HAREMDEKĠ KADINLAR. Sedat Şanver. yazı kültürü



Benzer belgeler
Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

Gürsel Dönmez SAF SİYAH ŞİİRLER

Kırgınlığım anlatılmaz On üç yaģında görücü kesti sözü Karanlıklar doğurdu içime, çürüttü özü.

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Nafiz Diba. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Tuğrul Tanyol. Beyaz at. Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

KIRMIZI KANATLI KARTAL

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

3 YAŞ BİRİMİ EKİM BÜLTENİ

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

C A NAVA R I N Ç AGR ISI


ĠÇĠNDEKĠLER. Öğrendiklerimiz ġarkılar öğrendik Oyunlar öğrendik BĠLMECELER ÖĞRENDĠK

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

BİZE KATILIR MISINIZ? ŞARKILAR

EYLÜL 2014/2015 ANASINIFI BÜLTENİ. Eylül 2014 Bülten

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

UÇAN BALONLAR SINIFI OCAK AYI BÜLTENĠ

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı;

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

YALÇIN ÖZDOĞAN. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Test 6 TÜRKÇE. İSİMLER-İSİM TAMLAMALARI 1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde topluluk adı yoktur?

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

Sevda Üzerine Mektup

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

Şeytan Der ki Ey İnsan!..

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

Kayıp Hattat 3. Umut Uludağ

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

1 Anne çocuğuna ne öğütlüyor?

AYLIK BÜLTEN-MAYIS 2013 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

Yakup Şakir Ali MEKTEP VE MİLLİ DİL. Parlaq fikir, teren aqıl qazanılır mektepte, Bundan maxrum qalan adam aqir olur elbette.

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Cemil Kara. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

Numan İstanbul. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

1. Aşağıdakilerin hangisi eşsesli bir sözcüktür? A) felaket B) deprem C) biz D) bit

4 YAŞ EKİM AYI TEMASI

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

İLK YARDIMIN TEMEL UYGULAMALARI...1

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

Fatih Baþtürk DÖNEMEM SANA. sevdim yürekten anlamadýn sen. dur gitme dedim dinlemedin sen. yalvara yalvara geriye dönsen

ISBN :

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

İLKÖĞRETİM OKULU 2-/A SINIFI TÜRKÇE DERSİ İLKOKUMA YAZMA ÖĞRETİMİ KURSU PLANI

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

Hakan Gökbaş. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge 2-6 Yaş Kreş ve Gündüz Bakımevi

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU UĞUR BÖCEKLERİ SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

Maniler. Yazan: Bedriye Aksakal. Giden oğlan dursana Saatini kursana Madem beni istiyon Babama duyursana.

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

En güzel 'Anneler Günü' şiirleri

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Transkript:

1

2

HAREMDEKĠ KADINLAR Sedat Şanver yazı kültürü 3

4

5 yenilgiyi tanıyanlara

6 acıya yardımcı olsun diye

ATEġ 7

I MĠHRĠCAN Dağların ardındayım, unutulmuģ dağların ardındayım Döndüm aynalara yazdım adımı, kapanmıģ kapılara yazdım büyük yersarsıntıları ĢimĢekler, uzaklar ve gürültülü bekleyiģlerle yazdım her Ģey benimle beraber düģebilirdi yere bir semazen yığılıp kalırdı mihrabın önünde ıslak kalbim, iççekiģlerim, yitik bir ses nargileden ve tütsüden sıyrılıp gelen koku daha da aģağı düģebilirdi elimdeki karanfil düģebilirdi toprağa, siyah bir taģa, bir serinliğe ben onları söz girmez ülkemden toplayıp susardım, kendi haremimdeki her Ģey susardı 8

Ben o yarım hükümdar çeyrek Ģehzade ve yüzde sekiz kapıkulu olan kalbimi nereye saklayabilirdim ki sultanım sizin kalkık, iğrenç yerleriniz benim kupkuru uçurumlarımda kaybolmaya çalıģırken kendimi nereye saklayabilirdim yaysız ok, kınsız hançer ve kansız kardeģ boynu sultanım/ bilirim haremdeki bir kadın için ölüm yatak odasından baģlayıp cellat ipinde bitecektir elbette fermanı beliniz vermiģtir ve elbette söz dönüģsüzdür/ ama ben acılar çektim o güzelim yerlerimle dayanılmaz acılar çektim ve Ģafağın beklenen haberi ulaģtı gözlerimin önüne bütün ordularımla çekilmeye baģladım dağların ardına unutulmuģ dağların ardına: 9

II VEDA Bugün gidiyoruz ama yine döneceğiz Ah konuģkan Çerkez kızım! Kim kırdı senin o güzelim serin boynunu?... Ölüm, bir sonbahardır. Bir bekleyiģ, bir yaprak düģüģü ve kıskanç bir dokunuģ durup dururken/ hiç hesapta yokken bir Ģah kıbleyi ĢaĢırır / Secde yarab secde, Veysel Karani, analar aģkına ses ve koku aģkına ellerimi yitirdim. Secde. 10

Ah yaramaz çocuk! Kim kırdı senin o güzelim, o serin boynunu?... Kim buyurdu fermanı, ipi kim sıktı o beyaz tende sıyrıl hadi hadi söyle: en son ne düģündün ölümün eģiğinde nasıl titreģti dudakların yüzünün rengi, saldığın koku, dokunduğun nesne kim geri getirebilir Ģimdi seni bu geniģ avluya kim söyletebilir o hüseyniyi 11

Ah, yaralı bala! Bir sessizlik düģtü avluya, yalnızlık büyüdü, gün ıģıdı bir dükkan er vakit açtı kepenklerini söz kapandı, peçe hazır, ten ıslak, bakıģlar buğulu neyleyelim, yolculuk neyleyelim; gün, toprakla baģlayıp suyla bitecek. Ah, dikeni yalnız kendini kanatan çiçek! Söyle: bir dostla nasıl vedalaģılır ölümün eģiğinde insan hangi elini uzatır önce ve ilkin ne hatırlatır gideni ayrılık hangi dilde kolay söylenir artık kim iyileģtirebilir yarısını yağlı bir urganın alıp götürdüğü bu kalbi kim ödeyebilir bunca kan olan bir insanlık tarihinin bedelini ve nasıl uğurlayabilir bir ölüyü bir harem su dökmeden nasıl yasaklanabilir gözyaģları. Söyle: Bugün gidiyoruz ama yine döneceğiz. 12

III HÜSEYNĠ Ben, kanlı parmaklarımla oymaya çalıģıyorum bu sonsuz Ģarkıyı ĠĢte boynum: yağmur öncesi, yağmur ortası, yağmur sonrası/ yağmur ilk defa ve ilk defa bu kadar hazırlıksız bir yeryüzü bunca susku, bunca bekleyiģ, bunca ayrılık, bunca kan: Hüseyni Tenden sızan çürümüģ et kokusu ürkütüyor insanı Bir çöl sıcağı kaçıyor kendinden, bir ölüm bayrağı Toprağa iliģtirilmiģ bir karanfil, dev bir cesaret KarĢı çıktıkça büyüyen bir direnç. ĠĢte boynum: Hüseyni Yıkılsın Ģu dağ, uçurum içre yuvarlansın Ģu kahredesi söz Kızgın demir dağlasın teni; kurtuluģ göktedir. Yıkılsın Ģu zindan. Ben bu sonsuz Ģarkıyı tek baģıma söylemek istemiyorum Söylemek istemiyorum: ĠĢte boynum, kıpkızıl gülen bir hüseyni 13

IV HESAPLAġMA Yaşamın onca güzel yanı varken; yaşamın onca sevgili Bize, şarkılara ve dağlara yazık Cehennem, kelimelerin altındadır. Çiçeğin boynunu kıranın boynu kırılacaktır. Söz, bu denli çaresiz, bu denli sürgün ve hep böyleyse bu gidiģ küfür 14

Küfür: çalınan davul, okunan ferman ve fısıltılarla ulaģan kara haber ve durmadan kaynatılan su boynumuzadır. Son sözü söyledik, katlimiz vaciptir. Geç öğrendik, ama iyi öğrendik hünkârım meğer urganla da ölçülebilirmiģ insan boynu. 15

V MAZLUM Ölüm hangi sokaklarda dolaģıyor?... Kolu kanadı kırık olan kim?... Yüreğimle mühürlüyorum ulaģmasını istemediğim mektupları Ġkiyüzlülüğümün bir yarısını usturayla parçalıyorum suratıma vuruyorum acıyı tanıyan her yerime vuruyorum en son dilime, en son parmaklarıma en son kendi beyazlığında boğulmuģ efsaneme. Kan, diyorum kanla yıkanmıģ bir avlunun serinliği kaçırıyor beni Kaçmıyorum. Terk ediyorum. Terk ediyorum. Bütün bunları adımın yanına yazıyorum ilk defa büyük çığlıklarla yazıyorum artık büyüdüm, biliyorum: Ölüm, kendi sokaklarımda dolaģıyor kolu kanadı kırık olan benim. 16

VI CAN Kalbin mezarı nerdedir beden yatak odalarında çürütülürken?... Nedir bu karģılıksız sorular neyi incitir bu söz, kime dokunur bu el dosta nasıl saplanır bu hançer? Bekle seni uzaklara çağıran Ģarkılara aldanma böyle kırıldıkça bir isyanın belkemiği koģ, geriye getir yitirdiklerini, hayat utansın yetmeyen ne varsa onun için yaģa seni eksilten ne varsa onun için anla: dağ ayakta durdukça seni saklayacak bir taģ parçası bulunur anla: ten, yatak odalarında çürütüldükçe Kalbin mezarı, kalbin kendisindedir. 17

VII AKIġ Gel gün görmemiş otların toprağı bu et avucunda ateş alsın dudaklarında erisin, dişlerinde çürüsün şeytan suyu beslensin durmadan Islak yerlerimden almalıyım ellerimi kollarım bitti, parmaklarım ölesiye yorgun. Su, yüksekten dökülür; renk kördür. Bilinir, bir sevgi bir baģka sevgiyle ıslanır ancak. 18

Bir yokluk yolları avuttukça saç yağlanır/ demir parlatılır/ çelik, dost tutulur yürek olduğu yerde bırakılır ama ama bilinir bir Ģehir, bir sevgiliyle anıldıkça/ bir sevgiliyle ancak kar yağar, bulut ıslanır, toprak ĢiĢer bilinir hiçbir yer anlatmaya yetmez bir sevgiliyi tek baģına esvap günahlı kalır bir tek sütten kesilmedikçe göğüs. Islak yerlerden alınmıģtır el kollar piģmandır, parmaklar ihanet. 19

20

SU 21

22

VIII NEFES Yaralı gönüllerle oynaģma ay ıģığı O bütün gözleriyle dünyayı ağlıyor Ģimdi sesini kör kuyulara atıyor yüzü büyük zamanlara dağılıyor rüzgârda eskiyen biten hiçbir günü yanına almadan baģlamak istiyor sonraya Ölümün türküsü baģlamıģsa yaralı gönülleri bırak ay ıģığı bırak bu ırmak son Ģarkısını söylesin yatağında tek baģına kurumadan söylesin, usul söylesin, söylesin: avuçlarımda ıslanmıyor hiçbir yağmur. 23

IX TÜTSÜ Yağmur yağdı, yağmur yağdı kimse dokunamadı bu ıslaklığa. Yalnız terkisinde düģ taģıyan bir adam sırf beklemesin diye toprak Bu toprak Ah, elbet mutlu olacak bu yürek dağ ayakta durdukça korkma, kendinden baģka suçlu yok yürü küçük adımlarla Sevgili EĢkıya Yağmur yağdı, yağmur yağdı. 24

Çocuk! Dağın kalbi nerede atarsa biz oradayız namlu ucu, ip ağzı, kelle koltukta kılıç önü secde durmuģuz Mademki ölüm biçilmiģ boynumuza gülümüz düģsün elimizden: söz, bizimdir. Hayır ve Ģer bizimdir. Nice ki ferman bizedir hayat bizledir... Çocuğum! Senin gözlerin mavi koktukça ben elbette bu yollarda büyüyeceğim elbette yenileceğim, yenildikçe bir yerlerinden kanayacak bu Ģehir 25

X KAN Sözü bitir ne olur. Kınsız bir hançer nasıl dönüģsüzse öylesine acı veriyor söz. Ve ten ince ve kılıç keskin Üstünden atamadıkça bu hayatı cehennem büyüyor. 26

Bir veda nasıl süslerse süslesin kendini görkemli gözyaģlarıyla nasıl yakıģırsa yakıģsın bir ölüm bir insana biliyorum, dudaklarım kaldıramayacak bu yükü af dilemek için çok geç. Ne olur sus. Söz bitti. Beyni kanamaya yakın bir anne zaten ne anlatabilirdi ki çocuğuna kitaba gömülü bakıģlarıyla günden güne eskitilen bu yeryüzü, bu toprak hangi havayla soluklanırdı hangi ateģ yakardı onu ve su çeliğe nerede ihanet ederdi hangi renk nutkunu keserdi hangi renk uykularında boğardı seni hangi renk hayınca yaklaģırdı yasına. Kor ateģ. Al götür kendini. Al götür dağların ardına kurtul gayrı bütün bir dünya olan sıkıntılarından Kendimi tam da böyle özlüyorum üstümden atamadıkça bu hayatı 27

XI ĠNTĠHAR Ölüler niçin burada değil?... Çocuk, beni bağıģla! -kimse kendini öldürmesin diye- Durgun su Ģeytan büyütür suskun bir göz ağlar. Kan, akıtmak içindir. Islak bir utanıģ ve insana en yakın merhaba: gözyaģı. Durdur kanı. Her kelime ayrı bir cehennem kapısı Anlatılmaz bir yenilgi. Onarılmaz bir cam kırığı bir parıldayıģ karanlıkta. Ġsteksiz bir geri dönüģ. 28

Unutma: Sen, kendini hiçbir dilde anlatamazdın zaten. Çocuk, beni bağıģla ve anla ölüler rüzgârda, bunu bil! 29

XII MEYDAN Hayatın içindedir insan, fahiģe olanın koynunda kirli çarģaflara sarılmıģ bir uykuda köģe baģlarında arkadan hançerleniģlerde seslerden kıl payı kurtulmuģ bir korkuda istila edilmiģ çöplüklerde, yarısı hep gölge ay ıģığında aldanıģlarda, gecenin kör bir vakti ıssız yürüyüģlerde piģmanlıklarda Söyle: bir söz nasıl anlatılabilir bir baģka sözle bir insan, nasıl özetlenebilir bir baģkasıyla kendinden baģkası nasıl olabilir insan Sokak, elbette tek çaresi olacaktır soruların elbette hayatın içindedir insan, hayatın içinde olacaktır gelecek 30

XIII LAL Kan kokuyor saray, kan akıtıyor ferman. Yıka gayrı bu gömleği ya habibullah! Dileğimdir. Fetva, Ģarabın rengini örtsün gözde, mangaldan ateģ payını alsın kes Ģu narı, saçılsın taneler silinsin hançer; ihanet et, ihanet et karģılığın rahimdir karģılığın kardeģ boynuyla ödenir elbet. Sultanım yangın baģladı. Su dökelim, su dökelim artık Ģu ateģin üstüne. 31

XIV EZAN Kimdir bu, cesaret savurur sokaklara kimdir bu, cesaret savurur sokaklara Mescit, minber, kıble ve dam altı Ģefaat ya resulallah, kimdir bu cesaret savurmakta sokaklara allahuekber, allahuekber Elbet dönüģ vardır, döner insan elini koynuna koyduktan sonra elbet kullanacağı bir silah bulur eğer yürek keserse damarı eğer yürek kesmezse damarı allahuekber, allahuekber!... Kim bu cesareti savurdu sokaklara kim bu sokakları cesaretle yıkadı?... 32

TOPRAK 33

34

XV ANI Sürdüm kendimi, eskidim, eskidikçe anladım bir yanılgıyım. Bu kahrolası yerde kendimden baģkasına dokunamadıkça dokunamadıkça bir ulusun özgürlük olan dipçiğine fermanımdır: kapansın kafes, kapansın yüzgörümlüğü kapansın kendine insan fermanımdır: diken, gülü kanatmak içindir. Kapansın Çerkez esiri! Bu oyun unutmak istedikçe içini kaplayan bu rezil katliam sezgi, ölümcül bir tat, bir eli-kolu bağlılık, sürgün Elbette bir yanılgıydım / Sürdüm kendimi, sürüldükçe eskidiğimi anladım. 35

XVI MUCĠZE Korku, bitmez bir uçurummuģ. Korku, gölgenin bir adım önünde koģmakmıģ Ölürüm bir seher vakti gün, kızıl atar doğudan baģım kıbleye düģer, yüzüm sararır ve gözbebeklerim büyür. Can ayrılır tenden, en büyük servet tenimdir bereketli tarlalarım sulanır haremde yediveren gül biter, salkımsöğüt gölgelenir ve akarsu değiģtirir yolunu yol gurbetedir, yol çatallanır fincan çatlar. Korku, bitmez bir uçurummuģ korku, gölgenin bir adım önünde koģmakmıģ hep 36

XVII SÖZ Bozuk lehçemle de olsa konuģmalıyım. Yüreğime kendimden gayrı engel bulunmadıkça sevebilirim elbet; üzülebilirim ayaklarımın altındaki o iğrenç iktidar ve parmaklarımdaki o güzel su sesi ile dayanabilirim bu infaza. Nice ki kendimleyim nice ki tek dayanağım sonrasızlık, nice ki aģk Ah aģk, O usul aldanıģ! Gökyüzüne pamuk ipliğiyle bağlı süzülen büyük üzüntü; o uysallık, o asla bir daha olmazlık seni yeryüzüne yakın seni sonbahar, seni güç/ tıpkı bir isyan tıpkı bir ölüm onurlu ve kısa. Kısa ve kendini asla yitirmeyen bir söz Söz: bozuk lehçemle de olsa konuģacağım. 37

XVIII AVLU Ġsyan dağlıdır, susuģ buralı. Bırak hadım eğlendirsin sarayı. Cüce boyun büksün bırak düģtüğü yerde çürüsün rakkase açılmasa ne olur ki Ģu çeyiz sandığı görücü olmasa kapında ne eksilir güzellikten ölüm, seni nasıl unutabilir, kimse tek bir/ kimse/ bir kimse söz söyleyemezken sözüne ah, sen nasıl da ağlardın bir kızıl çiçeğe yaslanıp içli içli sen, söylerdin: usul sesle söylenen yalanlar inandırır beģ paraya bir cariye, üçe iyi bir oğlan çocuğu alınır sen, söylerdin: söz, kendini sevdikçe ürperme mevsimi baģlar dönektir söz, kendini sever: anlarsın, mevsim hayır, mezar orada/ bir tek/ mezarıma sahibim sen söylerdin: Zulüm, eskiden de Ģehirliydi/ isyan sonuna kadar dağlı 38

XIX ĠSKÂN Su içtim, kardeģ kapısı taģladım, kırıldım yol Ģahidimdir, uzak topraklara hapsedildim. Sahra, kervan ve devlet ve yakıģıklı ayakların baģlattığı yürüyüģ yol ayrımları, gizli bir bekleyiģ özlemi hiç bitmeyecek bir sıla göğü ıslatan gözyaģı bir sultan esvabı, Ģeffaf bir sultaniye sabır ve korku bakıģlarla bir türlü bitmeyen yol ürküten bir rüzgar, ihanet ve sürgün kıraç topraklar ve elbet iktidar kıyıcıdır. Su içtim, kardeģ kapısı taģladım. Kırıldım yol Ģahittir, uzak topraklara hapsedildim. 39

XX KIYAM Bir Gürcü, bir Çerkez, Bir Kürt KorkutulmuĢ bir Viyana, gasp edilmiģ bir Arnavutluk Sonra bir Rum, sonra bir adalı Ah, eziyet!... 40

XXI MAKTEL Bahtı reģ, bahtı reģ kan yerde kalıyor. YaradılmıĢ her nefesin rızkı bu toprakta, bu suda, bu göktedir. Ġnsan, insanı kucaklamak içindir; kurt, kurdun yolunu kesmek için. Su! Hüseynî yenilgiler tarihi. Söz sen ey insan yenilgi bunca namusluyken elin nice ki namlu ve tetik uzağıdır nice ki ölümle avutulmuģtur varlık sen, insan kendini ancak kendinle kazanabilirsin. 41

Sen, ey insan AteĢten sakın korkudan uzak dur hayatın hesabını öde, suçu sahiplen. Bil: Dağın bir yanı buzsa, bir yanı alevdir. yolun bir ucu ayrılıksa, bir ucu kavuģmadır insanın bir yüzü dostsa, bir yüzü haindir sen bütün bunları bil: Uzak, ancak kendincedir. 42

Badem göz, sütbeyaz ten, Gülbahar Gülbeyaz, Nazperver, Dilrübâ Cariye esir pazarını Ģenlendirmek içindir. Pirinç musluklar geniģ ve derin kurnaları kanla doldurmak için. Çöl, iğdiģ edilmiģ erkeğin acısını dindirmek içindir. Bil, gözünün önünden cellat ipini eksiltmezler. Ġp, bekleyiģi bitirmek içindir. 43

Ayrı sofralarda ayrı yemekler yedik sini devrildi, seviģme yarım kaldı. Bir çift firuze, otuz kırat pırlanta. neyimiz kaldı tutunacak kendimizden gayrı neyleyelim kendimizden gayrı tutunacak dalımız yoksa Ayrı sofralarda ayrı yemekler yedik dökülmüģ incileri toplamaya geç kaldık tahta bulaģmıģ kanı silmeye boynumuzu sıkan ilmeği çözmeye hançeri kınından çıkarmaya geç kaldık 44

Anlam gizledi kendini. Sen, böyle hüznü bir direnç sayıp yürüdükçe önce gözlerini sakladın alnına tenini sevgiliyle yıkadın yenildin, geciktin bedeli acıyla ödenecek elbette bunların ödenecek borç. Geciktim, borcumdur. Ve bir ses Ah vuruldum! düģtüm oracıkta. Katil sustu, can uçtu. Kim bilir hangi taģ, hangi su, hangi kan örtecekti bu destan ölüsünü kim bilir hangi dağ ezilecekti bu acının altında ve bitebilir hangi gün Ģahit sayılacaktı Bütün bunları bildim: Bahtı reģ, bahtı reģ kan yerde kurumasın diye büyüyor bir tarih dağların ardında unutulmuģ dağların ardında. 45

46

HAVA 47

ÜLKE Gün ıģımaya baģladı. Sokakları temizlediler ilkin Kandan eser yok. ÇarĢı esnafının eli kulağında. Gözler, güzelim çocuk uykusu. Gözler, ne olur anne biraz daha. Gün ıģıyacak 48

Gün ıģımaya baģladı. Sularda kardeģ ölüleri Havada, gecede her ne olmuģsa kokusu Zindanlarda kahramanlar Geride Ah o asi beyaz ülke Güzelim rüzgâr, bereketli sığınak Gün ıģıyacak 49

Unutulmayacak kan olan tarih Unutulmayacak katil olan devlet Biraz Ermeni, biraz ġii, biraz kırk bin boyun Ama tümüyle ganimet ölü uluslar Unutulmayacak Tarih, biraz da böyle öğretti kendini çünkü Kahraman çocuklar doğarken analar büyük ölür Ġnsan unutmayacak bunu Ġnsan unutmayacak Gün ıģıyacak 50

Usul bir güz serinliğinde yitirilen Ģehirler kalacak akıllarda OkĢanması yarım kalmıģ sevgili tenleri Anısı, kendisinden daha yakıcı ateģler Senin, ey sevgili, senin olan sevdalı her söz Dağılacak elbette kuytuluk vakti Gün ıģıyacak Gün ıģımaya baģladı. Sokakları temizlediler belki Ev içinde çocuklar Kepenk önünde esnaf 51

SIĞINAK Ah Mihrican! Ben nasıl da aldandım sokakların tarifinde Duy ve say ki, bir sonsuzluk ülkesi keçeyi uslandırmaktadır say ki kollar dizdedir asi çaprazlı bir boyun af dilemeyi reddetmiģtir say ki bunlara rağmen çoğalacaktık, say ki ölecektik Ġstesek, Sevgili Usul elbette çoğalabiliriz kendi ülkelerimizde. Kapat kelimeleri Sevgili Usul. DıĢarıda kalana kulak verme ağıtlar insana değil, ölümün kendisinedir acıya ve aldanıģadır. 52

Say ki, yeryüzünün ergin olan sırrını söylemek istiyordum pırıl pırıl bir gecede kavgadayken gökyüzü sanki yüreğim buza yatırılmıģ say ki soğuk ve say ki üģüyordum Ve say ki doğulu bir çığlık kaplarken boģluğu biz de ıslık çalmıģtık. Say ki mezarlık kokusu kefenlemiģti bizi parmaklarımız bir güzel dokunmuģtu taģlardaki harflere Kendi adını gör. Kendi adını oku. Kendi adını okģa. Devlet el çeksin yaramızdan. Kanayan yerlerini kendin sar. 53

Ah Mihrican! Biz, kanı ilkin kendi boynumuz kesilince gördük zulmü kapımızın önünde bulduk eziyet, zaten duruyordu eģikte. Doğu, Sevgili Usul, doğunun insanı, kâbe 54

Ah Mihrican! Biz, ilkin ihanet etmeyi öğrendik oğullarımızı devģirdiler, kızlarımızla yatak odaları süslendi büyük çığlıklar parçaladı meydanları, susuldu devlet bunun için katildir isyan bunun için insana yakın Sevgili Usul/ say ki hiçbir merhabayla onarılamayacak bir susuģ beklenmedik bir fırtına dudak izlerinden hatırlanan bir öpüģ yarım bırakılmıģ bir gözucu Ne olur kapat kelimeleri Kara göründü! Ayaklarının altı ıslak, deniz bir daha bitti söz, çaresiz tek tanığı olacaktı insanın 55

Söyle Sevgili Usul: tırnaklarım yaramı deģtikçe bizi bizden korumaları gerek hançerimiz kendimizden gayrısına iģlemiyor Ģakağımızda kendi namlumuz patlıyor bir tek büyük kavgalar, büyük aģklar, büyük yalnızlıklar Ah Mihrican ben Sedat ġanver 56

ĠNSAN 57

58

ġair, yetmeyen ne varsa onun için yazdın seni eksilten ne varsa onun için Ģimdi sen kendin dahil bütün mülklerini terk edip kendin dahil bütün kölelerini azat eyleyip çıkabilirsin yollara Çocuk, zaten senin bildiğin hiçbir Ģarkı yollardan gayrı bir yerde söylenemezdi. 59

HARAMDAKĠ KADINLAR Hayat Sedat ġanver 60

ĠÇĠNDEKĠLER MĠHRĠCAN 08 VEDA 10 HÜSEYNĠ 13 HESAPLAġMA 14 MAZLUM 16 CAN 17 AKIġ 18 NEFES 23 TÜTSÜ 24 KAN 26 ĠNTĠHAR 28 MEYDAN 30 LAL 31 EZAN 32 ANI 35 MUCĠZE 36 SÖZ 37 AVLU 38 ĠSKAN 39 KIYAM 40 MAKTEL 41 ÜLKE 48 SIĞINAK 52 61

Sedat ġanver (Öğe): 07.12.1963, Urfa YayınlanmıĢ ġiir Kitapları: Dilin İsyanı (1985) Aşiret ve Otomobil (1990) Haremdeki Kadınlar (1994) Gezgin ve Katil (2004) Kendine Akan Su (2009) (hamse mesnevinin ilk parçası) Devletin Piç Yatakhanesi (2011) (hamse mesnevinin ikinci parçası) 62

Sedat ġanver Haremdeki Kadınlar (Ġkinci Baskı) ĠletiĢim: sedatsanver@gmail.com yazikulturu@hotmail.com http://yazikulturu.blogspot.com Baskı Öncesi Hazırlık: Yazı Kültürü Baskı: Bassaray Matbaası Sanat Caddesi, No: 1/5 Çamdibi ĠĢ Merkezi Çamdibi/ ĠZMĠR 0.232.457 71 48 Baskı Tarihi: 29.02.2012 Yazı Kültürü Yerel Süreli Yayın Sahibi ve Sorumlu Yazı ĠĢleri Müdürü: Sedat ġanver ÖĞE Yönetim Yeri: Atatürk Mahallesi, 927 sokak No. 4/ 1 Bornova/ ĠZMĠR 0.507.801 22 37 63

issn: 2146 5290 64