SİBEL ORAL TOPRAĞIN ÖPTÜĞÜ ÇOCUKLAR ADALETİ BEKLERKEN ROBOSKÎ



Benzer belgeler
ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

Bilgin Adalı HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mustafa Delioğlu SÜMBÜLLÜ KÖŞK

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

MATBAACILIK OYUNCAĞI

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mert Tugen YEDİ DENİZLERDE 2. 2 Basım İSKELET SAHİLİ NDEKİ SIR

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA

KIRMIZI KANATLI KARTAL

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei

Tanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK. Resimleyen: Vaghar Aghaei

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ASLAN KRAL KORK. Resimleyen: Sedat Girgin

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

küçük İskender THE GOD JR

ZİYA OSMAN SABA CÜMLEMİZ BÜTÜN ŞİİRLERİ

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

TÜLİN KOZİKOĞLU - UĞUR ALTUN Mıstık, seni anlamıyoruz! Noktalama İşaretlerinin Öyküsü

BARBAROS ALTUĞ. biz burada iyiyiz

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRENLER DİZİSİ NÜKTEDAN NAMIK ŞAİR NEYZEN KEMAL EŞREF TEVFİK

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Koray Avcı Çakman. Öykü FLAMİNGO GÜNLÜĞÜ. 1. basım. Resimleyen: Reha Barış

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

MİRKET NİNELER. Parti Veriyor

BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR

DEVLETİN ZİRVESİ BULUŞTU İVRİNDİDE BAYRAMLAŞMA SEVİNCİ

Küçük Hasır Sapka. Korkut Erdur 1980 İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı mezunu.

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ. 5 Basım SIRLAR OTELİ. 2. Kitap

BİL BENİ BİLEYİM SENİ

ECE ERDOĞUŞ Tuhaf Hikâyeleri Sever misiniz?

MAVİ KUŞU GÖREN VAR MI?

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

HAYAT BENİM BİLDİĞİM KADAR MI?

SİNE ERGÜN BAŞTANKARA

Artvin, Şavşat Karagöl Arazi Kampı

Kuzey Irak'a harekat

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Ülkü Tamer. Öykü PULLAR SAVAŞI. Kapak Resmi: Gözde Bitir

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Arda Alyanak Daniela Palumbo Filiz Özdem Carla Manea

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

ECE TEMELKURAN İÇ KİTABI

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım

Perşembe İzmir Gündemi

Delal Arya. Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ SIRLAR OTELİ. 2. Kitap

ÜÇ, İKİİİ, BİRR, ATEŞ!

YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRENLER DİZİSİ NÜKTEDAN YAHYA AHMET SÜLEYMAN KEMAL RASİM NAZİF

Somemto Big Data Somemto ile Gezi Parkı Eylemleri Haftasında Sosyal Medya Analizi. Copyright 2012 Etiya All Rights Reserved

MUZAFFER KALE GÜNEŞ SEPETİ

çok ders biyolojiden köken almaktadır.biyoloji ile arası iyi olanların zorlanmayacağı bir bölümdür.

TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

Prof. Dr. İzzet Özgenç Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. Çek Kanunu. 3.

AHMET TULGAR DUYGUSAL ANATOMİ

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

CEM AKAŞ SİNCAPLI GECE EKSİLTMELİ ROMAN

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Kemal Özer. Öykü ÇOCUKLUK ANAYURDUM. Çeviren: Aslı Özer. 2. basım. Resimleyen: Mustafa Delioğlu

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

Feridun Oral (1961, Kırıkkale) Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi nden 1985 te mezun oldu. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok sergi, bienal

İsrail. 08 Haziran 2010 TÜRK KIZILAYI MÜDAHALE FAALİYETİ. Yaralıların Tahliye Operasyonu. Afet Yönetimi Müdürlüğü FAALİ YET RAPORU

ALESSANDRO BARICCO SMITH & WESSON

Korkulu Bir Gün Yalvaç Ural Rana Mermertaş

Benekli Faremi Gördünüz mü?

SEVECEN İLE TOMURCUK ETKİNLİK KİTABI KELEBEK KIZLAR

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Küçük Yaşar ın Öyküsü. Alucura Çayevi

Derleyenler YASEMİN İNCEOĞLU SAVAŞ ÇOBAN Haber Okumaları

FRÉDERIKE GEERDINK Roboskî Gençler Öldü

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

İstihbarat raporu açıklandı : İşte Kandil gerçeği

ŞIRNAK İLİ ULUDERE (QILEBAN) İLÇESİ GÜLYAZI (BUJEH) VE ORTASU (ROBOSKİ) KÖYLÜLERİNİN KATLEDİLMESİ İLE İLGİLİ ARAŞTIRMA-İNCELEME RAPORU

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

Hazırlayan ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Şengül Karaca. Şiir HAİKU. 1. basım. Resimleyen: Sedat Girgin

UĞURBÖCEĞİ NİN MUTLULUK HAPLARI

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

CEMİL KAVUKÇU O VAKIT SON MİMOZA

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

SÜLEYMAN BULUT SEVİYORDUM HÂKİM BEY

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

AĞAÇLARIMIZA NE OLDU?

AHIRIN İÇİNDEKİ SARAY 300 Ispartalı filmini hatırladınız mı?

MİT'ten yurt dışındaki FETÖ'cülere 3 aşamalı operasyon

Transkript:

1

2

SİBEL ORAL TOPRAĞIN ÖPTÜĞÜ ÇOCUKLAR ADALETİ BEKLERKEN ROBOSKÎ 3

2015, Can Sanat Yayınları A.Ş. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. 1. basım: Nisan 2015, İstanbul Bu kitabın 1. baskısı 3 000 adet yapılmıştır. Yayına hazırlayan: Emre Taylan Düzelti: Aylin Samancı, Ebru Aydın Mizanpaj: M. Atahan Sıralar Ka pak ta sarımı: Utku Lomlu / Lom Tasarım (www.lom.com.tr) Ka pak baskı: Azra Matbaası Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi D Blok 3. Kat No: 3-2 Topkapı-Zeytinburnu, İstanbul Sertifika No: 27857 İç baskı ve cilt: Ayhan Matbaası Mahmutbey Mah. Devekaldırımı Cad. Gelincik Sokak No: 6 Kat: 3 Güven İş Merkezi, Bağcılar, İstanbul Sertifika No: 22749 ISBN 978-975-07-2532-6 Bu kitaptaki Serkan Ocak a ait fotoğraflar, fotoğrafçının izniyle kullanılmıştır. Bu çalışma Kopenhag merkezli Niras ve Londra merkezli BBC Media Action ın geliştirdiği, kaynağı DANIDA tarafından sağlanan Objective Araştırmacı Gazetecilik Programı tarafından desteklenmiştir. CAN SANAT YAYINLARI YAPIM VE DAĞITIM TİCARET VE SANAYİ A.Ş. Hayriye Caddesi No: 2, 34430 Galatasaray, İstanbul Telefon: (0212) 252 56 75 / 252 59 88 / 252 59 89 Faks: (0212) 252 72 33 canyayinlari.com yayinevi@canyayinlari.com Sertifika No: 31730 4

SİBEL ORAL TOPRAĞIN ÖPTÜĞÜ ÇOCUKLAR ADALETİ BEKLERKEN ROBOSKÎ İNCELEME 5

6

SİBEL ORAL, 1979 da İstanbul da doğdu. 2000 de günlük gazete ve dergilerde gazetecilik hayatına başladı ve bir süre sonra sadece kültür sanat alanında yoğunlaştı. Edebiyat söyleşileri ve yazılarını Taraf, Radikal ve Cumhuriyet Kitap ın yanı sıra Milliyet Sanat ve Sabit Fikir dergilerinde sürdürdü. İlk kitabı Beni Beklerken 2006 da, ikinci kitabı Zayi Harp ve Darp Ülkesinden Bir Selvi 2011 de yayımlandı. Öyküleri Kar İzleri Örttü, Kısa Öyküden Çıktım Yola, Bu Sefer Mavi adlı kitaplarda yer aldı. Yazı ve söyleşilerine İstanbul Art News Edebiyat, kitap kritik sitesi K24 ve Cumhuriyet Kitap ta devam ediyor. www.sibeloral.com 7

8

9 Tüm Türkiye halklarına...

10

Fotoğraf: Serkan Ocak Gittiler; dağdan, taştan, o topraktan çekerek aldılar çocuklarını. Benim babam gitti, yeğenini aldı. Halama, yani kardeşine diyordu, Ağlama, bir şeyi yok. Ama ölmüştü. 11

Fotoğraf: Serkan Ocak Niye Adalet ve Kalkınma Partisi koymuş ismini? Sen adaleti yok ediyorsun. Hani Erdoğan diyordu: Adalet, adalet, adalet... Bu ülkeye adalet veriyorum. Bu ülkede barış olacak. Hani? 12

I. BÖLÜM Bir Vicdan Yolculuğu 13

Bu kitapta en çok kullanılan kelimeler katliam, kar, katil, katır, Kürt, ceset, cenaze, kol, bacak, sınır, ateş, bomba, işkence, korucu, falaka, adalet, vicdan, devlet, kahverengi, çocuk, adalet, karakol, insan, vicdan, Uludere, harçlık, poşet, insan, ceset, adalet, bomba, vicdan, devlet, ceza, Kürt, adalet, Roboskî, mezarlık, ceset, battaniye, kan, kar, katil, katliam, devlet, çocuk, adalet, adalet, vicdan, katliam, adalet, devlet, insan, Kürt, vicdan, adalet, adalet, adalet. 14

Bu kitap yazıldı, çünkü... Tarih: 28 Aralık 2011 Yer: Şırnak Uludere, Beyaz Tepe Bölgesi 21.39: İlk bomba... 21.43: İkinci bomba... 22.02: Üçüncü bomba... 22.24: Dördüncü bomba... Şırnak ın Uludere ilçesindeki Roboskî (Ortasu) ve Bujeh (Gülyazı) köylerinden, kaçakçılığa (sınır ticareti) giden çoğu on sekiz yaşın altında, yirmi sekizi aynı aileden otuz dört kişi, Irak ın kuzeyinden dönüşte terörist zannedilerek Türk Hava Kuv vet leri ne ait savaş uçakları tarafından bombalandı. Aslan Encü, Salih Ürek, Bedran Encü, Adem Ant, Erkan Encü, Şivan Encü, Vedat Encü, Muhammed Encü, Bilal Encü, Mehmet Ali Tosun, Savaş Encü, Orhan Encü, Celal Encü, Seyithan Enç, Fadıl Encü, Mahsun Encü, Şervan Encü, Yüksel Ürek, Cemal Encü, Cihan Encü, Serhat Encü, Salih Encü, Özcan Uysal, Nadir Alma, Hüseyin Encü, Nevzat Encü, Şerafettin Encü, Hamza Encü, Selman (Selim)Encü, Zeydan Encü, Hüsnü Encü, Selahattin Encü, Osman Kaplan, Abdulselam Encü ve katırları parçalanarak öldüler... 15

Kurtulanlar vardı, ağır yaralılar vardı. Yaralılar için çağırılan ambulanslar gelmedi, gelemedi; yollar tutulmuştu. Birkaç saat sonra... yaralılar da öldü. Cesetlerin hepsi yanmıştı. Paramparça. Hepsi elsiz, kolsuz, ayaksız. Bazılarının gövdesi vardı, ayakları yoktu, kafası yoktu. Bir-iki ceset parçalanmamıştı. Diğerlerinin hepsi paramparça. İki amca oğlum vardı. İkisi de getirildi, ağır yaralıydı. Yolda hayatını kaybetti. Çok kan kaybetmişti. İki ayağı da paramparça olmuştu. Parçalanan cesetleri, karlarla kaplı kayalar arasından aileleri çıkardı. Katırlarla insanların etleri birbirine yapışmış, kaynamıştı. El ele tutuşarak ölenler vardı. Vücutları kapkaraydı. Kimyasal içeren bombaların etkisiyle yanmışlardı. Bazı cesetler, o gece, evlere erzak taşıdıkları çuvalların içine, bazıları battaniyelere sarıldı. Traktörlere yüklendi cesetler ve etrafa dağılan kol, bacakları... tanınmayacak haldeydiler; kimini kazağının renginden kimini kemerinin tokasından teşhis edebildi aileleri... Uzun boylu olanlar kısalmış, paramparça olmuştu. Bu sırada Türkiye Devleti ve medyası susuyordu. Kimse bir şey yazmadı, ROJ TV ve DİHA dan başka hiç kimse veremedi haberi... Herkes resmî açıklamayı bekliyordu. Resmî açıklamayı devlet yapacaktı. Devlet bu katliamı nasıl açıklayacaktı? On iki saat geçti. Resmî açıklama TSK dan geldi: Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, içlerinde örgüt elebaşlarının da bulunduğu terörist grupların bölgede bir araya geldikleri ve sınır hattındaki karakol ve üs bölgelerimize yönelik saldırı hazırlığı içinde oldukları anlaşılmış ve ilgili birlikler ikaz edilmiştir (...) Bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine Hava Kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiği değerlendirilmiş ve saat 21.37-22.24 arasında hedef, ateş altına alınmıştır. 16

Olaydan iki gün sonra, 30.12.2011 tarihinde, cuma namazı çıkışı, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ın açıklaması geldi: Oradaki ailelere başsağlığı dilerken, ölülerimize de Allah tan rahmet diliyorum. Bu incelemeler neticesinde gerekli olan neyse bütün bunlar da yapılacaktır. (...) Kırk kişilik bir grubun olması daha önce Gediktepe ve Hantepe baskınlarında silahlar katırlarla taşınmasını hatırlatıyor. O zaman da niye bunlara müdahale edilmemişti denmişti. (...) Ama talihsiz bir netice, üzüntü verici bir netice. Maalesef işte, Uludere deki üç köyün mensuplarının bu sigara kaçakçılığı vs. bu tür şeyi yapan bir grup... Bunların yarıya yakını yirmi yaş altı, diğerleri yirmi yaş üstü olan insanlardan oluşan bir gruptu. Burada otuz beş vatandaşımız böylece ebediyete intikal etti. Bir vatandaşımız yaralı... Tabii burada üzüntümüz bu noktada büyük... (...) Genelkurmay başkanı ve komuta kademesine bu konudaki hassasiyeti nedeniyle medyaya rağmen teşekkür ediyorum. Aynı gün dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, yaptığı açıklamada, Uludere bir operasyon kazasıdır, dedi. Bu kitap, benim kitabım değil... 29 Aralık 2011 tarihinde katliamın haberi bizlere saatler sonra ulaştığında plastik sanatlarla ilgili bir basın toplantısındaydım. Katliamı, Twitter vasıtasıyla öğrenmiş, önce anlamamıştım. Çocuklar, diye yazıyordu herkes, öldürüldü... diye devam ediyordu cümleler... Parçalanmışlar, diyenler vardı. Cey lan Önkol un fotoğrafındaki o bakışı gelmişti aklıma... Bu da öyle bir şey miydi? Ceylan Önkol gibi, Doğan Teyboğa gibi mi? Umut Furkan Akçil, Mehmet Uytun, Uğur Kaymaz gibi mi öldürülmüşlerdi? Onlar ve onlar gibi nice çocuklar gibi mi? Yok, bu kez başka. Bir değil, üç değil... Gaz bombasıyla, kapsülüyle, kurşunla, panzerle değil... F-16 diyorlardı, bomba diyorlardı, ceset parçalarından bahsediyorlardı. Anlamamış- 17

tım, otuzdan fazla insan, çoğu çocuk... Nasıl olur? Google a Roboskî yazdığımı anımsıyorum. Neresi olduğunu bilmiyordum. Gazeteye gittim ve meslek hayatımın en zor günlerinden birini yaşadım. Battaniyelere sarılmış, çuvallara konmuş çocuk cesetlerinin fotoğraflarını gördüğüm o gün, sorumlusu olduğum sayfada başka şeyler olacaktı; sergi, konser haberi ya da belki dünyadaki sanat olaylarından bir tanesi... Hiçbir şey olmamış gibi sanat sayfası yapacaktım, yaptım da. Hiçbir şey olmamış mıydı? Olmamıştı. O günün akşamı bir de davet vardı üstelik. Hiçbir şey iptal edilmemişti. Hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam edecektik. Sonra yılbaşı gecesi... Taksim, Kadıköy, Beşiktaş rengârenkti. Tüm restoranların, kafelerin camlarında Mutlu Yıllar ve yılbaşı özel mönülerinin fiyatları yazıyordu. Sokaklarda ellerinde paketlerle dolu insanlar... İnsanlar yeni yılı mutlulukla, umutla karşılayacaktı. O gece, Lars von Trier in filmi Melankoli yi izlemeye başladım. Filmin tanıtımında, Melankolia adlı bir gezegen, şimdiye kadar güneşin arkasında saklı kaldığı yörüngeden çıkarak dünyaya doğru gelmektedir. Şimdi herkesin kıyameti kendisine göredir, diyordu. Öyle miydi sahiden? Filmi yarıda bırakıp Twitter ı açtım. Yılbaşı mesajları, mutlu yıllar Türkiye, vatana millete hayırlı, barış dolu... bla bla bla... Nasıl oluyordu? Türkiye nasıl mutlu olacaktı? Havai fişekler patlatılıyor, gökyüzü renkten renge giriyordu. O gece, katliamın olduğu gece, bombalar insanları parçalarken de böyle aydınlanmış mıydı gökyüzü? En önemli haber kaynağım Twitter a bakarken Radikal gazetesinden Serkan Ocak ın bölgede olduğunu fark ettim. Oradaki durumla ilgili sürekli tweet ler atıyordu. Hemen ona yazdım, orada neler olduğunu sordum. Çok kötü Sibel, çok kötü, diyordu. Soğuk, diyordu. Acı, diyordu. Ağıtlar, diyordu. Bu arada havai fişekler patlıyor, Türkiye yeni yıla mutlulukla giriyordu. 18

19

20