TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi



Benzer belgeler
TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi yapıldı

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

Eğitimin, Hava Kuvvetlerinin Geleceğindeki Artan Önemi

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

TMMOB Su Politikaları Kongresi

Doç. Dr. Birgül GÜLER 1. DÜNYA BANKASI ve TARIM SEKTÖRÜ KREDİLERİ

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Dünyada ve Türkiye de Tarımın Geleceği. Nisan 2011

SANAYİ LOKOMOTİF SEKTÖR OLMAKTAN ÇIKTI

Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar,

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

UNESCO TÜRKİYE MİLLî KOMİSYONU BAŞKANLIĞI NA ANKARA. Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi UNESCO

ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI 2023 YILI HEDEFLERİ

İSTİHDAM ODAKLI BİR SANAYİ MODELİ GÜNDEME GELMEK ZORUNDA!

İKLİM MÜCADELELERİ. bu küresel sorunlarla yüzleşmede kilit bir rol oynayacak, eğitme, tecrübeye ve uzmanlığa sahiptir.

Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor!

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

Bir İçme ve Kullanma Suyu Şebekesinin Performansı

DAHA YAŞANABİLİR ŞEHİRLER İÇİN..

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

TÜRKİYE DE SU KAYNAKLARI GELİŞTİRME POLİTİKALARINA YÖNELİK TESPİTLER VE ÖNERİLER

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Sayın Yetkili, Organizasyon Komitesi. Prof. Dr. Melih ERSOY. Doç. Dr. Ela BABALIK-SUTCLIFFE. Prof. Dr. Murat BALAMİR

Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Ö N S Ö Z. Binali YILDIRIM Ulaştırma Bakanı


topraksuenerji-kuzey Çin'de kuraklık çok büyük bir tehdit oluşturuken hükümetin aldığı önlemler de bu tehlikenin daha da artmasına neden oluyor.

IV. Uluslararası Türk-Asya Kongresi Sonuç Raporu

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

Diş Hekimliği Sempozyumu

'Şaibeli para transferlerinde Türkiye 26'ncı'

TMMOB DENETLEME KURULU RAPORU

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ ÖDEMİŞ SONUÇ RAPORU

Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Teşkilatı (UCLG-MEWA)

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

Yerel Yönetimler İçin Sera Gazı Salım Envanteri (Karbon Ayak İzi) nin Önemi

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER

COĞRAFYACILAR DERNEĞİ ULUSLARARASI KONGRESİ Avrupa Coğrafyacılar Derneği-EUROGEO Kongresi İle Ortak Olarak

Entegre Su Havzaları Yönetimi

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MEVZUATINDA ODAMIZIN YERİ VE GÖREVLERİ

Finans Sektöründe Tüketici Hukuku ve Uygulama Alanları Sempozyumu. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye Bankalar Birliği

Toprak Mülkiyeti Sempozyumu Sonuç Bildirisi ARALIK 2009 TOPRAK MÜLKİYETİ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRİSİ

8.5 ARAZİ POLİTİKALARI

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

oda yayınları LPS ve CNG UYGULAMALARI SEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI

2015 Sonrası Kalkınma Gündemi için Seçkin Kişiler Üst Düzey Paneli (HLP) Görev Tanım Belgesi

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Uluslararası Diplomatlar Birliği Universal Partners

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

Geri Bildirimlerin Özeti: Enerji Stratejisi Ülke İstişareleri

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

AÇLIĞIN ÖNLENMESĠ ve GIDA GÜVENCESĠNĠN SAĞLANMASI

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Araştırma Notu 13/159

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1


TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

8. ULUSAL KATI ATIK YÖNETİMİ KONGRESİ 8. ULUSAL KATI ATIK YÖNETİMİ KONGRESİ 8

YEREL ENERJİ FORUMLARI

Dijitalleşme Sürecinde Değişen İş Hayatı ve Muhasebe Mesleğinin Yeniden Yapılanması. Yerel/Küresel Meseleler, Küresel/Yerel Çözümler PROGRAM

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ

AVRUPA BİRLİĞİ SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ VE BU ALANDA TÜRKİYE DE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

DÜNYA NÜFUSUNUN YAPISI

Hazine Müsteşarı Sayın İbrahim H. Çanakcı nın 3 üncü Arap-Türk Bankacılık Forumu nda Yaptığı Konuşma. 13 Mart 2014, İstanbul

TR63 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ GÖÇ

STRATEJİK PLAN

Araştırma Notu 12/124

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ

TOBB - EKONOMİ ve TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ BİL YAZILIM MÜHENDİSLİĞİNDE İLERİ KONULAR FİNAL SINAVI 1 Nisan 2013

ÇALIŞTAY 1: DİCLE- FIRAT HAVZASI ÇEVRE KİRLİLİĞİ 25 Mart 2015 Çarşamba saat Moderatör: Prof. Dr. Erhan Ünlü, Raportör: Dr.

Proje önerilen faaliyetler ön çalışma raporuna uygun mu, uygulanabilir mi, hedeflerle ve öngörülen sonuçlarla uyumlu mu?

TÜRK FİZYOLOJİK BİLİMLER DERNEĞİ KONGRE DÜZENLEME YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

ELEKTRİK BEDELİNDE TRT PAYININ KALDIRILMASI EKONOMİK KRİZİ ÖNLER Mİ?

Su Kaynakları Yönetimi ve Planlama Dursun YILDIZ DSİ Eski Yöneticisi İnş Müh. Su Politikaları Uzmanı. Kaynaklarımız ve Planlama 31 Mayıs 2013

TÜRK FİZYOLOJİK BİLİMLER DERNEĞİ KONGRE DÜZENLEME YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Senin tercihin. Yönetim Geliştirme ArGe, Eğitim ve Danışmanlık. Aksiyon un Ötesi

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

HAVACILIK VE UZAY TEKNOLOJİLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÇEVRE DENETİMİNDE KÜRESEL GÜNDEM VE EUROSAI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENETİMİ SEMİNERİ

SPONSORLUK BİLGİ DOSYASI

GİRESUN ÜNİVERSİTE-KENT İŞBİRLİĞİ PLATFORMU YÖNERGESİ (GÜKİP) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak Ve Tanımlar

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ FOÇA SONUÇ RAPORU

Transkript:

TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi Sekretaryası İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapılan TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi 21-23 Mart 2008 tarihlerinde İMO Kongre ve Kültür Merkezi nde gerçekleştirildi. Beş paralel oturumda 53 bildirinin sunulduğu kongrede dört adet çağrılı konuşmacı yer aldı. Ayrıca, Entegre Su Havzaları Yönetimi, Sınıraşan Sular, Suya Erişim Hakkı, Su Hizmetlerinde Kamu ve Özel Sektör Tercihleri ve Sosyal Boyutları ve Etkin Su Kullanımı ve Su Kullanım Alışkanlıkları konulu beş panel gerçekleştirildi. TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi Sonuç Bildirisi Yürütücülüğü İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapılan TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi 20-22 Mart 2008 tarihinde Ankara toplanmıştır. Kongre, hazırlık sürecinden son oturumuna kadar başarıyla gerçekleşmiş, konu çerçevesinde önemli açılımlar yapılmış, kongre sürecinde ilerletici, geliştirici tartışmalar yaşanmıştır. TMMOB, İMO, kongre sürecine dahil olan akademik çevreler, ilgili kamu kuruluşları, düşünsel düzeyde katkı sağlayan katılımcılar, ekonomik açıdan destek verenlerle birlikte başlangıçta planlanan hedeflere ulaşmış olup hatta elde edilen ortaya çıkan sonuçlardan, hedefin de aşıldığı, su gibi önemli bir konuda, Türkiye nin ihtiyaç duyduğu tartışma düzeyinin yakalandığı gözlemlenmiştir. Değerli katılımcıların Türkiye ile sınırlı kalmayan, sorunu Dünya ölçeğindeki gelişmeler çerçevesinde ele alan yaklaşımlarının, konunun tüm insanlığın ortak sorunu olduğunu göstermiş, sunulan bildiriler, yapılan konuşmalarla adeta Avrupa dan, Latin Amerika ya, Asya dan Afrika ya bir Dünya turu gerçekleştirilmiştir. Kongre süresince; suyun hidrolojik çevrimi, hidromekaniği gibi teknik konuların yanı sıra, siyasal, hukuki, sosyal ve ekonomik boyutu ile yönetimi gündeme alınmış, sorunlardan hareketle, çözüm önerileri dile getirilmiştir. Bununla birlikte; havza içerisinde ve havzalar arası konulara bağlı kalınmayıp ülke ve ülkeler arası sorunlar da tartışılmıştır. Entegre su işletmeleri, fiyatlandırma, işletme hataları ve yanlış kullanımlar, rantabilite, şebekelerdeki kayıplar ayrıntıları ile ele alınmıştır. Ülkemiz ve dünyada, son yıllarda gündemde olan ve son derece önem kazanan sıkça kullanılan Küresel Isınma, Sınır aşan Sular, Suya Erişim Hakkı, Özelleştirme, Su Hukuku vb. konular, enine boyuna tartışılmıştır. Dört Ana Başlık; Sunulan 53 Bildiri TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi, Kongre Başkanı Prof. Dr. İbrahim Gürer, Türk Mühendis ve Mimar 72

Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp in açılış konuşmalarıyla başlamış ve üç gün içinde beş oturum gerçekleşmiş ve beş panel düzenlenmiştir. Ulusal Ve Küresel Su Politikaları, Su Kaynakları Ve Su Hizmetlerinin Yönetimi, Ulusal ve Küresel Su Politikaları, Su Kaynakları Potansiyeli, Korunması, Geliştirilmesi, Planlaması, Suyun Çevre, Toplum, Eğitim Ve Kültür Boyutları başlıklı oturumlara sunulmak üzere toplam 53 bildiri hazırlanmış, bunlardan 46 sı kongreye taşınmış, hazırlayıcıları kongreye gelmediği için yedi bildiri ise sadece Bildiriler Kitabı nda yer alabilmiş, kürsüden tartışmaya açılamamıştır. Engin Caner Koncagül (Dünya Su Değerlendirme Programı ve Dünya Su Kalkınma Raporu); Prof. Dr. Turhan Acatay (2007 deki Sıcaklık ve Kuraklık Konusunda Rasatların Söylediği); Prof. Dr. Nilgün Harmancıoğlu (Entegre Havza Yönetimi Nasıl Uygulanabilir/Gediz Örneği); Mümtaz Turfan (Su Yapıları) çağrılı konuşmacı olarak Kongreye katılmış, sunumlar üzerinden öğretici tartışmalar yaşanmıştır. Ayrıca kongre sürecinde; Entegre Su Havzaları Yönetimi, Sınıraşan Sular, Suya Erişim Hakkı, Su Hizmetlerinde Kamu ve Özel Sektör Tercihleri ve Sosyal Boyutları, Etkin Su Kullanımı ve Su Kullanım Alışkanlıkları başlıklı beş panel gerçekleştirilmiştir. TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi nde öne çıkan görüşler şu şekildedir: Su, doğanın ve insanın yaşamını sürdürmesi için vazgeçilmez kaynaklardan birisidir. Yerine başka bir şeyin konması, üretilmesi mümkün değildir. Su yaşamın kendisidir; insan ve doğa için vazgeçilmezdir, ancak bu önem, azalmaya yüz tutana, tükenme noktasına gelene kadar gündeme gelmemiştir. Kamusal bir değer olması gereken su, ne yazık ki özelleştirme kıskacı altındadır. Özellikle kamusal alanının daraltılması, kamu hizmetlerinin paralı hale getirilmesine dönük girişimler son yıllarda ivme kazanmış, özelleştirmeler suyu da içine alacak şekilde genişletilmiştir. Su gibi toplumsal bir değerin, hayatın vazgeçilmez unsurunun, küresel su şirketlerinin kâr hesaplarının insafına, gelişmiş kapitalist ülkeler arasındaki egemenlik çekişmesine terk edilmesi düşünülemez. Türkiye de herhangi bir su politikası yoktur ya da yanlış su politikası uygulanmaktadır. Siyasi iktidarların bilimsel esaslardan uzak basiretsiz su yönetimi, doğanın tahribatı ve kamusal değerlerin hor kullanılması, sorunu ülkemizin geleceğini tehdit eder bir noktaya taşımıştır. Bu durum nüfus artışıyla birleşince, bugünkü noktaya gelinmiştir. Türkiye su açısından zengin bir ülke olmadığı gibi, su tüketimi açısında da dünya ortalamasının gerisinde bulunmaktadır. Bu gerçek, yönetim erkinden başlayarak, kişisel kullanıma kadar geniş bir yelpazede daha bir hassas olmayı; su kaynaklarının farklı kullanımlar (tarım, sanayi, kentsel) arasındaki paylaşımında bölge ve kent planlamasının aynı zamanda bir su kullanım kararı olduğu gerçeğinden hareketle arz yönlü su yönetim politikalarının yansıra talep yönlü su yönetim politikalarının sağlayacağı su tasarrufu da göz önüne alınmalıdır. Suyun sorunlu konularından birisi de insan sağlığına verdiği zarardır. Sağlıksız su, başta çocuklar olmak üzere her yaşta insan için tehdit unsurudur. Su, ekonomik ve sosyal değeri olan sınırlı ve stratejik doğal bir kaynaktır. Küresel iklim değişikliği ve su kaynaklarındaki azalma, suyun, petrol gibi uluslararası ilişkilerin belirleyicisi olmasına yol açmış, hatta su savaşlarına dair kurgular daha sık yapılmaya başlamıştır. Su, savaşların ve hâkimiyet mücadelesinin değil, halklar arasında yardımlaşmanın ve barışın aracı olmalıdır. Nehir havzaları idari ve politik sınırlara göre değil, doğal sınırlarına göre yönetilmelidir. Bütünleşik (entegre) havza yönetimi, su kaynaklarının çevresel, sosyal, ekonomik boyutları düşünülerek oluşturulmalıdır. Ancak, sınıraşan sularla ilgili 73

gerekli uluslararası hukuk altyapısı oluşmadığından bütünleşik havza yönetiminin uygulanması sınıraşan sular için uluslararası bir gücün öz kaynaklarımızda söz hakkı elde etmesine davet çıkarır. Sınıraşan sularda kritik öneme sahip bütünleşik havza yönetimi, AB üye ülkelerine zorunlu kılınmış, AB üyesi olmayan ülkelere teşvik edilmiştir. Bu sebeple kamunun oluşturacağı bütünleşik havza yönetimi sadece ülke sınırları içerisinde uygulanmalıdır. Türkiye, sınır aşan ve sınır oluşturan akarsuları (Fırat, Dicle, Çoruh, Aras, Asi, Meriç) nedeniyle, bölgesel dengelerin odak noktasında bulunmaktadır. Bu suların geleceği bölgesel dengeler üzerinden şekillenecektir. Yaz aylarında özellikle büyük kentlerde yaşanan su sıkıntısının ana nedeni, su yönetiminin, merkezi kamu kuruluşu olan DSİ den alınıp, yerel yönetimlere bırakılmasıdır. Yerel yönetimler uzun vadeli projeler geliştirmek yerine, daha çok oy kaygısıyla, kısa vadeli projelere yönelmektedir. Bu sorunun ortadan kaldırılmasının yolu, su yönetiminin yeniden kamunun yönetimine bırakılmasından geçmektedir. Suyun kültürel boyutu, nedense çoğu kez gözden kaçırılmaktadır. Suyun kültür yapılarının tarihe gömülmesinin önüne geçilmelidir. 4. Dünya Su Forumu nun Meksika da yapılması bir tesadüf değilse, 5. Dünya Su Forumu nun da İstanbul da yapılmasını bir tesadüf olarak görmemek gerekir. Başta Latin Amerika ülkeleri olmak üzere, tüm yoksul ülkelerin, suyun özelleştirme sürecinde model ülkeler olarak görüldüğü açıktır. Meksika ve İstanbul toplantılarını bu kapsamda değerlendirmek, Su Forumu nun hazırlık sürecinde özellikle sudaki özelleştirme girişimlerine dikkat çekmek gerekmektedir. TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi nde İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp in açılışta yaptığı konuşma Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları, TMMOB 2. Su Politikaları Kongresine hoş geldiniz. Birliğimiz ve bağlı Odalar, ülkemizin, insanlığın önemli sorunları üzerine eğilmeye, bu sorunları bilimsel esaslar çerçevesinde gündeme taşımaya ve çözüm doğrultusunda üretilen açılımları kamuoyuyla paylaşmaya devam ediyor. Odamızın, kamusal sorumluluğunu ve toplumsal yükümlülüğünü yerine getirmeye çalışırken, önemli ve büyük bir potansiyeli harekete geçirmiş olmasını bir övünç kaynağı olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim. Bilim çevrelerinin, üniversitelerin hemen her bilimsel etkinliğimizin itici gücü olmasını, büyük bir şans olarak görüyoruz. Bu vesileyle sadece odamız değil, ülkemiz ve toplumumuz adına da değerli bilim insanlarını şükranlarımı sunuyorum. Su politikaları kongresi özelinde de; Prof. Dr. İbrahim Gürer e, Prof. Dr. Nilgün Harmancıoğlu na, Prof. Dr. Bihrat Önöz e ve Prof. Dr. Hızır Önsoy a teşekkürlerimi sunuyorum. Aynı zamanda Yürütme ve Düzenleme kurulumuzun değerli üyelerine de katkıları nedeniyle teşekkür ediyorum. Ayrıca Kongre gibi kapsamlı ve yorucu bir organizasyonu başarıyla gerçekleştiren Oda çalışanlarımız da teşekkürü hak ediyor. Emeği geçen herkesin eline, bilgisine, bilincine sağlık. Değerli Katılımcılar, Geçtiğimiz kısa dönemde kaybettiğimiz iki büyüğümüzden Odamız Başkanlarından ve ilk Onursal Yetkin Mühendislerden değerli Rüştü Özal ın isminin kongremizin birinci oturumuna, Yetkin İnşaat Mühendisliği Sınav Kurulu üyesi değerli İstemi Ünsal ın isminin ise kongremizin ikinci oturumuna verilmiş olması nedeniyle ilgili kurula Odamız adına ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Her iki değerli büyüğümüzü saygıyla anıyor, onlarla aynı havayı solumuş olmaktan büyük mutluluk duyduğumu belirtmek istiyorum. Özelleştirmeci iktidarlara, ulusal değerleri haraç-mezat satanlara, ülke sanayisinin devlerinden sonra sularımızı özelleştirme programının içine alanlara birisinin çıkıp, son 74

ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, paranın hiçbir işe yaramayacağını anlatması gerekiyor. Eğer bunu bugün bizler anlatamazsak, gerçeklerin açığa çıkması tarihin akışına kalacaktır ki, bu ise, ne yazık ki artık çok geç kalındığının habercisi olacaktır. İş işten geçmeden, geriye dönülmez bir yola girmeden, doğanın ve hayatın bir parçası olan suyun özelleştirilmesi aymazlığını durdurmalıyız. Hayatın özelleştirilmesine, hayat damarının bir meta gibi alınıp satılmasına müsaade etmemeliyiz. Ancak ne yazık ki; uluslararası sermaye grupları, sınır tanımayan sermaye hareketleri suyumuzu tahakküm altına almak istiyor. Türkiye de bu programın sadece bir parçası uygulanıyor. Pek çok özelleştirme programında olduğu gibi Türkiye ye bir laboratuar ülke muamelesi yapılıyor. Bir önceki Dünya Su Forumu nun Meksika da, beşincisinin ise Türkiye de düzenlenmesinin sadece bir tesadüften ibaret olduğunu düşünmek, büyük sermaye gruplarının laboratuar ülke uygulamasının ne anlama geldiğini ve önümüzdeki yıllara su savaşlarının damgasını vuracağını görmezden gelmektir. Üç gün sürecek Kongremizde su konusunda, su politikalarıyla ilgili olarak pek çok konu ele alınacak, suyun işlevsel kullanımından özelleştirilmesine, iklim değişikliklerinden su kaynaklarına, suyun hukuki boyutundan sınır aşan sulara kadar ihtiyaç duyulan konular bilimsel esaslar doğrultusunda konunun uzmanları tarafından irdelenecektir. Kongremize sunulan bildirilere, çağrılı konuşmacıların uzmanlık alanlarına, panel konularına bakıldığında su ve ilintili konularda alternatif bir politik açılımın tartışılacağı görülecektir. Kamu yararına doğru politik bir bakış açısının ancak böylesine donanımlı bir zeminde ete kemiğe bürüneceği açıktır. Yalnızca eleştiren değil aynı zamanda üreten, alternatif önerileri oluşturan bir yaklaşım kongremizin belirleyicisi olacaktır. Kongremizin ilk duyurusunda da ifade edildiği gibi; TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi, tüm bu konuların ulusal ve uluslararası, yasal, sosyo-ekonomik, teknik, hidropolitik ve iklimsel açılardan ele alınarak çeşitli yönleri ile tartışılacağı bir platform yaratılması ve söz konusu Kongre den elde edilecek görüşün 2009 Dünya Su Forumu na yansıtılması amacına yönelik olarak düzenlenmektedir. Bunun anlamı açıktır: 2009 yılında Dünya Su Formu nun İstanbul da düzenlenecek olması, Kongremizin önemini ve bu konuda bizlere düşecek sorumluluğu artırmaktadır. Çalışmaların daha titiz olması, daha donanımlı hale bürünmesi ve dönüşümü sağlayıcı özellikler taşıması kaçınılmazdır. Tüm katılımcıların bunun bilincinde olduğu görmek, Oda başkanı olarak değil, bu ülkede yaşayan ve suyun hak olduğunu savunan bir birey olarak, geleceğe daha umutlu bakmama yol açmaktadır. Su doğanın ve insanın yaşamını sürdürmesi için vazgeçilmez kaynaklardan birisidir. Yerine başka bir şeyin konması, üretilmesi mümkün değildir. Tamamen doğanın iç dengeleriyle açığa çıkmakta ve kendisini üreten dengenin korunmasını sağlamaktadır. Su yaşamın kendisidir; insan ve doğa için vazgeçilmezdir ancak bu önem, azalmaya yüz tutana, tükenme noktasına gelene, azaldığı oranda da alınır satılır bir meta haline getirilene kadar hak ettiği ilgiyi görememiştir. Suyun neden tükenme noktasına geldiği sorusuna verilebilecek ilk cevap ebetteki nüfus artışıdır. Dünya nüfusu, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçerken üç kat artmasına karşın, su kullanımın altı kat arttığı bilinmektedir. Su politikalarının olmaması, yanlış su politikaları, suyun yenilenebilir, bu açıdan da sürdürülebilir bir kaynak olduğunu görememe nüfus artışıyla birleşince bugün gelinen nokta kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Türkiye özelinde durum daha da kötüdür. Bilimsel esaslardan oldukça uzak siyasi iktidarların basiretsizliği, doğanın tahribatı ve kamusal değerlerin hor kullanılması, sorunu ülkemizin geleceğini tehdit eder bir noktaya kadar taşımıştır. Öncelikle bir yanılgıyı ortadan kaldırmak gerekmektedir. Türkiye iddia edildiği gibi su açısından zengin bir ülke değildir. Bu durum ise su konusunda daha bir hassas olmayı, su kaynaklarını daha bir özenle kullanmayı gerektirmekte iken, yönetim erkinin bu 75

konuda tam bir akıl tutulması içinde bulunduğu açıktır. Türkiye deki su kullanımına ilişkin verilere bakıldığında diğer ülkelerle aramızda kapanması zor bir uçurum olduğu görülecektir. İnsanın sağlıklı yaşam sürdürebilmesi için kişi başına düşen su tüketim miktarının asgari günde 150 litre olması gerektiği kabul edilmektedir. Sanayileşmiş, ekonomik gelişmesini tamamlamış ülkelerde kişi başına ortalama günde 266 litre su tüketilirken, örneğin Afrika ortalaması 67 litre, Asya ortalaması 143, Arap ülkeleri ortalaması 158, Latin Amerika ortalaması ise 184 litredir. Türkiye de kişi başına günde 111 litre su tüketildiği akla getirilse, durumun ne kadar vahim olduğu görülecektir. Birleşmiş Milletlerin hazırladığı rapora göre; 1,1 milyar insan temiz sudan mahrumdur. 2,6 milyar insan arıtma tesislerinden geçirilmemiş su kullanmaktadır. Her yıl 6 milyona yakın insan dizanteri, kolera, ishal gibi temiz suya ulaşamamaktan kaynaklanan hastalıklardan yaşamını yitirmektedir. Temiz içme suyundan yoksun olduğu için her 30 saniyede bir çocuk ölmektedir. Özellikle endüstriyel atıklar, iklimsel değişiklikler ve yatırım yapılmaması nedeniyle temiz su kaynaklarının azaldığı bilinmektedir. Fazla uzağa gidilmesine gerek yok. Ülkemizin Ankara, İstanbul gibi metropol kentlerinde son yıllarda yaşanan su sorunu bunun sıcak ve somut örneğini oluşturmaktadır. Yine aynı rapora göre; 2025 yılında dünya nüfusunun tahminen üçte ikisi temiz ve içilebilir sudan mahrum kalacaktır. Bu karamsar ve kötü tablonun ortadan kalkmasının yolu, devletlerin su yatırımlarına ağırlık vermesi, içme ve kullanma suyunu çoğaltması, sağlıklı koşullarda taşınmasını sağlamasından geçmekte iken kamu yönetimleri IMF ve Dünya Bankası nın kıskacı altında bu iradeyi gösterememekte, kamusal alan her geçen gün biraz daha daraltılmaktadır. Bu durum dikkatimizi ister istemez su konusunu bekleyen büyük tehlikeye çekmektedir. Kamusal bir değer olması gereken su ne yazık ki özelleştirme kıskacı altındadır. Özellikle Latin Amerika da pek çok özelleştirme uygulaması hayata geçirilmiştir. Bu açıdan Meksika da Su Forumu nun düzenlemesi ve şimdi de sıranın Türkiye ye gelmesi oldukça anlamlıdır. Halen su kaynakları birçok ülkede devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmakta, içme-kullanma, tarımsal sulama, endüstri suyu veya enerji üretimi amacıyla tüm kullanıcıların hizmetine sunulması devletin önemli görevleri arasında yer almakta ve bu hizmetler kamu hizmeti olarak adlandırılmaktadır. Su hizmetlerinin Asya ülkelerinde % 99 u, Afrika da 97 si, Doğu ve Orta Avrupa ile Güney Amerika da % 96 sı, Kuzey Amerika da % 95 i batı Avrupa ülkelerinde % 80 i kamu kurumları tarafından verilmektedir. Ancak, özellikle az gelişmiş, yoksul ülkelerde kamu hizmeti verilen alanların daraltılması, kamu hizmetlerinin paralı hale getirilmesi süreci son yıllarda ivme kazanmış, özelleştirme girişimleri suyu da içine alacak şekilde genişletilmiştir. Son 20 yıllık süreçte gelişen ve suyu metalaştıran küresel politikalar sonunda dünya nüfusunun yaklaşık % 5 inin kullandığı suyun yönetimi ulus ötesi şirketlere geçmiştir. Bilinmelidir ki, su gibi toplumsal bir değerin, hayatın en vazgeçilmez unsurunun küresel su şirketlerinin kâr hesaplarının insafına terk edilmesi kabul edilemez. Tüm insanlığın yaşamsal gereksinmesi olan böyle bir varlığın, gelişmiş ülkelerin aralarındaki egemenlik ve hegemonya savaşının emrine terk edilmesine sessiz kalınamaz. Değerli Katılımcılar, Konunun uzmanları üç gün boyunca su konusunu bütün ayrıntıları ile ele alacak. Tartışmasız son derece yararlı açılımlar ortaya konacaktır. Bu nedenle konuşmamı burada bitirmek ve sizleri konunun uzmanı katılımcıların değerli görüşleriyle baş başa bırakmak istiyorum. Kongremizin su politikalarının oluşturulması ve geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Su kaynaklarının toplumsal bir değer olarak kabul edildiği ve kamusal bir hizmet olarak görüldüğü, ülkeler arasında savaşlara değil dostluklara vesile olduğu, kalkınma ve gelişme planlarına uygun, ulusal ve toplumsal karakterli bir su yönetimi anlayışının benimsendiği ve uygulandığı, bu çerçevede bir su yasasının çıkarıldığı bir Türkiye özlemiyle saygılarımı sunuyorum. 76