DIRK WITTENBORN Dirk Wittenborn 1952 y l nda, New Haven, Connecticut ta do du. Gençlik y llar n, kurgusal bir kasaba olan Vlyvalle a hiç benzemeyen bir yerde geçirdi. Yap mc l n üstlendi i Born Again adl belgesel filmiyle Emmy Ödülü ne aday gösterilen Wittenborn, onun üzerinde dünya diline çevrilmifl roman n n yan s ra Irak tan dönen bir Amerikan askerini anlatan The Lucky Ones filminin ortak yap mc l n ve senaristli ini üstlendi. Farmakon adl kitab daha önce Ayr nt Yay nlar taraf ndan yay mlanan yazar, New York ta kar s ve k z yla birlikte yaflamaktad r.
Ayr nt : 556 Edebiyat Dizisi: 165 Vahfli nsanlar Dirk Wittenborn Kitab n Özgün Ad Fierce People ngilizce den Çeviren Mesut Kondu Yay ma Haz rlayan Selma Alt ntafl Düzelti Mehmet Celep Dirk Wittenborn, 2008 Bu kitab n Türkçe yay m haklar Ayr nt Yay nlar na aittir. Kapak Tasar m Arslan Kahraman Kapak Düzeni Gökçe Alper Dizgi Esin Tapan Bask ve Cilt Mart Matbaac l k Sanatlar (0 212) 321 23 00 (Pbx) Merkez Mah. Burcu Sok. 6/1 Kâ thane- stanbul Birinci Bas m 2010 Bask Adedi 2000 ISBN 978-975-539-569-2 Sertifika No.: 16061 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Eminönü - stanbul Tel: (0212) 512 15 00-01 - 05 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr
Dirk Wittenborn Vahfli nsanlar
EDEB YAT D Z S GÜLÜNES AfiKLAR/Milan Kundera Ë KALEC N N PENALTI ANINDAK END fies /Peter Handke Ë YÜZBAfiI VE KADINLAR TABURU/Mario Vargas Llosa Ë B Z/Yevgeni Zamyatin Ë KES K B R BAfi/Iris Murdoch Ë YEN TANRILAR/Alberto Vasquez-Figueroa Ë NFAZA ÇA RI/Vladimir Nabokov Ë EVET AMA, B R LOKOMOT F BUNU YAPAB L R M BAKALIM?/Woody Allen Ë ÇALI HOROZU/Michel Tournier Ë BANYO/Jean-Philippe Toussaint Ë BALKON/Jean Genet Ë GÜNEfi MPARATORLU U/J.G. Ballard Ë BEYAZ ZENC LER/Ingvar Ambjörnsen Ë S YAH MADONNA/Doris Lessing Ë KAPANDA ÜÇ KAPLAN/G. Cabrera Infante Ë ZAMANIN KIYISINDAK KADIN/Marge Piercy Ë ANARfi N N KISA YAZI/Hans Magnus Enzensberger Ë FOTO RAF MAK NES /Jean-Philippe Toussaint Ë GÜLÜN GÜNLÜ- Ü/Ursula K. LeGuin Ë HOTEL DU LAC/Anita Brookner Ë AZ ZLER ve ÂL MLER/Terry Eagleton Ë VE- DA YEME /Michel Tournier Ë ORLANDO/Virginia Woolf Ë UTANÇ B TT /Anja Meulenbelt Ë YAKIN GELECE N M TOSLARI/J. G. Ballard Ë KARANLI IN SOL EL /Ursula K. LeGuin Ë A /Iris Murdoch Ë WATT/Samuel Beckett Ë EKOTOPYA/Ernest Callenbach Ë GECEY ANLAT BANA/Djuna Barnes Ë N- SAN POSTUNA BÜRÜNMÜfi KÖPEK/Ingvar Ambjörnsen Ë CUMA/Michel Tournier Ë AFROD T N BAfiKALDIRISI/Lawrence Durrell Ë GÜNDEL K MUTLULU A ALIfiMA/Anja Meulenbelt Ë MUR- PHY/Samuel Beckett Ë MASAL MASAL Ç NDE/Khimaira/John Barth Ë ZEN VE MOTOS KLET BAKIM SANATI/Robert M. Pirsig Ë PARFÜMÜN DANSI/Tom Robbins Ë SINIRSIZ RÜYALAR D YARI/J. G. Ballard Ë FRANSIZ TE MEN N KADINI/John Fowles Ë BEYAZ OTEL/D.M. Thomas Ë MYRA/Gore Vidal Ë DALGALAR/Virginia Woolf Ë ATLANT K ÖTES /Witold Gombrowicz Ë HAYRANLIK/Anja Meulenbelt Ë FERDYDURKE/Witold Gombrowicz Ë MELEKLER ZAMANI/Iris Murdoch Ë PAULINA 1880/Pierre Jean Jouve Ë EfiEKARISI FABR KASI/Iain Banks Ë ROCK LANET /Iain Banks Ë KAYIP ZA- MAN/Anja Meulenbelt Ë SEN Ç ME GÖMDÜM/Andrew Jolly Ë BAfiTAN ÇIKARICININ GÜNLÜ- Ü/Søren Kierkegaard Ë KONFIDENZ/Ariel Dorfman Ë ALTIN DAMLA/Michel Tournier Ë B R GAR P VAKA: MATMAZEL P./Brian O Doherty Ë NIETZSCHE A LADI INDA/Irvin D. Yalom Ë KIZILA- AÇLAR KRALI/Michel Tournier Ë A LEDE B R ÖLÜM/James Agee Ë KUTSAL BÖLGE/Carlos Fuentes Ë KALPS Z AMANDA/Jurek Becker Ë 62-MAKET SET /Julio Cortázar Ë ÇARPIfiMA/J.G. Ballard Ë ÜÇ- LEME-Molloy-Malone Ölüyor-Adland r lamayan/samuel Beckett Ë DUR B R MOLA VER/Tom Robbins Ë HIRSIZIN GÜNLÜ Ü/Jean Genet Ë KÜÇÜK DE fi MLER/Marge Piercy Ë LILA/Robert M. Pirsig Ë ERG NL K YAfiI/Michel Leiris Ë AfiKSIZ L fik LER/Samuel Beckett Ë ES RGEYEN GÖKYÜZÜ/Paul Bowles Ë YALANCI JAKOB/Jurek Becker Ë D VAN/Irvin D. Yalom Ë PORNOGRAF /Witold Gombrowicz Ë MERCIER LE CAMIER/Samuel Beckett Ë B R ERKE E NASIL TECAVÜZ ED L R?/Märta Tikkanen Ë BENDEN Z VE MARCO POLO/Paul Griffiths Ë DO MAMIfi KR STOF/Carlos Fuentes Ë RÜYA SA- K NLER /Iris Murdoch Ë H Ç Ç N MET NLER ve Uzun Öyküler/Samuel Beckett Ë DUYGU YOLCU- LU U/Laurence Sterne Ë BETTY BLUE/Philippe Djian Ë A AÇKAKAN/Tom Robbins Ë ANARfi ST/Tristan Hawkins Ë BAKAKA /Witold Gombrowicz Ë PORTNOY UN FERYADI/Philip Roth Ë 10 1/2 BÖLÜM- DE DÜNYA TAR H /Julian Barnes Ë SUN TENEFFÜS/Ricardo Piglia Ë MANfi ÖTES /Julian Barnes Ë ADA/Aldous Huxley Ë GÜLÜN MUC ZES /Jean Genet Ë MÖSYÖ/Jean-Philippe Toussaint Ë Ç ÇEKLE- R N MERYEM ANASI/Jean Genet Ë BAfiUCU O LANI/Alison Fell Ë YARATIK/John Fowles Ë SEN SEVM YORUM/Julian Barnes Ë ZENC LER/Jean Genet Ë TÜNEL/Ernesto Sábato Ë KARA PRENS/Iris Murdoch Ë KARNINDAN KONUfiANIN ÖYKÜSÜ/Pauline Melville Ë TANRI NIN A ZINDAN EV- REN N H KÂYES /Franco Ferrucci Ë HAYATIN VE AfiKIN YASALARI/Connie Palmen Ë KAHRAMAN- LAR VE MEZARLAR/Ernesto Sabato Ë KAYNAK VE ÇALI/Michel Tournier Ë CENNETE B R KOfiU/J.G. Ballard Ë D fi ADAM/Joanna Russ Ë FLAUBERT N PAPA ANI/Julian Barnes Ë ALDATMA/Philip Roth Ë KOKA N GECELER /J.G. Ballard Ë ACABA NASIL?/Samuel Beckett Ë MANTISSA/John Fowles Ë KOLEKS YONCU/John Fowles Ë BENJAMIN: DAR GEÇ TTEK AYDIN/Jay Parini Ë METEOR- LAR/Michel Tournier Ë ARKADAfiLIK/Connie Palmen Ë AfiK VESA RE/Julian Barnes Ë S R US TAN GELEN KURBA A/Tom Robbins Ë BAYAN GULLIVER CÜCELER ÜLKES NDE/Alison Fell Ë GELE- CEKTEN ANILAR/William Morris Ë BEN MLE TANIfiMADAN ÖNCE/Julian Barnes Ë NG LTERE NG LTERE YE KARfiI/Julian Barnes Ë Y fi/david Lodge Ë Y T K RUHLAR IRMA I/Connie Palmen Ë TERAP /David Lodge Ë ÖLÜRKEN/Jim Crace Ë GÜZELL K HIRSIZLARI/Pascal Bruckner Ë SÜPER
KENT/J.G. Ballard Ë SISKA BACAKLAR/Tom Robbins Ë BETON ADA/J.G. Ballard Ë LK AfiK, SON TÖRENLER/Ian McEwan Ë GILLES LE JEANNE/Michel Tournier Ë B R KOMÜN STLE EVLEND M/Philip Roth Ë KIZILDER L N N fiarkisi/james Welc Ë S NEMA MÜDAV M /Walker Percy Ë KARANLIKLARIN EFEND S /Ernesto Sabato Ë METROLAND/Julian Barnes Ë B Z NEDEN TERK ETT N SAYIN BAfiKAN?/François Vigouroux Ë DÜfiÜNCE BALONLARI/David Lodge Ë M LENYUM NSANLARI/J.G. Ballard Ë MÜNECC M KRALLAR/M. Tournier Ë BEYAZDAK KARA/Maggie Gee Ë KAYBOLUfi/G. Perec Ë HINÇ AYLARI/P. Bruckner Ë L MON MASASI/J. Barnes Ë BÜYÜCÜ/J. Fowles Ë GÜNDO UMUNA YOLCULUK/J. Barnes Ë OKLUK RP /J. Barnes Ë FISKADORO/D. Johnson Ë HAYALETLER N GÖÇÜ/P. Melville Ë ÖLEN HAYVAN/P. Roth Ë SICAK ÜLKELERDEN DÖNEN VAHfi SAKATLAR/Tom Robbins Ë PASTORAL AMER KA/P. Roth Ë ABANOZ KULE/J. Fowles Ë ARTHUR VE GEORGE/J. Barnes Ë VAHfiET SERG S /J. G. Ballard Ë V LLA MEÇHUL/Tom Robbins Ë ASKER GRAMOFONU NASIL TAM R EDER?/Sas a Stanis ić Ë FAR- MAKON/D. Wittenborn Ë NE KADAR LER G DEB L RS N?/David Lodge Ë GER YE UÇAN YABAN ÖRDEKLER /Tom Robbins Ë B R SAHTEKÂR OLARAK HAYATIM/ P. Carey Ë NTERNETTE BALIK AVLAMAK/Nasreen Akhtar Ë LANCELOT/ Walker Percy Ë ÖLÜ B R D LDE AfiK/ Lee Siegel
Kirsten e; hayatta bafl ma gelen en güzel fley oldu u için...
Bir Aman Tanr m! New York ta yaflarken, bir cumartesi sabah saat 06.30 da annemin a z ndan bu iki sözcü ü duymak flu iki anlama gelebilirdi: Ya mini f r nda yine bir fley yan yordu ya da annemin yata nda yeni bir erkek arkadafl vard. Aman Tanr m! Eveeet! Art k bunun f r nla ilgili bir fley olmad - n anlam flt m. Lafayette le Bowery aras ndaki Great Jones Soka nda, itfaiye binas n n tam çapraz nda oturuyorduk. 1978 Haziran yd. O zamanlar yaflad m z blok, bizden on sene sonra çok ra bet gören bir yer olacakt. Ben on befl yafl ndayd m. Annemse otuz üçündeydi. Sizi 9
hesap yapmaktan kurtaray m. Elizabeth Anne Earl, nam di er annem, Wellesley e giremeyip hem kendini hem ailesini cümle âlemin önünde küçük düflürerek bafllad State College daki ilk dönemin ikinci haftas nda hamile kalm flt. Bana kazara hamile kald n söylemekten keyif al rd. Üzülmeyin! Annem her seferinde bana sar l r, bir iki kadeh beyaz flarap da içtiyse, yana ma bir öpücük kondurup, Bafl ma gelen en güzel kaza! diye eklerdi. On iki yafl na geldi imde art k bu dolmalar yutmaz olmufltum. Annemin babas, bize Noel de, annemin istedi i Katmandu seyahati yerine, on iki seansl k aile terapisini o y l hediye etmiflti. Büyükbabam ünlü say labilecek bir psikologdu. Bu konuya sonra dönece- iz; ama asl nda ben, annemin bana isteyerek hamile kald na o zaman da inan yordum. Annemin beni istedi inden neden bu kadar emindim acaba? Bana ihtiyac vard. Bir fleylerden kaçmak istiyor ve bunu tek bafl na yapmaktan çok korkuyordu. Ne var ki onun baflkald r s na dair boyumu aflan bu tür öngörüler, benim isyan m hiç kolaylaflt rmam flt. Annemin yatak odas benimkiyle yan yanayd. Oturma odas, mutfak ve onun yatak odas yla beraber üç bölümden oluflan, yüksek tavanl bir evde, ikinci el bir çekyat n üzerinde uyurdu. Bizi birbirimizden, yal t ms z bir duvar ay r yordu. Çekyat üç kere daha g c rdad ve ard ndan annem her an k r lmaya haz r bir tahta parças ndan ç kabilecek gevrek bir sesle inledi. Annem ile yan ndaki adam n sessiz olmaya çal flt n anlayabiliyordum. Yeniden uyumak için çabalad m ama gözlerimi kapat nca, duydu um fleylerin gözümde canlanmas daha da kolaylaflt. Daha birkaç haftal kken beni kuca na al p çektirdi i, siyah beyaz foto rafa bakt m. Hippiler gibi giyinmeye çal flm flt ama daha çok Ellis Adas ndan gelen göçmenlere benziyordu. Gö üsleri resmin neredeyse yar s n kapl yordu. Beni emzirdi i için daha da büyümüfl olmal yd. 10
Foto raf n çekildi i gün, büyükannemle büyükbabam arabayla flehre gelip anneme tekrar banliyöye tafl nmas için yalvarm fllar. kimiz için garajlar n n üstündeki daireyi düzenlediklerini ve benim içinde yaflad m flartlar hak etmedi imi söylemifller. Ayr ca, e er kendisi de isterse annem okuluna geri dönebilirmifl... Bu konuyu düflünmesi için ona bin dolarl k bir çek b rakm fllar. Annem bu olay sanki bir Viking destan ym fl gibi anlat r ama hikâyeyi hep flöyle bitirir: Çeki kabul edip etmeme konusunu, iyice emin olmak için uzun uzun düflündüm ve sonra o keyif düflmanlar n aray p flöyle dedim: Sizi hayal k r kl na u ratt m için üzgünüm ama ben kendi düzenimi New York ta kuraca m! E er New York ta gerçekten bir düzen kurabilmifl olsayd, eve gelen her adama bu hikâyeyi anlatt n duymak umurumda olmazd. Ayr ca, söyledi i fleyi baflarm fl olsayd, o adamlara bundan bahsetmesi gerekmezdi zaten. Village Vanguard da bir gece Phil Ochs un arkas nda geri vokal yapan annem, düzenini folk flark c s, sandalet imalatç s ve ressam olarak kurmay denedi. Ressaml k hevesi, oldukça ünlü, soyut d flavurumcu bir ressamla ayn eve tafl nd m z ve bir gün yafl tuallerden birinin üstüne bast m için, adam n üzerime yanan sigaras n f rlatmas nedeniyle evden ayr lmam zla son buldu. E er dikkatle bakarsan z, adam n Modern Sanat Müzesi nin ikinci kat nda as l, üç parçal bir tablosunun üzerinde benim ayak izlerimi görebilirsiniz. Sonra, annem flans n emlakç l kta denedi ve bunun ard ndan, k sa bir süreli ine flapka imalatç l girifliminde bulundu; gerçek iflini bulmadan önce. Son iki y ld r annem hayat n masöz olarak kazanmaya çal fl yordu. Siyah, katlan r, tekerlekli masaj masas n flehirde oradan oraya sürüklerken yan nda yürümekten utan yordum. Müflterileri flifal elleri oldu unu söylüyordu; ama kim bilebilir? Annem bu iflte uzmanlafl nca, bana ayak masaj yapmas n istemez olmufltum. Terapistimiz bu konuda ona, ergen bir erke in kendine s n rlar çizmesinin sa l kl oldu unu söylemiflti. Ah evet, iflte flimdi de odas ndaki adama... Sifon ilk çekildi inde, banyoda annemin oldu unu biliyordum. Hiç ayak sesi duymam flt m. Ahflap parkelerden hangisinin g c rdad n bilmesine ra men, üzerinde sadece iç çamafl rlar varsa ayakuçlar n- 11
da yürürdü. Ç plak m yd yoksa? Annemi o halde düflünmek sinirlerimi bozuyordu. Bir pof sesiyle yatakta karn m n üzerine döndüm. Club International n bir say s, tek kiflilik yata m n somyas yla döfle i aras na saklad m yerden kay p düfltü. Dergi elli santim uza mda orta sayfas ndan rastgele aç l verdi. Derginin May s K z, pembeler içinde görkemli bir manzara sergileyerek sere serpe yat yor, sanki bana do ru uzan yordu. Sifon tekrar çekildi. Banyodaki, annemin erkek arkadafl yd bu kez. Adam yata a dönerken parkeler öylesine g c rdad ki adam n bir akordeonun üzerinde yürüdü ünü san rd n z. Adam galiba gitarc yd ya da flöyle söyleyeyim: Kap n n önünde bir gitar kutusu vard. Kutunun yan nda da bir çift k rm z, en iyisinden spor ayakkab s duruyordu. Ayakuçlar nda yürüyerek banyoya gitme s ras bendeydi. Anlad m kadar yla, annemin tek gecelik misafirlerinin yafl ortalamas düflmüfltü ve müzikal be enileri de döneme uygun bir e ilim gösteriyordu. Sifonu çekti im s rada, içeriden ngiliz aksanl bir ses duydum ve sessizce yata ma döndüm. Yanl fl bir izlenim vermek istemem. Annem her gece baflka biriyle beraber oluyor de ildi. Asl na bakarsan z, neredeyse iki ayd r kimseyle birlikte olmam flt. Bu onun için ya mursuz geçen, epey uzun bir mevsim say l rd. Profesyonel olarak, masaj yapt kimseyle de ç kmazd. O Scientologist * d fl nda. Onun bir hata oldu unu kendisi de kabul etmiflti. Günün ilk fl klar yla birlikte ngiliz bir herifin anneme, Bay Johnson ** için vazelinin var m, bebe im? diye sordu unu duymak hiç hofluma gitmiyordu. Ama yetmiflli y llar n sonunda, bir çat kat nda yaflayan benim yafl mdaki biri annesinin o ifli yapt n bilirdi. Özellikle evinizde bir baba yoksa! flte yine yap yorlard. Babam, kitap raf ndaki küçükler ligi kupam n yan nda duran, her fleyin ayn fiyata sat ld bir ma azadan al nma, çatlak izlenimi verilmifl bir foto raf çerçevesindeki çukur gözlü, k r k burunlu, sar fl n bir adamd. Burufluk, gofre kumafltan tak m n n içinde rahat de ilmifl * Scientology: ABD de L. Ron Hubbard taraf ndan kurulan ve ba ms z bir kilisesi de olan inanç sistemi. (y.h.n.) ** Orijinal metinde Mr. Johnson la erkeklik organ kastediliyor. (ç.n.) 12
gibi görünüyordu. Ad Fox Blanchard d. Asl na bakarsan z, ünlü bir antropolog say l rd. Otuz bir çekti im dergilerle birlikte döfle imin alt nda saklad m bir Natural History say s nda onun yazd bir makale yer al yordu. Babam, annemin birinci s n fta ald antropolojiye girifl dersinde konuk ö retim görevlisiymifl. Birkaç dersin ard ndan, ö rencilerine Yanomamolar; Vahfli nsanlar hakk nda bir konferans vermeye bafllad n hayal ederdim. Vahfli nsanlar, Venezuela ve Brezilya s n r boyunca, Amazonlar n ücra bir köflesinde yaflayan Güney Amerika yerlilerinden oluflan ve babam yanlar na gidene kadar, televizyonu olan beyaz bir adam hayatlar nda görmemifl, gerçekten tuhaf bir kabiledir. Antropologlar, babam n yaflad bu tecrübeye lk Temas ad n veriyor. Bu her ne kadar etkileyici bir fley olsa da Yanomamolar n ucu zehirli oklar kulland n ve her gün burunlar na halüsinojen uyuflturucular çekti ini hesaba kat nca, korkutucu bir durum. Yanomamolar el s k fl p merhabalaflmak yerine, birbirlerine sopalarla vurup, karfl lar ndaki flahs n bö rüne yumruk atar ve do ruca yan n za gelip size flunu söyleyebilir: F nd k ezmeni, kar n ya da palan bana vermezsen, baflparmaklar n kesip hama na s çar m! Yanomamolara Vahfli nsanlar deniyor; çünkü onlar esas olarak bu gezegendeki en kötü insanlar... O zamanlar benim de onlar hakk nda düflündü üm fley buydu. Her neyse!.. Annem hamile kald s rada, babam n da Güney Amerika ya dönmesi gerekiyormufl. liflkileri tek gecelik bir fley de ilmifl. Birkaç kere ç km fllar ve o sonbahar babam bir konferans turu yaparken de sürekli telefonlaflm fllar. Ben do duktan sonra babam bir kere ziyaretimize gelmifl; ama tabii, o zaman ben daha çok küçük oldu- um için bunu hat rlam yorum. Daha sonra annem bana, o ziyaretinde babamla, kar s ndan ayr lmas na dair bir konuflma yapt klar n ama kar s yla aras ndaki durumun biraz karmafl k oldu unu anlatm flt. Büyükbabam bir psikolog olarak bu meseleye daha hoflgörülü bir yorum getirmiflti: Ee, baban n çal flt alan bir hayli para gerektiriyor! Daha sonra büyükannem olay flu flekilde aç kl a kavuflturdu: Baban n kar s çok zengin, can m! 13
Küçükken, babam n Yanomamolar annemden ve benden daha çok sevdi ini düflünürdüm. Vahfli nsanlar hakk nda biraz okumaya bafllay nca bunun saçmal k oldu unu anlad m. Elbette, bizi daha çok sevmesi gerekti ini kastediyorum; özellikle Yanomamo kad nlar n n büyük bir ziyafetten sonra geriye kalan yemek art klar n vajinalar nda saklad klar ve bütün gün enebbe çekmekten hepsinin burnundan yeflil sümük akt düflünülürse... Abartt m düflünüyorsan z, araflt - r p bak n! Hay r, bana göre babam n yan m zda olmamas ne Yanomamolar n ne kendisinin suçuydu. Bütün mesele parayd. Babam hiç tan mam fl olmama ra men, Yanomamolar üzerine yazd makaleleri ve kabileyle ilgili, halk kütüphanesinde buldu- um bütün kitaplar okumufltum. Babam n bana sorabilece i her soruya haz rd m. Babam dedi im o yabanc y etkilemeye haz rd m. Uzun yalvarmalardan sonra, annemi Bay Fox Blanchard a zürriyetinin antropolojiye ne denli büyük bir ilgi duydu undan bahseden bir mektup yazmaya ikna etmifltim. Mektubun ard ndan, babam kendisinden beklenmeyecek bir flekilde bizi flafl rtarak telefon etti ve beni o temmuzla a ustosu kendisiyle birlikte Orinoco Nehri k y s ndaki Yanomamolarla geçirmek üzere davet etti. Ayr ca, o zengin kalta n da beni tan may çok istedi ini söyledi. Biletimi göndermeyi bile teklif etmiflti ama annem bilet meselesinin sorun olmad konusunda srarc davrand. kimiz de bunun palavradan ibaret oldu unu biliyorduk; çünkü o gün ö le yeme ine, biletimi karfl lay p karfl lamayacaklar n konuflmak üzere büyükannemle büyükbabam bize geliyordu. Yanomamolara gitme ifli olmasayd, o an yataktan kalkar ve odaya girip annemle o ngiliz in üzerine atlard m. Utanç içinde, o herifi ve Tanr n n belas Johnson n annemden çekip uzaklaflt r r ve annemin suçluluk gözyafllar ak tmas n sa lay p yerin dibine sokard m. Bir keresinde annemin ç plak ayakl taliplerinden birine, banyoyla çekyat aras ndaki yolda raptiyeli bir pusu kurmufltum. Neyse, bu ayr bir hikâye. As l sorun fluydu: O gün anneme gerçekten ihtiyac olan kifli bendim. Her ne kadar hayat n berbat etmifl olsam da bana karfl yine de harika bir anne olabilirdi. Ben küçükken, birlikte seyretti imiz 14
çizgi filmlere saatlerce gülerdi mesela. Yapmay n! Kaç çocuk, Space Ghost un Speed Racer alt edebilece ine dair bir tart flmadan annesinin keyif ald n söyleyebilir? Tabii, bu annemin kafas güzelken yaflad m z bir fleydi. O zamanlar uyuflturucu da seks kadar ola and. 78 de herkesin annesi uyuflturucu kullan yordu. Kokain hayat m za ne zaman girdi, hat rlam yorum. Bir, bir buçuk y l önce, McBurn Enstitüsü nden, yani Yukar Do u Yakas ndaki flu lüks hastaneden eve tomar tomar parayla gelmeye bafllad s ralarda belki. Hastanede anneme yapt her s rt masaj için üç yüz dolar veren kanser hastas bir para babas yat yordu. Anneme flifal elleri oldu unu söyleyen de oydu! Her neyse... Annem benim yan mda asla kokain kullanmad. Banyodan dönüfllerinde burnunu çekti ini fark etmemifl gibi yap yordum ama her fley apaç k ortadayd. Son fiükran Günü nde, burnundan mercimek büyüklü ünde beyaz bir tafl, önündeki patates püresi sosuna düflmüfltü. San r m bunu benim d fl mda hiç kimse görmedi. Kokain sürekli bir sorun halinde de ildi. Asl nda, dürüst olmak gerekirse, kokainin annem üzerinde düpedüz olumlu bir etkisi oluyordu bazen. Okuldan eve geldi imde, onu kurabiye piflirirken, paskalya yumurtas boyarken ya da kurumufl güller ve silikon tabancas yla Noel çelengi yaparken buluveriyordum. Family Circle okuyan, flu proje insan anneler neler yap yorsa onu yapard. Tamam, bazen büsbütün tuhaflaflt da olmuyor de ildi. Örne in, temmuzun ortas nda Noel havas na girmesi tuhaft ; ama önemli olan bir fleyler için çabalamas yd. Tabii, veli toplant s nda burnu akarken de kesinlikle bir harikayd. Odun kafal jimnastik ö retmenim Bay Kraus la k rk befl dakikadan daha fazla bir süre, Mr. Staten Island Güzellik Yar flmas nda kazand ikincilik hakk nda konuflmam fl olsayd, eminim o kasl kortizon ba ml s beni beden e itimi dersinden s n fta b rakmazd. Aman Tanr m! Annemin mini f r n yanmaya bafllam flt yine. Çekyat duvara çarparken, Sik beni! diye inliyordu. Yanomamolar hakk nda düflünüp dikkatimi baflka bir fleye vermek istedim. Yan taraf- 15
ta yaflanan flehvet adl fleyi, hiç tan mad m babam n Natural History ye hiç görmedi im insanlar hakk nda yazd makaleyi yeniden okuyarak kafamdan atmaya çal flt m. Ama babam n çekti i, on dört yafl ndaki, füze memeli, vücudundaki dövmeler ve yanaklar n delip geçen m zraplar d fl nda ç plak bir ya mur orman güzelini, t pk tafl devrinden f rlam fl bir punk ç gibi gösteren foto raf, St. Mark s n as lmak flöyle dursun, a z m aç p konuflmaya bile çekinece im, piercing li, okul kaça k zlar n akl ma getirerek beni tahrik etti. Yerden, tüysüz May s K z n kapt m ve k z n ç plakl ma dokunmas n n bana ne hissettirece ini hayal etmeye çal flt m; oysa, annemin bir k fl akflam, Bay Kraus la beni s n fta b rakmas hakk nda konufltu u veli toplant s için aceleyle haz rland an canlan vermiflti gözümde. Banyodan, mutfak masas n n üzerinde duran al flverifl torbas n n içindeki flampuan fliflesini ona götürmem için seslenmiflti. fiifleyi duflun içine uzat rken gözlerimi kapatm flt m. fiifleyi elimden al rken, perdeyle birlikte, perdeyi tutan çubuk, f rt na s ras nda indirilen bir yelken gibi birdenbire düflüverdi. Duflun suyu, oldu u gibi yüzüme püskürmeye bafllad. rkilip geri çekilirken annemin de aya kayd. K ç n n üzerine düflmemek için tuttu u muslu u çevirince, s cakl artan su poposunu hafllad. Bunun üzerine, c yaklayarak dufltan d flar f rlay p kendini kollar ma att. nan n bana, ç plak bir kad na ilk kez dokundu unuzda, onun anneniz olmas n istemezsiniz. Her fley çok h zl geliflmiflti. Gözlerimi kapal tutuyordum ve yemin ederim, gülmeye bafllamasayd ona bakmaya teflebbüs bile etmezdim. Bir anne gibi de il, bir genç k z gibi k k rd yordu. Nefle içinde iki büklüm olmufltu. Birbirini s k flt ran gö üslerinin aras nda tam Penthouse luk bir yar k ve kas k tüylerinin üzerinde bir parça sabun köpü ü vard. Bence de bu, gülünç bir durumdu; ama o an annemin ç plakl karfl s nda, olay n mizahi yan n göremeyecek kadar afallam flt m. Aletimi sertlefltiren annem mi, derginin orta sayfas ndaki görüntü mü yoksa koca memeli Yanomamo bakiresi mi emin de ildim; bu yüzden suçluluktan daha beter bir fley hissediyordum. Annem ve ngiliz k k rdamaya bafllad. Bana gülmediklerini biliyordum ama bunun bana hiçbir yarar olmuyordu. Kendimi büyük, 16