MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ DAVALARI



Benzer belgeler
MARKA GENEL BİLGİLER

TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ

AVUKAT YASİN GİRGİN

işaretleri içerir. (1) (2)

SESSİZ KALMA SURETİYLE HAKKIN KAYBI İLKESİ & MARKANIN TANINMIŞLIK DÜZEYİNİN TESPİTİ & MARKAYI KULLANMA ZORUNLULUĞU

Marka Kavramı ve Marka Tescil İşlemleri

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

Hukuk Genel Kurulu 2017/1729 E., 2017/1186 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

Endüstriyel Tasarım Tescilinde Yenilik ve Ayırt Edici Nitelik Değerlendirmesi. İç Mimarlık Ve Çevre Tasarımı Bölümü, Beytepe Kampusu Ankara,

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

Madde doğrultusunda, markanın tescil edilebilmesi için esas olarak iki temel unsurunun bulunduğu söylenebilir. Bunlar;

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

Marka Koruması! Neden, Nasıl?

MARKA. Marka, belirli kişi yada firmalarca üretilen ürün veya hizmeti tanımlayan ayırt edici işarettir

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

Kabul Tarihi :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

(4721 S. K. m. 28) (6100 S. K. m. 30, 50, 55, 114, 124, Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 41) (14. HD T. 2012/9222 E. 2012/10360 K.

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No Kabul Tarihi :

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2013/ K. 2015/1159 T

YARGI KARARLARI. HAZIRLAYAN: Av. Güldeniz DOĞAN ALKAN* * Ankara Barosu.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

HUKUK. Hakan AKDAĞ

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

T.C. YARGITAY ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ 2003/ /7742 YARGITAY KARARI

6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU HAKKINDA BİLGİ NOTU

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/2

MARKA. Tolga ÇAYLAK

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S.İşK/14

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

İŞ KAZASINA MARUZ KALAN İŞÇİ ( Maluliyet Oranı %0 Olsa Dahi Kusur Durumu Saptanarak Sonuca Göre Manevi Tazminata Karar Verilebileceği )

Uzun Sok. Kolotoğlu İşhanı Kat: 3 No:75 - TRABZON Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Sirküler Rapor /108-1

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK. /176

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

MÜFETTİŞİN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ETMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

EŞLER ARASINDA MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI ( Zamanaşımı Def`i Yönünden ) ZAMANAŞIMI DEF`İNİN İLERİ SÜRÜLMESİ ŞEKİL VE SÜRESİ

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

Sanal ortamda. şirket. itibarının. korunması. Kurumsal İtibar: Farklı Bakış Açıları (II) Oturumu Ceyda CİMİLLİ AKAYDIN

Temyiz Eden (Davalı) : Antalya İl Özel İdaresi

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/53,54,57

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

D. Şekiller-17 E. Üç Boyutlu Şekiller-18 F. Renkler-19 G. Sesler-21 H. Kokular-22 İ. Tatlar-23 J. Hareketler-23 K. Sloganlar-24 III.

İCRA İNKAR TAZMİNATI LİKİT ALACAK KAVRAMI MAL İADESİ YIPRANMA PAYI

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /112

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/53,57

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.İşK/14 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2009/12918 Karar No. 2011/12793 Tarihi:

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII TEŞEKKÜR...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XIX GİRİŞ... 1

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6

T.C. YARGITAY. Hukuk Genel Kurulu. Karar Tarihi: YARGITAY KARARI. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 / 5 YARGITAY KARARI

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGSK. /53

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi:

FİKRİ HAKLAR ESD MARKA BAŞVURU SÜRECİ. Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU Kocaeli Üniversitesi B.Ö.T.E. Bölümü

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2,6

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas Numarası: 2015/ Karar Numarası: 2016/769 Karar Tarihi:

12. Hukuk Dairesi 2015/8686 E., 2015/10934 K. "İçtihat Metni"

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 506 S.SSK. /80

Transkript:

MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ DAVALARI Elmadağ Hukuk Ofisi, 11.11.2013 İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM) A-1 Blk. N:61 Yeşilköy - İstanbul, TÜRKİYE Tel: - +90 (0) 212 465 88 65 Faks - +90 (0) 212 465 88 69 www.elmadaghukuk.com info@elmadaghukuk.com

İÇİNDEKİLER: 1. Giriş...2 2. Markanın Hükümsüzlüğü.. 2 2.1. Hükümsüzlük Halleri. 3 2.1.1. KHK Madde 7 de Sayılan Haller.....3 2.1.2. KHK Madde 8 de Sayılan Haller....7 2.1.3. Markanın Kullanılmaması... 9 2.1.4. Markanın Mal ve Hizmetler İçin Yaygın Bir Ad Haline Gelmesi.9 2.1.5. Kullanımın Halkı Yanıltıcı Olması.... 10 2.1.6. Teknik Yönetmeliğe Aykırı Kullanım..10 3. Hükümsüzlük Davasının Özellikleri. 10 3.1. Davanın Tarafları.10 3.2. Dava Açma Süresi.11 3.3. Görevli ve Yetkili Mahkeme 11 4. Hükümsüzlük Kararının Etkileri..12 5. İlgili Yargıtay Kararları.13 6. Kaynakça.25 1

1. GİRİŞ: Fikri ve sınai haklar içinde yer alan marka hukuku konusunda hukuk sistemimizde özel bir kanun olmamakla birlikte, 24.06.1995 tarihli 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) günümüzde markaların korunmasına ilişkin esasları, kuralları ve şartları düzenleyen temel mevzuat olmakla birlikte; 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulanmasına Dair Yönetmelik uygulanan ikincil mevzuattır. Bu yönetmelikte ise 30 Mart 2013 tarihinde değişiklikler yapılmıştır. KHK nın 5. maddesine göre marka, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşulu ile kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri içerir. Marka başvurusunun yapılması ile birlikte marka tescil edilene kadar geçen sürede haksız rekabet hükümlerine göre marka korumasından yararlanılır. Başvuru ile KHK kapsamında elde edilen hak ise, sonraki başvuruların tescilini, bir itirazla önleme hakkı sağlamaktadır (KHK Madde 8). Marka sahibi, ilgili markanın tescil edilmesi ile birlikte KHK çerçevesinde marka korumasını elde eder. Tescilli markanın koruma süresi, KHK Madde 40 a göre başvuru tarihinden itibaren 10 yıldır. 2. MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ: KHK nın beşinci kısmı olarak Markanın Hükümsüzlüğü ve Marka Hakkının Sona Ermesi başlığı altında düzenlenen markanın hükümsüzlüğü, KHK nın 42. maddesinde sınırlı sayıda sayılan hükümsüzlük hallerinden birinin varlığı halinde, mahkemenin hükümsüzlük kararı vermesi ile marka tescilinin sicilden terkin edilmesi halidir. KHK nın 42. Maddesi hükümsüzlük hallerini sıralayarak markanın hükümsüz sayılabilmesi için mahkeme kararı aramaktadır. Markanın hükümsüzlüğü davasının açılabilmesi için hükümsüzlüğü iddia edilen markanın kanuni usul ve kurallara uygun olarak tescil edilmiş olması gerekir. Tescil edilmemiş bir marka, 2

KHK nın sağladığı marka koruması altında olmayacağından ilgili KHK nın düzenlediği markanın hükümsüzlüğü müessesine konu olamaz. Markanın hükümsüzlüğü davası sonucunda, KHK nın 42. maddesine göre herhangi bir hükümsüzlük hali mevcutsa; markanın hükümsüz olduğuna ilişkin tespit niteliğinde mahkeme kararının alınması yanında Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından mahkeme kararına binaen hükümsüzlüğüne karar verilen markanın sicilden terkinine hükmedilir. Bu sebeple, dava açılırken terkin talebi de ekleneceğinden markanın hükümsüzlüğü davası hukuki nitelik olarak bir eda davasıdır. Hükümsüzlük nedenleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin ise, mahkeme yalnız o mal veya hizmet ile ilgili olarak kısmi hükümsüzlüğe karar verecektir. 2.1. Hükümsüzlük Halleri: KHK nın 42. Maddesinde altı bent olarak sayılan hükümsüzlük halleri şunlardır: 1- KHK nın 7. Maddesinde sayılan mutlak red sebeplerinin varlığı, 2- KHK nın 8. Maddesinde sayılan nisbi red sebeplerinin varlığı, 3- Markanın kullanılmaması sonucu KHK nın 14. Maddesine aykırılık, 4- Marka sahibinin davranışları nedeniyle, markanın mal ve hizmetler için yaygın bir ad haline gelmesi, 5- Hak sahibi veya yetkili kıldığı kişi tarafından kullanım sonucunda tescil edildiği mal ve hizmetlerin niteliği, kalitesi, üretim yeri ve coğrafi kaynağı konusunda halkta yanlış anlama ihtimalinin olması, 6- Markanın teknik yönetmeliğe aykırı olarak kullanılarak KHK nın 59. Maddesine aykırılık. Hükümsüzlük hallerinden KHK da sınırlı sayıda sayılan mutlak red sebepleri ve nisbi red sebeplerinin markanın tescili sırasında var olması gerekmektedir. Sayılan diğer hükümsüzlük halleri ise markanın tescili anında mevcut olmayıp tescil işlemi yapıldıktan sonra ortaya çıkmaktadır. 2.1.1. KHK Madde 7 de Sayılan Haller: KHK Madde 7 de 11 bent halinde mutlak ret sebepleri sayılmaktadır. Mutlak red sebepleri olarak kabul edilen aşağıdaki işaretler hiçbir şekilde marka olarak tescil edilemezler: 3

1- KHK Madde 5 kapsamına girmeyen işaretler: KHK Madde 5 te markanın içereceği işaretler açıklanmaktadır. Bu madde kapsamında markanın içereceği işaret diğer mal veya hizmetlere göre ayırt edici nitelikte olması kaydıyla kişi adları dahil olmak üzere sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaret olabilir. Sayılan koşulları sağlamayan bir işaretin marka olarak tescil edilmesi KHK Madde 7 ye göre mümkün değildir. Bu madde ile, uluslararası uygulamalara paralel olarak, marka kavramına sınırlama getirilmemiş ve marka kavramının doğrudan tanımlamasından kaçınılmış; markanın kapsayacağı işaretler ele alınarak yeni marka kullanım şekillerinin kapsam dışı kalması önlenmiştir.1 2- Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer markalar: Bu durumun uygulanmasında önem arz eden husus usule uygun olarak aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak önceki bir tarihte tescil işleminin ya da tescil başvurusunun yapılmış olmasıdır. 3- Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 07.09.1999 tarihli E.3535/K.6593 sayılı kararında da belirtildiği üzere, tasviri işaretler olarak kabul edilip sayılan bu işaretler markada asıl unsur ise mutlak red sebebi olarak kabul edilecektir. Ancak; bu işaretlerin markada yardımcı unsur olarak kullanılması mutlak red sebebi oluşturmayacaktır. 4- Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar: 1 Genel Gerekçe 4

Bu bendin mutlak red sebebi olarak sayılmasının sebebi; sayılan durumlarda markanın esas unsuru olan ayırt edici olma özelliğini taşımayışıdır. Örneğin; sarraf, banka, kasap işaretleri gibi işaret ve adlar. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 7.2.200 tarihli E.1999/9814, K. 2000/829 sayılı kararında, Pet Hospital davasında, İngilizce olsa bile Pet Hospital markasının süs hayvanları hastanesi anlamına geldiğinden bir meslek, sanat ve ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan deyimlerden olduğuna hükmetmiştir. 5- Malın özgün doğal yapısından ortaya çıkan şeklini veya bir teknik sonucu elde etmek için zorunlu olan, kendine malın şeklini veya mala asli değerini veren şekli içeren markalar: Örneğin; otomobil lastiği, yastık, bardak, kaşık, çatal, ceket, pantolon, çorap, uçak, otomobil, gemi, vana, cam, ayakkabı, klozet, çeşme, saksı, sandalye, cüzdan, bilgisayar ve hesap makinesi şekli gibi tamamıyla fonksiyonları ifade eden kamuya mal olmuş şekillerin tescili mümkün değildir ve tescil başvurusu reddedilmelidir. 2 6- Mal veya hizmeti niteliği, kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak markalar: Bu işaretler markanın esas unsuru olmamakla birlikte yardımcı unsur olarak tescil edilebilirler; meğerki bu işaretler yan unsur olarak halkı yanıltıcı nitelikte olsun. ekstra, süper ya da lüks gibi sıfatların markanın içinde yer alması durumunda bu yasak kapsamında kabul edilip edilmeyeceği doktrinde tartışmalı olmakla birlikte, bu konu ağırlıklı olarak haksız rekabet hukukuna ilişkindir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 22.12.1992 tarihli E.1991/4992, K.1992/11613 sayılı kararında bu tarz ibarelerin reklamlarda kullanılmasının haksız rekabet oluşturmayacağına; buna karşılık doğru verilere dayanmamaları, yanlış olmaları veya yanıltıcı nitelikte karşılaştırmaları ve abartı ifadeleri içermeleri halinde haksız rekabet oluşturacağı görüşündedir. 3 7- Yetkili mercilerden kullanmak için izin alınmamış ve dolayısıyla Paris Sözleşmesi nin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesine göre reddedilecek markalar: 2 Marbach in Pedrazzini/von Büren/Marbach-12 N.488 3 KARAHAN,Sami; Marka Hukukunda Hükümsüzlük Davaları 5

Paris Sözleşmesi nin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesine göre birlik ülkelerine ve bunların üyesi oldukları milletlerarası kuruluşlara ait işaretlerin, kullanmak için yetkili mercilerden izin alınmamışsa tescil talebi reddedilecektir. Örneğin; Türk Bayrağı, Cumhurbaşkanlığı Arması, TSE, NATO, BM gibi kısaltmalar ve bunlara ait arma ve amblemler. 8- Paris Sözleşmesi nin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi, kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği diğer armalar, amblemler veya nişanlar içeren markalar: Bu işaretler toplumun ortak mirası olup, tüm toplum bu işaretleri kullanma hakkına sahiptir. Örneğin; Osmanlı padişahlarına ait tuğralar, Ayasofya Camii, vb. 9- Sahibi tarafından izin verilmeyen Paris Sözleşmesi nin 2 inci mükerrer 6 ncı maddesine göre tanınmış markalar: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 13.3.1998 tarihli E.1997/5647, K.1998/1704 4 sayılı kararına göre tanınmış marka, bir kişi veya teşebbüse sıkı bir şekilde bağlı; garanti, kalite, kuvvetli reklam ve yaygın dağıtım içeren; müşteri, akraba, dost ve düşman ayrımı yapılmaksızın, coğrafi sınır, kültür ve yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışımdır. Dünyaca tanınmış marka sahibine tanınmış bu hak aynı markanın aynı veya benzer ürünler veya hizmetler üzerinde tescil edilmesi halinde geçerlidir. Ayrıca, KHK ile getirilen bu koruma sadece Türkiye de tescil edilmiş veya başvurusu yapılmış markalar için geçerlidir. 10- Dini değerleri ve sembolleri içeren markalar: Bu işaretlere örnek olarak Kabe resmi veya Peygamber, Tanrı, İncil kelimeleri,vb. gösterilebilir. Bu işaretler halk üzerinde dini sömürü etkisi yarattığından KHK kapsamında marka olarak tescil edilemezler. 11- Kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı markalar: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 8.2.2000 tarihli E.1999/7314, K. 2000/1195 sayılı kararında suça teşvik edici, insan haklarına, demokratik düzene aykırılık ve bölücülük içeren unsurları taşıyan markalar kamu düzenine; aile nizamı ve 4 KARAHAN,Sami; Marka Hukukunda Hükümsüzlük Davaları 6

yerleşik örf ve adetlere aykırı unsur taşıyan markalar da ahlaka aykırı sayılmalıdır. 5 KHK Madde 7 nin 2. Fıkrasına göre; bir marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar ve hizmetlerle ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazanmış ise yukarıda sayılan 1., 3. ve 4. hallerde markanın tescili red edilmez. Bu sebeple bu durumda açılacak markanın hükümsüzlüğü davasında, mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilmeyecektir. 2.1.2. KHK Madde 8 de Sayılan Haller: KHK Madde 8 de markanın tescilinde nisbi red için sayılan hallerde marka sahibi tarafından itiraz edilmesi halinde marka tescil edilmez. Ancak; itiraz hakkına sahip kişilerce itiraz hakkının kullanılmaması durumunda dahi markanın hükümsüzlüğü davası açabilir. Hatta itiraz olunmuş, bu itiraz Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından reddedilmiş veya TPE nin bu kararına karşı yapılan itiraz Yeniden İnceleme ve Değerleme Kurulu nca reddedilmiş ya da kurulun red kararına karşı TPE ye yöneltilen dava kaybedilmiş olsa bile hükümsüzlük davası açılabilir. 6 Nisbi red sebepleri, üçüncü kişilerin daha önceki bir tarihte çeşitli nedenlerle elde ettikleri birtakım haklardan kaynaklanan ve bu nedenle de bu kişiler tarafından ileri sürülmesi gereken nedenlerdir. 7 Tescil edilmiş veya tescil için başvurulmuş bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda markanın tescil edilmeyeceğine ilişkin sayılan nisbi red sebepleri şunlardır: 1- Aynı markanın tescili: Tescil için başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı olması ve aynı mal veya hizmetleri kapsaması halidir. 2- Benzer markanın tescili: Tescil için başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer olması ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer olması, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın 5 Batider 2000, C. XX, S.3, s.231 6 KARAHAN, Hakan, KILIÇ, Mehmet, Markaların Korunması 556 Sayılı KHK Şerhi ve İlgili Mevzuat, Turhan Kitabevi, Ankara 2004, s. 383. 7 KIRCI, N.Berkay, Markanın Hükümsüzlüğü, TBB Dergisi, Sayı 66, 2006 7

halk tarafından karıştırılma ihtimalinin olması ve bu karıştırılma ihtimalinin tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsaması halidir. 3- Markanın ticari vekil veya temsilci tarafından tescili: Marka sahibinin ticari vekili veya temsilcisi tarafından markanın kendi adına tescili için, marka sahibinin izni olmadan ve geçerli bir gerekçe gösterilmeden yapılan başvuru halidir. 4- Tescilsiz marka veya ticaret sırasında kullanılan diğer işaretlerin tescili: Tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine tescil edilmeyecek haller ise; Markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş olması ve belirtilen işaretin sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyor olması halidir. 5- Tanınmış markalar: KHK Madde 8 in 4. Fıkrasına göre; marka tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mallar veya hizmetlerde kullanılabilir. Ancak, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, -farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile- toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlar markanın hükümsüzlüğü için kabul edilen nisbi red sebeplerinden biridir. 6- Şahsi haklar, telif hakları ve diğer sınai mülkiyet haklarının tescili: Tescil için başvurusu yapılmış markanın başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması hali nisbi red sebeplerindendir. 7- Sona ermiş ortak ve garanti markalarının tescili: Ortak ve garanti markalarının sona ermesinden itibaren üç yıl içinde ortak marka veya garanti markası ile aynı veya benzeri olan marka tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilecektir. İtiraz edilmemiş ya da itiraza rağmen tescil işlemi yapılmışsa bu marka, markanın hükümsüzlüğü davasına konu olacaktır. 8

8- Yenilenmemiş markaların tescili: Bir markanın yenilenmeme nedeniyle koruma süresinin dolmasından sonra iki yıl içerisinde aynı veya benzer markanın, aynı veya benzer mal ve hizmetler için yapılan tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilecektir. İtiraz edilmemiş veya itiraza rağmen tescil işlemi yapılmışsa bu marka, markanın hükümsüzlüğü davasına konu olacaktır. Önceki hak sahibi koruma süresinin bitiminden itibaren 2 yıl içerisinde markasını kullanmamışsa bu bir hükümsüzlük nedeni sayılmayacaktır. 2.1.3 Markanın Kullanılmaması: KHK Madde 14 e göre, markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmaksızın kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde marka iptal edilecektir. Bu durum KHK Madde 42 ye göre bir hükümsüzlük hali olarak kabul edilmiştir. Aşağıda belirtilen durumlarda ise markanın kullanıldığı kabul edilir: a) Tescilli markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden markanın farklı unsurlarla kullanılması, b) Markanın yalnızca ihracat amacıyla mal ya da ambalajlarında kullanılması, c) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması, d) Markayı taşıyan malın ithalatı. Markanın kullanılmadığını veya beş yıllık süre için ara verilmiş olduğunu - yukarıda sayılan bu hallerin mevcut olmadığına dayanarak- davacı ispatlamalıdır. Ancak, beş yılın dolması ile davanın açıldığı tarih arasında ciddi biçimde kullanma varsa, hükümsüzlük nedeni sayılmayacaktır. Dava açılacağı düşünülerek kullanma gerçekleşmiş ise, mahkeme davanın açılmasından önceki üç ay içerisinde gerçekleşen kullanmayı dikkate almayacaktır. 2.1.4 Markanın Mal ve Hizmetler İçin Yaygın Bir Ad Haline Gelmesi: Marka, marka sahibinin davranışları nedeniyle mal ve hizmetler için yaygın bir ad haline gelmiş ise KHK Madde 42 kapsamında bir hükümsüzlük nedenidir. Bu tarz sözcükler tek başına marka olarak tescil edilemeyecektir. Örnek olarak Aspirin ve Walkman gösterilebilir. 9

Ancak; Hukuk Genel Kurulu nun 20.12.2000 tarihli E.2000/11-1804, K.2000/1814 sayılı kararında bu sözcüklerin sonuna reklamcılık, pazarlama, tanıtım, iletişim, vb. sözcüklerinin ilavesi ile ayırt edicilik sağlanabilir ve böylelikle oluşan kelimeler grubunun marka olarak tescili söz konusu olabilir. 8 2.1.5 Kullanımın Halkı Yanıltıcı Olması: Hak sahibi veya yetkili kıldığı kişi tarafından kullanım sonucunda tescil edildiği mal ve hizmetlerin niteliği, kalitesi, üretim yeri ve coğrafi kaynağı konusunda halkta yanlış anlama ihtimali var ise KHK kapsamında bir hükümsüzlük sebebi olarak kabul edilmiştir. 2.1.6 Teknik Yönetmeliğe Aykırı Kullanım: KHK Madde 59 a göre; marka sahibi garanti markasının veya ortak markanın belirli bir sürede teknik yönetmeliğe aykırı olarak kullanılmasına göz yumar ve taraflardan birinin başvurusu üzerine mahkemece tanınacak süre içinde, söz konusu aykırı kullanım düzeltilmediği takdirde marka, tanınan süre sonunda mahkeme tarafından iptal edilir. KHK Madde 42, Madde 59 a göre teknik yönetmeliğe aykırı kullanımı bir hükümsüzlük nedeni olarak kabul etmiştir. Hükümsüzlük davası açılabilmesi için teknik yönetmeliğe aykırı kullanım süreklilik arz etmelidir. 9 3. HÜKÜMSÜZLÜK DAVASININ ÖZELLİKLERİ: 3.1. Davanın Tarafları: KHK Madde 43 e göre markanın hükümsüzlüğünü ilgili mahkemeden zarar gören kişiler, Cumhuriyet savcıları veya ilgili resmi makamlar isteyebilir. Hükümsüzlük davasında davalı ancak marka sahibi veya onun hukuki halefleri olabilir. Markanın birden fazla kişinin adına kayıtlı olması durumunda dava bunların hepsine birden yöneltilir. 10 Zarar gören kişiler ifadesi belirsiz olmakla birlikte zarara uğrayan veya uğrama tehlikesi altında bulunan ya da söz konusu işareti kullanabilme olanağı haksız biçimde kısıtlanan yahut kısıtlanma tehlikesi altında olan herhangi bir gerçek veya tüzel kişisidir. 11 8 FMR. C.I., S.2001/2, s.187 vd. 9 KARAHAN,Sami, Marka Hukukunda Hükümsüzlük Davaları 10 KARAHAN,Sami, Marka Hukukunda Hükümsüzlük Davaları 11 TEKİNALP, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku 10

Lisans alana ve rehin alacaklısına karşı hükümsüzlük iddiasında bulunulamaz. 12 Türk Patent Enstitüsü (TPE) de markanın hükümsüzlüğü davasında davalı olarak gösterilemez; ancak mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde TPE tarafından marka sicilden terkin edilir. 3.2. Dava Açma Süresi: KHK da dava açma süresi olarak herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre düzenlenmemekte; hükümsüzlük davası herhangi bir süreye bağlı olmadan açılabilmektedir. Ancak, KHK da öngörülen bir hükümsüzlük halinde davanın belirli süre içerisinde açılması zorunludur. KHK da sayılan istisna hal şudur: KHK Madde 7 de sayılan markanın tescilinde mutlak red sebeplerinden tanınmış markalara ilişkin davanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerekmektedir. Ancak, bu durumda markanın tescilinde kötüniyet varsa açılacak dava süreye bağlı değildir. Kötüniyet, markanın tanınmış olduğunun bilinmesi veya bilinmesinin gerekli olmasıdır. 13 3.3. Görevli ve Yetkili Mahkeme: Markanın hükümsüzlüğü davasında yetkili mahkeme KHK Madde 63 ve 71 e göre belirlenir. KHK Madde 63 e göre; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 12.9.2000 tarihli E.5697//K.6699 sayılı kararında da belirtildiği üzere üçüncü kişiler tarafından marka başvurusu veya marka sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemedir. Marka başvurusu veya marka sahibinin Türkiye de ikamet etmemesi halinde, yetkili mahkeme, sicilde kayıtlı vekilin iş yerinin bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmiş ise Enstitü nün merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir. Birden fazla mahkemenin yetkili olduğu durumda, yetkili mahkeme, ilk davanın açıldığı mahkemedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 12.09.2000 tarihli 2000/5697E., 2000/6669K. sayılı kararında buradaki yetkinin kesin yetki olduğu belirtilmiştir. KHK Madde 71 e göre markanın hükümsüzlüğü davasında görevli mahkeme Adalet Bakanlığınca kurulacak ihtisas mahkemeleridir. Bu mahkemeler tek hakimli olarak görev yaparlar. İhtisas mahkemeleri kuruluncaya kadar asliye 12 Arkan (1998), 167; Meran (2004), 2002; Yasaman/Yusufoğlu (2004), 897. 13 KARAHAN, Sami, Marka Hukukunda Hükümsüzlük Davası 11

hukuk ve asliye ceza mahkemeleri markanın hükümsüzlüğü davalarında görevli mahkemelerdir. Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 8.3.2002 tarihli 2001/9879E., 2002/2077K. Sayılı kararında mahkemenin görevinin, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkeme davanın her aşamasında karar kesinleşinceye kadar tarafların itirazı olsun ya da olmasın görevli olup olmadığını re sen inceleyeceğine hükmetmiştir. 4. HÜKÜMSÜZLÜK KARARININ ETKİLERİ: KHK Madde 44 e göre, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, kararın sonuçları geçmişe etkilidir. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise, bir markanın hükümsüzlüğüne ilişkin kesinleşmiş karar herkese karşı hüküm doğuracaktır. Bu fıkranın en önemli sonucu, hükümsüzlük kararı kesinleşmeden marka sicilden terkin edilemeyecektir. 14 Ancak maddede sayılan bazı durumlarda hükümsüzlük kararının geçmişe etkili olacağı kuralı uygulanmaz. Marka sahibinin kötüniyetli olarak hareket etmesinden kaynaklanan, zararın giderilmesine ilişkin tazminat talepleri saklı kalmak üzere, aşağıdaki durumlarda hükümsüzlük kararı geçmişe etkili olmayacaktır: a) Markanın hükümsüz sayılmasından önce, bir markaya tecavüz sebebiyle verilen hukuken kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar; tecavüze uğrayan marka ibaresi ile hakkında hükümsüzlük kararı verilen marka kastedilmektedir. 15 Ayrıca burada önemli husus kararların uygulanmış olmasıdır. Uygulanmamış kararlar bu bent kapsamında değerlendirilmeyecektir. b) Markanın hükümsüzlüğüne karar verilmeden önce, yapılmış ve uygulanmış sözleşmeler. Örneğin; hükümsüzlük kararının verilmesinden önce bir devir, lisans veya rehin sözleşmesi yapılmış ve uygulanmış ise bu sözleşmeler hükümsüzlük kararından etkilenmeyecektir. Bu bentte de önemli husus sözleşmenin uygulanmış olmasıdır. Uygulanmamış sözleşmeler bu bent kapsamında değerlendirilmeyecektir. Ancak, hal ve şartlara göre haklı 14 TEKİNALP, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, VEDAT Kitapçılık, 2012 15 TEKİNALP, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, VEDAT Kitapçılık, 2012 12

sebepler ve hakkaniyet düşüncesi ile sözleşme uyarınca ödenmiş bedelin kısmen veya tamamen iadesi mümkündür. 5. İLGİLİ YARGITAY KARARLARI: a) T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2006/11133 K. 2007/13757, T. 5.11.2007 16 ÖZET : Bir markanın tescil edildikten sonra kullanılması ve hükümsüzlük davası açılıncaya kadar geçen sürede tescil edildiği mallar veya hizmetlerle ilgili olarak ayırt edici bir nitelik kazanması halinde tescil hükümsüz sayılamaz. DAVA : Taraflar arasında görülen davada ( İstanbul İkinci Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi)'nce verilen 13.07.2006 tarih ve 2004/625-2006/207 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin Amerika'daki firmanın "Z..." markası ile pazarladığı pas önleyici ambalaj ve koruma malzemelerini ülkemizde piyasaya sunan distribütör şirket olduğunu, "V..."nin ambalaj malzemeleri üzerine uygulanan paslanmayı önleyici bir maddenin ve tekniğin adı olup, davalı şirketin aynı türde pas önleyici kağıt ve naylon torba imali ile uğraştığını, davalının "V..." ibaresini kötü niyetle tescil ettirdiğini ve müvekkili ürünlerini toplattığını, ticaret alanında herkesçe kullanılan bir tanım ve genel anlam ifade ettiğini, 556 sayılı KHK'nın 7/a, c ve d bentlerine göre mutlak red nedeni sayıldığını, yardımcı unsur olarak kullanılabilen ancak ayırt edicilik unsurunun bulunmaması nedeniyle tek başına kullanılmaması gereken bu ibarenin davalının tekeline bırakılamayacağını ileri sürerek, markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, kararın ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 1992 yılında kurulan davalı şirketin, uçucu pas önleyici ambalaj üretimini Türkiye'de yapan tek kuruluş olduğunu, bu ürünü ithal veya üretim yoluyla ülkemizde tanıtımını gerçekleştirdiğini, 1997 yılında tescil ettirdiğini, davanın süre yönünden reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece dosya kapsamına, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi 16 http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm 13

raporuna göre, 556 sayılı KHK'nın 70/1-a ve c bentlerine göre tescil engeli oluştuğu, dava açmanın tanınmış markalara kıyasla 5 yıllık süre ile sınırlanması gerektiği, ancak kötüniyetli tescil varsa süre sınırının bulunmadığı, kötüniyetli tescil KHK'nın 42. maddesinde hükümsüzlük nedeni olarak belirtilmemiş ise de, KHK'nın 35. maddesinde buna ilişkin itirazın yayından itibaren 3 ay içerisinde yapılması gerektiğinin öngörüldüğü, davalının herkesin kullanma hakkını haiz ibareyi tescil ettirmesinin, MK.nun 2. maddesi ve KHK anlamında iyiniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, davalı D... Deniz Yapı San. Tic. Ltd. Şti. adına Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ'e göre 01, 02 ve 17. sınıflardaki bir kısım emtia için 1997/191892 sayı ile tescilli "V..." markasının 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 42/1-a bendi uyarınca hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine ve kararın ilanına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı tarafından marka tescil ettirilirken bu markayı oluşturan harflerin korozyon alanında kullanılan uluslararası terimin baş harflerini oluşturduğunun bilindiği, buna göre V... ibaresinin ilgili çevre tarafından hangi anlama geldiğinin de bilindiğinin kabulü gerektiği, kimya ve metalürji mühendisleri ile ilgili ürünlerin ticaretini yapan firmalar tarafından da bu özelliğe sahip ürünler için kullanılan genel bir terim olduğu gerekçesiyle, 556 sayılı KHK'nın 7/a ve c bentleri uyarınca hükümsüzlük kararı verilmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile yargılama aşamasında, markayı oluşturan "V..." ibaresinin "Uçucu Pas Önleyici" kavramının İngilizce karşılığının baş harflerinden oluştuğunu kabul etmekte ancak, müvekkili şirketin kuruluşunu müteakip Türkiye'de ilk defa korozyon önleme konusunda kendi tesislerinde lisanslı üretime başlayıp, halen korozyon önleyici ambalaj üretimi yapan tek kuruluş olduğunu, bu konuda Türkiye ve Ortadoğu distribütörü olduklarını, Türkiye'de tanıtımını sağladıklarını, markanın tescilinden itibaren yedi yıldır da kullanmaları nedeniyle ayırt edici niteliğe haiz olduklarını savunmuştur. 14

556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 42 /son fıkrasına göre, "bir marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar veya hizmetlerle ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazanmış ise, 7. maddenin ( a ), ( c ), ( d ) bentlerine göre tescili hükümsüz sayılamaz". Ancak, KHK'nın ( a ), ( c ) ve ( d ) bentleri uyarınca mutlak ret nedenlerinin varlığına rağmen tescili yapılan bir markanın, tescilden sonra kullanılması sonucunda, tescil edildiği mal veya hizmetlerle ilgili olarak kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmış olması halinde hükümsüz kılınıp kılınmayacağı hususunda, 556 sayılı KHK'nın 42 /son maddesinde açık bir düzenleme bulunmadığından, öncelikle bu durumun tartışılıp belirlenmesi gerekmiştir. Az önce açıklanan husus ile ilgili olarak, gerek 40/94 sayılı AB Tüzüğü'nün 51/2. maddesinde ve mukayeseli Alman Markalar Kanunu ( MarkenG ) 50/2. maddesindeki düzenleme ve gerekse öğretide öne sürülen "bir markanın, tescilden sonra da kullanımla ayırt edici nitelik kazanması halinde hükümsüz sayılamayacağıma ilişkin görüşler ( Arkan S., Marka Hukuku, Cilt II, s. 156-157; Karahan S., Marka Hukukunda Hükümsüzlük Halleri, s. 33; Yasaman H., Marka Hukuku, Cilt II, s. 871; Tekinalp Ü., Fikri Mülkiyet Hukuku, Dördüncü Bası, s. 446 ) ve Türk Marka Hukuku'nca da benimsenen "kullanımla ayırt edici nitelik kazanılması" ilkesi gözönüne alındığında; "bir markanın tescil edildikten sonra kullanılması ve hükümsüzlük davası açılıncaya kadar geçen sürede tescil edildiği mallar veya hizmetlerle ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazanması halinde 7. maddenin ( a ), ( c ) ve ( d ) bentlerine göre tescilinin hükümsüz sayılamayacağı" şeklinde uygulanarak bu husustaki yasal boşluğun doldurulması Dairemizce uygun görülmüştür. O halde mahkemece, davaya konu "V..." markasının 31.12.1997 tarihinde yapılan tescilinden itibaren marka sahibi davalı tarafından yukarıda açıklanan şekilde 556 sayılı KHK'nın 7 /son maddesine göre kullanım ile ayırt edicilik kazandırılıp kazandırılmadığı konusunda taraf delillerinin toplanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2007 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. 15

b) T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2007/11-974 K. 2007/962 17 T. 12.12.2007 ÖZET : Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 40.maddesi uyarınca, tescilli bir markanın 10 yıllık koruma süresinin başlangıç tarihi olan marka başvurusu tarihi dir. Dolayısıyla marka başvurusu tarihi olan bu tarihin, aynı KHK.nin 39. maddesinde düzenlenen markanın sicile kaydedildiği tescil tarihi olarak kabulü mümkün değildir. Eş söyleyişle; tescil belgesinde yer alan ve KHK'nin 40. maddesi gereğince marka başvurusu tarihi olduğu belirgin olan tarih tescil tarihi olmayıp, hükümsüzlüğe ilişkin dava süresinin başlangıcına da esas alınamaz. O halde, 5 yıllık dava açma süresine başlangıç alınarak tarihin tespitinde tescil konusunda açık düzenleme içeren KHK.39. maddesine gidilecektir. Bu maddede tescil için gerçekleşecek prosedür açıklanmakta ve sonuçta tüm aşamaların tamamlanmasıyla, markanın tescil edilerek sicile kaydedileceği, ifade edilmektedir. İşte bu tescil ve sicile kayıt tarihi hükümsüzlük davası açma süresinin başlangıcına esas alınacak tescil tarihidir. DAVA : Taraflar arasındaki markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.05.2004 gün ve 2002/805-2004/292 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11 Hukuk Dairesince önce karar onanmış; davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine 22.09.2006 gün ve 2006/7875-9123 sayılı ilam ile; ( Davacı vekili, güzellik, zayıflama, solarium ve kuaför faaliyetleriyle iştigal eden müvekkilinin tescilli ( LOTUS ) hizmet markasının işaret unsuru olan oturan kadın figürünün yönü değiştirilerek ve altına atom figürü eklenerek davalı tarafından daha sonra tescil ettirildiğini, davalı aleyhine açılan haksız rekabetin önlenmesi davasında marka hükümsüzlüğüne ilişkin istemde bulunmasının ihmal edildiğini ileri sürerek, davalının BIOCOS markasının hükümsüzlüğünü veya anılan işaret unsurunun ( figürün ) davalının logosundan çıkarılmasını, davanın diğer dava ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir. 17 http://www.kazanci.com/ 16

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizce gerekçe değiştirilerek onanmıştır. Davacı vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Yasal boşluğun doldurulması suretiyle tanınmış markalar dışındaki markalarla ilgili hükümsüzlük davalarında da uygulanması Dairemizce benimsenen 42 nci maddenin ( a ) bendinin son cümlesi Markanın tescilinde kötüniyet varsa iptal davası süreye bağlı değildir. Hükmünü haizdir. Her ne kadar davanın 5 yıllık süre içerisinde açılmadığından bahisle Dairemizce mahkemenin red kararı sonucu itibariyle doğru bulunarak onanmış ise de, davacı taraf dava dilekçesinde davalı tarafın aynı zamanda kötüniyetli olduğunu da ileri sürmüş bulunduğundan mahkemece davacı tarafın bu iddiası üzerinde durulup bu husustaki delilleri toplamak ve davalının gerçekten de kötüniyetli olduğu neticesine varıldığında açılan davanın süresinde olduğu kabul edilerek uyuşmazlığın esasına girilmek gerekir. Bu itibarla, davacı vekilinin bu yöne ilişen karar düzeltme itirazının kabulüyle Dairemizin 2004/14754 E, 2006/1518 K. ve 16.02.2006 tarihli ilamının ortadan kaldırılarak, yerel mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına, karar vermek gerekmiştir ), Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Dava, Markaların korunması Hakkında 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 42.maddesine dayalı hükümsüzlük istemine ilişkindir. Davacı vekili; müvekkiline ait Lotus markasının işaret unsuru olan oturan kadın figürünün yönü değiştirilip, altına atom figürü eklenerek ve markanın isim unsurunuda çağrıştıracak isim verilerek davalı tarafından tescil ettirilen Bio Cos markası nedeniyle davalı aleyhine açtıkları haksız rekabetin önlenmesi davasında marka hükümsüzlüğüne ilişkin istemde bulunulmasının ihmal edildiğini ileri sürerek eldeki davayı 19.11.2002 tarihinde açmış ve bu davada kötüniyet olgusuna da dayanarak davalının Bio Cos markasının hükümsüzlüğü veya anılan işaret unsurunun ( figürün ) davalının logosundan 17

çıkarılmasını, davanın haksız rekabetin önlenmesi konulu diğer dava ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf, davacının çok küçük bir müşteri kitlesine hitap ettiğini, figürler arasında farklılıklar bulunduğunu, kasıtları olmadığı gibi iltibas da bulunmadığını, ayrıca derdest dava var iken böyle bir dava açılmasının usule aykırı olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, birleştirme istemi ve derdestlik itirazı reddedilerek ibraz edilen delillere göre dava esastan karara bağlanmış ve davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; önce hak düşürücü sürede davanın açılmadığı gerekçesiyle ve değişik gerekçeyle mahkeme kararı onanmış; daha sonra yine davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine de, onama kararı kaldırılarak; davacı taraf dava dilekçesinde davalı tarafın aynı zamanda kötüniyetli olduğunu da ileri sürmüş bulunduğundan mahkemece davacı tarafın bu iddiası üzerine durulup, bu husustaki delilleri toplamak ve davalının gerçekten de kötüniyetli olduğu neticesine varıldığında açılan davanın süresinde olduğu kabul edilerek uyuşmazlığın esasına girilmek gerekir. gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkeme; davanın süresinde açıldığı, taraflar delillerini bildirdiklerinden yeniden delil toplanamayacağı ve kötüniyet konusunda araştırma yapılması gerekmediği, esasa girerek karar vermesinin doğru olduğu, dairece kararın esastan denetlenmesi gerektiği, gerekçesiyle önceki kararında direnerek davanın yine esastan reddine, karar vermiştir. Hükmü temyize davacı vekili getirmektedir. Öncelikle belirtmekte yarar vardır ki, 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararneme'nin 42.maddesine dayalı hükümsüzlük davasının, markanın tescil tarihinden itibaren, 5 yıl içinde açılması gerektiği konusunda, yerel mahkeme ile özel daire arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; hak düşürücü sürenin başlangıcına esas alınacak tescil tarihi nin belirlenmesinde, marka tescil belgesinde gösterilen tarihin mi yoksa markanın sicile kaydının gerçekleştirildiği tarihin mi, esas alınacağı ve varılacak sonuca göre de eldeki davanın yasal hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı, noktasındadır. 18

556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 40. maddesinde Markanın Koruma Süresi başlığı altında; Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on yıldır. Bu süre, onar yıllık dönmeler halinde yenilenir. Denilmekte; koruma süresi başvuru tarihinden başlamaktadır. Şu durumda, başvuru tarihi sadece koruma süresinin başlangıcında belirleyici olmakta, hükümsüzlük davasının açılmasında 5 yıllık sürenin başlangıcına esas alınarak tescil tarihi ise aynı KHK.'nin tescil başlıklı 39. maddesinde ayrıca düzelenmekte; Bu Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre başvurusunu eksiksiz yapmış veya eksiklerini gidermiş ve süresi içerisinde hakkında itiraz yapılmamış veya yapılan itiraz kesin olarak reddedilmiş bir başvuru, tescil edilerek sicile kaydedilir. Başvuru sahibine Marka Tescil Belgesi verilir. Sicil kaydında; marka örneği, başvuru tarihi, marka tescil numarası, markanın kullanılacağı mallar veya hizmetlerin listesi, mal veya hizmetlerin sınıf veya sınıfları, marka sahibinin ve varsa vekilinin adı, soyadı, uyruğu tüzel kişilerde ticaret unvanı ve hangi ülkenin kanunlarına göre kurulu olduğu, adresi, tescil tarihi, marka ve marka hakları ile ilgili bütün değişiklikler ve yönetmelikte öngörülen diğer hususlar yer alır. Marka sicili alenidir. Talep edilmesi ve yönetmelikte öngörülen ücretin ödenmesi koşuluyla sicil örneği verilir. Sicil kaydı yapılan marka ile ilgili bilgiler yönetmelikte şekil ve şartların belirtildiği biçimde ve ikinci fıkrada yer alan unsurları da kapsamak üzere yayınlanır. Hükmüne yer verilmektedir. Bu maddede tescilin gerçekleşmesi süreci ayrıntısı ile açıklanmaktadır. Görülmektedir ki, dava konusu 179651 sayılı marka tescil belgesi üzerinde yazılı olan 04.12.1996 tarihi; 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 40.maddesi uyarınca, tescilli bir markanın 10 yıllık koruma süresinin başlangıç tarihi olan marka başvurusu tarihi dir. Dolayısıyla marka başvurusu tarihi olan bu tarihin, aynı KHK.nin 39. maddesinde 19