İslâmî Eğitim Kurumları Yrd. Doç. Dr. M. İsmail BAĞDATLI mismailbagdatli@yahoo.com
Küttab
Bir nevi Sıbyan Mektebidir. Okuma yazma öğretimi için kullanılan küçük yerlerdir. İslâm dan önce de vardı. Küttab
İslam ın zuhuru esnasında Kureyş ten 17 kişi okuma yazma biliyordu. Okuma yazma bilen müslümanların çoğu vahiy katibi olarak görev yaptığından, okuma yazma öğretme işi çoğunlukla gayrimüslimler tarafından gerçekleştirilmiştir. Küttab
Küttab, çoğu zaman öğretmenlerin evlerinde icra ediliyordu. Sadece okuma yazma öğretilen küttablar olduğu gibi Kur an ve ilk dinî bilgilerin öğretildiği küttablar da bulunmaktaydı. Buralarda Müslümanlar ders vermekteydiler. Küttab
Cami
Mescidin vazifesi Medine döneminden itibaren çok geniş tutulmuştur. İbadet yeri, eğitim mahalli, kaza dairesi, ordu karargahı, yabancı elçilerin kabul yeri, meşveret mahalli gibi pek çok hizmet ifa etmiştir. Cami
Mescid- i Nebevî de birbirinden ayrı üç bölüm bulunuyordu. Namazın kılınması için büyük bir salon, mektep vazifesi görmesi için suffa, ve Hz. Peygamber in (sav) aile efradı için odalar. Suffa İslam ın ilk üniversitesidir denilebilir. Peygamberimiz burada ders veriyordu. Cami
1.Rahmet Kapısı 2. Osman Kapısı 3. Güney Kapısı 4. Ayşe Kapısı 5. Hz. Peygamber Mihrabı 6. Hz. Ebubekir Evi 7. Hz. Ayşe Evi 8. Sevde r.a. Evi 9. Suffa 10. Kuzey Kapısı
Fakat zamanla burası yetmemeye başladı. Medine nin muhtelif mahallelerinde ilk veya hazırlık okulları denilebilecek mektepler kuruldu. Merheme b. Nevfel in evinde kurulan Daru l- kurra, Kuba Camii bunlardandır. Cami
Peygamberimiz (sav) in sağlığında 9 camiinin varlığından bahsedilir. Camilerde hemen hemen bütün ilimler tedris edilmiştir. Medrese öncesi ilmi faaliyet büyük ölçüde buralarda gerçekleştirilmişti. Cami
Osmanlı da camii mahallenin idare merkezi, idarecilerin karargahı idi. Camii halkı toplayan halkın toplantı yeri manalarına gelmektedir. Camii mahallenin odak noktasını teşkil ediyordu. Camii çevresine evler serpiştirilirdi. Cami
Bilimlerin çeşitlenmesi ve öğrencilerin çoğalması derslerin cami dışındaki binalara taşınmasına sebep olmuştur. Dinleyicisi çok olan dersler ders- i am şeklinde isimlendirilerek camide devam etmiştir. Cami
Sadece öğretime ayrılan camiler de olmuştur. Bu camilerin başında el- Ezher Camii gelmektedir. Cami
Cami çevresindeki önemli yapılardan biri de medreselerdir. Camii çevresinde lise, yüksek okul hatta üniversite kampüsüne benzer bir ortam meydana gelirdi. Cami
Cami çevresinin kültür merkezi haline gelmesine de sebep olmuş çevresinde kitapçılar açılmış, namaz vaktini bekleyenler için okuma evi, kıraathaneler de açılmıştır. (Buralarda halk hikayeleri okunurdu. Hamzaname, Battal Gazi gibi. 16.yy da Yemen den kahvenin gelmesi ile buralarda kahve içilmesi adet haline gelmiştir. Gazeteler çıkınca onlardan da buralarda istifade edilmiştir.) Cami
İstanbul Üniversitesi SÜLEYMANİYE KÜLLİYESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ
Camilerden başka kitapçı dükkânları, bilginlerin evleri, saraylar eğitimde önemli rol oynamışlardır.
Medrese
Uzun ömürlü ve sistemli bir şekilde çalışan medreseler Nizamülmülk tarafından kurulan medreselerdir. Daha önce de medreseler kurulmuş fakat uzun ömürlü olmamıştır. Camilerde verilen eğitimin biraz daha gelişmişi şeklinde idiler. Medrese
Bir gün Alparslan Nizamülmülk ile Nişabur da camii kapısı önünde üstü başı perişan gençleri görünce, bunların kim olduklarını ve niçin bu durumda olduklarını sormuş. Vezir de ona bunlar, dünya zevki bulunmayan ilim talipleridir. cevabını vermiş. Bunun üzerine sultan bunlara bir yurt inşa edilmesini ve maaş bağlatılmasını emretmiştir. Bu şekilde ilk Nizamiye Medresesi Nişabur da inşa edilmiştir. Medrese
İlk teşkilatlı medrese ise Bağdat ta 1064 yılında Alparslan tarafından kurulmuştur. Nizamiye Medreseleri 1258 yılında Moğolların Bağdat ı işgaline kadar devam etmiştir. Nizamiyelere vakıflar kurularak ihtiyaçları buradan karşılanmıştır. Medrese
Selçuklular, kurdukları medreseleri hem ilmin gelişmesini sağlamak, hem ilmiye mensuplarına maaş bağlayarak onları devletin yanında tutmak, hem de Fatımîler in Şiilik propogandaları ile diğer rafizî telakkilere karşı sünniliğin müdaafası gayesi ile tesis etmişlerdir. Medrese
ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE
KONYA KARATAY MEDRESESİ
KONYA SIRÇALI MEDRESE
Bu medreselelere Nizamiye adı verilmesi şaşırtıcıdır. O zamana kadar sultanların isimleri verilirdi. Nizamülmülk Sultan Alparslan ın veziri olarak bu hususta istisna olmuştur. Büyük Selçuklulardan sonra Abbasiler ve Emeviler dönemlerinde de medrese açma çalışmaları aynı sistemle devam etmiştir. Medrese
Endülüs Medreseleri İslâm kültür ve medeniyetinin gelişmesine sebep olmuş hatta bu medeniyetin Avrupa ya geçiş yollarından biri haline gelmiştir. Buralarda yetişen alimlerin eserleri yüzyıllarca Avrupa da ders kitabı olarak okunmuştur. Medrese
Medreselerde başlangıçta özelikle Kur anî ilimler söz konusu olduğunda ezbercilik sistemi geçerli idi. Zamanla bu sistem yerini yazma ve not almaya bıraktı. Medrese
Dersler çoğu zaman sabah namazından sonra başlardı. Derse bir kişinin Kur an okumasından salat ve selamdan sonra başlanırdı. Tedriste hoca talebe karşılıklı soru sorma seklinde bir yöntem takip ediliyordu. Medrese
Muidler (müderris yardımcısı) hocaya bir seferden fazla soru soran talebelerin anlayamadığı yerleri onlara açıklardı. Bu şekilde müderris başka talebelerle ilgilenme imkânı bulurdu. Medrese
Dersler kahvaltıdan sonra başlar, öğle namazına kadar sürer, öğleden sonra öğrenci kütüphanede veya camide çalışırdı. Salı, Perşembe ve Cuma günlerinin tatil olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca dini bayram ve kandillerde ders yapılmazdı. Medrese
Gazanfer Ağa Medresesi Osmanlılarda ilk defa İznik te kurulan medreseler, Bursa, Edirne ve fetihle beraber İstanbul da yaygınlaşmıştır. Daha sonra da tüm ülkeye yayılmıştır. Medrese
Medrese müderrisin aldığı maaşa göre otuzlu, kırklı, ellili, altmışlı olarak isimlendirilmiştir. En üst seviye Sahn- ı Seman Medreseleridir. Altmışlı ile arasında Musila- ı Sahn veya Tetimme medreseleri bulunur. Medrese
Osmanlılarda Fatih Sultan Mehmed ile medrese öğretimi bir kanuna bağlandı. Medrese
Medreselerin ve müderrislerin bağlı olduğu kurum Şeyhülislamlık (Meşihat) kurumudur. Vakıflara bağlı oldukları için idareleri, talebe kabulu, müderris atamaları ve masrafları vakfa aitti. Medrese
Medrese tahsilini tamamlayan talebeye icazet verilirdi. Kurum adına değil bizzat dersi okutan müderris adına kendi onayı ile verilirdi. Bu belgede hoca ve talebenin adları, öğretim izni verilen kitaplar ve ilimler, bir silsile halinde hocası ve hocasının ilim tahsil ettiği hocaların isimleri yer alırdı. Medrese
Medrese programlarında başta Arapça, Tefsir, Fıkıh, Hadis, Kelam, gibi dinî ilimler yanı sıra matematik ve fen bilimleri de yer almıştır. Medrese mezunları müderris, sıbyan mektebi muallimi, imam- hatip, vaiz, müftü, kadı olabilmekteydiler. Medrese
Medreseden mezun olan talebeler, matlab adı verilen deftere kaydolup atanma için sıra beklerlerdi. Mulazemet adı verilen bu usule göre bekledikleri süre içinde staj yaparlardı. Daha sonra aşağı derecedeki medreselere ataması yapılarak vazifeye başlanırdı. Daha sonra terfileri yapılırdı. Medrese
Bozulma sebepleri Üretkenliğe ve gelişmeye kapalı hale gelmesi. Hedefin belirli kaynaklardaki bilgiyi öğrenip aktarmaya dönüşmesi. Rüşvet ve iltimasla ilmi yeterliliğe sahip olmayanlara görev verilmesi ve eğitim- öğretimde belirli kurallara uyulmaması. Medrese
1839 tanzimat fermanı ile medrese dışında mektepler açılmıştır. Mekteplerde din dersine yer verilmiştir. Medreselerle Şeyhülislamlık ilgilenirken, mektepler maarif nezaretine bağlanmıştır. Medrese
Medreselerle alakalı pek çok ıslah gayreti söz konusu olmuştur. Son Islahat- ı Medaris Nizamnamesi ile İstanbul, Bursa ve Edirne medreseleri Darü l- Hilafeti l- Aliye medreseleri, diğerleri ise Taşra Medreseleri olarak teşkilatlandırıldı. Medrese
1924 yılında Tevhid- i Tedrisat kanunu ile medreseler kaldırıldı. Daru l- Hilafeti l- Aliyye medreselerinin yerini Darülfünun İlahiyat Fakültesi almıştır. Taşra medreselerinin yerini ise İmam- Hatip mektepleri almıştır. Medrese
Darulfünun
1930 da İmam- Hatip Mektebi kapatılmıştır. 1933 te Darülfünün ilahiyat Fakültesi kapatılarak Edebiyat Fakültesi bünyesinde İslam İlimleri Enstitüsü olarak hizmet vermiş ve 1936 da burası da kapatılmıştır. Medrese
Ayasofya Medresesi
1951 de İmam- Hatip Liselerinin açılmasına karar verilmiştir. İlkokullarda Din eğitimi verilmesine başlanmıştır. Ankara Üniversitesine bağlı olarak İlahiyat Fakültesi açılmıştır. Medrese
1992 yılında İstanbul Üniversitesi çatısında İlahiyat Fakültesi yeniden kuruldu. 1996 yılından beri öğrenci almakta ve eğitim öğretime devam etmektedir. Medrese
Teşekkür ederim Yrd. Doç Dr. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com