TÜRK VERGİ SİSTEMİNDE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME TEŞVİKLERİ



Benzer belgeler
Maliye Bakanlığı Sirküler 1. T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelirler Genel Müdürlüğü. Kurumlar Vergisi Sirküleri/1

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelirler Genel Müdürlüğü. Kurumlar Vergisi Sirküleri/1

TEKNOKENTLERDE VERGİ MUAFİYETLERİ VE DESTEKLER Rasim SEZER

Kurumlar Vergisi Sirküleri/1

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununda yer alan istisna

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ARAŞTIRMA, TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU

29 Soru ve Cevapla Teknopark 1 - AR-GE kapsamında bulunan faaliyetler nelerdir?

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO:

AR-GE FAALİYETLERİNİN TEŞVİKİNE YÖNELİK DÜZENLEMELER

AR-GE VE TEKNOKENT FAALİYETLERİNE SAĞLANAN VERGİSEL TEŞVİKLER

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİNDE FAALİYET GÖSTEREN FİRMALARIN BU BÖLGELER DIŞINDA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ AR-GE FAALİYETLERİNİN VERGİSEL DURUMU

TEKNOKENTLERDE KURUMLAR VERGİSİ İSTİSNASI

86 NO LU KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

Sıkça Sorulan Sorular

SANAYİ ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI TARAFINDAN YÜRÜTÜLEN

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA AR-GE İNDİRİMİ UYGULAMASI ve TÜBİTAK

ARGE HİBE DESTEKLERİ SAYILI KANUN KAPSAMINDA YAPILAN AR-GE HARCAMALARINA İLİŞKİN HİBE DESTEKLERİNİN TABİ TUTULACAĞI İŞLEMLER

AR-GE MEVZUATI VE HİBE ŞEKLİNDEKİ AR-GE DESTEKLERİNİN TABİ OLMASI GEREKTİĞİ İŞLEM

Sirküler no: 035 İstanbul, 25 Mart 2009

4691 SAYILI TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, Yasası sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU. Kanun Numarası : 4691

5746 SAYILI ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 5) YAYIMLANDI

AR-GE HARCAMASI-HİBE DESTEK TUTARI FARKLILIĞI. Zihni KARTAL 1

AR-GE İNDİRİMİ AR-GE İNDİRİMİ. (86 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği)

5746 SAYILI AR-GE FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDAKİ KANUNDA YER ALAN TEŞVİKLER

1)TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİNDE MUAFİYET VE İSTİSNALAR VE KARŞILAŞTIRMA TABLOSU

AR-GE İNDİRİMİ UZATILMASI HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2005/018

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

KONU : 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme Ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi

Konu: ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİNE İLİŞKİN UYGULAMA VE DENETİM YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİKLER YAPILMIŞTIR.

5746 SAYILI ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 5)

KAMU KURUMLARINDAN SAĞLANAN HİBE DESTEKLERİN VERGİLENDİRİLMESİ VE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ

II. BÖLÜM 4691 SAYILI TEKNOPARKLAR KANUNU VE ÝLGÝLÝ MEVZUAT

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri nde (Teknokent/Teknopark)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Kanunda Belirtilen Damga Vergisi İstisnası Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2016/147

1 SERİ NO'LU 5746 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ

5520 VE 5746 VE SAYILI KANUN ÇERÇEVESİNDE AR-GE İNDİRİMİ UYGULAMASINDA DESTEK KAPSAMINA ALINAN GİDERLERE İLİŞKİN FARKLILIKLAR

SİRKÜLER NO: 2016 / 34

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği, Mükelleflerin İşletmeleri Bünyesinde Yeni Teknoloji ve ve Bilgi Araştırma Harcamalarının Ar-Ge İndirimine İlişkin

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/19 TARİH: Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği (Yeni) Yayınlanmıştır.

SUN BA IMSIZ DI DENET M YEM MAL K A.

No: 2016/72 Tarih:

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN DÜZENLENMESİ GEREKEN SERBEST BÖLGE FAALİYET TASDİK RAPORU NA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

SİRKÜLER RAPOR 5225 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 1 )

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ TEKNOKENT İÇİN SIKÇA SORULAN SORULAR

AR-GE TeĢvikleri. Mevcut Durum

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliği Taslağı (Seri No: 5) AÇIKLAYICI BİLGİ NOTU


5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin. Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliği. (Seri No: 1) (Taslak)

AR-GE FAALİYETLERİNDE GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ TEŞVİKİ

KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ ÜZERİNDE YAPILACAK SOSYAL İNDİRİMLER

Resmî Gazete Sayı : 26959

Levent Cad. Tekirler Sok. No:4 1. LEVENT/İSTANBUL Tel: Fax:

SİRKÜLERİMİZİN KONUSUNU AR-GE VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİNE İLİŞKİN HUSUSLAR OLUŞTURMAKTADIR.

5746 SAYILI ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN

SİRKÜLERİMİZİN KONUSUNU GELİR VERGİSİ KANUNU UYGULAMASINDAKİ YENİLİKLER OLUŞTURMAKTADIR.

TÜRKİYE DE YERLEŞİK OLMAYAN KİŞİLERE VERİLEN HİZMETLER NEDENİYLE VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI

SİRKÜLER 2016/13. : Ar-Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesinde Değişiklik Yapan 6676 Sayılı Kanun Yayımlandı.

Türkiye den Yurtdışında Yerleşiklere Verilen Hizmetlerde Vergi İndirimi

SİRKÜLERİMİZİN KONUSUNU AR-GE TEŞVİK DÜZENLEMELERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER OLUŞTURMAKTADIR.

Ar-Ge ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliğinde Değişiklik

CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ... ANABİLİM DALI/BÖLÜM BAŞKANLIĞI NA

FİNANSAL KİRALAMADA SAT GERİ KİRALA İŞLEMLERİNİN VERGİ UYGULAMALARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ (II)

5746 SAYILI ARAġTIRMA, GELĠġTĠRME VE TASARIM FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 5)

SPOR KULÜPLERİNE YAPILACAK BAĞIŞ VE YARDIMLAR. Sayfa1. Mevzuat Yazıları: 2017/09 YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR & BAĞIMSIZ DENETÇİ ASIM GEZER

KONU: SERBEST BÖLGELERDE İSTİHDAM EDİLEN HİZMET ERBABININ

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/224 Ref: 4/224. Konu: 295 SERİ NUMARALI GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYINLANMIŞTIR

Yaklaşım Dergisinin 235 Sayısında Yayınlanmıştır.

sayılı Kanunun Geçici 19 uncu Maddesi Kapsamında İşe Alınan Ücretlilere İlişkin Gelir Vergisi Stopajı Teşviki Uygulaması

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA 2016 YILINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi. Prof. Dr. Harun MİNDİVAN TTO Koordinatörü Bilecik KÜSİ İl Temsilcisi

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 7) Türkiye'den Yurtdışı Mukimi Kişi ve Kurumlara Verilen Hizmetler

TOPLAM TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİ SAYISI

Bakanlığımızca Yürütülen Ar-Ge ve Yenilik Programları

Konu: 295 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği 23 Aralık 2016 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.

DAMGA, HARÇLAR, EMLAK, BELEDİYE GELİRLERİ VE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNLARINDA DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/037 Ref: 4/037

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB)

TEBLİĞ. f) Ar-Ge personeli: Ar-Ge faaliyetlerinde doğrudan görevli araştırmacı ve teknisyenleri;

19- Mevsim bitimi (İş akdinin askıya alınması halinde kullanılır.tekrar başlatılmayacaksa 4 nolu kod kullanılır)

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI SANAYİ ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 5746 SAYILI AR-GE FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN

-Satış konusunun taşınmaz, iştirak hissesi, kurucu senetleri,intifa senetleri, rüçhan hakkı olması,

SİRKÜLER RAPOR 2 SERİ NO LU KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ. Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/53

4 TEMMUZ /2. DÖNEM SERBEST MUHASEBECĐ MALĐ MÜŞAVĐRLĐK VERGĐ MEVZUATI VE UYGULAMASI SINAVI SORULAR

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

SİRKÜLER: 2014/021 BURSA, Konu: E-Beyanname Sistemindeki 2013 Yılı Kurumlar Vergisi Bildirimindeki Yenilikler Hakkında

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

KURUMLAR VERGİSİNDE ARGE İNDİRİMİ KARŞILAŞTIRILMASI

DUYURU: / tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 10 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği nde;

İŞKUR VASITASIYLA İŞE İLAVE ALINANLAR İÇİN GETİRİLEN GELİR VERGİSİ STOPAJ DESTEĞİ HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI:

Sirküler No: 122 İstanbul, 23 Aralık 2016

Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı Hakkında Yönetmelik

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE SAĞLANAN VERGİ İNDİRİMİ TEŞVİKİ

1. Sınai mülkiyet haklarından elde edilen kazanç ve iratların kapsamı

Konu: 297 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğ, 16/03/2017 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

Transkript:

TÜRK VERGİ SİSTEMİNDE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME TEŞVİKLERİ Doç. Dr. Şaban UZAY * ÖZET Modern ekonomilerde birçok teknolojik yenilik firmaların Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirilmektedir. Ancak, Ar-Ge faaliyetleri hem riskli hem de özel kesimin tek başına karşılayamayacağı kadar maliyetlidir. Bundan dolayı Ar-Ge faaliyetleri birçok gelişmiş ülkede çeşitli politikalarla desteklenmektedir. Türkiye de Ar-Ge faaliyetlerine yönelik teşvik çalışmalarına 1985 yılında vergi ertelemesi ile başlanmış, 2001 yılında yayımlanan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile devam ettirilmiştir. Söz konusu düzenlemelerle Maliye Bakanlığı, vergi indirimi ve kazanç istisnası gibi işletmenin vergi yükünü azaltma yönünde teşvikler sağlamıştır. Bunun dışında, TÜBİTAK, TTGV, KOSGEB, ihracat teşvikleri kapsamında Dış Ticaret Müsteşarlığı, yatırımlarda devlet yardımları kapsamında Hazine Müsteşarlığı gibi kuruluşlar da hibe veya borç şeklinde sermaye desteği sağlayarak işletmelerin Ar-Ge faaliyetlerine katkıda bulunmaktadırlar. Söz konusu desteklerden yararlanarak bir çok firma Ar-Ge projesini başarıyla gerçekleştirmiştir. Dolayısıyla teşvikler süre sınırı olmaksızın, kapsamı genişletilerek sürdürülmelidir. Anahtar Kelimeler: Teknolojik gelişme, vergi teşvikleri, teknoloji geliştirme bölgeleri. ÇALIŞMANIN PLANI I. GİRİŞ II. TEKNOLOJİK GELİŞME VE VERGİ TEŞVİKLERİ III. TÜRKİYE DE UYGULANAN TEKNOLOJİK VERGİ TEŞVİKLERİ A. TEKNOLOJİK GELİŞME BÖLGELERİNDE FAALİYETTE BULUNAN İŞLETMELERE YÖNELİK VERGİ TEŞVİKLERİ B. AR-GE İNDİRİMİ C. AR-GE VE YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNE MALİ DESTEK VERİLMESİ IV. TÜRKİYE DE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VERGİ TEŞVİKLERİNİN UYGULANMA DÜZEYİ V. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ I. GİRİŞ Teknoloji en basit tanımıyla, bilginin bir ürünüdür. Teknolojinin devamı olarak kabul edilebilecek teknolojik gelişme ise, üretim ve ilgili yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aletleri kapsayan bilgideki gelişmeyi kapsar. Gerek firmalar gerekse ülkeler için teknolojinin kullanımı ve teknolojik gelişmenin takip edilmesi bir zorunluluktur. Teknolojik gelişme konusunda başarılı firmalardan Siemens in Türkiye Başkanının, bu konudaki görüşleri şöyledir; Yenilikçi teknolojiler rekabet edebilme gücümüzü artırıyor. Eğer kendi ürünleriniz yoksa, o zaman üretimdeki katma değer derinliğiniz çok sığ kalıyor. Katma değer derinliğiniz sığ olduğu zaman, girdi maliyetleriyle toplam satış maliyetleri arasındaki farkı o ülkede ya da o şirkette üretemiyorsunuz demektir (Capital,2006:98). * Erciyes Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü (E-Posta: suzay@erciyes.edu.tr) 1

Yeni iş yerleri yalnızca yeni ürünlerle yaratılır ; Ya hiç yapılmamış olanı yapacak ya da yok olacaksın gibi sözler yenilikçi düşüncenin 21.yüzyıl iş dünyasında artık bir zorunluluk olduğunu bizlere hatırlatmaktadır. Ulusal ve uluslararası rekabette üstünlük sağlamak isteyen işletmeler, yenlikçi ve yaratıcı yeteneklerini kanıtlamalı ve öne çıkarmalıdırlar (Gülçubuk,2006:316). Latince innovatio sözcüğünden türetilen, inovasyon; bir şeyi yeni tasarımlama, biçimlendirme, yenileştirme anlamına gelmektedir. İnovasyon, bilim ve teknolojiyi ekonomik ya da toplumsal bir faydaya dönüştürmektir. İnovasyon (yenilik) sadece yeni ürünlerle veya hizmetlerle sınırlı değildir. Yeni bir iş, yeni bir yöntem, yeni bir teknoloji ve yeni iş süreçleri yaratmak ta inovasyon kapsamına girmektedir. İnovasyon süreci bir işletmenin Ar-Ge faaliyetleri ile doğrudan ilişkilidir (Gülçubuk,2006:316). Modern ekonomilerde bir çok teknolojik yenilik firmaların Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirilmektedir. Ar-Ge faaliyetleri teknolojik gelişmeyi tetiklemektedir. Bu durum, daha verimli, kaliteli ve yenilikçi üretimin ve hizmetin önünü açmaktadır. Böylece hem firma düzeyinde, hem de ülke düzeyinde bir rekabet avantajı kazandırmaktadır. Bu avantaj doğru kullanıldığında dünya pazarlarından daha yüksek pay alınmakta ve karlılığa ulaşılmaktadır. Daha çok kar eden kuruluşlar ise, Ar-Ge ye daha fazla kaynak ayırmaktadır (Çerçeve,2006:39). Kısaca Ar-Ge döngüsü adı verilen söz konusu bu pozitif döngüyü başarmış ülkelerin en tanınmışı Güney Kore dir. Ar-Ge ye dayanan teknolojik gelişme sonucunda, 1960-90 döneminde gelişmiş ülkelerin gelir düzeyini yakalamış ülkelerden Güney Kore örneğinin en çarpıcı yönlerinden biri; bariz bir devlet müdahalesi ve öncülüğünde, öncü sektörler saptanması ve bu sektörlerin çeşitli yönlerden (finansman kolaylıkları, vergi teşvikleri gibi) desteklenmesi ve toplumun ortak bir amaç etrafında disipline olmasıdır (Çakmak,2003:31). Yapılan araştırmalar, teknoloji geliştirme bölgelerinde (teknoparklarda) faaliyet gösteren firmalara başlangıçta fon desteği (kredi verme, risk sermayesi ve proje desteği gibi) şeklinde sağlanan devlet desteğinin dünya genelinde yaygın bir uygulama olduğunu bizlere göstermektedir (Şenlier,2006:83). Çünkü Ar-Ge faaliyetleri hem riskli hem de özel kesimin tek başına karşılayamayacağı kadar maliyetlidir. Dolayısıyla ülkemizde de girişimcilerin teknolojik gelişme çalışmalarına yardımcı olmak amacıyla, çeşitli devlet destekleri ile teşvik edilmesi bir politika olarak benimsenmiştir. Bu yöndeki teşvikler ülkemizde vergi temelli ve mali destek (hibe, kredi gibi) olmak üzere gerçekleşmiştir. Teknolojik gelişmeye yönelik vergi teşvikleri kapsamında ilk teşebbüs 1985 yılında getirilen; mükelleflerin yıl içinde yaptıkları Ar-Ge harcamalarına vergi ertelemesi düzenlemesidir. Teknoloji bölgeleri konusu ise, Türkiye nin gündemine 1987 yılında girmiş ve ilk oluşum 1988 yılında gerçekleşmiştir. Mali teşvikler ise 1990 ların ortalarından itibaren uygulanmaya başlanmış olup, bunlar; TÜBİTAK tarafından değerlendirilmesi yapılan Ar-Ge bağışları ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) tarafından verilen Ar-Ge kredileri olmuştur (Taymaz,2000:165). Çalışmanın amaçları; a)ülkemizde firmaları teknoloji geliştirme faaliyetlerine yönlendiren devlet desteklerinden vergi teşvikleri konusunda bilgi vermek, b)söz konusu teşviklerin uygulanmasında karşılaşılan sorunları saptamak, c)konu ile ilgili değerlendirmeler yapmak ve öneriler getirmektir. Çalışma başlıca dört ana bölümden oluşmakta olup, birinci bölümde teknolojik gelişme ve vergi teşvikleri ilişkisi açıklanmaktadır. İkinci bölümde Türkiye de uygulanan teknolojik vergi teşvikleri hakkında bilgi verilmektedir. Üçüncü bölümde ise Türkiye de söz konusu teşviklerin uygulanma düzeyi açıklandıktan sonra konu ile ilgili özel ve genel değerlendirmeler dördüncü bölümde sunulmaktadır. 2

II. TEKNOLOJİK GELİŞME VE VERGİ TEŞVİKLERİ Teknolojik gelişme sürecinin en önemli girdilerinden biri olan Ar-Ge faaliyetleri özellikle gelişmiş ülkelerde çeşitli politikalarla uzun yıllardır desteklenmektedir. Çünkü Ar- Ge faaliyetlerinin riskli olması sebebiyle ve getirilerinin tam olarak elde edilememesi sonucu, bu faaliyetlere ayrılan kaynak yetersizdir. Dolayısıyla bu yetersizliğin bir sonucu olarak yeterli hızda ürün ve süreçler gelişmeyecektir. Neo-klasik iktisatçıların piyasanın aksaması olarak değerlendirdiği bu durumda devlet çeşitli politikalarla Ar-Ge faaliyetlerini destekleyebilir (Taymaz,2000:166). Devletin Ar-Ge faaliyetlerine desteği; bağışlar, düşük faizli krediler, Ar-Ge faaliyetleri ile ilgilenen işletmelere yönelik çeşitli vergi indirimleri gibi finansal desteklerdir. Finansal destekler dışında uygulanan diğer teknolojik destek politikaları ise; satın alma politikaları (özellikle askeri ürünlerde misyona yönelik ihalelerde, özel kesimin yeni ürün ve süreç geliştirme maliyeti, ihale kapsamında devlet tarafından karşılanması) ile bilim ve teknoloji alt yapısına devletin dolaysız yatırımlarıdır (Taymaz,2000:167). Vergi teşvikleri (vergi planlaması, vergi avantajları, vergiden kaçınma ile aynı anlamda kullanılmaktadır), bir ülkede kanun koyucunun çeşitli amaçlarla işletmelerin lehine oluşturduğu vergi araçlarının kullanılması yönündeki çalışmalara denilmektedir. Vergi teşviklerinden yararlanmak, yerel ve uluslararası mali mevzuatta yer alan indirim, istisna ve muafiyetlerden faydalanarak ve tamamen yasal olarak maksimum vergi tasarrufu sağlamak için işletmelerin kendi yapısına uygun olarak uygulayabileceği çözümlerdir (İbiş,2004:78). Şüphesiz vergi teşviklerinden yararlanma olgusu rasyonel davranan her kişi veya kurumun yapması gereken ancak bazılarının yaptığı bazılarının da bilmediği için yapamadığı işlemlerdir (Şişman,2003:41). Kanun koyucunun vergi kanunları veya başka kanunlar yoluyla oluşturduğu teşviklerin asıl amacı iktisadidir. Ülkenin ekonomik gelişmesine yön vermek, toplumdaki sosyal dengeleri korumak gibi. Bu amaçla bazı alanları teşvik eder, bazı alanların cazibesini azaltır. Zaman içerisinde gelişmelere bağlı olarak, teşviklerin kapsamını genişletir, daraltır veya uygulanmasına son verebilir. Nitekim ülkemizde son 20 yıl içerisinde uygulanan yatırımları özendirici vergi teşvikleri, ülkemizde bir çok yatırımın yapılmasına yol açmış, bu suretle başta işsizliğin azaltılması olmak üzere ekonomiye önemli katkılar sağlanmıştır (Çalıkoğlu,2005:63). Türkiye de halihazırda uygulanan tüm teşvikler Ek 1 de görülebileceği gibi başlıca üç grupta toplanmaktadır. Bunlar; yatırımlara yönelik teşvikler, ihracata yönelik teşvikler ve diğer teşviklerdir. İşletmelerin teknoloji geliştirmeye yönelik vergi teşviklerine her üç grupta da rastlanmakla birlikte ağırlıklı olarak yatırımlara yönelik teşvikler arasında yer almaktadır. III. TÜRKİYE DE UYGULANAN TEKNOLOJİK VERGİ TEŞVİKLERİ Türkiye de teknoloji geliştirmeye yönelik vergi teşviklerinin yasal dayanağı; Gelir Vergisi Kanunu (GVK), Kurumlar Vergi Kanunu (KVK) ile 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu (TBK) ve bu kanunlara dayanarak çıkartılan yönetmeliklerdir. Bunun dışında çeşitli kamu ve sivil toplum kuruluşlarınca sağlanan mali desteklerde söz konusudur. Ülkemizde sağlıklı bir ekonomik büyümeye alt yapı hazırlanmasına katkı sağlamak, Ar-Ge faaliyetlerine özel sektörün ilgisini çekmek için vergi teşviklerinin uygulanmasına ilk kez 1985 yılında başlanmıştır. Ar-Ge vergi ertelemesi teşviği ile, mükellefler, Ar-Ge harcamaları tutarına bağlı olarak üç yıl süre ile vergi ertelemesi imkanına kavuşmuştur. Ancak zamanla enflasyondaki düşüş, vergi ertelemesi teşviğinin cazibesini azaltmış ve 31.7.2004 3

tarihinden itibaren de vergi ertelemesi, Ar-Ge indirimine dönüştürülmüştür. Diğer yandan Türkiye nin teknolojik gelişmede rekabet gücünü artırmak, bu konuda ilgili kesimleri bir araya getirmek ve özel sektörün teknoloji geliştirme konusundaki çabalarına destek vermek için 2001 yılında Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu yayımlanmıştır. 4691 sayılı Kanun ile söz konusu bölgelerde gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyetlerine çok önemli teşvikler sağlanmıştır. Firmaların teknoloji geliştirmeye, teknolojik yeteneklerini artırmaya yönelik Ar-Ge faaliyetleri ülke ekonomisi için de çok önemli olduğu için, bu tür faaliyetler çeşitli kamu ve sivil toplum kuruluşları tarafından da desteklenmektedir. Dış Ticaret Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı, DPT, KOSGEB, TÜBİTAK söz konusu kuruluşlara örnek olarak verilebilir. Dış Ticaret Müsteşarlığının ihracata yönelik devlet yardımları kapsamında Ar-Ge faaliyetlerine katkısı, hibe veya borç şeklinde sermaye desteği şeklinde iken, Maliye Bakanlığı nın teşvikleri vergi indirimi ve kazanç istisnası gibi işletmenin vergi yükünü azaltma yönünde olmaktadır. Türkiye de firmaları teknoloji geliştirme faaliyetlerine yönlendiren, bu tür faaliyetleri cazip hale getiren vergi teşvikleri başlıca üç türdür. Bunlar: a) Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyette bulunan işletmelere yönelik vergisel teşvikler, b) Ar-Ge İndirimi teşviği, c) Ar-Ge Projelerine TÜBİTAK, TTGV vb. kurumlar aracılığıyla mali destek verilmesidir. Yukarıda sıralanan teşvikler aşağıda açıklanmakla birlikte, Ek 2 de toplu bir şekilde gösterilmiştir. işletmelerin teknoloji geliştirmeye yönelik söz konusu teşvikleri yakından tanıması, bu teşviklere ilişkin aranan koşulları sağlaması, kendi yararlarına olacağı gibi dolaylı olarak ülke ekonomisinin gelişmesine ve ekonominin rekabet gücünün artırılmasına da katkı sağlayacaktır. A. TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİNDE FAALİYETTE BULUNAN İŞLETMELERE YÖNELİK VERGİ TEŞVİKLERİ Teknopark şemsiyesi kapsamında kuluçka merkezlerinden (incubation center), başlayarak, ölçek ve kapsamına göre bilim parkı, teknoloji merkezi, teknopark, teknopol/teknocity, ve hatta tekno-state (Japonya da örneği olduğu gibi) tanımlara rastlanmaktadır. Bu tanımları özetle beş gruba ayırabiliriz yani beş tür ileri teknoloji gelişim alanı bulunmaktadır. Bunlar (Şenlier,2006:78): - Geliştirme Merkezleri (Innovation Centers) - Bilim ve Araştırma Parkları (Science and Resarch Parks) - Teknoloji parkları (Technology Parks) - Ticari amaçlı parklar (Commercial/business parks) - Üst düzeyde gelişmiş endüstriyel mekanlar (Up-graded Industrial Estates). Söz konusu ileri teknoloji alanlarının tanımları konusunda net sınırlar getirmek güç olmakla birlikte ortak özellikleri; araştırma nitelikli bir üniversite veya enstitü ile bağlantılı olmalarıdır. Bunların asıl oluşturulma amaçları, ileri teknoloji çağında bu kurumlarla geliştirilen yeniliklerin/buluşların sanayiye aktarılarak ekonomiye ivme kazandırmaları, böylece ülke gelişmesine de katkı sağlamalarıdır. Teknoloji bölgeleri konusundaki ilk gelişmeler ABD de 1948 yılında Kaliforniya daki Menlo Park la başlamış, 1960 lar boyunca da çeşitli modellerle gelişme devam etmiştir. Avrupa ülkelerinde bu konuda yaşanan gelişme ise 1970 li yıllarda yaşanan ekonomik krizin etkisiyle, artan işsizliği önlemek için küçük ve 4

orta ölçekli girişimleri destekleme düşüncesiyle başlamıştır. Japonya da ise bu yöndeki oluşumlar 1980 de en yoğun noktasına ulaşmıştır. Teknoloji bölgeleri konusu, Türkiye nin gündemine 1987 yılında girmiş, ilk oluşum 1988 yılında gerçekleşmiştir. 2001 yılında ise sistemin yasal dayanağını oluşturan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu 1 (TBK) çıkarılmıştır. Bu gün ülkemizde 22 adet teknoloji geliştirme bölgesi (TGB) ilgili bakanlıkça onaylanmış ve bir kısmı kurulmuştur. Kanun da teknoloji gelişme bölgesi; Yüksek/ileri teknoloji kullanan ya da yeni teknolojilere yönelik firmaların, belirli bir üniversite veya ileri teknoloji enstitüsü ya da AR- GE merkez veya enstitüsünün olanaklarından yararlanarak teknoloji veya yazılım ürettikleri/geliştirdikleri, teknolojik bir buluşu ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline dönüştürmek için faaliyet gösterdikleri ve bu yolla bölgenin kalkınmasına katkıda bulundukları, aynı üniversite, ileri teknoloji enstitüsü ya da AR-GE merkez veya enstitüsü alanı içinde veya yakınında; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği siteyi veya bu özelliklere sahip teknoparkı şeklinde tanımlanmaktadır (Md.3/a). Kanun un amacı ise özetle, ülkemizde teknolojik alt yapıyı sağlamaktır (Md.1). Teknoloji geliştirme bölgeleri, Kanun un 4. maddesine göre değerlendirme kurulunun önerisi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile kurulmaktadır. Değerlendirme kurulu, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü başkanlığında, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı, Türkiye bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Başkanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Bakanlık tarafından belirlenecek teknoloji konusunda faaliyet gösterecek bir özel kuruluştan birer temsilciden oluşmaktadır. 4691 sayılı Kanun ile, teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren işletmelere yönelik istisna ve muafiyetler 2 getirilmiştir. Maliye Bakanlığı 4691 sayılı Kanun daki düzenlemelere paralel olarak vergi mevzuatında (GVK ve KVK da) gerekli değişiklikleri gerçekleştirmiş ve konu ile ilgili olarak 28.10.2003 tarihinde 1 sayılı KV sirküsü yayınlamıştır. Daha sonra 4691 sayılı Kanun un Geçici 2. maddesi ile 5035 sayılı Kanun 3 ile yapılan düzenleme ile yenilikler getirilmiştir. Maliye Bakanlığı 5035 sayılı kanunla getirilen yenilikleri açıklamak amacıyla, 15.03.2004 tarihinde 6 sıra nolu KV Sirküsünü ve 4.3.2005 tarihinde de 16 sayılı KV sirküsünü yayınlamıştır. 4691 sayılı TBK ve 5035 sayılı kanunla yapılan değişiklikler incelendiğinde başlıca üç tür teşvikle karşılaşılmaktadır. Ayrıca, diğer kanunlarla (Katma Değer Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu gibi) getirilen teşvikler ise aşağıda dördüncü grup olarak açıklanmıştır. Söz konusu yasal düzenlemelere ve Maliye Bakanlığının konuyla ilgili yayınladığı özelgelerdeki açıklamalara göre teknoloji geliştirme bölgelerine yönelik vergi teşvikleri şunlardır: 1. Yazılım ve Ar-Ge Faaliyetlerinden Elde Edilen Kazançlara Uygulanan Gelir ve Kurumlar Vergisi İstisnası Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren mükelleflerin bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar 31/12/2013 tarihine kadar gelir ve kurumlar 1 Resmi Gazete, Sayı: 24454, Tarih: 6.7.2001. 2 Vergi hukukunda istisna: Vergi kanunlarına göre bir verginin konusu üzerinden vergi alınması gerekirken, yine kanunla yapılan düzenleme uyarınca o vergi konusunun belirli şartlarda kısmen veya tamamen açıkça vergi kapsamı dışında bırakılmasıdır. Muafiyet ise; vergiye tabi olması gerektiği halde kanunla yapılan düzenleme uyarınca kişilerin (gerçek veya tüzel) devamlı veya geçici olarak vergiden hariç tutulmasıdır. 3 5035 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Resmi Gazete, Sayı:25334 (Mükerrer), Tarih:02.01.2004. 5

vergisinden istisnadır. İstisna uygulamasında mükellefin tam veya dar mükellefiyet esasında gelir veya kurumlar vergisine tabi olmasının bir önemi bulunmamaktadır. İstisna sadece bölgede yürütülen yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerine tanındığından, mükelleflerin gerek bölge içinde gerekse bölge dışarısında üretim faaliyeti sonrası verdikleri destek, bakım, uygulama danışmanlığı gibi hizmetlerden sağladıkları kazançların istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Teknoloji geliştirme bölgelerinde şube olarak faaliyet gösteren mükelleflerin, bu bölgelerden şubeleri kanalıyla elde edecekleri kazançlara istisna uygulanabilmesi için kayıt sistemlerini merkez ve şube hesaplarının ayrı ayrı izlenmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Mükelleflerin bu amaçla teknoloji bölgelerinde faaliyet gösteren şubeleri için ayrı defter tutmaları ve ayrı defter bastırmaları da mümkündür 4. Uzmanlar, münhasıran merkezine hizmet verecek teknoloji geliştirme bölgesindeki şubelerin, ayrı bir şirket olarak yapılanmasını önermektedirler (Sağlam,2005:41). Söz konusu istisnanın uygulanması için bölgede yer alan mükellefin, faaliyette bulunduğu teknoloji geliştirme bölgesinin yönetici şirketinden alınan belge (bölgede yer aldığı ve faaliyet alanını gösterir) ile Maliye Bakanlığı na başvuruda bulunması gerekmektedir. Ayrıca girişimciler, istihdam ettikleri tüm araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge projelerindeki görev tanımlarını, nitelik ve çalışma sürelerini belirleyip yönetici şirkete onaylatmaları ve aylık olarak Maliye Bakanlığı na beyan etmeleri gerekmektedir. Bu konularla ilgili yazışmalar, bağlı bulunulan vergi dairesi ile yapılması gerekmektedir (Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yön. Md.37/b) 5. İstisna tutarının saptanmasında; istisna kapsamındaki faaliyetlerden elde edilen hasılattan (gelirden), bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın tamamı istisna olacaktır. İstisna kapsamındaki gelir iki şekilde elde edilebilir: a) Bölgede üretilen ürünlerin satışı sonucu ortaya çıkan satış hasılatı veya, b) Üretilen ürün önce maliyet bedeli ile aktifleştirilir, sonra lisans ücreti, kira vs. alınarak ürün geçici bir süre için kullandırılabilir. Bu takdirde ürünün maliyetinin amortisman yoluyla giderleştirilmesi gerekir (Sağlam,2005:40). Bölgede faaliyet gösteren mükelleflerin esas faaliyetleri dışındaki gelirleri (faiz gelirleri, kur farkları istisna kapsamındaki alacaklardan doğan kur farkları, vade farkları hariç- gibi olağandışı gelirler) istisna kapsamında değerlendirilmez 6. Ayrıca istisna kapsamındaki faaliyetlerden zarar edilmesi sonucunda bu zarar, diğer kazançlardan indirilmez. Bölgede gerçekleştirilen bir faaliyetin istisna kapsamında değerlendirilip, değerlendirilmeyeceği konusunda 4691 sayılı kanun da belirtilen Ar-Ge ve yazılım tanımları belirleyici olmaktadır. Buna göre, Ar-Ge; Bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni bilgileri elde etmek veya mevcut bilgilerle yeni malzeme, ürün ve araçlar üretmek, yazılım üretimi dahil olmak üzere yeni sistem, süreç ve hizmetler oluşturmak amacı ile yapılan düzenli çalışmalardır. Yazılım ise; Bir bilgisayar, iletişim cihazı veya bilgi teknolojilerine dayalı bir diğer cihazın çalışmasını ve kendisine verilen verilerle ilgili gereken işlemleri yapmasını sağlayan komutlar dizisinin veya programların ve bunların kod listesini, işletim ve kullanım kılavuzlarını da içeren belgelerin ve hizmetlerin tümü olarak tanımlanmıştır. Bölgede faaliyet gösteren mükelleflerin istisna kapsamına giren ve girmeyen faaliyetlerinde müştereken kullandığı tesisat, makine ve ulaştırma vasıtalarının amortismanlarının bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre dağıtımının yapılması 4 Maliye Bakanlığı nın 20.05.2004 tarih ve 22359 sayılı Özelgesi. Aktaran; Bıyık ve Kıratlı,2006:563. 5 Resmi Gazete, Tarih:19.06.2002. 6 Maliye Bakanlığı nın 20.05.2004 tarih ve 22359 sayılı Özelgesi. Aktaran; Bıyık ve Kıratlı,2006:563. 6

gerekmektedir. Ayrıca müşterek giderlerinde uygun dağıtım anahtarları ile (kullanım alanı, kişi sayısı, cari yılda oluşan maliyetlerin birbirine oranı gibi) dağıtılması gerekmektedir. Bölgede faaliyette bulunan mükelleflerin faaliyetlerinin bir kısmını fason olarak bölge dışına yaptırmaları halinde istisnadan yararlanmaları hususu çok açık olmamakla birlikte, baskın olan unsur işletmenin kendi üretimi ise, istisna uygulamasını engellemeyeceği yine de ileride bir sorunla karşılaşmamak için bu tür işletmelerin Maliye Bakanlığı ndan özelge almaları önerilmektedir (Sağlam,2005:44). İstisnanın geçici vergilendirme dönemlerinde uygulanması mümkündür. İstisna uygulamasına ilişkin olarak yıllık vergilendirme dönemi için yukarıda yapılan açıklamalar, geçici vergi dönemleri itibariyle yapılan istisna tutarı ve matrah hesaplamaları açısından da geçerlidir. Bölgede elde edilen ve kurumlar vergisi istisnası uygulanan kazançların gerçek kişilere dağıtılması halinde GVK nın 94/6-b maddesi uyarınca dağıtılan kar payları üzerinden %10 oranında kar dağıtım stopajı yapılması gerekmektedir. Ancak 31.12.2002 ve önceki dönemlere ait teknoloji geliştirme bölgesi kazancının dağıtılması halinde bu stopaj yapılmaz. 2. Bölgede Çalışan Personelinin Ücretlerine İstisna Uygulanması Teknoloji geliştirme bölgelerinde çalışan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri 31/12/2013 tarihine kadar gelir vergisinden istisnadır. Ücreti GV den müstesna olan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinin bölgede fiilen çalışıp çalışmadığı yönetici şirket tarafından denetlenecektir. Bölgede fiilen çalışmayanlara veya bölge dışında çalışılan süreye istisna uygulandığının tespit edilmesi halinde, ziya uğratılan vergi ve buna ilişkin cezalardan yönetici şirket de ayrıca sorumlu olacaktır. İstisna uygulamasına ilişkin diğer özellikli hususlar ise; - Kazancın ücret niteliğinde olması gerekir. Yazılım ve Ar-Ge faaliyeti sonucu elde edilen gelirin serbest meslek faaliyeti niteliğinde olması halinde elde edilen kazanç, geçici 2. maddenin ikinci 1. fıkrası çerçevesinde gelir vergisinden müstesna tutulabilir (Bıyık ve Kıratlı,2006:565). - Personelin hem bölge içinde hem de bölge dışındaki projelerde çalışıyor olması halinde sadece bölge içerisinde çalışılan süreye tekabül eden ücret kısmı gelir vergisinden istisnadır. Bölge dışında çalışılan süreye ait hak kazanılan ücret ise gelir vergisine tabidir. Bölgede geliştirilen projelerin pazarlanması amaçlı olarak bölge dışında çalışılan sürelerin istisna kapsamına dahil edilmesi mümkün değildir. - Bölgede çalıştırılan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinin kanuni izin süreleri içerisinde hak kazandıkları ücretlerin de istisnaya konu edilmesi gerekir. Mükelleflerce, anılan personele çeşitli adlarla yapılan ve ücret olarak değerlendirilecek ödemeler de (prim, ikramiye vb.) istisna kapsamında olacaktır. - İstisna gelir vergisi ile sınırlı değildir. Bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinin, bu görevleri ile ilgili ücretleri her türlü vergiden (örneğin damga vergisi) müstesnadır. - Bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinin bu görevleri nedeniyle elde ettikleri ücretler, GV den müstesna olduğundan, bölgede faaliyette bulunan mükelleflerin, gerek yurt içine gerek yurt dışına yapacakları diğer ücret ödemeleri ile gayri maddi hak satın alma bedelleri üzerinden GVK nın 94 ve KVK nın 24. maddeleri gereğince geçerli oranlarda gelir ve kurumlar vergisi kesintisi (stopaj) yapmaları ve bunları muhtasar beyanname ile beyan ederek süresi içinde ödemeleri gerekmektedir. Bölgede faaliyet gösteren firmalar, üniversite 7

vakıflarına yapacakları kira ödemeleri üzerinden GV kesintisi yapmak durumundadırlar. Ancak yönetici şirketlerden yapılan kiralamalarda, yönetici şirketlerin tam mükellef olmaları nedeniyle bunlara yapılacak kira ödemelerinde GV kesintisi yapılmayacaktır. 4691 sayılı Kanun un 7. maddesine göre, bölgede Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yabancı uyruklu yönetici ve vasıflı Ar-Ge personeli çalıştırılabilir. Kamu kurum ve kuruluşları ile üniversite personelinden Bölgede yer alan faaliyetlerde araştırmacı personel olarak hizmetine ihtiyaç duyulanlar, çalıştıkları kuruluşların izni ile sürekli veya yarı zamanlı olarak çalıştırılabilirler. Yarı zamanlı görev alan öğretim üyesi, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi ve uzmanların bu hizmetleri karşılığı elde edecekleri gelirler, üniversite döner sermaye kapsamı dışında tutulur. Sürekli olarak istihdam edilecek personele kurumlarınca aylıksız izin verilir ve kadroları ile ilişkileri devam eder. Ayrıca, öğretim elemanları Üniversite Yönetim Kurulunun izni ile yaptıkları araştırmaların sonuçlarını ticarileştirmek amacı ile bu bölgelerde şirket kurabilir, kurulu bir şirkete ortak olabilir ve/veya bu şirketlerin yönetiminde görev alabilirler. 3. Yönetici Şirketlerin Yararlanabilecekleri Vergisel Teşvikler 4691 sayılı Kanun da yönetici şirket; Bu Kanuna uygun ve anonim şirket olarak kurulan, bölgenin yönetimi ve işletmesinden sorumlu şirket olarak tanımlanmaktadır (Md.3/k). Bölgelerin kurulması için gerekli arazi temini, alt yapı ve idare binası inşası ile ilgili giderlerin yönetici şirketlerce karşılanamayan kısmı, yardım amacıyla Bakanlık (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı) bütçesine konulan ödenekle sınırlı olmak üzere karşılanabilir (Md.8). 4691 sayılı kanunla yönetici şirketlere getirilen bir muafiyet ise, Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulmalarıdır. Atık su arıtma tesisi işleten bölgelerden, belediyelerce atık su bedeli alınmaz (Md.8). Söz konusu muafiyet sadece yönetici şirketlere verilmiştir ve işlem vergileri için geçerlidir. Örneğin, KDV yükümlülüğü için bağışıklık söz konusu değildir (Bıyıklı ve Kıratlı,2006:569). Teknoloji geliştirme bölgesi yönetici şirketlerinin 4691 sayılı TBK uygulaması kapsamında elde ettikleri kazançlar da 31/12/2013 tarihine kadar gelir veya kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Yönetici şirketlerin istisna edilen kazançları; 4691 sayılı TBK kapsamında bölgenin kurulmasına, yönetilmesine ve işletilmesine ilişkin faaliyetlerden kaynaklanan kazançlardır. İstisna tutarının tespitinde; istisna kapsamındaki faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın tamamı istisna olacaktır. İstisnadan yararlanacak kazancın tespiti açısından, yönetici şirketin istisna kapsamına giren faaliyetlerine ilişkin kazançlar ile istisna kapsamında değerlendirilmeyecek faaliyetlerinden elde ettikleri kazançların ayrımını yapabilecek şekilde muhasebe kayıtlarının tutulması gerekir. İstisna kapsamına giren faaliyetler ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde, ortak genel giderlerin bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan maliyetlerin birbirine oranı esas alınarak dağıtılması gerekir. Ortak kullanılan tesisat, makine ve taşıtların amortismanlarının ise bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre dağıtımının yapılması gerekmektedir. Yönetici şirketlerin Kanun uygulaması kapsamındaki faaliyetleri dışında ancak, normal ticari işlemleri kapsamında elde edecekleri gelirleri ile olağandışı gelirlerinin istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu kapsamda nakitlerin değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri, yabancı para cinsinden aktifler dolayısıyla oluşan kur farkları, 8

iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan gelirler istisna kapsamında değerlendirilmez. Ancak istisna kapsamındaki faaliyetlerle doğrudan ilgili bazı gelirlerin, örneğin, istisna kazancı oluşturan satışlardan doğan alacaklara ilişkin vade farklarının ve kur farklarının istisnadan yararlanmasına hiçbir engel bulunmamaktadır (6 nolu KV Sirküsü). Yönetici şirketler için söz konusu kazanç istisnasının geçici vergilendirme dönemleri için de uygulanması mümkündür. Yönetici şirketlerin istisna kapsamına giren kazançlarının dağıtılması halinde ise, GVK nın 94/6-b maddesi gereğince gelir vergisi kesintisi yapılması gerekecektir. KVK nın 8. maddesinin son fıkrası hükmü gereğince, TBK uygulaması kapsamında istisna olan faaliyetlerin zararla sonuçlanması halinde bu zararların vergiye tabi diğer kazançlardan indirilmesi mümkün değildir. 4. Bölgede Faaliyet Gösteren İşletmelere Yönelik Diğer İstisnalar Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren mükelleflere yönelik getirilen diğer istisnalar ise şunlardır: a) KDV İstisnası: Bölgede faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içinde (31.12.2013 tarihine kadar), sadece bu bölgelerde ürettikleri ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetleri katma değer vergisinden de istisnadır. Program ve lisans türleri itibariyle istisnadan yararlanılacak bedele ilişkin olarak asgari sınır belirlemeye, istisna uygulanacak yazılım programlarını tanımlamaya ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir (Katma Değer Vergisi Kanunu Geçici Madde 20). Maliye Bakanlığı henüz bu yetkisini kullanmamış olmakla birlikte yayınladığı bir özelgede konu ile ilgili şu açıklamayı yapmıştır; Teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimciler tarafından münhasıran bu bölgelerde üretilen ticari yazılım paketlerinin tesliminin KDV den müstesna olacağı, ancak satış sonrası yapılan destek ve bakım hizmetlerinin ise istisna kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilmektedir. Aynı özelgede, girişimcilerden ticari yazılım paketlerini istisna kapsamında teslim alan toptancı ve bayilerin bu yazılımları kullanıcılara tesliminde de istisna uygulanmayacağı belirtilmektedir 7. Söz konusu istisnanın uygulanmasına ilişkin olarak uygulamada karşılaşılan sorun ise; KDV Kanunu Geçici 20.maddesi ile getirilen istisnanın, Geçici 19.madde gibi özel bir hükümle indirim imkanı tanınmamış olması nedeniyle, yani kısmi istisna niteliğinde olduğu için, mükelleflerin istisnayla konu işlem nedeniyle yüklenilen KDV nin diğer işlemler nedeniyle hesaplanan KDV den indirilmesinin veya iadesinin mümkün olmamasıdır. İndirilemeyen KDV, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde işin mahiyetine göre gider ya da maliyet unsuru olarak dikkate alınabilir 8. Bu durum teknoloji gelişme bölgelerine sağlanan KDV istisnası teşvikinin etkisini azaltmaktadır. Bu olumsuz durumdan kurtulmak için önerilen yolu ise, mükellefin istisnadan vazgeçmesi (KDV Kanunu Md.18) yani vergi dairesine müracaat ederek bu işlemleri dolayısıyla vergiye tabi tutulmasını talep etmesidir (Sağlam,2005:44). b) Harç istisnası: Organize sanayi, endüstri veya teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan gayrimenkullerin ifraz veya taksim veya birleştirme işlemleri harçtan müstesnadır (Harçlar Kanunu, Mad.59/n). c) Yatırım indirimi istisnası: Bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi 7 Maliye Bakanlığı nın, 9.8.2004 tarih ve 27832 sayılı özelgesi. Aktaran; Sağlam,2005:43. 8 Maliye Bakanlığı nın, 16.9.2005 tarih ve 46383 sayılı; 2.11.2004 tarih ve 51938 sayılı özelgeleri. Aktaran; Bıyık ve Kıratlı,2006:568. 9

istisnasından yaralanan mükellefler GVK nın 19. maddesi gereğince yatırım indiriminden de yararlanabilmekteydi. Ancak 5479 sayılı kanunla 1.1.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere GVK nın Ticari ve zirai kazançlarda yatırım indirimi istisnası başlıklı 19. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. GVK 19. madde kapsamında, 1.1.2006 dan önce başlamış ve devam etmekte olan yatırımlarda iktisadi ve teknik bütünlük göstermek şartıyla bu tarihten sonra yapılan harcamalar için yatırım indirimi istisnası uygulanabilecektir. d) Bağış ve yardımlar: Bağış ve yardımlar ile ödenen destekleme primlerinin kazanç tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı 6 nolu KV sirküsünde açıklanmış olup, buna göre: 4691 sayılı Kanun un 8. maddesinde belirtilen; GV ve KV mükelleflerince teknoloji geliştirme bölgelerinde Ar-Ge faaliyetinde bulunan kişi, kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığı sponsor olarak yapılan bağış ve yardımların GVK ve KVK nun ilgili hükümleri gereğince indirime tabi tutulmasına ilişkin hüküm, 5035 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer yandan, teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, kendilerine herhangi bir karşılık beklemeksizin TÜBİTAK ve benzeri kurumlar tarafından yapılan bağış ve yardımları, kurum kazancının tespitinde dikkate almayacaklardır. Yani bu mahiyetteki desteklerin firmaların diğer faaliyetlerinden doğan kazanca dahil edilerek vergilendirilmesi söz konusu değildir. Ayrıca; Bölgede Ar-Ge faaliyetinde bulunan kişi, kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımlar, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde ilgili maddelerde belirtilen orandaki bölümü için indirim konusu yapılabilir. Bölgede yazılım faaliyetinde bulunan kişi, kurum ve kuruluşlara yapılacak bağış ve yardımların gider olarak dikkate alınması mümkün değildir (Özkanlı ve Çaltekin,2006:164). e) Yabancı Sermaye Kanunu ndan yararlanma: Bölgedeki yabancı ve yerli/yabancı girişimciler, Yabancı Sermaye Kanununun (6224 sayılı 18.01.1954 günlü), Yabancı Sermaye Çerçeve Kararı, (Bakanlar Kurulu Kararı 1995/6990 sayı ve 7.6.1995 günlü) Yabancı Sermaye Çerçeve Kararı Hakanda 2 sayılı Tebliğ (22384-24.08.1995 Resmi Gazete) hükümlerinden yararlanacaklardır. Yabancı Sermaye Kanunu nun verdiği imkanlarla, bölgede yatırıma koyacakları sermayeleri nakden olabileceği gibi, makine ve teçhizat şeklinde olabilecek, royalty, lisans, patent ve markalar gibi fikri haklar sermaye payını oluşturabilecektir. Yabancı yatırımcı hem sermaye, hem karını dilediğince transfer edebileceği gibi sermayeye de ekleyebilecektir. Dilediğince hisse transferi yapabilecek yabancı personel istihdam edebilecektir (www.hacettepeteknokent.com.tr). Türk vergi sisteminde yer alan ve işletmelerin yararlanabileceği teknoloji teşviklerinden ikinci grup ise, Ar-Ge indirimi olarak tanınmaktadır. B. AR-GE İNDİRİMİ Vergi sistemimizde araştırma ve geliştirme faaliyetlerini teşvik edici ilk düzenleme; 4.12.1985 tarih ve 3239 sayılı Kanun ile getirilen mükelleflerin yıl içinde yaptıkları Ar-Ge harcamalarına vergi ertelemesidir. Söz konusu teşvikten başlangıçta sadece KV mükellefleri yararlanırken, daha sonra kapsam genişletilerek GV mükelleflerinin de yararlanması sağlanmıştır. Vergi ertelemesi sistemi; mükelleflerin yıl içinde yaptıkları kendi araştırma ve geliştirme harcamaları tutarını geçmemek üzere ilgili dönemde ödemeleri gereken yıllık kurumlar vergisinin %20 sinin kanuni süresinde tahsilinden vazgeçilerek, bu orana isabet eden verginin üç yıl süre ile faizsiz olarak ertelenmesi şeklinde uygulanmaktaydı. Geçici vergi uygulamasına geçilmesi, enflasyon ve faiz oranlarındaki düşüşün etkisiyle vergi ertelemesi yoluyla Ar-Ge harcamaların teşvik edilmesi uygulaması eski 10

cazibesini yitirmiş ve 31.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5228 sayılı Kanun ile yerini günümüzde de uygulanan Ar-Ge indirimine bırakmıştır. Söz konusu değişiklikte, GV ve KV kanunlarının, 4691 sayılı Teknoloji Bölgeleri Geliştirme Kanunu na paralellik taşıması gerektiği düşüncesinin de etkisi olmuştur. Ar-Ge indirimi teşviği 4691 sayılı Kanun da yer alan teşviklerin bir tamamlayıcısı niteliğindedir (Aygören,2005:94). Ar-Ge indirimi vergi kanunlarımızda GV ve KV matrahının tespitinde, gelirlerden yapılacak indirimler sıralanırken; Mükelleflerin işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının %40 ı oranında hesaplanacak Ar-Ge indirimi (GVK Md.89/9 ve KVK Md.10/a) şeklinde ifade edilmiştir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere Ar-Ge indirimi gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerin işletme bünyesinde gerçekleştirdikleri, yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik Ar-Ge harcamalarının belirli bir oranının, beyan edilen gelirden indirimini öngören, başka bir ifade ile ek amortisman benzeri indirim olanağı sağlayan bir vergi avantajıdır (Bıyık ve Kıratlı,2006:571). Ar-Ge indirimi ile ilgili olarak 5228 sayılı Kanuna ilaveten, daha sonra 86 seri no lu KVK Genel Tebliği 9 ile 4.3.2005 tarihinde 16 sayılı KV sirküsü yayınlanmıştır. Söz konusu açıklamaların ana hatları aşağıdaki gibidir: 1. Ar-Ge İndiriminin Kapsamı ve Oranı 86 no lu Tebliğ de Ar-Ge faaliyetleri şu şekilde sıralanmıştır: -Bilimsel ve teknolojik alanlardaki belirsizlikleri gidermek ve bunları aydınlatmak amacıyla, bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni teknik bilgilerin elde edilmesi, -Yeni üretim yöntem, süreç ve işlemlerinin araştırılması veya geliştirilmesi, -Yeni ürünler, madde ve malzemeler, araçlar, gereçler, işlemler, sistemler geliştirilmesine yönelik olarak yeni yöntemler geliştirilmesi veya teknikler üretilmesi, -Bir ürünün maliyetini düşürücü, kalite, standart veya performansını yükseltici yeni tekniklerin/teknolojilerin araştırılması, -Yeni ve özgün tasarıma dayanan yazılım faaliyetleridir. Bir faaliyetin Ar-Ge faaliyeti olarak nitelendirilebilmesi için, yukarıda yer alan amaçlardan en az birine yönelik olması gerekmektedir. Yukarıda sıralanan faaliyetler kapsamında Ar-ge harcaması olarak kabul edilen ve doğrudan veya amortisman yoluyla gider kabul edilen harcamalar Ar-Ge harcamaları olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, Ar-Ge faaliyetleriyle doğrudan ilişkili olmayan giderler ile tamamen Ar-Ge faaliyetlerinde kullanılmayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için hesaplanan amortisman tutarlarından verilen paylar üzerinden Ar-Ge indirimi hesaplanamaz. Ar-Ge harcamaları kapsamına giren ve Ar-Ge faaliyetleri ile ilgili harcama grupları 86 seri nolu KV genel tebliğinde ayrıntılı olarak açıklanmış olup, bunlar: i. İlk madde ve malzeme giderleri ii. Personel giderleri iii. Genel giderler iv. Dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler v. Vergi, resim ve harçlar vi. Amortisman ve tükenme payları vii. Finansman giderleridir. 9 Resmi Gazete, Sayı: 25733, Tarih: 20.02.2005. 11

Yukarıda sıralanan harcamaların gerçekten Ar-Ge faaliyetleri kapsamında yapılıp yapılmadığının tespiti, mükellefin kendisine bırakılmıştır. Bu nedenle Ar-Ge indiriminden yaralanan işletmelerin muhasebe sisteminin, Ar-Ge harcamalarını diğer harcamalardan ayıracak ve detaylı izleyebilecek şekilde oluşturulmalıdır. Ar-Ge indirimi, Ar-Ge faaliyetine başlandığı andan itibaren hem yıllık beyannamede hem de geçici vergi beyannamelerinde uygulanabilecektir. Ar-Ge indiriminde GV mükellefleri için sınırlama söz konusudur. Şöyle ki; GVK nın 89. maddesinde yer alan diğer indirimlerde olduğu gibi, bir yıla ait olarak yapılan Ar-Ge harcamasının, zarar beyanı veya gelirin yetersiz kalması durumunda tamamen indirilememesi halinde, zarar tutarını artırıcı etki yapması veya kalan tutarın izleyen yıllara ait beyan edilen gelirden indirilmesi mümkün değildir. Ancak KV mükellefleri için böyle bir sınırlama söz konusu olmayıp, Ar-Ge harcaması tamamen indirim konusu yapılıncaya kadar devredebilmektedir (Bıyık ve Kıratlı,2006:578). 2. Ar-Ge İndirimi Kapsamı Dışında Kalan Faaliyetler Ülke olarak henüz teknolojik gelişme sürecinin başlarında olduğumuz için, Ar-Ge indiriminden yararlanacak Ar-Ge faaliyetlerinin kapsamı nispeten geniş tutulmuştur. Ancak zaman içerisinde değişen koşullara, ulusal kalkınma stratejilerine ve teknolojik gelişme düzeyine bağlı olarak kapsamda değişiklikler söz konusu olabilir. Tebliğde Ar-Ge indirimi kapsamı dışı tutulan faaliyetler, aşağıdaki gibi sıralanmıştır. Bunlar: - Pazar araştırması ya da satış promosyonu, - Kalite kontrol, - Sosyal bilimlerdeki araştırmalar, - Petrol, doğalgaz, maden rezervleri arama ve sondaj faaliyetleri, - İcat edilmiş ya da mevcut geliştirilmiş süreçlerin kullanımı, - Biçimsel değişiklikler (görsel ve estetik değişiklikler), - Bilimsel ve teknolojik yenilik doğurmayan rutin faaliyetler, - İlk kuruluş aşamasında kuruluş ve örgütlenmeyle ilgili araştırma giderleri, - Proje sonucunda geliştirilen ürüne ilişkin fikri mülkiyet haklarının korunmasına yönelik çalışmalar, - Numune verilmek amacıyla prototiplerden kopyalar çıkarılıp dağıtılması ve reklam amaçlı tüketici testleridir. 3. Ar-Ge Faaliyetlerinin Sınırı Ar-Ge faaliyeti bu yöndeki denemelerin son bulduğu, ilk üretimin yapıldığı aşamada sona erecektir. Ar-Ge projesi neticesinde elde edilen ürünün pazarlanabilir aşamaya geldiği andan itibaren Ar-Ge projesi bitmiş sayılacaktır. Bu tarihten sonra yapılacak harcamalar Ar- Ge harcaması kapsamında değerlendirilmeyecektir. Ancak tamamlanan bir proje sonunda elde edilen ürünün geliştirilmesi amacıyla yapılacak çalışmalar, yeni Ar-ge projesi olarak değerlendirilebilecektir. Bakanlık, Ar-ge projesinin yeni bilgi ve teknoloji arayışına uygun olup olmadığının bilimsel kuruluşlarca tespitini başlangıçta aramaktadır. Bu amaçla başlangıçta Ar-Ge indiriminin uygulandığı ilk geçici vergi beyannamesinin verildiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve/veya üniversiteler ile araştırma yapılan konuda uzmanlaşmış kuruluşlara proje iletilerek onlardan görüş istenmektedir. Ar-Ge indiriminden yararlanmak için söz konusu kuruluşlardan olumlu raporlar alınması şarttır. Başlangıçta aranan bu tespite, projelerin devamında veya tamamlanması aşamasında ihtiyaç duyulmamış, konu tamamen mükellefin inisiyatifine bırakılmıştır. Söz konusu durum, birden fazla Ar-Ge projesini birlikte sürdüren işletmelerde 12

sorun yaratabilmektedir. Yapılması gereken, başlangıçta tespit yapan bilimsel kuruluşların dönem içinde ve proje bitiminde de teknik kontrollerinin yapılmasının sağlanmasıdır (Aygören,2005:101). 4. Teknolojik Gelişme Bölgelerinde Yapılan Ar-Ge Harcamaları Hukuki düzenlemelerimizde Ar-Ge indiriminden yaralanacak mükellefler için herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Ar-Ge indiriminden yararlanabilmek için mükellefin tam/dar veya GV/KV mükellefi olmasının bir farkı bulunmamaktadır. Ayrıca mükellefin ticari ve zirai faaliyette uğraşması bile mümkün olmakla birlikte Ar-Ge indiriminden esas olarak yararlanacak olanlar üretim işletmeleri olacaktır. Ar-Ge faaliyetlerinin esas itibariyle işletme bünyesinde yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte, fiili kullanım durumunun tespit edilmesi ve ortak giderlerin de buna göre paylaştırılması şartıyla bir kuruma ait olduğu halde diğer kurumlarla ortak kullanılan Ar-Ge departmanlarında yapılan Ar-Ge faaliyetleri işletme bünyesinde yapılmış sayılır. İşletmenin organizatörlüğünde olmak şartıyla, kamu kurum ve kuruluşlarına ait Ar-Ge merkezleriyle, üniversiteler bünyesinde yapılan Ar-Ge faaliyetleri de kabul edilmektedir. Hatta, Ar-Ge faaliyetlerinin yürütülmesi esnasında, proje bazında yerli ve yabancı teknik personelden mesleki ve teknik destek alınması veya bazı analizlerin dışarıda yaptırılması halinde bunlarla ilgili olarak yapılan ödemeler de Ar-Ge harcaması kapsamında değerlendirilmektedir. KVK nın 8.maddesinde; kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin ödemelerin kurum kazancından gider olarak indirilmesinin kabul edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, 4691 sayılı Kanun gereğince kazanç istisnasından yararlanan bir işletmenin, istisna uygulanacak kazancın elde edilmesine yönelik olarak yapılan harcamaları, Ar-Ge indirimi kapsamında değerlendirilemeyecektir. Ancak, bölgede yürütülen Ar-Ge faaliyetleri 4691 sayılı Kanun da öngörülen istisnaya konu olmaması durumunda, bu tür harcamalar Ar-Ge indirimi kapsamında değerlendirilebilecektir (Aygören,2005:103). 5. Ar-Ge İndirimi İle İlgili Diğer Hususlar Ar-Ge indirimi ile ilgili yukarıda açıklananlara ek olarak belirtilmesi gereken diğer konular ise: - Ar-Ge indiriminin geçici vergi dönemlerinde uygulanması mümkündür. Ancak bu indirimin uygulanabilmesi için 86 seri nol KV genel Tebliğinin ekinde yer alan Ar- Ge Projesi Değerlendirme Raporu nun olumlu olması gerekmektedir. - Ar-Ge faaliyetlerinde kullanılan amortismana tabi iktisadi kıymetler için yatırım indiriminden yararlanılması, Ar-Ge indiriminden yararlanılmasına engel değildir. - Ar-Ge indirimi nedeniyle KV matrahına dahil edilmeyen kazancın dağıtılması durumunda, dağıtılan kazançlar üzerinden %10 oranında tevkifat yapılması gerekir (GVK Md.94). 6. Ar-Ge Harcamalarının Muhasebeleştirilmesi Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği Sıra No:1 (Tekdüzen Muhasebe Sistemi), incelendiğinde, Tekdüzen Hesap Planında Ar-Ge maliyetlerinin hem maddi olmayan duran varlıklar arasında 263 ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME GİDERLERİ HESABI, hem de dönem giderleri arasında 630 ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME GİDERLERİ HESABI olarak yer aldığı görülür. Tekdüzen muhasebe Sistemi, Ar-Ge maliyetlerinin hem aktifleştirilmesine, hem de dönem gideri olarak kayıt 13

edilmesine olanak tanımaktadır. Ancak hangi durumda hangisinin uygulanacağı hesapların tanımlarından ve zımnen amaç göz önüne alınarak anlaşılmaktadır. Türk vergi mevzuatında Ar-Ge giderlerinin dönem kazancının tespitinde nasıl ve hangi dönemde dikkate alınacağına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle genel düzenlemeler çerçevesinde konu değerlendirildiğinde; Ar-Ge faaliyetleri için yapılan harcamalar karşılığında amortismana tabi bir iktisadi kıymet iktisap edilmesi halinde, bu harcamanın amortisman yolu ile kazancın tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Tersi durumda yani amortismana tabi iktisadi kıymet iktisap edilmemesi durumunda, gider ilgili olduğu dönemde kazancın tespitinde dikkate alınmak zorundadır (Bıyık ve Kıratlı,2006:585). Tekdüzen Muhasebe Sistemi ayrıca, uluslararası muhasebe standartlarında (yeni adı ile Uluslararası Finansal Raporlama Standartları UFRS) yer alan araştırma ve geliştirme faaliyetlerini belirgin kriterler geliştirerek birbirinden ayırmamıştır (Akdoğan,2000:16). UFRS ye (IAS 38) göre ise Ar-Ge giderleri, araştırma ve geliştirme olmak üzere iki kısımda incelenmektedir. Bunlar: a) Yeni bilimsel veya teknolojik bilgi veya bulgu elde etmek amacıyla yapılan özgün ve planlı çalışmalar araştırma olarak nitelenir. b) Araştırma bulgularının veya diğer bilgileri; yeni veya önemli derecede geliştirilmiş malzemeler, araçlar, ürünler, süreçler, sistemler veya hizmetler üretmek için hazırlanmış bir plana; ilgili mal veya hizmetin ticari olarak üretimine başlanmadan önce, uygulanması geliştirme olarak nitelenir. Araştırma aşamasında yapılan harcamaların gelecekte ekonomik fayda sağlayıp sağlamayacağının belirlenmesi mümkün olmadığında, yapılan araştırmaya ilişkin harcamalar aktifleştirilmez, gerçekleştiği anda gider yazılır. Geliştirme giderlerinin aktifleştirilmesinin ilk koşulu, bu çalışmadan gelecekte yarar sağlanacak olmasıdır. Ayrıca aranan diğer koşullar ise şunlardır: i- Geliştirme harcamalarının kullanıma veya satışa hazır gelebilmesinin teknik olarak mümkün olması, ii- İşletmenin bu maddi olmayan duran varlığı tanımlama ve bu varlığı kullanma veya satma niyetinin bulunması, iii- Geliştirme çalışması sonuçlarının kullanma veya satma imkanının bulunması, iv- Geliştirme ile sağlanacak katkının çıktılarla ilişkisinin makul bir biçimde sağlanabilmesidir. Aktifleştirilen geliştirme giderleri genel olarak 5 yılda itfa edilir (amortisman ayrılır). Bu sürenin 20 yıldan daha fazla olmaması gerekmektedir (Sevilengül,2005:466). Eğer bir projede araştırma ve geliştirme faaliyetleri birbirinden ayrılamıyorsa, araştırma gideri yapılmış sayılır ve aktifleştirilme yapılmaz. Ar-Ge indiriminden yararlanan GV ve KV mükelleflerin, hem muhasebeleştirme konusunda ilgili standartlara uyulmasını sağlamak hem de Ar-Ge indiriminin doğru hesaplanmasını temin etmek için Bakanlık ayrıca, Yeminli Mali Müşavir (YMM) tarafından tasdik raporu düzenlenmesini öngörmektedir. Dolayısıyla Ar-Ge indiriminden yararlanacak bir işletmenin bir YMM ile bu amaçla sözleşme yapması gerekmektedir. Ar-Ge indiriminden yararlanan mükellefin, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde yararlanılan Ar-Ge indiriminin doğru hesaplandığı ve uygulandığına ilişkin YMM tasdik raporunun, ilgili mevzuatta belirtilen süre içerisinde mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine, ilgili mevzuatta belirtilen süre içerisinde verilmesi gerekmektedir. Ar-Ge indirimine ilişkin hususlara tam tasdik raporunda yer verilmiş olması durumunda, Ar-Ge 14

indirimine ilişkin olarak ayrıca tasdik raporu düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır (Bıyık ve Kıratlı,2006:582). Ülkemizde girişimcilerin yararlanabileceği teknolojik teşviklerden üçüncüsü ise, çeşitli kamu ve sivil toplum kuruluşlarınca sağlanan mali desteklerdir. C. AR-GE VE YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNE MALİ DESTEK VERİLMESİ 90 lı yıllar itibariyle dünya genelinde 70 kadar teknopark üzerinde yapılmış olan bir incelememede ulaşılan ortak sonuçlardan biri, bu bölgelerde faaliyet gösteren firmalara finansal destek sağlanmasıdır. İncelenen örneklerin %80 ninde bölgede yer alan firmalara başlangıç için fon desteği sağlanmıştır. Ayrıca merkezlerin çoğunda (%80 ninde) girişimciye başlangıç için kredi verme, risk sermayesi ve proje desteği şeklinde devlet destekleri sağlanmıştır (Şenlier,2006:83). Türkiye de teknoloji geliştirme bölgelerine sağlanan teşvikler ve Ar-Ge indirimi dışında girişimcilerin Ar-Ge faaliyetlerine, inovasyon çabalarına mali destek vermek suretiyle yardımcı olan, bu konuda aracı olan çeşitli kuruluşlar bulunmaktadır. Ülkemizde girişimciler, uygun şartları sağladıkları takdirde özellikle Ar-Ge ve yazılım geliştirme projeleri için yurtiçinden; TTGV, TÜBİTAK, TÜBİTAK-Teknoloji İzleme ve Değerlendirme Başkanlığı (TİDEB), KOSGEB, gibi kuruluşlardan, yurtdışında ise Dünya Bankası ve Avrupa Birliği fonlarından 10 mali destek alabilirler. Bunlardan TÜBİTAK-TİDEB tarafından değerlendirilmesi yapılan Ar-Ge bağışları ile, TTGV tarafından sunulan Ar-Ge kredileri 1990 ların ortalarından başlanarak uygulanan en etkin araçlardandır (Taymaz,2000:165). Üstelik söz konusu mali destekler, diğer vergisel teşviklerin uygulanmasına da engel teşkil etmemektedir. Söz konusu kurumlar, verdikleri Ar-Ge desteklerini internet sitelerinde; desteğin amacı, hedef kitle, destek mekanizması gibi başlıklar altında ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadırlar. Öreğin, TTGV 1991 den beri özel sektörün Ar-Ge, teknolojik yenilik ve çevre projelerini desteklemektedir (www.ttgv.org.tr). TİDEB in yardımları ise, sanayi ve yazılım geliştirme faaliyetleri ile uğraşan kuruluşlara yönelik olup, projelerin uluslararası kurallara uygun olarak giderlerinin belirli bir oranı karşılanmaktadır. Şirketler, destek kapsamındaki projeleri için birden fazla kurumdan mali destek alabilirler (www.tubitak.gov.tr). 2004 yılında başlatılan Ar-Ge seferberlik çalışmaları çerçevesinde TÜBİTAK bünyesinde bir çok yeni program (Sosyal Bilimler Araştırma Grubunun açılması; Ulusal Bilim, Genç Kariyer Programı gibi) başlatılmıştır. TÜBİTAK Ar-Ge destek programlarında ise, 2004 yılından itibaren büyük artış olmuştur. 20 nin üzerinde proje desteği alan üniversite sayısı 2003 yılında 3 üniversite iken, bu sayı 2005 yılında 22 üniversiteye ulaşmıştır (Çerçeve,2006:42). KOSGEB, inovasyon ve teknoloji Ar-Ge desteği olarak birçok destek programını KOBİ lere sunmaktadır. Örneğin, teknoloji geliştirme desteği, yurtiçi ve yurtdışı Ar-Ge danışmanlığı desteği, bilgisayar yazılım desteği gibi. KOSGEB, 2003 yılında KOBİ lere toplam 10 Trilyon TL teknoloji desteği sağlamıştır (Mecit,2003:108). KOSGEB in teknoloji araştırma ve geliştirme desteği başlığı altında düzenlenen mali desteğinden; teknoloji 10 Avrupa Birliği (AB), katılım sürecindeki ülkelere kriterlerin yerine getirilmesinde olduğu kadar sivil toplumun gelişimi, küçük ölçekli işyerleri, küçük yatırımcılar için de önemli miktarda fon sağlıyor. AB Komisyonu, üçüncü ülkelere, 2004 yılında 5.7, 2005'te ise 6.2 milyar Euro kalkınma yardımında bulunmuştur (Sabah,7.2.2006). 15

geliştirme merkezleri, duvarsız teknoloji inkübatörleri, teknoloji yenilik merkezleri ve benzeri nitelikteki Ar-Ge projelerine yönelik işbirliği protokolleri çerçevesinde oluşturulan kurullarda desteklenmesine karar verilen işletmeler yararlanabilir. Söz konusu kuruluşlar, desteklenen faaliyetler kapsamında çeşitli miktarlarda (3.000 200.000YTL arasında) destekten yararlanabilmektedir (www.kosgeb.gov.tr). Ayrıca, teknoloji geliştirme bölgelerinin (teknoparkların) başlangıç noktası ve önemli bir parçası olan teknoloji geliştirme merkezleri (yenilik merkezleri, kuluçka merkezleri) KOSGEB önderliğinde ve üniversite sanayi işbirliği amacından hareketle kurulmaktadır (Şenlier,2006:84). Ülkemizde ayrıca, bazı ticaret ve sanayi odaları ile mesleki birlikleri, işletmelerin teknoloji geliştirme ve uygulama faaliyetlerini çeşitli yollarla desteklemektedirler. Örneğin, oluşturdukları teknoloji geliştirme masaları ile girişimcilere danışmanlık hizmeti sunmaktadırlar. En iyi teknolojik uygulamayı gerçekleştiren girişimcileri ödüllendirmektedirler. Yukarıda sayılan kuruluşlar dışında, Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından uygulanan ihracat teşvikleri ile Hazine Müsteşarlığı tarafından uygulanan Yatırımlarda Devlet Yardımları kapsamında da Ar-Ge harcamaları ve yatırımları çeşitli oranlarda mali yönden desteklenmektedir. Bunlar hakkında aşağıda özet bilgi sunulmuştur: 1. İhracat Teşvikleri: İhracat teşvikleri 1980 sonrası dönemde ekonomiye ilişkin tedbirler kapsamında ihracatın teşvik edilmesi amacıyla ilgili kuruluşlar tarafından doğrudan parasal ödemeler, istisnalar veya düşük faizli krediler şeklinde uygulanmışsa da 1994 yılında imzalanan Dünya Ticaret Örgütüne taraf olmamız ve AB ile Gümrük Birliği sürecine girilmesi sonucunda Bakanlar Kurulu nun 94/6401 sayılı Kararına dayanılarak Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme kapsamında yer verilen ihracat teşviklerinden biri de 98/10 sayılı Ar-Ge teşviğidir (www.foreigntrade.gov.tr). Ar-Ge yardımları AB ülkelerinde de uygulanmakta olan ihracat teşvikleri arasında sayılmaktadır. Ar-Ge yardımından, tüm sanayi kuruluşları ile yazılım geliştirmeye yönelik üretken hizmet alanında faaliyet gösteren firmalar yararlanabilmektedir (Uzay,2002:28). 98/10 sayılı Ar-Ge Yardımına ilişkin Tebliğ çerçevesinde; Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından sanayi kuruluşlarının uzman kurumlar tarafından Ar-Ge niteliğine sahip olduğu tespit edilen projeleri kapsamında izlenip değerlendirilebilen giderlerinin belli bir oranı hibe şeklinde karşılanmakta veya bu projelere geri ödeme koşuluyla sermaye desteği sağlanmaktadır (Aygören,2005:103). 98/10 sayılı Ar-Ge Yardımına İlişkin Tebliğ kapsamında sağlanan başlıca teşvikler Ek 3 de topluca sunulmuştur. Söz konusu Ar-Ge harcamalarının vergi kanunları karşısındaki durumu ise şöyle özetlenebilir; proje sonunda elde edilen tüm şeylerin maddi olmayan duran varlık (gayri maddi hak) niteliğinde olduğu, proje kapsamındaki harcamaların, araştırma safhasına ait olanların ilgili bulundukları dönemde giderleştirilmesi, geliştirme safhasına ait olanların ise, aktifleştirilerek, amortisman yoluyla itfa edilmeleri gerektiği ortaya çıkmaktadır (Durusoy,2006:65). 2. Yatırımlarda Devlet Yardımları: 28.06.2006 Tarihli ve 2006/10921 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ın uygulanmasına ilişkin usul ve esasların yayınlandığı Hazine Müsteşarlığı nın 2006/3 nolu Tebliğine 11 göre; teşvik belgeli yatırımlara sağlanabilecek destek unsurları şunlardır: - Gümrük Vergisi muafiyeti, - Katma değer Vergisi istisnası, 11 Hazine Müsteşarlığından, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (Tebliğ No:2006/3), Resmi Gazete, 8 Aralık 2006, Sayı:26370. 16

- Faiz desteği. Teşvik belgeli yatırımlarda Ar-Ge yatımlarına ilişkin faiz desteği; Ar-Ge konusunda yapılacak yatırımların gerçekleştirilmesi için Müsteşarlıkça uygun görülen yatırım dönemini müteakip 1 yıllık sürede gerekli olan işletme malzemelerinin teminine yönelik olarak kullanılacak en az 6 ay ve en çok 12 ay vadeli işletme kredileri ile ilgili olarak, her bir itfa planında belirtilen ödenecek faizin veya kar payının, YTL cinsi kredilerde 5 puanı, döviz kredilerinde ise 2 puanı bütçeden karşılanabilir. Yatırım kredisi için uygulanacak faiz desteği tutarı, Ar-Ge ve çevre yatırımları için azami 300 bin YTL yi; Ar-Ge yatırımlarına yönelik işletme kredisi için ise 100 bin YTL yi geçemez (Tebliğ Md.21). IV. TÜRKİYE DE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VERGİ TEŞVİKLERİN UYGULANMA DÜZEYİ Bu kısımda yukarıda açıklanan ve Ek 2 de özetle sunulan vergi teşviklerinden girişimcilerin ne düzeyde yararlandıkları açıklanmaya çalışılacaktır. Türkiye de vergisel teşviklerin etkinliğinin analizi oldukça güçtür. Bu konuda hesaplamayı gerektiren mevzuatın 12 2003 yılına kadar bulunmayışı, teşviklerin yeterince etkin olup olmadığını değerlendirmeye yönelik analizlerde ciddi sorun yaratan veri yetersizliğinin temel nedenini oluşturmaktadır. Ancak bundan sonrası için vergisel teşviklerin etkinliğini daha sağlıklı değerlendirilebileceği düşünülmektedir (Atılgan,2004:224). Bununla birlikte Türkiye de Ar-Ge faaliyetlerine ilişkin veriler Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından sistemli bir şekilde 1991 yılından beri derlenmektedir (Taymaz,2000:168). Teknoloji gelişme bölgelerine yönelik teşvikler yazılım ve Ar-Ge faaliyetleriyle, Ar- Ge personeliyle sınırlı olmakla birlikte oldukça yararlı teşviklerdir. Söz konusu teşvikler, bu bölgelerde faaliyet gösteren girişimcilerle akademisyenlerin bir araya gelmesini, yeni Ar-Ge ortaklıklarına imkan vererek, Ar-Ge maliyetlerinin düşürülmesinde önemli rol oynamaktadır. Diğer yandan teknoloji gelişme bölgeleri, bölgesel gelişme için anahtar konumda olup, bulunduğu ilin ve çevresindeki illerin ekonomik gelişmesini de olumlu etkilemektedir. Bununla birlikte, ilgili mevzuatta tanımlanmasına rağmen, uygulamada özellikle Ar- Ge faaliyetinin sınırı açısından tereddütler ortaya çıkmaktadır. Ayrıca kanunda tanımlanan Bölge içerisinde bu Kanunun amacına uygun olarak faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerce kurulan veya kullanılan, yeni ve yüksek teknolojilere dayalı ve çevreye zarar vermeyen üretim birimleri ne dönük vergi avantajı da bulunmamaktadır (Özkanlı ve Çaltekin,2006:167). Teknolojik gelişme bölgelerine sağlanan teşvikler dışında, asıl bölge dışındaki işletmelerin yararlanabileceği Ar-Ge indirimi ise, işletmelerin vergi yükünü azaltmaktadır (Bakınız aşağıda Durum 2 ve 3). Şayet işletme hibe şeklinde Ar-Ge desteği almış ise (Durum 3), bu mahiyette sağlanacak her türlü destek ticari kazancın bir unsuru sayılmaktadır. Şayet geri ödeme koşuluğuyla sermaye desteği sağlansaydı, sağlanan mali yardımlar borç niteliğinde olacağı için ticari kazanca dahil edilmesi söz konusu olmayacaktır. Diğer yandan, teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyet gösteren GV ve KV mükellefleri, kendilerine herhangi bir karşılık beklemeksizin TÜBİTAK ve benzeri kurumlar tarafından yapılan bağış ve yardımları, kurum kazancının tespitinde dikkate almayacaklardır. 12 24.12.2003 tarih ve 25236 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan ve 1050 sayılı Genel muhasebe Kanunu nun yerini alan 5018 sayılı Kamu Mali yönetimi ve Kontrol Kanunu nun 15. ve 18. maddelerinde; vergi harcamaları olarak adlandırılan; vergi muafiyeti, istisnası, indirimleri ve benzer vergisel teşvik uygulamaları nedeniyle tahsilinden vazgeçilen kamu gelirlerinin hesaplanmasını ve merkezi bütçe kanunu tasarısı ile ekli cetvellerde gösterilmesini zorunlu kılmaktadır (Atılgan,2004:224). 17

Durum 1: 200.000YTL vergiye tabi kazancı var ve Ar- Ge harcaması yok Kazanç 200.000.- Kur. Ver. Matrahı 200.000.- Durum 2: 200.000YTL kazancın 100.000YTL sini Ar- Ge faaliyetine harcıyor Kazanç (200.000-100.000) 100.000.- Ar-Ge indirimi (100.000 x 0.40) (40.000.-) Kur. Vergisi Matrahı 60.000.- Durum 3: 200.000YTL kazancın 100.000YTL sini Ar-Ge faaliyetine harcıyor, ayrıca 60.000YTL mali destek (hibe) alıyor Kazanç (200.000-100.000+60.000) 160.000.- Ar-Ge indirimi (100.000 x 0.40) (40.000.-) Kur. Vergisi Matrahı 120.000.- Kurumlar Vergisi (%20) (40.000).- Kurumlar Vergisi (%20) (12.000).- Kurumlar Vergisi (%20) (24.000).- Net Kazanç 160.000.- Net Kazanç 88.000.- Net Kazanç 136.000.- Vergi Yükü 0.20 Vergi Yükü 0.12 Vergi Yükü 0.15 Mali desteklerin ise, Ar-Ge maliyetlerini azaltmak yanında, işletmelerin Ar-Ge harcamalarını artırdığı saptanmıştır. Desteklenen Ar-Ge projelerinin çok büyük çoğunluğu teknik olarak başarılı olmuştur. Ticari olarak başarılı olan proje oranı da yüksektir. Bunun yanında söz konusu desteklerin, ülkede Ar-Ge alt yapısının geliştirilmesi, bilginin kalıcılığının sağlanması, teknoloji izleme yeteneğinin kazanılması gibi dolaylı etkileri de söz konusudur (Taymaz,2000:173-174). Nitekim, ülkemizde söz konusu teşviklerden yararlanarak başarıya ulaşmış pek çok Ar-Ge projesi bulunmaktadır. Bunlardan bir kaçı, somut örnek olması açısından aşağıda sunulmuştur: - ODTÜ Teknoparkında faaliyet gösteren bir yazılım şirketinin altı yıl süren çalışmaları sonucunda hazırladığı konuşmayı yazıya çeviren sistem, tıp alanında kullanılmaya başlanmış olup, hukuk alanında da (mahkemelerde duruşmalarda) kullanılması çalışmaları sürdürülmektedir (Milliyet, 3 Ekim 2006:28). - Yüzde 100 yerli teknoloji ve tasarımla üretim aşamasına getirilen, saatte tek yönde 7.500 yolcu taşıyacak, tek raylı (monorail ), makinistsiz akıllı tren projesi. Söz konusu projeyi TTGV ve Dünya bankası 1.6 milyon dolarlık, altı yıl vadeli kredi ile desteklemiştir. TÜBİTAK ayrıca projeye hibe desteğinde bulunmuştur (Ekonomist,3 Eylül 2006:38). - İstanbul Teknik Üniversitesi, Gebze İleri Teknoloji Enstitüsü ve KOSGEB ile işbirliği içerisinde 2 yıl süren Ar-Ge çalışması sonucu, bir KOBİ; Türkiye nin ilk doğal meyve karışımlı balını üretmiştir (Çerçeve,2006:48). Sonuç olarak, Ar-Ge ye ciddi şekilde yatırım yapan firmalar, kısa sürede bunun geri dönüşünü yaşamaktadırlar. Günümüzde işletmelerin Ar-Ge faaliyetlerini, rekabet güçlerini yükseltmek için zorunlu, olağan bir faaliyet olarak görmeleri gerekmektedir. Örneğin, bir meyve suyu firması olan Ersu, her yıl yaptığı 1,5 2 milyon dolarlık Ar-Ge yatırımıyla nar suyu konusunda kendi teknolojisini geliştirmiştir. Bunun sonucunda ise, kısa sürede cirosunda yıllık 12 milyon YTL lik bir artış gerçekleştirmiştir (Çerçeve,2006:69). V. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ Ülkemizde teknolojik gelişme yani Ar-Ge faaliyetlerine yönelik teşviklerin uygulanmasında karşılaşılan sorunlar ve çözüm olarak sunulan öneriler ile, teşvikler dışında 18

konunun genel çerçevesi içinde yapılan değerlendirmeler aşağıda ayrı ayrı başlıklar halinde özetlenmeye çalışılmıştır. Bunlar: 1. Vergi Teşvikleri Kapsamında Değerlendirmeler Türkiye de son yıllarda yaşanan enflasyon oranındaki düşüş, bağış ve kredi yoluyla desteklenen Ar-Ge faaliyetlerinde reel destek oranını artırmıştır. Türkiye de gerek devletin, gerekse özel kesimin Ar-Ge finansmanına katkısı çok düşük düzeydedir (Taymaz,2000:166). Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) in 2006 Yılı Kıyaslama Raporu sonuçlarına göre, Türkiye nin AB karşısında zayıf olduğu alanlar arasında; Ar-Ge harcamalarının ve patent sayısının düşük olması da yer almaktadır. Raporda ayrıca, AB kaynaklarına dayanılarak sunulan 2005 yılı Yenilikçilik Endeksi sıralamasında Türkiye, AB ülkeleri arasında en son sırada yer almaktadır (www.tisk.org.tr). Bu sonuç, Türkiye de Ar-ge faaliyetlerine yeterli kaynak ayrılmadığının da bir göstergedir. Teknolojik yarışında ülke düzeyinde gelişmiş ülkeleri yakalayabilmenin başlıca yolu, konu ile ilgili çeşitli vakıfların, meslek birliklerinin destekleri yanında, teknolojik gelişmenin bir hükümet politikası haline getirilmesi, bu amaçla bütçeden ciddi paylar ayrılması gerekmektedir. Türkiye de Ar-Ge harcamalarının Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın (GSYİH) içindeki payı 2003 yılında %06,1, 2004 yılında ise %06,7 olduğu saptanmıştır (www.tüik.gov.tr). Türkiye Hükümeti 2006 yılında Ar-Ge ye 700 milyon YTL ödenek ayırmıştır 13. 2010 yılında bu rakamın GSYİH nin yüzde 3 ü olacağı yetkililerce bildirilmektedir (Milliyet,23 Kasım 2006:6). Sanayileşmiş ülkelerin Ar- Ge harcamalarının GSYİH ye oranı %2-3 arasındadır. Bu tutar net yatırım harcamalarının oldukça büyük bir oranını oluşturmaktadır (Yıldırım ve Karaman,2005:472). Teşvik mevzuatı dağınık bir görünüm göstermektedir. Bu durum, işletmelerin teşviklerden yeterince haberdar olamamalarına yol açabilir. Gerek teknoloji geliştirme bölgesine yönelik teşviklerde gerekse Ar-Ge indiriminde teşvikten yararlanmak için, girişimcilerin muhasebe birimlerine özel bir görev düşmektedir. Buna göre, teşvik kapsamındaki faaliyetlerin, harcamaların, hesaplamaların ayrı ve ayrıntılı bir şekilde izlenmesi ve raporlanması gerekmektedir. Dolayısıyla teknoloji geliştirme bölgelerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler veya Yeminli Mali Müşavirler tarafından danışmanlık hizmeti verilebilecek birimler oluşturulabilir. Çünkü, bu tür vergi planlaması çalışmalarının, tecrübeli ve uzman kişi ve kuruluşlar aracılığıyla yapılması gerekir. Özellikle Ar-Ge indiriminden yararlanan SPK kapsamındaki firmaların, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları gereği, muhasebe kayıtlarında araştırma ve geliştirme harcamalarını ayrı ayrı izlemesi, araştırma harcamalarını gerçekleştiği dönemde giderleştirirken, geliştirme harcamalarını aktifleştirmeleri önerilmektedir. Halbuki uygulamada; işletmelerin araştırma ve geliştirme giderlerini birbirinden ayırt 13 Alman Hükümetinin yüksek teknolojik gelişmeler için 2009 yılına kadar kullanılmak üzere bütçeden ayırdığı rakam ise, 15 milyar Euro dur. Bu bütçe ile 17 ayrı ileri teknoloji sektörü desteklenecek olup, 3.6 milyar Euro su uzay seyahatleri teknolojisi için, 2 milyar Euro su enerji teknolojileri için, 1.8 milyar Euro luk kısmı ise ileri teknoloji sahasında hizmet veren KOBİ lerin teşvik edilmesinde kullanılacaktır (Hürriyet,27 Ağustos 2006:10). 19

etmeden tamamını gider yazdıkları görülmektedir. Bu durumda aktifleştirmede mümkün olmamaktadır (Kaval,2005:350). 2. Genel Kapsamda Değerlendirmeler Ar-Ge süreci sermaye desteği gerektiren bir süreçtir. KOSGEB-TEKMER, TTGV, TÜBİTAK-TEYDEB gibi kurumlardan sağlanan kaynaklar çoğu zaman projenin başarılı bir şeklinde hayata geçirilmesinde yeterli olmamaktadır. TÜİK in iktisadi faaliyet koluna ve büyüklük gruplarına göre teknolojik yenilik faaliyetlerini engelleyen faktörleri arasında; 2. sırada yenilik maliyetlerinin çok yüksek olması (%17.7) ile 3. sırada, gereken finansman kaynağının bulunmayışı (%14,7) gelmektedir (www.die.gov.tr). Dolayısıyla projeler ile sermayenin buluşması gerekmektedir. Yani risk sermayesine ülkemizde gereken önem verilmelidir. 2004 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nin önderliğinde Halk Bankası, KOSGEB ve 16 sanayi ve ticaret odasının işbirliği ile kurulan KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (KOBİ A.Ş.) gibi örneklerin sayısı artırılmalıdır. Risk sermayesi şirketlerinin gelişimini sağlamak için; girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının ortak olduğu şirketlerde vergisel teşvikler uygulanması, devletin girişim sermayesi fonlarına katılması yararlı olabilir. İşletmelerin teknoloji geliştirme faaliyetlerinde finansman sorununu çözmek için KOBİ lere yönelik menkul kıymetler piyasası oluşumu çalışmalarına hız verilmelidir. Gelişmiş ülkelerde daha sık rastlanılan ve genellikle emekli olmuş zengin profesyonel yöneticilerden oluşan iş melekleri (Busines Angels) adı verilen sınıf ülkemizde de geliştirilmelidir. İş melekleri, projeyi belirli bir seviyeye getirdikten sonra risk sermayesi fonlarına devrederek yatırımdan çıkmakta ya da azınlık hissesine sahip olarak devam etmektedir. Bir ABD firması olan, Amazon.com un başarısında iki iş meleği önemli bir rol üstlenmiştir (Çerçeve,2006:57). Türkiye de sadece Ar-Ge odaklı olan ve sonuçta firmaya bir buluş kazandıracak Ar-ge ekibi çok az sayıda firmada yer almaktadır 14. Ayrıca işletmelerin Ar-Ge ye ayırdıkları bütçe sınırlı olduğu gibi, kriz anlarında ilk önce Ar-Ge bütçesinde kısıntıya gidilmektedir. Halbuki kurtuluş, Ar-Ge bütçesinin artırılmasındadır (Çerçeve,2006:33). Her ne kadar ekonomik krizler, şirketlerin önlerine yeni fırsatlar çıkarsa da Ar-Ge faaliyetlerinin devamlılığı için ekonomik istikrar önemlidir. İşletmelerin Ar-Ge faaliyetleri ve buna yönelik harcamaları makro ekonomik durumdan büyük ölçüde etkilenmektedir. Örneğin, 1994 krizinde Ar-Ge harcamalarında önemli bir düşüş görülmüştür (Taymaz,2000:169). Özel sektörün yanı sıra, Devlet de Ar-Ge konusunda çalışma yapacak uzman ve bilim insanı sayısının artırılmasına önem verilmelidir. Türkiye de toplam Ar-ge harcamalarının %57,2 si üniversite, %32,3 ü özel sektör, %10,5 u kamu sektörü tarafından yapılmaktadır. Amerika, Japonya ve Avrupa ülkelerinde ise üniversite ile özel sektör arasındaki dağılım Türkiye nin tam tersi gerçekleşmektedir. Çünkü ekonomik gelişmenin motoru kendi teknolojisini geliştiren özel sektör kuruluşlarıdır (Demirci vd,2006:75). 14 Yaklaşık 70 milyon nüfuslu Türkiye de özel sektörde çalışan tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısı 3.634 iken, 8 milyon nüfuslu İsveç te 41.636 dır (Demirci vd.,2006:75). 20