. Maddesi Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Proje Tanıtım Dosyası hazırlayacak kurum ve kuruluşlar Bakanlıktan Yeterlik Belgesi almakla yükümlüdürler. hükmünü taşımaktadır. Ayrıca Maddenin 7

devamında Yeterlik Belgesinin verilmesi, Yeterlik Belgesi verilen kurum ve kuruluşların denetimi ve belgenin iptal edilmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanacak bir tebliğ ile düzenlenir. hükmüne bağlanmaktadır. Çevresel Etki Değerlendirmesi birçok meslek alanını ilgilendiren çok yönlü bir çalışmayı gerektirmektedir. Bu çalışma içinde çevre mühendislerinin ise koordinasyon, muhtemel çevresel etkilere karşı alınacak önlemler ve sorunlara çözüm bulma noktasındaki önemi büyüktür. Çalışma içinde yer alan meslek disiplinlerinin ürettiği verilerin çevre mühendisleri tarafından değerlendirilmesi, yorumlanması ve gerekli yerlerde kullanılması gerekmektedir. Yönetmelik kapsamındaki faaliyetlerin tamamı ise bir mühendislik-mimarlık çalışması gerektiren işlerdir. Bu nedenle üretilen projelerin yer seçimi, inşaat, işletme ve işletme sonrası çevresel etkilerinin incelenmesinde de mutlaka mühendislikmimarlık çalışmalarına ihtiyaç duyulacaktır. Projenin ve proje yerinin özelliğine göre ise başka meslek disiplinlerinden ve bilim dallarından faydalanmaya ihtiyaç duyulabilir. Sonuç olarak her aşamasında mühendislik-mimarlık çalışmalarının vazgeçilmez olduğu çevresel etki değerlendirmesi çalışmalarının da mühendislik ve mimarlık ile ilgili mevzuata uygun olması beklenir. Ancak, Yönetmeliğin 26. Maddesindeki hükümlerinin 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu na aykırı olduğu açıkça görülmektedir. 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu nun 2. Maddesinde Birliğin kuruluş amacı: a) Bütün mühendis ve mimarları ihtisas kollarına ayırmak ve her kol için bir oda kurulmasına karar vermek; b) Bu suretle aynı ihtisasa mensup meslek mensuplarını bir Odanın bünyesinde toplamak; merkezde İdare heyeti, haysiyet divanı ve murakıplar gibi görevlilere yetecek kadar üyesi bulunmayan Odasının merkezini, Umumi Heyetin belirleyeceği yerde açmak; c) Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlâkını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak; d) Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmî makamlarla İşbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fennî şartnameleri incelemek ve bunlar hakkında görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmektir. şeklinde tarif edilmektedir. 02.12.2002 tarih ve 24954 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ana Yönetmeliğinin Birliğin ve Bağlı Odaların Amaçları başlıklı 3. Maddesi Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve bağlı Odaların amaçları nı şöyle sıralamaktadır; 8

a) Günün gerek ve koşullarına ve mevcut olanaklara göre, kanun, tüzük ve bu Ana Yönetmelik hükümleri içinde kalmak üzere, mühendis ve mimarları meslek kollarına ayırmak, meslek ve çalışma konuları aynı ya da birbirine yakın bulunan mühendis ve mimarlık grubu için Odalar kurmak. b) Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının ortak gereksinmelerini karşılamak, mesleki etkinlikleri kolaylaştırmak, mesleğin genel yararlara uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak; kamunun ve ülkenin çıkarlarının korunmasında, yurdun doğal kaynaklarının bulunmasında, korunmasında ve işletilmesinde, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak. c) Meslek ve çıkarları ile ilgili işlerde, resmi makamlar ve öteki kuruluşlar ile işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve önerilerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı, normları, bilimsel şartnameler, tip sözleşmeler ve bunlar gibi bütün bilimsel evrakı incelemek ve bunların değiştirilmesi, geliştirilmesi ya da yeniden konulması yolunda önerilerde bulunmak. O halde bir mühendislik ve mimarlık çalışması gerektiren, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı olarak faaliyet gösteren Çevre Mühendisleri Odasına üye çevre mühendislerini çok yakından ilgilendiren Çevresel Etki Değerlendirmesinin hangi mühendislik ve mimarlık mesleği mensupları tarafından hangi şartlarda ve nasıl yapılabileceğini düzenleyebilecek tek kuruluş, Anayasa ile de tanımlı kamu kurumu niteliğindeki Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği olmalıdır. Ayrıca Bakanlığın mühendislik ve mimarlık alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlara herhangi bir konuda yeterlik belgesi verme yetkisi bulunmamaktadır. Kurum ve kuruluşlar mühendislik ve mimarlık alanında faaliyet göstermeleri durumunda, faaliyet alanının ilgili olduğu mühendislik mimarlık mesleği mensuplarının tabi olduğu TMMOB ne bağlı meslek odalarından, ilgili odanın mevzuatının gerektirdiği belgeleri almaları gerekli ve yeterlidir. İlgili meslek odalarından gerekli belgeleri alan bu kurum ve kuruluşların verilen belgelere yönelik denetimleri de yine ilgili meslek odasının mevzuatına göre yapılabilmektedir. Bakanlığın bu konuda ayrıca bir denetim yetkisi de bulunmamaktadır. Dolayısıyla Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 26. Maddesine dayanarak çıkarılan Yeterlik Belgesi Tebliği dayandığı Yönetmelik Maddesi de dahil olmak üzere özünde hukuki ve bilimsel temelden yoksun, ayrıca 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu ve ilgili meslek odaları mevzuatına aykırı bir düzenlemedir. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 08/08/2008 tarih ve 26961 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Yeterlik Belgesi Tebliği bu raporda ayrıca maddeler bazında da değerlendirmeye alınmıştır. 9

TEBLİĞİN MADDELERİ HAKKINDA Amaç, Kapsam, Dayanak Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı, Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Proje Tanıtım Dosyası hazırlayacak kurum ve kuruluşlara yeterlik belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 (1) Bu Tebliğ, Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Proje Tanıtım Dosyası hazırlayacak kurum ve kuruluşlarda aranacak şartları, Komisyonunun oluşumu, çalışma usul ve esasları, başvuruların değerlendirilmesi, yeterlik belgesinin verilmesi, vize edilmesi, iptali ve yeterlik belgesi verilen kurum/kuruluşların denetlenmesi ile ilgili hususları kapsar. Dayanak MADDE 3 (1) Bu Tebliğ, 17/7/2008 tarihli ve 26939 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği nin 26 ncı maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tebliğin amacı 1. Maddede Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Proje Tanıtım Dosyası hazırlayacak kurum ve kuruluşlara yeterlik belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. olarak tanımlanmıştır. Tebliğin tamamı incelendiğinde ÇED Başvuru Dosyası, ÇED Raporu ve PTD hazırlayabilecek kurum ve kuruluşlar için tek tip yeterlik belgesi verilmesinin amaçlandığı açıkça görüldüğü halde Madde hükmünde yer alan veya ibaresi her bir rapor formatı için ayrı tipte yeterlik belgesi düzenleneceği gibi bir anlama yol açmaktadır. Tebliğin bütünlüğü açısından 1. Maddedeki veya ibarelerinin çıkarılarak yeniden düzenlenmeye ihtiyacı vardır. Tebliğin 1. Maddesi ile ortaya çıkan ve tamamından da anlaşılan başka bir konu ise yeterlik belgesinin ancak kurum ve kuruluşlara verilebileceğidir. Bakanlığın hazırlanacak raporların niteliğini artırmak, ÇED sürecinde kurumsal kimliği güçlü kurum ve kuruluşlarla muhatap olmak düşüncesiyle bu tür bir düzenlemeye gitme ihtiyacı duyduğu düşünülse de bu durumda serbest mühendislik ve müşavirlik hizmeti yürüten kişilerin bir araya gelerek oluşturabilecekleri çalışma grupları ile ÇED Başvuru Dosyası, ÇED Raporu ya da PTD hazırlama imkanı ortadan kaldırılmış olmaktadır. Bu durum ÇED alanında serbest çalışmak isteyen meslektaşlarımız için engel teşkil etmekle kalmayıp, yeterli sermayeye sahip değillerse, bu konuda çalışmak için ücretli çalışan olmalarını zorunlu hale getirmektedir. Böylece fırsat eşitliğinin sermaye sahiplerinden yana bozulma durumu ortaya çıkmaktadır. Sonuçta ÇED alanında serbest mühendislik ve müşavirlik hizmeti yürüten meslektaşlarımızın sermaye sahiplerine ucuz iş gücü olarak sunulması kaçınılmaz olacaktır. Emeğinin karşılığını almadığını düşünen meslektaşlarımızdan ise daha nitelikli raporlar üretmesini beklemek bu anlamda mümkün olmayacaktır. Tebliğin 2. Maddesi kurum ve kuruluşların denetimi de 1. Maddede tarif edilen amaçlardan farklı olarak kapsam içine alınmıştır. Tebliğin tamamı değerlendirildiğinde Madde ile amaçlanan belge sahibi kurum ve kuruluşların belgelerinin geçerliliğinin denetlenmesi olduğu anlaşılıyor olsa da Madde hükmü tek başına ucu açık bir ifadeye sahiptir. Öyle ki Tebliğin yürürlüğe girdiği 1/9/2008 tarihinde Çevre ve Orman Bakanlığından belge alan kurum ve kuruluş sayısı 165 olup bu kurum ve kuruluşların 8 adeti içlerinde üniversitelerin ve araştırma kurumlarının da bulunduğu kamu kurumlarıdır. Bakanlığın içlerinde üniversitelerin de yer aldığı söz konusu kamu kurum ve kuruluşlarını çevre ile ilgili faaliyetleri nedeniyle denetleme yetkisine sahip 10

olmadığı gibi yine Tebliğin 6-c Maddesi gereğince kurum ve kuruluşların Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ne bağlı meslek odasından alınan büro tescil belgesine sahip olma zorunluluğu getirmiş olması diğer kurum ve kuruluşların da mesleki faaliyetleri nedeniyle ilgili meslek odalarınca denetlendiğini göstermektedir. Bu nedenle ve yeterlik belgesi verilen kurum/kuruluşların denetlenmesi ibaresinin Madde hükmünden çıkarılması gerekmektedir. Tebliğin geneli hakkında yukarıda yapılan değerlendirmelerde de açıkça ifade edildiği gibi amaç, kapsam ve dayanak başlıklı 1., 2. ve 3. maddeler 4856 Sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu, 02.12.2002 tarih ve 24954 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ana Yönetmeliği ve TMMOB Serbest Mühendislik ve Mimarlık Hizmetleri ve Büro Tescil Belgesi Yönetmeliği hükümlerine aykırı düzenlemeler içermektedir. Bu nedenle Tebliğin 1., 2. ve 3. maddelerinin iptali gerekmektedir. Yeterlik belgesi başvurularında aranacak şartlar MADDE 5 (1) Yeterlik belgesi almak isteyen kurum ve kuruluşların aşağıdaki şartları sağlamaları zorunludur: a) Kamu veya özel sektörde mesleği ile ilgili olarak en az üç yıl çalışmış ve en az bir tanesi yeterlik belgesi başvuru tarihinden üç yıl öncesine ait olmak üzere, üç adet raporun hazırlanmasında yer almış veya üç adet raporun İDK toplantısına katılmış veya üç adet rapora ait faaliyetin denetiminde bulunmuş bir çevre mühendisini sürekli olarak istihdam etmeleri, Tebliğin 5. Maddesinde yeterlik belgesi almak isteyen kurum ve kuruluşların yerine getirmesi gereken koşullar sıralanmaktadır. Çevre ve Orman Bakanlığının konuyla ilgili düzenlemelerinin yer aldığı 24/02/2004 tarihli Yeterlik Belgesi Tebliğinin 5-1-a Maddesi Kamu veya özel sektörde mesleği ile ilgili olarak en az iki yıl çalışmış bir çevre mühendisini sürekli olarak istihdam ını öngörmekteydi. 08/08/2008 tarihli Yeterlik Belgesi Tebliği ise istihdam edilecek çevre mühendisinin mesleği ile ilgili çalışma süresini iki yıldan üç yıla çıkarmaktadır. Ayrıca yeni düzenleme ile üç adet raporun hazırlanmasında yer almış olma koşulu getirilmektedir. üç adet raporun hazırlanmasında yer almış olma şartını yerine getiremeyenler için ise üç adet raporun İDK toplantısına katılmış olmayı aynı derecede yeterli görmektedir. Her iki koşulu da sağlayamayan çevre mühendisleri için ise üç adet rapora ait faaliyetin denetiminde bulunmuş olmayı yeterli görmektedir. Mesleki tecrübe açısından değerlendirildiğinde raporun hazırlanmasında yer almak ile raporla ilgili İDK toplantısına katılmış olmak ya da rapora ait faaliyetin denetiminde bulunmanın eşdeğer olduğunu söylemek mümkün değildir. Raporun hazırlanmasında yer almak kadar raporla ilgili İDK toplantısına katılmak ya da rapora ait faaliyetin denetiminde bulunmak da önemlidir her birinin kazandırdığı tecrübeler de değerlidir. Ancak rapor hazırlamayla ilgili yeterlik belgesi verilecek kurum ve kuruluşta istihdam edilecek çevre mühendisinin bir veya daha fazla raporun hazırlanmasında görev almış olmasının kurum ve kuruluşa katkısının daha da fazla olacağı bir gerçektir. Ayrıca bir raporun hazırlanmasında görev alan çevre mühendisi, raporla ilgili İDK toplantısına katılabilmekte ve yine Tebliğ hükümlerine göre projenin inşaat aşamasındaki denetimleri gerçekleştirmektedir. Yani bir bakıma raporu hazırlayan çevre mühendisinin hazırladığı rapor kapsamında yapması gereken işlemler Madde hükmü içinde veya bağlacı ile tekrarlanmaktadır. 11

Diğer taraftan çalıştıkları kamu kurumları adına İDK toplantısına katılarak kurumunun konuyla ilgili görüşlerini komisyona ileten çevre mühendisleri aynı zamanda raporun hazırlanmasında görev almamış olmaktadırlar. Ya da Çevre ve Orman Bakanlığı adına rapora ait faaliyetin denetiminde bulunan çevre mühendisi raporun hazırlanmasında ya da İDK toplantısında görev almamış olabilmektedir. Diğer taraftan raporun hazırlanmasında yer almamış söz konusu çevre mühendisleri yer aldıkları bu görevler nedeniyle önemli derecede mesleki tecrübe edinmiş olmaktadırlar. Bu durumda Madde hükmünün başında öngörülen mesleği ilgili olarak çalışma koşulunu da sağlamış olmaktadırlar. Bütün bu gerekçeler doğrultusunda Madde hükmünde anlam taşımayan ve rapor hazırlama deneyimi ile denk olması mümkün olmayan veya üç adet raporun İDK toplantısına katılmış veya üç adet rapora ait faaliyetin denetiminde bulunmuş ibaresinin Madde hükmünden çıkarılması gerekmektedir. Aksi taktirde yeterlik belgesi almak isteyen kurum ve kuruluşların kamuda çalışan ve söz konusu koşulları sağlayan çevre mühendislerini, kısa vadede cazip görünecek tekliflerle, bünyesine katma çabasına girecekleri söylenebilir. Bu durumda da kamu kurumlarında konuyla ilgili tecrübeli çevre mühendisi bulmakta güçlük yaşanacağı çok açıktır. Bunun sonucunda ise çevresel etki değerlendirmesinin kurumsal olarak güçlendirilmesi daha da zorlaşacaktır. Bu anlamda da düzenlemenin kamu yararı gözetmediğini söylemek mümkündür. Ayrıca Madde hükmündeki düzenlemenin üç yıl öncesinde yapılan çalışmalara atıfta bulunması ve 2531 Sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun un 2. Maddesinin Çevre ve Orman Bakanlığından ayrılan çevre mühendislerinin 3 yıldan önce çevresel etki değerlendirmesi çalışmalarında yer almasına engel teşkil etmesi bu noktada çok anlamlıdır. b) Aşağıda belirtilen meslek gruplarının en az birinden lisans düzeyinde mezun olmuş ve kamu veya özel sektörde mesleği ile ilgili olarak en az üç yıl çalışmış ve en az bir tanesi yeterlik belgesi başvuru tarihinden üç yıl öncesine ait olmak üzere, üç adet raporun hazırlanmasında yer almış veya üç adet raporun İDK toplantısına katılmış veya üç adet rapora ait faaliyetin denetiminde çalışmış farklı meslek grubundan iki personeli sürekli olarak istihdam etmeleri; 1) Mühendislik veya mimarlık fakülteleri mezunları, 2) Fakülte, akademi veya dört yıllık yüksek okul veya fen-edebiyat fakültelerinin ziraat, fizik, kimya, matematik, istatistik, biyoloji bölümleri ile jeoloji, hidrojeoloji, zooloji lisans veya mühendislik mezunları, 3) Arkeoloji, veteriner hekim, kamu yönetimi, işletme, ekonomi, maliye, hukuk, iktisat, ekonometri, sosyoloji bölümleri mezunları. Yukarıda ayrıntılı olarak anlatılan nedenlerle raporun hazırlanmasında yer almak ile İDK toplantısına katılmış olmanın ya da rapora ait faaliyetin denetiminde çalışmış olmanın yeterlik belgesi alacak kurum ve kuruluşlara katkısı anlamında eşdeğer olmaması, raporun hazırlanmasında yer alan için veya üç adet raporun İDK toplantısına katılmış veya üç adet rapora ait faaliyetin denetiminde çalışmış olma koşulunun tekrar niteliğinde olması ve düzenlemede kamu yararı gözetilmediği, aksine kamu kurumlarında ve Çevre ve Orman Bakanlığında konuyla ilgili tecrübeli çalışanları tarif ettiği, söz konusu çalışanların belge almak isteyen kurum ve kuruluşlara geçmesinin ise çevresel etki değerlendirmesinin kurumsal gücünü zayıflatacağı açıkça görüldüğünden (b) Bendinden veya üç adet raporun İDK 12

toplantısına katılmış veya üç adet rapora ait faaliyetin denetiminde çalışmış ibaresinin çıkarılması gerekmektedir. 5. Maddenin, 1. Fıkrasının, (b) Bendinin, 1. Alt Bendinde yer alan Mühendislik veya mimarlık fakülteleri mezunları ve 2. Alt Bentte yer alan mühendislik mezunları ibaresi ile tarif edilene meslek gruplarının mesleki faaliyetlerini yerine getirebilmesi için 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 33. Maddesi Türkiye'de mühendislik ve mimarlık meslekleri mensupları mesleklerinin icrasını iktiza ettiren işlerle meşgul olabilmeleri ve meslekî tedrisat yapabilmeleri için ihtisasına uygun bir odaya kaydolmak ve azalık vasfını muhafaza etmek mecburiyetindedirler. hükmü gereği ilgili meslek odasına kaydolmak zorundadır. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının ilgili meslek odasına kaydolmadan mesleki faaliyetlerini sürdürmesi mümkün olmadığı da dikkate alınarak Madde nin yeniden düzenlenmeye ihtiyacı vardır. 2. Alt Bendin dikkat çeken başka bir yanı ise fen-edebiyat fakültelerinin ziraat şeklinde olan ibaresidir. Türkiye deki üniversite eğitimi kapsamında Fen-Edebiyat fakültelerinde ziraat bölümü olmadığı gibi ziraat mühendisliği eğitiminin de Ziraat Fakültelerinde gerçekleştirildiği gerçeğidir. c) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre görevlendirilen personel haricinde, (a) ve (b) bentlerinde belirtilen meslek dallarından; kamu veya özel sektörde mesleği ile ilgili olarak en az beş yıl çalışmış ve en az on adet ÇED Olumlu Kararını onaylamış veya en az bir tanesi yeterlik belgesi başvuru tarihinden beş yıl öncesine ait olmak üzere, en az beş adet raporun hazırlanmasında yer almış veya en az beş adet raporun İDK toplantısına katılmış veya en az beş adet rapora ait faaliyetin denetiminde görev almış bir personeli rapor koordinatörü olarak ÇED sürecinde görevlendirmeleri, 5-1-c Maddesi belge alacak kurum ve kuruluşlarda koordinatör olarak görev yapacak kişinin niteliklerini belirlemektedir. 24/02/2004 tarihli Yeterlik Belgesi Tebliğinde en az üç yıl mesleği ile ilgili çalışmış olma koşulu 08/08/2008 tarihli Tebliğ de en az beş yıl olarak belirlenmiştir. Tebliğ ile getirilen ilave bir koşul ise en az on adet ÇED Olumlu Kararını onaylamış olmak gibi enteresan bir koşuldur. ÇED Olumlu Kararı Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanmaktadır. Bu özellikle tarif edilmek istenen kişinin Çevre ve Orman Bakanı olarak görev yapmış kişi veya kişiler olamayacağı düşüncesiyle Bakanlık adına kararları onaylayan kişi olma ihtimali daha yüksek görülmektedir. Muhtemelen Tebliğin hazırlanmasında da yetki sahibi olan bu kişiler koordinatörlük vasfı içinde kendilerini uygun görmüşlerdir. Maddedeki bu düzenleme, bulundukların makamın kendilerine verdiği yetkiyi, emekli olduktan sonra veya Bakanlıktan ayrıldıktan sonra da özel sektörde kazanca dönüştürme düşüncesine sahip olanların kendilerini açığa vermesi bakımından örnek teşkil eder niteliktedir. Maddedeki bu düzenleme kamu yararından çok Tebliğin hazırlanmasında yetki sahibi olanlarının kendi yararını gözettiğinin çok açık bir ifadesidir. Konu bu kadar açık ve net olunca akla gelebilecek başkaca sorular da şunlar olabilir. ÇED Olumlu Kararını onaylayan Bakanlıkta yetki sahibi kişiler acaba koordinatör olarak görev yapmak istedikleri kurum ve kuruluşu da şimdiden seçmiş olabilir mi? ÇED Olumlu Kararını onaylayan Bakanlıkta yetki sahibi kişiler koordinatör olarak görev yapmak istediği kurum ve kuruluşlarla Bakanlığın ilişkilerinin sağlıklı ve sağlam temellere oturtulması konusunda şimdiden çalışmalara başlamış olabilir mi? 13

(a) ve (b) bentlerinde olduğu gibi (c) Bendinde de yukarıda ayrıntılı olarak anlatılan nedenlerden dolayı raporun hazırlanmasında yer almak ile İDK toplantısına katılmış olmanın ya da rapora ait faaliyetin denetiminde çalışmış olmanın yeterlik belgesi alacak kurum ve kuruluşlara katkısı anlamında eşdeğer olmaması, raporun hazırlanmasında yer alan için veya en az beş adet raporun İDK toplantısına katılmış veya en az beş adet rapora ait faaliyetin denetiminde görev almış olma koşulunun tekrar niteliğinde olması ve düzenlemede kamu yararı gözetilmediği, aksine kamu kurumlarında ve Çevre ve Orman Bakanlığında konuyla ilgili yetkilileri ve konusunda tecrübeli çalışanları tarif ettiği, söz konusu tecrübe sahibi çalışanların belge almak isteyen kurum ve kuruluşlara geçmesinin ise çevresel etki değerlendirmesinin kurumsal gücünü zayıflatacağı açıkça görüldüğünden (c) Bendinden en az on adet ÇED Olumlu Kararını onaylamış veya ibaresi ile veya en az beş adet raporun İDK toplantısına katılmış veya en az beş adet rapora ait faaliyetin denetiminde görev almış ibaresinin Madde hükmünden çıkarılması gerekmektedir. Madde bu haliyle (c) Bendinde sayılan özelliklere sahip çevre mühendisinin koordinatör olarak tanımlanmasına engel değildir. Fakat bu durum (a) Bendi ile (c) bendi arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmak için yeterli değildir. Kurum ve kuruluşların belge alabilmek için sürekli bir çevre mühendisini istihdam etmeleri öncelikli koşul iken, en az bir çevre mühendisinin raporun hazırlanmasında görev alması kadar önemli başka bir görev de rapor koordinatörüne aittir. En az üç meslek grubunun çalışmalarından elde edilen verilerin çevresel etki değerlendirmesi çalışması içinde değerlendirilmesi, yorumlanması ve gerektiği yerlerde etkin bir şekilde kullanılabilmesi için projenin ortaya çıkarabileceği çevresel etkileri koordinatörün çok iyi kestirmesi gerekmektedir. Bunun için de koordinatörün yoğun bir çevre eğitimi verilen meslek grubundan olması gereklidir. Bu haliyle (c) Bendi koordinatör için aranan nitelikleri tarif etmekte eksik kalmaktadır. Dolayısıyla (c) bendinin bu ilkelerle yeniden düzenlenmesinde fayda vardır. ç) Kurum/kuruluşlar, bu maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen personelin haricinde, (a) ve (b) bentlerinde adı geçen meslek gruplarından, fazla personeli mesleki tecrübelerine bakılmaksızın sürekli istihdam etmeleri halinde, söz konusu personel bu Tebliğin Ek-1 inde örneği verilen puanlamaya dâhil edilir. Bu personel bu maddenin (a), (b) ve (c) bendinde belirtilen personel ile birlikte ÇED Başvuru Dosyasına veya Rapora veya PTD ya imza atabilir. Maddenin (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen personel asgari koşulları ön görmektedir. Bununla beraber kurum ve kuruluşlar çalışmalarda ihtiyaç duydukları personeli istihdam etmekte serbest olmalıdır. (ç) Beninin bu amaçla yazıldığı tahmin edilmektedir. Fakat asgari koşulları sağlayacak personel haricinde çalıştırılan nitelikli personelin fazla olarak ifade edilmesi Beni amacından saptırmıştır. Ayrıca kurum ve kuruluşların ihtiyaç duydukları anda kurum ve kuruluş bünyesinde yer almayan meslek gruplarından faydalanmasının da önüne engel konulmamalıdır. Fazla olarak tanımlanan personel için Bent sonunda imza atabilir ibaresinin kullanılması ise çalışmalara katkısı olmasa da dahi referans olarak kullanılmak için imzalanan raporları akla getirmiştir. Aslında amaçlanan asgari koşulları sağlayan personel dışında çalışanların da çalışmaya katkı verebileceği şeklinde olmasına rağmen bu ibare ile Bent iyice amacının dışına çıkacak yorumlara yol açabilecek bir nitelik kazanmıştır. Bu gerekçelerle Bendin yeniden düzenlenmesinde fayda vardır. Aynı şekilde bozuk ifadelerin neden olduğu anlam kaymalarına 2. ve 3. Fıkrada da rastlamak mümkündür. Örneğin 2. Fıkrada personel ibaresinden önce 14

aynı niteliklerde tanımlanması getirilmesi gerekir. görevlendirebilirler ibaresi yerinde de çalıştırabilirler ibaresinin kullanılması daha yerinde olacaktır. Çünkü söz konusu personelin sürekli istihdamı ilgili bentlerde ön koşul olarak ileri sürülmektedir. 3. Fıkra ile asgari koşul olarak öne sürülen personelin sadece bir kurum ve kuruluş için puanlamaya esas alınabileceği düşüncesiyle yazılmış olduğu tahmin edilmektedir. Ancak Fıkra yazılış şekliyle amacını aşmış, çevresel etki değerlendirmesi çalışmalarında yer almak isteyen tüm meslektaşlarımızı ücretli olarak çalışmaya mahkum etmiştir. Başvuruların değerlendirilmesi (3) Toplam puanı yetmişbeş (75) ve üzeri olan kurum ve kuruluşlara yeterlik belgesi verilir. Yeterlik belgesi alan kurum/kuruluşlar ÇED Başvuru Dosyası ve/veya ÇED Raporu ve/veya PTD hazırlama yetkisine sahip olurlar. Tebliğin tamamı başvuruların değerlendirilmesi ile ilgili 8. Madde incelendiğinde belge almaya hak kazanan kurum veya kuruluşun yeterlik belgesi ÇED Başvuru Dosyası, ÇED Raporu ve PTD hazırlamak için yetkili olmaktadır. Tebliğin bazı bölümlerinde ve 3. Fıkra da bu üç rapor türü sıralanırken aralarda kullanılan ve/veya ibareleri ise her bir rapor türü için ayrı ayrı veya birlikte yetki belgeleri düzenlenecekmiş gibi bir anlam kaymasına neden olmaktadır. Yeterlik belgesi alan kurum/kuruluşların yükümlülükleri (3) Yeterlik Belgesi alan kurum/kuruluşlar ÇED Raporunu hazırlama aşamasında mutlaka Proje alanına gitmekle yükümlüdür. Tebliğin 9. Maddesinin 3. Fıkrası belge sahibi kurum ve kuruluşu sadece ÇED Raporunun hazırlanması aşamasında ve sadece proje alanına gitmekle yükümlü kılmaktadır. Fıkranın muhtemel amacı yerinde yapılması gerek çalışmaların raporu hazırlayanlar tarafından mutlaka yerine getirilmesini sağlamak olsa da bu haliyle Fıkranın amacına ulaşması mümkün değildir. Fıkra bu haliyle yorumlandığında ÇED Başvuru Dosyası veya Proje Tanıtım Dosyası hazırlayanların proje alanı ilgili çalışmaları bırakın yerinde gerçekleştirmesini, proje alanına gitmesine bile gerek olmadığı yorumuna neden olmaktadır. Yeterlik belgesi alan kurum/kuruluşların denetlenmesi ve belgelerinin iptali (7) Yeterlik belgesi iptal edilen kurum ve kuruluşlarda bu Tebliğin 5 inci maddesi kapsamında görev alan personelin tamamı, iptal tarihinden itibaren bir yıl süre ile bu Tebliğ kapsamında herhangi bir kurum kuruluşta görev alamazlar. Tebliğin 10. Maddesinin 7. Fıkrası her ne sebeple olursa olsun yeterlik belgesi iptal edilen kurum ve kuruluşlarda 5. Maddeye göre çalışan personelin Tebliğ kapsamındaki herhangi bir kurum veya kuruluşlarda çalışamayacağına hükmetmektedir. Ancak kurum ve kuruluşlarda çalışanların görev ve sorumlulukları tanımlı olduğu için bu tür bir cezalandırmada sorumlu olanların esas alınması gerekir. 15

Örneğin kurum veya kuruluşun yöneticisi vize süresi içinde belgenin yenilenmesi ile ilgili yürütmemesi nedeniyle belgenin iptal edilmesinin sorumluluğu asla çalışanlara yüklenemez. Ya da hazırlanan raporlarda farklı meslek gruplarından kişilerin de yer aldığı düşüncesinde hareketle raporun sorumlu olmadı bir bölümü ile ilgili kişilerin çalışma hakkı elinden alınamaz. Bu durum Tebliğin 9. Maddesinin 13. Fıkrasındaki hükümlerle de çelişen bir durum yaratır. (5) ÇED Başvuru Dosyası veya ÇED Raporlarında veya PTD da yanlış, yanıltıcı bilgi ve belge düzenledikleri tespit edilmesi halinde kurum/kuruluşların yeterlik belgesi, Komisyonca iptal edilir. (10) Yeterlik belgesi alan kurum/kuruluşlar, yeterlik belgesi almak için bu Tebliğin 6 ncı maddesi kapsamında sundukları bilgi veya belgelerin yanlış, yanıltıcı ya da sahte oldukları saptanırsa yeterlik belgeleri iptal edilir. Maddenin 5. ve 10. Fıkrasında belgenin iptalini gerektirecek hallerde aynı zamanda başkaca mevzuatta suç teşkil ettiğinden durumu tespit eden Bakanlığın sadece belgenin iptali ile sınırlı bir uygulama yapması eksik ve yanlıştır. Tespit ettiği suç unsuru belge ve delilleri ilgili kurumlara da bildirmesi gerekir. Önceki yeterlik belgelerinin geçerlik süreleri GEÇİCİ MADDE 1 (1) Bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce 24/2/2004 tarihli ve 25383 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Yeterlik Belgesi Tebliği ne istinaden yeterlik belgesi alan kurum kuruluşların Yeterlik Belgeleri belirtilen vize süreleri içerisinde geçerlidir. Vize süresi sonunda yeniden müracaat etmeleri halinde bu Tebliğ hükümleri uygulanır. Tebliğin yürürlüğe girdiği 1/9/2008 tarihi itibariyle 24/2/2004 tarihli Tebliğe göre Çevre ve Orman Bakanlığından yeterlik belgesi alan kurum ve kuruluş sayısı 165 adettir. Bu 165 kurum ve kuruluştan 34 adeti yeni Tebliğin yürürlüğe gireceği tarihten iki gün önce 29.08.2008 günü belge almışlardır. Yeni Tebliğin daha ağır şartlarına 5. Madde kapsamında personel değişikliği yapmadıkları sürece belgeleri 29.08.2011 tarihine kadar geçerli olacaktır. Diğer taraftan ise 2008 ve 2009 yılında belge süresi dolan kurum ve kuruluşlar belge alabilmek için yeni Tebliğ koşullarına uymak zorundadır. Bu durumun kurum ve kuruluşlara yapılacak uygulamalarda eşitlik ilkesine aykırı olarak farklılıklara neden olmaktadır. Önceki yeterlik belgesi iptal olan kurum/kuruluşların müracaatı GEÇİCİ MADDE 4 (1) Bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce 24/2/2004 tarihli ve 25383 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Yeterlik Belgesi Tebliği uyarınca, Yeterlik Belgesi iptal edilen kurum/kuruluşlar, bu Tebliğ hükümlerine göre yeniden müracaat etmeleri halinde değerlendirmeye alınırlar. Geçici 4. Madde 24/2/2004 tarihli Tebliğ gereğince belgesi iptal edilen kurum ve kuruluşlara af niteliği taşımaktadır. 16