DAVA KONUSU I-MADDE METNİ: Madde 378 (Değişik : 23/6/1982-2686/51 md.) Vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması lazımdır. Mükellefler beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar. Bu Kanunun vergi hatalarına ait hükümleri mahfuzdur. II-AÇIKLAMA VE YORUM: A-VERGİ MAHKEMESİNDE DAVA AÇMA İLE İLGİLİ GENEL AÇIKLAMA: Maddedenin birinci fıkrasında yapılan düzenlemeye göre, 1-Vergi mahkemesinde dava açabilmek için; a-verginin tarh edilmesi, b-cezanın kesilmesi, c-tadilat ve takdir komisyonları kararlarının, tebliğ edilmiş olması gerekmektedir. 2-Tevkif yoluyla alınan vergilerde ise; a-istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış, b-ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması lazımdır. Mükellefler kendi beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergileri karşı dava açamazlar. Vergi hatası ile ilgili olanlar harıç. Maddenin birinci fıkrasındaki hükmün benzeri VUK. nun 377.nci maddesinde de mevcuttur. Bu hüküm; Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler. Vergi dairesi tadilat ve takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı vergi mahkemesinde dava açabilir. Şeklindedir. VUK. nun 378.nci maddesindeki düzenlemenin 377.nci maddedeki düzenlemeden farkı, bu vergi ve cezaların tebliğ edilmiş olması gerektiğini ifade etmektedir. Kanımca, 378.nci maddedeki düzenleme yapılmamış olsada, mükellefler 377.nci maddeye göre dava açabilirler. Çünkü, verginin tarh edilmesi ile cezanın kesilmesinin hüküm ifade edebilmesi için zaten tebliğ işleminin yapılmış olması gerekir. O nedenle 378.nci maddeye tebliğ şartının konmasada mükelelflerin dava açmaları mümkündür. Bir diğer fark da, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması lazımdır. Burada istihkak sahibine ödeme yapılmasada tevkifatın yapılmış olması dava açmak için yeterlidir. B-VERGİ MAHKEMESİNDE DAVA AÇABİLMEK İÇİN, VERGİNİN TARH EDİLMESİ, CEZANIN KESİLMESİ GEREKİR: 1-Vernginin Tarh Edilmesi ve Cezanın Kesilmesi:
2 VUK. nun 377.nci maddesine göre, Mükellefler yönünden dava hakkının doğması için, beyan dışı bırakılmış bulunan matrah veya matrah farkı üzerinden, ikmalen, re sen veya idarece bir tarhiyatın yapılmış olması gerekir. 378.nci maddeye göre de tarh edilen bu vergilerin muhatabına tebliğ edilmesi gerekir. Yapılan vergi hataları ile ilgili V.U.K. nun düzeltme hükümlerine göre, islah edilmesi neticezinde bir ilave verginin tarh edilmesi ve bu tarhiyatın ihbarname ile tebliğ edilmesi halinde de mükellefe dava açma hakkı doğar. 2- Tevkif Yoluyla Alınan Vergilerde: Tevkif yoluyla alınan vergilerde, dava açılabilmesi için, İstihkak sahiplerine ödemenin yapılmış, ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması lazımdır. Esasen davanın açılması için, öncelikle tevkifat yapan vergi sorumluları adına bir tarihyatın yapılmış olması gerekir. Tarhiyatın yapılması da tevkif yoluyla alınan vergilerde, verginin kesilmiş olması veya ödeminin yapılmış olması gerekmektedir. Yani dava açılması için konulmuş olan şart esasen tarhiyat için de geçerli olup dava açma safhası tarhiyattan sonra başlayacaktır. 3-Tarh Edilen Vergilerin ve Kesilen Cezaların Muhatabına Tebliğ Edilmesi Gerekir: Maddedeki düzenlemeye göre tarh edilen vergilerle kesilen cezalar için dava açılabilmesi için, bu vergi ve cezaların muhataplarına tebilğ edilmesi gerekmektedir. Tabbidir ki bura muhatabın mutlaka mükellefl veya vergi sorumlusu olması gerekmemektedir. Bazen, hiç mükelelfiyet olmayan kişilere de vergi tarhiyatı ve ceza kesilmesi mümkündür. Örneğin, bir mağazadan alışveriş yapan kişinin fiş veya fatura almaması halinde kesilen usulsüzlük cezasına bu kişi vergi mahkemesinde dava açma hakkına sahiptir. Yine esnaf muaflığından yararlanan birisine yapılan tarhiyat ve kesilen ceza ile ilgili mükellef olmamasına rağmen dava açma hakkı vardır. 4-Takdir Komisyonu Kararlarına Karşı Dava Açılması: Takdir komisyonu kararlarına mükelelfin dava açması için, bu kararların kendisinin değil, karara dayanarak yapılan tarhiyatın bulunması gerekir. Yoksa sadece kararlar, mükellef için hüküm ifade etmemesine rağmen, tarihiyat hüküm ifade etmektedir. V.U.K. nun 298.nci maddesine göre, Servetlerin değerlenmesinde ölçü olarak alınacak olan emsal bedelinin tespit yetkisi takdir komisyonlarına aittir. Bu gibi durumlardada mükelelfler takidr komisyonunun kararına değil, kararın neden olduğu tarhiyatlara ve kesilen cezalara karşı dava açabilirler. III-MÜKELEFLER BEYAN ETTİKLERİ MATRAHLAR İÇİN DAVA AÇAMAZLAR: 1 Maddenin ikinci fıkrasında belirtildiği gibi, Mükellefler beyan ettikleri matrahlara vergi hatalarına ait hükümleri hariç ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar. Fakat bunun iki istisnası vardır; a-birincisi, tarh ve tahakkuk işlemleri mükelleflerin kendi beyanlarına göre yapılmasına rağmen bu vergilendirme işleminde Vergi Usul Kanununun 116 ncı ve müteakip maddelerinde tanımlanan nitelikte bir vergi hatasının bulunması halinde mükelleflerin dava açma imkânı bulunmaktadır. Bu durumda mükellef tarafından dilekçe ile vergi dairesinden vergilendirme hatası olduğunu beyan ederek hatanın düzeltilmesini talep edildiğinde ve vergi dairesince düzeltme talebinin red edilmesi durumunda mükelleflerin dava açma imkânı bulunmaktadır. b-ikincisinde ise, ihtirazi kayıt ile beyana karşı dava açılabilmektedir. A- İHTİRAZİ KAYITLA BEYANIN TANIMI VE MEVZUATIMIZDAKİ YERİ : Vergi Kanunlarının sık sık değiştirilmesi ve 'mevzuatın çok geniş olması karşısında mükellefler vergiye tabi olup olmadıkları 'konusunda tereddüde düşmekte yanlış bir vergi uygulaması ve istenmeyen bir sonuçla karşılaşmamak için İhtirazi 'kayıtla beyanda bulunmak istemektedirler. 1 Vergi Uyuşmazlıklarının Yargı Aşamasında Çözümlenmesi Gib. Gov.tr Gelir İdaresi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı Yayın No:92 Mayıs 2009 sh.14
3 İşte bu nedenle, mükelleflerin vergiye tabi olup olmadığı konusunda tereddüt ettikleri matrahları kanuni gerekçe göstererek beyan etmeleri ve beyan edilen matrah veya matrah 'kısmı üzerinden tarh edilen vergiye karşı dava açma hakkının saklı tutulması yolunda beyannameye yazdıkları nota ihtirazı 'kayıt adı verilmektedir. Bunun sonucunda tarh edilen vergi mükellefin beyanına dayanmakla beraber yine mükellef tarafından dava konusu yapılabilmektedir. Vergi Usul Kanununun 378 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre mükellefler beyan ettikleri matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar. Kanundaki hüküm bu olmasına rağmen, gerek Danıştay ın muhtelif kararlarıyla, gerek İdari Yargılama Usulü Kanunu nun daki hüküm, gerekse Vergi İdaresinin kendi işlem yönergesinde yapılması gereken işlemlerin belirtilmiş olması nedeniyle öteden beri mükelleflerin beyanlarına karşı dava açabilecekleri uygulaması devam etmektedir. 1-İhtirazi Kayıtla Beyanın Kanuni Dayanağı: İhtirazı kayıtla beyan müessesesi, İlk defa 1981 yılında 2365 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucu Vergi Usul Kanununun 389 uncu maddesinde yer almıştır. Söz konusu maddede «itiraz tarh edilen verginin ihtilaflı kısmının tahsilini durdurur. Ancak ihtiraz} 'kayıtla verilen beyannameler üzerine hesaplanan vergilere yapılan itirazlar verginin tahsilini durdurmaz» denilerek mükelleflerin haksız yere ihtirazi kayıtla beyanda bulunarak bu müesseseyi suistimal etmeleri önlenmeye çalışılmıştır. Ancak, 6.1.1982 tarih ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 63 üncü maddesi ile, Vergi Usul Kanununun vergi uyuşmazlıklarına ilişkin 379 ile 412 nci maddeler arasındaki hükümleri Vergi Mahkemelerinin göreve başladıkları tarihten itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Vergi Usul Kanunundan çıkarılan bu hükme karşılık, İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinin (4)numaralı 'bendinde ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar 'hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.» şeklinde yeniden hükme bağlandığından, ihtirazi kayıtla beyan müessesesi günümüzde de yürürlükte bulunmakta ve geçerliliğini 'korumaktadır. Diğer taraftan Danıştay'ın yerleşik İçtihatlarıyla da ihtirazi kayıtla beyan müessesesi kabul edilmiştir. İhtirazi kayıtla verilen beyanname ile ilgili bir başka kanuni hüküm, VUK: nun 112/6.ncı maddesinde, dolaylı olarak gecikme faizi hesaplanması ile ilgili yapılan düzenlemede aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir. İhtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra yargı kararına göre iade edilip yine yargı kararı uyarınca tahsili gereken vergilere, iade tarihinden yargı kararının vergi dairesine tebliği tarihine kadar geçen süre için bu maddede yer alan esaslar dahilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında gecikme faizi hesaplanır. İhtirazi kayıtla beyandan söz edebilmek için, matrahın "belli bir tutar İle beyannamede gösterilmiş olması şarttır Bunun dışında belli bir tutar göstermeden genel bir ifadeyle yapılacak bildirim ve şerhler, ihtirazi 'kayıtla beyan sayılmaz. 2 Ancak matrah olmayan ve vergi bulunmayan hallerde de ihtirazi kayıtla beyan verilebileceği konusunda aşağıda özetini verdiğimiz Danıştay Kararı bulunmaktadır. 3 (Dn.3.D. nin 08.04.2004 gün ve E.2002/1071, K.2004/909 sayılı Kararı) İhtirazi kayıt, beyannamede gösterilen matrah veya matrah kısmı üzerinden tahakkuk eden vergiye yönelik olabileceği gibi ticari bilanço zararı ve indirim ve istisnalar nedeniyle zarar beyan edilen ya da kar beyan edilmekle birlikte geçmiş yıl zararlarının mahsubu veya risturn, yatırım indirimi gibi kazançtan yapılacak indirimler nedeniyle vergilendirilmesi gereken kurum kazancı doğmayan ve izleyen yıla devreden zarar miktarını ya da yararlanılabilecek yatırım indirimi tutarını azaltacak durumlarla da beyannamelerin ihtirazi kayıt konularak verilmesi ve idari davaya konu edilebilmesi mümkündür. 2-İhtirazi Kayıtla Beyan Hakkında Danıştay ın Görüşü: 2 E.Gelirler Kontrolörü Bilal YALÇIN nın Vergi Sorunları Dergisi nın1992 Eylül-Ekim s. 62 deki İhtirazi Kayıtla Beyan ve Dava Konusu Yapılması isimli makelesi. 3 YMM Erdoğdu ÖZ ün www.ertadenetim.com. İnternet adresindeki İhtirazi Kayıtla Beyan Kendi Beyannamesinin Dava Konusu Yapılması isimli makalesi.
4 İhtirazi kayıtla beyannameyi, beyanname vermek durumunda olan vergi mükellefleri veya sorumluları verebilir. Vergi sorumlularının ihtirazi kayıtla beyanname verebileceği konusunda Danıştay ın 20 Aralık 2011 gün ve 28148 sayıl Resmi Gazete de yayınlanan Danıştay 3.Dairesinin 8 adet kararı bu yöndedir. Bu kararlardan biri Danıştay 3.D. 17.10.2011 gün ve Esas No : 2014/7404, Karar No : 2011/5955 sayılı kararları mevcuttur. Bu kararların özeti aşağıya alınmıştır: 4 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi ve kuruluşlar, istihkak sahiplerine yapılan ödemelerden yasada öngörülen verginin kesilmesi, muhtasar beyanname ile beyan edilip ödenmesinden sorumlu tutulmuşlardır. Kesilen verginin beyan edilmemesi ya da ödenmemesi vergi sorumlusunun takibini gerektireceğinden, usulüne uygun olarak ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine sorumlu adına tahakkuk eden verginin, vergi sorumlusu tarafından idari davaya konu edilebilecektir. denilmektedir. Konu ile ilgilidanıştay ın bir başka karar özeti aşağıdaki gibidir: İhtirazi kayıtla beyan edilen matrah üzerinden tarh edilen vergilerin dava konusu edilmiş olması. tahsilatı dudrdurmayacağından kanuni süresi içinde ödenmeyen vergiler için ödeme emri düzenlenmesinde, yasaya aykırılıktan bahsedilemez. 5 3-Vergi İdaresinin Görüşü: Maliye Bakanlığı, vergi dairesinin işlemlerini yönlendirdiği Vergi Daireleri İşlem Yönergesi nin Vergilendirme Bölümü ile ilgili 39.ncu maddesinin (3) numarıl bendinde; İhtirazi Kayıtla Verilen Beyannameler Üzerine Yapılacak İşlemler başlığı altında mükelleflere kanuni gerekçe gösterilerek beyan edilen matrah veya matrah kısmı üzerinden tarh edilen vergiye dava hakkının saklı tutulması yolunda beyannameye yazılı nota ihtirazi kayıt adı verildiğini belirterek bu beyannamelere yapılan itirazı, Vergi Usul Kanununda olmamasına rağmen kabul ettiği ve uygulamayı bu yönde yönlendirdiği anlaşılmaktadır. Bu şekilde verilen beyannameler üzerine süresinde verilen beyannameler için yapılan işlemler aynen yapılır. İhtirazi kayıtla verildiği şerhi düşülen tahakkuk fişi, beyanname ile birlikte değerlendirme masasına verilir.(39/3) İhtirazi kayıtla verilen beyannamelerle ilgili İşlem yönergesinin 46.ncı maddesinde de; İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere dava açılmaz ise tahakkuk kesinleşir. İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle ilgili açılan davalar tahsilatı durdurmaz.(46/4) B-İHTİRAZİ KAYITLA YAPILAN BEYANLARA KARŞI DAVA AÇMA: İhtirazi kayıtla beyan, mükelleflerin gelirinin istisna ve muafiyet gibi nedenlerden dolayı vergiye tabi olup olmadığı konusunda şüpheye düştükleri matrahlar için başvurdukları bir yoldur. Bu gibi durumlarda mükellefler ihtirazi kayıtla beyanname vererek daha sonra dava yoluna gidip haksız ödedikleri vergiyi geri isteyebileceklerdir. İhtirazi kayıtla verilen beyannameler süresi içinde verildiği için mükelleflerin cezai duruma düşmesini önlemekte ve dava açma hakkını da saklı tutmaktadır. İhtirazi kayıtla verilen beyannamelere karşı dava açılabilmesi : a-mükellefin beyanname ile birlikte ihtirazi kaydı içeren dilekçe vermesi veya beyannamenin herhangi bir yerine ihtirazi kayıt düşmesi gerekir. Beyannamenin elektronik ortamda verilmesinde ise, ihtirazi kayıtla ilgili kutucuğun işaretlenmesi gerekmektedir. Tahakkuk işlemi gerçekleştikten sonra ihtirazi kayıt talebi kabul edilmez. b-verilen beyanname ile yapılan tahakkuka karşı otuz (30) gün içinde dava açılmalıdır. İhtirazi kayıt dilekçeleri ancak Vergi Mahkemelerine dava açılmaları durumunda hukuksal nitelik kazanır. Bu süreçte mükellefin dava açmaması idarenin eylemini fiilini kabul ettiği anlamına gelir. 4 YMM Erdoğdu ÖZ ün www.ertadenetim.com. İnternet adresindeki İhtirazi Kayıtla Beyan Kendi Beyannamesinin Dava Konusu Yapılması isimli makalesi. 5 KIZILOT a.g.e. s.3648 [(Dn. 4. D., 6.3.1985 tarih ve E: 1984/494, K: 1985/616 (İSPİR-YAĞMURLU-ÖZBALCI, a.g.e.s.455) Dn. 4.D., 25.12.1984 tarih ve E: 1984/900, K:1984/4704, 4.D., 28.4.1982 tarih ve E: 1982/651, K: 1982/1912 (İSPİR-YAĞMURLU-ÖZBALCI)]
5 C-İHTİRAZİ KAYITLA VERİLEN BEYANNAMELER DE VERGİNİN TARH TAHAKKUK VE TAHSİLİ: Bu şekilde verilen beyannameler üzerine süresinde verilen beyannameler için yapılan işlemler aynen yapılır. İhtirazi kayıtla verildiği şerhi düşülen tahakkuk fişi, beyanname ile birlikte değerlendirme masasına verilir.(vdiy.md.39/3) İdari Yargılama Usulü Kanununun 27/4 üncü maddesine göre, ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk ettirilen vergilerin tahsilatı durmaz. Sözü edilen vergilerin ödenmesi gerekir. Bu vergiler ödenmemişse, ödenmeyen kısmına vergi dairesi gecikme zammı uygular. Ancak, ihtirazi kayıtla verilen beyanname için açılan davada yürütmenin durdurulması talep edilirse ve mahkeme yürütmenin durdurulmasını uygun görürse tahakkuk eden vergiler ödenmez. İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar,tahsil işlemini durdurmaz.(2577 s.k.27/4) Buna göre a-tahakkuk eden verginin kanuni ödeme süresi içinde ödenmesi gerekir, b-beyannamenin ihtirazi kayıtla verilmesi tahsil işlemini durdurmaz. c-beyannameler üzerinden tarh ve tahakkuk eden vergiler ancak yürütmeyi durdurma kararı veya yargı kararının olması durumunda ödenmeyebilir. Motorlu taşıtlar vergisi, emlak vergisi gibi beyan yoluyla alınmayan vergilerde, ihtirazi kayıt söz konusu değildir. Bu yüzden dava açılmadan önce verginin ödenmesi gerekir. Verginin ödenmesinden sonra otuz (30) gün içinde davanın açılması gerekir. İYUK un 7. maddesine göre özel kanunlarda ayrı süreler gösterilmeyen hallerde 30 gün olarak belirtilmiştir. Aynı maddeye gören 30 günlük dava açma süresi, tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin yapıldığı tarihi izleyen günden başlamaktadır. Yukarıda açıkladığımız gibi, ihtirazi kayıtla verilen beyannamelerde tahakkuk fişinin düzenlenmesi tahakkuk için yeterli olup, hüküm ifade etmesi için tahakkuk fişinin tebliği gerekmez. İhtirazi kayıtla verilen beyannamelerde bu (30) günlük dava açma süresi tahakkuk fişinin düzenlendiği tarihi izleyen günden başlayarak (30) gündür. Ancak Danıştayın geçmişte dönemlerde, 20.1.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2577 sayılı Kanunla, 30.12.1980 tarihinde yürürlüğe giren, 2365 sayılı Kanunların, yürürlük tarihlerinde önce, Danıştay, tahakkuk fişinin mükellefe tebliğ edilmesi gerektiği, itiraz süresinin (dava açma) bu tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı şeklinde kararlar vermiştir. (Dan. 4.Daire 2.12.1965 tarih, E: 1964/241, K: 1965/5019 sayalı kararı) 6 Bu görüşe göre, beyanname ilgili vergi dairesine ister bizzat mükellef tarafından verilsin, isterse posta ile gönderilsin, tahakkuk fişinin örneğini mükellefin alması halinde, bizce vergi dairesi örneğine aslını aldım şeklindeki ifadenin altına imzalatılması, almaması halinde ve posta ile gönderilmesi halinde de mükellef örneğinin tebliğ edilmesi gerekir. Özbalcı da adı geçen eserinde, tahakkuk fişinin düzenlendiği tarihte verginin tarh ve tahakkuk etmiş olacağını ifade etmiştir. (30) günlük dava açma süresinden sonra, dava açılması veya hiç açılmaması ihtirazi kayıtla beyanname verilmesini geçersiz kılar. Bu beyannameler, normal verilen beyanname mahiyetinde olur. Daha önce açıklandığı gibi beyan usulünde tarh ve tahakkuk aynı anda gerçekleştirilmektedir. Buna göre ihtirazi kayıtla verilecek beyannamede tahakkuk fişinin düzenlendiği tarihi izleyen günden itibaren 30 gün içinde dava açılması gerekir. D-İHTİRAZİ KAYITLA BEYANDA DAVA AÇMA SÜRESİNİN BAŞLANGICI: İhtirazi kayıtla beyan, mükelleflerin gelirinin istisna ve muafiyet gibi nedenlerden dolayı vergiye tabi olup olmadığı konusunda şüpheye düştükleri matrahlar için başvurdukları bir yoldur. Bu gibi durumlarda mükellefler ihtirazi kayıtla beyanname vererek daha sonra dava yoluna gidip haksız ödedikleri vergiyi geri isteyebileceklerdir. 6 ÖZBALCI a.g.e.s.206
6 İhtirazi kayıtla verilen beyannamelere karşı dava açılabilmesi için; Mükellefin beyanname ile birlikte ihtirazi kaydı içeren dilekçe vermesi veya beyannamenin herhangi bir yerine ihtirazi kayıt düşmesi gerekir. Beyannamenin elektronik ortamda verilmesinde ise, ihtirazi kayıtla ilgili kutucuğun işaretlenmesi gerekmektedir. Tahakkuk işlemi gerçekleştikten sonra ihtirazi kayıt talebi kabul edilmez. Verilen beyanname ile yapılan tahakkuka karşı otuz (30) gün içinde dava açılmalıdır. İhtirazi kayıt dilekçeleri ancak Vergi Mahkemelerine dava açılmaları durumunda hukuksal nitelik kazanır. Bu süreçte mükellefin dava açmaması idarenin eylemini fiilini kabul ettiği anlamına gelir. (gib.gov.tr.) İhtirazi kayıtla beyan edilen matrahlara ilişkin vergi, tahakkuk fişi ile tarh ve tahakkuk ettirilir. Düzenlenen tahakkuk fişi beyannameyi veren kişiye tevdi edilir. 213 sayılı V:U.K. nun 27. Maddesinde Vergi beyannamesini ilgili vergi dairesine tevdi eden kimsenin kendisine verilen tahakkuk fişini almaması, beyannamede yazılı matrah üzerinden tarhı gereken verginin tahakkukuna engel olmaz. Bu takdirde tahakkuk fişinin mükellefe verilecek nüshası 28 inci maddede yazılı olduğu şekilde posta ile mükellefe gönderilir. denilmektedir. Beyannameyi veren kişinin düzenlenen tahakkuk fişini alması veya almaktan imtina etmiş olması nedeniyle tahakkuk fişinin mükellefe verilecek nüshasının posta ile gönderilmesi durumunda tebliğ işleminin tahakkuk fişinin düzenlendiği tarih itibariyle yapılmış olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla vergi mahkemelerinde dava açma süresi olan 30 günlük sürenin tahakkuk fişinin düzenlendiği tarihten itibaren başladığının dikkate alınması gerekmektedir. Bilindiği gibi vergi mahkemelerinde dava açma süresi, İYUK un 7. maddesine göre özel kanunlarda ayrı süreler gösterilmeyen hallerde Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 gün ve vergi mahkemelerinde 30 gün olarak belirtilmiştir. Aynı maddeye gören 30 günlük dava açma süresi, tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin yapıldığı tarihi izleyen günden başlamaktadır. Yukarıda açıkladığımız gibi, ihtirazi kayıtla verilen beyannamelerde tahakkuk fişinin düzenlenmesi tahakkuk için yeterli olup, hüküm ifade etmesi için tahakkuk fişinin tebliği gerekmez. İhtirazi kayıtla verilen beyannamelerde bu (30) günlük dava açma süresi tahakkuk fişinin düzenlendiği tarihi izleyen günden başlayarak (30) gündür. Ancak Danıştayın geçmişte dönemlerde, 20.1.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2577 sayılı Kanunla, 30.12.1980 tarihinde yürürlüğe giren, 2365 sayılı Kanunların, yürürlük tarihlerinde önce, Danıştay, tahakkuk fişinin mükellefe tebliğ edilmesi gerektiği, itiraz süresinin (dava açma) bu tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı şeklinde kararlar vermiştir. (Dan. 4.Daire 2.12.1965 tarih, E: 1964/241, K: 1965/5019 sayalı kararı) 7 Bu görüşe göre, beyanname ilgili vergi dairesine ister bizzat mükellef tarafından verilsin, isterse posta ile gönderilsin, tahakkuk fişinin örneğini mükellefin alması halinde, bizce vergi dairesi örneğine aslını aldım şeklindeki ifadenin altına imzalatılması, almaması halinde ve posta ile gönderilmesi halinde de mükellef örneğinin tebliğ edilmesi gerekir. Özbalcı da adı geçen eserinde, tahakkuk fişinin düzenlendiği tarihte verginin tarh ve tahakkuk etmiş olacağını ifade etmiştir. (30) günlük dava açma süresinden sonra, dava açılması veya hiç açılmaması ihtirazi kayıtla beyanname verilmesini geçersiz kılar. Bu beyannameler, normal verilen beyanname mahiyetinde olur. Daha önce açıklandığı gibi beyan usulünde tarh ve tahakkuk aynı anda gerçekleştirilmektedir. Buna göre ihtirazi kayıtla verilecek beyannamede tahakkuk fişinin düzenlendiği tarihi izleyen günden itibaren 30 gün içinde dava açılması gerekir. E-ELEKTRONİK ORTAMDA (E-BEYAN) VERİLEN BEYANNAMELERDE İHTİRAZİ KAYIT: Elektronik ortamda verilen beyannamelerin ihtirazi kayıtla verilmesi durumunda ise, ihtirazi kayıtla ilgili kutucuğun işaretlenmesi gerekmektedir. 8 Ayrıca, beyannamenin ihtirazi kayıtla verilmesinin gerekçelerini gösteren bir ihtirazi kayıt dilekçesinin de beyanname verme süresi içinde vergi dairesine verilmesi gerekir. Beyannamenin düzenlendiği tarihte ilgili vergi dairesine verilmesi olası ihtilafları önler. 7 ÖZBALCI a.g.e.s.206 8 Gelir İdaresi Başkanlığı Yayını, Vergi Uyuşmazlıklarının Yargı Aşamasında Çözümlenmesi,sayfa 14
7 F-İHTİRAZİ KAYITLA BEYANDA DAVANIN SONUÇLARI : Dava, mükellef lehine sonuçlanırsa, fazla olarak tahakkuk eden vergi terkin edilir. Terkin edilen vergi için tahsilat yapılmışsa tahsil edilen vergi iade edilir. Dava, vergi dairesi lehine sonuçlanmışsa, tahakkuk eden vergi tahsil edildiğinden veya edileceğinden her hangi bir işlem yapılmaz. 9 Vergi mahkemesinin kararının taraflarca temyiz edilmesi, İdari Yargılama Usulü Kanunu gereğince mümkündür. İhtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra yargı kararına göre iade edilip yine yargı kararı uyarınca tahsili gereken vergilere, iade tarihinden yargı kararının vergi dairesine tebliği tarihine kadar geçen süre için bu maddede yer alan esaslar dahilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında gecikme faizi hesaplanır. (VUK.md.112/6) 9 YMM Erdoğdu ÖZ ün www.ertadenetim.com. İnternet adresindeki İhtirazi Kayıtla Beyan Kendi Beyannamesinin Dava Konusu Yapılması isimli makalesi.