BAK POSTACI GELİYOR (Tek Perdelik Çocuk Oyunu) Kişiler TEYZE: 55-60 yaşları civarında sağlıklı ve dinç görünüme sahip biri POSTACI: 22 yaş civarında, zayıf, sempatik biri ŞEF:35-40 yaşlarında biri KÖPEK: Tombul, sevimli bir köpek Mekanlar Teyzenin Evi, Postacının Ofisi Bak Postacı Geliyor (2009), Hakan ÜN
TEYZENİN EVİ Postacı yorgun olarak gelir kapıyı çalar. İçeriden teyze dinç olarak gelir. (Teyze hızlı hızlı gelene kadar postacıda yorgunluk belirtileri görülür.) TEYZE: Geldim, geldim! Tam postacının önüne gelince sağ eliyle kendi göz hizasında parmaklarıyla yuvarlak yapar, kapı deliği oluşturur. Bu kapı deliğinden bakar ama postacıyı göremez. TEYZE: Kim oooo? POSTACI: Benim teyze, yine ben, her sabahki gibi. Postacı! Teyze delikten bakmaya devam eder ama boyu uzun kaldığı için postacıyı göremez. TEYZE: Eğilsene biraz. Postacı eğilir ama şapkası engel yapar teyzeye. POSTACI: Kapıyı açsan görürsün teyze değil mi? TEYZE: Heh tamam, bu cevabı veren tek kişi sensin. Teyze kapıyı açar. Postacı yorgun argın ama gülümseyerek teyzeye doğru gelir. POSTACI: Merhaba! Günaydın teyze! Nasılsın bu sabah? TEYZE: İyiyim postacı evladım hoş geldin, geçsene içeri. POSTACI: Eee geçerim ama o yine içerde mi? TEYZE: Evet, her zamanki gibi. POSTACI: O zaman girmeyeyim. Yine kızarsa bana? TEYZE: Kızmaz, kızmaz. Bu esnada içeride dolanan köpek gelir. POSTACI: Eyvah geldi gene, bak başladı yine kızmaya! Köpek ona doğru havlamaya başlar. Teyze köpeğe bakar onu uzak tutmaya çalışırken postacıya bakar. TEYZE: Bak yine korkun ondan. Eğer korkmasaydın havlamazdı sana. POSTACI: Ama teyze korkuyorum işte. TEYZE: Korkma! Ona bak, bir kere gülümse, sonra git sev onu. POSTACI: Ya ısırırsa? TEYZE: Dene bakalım. 1
Burada postacı korka korka köpeğin yanına gider, elini yavaş yavaş köpeğin başına götürür sever. Köpek bişey yapmaz, yüzü güler. Postacı da köpeği severken yüzü güler. O arada teyze sorar. TEYZE: Hadi postacı gel hazır çayım var içerlim birlikte. Postacı bu arada köpeği bırakır ve sandalyeye doğru yürür: POSTACI: Geliyorum teyze yine nefis çayın var demek. Postacı oturur. İzleyenlere doğru bakar, onları işaret ederek: POSTACI: Şu resimdekiler senin torunlar mı teyze? Teyze çayı getirir kendisine uzatır. TEYZE: Evet, hepsi benim torunlar nasıl ama? POSTACI: Ne güzellermiş hepsi! Postacı çayı içmek ister ama elini kaldırırken eli titrer, zorlanır. TEYZE: Aaa noldu sana be postacı! Postacı kaldırmaya devam eder ama zorlanır tuhaf sesler çıkarır. TEYZE: Hmm anladım ben seni, sen güçsüz kalmışsın. Süt içiyor musun sen postacı? POSTACI: Yılda bir kez içiyorum. TEYZE: Ispanak yiyor musun postacı? POSTACI: Eee şey, 3 ayda 1. TEYZE: Bak o zaman bu akşam hiçbir yere söz verme bana ıspanak yemeye gel tamam mı? POSTACI: Tamam olur teyze. TEYZE: Bak sen şimdi o çayı bıraaaak. Teyze çayı elinden alır. TEYZE: Sana bir bardak süt getireyim ben. POSTACI : Ama, ama teyze şey çay iyiydi. Teyze çayı getirene kadar postacının suratı buruşur. TEYZE: Al bakalım postacı hatta dur sen ben içireyim. Güç kuvvet gelsin sana. Postacı önce yüzünü buruştursa da, teyze ona sütü içirirken postacı hmm hmm layıp durur. Postacı iki dikişte içer, içtikten sonra gözleri açılır. Gözlerini sağa sola oynatır. 2
TEYZE: Etkisini hemen çabuk gösterdi demek. POSTACI : Vav, vay of aman. Bir güç geldi içime sanki teyze! Postacı ayağa kalkar, havayı içine çeker, kollarını kaldırarak yapar. Teyzeye bakar. Teyzeyle oynamaya etrafında dönmeye başlar. Bu esnada: POSTACI : Oh be, işte doğa, işte mutluluk, işte hareket. Teyze gülümser. TEYZE: İşte benim de sağlıklı olmamın kaynağı bu, gördüm mü? (ŞARKI: NEŞELİ BİR MÜZİK, ONLARIN HAREKETLERİ İLE UYGUN BİR ŞARKI) Teyze tavşan gibi sıçrar. Durur. Arkasından postacı da tavşan gibi zıplar, teyze önden zıplar postacı da arkadan. Sonra teyze dönerken postacı durur arkasını döner yuvarlığı tamamlayan teyze ile karşı karşıya gelir. POSTACI : Teyze ben sana bu günkü mektubunu getirmiştim ama vermeyi unutuyordum az daha. (bunu söylerken mektubu çantasından veya cebinden çıkarır.) TEYZE: Ah canım.. Hemen oku bakalım ne diyorlar bugün. POSTACI : ıhı ıhı. Başlıyorum. Teyze kafa sallar. POSTACI : (postacı bunu okurken arada duraklayıp kağıda yaklaşıp uzaklaşacak, teyzede o okuyamadığı zamanlarda kağıda bakacak, arada düzeltecek onu) Değerli anneciğim... Bugün nasılsın, inşallah iyisindir. Bizleri sorarsan çok iyiyiz, ben ve gelinin her gün çalışmaktayız. Torunun ise okuluna devam etmekte. Dersleri de iyi gidiyor sınavları başlayacak yakında. Seni çok özledik en yakın zamanda gelmeyi seni görmeyi çok istiyoruz. Ellerinden öper yarınki mektupta güzel ve mutlu haberlerimizi yollamayı dileriz. Postacı okurken Teyze gülümser, arada onun yanlışlarını düzeltmeye çalışır. Postacı okuduktan sonra iç geçirir. Ardından mektubu teyzeye bırakır. Hafif utangaç bir tavırla kapıya döner postacı. POSTACI : Teyze hazır bana güç gelmişken elimdeki postaları da dağıtayım, olur mu? TEYZE: Tamam postacı evladım. Ama akşama ıspanak yemeye bekliyorum seni. Postacı evden çıkar, gider. 3
(ŞARKI: EV BÖLÜMÜNDEN OFİS BÖLÜMÜNE GEÇERKEN, OYUNCULAR YERLERİNİ ALINCAYA KADAR OLAN SÜREDE ÇALACAK, ORTA NEŞEDE BİR MÜZİK) POSTACININ OFİSİ Postacı dinç bir şekilde mektup yazmaktadır, kendini kaptırmıştır. Şefi gelir ve ona bakar, postacı onu duymaz. ŞEF: ıhı ıhım. POSTACI: Aa şef merhaba ŞEF: Merhaba Postacı! Gözün ışıl ışıl parladığına ve bu kadar yoğun çalışabildiğine göreee. Dur tahmin edeyim, sen süt içtin. Yanılıyor muyum? POSTACI : Bir süt bu kadar fark ediyor mu yahu. Bugün gittiğim her kapıdan böyle dediler. ŞEF: Sen yine teyzeye mektup mu yazıyorsun bakalım? POSTACI : (utanarak) Ama.. Şef şey.. Evet. ŞEF: Bak postacı, bunu kaç aydır yapıyorsun. Kadıncağız seviniyor. POSTACI : İşte, seviniyor. ŞEF: Ama çocuklarından gerçekten haber alamıyor değil mi? Yani en azından üç aydır haber gelmiyor değil mi? POSTACI : (Mahcup) Evet şef. ŞEF:Bu yaptığın suç mu bilmem ama bence yanlış postacı. POSTACI : Ama ona haber gelince çok seviniyor, bana çay yapıyor, konuşuyoruz. Arada bana "evladım" da diyor. Hatta bu akşam beni ıspanak yemeğe çağırdı. ŞEF: Bak, senin düşündüklerini anlıyorum ama ona da boşuna umut veriyorsun. Ona bu gerçeği söylemelisin bence. Madem ona gidiyorsun, bu akşam ona doğruyu söyle tamam mı? POSTACI : (üzgün ve duraksayarak) Peki şef. ŞEF: Hadi aslan postacı! (ŞARKI: OFİS BÖLÜMÜNDEN EV BÖLÜMÜNE GEÇERKEN, OYUNCULAR YERLERİNİ ALINCAYA KADAR OLAN SÜREDE ÇALACAK, YAVAŞ BİR MÜZİK) TEYZENİN EVİ Postacı eve gelir kapıyı çalar. Teyze gelir, delikten bakar. Görmeye çalışırken: POSTACI : Ispanak yemeye geldim. Teyze kapıyı açar. POSTACI : Vay be, parola gibi oldu. Teyze gülümser. TEYZE:Hoş geldin postacı evladım. Nasıl geçti bakalım günün? 4
POSTACI: Sayende çok verimli geçti teyze, herkesin postasını dağıttım birer birer. Herkes yüzüme baktı ve süt mü içtin sen diye sordular. Ne sütmüş be teyze. Teyze gülümseyerek dinledikten sonra. POSTACI : Sen ne yaptın bugün nasıl geçti teyze. TEYZE: İyiydim sayende, bugün mektubu getirdin ya her gün bunları okumak beni mutlu ediyor. POSTACI : Ya teyze, ben de tam sana şey diyecektim... TEYZE: Ne diyecektin? POSTACI :Bana kızar mısın? Yani kızacaksın ama sana her gün gelmeme izin ver oldu mu, yani yine seninle konuşabilir miyim? TEYZE: Ne demeye çalışıyorsun postacı? POSTACI : Şey, teyze. O mektuplar var ya sana her gün getirdiklerim. TEYZE:Evet. POSTACI : Onları ben sana. Yani hep. Üç aydır hep ben yazdım sana. Teyze kahkayı basar. Postacı şaşırır. TEYZE: Nasıl farkına vardın? POSTACI :Şey, nasıl yani? Yani şey şefim söyledi bana. Farkına mı vardım, neyin yani? TEYZE:Bak havuç da yemiyorsun değil mi sen? POSTACI : Evet de bu ne demek yani? Teyze kağıdı getirmeye gider. TEYZE: Üç aydır bütün kâğıtların altında Kasaba Posta Ofisi yazıyor ve adres telefon var. Ama tabi sen bunları okuyamıyorsun değil mi postacı? POSTACI : Aaa ben onları neden göremedim ya. Hay Allah (der ve gülümser.) TEYZE:Dediğim gibi havuç yeseydin görürdün onları. Bu kâğıtları ofisten yolluyorsunuz, yazışmalarda kullanıyorsunuz. Değil mi? POSTACI : (şaşkın)evet TEYZE: Bunları biliyordum ama bunu anladığımı sana söylemek istemedim. 3 ayda bir posta atan çocuğumdan daha fazla düşündüğün ve oturup her gün yazığın için asıl ben sana teşekkür ederim. Postacı gülümser. TEYZE: Hadi bakalım ıspanak yemeye, yanına havuçta doğrayayım. POSTACI : Çok iyi olur teyze zahmet olacak. Şef sokak kapısına gelir. Kapıyı çalar. ŞEF: Teyze, Teyze. 5
Teyze kapıya yönelir, delikten bakacak olurken. Postacı atılır. POSTACI : Teyze o bizim şef. Teyze kapıyı açar. ŞEF: Teyze sana akşam kamyonunda mektup geldi yarına beklemeye dayanamadım, hemen getirdim. Hepsi sevinirler. Bu arada düşünceli şef postacıya bakar. Teyze ona döner. TEYZE: Biliyordum şef, postacı evladımla biz anlaştık. Önce şu mektubu okuyalım da sonra sana yemekte anlatırız. Şef kağıdı açar okur. ŞEF: Sevgili annecim, bir taneciğim. Nasılsın, inşallah iyisindir. Ben, eşim ve torunun çok iyi, ellerinden öperiz. Çocuğun okulu tatile girdi, ben ve eşim de izin aldık. Haftaya izin başlar başlamaz senin yanına geliyoruz. Bize ıspanak yaparsın değil mi? Öptük ellerinden. Oğlun, gelinin ve biricik torunun.. Postacı ve teyze mektup okunurken gülümseyerek dinlerler. Sonra birbirlerine bakarlar. Teyze gülümseyerek TEYZE: Hadi bakalım şimdi hep beraber sofraya ıspanak yemeye! (ŞARKI: BAK POSTACI GELİYOR) Sofraya yönelirler sonra geri dönerler ve el ele tutuşup postacı şarkısını söylerler. Köpek de gelir onlar şarkı söylerken havlar. Selam verirler ve oyun biter. 6