MÜSİAD MÜNİH 30.09.2017 Sayın Münih Başkonsolosu Mesut Koç Türk ve Alman İş Dünyasının Değerli Temsilcileri, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Münih Şube Başkanım Nebi Alp, Değerli Basın Mensupları, Genel Kurulumuza hoş geldiniz. Almanya da bu vesile ile bir kez daha sizinle birlikte olmaktan mutluluk duyuyoruz. Kıymetli Misafirler, Almanya MÜSİAD için çok özel bir ülke. Öncelikle 1993 yılında ilk şubemizi açtığımız ülkedir Almanya. Yani bizler, yurtdışına açılmaya, yayılma ve ticari ilişkilerimizi geliştirme hamlemize buradan başladık. Şimdi sonuçları ile görüyorum ki ne kadar stratejik ve doğru bir karar almışız. Almanlar ın bir sözü var; Başlamak kolay, devam etmek bir sanattır (Anfangen ist leicht, beharren eine kunst). Yani ısrarla, yorulmadan, titizlikle Kıymetli Misafirler 1
Türkiye, özellikle son 15 yılda büyük değişimler yaşadı ve yaşamaktadır. Süreklilik, istikrar ve titizlik ilkeleri ile ticari ilişkilerimizi devam ettirmeye gayret gösteriyoruz. Bizler MÜSİAD olarak yola kolay başlamadık. İnat ve ısrarla biriktik. Çıkmış olduğumuz yolda çok zorluklar ve engeller yaşadık. Ancak ısrar, istikrar ve titizlikten de ödün vermedik. Bundan sonra da vermeyeceğiz. Geçtiğimiz hafta bildiğiniz üzere BM in 72. Genel Kurulu çerçevesinde MÜSİAD Global iş zirvesini düzenledik. Bir bakıma yayılma ve etkileşim alanı kurma adına üzerimize düşeni yaptık. Orada da söylediğim gibi: MÜSİAD bugün, toplam 11 bini aşan üyesi, yurtiçinde 86 ve yurt dışında 68 farklı ülkede 181 noktada faaliyet gösteren yapısı ile gitgide büyüyen bir sermaye platformudur. Temel amacımız, Türkiye yi var eden değerlerden taviz vermeden bir ticaret ve üretim geleneğini canlandırmaktır. Almanya da başladı dışa açılma stratejimiz ve hamdolsun bugün burada şube sayımız 11 e ulaştı. Avrupa nın kalbinde 11 ticaret üssü demektir bu. Ticaretin temel bir kuralı vardır, bilirsiniz: Gelişmiş piyasaların herhangi birinde lider olmak için, tüm piyasalarda tedricen liderliğe yükselmek gerekir. Çünkü gelişmiş piyasalar ticaret bakımından tek dünya haline gelmiştir. Bu da düzenli ve sürekli bir etkileşim planlaması, yani fiziksel olarak oralarda var olmak demektir. Daha yalın bir cümleyle: Varlığını fiziken hissettiremediğin yerde ticaretin, oyun kurucusu olamazsın. Bizim, bu nedenle dünyanın her noktasına ulaşma hedefimiz var; bu hedefi belirlerken niyetimiz, yalnız o ülkelerde var olmak değil elbette. Zaten bu da yeni ekonomik kurallar içinde yeterli değil. Bizim yurtdışında da var olma stratejimizin aslı şudur: Ülkemizle, gittiğimiz ülkenin ticari ilişkilerini geliştirmek, yeni yatırımlar için iş ortaklıklarına zemin hazırlamak. Geçen 24 yıl içerisinde, dünya çapında teşkilat yaygınlığımız, varlık gösterdiğimiz ülkelerle ticaret ortaklıklarımızın geldiği nokta, bu amacımıza sadık kaldığımızın en güzel göstergesidir. 2
Son olarak 9 Eylül de, Londra şubemizin açılışını gerçekleştirdik. Yıl sonuna kadar Tiflis, Rotterdam, Den Haag, Lahor, Utrecht, Bakü ve Belçika şubelerimizi de açacağız Allah ın izniyle. Buradan onur duyarak söylüyorum: Biz, dünyanın en yaygın ticari sivil toplum kuruluşuyuz. Ancak amaçlarımızı sadece ticaretle sınırlandıracak kadar da insandan ve insani değerlerden uzak değiliz. Yaşıyoruz elhamdülillah ancak mükellefiyetlerimizin sadece kendimizle sınırlı değil. Yaşıyorsan yaşatacaksın! Felsefesi de yüreğimizin bir yerindedir. Bu nedenle hem dinimizin emri olan yardımlaşma ve duyarlılık, hem de insan olmanın ahlaki gerekleri MÜSİAD olarak temel şuurumuzdur. Bu şuurladır ki dünya meselelerine sadece iktisadi ve ticari yönleriyle bakmadık, bakmayacağız. Her vesile dile getiriyorum: Ticaret siyasetten bağımsız işleyebilen bir mekanizma değildir. Öncelikle, geçtiğimiz hafta Almanya da gerçekleşen seçimlerin hem Almanya hem dünya siyaseti açısından hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Bilindiği gibi, Almanya seçimlerden çok parçalı ve karmaşık bir parlamento yapısı ile çıktı. Bu durum elbette ve dilerim ki Almanyanın makroekonomi politikasına ve temel ticari dinamiklerine yansımayacaktır. Pekçok mecrada yazıldı çizildi yorumlandı malumunuz: Almanya nın nazilerinin zaferi falan filan. Her seçim öncesi ve sonrası olur böyle şeyler. Durumu bu kadar dramatik ele almanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Neticede Almanya, çok ağır bedeller ödeyerek bugünkü parlamenter ve demokratik yapısına kavuşmuş olgun, bir medeniyettir. Hükümetler iç ve dış politika kararlarındaki güzergâh üzerinde bazen tabanları tarafından şaşırtılır ya da uyarılırlar. Bu siyasetin yapısı gereğidir. Sayın Merkel ve ekibinin bu durumu en iyi şekilde yöneteceğine dair umudumuz vardır. Seçim sonrası 14 Türk asıllı milletvekilini Alman parlamentosunda görmekteyiz. Genç arkadaşlarımız Almanya ya 60 larda başlayan göç hareketinin 3. Kuşağıdır. Sayın Başbakanımızın da dediği gibi seçim havası bitti,biz geçim havasına geçelim. İşimize bakalım. Durup dururken tehdit algısı yaratıp bunun ticaretin ve paranın seyrini değiştirmesine müsaade etmeyelim. Bildiğiniz gibi Almanya, Türkiye nin en büyük ticari partneri. 3
2016 yılında Almanya ya ihracatımız, 14 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. En fazla ihracatı bu ülkeye yapıyoruz. İthalatımızda ise Çin in ardından 21,5 milyar dolar ile Almanya ikinci sırada geliyor. 2002-2016 yılları arasında Türkiye den Almanya ya yapılan doğrudan yatırım tutarı yaklaşık 2,1 milyar dolarken, aynı dönemde Almanya dan Türkiye ye yapılan doğrudan yatırım, yaklaşık 9,3 milyar dolar oldu. Türkiye de faaliyet gösteren Alman firmalarının sayısı bugün, 6 bin 846 ya yükseldi. Dolayısıyla Almanya Türkiye için önemli evet; fakat,türkiye de Almanya için oldukça önemli ve kıymetli bir ülke. Rakamlar bir yana, stratejik dostluklarımız da kadimdir. Öncesinde işçi vasfı olarak buraya gelen vatandaşlarımız, Almanya yı ikinci vatanları olarak gördüler ve bir süre sonra ülke ekonomisine ciddi katkılar sunan bir sistem oluşturdular. Bu katkı giderek bilimsel, akademik, siyasi alanlarda da kendini gösterdi. Demin de dediğim gibi mesele insanların varlığı, düşünceleri ya da bu düşüncelerin serbestisi değildir. Türkiye olarak bizim böylesi dertlerimiz yoktur. Mesele o insanların düşünme serbestisinden istifade etmeye çalışan yapılardır. Diğer yandan biliyorsunuz ki, Türkiye nin bölge coğrafyasında üzücü gelişmelere şahit oluyoruz. Kuzey Irak referandumu ile başlayan süreçte ülkemiz yine bir kaos ortamına atılmak isteniyor. Bizler, sükûnetle ve bin yıllık diplomasi ve siyaset geleneğinin bize kazandırdığı ustalıkla elbette bunun da altından kalkacağız. Böylesi oyunlar yüzyıllardır oynanmaktadır topraklarımızda ve çevremizde. Yüzümüzün akıyla çıktık çıkacağız da. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi nin aldığı referandum kararı, kabul edilemez bir hamledir. Bu meselede taraf ya da müdahil olan tüm liderlerin bizim kadar net bir tavırla olaya yaklaşması gerektiğini düşünmekteyim. Nihayetinde bu bölge içindeki makroekonomik dinamikler çok hassastır ve her kesime zarar verebilecek sonuçlar doğurabilir. Siyasetin seyrine bizler ticaretin diplomasisi ile yardımcı olmaya çalışmalıyız. MÜSİAD olarak her vesile birlik birliktelik çağrımızı bu vesile ile tekrarlıyorum. Bildiğiniz üzere 11-12 Ekim de İstanbul da Vizyoner Sektörler Zirvesi ni gerçekleştireceğiz. Geleceği daha güçlü inşa etmek adına Vizyoner, bu uzun yürüyüşte bizlere yol gösterecek, ufuk açacak bir etkinlik. 4
Birbirinden başarılı ve alanında etkili konuşmacılar, iş modellerimizi, geleceğin iş yapma biçimlerine, çağın gerekliliklerine göre nasıl şekillendireceğiz, dünyadaki değişime nasıl daha fazla ayak uyduracağız bunu anlatacak. MÜSİAD olarak öncelediğimiz ve tartışmaya sunduğumuz konuların başında, ekonomide faize dayalı sistemin ağırlığının azaltılması da geliyor. Bu konuyu etraflıca tartışabilmek, bu alandaki fırsatları değerlendirmek için, 16-17 Kasım tarihlerinde İstanbul da Global Participation Finance Summit i (Global Katılım Finans Zirvesi) gerçekleştireceğiz. Kıymetli Misafirler, Münih önemli bir şehirdir. Bir yerde dünya ticaretine yön verir. Münih, Almanya nın en zengin şehri. 1 buçuk milyon nüfuslu kentte Türkler in sayısı bugün, 80 bin dolayında. Yaklaşık 3 milyon Türk vatandaşının yaşadığı Almanya yla ilişkilerimizi daha da ileri taşımak ve buradaki Türk vatandaşlarının ticari varlığını artırmak için MÜSİAD olarak biz de üzerimize düşen görevi üstlenmeye hazırız. Almanya teşkilatı olarak bu konuda gereken tüm desteği vermeliyiz ve çalışmalarımızı bu yönde hızlandırmalıyız. Değerli Misafirler, Sözlerimi burada sonlandırırken, Almanya yla olan ilişkilerimizin gelecekte hem ticari hem de siyasi ve kültürel boyutta güçlenerek süreceğine olan inancımın tam olduğunu paylaşmak istiyorum. 5
Hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Allaha emanet olun Abdurrahman Kaan Genel Başkan 6