T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Özlen Kavalalı Müsteşar Yardımcısı V.
50 yıldan fazla bir geçmişe sahip Türkiye-AB ilişkileri günümüzde her iki tarafın da yararına olan kazan-kazan ilişkisine dayanmaktadır. 1963 yılında başlayan ortaklık ilişkisi, 1996 yılında gerçekleştirilen gümrük birliği, 1999 yılında Türkiye nin aday ülke ilan edilmesi, 2005 yılında katılım müzakerelerinin başlaması. Sayın Cumhurbaşkanımız 2014 yılını Avrupa Yılı ilan etmiştir. 62. Hükümet Programında AB ye stratejik hedef vurgusu yapılmıştır
AB açısından 2014 yılının temel özelliği ise, Birliğin yeni çehreye kavuştuğu bir yıl olmasıdır. 22-25 Mayıs 2014 tarihlerinde 28 AB üyesi ülkede Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılmıştır. Avrupa Komisyonu nun yeni başkanı Jean-Claude Juncker ve yeni Komisyon 1 Kasım 2014 tarihinde göreve başlamıştır. Yeni Komisyon da Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu Komisyon üyeliğine Avusturyalı siyasetçi Hahn atanmıştır. AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcilsi olarak İtalya eski Dışişleri Bakanı Federica Mogherini 1 Kasım da, AB Zirvesi Başkanı olarak Polonya eski Başbakanı Donald Tusk 1 Aralık da göreve başlamıştır.
KATILIM MÜZAKERELERİNDE MEVCUT DURUM 4
AB ye katılım sürecindeki konjonktürel sorunlara rağmen AB standartlarına ulaşmak konusunda Türkiye nin iradesi güçlü bir biçimde devam etmektedir. Türkiye-AB ilişkileri «kazan-kazan» anlayışına dayanmaktadır. AB müktesebatı çerçevesinde yapılan siyasi, ekonomik ve sosyal reformlar Türkiye yi köklü biçimde değiştirmekte, ayrıca Türkiye nin bölgesinde ve uluslararası platformda daha güçlü bir ülke olmasını sağlamaktadır. AB süreci, Türkiye nin iç ve dış politika vizyonunun en temel dinamiklerinden biridir.
AB ye katılım sürecine ilişkin güçlü irademiz, yeni «Avrupa Birliği Stratejisi» ile ortaya koyulmuştur. Avrupa Birliği Stratejisi 3 ana bölümden oluşmaktadır: 1- Siyasi Reform Süreci 2- Katılım Sürecinde Sosyo-Ekonomik Dönüşüm 3- AB İletişim Stratejisi
SİYASİ REFORM SÜRECİ Hukuk devleti, demokratikleşme, temel hak ve özgürlükler alanında gerçekleştirilen reformların daha ileri seviyeye taşınması, Elde edilen kazanımların sağlamlaştırılması ve kalıcı hale getirilmesi. AB süreci, bugüne kadar gerçekleştirilen siyasi reformlara ivme kazandıran bir unsurdur. - Uluslararası anlaşmaların hukuk sistemimizdeki yerinin kuvvetlendirilmesi, - İnsan hakları alanında ileri düzeyde kurumsallaşma, - Kadın-erkek eşitliğinin geliştirilmesi, - Dernek ve vakıfların faaliyetlerinin kolaylaştırılması, - Farklı dil ve lehçelerin toplumsal alanda kullanılması, - Gayrimüslim cemaat vakıflarının mal edinmeleri ve malları üzerinde tasarrufta bulunmaları
SİYASİ REFORM SÜRECİ 12 Eylül darbesi döneminin izlerinin silinmesi, o dönemin izlerini taşıyan tüm mevzuatın gözden geçirilmesi, AB müktesebatı çerçevesinde reform sürecinin kesintisiz devamı, bu kapsamda 23. Yargı ve Temel Haklar ve 24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik Fasıllarında AB müktesebatına uyum seviyesinin yükseltilmesi, Demokratikleşme Paketi çerçevesinde atılan adımların daha da geniş boyutlara taşınması, insan hakları alanında kurulan kurumların geliştirilmesi ve daha etkin çalışmasının sağlanması, AB ile başlatılan Vize Serbestisi Diyaloğu çerçevesinde vatandaşlarımızın önündeki vize engelinin kaldırılması.
SİYASİ REFORM SÜRECİ Siyasi reform sürecinde önemli bir rol üstlenecek olan Reform Eylem Grubu İlk toplantısı 8 Kasım 2014 de Ankara da gerçekleştirildi - Adalet Bakanlığı - Avrupa Birliği Bakanlığı - Dışişleri Bakanlığı - İçişleri Bakanlığı
KATILIM SÜRECİNDE SOSYO-EKONOMİK DÖNÜŞÜM Siyasi reform sürecinin yanı sıra katılım sürecinde yaşanan sosyo-ekonomik dönüşümün sürdürülmesi ve güçlendirilmesine yönelik önceliklerimizi ortaya koyan bir yol haritası ihtiyacı, 2008 yılında hazırlanan Ulusal Programın güncelliğini yitirmesi, 2010-2011 dönemi için hazırlanan Eylem Planının yenilenmesi. 2 aşamalı «AB ye Katılım İçin Ulusal Eylem Planı» - 1. aşama: Kasım 2014-Haziran 2015-2. aşama : Haziran 2015-2019 dönemi
KATILIM SÜRECİNDE SOSYO-EKONOMİK DÖNÜŞÜM Kasım 2014-Haziran 2015 dönemini kapsayan 1. aşamada 36 kanun, 142 ikincil mevzuat ve 39 kurumsal yapılanma çalışması - Kişisel Verilerin Korunması Kanunu - Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanunu - İnsan Ticaretiyle Mücadele ve Mağdurların Korunması Kanunu - Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulmasına Dair Kanun - Karayolları Trafik Yönetmeliğinde değişiklik yapılması - Motorlu araçlarda yakıt türlerinin kalitesinin artırılmasının düzenlenmesi - Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (RG 5 Kasım 2014)
KATILIM SÜRECİNDE SOSYO-EKONOMİK DÖNÜŞÜM Haziran 2015-2019 dönemini kapsayan 2. aşamada 53 kanun, 246 ikincil mevzuat ve 136 kurumsal yapılanma çalışması - Sınır Güvenliği Teşkilatı Kanunu - Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu - Suç Mağdurlarına Yardım Kanununda değişiklik - Çevresel Sorumluluk Kanunu - Su Ürünleri Kanunu
KATILIM SÜRECİNDE SOSYO-EKONOMİK DÖNÜŞÜM AB ile ilgili çalışmaların koordinasyonu konulu Başbakanlık Genelgesi (RG 25 Eylül 2014) Türkiye nin AB ye katılımı stratejik bir hedef olup bu süreçte katedilecek ilerlemeler daha da büyük önem kazanmıştır. Önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek çalışmalar Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye'nin Avrupa Birliği Stratejisi doğrultusunda yürütülecektir. AB müktesebatına uyum çerçevesinde hazırlanan mevzuat taslakları hakkında Avrupa Birliği Bakanlığının görüşlerinin alınması zorunludur.
Türkiye, katılım müzakerelerinde yaşanan sorunlara rağmen, AB için önemli bir stratejik ortak olmaya devam etmektedir. Türkiye için AB üyeliği stratejik bir hedeftir ve süreç kararlılıkla sürdürülmektedir. AB sürecinin bizim için en önemli boyutu ülkemizde yaşanan siyasi ve sosyal dönüşümdür. AB müktesebatı çerçevesinde yapılan siyasi, ekonomik ve sosyal reformlar bir taraftan Türkiye yi köklü bir biçimde değiştirmekte, öte yandan Türkiye nin hem bölgesinde, hem de uluslararası sistemde çok daha güçlü bir ülke olmasını sağlamaktadır. AB süreci çevreden, ulaştırmaya, sosyal politikadan, gıda güvenliğine pek çok alanda vatandaşlarımızın yaşam standartlarını değiştiren toplumsal bir dönüşüm projesidir.