Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

Benzer belgeler
KOOPERATİF SİGORTACILIĞI ve TEKAFÜL

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

ŞİRKET UYGULAMALARI. Katılımcı Havuzu nun Danışma Komitesi nin onayladığı aşağıdaki ilgili maddede sayılan yöntemlerle değerlendirilecektir,

KATILIM SİGORTACILIĞI TANIMI

BÖLÜM BANKALARIN FAALİYET ALANLARININ GELİŞİMİ

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar

Kanun No: 6325 Kabul Tarihi: 7/6/2012 HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNU

BANK ASYA: Halka Arz Bilgi Notu 28/04/2006 2

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

Yeminli Mali Müşavirlik & Denetim & Danışmanlık

1- Ticari Alacak Sigortasına İlişkin Devlet Destekli Sistem Hakkında Genel Bilgi

SUN BAĞIMSIZ DIŞ DENETİM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

Finansal Piyasalar ve Bankalar

YÖNETMELİK. (2) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde sigortacılık mevzuatının ilgili hükümleri uygulanır.

87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48

Züccaciyeciler Derneği

Bankacılığa İlişkin Mevzuat ve Yeni Düzenlemeler *

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık

VARLIKLAR Cari Dönem Bağımsız Sınırlı Denetimden Geçmiş. Önceki Dönem Bağımsız Denetimden Geçmiş I- Cari Varlıklar Dipnot

I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI

İÇİNDEKİLER YAZAR HAKKINDA

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi 30 HAZİRAN 2016 TARİHİ İTİBARIYLA BİLANÇO (Tüm Tutarlar Türk Lirası (TL) olarak gösterilmiştir.

Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Yurtdışından Sağladıkları Döviz Krediler (Milyon ABD Doları)

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 76, Ağustos 2018, s

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi 31 ARALIK 2016 TARİHİ İTİBARIYLA BİLANÇO (Tüm Tutarlar Türk Lirası (TL) olarak gösterilmiştir.

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

5. Borçlanma aracı ihracı için Yetkili organ kararının alındığı tarihten itibaren en geç kaç yıl içinde Kurula başvuruda bulunulması zorunludur?

Yatırım Kuruluşları Dönem Deneme Sınavı

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY

VARLIKLAR Cari Dönem Bağımsız Sınırlı Denetimden Geçmiş. Önceki Dönem Bağımsız Denetimden Geçmiş I- Cari Varlıklar Dipnot

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi 31 ARALIK 2015 TARİHİ İTİBARIYLA BİLANÇO (Tüm Tutarlar Türk Lirası (TL) olarak gösterilmiştir.

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi 31 MART 2016 TARİHİ İTİBARIYLA BİLANÇO (Tüm Tutarlar Türk Lirası (TL) olarak gösterilmiştir.

İHRACAT BEDELLERİNİN YURDA GETİRİLME MECBURİYETİ KALDIRILMIŞTIR

SİGORTA VE REASÜRANS İLE EMEKLİLİK ŞİRKETLERİNİN MALİ BÜNYELERİNE İLİŞKİN ESASLAR VE ÖZSERMAYE YETERLİLİĞİ

Halk Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi 30 Haziran 2011 Tarihi İtibarıyla Bilanço (Para Birimi: Türk Lirası (TL) olarak ifade edilmiştir.

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi


ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2005 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi. 30 Haziran 2012 tarihi itibarıyla ayrıntılı bilanço (Para birimi - Türk Lirası (TL)) Varlıklar

Halk Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi 31 Mart 2014 Tarihi İtibarıyla Bilanço (Para Birimi: Türk Lirası (TL) olarak ifade edilmiştir.

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi 30 EYLÜL 2016 TARİHİ İTİBARIYLA BİLANÇO (Tüm Tutarlar Türk Lirası (TL) olarak gösterilmiştir.

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi. 31 Mart 2009 tarihinde sona eren hesap dönemine ait Ayrıntılı Bilanço (Para birimi - Türk Lirası (TL))

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ULUSLARARASI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2009 TARİHİ İTİBARİYLE FİNANSAL TABLOLAR

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi. 31 Mart 2010 tarihinde sona eren hesap dönemine ait Ayrıntılı Bilanço (Para birimi - Türk Lirası (TL))

/ 77 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. AYRINTILI SOLO BİLANÇO. (30/09/2008) A- Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar Kasa 1.396


TÜRKİYE DE GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM FONLARI

Yapı Kredi Sigorta Anonim Şirketi. 30 Eylül 2014 Tarihinde Sona Eren Ara Hesap Dönemine Ait Konsolide Olmayan Finansal Tablolar ve Dipnotları

Halk Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi 31 Mart 2015 Tarihi İtibarıyla Bilanço (Para Birimi: Türk Lirası (TL) olarak ifade edilmiştir.

Ekteki dipnotlar bu finansal tabloların tamamlayıcısıdır. 1

Ekteki dipnotlar finansal tabloların tamamlayıcısıdır.

AKSİGORTA ANONİM ŞİRKETİ AYRINTILI BİLANÇO VARLIKLAR

Halk Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi 30 Haziran 2018 Tarihi İtibarıyla Bilanço

Halk Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi 30 Haziran 2016 Tarihi İtibarıyla Bilanço (Para Birimi: Türk Lirası (TL) olarak ifade edilmiştir.

Halk Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi 31 Mart 2013 Tarihi İtibarıyla Bilanço (Para Birimi: Türk Lirası (TL) olarak ifade edilmiştir.

Halk Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi 31 Aralık 2016 Tarihi İtibarıyla Bilanço (Para Birimi: Türk Lirası (TL) olarak ifade edilmiştir.

FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. AYRINTILI BİLANÇO YTL VARLIKLAR Cari

SERMAYE PİYASASI HUKUKU

TEKAFÜL (İSLAMİ) SİGORTACILIK SİSTEMİNİN DÜNYADAKİ GELİŞİMİ VE TÜRKİYE DE UYGULANABİLİRLİĞİ

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Rezerv para Rezerv Parasal taban Parasal Parası AKTİF: PASİF: Rezerv para Parasal Taban, Merkez Bankası Parası

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN

Bölüm 1 (Devam) Finansal Piyasalar & Kurumlar

VAKIF EMEKLİLİK ANONİM ŞİRKETİ. 30 EYLÜL 2008 TARİHİ İTİBARİYLE BİLANÇOSU (Tutarlar Yeni Türk Lirası ''YTL'' olarak ifade edimiştir.

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

Bağımsız Denetimden Geçmiş Önceki Dönem 31 Aralık 2016

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi

Halk Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi 31 Mart 2018 Tarihi İtibarıyla Bilanço (Para Birimi: Türk Lirası (TL) olarak ifade edilmiştir.

5. Merkez Bankası kendisine verilen görevleri teşkilatında yer alan aşağıdaki birimler ile şube vasıtası ile yerine getirir;

1. Kira Sukuku nun diğer adı aşağıdakilerden

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

MENKUL KIYMETYATIRIM ORTAKLIKLARI VE VERGİLEME

BİRLİK HAYAT SİGORTA A.Ş AYRINTILI BİLANÇO (YTL)

BİRLİK HAYAT SİGORTA A.Ş AYRINTILI BİLANÇO (YTL)

Ekteki dipnotlar bu finansal tabloların tamamlayıcısıdır. 1

AvivaSA Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi. 31 Mart 2013 tarihi itibariyle ayrıntılı bilanço (Para birimi - Türk Lirası (TL)) Varlıklar

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

MNG BANK A.Ş. BİLANÇOSU

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. AYRINTILI BİLANÇO (Bağımsız Denetimden Geçmiş) YTL VARLIKLAR

ADABANK A.Ş. EYLÜL ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

30 HAZİRAN 2018 VE 31 ARALIK 2017 TARİHLERİ İTİBARIYLA BİLANÇO (Tüm Tutarlar Türk Lirası (TL) olarak gösterilmiştir.)

(41/2001 Sayılı Yasa) Madde 51 (1) A Altında Tebliğ. 1- Bu Tebliğ, Merkez Bankası İdare, Teşkilat ve Hizmetleri Tebliği olarak isimlendirilir.

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

Yapı Kredi Sigorta A.Ş.

REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ (III-45.2) (6/12/2015 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.)

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2005 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

Sunum Başlığı Arial Regular 20 pt. Departman Ad/Panel/Yer Tarih

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/165 Ref: 4/165

ADABANK A.Ş. HAZİRAN-2016 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Halk Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi 31 Aralık 2013 Tarihi İtibarıyla Bilanço (Para Birimi: Türk Lirası (TL) olarak ifade edilmiştir.

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2004 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

Yapı Kredi Sigorta A.Ş. 1 Ocak - 30 Eylül 2013 ara hesap dönemine ait konsolide olmayan finansal tablolar

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK TURUNCU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

Transkript:

ISSN: 2149-0821 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science Yıl: 5, Sayı: 29, Ekim 2018, s. 533-557 Muaz Mücahit YILDIRIM Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Doktora Öğrencisi,mmuaz.yildirim@gmail.com TÜRKİYE DE KATILIM BANKACILIĞI VE SİGORTACILIĞI Özet Finansal sistemin en büyük paydaşı olarak bankacılık sektörü; mevduat, kalkınma ve yatırım ile katılım bankacılığı olarak sınıflanmaktadır. 1983 yılında bankacılık sektörüne girmiş olan katılım bankalarında en önemli ilke, faizsizlik ilkesidir. 2005 yılı içerisinde Bankacılık Kanunu yla getirilen düzenlemeyle katılım bankaları, bankacılık sistemine dahil edilmiştir. Katılım bankaları, kâr ve zarara dayalı olarak faaliyetlerini yürütmektedir. Toplumsal talep sonucunda ortaya çıkan katılım bankaları, finans ürünlerini üretebilen, hizmet ağı bakımından ülke geneline yayılan kurumlardır. Bu kurumlar bir yandan finans sisteminin olumlu yönde gelişmesine katkı sağlarken, bir yandan da reel sektörün büyümesine destek sağlamaktadır. Faizsiz finans olarak tabir edilen İslami finans sektörünün ve katılım bankacılığının hızlı gelişimi, sektörün uluslararası finans piyasalarında ön plana çıkmasına neden olmuştur. Bununla birlikte, Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde katılım sigortacılığı da gittikçe önem kazanmakta ve uygulanabilirliğinin arttığı görülmektedir. Özellikle dini hassasiyetlerin yön verdiği katılım sigortacılığı, Türkiye de de yeni yeni uygulama alanı bulmuş olması doğrultusunda diğer ülkelere göre henüz istenen uygulama düzeyine erişememiştir. Bu çalışmanın amacı, faizsiz finans sektöründe ön plana çıkan katılım bankacılığı ve katılım sigortacılığı konularını incelemektir. Çalışmanın yöntemi, literatür taramasına dayanmakta olup ayrıca bilimsel verilerle de desteklenmektedir. Çalışmada, katılım bankacılığının ve sigortacılığının İslami finans piyasası içerisinde giderek artan bir öneme ve paya sahip olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Katılım Bankacılığı, Katılım Sigortacılığı, Faizsiz Bankacılık, Türkiye

ISLAMIC BANKING AND INSURANCE IN TURKEY Abstract The sector of banking as the biggest stakeholder of the financial system; is classified as deposits, development, investment and islamic banking. The most important principle in the islamic banks that entered the banking sector in 1983 is the principle of interest-free. After the regulation made in the Banking Law in 2005, the islamic banks were included in the banking system. Islamic banks carry out their activities based on profit and loss. Islamic banks that emerged as a result of social demand are institutions that can produce financial products and spread across the country with a service network. These institutions contribute to the development of the financial system while supporting the growth of the real sector. The rapid development of Islamic finance sector and islamic banking, which is called as interest-free finance, has led the sector to stand out in the international financial markets. In addition, in the countries where the Muslim population is crowded, islamic insurance is becoming more important and its applicability is increasing. Especially islamic insurance guided by religious sensibilities, since it has found more new fields of application in Turkey has yet to reach the desired application level compared to other countries. The purpose of this study is to examine islamic banking and islamic insurance which are prominent in the interest-free finance sector. The method of the study is based on literature review and is also supported by scientific data. In the study, it is concluded that islamic banking and islamic insurance have an increasing importance and share within the Islamic finance sector. 534 Keywords: Islamic Banking, Islamic Insurance, Interest-Free Banking, Turkey 1.GİRİŞ Finansal sektör içerisinde bankalar, ülkelerin ekonomik kalkınma ve büyümesinde etkili rol oynamaktadır. Türkiye de ise özellikle 80 ler sonrası yaşanan serbestleşme sonucunda kurulan banka sayısı hızla artmış, bankacılık konusunda da ilerlemeler kaydedilmiştir. Bankalar, yatırımlar ve tasarruflar arasında en uygun şekilde değişimin gerçekleşmesini sağlamaktadır. Diğer bir ifadeyle, fon fazlası olan kesimlerden toplanan kaynakların fona ihtiyaç duyanlara kredi olarak verilmesine aracılık eden finans kuruluşlarıdır. Bankalar ekonomide düzenli fon akışını sağlamak dışında itibari para 1 oluşturmak, para ve maliye politikalarının uygulanmasına yardımcı olmak, gelir ve servet dağılımını etkilemek gibi ekonomi açısından önemli başka işlevleri de barındırır. Bankacılık sektörünün güçlü olması, ülke ekonomisinin gücünü olumlu yönde etkilemektedir. Ülke ekonomilerinde önemli bir yer tuttukları da vakıadır. Ülkedeki finansal yapının sağlam olması, büyük oranda bankalar sayesinde olmaktadır. Bankalar ayrıca orta ve uzun vadede makroekonomik istikrarın sağlanmasına katkı sunan kurumlardır. Finansal sistem içerisinde bu denli önemli yere sahip olan bankacılık sektörünün, ekonomik sistem ile 1 Kağıt paralar, üzerinde yazılı değerin ötesinde maddi bir karşılığı olmayan, gerektiğinde başka bir yerde karşılığı bulunmayan ve sadece itibari değer ifade eden bir nitelikte olduğundan kağıt paraların itibari değer ifade ettiği ve dünyadaki para birimlerinin kaçının ne kadar karşılığı bulunduğu veya karşılığı bulunup bulunmadığının da bilinmediği ifade edilmektedir. Bu bilgi ve itibari para hakkında detaylı bilgi için bkz. (Doğan, 2018: 234 ve 244).

ilişkisini açık biçimde ortaya koyması, sağlıklı bir yapıda işleyebilmesi ve dış ticaretin geliştirilmesi amacıyla ihracata önem vermesi gerekmektedir (Yetiz, 2016: 107-108). Türkiye de ihracata dayalı şirketlerin gelişiminde önemli rol alan kuruluşlardan biri ise kısa adı Türk Eximbank olan Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. dir. Türk Eximbank ın ihracat kredileri ekonomik anlamda büyüyen ve gelişen Türkiye nin dış ticaretinde özellikle ihracatın gelişmesinde etkili olmuştur. Sermaye piyasası araçlarının yasal bir çerçeveye oturtulması, ihracata dönük devlet desteklerinin ön plana çıkarılması, faizsiz finans kurumlarının finansal iş koluna girmesi ile birlikte yatırım, katılım ve ihracat bankalarının faaliyetleri Türk bankacılık sektörüne önemli katkılar yapmıştır (Lök, 2018: 118). Türkiye de yatırım bankacılığına en iyi örnek ise Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankası (TSKB) dır. TSKB; özel sektör yatırımlarına finans desteği sağlamak üzere farklı bir tasarruf modelinin öncüsü ve geçmişten kopuşun bir örneği olarak kurulmuştur (Lök, 2018a: 420). Faizsiz bankacılık sektörünün önemli kuruluşlarından biri olan katılım bankaları, kalkınma ve mevduat bankalarının birebir fonksiyonlarını üstlenen kuruluşlar değil, Türk bankacılık sistemini, tamamlayıcı bankalar olarak ifade edilmektedir. Ekonomik alanda etkin olan ise bankacılık hizmetleri açısından aktif olan ve reel ekonominin finanse edilmesini sağlayan katılım bankalarıdır. Katılım bankalarının en önemli özelliği, gerçekleştirilen bankacılık işlemlerinin tamamına yakınını faizsiz esasa dayandırmasıdır. Katılım bankaları, hem faizsiz finansman kurallarını dikkate alarak, hem de sanayi ve ticaret alanını göz önünde bulundurarak tasarruf sahiplerinden topladıkları fonları ve oluşan kâr-zarar miktarlarını günü gelince tasarruf sahipleriyle paylaşırlar. Döviz ve Türk Lirası temelinde vadeli hesaplarda toplanan katılım fonları; şirket ve kişilere finansman desteği, leasing olarak verilmekte, elde edilen kâr veya zarar katılımcılara paylaştırılmaktadır. Türkiye de faizsizlik kurallarına göre faaliyet gösteren, bu ilkelerle uyumlu her türlü bankacılık faaliyetlerini gerçekleştiren islami bankacılığın 2002 den bu yana sektörün iki katı kadar büyüme gösterdiği ve ekonomik alana değişik yönlerden büyük katkı sağladığı görülmektedir (Lök, 2018b: 143). 535 Katılım bankacılığının ardından günümüzde kullanılan sigortacılık sisteminin İslam inancı ile çelişen yanlarının bulunması nedeni ile katılım sigortacılığı (tekafül) kavramı ortaya çıkmıştır. İslam inancını kabul eden Müslümanlar, yatırım alışkanlıklarını da dini inançlarına göre yapmak istemekte ve faizsiz bankacılık ve faizsiz sigortacılığa yönelmektedirler. Böylece karşılarına çıkacak olası risklerden korunmak amacıyla sigortacılığa alternatif olarak katılım sigortacılığı (tekafül) sistemi gündeme gelmiştir (Sezal, 2017: 1161). Faiz hususunda hassasiyeti bulunan yatırımcılar için ekonomik açıdan atıl olarak kabul edilen fonlar ile ilgili birçok çeşitli argümanlar geliştirilmiştir. Bu çalışmada öncelikle katılım bankacılığı kavramı, katılım bankalarının çalışma ilkeleri ve ortaya çıkma nedenleri ile Türkiye de katılım bankacılığı konuları ele alınmaktadır. Daha sonra katılım sigortacılığının (tekafül) tanımı, sistemsel olarak işleyişi, özellikleri, genel kabul görmüş modelleri ve bu modellerin çalışma süreci şemalarla anlatılmaktadır. 2.TÜRKİYE DE KATILIM BANKACILIĞI Katılım bankacılığı, müşterilerle ticari yada ortaklık faaliyetleri çerçevesinde ekonomik hayatın içinden çıkan, fon toplama ve kullan(dır)ma özelliği olan faizsiz bir sistem olarak tanımlanmaktadır (Tunç, 2010: 37). Katılım Bankacılığı, faiz yasağı kuralına göre çalışan, bu

ilkeyle uyumlu her türlü bankacılık faaliyetlerini gerçekleştiren, kâr ve zarara iştirak esasına göre fon toplayıp alım-satım, ortaklık ve leasing yöntemleriyle fon kullandıran bir bankacılık modelidir (Burtan Doğan, Kaya ve Narçiçek, 2017: 177). Katılım bankaları, kar zarar ortaklığı temeline bağlı olarak çalışan, sağladıkları fonların nasıl kullanılacağı, ihtiyaca uygunluğu gibi durumlar karşısında müşterilerine destek olan bankalardır (Toraman, Ata ve Buğan, 2015: 302). Finans ve ekonomi otoriteleri, katılım bankacılığına ilişkin çok çeşitli tanımlar yapmaktadır. Katılım bankacılığı, hukuki olarak anonim şirket statüsünde kurulan, kar/zarar ortaklığına dayanan, üretim ve ticaret ekonomisini finanse eden ve bankacılık hizmeti sunan, ayrıca alternatif finansman yöntemleriyle mali sektörde aktif çalışan kuruluşlardır (Özulucan ve Özdemir, 2010: 6). Bir diğer tanımlamaya göre kurumların ve kişilerin yatırım ve ticari faaliyetlerinin finansmanı, yurt içi ve dışı kefalet mektubu verilmesi, ortak yatırım yapma, yurt içinden ve dışından fon toplama; toplanan bu fonları mevzuatta belirlenen yöntemlere göre işletmelere kiraya verme veya taksitle satma gibi alanlarda faaliyet gösteren mali kuruluşlara Katılım Bankası denir (Eren, 2017: 283). Mevduat bankacılığında, oranı önceden öngörülmüş faiz karşılığında mudilerden sağlanan mevduatlar, fon gereksinimi olanlara kredi olarak banka tarafından öngörülen faiz oranı üzerinden kullandırılmaktadır. Oysa katılım bankacılığı ile mevduat bankacılığı arasındaki en önemli fark, katılım bankacılığında faiz olmadan katılım payının verilmesidir. Faizsiz bankacılık şeklinde adlandırılan bu sistemde ana unsur müşterilerinin tasarruflarını değerlendirmeleri karşılığında hiçbir şekilde faiz istemeyen tasarruf sahiplerinin sermaye birikimlerini aktif ve etkili olarak değerlendirmektir (Özulucan ve Deran, 2009: 87). Burada ekonomi politik anlamda faizsiz bankacılık sisteminde ön plana çıkan unsurun değer olduğuna vurgu yapmak gerekir (Asutay, 2018). 536 Katılım bankaları, 1983 yılında yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yasal bir mevzuata dayanmaksızın Özel Finans Kurumları ismi ile faaliyete başlamıştır. 18.06.1999 tarihinde 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile beraber Özel Finans Kuruluşları, bankacılık sistemi içerisine alınmış ve bu kuruluşların faaliyetleri kanuni bir temele dayandırılmıştır. 4389 Sayılı Bankalar Kanunu na göre özel cari hesaplar ile kâr ve zarara iştirak imkânı tanıyan hesaplar yoluyla fon toplayan, iktsadi faaliyetleri araç-gereç veya emtia temini ya da kiralanması veyahut ortak yatırımlar yoluyla finanse eden mevduat toplama yetkisi olmayan kurumlar olarak açıklanmaktadır. 2005 yılında yürürlüğe giren Bankacılık Yasası kapsamında Katılım Bankası ifadesinin tanımı gerçekleştirilerek, Özel Finans Kuruluşları tam anlamıyla bankacılık sistemi içerisine yerleştirilmiştir (Lök, 2018b: 134). Katılım bankacılığı tanımı, katılım bankalarının gerçekleştirebilecekleri faaliyetler ve katılım bankalarına yönelik tüm yenilikler, 5411 sayılı Kanun da kapsamlı bir şekilde ele alınmaktadır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu nun 4 üncü maddesinde katılım bankalarının icra edebilecekleri faaliyetler açıklanmıştır: Bankalar, diğer kanunlarda öngörülen hükümler mahfuz kalmak şartıyla aşağıda belirtilen faaliyetleri gerçekleştirebilirler (www.resmigazete.gov.tr, 2005): a) Nakdî-kaydi ödeme-fon transferi işlemleri, her türlü tediye ve tahsilat işlemleri, muhabir bankacılık ve çek hesaplarının kullanımı. b) Mevduat kabulü. c) Nakdî ve nakdi olmayan kredi verme işlemleri. d) Kambiyo senetleri ve çek iştirası işlemleri. e) Katılım fonu kabulü. f) Saklama hizmetleri.

g) Sermaye piyasası araçlarına, ekonomik ve finansal göstergelere, kıymetli madenlere, mala ve dövize dayalı; opsiyon sözleşmelerinin, vadeli işlem akitlerinin, birden fazla türev aracı içeren karmaşık veya basit yapıdaki finans araçlarının alımı, satımı ve aracılık işlemleri. h) Garanti işlemleri, üçüncü kişiler lehine garanti ve teminat yüklenilmesi işlemleri. i) Banka ve kredi kartları gibi ödeme araçlarının piyasaya sürülmesi ve bu araçlarla ilgili faaliyetlerin yerine getirilmesi. j) Factoring ve forfaiting işlemleri. k) Bankalararası piyasada para alım satımı işlemlerine aracılık. l) Efektif dahil kambiyo işlemleri; kıymetli maden ve taşların alımı, para piyasası araçlarının alım ve satımı; satımı veya bunların emanete alınması işlemleri. m) Portföy yönetimi ve işletmeciliği. n) Hisse Senedi, Tahvil vb. gibi sermaye piyasası araçlarının halka arz yoluyla satışına aracılık işlemleri. o) Yatırım danışmanlığı işlemleri. p) Daha önce piyasaya sürülmüş olan sermaye piyasası araçlarının aracılık maksadıyla alım satımının yapılması işlemleri. q) Sigorta acenteliği ve bireysel emeklilik aracılık hizmetleri. r) Sermaye piyasası araçlarının alım ve satımı ile geri alım veya tekrar satım taahhüdü işlemleri. s) Leasing işlemleri. t) Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı gibi devlet kuruluşlarının oluşturacağı sözleşme yükümlülükler çerçevesinde alım satım işlemlerine ilişkin piyasa yapıcılığı. u) Kurulca belirlenecek diğer faaliyetler. 537 1998-2005 yılları arasında özel finans kuruluşları adı altında faaliyet gösteren kuruluşların; sermaye ihtiyacının bulunmaması, katılım fonu (mevduat) garantisinin bulunmaması ve konvansiyonel bankacılığa göre daha az düzenlemelere tabi tutulması, topladıkları fonları kredi olarak kullanabilmeleri bir tür finansal aracılık işlemi olduğundan, ilgili kuruluşlar gölge bankacılık özelliği taşımaktaydı (Dinç, 2015: 130). 2005 yılında yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu düzenlemeleriyle bu kurumların faaliyetleri diğer mevduat bankaları gibi kabul edilmiş, bu kurumlardaki hesaplar da diğer mevduat bankaları gibi TMSF güvencesine alınmış ve katılım bankaları adıyla sistem gelişmeye devam etmiştir (Tuncay, 2018: 163). Katılım Bankacılığının Türkiye ye gelmesinin dünyadaki örnekler incelendiğinde diğer ülkelere kıyasla erken dönemde olmadığı görülmektedir. Ancak süre açısından karşımıza çıkan bu farklılığın yanında, faizsiz bankacılığın ortaya çıkış sebeplerine baktığımızda diğer ülkelerle çok da farklılık gözükmemektedir. Faizsiz bankacılığın doğuşuna etki eden dini nedenler açısından Müslüman nüfusu yoğun bir ülke olan Türkiye de de aynı nedenlerin benzer etki doğurduğu söylenebilir (Burtan Doğan, Kaya ve Narçiçek, 2017: 177). Dünyanın bir çok ülkesinde faizsiz bankacılık veya İslami bankacılık isimleriyle faaliyetlerini yürüten bu tür bankaların Türkiye de katılım bankacılığı adını almasının nedenleri arasında, 28 Şubat sürecinde hükümetin post-modern darbe ile devrilmesi ve bu tür bankaların yeşil sermaye gibi vasıflandırılması da önemli etkenlerden sayılmaktadır. Odabaşı (2015), İslam hukuku kurallarına uygun olarak kurulan ve faaliyetlerini sürdüren bankalar için katılım bankacılığı tabirinin, İslami bankacılık tabirinden daha uygun olduğunu, ancak İslami bankacılık tabirinin kullanılmasında da bir sakınca olmadığını ileri sürmektedir. İslami bankacılığı destekleyen ve faizli çalışan bankacılık sistemine dâhil olmak istemeyen kesimlerin sermayelerinin de

bankacılık sistemine kazandırılmasını sağlamak maksadıyla kaynak sorunu çeken ülkemiz için katılım bankacılığı sisteminin bir parçası olmak önemli bir adımdır (Lök, 2018b: 138). Kaynakların ekonomiye kazandırılması maksadıyla kurulan katılım bankalarının Türkiye de yer bulması, faiz hassasiyeti dolayısıyla atıl kalan fonların sisteme kazandırılması yani yastık altı tasarrufların üretken olmasını sağlamaktadır. Ayrıca petrol zengini Arap sermayesinin de ülkeye kazandırılması, 24 Ocak kararlarıyla birlikte başlayan liberalizasyon süreci ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası nın kurulması gibi çeşitli nedenler özel finans kurumlarının ülkemizde ortaya çıkmasına neden olmuştur (Tuncay, 2018: 163). BDDK nın 2014 tarihindeki 6046 sayılı kararıyla Ziraat Katılım Bankası nın, (BDDK, 2014) 2015 tarih ve 6205 sayılı kararıyla da Vakıf Katılım Bankası nın kuruluş izni almasıyla da (BDDK, 2015) Türk katılım bankacılığı sistemine kamu sermayeli kurumlar da dâhil olmuştur. Böylece 2018 yılı Eylül ayı sonunda Türkiye de 3 ü kamusal sermayeli olmak üzere 34 mevduat, 3 ü kamusal sermayeli ve 4 ü yabancı sermayeli olmak üzere 13 kalkınma ve yatırım, 5 i de katılım bankası olmak üzere toplam 52 aktif banka görünmektedir (TBB, 2018). Türk Bankacılık sektörüne 1980 li yılların başında katılan katılım bankaları, 4511 sayılı Bankacılık Kanunu na tâbi olarak İslami bankacılık esasına göre çalışmaktadırlar. Türkiye de 2017 yılı sonu itibariyle %4,9 pazar payıyla Kuveyt Türk, Türkiye Finans, Albaraka Türk, Vakıf Katılım ve Ziraat Katılım olmak üzere beş katılım bankası faaliyet göstermektedir (Lök, 2018c: 2026). Türk bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranları 2016 yılsonu verileriyle karşılaştırıldığında, fonksiyon gruplarına göre katılım bankaları sermaye yeterlilik oranları %10 artarak Eylül 2017 döneminde %17,2 olarak görülmektedir. Katılım bankalarının her geçen gün gelişiminde, faize karşı tutum sergileyen ve parasını sistem dışında tutan kişileri sisteme dahil etmesi sektör açısından önemli bir fırsat olarak değerlendirilmektedir (Bankacılık Sektörel Bakış, 2018). Katılım bankacılığı alanına yeni bankaların girmesi bankalar için önemi olan bir hususken, Türkiye de katılım bankacılığı sektöründe son yıllarda gerçekleşen devlet desteğinin ve yaşanan gelişmelerin, bankacılık sektörünün gelişmesinde oldukça etkili bir rolü olduğu görülmektedir (TKBB, 2017: 35). 2.1. Katılım Bankalarının Çalışma İlkeleri 538 Katılım bankalarının, olası krizler karşısında daha dinamik, sağlam ve dayanıklı olduğu kabul edilmektedir. Bunun nedeni ise katılım bankacılığının esasını oluşturan çalışma ilkeleridir. Bu ilkeler ise bankaların aktiflerinin yaklaşık %70 ini meydana getiren kredilerin daha güçlü, pasiflerinin yaklaşık %70 ini meydana getiren katılım fonlarının yönetilebilir ve daha değişken olması koşuluyla onları olası krizlere karşı daha rahat koruyabilmeyi amaçlar. Katılım bankalarının çalışma ilkelerini aşağıdaki başlıklar altında toplamak mümkündür (Yılmaz, 2018: 46-47): 1. Faiz Yasağı: Faiz, öngörülemeyen gelecek ile ilgili bir taahhüt olarak tanımlanabilir. İslam fıkhında, karşılıklı faydaya dayalı bir akitte karşılıksız kalan herhangi bir fazlalık demektir(akdemir, 2018: 86). Bankaları, öngörülemeyen geleceğin risk ve zararlarına karşı koruyarak, onların olası krizleri en az hasarla atlatmasına yardımcı olur. Bankalar gelecek için taahhüt verilen faize kıyasla daha yüksek oranlarla karşı karşıya kalabilir ve bu durumdan ağır zararlar görebilir. Fakat kâr ve zarara iştirak ilkesi açısından müşteriye herhangi bir söz verilmediği için katılım bankaları, geleneksel bankalara göre karşılaşılan krizleri daha kolay ve rahat aşabilmektedir. Yani katılım bankaları faiz riski almayarak, gelecek dönemde/dönemlerde ortaya çıkabilecek krizlere karşı kendini korumaya almaktadır. Bu durum, faiz yasağının bir

neticesidir (Lök, 2018b: 136). İslam da faize ilişkin bu yasak faizin tüm çeşitlerini kapsayacak şekilde anlaşılır (O Neal, 2009: 280). 2. Belirsizlik (gharar) Yasağı: Belirsizlik (gharar); anlaşmazlık, uyuşmazlık ve/veya taraflardan birinin zararına yol açma ihtimali olduğu için uygun görülmemektedir. Belirsizliğin içerisinde çoğunlukla risk ve spekülasyon bulunmaktadır (Qalqili, 2017: 33). Örneğin, hasat zamanı gelmeden önce ürünlerin satılması, belirsizliğin bir türüdür. Faiz de esasında bir belirsizlik çeşididir. Yani banka gelecek dönemde ne kazanacağını bilmeden taahhüt altına girebilmektedir. Faizin sabit olmaması, onu daha da belirsiz duruma getirmektedir. Örneğin, 2008 Finansal Krizde eğer değişken faiz değil de sabit faiz uygulanmış olsaydı bu kriz daha uygun şartlarda atlatılabilirdi. Çünkü kriz, sabit olmayan faiz üzerinden verilen ipotekli kredilerin faizlerinin büyük oranda artmasıyla ortaya çıkmıştır (TKBB, 2017). 3. Risk Paylaşımı Esası: Faizsiz bankacılık esasına göre, sadece kâra katılım değil aynı zamanda zarara katılım da olması gerekendir. Riskin sadece bir kişi üzerinde kalması uygun görülmemiştir. Geleneksel bankacılıkta müşteri riski paylaşmamakta ve faiz riski bankanın üstünde kalmaktadır. Katılım bankalarının kullanmış olduğu finansal yöntemlerin ana unsuru, daha önce belirtilmiş bir kazancın olmaması nedeni ile karşılaşılacak olan zarar veya kâra göre, kazancın ve riskin doğru ve adil olarak dağıtılmasını sağlamaktır (Lök, 2018b: 136). 4. İnsanlığa Zararlı Eşyalarla İlgili Hizmet Yasağı: Örnek verilecek olursa; alkol ihtiva eden içecekler, tütün ürünleri, ateşli silahlar, şans oyunları ve müstehcen yayınlar vb. gibi hususlarda bankacılık hizmetleri verilmesi uygun görülmemektedir. 5. Reel Ekonomiye Bağlılık: 2008 finansal krizi ile birlikte diğer birçok kriz, finans ile ilgili işlemlerin reel ekonomiden ayrılarak, oluşan balonun en nihayetinde patlaması sonucunda ortaya çıkmıştır. İnsanların aşırı para kazanma isteği, risk yönetiminde yetersiz kalmaları, örtbas ve kural ihlali büyümüş olan bu balonu daha da büyültmüş ve tüm finans sektörü öngörülmeyen bir süreçle karşılaşmıştır. 2008 yılında Lehman Brothers firmasının iflas ettiği sırada finansal işlem kapasitesinin, reel ekonominin beş yüz katı büyüklüğe ulaştığı tahmin edilmektedir. Katılım bankacılığı ilke ve kuralları uyarınca finansman sağlanırken müşteriye ödeme yapılmamakta, nakit kredi kullandırmamaktadır. Müşterinin işletmesi için gerekli mal ve hizmeti satıcısından temin ederek, üzerine kâr ekleyerek müşterisine satmaktadır. Böylece finansal sektörün büyüklüğü, reel ekonomin kapastesini aşmamaktadır (TKBB, 2017) 539 2.2.Katılım Bankalarının Ortaya Çıkış Nedenleri Türkiye nin de kapsamda olduğu İslam coğrafyasında faizsizlik prensibiyle faaliyet gösteren bankacılık modelinin yayılmasıyla, İslam ülkeleri bu İslami bankalar vasıtasıyla transfer ettiği yabancı sermayeden yararlanmak, faizin helal olmadığını bilen ve birikimlerini yastık altında tutan tasarruf sahiplerini mali sistemle buluşturmak, Türkiye de katılım bankalarına gereksinim duyulmasının farklı nedenleri arasında sıralanabilir (Kalaycı, 2013: 61). İslam inancını benimseyenler için ana kaynaklardan olan Kutsal kitap Kur an ve Peygamber uygulaması olan Sünnet, birçok alanda olduğu gibi iktisadi hayatta da insanların hayatını düzene koyucu ilke ve kurallar koymuştur (Bekkin, 2007: 4). İslamiyet te yasaklanan faiz, İslam ın uygulandığı ülkelerde alternatif bir bankacılık modeli arayışını tetiklemekle kalmamış bunu zorunlu

kılmıştır. Faizsiz bu sistemin oluşmasını sağlayan nedenler dini, iktisadi ve sosyal sebepler olarak ele alınmaktadır (Pehlivan, 2016: 300); i. Dini Nedenler: Faiz yasağı İslam ın temel ilkelerinin en başında gelir. İslam dini, herhangi bir zarara veya mağduriyete neden olmayan, ticari ve hukuki yaşama kural olarak etki etmeyen, yalnızca haksız ve yanlış uygulamalar konusunda mensuplarını uyarmış ve bu doğrultuda bazı kısıtlama ve sınırlamalar getirmiştir. Faiz yasağı da bu kısıtlamalardan birisidir (Lök, 2018b: 137). İslam da ve diğer bazı dinlerde faiz konusu, üretim esaslı olmayıp ticaret veya emek riski olmaksızın haksız kazanç yolu olarak kabul edilmiş ve yasaklanmıştır. Mekke de ilk olarak Miraç ile ilgili hadislerde ribanın (faizin) kötülendiği, yine Mekke de inen bir ayette ribanın günah olduğu vurgulanmaktadır (Döndüren, 2015: 866). İslam inancına mensup olan nüfusun ağırlıklı olduğu İslam ülkelerinin; sermaye birikimini artırmak, bu tasarrufları finansal pazarlara çekmek için, bu ülkeler insanların dini inançlarına aykırılık teşkil etmeyen bir bankacılık sistemi geliştirmeye çalışmışlar veya halihazırdaki bankaları, faizsiz çalışma prensibine göre yeniden dizayn etme yoluna gitmişlerdir (Burtan Doğan, Kaya ve Narçiçek, 2017: 178). Ekonomi alanında önemli görevler üstlenen Müslümanların tasarruflarının ekonomiye kazandırılması ve kaynağa ihtiyaç duyan firmalara iletilmesi gerekmektedir. İşte bu bakış açısıyla ortaya çıkan faizsizlik esasına dayalı faaliyet gösteren bankalar yalnızca İslam ın benimsendiği ülkelerde değil, aynı zamanda diğer dinlere mensup insanların yoğun olarak yaşadığı ülkelerde de uygulama alanı bulmuştur. ii. Ekonomik Nedenler: Faizsiz bankacılığı ortaya çıkaran nedenlerden birisi de ekonomik nedenlerdir. Katılım bankacılığının gelişmesindeki en önemli ekonomik neden, 1970 li yıllardan sonra Orta Doğu ya akmaya başlayan petrol gelirleridir. Son yıllarda yaşanan petrol fiyatlarındaki artış, bu kuruluşların finans sektöründe en çabuk büyüyen firmalar olmasına yol açmıştır (Dikkaya ve Kutval, 2014: 78). 1970 lerde faizsiz bankaların artmasının diğer bir nedeni de gelişime teknik destek verecek uluslararası finansal kurumsallaşmanın sağlanmış olmasıdır. İslam Konferansı Teşkilatı nın 1973 yılında Cidde de düzenlediği toplantıda, üye ülkelerin sosyal ve ekonomik gelişimine katkıda bulunmak üzere kredi desteği sağlayabilecek bir bankanın kurulmasına karar verilmesi sonrasında Türkiye nin de kurucu ortakları arasında bulunduğu İslam Kalkınma Bankası nın (İKB nin) 1974 yılında kurulması ile İslami bankacılık faaliyetleri hızlanmış ve İslami bankaların kurulmasında teknik açıdan büyük destek sağlanmıştır (Yozgat, 2010: 16). iii. Sosyal Nedenler: Katılım bankaları toplumsal rehabilitasyona az da olsa katkı sağlayan kuruluşlardır. Toplumdaki bazı kesimlerin; asli fonksiyonlarını yerine getirmiyorlar, diğer bankalar gibi çalışmıyorlar şeklindeki eleştirilerine rağmen, bu kurumların ekonomik ve sosyal yapıya katkıları küçümsenemez seviyededir (Lök, 2018b: 137). Bu açıdan katılım bankaları, faize karşı olan bir toplumda finansal ihtiyaçların nasıl karşılanacağına dair çözümler üreterek, sosyal barışa katkı sağlayan kuruluşlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Katılım Bankaları çalışma ilkeleri gereğince, sosyal sorumluluk ilkesine riayet eden kurumlardır. Bu sorumlulukların başında, ekonomik büyümenin sağlanması ve gelir adaletsizliğinin ortadan kaldırılması gelmektedir. Karz-ı Hasen olarak adlandırılan uygulamaya göre, Katılım Bankaları, karşılıksız borç verebilmektedirler (Tunç, 2010: 176-177). Karz-ı Hasen 540

iv. ile bir kimseye bir miktar para verilmek suretiyle ihtiyacı karşılanır ve bir müddet sonra fazlalık olmaksızın geri almak bir tür yardımlaşma olmakta ve İslami finansın temel ilkelerine uyum sağlanmaktadır (Çürük, 2013: 45). Sermayeye ihtiyacı olan zanaatkarlar, işletme sahipleri ve şahıslar için gerekli olan kaynak nasıl sağlanabilir, bunun için gerekli finans kurumları nasıl oluşturulabilir sorularına aranan yanıtlar finans kurumlarının doğuşuna yol açmıştır (Burtan Doğan, Kaya ve Narçiçek, 2017: 178). Toplum içerisinde gelir dağılımının dengeli olması, sosyal barış açısından önemli unsurlardan biridir. Politik Nedenler: Suudi Arabistan ve İran gibi İslam dinini siyasal bir rejim gibi uygulayan ülkeler 1970 li yıllardan sonra İslami bankacılığı alternatifsiz, Endonezya ve Pakistan gibi ülkeler ise tedrici olarak uygulamaya koymuşlardır (Kalaycı, 2013: 61). Faizsiz bankacılık sisteminin Türkiye de başlayabilmesi için hem ulusal hem de uluslararası alanlarda etkili adımlar atılmıştır. Türkiye, İslam Kalkınma Bankası nın kuruluşunda kurucu üye olmuş ve 1984 yılında da sermaye artışı sonrası bankanın en büyük ortaklarından birisi seviyesine yükselmiştir. Böylece dünyanın ileri gelen finansman kuruluşlarından biri olan İslam Kalkınma Bankası na üye olan Türkiye, İslam ülkeleri ile olan ilişkilerini geliştirme ve etkinliğini artırma fırsatını yakalamıştır (Özulucan ve Deran, 2009: 90). 3. TÜRKİYE DE KATILIM SİGORTACILIĞI (TEKAFÜL) Ortak sorumluluk ve ortaklaşa fayda anlamına gelen tekafül kavramı Al-Kafala Arapça kelime kökünden gelmektedir (Kwon, 2007: 62). Tekafül kavramı, karşılıklı sorumluluk, riskin müşterek paylaşımı, karşılıklı koruma ve mensuplar arasında dayanışma gibi ilkeleri temel almaktadır (Sezal, 2017: 1162). Katılım Sigortacılığı (Tekafül), konvansiyonel sigortacılığa alternatif bir sigorta şeklidir. Sigorta ilkeleri ve uygulamalarının çoğu, katılım sigortacılığı için de geçerlidir. Özellikle Türkiye de katılım sigortacılığına özgü bir kanun bulunmadığından bu kural daha da geçerli hale gelmektedir. Malezya gibi bazı ülkelerde katılım sigortacılığı için ayrı bir Kanun düzenlemesi mevcuttur (Thanasegaran, 2008: 146; Kavçak, 2009: 89). Genel olarak katılım sigortacılığı, kısa vadeli sözleşmeler olup, karşılan zararlardan kaynaklanan maddi kayıplardır. Şeriat uyumlu, onaylanmış bir konsepte dayalı geleneksel bir karşılıklı hayat sigortası ve tasarruf/yatırım programına İslami bir alternatif olarak tanımlanmaktadır. Grup üyeleri arasında karşılıklı garanti ya da tazminat söz konusudur (Lök, 2018c: 2021). İslami Finansal Kuruluşlar İçin Muhasebe ve Denetim Kurumu (Accounting and Auditing Organization for Islamic Financial Institutions-AAOIFI) tarafından ortaya konulan 26 nolu standartta, tekafül belirli risklere maruz kalan kişilerin bu risklerin gerçekleşmesiyle ortaya çıkacak zararların giderilmesi üzerine yapılan anlaşmalar olarak tanımlanmaktadır. İslami sigortacılık, insanların bir araya gelerek oluşturduğu yapıdan, herhangi bir kişinin karşılaşacağı, arzulanmayan bir sonucun oluşturacağı zararların tazmin edilmesi için öngörülen bir yardımlaşma sistematiğidir (Sezal, 2017: 1162). Bireylerin bir araya gelerek, içlerinden bir üyenin maruz kalacağı zararın hasarını tazmin etmek üzere yaptıkları bir yardımlaşma olarak da açıklanan Katılım Sigortacılığı sisteminin temel ilkeleri şu şekildedir (Kumcu ve Akıncı, 2017: 20); 541

Yardımlaşma amacının öncelenmesi, Toplanan katkıların faiz içermeyen piyasa araçlarında kıymetlendirilmesi, Sigorta teminatı sunulan konularda ahlaka aykırı ya da gayrimeşru ekonomik kıymetler için dikkatli davranılması. İçerisinde kumar, faiz ve belirsizlik (ğarar) barındırdığı sürece sigortanın İslam fıkhı açısından uygun olmayacağı genellikle kabul edilmektedir (Aslan 2015: 98). İşte bu sebeple konvansiyonel sigortanın İslam Hukuku bağlamında kabul görmediğinden (Aslan 2015: 98; El- Qalqili 2017: 30-31; Bekkin 2007: 19 vd.; Anand: 2014: 7) yola çıkılarak dünyanın çeşitli ülkelerinde katılım sigortacılığı uygulanmaya başlanmıştır. Katılım sigortacılığında ilk uygulama 1970 lerin son yılında yılında Sudan da başlamış ve sonrasında Afrika kıtası (Tunus, Senegal, Mısır, Cezayir, vb.), Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan Krallığı, Umman, Kuveyt, Katar Devleti vb.) ile Güneydoğu Asya ülkelerinde (Malezya, Pakistan, Singapur, Endonezya vb.) uygulamalar gelişerek devam etmiştir (Sezal 2017: 1163). Müslüman nüfusun yoğun yaşadığı ve yukarıda ifade edilen ülkelerinin yanı sıra Avrupa ve Amerika da da katılım sigortacılığı sistemi ile faaliyet gösteren sigorta şirketleri bulunmaktadır (Çalık, 2014: 98). Katılım Sigortacılığı, İslami kurallar çerçevesinde risk paylaşımı yapılmasına ve faizsiz bankacılık yatırım esasları ile fonların idaresine önem vermektedir (Üstün, 2014: 7). Kısacası, katılım sigortacılığı geleneksel sigortaya uzak duran Müslüman kesimlere daha fazla hitap etmektedir. Tüm dünyada 2015 yılındaki sigorta prim üretimi 4,5 trilyon dolardır (Özüdoğru 2017: 42). Tüm dünyadaki tekafül katkı üretimi ise yaklaşık 15 milyar dolardır (Global Takaful Report 2017). Türkiye de ise ilk yedi ay itibariyle 2018 istatistiklerine baktığımızda Temmuz ayı itibariyle toplam prim üretimi 31 milyar lira düzeyindedir. Katılım sigortacılığı istatistiklerinde ise Temmuz 2018 itibariyle 7 ayda toplamda yaklaşık 1.1 milyar lira düzeyindedir. Türkiye için baktığımızda toplam prim üretiminin yaklaşık %3,5 luk kısmının katılım sigortacılığına ait katkılardan oluştuğu ifade edilebilir (Türkiye Sigorta Birliği web sitesi istatistikleri). 542 Türkiye de Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan, 20 Eylül 2017 de Resmi Gazete de yayımlanan ve 20 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe giren Katılım Sigortacılığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelik e göre katılım sigortacılığı; katılımcıların kendileri ile diğer katılımcıların tazminat ödemelerine dair taleplerinin karşılanmasını temin etmek için oluşturulan risk fonuna katkıda bulundukları, söz konusu fonun sigortacılık faaliyeti yürütmesine izin verilmiş bir sigorta şirketi tarafından islami finans ilkelerine uygun olarak yönetildiği ve ortak risk paylaşımı ile dayanışma esaslarına dayanan sigorta türü olarak açıklanmıştır (Lök, 2018c: 2021). Son yıllarda Türkiye nin 2023 yılı hedefleri çerçevesinde İslami bankacılık varlıklarını üç katına çıkarmayı planlaması (www.pardussigorta.com, 2018) ile 2017 yılında katılım sigortacılığının işleyişi, gelişimi, sağlıklı takibi ve sistemin güvenilirliğinin sağlanması ile katkı sağlayanların hak ve menfaatlerinin korunması bakımından katılım sigortacılığı faaliyetlerine ilişkin usul ve esasları düzenleme maksadıyla Katılım Sigortacılığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yayınlanmış ve böylece konu ile ilgili Türkiye de önemli bir ilerleme kaydedilmiştir. Ayrıca Türkiye Sigorta Birliği tarafından katılım sigortacılığının gelişimi ve geleceğine yönelik konular ile ilgili çalıştaylar düzenlenmiştir (https://tsb.org.tr, 2018).

Türkiye de tekafül sigortacılığı yaptığı bilinen ilk kuruluş olarak Kuveyt kökenli Kuwait Finance House (KFH) Grubu na ait Neova Sigorta şirketi görülmektedir. 2008 yılı sonunda Haliç Sigorta adıyla faaliyete başlayan ve sonradan adı Neova Sigorta olarak yenilenen şirketin (www.milliyet.com.tr, 2018) 12 bölge Müdürlüğü, 1550 yi aşan yetkili acentesi ve 4 katılım bankasına ait toplam 909 şube acenteliği bulunmaktadır (www.neova.com.tr, 2018). Türkiye de faaliyet gösteren katılım bankalarından Türkiye Finans Katılım Bankası, Albaraka Türk Katılım Bankası ve Vakıf Katılım Bankaları Neova sigorta şirketi ile iş birliği içindedir. Türkiye de kurulan bu sigorta şirketlerinin katılım bankalarının destekleyici kuruluşları oldukları bilinmektedir. Ayrıca hayat sigortaları şirketleri ve bireysel emeklilik hizmeti sağlayan şirketler de varlığını sürdürmektedir. Bu şirketler genel olarak yatırım ve tasarrufa yönelik hizmetler sunmaktadır (Lök, 2018b: 141). 2017 yılı itibariyle Türkiye de Kuveyt Türk Katılım Bankası ve Al Baraka Türk Katılım Bankası nın güç birliğinden doğmuş olan Katılım Emeklilik ve Hayat A.Ş., Ziraat Katılım Bankası nın katılım sigortacılığı ürünlerinin tanıtılmasına dönük acentelik faaliyetlerini yürüten Ziraat Hayat ve Emeklilik ile Ziraat Sigorta A.Ş., Vakıf Katılım Bankası bünyesinde kurulan Vakıf Emeklilik ve Hayat A.Ş. yapıları ile katılım faizsiz sigortacılığına uygun olan kooperatif sigortacılığı lisansı almış Koru ve Doğa Sigorta 2, 2016 yılında Türkiye Tarım Kredi Kooperatiflerine devredilen Bereket Emeklilik ve Hayat A.Ş. gibi katılım sigortacılığı hizmeti yapan şirketler bulunmaktadır (Özüdoğru, 2018: 10). Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nce yayımlanan katılım sigortacılığı verilerinin Ocak 2018 - Temmuz 2018 dönemine ait verileri incelendiğinde aktif olarak 7 şirketin bu alanda etkin olarak hizmet verdikleri açıkça görülebilmektedir (Türkiye Sigorta Birliği web sitesi). 5411 sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde Türkiye de özel finans kurumları 2005 yılında Katılım Bankalarına dönüştürülmüştür. 2007 yılında ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu yürürlüğe girmiştir. Türkiye de katılım sigortacılığı uygulamaları çok yeni başlamıştır, bu sebeple bu alanda Türkiye nin emekleme döneminde olduğu rahatlıkla ifade edilebilir. Dönemin Başbakanı Mehmet Şimşek, 2017 yılında dayanışma ve ortak risk yüklenimi esasına dayanan ve tekafül olarak isimlendirilen islami sigortacılığın finansal kapsam yönünden Türkiye'de dikkate değer bir güce sahip olduğunu dile getirmiştir. Ayrıca dünyada da son yıllarda önemli ilerlemeler kaydeden tekafül sisteminin, sigorta piyasasının çeşitlendirilmesi ve derinlik kazandırılması açısından Türkiye de de yeni finansal kaynaklar arasında sayıldığını belirtmiştir. Bu nedenle konuyla ilgili gelişmelerin Türkiye ekseninde yakından takip edildiğini ve tekafül uygulamalarının Türk sigorta sistemine kazandırılması gerekliliği vurgulanmıştır. Geleneksel sigorta ürünlerine faiz ve katılım ilkeleri hassasiyeti nedeni ile uzak duran bireyler ile ortak risk yüklenimi ve karşılıklı dayanışma ilkeleri bağlamında sigorta faaliyetinde bulunmak isteyenler için alternatif bir model olduğunu belirtmiştir (Kumcu ve Akıncı, 2017: 20). 543 İslami sigortanın Türkiye de gelişememesinin bir sebebi olarak mevzuatın bu konuyla ilgili olarak yeterli olmayışı gösterilir. Bazı yazarlar Türk Ticaret Kanunu ve Sigortacılık Kanunu nda açık hüküm bulunmasına ihtiyaç olmadığını, konuyla ilgili bir sınırlamanın bulunmamasının yeterli olduğunu savunmakta idi. Zaten 2010 yılında kurulan Neova Sigorta A.Ş. nin bu bakış 2 Doğa Sigorta ve Koru Sigorta kooperatif olarak çalışmaları sürdürmüş olmasına rağmen bu kooperatiflerinin genel kurullarının almış olduğu kararla 2017 yılı sonunda her ikisi de anonim şirkete dönüşmüştür (her iki firmanın da web sitesinden detaylı bilgilere ulaşılabilir). Dönüşüm sürecinde kooperatif yetkilileri ile yapılan görüşmede kooperatif olarak faaliyetlerin yürütülmesinde zorluklar yaşadıklarını ve bu sebeple anonim şirkete geçiş kararı alındığını ifade etmiştir.

açısının sonucu olduğu ifade edilebilir. Ancak bazı başka yazarlar da konunun açıkça düzenlenmemesinden dolayı sistemin uygulanmasının mümkün olmadığını savunuyordu (Sezal 2017: 1165; Özüdoğru 2018: 10). 2017 yılında katılım sigortacılığı uygulamalarına yönelik bağımsız bir düzenleme yapılmıştır. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan Katılım Sigortacılığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 20 Eylül 2017 de Resmî Gazetede yayımlanmış ve yayımı tarihinden üç ay sonra yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin amacının; katılım sigortacılığının işleyişi, gelişimi, sağlıklı bir şekilde takip edilebilmesi ve sistemin güvenirliğinin sağlanması ile katkıda bulunanların hak ve menfaatlerinin gözetilmesi açısından islami sigortacılık faaliyetine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu, yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde ise sigortacılık mevzuatının ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Yönetmelik, Türkiye de katılım sigortacılığı alanında faaliyette bulunan sigorta şirketleri ile katılım sigortacılığı sistemi içerisindeki gerçek ve tüzel kişileri kapsamaktadır. Yönetmelik on iki ana ve bir geçici maddeden oluşmuş, yönetim modelleri, likidite imkânı, fonların ayrıştırılması, bakiye iadesi ve değerlendirilmesi, danışma komitesi ve faaliyetleri, veri paylaşımı gibi konular bu maddelerde ayrıntılı biçimde belirlenmiştir (Lök, 2018c: 2028). 3.1.Sistemsel Olarak Katılım Sigortacılığı (Tekafül) Katılım Sigortacılığı, katılımcıların gönüllü katkı (teberru) (Karahan, 2015: 60; Öner, 2018: 77) ve karşılıklı yardımlaşma (teavün) (Çürük, 2013: 73) anlayışı ile bir araya gelmesi olarak ifade edilmektedir (www.tekafulsigorta.com, 2018). Katılım sigortacılığının temeli tarafların ortaklığıdır. Risk de şerikler arasında paylaştırılmaktadır. Katılım Sigortacılığının diğer bir özelliği de toplanan katkıların, faiz içermeyen yatırım araçlarında değerlendirilmesidir (Lök, 2018c: 2022). Katılımcıların gönüllü olmasını esas alan katılım sigortacılığı sisteminde toplanan katkılar, prim değil teberru, yani bağış olarak nitelendirilmektedir. Katılımcılardan toplanan bu bağışların mülkiyeti tamamen katılımcılara aittir. Ayrıca yatırım olarak nitelendirilen bu fonlar İslami kurallara uygun finansal araçlarla değerlendirilmektedir (Aslan, 2014: 5). Sistem temelde muhataplarına sigorta şirketlerindeki gibi teminat vermesine karşın, büyük şirketlere yüksek paralar kazandırmaktan ziyade sigortalıların paraları ile ekonomik faaliyetlerde bulunup aynı zamanda onlara ekonomik kazanç sağlamaktadır. Katılım Sigortacılığı sisteminin amacı, belirli bir risk grubundaki bireyleri bir araya getirerek karşılaşılan tehlikelerde oluşacak zararı en aza indirmektir. Bu sistemde risk bir diğeri adına üstlenilerek müşterek teminat sağlanır (Çalık, 2014: 98). 544 Katılım Sigortacılığının çalışma ilkesi, mütüel (karşılıklı, kooperatif) esaslara göre toplanan gelirin, İslami kurallara göre haram içermeyecek ve helal kazançlar elde edecek şekilde değerlendirilmesi ve nihai kazancın hakkaniyete uygun bir eşitlik içerisinde hak sahiplerine ödenmesi temeline dayanmaktadır. Aynı şekilde, zarar ortaya çıktığında da bu zararın ortakları arasında hakkaniyete uygun şekilde paylaştırılması ve karşılanması gerekmektedir (Üstün, 2014: 7). Katılımcı sigorta, kapsadığı dönem boyunca ticari girişimin bir ortağı gibi görev yapmaktadır. Bu durum karşılıklı kâr-zarar paylaşımını kabul ettiğinden, kâr-zarar ortaklığını andırmaktadır. Bu yönüyle Katılım Sigortacılığı sistemi, İslam Hukuku anlamında katılım bankacılığının gerektirdiği tüm kurallara uymakta ve yasaklardan tam anlamıyla kaçınmaktadır (Altıntaş, 2016: 124).

3.2.Katılım Sigortacılığının (Tekafül) Özellikleri ve Konvansiyonel Sigortadan Farkları Katılım Sigortacılığının özellikleri şu şekilde sıralanabilir (Lök, 2018c: 2022). Katılım Sigortacılığı, karşılıklı dayanışma esaslıdır. Yardımlaşma unsuru/amacı bulunmaktadır. Katılım Sigortacılığında faiz, kumar ve şüphe yoktur. Sigorta güvencesi verilen konularda dinen ahlak dışı ya da İslam da meşru görülmeyen ekonomik değerler konusunda dikkatli davranılmaktadır. Katılımcılarca ödenmiş olan katkıların bir kısmı veya tamamı diğer katılımcıları potansiyel risklere karşı güvenceye almak için Fona aktarılır. İslami sigorta şirketleri, mer i mevzuatın yanında, İslam Hukuku na uygun olarak oluşturulan Denetleme Kuruluna tabidir. Yani Fıkıh alanı ile ilgili hususlarda ihtisas sahibi bir danışma heyetinden hizmet alınmaktadır. Oluşturulan fon ile sermayedarların hesapları kesin bir şekilde ayrılmıştır. Bir bilanço ve iki gelir tablosu kullanılarak şirketin ve katılımcıların gelirleri ayrı hesaplanır. Bazı ülkelerde İslami Finansal Kuruluşlar İçin Muhasebe ve Denetim Kurumu standartlarının uygulanması gerekir. Fondaki herhangi bir artan değer sadece katılımcılar arasında Vekalet, Mudarebe veya öngörülen diğer modellerden birisi uyarınca paylaştırılır. Katılımcılar açısında bir açık oluşması durumunda, Fonu yöneten İslami sigorta Operatörü katılımcıya Karz-ı Hasen denilen faiz içermeyen borç vermektedir. 545 Katılımcıların ve hissedarların tasarrufları İslami kurallara uygun yatırımlarda değerlendirilir. İslami sigorta şirketleri, İslami ilkeler doğrultusunda faaliyet gösteren Retekafül sirketlerine sahiptir. Katılım sigortacılığının konvansiyonel sigortadan farkları aşağıdaki tablodaki şekilde özetlenebilir (Tolefat ve Asutay, 2013: 46-47; Aslan, 2015: 101): Özellik İslami Sigorta Konvansiyonel Sigorta Sözleşme Bağış ve Acente ya da kar/zarar sözleşmesinin birleşiminden oluşan karma bir yapıya sahiptir. Şirket Pay sahipleri katılımcıların adına bir acente gibi hareket eder ve sigortacı yerine Sigortalıların poliçeleri alıcısı olduğu bir satın alma sözleşmesidir. Sigortalılar ve şirket arasında birebir bir ilişki mevcuttur.

operatör/işletmen adlandırılır. olarak Underwritting Zararı Katılımcılar oluşturulan fonun Sigorta şirketindeki pay da sahibi olduğu için sahipleri underwriting riskini underwriting riski de üstlenir. katılımcılardadır. Katkı (Teberru ) /Prim Tekafül tümüyle gönüllülük Sigortacıların teminat için esasına dayanmaktadır. Bu ödediği meblağa prim denilir. sebeple toplanan katkılar bağış niteliğindedir. Katkı(Teberru ) /Prim Peşin veya taksitler halinde Sigorta şirketi, sigortalıların Ödenme Şekli ödemeler yapılabilmektedir. ödemiş olduğu primlerin Katkı (Teberru ) /Prim Toplanan katkılar sahibidir. Ödenen primlerin sahipliği 546 Sahipliği katılımcıların ortak sigorta şirketine aittir. sahipliğinin olduğu tekafül fonuna aktarılmakta ve operatör tarafından yönetilmektedir. Katkı(Teberru ) /Prim Gecikme durumunda faiz Katkıların geç ödenmesi Ödemesinin Gecikmesi işletilemez. halinde faiz söz konusu olur. Sigorta Rizikosu Katılımcıların rizikosu ortak Sigortaların rizikosu fon havuzuna aktarılır. sigortacılara kaydırılır. Prim Fazlası ve Rezervler Underwriting fazlası üzerinde Sigortacı, rezerv ve artan katılımcıların birlikte katkıların sahibidir. mülkiyeti vardır. Yatırım Tekafül fonundaki ve pay Yasal düzenlemelerde sahiplerinin fonundaki belirlenen kurallar dışında varlıklar İslami usullere uygun herhangi bir sınırlama yoktur.

yatırım yönlendirilir. araçlarına Yasal Düzenleme İslami sigorta için oluşturulan düzenlemeler ülkeler arasında birbirinden farklılaşmaktadır. Belirlenen (seküler) yasal düzenlemelere tabidir. Muhasebe Bir bilanço ve iki gelir tablosu mevcuttur. Şirketin ve katılımcıların gelirleri ayrı hesaplanır. Birçok ülkede AAOIFI standartlarının uygulanması gerekir. Şirketin birer bilançosu ve gelir tablosu vardır. Reasürans / Retekafül Katkıların retekafül şirketine devredilmesi gerekmektedir. Ancak retekafül şirketinin yokluğu durumunda İslam hukukçuları belli şartlarla tekafül şirketlerinin konvansiyonel reasürans şirketleriyle çalışmasına müsaade etmiştir. Primler (ve risk) reasürans şirketine devredilir. 547 3.3.Katılım Sigortacılığı (Tekafül) Modelleri Tarihsel gelişimi 1900 lü yıllara dayanan katılım sigortacılığı, ülkelerin ve bölgelerin ihtiyaçları doğrultusunda çeşitli birçok uygulama ile zaman içerisinde hızla yayılmıştır. Aslında Hz. Muhammed dönemi İslam hukuku uygulamalarına bakıldığında akile (Gemici, 1998: 4 vd.; Hussain, 2012: 83) adıyla bilinen ölümle sonuçlanan veya sakatlık vb. hallere karşı oluşturulan havuzdan bu zararların karşılandığı sisteme kadar tarih gerilere götürülebilir (Aslan, 2014: 4). Sigorta şirketlerinin topladığı fonları, faizsiz araçlarda değerlendirilmesi, zarar ve sorumluluğun katılımcıların katkı paylarına göre bölüştürüldüğü sigorta modelleri ile sigortalıların kâr amacı olmadan bir araya gelerek oluşturduğu kooperatif sigortacılığı modelleri katılım sigortacılığı uygulamalarına örnek olarak verilebilir (Özüdoğru, 2018: 8). Dünya çapında katılım sigortacılığı şirketleri tarafından kabul edilmiş birkaç tekafül operasyonel model bulunmaktadır. Tekafül sigortacılık sisteminin uygulama esasları incelendiğinde farklı şekillerde uygulanan modellerin olduğu görülmesine karşın, dayanışma esasına dayanan bu sistemde temel olarak Mudarebe (Kâr Paylaşımı) Modeli, Wakalah-Wakıf Modeli, Wakalah (Vekâlet) Modeli ve

Hibrid (Karma) Modeli olarak adlandırılan dört temel Tekafül esasına dayalı model öne çıkmaktadır (Tolefat ve Asutay, 2013: 13-17); Mudarebe (Kâr Paylaşımı) Modeli Mudarebe kavramının temelinde sermaye ve teknik bilgiyi mülkiyetinde tutan karşılıklı iki tarafın ortaklaşa bir projeyi gerçekleştirmeleri esastır. Bu modelde sermaye sahibine rabbülmal, işletmeciye ise mudarib (Abdul Wahab, Lewis and Hassan, 2007: 377; Al- Shamrani, Ali Saeed, 2014: 57) adı verilmektedir. Türkiye de kâr-zarar ortaklığı olarak tanımlanan Mudarebe, taraflardan birinin emeğini, diğerinin sermayesini ortaya koyarak oluşturdukları ortaklıktır (Lök, 2018c: 2023). Bu modelde katkılar ve yatırım gelirleri; tazminat ödemelerinde, retekâfül 3 giderlerinde ve hasarlarla ilgili diğer masrafların ödenmesinde kullanılmaktadır. Masraflar ödendikten sonra gelirden bir bakiye kalması durumunda bu tutar önceden anlaşılarak poliçe üzerine yazılan bir oran dâhilinde poliçe sahipleri ve şirket arasında paylaşılır. Bununla birlikte, şirketin kazancı garanti edilemez; zira yıl sonuna gelindiğinde yatırım geri dönüşü ya da bağış fazlası olmayabilir. Böyle bir sonuç ortaya çıktığında risk tamamen sermayedara ait olup uzmanlığını ortaya koyan ve bunun bir yararını görememiş olan tarafa ayrıca bir yük yüklenmez (Özüdoğru, 2018: 8). Bu model tek bir sözleşme yatırım ve sigortacılık faaliyetlerini kapsamakta ve kar paylaşım modelinin uygulanmasının en fazla Malezya da olduğu görülmektedir (Aslan, 2015: 104). Türkiye de ise müşterilerinden topladıkları vadeli fonları Mudarebe usulüne göre işletmekte olan Katılım Bankaları vade sonlarında müşterilerle hesap açılışında anlaştıkları gibi çeşitli oranlarla kâr paylaşımı yapmaktadır. Mudarebe sisteminde Katılım Bankaları müşterilerinden topladıkları fonları Mudarib olarak toplarken, çeşitli yatırımlara sermayedar (rabbül-mal) olarak katılabilmektedirler. Diğer bir deyişle Katılım Bankaları, bu sistemde emek sahibi olabileceği gibi, sermaye sahibi de olabilmektedir (Odabaşı, 2010: 30). 548 3 Tekâfül şirketleri katılımcıları korumak için, ayrıca kendini aslında bir İslâmî sigorta şirketleri olan ve amacı İslâmî sigorta şirketlerinin risklerini paylaşmak olan retekâfül şirketine sigorta ettirmektedir. Bunun nedeni, şirketin koyduğu karz ile katılımcıların ödediği katkıların eksik kalması durumunda ortaya çıkacak tazminin ifâsını engelleyecek durumlara karşı tedbirli davranmaktır. Retekâfül şirketleri de tekâfül şirketleri gibi İslâmî esaslara göre kurulur ve işletilir. Her aşamayı denetlemek ve bu esasların uygulanmasını sağlamak için danışma komiteleri kurulmaktadır. Bu komiteler sayesinde yapılan işlemlerin sıhhatli bir şekilde yürütülmesi sağlanır. Bu görüş için bkz. Selçuk, 2017: 356.