ŞEYH GÂLİB DÎVÂNI NDA DÜR VE SADEF OBJELERİ



Benzer belgeler
Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Nedim. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

Mevlânâ dan Bilgelik Katreleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Aşağıdaki ışık kaynaklarını doğal ve yapay olarak sınıflandıralım.

GÜZEL SÖZLER. (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür.

En güzel 'Anneler Günü' şiirleri

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

Anneciğim (Çocuk Şarkısı) Bekle beni anneciğim Bir gün sana döneceğim Pamuk gibi ellerinden Doya doya öpeceğim

5.SINIF FEN VE TEKNOLOJİ KİMYA KONULARI MADDENİN DEĞİŞMESİ VE TANINMASI

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

ÖZGEÇMİŞ. II. (Link olarak verilecektir.)

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Osmanlı denize küskün müydü? Nice denizlerde hüküm sürmüştü de neden denize girmek yerine sahildeki kahvehanelerden onu seyretmekle yetinmişti?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ÖZEL KIRAÇ ANADOLU LİSESİ DEĞERLER EĞİTİMİ PROGRAMI (NİSAN 2015)

SU HALDEN HALE GİRER. Nazife ALTIN. Fen ve Teknoloji

YRD. DOÇ. DR. ABDÜLKERİM GÜLHAN /4508.

Birlik Parkı. Tahir AKYÜREK. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi 2018 ARALIK AYI EĞİTİM BÜLTENİ

İznikli Zeytin ve Zeytinyağı

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

ULUSAL SEMPOZYUM TARİHİ SÜREÇTE MEVLÂNA VE ESERLERİ

CANLILAR VE YAŞAM BEŞ DUYUMUZ DUYU ORGANLARI VE GÖREVLERİ

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

DİNLEDİM NEY DEN HASRETİ Pazartesi, 11 Haziran :59

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Sayfa 130,131,132,133,134,1 35,136,137 Sular

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

İletişim çağı adını verdiğimiz bir çağda televizyon ve radyonun yoğun olarak ürettiği popü-

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

snevi den ( Me 8şirli) r H i k â y ele

Anlamı. Temel Bilgiler 1

ehmet Es ad Galip, İstanbulludur yılında Yenikapı Mevlevihanesi yakınında bir evde doğmuştur. Divanındaki ve Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan*

Bugün mihman gördüm gönlüm saz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz. Kalktı gam kasavet bahar yaz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

AZERBAYCAN A HESR OLUNMIŞ HUSUSİ ELMİ KONFERANS XI.2013, WARŞOVA-POLONYA

Betül Erdoğan.

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

MAĞARA OLUŞUMLARI Soda Tüpü Sarkıt Dikit Sütun

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi

İSLÂM ve SANAT. Tartışmalı İlmî Toplantı Kasım Akdeniz Ü. Hukuk Fakültesi Konferans Salonu. Kampüs - Antalya

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

Tatlı su, deniz ve rutubetli topraklarda yaşarlar. Büyük bir kısmı insan ve diğer hayvanlarda parazittir. Bilateral simetriye sahiptirler.

Muzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Erzurumlu İbrahim Hakkı (Rahmetullahi Aleyh)

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

LEVENT KUM VE KURSİYERLERİ ÇİNİ SERGİSİ

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

Ana başa taç imiş. Her derde ilâç imiş. Bir evlât pîr olsa da. Anaya muhtaç imiş. seyin Nail Kubalı

DİVÂN ŞİİRİNDE DENİZ İMGESİ VE ŞİİR ÖĞRETİMİNDE KULLANILMASI

ERİME DONMA KAYNAMA YOĞUNLAŞMA SÜBLİNLEŞME

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

Eyup AKŞİT. arapcadersi.com

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Cümlelerin mantıksal özellikleri

KALIP KUMLARI. Kalıp yapımında kullanılan malzeme kumdur. Kalıp kumu; silis + kil + rutubet oluşur.

Güneş, Dünya etrafında dönme hareketi yapar. Güneş, sıcak gazlardan oluşan bir gök cismidir. Güneş, kendi etrafında dönme hareketi yapar.

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

MÂCERÂ-YI İNSÂN VE NEY Pazartesi, 29 Nisan :07

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı

1) Aşağıdaki atasözlerinden hangisi gerçek anlamlıdır?

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU BULUTLAR SINIFI EYLÜL AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

Uğur Akkaş. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: İskender PALA 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu:

49- Huzur. Dü kevnde garaz âsâyiş ise ey Nâbî Bed-âzmâ vü bed-âmûz u bed-ma âş olma. Yusuf NÂBİ , Urfa G. 796/7.

1. IŞIK BİLGİSİ ve YANSIMA

Transkript:

ŞEYH GÂLİB DÎVÂNI NDA DÜR VE SADEF OBJELERİ M. Muhsin Kalkışım Qafqaz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Bakü AZERBAYCAN m.maviatlas@mynet.com ÖZET Osmanlı Şiiri nin terkibinde yer alan kültürel cüzlerden biri de dür ve sadef objeleridir. Şeyh Gâlib Dîvân ında dürr, lü lü ve güher/gevher kelimeleriyle karşılanan inci, gerçek anlamının yanında bir takım teşbih, istiare ve mecazlarla farklı anlamları da yüklenmiştir. Bu çalışmada inciye atfedilen yan anlamların yanında, inci ve sadefin benzediği ve benzetildiği varlık ve kavramlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Şeyh Gâlib Dîvânı, Dür, Sadef THE PEARL AND THE MOTHER OF PEARL MOTIFS IN THE COLLECTED POEMS OF SHEIK GALIP ABSTRACT The pearl and the mother of pearl are one of the cultural motifs in the Ottoman poetry. The pearl is defined as dürr, lü lü and güher/gevher in the collected poems of Sheik Galip. The pearl was given different meanings in the figurative language along with its dictionary meaning in the collected poems of Sheik Galip. In this article we tried to find out the objects and concepts which are compared to the pearl and mother of pearl besides their dictionary meanings. Key words: The collected poems of Sheik Galip, Pearl, Mother of pearl İnci, istiridye gibi bazı kabuklu deniz hayvanlarının içerisinde oluşan ve daha çok süs eşyası olarak kullanılan küçük, yuvarlak, sert ve sedefli maddedir. Nehirlerdeki tatlı su yumuşakçalarının dokularında da iyi olmayan incilere rastlanabilir. Değerli inciler, genellikle deniz sularında, birçok türü bulunan istiridyelerin bünyesinde teşekkül eder. İncinin ortasında daima bir parazit, kum tanesi türünde bir çekirdek bulunur. Bu çekirdek, tedricen kalsiyum karbonat tabakalarıyla kaplanır. Tabiî incinin biçimi, kendisini sedef salgısı ile kaplayarak oluşturan istiridyenin içine kaçan kum tanesinin taklididir. İstiridyenin bu yabancı maddeden kendini korumak ve onu zararsız hale getirmek için salgıladığı sıvı, katmanlaşır ve tabiî incinin teşekkülünü sağlar. Bir incinin oluşum süresi, 5 10 yıl civarındadır. İncinin kıymeti, ağırlığı (kırat veya daha çok çekirdek cinsinden) düzgünlüğü, rengi (beyaz, pembe, gri, siyah), şekli (yuvarlak veya armudî), parlaklığı ve parıltısıyla doğru orantılıdır. (Meydan Larousse, İnci maddesi) İnci; Şeyh Gâlib Dîvân ında dürr, lü lü (cem i : le âl) ve güher/gevher kelimeleriyle karşılanmıştır. Şaire göre Hazret i Mevlânâ, vefâ denizinin incisidir (s.54/referanssız verilen sayfa numa Number 18, 2006 67

raları Şeyh Gâlib Dîvânı na aittir.). Sultan III.Selîm in yaptığı işlerin nazmı, ulvî âlemlerde, büyük meleklerin inci taneli tesbihleri gibi zikrolunur (s.66). Selsebîl, o servi boylu güzelin yolunu gözleyip ayağına suya kanmış inciyi dökmüştür (s.85). Fîrûze künbedden gûyâ altın yağmaktadır. Kapılar ve duvarlar, her taraf inci ve mercan ırmağıdır. Bu büyük köşke, gemilerle inciler gelir. Omuzunda sepetiyle Umman Denizi de bu hususta ücretli olarak çalışmaktadır (s.87). Bir inci aydınlığı farz et bu yalıyı. Bu köşk, donanma içinde bir yıldız deryasıdır (s.88). Âferîn o rengîn edâlı şâire ki gözleri bazen inci, bazen da kan saçmaktadır (s.97). Denizin dudağı (kıyısı) ayağını öpmekle müşerref olduğu için felek, temiz ağzını inci ile doldurmuştur. O derece altın ve gümüşle süslemişlerdir ki gören, inci girdâbının dalgalanmakta olduğunu zanneder (s.140). O cana can katan havuz, gûyâ nurlar âlemidir. Onun incili suyu, Cennet ten çıkan saf bir sudur (s.141). Temiz neslin ma sum çocuğu, kerâmet denizine süslü bir incidir (s.144). Âlem onun seliyle harab olurken gözyaşının kıymetli incisi hâlâ tazeliğini muhafaza etmektedir (s.193). Dişlerin incisini vasfetmek için şairin tabiatına gayb hazinesi açılır (s.269). Kadehin dudağından dişleri saf inciyi göstermiş, işretin hoş kokulu gülü, taze inciyi göstermiştir (s.327). Âşığın gözünden akan damlalar, kanlar içinde mercan gülündeki inciyi andıran çiğ taneleri gibidir (s.411). İnci saçan gözler kan ağlar (s.432). Güneş ve ay sadef olsa, cihan nur deryası olsa, gece ve gündüz, aşkın incisine masdar olamaz (s.50). Dîvân da incinin yer aldığı terkibler: (dürr i meknûn, dürr i yetîm i mevce i deryâyı kesret, dür i yektâ, dür i nâ yâb, dürr i şâdâb, dürr i şâd âb ı kelâm, dür i ma nâ, dür i semîn i eşk, dür i pâk, dürr i dendân, dürr i nâb, jâle i dür, dîde i dür bâr, dür dâne i hakîkat, dür dâne i endîşe, selsebîl i dürr ü mercân, nîsân ı gevher bâr, ebr i nîsân ı güher bahşâ, ebr i güher nisâr ı bahâr, gevher i aşk, ebr i güher zâd, gevher i şâd âb, gevher i galtân, gevher i galtân ı gurbet, gevher i yek dâne, yektâ güher i gayb ı hüviyet, hem seng i güher, ummân ı gevher, gevher i deryâ yı re y, gevher i nazm ı leb i deryâ, gevher i şâd âb, gevher i nazm ı du â, tıfl ı güher, gevher i bahr ı vefâ, çerâğân ı güher, mevc i güher, girdâb ı gevher, âb ı gevher nâb, lü lü i şehvâr, nizâm ı lü lü i meknûn, nâzım ı manzûme i silk i le âl i Mesnevî, ıkdü l le âl i sübha i kerrûbiyân) İncinin Oluşumu Klasik Türk edebiyatının beslendiği kaynaklardan biri efsanevî olaylardır. İncinin oluşumunda da bir efsaneye atıfta bulunulur. Burada realiteden ayrılan öğe, kum tanesinin yerini, Nisan yağmuru damlasının almasıdır. İnci, sadef denilen deniz hayvanının karnında oluşur. Nisan mevsiminde sahile çıkan sadef, midye gibi yapısıyla kapakçığını açarmış. O sırada karnına düşen Nisan yağmurunun damlasını yutup denize dönermiş. Denizdeki tuzlu su ortamında bu saf yağmur tanesi hayvana bir ızdırap verince sadef, bunun acısından kurtulmak için bir sıvı salgılarmış. Bir müddet sonra bu sıvının hükmü geçince sadef, tekrar sıvı salgılarmış. Bu sıvılar katılaşarak birbiri üzerine yapışır ve böylece inciyi oluştururmuş. (PALA, s.141 142) Şair, duasında Su isem, beni eşiz bir inciye dönüştürüp kabul eyle. der (s.186). Dikkatli bir şekilde gül bahçesine bak, inci yağdıran nisana bak, eserler aynasına bak ki ezelî nur aksetmiştir (s.80). Letâfet dalgalarının deryâsı olan bir havuzdur bu. İnci bahşeden nisan bulutu, feyzini dilenci eder (s.140). Ma rifet muhiti, Nisan ın feyziyle muhafazalı parlak inciyi ortaya çıkarır (s.143). Baharın inci saçan bulutu, sadef değildir ama aşkın figânı ile denizin mukâvemetini yırtar (s.308). Sîne ateş ile; gönül aşk incisi ile doludur. Biz, şimşek çakarak inci doğuran bulutuz (s.318). Bunca zamandır coşup akan gözyaşı, gönle yeter. Suya kanan inci, Nisan a karşı tamahkârlığı bıraksın (s.337). Gözyaşı Nisan ı aşk ile yağdırmayınca duaya kalkmış ellerin sadefinde inci bulamazsın 68 Journal of Qafqaz University

Şeyh Gâlib Dîvânı nda Dür ve Sadef Objeleri (s.442). Göğün bütün yıldızları, Nisan damlası olsa, gönül sadefinin inci içmeyeceğini bilirim (s.369). Yağdırmayıcak aşk ile nîsân ı sirişk Gevher bulamazsın sadef i dest i du âda (s.442) Âb isem gevher i yek dâne kılıp eyle kabûl Seng isem Ka be vü kâşâne kılıp eyle kabûl (s.186) İm ân ile gülzâra bak nîsân ı gevher bâra bak Âyîne i âsâra bak akseylemiş nûr ı kıdem (s.80) Ki itdi feyz i nîsân ile izhâr Muhît i ma rifet bir dürr i meknûn (s.143) Bunca dem cûş eyleyen eşk i revân besdir dile Gevher i şâd âbdır nîsândan kessin tama (s.337) Gurbette Yuvarlanan İnci Şeyh Gâlib Dîvânı ndaki ilk gazelin 4.beyti, Sebk i Hindî çerçevesinde söylenmiş anlam katmanlarını ihtiva etmektedir: Teblerze zâd gevher i galtân ı gurbetim / Mihr i sadef sabâh ı Nişâbûrdur bana (s.248). (Hummalı titreyişlerden doğarak gurbette yuvarlanan bir inci tanesiyim. Sadefin parlaklığı, bana Nişâbûr sabahı gibidir.) Hummalı titreyiş (istiridyenin karnındaki incinin dışarı atıldıktan sonra dalgalarla sahile vurması), çocuğun anne karnından sancıyla çıkıp dünyaya gelmesine tekâbül etmektedir. Aynı zamanda babanın spermi ana rahmine intikal ederken de hummalı titreyiş sözkonusudur. Güneş i karşılayan mihr, aynı zamanda sevgi anlamına da gelir. Sadefin sevgisi, annenin çocuğuna olan şefkatidir. İnci, sadeften ayrıldığı için gurbete düşmüştür. İlm i İlâhîde bilgi planında yer alan ve ruhlar yaratıldığında Elest Meclisi nde Rabb ine söz veren insan, dünyaya gelerek vahdet âleminden kesret âlemine düşmüştür. O, tekrar Rabb ine kavuşana kadar bu dâu s sılâyı yaşar. Mesenevî nin başında yer alan ney in hikâyesi, insanın bu serüveniyle bir paralellik gösterir. Ruhlar, sadef içinde cisimler âlemine daha gelmemişlerdir. Zelzele neticesinde sadef açılır ve içindeki inci, hâdisât ve cisimler âlemi olan dalgalara kapılıp sürüklenir. Cenâb ı Hakk, bir gizli hazine idi. Tanınmayı sevmiş ve kendisini tanımaları için mahlûkâtı, insanları yaratmıştır. Gizli hazineden çıkan şey de, inci gibi kıymetli bir madde olacaktır. (TARLAN, s.111) Mihr i sadef, parlak sabahıyla ve zelzeleleriyle ünlü olan Nişabur (İran) şehrine benzetilerek ifade edilmiştir. Sadefin içi beyaz ve parlaktır. Açılınca güneş doğmuş gibi olur. Bu sadefin açılması, hareket, zelzele neticesindedir. (TARLAN, s.112) Yuvarlanan inci imajını, başka beyitlerde de bulmak mümkündür: Niçün âvâre kıldın gevher i galtânın olmuşken Gönül âyînesinde bir gubârım varsa sendendir (s.287) Deryâ yı âb ı gevher içinde yuvarlanıp Âhir nizâm ı lü lü i meknûna uymuşum (s.365) Tek ve İri İnci (Dürr i Yetîm, Dürr i Yek Dâne, Dürr i Şâhvâr, Dürr i Yektâ) Sadef, birden fazla yağmur damlası yutarsa inciler küçük olurmuş. En makbul inci, tek ve iri olan incidir. Böyle incilere, dürr i yetîm (yetîm inci), dürr i yektâ (eşsiz inci), dürr i yek dâne (tek inci), dürr i şâhvâr (şahlara lâyık inci) da denir. Dürr i yetîm, nâdirü l vücûd olan büyük, a lâ inciye denir ki derûn ı sadefte yetîm, yani ferd ü yegâne olarak tekevvün etmekle büyük olup dânesi üç miskâl (13.5 gr.) mikdârı olduğu mervîdir. (ONAY, s.199). Ayrıca, insan, aslî vatanından uzak düştüğü ve kesrette kaldığı için yetîmdir. Sadeften ayrılan inci de annesiz kalmıştır. Şeyh Gâlib, Kesret denizinin dalgasındaki yetim inciyiz. Gönlün vahdet sarayında ise bir idik. (s.321) der. Şahlara lâyık olan inci, yıldızların ışık atkılarına dizilip nazar erbâbına sunulur (s.246). Düşünce dalgıcı, tek inciyi çıkarınca sadefin hazinesinde nice zamandır gizli olduğu ortaya çıkmıştır. Şeyh Gâlib, kendisinin az bulu Number 18, 2006 69

nur bir şair olduğu için mazmunlarının anlaşılmamasının ayıp sayılamayacığını ifade eder ve onların gaybî hüviyetin eşsiz incisi olduğunu, akıl dalgıcının gayptan nasibi bulunmadığını söyler (s.445). Çıkardı gevher i yek dânemi gavvâs ı endîşem Hemân genc i sadefde bunca pinhân olduğum kaldı (s.424) Ol şâ ir i kem yâb benim kim Gâlib Mazmûnlarımı anlamamak ayb olmaz Yektâ güher i gayb ı hüviyyetdir hep Gavvâs ı hıred behrever i gayb olmaz (s.445) Dürr i yetîm i mevce i deryâ yı kesretiz Vahdet sarây ı dilde dahı bir bulunmuşuz (s.321) Söz (Nazm) ve Mâna (Nükte) İncisi Hz.Ebûbekr in dudaklarının sadefi, sözün inciyle eşdeğer olduğuna şâhid olduğu için ağır ağır açılır (s.53). Merhaba ey Mesnevî deki inciler dizisinin nazmedicisi olan muzaffer mâna hükümdarı (s.195). Her temiz sözü, bir düşünce incisidir. O inciyi bilmeyen düşünceye yabancıdır (s.197). Bu köşk, mânâ ipliğine devletinin duasını nazm etmek için, Gâlib in tabiatı gibi inci denizidir (s.89). Sultan III. Selim, düşünce deryasının incisi ve cömertliğin taşkın denizidir (s.129). Onun benzerini sadeflerin beyaz gözü hiç görmemiştir. Sahilin en iyi nazm incisidir bu (s.139). Sultan Veled, mâna incisini ipliğe çekip günülden gönüle bir mercan tesbih dizdi (s.403). Mâna dalgıcı minnetsiz onu can akçesi olarak alır. Tevhid halkası, Hakk ın feyziyle sadef gibi inci doludur (s.269). Sözün suya kanmış incisini sadef gibi dinlemek için arzuların kulağı, hep senin için açılmaktadır (s.304). Gâlib im, şiirlerin nüktelerini yerinde kullanırım; suya kanmış incinin ne olduğunu bilmiyorum (s.376). Görmemiş mislini hîç çeşm i sefîd i asdâf Bihterîn gevher i nazm ı leb i deryâdır bu (s.139) Merhabâ ey hazret i sâhib kırân ı ma nevî Nâzım ı manzûme i silk i le âl i Mesnevî (s.195) Sadefveş dürr i şâd âb ı kelâmın etmeğe ısgâ Küşâd olmakda gûş ı ârzûlar hep seninçündür (s.304) Dür i ma nâyı çekip rişteye Sultân Veled Dizdi bir sübha i mercân gönülden gönüle (s.403) Sadef Nisan yağmuru, kırlara, bahçelere feyzini dökmüştür. Her kuru yaprak, bir sadef gibi inciyle süslenir (s.74). Renk sadefi, mey şişesidir; onda bütün murad nakışları görünür (s.90). Havuzlar, hikmet denizinin sadefidir. Bahçeye düşen her damlası, bir inciye dönüşür (s.161). Hakikatın inci tanesi, kucağı sadef kılmıştır (s.202). O cezbe denizinde gönül ıztırap duyar. Çünkü inci, sadeften çıkıp habâba (suyun üzerindeki hava kabarcığına) gelmiştir (s.276). Sadefin beşiğindeki inci çocuğu, aynı zamanda mezardadır (s.298). Feyzin coşan nurlarıyla sînedeki ummanın sadefleri gökler, incisi ise omuzlara kadar çıkan tufan olur (s.299). Âşıklar, sadef gibi tabiat(yaratılış)larının aynasını cilalamıştır. Hayrete âşinâdırlar ve onlara birlik verilmiştir (s.403). O bahr ı cezbede kim gönlüm ıztırâba gelir Güher derûn ı sadefden çıkıp habâba gelir (s.276) Şeyh Gâlib, sadef i, aşağıdaki terkibler içinde kullanmıştır: (sadef i dest i du â, sadef i dil, sadef i reng i temennâ, sadef i leb, sadef i reng, sadef i kulzüm i hikmet, sadef i mâhtâb, mihr i sadef, dürr i yetîm i sadef, genc i sadef, çeşmi sefîd i asdâf, derûn ı sadef, mehd i sadef) Kaynaklar 1. KALKIŞIM, M.Muhsin. 1994. Şeyh Gâlib Dîvânı. Akçağ Yay., Ankara 2. Meydan Larousse Büyük Lugat ve Ansiklopedi VI. 1971. Meydan Yayınevi, İstanbul 3. ONAY, Ahmet Talat. 1996. Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ve İzahı. (Haz. Cemâl KURNAZ). Milli Eğitim Bakanlığı Yay., İstanbul 4. PALA, İskender. 1989. Ansiklopedik Dîvân Şiiri Sözlüğü. Akçağ Yay., Ankara 5. Prof.Dr.Ali Nihad Tarlan ın Makalelerinden Seçmeler. 1990. Atatürk Kültür Merkezi Yay., Ankara 70 Journal of Qafqaz University

İnci ve Sadefin Benzediği ve Benzetildiği Varlık ve Kavramlar kıymetli oluşu güzellik, zariflik, değerlilik İNCİNİN BENZEDİĞİ VE BENZETİLDİĞİ VARLIK VE KAVRAMLAR (BENZETME YÖNLERİ) hakikat tek oluşu yetîm hikmet jâle (çiy) duâ yağmur damlası endîşe (düşünce) su damlası Hz.Mevlânâ Sultan III.Selîm şekil ve parlaklık gözyaşı dendân (diş) ahter (yıldız) ma nâ/ nükte mihr (güneş) nazm sadeften çıkması tıfl (çocuk) söz/kelâm aslî vatanından uzak insan/âşık dil (gönül) oluşu şekil (ovallık/yuvarlaklık) ve fonksiyon SADEF İN BENZEDİĞİ VE BENZETİLDİĞİ VARLIK VE KAVRAMLAR (BENZETME YÖNLERİ) halka i tevhîd lahid (mezar) dil/kalb mehd (beşik) berg (yaprak) zevrak (kayık) çeşm (göz) havz âgûş (kucak) dest i du â (duaya kalkan el) çarh gûş (kulak) câm/sâgar/peymâne dehân (ağız) leb/la l (dudak) sîne fonksiyon parlaklık ve yuvarlaklık yâr genc (hazîne) anne âyîne mâhtâb mihr (güneş) Number 18, 2006 71