Şule Yayınları Doğu Klasikleri Dizisi Orijinal İsmi: Kelile ve Dimne Editör, A. Ali Ural



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kelile ve Dimne nin tercüme serüveni. Ahlâk ve siyaset

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

A- ESERİN ASIL DİLİ, ADI VE YAZARI

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Birinci İtiraz: Cevap:

TÜM BİLGİLER KESİNLİKLE GİZLİ TUTULACAKTIR. Anketi Nasıl Dolduracaksınız? LÜTFEN AŞAĞIDAKİ HİÇBİR İFADEYİ BOŞ BIRAKMAYINIZ. İsim:... Cinsiyet:...

Tokat Plevne İmam Hatip Ortaokulu Öğrencilerinin Sorularına cevaplarımız

Tarihin Gölgesinde Me ahir-i Meçhûleden Birkaç Zât Türk Kültürü Dergisi, .A.,

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı

GÜNLÜK (GÜNCE)

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine)


ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. : Şüpheli hakkında suç duyurusu dilekçemizin sunumudur.

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies. Celal Bayar dan İsmail Efe ye Bir Mektup

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI

1. Soru. Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın sonuç cümlesi olabilir? olaylara farklı bakış açılarıyla bakalım. insanlarla iyi ilişkiler kuralım.

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

DEDELER İLKOKULU

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam)

Anlamı. Temel Bilgiler 1

5. SINIF 4.ÜNİTE: KURAN DA KISSALAR. 1. Geçmiş peygamberlerden ve olaylardan bahseden haberlere ne denir? a) Olay b) Haber c) Hadis d) Kıssa

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

TEMEİ, ESER II II II

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s.

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

KUR AN ve SAHÂBE SEMPOZYUMU

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME. ТУРКИЙ ТAФСИР (XII-XII acp) *

Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım.

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

AHMEDÎ ve DÂSİTÂN-İ TEVÂRİH-İ MÜLÛK-İ ÂL-İ OSMAN

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? By Alia RİOR. Alia RİOR

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Biz yeni anayasa diyoruz

M14 esnevi den (şirli) r H i k â y ele

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

İÇİNDEKİLER. Takdim...7 Önsöz...9 Kısaltmalar I. DEVLET...13 Adâletnâme...15 Kanun...19 Kanunnâme...29 Padişah...43

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

stratejik saiklerle bu ülkeyi çok daha yakından tanımak durumundadır. Bu çalışmanın, söz konusu ihtiyaca hizmet etmesi umulmaktadır.

Transkript:

Şule Yayınları Doğu Klasikleri Dizisi Orijinal İsmi: Kelile ve Dimne Editör, A. Ali Ural Son Okuma: Elif Eda Tartar Ofset Hazırlık: Çiftçi Kardeşler Kapak: Ramazan Erkut Baskı-Cilt: İstanbul Matbaa ve Mücellit Şule Yayınları Alayköşkü Cad. No:2-4 Kat 3 Cağaloğlu - İstanbul Tel: 0212. 528 23 57-528 11 46 Fax: 528 25 89 web: www.kitapkulubu.com e-mail: suleyayin@superonline.com

Beydebâ-İbnü'l-Mukaffa KELİLE VE DİMNE Çeviri-înceleme Said Aykut - 2. Baskı - ŞULE YAYINLARI Temmuz 2003

İÇİNDEKİLER Sunuş Giriş Kelile ve Dimne'de Okumuş-Sultan İlişkisi Mukaddime Berzeveyh'in, Bu Kitabı Elde Etmesi İçin Hindistan'a Gönderilmesi Babı Kitabı Çeviren Abdullah İbnü'l-Mukaffa'nın Takdimi Berzeveyh Babı Arslan ile Öküz Babı Dimne'nin Durumunun Araştırılması Babı Tasmalı Güvercin Babı Baykuş ve Kargalar Babı Maymun ile Kaplumbağa Babı Âbid ile Gelincik Babı Tarla Faresi ile Kedi Babı Hükümdar ile Kuş Fenze Babı Arslan ile Âbid Çakal Babı îlâz, Bilâz ve îraht Babı Dişi Arslan, Avcı ve Çakal Babı Zâhid ile Misafir Babı Seyyah ile Kuyumcu Babı Şehzade ile Arkadaşları Babı Güvercin, Tilki ve Balıkçıgil Babı Kitabın Sonu

SUNUŞ Kelile ve Dimne yüzyılların eskitemediği bir siyaset ahlâk kitabı. Her ne kadar sadece masal kitabı olarak telakki edildiği, zaman zaman yapılan ihtimamsız çevirilerle özünden çok şey kaybettiği ve sıradanlaştırıldığı gerçeği ile yüz yüze gelsek de eseri yeniden ele alma ve doyurucu bir girişle Türk okuruna sunma arzumuz asla pörsümemişti. Zira Kelile ve Dimne'nin mesajı hâlâ tartışılmakta olan bir mevzu ile ilgiliydi: Aydının otoriteyle ilişkisi nasıl olmalıdır? Otorite sırf öğütle doğruya yönlendirilir mi? Siyasette entrikanın yeri ne, ahlâkın yeri ne? İşte bu sorular elinizdeki kitabın derin yanına işaret ediyor. Oysa bugüne kadar Kelile ve Dimne'nin kıssa yönü öne çıkarıldı. İbnü'l-Mukaffa, çevirdiği ve yer yer eklemelerle mükemmel hale getirdiği kitabın akıbetini sezdiği için olsa gerek daha en başta okuma rehberi koymuş, okuyucuları kısımlara ayırmış. Biz de Kelile ve Dimne'yi bu defa farklı bir gözle okuyun diye Arapça aslından çevirttik ve geniş bir incelemeyle sunduk. Bu yönüyle Türkçedeki en itinalı çeviri ve inceleme budur diyoruz.

GİRİŞ Kelile ve Dimne tarih boyunca en çok okunan, çevrilen ve uyarlaması yapılan üç-beş kitap arasındadır. Temel konusu ahlak ve siyâsettir. Hükümdar ile aristokrat bir aydın arasında vuku bulması temenni edilen istişare sohbetleridir eserin özü. Otorite kaynağına yakınlık, uzaklık; otoritenin devamını sağlayan temel ilkeler; halk -hükümdar ilişkisi, hükümdar vüzerâ ilişkisi, siyâsî ihtiraslar, ehliyet, beceriklilik, ihanet; hile v.b. konular kitap boyunca uzayan sohbetin temel mevzûl arıdır. Bu kitapla ilgili araştırma yapanların en ünlüleri; Sil vestre de Sacy, Henry Zotenberg, J. Hertel, Th. Benfey, Theodor Nöldeke, Cari Brockelmann, Keith-Falconer, Wil liam Wright, Ignazio (büyük) Guidi, Papaz Luis Şeyho el Mardînî ve Ludwig Kosegarten'dır. 1 Luis Şeyho dışında Araplardan Kelile ve Dimne üzerine - oryantalistler kadar Bu saydıklarımız, Mardinli Papaz Luis Şeyho hâriç Avrupalı oryantalistlerdir. Geçen asırda ve bu asrın ilk yarısında yaşamışlardır. Ayrıntılı bilgi için şu kitaplara bkz.; Dr. Abdurrahman Bedevi, Mevsûatu'1-Müs teşrıkîn, Beyrut, Daru'1-Ilm 1993; Necib el-akikî, el- Müsteşrkûn, (3 cilt) Kahire, Dâru'l-Maârif, 1980; Luis Şeyho ve Arap kültürüne katkıları için bkz.; Hannâ el-fâhûrî, el-câmi fi Târihi'l-Edebi'l- Arabî, Beyrut, 1995, c. 2, s. 287.

muvaffakiyetli olmasa da - görüş serdedenler arasında şunları sayabiliriz: Mahmud Teymûr, Abdullah Mahmud İsmail, Dr. Muhammed Sabri, Tâhâ Hüseyin, Abdulvahhab Azzam, Muhammed Kürd Alî, Hannâ el- Fâhûrî ve Muhammed el-marsafî. 2 A- ESERİN ASIL DİLİ, ADI VE YAZARI Bu kitap ikibin sene önce -Berzeveyh'e göre- Beydebâ ya da Bidpâ isimli bir Hint bilgesi tarafından Debşelîm adlı Hint kralına Sanskritçe olarak sunuldu. Rivayetlere göre Makedonyalı İskender'in gidişinden sonra halkın başına geçen Debşelîm sınır tanımaz bir despot olmuştu. Beydebâ, bu azgını usûlüne uygun bir şekilde uyarmak, hatâlarından vazgeçirmek için bu kitabı yazdı. Eski çağların brahmanları gibi o da öğütlerini hayvanların dilinden verdi. Bilindiği gibi brahmanlar ruh göçüne inandıkları için hikmeti ve nükteyi hayvanların ağzından vermekteydiler. 3 İslam Ansiklopedisi'nin Cari Brockelmann tarafından hazırlanan Kelile ve Dimne maddesinde eserin Sanskritçe adının "Karataka ve Damanaka" olduğu belirtiliyor. Bunlar başkahraman olan iki çakalın isimleridir. Th. Benfey'in, Sanskritçe'den yaptığı çevirinin giriş kısmında uzun uzadıya değindiği gibi Avrupa, hatta dünya edebiyatında hayvanların konuşturulduğu masal motiflerinin kaynağı Hindistan'dır. 4 Eserin aslına dair ilk ciddi çalışma Hertel tarafından yürütülmüştür. İlk bulgular, bir giriş ile her biri "tantra" yani "insan zekasının kullanacağı hal" adını taşıyan beş kitaptan ibarettir. En eski düzenleme Tantrâkhyâyika adını taşır. Bunun ikinci bir şekli de Pançatantra adını taşımakta ve 2. Bkz.; Hannâ el-fâhûrî, a.g.e., c. l, s. 550 3. Bkz.; Kitâbu Kelile ve Dimne, (el-marsafî tarafından incelenen nüsha) Beyrut, 1994, s. 5 4. Bkz.; Th. Benfey, Pantschatantra (fünf Bücher Indischer Fabeln) Märchen und Erzâhlungen, 2 cilt, Leipzig, 1859

Hindistan'da yaygın bir halk kitabı olarak sayısız varyantı bulunmaktadır. 5 Berzeveyh ya da Burzöe ilk beş bölümü Pançatantra'dan çevirdikten sonra esere diğer Hint masallarını da kattı. Sonradan eklenen bu üçünün kaynağının Mahâbhârata olduğu anlaşılmıştır. 6 Daha sonra gelen iki bölüme ise Pançatantra'nın daha yeni bir şekli olan Hitopadesa'da tesadüf edilmiştir. 7 O halde elimizdeki Kelile ve Dirime kitabının geri kalan kısımları Berzeveyh ve İbnü'l-Mukaffa tarafından yazılmıştır. Bunlar, zamanın icabına göre bazı eklemeler ve tadilattan ibarettir. Konunun uzmanlarından olan Prof. J. Hertel'e göre kitabın tümünün yekpare halde Sanskritçe olarak bulunamaması akla iki ihtimali getirmektedir: ya bir bütün teşkil ediyordu, Berzeveyh çeviriyi bu bütünden yaptı ve o bütün sonradan parçalandı; yahut Berzeveyh konuya uygun bölümleri çeşitli kitaplardan derledi. Elimizdeki Kelile ve Dinine, İbnü'l-Mukaffa tarafından Berzeveyh'den çevrilen ve bazı değişiklikler yapılan nüshadır. Kitabın çevirileri kısmında bu mevzuyu işleyeceğiz. B- KİTABIN SANSKRİT DİLİNDE DAĞINIK HALDE BULUNAN BAB İSİMLERİ Bunlar, her biri kendi içinde başka hikayelere açılan 12 bölümdür. el-marsafî bunları şöyle sıralıyor: 1) Arslan ve Öküz 2) Gerdanlı Güvercin [Yahut Tasmalı Güvercin] 5. J. Hertel, Tantrakhyayıka, die alteste Fassung deş Pancatantra (Sanskritçe'den çeviri, giriş ve notlar ile) Leipzig ve Berlin 1909, ayrıca bkz.; Hertel, Pancatantra, Harvard Oriental Series, XI-XIV 6. Theodor Nöldeke, Burzöes Einleıtung zu dem Buche Kalila wa Dimna (Schriften der Wissensch. Gesellesh. Strassburg, bölüm: 12, Strassburg, 1912) 7. Bkz.; Kelile ve Dimne, el-marsafi neşri, s. 7

3) Baykuşlar ve Kargalar 4) Maymun ile Kaplumbağa 5) Âbid ile Gelincik 6) Tarla Faresi ile Gelincik 7) Hükümdar ile Fenze Adlı Kuş 8) Arslan, Âbid ve Çakal 9) Dişi Arslan, Avcı Süvari 8 ve Çakal 10) îlaz, Bilaz, îraht 11) Gezgin ile Kuyumcu 12) Şehzade ve Arkadaşları 9 C- ESERİN ÇEVİRİLERİ Kuşkusuz Kelile ve Dimne'yle ilgili araştırmalarda asıl çaba; hangi dillere çevrildiği, bu çevirilerde ne türden tadilat yapıldığı ve ilk çevirilerinin hangileri olduğu mevzularında yoğunlaşmıştır. 1- TİBETÇETE YAPILAN ÇEVİRİ En eski çeviri budur. Araştırmacılar bu çevirinin cüzî bir bölümüne ulaşabildiler. Anton Şefner, bulunan parçaların Kelile ve Dimne'ye benzediğini farketmiştir. 10 2- PEHLEVÎ DİLİNE (ESKİ İRAN DİLİ) YAPILAN ÇEVİRİ İran Kisrası Husrev Anûşirevan (531-579 m.) Pançatantra'nın eski bir şeklini çevirtmek için özel doktoru Berzeveyh'i 8. Metinde "isvar" kelimesi vardır. Bu, bildiğimiz atlı anlamındaki süvarinin o dönemdeki Arapça'ya aktarımıdır. Fransızcadaki Chavalier (şövalye) de bu eski Hint-Avrupalı kökten geliyor olmalı... Bu arada "şikar"ın av, "şikarî"nin de avcı anlamına geldiği göz önüne alınmalıdır. Belki eski zamanlarda ikisinin kökü de aynıydı. Kitap içinde de bu sözcüğün kullanımına bakıldığında hem at üstünde seyyar olma, hem de avcı olma vasıflarının beraberce kastedildiği anlaşılır. Kâfin, gaf'a, gafın ise vav'a ve ye'ye dönüşmesi çok rastlanan bir lisânı fenomendir. 9 Bkz.; Kelile ve Dimne, el-marsafi neşri, s. 6-7 10. Bkz.; Kelile ve Dimne, el-marsafi neşri, s. 8

(=Burzoe'yi) Hindistan'a gönderdi. Burzoe eseri Sanskritçe'den çevirdi ve esere başka Hint masalları da kattı. Sonradan katılanların ilk üçü Mahâbhârata'nın 12. kitabından alınmıştır. Burzoe, Sanskritçe'den Pehlevîce'ye yaptığı bu çevirinin başına kendi hayat öyküsünü ekledi; bilge vezir Buzurkmihr de ona şeref vermek için bunun altına imzasını koymuştur. 11 Eserin dünya dillerine çevrilişinde birinci durak işte bu Berzeveyh çevirisidir. Bugün Kelile ve Dimne adlı derli toplu bir kitap varsa, bu durumu önce Berzeveyh'e sonra da İbnü'lMukaffa'ya borçluyuz. Bu Pehlevîce nüsha, önce Süryânîce'ye sonra da Arapça'ya çevrilecek ve hakettiği üne kavuşacaktır. 3- SÜRYÂNÎCE'YE İLK ÇEVİRİ Burzoe'nin Pehlevî diline yaptığı çeviri ele geçirilemedi; ama aşağı-yukarı 570 m. de "Bûd" adlı bir müellif tarafından Süryânî diline yapılan çeviri ile ilgili bir yazma bulunabilmiştir. Bu yazma önce Mardin'de bir manastırda sonra Musul patriğinin kütüphanesinde muhafaza edilmiştir. Daha sonra Paris'te Graffin'in eline geçti. Sacy'nin bulduğu eksik nüsha sayesinde Bickell, eserin ilk neşrini yapabildi. 12 Süryânî dilindeki çeviride kitabın ismi Kalilag ve Damnag idi. Bu okuyuş Pehlevî diline daha uygundur. Sachau'ın Musul'da yaptırdığı üç yeni kopyaya başvuran F. Schultess çok daha sağlam bir metin ortaya koymuştur. 13 4- ARAPÇA'YA YAPILAN ÇEVİRİSİ Süryânîce çeviriden aşağı-yukan üç asır sonra Abdullah İbnü'l-Mukaffa, Burzoe'nin Pehlevîce çevirisini Arapça'ya 11. Theodor Nöldeke, Burzoes Einletung zu dem Buche Kalila wa Dimna (Schriften der Wissensch. Gesellesh. Strassburg, bölüm 12, Strassburg, 1912) 12. G. Bickell, Kalilag und Damnag, alte syrische Übersetzung deş Indisc hen Fürstenspiegels, Leipzig 1876. Bu ilk neşirde 10 bab vardır. 13. F. Schultess, Kalila und Dimna, Berlin 1911, (Süryânîce metin ve AI manca'ya çevirisiyle)

çevirdi. Esere özgün bir giriş ekledi. Burzöe'nin daha önce yaptığı girişe, dinlerle ilgili fikirleri kendisinin (İbnü'1-Mu kaffa'nın) soktuğu ileri sürülmüş ise de artık bu fikirlerin asıl (Pehlevîce) metinde mevcut olduğu kabul edilmektedir. İbnü'l-Mukaffa Pançatantra diye de adlandırabileceğimiz ilk beş kitabın sonuna kendi ilhamından doğmuş olan Dimne'nin muhakemesiyle ilgili bölümü eklemiştir. Zâhid ile Misafir bölümünü de onun eklemesi ihtimal dahilindedir. İbnü'l-Mukaffa çevirisinin tesiri, çok kısa bir zamanda Arap Edebiyatına yansıdı. Hatta bu dilde yeni versiyonlar doğurdu. Hikem ve Emsal kitaplarında bazan bir cümle bazan koca bir bölüm halinde Kelile ve Dimne'den alıntılar yer etmeye başladı. Kelile ve Dimne, üslûbu ve içerdiği düşünceleri ile Arapça'nın malı oldu. İbnü'l-Mukaffa gibi bir dâhi mütercim, ana fikri zedelemeden gerekli ilavelerde bulunarak öyle güzel çevirmişti ki bu eseri, hem yüksek tabakanın hem de halkın en sevdiği kitaplardan olmuştu Kelile ve Dimne... Silvestre de Sacy tarafından neşredilen İbnü'l-Mukaffa nüshasında mütercim İbnü'l-Mukaffa'nın girişinden önce meçhul bir müellifin; Sahvanoğlu Behnûd'un ya da Şahoğlu Ali el-fârisî'nin bir mukaddimesi vardır. Başka neşirler yapılmış ve yeni yazmalar basılmışsa da de Sacy'nin metni tekrar edilmiştir. 14 İbnü'l-Mukaffa'nın çevirisi daha sonra üç defa Arapça nazma dökülmüştür. Bunların ilki Abban el-lâhıkî tarafından yapılmıştır. (750-815 m.) İbnü'l-Habbâriye 1100'lere doğru bu manzum şekilden istifade etmekle birlikte İbnü'l-Mukaffa'nın metnine de dayanarak on gün içinde yeni bir nazım ortaya koymuştur. "Netâicü'l-Fıtna fî Nazmi Kelîle ve Dinine" adını alan bu eserin dili net ve hoştur. Daha sonra bu kitap, Abdülmü'min İbnü'l-Hasan b. el-hüseyin es-sıgânî tarafından tekrar nazma döküldü. "Dürrü'l-Hikem fî Emsâli'l- 14. İslam Ansiklopedisi, (Milli Eğitim'in Leiden baskısını esas alarak yaptığı eski ansiklopedi) 1967, c. 6, s. 554

Hünûdi ve'1-acem" adını taşıyan bu eser 1242 yılında tamamlanmıştır. 15 5- SÜRYÂNÎCE'YE İKİNCİ KEZ ÇEVRİLİŞİ Bir Süryânî papazı, 10. ya da 11. asırda Kelile ve Dimne'yi İbnü'l-Mukaffa'nın metninden, kendi kilisesinin dili olan Süryânîce'ye çevirdi. Kitaba Hristiyan rengi vermeye çalıştı. Metni genişletti. Bu çeviri, bazı kusurlarına rağmen metin tenkidi bakımından gerçekten kıymetlidir. Bu metni ilk neşreden William Wright'tır. 16 İngilizce'ye çeviren ise Keith-Falconer'dir. 6- FARSÇA'YA BİR KAÇ KEZ ÇEVRİLİŞİ Firdevsî'nin, Şehname adlı eserinde belirttiğine göre İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'si vezir Bal'amî'nin emri ile Sâmânî hükümdarı Nasr b. Ahmed (914-943) zamanında Farsça'ya çevrildi; fakat görünüşe göre bu tercüme tamamlanamadı. Yine Nasr b. Ahmed'in emriyle eser, şair Rûdâki (v. 916 m.) tarafından Farsça nazma döküldü. Fakat bundan geriye sadece Esedî'nin zikrettiği 16 beyit kalmıştır. 17 Kâtip Çelebi Keşfu'z-Zunûn'da bundan bahseder. 18 Daha sonra Nizâmeddin Ebu'l-Meâli Nasrullah b. Muhammed, İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sini 1140 civarında çevirdi, Gazne sultanı Behramşah'a takdim etti. Nasrullah, kendi yazdığı önsözde belagatın gösterişli bir nesre neler katabileceğine dair fikirlerim söyler. Ancak içeriği sâde ve ciddî olan Berzeveyh'in mukaddimesi sıradan bir düzyazıyla çevrilmiştir. Nasrullah'ın eseri hicrî 1282, 1304 ve 1305'te Tahran'da basılmıştır. 19 15. A. y. 16. William Wright, The Book of Kalilah and Dimnah, transl. from Arabıc into Syrıac, London 1884 17. İslam Ansiklopedisi 1967, c. 6, s. 554 18. ei-marsâfî, Kelile ve Dimne neşri, 1994, s. 19 19. E. G. Brown, A Literary History of Persia, Londan 1906, c. 2, s. 349

Nasrullah metninin manzum bir şekli, Sultan İzzeddin Keykavus (1244-1263) için, Mevlânâ'nın çağdaşı olan Ahmed b. Mahmud et-tûsî Kani tarafından Konya'da yapıldı. Ahmed b. Mahmud Moğollardan kaçarak memleketi Tûs'u terketmiş ve Konya'ya gelmişti. 20 Ancak bu Farsça manzum çeviri, Herat'ta Hüseyin Baykara'nın veziri olan ünlü şair Ali Şir Nevâî'nin saray vaizi Hüseyin Kâşifi çevirisiyle gölgede kaldı. Hüseyin Kâşifi (v. 1504 m.) Nasrullah çevirisini güzelce ıslah etmiş, eserine Hüseyin Baykara'nın başka bir veziri olan Süheylî'ye nisbetle "Envar-ı Süheylî" adını vermişti. Eserine başlarken önce Nasrullah'ın tumturaklı üslubunu eleştirmekte, kendisinin daha kolay bir nesirle kitabı anlaşılır hale getirdiğim iddia etmektedir. Oysa Kâşifî'nin üslûbu daha çetin, süslü, kapalı ve gariptir. 21 İşin enteresan yanı, bu tarz edebiyat son zamanlara kadar İran ve Hindistan'da popüler olduğu için eser büyük başarı kazandı, İngiltere'de basıldı; hatta Hint-İngiliz memurlarının Farsça imtihanları için örnek metin olarak kullanıldı! Kitabın ilk tam neşri Londra'da 1836'da yapılmıştır. Bu metin değişik Hint lehçelerine, Gürcüce'ye ve Avrupa'nın belli başlı tüm dillerine çevrildi. Hüseyin Vaiz Kâşifi, İbnü'l-Mukaffa'nın metnindeki dört mukaddime yerine yeni bir giriş kısmı koydu. Silvestre de Sacy, Turtûşî'nin Sirâcü'l-Mulûk adlı eserinde faydalandığı eski "Câvıdân-ı Hıred" karşısında olduğumuzu farzediyor. 22 Turtûşî'nin (1150 w) Câvidân-ı Hıred'den aldığı rivayet Hıdır b. Ali'ye dayanmaktadır. Ancak onun bir bütün olarak bu kitaptan faydalanmadığı gayet açıktır. Kâşifî'nin eserinde göze çarpan başlıklar tarafımızdan yapılan Turtûşî çevirisinin çeşitli bölümlerinde karşımıza çıkmaktadır. Yalnız içe- 20. E. G. Brown, A History of Pers. Literatüre under Tartar Dominion, Cambridge, 1920, s. 111 21. E. G. Brown, a. y, s. 503 22. Silvestre de Sacy, NE, X, l, 59

rikleri farklıdır. 23 Bizim görüşümüze göre Kâşifi, Envâr-ı Süheylî adlı eserinde Seâlibi gibi İran Kültürünü iyi bilen yazarlara dayanmış olmalıdır. Seâlibi bir çok eserinde hem Kelile ve Dimne'den alıntı yapar, hem de Kitâbü'1-Âyin gibi İb nü'1-mukaffa'nın Pehlevice'den çevirdiği eserleri kaynak olarak kullanır. Örnek olarak yine tarafımızdan çevirisi yapılan Âdâbu'l-Mulûk adlı eserinin çeşitli bölümlerine bakılabilir. 24 Envâr-ı Süheylî'nin süslü üslûbunu beğenmeyen Hindistan hükümdarı Ekber (1556-1605) veziri Ebu'l-Fadl'ı, eseri ıslah edip yeniden yazma işiyle görevlendirdi. Ebu'l- Fadl'ın kitabı lyâr-ı Dâniş adını taşımaktadır, 1578 yılında tamamlanmıştır. Asıl örnek olan Envâr-ı Süheylî'nin bölümleri muhafaza edilmiş, İbnü'l-Mukaffa'nın mukaddimeleri ile Berzeveyh'in (=Burzoe'nin) giriş kısmı tekrar konmuştur. Bu eser neşredilmemiş olsa bile Hâfızuddin'in bu çeviriden Urduca'ya yaptığı "Hırad Afrûz" adlı çevirisi, üslubunun güzelliğinden ötürü Th. Roebuck ve Eastwıck tarafından neşredilmiştir. 25 7- YUNANCA'YA ÇEVRİLİŞİ 11. asrın sonuna doğru Şit ben Simon, o sıralar sonraki ilaveleri taşımayan ama fareler kralı ile vezirleri bahsini ihtiva eden bir elyazmasından yararlanarak İbnü'l- Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sini gayet serbest bir üslûpla Yunanca'ya çevirmiştir. Eserine "Stefanites Kay Ikhnelates" adını verdi. Çünkü "Kelile" sözcüğünü Arapça "iklil"e (=olimpos, zeytin dalı) "Dimne"yi de "iz" anlamında yine Arapça bir kelimeye benzetmişti. 26 Bu nakil daha sonra Latinceye, Almancaya ve Slav dillerine çevrilmiştir. 27 23. Turtûşî, Sirâcü'l-Mulûk, çeviri ve notlandırma: Said Aykut, İstanbul 1995. 24. Ebu Mansur Seâlibî, Hükümdarlık Sanatı (Âdâbu'l-Mulûk) Çev. Said Aykut, İst. 1997 25. İslam Ansiklopedisi (Milli Eğitim neşri) c. 6, s. 555 26. Vittario Puntani, Quattrö recensioni della versione greca del Kitâb Ka lilah va-dimnah, (Soc. Asiat. neşriyatı) İtalya 1889 27. Bkz.; el-marsafî, Kelile ve'dimne, 1994, s. 19

8- İBRANÎCE'YE ÇEVRİLİŞİ VE BURADAN AVRUPA DİLLERİNE YAPILAN ESKİ ÇEVİRİLER 12. yüzyılın başlarında Rabbi Yûîl adlı bir Yahudi din adamı daha o zamanlar Berzeveyh'in vazifesine dâir şüpheli hikaye ile "Balıkçıl Kuşu ve Ördek", "Tilki ile Balıkçıl Kuşu" hikayelerini ihtiva eden nisbeten sağlam bir yazmadan faydalanarak İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sini İbranî diline çevirdi. J. Derenbourg bu çeviriyi, bize kadar gelen lakin baş tarafları oldukça bozulmuş bulunan yegâne yazmadan istifade ederek 13. asra ait Yakop ben el-âzer'in tercümesiyle beraber neşretmiştir. 28 Johannes de Capua 1263 ile 1278 arasında, Kardinal Ursinus'un ricası üzerine, Rabbi Yûîl'in eserini "Directorium vitae Humanae" adıyla Latince'ye çevirdi. 29 Rabbi Yûil'inkinin aynı olan bir metnin, ondan daha sadık bir üslûpla İspanyolca'ya çevirisi istisna edilirse batı Avrupa dillerine -yenileri hâriç- tüm çeviriler Johannes de Capua'nın Latince metnine dayanır. Bu metne istinaden kitap 1480 yılında Almanca'ya, 1493 yılında İspanyolca'ya, 1552 yılında İtalyanca'ya çevrilmiştir. Almanca çeviri esas alınarak kitap 1618 yılında Danimarka diline, 1623'te de Flemenkçe'ye çevrildi. 1552'de yapılan İtalyanca çeviriyi esas alan Sir Thomas North 1580 yılında eseri İngilizce'ye çevirdi. Bu versiyon, 1556 yılında da Fransızca'ya çevrildi. 30 9- LATİNCE'YE NAZIM OLARAK ÇEVRİLİŞİ Ortada 13. yüzyılda İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sinden çevrildiği kabuledilen Latince manzum bir eser vardır. Bu kitap "Baldos Alter Aesopus" adını taşıyor. 31 28. J. Derenbourg, Deux versions hebrâiques du Livre de Kalilah et Dim nah, Paris, 1881 29. Johannes de Capua, Directorium vitae humanae, neşreden: J. Derenbo urg, Paris 1887 30. el-marsafi, Kelile ve Dimne 1994, s. 24 31. el-marsafi, a.g.y.

10- İSPANYOLCA'YA ESKİ ÇEVİRİ 13. yüzyıl ortalarında Arapça'dan yapılan bu çeviri daha sonra Latinceye çevrildi. Buna "Raimond Nüshası" denilmektedir. Silvestre de Sacy bundan bahseder. 32 11- İNGİLİZCE VE RUSÇA'YA YAPILAN SONRAKİ ÇEVİRİLER Arapça metinden ingilizce'ye yapılan çeviri 1819 yılında Oxford'da basıldı. Mihail Ataya tarafindan Arapça'dan Rusça'ya yapılan çeviri 1889'da Moskova'da basıldı. 33 12- MOĞOLCA'YA YAPILAN ÇEVİRİ Muhammed Bekri soyundan gelen İftihâruddin Muhammed b. Ebî Nasr'ın Kazvin'de yaptığı Moğolca tercüme bugüne kadar gelememiştir. Hamdullah Mustavfî buna işaret ediyor. 34 13- HABEŞÇE'YE ÇEVRİLİŞİ İbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sinin bir Mısır nüshasından yapılan ve 1583 tarihli bir tetkikte zikredilmiş bulunan Habeşçe çeviriye henüz ulaşılamamıştır. 35 14- ESKİ MALAY DİLİNE YAPILAN ÇEVİRİ Malay dilindeki "Hikâyât Kelile dan Damina" şekli, İbnü'l-Mukaffa'nın eseri ile "Pançatantra"nın Tamilce'deki metninin karışmasından oluşan bir derlemeye dayanır. 1876'da Leiden'de Gongrijp tarafından basılmıştır. Bu eser sonradan tekrar Cava ve Madura dillerine çevrilmiştir. 36 32. el-marsafi, a.g.e. s. 25 33. el-marsafî, a.g.e. s. 26 34. Hamdullah Mustavfî, Tarih-i Güzide, neşreden: Browne, G. M. S. XIV, 844 v.d; Browne, A History of Persian Literatüre under Tartar Domini on, s. 93 35. İslam Ansiklopedisi (M. E baskısı) c. 6, s. 556 36. İslam Ansiklopedisi (M. E. baskısı) c. 6, s. 557

15- TÜRKÇE'YE YAPILAN ÇEVİRİLERİ İbnü'l-Mukaffa'nın eseri iki defa Nasrullah'ın Farsça'ya çevirisinden Doğu Türkçesine aktarıldı. Brockelmann bununla ilgili yazmaların Munich ve Dresden'de bulunduğunu belirtmektedir. 37 Kelile ve Dimne, Anadolu Türkçesine (belki de Türkçe'ye) ilk defa Aydınoğlu Umur Bey zamanında 1360 m. yılında Kul Mesud tarafından çevrilmiştir. Brockelmann bu çevirinin bir nüshasının Bodleiana'da bulunduğunu söylüyor. Düzyazı olarak yapılan bu çeviri meçhul bir müellif tarafından nazma dökülerek l. Murad'a (1359-1389) ithaf edildi. Brockelmann'ın bildirdiğine göre bu çevirinin aşağı yukarı yarısı olan bir yazma Gotha'da muhafaza edilmektedir. Daha sonra Ali Vâsi' ya da Ali Çelebi diye meşhur olan Sâlihoğlu Ali, Envâr-ı Süheylî'yi gayet süslü, cümle sonlan uyumlu bir nesirle Türkçe'ye çevirdi; "Hümâyunnâme" adını verdiği bu tercümesini, Kanunî Sultan Süleyman'a takdim etti. Bu kitap İstanbul'da ve Mısır-Bulak'ta defalarca basılmıştır. Bugün bile Beyazıt ve Kadıköy'deki sahaflarda rahatlıkla bulunabilir. Bir kitap kurdu olarak sizi temin edebilirim bu konuda... Hümâyunnâme çeşitli Avrupa dillerine çevrilmiştir. Devir Kanunî devridir ve Avrupalı, Türk zevkini, kültürünü, dilini öğrenmek için kıvranmaktadır. Hümâyunnâme çevirilerinin en ünlüsü Galland'ın Fransızca'ya yaptığıdır. Bu çeviri Gueulette tarafından 1724'te Paris'te basılmıştır. Ali Çelebi'nin dili ağır olduğu için meşhur Şeyhülislam Yahya Efendi, Hümâyunnâme'yi üçte bire indirerek sâde ve özet bir çeviri yapmıştır. 1726'da Kahire kadısıyken vefat eden Osmanizâde Sâib'de Hümâyunnâme'yi özetlemiştir. Keşfu'z-Zunûn'da Kâtip Çelebi'nin bildirdiğine göre bu çevirinin adı Zübdetü'l-Eshâr'dır. 37. İslam Ansiklopedisi (M. E. baskısı) c. 6, s. 555

Tanzimat devrinde Adanalı Ramazânizâde Abdünnâfi Efendi Hümâyunnâme'ye dayanarak "Nâfiu'1-Âsâr" adını verdiği manzum eserini oluşturmuştur. Bu eser 1266 h. (1849 m.) de yazılmıştır. Sonunda Ahmed Midhat Efendi bu işe de el atmış, Hümâyunnâme'yi hem özetlemiş hem de yeri geldikçe vaazlarla kitabı uzatmıştır. Ahmed Midhat Efendi'nin önsözünden anlaşıldığına göre Sultan 2. Abdülhamid Han, ona kendi kitaplığından gayet güzel bir nüsha vererek "bunu esas alıp sâde bir üslûpla özetle, sözü uzatma, kıssadan hisseyi çıkar" demiştir. Ahmed Midhat Efendi bu emre uyar, ama nasıl? Kitap, ne Kelile ve Dimne ne de Hümâyunnâme olarak kalır. Kitap, başlıbaşına değişik kaynaklardan toplanmış doğu ve Hint hikayeleriyle bunlardan çıkarılacak ibretleri ihtiva eden kalın bir derleme olmuştur. 1304 h.'de Matbaa-i Âmire'de basılan bu kitabın Arapça Kelile ve Dimne'yle hiç bir ilgisi yoktur. Zaten Arapça metinden de kalındır bu! Tabî, işin güzel yanı Ahmed Midhat'ın dilindeki sadeliktir. Genç, ihtiyar, öğrenci, öğretmen; o devirde herkesin okuyabileceği, -okumaya olan sevgi ve ilgisini artırabileceği- bir kitaptır karşımızdaki... Envâr-ı Süheylî, Taşkentli Muhammed Musa Bay tarafından doğu Türkçesine çevrilmiştir. Taşkentli Muhammed, Hümâyunnâme'den de faydalanarak yaptığı bu çeviriyi, Hoçentli Hattat Mirza Hâşim'e yazdırarak 1888'de taş-basma olarak neşrettirmiştir. Bu arada İbnü'l- Mukaffa'nın Kelile ve Dimnesi, Abdülallâm Feyzhanoğlu tarafından Kazan Türkçesi'ne çevrilmiş ve 1889'da Kazan'da basılmıştır. 38 Eserin, Türkiye'de Cumhuriyet'ten sonra da çevirileri yapılmıştır. Bazan birkaç hikaye alınıp çocuk kitabı olarak basılmış bazan da tamamı çevrilmiştir. Bunlar arasında en dikkat çekenleri şu üç çalışmadır: 38. İslam Ansiklopedisi (M. E. baskısı) c. 6, s. 556; V. Chauvn, Bibliographie des ouvrages arabes ou relatifs aux Arabes. 2, Kalilah, Leipzig 1897

Bedir Yayınlan tarafından neşredilen Salahaddin Alpay çevirisi, önsözünde de belirtildiği gibi "Envâr-ı Süheylî" çevirisi olmalıdır. İbnü'l-Mukaffa'nın metniyle uyuşmaz. Hatta giriş kısmı ve bazı tavsiyeler tamamen farklıdır. Dolayısıyla başlıklar ve hikayelerin yerleştirilmesi de farklıdır. İbnü'l-Mukaffa'da olmayan eklemeler vardır. İkinci ve en mühim çeviri Ömer Rıza Doğrul tarafından yapılmıştır. Temiz ve asla uygun bir çeviridir. Türkçeye de özen gösterilmiştir bu çeviride. Ancak ciddi bir incelemeden mahrumdur ve zaman zaman bazı uzun cümleler çok kısa ve özet mahiyetinde çevrilmiştir. Üçüncü çeviri H. Karaman-B. Topaloğlu tarafından yapılan çeviridir. Bu çeviri, eğitim amaçlı yapılan çevirilerdendir. Metne sadık kalınmış fakat Türkçe'den taviz verilmiştir. Eğitim amaçlı çevirilerde bu doğaldır. D- İBNÜ'L-MUKAFFA Kelile ve Dimne kitabının bu günlere ulaşmasını sağlayan müellif, İbnü'l-Mukaffa'dır. Hatta ona, bu kitabın yeniden doğmasını sağlayan kişi diyebiliriz. Daha önce de belirtildiği gibi, elimizdeki kitabın cihanşümul bir eser haline gelişi, onun sayesinde mümkün olmuştur. 720'li yıllarda doğan ve bir ihtimal 759 da vefat eden bu büyük mütercim-müellif hakkındaki temel malumat, Mesûdî'nin Murûcu'z-Zeheb'inden, İbnü'n-Nedim'in Fihrist'inden, Câhız'ın risalelerinden, Cehşiyâri'nin Kitabü'l- Vüzerâ'sın dan, Bâkıllânî'nin I'câzu'l-Kur'an'ından, Isfahanî'nin Kita bu'1-egâni'sinden, Birûnî'nin Tahkîku Mâ li'1-hind kitabından ve İbnü'l-Mukaffa'nın kendi kitaplarından elde edilebilir. Çağımızda İbnü'l-Mukaffa ile ilgili olarak araştırma yapmış, makale yazmış kişiler olarak şunları sayabiliriz: Ahmed Emin, Tâhâ Hüseyin, Zeki Mübarek, Abdüllatif Hamza, Muhammed Selim el-cûndî, Muhammed Kürd Ali, Abdurrahman Bedevi, Hannâ el-fâhûrî, Halîl Merdem, Ahmed el-iskenderî, Şeyh Tâhir el-kiyâlî, Abdülvahhab Az-

zam, Mahmûd Teymûr, Muhammed Sabri, Abdullah Mahmud İsmail, Muhammed el-marsafî ve Şevki Dîf. Oryantalistler arasındaysa Silvestre de Sacy, Brockelmann, Clement Huart sayılabilir. İbnü'l-Mukaffa'yla ilgili olarak kaynaklarda yeterli bilgi olduğu ve bu bilgi Müslüman yazarlarca işlendiği için oryantalistlere fazla müracaat etmeye gerek yoktur. Ayrıca onların aklayıcı ifâdelerine aldanıp İbnü'l-Mukaffa'nın ilhadını görmezden gelmenin de mânâsı yoktur. Asıl adı Dâzoye oğlu Rozbeh'tir. Kaynaklarda Ebû Muhammed Abdullah Rûzbîh b. Dâzûyeh İbnü'l-Mukaffa olarak geçer. "Rozbeh" Farsça "Kutlu" demektir. İranlı olup Gör şehrinde doğmuştur. (106 h./723-4 m.) Babası, vali Haccac b. Yusuf a bağlı bir vergi tahsildarıydı. Devlet malına hıyanet ettiği için takibata uğramış, verilen cezalar sonucu eli kurumuştu. Bu yüzden oğluna İbnü'l- Mukaffa=Elikuruyanınoğlu dediler. Dâzoye kendi dini üzere öldü. Mecûsi-Maniheist olan baba, oğlunu da bu tarzda yetiştirdi. Ancak kendisi gibi oğlu da iyi bir Arapça eğitimi görmüş yüksek seviyede siyâsî yazışmalarda görev almıştır. Arap, Fars, Yunan ve Hint kültürlerine aşina olan İbnü'l- Mukaffa, Ümeyyeoğullarının son döneminde Irak divanlarında çalıştı. Abbasî Devleti kurulduğunda Mansur'un amcaları olan Süleyman b. Ali ile Isa b. Ali'ye mektup yazarak bağlılığını bildirdi, onların hizmetine girdi. Yine onların huzurunda Müslüman olduğunu ilan etti, "Ebû Muhammed" diye çağrılır oldu. Abdullah b. Ali, Şam valisiyken yeğeni Mansur'un hilâfetine başkaldırdı. Ancak Mansur onu yendi. Böylece Abdullah b. Ali, kardeşleri olan Süleyman ve İsa'nın yanına kaçtı. Halife Mansur, amcalarından Abdullah'ı istediyse de onlar "ancak emân şartıyla teslim ederiz" dediler. Mansur bu teklifi kabul etti. O zaman İsa, katibi İbnü'l-Mukaffa'ya "emân" yazma (=can güvenliği sözleşmesi) salâhiyeti verdi. Emân sözleşmesinin hiçbir iptali yoruma kapı aralamayacak açık

lıkta olmasını tembihlemişti. Isa b. Ali... Cehşiyâri'nin Kitâbü'1-Vüzerâ'sında bildirdiğine göre Mansur şu ibarelerin altına imza atacaktı: "Eğer Abdullah b. Ali'ye yahut onunla gelenlerden birine küçük-büyük bir zararım dokunur veya gizli-açık bir kötülük yaparsam, bu işi hangi yöntemle veya hileyle yaparsam yapayım zina dölü olayım! Abdullahoğlu Muhammed b. Ali ile de soybağım merdûd olsun! Bu durumda Ümmet-i Muhammed beni tahttan indirsin, bana harb-îlan etsin, hiçbir Müslüman bana el vermesin, ahd û zimmetiyle beni kayırmasın, canlı tutmasın..." 39 Mansur bu emâmı okuyunca kızdı, küplere bindi. O, amcası Abdullah'ı öldürmeye kesin niyetliydi. Oysa bu emânla arzusuna erişemeyecekti. Üstelik neredeyse kendisine küfrediliyordu! Hemen "Bu sözleşmeyi kim kaleme aldı?" diye hışımla sordu. Ona: "Amcan İsâ'nın katibi olan İbnü'I-Mukaffa!" dediler. Böylece Mansur, Süfyan b. Muâviye el-mühellebî'ye "İbnü'l-Mukaffa'nın işini bitir!" diye haber gönderdi. Basra valisi olan Süfyan, İbnü'l- Mukaffa'nın eski düşmanıydı.. Süfyan, İbnü'l-Mukaffa'yı tuzağa düşürdü, parça parça kesti ve tandıra attı. 40 Bazı kitaplarda onun Zındıklar taifesi'nden olduğu için öldürüldüğü söyleniyorsa da asıl sebep siyâsîdir. Bilindiği gibi Zındık, o dönemin Mecûsi ve Maniheist fikirlerini taşıyan insanlarına deniyordu. Bu tür kişiler, yeterli tahsili aldıkları ve devlet işlerine özellikle hükümdar ailesine burunlarını sokmadıkları sürece özel görev bile alabilmişler ve kitabet, mâliye gibi memuriyetlerde bulunmuşlardı. Dolayısıyla İbnü'l-Mukaffa'nın, sadece zındıklıktan ötürü öldürülmesi akla yatkın gözükmüyor. Daha sonraki dönemlerde zındıklara karşı savaş başlatıldığı da bilinen bir gerçektir; ama onun katli siyâsî idi. 39. Bu târihî metin için bkz.; el-cehşiyâri, Kitâbü'l-Vüzerâ ve'1-küttab, tahkik: Mustafa es-sakâ, Kahire 1980, s. 104 40. el-cehşiyâri, a. e; s. 105