Sınıfa karşı sınıf METAL İŞÇİLERİ



Benzer belgeler
Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

NEYI DAHA BEKLİYORSUN! MASADA YANDAŞ MEMURUN İŞİ YAŞ! KAMU ÇALIŞANI. Yanlışta ısrar etme, senin iradeni satanların peşinden gitme!

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM

Gelir Testi Yaptırmayanlar Dikkat!

SUNUŞ. Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu

EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

Maaşlarımıza Ek Artış İstiyoruz!

YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

Metal işçilerinin mücadelede tek gerçek sendikası TOMİS'tir!

BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI ADNAN SERDAROĞLU NUN 2011 MESS GREVLERİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

T.C. ÇALİŞMA ve SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI Çalışma Genel Müdürlüğü. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞINA (Personel Daire Başkanlığı)

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

Asgari ücret ve Ocak ayı zamları belirleniyor. Taraf olmazsak sadakaya mahkum kalırız!

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Destek Personeli Eğitimleri

İŞ HUKUKUNDA UZMAN ARABULUCULUĞA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR. BİRİNCİ BÖLÜM İş Hukukunda Arabuluculuk Uzmanlık Eğitimi

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

FİRMALARIN PLAKA TAHDİTİ GÖRÜŞLERİ

10SORUDA AİLE SİGORTASI

İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI

fiç N N YASAL HAKLARI

Metalde grev süreci hangi fabrikalarda başlıyor?

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK!

Arka Plan: Mücadeleleri Birleştirelim!

Oğlum yüzme de bilmezdi...

BELEDİYELERDE İŞTEN ÇIKARTILAN İŞÇİLERİN EKONOMİK-SOSYAL DURUMLARINA İLİŞKİN BİR ARAŞTIRMA

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı

İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş

HAK-İŞ KONFEDERASYONU

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

DEVRİMCİ İLETİŞİM VE ÇAĞRI MERKEZİ ÇALIŞANLARI SENDİKASI TANITIM BROŞÜRÜ

İŞ HUKUKU ve SOSYAL GÜVENLİK UYGULAMALARI

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ LAFTA KALDI: İSTİHDAM ARTIŞI YAVAŞLADI

10 Haziran TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ İSİG KOMİSYONU

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Mevsimlik İşçiliğe Hayır Dedik

MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ?

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi. Facebook sesgm1996 1

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK İLETİŞİM MERKEZİ (ALO 170) Bilgi Notu

ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları

EVDE BAKIM PARASI ALANLARA SİGORTA GELİYOR

TMMOB KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ VE BAĞLI İŞYERLERİ İŞLETME TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ TEKLİFİ

TÜRK İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKUNDA GÜVENCELİ ESNEKLİK

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Emeğin Örgütlenmesi

Temizlik mahallerinde ayrıca gerekli temizlik malzemesi bulundurulur.

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

BALIKESİR TABİP ODASI AĞUSTOS 2016 ÇALIŞMA RAPORU

Cumhuriyet Halk Partisi

KUZEY KIBRISTA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATI

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI 3. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME KAZANIMLARIMIZ GÜVENİNİZİ GÜCE, ALIN TERİNİZİ KAZANIMA DÖNÜŞTÜREN SENDİKA

Kuzey Irak'a harekat

HAKLARIMIZ BİRER BİRER ELİMİZDEN ALINIYOR! İZİN VERMEYELİM!

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

2016 Ocak Ayı / İşçi Aileleri Nasıl Geçiniyor? İSİG Meclisi

GENEL YETKİLİ SENDİKA. Hizmet Sendikacılığımızın 2009 Kazanımları

İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA NEDİR?

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

Nöbet Görevi Öğretmenliğin Parçasıdır Fakat... Fakat...!

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /53,59

CHP EMEK BÜROLARI EMEK BÜLTENİ

İŞÇİ BÜLTENİ. Kendilerine saraylar yapanlar bizi açlığa mahkum ediyorlar. Asgari ücrete %6 zam geldi! Gücümüz Birliğimizden Gelir!

GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK 6 MİLYONA YAKLAŞTI!

Ev işçileri sendikalaşıyor

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2016

AKP nin dikişleri patlarken

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

İşçi Haberleri Cumartesi, 06 Haziran :55 -

İŞSİZLİKTE VAHİM TABLO SÜRÜYOR! KAYITDIŞI ve GÜVENCESİZ İSTİHDAM ARTIŞI KAYGI VERİCİ BOYUTTA

İŞÇİ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

TMMOB MADEN MÜHENDĐSLERĐ ODASI ĐLE TÜRKĐYE TĐCARET, KOOPERATĐF, EĞĐTĐM, BÜRO VE GÜZEL SANATLAR ĐŞÇĐLERĐ SENDĐKASI ARASINDA BAĞITLANACAK

Her şeyden önemlisi, sermayenin ve taşeronu örgütün işbirlikçi dayatmacı toplu sözleşme düzeninin yıkılabileceği tüm metal işçilerine gösterildi.

yaratmak fark için Birlikte Güçlüyüz Fark yaratıyorsunuz

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

MADDE 41 - ÜCRET ZAMMI VE AVANS A) BİRİNCİ YIL:

İŞSİZLİKTE PATLAMA!: AKP İşsizlikle Mücadelede Başarısız!

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL MERKEZİ EMEK BÜROLARI YÖNETMELİĞİ

Transkript:

İşçi Bülteni Özel Sayı No:1177 *Kasım 2014 Sınıfa karşı sınıf METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ Metal İşçileri Birliği -MİB Ne dayatmaları kabul ederiz, ne de satış sözleşmesini! G rup toplu sözleşme sürecinde Türk Metal in geri ücret teklifini bile kabul etmeyen MESS, enflasyonun altında zam ve bir gasp listesi masaya koydu. Uyuşmazlık zaptı tutuldu. (Ayrıntılar iç sayfalarda) MESS böylelikle sefalet ücretine kölelik koşullarında çalışan metal işçisiyle dalga geçiyor. Elinden gelse metal işçisini bedavaya ve gerçek köleler gibi çalıştıracak kadar aç gözlü olduğunu gösteriyor. Mevcut toplu sözleşme düzenini tümden ortadan kaldıracak bir kuralsızlık istiyor. Türk Metal ise MESS in bu teklifini reddettiğini söylüyor. Böylelikle güya sendikacılık yapıyor, esip, gürlüyor sanırsınız ki aslan. Ama iş güç göstermeye gelince bir kedi bile değil. Bu olup bitenler danışıklı bir dövüştür. Önceki oyunlardan bildiğimiz üzere Türk Metal çetesinin reddediyoruz yalancı peşrevinin ardından yapılacak göstermelik eylemlerin ardından satış sözleşmesi imzalanacaktır. MESS kafamızın tasını attıracak bu gözü dönmüşlükle bizi, savunmaya çekilmeye zorluyor. Böylelikle de ortağıyla birlikte, bizde aman pirince giderken elimdeki bulgurdan da olmayayım psikolojisi yaratarak, ağrısız sancısız satış sözleşmesine imza atmayı planlıyor. Oyun tutarsa Türk Metal in satılmış yöneticileri her dönem olduğu gibi, gözü doymaz MESS patronlarını durdurmuş olmakla övünecek, satış sözleşmesini de başarı olarak metal işçisine yutturacaklardır. Metal işçisi bu oyuna gelmemeli, MESS in gasp listesini hiçbir şekilde kabul etmemelidir. Ancak bu gasp listesine bakarak Türk Metal in ihanet sözleşmesine razı gelinmemelidir. Razı gelmek bir yana Türk Metal in 14 lük teklifinin dahi son zamlar ve açıklanan yüksek enflasyon rakamlarının yanında bir hiç olduğu açıktır. Bunun için bu teklifin geri çekilmesi ve insanca yaşam taleplerine uygun bir sözleşmenin hazırlanmasını talep etmek metal işçisinin hakkıdır. Türk Metal çetesini sırtından atmadan MESS i yenmek mümkün değildir. Oyunu bozmak, MESS ve Türk Metal çetesini, onların işbirlikçi toplu sözleşme düzenini yıkmak için komitelerde birleşmeliyiz. Ahlaksız teklifleri, gasp listelerini ve satış taslaklarını yırtıp bu işbirlikçi takımıyla birlikte çöpe atmalıyız.

Uyuşmazlık zaptı tutuldu, bundan sonra ne olacak? 150 bini bulan işçiyi doğrudan ilgilendiren grup toplu sözleşme sürecinde, MESS ile Türk Metal arasında bugün yapılan görüşmelerin son turunda uyuşmazlık zaptı tutuldu. Türk Metal bu tekliflerin kendileri tarafından reddedildiğini, bu nedenle de yasal süre dolduğu için uyuşmazlık zaptı tutulduğunu bildirdi. MESS ile Türk Metal arasında toplam 53 madde üzerinde anlaşmazlık bulunuyor. Yasal prosedüre göre bakanlık tarafından resmi arabulucu atanacak, bu safhada da anlaşma sağlanamaması halinde grev kararı alınabilecek. Alınan kararın yine 60 gün içerisinde uygulanması gerekiyor. Geçtiğimiz dönem toplu sözleşmesi de yine uyuşmazlıkla bitmiş, grev kararı alınmış fakat bu karar uygulanmak yerine geri bir sözleşmeye imza atılmıştı. MESS in dayatmalarına ve sefalet zammına büyük öfke duyan metal işçileri, Türk Metal e de zerre kadar güvenmiyor. Zaten yüzde 14 gibi dilenci misali masaya oturan Türk Metal yöneticilerinin MESS ile işbirliği halinde davrandığını deneyimleriyle iyi bilen metal işçileri, yapılanın danışıklı bir dövüş olduğunu, kıran kırana pazarlık yapılıyor görüntüsü yaratılmaya çalışıldığını, böylelikle de ölümü gösterip metal işçisini sıtmaya razı etmeye çalıştıklarını biliyor. Metal İşçileri Birliği, metal işçilerini tüm bu oyunlarla gelmesi kaçınılmaz olan satışa engel olmak, haklarımızın zerre kadarına dokundurtmadan, dilenci misali tekliflerin geri çekilerek kölece çalışma şartlarını ortadan kaldıracak bir toplu sözleşme için birleşmeye, örgütlenmeye, harekete geçmeye çağırıyor. Çünkü söz konusu olan metal işçisinin emeği, hakları ve geleceğidir. Geleceğimizi kurda kuşa yem etmeyelim. MESS in sefalet dayatması ve gasp listesi MESS gasp listesinde şunlar var: 1. Ücretlere ilk altı ay için yüze 3,78 oranında zam 2. Sözleşme süresinin 3 yıla çıkarılması 3. Bayram, izin ve yakacak ödentilerine 9.54 zam 4. Olaya bağlı sosyal yardımlarda geriye doğru gerçekleşen yüzde 9,54 lük yıllık enflasyona karşı yüzde 8,61 ile yüzde 10,21 arasında değişen oranlarda artış. 5. 20 günden fazla alınan normal raporlar, analık halinde 16 haftalık (çoğul gebelikte 18 hafta) çalışılmayan süre ve işveren tarafından verilen her türlü izin dışında kalan her çeşit fiilen çalışılmayan süreler için kesinti yapılması 6. Deneme süresinin 2 aydan 4 aya çıkarılması 7. Telafi çalışması ile denkleştirme süresinin 2 aydan 4 aya çıkarılması Çorlu dan bir arkadaşımız yazdı: Eski-yeni ayrımı ile bölünmeye son! Mücadelenin önündeki en önemli engellerden biri de eski işçi ile yeni işçinin ücret farkıdır. Patronlar ücret farkı yaratarak işçilerin birliğini beraberliğini en baştan bölmüş oluyorlar. Böylelikle bizleri daha sağlıksız ve ağır çalışma koşullarına mecbur bırakıyor. Biz işçiler de patronun bu oyununa gelerek eski ve yeni işçiler olarak birbirimizi rakip görüyoruz. Yeni işçiye örgütlenmek gerekiyor bir şeyler yapalım! dediğimizde cevap hemen eski işçiler iyi ücret alıyor, burada örgütlenme olmaz deniliyor. Yeni işçiler eski işçilerle ortak mücadele oluşturulamayacağı kanısına varıyoruz. Hemen yeni işçinin gözünde eski işçi ücret farkından kaynaklı yalaka konumuna düşüyor. Eski işçi için ise düşük ücretle işe yeni giren bir işçi ile aynı ücreti almak sorun olabiliyor. Eski işçi işe yeni giren onunla aynı işi yapan işçi arkadaşının kendi aldığı parayı hak etmediğini düşünüyor. Eski işçi, yeni işçiyi iş güvencesini tehlikeye sokan kişi olarak görüyor. Yeni işçilere karşı tutum geliştirip onlarla bağ kurmamayı tercih ediyor. Eski işçiler kendi ortamlarını yeni işçilere kapama gibi tutumlar alıyor. Ama sonuçta hepimiz kaybediyoruz. Oluşan ücret makası, hem TİS leri uygulanamaz hale getirmektedir, hem de işçileri birbirine karşı düşmanlaştırıyor. Bizler aynı fabrikada farklı zamanlarda giren işçileriz. Ama hepimiz girdiğimiz zamanlara bakmaksızın ortak bir biçimde üretiyoruz. Aynı ekmeği bölüyor, aynı bardaktan su içiyoruz, hepimiz düşük ücretlere köle gibi çalıştırılıyoruz. Bu haksızlıklara karşı mücadele etmek haklarımızı geri kazanmak için örgütlenmek yerine eski işçiyeni işçi ayrımı yaparak kendimizi bölüp parçalıyoruz. Ne eski işçinin aldığı ücretin fazlalığı haksızlık, ne de yeni işçinin aldığı düşük ücret onun için hak. İş gücümüzün karşılığı olan ücret insanca yaşamımıza yeten bir ücrettir. İşçiler olarak bizler bu tür ayrımlara takılmadan Eşit işe eşit ücret! ve İnsanca yaşamaya yeten bir ücret! için patronların saldırılarına karşı ortak bir mücadele yürütmeliyiz. 2 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

Kazanmak için fabrika komitelerine! Birleşik Metal ne istiyor? 15 bin civarında işçiyi temsilen toplu sözleşme masasına oturan DİSK e bağlı Birleşik Metal-İş in taslağında ise şu talepler yer alıyor: - Aylık net ücreti 898 TL olan bir metal işçisine ilk 6 ayda net 282 lira, 1374 lira civarında ücreti olan bir metal işçisine net 305 lira, net 2 bin lira net ücret alan bir işçiye ise yaklaşık 270 lira net ücret artışı - Enflasyona endeksli zam uygulamasına karşı olunduğu bildirilerek diğer altı aylık dönemlerde enflasyon+2 puan ücret zammı - İşçi sirkülasyonu ile toplu sözleşmeyle elde edilen kazanımları sıfırlanmasına dayanak yapılan işe giriş ücretinin 1179 TL ye yükseltilmesi - Sosyal ödemelere yüzde 30 a yakın bir zam Türk Metal ne istiyor? Türk Metal in satış taslağında yer alan maddelerden bazıları: 1. Türk Metal birinci altı ay ücretlere sadece yüzde 14, ikinci altı ayda enflasyon oranında, üçüncü altı ayda enflasyon artı yüzde 2, dördüncü altı ayda ise yine enflasyon oranında zam istiyor. Ücretlerin enflasyon oranında eridiği, sadece son bir yıllık enflasyonun yüzde 10 u bulduğu bir durumda masaya bu taleple oturmak satışın habercisidir. Masaya sadece yüzde 14 le oturan dilene dilene üç kuruşluk zam alır ancak. 2. Türk Metal sosyal haklara yüzde 20, asgari ücretin altında ücret alan işçinin saat ücretine 40 kuruş istiyor. Tüm bu maddeler hep dilenci bir anlayışla ve MESS i rahatsız etmeyecek bir tarzda hazırlandı. 3. Türk Metal in taslağında, skandal denebilecek maddeler de var. Önceki dönemde olduğu gibi bu dönemde de bireysel emeklilik gibi özel emeklilik şirketlerinin işine yarayacak bir uygulama taslağa konmuş. Ama bunun yanında öyle bir madde var ki Türk Metal in nasıl da patron kafalı MESS uşaklarınca yönetildiğini gösteriyor. Öyle ki Türk Metal taslağa Kazasızlık ödülü adıyla bir madde koymuş. Bu maddeye göre iş kazası geçirilmeyen günlere istinaden işçiye ödül (100 güne 100 TL, 200 güne 150 TL, 360 güne 200 TL) verilmesi isteniyor. Bu sürelerin, iş kazası olması durumunda sıfırlanması öngörülüyor. Bu iş cinayetlerini kaza sınıfına sokmak ve sorumluluğunu da işçiye atmak demektir. Patronları ve işbirlikçilerini yenmek için fabrika komitelerinde biraraya gelmeliyiz. Fabrika komiteleri kazanmanın anahtarıdır. Komiteleri oluştururken şunları göz önünde tutmalıyız: 1. Her üretim biriminde ayrı ayrı oluşturulmuş komitelerin tek bir fabrika komitesinde merkezileştirilmesi en ideal biçimdir. 2. İşçi komitelerinin işleyişi ve bileşimi demokratik olmalıdır. Bu demektir ki, komitelerde yer alacak, özellikle de temsil konumunda olacak işçiler, doğrudan seçim yoluyla işçiler tarafından belirlenmelidir. Sermaye ve sendikal çetelerden gelebilecek saldırılar hesaba katılarak doğrudan seçim yerine, en güvenilir işçilerin öncüler tarafından seçilmesi amaca daha uygundur. 3. Komitelerin bileşiminde kadrolu-taşeron gibi ayrımlar yapılmamalı, fabrika ve işyerindeki tüm işçiler komitelerde temsil edilmelidir. 4. Farklı fabrikalarda kurulmuş komiteler arasında, havzabölge-il ve ülke çapında koordinasyon sağlanması hedeflenmelidir. 5. Komiteler, sendika yönetimlerinden bağımsız olmalıdır. Sendikal demokrasiyi işletmek iddiasındaki yönetimler, sendikal imkanları fabrika komitesinin hizmetine sunmalı, çalışmasını kolaylaştırmalı, aldıkları kararlara uymalıdır. Metal işçilerinin talepleri Ne MESS in dayatmaları ne işbirlikçi sendikacıların satış taslakları metal işçilerinin en acil, gerçek ve meşru talepleri şunlardır: 1. İnsanca yaşamaya yeterli asgari ücret (3200 TL lik yoksulluk sınırı baz alınmalı) 2. Taşeronluk uygulaması kaldırılsın, tüm taşeron işçiler kadroya alınsın! 3. İkramiyeler ücretten ayrı hesaplansın! 4. Telafi, denklik gibi esnek çalışma uygulamalarına son! 5. 7 saatlik iş günü, 35 saatlik çalışma haftası! 6. Kesintisiz iki günlük hafta sonu tatili! 7. Kıdem tazminatı ile ilgili kazanılmış haklara dokunulamaz, yasal değişikliklere atıf yapan ifadeler çıkarılsın! 8. İş güvencesi! 9. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili önlemler alınmalıdır! Çiğli Schneider Electric den bir işçi: Ya yok oluruz! Ya da yok ederiz!. Metal patronları her toplu iş sözleşmesi sürecinde karşılarında işçileri değil de aslında sınıfsal olarak kendilerinden pek de farkı olmayan Türk Metal sendika ağalarını bulurlar. Masaya da deneme süresinin uzatılması, esnek çalışma, mesai ücretlerinin düşürülmesi gibi Türk Metal in dahi kabul edemeyeceği maddelerle gelip, ölümü göstermekte ve komik sözleşmeleri imzalatıp her seferinde işçileri sıtmaya mahkum etmektedirler. Türk-Metal ile pek bir samimi olan patron sendikası MESS ile karşı karşıyayız. İşçilerin sendika isteğine yıllarca direnen bir patronun üyesi olduğu MESS ile Türk Metal in çok samimi görüntülerle ve projelerle birlikte davranması şaşırtıcı olabilir. Ama gerçek bu. Çünkü MESS arkasını sıvazladığı Türk Metal Sendikası ile bu süreci ortak yürütmektedir. Ülke gündemine yüz binlerce metal işçisinin sorunlarının hiç gelmemesinin sebebi bu metal patronlarının sendikasından ziyade onların yardakçılığını vazifesine haiz sendikalardaki bürokrasisinin olduğu da işçiler açısından sır değildir. MESS Türk Metal ile çok yakın ilişki içerisindedir. Öyle ki Türk Metal özelleştirilen bazı fabrikaları satın almak istemekte, böylelikle MESS e resmi olarak üye olma yollarını aramaktadır kanımca. Bunun yanında MESS üyeleri de kendi fabrikalarında Türk Metal in örgütlenmesini ve kendilerine hizmet etmelerini, işçilere yaptıkları baskıyı biraz olsun onlara devredip böyle işlerle daha az uğraşmayı istemektedir. Örneğin sendikanın biri greve katılmıyor ama o sendika mensuplarının da zamdan yararlanmasını istiyor. Böyle bir sendikacılık olur mu? Nasıl ileri bir demokrasidir bu. Bizlere ne görev düşüyor. Sadece bir görev düşüyor, işçi sınıfının mücadelesini, mücadelemizi bütünleştirmek. Ya yok oluruz! Ya da yok ederiz. METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 3

Bursa dan Türk Metal üyesi bir işçiyle konuştuk: Danışıklı bir dövüş izliyoruz - Türk Metal in toplu sözleşme sürecinde izlediği yolu şu an nasıl buluyorsun? Beklentilerin neler? Sendikacı arkadaşlar sözleşmeye oturduklarında ilk kabul ettikleri maddelere bakalım. İlk önce kendi haklarını güvenceye almak için önce sendikacılarla ilgili maddeleri görüştüler, bunlar üzerine anlaştılar. İlk oturumda bunları yaptılar. İkinci oturumda da zaten sendikalı olmasak da elde edilecek haklarla ilgili maddeler geçti. Asıl sözün, son sözün söyleneceği konularla ilgili, ücretlerle ilgili herhangi bir görüşme olmadı. Neden merak ediyorum, son toplantıya ayırdılar. Danışıklı dövüş olduğunu düşünüyorum. Son toplantı olacak, anlaşmazlık tutanağı tutulacak. Arabulucu süreci gidecek. Sendika burada da bana göre samimiyetsiz. - Son toplantıda MESS in enflasyon oranının altında teklifi var buna ne dersin? Enflasyon zammını doğru bulmuyorum. Yemişim onun zammını diyeceğim. Örneğin bugün sofraların baş tacı, olmazsa olmazı ekmek 75 kuruştan 1 TL ye çıktı. Yüzde 9 nerde kalıyor. Bugün en zengin de ekmek yiyor, ama düşük ücretliler daha fazla ekmek tüketiyor. Çünkü en düşük fiyatlı gıda o. Ona bile yüzde 33 lük bir zam yapılıyor. Bu insanlar bu ülkede yaşamıyor mu? Nerede buluyorlar bu yüzde 9 u. Benim için asıl önemli olan markete gittiğimde aldığım şeylerin fiyatı önemli. Yüzde 9 da ne bilmiyorum. Yani bu balon bir rakam. - Bir de işçilerin rapor aldıkları durumda kesinti yapılması ve devamsızlık yapmayan işçinin ödüllendirilmesi gündemde, ne diyorsun bu ahlaksız teklife? Bu tamamen dediğin gibi ahlaksız teklif. Bize kendi kalemize gol attırmaya çalışıyorlar. Sendika da buna çanak tutuyor. Böyle bir teklifle benim karşıma neden çıkarsın diyeceğine lafı eveleyip geveliyor. Ne demek kesecek benden bu parayı. Saçma sapan bir durum bu. Patron ödüllendirecekse kendi ödüllendirsin, benim sırtımdan keserek bunu yapamaz. - Fabrikadaki işçi arkadaşlar durumu nasıl görüyor? Çevremdeki işçi arkadaşlarım genelde bilinçsiz, toplum baskısı da olabilir, şükürcü arkadaşlar. Sorgulamaz, yargılamaz o tarz insanlar. Ben 4 onları dürttüğümde ne kadar ters adam diyebiliyorlar. Ama sonuçta ben haklı çıkıyorum. Arkadaşlarımın buna pek duyarlı olduğunu söyleyemem, bu da bilinçsizlikten. - Ama şükrettikçe geriye bir gidiş var? Aynen öyle, bunlar yeterince kendi haklarını öğrenememekten, şükürler olsun en azından çalışıyorum demelerinden oluyor. Bir şey istemekten çekiniyorlar. - Bu durumun arkasında neler olabilir? Örneğin 80 lerdeki işçi profili çok farklı. Bunun sebepleri ne sence? Ben 80 öncesinde işçi değildim. Ama bildiğim kadarıyla o zamanın insanları işçi olduklarının bilincindeymiş, birçok sendika varmış, o zaman hakları yenildiğinde sokağa çıkabiliyorlarmış. Ama devlet baskısıyla bunlar sindirilmiş ve bugünkü insanlar yaratılmış. Burada devlet ile işveren ortak, el ele çalışıyorlar. Birlikte itaatkar ve boyun eğen bir toplum yarattılar. Değişmesini istemiyorlar. Çünkü onlar düşünebilen bir işgücü istemiyorlar. - Bize sunduğun katkılar için teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim, bütün emekçi arkadaşlara selamlar, saygılar. Bursa dan taşeron bir metal işçisi soruyor: Sözleşme masasında neden taşeronluk yok! Çalışma yaşamının her alanında yaygınlaşmaya başlayan taşeronlaşma kadrolu ve taşeron işçi ayrımı yaptırıp örgütlenmenin de önüne engel oluyor. Taşeronlaşma işçi sınıfını bölmenin bir aracı olarak kullanılıyor. Ancak sendikalar cephesinden toplu sözleşmede buna dair hiçbir şey yok. Bir tarafta tamamen sessiz patron sendikası diğer tarafta ise kendine ilerici diyen ama kazanılmış haklarımızı kaybetmeyelim yeter diyen bir sendika var. Yeri geldiğinde taşerona hayır deniyor. Ama iş pratiğe geldiğinde ise ortada hiç bir şey yok. Bu toplu sözleşme dönemi de bunu gösteriyor. Çalışma sektörü farklı olsa da Greif direnişinde tam 44 taşeron firmasına karşı mücadele verilirken sessiz kalanlar bu gün de aynı sessizliğini koruyor aslında. Greif işçileri hem toplu sözleşmenin nasıl hazırlanacağı konusunda hem de taşeronlaşmayla nasıl mücadele edilmesi gerektiği konusunda işçi sınıfına ve sendikalara gidilmesi gereken yolu göstermiştir. Greif işçilerinin açtığı yoldan mücadele etmeye devam ediyoruz ve edeceğiz. Habaş işçileri: Sözleşmeden bilgimiz yok MESS taslağını açıklamış olmasına rağmen Türk Metal üyesi Habaş işçileri fabrikada henüz bu durumla ilgili bir bilgilendirme yapılmadığını belirtiler. Bu konu hakkında bir işçi sendika temsilcilerinin yüzüne bile bakmıyorum, geçen sözleşmede %14 le oturup kaçla kalktıkları ortada şimdi de aynı oyun olacak ve elimizdekilerde gidecek. METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ İDÇ işçisi: Her şey tepeden belirleniyor İzmir Demir-Çelik fabrikalarında Türk Metal üyesi bir işçi, süreci şöyle değerlendirdi: TİS başlangıcından buyana değişen bir şey yok. Dertlerimiz, sıkıntılarımız ve taleplerimiz maalesef temsilcilerimizden daha ileriye geçemiyor. Her şey en tepeden belirleniyor

Trakya dan bir Türk Metal üyesi: İhanete geçit vermemek için sokağa! Toplu sözleşme süreci ilerledikçe, işçiler sabırsızlandıkça, sendikacılar da fabrikaları ziyaret etmeye, hatırlamaya başladılar. Türk-Metal işyeri temsilcileri göstermelik olarak yanlarımıza gelip Arkadaşlar nasılsınız, bir sıkıntınız var mı? diye sıradan sorular sordular. Soru sorarken bile bir bilgilendirmede bulunmadılar. İşçiler soru sormaya başladığından dolayı cevap vermek zorunda kaldılar. Bunu bile yaparken ellerinden geldiği kadar kaçamak cevaplar verdiler. Arkadaşlar sizler için mücadele ediyoruz, tüm çabamız sizler için daha iyi koşullar oluşturmak gibi şatafatlı sözler söylediler. İşçiler sözleşmenin neden ilerlemediğini, halen sonuç alınamadığını sorduklarında bunu ısrarla cevaplamaktan kaçtılar. İş ayakkabısı ile yaşan sıkıntılarla ilgili, 6 ayda bir verilen kışlık ve yazlık ayakkabıların neden herkese aynı verildiği üzerine, servislerle ilgili sorular sorduğunda yine aynı yöntemi izlediler. Yapılabilecek her şeyi yapıyoruz en iyi iş ayakkabıları getirtiyoruz, servislerle ilgili sorunlarınızı bize ilettin hemen sorunu çözmeye çalışırız, en iyi ayakkabıları biz veriyoruz daha iyisini veren yok gibi cevaplar vererek konuşmaların bitmesini sabırsızlıkla bekliyorlardı. Tüm konuşmaları kısa tutmak işçilerin sorularından kurtulmak için ellerinden gelen çabayı gösterdiler. Fabrika içerisinde tüm alanlarda bu tarz konuşmalar yaşanmasa da, işçiler oldukça hoşnutsuz durumda. Bundan dolayı da fabrikada tüm nabızları yokladılar. Bu süreçte itiraz eden, sesini çok çıkaranları da tespit etmek istiyorlar. Şu an hoşnutsuzluklar ve homurdanmalarda gittikçe daha yüksek sesle duyulur olmaya başlandı. Bu tepkiler kendisi biz işçiler için bir kazanım elde etmemiz için yeterli değil, bunu bilmemiz gerekir. Bizleri kurtaracak olan tabandan geliştirileceğimiz mücadeledir. Başımızdaki çete sendika yıllardır yaptığı gibi bu dönemde bir satış sözleşmesine imza atabilmek için zemin oluşturmaya çalışıyor. Bu ihanette geçit vermemek içim metal işçileri olarak hep birlikte gücümüzü Metal İşçileri Birliği çatısı altında birleştirelim. Ne satıcı alçak sendika Türk-Metal, ne de Birleşik-Metal Sendikası nın yönetimi bizlerin haklarını savunamaz. Bunu başaracak olan Metal işçileri Birliği çatısı altında metal patronlarına karşı mücadeleyi büyütecek olan biz işçileriz. MİB Kale Kilit'teydi! 12 Eylül günü sabah saatlerinde Kale Kilit önünde bildiri dağıtımı yapan Metal İşçileri Birliği üyelerine Türk Metal çetesinin temsilcileri saldırmış, MİB lilerden aldıkları yanıtla kaçmak zorunda kalmışlardı. Saldırılara rağmen devrimci sınıf faaliyetini ısrarla sürdüreceklerini belirten MİB liler, yine Kale Kilit önündeydiler. MESS ve Türk Metal Sendikası arasında yapılan son toplu sözleşme görüşmesi üzerine hazırlanan bildirileri Kale Kilit işçilerine ulaştırdılar. Bildiri ile birlikte Metal İşçileri Bülteni ni de dağıttılar. Öğle paydosuna çıkış saatinde yapılan dağıtımda işçilere bildiri ve bülten ulaştırıldı. Fabrikanın etrafındaki kafelerde oturan işçilerle de sohbet edilerek bildiriler verildi. Kale Kilit fabrikası önünde dağıtıma başlanıldığı sırada Türk Metal in fabrikadaki temsilcileri telefonlarına sarıldılar. Kale Kilit yöneticileri ile birlikte bir kenarda toplanmaya başladılar. Bir süre sonra da fabrika önüne bir polis ekibi geldi. Tek ekip olduğu için herhangi bir müdahalede bulunamayan polisler, takviyelerin gelmesinin ardından kimlik kontrolü yapıp ayrıldılar. Metal işçilerine gerçekleri ulaştırarak bu çetelerden ve sömürücü asalaklardan kurtulmaları için yapılması gerekenleri anlatmaya devam edeceğiz. Bursa da mücadele çağrısı Toplu sözleşme süreci yeni bir ihanete doğru yol alırken Metal İşçileri Birliği bu gidişata karşı Bursa da metal işçilerini mücadeleye çağırıyor. Bu kapsamda hazırlanan bildiri ve duvar gazeteleriyle metal işçisine seslenen MİB çalışanları, Bursa da bir dizi noktada çalışma yürüttüler. Çalışmalar sırasında Oyak Renault, Bosch, Tofaş olmak üzere pek çok fabrikadan işçilere materyaller ulaştırıldı. Servis noktalarına da duvar gazeteleri asıldı. Menemen ve Aliağa da faaliyet Ege MİB in faaliyetleri devam ediyor. İki gün boyunca Menemen ve Aliağa da demir çelik işçilerine seslenilerek toplu görüşme sürecine müdahil olma çağrısı yapıldı. MİB bülteni ile birlikte Toplu sözleşme oyununda son perde, Metal işçisi bu danışıklı oyunu bozmalıdır MİB imzalı bildiriler demir çelik işçilerine ulaştırıldı. Menemen de üst geçit, Manisa Kavşağı Aliağa da ise Zeytinlik servis duraklarında bildiri ve bülten dağıtımları yapıldı. Sermaye devletinin enerji bakanı Taner Yıldız 1 Ekim tarihinden itibaren doğalgaz ve elektriğe yüzde 9 oranında zam yapılacağını duyurdu. Bakan basın toplantısında zammın gereğini anlatırken şunları söylüyordu. Efendim 24 aydır zam yapılmıyormuş. Bu süre içinde zam yapmamak için yerli imkanları kullanmışlar. Artık imkanlar zam yapılmamasına yetmiyormuş falan filan intermilan... Ben de bakanı izlerken birkaç saniyeliğine 100 ün yanında 9 un lafı mı olur dedim, adı üstünde yüzde 9 zam! Hem o kadar düşünceliler ki 24 ay beklemişler derken içimdeki saftorikten kurtulup devrimci konuma geçtim. Şöyle düşündüm, sermaye devletinin başı ve bakanlarına bir sinema filminde rol verilse, konu da dram veya trajedi olacak tabi ki. Oskar almazlarsa tükür yüzüme dedirtecek kadar başarılılar. Sonra dedim ki, benim içinde bulunduğum bu birkaç saniyelik trans halini milyonlarca insan bir ömür boyu yaşıyor. İşyerinde çay saatlerinde nadiren de olsa ekonomik ve politik gelişmeler konuşuluyor. İki kesim var insanlar arasında. Birinci kesim saftorikçe trans halinde düzeni ve zammı kabullenenler. İkinci kesim sorgulayanlar. Fakat işin ilginç tarafı birinci kesim örgütlü ve sesi çok çıkıyor. İkinci kesim örgütsüz ve dağınık. İşte bu ikinci kesimi sınıf mücadelesinde örgütleyebilirsek birinci kesimi de trans halinden uyandırabiliriz. Bazen diyorum ki keşke Morfeus un Neo ya verdiği gibi bir kırmızı hap olsa da insanlar bu Matriks ten kurtulsa. Ne diyordu Morfeus, sana sadece gerçeği gösterebilirim daha fazlasını değil. Ama biz devrimcilerin şansı daha çok bence. Bizler insanlara gelecek kaygısının olmadığı, kula kulluk edilmeyen, elektrik, doğalgaz, su, eğitim ve sağlığın halka ücretsiz olarak verilmesini sağlayan sosyalist işçi-emekçi cumhuriyetinin yolunu gösteriyoruz. Bütün işçilere, köylülere ve emekçilere zamsız bir hayat dilerim. Bursa dan bir metal işçisi METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 5

Feniş Alüminyum fabrikasının satışı gerçekleşti Haklarımızı almakta kararlıyız! Feniş Alüminyum fabrikasında direnişte olan işçiler olarak 14 ayı geride bıraktık, 34 işçiyle fabrikadaki bekleyişimiz sürüyor. Fabrika uzun zamandır hacizliydi, işçilerin dışında da birçok alacaklısı olmasına rağmen fabrikanın satışı gerçekleşmiyordu. Çünkü fabrika üzerinde ipoteği olan bankalar satış istemiyordu. Eylül ayında Halk Bankası nın satış istemesiyle birlikte 13 Ekim de satışı gerçekleşti. % 80 ini Halk Bankası, % 20 sini İş Bankası aldı. Patronun yapmış olduğu protokol gereğince bankalar 3 yıllığına fabrikayı patrona bırakacak, patron Sedat Aloğlu burayı kendisi değerlendirip satacak. Hem bankaların hem de işçilerin alacaklarının ödeneceği taahhüt ediyor. Artık hukuki sürecin sonuna gelinmiştir. Görünen o ki devam eden dava süreci artık geçersizdir. Bu satışla birlikte karşımıza hiçbir şeyi olmayan bir Sedat Aloğlu çıkartılmaya çalışılmaktadır. Başından beri elinde avucunda hiçbir şeyi olmadığını söyleyen, her şeyini bir yakınının üzerine yapmış olan Sedat Aloğlu, ipotekli fabrikasının satılmasıyla da çulsuz görüntüsünü perçinlemiştir. Satışın ardından bankalar eliyle bize baskı yapılmaya başlandı. Fabrikada direnişimiz başından beri olan şiarlarımızın, yazılamalarımızın silinmesi söylendi. Direnişimizin başından beri olan ve direnişin simgesi olan bu yazılamaların silinmeyeceğini ifade ettik. Biz bu satışın aslında Aloğlu nun işlerini yoluna koymak için yapıldığını biliyoruz. Patronun bankalarla yapacağı protokol kısa sürede belli olur, protokolün içeriğine göre de bundan sonra atacağımız adım belli olacak. Ama şurası bizler için açık ki, direnişteki işçiler olarak haklarımızı alana kadar direnişimizi sürdüreceğiz. Direnişteki Feniş Alüminyum İşçileri 22.10.14 MT Reklam direnişçileri anlatıyor Sevim Kar: Direniş sürecinde birçok arkadaşımız işten çıkartıldı, bir kısmı hala haklarını alamadılar. Hakları verilmiyor çünkü insanlar zor durumda olsun istiyorlar. Burada direniştekiler devam etmesin isteniyor. Bu direnişin bitmesi işlerini daha rahat devam etmesini sağlayacak. İşten çıkartıyor, sözde bölümler kapatılıyor. Bölümleri Gebze deki fabrikaya kaydırdılar, yeni işçi alımları var, hatta Beylikbağı nda bu şirket üzerinden başkasının üzerine bir yer açılmış durumda. Sibel Aykın: Biz gittikten sonra tekrar işçileri buraya toparlayacaklarını düşünüyoruz. Bahar Gök: Son iki aydır sendikacıların direniş alanına uğradıkları yok, yemek saatinde yemeği bırakmaya gelmelerini saymazsak. Başında bizi asla yalnız bırakmayacaklarını, direnişin maddimanevi her türlü ihtiyacını karşılayacaklarını ifade etmişlerdi. Biz bunu kendilerine hatırlattığımızda, direniş çadırındaki tüm arkadaşlar bu sözü verdiklerini söylediklerinde yalan söylüyorsunuz diye çıkıştılar. Ve özellikle de beni hedef göstererek sen yalan söylüyorsun şeklinde bir tutum sergilediler. Beni hedefe koyarak sürekli tartışmalar yürütüyorlar, özellikle Necmettin Aydın bu şekilde tartışıyor. Geçen arkadaşlarla yaptıkları bir görüşmede de benim örgütlü olup olmadığımı, bir partiyle bağım olup olmadığını öğrenmek için bir dizi soru sormuşlar. Bana dair bir araştırmaya girdiklerini belirten davranışlar içerisindeler. İleri tutum gösteren işçileri burada tutmak istemiyorlar. Patron işten attı, sendika da direnişten uzaklaştırmaya çalışıyor. Direnişimiz bir kriz yaşıyor. Gemisini götüren kaptandır denir. Kaptanın ne kadar iyi bir kaptan olduğu zor zamanda belli olur. Sendikacıların o deneyimleriyle bu direnişin krizden çıkmasını sağlamalarını bekliyoruz. Eğer deneyimler böylesi zamanlar için kullanılmayacaksa ukalalıktan başka bir şey değildir. Ben tekrar iyi bir şekilde yüklenildiğinde, yeni işe alımlar var, üyelikler yapıldığında, şirketin başka sektördeki fabrikalarına yönlendiğinde burada sonuç alacağımızı düşünüyorum. Havayı tekrar tersine döndürebileceğimizi düşünüyoruz. Son olarak bir çağrı yapmış olayım. Deneyimleriyle yol gösterecek eski veya yeni direnişçi arkadaşları dayanışmaya çağırıyoruz. Herkesin yanımızda olmasını bekliyoruz. Eku işçisi: Türk Metal sendikaların yüz karasıdır Türk Metal Tayyip in deyimiyle işçi sınıfının içine sokulmuş paralel yapı dır. İşçi gibi gözükür, işçi gibi davranır ama işçi değildir. Onlar hiçbir fabrikada örgütlenmez. Onlar patronların davetiyle, patronlar sendikası MESS in davetiyle örgütlenen bir sendika. Otellerde, localarda giderler sözleşme imzalarlar. Bilinen bir gerçek bu. Türk Metal in hiçbir delegesi yapılan sözleşmeyi görmemiştir. Sözleşme patronla Türk Metal in büyük ağabeyleri tarafından yapılır. 5-6 ay sonra birikmiş alacakları ile işçiye ne kadar zam aldıkları açıklanır. Bu zamlar da genelde yüzde 2-3 civarında olur. Hatta hiç zam alamadıkları bile olur. Sözleşmeler böyle yapıldığı için patronlar tarafından Türk Metal ağalarının cebine yüklü miktarda paralar konur. MESS de bu süreçten kârlı çıkar. Örneğin MESS gider patrona ne kadar zam verebileceğini sorar. Eğer Türk Metal le bu zammın altında bir anlaşma yaparsa aradaki farkı kendi hesaplarına aktarırılar. MESS bu parayla geçinir. Türk Metal sendikaların yüz karasıdır. Sözleşmelerinde 2 yılın ilk ayında yüzde 5-6 zam geri kalan 3 dönemse enflasyon oranında zam alınır. Tabii işçi de sürünmeye devam eder. Türkiye de omurgasını, kişiliğini kaybetmiş bir işçi gerçeği var. Bunda Türk Metal in önemli bir payı var. Türk Metal işçilerin yüz karasıdır. Ben bu sendikanın örgütlü olduğu fabrikalarda çalıştım. Onların birçok pisliğini gördüm. Fabrikalarda onları sorguladım. Hep yapılanların üstüne gittim. Patronlar çalışma koşullarını zorlaştırırken sendikamızdan bizi koruması için sendikaya hep gidip geliyordum. İsteklerde taleplerde bulundum. Beni susturmak için seni şuraya tatile gönderelim, buraya gezmeye git gibi ahlaksız tekliflerde bulundular. * Kocaeli Gebze de kurulu EKU Fren Kampana fabrikasında işçilerin sendikal tercihlerini tanımayan patron, bu kez de devreye Türk Metal çetesini soktu. 6 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

Çorlu dan bir kadın işçi: Modern amele pazarları gündemde! Geçici iş sözleşmesi ya da kiralık işçi, hangi isim altında olursa olsun sonuç işçi sınıfı açısından tam bir yıkımı ifade ediyor. Kapitalist sistemin tarih boyunca varlığını sürdüren diğer toplumsal sistemlerden daha vahşi olduğu biliniyor. 19. yüzyılın başlarında feodal toplumun bağrından çıkan kapitalist sistemin İngiltere de ortaya çıkan uygulamalarını Engels yalın bir şekilde İngiltere de emekçi sınıfların durumu yapıtında etkili bir şekilde teşhir etmiştir. Bugüne gelindiğinde işçi sınıfı ve emekçilerin yaşama ve çalışma koşullarının 19. yüzyıl çalışma koşullarından farklı olmadığını sayısız kez kanıtlamaktadır. Kapitalizmin doğal işleyiş yasasıdır bu. Onlar için belirleyici olan maksimum kardır. Bu nedenle herhangi bir yasal düzenlemeye gerek kalmaksızın dahi çıkarlarının gerektirdiği biçimde davranırlar. Ancak bazen yasal düzenleme ihtiyacı da duyarlar. Yıllar önce çıkarılan 4857 sayılı iş kanunu gerçek manada tam bir ortaçağ köleliğini ifade ediyor. Gerek sınıf hareketinin geri durumu, gerekse de Sendikaların işbirlikçi tavrı nedeniyle bu saldırı karşısında gerekli tutum alınamadı ve bu yasa geçti. Ancak kapitalistler için bu yasa yetersiz gelmiş olacak ki çalışma yaşamında reform diye yutturmaya çalıştıkları yeni yasal düzenlemelerle işçi sınıfını hem örgütsüzleştirerek dirençsiz bırakmayı, hem de çalışma ve yaşam koşullarını tam bir yıkıma uğratmayı amaçlıyor. Yasa denilen şey her daim kâğıt üzerindedir. Onu değiştirecek şey karşı karşıya bulunan sınıfların güç ve örgütlülük durumudur. İşçi sınıfı hareketinin geriliği sermaye için vazgeçilmez fırsatlar doğurmaktadır. Burjuva basın ve devlet tarafından çalışma yaşamında reform diye yutturulmaya çalışılan yasalar peş peşe çıkarılmaktadır. Bu yasalarda iş güvencesi tümüyle yok edilmektedir. İşveren istediği zaman istediği işçiyi kiralayıp, istediği işçiyi işten atabilecektir. Bu uygulamayı Özel İstihdam Büroları aracılığıyla yapabilme olanağına kavuşmuştur. Buna göre işveren kiraladığı işçiye karşı herhangi bir sorumluluk kabul etmeyecek. Bu hem işçi sınıfını parçalamak bölmek; hem de İş cinayetleri, güvencesizlik, sefalet ücretleri anlamına gelmektedir. Bunun adı Modern işçi Pazarıdır bu pazarda işçiler alınıp satılan bir mala dönüştürülecektir. Bilindiği gibi kiralık işçi, yani Özel İstihdam büroları yasası uzun süredir sermaye ve onun hükümetinin gündemindeydi. Ankara da 78 gün boyunca süren ve sınıfı toparlama ve uyarma işlevi gören TEKEL direnişi döneminde bu uygulama yasalaşacaktı. O dönem tartışma halindeydi. Ancak sermaye hükümeti direniş karşısında bu yasayı ertelemek zorunda kaldı. O dönemde de konfederasyonlar, TEKEL direnişinin yarattığı basınçla olsa gerek şiddetle karşı çıktılar. Öyle ki genel grev gibi ifadeleri kullanmak zorunda kalmışlardı. Çünkü bu yasa en az kıdem tazminatına saldırmak kadar sarsıcı bir saldırıydı. Oysa sınıf hareketinin geri bir seyir izlediği bir aşamada, bir gece yarısı torba bir yasayla meclisten geçirildi. TEKEL sürecinde sermayeye efelenen sendika bürokratları kıllarını dahi kıpırdatmadı. Sonuç olarak sermayeye karşı sendikal araçları kullanarak saldırıları geri püskürtmenin yolu yeni GREIF ler yaratmaktan geçiyor. İş güvencesini kazanmanın, ortaçağ köleliğini ortadan kaldırmanın biricik yolu budur. EGO da çalışan bir kadın metal işçisi Arkadaşlar, Fabrikamızda, işyerimizde, sendikamızda yaşadığımız ve gördüğümüz tüm sorunları bize iletebilirsiniz. Böylelikle hem yaşanan sömürü ve haksızlıklar fabrika duvarlarının arkasında kalmaz, hem de yapanın yanına kar kalmaz... facebook.com/metaliscileribirligi.mib İletişim adres ve telefonları... Mail adresi: metaliscileribirligi@gmail.com İstanbul - Esenyurt İşçi Kültür Evi Yenikent Mah. Şehit Serkan Temeloğlu Sok. 25/A (Eskule otopark girişi karşı sokağı) Esenyurt tel: 0506 146 40 75 e-mail: esenyurtiscibulteni@yahoo.com.tr İstanbul - Kartal Üç Fidan Gençlik Evi Kordonboyu Mah. Hamam sok. Özdemir İşhanı Kat:2 No:29 Kartal tel:0551 411 99 14 İstanbul - OSB-İMES İşçileri Derneği İnönü Mah. Aşık Veysel Cad. Cemevi sok. No:18 Sarıgazi / Sancaktepe tel: 0 535 257 70 99 İstanbul - Sefaköy İşçilerin Birliği Derneği Emeksizler Sk. No: 34 tel: 0212 697 71 53-0536 714 62 06 İstanbul - Gaziosmanpaşa - tel: 0535 915 32 45 Gebze İşçilerin Birliği Derneği Hacı Halil Mah. Orhangazi Cad. Nu.24 D.3 Gencallar (Eski YKM) yanı tel: 542 843 16 01 Ankara - Mamak İşçi Kültür Evi Tuzluçayır Mah. 285 Sok. 21/C Mamak tel: 0312 368 06 90 e-mail: mamak.iscikulturevi@gmail.com İzmir - Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi Dere Cad. 8072 Sok. No: 48 Çiğli Tel: 0537 496 18 45 Manisa İşçi Kültür Sanat Derneği: 1. Anafartalar Mh. G. Osman Paşa Cd. No: 35/4 Tel: 0.533 054 90 67-0534 721 13 27 Adana - Sanayi İşçileri Derneği Kuru Köprü Mah. No 14 Sok. No: 15 Seyhan Tel: 0.538.970 64 95 Bursa - Eksen Yayıncılık Bürosu Altınova İşhanı, Kat:4 Nalbantoğlu Tel: 0553 409 16 18 Kayseri İşçilerin Birliği Derneği Sahabiye Mh. Mersin Sk Sim İşhanı No: 403 Kat: 4 Kocasinan Tel: 0352 222 00 07 Trakya mail: trakyabdsp@yahoo.com İşçi Bülteni Özel Sayı:1177* Fiyatı: 25 Kr * Kasım 2014 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel, süreli, siyasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Millet Caddes, Sultan Cami Sk. No:2/9 Fatih/İstanbul Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat. Davutpaşa Cd. Güven Sanayi Sitesi C Blok No: 242 Topkapı / İstanbul Tel: (212) 577 54 92 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 7

Direne direne kazanacağız! 3 yıl direnişin ardından sendikalı olarak işbaşı yaptılar Balıkesir de 2011 yılında sendikalaştıkları için işten atılan İşbir Sentetik Dokuma Sanayi işçileri işten atılan işçilerin geri alınması üzerine 1223 gündür süren mücadelelerini sona erdirdiler. 2011 yılında Teksif Sendikası'na üye olduktan sonra işten atılan 75 işçiden 44'ü işe iade davası açmıştı. İş Mahkemesi nin 22 işçi için işe iade kararı almasının ardından İşbir patronu kararı temyize götürmüştü. Kararın temyiz aşaması beklenirken TEKSİF ile fabrika yönetimi arasında görüşmeler yapıldı ve TEKSİF, fabrika önündeki direniş çadırında bekleyişlerine devam eden sendika üyesi 2 işçinin işe geri alınması koşuluyla direniş çadırının kaldırılacağını belirtti. Sendikalaştıkları için işten atılan Sütaş işçilerinin Karacabey ve Aksaray daki fabrikaların önündeki bekleyişleri devam ediyor. Öte yandan Sütaş boykotu da yaygınlaşıyor. Sütaş ın pazardaki durumunu zora sokan boykot çağrısı ülkenin pek çok köşesine taşıyan direnişçi Sütaş işçileri destek bekliyor. Sütaş ta direniş ve boykot sürüyor Nestle de direniş Fabrika yönetimi ile işbirlikçi sendika yönetiminin satış sözleşmesinden önce elbirliğiyle işten attığı 28 Nestle işçisinin mücadelesi sürüyor. Fabrika önünde eylemlerini sürdüren işçiler son olarak İsviçre Başkolosluğu önünde eylem yaptılar. Düzce'de kurulu Anadolu Rulman fabrikasında başlayan grev 100. günü aştı. 75 işçinin çalıştığı Anadolu Rulman fabrikasında yetki alındıktan sonra patronla toplu sözleşme masasına oturuldu, anlaşma sağlanamadığı için grev kararı alındı ve grev çadırı kuruldu. Grev sürecinde 2 sendikalı işçi işten atılırken, açılan dava işçilerin lehine sonuçlandı. Üst kademedeki 20 üst düzey görevli dışında tüm işçiler sendikaya üye. Şu an fabrikada üretim yapılmıyor. Üretim durmasına rağmen stokta çok mal olduğu için şimdiye kadar patronun geri adım atmadığını belirten işçiler stoklardaki malların eridiğini bu nedenle kısa süre içerisinde patronun tekrar anlaşma masasına oturacağına inanıyorlar. Vanlı işçiler kazandı Van depreminin ardından İŞKUR bünyesinde mevsimlik olarak işe alınan ancak daha sonra işten atılan işçiler direnişlerinin 143. gününde kazandı. Van'dan Ankara'ya kadar yürüyen ve Ankara'da kurdukları çadırda haklarını arayan işçiler, 9 ay çalışma hakkı kazandı. Anadolu Rulman da grev sürüyor İzmir Senkromeç işçilerinden eylem Çiğli Organize de kurulu Senkromeç fabrikasında patron saldırıları da işçi eylemleri de devam ediyor. Son olarak maaşların yatırılmaması üzerine işçiler 16 Ekim de bir kez daha slogan ve alkışlarla fabrikada eylem yaparak uygulanan haksızlıklara sessiz kalmayacaklarını gösterdiler. Senkromeç işçileri artık örgütlüyüz ve patronun hiçbir dayatmalarının altında kalmayacağız, haksızlıklara karşı her zaman eylem içerisinde olacağız. Çünkü ancak sesimizi çıkardığımız zaman haklarımızı aldığımız gördük diyerek süreçlerini de en kısa şekilde özetlemiş oldular.