MONAKO PRENSESİ GRACE KARANLIK ZİNDANINDA VE YALNIZ TUNA KİREMİTÇİ NEŞE MESUTOĞLU BARIŞ AKPOLAT



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

Jamie Foxx J

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

İDİL DİZDAR, HEM OYUNCU HEM YÖNETMEN

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Carousel'de Alışveriş AYBIKE TURAN. 54 Carousel Instyle

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

WALTER MITTY NIN GİZLİ YAŞAMI 3 OCAK TA SİNEMALARDA!

Benimle Evlenir misin?

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri


Vizyon Tarihi: 12 Temmuz 2013 Yönetmen: Shawn Levy Oyuncular: Vince Vaughn, Owen Wilson, Rose Byrne, Max Minghella, Will Ferrel Yapımcı: Shawn Levy,

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

İstihbarattan devlet başkanlığına uzanan yol Putin hakkında bilmedikleriniz

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri Ocak 2015 Adana Hilton Otel

DIRIM. kültür - sanat - güncel yaşam ISSN Monet

HERKÜL TÜRKİYE VİZYON TARİHİ: İTHALATÇI: D YAPIM / DAĞITIMCI: PİNEMA SUMMIT ENTERTAINMENT VE MILLENIUM FILMS SUNAR A NU BOYANA YAPIMI

ANTALYA ALTIN PORTAKAL'DA JÜRİ HEYECANI!

Yönetmen VIJAY KRISHNA ACHARYA. Yapımcılar ADITYA CHOPRA. Türü Aksiyon. Oyuncular AAMIR KHAN KATRINA KAIF TABRETT BETHELL

ÖLÜMCÜL OYUNCAKLAR KEMİKLER ŞEHRİ MORTAL INSTRUMENTS CITY OF BONES 30 AĞUSTOS TA SİNEMALARDA!

25 NİSAN DA SİNEMALARDA

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

Kitabı mı Çıkmış, Dizisi mi?

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına

DON GİOVANNİ. uygun ve çok uzun uçuş saatleri gerektirmeyen bazı Avrupa şehirlerine göz gezdirirken

SİNOPSİS. Fragmanın Youtube Fragmanı: Fragmanın İndirme Linki:

Kahkahalarımızı öksüz bırakan Zeki Alasya'nın hayatı

Orhan benim için şarkı yazardı

Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (07 Aralık Ocak 2016)

ARA SICAKLAR. MICHAEL KORS Polyester gömlek, Brandroom. STELLA MCCARTNEY Rayon ceket, Beymen. STEFANEL Yün kaban.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Festivalin Tarihçesi

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

Sosyal Ajan. Melek mi Şeytan mı? ÖYKÜ. Marka Uzmanı GİZEM. Kokusunda Davet var ÖZKAN

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

HAYATTA İMKÂNSIZ DİYE BİR ŞEYİN OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi Salkım Söğüt Saç

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

BABA NERDESİN KAYBOLDUM

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (19 Aralık Şubat 2017)

KIRILL ISTOMIN in. renkli dünyası ve DEKO TASARIM

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

BODRUM DA GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Video Reklamcılığında, Daha Uzun Videolar Daha Güçlü Videolar mıdır?

EVRİM TRANSCENDENCE 10 EKİM DE SİNEMALARDA!

DORA DALGIÇ (ZEYNEP) TANSEL ÖNGEL (MEHMET)

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

manzaraadalar.com.tr

3 DAYS TO KILL SON 3 GÜN. Yönetmen. McG. Yapımcılar. Luc Besson. Adi Hasak. Ryan Kavanaugh. Türü. Aksiyon. Oyuncular. Kevin Costner.

yaşam boyu bağlanırsanız.

Belmin Söylemez: Bütün mesele, bir şeyi anlatmaya çalışmak ve farklı yöntemler denemek

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

Yönetmen: Cate Shortland Oyuncular: Saskia Rosendahl, Kai-Peter Malina Senaryo: Cate Shortland, Robin Mukherjee Görüntü Yönetmeni: Adam Arkapaw

KELLY RUTHERFORD GENERATIONS VE GOSSIP GIRL. Türkiye de

Tarih:. Yer:. Katılımcı numarası:... Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:.

Pepee den Önce Pepee den Sonra P.Ö- P.S

LOJISTIK SEKTÖRÜNÜN PÜF NOKTALARI ANLATILDI

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Paketi. Albüm ve Baskı Seçenekleri

Sevda Üzerine Mektup

GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Sosyolinguistik Görüşme. 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:.

HUNGER GAMES SERİSİNİN YARATICILARINDAN DIVERGENT UYUMSUZ 18 NİSAN DA SİNEMALARDA!

Sinema filmi yapmak istiyorum

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

Benimle Evlenir misin?

Yeşaya Geleceği Görüyor

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy görüşme

Sosyal Medya Kullanmayan Yabancı Ünlüler!

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

Türkiye nin En Fazla İzlenen Çizgi Filmi. Türkiye nin En Sevilen Çizgi Filmi. Türkiye nin En Kaliteli Çizgi Filmi

Düşüncelerimizi, duygularımızı ve kültürümüzü oyunlar aracılığı ile ifade ederiz.

yu severek izlerdik mesela. İzlerdik diyorum çünkü ben maalesef o güzellikleri uzaktan sevenlerdenim.

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda!

Transkript:

Sayı 39 / 19 Eylül- 2 Ekim 2014 TUNA KİREMİTÇİ PHILIP SEYMOUR HOFFMAN'DAN GÖRKEMLI BIS NEŞE MESUTOĞLU TELEVİZYONU AÇMADAN ÖNCE BARIŞ AKPOLAT LADY GAGA YENİ MADONNA MI? RÖPORTAJLAR SEVİM GÖZAY, PUCCA İLE KONUŞTU: FİLMİ DAHA ÇOK SEVERLERSE KENDİMİ KESERİM! BORA TEKAY SİNEMANIN KUTSAL BİR YERİ VAR EMRE BASALAK ESKİŞEHİR BÜYÜLÜ BİR KENT OKAN ARPAÇ YAZDI MONAKO PRENSESİ GRACE KARANLIK ZİNDANINDA VE YALNIZ

EDİTÖR Neşe Mesutoğlu Yayın Yönetmeni nese.mesutoglu@mybilet.com Sinema Mevsimi Yaz bitti maalesef. Bu da çoğu kişi için evlere kapanma vakti geldi demek oluyor. Daha soğuklar bastırmadan yağmurun sizi içerde tutmasına izin vermeyin bence. Televizyonun düğmesini açmaya ve internette dolaşmaya başlamadan evvel hemen plan yapmalı ki sokağa çıkma şansı yüksek olsun. Çünkü temizlenmiş havayı solumak, yağmurun sesini dinlemek, bir kafede oturup koşuşturan insanları izlemek hem dinlendirici hem de eğlenceli olabiliyor. Bu dönem müzeleri gezmek, en yakın kütüphaneyi keşfetmek, tiyatro ve sinemaya gitmek için de ideal zaman. Tercihiniz sinemadan yana olursa MyBilet e-dergi den vizyondaki filmlere dair fikir alabilirsiniz. Bu hafta Okan Arpaç Monako Prensesi Grace, Tuna Kiremitçi İnsan Avı ve Sevim Gözay konuğu Pucca ile Hafta Sonu isimli filmleri kaleme aldı. Zeynep Geylan Fasulye filmi ile ünlenen Yönetmen Bora Tekay ile yeni filmi Böcek hakkında konuştu. Begüm Yılmaz ise 1 Ekim de üç yeni oyunla sezonu açacak olan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Emre Basalak a yeni dönem hazırlıklarını sordu. Bizden söylemesi. İyi seyirler dileriz. Saygı ve sevgilerimle 2 www.mybilet.com

İÇİNDEKİLER 7 SAYFAYA GIT KAPAK Okan Arpaç yazdı: Sinemanın sinemaya baktığı filmleri, Grace Kelly yi ve gerçek yaşam öykülerini seviyorsanız, Monako Prensesi Grace i koşa koşa izlemeye gitmenizi hararetle tavsiye etmek boynumuzun borcu! İngilizce deki meşhur Şov devam etmeli! sözünü hatırlatırcasına, iç dünyasında ne kadar acı çekerse çeksin renk vermiyor Grace... Dünya onu prenses olarak bulutların üzerine oturturken, o kendi karanlık zindanında yaşıyor aslında. SAYFAYA GIT 18 RÖPORTAJ Televizyoncu-yazar Sevim Gözay ın, bu hafta Röp-seans konuğu dizüstü edebiyat kulvarının ilk ve çok satan yazarı PuCCa. Birlikte Hafta Sonu isimli filmi izleyen ikili yine keyifli bir sohbete imza attı. PORTRE Gelecek hafta vizyona giren Aşk Tarifi isimli filmin başrolünde Oscar lı oyuncu Helen Mirren yer alıyor. 69 yaşındaki efsanevi oyuncu Anne olmayı istemedim. Sanırım ben annelik içgüdüleri yoğun olan biri değilim diyor. 12 SAYFAYA GIT ÖZEL J 3 www.mybilet.com R Ö P O T R A

İÇİNDEKİLER RÖPORTAJ Fasulye nin yönetmeninden 14 yıl sonra gelen Böcek, bugün itibariyle vizyonda! İki arkadaşın film çekme macerasını konu alan Böcek in yönetmeni Bora Tekay, Zeynep Geylan ın sorularını yanıtladı. Filmde aynı zamanda sektöre küsen yönetmeni canlandıran Tekay Bora benden yola çıkarak tasarlanmış bir karakter, fakat tam olarak ben değil. Sektörden az kazık yemedim, küsme lüksüm olsaydı inanın küserdim diyor. 34 26 SAYFAYA GIT SAYFAYA GIT VİZYONDAKİLER: Gösterime giren diğer filmlere de göz atmakta fayda var. KÜLTÜR-SANAT: Öne çıkan etkinlikler arasından seçim yapmak zor. Kaçırılmaması gerekenleri hatırlatalım dedik. 30 SAYFAYA GIT TUNA KİREMİTÇİ İçindekiler: İnsan Avı, 11 Eylül paranoyasının kendisini hissettirdiği Hamburg da geçiyor. Böyle olunca da Türk Mahallesi meselenin kalbine konumlanıyor tabii. Hoffman ın canlandırdığı ajan Günter ve arkadaşları, Alman gizli servisi içindeki daha da gizli bir hücrenin başıdırlar. İdealleriyse tabii ki CIA ile aynıdır: Dünyayı daha güvenli bir yer yapmak. BARIŞ AKPOLAT Lady Gaga yı izleme şansına eriştik. Pek de güzel oldu. Peki, Lady Gaga denildiği veya bize gösterildiği gibi Pop Müziğin Yeni Madonna sı mı? Şov desen şenlik ortamı. Müzik güzel ama ben bu iddiadan pek emin olamadım. 4 www.mybilet.com

İÇİNDEKİLER 44 SAYFAYA GIT KIRMIZI GÖZLÜKLÜ KIZ Charlize Theron un çocuk evlat edinmesiyle ilgili özel bilgileri sosyal medyaya sızdıran Amerikalı Yargıç görevden alındı Jennifer Garner eşi Ben Affleck ile her gün birlikte spor yaptıklarını söyledi Beyoncé, hamile olduğu yönündeki iddiaları yalanladı KÜNYE MyBilet e-dergi 38 SAYFAYA GIT RÖPORTAJ Üç yeni oyunla 1 Ekim de sezonu açacak olan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Emre Basalak, Eskişehir in bir sanat kenti olduğunu söylüyor. Begüm Yılmaz a konuşan Basalak Şehir Tiyatrosu olmanın birinci koşulu şehre ait olmaktır diyor. YAYIN YÖNETMENİ Neşe Mesutoğlu GÖRSEL YÖNETMEN Murat Çavdar KATKIDA BULUNANLAR Barış Akpolat, Okan Arpaç, Tuna Kiremitçi, Sevim Gözay, Begüm Yılmaz, Zeynep Geylan İLETİŞİM Muallim Naci Caddesi No:47 Ortaköy 34347 İSTANBUL Telefon: 0212 259 20 60 e-dergi@mybilet.com MyBilet e-dergi de kullanılan tüm yazılar, kaynak gösterilerek yayınlanabilir. 5 www.mybilet.com

SİNEMA BU DÜNYADAN ZARİF BİR KUĞU GEÇTİ... MONAKO PRENSESİ GRACE Kimilerine göre, fotoğrafın icadından beri görüp görebileceğimiz en güzel kadın kendisi... 12 Kasım 1929 da Philadelphia da dünyaya gelmiş, tam adı Grace Patricia Kelly olan ve adının İngilizce deki anlamını, yani zarafeti ve güzelliği müthiş bir uyumla üzerinde taşımış bir gerçek prenses... Yine bazı hayranları, günümüzde Grace Kelly yi en çok andıran zarif güzel in Nicole Kidman olduğunu söyler. Bu filmin kastını oluşturanlar da aynı şeyi düşünüyor olmalı ki, unutulmaz aktrisi filmde Kidman canlandırıyor. Neresinden baksanız müthiş heyecan verici, sinemaseverlerin kalbini hızla çaptıracak bir biyografi bu film. Hem efsane Grace Kelly nin hayatından bir kesiti perdeye yansıtıyor olmasıyla, hem de baş döndürücü oyuncu kadrosuyla... Bundan yedi yıl önce, Edith Piaf ı anlatan Kaldırım Okan Arpaç okan.arpac@mybilet.com ORİJİNAL ADI Grace of Monaco YÖNETMEN Olivier Dahan OYUNCULAR Nicole Kidman, Tim Roth, André Penvern, Paz Vega, Frank Langella, Derek Jacobi, Parker Posey, Robert Lindsay YAPIM 2014 Fransa-ABD- Belçika-İtalya-İsviçre SÜRE 103 dk. DAĞITIM Chantier 7 www.mybilet.com

SİNEMA Serçesi ni (La Môme, 2007) yönetmiş Olivier Dahan ın da rejisör koltuğunda oturduğunu göz önüne alınca, belki Oscar larda bile yarışacak bir yapıtla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyoruz. Fakat sonuç maalesef pek parlak değil. Yine de bu söylediğimize pek takılmamanızı; sinemanın sinemaya baktığı filmleri, Grace Kelly yi ve gerçek yaşam öykülerini seviyorsanız, Monako Prensesi Grace i koşa koşa izlemeye gitmenizi hararetle tavsiye etmek boynumuzun borcu! Eski film seyrettirmenin deveye hendek atlatmaktan zor olduğu genç kuşak için belki Grace Kelly ZARAFETİ, SICACIK YÜREĞİ, VİCDANI, GÜZELLİĞİ VE YARDIMSEVERLİĞİYLE HEMEN HERKESİN DÜNYAYA GELMİŞ BİR MELEK OLARAK ANDIĞI GRACE, MONAKO NUN ZENGİNLERİYLE DE TERS DÜŞÜYOR. AKLINI GÖSTERİŞLİ BALOLARLA BOZMUŞ ZENGİN KADINLARA, ÖRNEĞİN YETİMHANE YAPTIRMALARI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİĞİNDE, YALNIZ KALABİLİYOR. ismi bir şey ifade etmiyor olabilir. Ama has sinemaseverler ve eski kuşaklar için ölümsüz bir efsane kendisi. 20 yaşında Broadway de sahneye adım atan, 21 inde TV dizilerinde gözükmeye başlayan ve 1951 de 22 yaşındayken 14 Saat (Fourteen Hours) adlı karafilmle sinemaya geçiş yapan Kelly, beş yıl sürecek film kariyerinde toplam 11 yapıtta rol alır. 1952 de Kahraman Şerif (High Noon), 1953 te Mogambo, 1954 te Toko-Ri Köprüsü (The Bridges at Toko-Ri), Taşra Kızı (The Country Girl), Yeşil Alev (Green Fire); Hitchcock la çalıştığı üç film Cinayet Var (Dial M for Murder), Arka Pencere (Rear Window) ve Kelepçeli Aşık (To Catch a Thief, 1955); 1956 da evlenip prenses olduktan sonra bizim dağıtımcıların özel olarak 8 www.mybilet.com

SİNEMA DİKTATÖRLERE KARŞI HALKIN SESİNİ DAHA FAZLA YÜKSELTMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLERKEN, GERÇEK BİR SANATÇININ DURUŞU KONUSUNDA DA UNUTULMAZ BİR DERS VERİYOR. HELE Kİ GÜNÜMÜZ TÜRKİYESİ NDEKİ SANATÇI LARIN DURUŞUNU DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE, YARIM ASIR ÖNCESİNDEN BİZLERİ UYARIYOR SANKİ GRACE KELLY! Türkçe isim verdikleri Prensesin Aşkı (The Swan) ve kameraların önüne son kez geçtiği Yüksek Sosyete (High Society)... Kısmi biyografi Monako Prensesi Grace, işte tam da Grace Kelly nin son filminin setinde, son sahnenin çekimiyle başlıyor. Buradan da anlıyoruz ki kısmi biyografi diyebileceğimiz film, Grace Kelly nin çocukluğuyla, gençliğiyle, Amerika daki yaşantısıyla ilgilenmeyecek. Adından da anlaşılacağı üzere filmin eğildiği bölüm, Kelly nin Monako Prensi III. Rainier ile evlendikten sonrası... Biraz daha daraltırsak, 1960 ların başları... Velhasıl, çevirdiği yaklaşık bir düzine filmle dünya üzerinde milyonlarca hayran edinen Grace Kelly, çok da yakışıklı denemeyecek Prens Rainier e aşık olarak kariyerine perde çekiyor ve Monako nun yolunu tutuyor. Geldiği yerde, artık bir Hollywood starı değil Kelly... Herkes ondan, dünyanın en küçük ülkesi olan Monako nun prensesi olmasını istiyor. 1960 ların başında General Charles De Gaulle ün Monako yu vergiye bağlayıp Fransa ya dahil etme arzusu Prens Rainier i buhrana sürüklerken, devreye Grace giriyor. Tam da Alfred Hitchcock tan Hırsız Kız da (Marnie, 1964) başrol oynaması teklifi gelmişken, Grace hayatının seçimini yapmak zorunda kalıyor. Çok da mutlu olmadığı evlilik hayatını ve kocasını bırakıp sinemayı seçse, iki çocuğunu bir daha görememe tehdidi söz konusu. Kocası, bir seferliğine ve 9 www.mybilet.com

SİNEMA öpüşme sahnesi olmaması kaydıyla filmde rol almasına izin verse de, Monako halkının zaten pek ısınamadığı, prenses gibi oturup kalkmasını bilmeyen, ülke De Gaulle ün tehdidi altındayken film çevirmeye heves eden Grace in, bir daha kendini insanlara kabul ettirme şansı yok gibi... Bir bakıma, prensesliği kabul ederek hayatının en büyük rolünü üstlenen ve ömrünün sonuna kadar 24 saat bu rolü hakkıyla oynamak zorunda olan Grace, seçimini ailesinden yana kullanıyor ve gereken her türlü adap dersini alarak gerçek bir prenses oluyor. ( Hırsız Kız da onun yerine daha sonra Tippi Hedren in başrol oynadığını hatırlatalım.) İsmiyle müsemma zarafeti, sıcacık yüreği, vicdanı, güzelliği ve yardımseverliğiyle hemen herkesin dünyaya gelmiş bir melek olarak andığı Grace, Monako nun zenginleriyle de ters düşüyor. Aklını gösterişli balolarla bozmuş zengin kadınlara, örneğin yetimhane yaptırmaları gerektiğini İNTERNET GİŞESİ SİTEYE GIT söylediğinde, yalnız kalabiliyor. Fakat tarihi çoktan belirlenmiş bir balo sayesinde de, zekasını kullanarak De Gaulle ü alt ediyor. Gerçek bir sanatçı duruşu İngilizce deki meşhur Şov devam etmeli! (Show must go on) sözünü hatırlatırcasına, iç dünyasında ne kadar acı çekerse çeksin renk vermiyor Grace... Dünya onu prenses olarak bulutların üzerine oturturken, o kendi karanlık zindanında yaşıyor aslında. Sevgisiz ve duygusuz kocası politikayla aklını bozmuşken, Grace de yalnızlığına gömülüyor. Dayanamayıp Amerika daki annesine telefon ettiğinde ve mutlu çocukluk anılarından bahis açtığında, karşısında bir anne değil adeta robot sesli bir telesekreter buluyor Grace... Diktatörlere karşı halkın sesini daha fazla yükseltmesi gerektiğini söylerken, gerçek bir sanatçının duruşu konusunda da unutulmaz bir ders veriyor. Hele ki günümüz Türkiyesi ndeki sanatçı ların duruşunu düşündüğümüzde, yarım asır öncesinden bizleri uyarıyor sanki Grace Kelly! Savaşların, acıların, kötülüklerin hüküm sürdüğü dünyamızda böyle bir güzelliğin ömrü de fazla sürmüyor, tahmin edeceğiniz üzere... Monako nun Zarafeti Grace Kelly, henüz 52 yaşındayken, 14 Eylül 1982 de kendi kullandığı otomobille yaptığı kaza sonucu hayata veda ediyor. O prenses olana dek çoğu insanın belki adını dahi bilmediği dünyanın en küçük ülkesi Monako yu kendi ismiyle özdeşleştiren Grace Kelly nin, 22 yaşından 27 yaşına dek rol aldığı 11 filmle sonsuza dek bu dünyadaki suretini ve hatırasını koruyacağını biliyoruz neyse ki... Film, Nicole Kidman ve Tim Roth un sağlam performanslarıyla bir solukta izlense de, böyle büyük bir oyuncu için daha geniş kapsamlı bir biyografi beklentisine giriyoruz ister istemez. İlgiyi ayakta tutmak için yapılan klişe eklemeler yerine, Kelly nin iç dünyasını daha yakından tanımak, onunla daha fazla yakınlaşmak ve belki tüm hayatını film şeridi gibi görmek istiyoruz. Ancak Monako Prensesi Grace, ağzımıza bir parmak bal çalıyor sadece. Yine de kuğu prenses i hiç tanımayan kuşaklar için şahane bir hatırlatma, sevenleri içinse yetersiz ama kaçırılmayacak bir hatıra albümü Monako Prensesi Grace... 10 www.mybilet.com

CİNSEL ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YAŞAYAN KADINLARA HAYRANIM Gelecek hafta vizyona girecek Aşk Tarifi isimli filmin başrollerini Oscar lı oyuncu Helen Mirren ve Sihirbazın Çırağı filminden tanıdığımız başarılı aktör Manish Dayal paylaşıyor. Komedi- dram türündeki filmde Fransız şef Madame Mallory karakterini canlandıran 69 yaşındaki efsanevi oyuncu Hep Fransız bir aktris olmayı hayal etmiştim. Sonunda emelime ulaştım ve şimdiye kadar en sevdiğim rolü oynadım diyor. Çeviri: Begüm Yılmaz İNGİLİZ TİYATRO EKOLÜNDEN YETİŞTİ Çocukluk ve gençlik yılları Portre SİNEMA Kendine has oyunculuğu ve zarafetiyle daima farklı bir yerde duran Helen Mirren, 26 Temmuz 1945 tarihinde İngiltere de doğdu. Asıl adı Ilynea Lydia Vasilievna Mironoff olan güzel yıldıza yakınları Popper diye hitap ediyor. Babası Rus, annesi İngiliz asıllı olan Mirren ın soyu asil Beyaz Ruslara dayanıyor. Büyükbabası Çarlık Albayı ve diplomat olan güzel yıldız, sanat dünyasında gösterdiği başarılarından dolayı İngiliz Kraliyet Ailesi tarafından 2003 yılında Dame unvanına layık görüldü. Geçtiğimiz yıl npr.org sitesine verdiği röportajda bu unvana bir Helen Mirren 12 www.mybilet.com

İNTERNET GİŞESİ SİTEYE GIT SİNEMA türlü alışamadığını dile getiren Mirren Dürüst davranmam gerekirse 10 yıl oldu ve hâlâ bu unvanı taşıdığıma inanamıyorum. Ailem hayatta olsaydı eminim benimle gurur duyardı diyor. Verdiği röportajlarda küçükken evlerinde televizyon bulundurmadıklarına dikkat çeken güzel yıldız Ailemde benden başka oyuncu olmak isteyen ve sanatla uğraşan kimse yoktu. Onlar akşamları televizyon izlemek yerine hayatın anlamını sorgulamayı tercih ediyordu diyor. Önceleri annesiyle babasını memnun etmek için öğretmen olmaya karar veren ve eğitimini bu yönde sürdüren güzel yıldız, 18 yaşındayken tutkunu olduğu Ulusal Gençlik Tiyatrosu (National Youth Theatre) seçmelerine katıldı ve kazandı. İki yıl sonra Old Vic Tiyatrosu nda Kelopatra yı oynayarak kendini gösteren Mirren, çok geçmeden neredeyse her tür klasik oyunda rol aldığı Kraliyet Shakespeare Tiyatrosu nun (Royal Shakespeare Theatre) üyesi oldu. SAHNEDEN BEYAZPERDEYE Kariyeri boyunca Kleopatra karakterini üç kez ve farklı zaman aralıklarında sahneleyen Mirren, onu canlandırdığı her anın çok özel olduğunu söylüyor ve ekliyor 1965 te beni hiç kimse tanımıyorken rolümü oynamış. Aradan 17 yıl geçtikten sonra Michael Gambon ile Kraliyet Shakespeare Tiyatrosu nda Antony ve Kleopatra (Antony and Cleopatra) isimli oyunu karşılıklı oynarken bu kez kariyerim için risk almış ve büyük bir başarı elde edeceğimi öngörmüştüm. Çünkü performansım tüm zamanların en iyisiydi Güzel yıldız sahnedeki başarılarının ardından 1968 de rol aldığı ilk filmi Herostratus ile Hollywood a da adım atmış oldu. Dönüm Noktası 13 www.mybilet.com

SİNEMADA 46 YIL Beyazperdede çoğu kez sıra dışı ilişkilerin kahramanı olarak karşımıza çıkan Mirren, 1960 ve 70 lerde düzenli olarak usta yönetmenlerle çalıştı. 1984 yılında rol aldığı Cal isimli filmde çizdiği olgun kadın portresiyle Cannes Film Festivali nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünün sahibi oldu ve 11 yıl sonra bu başarısını Kral George un Deliliği (The Madness of King George) isimli filmle tekrarladı. Mirren 2006 da rol aldığı Kraliçe (The Queen) isimli filmde hem Kraliçe II. Elizabeth i hem de mini dizi Elizabeth I de I. Elizabeth i canlandırdı. Her iki rolüyle de Altın Küre kazanan güzel yıldız, başarısını En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar la pekiştirdi. Kraliçe (The Queen) filmindeki rolünün bambaşka bir deneyim olduğunu ifade eden başarılı oyuncu Daha önce hiç içinde bulunmadığım bir yaşam tarzına sahip, önemli birini canlandırdım. Bu gerçekten zor bir işti diyor. Kraliyet ailesiyle ilgili her şeyin Britanya da çok ilgi göreceğini, eleştirileceği ve tartışılacağına da değinen Mirren, endişelerini Kraliçe Elizabeth in portrelerine bakarak yendiğini belirtiyor ve ekliyor Portrelere bakınca ressamların özgür olabildiğini gördüm. O anda kendi kendime Sen de sanatçısın ve bu performans da senin kraliçe portren olacak dedim ve bu sayede başarabildim Yönetmen eşi Taylor Hackford ile çalışmanın göründüğü kadar kolay olmadığına da dikkat çeken Mirren Taylor ile çalışan insanlar ona hayran olmasına rağmen, ben aramızdaki SİNEMA duygusal bağ gereği zaman zaman davranışlarından ve sarf ettiği sözlerden farklı anlamlar çıkarıp üzülebiliyorum. Ama beraber film çekmeyi ve bana harika roller yaratmasını seviyorum. Her ikimiz de kendi dünyamızda profesyoneliz. Ancak eşlerin birlikte çalışmamaları gerektiğini düşünüyorum diyor. 2004 yılından beri çeşitli film festivallerinde jüri üyeliği görevini Kariyeri üstlenen Mirren, söylemlerinde camiada yaşlanmanın eşiğinde olan aktrislerin rol bulmakta zorlandığına da değiniyor ve ekliyor Film çekmeye başladığım ilk zamanlarda set ortamı oldukça maskülen bir yapıya sahipti. Erkekler çok maçoydu. Şimdiyse endüstriye dâhil olan pek çok bayan görüyoruz. Bu çok heyecan verici diyor. 14 www.mybilet.com

SİNEMA SANIRIM ANNELİK İÇGÜDÜM YOK 1980 lerin başında kendisinden yedi yaş küçük olan aktör Liam Neeson ile birlikte olan Mirren, ünlü aktörle birlikte rol aldıkları Krallar Savaşıyor (Excalibur) isimli filmin setinde tanıştı. İki buçuk yıllık beraberliklerinin ardından ilişkilerini noktalamaya karar veren Mirren, White Nights adlı filmin setinde bu kez 17 yıldır evli olduğu yönetmen eşi Taylor Hackford ile yakınlaştı. Usta yönetmenle 1997 yılında evlenen Mirren Aslında bizim ilişkimizde pek bir şey değişmedi. Çünkü 11 yıldır beraber yaşıyorduk. Taylor beni işimde destekleyen ve başarılarımla gurur duyan bir eş Eğer bu şekilde olmasaydı zaten bir arada olamazdık diyor. Ancak güzel yıldız geçtiğimiz yıl Daily Mail gazetesine evliliğiyle ilgili büyük bir itirafta bulundu. Sadece ekonomik nedenlerden dolayı evlendiklerini dile getiren Mirren Biz öyle çok romantik bir çift değiliz. Doğum günlerimizi bir gün öncesinden hatırlar ve o şekilde hediye almaya karar veririz. Mesela Sevgililer Günü nde Taylor bana sürpriz yapmaya kalksa bu çok şaşıracağım bir şey olur. Biz iletişimin her şeyden önemli olduğuna inanıyoruz ve evde çok konuşuyoruz diyor. Mutlu bir evlilik sürdürdüğü halde çocuk sahibi olmak istemeyen Mirren, 2007 yılında verdiği bir röportajda Özel hayatı bu kararının arkasında yatan nedeni de açıkladı. 13 yaşındayken izlediği bir film sonucu travma yaşadığını ve anne olmak istemediğini söyleyen başarılı oyuncu Ben geleneksel bir okulda eğitim gördüm. Bir gün bize cinselliğe dair hiçbir bilgi vermeden ebelere yönelik hazırlanmış bir film izlettiler. Doğumun tüm ayrıntılarına tanık 15 www.mybilet.com

SİNEMA olduk. Salonda bayılanlar oldu. Bense ellerimle yüzümü kapattım. Bu benim için tam anlamıyla bir travmaydı. Sanırım ben annelik içgüdüleri yoğun olan biri değilim diyor. Yıllar geçmesine rağmen zarafetinden ve şık giyim tarzından ödün vermeyen Mirren, iki yıl önce 67 nci yaş gününde Jennifer Lopez, Elle MacPherson, Pippa Middleton gibi isimleri geride bırakarak Yılın Vücudu seçildi. Dört yıl önce de New York Dergisi için soyunan 69 yaşındaki güzel yıldızın fotoğraflarının fotoşopsuz olduğu iddia edilmiş ve bazı kesimler tarafından eleştirilmişti. Verdiği röportajlarda 1960 larda rol aldığı filmlerde çıplaklıktan kaçınmamasının onu daha da özgür kıldığına değinen güzel yıldız Özgürlüğe giden yolculuğumun bir parçasıydı o roller. Bu kadının sömürülmesi mi bilmiyorum. Sömürülme sınırı çok soyut, fakat cinsel özgürlüğünü ilan eden kadınlara hayranım diyerek konuya açıklık getirdi. Wii fit tutkunu olduğundan da bahseden güzel yıldız, kendimi harap etmeden spor yapabiliyorum diyor. Sahip olduğu büyük saygınlığa karşın hayatla ve kendiyle dalga geçme fırsatını hiçbir zaman kaçırmayan Mirren, geçtiğimiz haftalarda icloud mağduru olan ünlülerin yaşadıklarıyla ilgili olarak da çeşitli açıklamalarda bulundu. Telefonlarında neden çıplak fotoğraflarını bulundurduklarını bir türlü anlayamıyorum diyen başarılı oyuncu Benimkiler çalınmadığı için kendimi hakarete uğramış gibi hissediyorum diyerek herkesi güldürdü. ÖNEMLİ ÖDÜLLERİ 2014 Glamour Yılın Kadınları Ödülleri- İkon Ödülü 2013 Hollywood Şöhretler Kaldırımı 2013 Laurence Olivier Ödülleri- En İyi Kadın Oyuncu Ödülü 2012 Avrupa Film Ödülleri Dünya Sinemasında Başarı Ödülü 2007 OSCAR- En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Kraliçe (The Queen) 2007 BAFTA- En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Kraliçe (The Queen) Altın Küre - En İyi Kadın Oyuncu 2007 Ödülü/ Drama, Kraliçe (The Queen) Beyazperde Sanatçıları Derneği- En 2007 İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Kraliçe (The Queen) 2007 Glamour Yılın Kadınları Ödülleri- Üstün Katkı Ödülü Film Eleştirmenleri Derneği- En İyi 2007 Kadın Oyuncu Ödülü, Kraliçe (The Queen) 2006 Venedik Film Festivali- Volpi Kupası 2006 İngiliz Bağımsız Film Ödülleri (BIFA), Variety Ödülü Cannes Film Festivali- En İyi Kadın 1995 Oyuncu Ödülü, Kral George un Deliliği (The Madness of King George) 1984 Cannes Film Festivali- En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Cal 16 www.mybilet.com

SİNEMA Sevim Gözay sevim.gozay@mybilet.com PuCCa ile Hafta Sonu seansı: FİLMİ DAHA ÇOK SEVERLERSE KENDİMİ KESERİM! Röp-seansın bugünkü konuğu, dizüstü edebiyat kulvarının ilk ve çok satan yazarı PuCCa. Eski sevgilisini rezil etmek için açtığı bir blog la keşfedilip ünlenen ve uzun zaman Marilyn Monroe görseli arkasına gizlenen bu genç ve eğlenceli kalem, şimdilerde Bridget Jones un Türkiye şubesi kıvamında. 70 inci baskıya gelen ilk kitabının sinemaya uyarlandığı haberlerini alınca, onunla buluşmanın tam zamanı diye düşündüm. Ve birlikte, Hafta Sonu adlı eşcinsel aşk dramasını izlemeye karar verdik. Vizyonun en sürprizli filmlerinden biriydi nitekim. Çıkışta hem izlediğimiz filmi, hem de sinema hakkında her şeyi konuşmak üzere bir kafeye geçiyoruz. Bekletmeden düğmeye basıyorum. İşte kayıt! Evet, nasıl buldun Hafta Sonu nu? Glen karakterinin söyledikleri çok mantıklıydı. Her şey gerçekten de heteroların üstüne kurulmuş. Bütün reklam panoları, bütün şeyler hep bir kız-bir erkek aşkı. Bu yüzden başta onların arasındaki aşka da inanmıyor insan izlerken. Çünkü bilinçaltı sürekli bir kadın bir erkek arıyor aşkta, romantizmde. Yaşayamıyorlar hiçbir şekilde -ki ne kadar rahat bir yerde geçmesine rağmen film- öpüşme, vedalaşma, sokakta sevgili gibi yürüme hiçbir 18 www.mybilet.com

SİNEMA şekilde yok hayatlarında. Ne kadar ağır aslında. Ailelerine söyleme durumları ki filmde bir trajedi yok bu konuda, ama ona rağmen zor yaşıyorlar. Evli olup da eşcinsel ilişkide olanlar da var tabii. En büyük korkum odur zaten... Sevgilinin gizli gay olması mı? E tabii. Ya biseksüelse ya şöyleyse ya böyleyse durumları. Sevdim ama biraz fazla diyalog üzerineydi. Bu da aslında beyin kodlamasından. Bir kadın-bir erkek aşkı olsaydı mutlaka başlarına bir macera gelmesini beklerdik meselâ. Yoksa ne konuşacaklar ki zaten? Onların (gaylerin) ise paylaştığı bir acı var, bir şey var, ortak bir nokta. Bizde ise (heteroseksüel dünyada) aynı şekilde bir hafta sonunu evlerini geziyor kitap, en sonunda Yirmibeş Film aldı. Ben zaten tüm haklarımı yayınevine devretmiştim. Onlar da aldı şimdi, başka bir şey çıkardılar kitaptan. Tam olarak senin yazdığın hikâye değil mi? Hayır. Kitaptan başka bir proje çıkarttılar. Karakterlerin çoğu değişti, baba değişti, kızın karakteri Hiçbir şekilde bilmiyorsun, her şekilde saklanabiliyor. Utanılıyor. Kendileri bile bilmiyorlar bazen. Çok var öyle arkadaşım, birçok şey yaşıyor ama sorduğun zaman asla kabul etmiyor. Ne diyor, Takılıyoruz mu? Evet. Evleniyor sonra da hiçbir şey olmamış gibi. Sevdin mi peki filmi? bir erkekle geçirsen en fazla aile trajedini anlatırsın karşılıklı, ama ortak nokta yok hiç. PUCCA FİLM OLUYOR! İlk kitabın film oluyor sonunda. Uzun bir hikâye aslında bu değil mi? Çok uzun bir süreç geçti bununla ilgili evet. Dört senedir yapım değişti. İlk kitap olan Küçük Aptalın Büyük Dünyası ndan uyarlandı, değil mi? Evet, ilk kitap üstünden yürüyor ama son kitabın ismini aldılar. Daha çok yakıştığını düşündükleri için büyük ihtimalle. Sonra da başladılar çekimlere, bitmek üzere hâttâ. Gittin mi sete? Gitmedim. Aa, neden? Onlar kendi başlarına yapmayı daha çok tercih ettiler. Ne hissediyorsun? Heyecanlı, mutlu, meraklı? Pek mutlu olduğum söylenemez, çünkü benim dışımda bir hikâye oradaki. Ama ne olacağını merak ediyorum. Senaryoyu okumadın mı? Okumadım. Mutlaka güzel bir şeydir diye düşünüyorum. Seni oynayan Büşra Pekin hakkında ne düşünüyorsun? Ay çok seviyorum Büşra yı! 19 www.mybilet.com

SİNEMA İNTERNET GİŞESİ SİTEYE GIT Pekmez karakteri de Murat Boz, memnun musun castingden? Memnunum. Büşra yla yazın 8-9 günü beraber geçirdik zaten. Mimiklerimi, hareketlerimi alsın diye. Çok eğlenceliydi. Neden sen oynamadın kendini? Ama o bambaşka bir şey. Hayatta yapamam herhalde oyunculuk. Zaten kamera görünce ayaklarım titriyor. Ben yazayım sadece, arka planda olayım. Kendi hayatımı yazıyorum zaten, daha az görünmek daha kolay, daha rahat. Ne zaman izleyeceğiz Hadi İnşallah ı? Sanırım 28 Kasım da. Instagram a öyle yazmışlar. Sağlam bir kitlen var. Senin filmin diye koşacak hazır bir seyirci belki de. Sen onları iyi tanıyorsun. Kim onlar? Kimler okuyor seni en çok? Kadınlar, kızlar. 14-25 yaş genelde. Ama fark ettim ki, şöyle oluyor. Twitter da sevgisini en fazla gösterenler ergenler. Fakat karşılaştığım her yaş grubundan kadın okuyor. 70 yaşındaki de, 40 yaşındaki de, 30-20 yaşındaki de okuyor. O yüzden daha çeşitli bir kadın grubu var diye düşünüyorum. Daha büyük kadınlar. Erkek ise neredeyse hiç yok! Çünkü meselâ ağdayla alâkalı hiçbir şeye gülemiyorlar. Ya da ilk gece korkularımızla ilgili ya da normal çorabın varis çorabına dönmesiyle ilgili Bunlar yok çünkü onların hayatında. Gişede ne yapar sence bu film? Hiç bilmiyorum. Okuyucuyla film izleyicisi çok başka. Umarım tutar. Murat Boz a güveniyorum. Birçok uyarlama için Kitabı daha iyiydi denir. Bu filmde ne olur sence? Öyle denirse benim daha çok BİZİM DİLE GETİREMEDİKLERİMİZİ SEN GETİRDİN, SESİMİZ OLDUN DİYORLAR, ÇOK ŞAŞIRIYORUM. ESKİ SEVGİLİNİZE KÜFRETMEK HİÇ Mİ AKLINIZA GELMEDİ? 20 www.mybilet.com

SİNEMA işime gelir tabii ki (Gülüyor). Ama hiç belli olmaz. Filmi daha çok da sevebilirler. İkisi arasında kaldım şimdi. Filmi daha çok severlerse kendimi keserim! (Kahkahalar) Blog, internet fenomenliği, derken çok satan yazarlık ve şimdi de film Aklına gelir miydi sürecin böyle işleyeceği? Ay, hiç! Cem Mumcu (Okuyanus Yayınları) ilk teklif ettiğinde, Ben yapamam dedim zaten. Ama işte, Bütün blogger lar olacak vesaire deyince tamam dedim. Kitap çıktığı gün hiçbir yerde kalmayınca da inanmadım. Ben öylesine torunuma gösteririm filan diye yapmıştım, hatıra kalsın diye. Dalga geçiyordum hâttâ. Hiç kimseye de söylememiştim, en yakın arkadaşlarım bile bilmiyordu. Hiç beklemiyordum. Sonra? Sonra CV yolladığım kanallar beni programlarına çıkarmaya başladı. Sonra köşe yazarlığı Ya dedim, güzel işmiş bu (Gülüyor). Babam hep derdi, internette çok vakit geçirdiğim için, İnternet mi ödüyor kiranı? Sonra babayı evlendirdik işte internetle. (Gülüyor) Nasıl yani? Bu yaz babam evlendi de. Her şeyi ben yaptım işte düğünü, onu bunu. Sonra da dedim Baak, internet sayesinde. Balayına da yolladım onları bir güzel cici anneyle. Bir intikâm hikâyesi mi sence senin hikâyen, bir başarı hikâyesi mi? Çocuğu görsem teşekkür edeceğim! Çok acı çekiyordum filan ama her şey onun sayesinde oldu. Evlendi barklandı o tabii ama boşandı sonra. (Hınzırca gülüyor) SİNEMA VE FLÖRT Hayatında sinemada izlediğin ilk film? İnanmayacaksın ama 9 1/2 Hafta. A a, kimle gittin? Bir sevgili bulmuştum kendime, ikimiz de küçüğüz. Yalancı Yalancı diye bir film vardı ( Liar Liar, 1997) ona bilet kalmamış, öbürüne gittik biz de. 12-13 yaşındayız. Olay yeri? İzmir. Gık çıkarmadan izledik birinci yarıyı. Sonra artık bal döküp yalama sahnesinde Kalkalım mı? olduk ve çıktık. Babama söylerim diye çok korkmuştu, babamın arkadaşının oğluydu çünkü. İlk ve son randevumuz oldu tabii. O bal yalama hâlâ hafızamdadır (Kahkahalar). Şimdi nasıl sinemayla ilişkin? Sinemayı çok seviyorum ama çok soğuk oluyor. Mutlaka her gittiğimde yanıma bir şey alırım. İdeal seansın? Gece yarısı seanslarını severim. 4-5 kişi gideriz. Ama en son Hobbit te 04:00 da çıktığımız için uyumuştuk. Bugüne kadar izlediğin en romantik film? Rüzgâr Gibi Geçti (1939). Çok severim. Her yeni birine âşık olduğumda izliyorum. Hepsine de izletiyorum. Her seferinde Scarlett benim... (Gülüyor) Ayrıldın, kalbin çok kırıldı. Ne izlersin? Cesaretin Var Mı Aşka? ( Jeux d Enfants, 2003) Her ayrıldığımda 21 www.mybilet.com

SİNEMA GÜZEL BİR ŞEYLER GÖRMEK İSTİYORUM FİLMLERDE. UÇUŞAN ETEKLER, GÜZEL ÇOCUKLAR, GÜZEL KIZLAR izlerim. Bir de My Sassy Girl ama Kore versiyonu (2001). Favori türlerin? Dram, komedi, aksiyon, macera, bilimkurgu, gerilim, romantik-komedi? Romantik-komediyi çok seviyorum. Fantastik öyküleri çok seviyorum. Meselâ? Harry Potter. 4-5 kez izlemişimdir herhalde baştan sona. Yüzüklerin Efendisi de öyle. Bilimkurgu Star Wars tan ibaret benim için. O da hani erkek arkadaş bulurken kolaylık olsun diye, üniversitede. Romantik-komedi favorilerin? Adam Sandler ın bütün filmlerini seviyorum. Güzel insanların olduğu bütün kareleri seviyorum aslında. Güzel kareler olacak, güzel kıyafetler olacak. Yerli dizide de öyle meselâ, sadece güzel kıyafetler varsa devam ediyorum. Sinema ve flört deyince? Hani o ilk el tutuşma, kolunun birbirine değmesi. Bir şey söylermiş gibi döndüğünde öpüşecek gibi olmak. Mır mır mır konuşmak, yanda naneli şeker tabii. (Gülüşmeler) Naneli şeker? :) Aa, ben öpüşmeden önce mutlaka bileğimi yalar koklarım. Yala, kokla. Mutlaka işe yarıyor. Eğer kokuyorsa ı-ıh. Bir de etrafına bakma olayı var. Öndekiler görür mü? Arkadakiler görür mü? Kafamı oraya atsam rahatsız olurlar mı? Ama mısır bozuyor bence olayı. Ne zaman mısır alınsa bir daha romantiklik olmuyor. Ben hepsini bitirmek üzerine çalışıyorum çünkü hart hart hart. Çocuk daha elini atamadan bitiyor, Ay pardon diye kalıyorum sonra. İlk randevuda sinemaya davet eden erkek hakkında ne düşünürsün? Konuşacak bu kadar mı şeyi yok derim. Bir de sevgilisi mi var diye düşünürüm, niye bu kadar gizli saklı? İlk randevu için iyi değil sinema. Üçüncü dördüncü için iyi, hâttâ uzayan ilişkiler için iyi. Sussun da biraz kafa dinliyim diye. NEDEN MARILYN? Uzun zaman Marilyn Monroe görseli kullandın, kapaklarda da aynı şekilde. Nereden çıkmıştı bu fikir? Kötü bir çocukluk geçirmiştim. Anneannemle bir gün film izliyorduk, o çok severdi Marilyn Monroe yu. Bak dedi, Bu da senin gibi. Çok zor bir çocukluk geçirmiş, ama bak sonra ne olmuş... İlkokul 2 ye falan 22 www.mybilet.com

SİNEMA gidiyordum sanırım, ondan sonra her şeyim o oldu. Bütün çıkartmalarım, yapıştırmalarım. Onunla başladım, onunla devam ettim. Blog dan önce üniversitenin forum sitesinde popülerdim, o zaman da Marilyn di görselim. Hatta Pucca ismi de o zamandan. Ne düşünüyorsun Marilyn Monroe hakkında? Çok üzülüyorum. Gerçek babasını bulamama dramı. Annesinin şizofren olması ve kendisi için de bundan korkması. İlaçlara bağımlı olması. Gördüğü her erkekte baba figürü araması. Çok ağır şeyler. Önemli olan ne ün, ne para, ne şöhret Sadece gerçekten de birinin onu sahiplenmesi isteği. Bütün iniş çıkışları da öyle zaten. Hayatında biri onu sahiplenmediği her dönem ağır bir depresyon yaşıyor. Ne zaman aşk yaşıyor, filmleri patlıyor. Ne zaman aşkı sönüyor, ağırlık çöküyor içine. Ya sen? Ben de öyleyim aslında, mutlaka aşk olmalı. Ama şimdi şimdi bunu değiştiriyorum. Biri beni sahiplensin olayından, ben kendimi sahipleniyorum durumuna geçmeye başladım. 30 una kadar galiba insan başkalarıyla daha çok ilgileniyor, aile, sevgili, arkadaş Onları tanımaya çalışıyorsun. Sonra sonra kendini daha çok sevmeye başlıyorsun. Hayatımın korkusuydu 30 olmak. Ama en güzel zamanlarmış meğer. Babamın söylediğine göre asıl 40 mış, Mutluluktan öleceksin sen kırka gelince diyor. Yeşilçam la aran nasıldır? Ay çok severim, çok. Filiz Akın ı çok beğeniyorum. Bir de Emel 23 www.mybilet.com

SİNEMA Sayın Mavi Boncuk. Gene sarışın bak, gene sarışın sevdim! Erkek de Tarık Akan. Bir grup yabancıya Türk sinemasını 3 filmle anlatman gerekiyor. Hangi 3 film onlar? Mavi Boncuk, Neşeli Günler, bir de Kaybedenler Kulübü. Bir sevgilin var, aranız müthiş, ama sen hangi filmi beğensen dalga geçiyor. Tek sorun bu. Ne olur sence bu ilişki? Ay işte eski sevgilim! İzlediğim hiçbir şeyi sevmezdi. Bir süre sonra film izleyemiyorsun birlikte. Kendi arkadaşlarınla yapmaya başlıyorsun, sonra o sinir oluyor, sonra neden biz beraber hiçbir şey yapamıyoruz a dönüyor, sonra devamlı birbirini aşağılamaya dönüyor. Ortak beğeni çok önemli, yoksa devam etmiyor. En sinir olduğun karakter? Her filme bir salak sarışın koymalarına sinir oluyorum. Gerçek hayatla hiçbir alâkası olmayan o yapay tip. Özellikle Türk filmlerinde. Öyle bir karakter olunca benim için bitiyor. Absürd komedi bile olsa bir şeye bağlaması lazım. Bugüne kadar sinemada başına gelen en saçma şey? Babamın arkasına oturmam. Babamla sevgilisinin. Çok çapkındı da benim babam eskiden. Ben liseye gidiyordum, sinemaya gittik sevgilimle ve babam gelip önümüze oturdu. 15 dakika fragman izledik eğilip, ışıklar kararınca da kaçtık. İşte böyle. Selen Pınar Işık, yani PuCCa yla söyleşimiz burada bitti, sevgili MyBilet e-dergiciler. Gelecek sayıda yeni bir film ve sürpriz bir konukla buluşuncaya kadar, nane şekerli seyirler herkese! :) 24 www.mybilet.com

SİNEMANIN KUTSAL BİR YERİ VAR Fasulye nin yönetmeninden 14 yıl sonra gelen Böcek, bugün itibariyle vizyonda! İki arkadaşın film çekme macerasını konu alan Böcek in yönetmeni Bora Tekay, aynı zamanda filmde sektöre küsen yönetmeni canlandırıyor. Sorularımızı yanıtlayan Tekay Bora benden yola çıkarak tasarlanmış bir karakter, fakat tam olarak ben değil. Sektörden az kazık yemedim, küsme lüksüm olsaydı inanın küserdim diyor. Deneysel bir sahte belgesel olarak adlandırdığınız Böcek gerçek yaşamdan kesitler sunuyor mu? Gerçek yaşamdan kesitler SİNEMA sunarmış gibi yapıyoruz, fakat tamamen kurgulanmış bir hikayemiz var. Teknik olarak bir belgesel formatında, aslında gerçekle sahtenin birbirine karıştığı bir alan yarattık. Sinemanın seyirciyle ilişkisine kafa yorduk ve bu alanda seyirciye özgün bir yolculuk yaşatmaya çalıştık. Büyük bir izleyici kitlesine ulaşan Fasulye filminde birlikte çalıştığınız senarist Haluk Özenç le yeniden bir filme imza attınız. Sizi 14 yıl sonra Özenç le Bora Tekay Zeynep Geylan zeynep.geylan@mybilet.com 26 www.mybilet.com

SİNEMA İNTERNET GİŞESİ SİTEYE GIT FESTİVAL SÜRECİ İlk gösterimi!f Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali nde yapılan film, En Komik Film ödülünü aldı. Ayrıca Kanada Film Festivali nden de yabancı film kategorisinde ödülle döndü. bir araya getiren neydi? Fasulye de yaşadığımız tatmini, dizilerde ve sektördeki diğer işlerimizde bulamamak oldu galiba. Bu kadar zaman alması ise birtakım zorunluluklar nedeniyle geçen zaman diliminde çalışıp para kazanmamız gerektiği içindi. Fasulye büyük bir izleyici kitlesine ulaştı mı bilmiyorum ama öyle olduysa da zaman içinde olmuştur. Zira benim Fasulye den ettiğim zarar efsanevi boyutlarda. Kutsal bir yere koyduğum için sinemaya ticari gözle bakamadım, o yüzden sinema yerine dizi çekerek bu süreci geçirdim. Özgüvenimin geri gelmesi de zaman aldı. Ayrıca teknolojinin de gelişmesiyle ufak ve iyi tasarlanmış bir filmin maliyeti tarafımdan karşılanabilir hale geldi. Edindiğimiz çevre ve birikimi de düşünürsek bağımsız film yapma hayalimizi daha yeni gerçekleştirebildik. Böcek, film çekmeye karar veren iki arkadaşın, sektöre küsmüş yönetmen Bora yla (Tekay) karşılaştıktan sonraki maceralarını konu alıyor. Filmdeki yönetmen Bora nın gerçekte de sektöre küsme durumu söz konusu mu? Filmdeki Bora tam olarak ben değilim, benden yola çıkarak tasarlanmış bir karakter. Ama ben de sektörden az kazık yemedim, küsme lüksüm olsaydı inanın küserdim. Bora benim fantezimi gerçekleştirmiş, sektörü bırakıp kendini resim yapmaya vermiş bir adam. Tabii kanında virüs var onun da. Dayanamıyor ve dönüyor yönetmenliğe. Biraz seyircinin yorumuna kalmış bir şey bu aslında. Belki de hiç bırakmamıştır sinemayı, öyle gözükmek istiyordur. Bağımsız sinema özellikle bir yönetmen için çok farklı Dizi ve sinema sektörü koşulları aynı açmazları mı taşıyor? 27 www.mybilet.com

SİNEMA Ticari sinemayla kıyaslarsanız çok da farklı değil. Yine maliyet baskısı var, yetişmesi gereken bir iş, şişmiş egolar, şablonlar ve maddi beklentiler var. Ama bağımsız sinema farklı tabii, özellikle bir yönetmen için. Vizyonunuzu ortaya koyabilirsiniz. Deneyebilir, araştırabilir, gerçekten yaratıcı FİLMOGRAFİ 2014 Böcek (Sinema Filmi) Yönetmen & Oyuncu 2010-2011 Çocuklar Duymasın (TV Dizisi) Yönetmen 2010 Bana Bunlarla Gel (TV Dizisi) Yönetmen 2009-2011 Papatyam (TV Dizisi) Yönetmen 2008 Servet Avcısı (TV Dizisi) Yönetmen 2007 Yıldızlar Savaşı (TV Dizisi) Yönetmen 2007 Sevgili Dünürüm (TV Dizisi) Yönetmen 2007 Aşk Yeniden (TV Dizisi) Yönetmen 2006 Kadın Severse (TV Dizisi) Yönetmen 2006 Felek Ne Demek (TV Dizisi) Yönetmen & Oyuncu 2005 Bendeniz Aysel (TV Dizisi) Yönetmen 2004 Mars Kapıdan Baktırır (TV Dizisi) Yönetmen & Oyuncu 2004 Kadın İsterse (TV Dizisi) Yönetmen 2003 Evli ve Çocuklu (TV Dizisi) Yönetmen 2002 Aslı ile Kerem (TV Dizisi) Yönetmen 2001 Tatlı Hayat (TV Dizisi) Yönetmen & Senarist 1999 Fasulye (Sinema Filmi) Yönetmen olabilirsiniz. Dizilerinizde Haluk Bilginer, Metin Akpınar ve Türkan Şoray gibi usta isimlerle çalışırken, sinemaya dönüşünüzde neden amatör bir kadroyla çalışmak istediniz? Filmin gerektirdiği oydu. Başka bir nedeni yok. Tabii bunun anlaşılması için izlenmesi gerek. Böcek Kanada Film Festivali nden Yabancı Filmler kategorisinde ödülle döndü. Ülkemizde yapılan film festivallerini dışarıdaki festivallerle karşılaştıracak olursanız neler söyleyebilirsiniz? Festival deneyimim çok kısıtlı. Bu konuda fazla bir şey söylemem doğru olmaz. Bugüne kadar Türkiye de sadece!f e katıldık. Film yurtdışında da bazı festivallerde gösterildi ama ben sadece bir tanesine gidebildim. Aslında!f in ne kadar şahane bir festival olduğunu düşündüm. Ayrıca o yurtdışı yolculuğu da yorucu ve gereksizdi. Tabii Berlin, Venedik falan mutlaka güzeldir. Erdal Beşikçioğlu, Tamer Karadağlı ve Salih Kalyon gibi tanınmış simaların konuk oyuncu olarak katıldığı filmin set ortamı nasıldı? Çok küçük bir ekiptik, dolayısıyla esnek ve hızlıydık. Ünlüler için acısız oldu yani. Mesela Erdal (Beşikçioğlu) filmde oynadığını aylar sonra öğrendi. Ben tabii endişeden kıvranıyordum o süreçte. Filmdeki herkes için yeni ve eğlenceli bir deneyim olduğunu düşünüyorum. BORA TEKAY KİMDİR? Bora Tekay, 9 Haziran 1974 te Bursa da doğdu. Yönetmen, senarist, oyuncu ve yapımcı olan Tekay Robert Koleji nden mezun oldu. New York'ta bulunan Bard College'de sinema eğitimini tamamladı. 1999 yapımı ilk sinema filmi Fasulye den sonra, birçok sevilen dizinin yönetmenliğini üstlendi. Şimdiyse, ikinci sinema filmi Böcek le izleyici karşısına çıkıyor. 28 www.mybilet.com

SİNEMA Tuna Kiremitçi tuna.kiremitci@mybilet.com Hoffman dan görkemli bis Tâ gençlik yıllarından beri takip ederdim Philip Seymour Hoffman ı. Esas çocuğun şapşal kankası rolünü oynadığı zamanlardan. Saçını yapıştırıp demode kıyafetleriyle okulun ezik ineği gibi takıldığı yıllardan. O haliyle bile insanda Bu adamda bir iş var ama dur bakalım... hissi uyandırırdı. İşte bu yüzden, yıllar sonra hak ettiği yere gelip Oscarlı bir ustaya dönüştüğünde (hem de Truman Capote rolüyle, daha ne olsun!), sanki halamın oğlu başarmış gibi içim gururla doldu. Bunu yapacağını biliyordum! diye havalandım sağa-sola. Film yıldızlarıyla ilişkimiz bazen çok manyakça olabiliyor evet. Hatta ölümüne o kadar üzüldüm ki, konuyla ilgilenmemeyi seçtim. Hayattan ayrılış şekliyle ilgili, cenazesi ya da son zamanlarıyla ilgili haberleri kasten takip etmedim. Resmen üç maymunu oynadım en sevdiğim oyunculardan birinin ardından. Bu tutumum yüzünden, son bir filme imza attığını da öğrenemedim. Tabii söz konusu filmin casusluk romanlarının taçsız kralı John Le Carré den uyarlama olduğunu. Hatta filmde Hoffman a William Defoe, Rachel McAdams ve Robin Wright yanı sıra Derya Alabora nın eşlik ettiğini de. Herhangi bir filmle karşılaşmayacağımız zaten 30 www.mybilet.com

SİNEMA BÖYLE BURUK BİR KARAKTER HOFFMAN GİBİ BİR USTAYLA BULUŞTUĞU ZAMAN ORTAYA SEYRİNE DOYULMAZ BİR PERFORMANS ÇIKMIŞ. HATTA HOFFMAN IN EN İYİ PERFORMANSLARINDAN BİRİ DESEK BAŞIMIZ AĞRIMAZ. yukarıdaki paragrafta saydığım isimlerden belliydi. Bir de bunlara hem The American filmiyle hem de Metallica ve U2 için çektiği kliplerle radarıma girmiş Hollandalı yönetmen Anton Corjbin de eklenince, ortaya sıkı ve kalıcılığa aday bir film çıkmış. Kuğunun son şarkısı. Seyrine doyulmaz bir performans Trajik sonsa geliyorum diyormuş meğer: Görünüşünden de anlaşıldığı üzere, üstat yorulmuş belli ki. Gerçek yaşından en az 10 yaş büyük duruyormuş. Makyajsız özel efektsiz. Gerçi onun bu hali karaktere cuk oturmuş ya neyse. Film 11 Eylül paranoyasının kendisini hissettirdiği Hamburg da geçiyor. Böyle olunca da Türk Mahallesi meselenin kalbine konumlanıyor tabii. Sadece film İngilizce çekildiği ve herkes İngilizce konuştuğu için kimin hangi servisin ajanı olduğunu başta anlayamıyorsunuz. Hoffman ın canlandırdığı ajan Günter ve arkadaşları, Alman gizli servisi içindeki daha da gizli bir hücrenin başıdırlar. Devletin gayrı resmi yollardan halletmek istediği alengirli işler onlara havale edilir. İdealleriyse tabii ki CIA ile aynıdır: Dünyayı daha güvenli bir yer yapmak. Derken Hamburg a yarı Rusyarı Çeçen, şüpheli bir genç adam gelir. İsa Karpov Rusya daki kirli savaşın kurbanı mıdır yoksa bir canlı bomba adayı mı? Bunu anlayamayınca gizli servisleri alır bir düşünce. Adamımız ise Türk mahallesinde Tanrı misafiri kontenjanından sığındığı evde yaşamakta, evin sahipleri aracılığıyla tanıştığı solcu avukat Annabel ile bir hal çaresi aramaktadır: Savaşta annesine tecavüz ederek kendisinin dünyaya gelmesine sebep olmuş mendebur babasının bankadaki milyonlarına ulaşmak. Sonra da o kirli parayı İslam a uygun, hayırlı bir işte kullanmak. Filmde bir de Haluk Bilginer oynasa süper olurmuş 31 www.mybilet.com

SİNEMA İNTERNET GİŞESİ SİTEYE GIT kontenjanından bir Abdullah Bey karakteri var. Yüzü batıya dönük, radikal örgütlerle görünüşte ilgisi olmayan, münevver bir zat. Ama acaba gerçekten öyle mi? Yoksa genç İsa nın parası Abdullah ın maskesini düşürmeye vesile olur mu? Bu yolla daha büyük balıklara ulaşılabilir mi? Dünya daha güvenli bir yere dönüşür mü? Lanet olsun dostum, burada terörden bahsediyoruz! Ayak kaydırmada Türk medyasıyla rekabet edebilirler Filmin Carré nin romanından gelen dünyası, batıdaki istihbarat birimleri arasındaki ego çatışmalarını ve saçma sapan rekabet hırslarını göstermesi açısından da ilginç. Öykü ilerledikçe anlıyoruz ki dünyayı daha güvenli bir yer haline getirme işi çok acımasız bir sektör. Ayak kaydırma, kuyu kazma, adam satma gibi işler gırla. Hamburg da cirit atan ajanlar Arap terörist kovalamak kadar bu işlerle de uğraşıyorlar ve biraz daha çalışsalar Türk medyasıyla bile rekabet edebilirler! Merhum Hoffman ın canlandırdığı Günter ise hem böyle kaygan bir zeminde işini yapmaya hem de teşkilatta kendisini çekemeyen fare suratlı herife açık vermemeye çalışıyor. CASUSLUK ROMANLARININ TAÇSIZ KRALI JOHN LE CARRÉ DEN UYARLANAN İNSAN AVI İSİMLİ FİLMDE HOFFMAN A WILLIAM DEFOE, RACHEL MCADAMS VE ROBIN WRIGHT IN YANI SIRA DERYA ALABORA DA EŞLİK EDİYOR. Özel hayatındaysa yalnız, yorgun ve canından bezmiş bir adam Günter. Mesleğin getirdiği yıpranmışlık her hareketine yansıyor. İzbe barlarda takılıyor, gece-gündüz demleniyor, kadınlardan artık hiçbir şey beklemez olmuş. Belli ki Hamburg dan önceki görev yeri olan Beyrut ta yaşadıkları çok koymuş dostumuza. Böyle buruk bir karakter Hoffman gibi bir ustayla buluştuğu zaman ortaya seyrine doyulmaz bir performans çıkmış. Hatta Hoffman ın en iyi performanslarından biri desek başımız ağrımaz. Sadece sormak zorunda kalırız: Perdedeki etkiyi yaratan yoksa ajan Günter Bachmann ile Seymour Hoffman ın gizli kafiyesi midir? Sonuçta sezonun en afili filmlerinden biriyle karşı karşıyayız. Elveda Lenin den beri ilgiyle izlenen Daniel Brühl ten gerektiği kadar yararlanamamış olunması ve birkaç kadı kızı pürüz dışında her şey wunderbar. Nasıl derler, film gibi film! 32 www.mybilet.com

MÜZİK Barış Akpolat baris.akpolat@mybilet.com İlginçlik de bir yere kadar... Lady Gagayı izleme şansına eriştik. Pek de güzel oldu. Peki, Lady Gaga denildiği veya bize gösterildiği gibi Pop Müziğin Yeni Madonnası mı? Şov desen şenlik ortamı. Müzik güzel ama ben bu iddiadan pek emin olamadım. 34 www.mybilet.com

MÜZİK Lady Gaga'yı ilk keşfetmem askerlikte bitmeyen nöbetlerde gerçekleşti. Sürekli radyo dinliyordum ve belki burada olmadığım kadar pop müziğe hakimdim. Tipini hiç görmemiştim ama müziğinden büyük keyif alıyordum. 2009'da memlekette böyle kulaktan kulağa yayıldı Gaga ve efsane oldu. LGBTİ haklarının savunucusu olması, Madonna'nın varisi ilan edilmesi derken aldı yürüdü. Bu arada içinde Bad Romance'in de bulunduğu 2008 tarihli 'The Fame' albümü gerçekten son 10 yılın bence en iyi pop albümlerinden biriydi. Sonradan o enerji kayboldu gitti. Albümleri birbirinin kopyası oldu. Daha doğrusu en iyi şarkılarının birer mash up yani karışımı gibi bir hal oldu. Ben de ilgimi kaybettim. Değişik olacağım diye büründüğü haller karşısında her seferinde "Bu da olmuş mu yani" diyordum. Önceki günlerde sahnede canlı kanlı izlediğimde de bazı halleri karşısında aynı tepkiyi verdim. Mesela ahtapot kollu kıyafetinden ben olsam çok güzel deniz yatağı yapardım. Güzel güneşlenilir o elbiseyle. Hem batmazsın da... Neyse... Gelelim konsere. En başta sahne dekorunu beğenmedim. Sürekli değişen konseptlerin yanında gayet tek düze ve sıkıcıydı. Davulcunun içinde çaldığı kafesimsi şeyi Boğazda bir mekana koyun yoldan geçenler içine girip evlenmeye kalkar. Kıyafetlerle birlikte değişen konseptler zayıf kaldı ve konseptlerin değiştiğini de pek anlamadık. Ses düzeni gayet başarılıydı ve iyi bir konser izledik. Bu arada bunu teyidini almamız pek mümkün değil ama Gaga'nın vokallerinin yüzde 70'e yakını Madonna'da da olduğu gibi önceden kaydedilmişti, daha havalı söylemem gerekirse 'prerecorded'dı. Gaga'nın arkasında çalan ekipse resmen döktürdü. Çift gitar, bas ve davul dörtlüsü gerçekten efsane bir iş çıkarttı. Öyle ki benim diyen yerli rock gruplarımız onlar kadar iyi çalsa dünyayı fetheder. Gelelim şarkılara... Gaga için ölebilecek hayranlarını saymazsam kitlenin geneli ilk albümden çalınan şarkılar karşısında daha fazla havaya girip coştu. 'Bad Romance', 'Poker Face' bunların tabii ki tepe noktasıydı. 'Telephone', 'Venus', 'Judas'ta ben de çok eğlendim. Ama 35 www.mybilet.com

MÜZİK kitlenin 'Alejandro' aşkını orada gördüm, en sevilen oldu. Lady Gaga ülkemizde gerçekten çok seviliyor. Ama tarzında yenilik yapmazsa küresel anlamda genç pop tanrıçası titrini hızla yitirecek, belki de yitirdi bile. Bu değişikliklerden kastım kıyafet, tarz veya konsept değil. Lakin artık bunların da suyu çıktı. Yeni bir şey 'normallik' bile olabilir. Bunu Şu hayatta en sevdiğim şey soundtrack dinlemek olabilir. Film müziklerinde inanılmaz bir büyü var. Hem yeni bir şey anlatıyor hem de filmin bir karesini hatırlatıyor. Mesela Leon'u ilk bile elegant bir biçimde yapacağına eminim. İşte bazen 'İlginçlik' bile sıkabiliyor. Organizasyonsa gayet başarılıydı. Sorunsuz bir işti. Pozitif bu işi en iyi yapan şirketlerden biri. Konserin geneline baktığımızda detayları tam anlaşılmayan eğlenceli bir şov izledik. Kurgusu iyi yapılamamış bir film gibi... İçeriden geçişleri silik fakat dışarıdan cilalı ve görkemli bir şov... Artık vizyon filmlerinin müziklerini yazacağım izlediğimizde o etkileyici final sahnesindeki Sting'in gitarlarını kim unutabilir? Ya da Ennio Morricone'nin muhteşem 'Ecstasy Of Gold'unu... Peki Emir Kusturica'nın filmlerindeki o müthiş Balkan ezgileri? Goran Bregovic deyince aklımıza 'Underground' gelmesi veya 'In The Death Car' desem belki hatırlanmaz ama Arizona Dream müzikleri deyince aklımıza Iggy Pop ve o şarkının gelmesi kaçınılmaz. Evde bile Henry Mancini ve Morricone'nin HAFTANIN ALBÜMÜ Esin İris - Yine Mavi / Sony Music Esin İris'in uzun zamandır albüm kaydında olduğunu biliyordum. Bu süreç yaklaşık beş yıl sürdü. Kendisini hiphop şarkıları ve düetleriyle tanısak da içinde her tür müziği seven bir kadın var. Ve o kadın derdini hangi tür sözlerle anlatabiliyorsa o ana göre müzik yapıyor diyebiliriz. Yine Mavi albümü uzun zamandır dinlediğim en kaliteli yerli pop albümü. Ne söylediği ve yaptığı iyi bilen Esin İris'in albümünü dinlerken bir dakika bile sıkılmıyorsunuz. Çok eğlenceli olmasının yanında içinde bir yerlerde beslendiği bir hüznü de hissedebiliyorsunuz. Yine Mavi pop müzik severler için çok iyi bir seçenek. Albümdeki favorilerim 'Bu Gece', 'Kadeh', 'Senin Şarkın' ve 'Kötü Kötü Şeyler'. Daha tanışmadıysanız bu genç kadınla bir tanışın derim. Ayrıca küçük bir ipucu vereyim. Kendisinin sahnesi de inanılmazdır. Takipte kalın. albümleri çok dinlediklerimin arasında. Hepsi de inanılmaz işler. Peki, sinema dünyasındaki yeni müziklerde neler var? Artık bu işe de el atmaya karar verdim. Madem dergimiz ikinci yılına girdi ben de artık küçük bir değişiklik yapıp her hafta sinemaya gidip filmlerin müziklerini yazacağım. Bu haftaysa girizgah kabilinden beni çok etkileyen film müziklerini listeliyorum. Önümüzdeki sayımızdan itibaren de hem film müzikleri hem de iki haftalık ajanda bölümümle geliyorum. 36 www.mybilet.com

TİYATRO LÜKÜS HAYAT İLE PERDELERİNİ AÇIYOR Üç yeni oyunla 1 Ekim de sezonu açacak olan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Emre Basalak, Eskişehir in bir sanat kenti olduğunu söylüyor. Repertuarlarını oluştururken gençlerden ilham aldıklarını belirten Basalak Şehir Tiyatrosu olmanın birinci koşulu şehre ait olmaktır diyor. Yıllardır oyuncusu olarak yer aldığınız Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları na geçtiğimiz Haziran ayında Genel Sanat Yönetmeni Emre Basalak olarak atandınız. Burası sizin için ne ifade ediyor? Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları nda 12 yıldır birçok oyunda oynadım, yönettim ve yönetmen yardımcılığı yaptım. Burası bana daima özgür ve istediğim gibi tiyatro yapabilme imkânı sundu. Tiyatronun yönetim kadrosunda sanatçı temsilcisi, sanat yönetmeni yardımcılığı, repertuar kurulu üyeliği gibi çeşitli görevlerde bulundum. Eskişehir e çok şey borçlu olduğumu düşünüyorum ve şimdi de bu borcu genel sanat yönetmeni olarak ödemeye çalışacağım. Açıkçası burası benim evim ve insan evinde her işin ucundan tutar. Eskişehirlilerin tiyatroya olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Müthiş! Açıkçası birçok ilde oyun oynadım, hatta tiyatro dinamiklerinin bizzat içinde yer Begüm Yılmaz begum.yilmaz@mybilet.com 38 www.mybilet.com