ÜNĠTE VIII KUR AN A AĠT DEĞERLER VE DAYANAKLARI. Hazırlık Çalışmaları



Benzer belgeler
İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ


Tövbe ve Af Dileme-4

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

Anlamı. Temel Bilgiler 1

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

UNICEF Kaynaklarından Çocuk Hakları Sözleşmesi nin Kısaltılarak Alınan ve Çocukların Diliyle İfade Edilen Özeti sizlerle paylaşıyoruz.

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Teravih Namazı. Namazı Bozan Durumlar. Namazın İnsana Kazandırdıkları. Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3

Cennâtin tecriy min tahtihe-l-enhâr

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Siz, Kimi Seviyorsunuz? Perşembe, 07 Ekim :38

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)


TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Arkadaşınız UNITE OGRENCI RAPORLARI VE YANIT KAĞITLARI. ICI P.K. 33 Bakırköy / İstanbul

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

İman. Çalışmanın ana fikri. İsa ya iman etmek, zihin, duygu ve iradeyle O na güvenmek, dayanmak demektir. Çizimler: Meghan Burns

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Kelime anlamı itibarıyla kudsi,mukaddes,bütün kusur ve noksanlıklardan uzak,pâk ve temiz olan anlamınadır.

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

YUHANNA'NIN BİRİNCİ MEKTUBU

[Kurban Duaları] (ondalık-sunu-sadaka üzerine)

1)Verilen bilgiler, Hz. Muhammed'in (SAV) özellikleri ile aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru olarak eşleştirilmiştir?

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Dua edelim: I.Korintliler 1:30, Efesliler 2:10

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı

KAYNAKÇA 1-Doğan CÜCELOĞLU,Yeniden İnsan İnsana,Sistem Yay.,İstanbul 2-Gary CHAPMAN,5 Sevgi Dili,Sistem Yay.,1996 İstanbul

İSTEK ÖZEL ATANUR OĞUZ ANAOKULU YAŞAYAN DEĞERLER EĞİTİMİ PROGRAMI

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

ORTAOKUL - İMAM HATİP ORTAOKULU. HZ. MUHAMMED'İN HAYATI DERSİ (5-8. Sınıflar) ÖĞRETİM PROGRAMI

PAMUKŞEKERLER SINIFI HAFTALIK BÜLTEN MAYIS

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

SAHİP OLDUKLARIMIZI KORUMANIN 4 RUHSAL ADIMI

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU


Havari YUHANNA'NIN. 1.Mektubu

Anne, çocuğunu yalnızca bedensel değil, ruhsal yönden yetiştirmekle de yükümlüdür

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI?

1. Yalan nedir? 2. Yalan söylemenin bireye zararları nelerdir? 3. Yalan söylemenin toplumsal zararları nelerdir?

Tövbe ve Af Dileme-8

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

2015 YILI İKİNCİ DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- İRŞAT PROGRAMI

ALPER DURU ANAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ PROJESİ ARALIK AYI DEĞER KONUSU SEVGİ

Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar

5. SINIF DENEME SINAVLARI DAĞILIMI / TÜRKÇE

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAOKUL TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM; I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Yunus ve Büyük Balık

3. SINIF FEN BİLİMLERİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

Transkript:

ÜNĠTE VIII KUR AN A AĠT DEĞERLER VE DAYANAKLARI Hazırlık Çalışmaları 1. Bakara suresinin 186. ayetinin mealini bir mealden okuyunuz. 2. Allah ın bizi seviyor olması bizde nasıl bir duygu uyandırır? Düşününüz. 3. Tîn suresinin 4. ayetinin mealini okuyarak geliniz. 4. İlköğretimde Sevgili Peygamberimiz hakkında öğrendiklerimizi hatırlayalım. 5. Furkân suresinin 70. ayetinin mealini okuyarak geliniz. 6. Çevre sorunlarını doğuran nedenlerle ilgili bilgi toplayınız. 1. Allah, Bize Bizden de Yakındır (Bakara 2:186, Enfâl 8:24, Kâf 50:16. ayet) Yakınlıkta iki taraf vardır. Yakın olma hâli iki varlık arasında ortaya çıkar. Birbirine yakın iki insandan söz ettiğimizde kuşkusuz bu, onların, ömür boyu birlikte yaşamaları anlamında değildir. Bu yakınlıktan maksat, o iki insanın birbirleriyle olumlu iletişimleridir. Birbirine yakın iki insan birbirlerini sever, kollar ve destekler. Birbirlerinin sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşırlar. Birbirleriyle iyi geçinirler ve birbirlerinin gelişmesine katkı sağlarlar. Allah da bizlere yakın olduğunu Kur an da belirtmektedir. Allah şöyle buyurur: Kullarım sana beni sorduklarında bilin ki ben onlara çok yakınım... (Bakara 2:186);...Bilin ki Allah, insanla kalbi arasına girer... (Enfâl 8:24) ;...Ve biz insana şah damarından daha yakınız... (Kâf 50:16). Bu, Allah ın insanı yaratmayla başlayan bir yakınlıktır. Çünkü Allah, insanı yaratmış ve ona ruhundan üflemiştir. Bu bakımdan Allah la insan arasında kopmaz bir bağ oluşmuştur. İnsanı yaratan ve her fırsatta ona yakın olduğunu söyleyen Allah, yarattığı insanı sahipsiz bırakmaz. Onun büyüyüp yetişmesi için her türlü imkânları verir. Onu büyütür, yaşatır, eğitir, sever, ona merhamet eder ve onu ödüllendirir. Onun ne düşündüğünü ve ne yaptığını bilir. Bize yakın olmanın sonuçlarını bize yansıtır. Hatta o, insanları beslemek, büyütmek ve rızk verme konularında inançlı inançsız ayırımı bile yapmaz. Allah ın bize karşı bu yakın ilgisi karşısında biz de onun yakınlığına ibadetlerimizle, dualarımızla ve güzel eylemlerimizle karşılık vermeye çalışırız. Sıkıntılarımızı, dertlerimizi ve çaresizliklerimizi hep onunla paylaşırız. Dualarımız ve yakarışlarımız onadır. Bizi seven ve sevgisi her şeyi kuşatan Allah ı severiz. Yakınlığından korkmak yerine dinginliğe ve huzura erişiriz. Nitekim müminin kendini Allah a en yakın hissettiği anlardan biri secde anıdır. Bizler o anda onun sevgisi ve feyziyle dolarız. Kendi yakınlığının bir ifadesi olarak Yüce Tanrı... Nerede olursanız o sizinle beraberdir. (Hadid suresi, 4. ayet) buyurmak suretiyle, yarattığı varlıklardan uzak tanrı anlayışının İslâm da yerinin olmadığını belirtmiştir. Böyle yakın bir Allah anlayışıyla yetişen insan, hayatı daha merhametli ve Allah, insanı yaratmış ve ona ruhundan üflemiştir. Bu bakımdan Allah la insan arasında kopmaz bir bağ oluşmuştur. Allah ın bize karşı bu yakın ilgisi karşısında biz de onun yakınlığına ibadetlerimizle, dualarımızla ve güzel eylemlerimizle karşılık vermeye çalışırız.

sevecen olarak anlamlandırır. Hiçbir varlığın hukukuna saldırmaz. Dünyayı cennetleştirmek ister. Bize sayısız güzellikler vermiş olan Allah ın sevgisini kazanmak hiç de zor değildir. Onun bize olan yakınlığına karşı biz de işlerimizle, eylemlerimizle, sevgimizle, dua ve ibadetlerimizle ona yakın olmayı başarabiliriz. 2. Allah Bizi Seviyor (Bakara 2: 185, Âl-i Ġmrân 3: 146, Meryem 19: 96, Hucurât 49: 9) Kur an ı incelediğimizde görürüz ki; iki yüzden fazla ayet sevgiden bahseder. Dolayısıyla sevgi kutsal kitabımızın anahtar sözcüklerinden biridir. Fakat bu sevgiyi elde edebilmek için üretken davranarak ortaya insanlığın paylaşabileceği değerler koymamız gerekir. Allah, değerler ortaya koyarak sevgisini elde etmeye hak kazanan insanları şu sıfatlarla ifade etmiştir; Ruh ve beden olarak temiz olanlar, bilinçli bir şekilde kulluk edenler, adaletli davrananlar, davranışları güzel olup itici davranmayanlar, sabırlı olanlar, yalnızca Allah a güvenip dayananlar, kendi yolunda çok yönlü çalışıp değer üretenler ve Hz. Muhammed e uyanlar. Sevgi olgusunu daha iyi anlayabilmek için konuyu bir de karşıt yönden ele alırsak Allah ın; yalan söyleyenleri, ihanet edenleri, zalimleri, hakikati inkâr edenleri, kibirlenenleri, başkalarına karşı övünenleri, şımarıkları ve iki yüzlüleri sevmediğini görürüz. Allah ın bizleri sevmesinin en güzel göstergesi verdiği nimetlerde de kendisini göstermektedir. Mutlak cömertliğin sahibi olan Allah, zaman zaman işlemiş olduğumuz hatalara rağmen nimetlerinde kısıntı yapmamaktadır. Bu durum insanlar arasında da böyledir. Onlar da en çok sevdiklerine daha cömert davranmazlar mı? Allah ın insanlara olan sevgisini ve şefkatini Kur an; er-rahman, er-rahîm ve Vedûd sıfat isimleriyle ifade eder. Her olumlu işe başlarken bu iki sıfat ismin geçtiği Besmele ile başlamak bizim de Allah ın sıfatlarıyla donanarak sevgi temelli bir dünya kurmaya karar vermemiz demektir. Kitapları kendi hayatında uygulamak suretiyle insanlara model olsunlar diye yine sevgisinin bir karşılığı olarak Peygamber göndermiştir. Allah, sevgisinin bir yansıması olarak bizlere kendi katından kitaplar göndermiş ki, insanlar yanlış yapıp da yanlışta ısrarlı olmasınlar. Kitapları kendi hayatında uygulamak suretiyle insanlara model olsunlar diye yine sevgisinin bir karşılığı olarak peygamber göndermiştir. Kendisinden bağışlanma dileyenleri bağışlaması, kendine karşı en büyük suçu işleyenleri bile anında cezalandırmaması Allah sevgisinin kula yansımasıdır. Ayrıca her kötülüğün karşılığının aynıyla cezalandırılmasına karşın iyiliği düşünmeye mükâfat verilmesi, tek bir iyiliğin karşılığının on katından başlayıp sonsuz derecede ödüllendirilmesi de Allah ın kullarına olan sevgisinden başka bir şey değildir. Allah, insanların akıllarını, düşüncelerini, mal ve canlarını dokunulmaz kabul etmiştir. İnsanın Allah katındaki değerinin, sevgisinin bir ifadesi olarak, bir insanı öldürmek adeta tüm insanlığı öldürmeye eş değer bir suç kabul edilmiştir. Tüm bu özellikleriyle tanıttığımız Allah ı biz de ne kadar çok tanırsak o kadar çok severiz. Güzel eylemleri içtenlikle çoğaltırsak o bizi sevdiği gibi başkalarına da sevdirir. Çünkü biz sevmeyi, sevginin kaynağı olan Allah tan alıyoruz. Bu sevgiyi ne kadar diri tutar ve İnsanın Allah katındaki değerinin, sevgisinin bir ifadesi olarak, bir insanı öldürmek adeta tüm insanlığı öldürmeye eş değer bir suç kabul edilmiştir. hayata yansıtabilirsek, iç dünyamızda büyütebilirsek yaratılış amacımıza da hizmet etmiş oluruz. Onun için Peygamberimiz; Sevmeyende ve sevilmeyende hayır yoktur. buyurmuştur. Ayrıca sevgi paylaşıldıkça büyür. Hz. Peygamber bunun için; İnsan kendisi için sevdiğini mü min kardeşi için sevmedikçe mükemmel bir şekilde iman etmiş olmaz. buyurmuştur. 3. Ġnsan Varlıkların En Üstünüdür (Ġsrâ 17:70, Teğâbun 64:3, Tîn 95:4) Çevremizde gördüğümüz varlıkları adlandırarak türlerine göre sınıflandırırız. Bunları, dört grupta toplamak mümkündür. Bu sıralama basitten en yüksek varlığa doğru şöyledir: Cansız varlıklar

Bitkiler Hayvanlar İnsanlar Allah, diğer varlık türlerini, insanın yararına sunmuştur (Câsiye suresi, 13. ayet). İnsan, her şeyden önce görünüş olarak en güzel biçimde yaratılmıştır (Teğâbun suresi, 3. ayet; Tîn suresi, 4. ayet). Biçimsel anlamdaki güzelliği yanında Allah, insanı anlama, idrak etme, yorumlama, konuşma ve bilgi üretme güçleriyle donatmıştır. Bütün bu güçlerin kaynağı ve dayanağı akıldır. Ayrıca o, sadece bir akıl varlığı değil, aynı zamanda en güzel ve eşsiz sanatsal değerler üretebilen bir duygu varlığıdır. İnsan bu üstün nitelikleriyle meleklerin kendisine secde ettiği bir konuma getirilmiştir (Bakara suresi, 31-34. ayet). Sonuç olarak insan, evrenin en onurlu varlığıdır (İsra suresi, 70. ayet). Evrenin en yüce varlığı olan insan, dünyanın gidişatından sorumludur. Gezegenimizdeki her türlü gelişmeden o sorumludur. Kendi elleri ile ürettiği kötülükleri düzeltmek de onun görevidir. Eğer o, kendisine bağışlanan kabiliyetlerini yerinde kullanmazsa, alt varlıklar olan; hayvan, bitki ve cansız maddeler seviyesine düşmüş olur. Kur an a göre bu, alçalıştır ve insanın değer alanının altına inişidir. Kur an buna esfel-i sâfilîn der. Bu bakımdan insandan beklenen özündeki bütün kabiliyetlerini yerinde kullanarak değerler üretmesidir. Üstün varlık olan insanın bulunduğu yüce konumdan düşmesini Yüce Allah istemez. Bu sebeple Kur an, insana iç ve dış hasımlarını insana tanıtmıştır. İnsanı insanlık konumundan düşüren bu şeyler; kötü tutkular, kötü arkadaşlar, her türden günahlar, şeytan, kötü çevre ve cehalettir. Tüm bunlara karşı nasıl bir donanımla karşı koymamızın gerekleri de kutsal kitabımızda bizlere açıklanmaktadır. İnsan, kendini ayrıcalıklı hâle getiren temel özelliklerinden biri olan akıl sayesinde kötülüklere karşı direnir. Yine akıl sayesinde insan, hayatın maddî yönünü de inşa eder. Buna bağlı olarak da çeşitli aletler yaptığı gibi medeniyetler de kurar. Bütün bunlar, onu, onuruna ve büyüklüğüne yakışır bir yaşam standardına ulaştırmayı amaçlar. Kur an ın yol göstericiliğine inanmış olan Müslümanlar da insanlığın ortak amaçları uğruna çalışmalıdırlar. Bilime, sanata, düşünceye yeterince katkı sağlamalıdırlar. Onlar da insan olarak evrenin en üstün varlığı olduklarının bilincini hiçbir şekilde kaybetmemelidirler. Sadece İslâm ı din olarak seçmekle bir üstünlük elde ettiklerini sanmamalıdırlar. İnsanların ve insanlığın yararına ürettikleri güzellikler oranında değer kazanabileceklerini unutmamalıdırlar. İnsanlığın onurunu korumak adına sürekli çalışmalıdırlar. 4. Peygamberler En Güzel Modellerdir (Ahzâb 33: 21, Mümtehine 60: 4, 6) Ayrıca o, sadece bir akıl varlığı değil, aynı zamanda en güzel ve eşsiz sanatsal değerler üretebilen bir duygu varlığıdır. Model alma küçükken taklitle başlasa da özünde bilinçlilik hali vardır. Bilinçsiz taklitleri model alma çerçevesinde ele almak mümkün değildir. İnsan toplumsal bir varlıktır. Hayatını diğer insanlar ve varlıklarla paylaşarak birlikte yaşar. İnsanın özündeki bir diğer kabiliyeti ise eğitilen ve eğiten bir varlık olmasıdır. O hâlde insan, insanlarla ilişkilerinde hem eğitir hem de eğitilir. Bu durumun insanın öğrenme etkinliğinde çok ö- nemli yeri vardır. İnsan eğiten ve eğitilen bir varlık olarak bu kabiliyetini bir de model alma yönünde kullanır. Çevremizde bazı kimseleri kendimize model alırız. İlk modellerimiz anne ve babamızdır. Aile içinde onların oturmaları, kalkmaları, yemek yemeleri, ibadet ediş biçimleri, duaları bizim için örnektir. Kız çocuklarının annelerini taklit etmesi, erkek çocukların da babalarını taklit etmesi küçüklükten itibaren alınan modellerin hayata yansımalarıdır. Aslında modeller, hayatta karşılaşacağımız problemler karşısında nasıl cevap vereceğimizi, problemleri nasıl çözeceğimizi, güzel ve uygun olan şeylerin hayata nasıl katılacağını bizlere öğretirler. Model alma küçükken taklitle başlasa da özünde bilinçlilik hâli vardır. Bilinçsiz taklitleri model alma çerçevesinde ele almak mümkün değildir.

Kur an, peygamberleri model almamızı öğütler ve bu olguyu üsve terimiyle ifade eder (Mümtehine suresi, 4. ayet). Hz. Muhammed de insanlara model olarak gönderilen son elçidir. Kur an-ı Kerim, onun model oluşunu şöyle belirtmektedir: And olsun Allah ın elçisinde sizin için, Allah a ve ahiret gününe kavuşmaya inanan ve Allah ı çok anan kimseler için, (uyulacak) en güzel bir örnek / model vardır. (Ahzab suresi, 21. ayet) Bazı durumlarda onun yaptıklarının özündeki amaca göre çağdaş biçimler üreterek onu modellemeliyiz. Sünnete uymak demek, onu bu anlayış içinde model almaktır. Peygamberimiz Hz. Muhammed, Müslümanların örnek alacağı başlıca kişidir. Çünkü o, mükemmel bir baba, iyi bir eş, iyi bir komşudur. O, en güzel eğitici ve en güzel arkadaştır. Bu bakımdan Müslümanlar onu, hep model olarak almak istemişlerdir. Ancak zaman zaman peygamberimiz doğru bir biçimde modellenememiştir. Bildiğimiz gibi onun yaşadığı çağla yaşadığımız çağın şartları farklıdır. Örneğin, o çağda diş ve ağız temizliği ve sağlığı için misvak kullanılırdı. Sevgili Peygamberimiz de dişlerini misvakla temizlerdi. Günümüzde diş sağlığı için diş macunu, diş fırçası gibi araçlar kullanılmaktadır. Bugün Peygamberimizi bu konuda modellerken onun misvak ı kullanmadaki amacını tespit etmeliyiz. Onun amacı, hiç şüphesiz temizlikti. Dolayısıyla bizler de günümüzde onu bu konuda modellerken misvak kullanmakta ısrar etmek yerine çağdaş araçları kullanmalıyız. Şu hâlde, Sevgili Peygamberimizi örnek almak, onun her yaptığını aynıyla yapmak olmamalıdır. Bazı durumlarda onun yaptıklarının özündeki amaca göre çağdaş biçimler üreterek onu modellemeliyiz. Sünnete uymak demek, onu bu anlayış içinde model almaktır. 5. Her Yaygın Olan Doğru ve Güzel Olmayabilir (Mâide 5: 100, En âm 6: 16, A râf 7: 28) İnsan, yaşadığı toplumun kültürünün etkisi altındadır. Küreselleşen bir dünyada insanlar, diğer güçlü kültürlerin etkilerini de üzerlerinde hissederler. Bu yüzden toplumsal değerlerde ve yaşam tarzlarında değişmeler görülür. Bu değişmeler iyiye ve güzele doğru olduğu gibi kötüye ve çirkinliğe doğru da olabilir. Aklımız, aslında iyi ve kötü hakkında en sağlam ölçütlerden biridir. Ancak yine de iyi, doğru, kötü, yanlış tutum ve davranışları doğru tanımlayabilmek için bilgiye ihtiyaç duyulur. Kur an dan anladığımıza göre bize doğruyu gösterecek bilgi, araştırmaya, incelemeye, düşünmeye, denemeye dayalı olmalıdır. Temelsiz, dayanaksız varsayımlar, sağlam bilgi kategorisinde sayılmazlar. Kur an a göre sağlam bilgilerden biri de Allah ın, peygamberleri aracılığıyla gönderdiği bilgilerdir. Bu bilgiler de Kutsal Kitap lardaki bilgi ve öğütlerdir. İnsanların tutum ve davranışını belirleyen onlardaki değerlerdir. Biz, eğer başka insanların haklarını gözetiyorsak bu, bizde var olan bir değere bağlıdır. Bu değeri, Başkalarının hakkını yemek insanî olmadığı gibi günahtır. şeklinde ifade edebiliriz. Bize bu değeri veren nedir? Bize, bu değeri veren kültürümüzdür. Özellikle başkalarının hakkını yemenin günah olduğu bilgisi kültürümüzden kaynaklanır. Başkalarının hakkını yemenin insanî olmadığı düşüncesi ise aklımızla, vicdanımızla kavrayabileceğimiz bir şeydir. Ancak yaşamımızın her kesitinde yapacağımız tercihler, bu örnekte olduğu gibi kolay olmayabilir. İşte bunun için değerlerimizi oluştururken sağlam bilgi kaynaklarına ihtiyaç duyarız. Aksi hâlde başkaları istiyor diyerek eylemde bulunuruz. Bu eylemler yaygın ve güzel görünebilir. Ama bunlar, gerçekte doğru ve Yaygın olanın hazır bulunarak alınması, insanın üretkenliğini yok ettiği gibi, insan olmanın zorunlu sonucu olan aklı yerinde kullanma girişimini de öldürür. İnsanların tutum ve davranışlarını belirleyen onlardaki değerlerdir. Biz, eğer başka insanların haklarını gözetiyorsak bu, bizde var olan bir değere bağlıdır. güzel olmayabilir. İnsan, her yaygın olanın peşinden gitmek suretiyle öyle bir atmosferin içine girer ki; artık kişi doğrularını, değerlerini bu atmosferin içinde oluşturur. Ona göre iyi ve kötünün belirlenmesinde toplumsal gidişat doğruluk ölçüsüdür. Sorgulamadan, neden ve niçinleri zihinde cevaplandırılmadan yaygın olan duruma göre tavır belirlemenin doğru olmadığını

Kur anıkerim deki şu ayet bizlere öğretmektedir: Yer yüzünde bulunan (insan)ların çoğuna uysan, seni Allah ın yolundan saptırırlar. Onlar sadece (kendilerince doğru bildikleri) zanlarına uyuyorlar ve saçma sapan şeyler söylüyorlar. (Enam suresi, 116. ayet) Peygamberler ve Peygamberimiz değer ölçüsü olarak çoğunluğu ve yaygın olanı onaylasalardı, topluma güzel olanı değer ölçüsü olarak hiçbir zaman getiremezlerdi. De ki, çirkin olanın çokluğu hoşuna gitse de pis olanla temiz bir olmaz. O hâlde ey akıl sahipleri, Allah tan korkun ki kurtuluşa eresiniz (Maide suresi, 100. ayet) ayeti de yaygın olanın, doğru olmasa da değer ölçüsü olabileceğini düşünmemizi doğru bulmamaktadır. Yaygın olanın hazır bulunarak alınması, insanın üretkenliğini yok ettiği gibi, insan olmanın zorunlu sonucu olan aklı yerinde kullanma girişimini de öldürür. 6. Güzel Ġşler Yapıyorsak Hatalarımız Bağışlanır (Furkan 25: 70, Ankebut 29: 7) İnsanlar genellikle olumlu ve doğru davranırlar. Fakat bazı durumlarda da hata yapabilirler. Kur an a göre hatalı davranmak, günah işlemek dünyanın sonu değildir. Önemli olan önce hatalı davrandığımızın farkında olmamızdır. Bu farkında oluştan sonra hatamızda ısrarlı olmayıp i- yi ve doğru davranışlara yönelmemiz gerekir. Özellikle Kur an a göre hoş karşılanmayan ve günah kabul edilen eylemlerde bulunduğumuzda ilk çabamız, işlediğimiz hatayı Yüce Allah a itiraf etmek olmalıdır. Bunun için ondan özür dilemek, af dilemek gerekir. Hemen ardından bir daha suç işlememe niyetiyle ona söz vermek, yani tövbe etmek lâzımdır. Hataların olumsuz sonuçlarını gidermek için sadece bağışlanma dilemek yeterli olur mu? Ayrıca olumlu bir davranış ortaya koymak da gerekir mi? Kur an açısından bu sorunun cevabı; bireysel istiğfar ve tövbe eyleminden ayrı olarak insanlara/topluma faydalı eylemler üretmek gerekir. şeklindedir. Kur an bu gerçeği şu ayetle ortaya koymaktadır: Kur an a göre hoş karşılanmayan eylemlerde bulunduğumuzda ilk çabamız, işlediğimiz hatayı Yüce Allah a itiraf etmek olmalıdır. Bunun için ondan özür dilemek, af dilemek gerekir. Hemen ardından bir daha suç işlememe niyetiyle ona söz vermek, yani tövbe etmek lazımdır. İnanıp iyi işler yapanların mutlaka kötülüklerini örteceğiz ve onları, yaptıklarının en güzeliyle mükâfatlandıracağız. (29/Ankebut 7) Ayette ortaya konan hakikat, Yüce Allah ın insanların bağışlanmasını güzel ve yerinde iş yapmaya bağlamış olmasıdır. Ayetteki salih eylem kavramını, en geniş şekliyle düşünmek gerekir. Allah a, ailemize, topluma, insanlığa, çevremize, tabiata ve kendimize karşı yapmış olduğumuz her olumlu davranış ve ortaya koymuş olduğumuz her değer bu kavramın içinde yer alır. Bu eylem türü, imandan sonra Kur an ın en çok teşvik ettiği davranıştır. Kullanım çokluğundan dolayı bu terim Kur an ın anahtar kavramlarından birisi olmuştur. Salih eylemlerimizi, yani güzel ve yerinde işlerimizi sadece sevap kazanmak düşüncesiyle yapmak Kur an ın ruhuna uygun düşmez. İnsanın salih eylemde bulunurken, hem kendini olumlu yönde geliştirdiğini, hem de çevresine ve insanlığa katkı sağladığını düşünmesi gerekir. Bunun yanında Allah ın hoşnutluğunu kazanma duygusu da yitirilmemelidir. İşte bu anlayış içinde yapılacak güzel işler, hataların silinmesini sağlayacaktır. O hâlde bizi ve çevremizi rahatsız eden hatalı tutum ve davranışlara olumlu ve yapıcı tutum ve davranışlarla çözüm önermeliyiz. Bu amaçla öyle güzel eylemler yapmalıyız ki yeniden topluma faydalı bir insan olabilelim. Ayrıca edindiğimiz bu deneyim sonucunda aynı hatayı işlemekten de uzak kalabilelim. 7- Yeteneklerimizin ve Güzelliklerimizin Kaynağında Allah Vardır (Ġbrahim 14:34, Nahl 16: 53) İnsan olarak diğer varlıklar arasında ayrı ve üstün bir konumumuz olduğunu biliriz. Bu durum tabiatımızdan, fıtratımızdan kaynaklanır. Elde ettiğimiz güzellikleri yaratılışımızdaki imkânlarla başarırız. Bizdeki yetilerin hepsi, bize özümüzü bağışlayan Yüce Tanrı nın bir lütfudur. Konuyla ilgili olarak Allah şöyle buyurur: Sizdeki bütün nimetler Allah tandır.

Bize verilen yetiler, çevremizdeki diğer varlıklara verilmemiştir. Bunun anlamı, tüm varlıkların, insanın hayatını kolaylaştırmak amacıyla onun kullanımına sunulmuş olmasıdır. Bunları Allah ın nimetleri olarak ele alırsak, saymakla bitiremeyiz (İbrahim suresi, 34. ayet) Bu sayısız nimet karşılığında bunları karşılıksız olarak bize veren Yüce Yaratıcıya şükretmek insana yaraşan bir davranıştır. Çünkü bağışlanan nimetlere teşekkür etmek, güzelliklerin artmasının da sebebidir. Kur an bu hususa özellikle dikkat çeker. Örneğin Allah insana, mükemmel bir beden ve organları bağışladığını şu ayette açıklamaktadır: Allah odur ki yerküreyi size kalacağınız yer, göğü de bina yaptı; sizi şekillendirdi, şekillerinizi de güzel yaptı ve sizi güzel rızklarla besledi. İşte Rabb iniz Allah budur. Bütün âlemleri yaratan Allah, ne yücedir. (Mü min suresi, 64. ayet) Rahman suresi, 4. ayette ve Mülk suresi, 23. ayette konuşma yeteneğini, işitme, görme duyularını ve aklı verenin Allah olduğu anlatılmaktadır. Bu güzelliklerin sahibi olan insana düşen görev; yaşamı boyunca geliştirdiği yeteneklerin, Yaradan la bağlantısını görmesidir. Biz bu duyu organlarımız sayesinde hayata uyum sağlarız. Aklımızı iyi kullanarak ve geliştirerek kendimiz ve tüm varlıklar için yeryüzünü daha yaşanılır bir hâle getiririz. Yine Yüce Allah ın bize bağışladığı gözlerimizle hayran kaldığımız bir manzarayı fırça tutan ellerimizle bir tablo hâlinde resimleyebiliriz. Aynı manzarayı aklımızla elimizin ortak ürünü olan fotoğraf makinesi veya video kamera ile görüntüleyebiliyoruz. Bu yeteneklerin hiçbiri, yaratılışımızdaki yetilerimiz olmaksızın sadece bireysel kazanımlarımızla elde edilemez. Tüm bunların kaynağında Yüce Allah ın var olduğunu görürüz. O zaman bu güzelliklerin sahibi olan insana düşen görev; yaşamı boyunca geliştirdiği yeteneklerin, Yaradan la bağlantısını görmesidir. Sonra da tüm güzelliklerin kaynağında Allah ın var olduğunu kavrayıp, bu nimetlere teşekkür etme çabası içinde olmasıdır. Böylece insan, sahip olduğu bu nimetlerle kendine olduğundan daha büyük bir pay çıkararak büyüklenmekten ve böbürlenmekten kurtulur. Yeteneklerini kötüye kullanarak diğer insanlara ve diğer varlıklara haksızlık etmekten kaçar. 8. Tabiat Canlıdır Onu Ġncitmemek Gerekir (Ġsrâ 17: 44, Sâd 38: 18, 19, Haşr 59: 24) Eğer insan tabiatı severek geliştirme yerine, ona egemen olmayı ister ve bu yönde çalışırsa tabiatta denge bozulur. Nitekim tabiata karşı acımasız ve saygısız tutumların sonucu olarak yeryüzünün çeşitli bölgelerinde çevre felâketleri yaşanmıştır. Bu yüzden insanlık, artık tabiatla daha dengeli bir ilişki kurmaya çalışıyor. suresi, 44. ayet) Kültürümüzde tabiata büyük bir önem verilmiştir. Ülkemiz insanları dağlar, çiçekler, denizler, hayvanlar üzerine türküler söylemiştir. Yunus Emre, çiçeklerle; sarı çiçekle tıpkı bir insan gibi konuşmuştur. Bazı hayvanlar için vakıflar kurulmuştur. Örneğin bu vakıflardan birisi göçmen kuşların göç yollarını belirleyip oralara geçici yuvalar kurmayı üstlenmiştir. Kur an, canlı-cansız bütün varlıkların bir dilinin ve bilincinin olduğunu belirtmektedir: Yedi gök, arz ve bunların içinde bulunanlar, onu tesbih ederler. Onu övgü ile tespih etmeyen hiçbir şey yoktur, ama siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O hâlimdir, çok bağışlayandır (İsrâ Bu ve benzeri ayetler, insanın, dili olan bir tabiatta yaşadığını hissetmesine yol açar. Özellikle de tabiatın Allah ın sürekli gözlemlenerek okunan bir ayeti olduğunu düşününce bu duyarlılığı daha da

artar. Eğer insan tabiatı severek geliştirme yerine, ona egemen olmayı ister ve bu yönde çalışırsa tabiatta denge bozulur. Nitekim tabiata karşı acımasız ve saygısız tutumların sonucu olarak yeryüzünün çeşitli bölgelerinde çevre felâketleri yaşanmıştır. Bu yüzden insanlık, artık tabiatla daha dengeli bir ilişki kurmaya çalışıyor. Peygamberimiz, savaş zamanlarında bile bitkilere zarar vermemeyi, ağaçları kesmemeyi öğütlemiştir. Hayvanlara karşı da aynı hassasiyeti gösteren Hz. Muhammed, onlara güçlerinin üzerinde yük vurmayı yasaklamıştır. Hatta, kedisinin yemeğini, suyunu vaktinde vermeyen bir kadının ahirette kötü bir sonla karşılaşacağını o söylemiştir. Ayrıca, ahlâki davranışlarında bozukluk olan bir kişinin, bir köpeğe susuzluk anında su verip, ihtiyacını karşıladığı için Allah ın affını elde ettiğini de yine o anlatmıştır. Kur an, canlıcansız bütün varlıkların bir dilinin ve bilincinin olduğunu belirtmektedir. Kısacası tabiat, insanıyla, bitkisiyle, hayvanlarıyla ve dağları, taşları ve denizleriyle bir canlıdır. Biz insanlar da buna göre davranmak zorundayız. Aksi hâlde hem onların yaratılış amaçlarını tersine çevirmiş oluruz hem de yaşadığımız cennet gibi bir evreni yaşanamaz bir yer hâline getiririz. Değerlendirme Çalışmaları 1. Allah ın bize yakın olduğunu belirten Kur an ayetlerine örnekler veriniz. 2. İnsanın, yaratılmışların en değerlisi olduğunu Kur an dan ayetlerle destekleyerek anlatınız. 3. Ahzâb suresinin 21. ayetinin anlamını yazınız. 4. Güzel iş ifadesinin Kur an daki karşılığı nedir? Belirtiniz. 5. Yeteneklerimizin ve güzelliklerimizin kaynağında Allah vardır. cümlesinden ne anlıyorsunuz? Yazınız. 6. Kur anıkerim, tabiatla nasıl bir ilişki kurmamızı istiyor? Açıklayınız.