KONGRE VE KURULTAY SEÇİM, ÖRGÜTLENME, EĞİTİM demektir!

Benzer belgeler
GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

NİSAN 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 4

MAYIS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ŞUBAT 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

NÜFUS PLANLAMASI HİZMETLERİNİ YÜRÜTME YÖNETMELİĞİ

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ

Eğitimde ve Toplumsal Katılımda Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması Projesi

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

2011 KADIN İSTATİSTİKLERİ

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Ocak 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS

ACR Group. NEDEN? neden?

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

MART 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MART 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MUHTARLAR KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI GAZİANTEP'TE VE KİLİS'TE. hüseyin akdeniz tarafından yazıldı Cuma, 18 Ocak :16 -

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

KASIM 2015 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Cumhuriyet Halk Partisi

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Türkiye'de "Decentralization" Süreci

81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK!

ŞUBAT 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

DİYARBAKIR GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE GENÇLİĞİN SİYASAL, SOSYAL VE GELECEK BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK SAHA ARAŞTIRMASI.

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Dizeleriyle başladı.

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

İ Ç İ N D E K İ L E R

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın, Saray Engelsiz Yaşam, Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini Ziyareti

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI

CHP DE GENÇLİK KOLLARI KONGRESİNDE İKİ ADAY

T.C. SAMSUN VALİLİĞİ İl Millî Eğitim Müdürlüğü EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

KADININ İNSAN HAKLARI YENİ ÇÖZÜMLER DERNEĞİ Kuruluş: Ocak 2012

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%)

2013 YILI Faaliyet Raporu

Sivil toplum KAMU HARCAMALARINI İZLİYOR

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: NİĞDE ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

SURİYE, IŞİD VE ASKERİ OPERASYONLA İLGİLİ SEÇMEN DÜŞÜNCELERİ

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

MART 2015 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Bu araştırma, 24 Haziran 2018 de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde seçmenin oy tercihlerini tahmin etmenin yanı sıra seçmenin

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

Öğrenmek İstiyorum Kampanyası

İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş

Dünya Nüfus Günü, 2013

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

T.C. İZMİR İLİ URLA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

İsyanım. Suskunluğumda. Şiddetin. Başucumda ŞİDDET VERİLERİ

19 MAYIS ÖN HAZIRLIK TOPLANTISINDA ALINAN KARARLAR 9-10 Nisan 2005, Ankara

Transkript:

Sayı: 10 Temmuz 2012 CHP Kadın Kolları Resmi Aylık Yayın Organı KONGRE VE KURULTAY SEÇİM, ÖRGÜTLENME, EĞİTİM demektir! 8 Temmuz 2012 Aylardır ülke genelinde yaşadığımız koşturmanın, ilçe ve il kongrelerimizin zirvesi. Ülkemizin dört bir köşesinden 550 seçilmiş ve 47 doğal delege Ankara da kasın kolu genel merkez yöneticilerini seçerek göreve getirecek. kılavuzluğunda davranan kimi arkadaşlarımızın bilgilerini düzeltmeye giriştiler. CHP şimdi, düne göre yanında yöresinde Tüzük ya da yönetmelik bulunduran çok daha fazla üyeye sahip. Belki de en büyük eğitim konusu, kadın üyenin sonuca şikayetlenme ile değil hukuksal itiraz ile varıldığını görmesi oldu. 11. Kadın Kurultayı çalışmaları, kongre ve kurultayların üç temel özelliği olduğunu gösterdi. Birincisi, hepimizce açıkça bilindiği gibi, kongre ve kurultay seçim demektir. İlçelerde kayıtlı tüm kadın üyeler bir araya gelerek (1) ilçe başkanını, (2) ilçe yönetim kurulunu, (3) il delegelerini seçmiştir. İlçelerinde kongrelerini tamamlayan iller, ilçelerde seçilmiş delegelerin toplanmasıyla, ilin başkanını, yönetim kurulunu ve ulusal kurultaya gidecek kurultay delegelerini seçmişlerdir. Şimdi, iller tarafından seçilmiş 550 delege ve CHP Parti Meclisi, Merkez Yönetim Kurulu, Milletvekili çevrelerindeki kadınlar ile Kadın Kolları MYK üyelerinden oluşan 47 doğal delege bir araya gelerek Kadın Kolları Genel Başkanı ile on dört kişilik Merkez Yönetim Kurulunu seçecekler. İkincisi, kongre ve kurultay büyük örgütlenme atağı demektir. Kadın kolları, ana kademeden farklı olarak seçimi ilçelerde mahalle delegeleri aracılığıyla değil doğrudan kadın üyelerle yapmaktadır. Bu, örgütün üyeleri ile ilişkilerini tazelemesi, üyelere ulaşması, tanışma görüşme çalışma yapması anlamı taşır. İlçe ve il örgütlerimiz, takvimin başladığı 28 Nisan 2012 gününden itibaren üye ile ilişkileri güçlendirmeye odakladılar. Böylece sorunlarımızı, zayıf olduğumuz alanları gördük. Aynı zamanda üye profilimizi yeniden ve gerçekçi bir biçimde yeniden tanımladık. Gücümüzün nerede olduğunun net bir biçimde farkına vardık. Ama aynı zamanda kongre-kurultay hazırlıklarımızla, neredeyse yerel ya da ulusal bir seçim varmış gibi, çevremize hareket ve heyecan verdik. Üçüncüsü, kongre ve kurultay büyük eğitim seferberliği demektir. Bugüne dek ana kademelerde yapılan kongrelerde genel hizmetlere omuz vermekle yetinen kadın üyeler, şimdi bu işin nasıl yapıldığını tüm ayrıntıları ile adeta bir tür uygulamalı eğitim içinde öğrendiler. Tüzük ve yönetmelikleri, kah Genel Merkez den destek alarak kah başka illerin ilçelerin kadın kolu yöneticilerine ulaşıp sorarak öğrendiler. Ve öyle hızlı öğrendiler ki, Tüzük hükümlerinin değil alışkanlıkların 11. Kadın Kurultayı na 638 ilçe kongresi ve 75 il kongresinin ardından eriştik. Bu adımları, 26 Şubat 2012 de yapılan Olağanüstü Kurultay da CHP Tüzüğü nün her düzlemde en az yüzde 33 cinsiyet kotası ilkesini benimsemesinden hemen sonra attık. Buna göre, önceden yalnızca merkez organlar için uygulanan yüzde 25 kadın kotası ilkesinde dört genişleme oldu: (1) Kota yükseldi, yüzde 25 ten yüzde 33 e çıktı. (2) Kota, kadın kotası idi, cinsiyet kotası oldu; erkekler azınlığa düşerse kaygısıyla onlar da güvenceye alındı. (3) Parti yönetim organlarının tümü uygulama içine alındı. Bu, mahalle delegeliğinden başlayıp kongre kurultay delegelerini, ilçe-il-merkez dahil tüm yönetim kurullarını kapsadı. (4) Kota, milletvekilliği seçimlerinin yanısıra il genel meclisi ve belediye meclisi seçimlerini de içine aldı. Uygulama sonuçları mı? Daha önceki ana kurultaylarda kadın delege sayısı on onbeş ile sınırlı iken, 17-18 Temmuz 2012 Kurultayı na gelecek 1095 delegenin 223 ü kadın; yani toplam delegenin yüzde 20,4 ü kadın Hükmün gerisindeyiz, ama hepimiz biliyoruz, kadının eve hapsedilmeye çalışıldığı AKP karanlığı döneminde bu dev bir adımdır. 11. Kadın Kurultayı, gelecek ilk kongre-kurultay döneminde, kadını olması gerektiği yere taşımanın biricik güvencesidir. Seçim, örgütlenme, eğitimin yanısıra bir de işte bu nedenle çok önemlidir. Prof. Dr. Birgül Ayman GÜLER, İzmir Mv. Genel Başkan Yardımcısı

2 ÖRGÜT KONGRELERİ 2 Haziran 2012 İlçe Kadın Kolu Kongrelerimiz Başladı! EDREMİT, BALIKESİR MERKEZ, ELAZIĞ YAKAKENT, SAMSUN ÇUKUROVA, ADANA TARSUS, MERSİN İNEGÖL, BURSA SALİHLİ, MANİSA İSKENDERUN, HATAY

Sayı: 10, Temmuz 2012 ÖRGÜT KONGRELERİ PLANLAMA 93 17 Haziran 2012 İl Kadın Kolu Kongrelerimiz Başladı! TEKİRDAĞ MALATYA OSMANİYE MANİSA ANKARA İZMİR BURSA İSTANBUL

10 4 KURULTAY YURT & DÜNYA KURULTAYIMIZ İÇİN SON HAZIRLIKLAR... Kadın Kolları MYK Son Toplantısını Yaptı... Kadın Kolları Merkez Yönetim Kurulumuz 5 Temmuz 2012 günü saat 14.00'te Genel Başkan Deniz Pınar ATILGAN başkanlığında toplandı. Kurul, görev süresince gerçekleştirdikleri çalışmaları değerlendirdi. Toplantıda 11. Kadın Kurultayı hazırlıkları, önümüzdeki döneme ilişkin beklentiler ve görevler görüşüldü. Toplantının son bir saatlik bölümüne Kadın Örgütlenmesi ve Kadın Kollarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Birgül AYMAN GÜLER de katıldı. CHP kadın üyelerini 11. Kurultay'a götürme görevini sonuçlandırdıkları ve birlikte yürütülen çalışmadan çok şey öğrendikleri için mutlu oldukları duygusunu paylaşan üyeler, 8 Temmuz 2012 günü yarışa girecek olan arkadaşlarına başarı dileklerini ilettiler. Toplantının önemli sonuçları oldu. Üyeler, "önümüzdeki dönemde her düzlemde en az %33 cinsiyet kotası uygulamasını izleme" işinin siyasal yaşamları boyunca kendileri için başlıca görevlerden biri olduğu kararlılığını paylaştılar. Sekiz yıl sonra gerçekleştirdiğimiz Kadın Kurultayı'nın on birincisi 8 Temmuz 2012 Pazar günü... Hazırlıklar sona erdi erecek.. Çalışmalar CHP Genel Merkezi'nde iki ayrı salonda ve Parti Okulu'ndaki Kadın Kolları Genel Merkezinde sürüyor. Ankara Kadın Kolu İl Başkanlığı, Kurultay gününde 85 kişiden oluşan kadrosuyla büyük ev sahipliğine hazır!

Sayı: 10, Temmuz 2012 SOSYALİST ENTERNASYONAL KADIN DA CHP KADIN DELEGASYONU NELER KONUŞTU? 24 Haziran 2012 günü İstanbul da gerçekleşen Sosyalist Enternasyonal Kadın ın Çatışmaların Diyalog ve Arabuluculukla Çözümlenmesinde Kadının Rolü temalı toplantısına tam üye olan partimiz CHP nin yanı sıra Türkiye den katılan tek siyasi parti, gözlemci statüsündeki BDP oldu. Toplantının öğleden sonraki oturumunda, tam üye CHP delegasyonundan konuşmacılar, BDP delegasyonu, diğer ülkelerin temsilcileri ve sivil inisiyatif sözcüleri Serbest Kürsü de söz aldı. CHP delegasyonundan ilk sözü alan CHP MYK Üyesi Ulun Havva Kayı şunları söyledi : Ulun Havva Kayı Üniter devletimizin sınırları içinde doğu ve güneydoğu bölgesinde yaşayan kadın yurttaşlarımızın sorunlarını salt etnik kimliklerine dayandırmak, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı erkek egemen siyasi erk ile olan çatışmayı göz ardı etmemize neden olur. Bu bakış açısıyla, parasız eğitim hakkının elinden alınmasıyla, ilk öğrenim çağındaki evladının okula kaydı için talep edilen ücreti karşılayamadığından, karşılığında okulun halılarını yıkarken düşerek felç olan Elif Satık a, töre mazeretiyle en temel insan hakkı olan yaşama hakkı, en korkunç biçimde, çok sevdiği ve güvendiği iki erkeğin babası ve dedesinin gözlerinin içine baka baka onlar tarafından diri diri toprağa gömülen Medine Memi ye, yaşama hakkı hunharca bir cinayetle elinden alınan kız çocuğunun katline mazeret olarak cinsiyetini işaret eden İstanbul Emniyet Müdürü Celalattin Cerrah ve Başbakan Erdoğan ın kızlarına sahip çıksalarmış, kızın öyle nereye giderse gitsin olmaz diyebildikleri Münevver Karabulut a, yaşadığı çevreyi HES işgaline karşı savunmak adına demokratik hakkı olan protesto hakkını kullandığı için ötekileştirilen Leyla Yalçınkaya ya haksızlık olur. Neoliberal politikaların aşırı sömürü düzeninde kadının kılığını, dilini, dinini, etnik kökenini sömürüp, onları alanlara sürerek, kendinden yalnızca oy deposu olarak istifade eden erkek egemen siyasi iradenin, toplumsal cinsiyet eşitliği hassasiyetinden yoksun bakış açısının yerine sosyal demokrasinin evrensel bakışıyla kadının insan hakkının yerleşmesinin sağlamazsak, elimize geçen en çok Arap Baharı olarak adlandırılan gelişmelerin sonuçları olur. Libya da özgürlük ve demokrasi adına sokaklara dökülen kadınların demokrasi adına ilk tanıştıkları şeriat yönetimi ve onun ilk uygulaması çok eşlilik olmuştu. Bugün burada Şanlıurfa Cezaevi nde 46 ºC sıcaklıkta metrekarede 2 kişi kalan yurttaşlarımızın klima bile verilmemesine isyan ettikleri için çıkan olaylarda yanarak ölmelerine, Van da depremde ölmediğine adeta pişman edilerek naylon çadırlarda yanarak can vermelerine seyirci kalınan çocuklarımızın barınma sorunları yerine deprem öcüsüyle korkutulan yurttaşlarımıza Kentsel Dönüşüm Yasası nın dayatılmasıyla barınma haklarının gasp edilmelerine, Evlilik Okulları projesiyle kadına iyice dayatılmaya çalışılan ev içi gönüllü hizmetli rolünün tehlikesine değinmemiz gerekiyordu. ULUSLARARASI KURULTAY 115 Sosyal demokrasi insanın yaşama, barınma, eğitim hakkını dil, din, ırk, gözetmeden koruma altına alır. Aramızda Nijerya delegasyonu var. Nijerya ülkesinde yaşayanlar Çeçen, Arap, Kürt, Çerkez her ne etnik kimlikten olsalardı kapitalizmin petrol rantı kavgasında çatışmaların arasında ezilmekten kurtulamayacaklardı. CHP Kadın Kolları Genel Sekreteri Nilgün Nazilli ise söz alarak laik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurucusu ve önderi Mustafa Kemal Atatürk'ün şiarının "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" olduğunu ve CHP'li kadınlar olarak bu şiar ile yürüdüklerini belirtti. Ayrıca, Türkiye'de kadını evden çıkartarak eğitim almasını sağlayan, kadını iş hayatına, sosyal hayata sokan, çarşaf ve peçeden kurtararak çağdaş görünüme kavuşturan Partinin de CHP olduğunu vurgulayan Nazilli, öncelikle kadının edinilmiş haklarına ve kadının insan haklarına sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Ülkemizde olduğu gibi muhafazakar sağ partilerin iktidarda olduğu tüm ülkelerde Nilgün Nazilli kadını sadece kendi bedeni içine hapseden, kadını bir birey olarak değil, sadece ailenin bir parçası olarak gören erkek egemen zihniyetin çatışmaların da temel nedeni olduğunu ifade eden E. Nilgün Nazilli ülkeler, halklar ve kültürler arası çatışmaların, öncelikle kendi insan haklarına sahip çıkan kadınların dayanışması ve diyaloğu ile çözülebileceği inancını tüm katılımcılar ile paylaştı. Www.chpkadin.chp.org.tr

6 4. ULUSLARARASI TARİH SOSYALİST ENTERNASYONEL KADINLAR Bölge Toplantısı, İstanbul, Türkiye 24 Haziran 2012 KADINLAR SORUNLARI DİYALOG VE TARTIŞMA YOLUYLA ÇÖZÜYOR SONUÇ BİLDİRGESİ Son on sekiz ayda Ortadoğu, Arap Baharı nedeniyle ortaya çıkan ihtilaftan ve yeni panoramadan etkilenmiştir. Siyasi reformlar yapmaya başlayan bölgedeki diğer ülkelerle birlikte, Tunus, Mısır, Libya ve Yemen de yeni demokrasiler kurulmaktadır. Yakın zamanda bu değişikliklerin ve reformların kadınların yararına olup olmayacağı belli olacaktır, ancak şu ana kadar gördüklerimize göre, kadınlar yine müzakerelerin ve yeni demokrasileri şekillendirmenin dışında bırakılmaktadır. Ancak, Kıbrıs, Batı Sahra, İsrail-Filistin ihtilafı gibi sürmekte olan pek çok ihtilaf vardır. Kadınlar yine çoğunlukla barış sürecindeki müzakerelerin dışında bırakılmaktadır. 2000 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nin Kadınlar, Barış ve Güvenlik ile ilgili 1325 sayılı kararı, ilk kez Birleşmiş Milletler ve üye ülkeler için, kadınların barış müzakerelerine ve harekâtlarına katılımların artırmak üzere siyasi ve yasal bir çerçeve ortaya koymuştur. Ayrıca bu karar, bir ihtilaf sırasında kadınların ve kız çocuklarının cinsel ve cinsiyete dayalı şiddetten korunmasını vurgulamakta ve üye ülkelerin, mülteci kamplarındaki kadınların ve kız çocuklarının -ülkelerine dönüşleri ve ihtilaf sonrası yeniden yapılanma sırasında- belirli ihtiyaçlarının karşılanmasını şart koşmaktadır. Ancak Kadınlar, Barış ve Güvenlik ile ilgili 1325 sayılı karardan 12 yıl sonra, çok az ilerleme kaydedilmiştir. Birleşmiş Milletler Kararı yeterli düzeyde uygulanmamaktadır. Kimi üye ülkeler adım atsa da, kadınlar nadiren barış sürecindeki müzakerelere katılmaktadır. Türkiye deki kadınlar, karşılaştıkları zorluklara rağmen siyasi açıdan büyük ilerleme kaydetmişlerdir. 2011 Türkiye genel seçimlerinde, örneğin, bütün partilerden milletvekili olan kadınların sayısı 46 dan 78 e çıkmıştır. 19 milletvekili Cumhuriyet Halk Partisi nden, 11 milletvekili ise Barış ve Demokrasi Partisi ndendir (BDP). Her iki parti, Sosyalist Enternasyonel üyesi olup kadınların siyasete etkin katılımını teşvik etmektedir, ancak gerçek şudur ki, bu partilerdeki kadınlar halen stratejik karar verme sürecine dahil olma konusunda mücadele etmektedirler. Kadınların özellikle de Kürt kadınlarının büyük bir kararlılıkla dışarıda bırakıldığı bir siyaset alanı vardır, o da barışın konuşulduğu ortamdır. Ortadoğu nun en eski halklarından biri olan Kürt Halkı, tarih boyunca ve günümüze kadar, kültürel ayrımcılık, asimilasyon ve ayrıca şiddet yoluyla bastırılmaya maruz kalmıştır. Kürtler, özerklik ve etnik kimliklerinin tanınmasını istemekte Kürt kadınları barış, özgürlük ve demokrasi için mücadelede aktif rol oynamaktadırlar. Kürt kadınları, diyalog yoluyla işbirliği ve müzakerede bu özel rollerini kullandıklarını kanıtlamışlardır. Bu nedenle, Sosyalist Enternasyonel Kadınlar; kendisiyle benzer değerlere sahip Sosyalist Enternasyonel e üye partileri, hükümetleri, devlet içindeki yapıları ve sivil toplum örgütlerini aşağıdakileri yapmaya çağırmaktadır: Kadınların siyasi karar verme sürecine dahil olmalarını sağlamak; İhtilaf çözümünde farklı cinsiyetlerin bakış açılarını hakim eğilim haline getirmek; Güvenlik Konseyi nin 1325 sayılı kararının -ihtilafın engellenmesi, yönetimi çözümü için karar verme sürecinin bütün aşamalarına kadınların daha fazla katılması şeklindeki- temel hükmünü uygulamak; Devlet içindeki demokratik yapıların eksik ya da yeni olabileceğini, hedefin kadınların barış süreçlerinin -yerel girişimlerden hükümetler arası ihtilaf çözümüne kadar- her aşamasına eşit bir biçimde katılması olduğunu kabul etmek; Barışın ve güvenliğin, ihtilafın demokratik olarak çözülmesinde esas olduğunu, bunların yalnızca yapıcı diyalog ve müzakere yoluyla elde edilebileceğini kabul etmek. (24 Haziran 2012 İstanbul)

Sayı: 10, Temmuz 2012 ULUSLARARASI.7 CHP Kadın Kolları nın tam üyesi olduğu Sosyalist Entarnasyonal Kadın 24 Haziran Pazar günü İstanbul da toplandı. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Deniz Pınar Atılgan ın başkanlığını yaptığı CHP Kadın Kolları MYK Üyelerinden oluşn 8 kişilik delegasyonla toplantıya katıldı. CHP Kadın Kolları adına Genel Başkan Deniz Pınar Atılgan ın yaptığı konuşma metnini tüm kadın örgütlerinin dikkatine sunuyoruz: Saygıdeğer Sosyalist Enternasyonel Kadın Başkanı, Genel Sekreteri, ülkelerin değerli delegasyonları,basınımızın değerli mensupları,sayın konuklar Sosyalist Enternasyonal in tam üyesi olan partim, Cumhuriyet Halk Partisi adına, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu adına ve Kadın Kolları ve Kadın Örgütlenmesinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız, Prof. Dr. Birgül Ayman Güler adına, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı olarak tüm katılımcılara hoşgeldiniz diyorum. Bizler, bugünlerde kadın kolları kurultayımızı toplamanın heyecanını yaşıyoruz. Kurultayımızda sizleri de aramızda görmekten büyük mutluluk duyacağız. Değerli katılımcılar, SOSYALİST ENTERNASYONAL KADIN İSTANBUL DA TOPLANDI CHP, ilerici bir partidir. Özellikle kadın konusunda ilerici bir partidir. Bildiğiniz gibi, ülkemizde kadına seçme ve seçme hakkını tanıyan parti, CHP dir. Bugün, CHP nin 300 bin e yakın kadın üyesi bulunmaktadır. Uzun yıllardır partimize emek veren bu özverili kadınlarımız için, CHP kadınlar konusunda ilerici bir parti olduğunu, Şubat 2012 tarihinde yapılan Tüzük Kurultayı nda bir kez daha göstermiş ve kurultay da yapılan tüzük değişikliği ile o tarihe kadar %25 olan cinsiyet kotası, partimizin her kademesinde uygulanmak üzere %33 e çıkartılmıştır. Önümüzdeki kurultayımızdan itibaren, kadınlarımız parti içinde karar alma mekanizmalarında, bu kotanın doğal sonucu olarak daha fazla yer alabilecektir. Ancak, ülkemiz gerçeğine baktığımızda, üzülerek söylemeliyim ki, kadının ne siyasi, ne idari ne de yaşamsal alanlarda karar alma mekanizmalarında yer alması şöyle dursun, AKP nin iktidar olduğu on yıllık süre içinde kadınımızın bugüne kadar edinmiş olduğu haklarını kaybetmekte olduğu hatta bu haklarına iktidar tarafından el konulduğunu görmekteyiz. Özellikle yaşamsal önemi olan 3 alana bakarsak: 1 ) Eğitim alanında: Günümüzde, kadınlarımızın %18 i okuryazar değildir. %54 ü ilkokul mezunu tablo böyle iken; 1+8+4 ile başlayan eğitim sistemi günümüzde akp tarafından 4+4+4 sistemine döndürülmeye çalışılıyor. Okul öncesi eğitimin konulması ile 2005 yılında %22 olan okullaşma oranı 2011 yılında %67 ye kadar yükselmiştir. Ancak, 4+4+4 sistemi ile okul öncesi eğitim kaldırılmaktadır çünkü okula başlama yaşı 5 yaşına indirilmiştir. Bu da 4 yıllık ilköğretimin 9 yaşında biteceğine işaret etmektedir. Dolayısıyla zorunlu olan ilköğretimin sonunda çocuklarımız mesleki eğitim yapma ile okuldan ayrılma seçenekleri arasında seçim yapmaya zorlanmaktadırlar. Bir başka deyişle bunu şöyle özetleyebiliriz.kız çocuklarmız 9 yaşından sonra okuldan alınıp evlendirmeye zorlanabilecek dolayısıyla çocuk gelinlerin sayısı artacaktır. Erkek çocuklarımız ise bir an önce para kazanmaları için aileleri tarafından ortaöğrenimde mesleki eğitime yönlendirilecek, sonuç olarak çocuk çırakların sayısı artacaktır. 2 ) Sağlık alanında: Uygulanan ana-çocuk sağlığı politikaları ile bebek ölüm oranları ve anne ölüm oranları düşmeye yüz tutmuşken koruyucu sağlık hizmetlerinin kaldırılması ile bu oranlar yeniden yükselişe geçecektir. Durum böyle iken, kadının en doğal hakkı olan doğurganlık hakkı hükümet politikaları ile düzenlenmeye çalışılmaktadır. Başbakanın son günlerdeki kürtaja ve sezaryene karşı söylemleri, bu politikaların en açık dışa vurumudur. Kadının kendi bedeni üzerindeki söz hakkına, hükümet tarafından el konulmaktadır. 3 )İstihdam alanında: AKP nin yayınladığı ulusal istihdam stratejisinde kadın boyutu yoktur. bu ise, eğitimdeki eve kapatma zihniyetinin doğal bir uzantısıdır. Günümüzde kadının toplam istihdam içindeki payı %22 ye düşmüştür. bu düşüşte, 3 çocuk doğurun, 5 yaşına kadar çocuğa annesi bakmalıdır, kreşler çocuklar için uygun ortamlar değildir söylemlerinin, hatta bu söylemleri eyleme dönüştürerek kreşlerin kapatılmasının payı, takdir edersiniz ki, yadsınamaz. Zaten, kadının adını bakanlıktan çıkartarak ve kadını sadece ailenin bir bireyi konumuna indirgeyerek, bakanlığın adını kadından sorumlu devlet bakanlığı yerine aile ve sosyal politikalar bakanlığı yapan bir idareden de kadının insan hakları adına fazlaca bir şeyler beklenemeyeceğini hepimizin kabul etmesi gerekir. Bu durumda biz CHP CHP Kadın Kolları olarak, partimizin temel ilkeleri arasında sayılan laikliğin kadının özgürlüğü için, kadının insan hakları için en temel değer olduğunu kabul etmekteyiz. Bu toplantının ana teması olan çatışmaların diyalog ve arabuluculukla çözümlenmesinde kadının rolü konusunda, partimizin 3-5 kasım 2011 tarihleri arasında Suriye ye yaptığı ziyareti burada anmak isterim. CHP adına Kadın Kolları ve Kadın Örgütlenmesinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Birgül Ayman Güler başkanlığında, kadın sivil toplum kuruluşları ve diğer partilerin kadın temsilcilerinin bulunduğu toplam 38 kadından oluşan bir heyet Suriye yi ziyaret ederek çeşitli temaslarda bulunmuştur. Bu heyet, Halep, Şam ve Lazkiye ye giderek resmi kuruluşların yanı sıra bir çok kuruluşun temsilcisi ve halk ile görüşmeler yapmıştır. Yapılan görüşmeler sonucunda, suriye de bir iç savaşın olmadığı ancak kardeş kavgası kışkırtması olduğu ve maalesef Türkiye nin de içinde bulunduğu batı ülkeleri tarafından bu bu kışkırtmaların yapıldığı gözlemlenmiştir. Suriye Kadın Birliği tarafından ağırlanan heyet, yaptığı açıklamada Suriye nin kendini yönetme hakkına sahip olduğu, başka ülkelerin burada iç savaş kışkırtıcılığı yapmaması gerektiğini vurgulamıştır. Özet olarak, bu ziyaret hepimize örnek olmalı diyor, ve toplantımızın ana temasında da yer aldığı gibi ülkeler arası çatışmalarda kadınların, çatışmaların diyalog ve arabuluculukla çözümlenmesinde öncü ve örnek yer alabilmesi için elimizden gelen her türlü çabayı göstermemiz gerektiği inancına paylaşarak hepinizi saygı ile selamlıyorum.

8 GÜNCEL AÇ KALANLAR ŞANSLI, YA ASGARİ ÜCRET ALSALARDI? BAŞKANLIK YETECEK Mİ? Hukuk, sağlık, eğitim, ekonomi, barınma, kadın, çevre gibi nice sorunları 10 yıllık hükümet iktidarı döneminde çözmek bir yana ancak büyütmeyi beceren AKP hükümeti, meclis süreçlerinde tıkandıkları için politika üretemediklerini, pek çok sorunu ancak başkanlık sistemiyle çözümleyebileceklerini kamuoyuna telkin etmeye çalışıyor. CHP kadın örgütleri, AKP zihniyetinin parlamenter demokrasinin yerine getirmeyi planladığı başkanlık sistemini reddederek CHP iktidarında sosyal demokrasiyi halka armağan etmek için çalışıyor. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konferedasyonu Araştırma Enstitüsü DİSK-AR tarafından yapılan çalışmaya göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1047 TL, yoksulluk sınırı 3312 TL olarak açıklandı. TÜİK Hanehalkı Harcama Kalıbı, TÜİK madde fiyat ortalamaları ve 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde alması gereken kalori miktarı üzerinden hesaplanan beslenme kalıbı dikkate alınarak hazırlanan araştırmanın sonuçlarına göre yapılan araştırma sonuçları, 16 yaşından büyükler için asgari geçim indirimi ile birlikte net 739.79 lira asgari ücretle karşılaştırıldığında ustalık döneminde olan AKP hükümetinin pek çok aileyi açlıkla karşı karşıya bıraktığı gerçeğini gözler önüne serdi. Türkiye nin dünyanın en hızlı büyüyen sayılı ekonomilerinden olduğunu ve bu büyümenin vatandaşın cebine yansıdığını anlatan hükümet yetkililerini, vatandaş adeta masal dinler gibi dinlediğini söylüyor. ÇOCUK İŞÇİLİĞİ ARTIYOR! DİSK-AR ın yaptığı araştırmaya göre, dünya genelinde 5-17 yaş arasındaki çocuk sayısı 1 milyar 586 milyon iken bunların 306 milyonu çalışıyor DİSK-AR ın yaptığı araştırmaya göre, dünya genelinde 5-17 yaş arasındaki çocuk sayısı 1 milyar 586 milyon iken bunların 306 milyonu çalışıyor. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Günü kapsamında çocuk işçiliğinin dünya ve Türkiye de ulaştığı boyutlara ilişkin bir araştırma hazırladı. DİSK-AR ın, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Çocuk İşçiliği İstatistikleri 1994, 1999, 2007 ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2000-2004 ve 2004-2008 eğilim araştırması sonuçlarını kullanarak yaptığı hesaplamaya göre, dünya genelinde 2008 yılı itibari ile 5-17 yaş arasındaki çocuk sayısı 1 milyar 586 milyon iken çalışan çocuk sayısı (5-17 yaş) 306 milyon düzeyinde. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Günü kapsamında çocuk işçiliğinin dünya ve Türkiye de ulaştığı boyutlara ilişkin bir araştırma hazırladı. DİSK-AR ın, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Çocuk İşçiliği İstatistikleri 1994, 1999, 2007 ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2000-2004 ve 2004-2008 eğilim araştırması sonuçlarını kullanarak yaptığı hesaplamaya göre, dünya genelinde 2008 yılı itibari ile 5-17 yaş arasındaki çocuk sayısı 1 milyar 586 milyon iken çalışan çocuk sayısı (5-17 yaş) 306 milyon düzeyinde. Türkiye de 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların oranı yüzde 49 seviyesinde. (anka)

Sayı: 10, Temmuz 2012 GÜNCEL 9 SIKIYÖNETİM MAHKEMELERİNDEN KARŞI-DEVRİM MAHKEMELERİNE 1 Temmuz da saat 14.00 te başlayıp 2 Temmuz da 13.30 a kadar kesintisiz süren 23,5 saatlik Meclis maratonunda AKP yeni yargı paketini hiçbir siyasal mutabakat aramadan yasalaştırdı. Olağan yasama süreçleri artık dışlanmış olduğu için anamuhalefet buna yeni eylem türlerini de deneyerek sonuna kadar direndi. İktidar sıralarında oturanlar bunu dahi çok gördüler ve sözlü fiziki şiddet eylemleri gerçekleştirdiler. Olağan yasama süreçleri nasıl dışlanmaktadır? Olağan parlamenter rejimlerde Genel Kurullara az iş bırakılır. Komisyonlarda muhalefetin ve örgütlü toplumsal kesimlerin önerileri belirli ölçülerde karşılanır. Toplumsal tepkilere duyarlılık vardır (Almanya da nükleer santrallerin kapatılması kararına kadar varır). Türkiye de olduğu gibi sadece dinci örgütlenmelerin tepkilerine duyarlı olan siyasal iktidar türleri için demokratik tepkilerin iletim kanalları tıkalıdır. Uzlaşmaya yanaşmazlar; yanaşır göründüklerinde de takiyyeyi (aldatmacayı) denerler. AKP türü iktidarların asıl çekindiği, kendi ortamlarından, kendi sağlarından gelecek tepkilerdir veya muhafazakarlık yarışında geri kalmamak kaygılarıdır (Hz Muhammed in yaşamının ders konusu olması konusundaki MHP önerisinin hemen AKP önerisine dönüştürülmesi gibi). Bu nedenle getirdiği yargı paketinin en önemli maddesi olan ÖYM ile ilgili düzenlemeyi tartışmaya sunmaktan kaçınarak geceyarısı önergesiyle getirir; açık tartışmaları göğüsleyemez. Meclis teki 326 sandalyesine rağmen ürkek siyaset yapar. Kendi iç muhalefetine karşı yüreksizliğini Meclis teki yasal siyasi muhalefete karşı şahinliğiyle telafi eder. Olağan yasama sürecinin yolları ise kapatılır: Artık her yasa temel yasadır; böylece yasaların maddeleri görüştürülmez. Muhalefetin maddeler üzerindeki önergelerle beş dakikalık konuşma hakkı bile çok görülür; gücü yettiğinde içtüzük değişikliği bunun da hesabı görülür. Bir başka yöntem, torba yasaların olağanlaştırılmasıdır. Meclis neyi görüştüğünü bilemeden bu yasalar eklemelerle sürekli olarak şişirilir. İktidar milletvekilleri zaten el kaldırmak dışında işlevsizdirler; genellikle muhalefet kadar yasa içeriklerini öğrenemezler; ama bu, AKP demokrasisi için bir sorun değil tam tersine fazilettir. Yasama sürecinde iktidarın anayasa dışına çıkışlarını, hukuk dışı aşırılıklarını dizginleyemeyen anamuhalefetin anayasal denetime başvurma olanakları da fiilen tıkanmıştır. İktidarın 2010 Anayasa değişiklikleri, HSYK nın ve tüm üst yargının yürütmenin yörüngesine girmesini sağlamıştır. Anayasal denetim yolu kapandıktan sonra artık iktidarın Meclis teki yarım yamalak yasama süreçlerine dahi ihtiyacı (ve tahammülü) kalmayabilmiştir: Kamu yönetim sisteminde çok temel değişiklikler yapan 34 adet KHK işte bu nedenle AKP iktidarının dokuzuncu yılında yani AYM teslim alındıktan sonra gün yüzüne çıkmıştır. Bu koşullarda muhalefet Meclis te nasıl muhalefet yapabilecek? Meclis sıralarına vurmaktan, alkışla tempo tutmaktan, kürsüde susma eylemine başvurmaktan, içtüzükte olduğu gibi kürsüyü koruma altına almaktan ve en nihayetinde muhalefeti Meclis dışına taşımaktan başka? Anamuhalefet milletvekillerinin Meclis teki yasama ve denetim faaliyetlerinin ODA TV iddianamesi eklerine kanıt olarak eklendiği bir Türkiye de, iktidar kanadının hala muhalefeti çizilmiş sınırlar içinde muhalefet yapmaya davet etmesindeki ikiyüzlülük artık tahammüldışı değil midir? İktidar, tüm kanatlarıyla, bir teokratik totalitarizmin inşasına girişmişken muhalefet milletvekilleri bunun pasif seyircisi mi olacaktır? Adaletin, bağımsız yargının (cemaatin yargısının değil) iktidarın siyasi gücünü sınırlandırmasına izin vermeyen sistemler demokrasi adını alamaz. Böyle bir anlayışın özgürlükçü bir anayasa yapması, hatta samimi olarak böyle bir iradeye sahip olması da beklenemez. *** Yargı paketiyle, Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) yerine birden çok ilde görevlendirilen ağır ceza mahkemeleri yani Bölgesel Yetkili Mahkemeler (BYM) geçecektir. Çok hukuklu kabileler federasyonu korunmaktadır. AİH Sözleşmesine ve adil yargılama hakkına aykırı olarak özel yargılama usulleri devam ettirilmektedir. 12 Mart döneminde getirilen DGM ler, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldıktan (1976) sonra, 12 Eylül rejimince yeniden oluşturulmuş (1983), AKP elinde bunlar sadece askeri hâkimler sivilleştirilerek ÖYM lere dönüştürülmüştü (2005). DGM lerden ÖYM lere geçiş, bir bakıma 12 Eylül artığı sıkıyönetim mahkemelerinden AKP nin olağanüstü mahkemelerine yani karşı-devrim mahkemelerine geçiş olmuştur. Şimdi geçirilen BYM ler aynı yaklaşımın ürünüdür. Hukukun ortaçağına demir atan bu tutumları, iktidarcemaat kavgaları üzerinden meşrulaştırma veya iktidarın sorumluluğunu hafifletme yönünden değerlendirmek geçerli olamaz; yargıyı bugünkü yapıya iktidar-cemaat elele getirmiştir; şimdi aralarında itişme olması sonucu değiştirmez: Yargı içinde cemaat yapılanmalarına geçit verilmesinin sorumlusu doğrudan doğruya AKP yönetimidir. Ortada bir hukuk cinayeti vardır; her geçen gün, yasama da kullanılarak, hukuk devletinden uzaklaşılmaktadır; buna klan kavgaları üzerinden mazeret üretilmesi kabul edilemez. Türkiye de inceleme yapan Demokrasi ve Özgürlük İçin Avrupalı Yargıçlar Birliği (MEDEL), Raporunda, Hükûmet yandaşlarının yargılamadan muaf tutulduğunu Deniz Feneri ve MİT Müsteşarı örnekleriyle verip, iktidarın hoşuna gitmeyen yargılama süreçlerinde rol alanların sürüldüğünü veya yargılandıklarını, yargıya korkunun egemen olduğunu söylüyor. AB ye uyum yasaları diyerek karşımıza yargı paketleri gibi makyajları getiren bir iktidar hakkında Batı daki değer yargısı artık ne yazık ki budur. AKP, Türkiye nin utancı olmaya başlamıştır. (Bu yazı, 2 Temmuz sabahı TBMM de 78. madde üzerinde yapılan konuşmamızı esas almaktadır). Prof. Dr. Oğuz Oyan

10 SAĞLIK Mevzuatta Kürtaj * 2827 Sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun (1983) * Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük (1983) * Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütme Yönetmeliği (1983) Nüfus Planlaması Fertlerin istedikleri sayıda ve istedikleri zaman çocuk sahibi olmalarıdır. *Devlet, nüfus planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır. *Nüfus planlaması gebeliği önleyici tedbirlerle sağlanır. *Gebeliğin sona erdirilmesi, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. İzin - 18 yaşını bitirmiş (ergin) bekar kadının kendisinin, - 18 yaşından küçük kadının kendisinin ve velisinin, - vesayet altında bulunup ergin ya da mümeyyiz (ayırt etme gücü) değilse, kendisinin ve vasisinin (Bu halde ayrıca sulh hakiminden de izin alınması gerekir), - evliyse eşinin, İzin Alınması Gerekmeyen Haller - Akıl maluliyeti nedeniyle şuur serbestisine sahip olmayan kadın hakkında - Veli ya da sulh mahkemesinden izin alınmasının zamana ihtiyaç gösterdiği ve derhal müdahale edilmemesinin hayatı ve hayati Acil Hallerde Kürtaj - Kadının hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden durumlarda - yalnızca kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca - resmi yataklı tedavi kurumlarıyla özel hastanelerde (kadının buralara taşınması olanaksızsa, ameliye, muayenehane, ev gibi hastanın bulunduğu yerlerde de yapılabilir) *507 Sayılı Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütecek Personelin Eğitimi, Görev, Yetki ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik (1983) Kürtaj Döl yatağının içini kazıyıp cenini alma işi, rahimin tahliyesi, gebeliğin sona Zorunlu Hallerde Kürtaj - 10 haftayı geçen gebelikte, - annenin hayatını tehdit eden veya edecek olan hastalık ve durumlarda (Tüzük 2 sayılı listede gösterilmiştir) - doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacağı hallerde - doğum ve kadın hastalıkları uzmanı ve ilgili daldan bir uzmanın objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporları ile - resmi yataklı tedavi kurumlarıyla özel hastanelerde (Bulunması zorunlu araç ve gereçler Tüzük 2 sayılı listede gösterilmiştir) erdirilmesi demektir. İsteğe bağlı Kürtaj Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir. - Kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca bu uzmanların mesleklerini uyguladıkları yerlerde yapılır. - Bakanlıkça açılan eğitim merkezlerinde kurs görerek yeterlik belgesi almış pratisyen hekimler, kadın hastalıkları ve doğum uzmanının denetim ve gözetiminde yalnızca menstrüel regülasyon yöntemiyle (vakum aspirasyon yönteminin kullanıldığı küçük cerrahi müdahale) resmi tedavi kurumlarında rahim tahliyesi yapabilirler. - Anestezi gerektiren tahliyeler, anestezi uygulanabilen resmi tedavi kurumlarıyla özel hastanelerde yapılır. Sağlık Güvencesi - Analık sebebiyle ayakta veya yatarak hekim tarafından yapılacak muayene, - hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, - doğum, - laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, - konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, - hasta takibi, - rahim tahliyesi, - tıbbî sterilizasyon ve acil sağlık hizmetleri, SGK tarafından ödenir. TCK Zorla hamile bırakma suçu İnsanlığa karşı suçlardan olup zamanaşımı işlemez.