Antandros nekropolisinden bir lahit mezar.

Benzer belgeler
AENEAS IN ROTASI. Mitoloji, Arkeoloji ve Turizm T.C. EDREMİT BELEDİYESİ ANTANDROS KAZILARI

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

Bayraklı Höyüğü - Smyrna

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler

YEŞİLOVA HÖYÜĞÜ- İZMİR İN PREHİSTORİK YERLEŞİM ALANI

ANTİK MISIR. Hanedanlık Öncesi Dönem. Eski Krallık ( -6 hanedanlar) 1.ara dönem (7-10 hanedanlar) M.Ö

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

Teos Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulanması İle İlgili Çalışmalar:

MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN. YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias

2013 YILI TRİPOLİS ANTİK KENTİ KAZI VE RESTORASYON ÇALIŞMALARI

2011 YILI RESULOĞLU KAZISI

BURGAZ KAZILARI 2008 YILI ÇALIŞMALARI

Roma mimarisinin kendine

Urla / Klazomenai Kazıları

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

HİERAPOLİS KAZISI Hierapolis - Pamukkale Missione Archeologica Italiana

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

: Shower Unit (Flat) : Kompakt Duș Ünitesi (Flat)

AKROPOLİS de ONARIM YÖNTEMLERİ Eylül-2011

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK DÖNEM İN EN ESKİ BİLİCİLİK MERKEZİ KLAROS

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

Zest. : Shower Unit (Flat) Kompakt Duş Ünitesi (Flat) Description Tan m. : 90x90. Size / Ebat (cm) : 2.5. Depth / Derinlik (cm) Weight / A rl k (kg)

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

Yrd. Doç. Dr. Selim BARADAN Yrd. Doç. Dr. Hüseyin YİĞİTER

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

31. KAZI SONUÇLARI TOPLANTISI 2. CİLT

Muhteşem Pullu

BODRUM HALİME GÜNDOĞDU TURİZM İŞLETMECİLİĞİ

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

BERGAMA [PERGAMON] DOSYASI

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

HİERAPOLİS, ÇALIŞMALARIN RAPORU

TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ ENV. NO. SİT ADI

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

Gulnara KANBEROVA 1 Serap BULAT 2 İSHAK PAŞA İLE ŞEKİ HAN SARAYI MİMARLIK DESEN ve FORMLARININ GEOMETRİK KURULUŞLARI

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet)

This empire began in 330 and lasted until 1453, for 1123 years.

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 58, Kasım 2017, s. 1-9

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran

ARPAÇAY DA TARİHİ VE ARKEOLOJİK ARAŞTIRMALAR Historical and Archaeological Research in Arpacay

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

ALEKSANDREİA TROAS DA OPUS RETİCULATUM TEKNİĞİ

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

demir ve bronz çağlarının kalıntılarına ulaşılmış, medeniyetlerin doğup yıkıldığı Mezopotamya toprakları üzerindeki Ürdün de, özellikle Roma ve

Bugünkü Teknolojiyle Bile İnşa Edilmesi Mümkün Olmayan 19 Akıl A lmaz Antik Yapı

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Anadolu Üniversitesi Yılı Side Kazısı Çalışmaları. (12 Temmuz-8 Eylül 2010)

İşte böylesine bir tatil isteyenler içindir Assos. Ve Assos ta yapılacak çok şey vardır:

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

Parça İle İlgili Kelimeler

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

BURGAZ KAZILARI 2007 YILI ÇALIŞMALARI

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi

SAGALASSOS TA BİR GÜN

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

ASSOS KAZISI 2015 YILI SONUÇ RAPORU yılı çalışmaları kapsamında aşağıda listelenen alanlarda kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir (Resim 1).

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

PROJELERİ ARMANI CASA SUNNY ISLES

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

2011 YILI GÜLPINAR KAZILARI (32.YIL)

AKHİSAR ( MANİSA ) NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

MUĞLA-BODRUM-MERKEZ ESKİÇEŞME MAHALLESİ-BARDAKÇI MEVKİİ 9 PAFTA 14 ADA 70 ve 90 PARSELLER KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU

TEKNİK RESİM 6. HAFTA

PROJENİN TANITIMI OUR PROJECT

2014 Yılı Akhisar Thyateira (Thyatira) Antik Kenti ve Hastane Höyüğü Kazıları

AYASULUK TEPESİ VE ST. JEAN ANITI (KİLİSESİ) KAZISI

SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ

S C.F.

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Transkript:

Antandros nekropolisinden bir lahit mezar.

ANTANDROS'UN KONUMU Kaletaşı Tepesi Antandros, İda Dağı nın (Kaz Dağı) güney eteklerinde, Edremit Körfezi nin kuzey kıyısında, Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Altınoluk mahallesinin 2.5 kilometre doğusunda yer alır. Mysia ve Aiolis i Troas a bağlayan yolu kontrol eder konumda, denize dik olarak uzanan Kaletaşı Tepesi nin zirve ve batı yamaçlarına konumlanmıştır. Bugünkü İzmir- Çanakkale asfaltı Antandros Antik Kenti'nin üzerinden geçmektedir. AENEAS DESTANI Antandros birçok mitolojik konuya ev sahipliği yapan İda Dağı'nın eteklerinde yer alan en önemli antik kentlerden birisidir. Antandros un da önemli rol üstlendiği bu mitosların başında, Roma İmparatorluğu'nun efsanevi kurucusu Aeneas'ın yolculuğuna Antandros'tan başladığı Vergilius'un Aeneas Destanı gelir. Troia'nın düşmesiyle, ailesini ve klanını alarak gizlice İda Dağı'nı aşan ve Antandros'a gelen ünlü komutan Aeneas, burada 20 gemilik bir filo inşa etmiş ve atalarının yurdunu aramak üzere yola çıkmıştır. Sayısız Rönesans ressamının konu edindiği bu ünlü destan, Avrupa kültürünün temelini oluşturan eserlerden biridir. ANTANDROS NEKROPOLİSİ 700 yıl boyunca kesintisiz biçimde mezarlık alanı olarak kullanılan Antandros nekropolisi, bu özelliğiyle Batı Anadolu'daki antik dönem mezarlıkları arasında yegâne örnektir. Doğrudan gömüden, yakarak gömmeye, lahitlerden devasa pithoslara, çatı kiremiti mezarlardan urnelere, Hellenistik dönemde popülerleşen sunaklara kadar tüm ölü gömme geleneklerinin görülebileceği bir zaman laboratuvarıdır.

YAMAÇ EV Yamaç Ev Kışlık Yemek Salonu Antandros'un zenginliğini ve ihtişamını en iyi gösteren yapısı olan Yamaç Ev, 1100 m2 kapalı alanı olan görkemli bir Roma villasıdır. Çok iyi korunmuş durumda olan mozaikleri ve duvar resimleri, 180 derece deniz manzaralı odaları, 33 metre uzunluğunda portikosu, alttan ısıtmalı hamamı ve kanalizasyon sistemiyle, şu ana kadar kazılan Anadolu'daki en iyi korunmuş Roma villarındandır. 2001 yılından bu yana kazısı devam etmektedir ve her sene yeni sürprizlerle bilim dünyasına katkıda bulunmaktadır. ÜÇ GÜZELLER YARIŞMASI Troia prensi Paris'in hakemliğinde gerçekleşen ve dünyanın ilk güzellik yarışması olarak kabul edilen dünyaca ünlü mitos, Antandros'un hemen üzerindeki Alexandria Dağı'nda gerçekleşmiştir. Athena, Hera ve Aphrodite arasında geçen güzellik yarışmasını, Paris'e dünyanın en güzel kadınını teklif eden Aphrodite kazanmıştır. Teklif edilen ödül ise Troia'nın sonunu hazırlayacaktır. ESERLER Antandros Antik Kenti, özellikle nekropolisinden ele geçen buluntularıyla çok önemli bir yere sahiptir. Kazılar sırasında çıkarılan eserler Bursa Arkeoloji Müzesi ve Balıkesir Kuvay-ı Milliye Müzesi'nde sergilenmektedir. MÖ 4. yüzyıl Suru

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI Kısa zaman öncesine kadar yol, Kaletaşı'nı aşmak için kumsalın yanından geçiyordu. Fotoğraflar 1911 yılında çekilmiştir. ARAŞTIRMA TARİHÇESİ Antandros Antik Kenti nin saptanmasına ilişkin araştırmalar, 1842 yılında Heinrich Kiepert in, Avcılar Köyü camisinin duvarında Antandros isminin (Αντανδρiων) geçtiği yazıtı keşfetmesiyle başlar. Kiepert, bu yazıta dayanarak elinde bulunan 1:100.000 ölçekli haritaya Antandros kentini lokalize etmeyi başarmıştır. Kiepert in, 1888 yılında Fabricius ile birlikte geri dönüşü sırasında Antandros isminin geçtiği ikinci bir yazıtı ve üzerinde ANT harflerinin bulunduğu Antandros sikkelerini görmesi, daha önceki saptamasının doğru olduğunu ortaya koymuştur. Kiepert, Antandros olarak saptadığı Dervent Tepe ye (bugünkü adı Kaletaşı Tepesi) Fabricius ile birlikte tırmanmış ve orada bir şehir yerleşmesini doğrulayacak miktarda mermer ve seramik parçası bulmuştur. Bu arada Heinrich Schliemann, 1881 yılında aynı güzergahtan geçmiş ve yalnızca Kiepert in ilk bulduğu yazıtı görmekle kalmamış, aynı zamanda Dervent Tepe de, eni ve boyunun 1000 metre olduğunu tahmin ettiği, bir antik kentin varlığını da saptamıştır. Köylülerin bu antik şehirde birçok gümüş Antandros sikkesi bulması Schliemann ın dikkatini çekmiş ve Dervent isminin antik Antandros isminden geldiği yolunda bir görüş ortaya atmıştır. Ancak şehri 1959 ve 1968 yıllarında iki kez ziyaret eden J. M. Cook, Dervent isminin, Kiepert in de fark ettiği gibi, genellikle geçitler için kullanılan bir isim olduğunu belirleyerek, ismin burada bir geçide işaret etmekte olduğuna dikkat çekmiştir. Cook, yapmış olduğu inceleme sonunda tepenin doğu yamacında herhangi bir buluntunun olmadığı, asıl yerleşimin tepenin batı yamacında olması gerektiğine değinmiştir. Kiepert ten sekiz yıl sonra Judeich, tepe üzerinde incelemeler yapmıştır. Bu inceleme sonucunda şehri, aşağı ve yukarı kent olarak ikiye ayırmış ve Antandros u fazla büyük olmayan bir şehir olarak nitelendirmiştir. Heinrich Kiepert (1818-1899) 1911 yılında şehri ziyaret eden Leaf, tepenin batı bölümünün sahibi olan Altınoluklu zengin Türkler'e ait firmanın burada bir mezar açtığını ve buradan orijinalinde bir rahibenin onurlandırılması için dikilmiş, ama sonradan ikinci kez kullanılmış olan bir heykel altlığının çıkarılmış 8

EDREMİT BELEDİYESİ KÜLTÜR YAYINLARI olduğunu saptamıştır. Buna dayanarak, şehrin nekropolisinin tepenin batı yamacında, garnizonun ise tepenin zirvesinde, ticaret merkezi ve limanların da tepenin doğusunda olduğuna kanaat getirmiştir. Antandros isminin geçtiği yazıt. Avcılar köyü camii duvarında bulunmuştur. Antandros yerleşmesinin bulunduğu Kaletaşı Tepesi'nin batısında uzanan sahil şeridinin imara açılması sonucunda 1989 yılında başlayan yapılaşma çalışmalarında, bazı mezarlara rastlanmış ve bunun sonucunda 1991 yılında Müze Kurtarma Kazıları başlatılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda bu alanın mö 7. yüzyıldan mö 2. yüzyıla kadar nekropolis alanı olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Müze Kurtarma Kazıları aralıklarla devam etmiş 1995 yılından sonra kazı çalışmalarına son verilmiştir. 2000 yılında Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Gürcan Polat başkanlığında bir ekip tarafından yüzey araştırması gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma sonucunda Kaletaşı Tepesi nde sur ile çevrili bir yerleşimin varlığı saptanmıştır. Çam ağaçları ile kaplı olan tepe üzerinde yapılan incelemelerde elde edilen malzemelerden, bu yerleşmenin mö geç 5. yüzyıldan başlayıp 4. yüzyıl boyunca kullanıldığı anlaşılmıştır. Tepenin batı yamacında yapılan yüzey araştırmasında elde edilen veriler, bu alanın en azından mö 6. yüzyıldan başlayıp Bizans dönemini de içeren uzun bir zaman dilimi boyunca iskan gördüğünü ortaya koymuştur. Tepenin batısından denize dökülmekte olan Karakazan (Kundakçınar) Deresi nin batısında ve Kaletaşı Tepesi nin doğu yamaçlarında yapılan araştırmalarda, yerleşmeye ait veriler elde edilememiştir. 2001-2006 yılları arasında Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü ve Balıkesir Müzesi'nin katılımıyla gerçekleşen kazılar, 2007 yılından bu yana Prof. Dr. Gürcan Polat başkanlığında devam etmektedir. Antandros'ta bilimsel kazılar 2001 senesinde Prof. Dr. Gürcan Polat öncülüğünde başlamıştır. 9

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI Kaz Dağı veya İda Dağı; güzelliği ve görkemiyle bugün olduğu gibi Antik Çağ insanlarını da etkilemiş olmalıydı. İşte bu nedenledir ki, Antik Çağ mitoslarında tanrıların mekânı olarak adı sıkça geçer. Bu dağlar bazen tanrılara veya efsanevi kişiliklere ev sahipliği yapar, bazen de çok önemli olaylara. Antik Çağ insanı, tanrılarının Yunanistan ın Olympos isimli en yüksek dağında yaşadıklarına, nektar içip ambrosia yediklerine inanırdı. Batı Anadolu da ise tanrılar için en uygun yer ancak İda Dağı olabilirdi. İda Dağı Yunan mitolojisinde tanrıların mekanı olarak geçer. Çok sayıda mitosa ev sahipliği yapmıştır. Aslında İda Dağı ününü, ünlü ozan Homeros a borçludur. Homeros un İlyada Destanı sayesinde, dünyanın en tanınan dağlarından biri olmuştur. Antik Yunan Mitolojisi'nde en ünlü mitosların pek çoğunda olaylar İda Dağı nda geçer. İDA DAĞI MİTOSLARI da sm n n köken İda kelimesi de mitoslarda farklı kişilikler olarak karşımıza çıkan bir isimdir. Mitoslarda İdaios ve İdaia isimleri geçer. İdaia, İda dan gelen veya İda da yaşayan anlamına gelir. Bu adı taşıyan iki kadın kahraman vardır. Bunlardan ilki bir Nymphe dir (doğa perisi) ve bu Nymphe ırmak tanrısı Skamandros la birleşerek Teukros adında bir erkek çocuk dünyaya getirir. Mitoslarda Teukros adında iki kahramanın adı geçer. Burada önemli olan her iki kahramanın da Troia ile ilişkili olmasıdır. İdaios isminde de pek çok kişilik vardır ve bu kişilerin tümü yine Troia kraliyet ailesine aittir. ankh ses ve aphrod te Aphrodisias Sebasteionu'nda yer alan Aphrodite ve Ankhises Rölyefi Troialı bir soylu olan Ankhises, Troia Savaşı'nın ardından Antandros ta gemilerini inşa ederek oradan denize açılan ve Roma yı kurduğuna inanılan kahraman Aeneas ın babasıdır. Tanrıça Aphrodite, İda Dağı yamaçlarında sürülerini otlatan Ankhises i görür ve âşık olur. Ankhises ile Aphrodite nin birlikteliğinden Troia lı kahraman Aeneas dünyaya gelir. Homeros, Dardanielilerin başında Aeneas var, Ankhises in oğlu, tanrısal Aphrodite doğurdu onu Ankhises ten; bakmadı tanrıçalığına, birleşti İda Dağı eteklerinde bir ölümlüyle şeklinde bu hikâyeyi İlyada da anlatır. 10

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI Aeneas ailesiyle birlikte Troia'dan kaçıyor. Pompeo Batoni (1750) AENEAS DESTANI mö 70-19 yılları arasında yaşamış olan Romalı yazar Publius Vergilius Maro tarafından yazılmış olan Aeneas Destanı, Troialı kahraman Aeneas'ın efsanesini günümüze taşımıştır. Vergilius, yanmakta olan Troia dan, babası, oğlu ve savaştan sağ kurtulanlarla birlikte ayrılan Aeneas ın, Roma yakınlarına varıp yerleştikleri zamana kadar başlarından geçen olayları anlatır. Aslında kitap, Aeneas ın Troia dan yola çıkışından yedi yıl sonra vardığı Kartaca da Kraliçe Dido ya başlarından geçenleri anlatmasıyla başlar. Vergilius kaleme aldığı efsanede, Troia nın düşmesini sağlayan tahta atın içeri alınması, Laokoon un öldürülmesi, babası Ankhises, oğlu Askanius ve Troia nın kutsal heykeli Palladion u alarak Antandros a kaçması gibi, Homeros un İlyada Destanı sonrasındaki olaylara yer verir. Aeneas, Tanrılar tarafından kendisine verilen yeni bir Troia kurma görevi ile yanmakta olan Troia yı terk etmeye ikna edilir. Ancak bu şekilde Troia soyunu yeni kuracağı topraklarda yüzyıllar boyu devam ettirebilecektir. Troialı kahraman Aeneas annesi Aphrodite nin koruması altında, omuzlarında babası Ankhises, elinden tuttuğu oğlu Askanius ile 12

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI Aeneas ve Dido Pierre-Narcisse Guerin (1815) 2011/2012 yıllarında Aeneas'ın İtalya'da ilk kez ayak bastığı Castro ile Antandros ortaklığında kültürel diyaloğu arttırmayı amaçlayan bir Avrupa Birliği projesi gerçekleştirilmiştir. üzere ikna eder. Bu fırtına onları Kartaca ya atar. Hera nın oyununa gelen Aphrodite, Kartaca kraliçesi olan Dido yu Aeneas a aşık eder. Hera, kehanetin gerçekleşmemesi adına Aeneas ı Kartaca ya bağlamış ve mutlu bir yaşam sürmesini sağlamıştır. Ancak durumu fark eden Zeus, çok kızar ve görevlendirdiği Hermes aracılığıyla, Troia soyunu devam ettirmek için kendisine verilen İtalya da şehir kurma görevini hatırlatır Aeneas a. Dido nun yalvarmalarına karşın, Aeneas Kartaca dan ayrılır. Bu ayrılığa dayanamayan Dido, Aeneas ın kılıcıyla intihar eder. Yola çıktıklarında bir fırtına çıkar ve fırtına gemileri tekrar Drepanum a atar. Drapenum a ikinci gelişlerine kadar yedi yaz geçmiştir. Uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından Aeneas ve beraberindekiler, denizden bir orman ve denize dökülen Tiber nehrini görürler ve karaya çıkarlar. Vardıkları yer Latium, hükümdarı da Kral Latinus dur. Oğlu olmayan Latinus un Lavinia adında bir kızı vardır. Latinus a bildirilen kehanete göre kızı yabancı bir damat ile evlenecek, büyük bir üne sahip olacaktır. Troialılar ın gelişi ile Latinus kehaneti hatırlar ve Aeneas ile kızını evlendirmeye karar verir. Genç kızın taliplerinden biri de kral Turnus tur. Hera nın çevirdiği oyunlar üzerine Latinus un karısı, Turnus un yanına gider ve onu savaşa kışkırtır. Troialılarla Turnus arasında pek çok çatışma olur. Bu çatışmalar sırasında Aeneas kehanette bahsedilen dişi domuz ve otuz yavrusunu görür ve onları Tanrıça Hera ya kurban eder. Çatışmalardan bir sonuç alınamayınca Turnus ve Aeneas teke tek düello yaparlar ve bu düelloda Turnus ölür. Aeneas Lavinium kentini kurar. Aeneas ın ölümü ardından Askanius, Latinler üzerinde hüküm sürer. Lavinium un kuruluşundan otuz yıl sonra Askanius, Aeneas ın beyaz bir dişi domuz ve otuz yavrusunu kurban ettiği yerde Alba Longa yı kurar. Çok açık olmayan bazı anlatımlarda Aeneas doğrudan doğruya Roma nın kurucusu olarak gösterilirken, daha yaygın bir inanışa göre Roma, Aeneas soyundan gelen Romulus tarafından kurulmuştur. 14

Yamaç Ev Apodyterium (Hamamın soyunma odası)

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI Yamaç Ev'in kış aylarında yemek ve davet salonu olarak kullanılan odası. Fotoğraflar: Firdevs Sayılan YAMAÇ EV Antandros kazı çalışmaları içerisindeki önemli sektörlerden birini Yamaç Ev olarak da adlandırılan Roma villası oluşturmaktadır. 2001 yılında çalışmalara başlanan alanda; bugüne kadar 19 mekanı ortaya çıkarılan villa, 1100 m 2 lik bir alanı kaplamaktadır. Denize bakan bir yamaç üzerine yerleştirilmiş olması nedeniyle klasik Roma peristilli ev tipinden farklı olarak, sıralı oda tipi olarak adlandırılan bir mimari planda inşa edilmiştir. 32.90 metre uzunluğundaki portiko üzerine yanyana dizilmiş altı odası evin ana mekanlarını oluşturmaktadır. Bunun haricinde latrina (tuvalet), mutfak, kripto-portiko, teras ve oldukça görkemli bir hamam Yamaç Ev i oluşturan diğer önemli mekanlardır. Yamaç Ev özellikle taban mozaikleri ve duvar resimleriyle dikkat çekmektedir. Yamaçtaki eğimden dolayı teraslar üzerine oturtulan villanın portikosu ve yanyana dizilmiş altı odasından Oda 1 ve 4 oldukça iyi korunmuş mozaik döşemeye sahipken, Oda 3 ün tabanı mermer kaplamadır. Oda 1 in duvarları stilize sütunlar arasına yerleştirilen tek figürlü panellerden oluşan freskolar ile dekore edilmiştir. Ayrıca hamamın apodyterium (soyunma odası) olarak adlandırılan odasının tabanı tam olarak korunmuş mozaik döşemeye, duvarları freskoya sahiptir. 16

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI Yazlık Triclinium ve opus sectile zemin döşemesi. Duvarlarda mermer kaplamaların izleri hala net biçimde seçilebilmektedir. sırasında ortaya çıkan çok sayıda harçlı mozaik parçası ise, evin bu bölümünde ikinci katın olduğuna işaret etmektedir. Ancak henüz, ikinci kata çıkışı sağlayacak herhangi bir mimari unsura rastlanmamıştır. Kışlık Triclinium mozaiği köşe detayı Portiko mozaiğinde yer alan panter figürü Portikoda yer alan Oda 3 evin en görkemli odasıdır. Yazlık triclinium (davet salonu) olarak kullanılan mekanın girişi iki Attik-İon sütunuyla desteklenmiştir. Bunlardan birinin kaidesi yerinde korunmuştur. Üç boşluktan girilen mekanın kapısı yoktur. Oda 1 ile aynı ölçülerde kare ebatlı odanın tabanı tamamen opus sektile mermer döşemeyle kaplanmıştır. Döşemenin büyük kısmı bugün de korunmuş durumdadır. Duvarların da tamamı mermer paneller ile kaplanmıştır; ancak günümüze hiçbir panel kalmamıştır. Kazı sırasında odadan boşaltılan topraktan da hiç mermer çıkmaması panellerin evin terkediliş evresinde sökülerek götürüldüğüne işaret etmektedir. Bugüne kalan mermerlerin harç üzerinde bıraktıkları izlerdir. Portikodaki mozaik döşemenin Oda 3 e tekabül eden kısmında diğer kısımlardaki geometrik desenlerden farklı bir panel yapılmıştır. Girişin önünde koşan bir panter figürü ve köşelerde kuş figürlerinin yer aldığı panelin ana merkezindeki madalyon bölümü günümüze ulaşmamıştır. Portiko üzerindeki bu farklı panel de Oda 3 e gösterilen özenin bir diğer kanıtıdır. 18

EDREMİT BELEDİYESİ KÜLTÜR YAYINLARI Portikonun sonlandığı ve bir kapıyla diğer mekanlara geçilen bölüm. Portiko mozaiği geometrik desenlerin farklı renk varyasyonlarıyla döşenmesi esasına dayanır. Oda 4 de portikodaki önemli mekanlardan biridir. 3.50 x 6.80 metre ölçülerindeki odanın tamamı favus (bal peteği) adı verilen geometrik desenlerle süslenmiştir. Mozaiğin bir bölümü sağlam ele geçmişken, diğer kısımlarda karşılaşılan tahribat nedeniyle mozaiğin üzeri kumla örtülmüştür. Portikonun 2., 5. ve 6. odalarında herhangi bir mozaik döşeme ya da fresko ele geçmemiştir. Oda 2, Oda 4 ve Oda 5; konumları açısından evin önemli mekanları arasındadır. Ancak evin kuruluş evresinden beri süre gelen taban suyu problemi nedeniyle bu odalarda bulunması büyük olasılık dahilinde olan mozaik ve duvar resimleri tahrip olmuş ve daha geç bir dönemde kaba bir sıva kullanılarak yenilenmiştir. Portikonun doğuda bir kapıyla sonlandığı alanın hemen sağında evin latrinası (tuvalet) bulunmaktadır. 1.20 m. yükseklikte ve 0.80 m. genişlikteki kanalizasyon sistemi üzerine oturtulmuş olan latrina; aynı anda en az iki kişinin ihtiyacını karşılayabileceği şekilde tasarlanmıştır. Kanalizasyon hattı kuzeye doğru yükselerek devam ederek, evin sınırını belirleyen kripto-portikonun kuzey duvarı içinden üst terasa geçmektedir. Kuzey terastaki hat 1.85 m. yüksekliğinde, daha büyük bir hattır. Kanalizasyon sisteminin oldukça büyük ve sağlam olması, hattın sade- Kanalizasyon Sistemi 19

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI Hamamın sıcak odası (caldarium). MS 6. yüzyılda bölgeye yerleşen Hıristiyan göçmenler aynı odaya, zemini yükselterek ikinci bir hamam inşa etmiştir. ce bu konut için yapılmadığını, bu alanda Yamaç Ev gibi daha birçok evin olduğu bir zenginler mahallesinin varlığına işaret etmektedir. hamam Bir alt terasa ve hamam bölümüne geçişi portikonun sonuna yerleştirilen yarım daire formundaki basamaklar sağlar. Basamaklardan günümüze iki sırası gelmiştir. Bu alanın hemen batısında, aynı zamanda hamamın giriş bölümü olan apodyterium (soyunma odası) bulunmaktadır. 11 m. x 3.40 m. boyutlarındaki odanın üstünü tonozlu bir çatı sistemi örter. Odanın tam ortasından, çatıyı güçlendirmek için ekstra bir kemer geçirilmiştir. Mekanın mozaiği tam olarak korunmuştur. Odanın merkezindeki kemerin ayakları arasında, mozaiğe işlenmiş bir yazıt ele geçmiştir. Yunanca yazıtta Yaşa ey kardeşsever Margareites, kurucu ile birlikte refah içinde ve sonsuza kadar yazmaktadır. Odanın doğu kısmında oturmak ve soyunmak için nişler bulunmaktadır. Ayrıca bu bölümün kuzey duvarında mutfağa (?), güney duvarında tepidariuma (ılık oda) geçişi sağlayan iki kapı bulunmaktadır. Mekanın 7. yüzyıla ait son evresinde bu kapılar örülerek kapatılmış ayrıca odanın güney kenarına boydan boya bir oturma sekisi inşa edilmiştir. Hamamın giriş kapısı önünde, portikoya çıkmaya yarayan yuvarlak planlı merdivenler. Yalnızca ilk iki sırası korunmuştur. 20

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI 22

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI Lahit mezar kazısı ve içerisinden çıkan hediyeler. Yaklaşık 700 yıllık kullanımı boyunca çok farklı mezar tiplerine ve geleneklerine ev sahipliği yapmış olan Antandros nekropolisinde, ilk kullanım evresi olan mö geç 8. yüzyıldan mö 6. yüzyılın ikinci yarısına kadar, 6.5 yaşından büyük bütün bireylerin yakıldığı, küçüklerin ise yakılmadan, büyük boyutlu kapların içerisinde gömüldüğü görülür. Bu durum antik yazarlardan Plinius un (Naturalis Historia, VII.67-70; XVI.70-73) dişi düşmemiş bir çocuğun yakılmaması evrensel bir kuraldır söylemini de doğrular niteliktedir. mö 6. yüzyıl ikinci yarısında ortaya çıkan pişmiş toprak Klazomenai tipi lahitler ve büyük boyutlu pithoslarla birlikte, sayıları az da olsa yetişkinlerin bazılarının yakılmadan gömülmeye başlandığı gözlenir. Lahit kullanımı ile birlikte, aynı dönemde inhumasyon gömüler olan, doğrudan toprağa gömü, pithos mezarlarda da doğu-batı doğrultulu yön birliği başlar. mö 5. yüzyıla doğru yetişkinlerde yakılarak gömülme oranı gittikçe azalır ve bununla ters orantılı olarak da inhumasyon gömüler artar. Kapaklı taş lahitlerin kullanılmaya başladığı mö 5. yüzyılda, lahitlerin çoklu gömü içermesi, bunların aile mezarı olarak kullanıldığına işaret eder. Farklı dönemlerde ölen aile bireylerinin aynı lahit içerisine gömülmesi, lahitlerin üzerine moloz taşlarla oluşturulan ve üzeri kireç harcı ile sıvanarak mermer görünümü kazandırılan, hemen hemen lahit boyutundaki dikdörtgen prizma görünümlü üst yapı ile sağlanır. Bu üst yapı sayesinde mezarın yeri belli olmakta ve aynı aileden bir birey öldüğünde bu üst yapı kaldı- 24

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI Nekropolisin içinden geçen antik yol. lirlendiği anlaşılır. Bunların en dikkat çekenleri 3x3 metre ölçülerinde U formlu sunaklardır. Hellenistik dönemin dikkat çeken başka bir mezar grubunu ise dairevi planlı mezarlar oluşturmaktadır. Bugüne kadar üç örneğine rastlanan bu mezarların dış yüzü sıvalı olup, basamaklı bir yapıya sahiptir. İçleri moloz taşlarla doldurulmuştur. Bu dairevi planlı mezardan ikisinde yakılmış bireyin kül ve kemiklerinin içine konulduğu urne kabı ele geçmiştir. Hellenistik dönemin sonuna kadar nekropolis olarak yoğun kullanımını sürdürmüş olan bu alanda, ms 2. yüzyıla ve Bizans dönemlerine ait iki mezar dışında geç dönem mezarlarına rastlanmaz. Üst seviyelerinde ele geçen ms 4. yüzyıla ait yapı temelleri, bu dönemde nekropolisin yerleşim alanına dönüştüğünün göstergesidir. yol Nekropoliste gerçekleştirilen kazılarda nekropolisin içinden geçen ve yaklaşık 4 metre genişliğinde sıkıştırılmış topraktan yapılmış ve zaman içinde tamir görmüş antik yol ortaya çıkarılmıştır. Bu yol, Antandros ile Gargara (Küçükkuyu) şehirlerini birbirine bağlamaktadır. Bugün bile Edremit- Çanakkale yolu aynı güzergahtan, antik yol olarak düşünülen alanın yaklaşık 40 metre güneyinden geçmektedir. Mezarlar antik yolun iki yanına doğu-batı doğrultulu düz bir hat oluşturarak yerleştirilmiştir. 28

EDREMİT BELEDİYESİ KÜLTÜR YAYINLARI MÖ 4. yüzyılda rektagonal duvar işçiliğiyle inşa edilmiş olan kent surunun kule yapısı. KENT SURU Yamaç Ev sektörünün yaklaşık 150 metre batısında; Karakazan deresinin (diğer adı ile Kundakçınar) yaklaşık 40 50 m doğusunda ve Kaletaşı Tepesi'nin güneybatı eteğinde yer alır. 2006 yılında yerleşim bölgelerini belirlemek amacıyla kazılmaya başlanmış sektörde, mö 4. yüzyıla ait kent suruna ilişkin önemli bilgiler elde edilmiştir. Batısında yer alan Karakazan deresine kadar yaklaşık 20 metre uzunluğundaki bölümü açığa çıkarılan kent surunun, dere kenarında 7.50 x 7.40 m ölçülerinde bir kule yaptıktan sonra güneye döndüğü görülür. 3.26 m kalınlığa sahip sur duvarı, yer yer on sırası üst üste korunmuş (3.00-3.25 m yükseklikte), dış yüzleri bosajlı dikdörtgen bloklar oluşturmaktadır. Bazı bölümlerde blokların yatay kullanılmasıyla güçlendirilen duvarın iç dolgusu moloz taşlardan oluşur. İç yüzündeki küçük bir bölüm haricinde, sur duvarının bir euthynteriası (temeli) olmadığı, aksine blokların yamacın eğimine uygun olarak doğrudan toprak üzerine yerleştirildiği tespit edilmiştir. Kent surunun hemen batısında, bugün Karakazan deresi olarak isimlendirilen derenin antik dönemde de bu yataktan aktığı, surun hemen dış yüzünde açığa çıkarılan kum ve çakıl tabakasından anlaşılır. Yaklaşık üç metrelik bir kum, çakıl dolgusu ve oldukça büyük kayaların varlığı, Karakazan deresinde antik dönemde zaman zaman taşkınların 29

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI 30

ANTANDROS ANTİK KENTİ KAZILARI Kent surunun üzerine MS 5-6. yüzyılda inşa edilmiş olan hamamın alttan ısıtma sistemi. Önceki dönemlere ait yapılardan sökülen sütunlar devşirme malzeme olarak kullanılmış. Kule yaptıktan sonra, Karakazan deresine paralel olarak güneye, denize doğru devam eden sur duvarını takip amacıyla, 10 m güneyde açılan sondajda da sur duvarının kaba örgü şeklinde devam ettiği görülmüştür. Hellenistik dönemde, hem Karakazan deresinin taşkınlarından şehri korumuş, hem şehrin savunmasına büyük katkı sağlamış olan kent suru, Roma Dönemi'nde kentin büyümesiyle birlikte kullanımını yitirmiş ve bölge yerleşim alanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde Sur Duvarı'nın kulesi üzerinde, surun duvarlarını mekan duvarı olarak kullanmış içinde ocak bulunan bir Roma dönemi yapısı, doğuda ms 4. yüzyıla ait bir hamam yapısı, güneyde ise ms 4. yüzyıl başına tarihlenen mozaikli bir Roma evi tespit edilmiştir. Sur duvarı doğuda takip edildiğinde olasılıkla bu geç dönem tahribatı sırasında güneye doğru hafifçe kaydığı ve Roma hamamının altına girdiği anlaşılmıştır. Roma hamam yapısının açığa çıkarılması için yapılan çalışmalarda, caldariumun (sıcak oda) tamamı açığa çıkarılmıştır. Toplamda 5.30 x 4.20 m ölçüye sahip olan caldarium, 0.70 m kalınlıkta iki duvar ile üç mekâna bölünmüştür. 1.50 x 4.20 m ölçüye sahip kuzeydeki ilk mekânın tabanı, sekiz adet devşirme sütun tamburu ve büyük su künklerinden 32

ENGLISH SUMMARY Antandros is an important city of the ancient Troad region, situated in the province of Balikesir, on the 2nd km of the Altinoluk - Edremit highway, on the north of the Edremit gulf. It is located on the southern slope of Mount Ida, on the summit and western slope of the Kaletasi Hill which comes right down to the sea and has control over the road connecting Mysia and Aiolis to Troad. Although ancient sources give different information on the establishment of the city, they all agree that Antandros was famous for its dockyards. From Virgilius Aeneas (III:6) it is understood that the fame of the city s dockyards and its harbours exporting the timber acquired from Mount Ida goes back to the Trojan War. The dockyards and the timber of Antandros gain importance especially during the Peloponnesian War, which took place in the last quarter of the 5th century BC mostly in the Aegean Sea. The fleets that lost their ships came to Antandros to have new ones made and as a result Antandros constantly changed possession during this period. While sometimes it was an ally of Athens, at other times it came under the control of the Persians, who ruled all of Anatolia. Strabo (XIII 1.51) mentions a harbour in Antandros, called Aspaneus, from where timber was exported. According to the geographer, this harbour was situated on the plain between Antandros and Astyra (Güre), 7 km east of Antandros. Inside is Antandros, above which lies a mountain called Alexandreia, where the Judgment of Paris is said to have taken place. With these words (XIII.I.51), the ancient writer Strabo shows that Antandros hosted the first beauty contest of the world, which at the same time, is one of the most important myths of Mount Ida. Systematic excavations in Antandros began in 2001 based on the information gained from the site survey carried out in 2000. Three main sectors have been excavated continuously since 2001: Terrace House, necropolis, and settlement area. terrace house The first excavation area is a Roman villa called the Terrace House. Fourteen rooms of this residence, built in the 4th century AD have been discovered so far. Six of these rooms open up to a 32.90 m long portico. The latrina (toilet) and the bath of the house are among the places which have been discovered. Two of the six adjacent rooms mentioned above and the portico of the villa, positioned on terraces due to the slope of the hill, have well-preserved mosaic floors. The walls of one of these rooms are decorated with frescoes consisting of single-figured panels between stylized columns. The floor of another room is decorated with opus sectile and its walls are also covered with marble panels. On the east end of the portico there is a latrina which is 1.20 m high and 0.80 m wide. It is placed on the main sewer system, and was designed to be used by at least two people at the same time. The fact that the sewer-canal is quite large, gives us a clue that the sewage-system was not constructed for just one residence, but for a wealthy neighbourhood that existed here. The passage to the lower terrace is provided by semi-circular steps at the end of the portico. On the east of the open-air courtyard with soil floor, one finds the bath of the house and the places associated with it. The excavations show that this villa was built in the early 4th century AD and that it was used until the 6th - 7th centuries AD with some modifications. The doors which were totally shut down by building walls instead and the new rooms acquired by building flimsy walls show that the welfare of this residence dwindled in its last days and this big residence was dwelled by more than one family at the same time. The lack of in-situ findings from inside the rooms and the fact that some marble panels and opus sectile floors have been taken away show that the city was not abandoned suddenly, but slowly as a result of the Arabian invasions.

necropolıs The necropolis is 300 m west of the Kaletasi Hill which is considered to be the centre of the settlement. It is located on the 40-50 m-wide and slightly sloped area between the sea and the hill parallel to it. The west side of the 200 m-long necropolis has been unfortunately destroyed due to the modern residences built in this area. The eastern boundary of the necropolis is thought to be determined by the Karakazan River, which flows between the necropolis and the settlement. The excavations carried out in the necropolis show that the area has been densely and continuously used as a cemetery between the early 7th and the 1st centuries BC. The necropolis began to be used in the 7th century BC. These burials are mainly infants placed in pithoi or pithoid amphorae, while adults burials, which are always cremations, are less. Knucklebones have been found nearly in all of the infant burials which show that infants were buried with their toys. From the second half of the 6th century BC onwards, sarcophagi start to be used for burials. With the increase of the number of stone sarcophagi in the 5th century, the usage of cremation burials decrease. In the stone sarcophagi, in contrast to the terracotta examples, the burial gifts were placed into the sarcophagi. In the 5th century, the gifts are put in different parts of the sarcophagus, while in the 4th century leaving them on the foot-tip of the dead becomes a tradition. A huge increase in cremation is seen in the Hellenistic period. cıty wall Another study field is constituted by a city wall structure that is considered to belong to BC 4th century. The city wall, whose parts with approximately 20 meters of length were exposed by excavation studies so far, is located at the western foots of Kaletaşı hill. Through the very front of city wall structure, it is understood from the sand and pebble layer exposed on the external surface of city wall that the creek, which is currently named as Karakazan Creek, was flowing through this channel in antique periods as well. The city wall, whose parts until the edge of Karakazan Creek were exposed, seems to turn south in creek edge and makes a tower in this area with approximately 7.50 meters of width. City walls with 3.26 meters of thickness are constituted by rectangular blocks, whose outer surfaces had bossage, and some six rows were protected in an overlapping way onto each other. In some sections, the inner cushion of the city wall, which was strengthened by big block rocks, are constituted by rubbles. The flooding happened in the winter of 2009-2010 as a result of heavy rains is considered as the city walls were used as a set in city defense by protecting the city from flooding of the Karakazan Creek in the early days. The sand and pebble layer seen on the very outer surface of city wall verifies this thought. The excavation studies are continuing with the purpose of finding the city entrance door and the other parts of the city walls that are considered to continue towards south in parallel to the Karakazan creek following formation of the tower.

www.antandros.org Antandros Kazı Evi Adres: Çam mahallesi, Altınoluk, Edremit Balıkesir Telefon/Faks: 0266 395 04 93 Email: info@antandros.org Antandros Derneği Adres: Abdullah Efendi Konağı, Çam mahallesi, Altınoluk, Edremit Balıkesir Telefon/Faks: 0266 395 01 00 Email: dernek@antandros.org