Şükür Gönderen Kadir Hatipoglu - Eylül :21:51

Benzer belgeler
Allah'ın Nimetlerine Şükretmek

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Terceme : Muhammed Şahin

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

ALLAH A ŞÜKRETMEK DİNÎ BİR VECİBEDİR

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

ON EMİR الوصايا لعرش

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Yarışıyorlarkoşuyorlar

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

Tatil kavramını araştırdığımız da tatil için şu anlamların verildiğini görürüz:

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek

ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 299 CENNET VE NİMETLERİ

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

تلقني أصول العقيدة العامة

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

DÖRT KAİDE القواعد األربعة DÖRT KAİDE. Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

حديث توسل آدم نليب وتفس : {وابتغوا يله الوسيلة} şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

DİLİN TEHLİKESİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Adak Hakkında Bilinmesi Gerekenler

İNSAN SORUMSUZ BİR VARLIK DEĞİLDİR 1. İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder. 2

Hamd ve Şükür. Einfache Übersetzung Hamd = tanriya övgü sunma, tanriya övgü olsun Şükür = tanriya övgü Övgü = Lob Övmek = loben, preisen

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

93. SOHBET Kur an ın ve Sünnetin Işığında Zengin ve Fakirin İmtihanı

Îman, Küfür ve Tekfir 2

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

150. Sohbet TEVHÎDİN TARÎFİ VE MAHİYETİ (2/2)

İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :46:24

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Ayetlerin Mealleri: الله لا ا ل ه ا لا ه و ال ح ي ال ق ي وم لا ت ا خ ذ ه س ن ة و لا

Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran :57:10

1 Bahattin Akbaş, Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı 2 İbn Manzur, Lisanu'l- Arab, Xlll/115 3 Kasas, 28/77. 4 İbrahim, 14/34. 5 İsrâ, 17/70.

IGMG EV SOHBETLERİ DERSLERİ

EV SOHBETLERİ 135. Sohbet SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Acılar Paylaştıkça Azalır Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :07:29

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

148. Sohbet ÖNDEN GİDENLER

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi?

EV SOHBETLERİ 133. SOHBET SOHBET HUZUR İSTİYOR MUYUZ?

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

97. SOHBET Lokman (as) dan Altın Öğütler LOKMAN (AS) KİMDİR?

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

TEVHİD KELİMESİ: İSLAMLA KÜFÜR ARASINDAKİ ALAMET-İ FARİKA. Şeyh Muhammed bin Abdulvehhab (rh.a) www. almuwahhid.com

MUHARREM AYI VE HİCRİ YILBAŞI

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

7tepe7sanat Uluslararası İstanbul Klasik Sanatlar Yarışması Şartnamesi

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

MÜNAFIKLARIN VASIFLARI MÜNAFIKLARIN VASIFLARI. Şeyh Muhammed bin Abdulvehhab (rh.a)

ا ن ه لا ي ح ب ال م س ر ف &#16 10;ن

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Muhammed Salih el-muneccid

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Transkript:

Şükür Gönderen Kadir Hatipoglu - Eylül 12 2013 20:21:51 الشكر على نعم الله Aziz ve Muhterem Müslümanlar Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: ا ن ت ك ف ر وا ف ا ن الله غ ن ى ع ن ك م و لا ي ر ض ى ل ع ب اد ه ال ك ف ر و ا ن ت ش ك ر وا ي ر ض ه ل ك م و لا ت ز ر و از ر ة و ز ر ا خ ر ى ث م ا ل ى ر ب ك م م ر ج ع ك م&#16 18; ف ي ن ب ئ &#16 03; م ب م ا ك ن ت م ت ع م ل ون ا ن ه ع ل يم ب ذ ات الص د ور "Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Bununla beraber O, kullarının küfrüne razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizden bunu kabul eder."(zümer 7) Şükür[1]: Şükür lügatte ortaya çıkarmak demektir. İyilik yapan kimseyi, yaptığı iyilikle övmek anlamında kullanılır.şükran; küfranın zıddıdır.alimlerin ifadelerine göre şükrün anlamları şu şekildedir: "Taat yolunca çaba harcamak, gizlide ve açıkta günahtan uzaklaşmaktır." "Şükür; ni'met verene karşı şükretmekte kusurlu hareket ettiğini itiraf etmektir." "Şükrün hakikati, şükürden acizliktir." "Şükrün hakikati nimetleri verenin nimetini itiraf etmek ve bu nimetleri O'nun taati yolunda kullanmaktır. Küfran ise, nimetleri O'na isyan yolunda kullanmaktır. Şükrü gereği gibi yerine getiren ise pek azdır. Zira hayır, şerden azdır. Taat de isyandan azdır." "Şükür; tevazu göstermek, iyilik işlemeye devam etmek, şehvetlere muhalefet etmek, bolca taat yapmak, yer ve göklerin Cebbar'ı olan Allah'ı murakabe etmektir." "Senden daha

üstün olana şükür itaat ile, senin dengin olana karşı şükür mükafat ile, senden daha aşağı durumda olan kimseye şükür ise iyilik ve lütufta bulunmakla olur." "Şükür, ihsanı tanımak ve onu zikrederek övmektir." Allah Azze ve Celle, mümin kullarının şükretmesinden razı olur." Şükrün üç derecesi vardır: Birinci derece: Sevilen şeylere karşı şükürdür. Bu, Allah Subhanehu'nun nimetini etmek, O'nu övmek ve bu nimetlerle mahlûkatına ihsanda bulunmaktır. Bunlar şüphesiz nimetin kendi üzerinde devam etmesi ve artırılmasını gerektirir. İkinci derece: Hoşlanılmayan şeylere karşı şükürdür. Bu, sevilen şeylere şükretmekten daha zordur. Bu yüzden bu bir derece daha üstündür. Bu şükredenin cennete ilk çağırılacak kişi olması,onun insanların çoğunun sabırsızlık, hoşlanmama ile, mutedil olanların sabırla, seçkinlerin hoşnutlukla karşılamış oldukları, hoşlanılmayan şeylere bütün bunlardan daha yücesi ile, şükürle mukabele etmesindendir. Dolayısıyla cennete girişte hepsinin önünde olup aralarından cennete ilk çağırılandır. Üçüncü derece: Kulun sadece nimet vereni müşahede etmesidir. Bu derecedeki kimse nimeti bırakıp nimeti vereni müşahedeye dalar gider. Müşahedesi, nimeti verenle ondan başkasını içine almaz. Allah Teala şöyle buyurmuştur:, ف اذ ك ر ون&#16 16;ى ا ذ ك ر ك م&#16 18; و اش ك ر وا ل ى و لا ت ك ف ر ون "Bana şükredin, nankörlük etmeyin."(bakara 152) Şükrü gerçekleştirmek ve nankörlüğü terk etmek, ancak Allah Teala'nın sevdiği ve sevmediği şeyleri bilmekle tamam olur. Zira şükrün anlamı, Allah Teala'nın nimetlerini O'na itaat yolunda kullanmak ve küfrün anlamı da; ya bunu terk etmekle ya da Allah'ın sevmediği yollarda kullanmak ile nakzetmektir. Allah'ın sevdiği şeylerle sevmediği şeyleri ayırmak iki şeyle olur. Birincisi: Ayetlere ve haberlere dayalı işitmedir. İkincisi ise; ibret gözüyle bakan kalptir. Bu ikincisi zordur. Bu sebeple bu daha azizdir. Allah Azze ve Celle rasullerini bu yolu insanlara kolaylaştırması için göndermiştir. Bunu bilmek, kulların fiilleri hakkındaki bütün şer'i hükümleri bilmeyi gerektirir. Bütün fiillerinde şer'i hükümleri bilmeyen kimsenin şükrü hakkıyla yerine getirmesi asla mümkün olmaz. İkincisi, yani ibret nazarıyla bakış,allah Teala'nın bütün yarattıkları hakkındaki hikmeti idrak etmektir. Zira âlemde yaratılan her şeyin bir hikmeti vardır. Hikmetin arkasında da maksat vardır.bu maksat mahbubun kendisidir.kim ki bir şey'i, yaratılış sebebinden başka bir yolda kullanırsa Allah Azze ve Celle'nin nimetine nankörlük etmiş olur. Bir şey'i Allah'a itaat dışında kullanan herkes bütün zorunlu sebepler hususunda Allah Teala'nın nimetine nankörlük etmiş olur. Zira isyanı öne almıştır. Bunun bir misali şöyledir: Mal üzerinden faiz ile muamele yapan bir kimse nimete nankörlük etmiş ve zulmetmiş olur.zira mal, zatı için değil, başkaları için yaratılmıştır.çünkü zatlarında bir garaz yoktur. Kendi maddelerinde ticaret yapılırsa, hikmetin aksine gaye ve maksat olarak ele alınmış

olurlar. Çünkü konulduğu şey'in dışında para beklemek zulümdür. Bütün varlıklarda Allah Teala'nın hikmetini anlayan kimse, elinden geldiği kadarıyla şükür vazifesini yerine getirir. Nitekim Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: و ق ل يل م ن ع ب اد ى الش ك ور "Kullarımdan şükreden azdır!"(sebe 13) İnsanların nimete şükürden geri kalması ancak cehalet ve gaflet sebebiyledir. Zira onlar cehalet ve gaflet ile nimetleri tanımaktan engellidirler. Nimete şükür ancak onu tanıdıktan sonra düşünülebilir. Sonra onlar nimeti tanısa da, diliyle "Allah'a hamd olsun, Allah'a şükür" demekle şükrettiklerini sanırlar. Halbuki şükrün anlamının; nimeti, onunla kastedilen hikmeti tamamlamak için yani Allah Azze ve Celle'ye itaat için kullanmak olduğunu bilememişlerdir.bu iki marifetin husulünden sonra şükre ancak şehvetin galebesi ve şeytanın musallat olması engel olur. Nitekim İblis şöyle sevinir: و لا ت ج د ا ك ث ر ه م&#16 18; ش اك ر ين "Onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!"(a'raf 17) Nimetlerden gaflete gelince, bunun sebepleri vardır. Bu sebeplerden birisi, insanların cehaletleri sebebiyle umuma ait olan ve kendilerini de selamete erdiren her şey'i nimetten saymamalarıdır. Bu yüzden umumi olup kendilerini de kapsayan nimetlere şükretmezler. Onlardan birisi bir belaya uğrasa veya kendisinden bir nimet alınsa bu nimet takdir edildiği zaman Allah Teala'ya şükreder. Bu tam bir cahilliktir.zira onların şükrü, nimetin kendilerinden alınıp sonra iade edildiği bazı hallerden ibarettir. Nimet, bütün hallerde şükredilmeye layıktır.mesela gözleri gören bir kimse bu nimete şükretmez. Ancak gözleri kör olduğu zaman, onun kıymetini anlar ve şayet gözü açılsa o zaman şükreder ve onu bir nimet olarak bilir. İnsanlar umumi nimetleri görmeyip ancak kendilerine özel olarak verilen mal nimetlerine azlık veya çokluk oranına göre şükreder oldular. Yani çok olursa şükreder, az olursa şikayet ederler de Allah'ın kendilerine verdiği umumi nimetleri unuturlar. Nitekim adamın birisi basiret sahiplerinden birine fakirliğinden şikayet etti ve üzüntüsünü belirtti. Bu zat ona: "On bin dirhemin olsa da gözün kör olsa ister misin?" "Hayır" " On bin dirhemin olsa da dilsiz olsan?" "Hayır" "On bin dirhemin olsa da elin ayağın kesik olsa?" "Hayır" " On bin dirhemin olsa da mecnun olsan ister misin?" "Hayır" "O halde bu kadar nimetleri sana veren Allah'dan utanmadan daha nasıl şikayet ediyorsun?" Kim olursa olsun, biraz düşünürse başkasında olmayan veya pek az kimsede bulunan birçok nimetleri Allah Azze ve Celle'nin özel olarak kendisine verdiğini görür. Allah'ın alemlere rahmet olarak gönderdiği, öncekilerin ve sonrakilerin efendisi ve peygamberlerin hatemi kıldığı,geçmiş gelecek günahlardan bağışladığı insan, Allah Teala'nın nimetlerine şükredebilmek için ayakları şişinceye kadar namaz kılardı. Aişe -Radıyallahu anha- dedi ki: ق ام ر س ول الل ه ح ت ى ت و ر م ت ق د م اه. ف ق يل ل ه :

ق د غ ف ر ل ك م ا ت ق د م م ن ذ ن ب ك و م ا ت أخ ر ق ال : أف أك ون ع ب دا ش ك ورا "Rasulullah - sallallahu aleyhi ve sellem- namaz kıldığı zaman ayakları patlayacak derecede ayakta dururdu. Aişe Radıyallahu anha: "Ey Allah'ın rasulü! Allah senin gelmiş-geçmiş bütün günahlarını sana bağışladığı halde yine bunu mu yapıyorsun?" dedi. Bunun üzerine o: "Ey Aişe! Şükreden bir kul olmayayım mı?"[2] buyurdu. Rasulullah - sallallahu aleyhi ve selem bu geçenleri bilmesine rağmen böyle yapıyorsa, bunu bilmeyen, cehenneme müstahak olduğundan emin olmayan kimse nasıl olur? Hadis, şükrün dil ile olduğu gibi amel ile de olacağını açıklamaktadır. Nitekim Allah Azze ve Celle: ا ع م ل وا ا ل د او د ش ك ر ا "Ey Dâvûd hanedanı, siz de şükrederek çalışın"(sebe 13) buyurmuştur. Yani üzerinizdeki din ve dünya nimetlerine karşılık şükür olan bir amel işleyin demektir.sanki namaz, oruç ve bütün ibadetler bizatihi şükür gibidir. Kur'an'ın zahiri ve sünnet şükrün yalnızca dil ile değil, bedenlerle yapılan amellerle de olması gerektiğini göstermektedir. Fillerle şükür azalarla amel ederek, söz ile şükür dil ile amel ederek olur. Kurtubi demiştir ki: "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e ibadette ağırlık yüklenmesi hakkında soran, onun Allah'a sadece günahlardan korkup, bağışlanma ve rahmet talebiyle ibadet ettiğini zannetmiştir.bağışlandığı bilinen kimsenin ise buna ihtiyacı yoktur.burada onlara ibadet için başka bir yön ifade edilmiştir ki bu da; bağışlanmaya ve nimete kavuşmaya şükretmektir. Buna hak sahibi olduğu belli olmayan kimsenin ise daha fazla şükre sarılması gerekir. Şükür, nimeti itiraf etmek ve hizmeti yerine getirmektir. Kim bunu daha fazla yaparsa "şekur" diye isimlendirilir. Bundan dolayı Allah Subhanehu ve Teala: و ق ل يل م ن ع ب اد ى الش ك ور "Kullarımdan şükreden azdır" buyurmuştur. "eş-şekur" Allah'ın güzel isimlerinden birisidir. Anlamı, kendisinin rızası için amel edenlerin çabalarını zayi etmez, bilakis kat kat fazlasıyla karşılık verir demektir. Zira şüphesiz Allah güzel amelde bulunanların ecrini zayi etmez. ل ئ ن ش ك ر ت م لا ز يد ن &#16 03; م "Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım."(ibrahim 7) "Yani nimetlerime şükrederseniz, size fazlımı artırırım demektir. Şükrün hakikati nimet verenin bu nimetini itiraf etmek ve bunu O'na itaat yolu dışında

kullanmamaktır. و ل ئ ن ك ف ر ت م ا ن ع ذ اب ى ل ش د يد "Ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir!"(ibrahim 7) Eğer nimetlere nankörlük ederseniz, onları örterseniz ve inkar ederseniz şüphesiz azabım şiddetlidir.böylece Allah bu nimetleri onlardan alır ve nankörlükten dolayı onları cezalandırır. Şükredenlere ziyade vaad edildiği gibi, nimete nankörlük eden ve inkar edenler de azap ile tehdit edilmiştir. Rasulullah - sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: ا لط اع م&#161 5; الش اك ر ك الص ائ م&#16 16; الص اب ر "Yeyip de şükreden, oruç tutarak sabreden mertebesindedir."[3] Diğer rivayet şu şekildedir: الط اع م الش اك ر ل ه م ث ل أج ر الص ائ م الص اب ر. "Yeyip de şükreden kişi, sabrederek oruç tutan ile aynı ecri alır."[4] İbn-i Battal şöyle demiştir: "Yeyip de Rabbinin nimetlerine şükreden kimseye, oruç tutarak sabreden kimsenin sevabının aynısını vermesi Allah Teala'nın kullarına fazlındandır. Hadiste Allah Azze ve Celle'ye yalnızca yiyeceklerden dolayı değil, bütün nimetlerinden dolayı şükretmeye teşvik vardır." Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: أن الن بى قال: م ن ي ش ك ر الن اس ي ش ك ر الل ه ت ع الى "İnsanlara teşekkür etmeyen kimse Allah'a da şükretmiş olmaz."[5] Zira bu kimse Allah'ın emrine itaat ederek, Allah'ın nimetlerinin ulaşmasında vasıta olan insanlara teşekkür etmemiştir. Şükür ancak itaat ile tamam olur. İtaat etmeyen kimse ise şükrü eda etmiş olmaz. Nimetleri taat yolunda sarf etmek gerekir. Aksi halde nankörlük olur. Nimetlerin aslı Allah'tandır. İnsanlar ise vasıtalar ve sebeplerdir. Hakiki nimet verici Allah Teala'dır. Hamd O'nun içindir, şükür O'nadır. Hamd, O'nun celalini, şükür ise nimetlerini ve fazlını haber vermektir. Lakin insanlara teşekkür etmeye izin verilmiştir. Zira bunda muhabbet ve ülfet etkisi vardır. Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: و ا م ا ب ن ع م ة ر ب ك ف ح د ث "Ve Rabbinin nimetini minnet ve şükranla an."(duha 11) Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de şöyle

buyurmuştur: "Allah'ın nimetini anlatmak şükür, bunun terki nankörlüktür."[6] Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: و م ن ي ش ك ر ف ا ن م ا ي ش ك ر ل ن ف س ه و م ن ك ف ر ف ا ن الله غ ن ى ح م يد "Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır."(lokman 12) Şükrün faydası ve sevabı yine şükredenin kendisine döner. Zira Allah Teala şöyle buyurmuştur: و م ن ع م ل ص ال ح ا ف لا ن ف س &#16 07; م ي م ه د ون "Kim de salih amel işlerse, onlar kendileri için rahat bir yer hazırlamış olurlar."(rum 44) Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuştur: "Mü'minin işine şaşarım.gerçekten onun bütün işleri hayırdır. Bu mü'minden başka hiçbir kimsede yoktur. Kendisine varlık isabet ederse şükreder, bu onun için hayr olur "[7] Şüphesiz Allah Azze ve Celle'nin kullarına ihtiyacı yoktur. Bütün yeryüzü halkı tamamen küfretseler bu O'na zarar vermez. Muhakkak ki O kendisinden başka bir şeye muhtaç değildir. Allah'tan başka ilah yoktur. Ancak O'na kulluk ederiz. و م ن ي ر د ث و اب ا لا خ ر ة ن ؤ ت ه م ن ه ا و س ن ج ز ى الش اك ر ي&#16 06; "Kim de ahiret sevabını isterse, ona da bundan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız."(al-i İmran 145) [1] Gazali; İhyau Ulumi'd-Din (4/90-95, 123-124) İbnu'l-Kayyım; Medaricu's-Salikin (1/242-244) Kurtubi; el-cami Li Ahkami'l-Kur'an (1/270-271, 9/225, 583, 14/177) el-askalani; Fethu'l-Bari (3/15) İbn Kesir; Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim (2/543, 3/453) Munavi; Feyzul Kadir (6/224) [2] Müslim; Kitabu Sıfati'l-Kıyame. [3] Sahihu Süneni't-Tirmizi (2021) [4] Sahihu'l-Cami (3943) [5] Sahihu Süneni't-Tirmizi (1592) [6] Müslim; Kitabu'z-Zühd. [7] Müslim; Kitabu'z-Zühd. islam ve Hayat,Güncel Vaaz ve Hutbeler