Üniversitemizde Türkan Şoray Rüzğarı



Benzer belgeler

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

Fethiye den 7 Kooperatif Ulaşımda Dönüşüme Katıldı

EÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ TARIM TOPLULUĞU 2011 FAALİYET RAPORU

Mesleki eğitim tanıtım ve işbirliği protokolü

Kayıt Dışı İstihdamla İlgili Proje Ödülleri Sahiplerine Verildi

GAÜN e Türkiye nin En Modern Kardiyoloji Merkezi

BAKA BULUŞMALARI -I-

Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ofisi. e-bülten. uio.akdeniz.edu.tr/tr. Akdeniz University International Relations Office

Hassas Tarım Teknolojileri

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

Kırıkhan Ticaret ve Sanayi Odası Yılı Faaliyet Raporu


Samandağ da İpekböcekçiliğinin Canlandırılması Projesi Sertifika T öreni

Öğrenmek İstiyorum Kampanyası

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ FAALİYET RAPORU

ÇOCUK EĞİTİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

UFUK ÜNİVERSİTESİ NDE AKADEMİK YIL AÇILIŞI HEYECANI

EKİM AYI MECLİS TOPLANTISI / YÖNETİM KURULU FALİYET RAPORU SUNUMU. YÖNETİM KURULU AYLIK FAALİYET RAPORU 27 Ekim 2014

18 KASIM PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ. -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı - Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

Kongrenin açılışı Prof. Dr. Osman Küçük tarafından yapıldı. Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. H. Fahrettin Keleştemur yaptığı konuşmasında

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

15 Ekim 2014 Genel Merkez

Geleceğin Mühendislerine Petkim den Tam Destek

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

İÇİNDEKİLER. AtakanSeniz. Türk medyasını Üniversite Medya Birliği şekillendirecek. HAKKIMIZDA YÖNETİM KURULU EKİPLERİMİZ

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Mobil SGK Araçları Yollarda

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Hacettepe Üniversitesi'nde Geniş Katılımlı Öyp Kongresi

Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi

5. KARİYER GÜNLERİ GERÇEKLEŞTİ

Sütçüler Prof. Dr. Hasan Gürbüz Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Veysel AYHAN ın oturum başkanlığını yaptığı ve SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim

İSTE (Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi), DENİZCİLİK EĞİTİM KONSEYİ ile demir aldı!

Güneş (Kıbrıs)

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ. -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı - Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

SGK da Tablet Bilgisayar Dağıtım Töreni

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

2013 Kış Etkinlikleri

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

2. ROBOT YARIŞMASI VE ÖDÜL TÖRENİ YOĞUN KATILIMLA BESYO SPOR SALONUNDA YAPILDI

BAŞKAN : Özcan KALAYCI Bülent YILDIRIM BAŞKAN: SAYMAN : Nesrin FİDAN ÜYE : Figen GÖNEN. info@antalyafalezrotary.org KOMİTELER TOPLANTI BİLGİLERİ

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

TÜRKİYE DE FAİZSİZ FİNANS SEKTÖRÜ İÇİN YASAL ÇERÇEVE SEMPOZYUMU

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

Kahramanmaraş mutlaka devler liginde olacak

Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi.

8. Kamu Yönetimi Sempozyumu

PERŞEMBE İZMİR GÜNDEMİ

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ

Turizm Fakültesi Dekanı ndan ziyaret

AFYONKARAHİSAR TİCARET VE SANAYİ ODASI

Gezimiz, meslekler ve bölümler ile ilgili olarak birçok

YÖNETMELİK SİİRT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BODRUM MANDALİNASI ÜRÜNLERİ, ANTALYADA BEĞENİLDİ

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

Kuruca, Sanayici ve İşadamlarıyla Biraraya Geldi

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

hüseyin akdeniz tarafından yazıldı Çarşamba, 02 Şubat :27 - Son Güncelleme Cumartesi, 05 Şubat :13

DTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI. Açış Konuşması. Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı. 26 Mart 2016, İstanbul

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Öğretmenler Gününün 32.Yılı

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

MUHTARLARDAN UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE SEMPOZYUMU

Gelin, Yarışın; Fikriniz Saklı Kalmasın...

Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği

İngiltere Kraliyet Tıp Derneği nin. Prof. Dr. Mehmet Haberal a Verildi. Prof. Dr. Babulal Sethia, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr.

EMRAH YAZAR. Kişisel Bilgiler: Doğum Tarihi: Uyruk:TC. Cinsiyet:Erkek. Askerlik Durumu:Tecilli. Yabancı Dil:İngilizce

Güney Kore Ziyaretinden Düşen Notlar

ÇANTA VE KIRTASİYELER ONİKİŞUBAT TAN

EYLÜL - EKİM BÜLTENİ

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

SGK Başkanı, Naci Şahin Konferans Salonu Açılışını Yaptı

SEKTÖR KURULLARI ve İŞ GELİŞTİRME KOMİSYONU Bölgesel İş Geliştirme Forumu

2015/2016 yabancidiller.ksu.edu.tr. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu

Çarşamba İzmir Basın Gündemi

81 İl Müdürü Ankara da (1)

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

E-BÜLTEN. twiitter.com/edremitticaret

BİLİM SEYYAHLARI PROJESİ GÜMÜLCİNE DEYDİ, HERŞEY GÜZEL GEÇTİ, ANCAK ETKİNLİĞİN SONUN Pazar, 04 Kasım :48

ACIBADEM BODRUM A ONKOLOJİ MERKEZİ AÇTI

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

EÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ TARIM TOPLULUĞU 2012 FAALİYET RAPORU

HABER BÜLTENİ OCAK ŞUBAT Detaylı Bilgi İçin: Mustafa YİĞİTOĞLU (131)

Pazartesi İzmir Basın Gündem

Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına selamlıyorum.

ERASMUS KOORDİNATÖRLÜĞÜ ULUSAL HAREKETLİLİK KONSORİSYUMU 2014/2015 FAALİYET RAPORU

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

Bodrum Deniz Filmleri Festivali


Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

Transkript:

Üniversitemizde Türkan Şoray Rüzğarı laşık 100 110 kıyafetten oluşan rını hep kıskanırdım. Çünkü onlar sevenleriyle çok sık bir araya bu sergiyi İstanbul, Ankara gibi şehirlerde yaptıktan sonra neden gelirlerdi. Ama şimdi ben de bu Gaziantep te olmasın dedim ve sergi sayesinde sevenlerimle bir bugün Gaziantep teyim şeklinde konuştu. aradayım ve çok mutluyum ifa- nde öğrencilerle söyleşi yapacağını duyunca çok mutlu olduğunu söyleyen Şoray, Gençlerle birlikte olmak çok güzel. İyi ki gelmişim. Sizler Türkiye nin umudusunuz. Ülkemizin yarısından fazlası genç ve sizler sayesinde eminim ülkemiz çok güzel yerlere gelecek. Ben ses sanatçıla- aziantep Üniversitesi ve G Nakıp Ali Sineması işbirliğiyle eğitime destek amaçlı olarak Gaziantep e gelen Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray, üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezinde öğrencilerimizle bir araya geldi. Öğrencilerimizin yoğun ilgisiyle karşılaşan Türkan Şoray, nde olmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Salonu tıklım tıklım dolduran öğrencilerimiz Türkan Şoray a sevgi tezahüratlarında bulundular. Gaziantep e geldiğinde billboardlarda afişlerini gördüğünü ve çok mutlu olduğunu söyleyen Şoray, gençlerle birlikte olmanın, kendisi için bambaşka hisler uyandırdığını belirtti. Gaziantep te, bugüne kadar Türk sinemasında giydiği bütün kıyafetlerden oluşan sergi açtıklarını vurgulayan Şoray, öğrencilerin yoğun ilgisi nedeniyle zaman zaman duygusal anlar yaşadı. Şoray, Sinemaya ilk başladığım günden bu yana giydiğim bütün kıyafetleri bugüne kadar özenle sakladım. Atmaya kıyamadım. Çünkü onlar benim için hala canlı. Geçmişte Anadolu da çok film çektik. Yakdesinde bulundu. Son yıllarda gençlerin sinemaya ilgi duyduğunu söyleyen Şoray, bu ilgiden fazlasıyla memnun olduğunu kaydetti. Eski Türk filmleriyle günümüz Türk filmlerini karşılaştıran Şoray, Yeşilçam filmlerinde hep ölümsüz ve unutulmayan aşklar vardı. Şimdilerde ise öyle değil. Çabuk biten, günlük aşklar, sevgiler var. Bizim zamanımızdaki filmler daha çok masal gibi, insanlara güzel dünyalar veren filmlerdi. Kadın özgürlüğü hep filmlerimize yansıdı. Biz her şeyi filmlerimizde işleyemiyorduk çünkü sansür vardı. Ama şimdiki filmlerde sansür denen şey yok. Şiddet ve sevgisizlik var Söyleşinin üniversitemizin bir kültür hizmeti olduğunu belirten üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray a hediye takdim etti. Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Biz de olarak, kendisine fincan takımı ve beraberinde plaket takdim ediyoruz. Sinemaya sanatını, yüreğini koymuş Türk sinemasının ve gönüllerin sultanı Türkan hanıma çok teşekkür ediyorum

İki ülke kalbinin sembolik olarak ta birleşmesini sağlayacağız ve Halep Üniversitesi işbirliği protokolü çerçevesinde, Türk Kardiyoloji Derneği - Suriye Kardiyoloji Derneği Kardiyoloji toplantısı açılış töreni, Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Oditoryumunda gerçekleştirildi. Açılış törenine Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Halep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Nizar Akil, Cumhuriyet Başsavcısı Kazım Arapoğlu, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Cahit Bağcı, Halep ve öğretim elamanları katıldılar. İlimizin Ortadoğu, Akdeniz ve Anadolu dan gelen yolların kesiştiği bir coğrafi konumda bulunduğunu söyleyen Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Ekonomik, kültürel, turizm ve eğitim açısından olduğu kadar, sağlık alanında da bir bölgesel merkez durumundadır. Sağlık kuruluşlarımızın Gaziantep te yaşayan vatandaşlarımız dışında, çevre illere, hatta komşu ülkelere sağlık hizmeti sunması, Gaziantep in bir tıp merkezi olarak başarılı olduğunu göstermektedir Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Gaziantep-Halep Üniversiteleri Bölgelerarası İşbirliği Protokolü çerçevesinde, kardiyoloji toplantısının ilimizde yapılmasının, tüm bölgeye ulaşma açısından oldukça isabetli olduğunu söyledi. Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, kültür, tarih ve birçok alanda ortak ilişkilere sahip iki komşu kentin, bu tür organizasyonlara imza atması gerektiğini söyledi. Coşkun, Göreve başladığım günden bu yana, Halep Üniversitesi ile çok yakın ilişkiler çerçevesinde yazışmalar gerçekleştirdik. Halep te sadece sağlık ve akademik alanlarda değil birçok alanda karşılıklı işbirliği protokolümüz hayata geçmek üzeredir. Bunlardan biri eğitim ayağı olup, gerek lisans gerekse lisansüstü alanlarda işbirliği protokolünün sonuçlanmak üzere olduğunu belirtmek isterim. Bu çerçevede, Halep te bizim Türkçe eğitim merkezimiz 10 yıldır faaliyet göstermekte. Üniversite- Recep Tayip Erdoğan a, Halep Üniversitesi tarafından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler alanında fahri doktora ünvanı verilecektir. Her iki ülkenin halkının hem geçmişte hem de gelecekte önemli tarihi birleşimleri var. Bu güzel davetimizde de, Arap Dili ve Edebiyatı olarak gelecek yıldan itibaren öğrenci alacağız Sağlık alanında işbirliği yapmayı amaçladığımızı belirten Coşkun, Hem akademik olarak karşılıklı bilgi alış-verişi noktasında, hem de sağlık hizmeti olarak hayata geçecek projelerimiz var. Sosyal ve kültürel açılardan da müzik, mimari gibi alanlarda bazı işbirliklerimiz olacak. Hemşire eğitimi açısından da Halep Üniversitesi ile işbirliğine devam edeceğiz. nin sadece şehirde değil bölgede, Türkiye de ve ülke sınırları dışında da ismi duyulan bir üniversite olması konusunda elimizden gelen her çabayı göstereceğiz. Elbette ki, yakın komşumuz Halep ile de bu işbirliğimiz zirveye çıkacak. Bu çalışmada emeği geçen herkese candan ve yürekten teşekkür ediyorum Halep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Nizar Akil, Bu kongre, Suriye ve Türkiye halkının köklü ilişkilerinin olduğunun bir sonucudur. İlişkilerimiz sadece sağlık sektöründe değil, bütün çalışmalarımızda olacaktır. Bizim için Gaziantep Üniversitesi ile Halep Üniversitesinin ambleminin aynı sayfada bulunması çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın niz için çok teşekkür ediyorum Kongre sonrasında hedefimiz Suriyeli meslektaşlarımız ile gelişen, pekişen ikili ilişkilerimizin bilimsel ve mesleki alanda artarak devam etmesi olduğunu söyleyen Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Aksoy, Bu ikili ilişkinin, iki şehrin ve iki ülkenin işbirliğine öncülük etmesini amaçlıyoruz. İnanıyoruz ki, günün birinde kalp nakli bekleyen bir Türk vatandaşına Suriye den bir donörden veya kalp nakli bekleyen bir Suriye vatandaşına Türkiye den bir donörden kalp naklini üniversitemizde gerçekleştireceğiz. Böylece iki ülke kalbinin sembolik olarak da birleşmesini sağlayacağız ifadesinde bulundu.

İlköğretim Öğrencilerine İngilizcenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi Seminer Başladı F ulbright Senior Specialists Programı çerçevesinde, 13 17 Nisan 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan, İlköğretim Öğrencilerine İngilizcenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi konulu semirin açılışı üniversitemiz Makine Mühendisliği Konferans Salonunda yapılan açılış töreniyle başladı., Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Amerika Birleşik Devletleri Ankara Başkonsolosluğu Eğitim Ateşeliği işbirliğiyle gerçekleştirilen seminerde, California dan gelen konunun uzmanı, eğitimci Lydia Stack tarafından Gaziantep Merkez ilçelerindeki ilköğretim okullarından başvuruda bulunan ve İngilizce öğretmenleri arasından seçilen 70 katılımcıyla gerçekleştirilecektir. Seminerin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, geçmişte ortaöğretim müfredatında 6 yıl İngilizce okutulduğunu, şimdi ise İlköğretim müfretadına da İngilizce dersinin girdiğini söyleyerek, lise eğitimini tamamlamış bir öğrencinin lise sonrasında kendini ifade edecek şekilde İngilizce öğrenemediğini söyledi. Coşkun, Üniversitemizde bir yıl hazırlık okulumuz var. Mühendislik Fakültesinde İngilizce tedrisat var. Tıp Fakültesinde ise bir yıl hazırlıktan sonra tedrisat Türkçe. Okutman arkadaşlarıma da söyledim. Öğrencimiz bir yılını hazırlıkta geçiriyor, bu bir yıl içerisinde ne kadar İngilizce verebiliyoruz. Bunu gözden geçirmemiz gerekiyor. Öğretim teknikleri, yeni anlayışlar ile İngilizceyi öğretmek zorundayız. Hindistan, Mısır ya da başka bir ülkede çocuklara bir yıl içerisinde İngilizceyi öğretiyorlar. Milli Eğitim bu konuda hassasiyet gösteriyor. Yine, Amerika Birleşik Devletleri Ankara Başkonsolosluğu Eğitim Ateşeliğine ilköğretim öğrencilerine İngilizcenin yabancı dil olarak öğretimi konulu semire yardımları için teşekkür ediyorum Amerika Birleşik Devletleri Ankara Başkonsolosluğu Eğitim Ateşesi Dr. Craig Dicker İngilizce öğretmenleri için bu seminerin oldukça önemli olduğunu söyledi. Dicker, Sizin rolünüz çok önemli. Gelecek nesiller sizlerin ellerinde. Bu küçük yolda biraz yardım etmek istiyoruz. Bu seminerde aynı zamanda sizlerden çok şeyler öğreneceğiz. Sizin tecrübeniz, işiniz, durumunuz, bizim için çok önemli ve ilginç olacak diyerek, seminerin özellikle İngilizce öğretmenleri için çok faydalı olacağını söyledi. Semineri açılışında konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Süleyman Şişman, İngilizce eğitimi ve öğretiminde dün nasıl bir yol takip ediyorduk, bugün dünden farklı nasıl bir yol takip ediyoruz. Yarın bugünden farklı nasıl bir yol takip edeceğiz. Gelişme, ilerleme, değişim ancak böyle gerçekleşir. Hani Başöğretmenimiz az zamanda çok ve büyük işler yaptık diyor ya, zaman yönetimi çok önemlidir. İngilizce eğitim ve öğretiminde zamanı çok iyi yönetemedik diye düşünüyorum. Bu seminer, derslerinin dışında buraya gelip, böyle bir aktivitede gönüllü olarak bulunan öğretmen arkadaşlarıma yeni bir ufuk açacak, kazanım sağlayacaktır. Ülkemize ve insanımıza yeni ufukların açılmasına vesile olacaktır Fen-Edebiyat Fakültesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Berrin Uçkun seminerin açılış konuşmasında şunları söyledi: Dünya literatüründe ilköğretim düzeyinde İngilizcenin öğretilmesiyle ilgili olarak yapılmış bilimsel çalışmaların özetlenmesi ve bu çalışmaların öğretmenlere uygulamalı olarak atölye çalışmaları şeklinde aktarılmasıdır. Seminer boyunca yapılacak sınıf içi çalışmalarımız kaydedilerek daha sonra eğitim CD leri olarak düzenlenecektir. İngilizcenin öğretilmesinde oyun, şarkı, yaratıcı katılımcılık, dram gibi tekniklerden faydalanmanın yollarını öğrenecekler Seminer sonunda katılımcılara Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hizmet içi eğitim programına katılım belgesi verilecektir.

Meksika Sınırı Programı Canlı Yayınla Üniversitemizde Gerçekleşti Herkesin Bir Meksika Sınırı Olmalı! sloganıyla yola çıkan ve ismini Şair Mehmet Efe nin Meksika Sınırı Şiirinden alan, İs m ai l K ıl ıç a rs la n, Tarık Tufan ve Selahattin Yusuf un hazırlayıp sunduğu ve Ülke TV de yayın yapan Meksika Sınırı adlı programın bu haftaki canlı yayını üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Programa üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Rektör Yardımcısı Fahrettin Göğüş, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Cahit Bağcı ve Prof. Dr. Mehmet Özaslan ın yanı sıra çok sayıda öğretim elamanı ve öğrenci katıldı. Ü n i v e r s i t e m i z Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun un konuk olduğu program, ilk defa kendi stüdyoları dışında canlı yayın özelliğini de taşıyor. Programın konuğu üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun canlı yayının ilk olarak üniversitemizde gerçekleştirilmesinden duyduğu memnuniyeti ifade etti. Coşkun, programda üniversitelerin toplumdan uzak, topluma yukarıdan bakan yerler olarak algılanmaması gerektiğini söyledi. Coşkun, Üniversite anlayışımızın temel noktasında gençleri, insanları oturtarak, bir üniversite anlayışı ortaya koyuyoruz. Hatta,1998-2002 yılları arasında Tıp Fakültesi Dekanlığım sırasında, tıp fakültesinde birinci sınıf müfredatına sosyoloji, felsefe, uygarlık tarihi gibi dersleri koyduk. Öğrencilerimize organik olarak insanı ta atomlarına kadar, moleküler olarak her şey öğretiliyor. Ancak, insana dair çok amaçlı bir alan var. Kendimize bu alan boş mu kalacak diye sorduk. Hatta, 2000 yılından itiba ren Tıp Fakültesinde okuyan birinci sınıf öğrencilerimize bu dersleri verdik. Burada amaç uzun boyutlu felsefe, sosyoloji öğretmek tabiî ki değil. Öğrencilerimize insana dair, derslerinin dışında başka bir dünya olduğunu anlatmaktı. Bu derslerimiz halen devam etmekte hatta mühendislik gibi alanlara da yayıyoruz Üniversiteler temelde insan odaklı olmak zorundadır diyen Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, İnsanın donanımlı hale geldiği, arayış, sorgulama içerisinde olacağı bir atmosfer yarattık. Sürekli arayış içerisindeyiz, öğrencilerimize de bu arama duygusunu sonuna kadar vermek zorundayız. İnsan temelde her şeyi biliyor olsaydı, bu arayış kültürü olmazdı. Bilim bana sürekli arayışa, sonsuzluk alemine doğru çeken, içimizden ge len duyguların, düşüncelerin mutlaka bir arayış duygusunda yattığını öğretti. Bu arayış içerinde ilk olarak kendinizi arıyorsunuz ifadesinde bulundu. Ü n i v e r s i t e miz Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Türk Halk ve Sanat Musikisi Topluluğunun programın belirli bölümlerinde seslendirdiği eserler geceye ayrı bir renk kattı.

Sigarayla Mücadele Edenler İçin Ödül Töreni Düzenlendi başta kamu görevlileri olmak üzere, tüm vatandaşlarımızın ortak sorumluluğu olmalıdır. Sigara yüzünden hayatını kaybedenlerin sayısı, şehit düşen kahramanlarımızdan ya da kazada ölen insanlardan fazladır. Her yıl sigara yüzünden binlerce Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezinde, Gaziantep Üniversitesi, Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi ve Türk Toraks Derneği işbirliğiyle Gaziantep ili ve çevresinde sigarasız kapalı alanlar konusunda topluma örnek olmuş kişi ve kurumlar için ödül töreni düzenlendi. Kapalı ortamlarda sigara içmeme konusunda öncelikle kamu görevlilerine çok büyük görevler düştüğünü belirten Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, başta gençlerin sigara içmeme konusunda büyük bir savaş vermeleri gerektiğini söyledi. Kamçı, Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi ve Türk Toraks Derneği nin 19 Mayıs 2008 tarihinde yürürlüğe giren, tütün ürünlerinin zararlarının önlenmesi ile ilgili kanunun amacının gerçekleşmesi için, yaptıkları çalışmaları takdir ve memnuniyetle karşıladığımı özellikle belirtmek istiyorum. Bu yasa kamu sağlığı ve toplumun geleceği adına, sigara içmeyenleri korumayı ve sigara içenlerin de sayısını azaltmayı amaçlayan bir yasadır. Temmuz ayından bu yana lokantalar, kahvehaneler gibi kapalı alanlarda sigara içilememektedir. Bu nedenle toplumun sağlığı açısından yasanın uygulanmasını sağlamak insanımızı kaybetmekteyiz. Toplumumuz için, insanlığımız için herkesin bu konuda duyarlı olması gerekir. Bu anlamda eğitim kurumları, kamuya açık sosyal ortamlar ve medyada yapılacak eğitim çalışmalarıyla çocuk ve gençlerimizin bil gilendirmesi bizleri hedefleri mize daha fazla ulaştıracaktır Böyle bir aktiviteye ev sahipliği yapmaktan dolayı mutluluk duyduğunu vurgulayan Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Hacettepe Üniversitesindeyken Prof. Dr. Elif Dağlı ile birlikte çalıştık. Azim ve kararlılığın simgesiydi. Ondan çok şey öğrendiğimi belirtmek isterim. Benim başasistanım olmasına rağmen, azim ve kararlılığı ondan öğrendiğimi belirtmek istiyorum. Hem mesleki eğitimim açısından hem de daha sonraki kariyer hayatımla ilgili bana ışık oldu. Elif Dağlı ya sigara militanı diyebilirsiniz. Gerektiğinde ajan gibi olayları takip ederek bu savaşı veriyor. Onu dinledikten sonra sigaraya karşı bir duruş sergileyeceğinizi düşünüyorum İstatistiklere bakıldığında, sigaraya genellikle gençken arkadaş ortamında birkaç tane ile başladığını söyleyen Coşkun, Asla o birkaç taneyle kalmıyor ve gittikçe artıyor. Sigara kullananlar elbette vardır. Bunu yol yakınken bırakmak gerekir diye düşünüyorum. Bırakması kolay değil demeyin. Sizler genç olarak sigaraya karşı bir duruş sergileyin. Gaziantep sigarayla savaşma konusunda çok iyi bir başarı sergilemiştir ve bu konuda da valimizin çok büyük etkisi olmuştur. Bu başarıdan çok memnun olduğumuzu belirte rek, kendilerine çok teşekkür etmek istiyorum. Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi ve Türk Toraks Derneği bu konuda çok azimli ve kararlı gerçekten çok ciddi çalışmalar yapıyor ifadesinde bulundu. Türkiye de 22 milyon kişinin sigara içtiğini belirten Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, her yıl yabancı sigaralara 20 bin dolar para verdiğimizi kaydetti. Dağlı, Gaziantep boşuna gazi olmamıştır. Buradaki savaşçı, bağımsızlığına sahip çıkmış insanlar sigara konusunda da aynı duyarlılığı göstermelidir. İzmir, Elazığ ve Gaziantep sigarayla savaş konusunda öncü şehirlerimiz arasında yer alıyor. Gaziantep ilinin Türkiye ye bu konuda yaptığı liderlik ve önderlik takdire şayandır. Minnettarlığımızı Türk halkı adına sizlere anlatmak için bugün buradayım. Gaziantep Üniver sitesinin Sayın Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ile asistanlığım zamanında Hacettepe Üniversitesinde birlikte çalışma şansı bulmuştum. Bugün burada olmamız ve birlikte çalışmalar sürdürmüş olmamız çok güzel. Kendisine gösterdiği nezaketten dolayı minnettarlığımı sunmak istiyorum Tıp Fakültesinin çok önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Dağlı, Bu kadar değerli ve başarılı bilim adamlarının olduğu çok az üniversite var. Sigaraya karşı savaşın. Onun için verdiğiniz pa ralarla yüzünden ne yiyoruz, ne giyiyoruz. Bu uğurda mücadele veren herkese çok teşekkür ediyorum Konuşmaların sonrasında, Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı ya ödül takdim edildi. Törende Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Eski Şahinbey Belediye Başkanı Ömer Can, Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü, Gaziantep İl Tütün Kontrol Kurulu, Gaziantep Kilis Tabip Odası, Adıyaman Kâhta Muhtarlar Derneği Başkanı Sait Çetinkaya, Adana Barosu Avukatı Muzaffer Kaya, Batman Gercüş Atatürk İlköğretim Okulunun 15 öğretmeni adına Okul Müdürü Atilla Özçelik, Tarsus Ardıçlı Köyü Muhtarı M. Salih Arık, Gaziantep SEV Amerikan Hastanesi nden Dr. Reşat Kılboz ve Gaziantep M1 Merkez Alışveriş Merkezi Mağaza Yetkilisi Kemal Arslan yasaya gösterdikleri özen ve destek için ödüle layık görülen kişi ve kurumlar oldu. Törenin sonrasında üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı ve Genel Sekreteri Mustafa Seydioğulları na hediye takdim edildi.

nde Türk Sanat Musikisi Konseri Düzenlendi ve Halep Üniversitesi işbirliği protokolü çerçevesinde; Türk Kardiyoloji Derneği-Suriye Kardiyoloji Derneği toplantısı için şehrimize gelen Halep Üniversitesi öğretim elamanları için, Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı tarafından, Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi nde, Öğr. Gör. Sezgin Bademli yönetiminde Türk Sanat Müziği Konseri düzenlendi. Konsere; Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Halep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Nizar Akil, ve Halep Üniversitesi öğretim elamanları katıldılar. her alanda parlayan bir yıldız olacağını söyleyen Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Bu parlayan yıldızı sadece Gaziantep ten değil, ülkenin her yerinden daha doğrusu dünyanın her yerinden görebileceksiniz diye hayal ediyorum. Halep Üniversitesi ile kol kola bunu çok daha iyi yapabileceğiz diyerek, Kongrenin gerçekleşmesinde emeği geçen başta Prof. Dr. Mehmet Aksoy olmak üzere herkese teşekkür ediyorum dedi. Konserin sonunda, Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Öğr. Gör. Sezgin Bademli ye çiçek takdim edildi. Tiyatro Kulübü öğrencileri tarafından, Atatürk Kültür Merkezi nde, Babil e Bir Melek İniyor adlı tiyatro oyunu sanatseverlerle buluştu. Freedrich Durrenmatt tarafından kaleme alınan, Veysel Udum ve Elif Aymandir in yönetmenliğini yaptıkları oyun, 28 kişilik kadrosuyla iki perdeden oluşuyor. Oyun; belirsiz bir zamanda Babil kentinde geçer. Babil devletinin kralları Nebukadnezar ve Nemrut, taht için sürekli mücadele etmektedirler. Bu mücadelede tahta oturan kral, oturamayan ise diğerinin ayak taburesi olmaktadır. Bütün dünyayı fetheden Nebukadnezar, mutlak bir sosyal devlet kurmak için özel teşebbüsler ile Babil e Bir Melek İniyor mücadeleye girer. Bu kapsamda dilenciliği yasaklar. Bütün dilenciler devlet hizmetine girmiş, yalnızca Akki adındaki bir dilenci bunu reddetmiştir. Nebukadnezar, dilenci kılığına girerek Akki yi ikna etmeye çalışır. Bu sırada Tanrı yeni yarattığı Kurrubi yi, dünyadaki en zavallı insana verilmek üzere, melekleri vasıtasıyla dünyaya gönderir. Bir yerine iki dilenci ile karşılaşan melek, Akki yi daha yetenekli bularak, Kurrubi yi daha zavallı olan, dilenci kılığındaki Nebukadnezar a verirler. Tanrı lütfunun Kral a değil de en zavallıya verilmesine içerleyen Nebukadnezar, Kurrubi yi Akki ye verir ve güzeller güzeli Kurrubi yi elde etmek için tüm Babil yarışa girer.

Üniversitemizde Kariyer Günleri Başladı Taşdemir, Mutlaka önünüzde Fen Edebiyat Fakültesi Ömer bir hedef olsun. Hedefiniz olmazsa hiçbir şey elde edemezsiniz. Asım Aksoy Konferans Salonunda, üniversitemiz Bilişim Kulübü Yapacağınız işi mutlaka takip tarafından düzenlenen Kariyer edin ve sevin. Bir işi ya severek Günleri kapsamında, Güneydoğu yapın ya da hiç yapmayın. Çünkü Anadolu Sanayici ve İşadamları işinizi severek yapmazsanız Federasyonu (GÜNSİAF) başarılı olamazsınız şeklinde Başkanı Cahit Erbalcı ve Hür Sanayici ve İşadamları Derneği konuştu. Birtakım sebeplerden (HÜRSİAD) Başkanı Mehmet dolayı üniversite öğrenimini Taşdemir in konuşmacı olarak yarıda bıraktığını belirten katıldığı Kariyer Söyleşisi Taşdemir, üniversite gerçekleştirildi. öğrenimini tamamlayamamaktan duyduğu pişmanlığı dile Söyleşinin açılış ve bu çalışanları uygun bölümlere yerleştirmesi gerektiğini getirdi. Öğrencilere üniver- konuşmasını yapan üniversite Gaziantep in ithalat miz Bilişim Kulübü Başkanı Yrd. açısından Türkiye de çok iyi kaydetti. Erbalcı, Beraber olmak site okumalarını tavsiye eden Doç. Dr. Yunus Emre Tansü, bir yerde olduğunu vurgulayan güçlü olmak güzel şeydir. Taşdemir, Üniversite sizin çevre söyleşinin kariyer günlerinin ilk GÜNSİAF Başkanı Cahit Erbalcı, Gençlerimizin yetişmesi için edinmenizi sağlar. Farklı kişiler etkinliği olduğunu belirtti. başarılı olmak için işe hâkim olmak bazı sıkıntıları görmeleri gerek. tanırsınız. Diplomanızı almak Tansü, Kariyer günleri gerektiğini belirtti. Erbalcı, Geçmişte başarılı olan bütün için elinizden gelen her şeyin etkinliklerimiz bütün Sizler mal sahibi olarak bir şey şirketler birtakım sıkıntılar çe fazlasını yapın. Hayatta kimin ne öğrencilerimize açık olacak. yapacağınız zaman uzaktan kumandayla kerek bugünlere gelebilmişlerdir. olacağı belli değil. Bölümünüz Alanında uzman, başarılı ve saygın isimlerle öğrencilerimizi değil, yakınına giderek ne olduğunu ne bittiğini görerek bir araya getirerek, kariyer yapın. Değişik yerlere gidip, günlerini geleneksel hale ge tirmek istiyoruz. Etkinliklerimiz tanıyın. Çünkü değişik yerlere gidince ufkunuz açılır. Günümüzde kapsamında öğrencilerimizin bir iş yaparken yabancı ufkunu açarak, okullarını dil çok önemli bir konuma geldi. bitirdikleri zaman iş bulmalarında kolaylık sağlayacak yöntemlerle onlara yardımcı olmayı hedefliyoruz. Bilişim Kulübü olarak bahar Mutlaka yabancı dil bilmeniz gerekir ifadesinde bulundu. Sürekli hareket halinde olup çalışmak gerektiğini söyle şenliklerinde yer almak için yen Erbalcı, iş sahibinin çalışanına Şunu hiçbir zaman unutmayın; ne olursa olsun okuyun ifade çalışmalarımız devam ediyor mutlaka güvenmesi gerektiğini insan her zaman para kazanamaz, sinde bulundu. mutlaka kaybedeceğiniz günlerde Söyleşinin sonrasında olacaktır GÜNSİAF Başkanı Cahit Nizip te bakkal dükkânı Erbalcı ile HÜRSİAD Başkanı açarak ticarete başladığını belirten Mehmet Taşdemir e, Üniversitemiz HÜRSİAD Başkanı Mehmet Rektör Danışmanları Taşdemir, amacının imalathane Prof. Dr. Cahit Bağcı ve Doç. Dr. açmak olduğunu ve bunu 27 sene Mehmet Koruk hediye takdim sonra gerçekleştirdiğini söyledi. etti.

Arkeolojik ve Etimolojik Açıdan Anadolu Halkı İnşaat Mühendisliği Bölümü Konferans Salonu nda, Atatürkçü Düşünce Kulübü üyesi öğrenciler tarafından gerçekleştirilen, Arkeolojik ve Etimolojik Açıdan Anadolu Halkı adlı konferansa, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Arslan ve Araştırmacı Yazar Mehmet Demir Atmalı konuşmacı olarak katıldılar. İnsanların kendilerine on oklar dediklerini belirten Arslan, on ok kelimesinin uzaydan gelip uzaya dönen anlamına geldiğini vurguladı. İnsanların topluluk oluştururken, öncelikle iletişim kurduklarını ifade eden Arslan, yapılan ilk eylemlerden birinin avcılık olduğunu kaydetti. İnsanların, cızzık dev rinde, ağılların büyümesiyle birlikte ağılların oluşturduğu güzergâh olan, Turan Yolu nu meydana getirdiklerini vurgulayan Arslan, göçlerin genellikle Orta Asya dan batıya gerçekleştiğini söyledi. Arslan, 9 12 bin yıl kadar geriye gittiğimizde Subar, Mintan ve Saka Kamer Türk boyları içinde yer alan Asar, Kumuklar, Subarlar, Urartular gibi boylar Anadolu ilk Türklerini oluşturmaktadır. Bunun yanında Sagat, Hun gibi Türk boyları da ilk Azeri Türklerini meydana getirmiştir şeklinde konuştu. Türük kelimesinin etimolojik olarak Türk Ök şeklinde yorumlandığını söyleyen Arslan, tarihte Türklerin ve Tatarların çok önemli kavimler olduğunu belirtti. İlk kültürün, ilk dilin Orta Asya da oluştuğunu vurgulayan Arslan, Bilinmeyen bir dili çözmeye çalışan bir araştırıcı, tamga ve yazıların sağdan sola doğru ya da soldan sağa doğru sağlamasını yapmalıdır. Ancak o zaman doğru bilgiye ulaşılabilir. Binmeyen bu dilleri ortaya çıkaran hiç kimse, mektepli değil yani bunları ortaya çıkarmak etimologların başarısı değildir ifadesinde bulundu. Konferansın diğer Türk Musikisi Devlet Konservatuarında, Epitemelog İbrahim Çenet tarafından Karacaoğlan Türkü leri isimli söyleşi gerçekleştirildi. Müziğin çok uzun yıllardır varlığını sürdürdüğünü ve çalışma hayatıyla da sıkı bir ilişkisi olduğunu söyle yen Çenet, İnsan olmanın var oluşu dil ise, müzik de dilden oluşuyorsa, o zaman müzik insandır diyerek, müziğin bilinçli yapılan bir alan olduğunu kaydetti. Karacaoğlan ın sevginin ve hoşgörünün bir sembolü olduğunu belirten Çenet, Karacaoğlan ın büyük bir yaratıcı ve bestekâr kimliğine sahip olduğunu vurguladı. Eserlerinde hayatı bazen tatlı bazen de acı söylemlerle ifade ettiğini belirten Çenet, Karacaoğlan ın gezgin olduğunu söylemeye gerek yok. Çünkü bunu kendisi her fırsatta dile getiriyor. Onun hem kendi çevresi, eli, obası için hem de uzak konuşmacısı Mehmet Demir Atmalı, Kürtlerin kendi aralarında kendilerine gurmanc diye hitap ettiklerini belirterek, Türkler birçok boyun önünde veya sonunda gur adını almışlardır. Bu kelime Kürtçe de kurt anlamına gelir. Yani Türkçede ki kurt ile Kürtçedeki gurt un kökeni aynıdır. Gur boyları Turani ve Gurani olarak ikiye ayrılmışlardır. Ur un başına G gelince Gur, T gelince Tur olmuştur. Gur kelimesinin sonuna T geldiğinde Gurt olur. Sonuçta G harfi sertleşince kurt kelimesi meydana gelmiştir. Gur unvanı bir boyun Türklüğüne işarettir Tarihte Afganistan da Karacaoğlan Türküleri ülkeler için gezdiğini anlatıyor. Karacaoğlan gezdiği yerlerin neredeyse, her şeyiyle ilgilenmiştir. Etnografyası, gelenekleri, özellikle dilleri, sosyal ilişkileri gibi pek çok konuyla ilgilenmiş ve bilgiler vermiştir. Bugün Karacaoğlan ın verdiği bölge ve bilgilerinden, etnografyadan çok tarih açısından belge anlamında yararlanıyoruz. Bunların hepsi Karacaoğlan ın gezgin olduğunun bir kanıtıdır Dilin insanın özünden gelen bir şey olduğunu ifade eden Çenet, müziğin toplumun ikinci dili olduğunu söyledi. Çenet, İliklerimizde hissettiğimiz Karacaoğlan bestelerinin tat bileşenlerini saymak zordur. Ancak Karacaoğlanların çıkıp geldikleri Asya tatları, Anadolu uygarlıklarının tatları birçok kültür ve faktörün tatları bizi zaman ve gelecek tünelinde gezdirir. Bu Gur Devleti kurulduğunu söyleyen Atmalı, bunun için Afganlara aynı zamanda Gurlular da denildiğini kaydetti. Oğuzhan a ve Cengizhan a Gurhan denildiğini belirten Atmalı, Asur, Bulgar, Balkan, Belgur, Bitigur, Digur, Fin Ogur, Gogur, Kang Gur, Ligur gibi boyların gur ailesinden olduğunu ifade etti. tatlara etki bileşenleri güzellik ve acılarıyla her şeydir. Bu bestelere temelde insan faktörü etki etse de, Karacaoğlan ın yaşadığı bölgenin üretim biçimi, gelenekleri, iklimi gibi birçok etkisi vardır ifadesinde bulundu. Karacaoğlan ın müzik aletini doğa aracı gibi gördüğünü söyleyen Çenet, onun aynı zamanda müzik okuyucusu olduğunu söyledi. Çenet, Şair bestekâr, âşık ozan olduğuna göre bestelerini çaldığı müzik aleti ya da aletlerinden birileriyle söyleyecek. O, sazını bir sevgili gibi görür ve bir sevgiliyi sever gibi sever

Dünyada ve Türkiye de Uluslararası Yatırımlar Gaziantep Üniver sitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Konferans Salonunda, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Genel Sekreteri Mustafa Alper tarafından, Dünyada ve Türkiye de Uluslararası Yatırımlar adlı konferans verildi. Konferansa üniversite miz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, öğretim elamanları ve öğrenciler katıldı. YASED in ülkemizde uluslararası ölçekte rekabet edebilen bir yatırım ortamı yaratılmasını sağlamayı amaçladığını belirten Alper, yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik yapısal reformlara ve AB üyelik sürecine destek verdiklerini söyledi. Uluslararası doğrudan yatırımların önemini anlatan Alper, Finansal kaynaklarla geldikleri ülkede yerli sermaye birikimini desteklemeleri ve bu yolla büyüme hızını olumlu yönde etkilemeleri, uluslararası yatırımlar açısından önemlidir. Üretimin, istihdamın ve Babaannem 100 Yaşında Tiyatro Kulübü ne üye öğrenciler tarafından, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü etkinlikleri kapsamında, Atatürk Kültür Merkezi nde Babaannem 100 Yaşında adlı tiyatro oyunu sahnelendi. Roberto Cossa tarafından kaleme alınan, Emrah Polat ın yönettiği iki perdeden oluşan oyun, 10 kişilik ekibiyle tiyatro severlere unutulmaz bir gece yaşattı. Oyunda; yemek yemeye çılgınca düşkün bir babaannenin tüm ailesini yıkıma sürüklemesi konu ediliyor. Oyun, ele aldığı ailenin yaşamı çerçevesinde ezen-ezilen ilişkisine eleştiri getirip, sömürü düzeninin aileden başlayarak bütün toplumu kuşatan bir olgu olduğuna dikkat çekerek, insani ilişkilerdeki yozlaşmanın, çıkar ilişkilerinden kaynaklandığını göstermektedir. Oyunun eğlendirici üslubu, seyirciyi acıtmadan sistem karşısındaki seçimlerini değerlendirmeye, kendisinin ve çevresindekilerin duruşunu sorgulamaya çağırıyor. ticaretin gerek niceliksel, ge rekse niteliksel olarak olumlu yönde gelişmesi, yatırımcıların yatırım yaptıkları ülkeye hem kaynak hem de bilgi transferi yapmaları gerekir. Uluslararası doğrudan yatırımlar, geldikleri ülkeye teknoloji transferini hızlandırarak, ülkenin katma değeri yüksek sektörlerde faaliyet gösterebilme şansını ve dünya ile rekabet edebilirliğini artırmasını sağlıyor şeklinde konuştu. Uluslararası doğrudan yatırımların, 2007 yılında ulaşılan 1,8 trilyon dolarlık rekor seviyeye oranla yüzde 21 oranında düşerek, 1,4 trilyon seviyesine geri dönüş yaptığının tahmin edildiğini vurgulayan Alper, gelişmiş bölgelerin doğrudan yatırımlardan aldığı payın azaldığını, gelişmekte olan bölgelerin payının ise arttığını kaydetti. Alper, 2007 yılında d ü n ya g e n e l i n de en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken ülkeler ABD ve İngiltere. Gelişmekte olan ülkeler arasında Çin, 6 ncı sıradaki yeri ve çektiği 84 milyar dolarlık yatırım ile başta geliyor. Türkiye 2007 yılındaki 22 milyar dolarlık giriş ile dünya genelinde en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken 23 üncü ülke oldu. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında ise 9 uncu sırada yer alıyor. En büyük uluslararası doğrudan yatırımcılar olarak ABD ve İngiltere başta gelirken, gelişmiş ülkelerin geçtiğimiz yıl doğrudan yatırımların yüzde 85 ini yaptığı gözlenmekte ifadesinde bulundu. Uluslararası doğrudan yatırım akışlarında imalat sanayinin payı düşerken, hizmet sektörünün payının arttığını söyleyen Alper, Gelişmekte olan ülkeler ve geçiş ekonomileri 2007 yılında 304 milyar dolarlık dış yatırım yapmışlar. Bu ülkeler arasında Hong Kong, Rusya ve Çin dikkati çekiyor. Türkiye ise 2007 yılında 2,1 milyar dolarlık dış yatırımı ile 50 nci sırada. 2007 yılı itibari ile toplam uluslararası doğrudan yatırım stoğu 15.2 trilyon dolara ulaşmıştır. ABD ve İngiltere en fazla uluslararası doğrudan yatırım stoğuna sahip ülke lerdir. Hong Kong, Brezilya, Çin, Rusya, Meksika, Singapur ve Türkiye en fazla stoğa sahip gelişmekte olan ülkelerdir. Gelişmekte olan ülkelerin payı yüzde 31 iken, Türkiye 146 milyar dolarlık stoğu ile 21 inci sırada yer alıyor diye konuştu.

Türkiye nin altın takı ihracatında dünyada İtalya dan sonra ikinci sırada olması tanıtımı yapılmamış bir gerçektir Gaziantep Üniver sitesi Meslek Yüksekokulu Uygulamalı Takı Teknolojisi Programı tarafından, Devlet Planlama Teşkilatı nın desteklediği Gaziantep ve Halep İllerinde Kuyumculuk Sektöründeki Tasarım Farklılıklarının Tespiti ve Yeni Tasarımların Oluşturulması adlı projenin çalışmalarına başlandı. Projenin, Türkiye Suriye Bölgelerarası İşbirliği Programı 2008 Yılı III. Teklif Çağrısı çerçevesinde gerçekleştiğini belirten Meslek Yükse ko ku lu Müdürü Do ç. Dr. Ergun Erçelebi, projeyle Gaziantep ve Halep illerindeki Kuyumculuk işletmelerinin verimliliğini yükselterek, kalite seviyelerinin ve mücevher tasarımlarının çeşitliliğini arttırarak, halkın beğenisine sunulacağını söyledi. Erçelebi, Proje Uygulamalı Takı Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Remzi Öztekin in koordinatörlüğünde, Öğr. Gör. Nuri Durucu ile birlikte hazırlanıyor. Projenin amacı Gaziantep ve Halep illerindeki kuyumculuk sektöründe üretilen arkeolojik, etnografik ve öncelikle günümüzdeki modellerin tespitini, tespit edilen modellerin farklılıklarının ortaya çıkarılmasını ve bulgulardan yola çıkarak her iki kültürü yansıtacak yeni tasarımların ortaya çıkarılmasını hedeflenmektedir Gaziantep ili ve çevresi Türkiye de kuyumculuk sektöründe çok önemli bir yere sahiptir diyen Erçelebi, Endüstri Meslek Li sesi, Mesleki Eğitim Merkezi ve bünyesinde kuyumculuk ve takı tasarımı alanlarında eğitim-öğretim yapan bölümler bulunmaktadır. Gaziantep ve Halep illerinde üretilen takılarda kullanılan kıymetli taşlar, kullanılan teknikler, tasarımlar incelendikten sonra yeni tasarlanmış takıların üretimi ve sergilenmesi ayrıca bu konuda ortaya çıkan sonuçlarla ilgili konferansların düzenlenmesi ve yayınlanması hedeflenmektedir. Amaç yeni modellerin tasarlanması, üretilmesi ve Anadolu da doğmuş olan kuyumculuğun bu proje ile Gaziantep ve Halep vasıtasıyla Orta Doğu daki etki alanının tekrar kazandırılmasıdır. Bu da ancak bu alanda verilecek doğru eğitimlerle olacaktır ifadesinde bulundu. İşletmelerin kalifiye teknik eleman temini, yeni modellerin tasarlanması, maksimum verim ve standart kalite düzeyine ulaşmada büyük sıkıntılar yaşadığını vurgulayan Erçelebi, bu tür problemlerin Halep te de yaşandığını kaydetti. Erçelebi, Türkiye nin altın takı ihracatında dünyada İtalya dan sonra ikinci sırada olması tanıtımı yapılmamış bir gerçektir. Program çerçevesinde verilecek konfe ranslar ve yayınlar sonucunda ilgili kurumlar, işletmeler ve şahıslar verimliliklerini ve üretim kalite seviyelerini yükseltme yoluna girip, bölgenin gelişmesi ve dünya ile rekabet etme gücüne katkı sağlamış olacaklardır. Proje, programın bölgesel kalkınma ve sınır ötesi işbirliğinde yer alan yerel ve bölgesel kuruluşların kurumsal yeteneklerinin artırılması hedefi ve konusu itibariyle programın bölgesel kalkınma ve işbirliği önceliği ile uyumludur Proje kapsamında Gaziantep te tasarım ve atölye çalışmaları, bilgilendirme eğitimleri yapılacak, kitap, web sayfası, CD hazırlanacak ve yapılacak olan tasarımlar gümüş kullanılarak ürün haline getirilip, Türkiye de düzenlenecek olan ulusal veya uluslararası kuyumculuk sektörüne ait fuarlarda Gaziantep Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu stantlarında ve daha sonra Gaziantep Üniver sitesi Meslek Yüksek Okulu bünyesinde kalıcı şekilde sergilenecektir diyen Erçelebi, Bu proje ile Gaziantep ve çevresi ile Halep illerindeki hedef kitle içinde yer alan bin kuyumculuk işletmesi ve bu işletmelerde halen çalışan ortalama 5 bin teknik eleman ile bölgedeki Mesleki Eğitim Merkezi Kuyumculuk Bölümü, Endüstri Meslek Li sesi Kuyumculuk Programı, Gaziantep Meslek Yüksek Okulu Uygulamalı Takı Teknolojisi Programı bünyesinde okuyan 150 öğrenci ve diğer potansiyel öğrencilere ulaşılacaktır ifadesinde bulundu.

Üniversite Gençliği Gözü İle Polis Atatürk Kültür Merkezi nde, Türk Polis Teşkilatı nın 164. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü ve Üniversitemiz Toplumsal Araştırmalar Kulübü işbirliğiyle, Üniversite Gençliği Gözü İle Polis konulu panel gerçekleştirildi. Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü nün başkanlığında gerçekleştirilen panele, Üniversitemiz Genel Sekreteri Ercan Eroğlu, öğretim elamanları ile çok sayıda öğrenci katıldı. Panele; Terörden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Bülent Yavaşoğlu, Terörle Mücadele Şube Müdürü Kamil Yıldızkaya, Çevik Kuvvet Şube Müdürü Fevzi Bilgiç, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü M. Sait Ünalan, Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Faruk Alkanoğlu, Toplum Destekli Polislik Büro Amiri Yasin Göktepe konuşmacı olarak katıldılar. Üniversitemizle kentimiz arasındaki ilişkiyi artırmak için etkinlikler düzenlediklerini belirten Toplumsal Araştırmalar Kulübü Koordinatörü Doç. Dr. Özkan Yıldız, tüm emniyet teşkilatının polis gününü kutladı. Polislerin çok ağır şartlar altında çalıştığını vurgulayan Panel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü, tüm emniyet teşkilatının kanıyla, canıyla, varlığıyla mücadele ettiğini ifade etti. Üniversite öğrencileriyle bir arada bulunmaktan emniyet teşkilatı adına çok mutlu olduğunu söyleyen Terörden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Bülent Yavaşoğlu, Teşkilatımız toplumumuzun rahatı, huzuru için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bir aralar bizler toplumdan uzak kaldık. Özellikle Üniversite gençliğiyle aramızda bir sınır vardı. Çünkü insanlar Polisi döven, coplayan kişiler olarak biliniyordu. Bizler vatandaşlarımızla, toplumumuzla teşkilatımızın iyi bir diyaloga sahip olması gerektiğini düşünüyoruz. Toplumumuzun desteğini kazanmak için elimizden gelen tüm çabaları gösteriyoruz. Bu konuda, gerek anketlerle gerekse bugün olduğu gibi gerçekleştirilen panellerle bizi destekliyor. Sizlerden gelen destek bizim için çok önemli Toplum Destekli Polislik Bürosunun yaklaşık bir yıldır hizmet verdiğini söyleyen Toplum Destekli Polislik Büro Amiri Yasin Göktepe, Bizim için önemli olan suçun kaynağını bulmak. Toplum Destekli Polislik Büro olarak, suçun derinliklerine inip sebebini araştırıyoruz Asayiş suçları içerisinde en fazla karşılaşılan suçun hırsızlık olduğunu vurgulayan Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Faruk Alkanoğlu, Gaziantep te bir yıl içerisinde 17 bin 140 tane asayiş suçu işlendiğini belirtti. Terörle Mücadele Şube Müdürü Kamil Yıldızkaya, yaklaşık 40 yıldır terör konusunda çalışmalar yaptıklarını söyleyerek, Terörün neden bitmediği konusunda araştırmalar yaptık. Biz terörle mücadele ediyoruz ama en önemlisi halkımızı ve gençlerimizi bilinçlendirmek. Bu konuda hep gençlerimizi bilinçlendirmeye çalıştık. Üzerinden belli bir süre geçtikten sonra olumlu sonuçlar verdiğini gördük ifadesinde bulundu. Gaziantep te sigara kaçakçılığının çok fazla olduğunu vurgulayan Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü M. Sait Ünalan, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü nün son iki yılda çok önemli operasyonlar yaptığını ve 12 çeteyi çökerttiğini kaydetti. Gençliğe sahip çıkma adına çalışmalar yaptıklarını söyleyen Çevik Kuvvet Şube Müdürü Fevzi Bilgiç, ilköğretim ve lise çağındaki öğrencileri teşkilata getirip birimleri gezdirdiklerini kaydetti.

Üniversitemizde Asım Kuzuluk ile Barak Kültürü üzerine söyleşi gerçekleştirildi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı tarafından, Ömer Asım Aksoy Konferans Salonu nda, Sanatçı Asım Kuzuluk un konuşmacı olarak katıldığı, Barak Kültürü üzerine söyleşi gerçekleştirildi. Köy kültürüyle büyüdüğünü ve Antakya dolaylarında yetiştiğini söyle yen Asım Kuzuluk, Antakya ve çevresinde kültür bakımından çok büyük bir rezervin bulunduğunu belirterek, bölgenin uzun havaları üzerine uzun yıllardır çalışma yaptığını vurguladı. Kuzuluk, Elbette ki Ege de, Karadeniz de de çok güzel kültürler var. Fakat ben bu bölgede yetiştiğim için bölgenin eserlerini duyurma gerekliliğini hissettim. Barak havalarında, insanlara güzel, kaliteli örnekler sunarsanız daha çok haz alınır. Şimdilerde ise bütün Anadolu 3 5 tane barak havasına maruz bırakıldı. Hâlbuki çok sayıda barak havası eseri var. Ben sizin gibi müzik eğitimi almadım, sadece icra ediyorum. Bunları gün ışığına çıkaracak olan sizlersiniz. Çünkü sizler işin kaynağındasınız. Ne olursa olsun yetiştiğiniz bölgeyi ihmal ve inkâr etmeyin şeklinde konuştu. Kültürel bağın önemine değinen Kuzuluk, eseri ruhunda yakalamanın çok önemli olduğunu söyledi. Kuzuluk, Barak havaları bugüne kadar çok az sayıda örnekle duyurulmuş. Benim amacım bu sayıyı arttırmak. Şu ana kadar 19 tane barak havasını icra ettim. Hedefim bunu 25 e çıkartmak. Tabi bu da yeterli değil. Benim bıraktığım yerden sizler devam edeceksiniz ifadesinde bulundu. Uzun hava okurken dilin anlaşılabilir olması gerektiğine dikkat çeken Kuzuluk, Barak ta, dil çok önemlidir. Eser içeri sinde ana ile anneyi yerinde kullanmak ge rekir. Tane tane, anlamlı bir şekilde yerel dilin kullanılması gerektiğine inanıyorum. Halk edebiyatındaki üslup hiç bir zaman bozulmamalıdır Günümüzde taşıyıcı, besleyici unsurların kalmadığını belirten Kuzuluk, tek taşıyıcıların abdallar olduğunu ve abdallara sahip çıkılması gerektiğini söyleyerek, müzik ile ilgili araştırma yaparken tek kaynağının abdallar olduğunu ifade etti. Mahalli olmadan halk müziği sanatçısı olunmaz diyen Üniversitemiz Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müdür Yardımcısı Sanatçı Öğretim Elemanı Savaş Ekici, Barak kültürü alt yapısının güçlü olmasıyla beraber çok zengin bir kültüre sahiptir. Bu tür şeyler parmak izi gibidir. Yani o şey o bölgeye aittir. Mesela, kimi barak havaları Gaziantep yöresine, kimileri ise Çukurova yöresine aittir. Nasıl ki her çiçeğin kokusu farklıysa, eserlerde de bölgelere göre değişkenlik gösterir. Barak Türkmenleri göçebe yaşayan, savaşçı topluluklardır. Barak müzik kültürünü sadece Gaziantep ile sınırlı tutmak doğru değildir, çünkü her yerde mevcuttur. Nasıl durgun bir suya taş attığınızda su dalga dalga yayılırsa barakta o şekilde yayılmıştır Uluslararası evlilikler arttı Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü tarafından, Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda düzenlenen Çok Kültürlü Toplumlarda Farklı Kültürlerden Gelen Kişilerin Evlilikleri ve Sosyal Entegrasyon adlı kon feransa, Dr. Gerhard Steingress konuşmacı olarak katıldı. Farklı kültürlerden gelen kişilerin evliliklerinin son yıllarda kültürel bir sorun haline geldiğini söyleyen Steingress, sosyal süreçlerle kültürel süreçlerin birbirinden bağımsız olmayan, iç içe geçmiş unsurlar olduğunu belirtti. Çok kültürlü toplumlarda toplumsal entegrasyon problemi nin sadece akılcı, sosyal, ekonomik, politik müdahaleler ile çözümlenmeyeceğini vurgulayan Steingress, aynı zamanda gündelik hayat içerisinde kültürlerarası etkileşimin dikkate alınması gerektiğini kaydetti. Steingress, Farklı uluslardan gelen kişilerin evlilikleri devam ettikçe, sosyolojik anlamda küreselleşen bu kültürleri anlamak ve anlatmak çok önemli bir yere sahip olacaktır. Sosyologlara düşen bu konu üzerinde sosyolojik açılardan çalışmalar yapmaktır Günümüzdeki evlilik ilişkilerinin, kişiler arası etkileşimini ele alan bir süreç olduğunu belirten Steingress, Bizler evliliği düşündüğümüz zaman genellikle toplumun kendi içerindeki evlilikleri düşünüyoruz. Oysa ki, kürselleşen dünyada, son yıllarda farklı kültürlerden gelen kişilerin ev lilikleri çok sayıda artış göstermiş ve bazı sorunlar meydana getirmiştir. Bu kişiler arasındaki problemler sadece o kişiler arasındaki problem olarak değil, kültürler arasındaki ilişkiyi de ele almasıdır. Kişiler sadece kendi kültürlerini değil iki kültürün de meydana getirdiği ambiyansı da bizlere gösterir Kültürler arası evliliklerin sosyal bir olgu olduğunu söyleyen Steingress, göç, politik değişimler, yaşam tarzları gibi etmen lerin kültürlerarası evliliklere sebep olabileceğini kaydetti. Steingress, Günümüzde evlilik piyasası daha çok uluslararası olmaya başladı. Artık insanlar farklı kültür lerden gelen kişilerle evlenme olanağı bulabiliyor. Mesela, Almanlarla Türkler arasındaki evlilik genellikle göçle ilgi lidir. Almanya, 1960 lı yıllarda ve sonrasında Yunanistan, Portekiz, Fas gibi ülkelerden yoğun göçler almıştır. Misafir işçiler o dönemde sadece iş gücü olarak ele alındılar. Poli tik karar vericiler, onların hiçbir zaman kalıcı olmayacağını düşündüler ve program yapmadılar. Fakat bunlar kalıcı olunca çatışmalar başladı ifadesinde bulundu.

Sosyolojide kültürler adacık gibidir Fen Edebiyat Fakültesi Sos yoloji Bölümü tarafından düzenlenen Küreselleşmenin bir boyutu olarak kültür, çağdaş sosyoloji için sorundur adlı konferansa Dr. Gerhard Steingress konuşmacı olarak katıldı. Sosyolojinin sanayileşmiş toplumlarla birlikte ortaya çıkan bir disiplin dalı olduğunu söyleyen Steingress, 20. yüzyılla birlikte sosyolojinin, küresel toplumların sosyolojisine uymak zorunda kaldığını belirtti. Steingress, bu zorunluluğun 1960 lı yıllardan bu yana bilimsel ve teknolojik gelişmelerin ortaya çıkardığı bir sonuç olduğunu ifade etti. Steingress, Yeni sos yoloji bir öncekilerden farklıdır. Çünkü gerçekler değişmiştir. Çağdaş sosyoloji birtakım gerçeklerle yüzleşmek zorundadır. Sosyoloji modern toplumların ve modernleşmenin önemli bir birimidir. Sosyolojinin tarihine baktığımız zaman toplumun kendisini ulusal değerlerle eşdeğer tuttuğunu görüyoruz. Toplumsal olgu dediğimiz şey, öncelikle ulusal toplulukların üzerinden çalışıyordu. Öte yandan bununla kalmayıp çalıştığı nesnenin bir parçası haline geldi. Yani toplumu kendi siyle özdeşleştirdi. Sosyoloji bu dönemde sanayileşmekte olan ülkeler üzerine yoğunlaştı M o d e r n l e ş m e n i n sosyo ekonomik bir mantık içinde, küreselleşmeyi de meydana getirdiğini vurgulayan Steingress, sosyolojik konseptlerin realist konseptler olduğunu söyledi. Steingress, Marx ve Weber in söylediği gibi toplumlar kapitalist bir yapı üretmiştir. Hem alt yapı hem de üst yapı ciddi değişikliklere uğramıştır. Fakat kapitalist sistemin mantığı değişmemiş, aynı kalmıştır. Her ne kadar küreselleşen toplum yeni bir tarih değilse de, özellikle toplum üzerinde değişikliklere sebep olmaktadır ifadesinde bulundu. 1950 1970 yılları arasında sosyolojinin güçle rle karşılaştığını belirten Steingress, bunun bir değişim olduğunu söyledi. Sosyolojinin bilgi üretebilmek için kendisini yenilediğini vurgulayan Steingress, Sosyolojiye baktığımız zaman kültürler adacık gibidir. Her toplumun kendisine ait bir kültürü vardır. Kültür, ulusların biricikliğinin dışa vurumu olarak kabul edilmiştir. Geleneksel kültür kavramı, özcü bir kültüre sahiptir. Bu özcü kültür kavramı daha sonra milliyetçi kültür kavramı haline gelmiştir Modern toplumların, diğer toplumlarla ilişki içerisinde olduğu için geliştiğini söyleyen Steingress, Farklılıklar içeri sinde birlik aracılığıyla toplumlar aralarındaki ilişkiyi mutlaka geliştirmelidir. Kültürlenme, bir kültüre yabancı kültürlerin entegre edilmesi anlamına gelir. Bu kendiliğinden devam eder. İnsanlar başka kültürlerden bir şeyler öğrenirlerse bu onları Üniversitemiz Atatürkçü Düşünce Kulübü üyesi öğrencileri tarafından, İnşaat Mühendisliği Bölümü Konferans Salonunda, Prof. Dr. Ahmet Arslan ın konuşmacı olarak katıldığı, Türkle rin Dünya Medeniyetlerinin Oluşumundaki Rolleri konulu konferans verildi. İnsanoğlunun ilk ataları diğer homosapienslerden farklı olarak ses tellerini zekasıyla kullanma, irfan ve idrak sahibi olma özelliği ile kendilerini gösteriyor diyen Prof. Dr. Ahmet Arslan, İlk modern insan Orta Asya da, bir şekilde ortaya çıkıyor. Paleolitik (taş) devrinden beri (70 bin yıldan bu yana) devamlı etrafa göç etmiştir. Bunlar, sanat kabiliyetine sahip, av malzemeleri yapabilen; irfan, idrak ve din geliştirecektir. Kültürler arası kavram ise, iki ulus arasındaki kültür ilişkisini ifade eder. Festivaller, olimpiyatlar, erasmus gibi programlar buna örnektir. Bunların amacı, kültürler arasında anlaşma ve birbirleriyle yaşamayı öğrenmeleridir. Fakat bu çözüm değildir. Çünkü insanlar, kendi kültür leri dışında bir kültürü görürler, uygularlar ama bunu devam ettirmezler. Belli bir zaman sonra yine kendi kültürlerini yaşarlar ifadesinde bulundu. Türklerin Dünya Medeniyetlerinin Oluşumundaki Rolleri inançları olan yüksek meziyetli insanlardı. Onlar, kendilerine On-Ok lar demişlerdir ifade sinde bulunarak, ilk insanlar ehlileştirdikleri hayvanların ticaretiyle ağıllar, ağıllardan kurganlar ve kurganlardan toplum oluşturmuşlardır Arslan, Modern insanlığın ilk atası mağara ve kaya taşları üzerindeki re simlere cızzık adını vermiştir. Cızzıklar, ilk insanın kullandığı ilk iletişim aracıdır. Cızzıklar arkeologlar tarafından pictogram olarak adlandırılmıştır. Buradan anlaşılıyor ki ilk iletişim Orta Asya da çıkmış ve çok farklı dillerde Asya da konuşulmaktadır. İletişim bir noktada gelişmişse kültür dolayısıyla medeniyetlerde aynı noktadan gelişecektir

Acı Kaybımız Yrd. Doç. Dr. Elif Leyla Toprak vefat etti Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Elif Leyla Toprak vefat etti. Yrd. Doç. Dr. Elif Leyla Toprak için Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığında tören yapıldı. Törene üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, öğretim elamanları, çalışma arkadaşları, öğrencileri ve ailesi katıldı. Törende konuşan Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Elif Leyla Toprak ın üniversitemizde uzun süredir görev yaptığını belirterek şunları söyledi: Uzun bir süreye yayılan çok ciddi çalışmaları ve katkıları olmuş, çalışkan bir arkadaşımızdı. Kendisini son bir yıldır çok daha yakından tanıyorum. Çalışkan, inatçı ama mert, dürüst bir arkadaşımızdı. Çok ani ortaya çıkan ve karaciğeri ilgilendiren bir rahatsızlık sonucunda kendisini kaybettik. Ziyaretlerim sırasında tablonun rehavetini görüyordum. Bu hastalığı yeneceğini düşünüyorduk. Ağabeyinin de belirttiği gibi inatçılığı burada da kendini gösterir, kazanır diye düşünüyordum. Tüm tıbbi imkânlara rağmen dürüst, mert, özverili bir arkadaşımızı kaybettik. İnşallah mekânı cennet olur. Kendisine Allah tan rahmet diliyor, tüm çalışma arkadaşlarına başsağlığı, ailesine sabır diliyorum şeklinde konuştu.