Prof. Dr. Rauf SEZER ile Kısa Bir Söyleşi... Ali ÖZDEN



Benzer belgeler
MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ

FARMAKOLOG TANIM A- GÖREVLER

TÜRKĠYE DE TIP EĞĠTĠMĠNĠN SORUNLARI ve TEMEL TIP EĞĠTĠMĠ

İKTİSADİ ve İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI SEKTÖRÜ

MİLLİ EĞİTİMDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN ÖNEMİ. Rafet ARIKAN, Yasin Dursun SARI Atılım Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İncek, Ankara

29. Sağlık Bilimleri Enstitüleri Toplantısı İstanbul, Nisan Prof. Dr. Ender ERDOĞAN

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyomedikal Mühendisliği Tezli Yüksek Lisans Programı Genel Bilgi

w w w. b e z m i a l e m. e d u. t r

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ

LİSANSÜSTÜ FİZYOLOJİ EĞİTİMİNDE GÜNCEL DURUM SAPTAMASI 1

HEKİMLERİN MECBURİ HİZMET YÜKÜMLÜLÜĞÜ

AFİLİYASYON: Evlat edinme

G20 ZİRVESİ 13. SAYI ARALIK Kasım

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ

ULUSAL EĞİTİM PPROGRAMI (UEP) NEDİR?

MESLEK NEDİR? Meslek, bir kişinin hayatını kazanmak geçimini sağlamak için yaptığı iş olarak tanımlanmaktadır.

Dr. Önder TOMRUK SDÜ Acil Tıp AD-2017

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIPTA UZMANLIK ÖĞRENCİLERİ (ASİSTAN) TEMSİLCİLİĞİ KURULU SEÇİMİ VE ÇALIŞMA ESASLARI

Sağlık Bakanı Sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu ile görüşme 25 Şubat İstanbul Üniversitesi Balta Limanı Tesisleri

Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Eğitimi Beklentiler - Öneriler

BİRİM LABORATUVARI YAPILANMASI AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI. Ahmet Başustaoğlu

TIP FAKÜLTELERİNDE TEMEL TIP BİLİMLERİNİN YERİ VE AKADEMİK GELECEK PLANLAMASI

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler

STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ

Vakıf Üniversitelerinde Kontenjan Boşluğunun Nedenleri ve İleriye Dönük Tehlikeler

ZOOLOG TANIM A- GÖREVLER

Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü

EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ (ANADOLU LİSESİ 9 VE 10. SINIF)

Farmamorfoz: Eczacılıkta Uzmanlık

ASİSTAN SAYILARINDAKİ AZALMA VE FAKÜLTEMİZ ÜZERİNE ETKİLERİ

Bu evrak güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır. adresinden 8d b-9b07-d4e1 kodu ile teyit edilebilir.

Sağlık Bilimleri FAKÜLTESİ Ebelik Bölümü ARAŞTIRMA ÖZDEĞERLENDİRME RAPORU

ILK 100'DE SADECE ISTANBUL ÜNIVERSITESI VAR AYDıNNEWS

TÜRK TORAKS DERNEĞİ İŞ GÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI: İLGİLİ KİŞİLER VE KURUMLARIN DEĞERLENDİRMELERİ HANGİ YÖNDE?

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU Google Formlar

Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Derneği. Kulak Burun Boğaz Okulları. Rinoloji-Rinoplasti-Alerji-Uyku Okulu Çalışma İlkeleri. 1.


Prof. Dr. Cengiz Çokluk

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

UBC Derecenize Doğru İlk Adımınız BAŞLANGIÇ NOKTANIZ

TEK SAĞLIK TÜRK VETERİNER HEKİMLERİ BİRLİĞİ. Prof.Dr. Ender YARSAN. Halk Sağlığı Uygulamalarında Veteriner Hekimliği Hizmetlerinin Rolü Sempozyum

TÜRKİYE CUMHURİYETİ GİRESUN ÜNİVERSİTESİ ESPİYE MESLEK YÜKSEKOKULU BİTKİSEL VE HAYVANSAL ÜRETİM BÖLÜMÜ TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLER PROGRAMI BİLGİ FORMU

MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ

KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM. GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ ANABİLİM DALI STRATEJİK PLANI

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ

Dr. Öğr. Üyesi İsmail KOYUNCU Sağlık Hizmetleri MYO Müdürü

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ DOKTORA PROGRAMI DERS BİLGİ PAKETİ

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

7141 Sayılı Kanun çerçevesinde tarihinde kurulmuştur

Doç. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi

TÜRK TORAKS DERNEĞİ İŞ GÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI: İLGİLİ KİŞİLER VE KURUMLARIN DEĞERLENDİRMELERİ HANGİ YÖNDE?

TIBBİ MİKROBİYOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ BEKLENTİLER/ ÖNERİLER EĞİTİM HASTANESİ GÖZÜYLE

Tıp Fakültelerinde Temel Tıp Bilimlerinin Yeri ve Akademik Gelecek Planlaması. UHB 8. Toplantısı 7 Mayıs 2011 safa.kapicioglu@saglik.gov.

MAKİNA FAKÜLTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ İMALAT MÜHENDİSLİĞİ İSTANBULTEKNİKÜNİVERSİTESİ.

12. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları 3. dönem (1990-günümüz )

İZMİR DE YENİ DEVLET ÜNİVERSİTESİ

MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİKÇİ (MOLEKÜLER BİYOLOG)

Prof. Dr. Turan GÜVEN

DİŞ HEKİMİ A- GÖREVLER

düzeyleri arasındaki ilişki konusunda çalışması olmak. reperfüzyonu konularında çalışmaları olmak.

PROF.DR.FAHİR DEMİRKAN PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ REKTÖR ADAYI. Düşünen, çalışan,üreten ÜNİVERSİTE GİBİ ÜNİVERSİTE

NÖROLOJİ ANABİLİM DALI ASİSTAN KARNESİ. (Karne içeriği geçerli Nöroloji Uzmanlık Eğitim Müfredatına göre düzenlenmiştir)

Cumhuriyet Üniversitesi Tıpta Uzmanlık Eğitim Öğretim ve Sınav Yönergesi. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI ve DOĞUM A.D. İNTÖRN DOKTOR STAJ KARNESİ

Fatih Üniversitesi nde Optisyenlik ve Optometri Eğitim Çalışmaları

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma merkezi

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi nde Eğitim

Makine Mühendisliği Bölümü

ÖĞRETİM ELEMANI İLANI 1/5

Sağlık Hizmetlerinin ve Finansmanının Sürdürülebilirliği

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI TIBBİ BİYOKİMYA UZMANLIK EĞİTİMİ ÇEKİRDEK PROGRAMI

GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİKÇİ (MOLEKÜLER BİYOLOG)

Liselere Geçiş Sınavı: TEOG. Liselere Geçiş Sınavı: TEOG. Doğru Liseyi Nasıl Seçerim?

ORDU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ YILI BAHAR YARIYILI DERS KAYIT / KAYIT YENİLEME İŞLEMLERİ

Türkiye deki Devlet Üniversitelerinde Çalışan Kütüphanecilerin Özlük Hakları

T.C. İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL PERFORMANS DEĞERLENDİRME YÖNERGESİ*

STRATEJİK PLAN ( )

PEYZAJ MİMARLIĞI EĞİTİM-ÖĞRETİMİNE YÖNELİK ÖĞRENCİ GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİ ÖĞRENCİ FORUMLARI ORTAK RAPORU

MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ

T.C. ALTINBAŞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM VE SINAV YÖNERGESİ

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KBB ANABİLİM DALI STRATEJİK PLANI. Evrensel olarak en üst düzeyde eğitim, öğretim ve sağlık hizmeti vermektir.

50 yanıt. Özet BÖLÜM I YÖNETİM VE ÖRGÜTLEME YÖNETİM VE ÖRGÜTLEME

KLİNİK BİYOKİMYA YETERLİK KURULU

YÖNETMELİK. b) Merkez (Hastane): Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini,

YÖNETMELİK. a) Danışma Kurulu: Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi Danışma Kurulunu,

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası YENİ TEŞVİK MEVZUATI DESTEKLERİ İÇİN NİHAİ ÖNERİLERİMİZ RAPORU 2012

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ. EĞİTİM VE GENEL AMAÇLI KURUL VE KOMİSYONLARIN KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ Amaç

Tel: +90 (312) Faks: +90 (312) e-posta: Dr. Adnan AĞIR A. Ph.. D.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN

İntörn Mühendislik Yelpazesini Genişleteceğiz

Fakülte/Enstitü/ Bölüm/Program/ Kadro Sıra No. Anabilim Dalı Çocuk Diş Hekimliği. Yüksekokul. alanında doktora yapmak ya da uzmanlığını almış olmak.

Karabük Üniversitesi / İşletme Fakültesi. Merakınızın peşinden gidin: Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım.

EĞİTİM FAKÜLTESİ İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ

Sayı: 2000/01 FAALİYET TEKNİK RAPORU

Transkript:

güncel gastroenteroloji 18/1 Prof. Dr. Rauf SEZER ile Kısa Bir Söyleşi... Ali ÖZDEN G. G. Nerede doğdunuz, ilk ve orta öğretiminizi nerede tamamladınız, doğduğunuz ve çocukluğunuzu yaşadığınız dönem hakkında bugün hatırlayabildikleriniz nelerdir? R. S. İstanbul da doğdum. İlkokulu Fatih 27. İlkokulu nda bitirdim. Ortaokulu Karagümrük Ortaokulu nda, liseyi Vefa Erkek Lisesi nde okudum ve 1947 yılında fen şubesini pekiyi derece ile tamamladım. Liseden sonra İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim bölümüne devam ettim. Paris Güzel Sanatlar Akademisi nde burs kazandığım halde, gitmekten vazgeçip, 1948 yılında İstanbul Tıp Fakültesine girdim. 1954 yılında Tıp Fakültesinden mezun oldum ve aynı fakültenin 3. İç Hastalıkları Kliniği nde asistan olarak çalışmaya başladım. Benim çocukluk ve gençlik yıllarımda çok güvenli ve mutlu yıllar yaşadık. İstanbul nüfusu yarım milyon civarında, yaşam ve yediğimiz-içtiğimiz doğal şartlar içindeydi. Trafik problemi yoktu. İnsanlar arasında saygı sevgi ön plandaydı vs. Sonra 2. Dünya Savaşı başladı. Herşey alt-üst oldu. Fırınlarda ekmek kavgalarını, ilaç ve aşı yokluğunu gördük. Savaş yıllarında Anadolu ya mecburi göç vardı. Savaş bitti, sonra herşey yavaş yavaş normale dönmeye başladı. G. G. Siz olsanız orta eğitimin hedefinin ne olmasına karar verirsiniz? R. S. İlk ve orta eğitimin hedefi bütün dünyada olduğu gibi, gençliğe hayatın hedef tahtasını göstermek olmalı, başarısızlığın kişisel ve toplum bakımından getireceği zararları öğretmek olmalıdır. Eğitimli ve çalışkan kişiliğin önemi vurgulanmalıdır. Hedef tahtasında ahlak, kültür, meslekte sevgi ve saygı bantları, toplum hayatının önemi iyi sunulmalıdır. Yaşam ve insan sevgisi, meslek aşkı, topluma hizmet duygusu, yapıcı ve yaratıcı olabilme yeteneklerinin kazanılması eğitim programlarında esas olmalıdır. Papağan şeklinde ezbercilik, matematiksel eksiklik ve hayal dünyasında yaşatan, anlamsız eğitim sistemleri geri kalmış ülkelerin bir hastalığı olmuştur. G. G. Tıp eğitimi döneminde sizde iz bırakan olaylar nelerdir? R. S. Tıp eğitimini biz İstanbul Tıp Fakültesi nin şanslı yıllarında yaşadık. Öğretim üyelerimizin çoğu Almanya dan göç etmiş, Dünya çapında değerli ve önemli dallarda otorite olan kişilerden oluşmaktaydı. Kendilerini tamamen mesleklerine vermiş, prensip sahibi, tam gün çalışan bilim adamlarıydı. Öğrenciye her zaman kapılarını açık tutarlar, bir nevi bilim hırsı aşılarlardı. Her hasta ayrı bir dünya, Her hastalık ayrı bir olaydır fikrini telkin ederlerdi. Tıp mesleğinin öncelikle para kazanmak mesleği olmadığını söylerler, mesleğin kutsiyeti üzerinde dururlardı. G. G. Bugünkü tıp eğitimi ile batı standartlarına ulaşmak mümkün olacak mıdır? R. S. Bu günkü tıp eğitimi zaten, önemli bazı eksikliklere rağmen batı standartlarına paralel bir seyir arz etmektedir. İşi da- 15

R. S. Bugün tıp eğitimi her ne kadar modern eğitim sistemleri ile yürütülse de, esasında bu eğitimin merkezinde usta-çırak ana unsuru yatmaktadır. Bu bakımdan ülkemizde ciddi bir sorun olduğu düşünülmelidir. Bunun sebebi de; her fakültede mevcut öğretim üyelerinden bir kısmının eski ve deneyimli kaynaklardan gelmemiş olmalarıdır. Ayrıca her tıp fakültesinde teknik olanaklar ve ideal kadrolar tamamlanmış değildir. Araştırma laboratuvarlarında büyük eksiklikler mevcuttur. Parasal sorunlar halledilmiş değildir. G. G. Akademik gastroenteroloji eğitimi için programlar sizce yeterli midir, iyi bir akademisyen yetiştirmek için olmazsa olmazlar nelerdir? R. S. Durmadan gelişen ve değişen tıp bilimlerinde akademik gastroenterolojinin eğitimi için de mevcut programların yeterli olduğunu söylemek yanlış olur. Öncelikle değişim ve gelişmelere, uluslararası atılan adımlara ayak uydurmamız gerekir. Büyükkifli AGAYEV, Rauf SEZER, Kufladas 2003, Ulusal Gastroenteroloji Kongresi ha ciddiye almak ve köklü bir çözüm yönünden ele almak gerekirse; bu problemi devamlılık gösteren, akademik uzmanlardan kurulan bir kuruluşa, yani bir akademik konseye görev olarak vermek gerekir. Uluslararası standartlar bir sır değildir. Daha üstün bir ulusal standart bile geliştirilebilinir. Akademik Tıp Konseyi bile diyebileceğimiz bu kuruluş zaman içinde üyeleri değişen, bütün tıp fakültelerinden gönderilen birer üye ile oluşan ve o da belli bir sayıda geliştirilen Akademik Kurulu, yani yönetim kurulunu organize eder. Bu konsey ve kurul Merkez Bankası gibi özerk, bir derece yarı resmi olarak çalışır. Bütün tıp eğitim plan ve programları, her türlü yenilik ve maddi sorunlar burada çözülür. Politik ortam ve tabip odaları ancak fikren müdahil olabilmelidirler. Böylece bütün üniversitelerde asgari standart esası devreye girer, ülke çapında bir standart yükseliş kazanılmış olunur. İyi bir akademisyen yetiştirebilmek için deneyimli köklü, uluslararası dirsek teması olan, panel ve kongreler düzenleyebilen, hasta bakım ve araştırma laboratuvarları tamamlanmış merkezlere ihtiyaç vardır. Bu merkezler günü gününe dünyadaki yayın ve gelişmeleri izleyecek elektronik sistemlere ve kitaplığa sahip olmalıdır. G. G. Uzmanlık eğitimi için hazırlanan eğitim programlar yeterli midir, bu konuda önerileriniz var mı? R. S. Günümüzde uzmanlık eğitimi için hazırlanan programlar hakkında yeterli bir fikrim yok. Bilindiği gibi akademisyenlik ayrı, uzmanlık ayrı konulardır. Uzmanlıktan geçmedikçe akademisyenliğe ulaşmak mümkün değildir. Her uzman da akademisyenlik yolunda değildir. Rauf SEZER, Nihat S PAH Ulusal Gastroenteroloji Kongresi, Antalya, 1996 G. G. Bugünkü tıp eğitiminde yaşanan önemli sorunlar var mıdır varsa nelerdir? 16 MART 2014

13. Ulusal Gastroenteroloji Kongresi, 1996, Antalya. Buna göre; uzmanlıkta kalacak meslektaşların yetiştirilme programlarında uygulama, hasta bakımı, teknik araç ve gereçler, tedavi metotları esas alınmalıdır. Bu grupta araştırma isteğe bağlı kalmalı yenilikleri izleme hevesi aşılanmalıdır. G. G. Geriye baktığınız zaman bugün bilimsel gastroenterolojide mi yoksa uygulamalı klinik gastroenterolojide mi ilerleme vardır? R. S. Bilimsel gastroenteroloji ile klinik gastroenterolojiyi birbirinden tamamen soyutlamak mümkün değildir. Fakat bu ikisinin gelişmelerini incelediğimiz zaman klinik gastroenterolojinin önemli gelişme gösterdiğini gözlemekteyiz. Özellikle endoskopik tedavi metotlarında, tanı enstrümanları teknolojisinde, bazı karaciğer hastalıkları ve organ nakli yelpazesinde her geçen gün önemli adımlar atılmaktadır. Bilimsel sahada işlem daha yavaş gelişmektedir. G. G. Üniversiter kurumlar kimliklerini geliştirme imkanı bulmakta mıdır? R. S. Ülke çapında gözlem yaparsak; üniversiter kurumların kimliklerini geliştirme çabası içinde olduklarını görürüz. Fakat her üniversite için bu tartışmalı bir konudur. Bir tıp fakültesinin ciddi bir akademik kurum olması kolay bir iş değildir. Bunun yeterli ve deneyimli bir kadro, eğitim tecrübesi, yeterli ve faal araştırma laboratuvarları, ciddi ve değerli, bilimsel portföyü olması gereklidir. Yanlış organizasyonlar, teşkilat dağınıklığı, yaz-boz organizasyonları gelişmenin başlıca engelleridir. Organize, yetkili, otorite olarak özerk ve aktif bir akademisyenler konseyi ve kurulu ülke çapında konuya el atmadıkça üniversiter kurumların paralel şekilde gelişmeleri mümkün değildir. Bunun dışında her üniversite kendi çabaları ile bir noktaya ulaşabilir, bu da ülkenin bilim seviyesi bakımından çok düşüklüğe sebep olmaktadır. G. G. Ülkemizde özgün bilimsel araştırmanın durumu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? R. S. Özgün bilimsel araştırmaların ülkemizde yeterli olmadığı kanaatindeyim. Bu araştırmalar esaslı sorunlara ve bilimsel konulara hedeflenmeli ve keşfedici olmalıdır. Yapılan araştırmalar daha çok ilaç uygulamalarına ve bazı cerrahi tekniklere dayanmaktadır. Köklü araştırmalar fizyolojik, patolojik, genetik, mikrobiyolojik, biyokimyasal vs. gibi temel unsurlara dayandığı ve orijinal olduğu vakit önemlidir ve bazen de keşif değerindedir. Bu GG 17

13. Ulusal Gastroenteroloji Kongresi, 1996, Antalya. bakımdan fazla övünülecek durumda olmadığımız da dünya istatistik yayınlarında açıktır. G. G. Bugün geçmişe baktığınız zaman yapılması gerekip te yapılmayan neler görmektesiniz? R. S. Geçmişi kritik ve tenkit etmek kolaydır. Türkiye de tıp dalında akademik ve bilimsel hayat Cumhuriyetin kuruluşundan seneler sonra başlamıştır denilebilir. İstanbul Üniversitesinin kuruluşu ve bir Alman ekolünün bu kurumda görev alması akademik kapıyı açan bir anahtar olmuştur. Gelişmiş ülkelere giden ve oralarda klinik ve araştırma dallarında çalışan yerli akademisyenler de bilimsel çalışmaları ile zaman içinde ön plana çıkabilmişlerdir. Fakat bu hiçbir zaman yeterli olmamıştır. Maddi imkansızlıklar da geri kalmakta önemli bir faktör olmuştur. Akademik yapıda yetersiz kişiliklerin de sahnede olması, bazı eş-dost, politik güçlü kişilerin değişik nedenlerle acuzeleri kollaması da yapılmaması gerekenler arasında sayılabilir. Geçmiş zamanda hastane ve muayenehane çalışmalarına önem verilmiştir. Eğitim düşündüğümüzden çok başarılı olmuş, fakat araştırmalara çok önem verilmemiştir. Burada ülkenin ekonomik faktörleri de büyük rol oynamıştır. Araştırma heveslileri ve fonları oluşmamıştır. Dünya savaşları ve yönetim değişiklikleri de etkili sebepler arasında sayılabilir G. G. Gastroenterolojinin hepatoloji, İBH, ileri girişimsel endoskopi gibi yan dallarının oluşması konusundaki düşünceleriniz nelerdir? R. S. Gastroenteroloji tıbbın ve iç hastalıklarının en büyük ve en yüklü dallarının başında gelir. Ülkemizde anabilim dalı olmaması büyük bir eksiklik ve bazı entrikaların sonucudur. Eğitimin, araştırmalar ve akademik bakımdan yan dallara ayrılması verimliliği çok artıracaktır. Klinikte uzmanların hasta bakımında bu konu geri planda tutulabilinir. Akademik kuruluşlarda Gastroenteroloji anabilim dalı, Gastroenteroloji kanal hastalıkları, karaciğer ve safra hastalıkları, pankreas hastalıkları, endoskopi ve girişimsel endoskopi vs. gibi yan kollara ayrılabilmeli, bu konularda araştırma yapacak, arzulu akademisyenlere özel ve ileri imkanlar sağlanmalıdır. İhtiyaca göre değişik yeni yan kolları kurmaktan çekinilmemelidir. Tıp dünyada en hızlı gelişen bir bilim dalıdır. Fakat bu yan bilim dalları akademik kuruluşlarda ya bir otoritenin veya otoriter bir kurulun yönetiminde yaşamını sürdürmelidir. Dağınık gelişme de önemli bir engeldir. G. G. Üniversiter eğitimde yarın için önerileriniz varsa lütfen söyleyiniz. R. S. Üniversiter eğitim tıp dalında Tıp Üniversiteleri kurulmakla başlarsa başarı seviyesi daha üstün olur. Bu üniversite tıp fakültelerini, eczacılık ve diş hekimliği fakültelerini, biyokimya, genetik ve diyet enstitüsü veya başka statü altında bünyesinde toplar. Sağlık okulları da bu üniversitelerin bünyesinde olmalıdır. Bütün tıp üniversiteleri tek bir otoriteye bağlanmalıdır. Bu otorite de; Ulusal Sağlık ve Tıp Akademisi şeklinde tecelli etmelidir. Bu kuruluş; bütün üniversitelerden birer temsilcinin katıldığı, senede birkaç aralıkla toplanan ve ana prensipleri hayata geçiren bir konseyin otoritesinde olmalı, bu konsey yönetimde devamlılık gösteren Akademi Yönetim Kurulu nu seçmelidir. Teşkilat planları, prensipleri ve kanunu ayrıca ele alınacak, çok yönlü bir konudur. İlk kuruluşta politik sahanın devreye 18 MART 2014

girmesi mecburiyeti vardır. Sonradan Merkez Bankası gibi özerk kalmalıdır. Ulusa ve devlete karşı sorumluluğu da tam olmalıdır. Bu kuruluş ülkenin sanki bir Sağlık Bankası gibi düşünülmelidir. G. G. Tam gün hakkında düşündükleriniz, olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? R. S. Tam gün esasında ileri ülkelerde akademisyenlere uygulanan onore bir yöntemdir. Değerli, kendisini ispatlamış ve hayatını bilime hasretmiş, zaman zaman önemli keşiflerde bulunabilen kişilerin yararlanabildiği bir usuldür. Genelinde çalışmasında önemli bir proje uygulaması vardır. Bu çalışmalar yüksek ödemeler alır ve grup çalışmaları şeklinde olur. Projeyi yürüten kişi bütün gününü ve emeğini burada toplar. Tatmin edilmiştir, para ve maddi kazanımlar peşinde de değildir. Olanak sağlayan maddi kaynaklara da hesap vermek durumundadır. Başarılarını ve bilimsel buluşlarını uluslararası bilim ortamlarında ve kongrelerde yayınlar. Kitaplar yazar, kitaplara geçer. Tam gün için bilimsel üstünlüğünü ortaya koymak durumundadır. Burada uzmanların tam gün çalışmaları ile akademisyenlerin tam gün çalışmalarını birbirine karıştırmamak lazımdır. Birincisi günlük çalışma ve pratik uygulama ile ilgilidir, diğeri akademik görevin esası olan eğitim ve araştırma görevi ile bağıntılıdır. Uzmanlar bütün çalışmalarını bağlı oldukları kurumlara hasredebilirler ve bunun karşılığında da hak ettikleri ücretlerin verilmesini şart koşabilirler. Akademisyenlerin bir kısmı uzmanlar gibi çalışırlar, eğitimin yüküne ve araştırma konularına girmezler, bunlara uzman statüsü uygulanmalıdır. Tam gün çalışma ve imkanı layık olan akademisyenlere verilmelidir. Bu yasa ülkemizde tembelliğe prim olmamalıdır. LEV NIKOLAYEVIÇ TOLSTOY (1828-1910) nsano lunun de eri bir kesirle ifade edilecek olursa; pay gerçek kiflili ini gösterir, paydas da kendisini ne zannetti ini. Payda büyüdükçe kesrin de eri küçülür. GG 19