VERGİ MAHREMİYETİ. Bu yasak, yukarıda yazılı kimseler, bu görevlerinden ayrılsalar dahi devam eder.

Benzer belgeler
İlan Yoluyla Yapılan Tebligat İşlemleri Vergi Mahremiyetini İhlal Etmektedir. Lebib Yalkın Dergisi (Haziran 2017 Sayı 162)

KONU : Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No: 455

Sirküler Rapor / YILINDA BORÇLU MÜKELLEFLERİN İLANI

kesinleşen vergi ve cezalar ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş vergi ve cezaların

SİRKÜLER TARİHİ : 02/07/2012 SİRKÜLER NO : 2012/56 E.FATURA UYGULAMA KAPSAMINI GENİŞLETEN GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI:

Sirküler 2013/16 Sahte Ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleyenler, Kullananlar Ve Bunlara İştirak

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

SİRKÜLER. Vergi Usul Kanunu'na "Teminat uygulaması" başlıklı 153/A Maddesi Eklenmiştir.

TEBLİĞ GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 301)

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/3

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI (SERİ NO: )

tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 478 sıra no lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ni kapsamaktadır.

VERGİLERİNİ ZAMANINDA ÖDEYEN MÜKELLEFLERE 1 OCAK 2018 TARİHİNDEN İTİBAREN VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI BAŞLIYOR

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI.

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

BAZI KAMU ALACAKLARININ UZLAŞMA USULÜ İLE TAHSİLİ HAKKINDA KANUN. (5736 S. Kanun )

Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanun Kanun No Kabul Tarihi: 20/2/2008

Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 301) (Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi)

301 SERİ NO LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ 2017 / 122

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN DÜZENLENMESİ GEREKEN SERBEST BÖLGE FAALİYET TASDİK RAPORU NA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

2011 YILINDA BORÇLU MÜKELLEFLERİN İLANI

HARÇLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 59) Resmî Gazete: 14 Mart 2009/ 27169

VERGİ USUL KANUNU NA EKLENEN 153/A MADDESİ İLE GETİRİLEN TEMİNAT UYGULAMASI

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir:

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir.

Kapsam Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti.

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/25

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERİN BORÇLARININ TECİLİ VE BAKANLAR KURULUNA TANINAN TECİL YETKİSİ

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO:420) Resmî Gazete 7 Aralık 2012 CUMA Sayı : Maliye Bakanlığından:

Bu kapsamda, 142 seri No lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde vergi levhası asmak zorunda olan mükellefler aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.

KONU : 24 SERİ NO.LU ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANDI.

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2017/84

6736 SAYILI KANUN RESMİ GAZETE Tarih : 19/8/2106 Sayı : 29806

GELİR VERGİSİ KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

BİLGİ EDİNME HAKKI VE VERGİ MAHREMİYETİ

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

KASA MEVCUDU VE ORTAKLARDAN ALACAKLARA İLİŞKİN HAKLARINDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILAN MÜKELLEFLERLE İLGİLİ 6552 SAYILI KANUN KAPSAMINDA DEĞERLENDİRME

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

6111 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DÜZENLEMELER (2) (Madde 6-9)

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

SİRKÜLER 2017/73. Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi Uygulamasına İlişkin Gelir Vergisi Genel Tebliği Resmi Gazete de Yayımlandı.

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim Ve Y.M.M. A.Ş.

İNDİRİMİ BAKIŞ MEVZUAT VERGİSİNİ ZAMANINDA ÖDEYEN MÜKELLEFLERE VERGİ BAŞLIK. Sayı 2017/39

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

Konu:Kesinleşmiş Alacaklar, Kesinleşmemiş Veya Dava Safhasında Bulunan Alacaklar, İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler

GECİKME FAİZİ, GECİKME ZAMMI UYGULAMASI VE KARŞILAŞTIRMASI

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLER İÇİN % 5 LİK VERGİ İNDİRİMİ 13 MART 2019

VERGİYE UYUMLU BAZI MÜKELLEFLERE GELİR/KURUMLAR VERGİSİ İNDİRİMİ GETİRİLDİ:

Matrah Ve Vergi Artırımı (Madde: 5)

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

485 SIRA NO.LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ 2017 / 111

Sirküler No: 2017 / 38 Tarih:

Özelge: Mükelle yet Tesisi hk.

6736 Sayılı Kanunun Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Hükümleri

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

Sirküler Rapor Mevzuat /30-1 TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ (SERİ: B SIRA NO: 9) YAYIMLANDI

BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUN

YENĠ DÜZENLEMELER IġIĞINDA VERGĠ MAHREMĠYETĠ

BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM LTD. ŞTİ.

SİRKÜLER RAPOR ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ. (Seri No:24)

GEÇİCİ VERGİ BEYAN DÖNEMLERİ AZALTILMALI, ORANLARI YENİDEN BELİRLENMELİDİR

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

VERGİ VE DİĞER BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 7143 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2)

YURTDIŞINDA MUKİM KURUMLARIN TÜRKİYE DEKİ TAŞINMAZ SATIŞLARININ VERGİLENDİRİLMESİ

girmektedir.

2012 KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ ÜZERİNDEN HE- SAPLANAN VERGİDEN DÖNEM İÇİNDE ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUBU

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2018/66

TURİZMİ TEŞVİK KANUNU NUN CEZAİ HÜKÜMLERİ

SON DÜZENLEMELER ÇERÇEVESİNDE SİGORTA VE KAMBİYO İŞLEMLERİNDE BSMV UYGULAMASI

1 VERGİ HUKUKU VE TEMEL KAVRAMLAR

Ek-1 T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

42 Sıra No.lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/01

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2017/80

SİRKÜLER RAPOR GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 86 ) Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/87

BİLİNEN ADRESLER I-MADDE METNİ: Madde 101-Bu kanuna göre bilinen adresler şunlardır:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

6111 SAYILI YASA İLE 5811 SAYILI YASADA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERE İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

Mali Tatil uygulaması, bu yıl 1 Temmuz 2017 günü başlayıp - 20 Temmuz 2017 Perşembe günü sona erecektir

VERGİ YAPILANDIRMA NOTLAR

/101-1 MÜCBİR SEBEP HALİ DOLAYISIYLA VERİLMEYEN BEYAN VE BİLDİRİMLERİN, 31 AĞUSTOS 2018 TARİHİNE KADAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR

Mali tatilin uygulanacağı tarihler 6661 sayılı Kanun un 18 inci maddesi ile 5604 sayılı Malî Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanunun;

SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 58 İST, Seri No lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği yayımlandı.

19 SERİ NO LU NO LU ÖTV GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

HUMK, HMK VE İİK PARASAL SINIRLARI

VERGİ LEVHASI ASILMASI MECBURİYETİ KALDIRILMIŞTIR. ANCAK VERGİ LEVHASININ İŞLETMELERDE BULUNDURULMASI GEREKMEKTEDİR.

Harçlar Kanunu Genel Tebliğ Taslağı. (Seri No: 59)

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

HUMK, HMK VE İİK PARASAL SINIRLARI

2016 Yılı Mali Takvim Uygulamaları

Tarih: Sayı: 2012/86. Konu:

Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanuna ilişkin 1

Sirkülerimizin konusunu 6824 Sayılı Vergi Kanunlarında Gerçekleştirilen Düzenlemeler oluşturmaktadır.

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

GELĠR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ TASLAĞI (SERĠ NO: )

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2010/37 TARİH:

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

Transkript:

VERGİ MAHREMİYETİ I-MADDE METNİ: Madde 5- Aşağıda yazılı kimseler görevleri dolayısiyle, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine müteallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazımgelen diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef'ine kullanamazlar; 1. Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar; 2. (23.6.1982-2686 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle değişen bent) Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştayda görevli olanlar; 3. Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler; 4. Vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler. Bu yasak, yukarıda yazılı kimseler, bu görevlerinden ayrılsalar dahi devam eder. (30/12/1980-2365 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle değişen fıkra) Ancak, vergi güvenliğini sağlamak amacıyla Gelir Vergisi mükelleflerinin yıllık Gelir Vergisi, sermaye şirketlerinin Kurumlar Vergisi beyannamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar dahil) ve beyanları üzerinden tarh olunan Gelir ve Kurumlar Vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları, bağlı oldukları vergi dairelerince beyannamelerinin verildiği yıl içinde dairenin münasip yerlerine asılacak cetvellerle ilan olunur. Mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa, bu ilan orada da yapılır. (22/7/1998-4369 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle eklenen fıkra) Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir.(4962 sayılı Kanunun 17/A-a maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 07.08.2003)Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adlî ve idarî soruşturmalar ile ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir. Bu bilgilerin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.(5) Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar. Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili usulleri belirmeleye yetkilidir. (30.12.1980-2365 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle değişen fıkra) Gelir Vergisi mükellefleri (4369 sayılı Kanunun 81/A-1 nci maddesiyle değiştirilen ibare) (Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil)(1) ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren (6111 Sayılı Kanunla değiştirilen ibare Yürürlük; 25.02.2011) levhayı almak zorundadırlar.(6) İlan ve levhalara ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığınca belli edilir. (23/1/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanunun 272 nci maddesiyle değişen fıkra) Açıklanan bu bilgiler ele alınarak mükelleflerin haysiyet, şeref ve haklarına tecavüz edilemez. (4369 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle bu fıkra yürürlükten kaldırılmıştır.)(2) (4369 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle bu fıkra yürürlükten kaldırılmıştır.)(3) (4369 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle bu fıkra yürürlükten kaldırılmıştır.)(4) (1) (İbarenin değiştirilmeden önceki şekli) (Götürü usulde vergilendirilen mükellefler dahil) (2) (Kaldırılmadan önceki şekli) (3239 sayılı Kanunun 1'inci maddesiyle eklenen fıkra) Bu kanunda yer alan belge düzenine uymayan veya kaçakçılık fiili ile vergi ziyaına neden olup tarh edilen vergi ve kesilen cezası kesinleşen mükellef ve vergi sorumlusunun, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslara göre basın ve TRT yolu ile açıklanması vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. (3) (Kaldırılmadan önceki şekli) (3418 sayılı Kanunun 29'uncu maddesiyle eklenen fıkra) Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu bildirimin şartları, sınırları ve bu konuya ilişkin usul ve esaslar Maliye ve Gümrük Bakanınca belirlenir.

2 (4) (Kaldırılmadan önceki şekli) (3482 sayılı Kanunun 6'ncı maddesiyle eklenen fıkra) Basın ve TRT yoluyla yapılacak bu açıklamalara ait harcamalar, mükellef veya vergi sorumlularından tahsil edilir. Bu harcamalar, vergi uygulamaları yönünden gider olarak kabul edilmez. (5)(4962 sayılı Kanunla değişmeden önceki ibare) Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adli ve idari soruşturmalarla ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler verilebilir. (6)(6111 sayılı Kanunla değişmeden önceki ibare) levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak zorundadırlar. İlgili tebliğler: 72, 142, 143,177,293,307,322,335,349, 359,374,384,391,408,409,417,428,440,455 II-AÇIKLAMA VE YORUM: A-GENEL AÇIKLAMA: Vergi idaresi, mükelleflerin işleri ve işletmeleri ile ilgili olarak çok çeşitli bilgilere sahip olmaktadır. Bu bilgiler,vergi dairesine vermek zorunda oldukları beyannamelerinde, beyan ettikleri matrahları ve beyannamede bulunması gereken diğer bilgiler, örneğin şirket ortaklarının isimleri hisse oranları ve adresleri gibi, bilançoları, gelir tabloları, nakit akış tabloları, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyip düzenlemediği, hakkında vergi kaçakçılık suçu nedeniyle dava açılıp açılmadığı, hakkında cezalı vergi tarhiyatı yapılıp yapılmadığı, vergi dairesine olan borçlarının tutarı, senetli ve senetsiz borçları, bankalara olan kredi borcunun tutarı, aktif varlıkları demirbaş ve gayrimenkullerinin tutarı, şüpheli alacağının durumu, Kasadaki ve bankadaki mevcut nakit durumu, öz sermayesinin tutarı v.s gibi bir çok ve herkesin bilmesi gerekmeyen gizli bilgilere sahip olmaktadırlar. B-VERGİ MAHREMİYETİNİN NEDENİ: Vergi incelemesi yapanlarda bazen yaptıkları inceleme sırasında mükellefle ilgili hayati bilgilere sahip olabilirler. Örneğin, ticaretini yaptığı malları hangi firmalardan ve hangi fiyattan satın aldığı, gibi hususların başkaları tarafından bilinmesi mükellefe zarar verebilmektedir. Aynı bilgilere vergi mahkemelerinde görevli olanlar ile komisyonda görevli olanlar ve Danıştay da görevli olanlar ve bilirkişiler de sahip olabilirler. Bu bilgilerin mükelleflerin rekabet etmek zorunda oldukları rakiplerinin eline geçmiş olması durumunda, mükelleflerin ticari hayatlarının tehlikeye girmesi söz konusu olabilmektedir. Kanun koyucu, bir mükellefinin hakkındaki bilgilerin, başka bir mükellef tarafından aleyhine kullanılmasını önlemek için sahip olunan bilgilerin açıklanmasını vergi mahremiyetinin ihlali olarak saymış, ve bu bilgilerin açıklanmasını yasaklanmıştır. Vergi mahremiyetinin temel ilkesi; vergi kanunlarının uygulanması ile iştigal eden yetkililerin, bu görevleri esnasında mükellefler ve vergi sorumluları ile ilgili çok önemli bilgilere ulaşmaları ve bu bilgilerin üçüncü kişiler nezdinde paylaşılmasının veya kendi lehlerine kullanılmasının anayasal hak olan hukuki güvenlik ilkesine zarar verebileceği düşüncesidir. Vergi mahremiyeti sayesinde, mükelleflerin devlete olan güveni artmakta ve vergileme sürecinin daha da sağlıklı işlemesi temin edilmiş olmaktadır. Vergi mahremiyetini ilkesine esas olan diğer anayasal dayanak ise, Anayasa nın 20 inci maddesindeki özel hayatın gizliliğine ilişkin hükme dayanmaktadır. Mükellefle ilgili sır ve gizli kalması gereken hususlar, verginin tahakkuk aşamasına ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu nda hüküm altına alınmış ve vergi mahremiyeti müessesesi olarak yerini alırken, verginin tahsilat aşamasına ilişkin olarak ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Kanunu nda hüküm altına alınan sırrın ifşası müessesesi olarak yerini almaktadır. Böylece vergileme sürecinin her aşamasında mükellef ve ilgili olduğu kişiler açısından öğrenilen bilgilerin dışarıya karşı sızdırılmaması sağlanmıştır. 1 1 Doç.Dr. Hatice Yurtsever- Celal Bayar Üniversitesi, Salihli Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi. Burçin Buran- Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Ens. Mali Hukuk Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Öğrencisi Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Çerçevesinde Vergi Mahremiyetinin Değerlendirilmesi (Electronic Journal Of Vocational Colleges December/Aralık 2012)

3 V.U.K. nun 5.nci maddesindeki hükme benzer bir hüküm de, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 107.nci maddesinde yer almıştır. Şöyle ki; Bu kanunun tatbikinde vazifeli bulunan kimseler, bu vazifeleri dolayısıyla amme borçlusunun ve onunla ilgili kimselerin şahıslarına, mesleklerine, işlerine, muamele ve hesap durumlarına ait öğrendikleri sırlarla, gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa ettikleri takdirde Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesine göre cezalandırılır. Vergi mahremiyeti ilkesinin düzenlendiği tek yasa Vergi Usul Kanunu olmayıp,. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile 5549 sayılı 18/10/2006 tarih ve 26323 sayılı R.G. yayımlanan Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun nun 22.nci maddesinde sırrın ifşası olarak bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme aynen aşağıdaki gibidir: Sırrın ifşaı MADDE 22 (1) Aşağıda yazılı kimseler görevlerinden ayrılsalar dahi, görevleri dolayısıyla kişilerin ve bu kişilerle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine ve mesleklerine ilişkin olarak öğrendikleri sırları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların yararına kullanamazlar: a) Koordinasyon Kurulu Başkan ve üyeleri, denetim elemanları ile Kurul personeli. b) Bilgilerine ve ihtisaslarına başvurulan kişiler. c) Bu bilgileri görevleri dolayısıyla öğrenen diğer kamu görevlileri. (2) Bu kişiler, öğrendikleri sırları ifşa etmeleri halinde, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu sırlar maddi menfaat karşılığında ifşa edildiğinde verilecek hapis cezası iki yıldan az olamaz. (3) Bu Kanun uyarınca yabancı ülkelerdeki muadil kuruluşlara Başkanlıkça bilgi verilmesi sırrın ifşaı sayılmaz. V.U.K nun 5.nci maddesindeki yasağa uymayanlar için, 362.nci maddede, Bu Kanunda yazılı vergi mahremiyetine uymaya mecbur olan kimselerden bu mahremiyeti ihlal edenler, Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Hükmü ile TCK. na atıfta bulunulmuştur. V.U.K. nun 5.nci maddesindeki yasakla ilgili, cezai müeyyide, aynı kanunun başka bir maddesi olan, 362.nci maddesinde yer aldığı halde, 6183 sayılı Kanunun 107.nci maddesindeki yasakla ilgili müeyyide maddenin kendi içinde yer almış ve 362.nci maddede olduğu gibi, TCK. nun 239.ncu maddesine atıfta bulunmuştur. C-KİMLERE AİT BİLGİLERİN AÇIKLANMASI YASAKLANMIŞTIR: Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında, kimlere ait bilgilerin açıklanmasının yasak olduğu belirtilmiştir. Bunlar: 1-Mükelleflerin, 2-Mükellefle ilgili kimselerin, Şahıslarına, Muamele ve hesap durumlarına, İşlerine, İşletmelerine, Servetlerine, Mesleklerine, ait; sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer hususları; a-ifşa edilmesi, b-üçüncü kişilerin nef ine (yararına) kullanılması yasaklanmıştır. 1-Mükellef: Kanunun 8 inci maddesinde şu şekilde tanımlanıştır: Mükellef, kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek veya tüzel kişilerdir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise, mükellef tabiri, vergi sorumlularına da şamildir. Denmek suretiyle mükellef denildiği zaman vergi sorumlusunu da kapsadığı belirtilmiştir. Bu ifadeden de anlaşılacağı gibi, sadece mükelleflere ait bilgilerin değil sorumlulara ait bilgilerin açıklanması da yasaklanmıştır. 2-Mükellefle İlgili Kimseler:

4 Mükellefin eşi, usul ve füruu ve civar hısımları ile dolaylı olarak ilişkide bulunduğu gerçek ve tüzel kişilerdir. 3-Mükelleflerin Hangi Bilgilerinin Açıklanması Vergi Mahremiyetidir: Maddede belirtildiği gibi bu bilgiler, Şahıslarına, Muamele ve hesap durumlarına, İşlerine, İşletmelerine, Servetlerine, Mesleklerine ait sırlar deyimini ve gizli kalması gereken diğer hususları, ifşası ve üçüncü kişilerin yararına kullanamazlar. a-mükellefin şahıslarına ve ilgili kimselere ait (mahremiyet) sır: Mükellefin veya onunla ilgili kişinin şahsına, muamele ve hesap durumuna, işine, işletmesine, servetine veya mesleğine ait sır deyimini geriş bir şekilde anlamak gerekir. Bu sırlar kamusal yetki kullanılarak idarece öğrenilmişse vergi sırrı olarak telakki edilecektir. Örneğin, herkesin bekar olarak bildiği bir şahsın vergi dairesine verdiği beyannamede evli olarak bildirmiş olması şahsına ait sırdır. 2 Diğer taraftan, bir mükellefin vergi borcunu ödeyememesi nedeniyle bütün bankalara, tapuya, trafik şube müdürlüğüne haciz uygulaması için yazı yazılmış olması, gizli kalması gereken mükellefin şahsı ile ilgili bir sırdır. b-mükellefin veya mükellefle ilgili kimselerin muamele ve hesap durumuna ait sır: Mükellefin, muamelelerine ait sırlar; yapmış olduğu ticari muamelelere ait sırlar olup, ticari muamelelerin gerçekleştirildiği kişiler, yapılan işlemlerdeki fiyat kazanç durumu, alış yapılan firmaları isim ve adresleri ve alış fiyatları satış yaptığı müşterilerin isim ve adresleri, yapılan satışların, miktar, tutar ve vadeleri gibi işlemlerdir. Mükellefin hesap durumu ise işletmenin hesap durumu, aktif kalemlerin miktar ve tutarları, kasadaki nakit para, demirbaşlar, gayrimenkullerin durumu, bankadaki hesap durumu, bankalara olan kredi borcu, günlük ciro miktarı, ödenen kiraların tutarı, kıdem tazminatı borcunun olup olmadığı, işletmenin öz sermayesinin durumu gibi sırlar hesap durumunu gösteren sırlardır. c-işlerine, işletmelerine ait sırlar: Mükellefin veya mükellefle ilgili kimselerin, işlerine ve işletmelerine ait sırlar, yapılan işin nev i, yapısı verimli olup olmadığı, işletmelerine ait sır, işletmenin genel yapısı, nakit yapısı cirosu, gibi işletmenin öz seremaye yapısı ile ilgili sırlardır. d-servetlerine ait sır: Mükellefin veya mükellefle ilgili kimselerin, servetlerine ait sır, sahip oldukları menkul ve gayrimenkul kıymetlerinin miktarı, adedi, nakit olarak sahip olduğu servet unsurları gibi şahsi servetlerine ait bilgilerdir. Gelir Vergisi Kanunda servet bildirimi verme yükümlülüğü kaldırılmadan önce, gelir gelir vergisi mükellefleri sahip oldukları tüm servetlerini beyanname ekinde vergi dairesine bildirirler, inceleme yapan da dönem başı servet unsurlarının tutarı ile dönem sonundaki servet unsurlarının tutarını karşılaştırır, servette bir artış varsa ve bunu mükellef haklı nedenlerle izah edemezse, vergisi ödenmemiş kazanç olarak değerlendirilir ve gelir vergisi tarhiyatı yapılırdı. Vergi dairesi bu yönü ile mükellefin serveti ile ilgili çok gizli bilgilere sahip olurdu. e-mesleklerine, ait sır: Mükelleflerin veya ilgili kimselerin meslekleri ile ilgili sır, ticari faaliyetine ait sırlardır. Yukarıda açıkladığımız, bu sırları aşağıda belirtilen kişiler, ifşa edemezler, ve üçüncü kişilerin yararına kullanamazlar. III-VERGİ MAHREMİYETİNE UYMASI GEREKENLER: Vergi mahremiyeti ile ilgili yukarıda açıkladığımız hususları, ifşa edemeyecek ve üçüncü kişilerin yararına kullanamayacak olan kişiler, kanunun 5. inci maddesinde ve dört grupta toplanmak suretiyle sayılmıştır. 2 Prof. Dr. Doğan ŞENYÜZ ün Vergi Ceza Hukuku Vergi Kabahatleri ve Suçları (7.Baskı 2013-ekin yayıncılık)

5 Bunlar: 1-Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar, 2-Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay da görevli olanlar, 3-Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler, 4-Vergi işlerinde görevlendirilen bilirkişilerdir. Vergi mahremiyetine uyması gerekenler kanunda sayılmış olup bu kişilerin açıklanması ise aşağıda yapılmıştır. A-Vergi Muameleleri ve İncelemeleri İle Uğraşan Memurlar: Vergi muamelesi ve incelemeleri ile uğraşan memurlar, görevleri dolayısiyle, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine müteallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazımgelen diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef'ine kullanamazlar. 1-Vergi Muamelesi İle Uğraşan Memurlar: Vergi muamelesi ile uğraşan memurlar, verginin, tarhından tahsiline kadar geçen aşamada, her kademede çalışan memurlardır. Bunlar kimlerdir, vergi dairesindeki en yetkili olanından, yetkisi sınırlı olan memura kadar hepsi bu kapsamdadır. Örneğin, Müdürler, Müdür yardımcıları, şefler ve vergi memurları ile yoklama memurları, icra memurları vergi dairesinde çalışan diğer tüm memurlar vergi muamelesi ile uğraşan memurlardır. Ancak vergi idaresi içinde olmayıp da vergi muameleleri ile uğraşan memurlar da bu kapsama dahil edilmektedir. Örneğin, emlak vergisinin tarh tahakkuk ve tahsilini yapan belediyelerin emlak müdürlüklerinde çalışan memurlar da vergi mahremiyetine uymak zorundadırlar. 2- Vergi İncelemesi İle Uğraşan Memurlar: Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, V.U.K. nun 135 inci maddesinde sayılmıştır. Bunlar: aa-vergi Müfettişleri, bb-vergi Müfettiş Yardımcıları, cc-ilin en büyük mal memuru, dd-vergi dairesi müdürleri dir. Gelir İdaresi Başkanlığının merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar her hal ve takdirde vergi inceleme yetkisini haizdir. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar yukarıda belirtildiği gibi, kanunun 135 inci maddesinde sırasıyla sayılmıştır. Ancak, V.U.K. nun 135 inci maddesinde sayılmamış olmasına rağmen, bazı kuruluşların denetim biriminde çalışan, müfettiş ve denetçilerinin kendi özel kanunlarından kaynaklanan yetkilerine istinaden bazı hallerde inceleme yapma yetkilerinin olabileceği Danıştay ın bazı kararlarında belirtilmiştir. Bu husus 135 inci maddenin açıklanması esnasında değinilmiş ve daha geniş ayrıntılı yorum yapılmıştır. Vergi incelemesi yapanların dışındaki kişilerden, vergi incelemesi için arama yapan ekibe katılan polis memurları ile jandarma da vergi mahremiyetine riayet etmek zorundadırlar. Şenyüz a.g.e.de, Hatta arama kararı veren sulh mahkemesi yargıcı da vergi işlemi ile uğraşmış sayılmalıdır. Şeklinde açıklama yapmıştır. 3 B-Vergi Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri ve Danıştay da Görevli Olanlar: Vergi yargısında görev alan merciler, Vergi mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri ve Danıştay dır. Bu mahkemelerde görev yapanlar deyince sadece hakim ve savcı olarak görev yapanlar anlaşılmamalıdır. Bunların dışındaki raportörler ve tüm memurlar vergi mahremiyetine uymak zorundadırlar. Belirtilen mahkemelerde görevli bulunanlardan, mükelleflerle ilgili gizli kalması gereken bilgilere, sahip olanlar, bu bilgilerin hiçbirini açıklayamazlar. 3 ŞENYÜZ ün a.g.e.sh.411 dipnot,541

6 Örneğin, vergi mahkemelerindeki başkan ve üyeleri ile diğer görevliler, Bölge idare mahkemelerindeki başkan ve üyelerle diğer görevliler bu kapsama dahildir. Burada ölçü bize göre, bu kurumlarda görevli olanlardan, gizli kalması gereken bilgilere ulaşabilen kişilerin tamamı vergi mahremiyetindeki yasağa uymak zorundadırlar. Danıştay da görevli olanlarında, vergi mahremiyetindeki yasağa uymak zorundadırlar. Esasen 521 sayı Danıştay Kanunu nun 89 uncu maddesinde benzer nitelikte bir yasak bulunmaktadır. Bu yasak şu şekilde maddede belirtilmiştir: Danıştay meslek mensupları ile Danıştay tetkik hakimleri ve savcılıkları kamu hizmetleriyle ilgili gizli bilgileri görevlerinden ayrılmış olsalar bile açıklayamazlar. C-Vergi Kanunlarına Göre Kurulan Komisyonlara İştirak Edenler: Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlarda, görevli bulunan ve iştirak edenler, mükelleflerle ilgili gizli kalması gereken bilgileri, yani vergi mahremiyeti kapsamındaki bilgileri açıklamaları yasaklanmıştır. Bu komisyonlar: Takdir Komisyonları, VUK.Md:72 de, Tahrir Komisyonları, Md:79 da, Tadilat Komisyonları, Md: 80 de, Zirai Kazançlar İl Komisyonları, Md: 83 de, Zirai Kazançlar Merkez Komisyonları, Md: 85 de, Uzlaşma Komisyonları Md: Ek:1 ve Ek:11 de belirtilmiştir. Bu komisyonlarda görevli bulunan üyelerin dışındakilerin tamamı memur olmayıp dışarıdan mesleki kuruluşlardan da iştirak edenler mevcuttur. Kanun bunu dikkate alarak düzenlemeyi komisyonlara iştirak edenler olarak yapmış, komisyonlardaki memurlar dememiştir. Bu durumda memurlar ve diğer görevlilerin de vergi mahremiyetine uymaları gerekmektedir. Burada da önemli olan görevli olup da gizli kalması gereken bilgiye kimin ulaşmış olmasıdır. Bilgiye kim ulaşmış ise yasağa uyması gerekmektedir. D-Vergi İşlerinde Görevlendirilen Bilirkişiler: Kanun vergi mahremiyetine uymak zorunda olan bilirkişileri, vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler şeklinde düzenlemek suretiyle tüm bilirkişileri kapsama dahil etmemiş, sadece vergi işlerindeki bilirkişileri dahil etmiştir. Ancak, vergi işinin tanımı yapılmadığı için, kapsamı belirlemek oldukça zordur. 1- Bilirkişinin Tanımı: Türk Dil Kurumunun sözlüğünde bilirkişi aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır. Bilirkişi : 1.Belirli bir konudan iyi anlayan ve bir anlaşmazlığı çözümlemek için kendisine başvurulan kimse, uzman, ehlihibre, ehlivukuf, eksper. 2.Çözümlenmesi özel veya bilimsel bilgiye dayanan konularda oyuna veya düşüncesine başvurulan kimse, ehlihibre, ehlivukuf. Diğer bir anlatımla bilirkişi, kendi konusunda özel, teknik ve uzmanlık isteyen bilgiye sahip olan kişilerden müteşekkil bir komisyondur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun 4 266.ncı maddesine göre Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Mahkemece oy ve görüşünün alınmasına başvurulan bu üçüncü kişiye veya kişilere bilirkişi denir Bilirkişi incelediği konulardaki sonuçları mahkemeye bildirir. Bilirkişinin amacı teknik ve özel bilgisi ile hâkime yardımcı olmaktır. Ancak öğretide hâkimin teknik ve özel bilgi sahibi bilirkişinin raporunun aksine karar verebilmesi pratikte pek mümkün olmadığı kabul edilmektedir. 4 4/2/2011 tarih ve 27836 sayılı resmi gazete.

7 Yukarıda yapılan tanımlardan da anlaşıldığı gibi, bilirkişi, teknik, özel ihtisas ve bilgi isteyen, uzmanlık gerektiren konularda kendisine başvurulan üçüncü kişi ya da birden fazla ise kişilere verilen isimdir. 2-Kimler Bilirkişiye Başvurabilir: Görevleri dolayısıyla bilirkişi kullanabilen kurum ve kuruluşlar kimlerdir. V.U.K. nun da belirtilen, komisyonlardan, Takdir Komisyonları, Tahrir Komisyonları, Tadilat Komisyonları, Zirai Kazançlar İl Komisyonları, Zirai Kazançlar Merkez Komisyonlarının görevleri ile ilgili olarak bilirkişiye inceleme yaptırabilecekleri kanunun, 75/2 inci, 82 inci, 86 ıncı maddelerinde açıkça belirtilmiştir. VUK. nun 75.nci maddesinde, Komisyon, servetleri, sınai hakları ve telif haklarını, imtiyazları, madenleri, mücevheratı, eski eserleri ve sanat eserlerini değerlemede bilirkişiye müracaat edebilir. Hükmü mevcut olup, vergi işi ile ilgili bilirkişileri bu kapsamda görev yapan bilirkişiler olarak tanımlanabilir. Bilirkişilerden vergi yargısı esnasında da yararlanılabilmektedir. Nitekim bu durum uygulamada sıkça da görülmektedir. Vergi mükellefleri, kendilerine tarh edilen vergi ve kesilen cezaların doğruluğuna inanmadıkları takdirde vergi mahkemelerinden, defte ve belgelerinin bilirkişiler vasıtasıyla yeniden incelenmesini talep edebilmektedirler. Mahkemelerin tayin ettiği bilirkişilerin yeniden yaptıkları inceleme esnasında inceleme elamanı tarafından tespit edilenler teyid edilmediği takdirde mahkeme bilirkişinin inceleme neticesinde düzenleyeceği rapora istinaden vergi ve cezayı kaldırmaktadır. Vergi İncelemesi yapanlar inceleme görevleri esnasında bilirkişiye müracaat edebilirler mi. V.U.K. incelemeye yetkili olanları ve incelemedeki usul ve esasları 134-140 ıncı maddelerinde belirtmiştir. Bu maddelerde inceleme elamanın bilirkişiye müracaat edebileceği belirtilmemiştir. Yani inceleme yapanlara bu yetki verilmemiştir. Bilirkişiler kendilerine verilen görevler esnasında mükelleflerle ilgili öğrendikleri sırları, gizli kalması gereken diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü kişilerin nef ine kullanamazlar. O nedenle bilirkişiler de öğrendikleri bu bilgiler nedeniyle VUK. daki vergi mahremiyetine uyması gereken kişiler arasında sayılmıştır. Vergi mahremiyetine uymak zorunda olan yukarıda sayılan kişiler, bu görevlerinden ayrılsalar da, bu yasaklar devam edecektir. Örneğin, görevde iken bir mükellefin aynı sektörde çalışan diğer mükelleflerin işine yarayacak bir imalat sırrını biliyorsa, görevden, istifa, emekli olma veya diğer şekilde ayrılsa da bu bilgiyi üçüncü kişilere söyleyemez. IV-VERGİ MAHREMİYETİNİ İHLAL YOLLARI: Yukarıda sayılanların, görevleri sırasında sahip oldukları ve gizli kalması gereken bilgileri, sırları ifşa etmek ve üçüncü kişilerin nef ine (yararına) kullanılmaları yoluyla vergi mahremiyetini ihlal edebilirler. İlgili kişilerin, bu eylemi yapmaları yasaklanmış olup, bununla ilgili müeyyide ise V.U.K nun 362.nci maddesinde düzenlenmiş gerekli açıklama bu maddede yapılmıştır. 1-Vergi Sırrının İfşası: Vergi ile ilgili sırrın ifşası, sırları kısmen veya tamamen öğrenmemesi gereken kişilerin, maddede sayılan kişilerden sır sayılan eylem ve işlemleri öğrenmeleri halidir. Mükelleflere ait gizli kalması gereken sır niteliğindeki bilgilerin, öğrenmemesi gereken kişilerin öğrenmesini sağlayanların bu davranışları sırrı ifşası olarak nitelendirilebilir. Sırrın ifşası yazılı olabileceği gibi, sözlü de olabilir. Veya bilgi ve sırrı ihtiva eden belgenin üçüncü kişilere okutulması şeklinde de olabilir. Bu açıklama ve bilgi verilirken, gizli kalması şartıyla verilmiş olması, sır ve bilgiyi vereni sorumluluktan ve cezadan kurtarmaz. Açıklamanın veya bilgi vermenin ifşa sayılması için bu sırrın kullanılma şartı yoktur. Ayrıca sırrın açıklamasının ifşa sayılması için, birden çok kişiye yapılması şartı da yoktur. Maddede belirtilen kişilerin, görevleri sırasında veya görev dışında iken de olsa öğrenmiş oldukları sırları, görevden ayrıldıktan sonra da ifşa edemezler. Ederlerse vergi mahremiyetini ihlal suçunu işlemiş olurlar.

8 Ancak, sır saklamanın ne kadar devam edeceği konusunda. kanunda bir düzenleme yapılmamıştır. Ömür boyu devam edecek midir sorusunu sorduğumuz zaman, sır saklama sorumluluğunun görevden ayrıldıktan sonra, suçun TCK. daki zaman aşımı süresinde devam edeceği söylenmektedir. 5 Görevden ayrıldıktan sonra öğrenilen sır, vergi mahremiyetine giren bir sır değildir. Bu kişilerin görevden ayrıldıktan sonra öğrendikleri sırları ifşa etmeleri, vergi mahremiyetini ihlal suçu değil, yine TCK. nın 239.ncu maddesine göre cezalandırılacak ancak, ticari sırrın açıklanması ile ilgili hükme göre cezalandırılacaktır. 2-Sırrın Kendi veya Başkası Yararına Kullanılması. Mükellefe veya mükelleflerle ilgili kişilere ait sözkonusu sır ve gizli kalması gereken hususların, çıkar sağlamak amacıyla kullanılması, ikinci tür vergi mahremiyetini ihlal eylemidir. Sırları öğrenen kişi, bunları kendisinin veya başkalarının (üçüncü kişilerin) yararına kullanamaz. Kullanmadan maksat, sırrı üçüncü kişilere söylemek yerine ondan kendisinin menfaat temin etmesidir. Çünkü sır açıklanmak suretiyle kullanılmış olursa, ondan yarar sağlanmak yerine ifşa edilmiş olur. Oysa kişinin sırdan kendisinin menfaat temin etmesi ifşa edileceği tehdidi ile kullanılmış olabileceği gibi, hiç tehdit etmeden kendisinin işine yarayacak şekilde de kullanabilir. Bu kullanma eyleminin cezalandırılabilmesi için, kendisinin veya başkasının yararına sonuç alınması gerekir. Sırdan sağlanan yarar maddi olabileceği gibi, manevi de olabilir. Örneğin, sırları öğrenen kişilerin bu sırlara bir bedel karşılığı üçüncü kişilere verebilir veya satabilir. Sattığı zaman kendisi de menfaat temin etmiş olur. Sırların kullanılmış sayılabilmesi için, mükellefin veya mükellefle ilgili kişilerin zarar görme şartı yoktur. Sadece menfaat sağlanması yeterlidir. 6 V-VERGİ MAHREMİYETİNİN İSTİSNALARI: Vergi Usul Kanunu nun 5 inci maddesine 2365 sayılı Kanunun 2.nci maddesiyle yapılan değişiklikle, vergi mahremiyeti ile birlikte, vergi güvenliğinin de sağlanması için, mükelleflerle ilgili bazı bilgilerin açıklanmasını kabul etmek suretiyle, vergi mahremiyetine bazı istisnalar getirmiştir. Bu istisnalar: A-VERGİ BEYANLARININ İLANI: VUK. nun 5.nci maddesinin değişik ikinci fıkrası hükmüne göre, Gelir Vergisi mükelleflerinin yıllık Gelir Vergisi, sermaye şirketlerinin Kurumlar Vergisi beyannamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar dahil) ve beyanları üzerinden tarh olunan Gelir ve Kurumlar Vergileri ile mükelleflerin ad ve ünvanları bağlı oldukları vergi dairelerince beyannamelerin verildiği yıl içinde dairenin münasip yerlerine asılacak cetvelerle ilan olunacak, mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa bu ilan orada da yapılacaktır. Değişiklikten önceki hüküm gereğince de vergi ilanı yapılmakla beraber bu defa, beyan edilen matrahlar da ilan kapsamına alınmıştır. Asılan ilan cetvellerinde yapılan açıklamaların ayrıca kitap halinde veya Resmi Gazete ile yayınlanması hükmü ise, kanun metninden çıkarılmıştır. Bu nedenle, önceki yıllarda vergi dairelerince gönderilen ilan cetvellerinin Bakanlığımıza gönderilmesine gerek kalmamıştır. Kanunun ikinci fıkrasında, Gelir Vergisi mükelleflerinin yıllık Gelir Vergisi, sermaye şirketlerinin Kurumlar Vergisi beyannamelerinde gösterdikleri: Matrahları (zarar dahil), Tarh olunan Gelir ve Kurumlar vergileri, Mükelleflerin ad ve unvanları, 5 ŞENYÜZ ün a.g.e. s.417, dipnot,556 6 ŞENYÜZ ün a.g.e. s.417 dipnot,558.

9 Bağlı oldukları vergi dairesince, beyannamelerin verildiği yıl içinde dairenin münasip yerlerine asılacak cetvellerle ilan olunacağı belirtilmiştir. Maddede kurumlar vergisi mükellefleri sadece sermaye şirketleri ile sınırlandırılmıştır. Bu sınırlama ile sermaye şirketi sayılmayan kurumlar vergisi mükelleflerinden: a-kooperatifler, b-iktisadi Kamu müesseseleri, c-dernek ve vakıflara ait İktisadi İşletmelerin; beyanları ilan edilmeyecektir. Bunun nedeni, bu sayılan kuruluşların yönetimi ve denetimi kanunlarla belirlenmiştir. Yani yarı resmi nitelikte bir statüleri mevcuttur. Yasal zorunluluk nedeniyle beyan etmeleri gereken matrah ne ise onu zaten beyan edeceklerdir. Beyan etme mecburiyeti getirmek suretiyle kamuoyu baskısı sağlanması mümkün değildir. Diğer kurumlar için ise amaç, beyanlarının ilanı ile üzerlerinde bir kamuoyu baskısı yaratmaktır. B-KESİNLEŞEN VERGİ VE CEZA BORÇLARININ AÇIKLANMASI: Konu ile ilgili olarak Vergi Usul Kanunu nun 293 Sıra Nolu tebliğinde aşağıdaki açıklama yapılmıştır. Çeşitli vergi kanunlarında değişiklik yapan 4369 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasına, ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlar dolayısıyla kesinleşen vergi ve cezalar ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarlarının Maliye Bakanlığınca açıklanabileceğine ilişkin hüküm eklenmiştir. Bu değişiklik nedeniyle yine 4369 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin ikinci fıkrası ile de ödeme süresi geçen amme (kamu) alacaklarını ödemeyen borçluların kamuoyuna duyurulmasına imkan veren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 107 nci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Çünkü, VUK. nun 5.nci maddesinin dördüncü fıkrasına aynı hüküm eklenmiştir. 4369 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesine üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra; "Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir. Ayrıca kamu görevlilerince yapılan adli ve idari soruşturmalarla ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler verilebilir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar. Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili usulleri belirlemeye yetkilidir." hükmünü içermektedir. Bu hükmün Maliye Bakanlığına verdiği yetki uyarınca, ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlar dolayısıyla kesinleşen vergiler ve cezalar ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş vergi ve cezaların açıklanmasına ilişkin usuller aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir 1-İkmalen, Re'sen veya İdarece Yapılan Tarhiyatlar Dolayısıyla Kesinleşen Vergiler ve Cezalar: İkmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergiler ile bu tarhiyatlara ilişkin olarak kesilen cezalar, kesinleşmeleri halinde açıklanacaktır. Tarhiyatların dava konusu yapılması halinde kesinleşme, yargı yolunun tükenmesi halinde gerçekleşecektir. Kesinleşmeden anlaşılması gereken, vergi mahkemesinin kararı üzerine takibe geçilebilmesi anlaşılmamakta, tüm yargı yolunun tükenmesi gerektiğinin anlaşılması gerektiği belirtilmektedir. Her yıl 31 Mayıs tarihi itibariyle kesinleşen vergi ve cezalar açıklamaya konu edilecektir. Açıklanacak tutarın tespitinde 1 Haziran _ 31 Mayıs döneminde kesinleşen tarhiyatların toplamı dikkate alınacak, vergi, fon payı ve ceza tutarlarının yanı sıra gecikme faizi de göz önünde bulundurulacaktır. Açıklama aşağıdaki bilgileri içeren bir liste ile yapılacaktır. Listede; 1-Mükellefin adı, soyadı veya ünvanı, vergi kimlik numarası,

10 2- Esas faaliyet konusu, 3- Kesinleşen vergi toplamı, 4- Kesinleşen ceza toplamı, 5-Gecikme faizi tutarı, sütunları yer alacaktır. Liste, alfabetik sıralama yapılmak suretiyle hazırlanacak ve listenin her sayfasına müteselsil sıra numarası verilecektir. Listenin her sayfası vergi dairesi başkanlığı kurulan yerlerde vergi dairesi başkanı veya vergi müdürü ile ilgili müdür yardımcısı, diğer vergi dairelerinde vergi dairesi müdürü ve ilgili müdür yardımcısı, bağlı vergi dairelerinde malmüdürü ve servis şefi tarafından imzalanarak mühürlenecektir. 2-Vadesi Geçtiği Halde Ödenmemiş Bulunan Vergi ve Cezalar: Vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve cezaların tespitinde aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulacaktır. a-alacaklı Amme İdaresi ve Nev'i İtibariyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine tabi olup, sadece Bakanlığımız vergi dairelerince takip ve tahsil edilen vergi, resim, harç, fon payı, vergi cezaları, gecikme faizi ve gecikme zamları açıklamaya konu olacaktır. b-tutar İtibariyle Açıklamaya konu alacak toplamı aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurularak tespit edilecektir. a) Birden fazla vergi dairesinde mükellefiyet kaydı bulunan mükelleflerin açıklanacak borçlarının olup olmadığının belirlenmesinde bu vergi dairelerine olan borçları birleştirilmeyecektir. Tutar itibariyle açıklama kapsamına giren alacaklar alacaklı vergi daireleri itibariyle ayrı ayrı dikkate alınacaktır. Açıklamaya konu alacak her bir vergi dairesi için ayrı ayrı dikkate alınacağından, belirlenen tutarın altında alacağı olan vergi dairesince mükellef hakkında açıklama yapılmayacaktır. b) 31 Aralık tarihi itibariyle vadesi geldiği halde, takip eden takvim yılının 30 Haziran tarihi itibariyle ödenmemiş bulunan ve nev'i itibariyle açıklama kapsamına giren amme alacaklarının toplam tutarı açıklanacak miktarın tespitinde dikkate alınacak ve bu alacaklara 30 Haziran tarihi itibariyle gecikme zammı hesaplanarak borç toplamına ilave edilecektir. c) Açıklanacak amme alacağının miktarının tespitinde 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olan alacaklar dikkate alınmayacaktır. Tecil şartlarının ihlal edilmiş olması halinde ise amme alacağının vade tarihi de dikkate alınarak belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde varsa borçlunun diğer borçları ile birlikte tecil şartlarını ihlal ettiği borcu da açıklama kapsamına alınacaktır. 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince 30 güne kadar ödeme süresi verilen amme alacaklarından ödeme süresi bitmemiş olanlar da tecil edilmiş kamu alacağı gibi değerlendirilecektir. Açıklama tarihinden önce 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan teminatlardan "banka teminat mektubu"nu ilgili tahsil dairesine vermek suretiyle tecil talebinde bulunan ve açıklama tarihi itibariyle talepleri henüz değerlendirme aşamasında bulunan mükelleflerin, banka teminat mektubu ile teminat altına alınan borçları açıklama kapsamına alınmayacaktır. d) Mükellefin açıklamaya esas alınan tutarın üzerinde borcu bulunmakla birlikte nakden veya mahsuben iade talebinin de bulunması halinde aşağıdaki şekilde işlem yapılacaktır.

11 Nakden veya mahsuben iade yapılabilmesi için ilgili mevzuat gereğince istenilen belgelerin açıklama tarihinden önce mükellef tarafından eksiksiz olarak vergi dairelerine ibraz edilmiş olması gerekmektedir. Bu belgelerin tam olması koşuluyla nakden veya mahsuben iadesi talep edilen miktarın kesinleşip kesinleşmediğine bakılmaksızın borç toplamından düşülecektir. Kalan borç, Bakanlığımızca belirlenen tutarın üzerinde ise açıklama kapsamına alınacaktır. Nakden veya mahsuben iade alacağı kesinleştiği anlaşılan mükelleflerden aranılan amme alacaklarına ilişkin mahsup işlemleri süratle yerine getirilecektir. e) Mükellefin açıklamaya konu tutarın üzerinde borcu olup olmadığı tespit edilirken vergi sorumlusu olması dışında çeşitli kanunlarda yer alan sorumluluk müesseseleri nedeniyle asıl amme borçlusunun yanı sıra sorumlu olduğu tutar şahsi borçlarına ilave edilmeyecektir. f) Ödeme emri tebliği ya da cebren takip ve tahsil muameleleri üzerine mükellef tarafından yaratılan ihtilaflar sonucu açıklamanın yapılacağı tarihten önce verilmiş olan ve bu tarihe kadar geçerliliğini koruyan yürütmenin durdurulması kararları uyarınca mükellef hakkında takibat yapılmasına imkan bulunmadığından bu durumdaki mükelleflerin borçları açıklamaya dahil edilmeyecektir. 3-Açıklamanın Şekli: Açıklama, borcu bulunan mükelleflere ait bilgileri ihtiva edecek şekilde hazırlanan bir liste ile yapılacaktır. Listede; 1-Mükellefin adı, soyadı veya ünvanı, vergi kimlik numarası, 2-Esas faaliyet konusu, 3-Borç toplamı, 4-Açıklama, sütunları yer alacaktır. Liste, alfabetik sıralama yapılmak suretiyle hazırlanacak ve listenin her sayfasına müteselsil sıra numarası verilecektir. Listenin her sayfası vergi dairesi başkanlığı kurulan yerlerde vergi dairesi başkanı veya vergi müdürü ile ilgili müdür yardımcısı, diğer vergi dairelerinde vergi dairesi müdürü ve ilgili müdür yardımcısı, bağlı vergi dairelerinde malmüdürü ve servis şefi tarafından imzalanarak mühürlenecektir. Listenin asılı olacağı süre içerisinde listede yer alan alacaklar ile ilgili olarak; -Ödeme yapılması, -Yargı mercilerince yürütmenin durdurulması kararı verilmesi, -Herhangi bir nedenle açıklamaya konu kamu alacağının terkin edilmesi, hallerinde bu durum listenin "Açıklama" sütununda gösterilecektir. 4-Açıklamada Esas Alınacak Tutar: Açıklama kapsamına, her bir vergi dairesine 250.000 TL (2015 yılı)ve daha fazla borcu olan veya bu tutar ve üzerinde kesinleşen vergi ve cezası bulunan mükelleflerin alınması gerekir. (455 no.lu VUK.genel tebliği) 5-Açıklamanın Yapılacağı Yer Ve Zaman: a-vergi Daireleri Tarafından Yapılacak Açıklama: Açıklanacak mükelleflere ilişkin listeler her yıl 15 Temmuz tarihinde vergi dairelerinde görülmeleri mümkün olan uygun yerlere asılacaktır.

12 Liste 1 ay süreyle asılı tutulacak, listenin asılması ve indirilmesi bir tutanakla tespit edilecektir. Hazırlanan listeler indirildikten sonra vergi dairelerince muhafaza edilecek ve bu tarihten sonra listede yer alan mükellefler hakkında listede yer alan bilgiler de dahil olmak üzere herhangi bir açıklamada bulunulmayacaktır. Listenin asılı bulunduğu süre içerisinde de listede yer alan bilgiler dışında mükellefler hakkında herhangi bir açıklama yapılmayacaktır. b-internet Ortamında Açıklama: Bu Tebliğde açıklanacak vergi borçları ve cezalarının toplamı Bakanlığımızca belirlenen tutarı aşan mükelleflerin, bu Tebliğde belirlenen esaslara uygun olarak tespit edilen bilgileri, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğüne ait www.gelirler.gov.tr adresindeki web sitesinde, her yıl ağustos ayı içerisinde 1 ay süreyle açıklanacaktır. C-KAMU GÖREVLİLERİNE İSTEDİKLERİ BİLGİLERİN VERİLMESİ VE SAHTE VEYA MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI BELGE DÜZENLEDİKLERİ VE KULLANDIKLARI TESPİT EDİLENLERİN MESLEK KURULUŞLARINA BİLDİRİLMESİ: 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, "Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir. Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adli ve idari soruşturmalarla ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar. Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili usulleri belirlemeye yetkilidir." hükmüne yer verilmiştir. (455 no.lu VUK. Genel tebliği) a-kamu Görevlilerince Yapılan Adli ve İdari Soruşturmalarda Talep Edilen Bilgi Ve Belgelerin Verilmesi Vergi Mahremiyetinin İhlali Sayılmamaktadır: Kanunda belirtilen bilgilerin, isteyen kamu görelilerine verilmesi hususu, Maliye Bakanlığı ve vergi idaresine bir mecburiyet getirmemektedir. Sadece bu husustaki kısıtlamayı kaldırmaktadır. Bu bilgilerin verilmesi için bir zorunluluk getirmemektedir. Bu hükme göre Maliye Bakanlığı uygun görmediği bilgi ve belgeleri vermeyebilecek veya vereceği bilgileri sınırlı tutabilecektir. Bu konu ile ilgili olarak, Kanunda bu değişiklik yapılmadan önce bir çok tartışma yaşanmakta idi. Örneğin, Cumhuriyet Savcıları, açılan bir dava ile ilgili olarak, vergi dairesinden bir mükellefin mali durumu hakkında bilgi edinmek için, tarh dosyasını ve genel dosyasını istemekte, vergi dairesi yetkilileri ise vergi mahremiyet yasağı olduğu için dosyayı veremeyeceklerini bildirmekte idiler. Bu kez kendileri davanın tarafı olup savcılıkça kendileri hakkında dava açılmakta ve zor duruma düşmekte idiler. Kanunda yapılan bu değişiklikten sonra, kamu görevlilerince yapılan adli ve idari soruşturmalarla ilgili olarak vergi idarelerinden istenen bilgilerin verilmesi sağlanmıştır. Mahkemelerce veya Savcılıkça bir mükellefin genel dosyası veya tarh dosyası istendiğinde, dosya kapalı bir zarf içine konulup, mühürlendikten sonra yazı ile ilgili Mahkemeye veya Savcılığa teslim edilmektedir. b-bankalara Yapacakları Vergi Tahsiline Yönelik Bilgilerin Verilmesi de Vergi Mahremiyetinin İhlali Sayılmamaktadır: Bilindiği gibi bankalara mükelleflerin tahakkuk etmiş vergilerinin tahsili için yetki verilmiştir. Bir çok bankaya bu yetkinin verilmiş olması mükellefleri vergi dairelerindeki vezne kuyruklarından kurtarmıştır. Bu tahsilatla ilgili olarak bankalara mükellefler hakkında verilen bilgiler, internet ortamında tahsilat yapılacak

13 mükellefin vergi kimlik numaraları ve ödeme tarihi itibariyle tahakkuk etmiş borçlarının tutarı bankalara bildirilmektedir. Bu bildirim ise, vergi mahremiyetinin ihlali olarak kabul edilmemektedir. c-sahte veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenledikleri Veya Kullandıkları Tespit Edilen Mükelleflerin Listelerinin, Kanunla Kurulmuş Mesleki Kuruluşlarına, 3568 Sayıl Kanunla Kurulmuş Bulanan Birlik Ve Meslek Odalarına Bildirilmesi Vergi Mahremiyetinin İhlali Sayılmamaktadır. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları tespit edilen mükelleflerin listelerinin, kanunla kurulan meslek kuruluşlarına, Örneğin, 5174 sayılı Kanunla kurulan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (T.O,BB), 1136 sayılı Avukatlık Kanunu na göre kurulan Türkiye Barolar Birliği, 507 sayılı Kanuna göre kurulan Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, 3568 sayılı Kanunla kurulan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), 4389 sayılı Bankalar Kanunu nun 19 uncu maddesine göre kurulan Bankalar Birliği gibi meslek kuruluşlarına bildirilmesi vergi mahremiyetinin ihlali sayılmamaktadır. Yine söz konusu listelerin 3568 sayılı Kanunla kurulmuş olan, (TÜRMOB) a bildirilmesi. Meslek mensuplarının görevlerini yapmalarında büyük bir kolaylık sağlamaktadır. Çünkü, Özellikle YMM lerin Katma Değer Vergisi iade incelemelerinde,, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyen ve kullanan mükellef listelerinin bilinmesi çok büyük önem arz etmektedir. Bu bilgilerin meslek odalarına bildirilmesinde, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeleri düzenleyenlerin veya kullananlarının bu fillerinin tespiti yeterli olmaktadır. Ayrıca bu fillerin gerçekleştiğinin kesinleşmiş olması gerekmemektedir. Şayet kesinleşmenin esas alınması halinde bazı sakıncalı durumlar da doğabilecektir. Şöyle ki, bir tüccarın incelemesi esnasında sahte belge kullandığı tespit edilse ve bu durum meslek odasına bildirilse, ancak mükellef dava açıp davayı kazansa ve sahte belge kullanmadığını mahkeme kararı ile kesinleştirse ne olacaktır. Aksi bir uygulamanın ise zorlukları daha fazla olacaktır. Yani kesinleştikten sonra bildirilmesi, dava süresinin çok uzun sürmesi nedeniyle vergi idaresinin mükellef bazında olayı takip etmesi kolay olmayacaktır. d-kendilerine Bilgi Verilen Kişi ve Kurumlar da Bu Maddede Yazılı Yasaklara Uymak Zorundadırlar. Yukarıda sayılan meslek kuruluşları ve odaların mensuplarından verilen bilgilere sahip olanlar, öğrendikleri bu bilgiler hakkında vergi mahremiyeti ile ilgili yasaklara uymak zorundadırlar. e-açıklanan Bu Bilgiler Ele Alınarak Mükelleflerin Haysiyet Şeref Ve Haklarına Tecavüz Edilemez. Vergi mahremiyetinin istisnası olarak sayılan hususlar açıklandıktan sonra bu bilgiler, üçüncü kişiler tarafından mükelleflerin şeref ve haklarına tecavüz edilecek şekilde kullanılamaz. Vergi güvenliğini sağlamak amacıyla Gelir Vergisi mükelleflerinin yıllık Gelir Vergisi, sermaye şirketlerinin Kurumlar Vergisi beyannamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar dahil) ve beyanları üzerinden tarh olunan Gelir ve Kurumlar Vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları, bağlı oldukları vergi dairelerince beyannamelerin verildiği yıl içinde dairenin münasip yerlerine asılacak cetvellerle ilan olunur. Mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa, bu ilan orada da yapılır. Gelir Vergisi mükellefleri (Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak zorundadırlar. İlan ve levhalara ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığınca belli edilir. Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir. Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adlî ve idarî soruşturmalar ile ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir. Bu bilgilerin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi

14 verilen kişi ve kurumlar da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar. Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili usulleri belirlemeye yetkilidir. Açıklanan bu bilgiler ele alınarak, mükelleflerin haysiyet, şeref ve haklarına tecavüz edilemez. Kanundaki bu yasağa uymayanlar için uygulanacak ceza hakkında, 362.nci maddenin açıklanması bölümünde geniş bilgilendirme yapılmıştır. VI-VERGİ MAHREMİYETİNİN İHLALİNİN CEZASI: Yukarıda maddede sayılan kişilerin vergileme işlemlerinin değişik aşamalarında görevli olmaları esnasında, kamu otoritesi sayesinde edinmiş oldukları bilgilerin bir kısmı vergi mükellefleri açısından sır niteliği taşıyabilmekte olup, bu sırların ifşa edilmesi vergi mükellefleri açısından istenilmeyen sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. O nedenle, vergi mükelleflerinin özel veya mesleki yaşamına ait bilgilerin bazılarının mahrem olarak kabul edilmesi ve bunların yasal zorunluluk bulunmadıkça açıklanmasının ve kullanılmasının engellenmesi gerekmektedir. Bu tür bir hukuki koruma, vergi mükelleflerinin vergi idaresine duymuş olduğu güveni artırıcı bir etki yaratması gerekir. Bu amaçla, Vergi Usul Kanununda vergi mahremiyetinin ihlal edilmesi suç olarak düzenlenmiş ve yaptırıma bağlanmıştır. Vergi mahremiyetinin ihlali suçunu işleyenlere verilecek ceza ise, Türk Ceza Kanunu na gönderme yapılarak belirlenmiştir. Bu yasağa uyulmaması halinde, Vergi Usul Kanunu'nun 362'nci maddesinde 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 239 uncu maddesine göre cezalandırılacakları ayrıca son fıkrada, Suçları tekerrür edenler bir daha devlet hizmetinde kullanılmazlar. hükmü yer almıştır. 5237 sayılı TCK. nun 239 uncu maddesinde uygulanacak ceza ile ilgili aşağıdaki hüküm vaaz edilmiştir. Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması : MADDE 239. -(1) Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikâyet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi hâlinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur. (2) Birinci fıkra hükümleri, fennî keşif ve buluşları veya sınaî uygulamaya ilişkin bilgiler hakkında da uygulanır. (3) Bu sırlar, Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. Bu hâlde şikâyet koşulu aranmaz. (4) Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde kapsamına giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. VII-VERGİ MAHREMİYETİ İLE İLGİLİ ÖZELLİKLİ KONULAR: A-Mahkemelerce İstenen Bilgiler: 4369 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 1999 yılında önceki uygulamalarda, mahkemelerin istediklerin bilgilerin vergi dairesince verilmesi ile ilgili sorunlar yaşanmakta idi. Çünkü, bu bilgilerin vergi mahremiyetinin ihlali gibi düşünülüp verilip verilmemekte tereddütler yaşanmakta idi. Mahkemeler ise istedikleri bilgilerin verilmemesi durumunda vergi dairesi yetkililerine cezai müeyyide uygulayacaklarını yazılı olarak bildirdiklerinde de çeşitli tartışmalar meydana gelmekte idi. 4369 sayılı Kanunla VUK. nun 5 inci maddesinde yapılan değişiklikle, Kamu görevlilerince yapılacak adli ve idari soruşturmalarla ilgili bilgi ve belgelerin verilmesi mahremiyeti ihlal sayılmamıştır.