KIZILDAĞ (ISPARTA) VE ÇEVRESİNDEKİ ALANLARIN FLORİSTİK ANALİZİ



Benzer belgeler
TÜRKİYE DE BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ VE ENDEMİZM. Özet

(*) Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Beytepe

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi MAHLEP (PRUNUS MAHALEB L.) İN BİTKİ KISIMLARINDA MİNERAL BİLEŞİMİNİN BELİRLENMESİ. Seval Aknil MERALER

ZONGULDAK-KARABÜK VE BARTIN ARASINDA KALAN BÖLGENİN FLORASINA KATKILAR * CONTRUBUTIONS TO THE FLORA OF THE REGION AMONG ZONGULDAK-KARABÜK AND BARTIN

ENDEMİK BİTKİLERİN DÜNYA VE TÜRKİYE DEKİ DAĞILIMI DISTRIBUTION OF ENDEMIC PLANTS IN THE WORLD AND TURKEY

Biological Diversity and Conservation. ISSN Online; ISSN Print 8/1 (2015) 7-15

NEW FLORISTIC RECORDS FOR VARIOUS SQUARES IN THE FLORA OF TURKEY

*ANAVARZA KALESİ VE YAKIN ÇEVRESİNİN YÜZEY FLORASININ ARAŞTIRILMASI. Investıgatıon of the Anavarza Castle and Nearby Surface Flora

TAHİR DAĞLARI - GÜZELDERE VADİSİ FLORASI NIN (AĞRI) DOĞU ANADOLU DA YAPILMIŞ FLORİSTİK ARAŞTIRMALARLA KARŞILAŞTIRILMASI

DOĞU AKDENİZ BÖLGESİ BİTKİLERİ. Plants of East Mediterranean Region

NEW FLORISTIC RECORDS FROM VARIOUS SQUARES IN FLORA OF TURKEY. Birol Mutlu 1

Türkiye Florasındaki C1 Karesi İçin Yeni Kare Kayıtları

TRABZON YÖRESİ BAZI YOL ŞEVLERİNİN ÖRTÜ BİTKİLERİ VE YETİŞME ORTAMLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

BOZOK ÜNİVERSİTESİ ERDOĞAN AKDAĞ KAMPÜSÜNÜN ENDEMİK BİTKİLERİ

GRUP ENDEMİKUS. Doç. Dr. Ali ÇELİK Denizli, KAZ DAĞI GÖKNARI Abies nordmanniana subsp. equi-trojani

Bl KARESi (BALIKESİR) İÇİN YENİ FLORİSTİK KAYITLAR

YEŞİL ENERJİ HAYAL DEĞİL! Doç. Dr. Serdar Gökhan ŞENOL EGE Ü. Botanik Bahçesi Herbaryum Uygulama ve Araştırma Merkezi

Biological Diversity and Conservation. ISSN Online; ISSN Print 5/3 (2012)

KATILDIĞI TOPLANTILAR

Vejetasyon Analizinde Polar Ordinasyon a Dayalı Yeni Bir Bilgisayar Programı (FG-ORD,Versiyon 0.2)

T.C. ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

ANTALYA MERKEZE BAĞLI BAZI DOĞAL MERALARDA BULUNAN BİTKİLERİN KURU AĞIRLIKLARININ BELİRLENMESİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Middle East Journal of Science(MEJS)

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Ereğli Sazlıkları nın Floristik Çeşitlilik ve Bitki Dinamizmi Açısından Araştırılması (Ereğli/KONYA)

Prof. Dr. Ruziye (GÜNAY) DAŞKIN

Some endemic plants of Çelikhan Çat Dam Basin (Adıyaman) Ahmet Zafer TEL¹, Murat TAK*²

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

Bingöl İli Merkez İlçesi Yelesen ve Dikme Köyleri Meralarının Farklı Yöney ve Yükseltilerinde Yer Alan Bitki Türleri

ALTIKARDEŞ DAĞI VE ÇEVRESİNİN (GENÇ-BİNGÖL) FLORASI ALİ SİNAN. Yüksek Lisans Tezi. Biyoloji Anabilim Dalı. Danışman: Prof. Dr.

KORKUTELİ VE ELMALI DA BULUNAN BAZI DOĞAL MERALARIN VEJETASYON DURUMLARININ BELİRLENMESİ*

Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla

Akçaova Deresi (Ordu) Riparian Zonunun Makrofit Florası. The Macrophyte Flora of Akçaova River (Ordu) Riparian Zone

Normal (%) Bozuk (%) Toplam (Ha) Normal (%)

ÖZGEÇMİŞ. 2- Kahramanmaraş Afşin-Elbistan Kömür Havzasının Paleofloristik Yönden Incelenmesi Çenet, M., KSÜ. Fen ve Mühendislik Dergisi, 9(2), 2006.

T.C. BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ ve FIRAT ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜLERİ KAMBOS DAĞI NIN FLORASI (BİTLİS) MİZBAH KARATAŞ

Tödürge Gölü (Sivas) ve Çevresi Florası

Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler

ALADAĞLAR MİLLİ PARKININ FLORASI

LİSANS ÜSTÜ DERS TANITIM FORMU

1. ULUSAL BİTKİ BİYOLOJİSİ KONGRESİ

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

Mardin İli Derik İlçesinde Yer Alan Bir Meranın Botanik Kompozisyonunun Belirlenmesi

Turkish Journal of Agricultural and Natural Sciences Special Issue: 2, 2014

T.C. KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KİLİS İLİ RESULOSMAN VE ACAR DAĞLARINDAKİ İŞLENMEMİŞ ALANLARIN FLORASI

FARKLI SICAKLIKLARIN AVCI BÖCEK SCYMNUS SUBVILLOSUS (GOEZE) (COLEOPTERA: COCCINELLIDAE) UN ERGİN ÖNCESİ DÖNEMLERİNİN ÖLÜM ORANLARINA ETKİLERİ *

ÇİTLİ OVASI (ELAZIĞ) VE ÇEVRESİNİN ETNOBOTANİK ÖZELLİKLERİ

Burcu TARIKAHYA HACIOĞLU. Biyolog Doçent Doktor Ankara. Biyoloji Bölümü/2003

Kahramanmaraş Ahir Dağı Bitki Örtüsünün Biyoiklim Katları Doğrultusunda İncelenmesi

T"RK~YE B~L~MSEL YE TEKNOLOJ~K ARASTIRMA KURUMU

T.C. BALIKES İR ÜNİVERS İTES İ FEN BİLİMLERİ ENS TİTÜS Ü MÜDÜRLÜĞÜ OFMA EĞİTİMİ ANABİLİM DALI LİSANS ÜSTÜ PROGRAMLARI DERS TANITIM FORMLARI

EGE ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLĠMSEL ARAġTIRMA PROJE KESĠN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT. PROJE NO: 2013 FEN 010 (Yüksek Lisans)

P E P _ H 0 5 C

KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 77, Eylül 2018, s

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

KURTALAN (SİİRT) İLÇESİNİN ETNOBOTANİK ÖZELLİKLERİ Ethnobotanical Features of Kurtalan (Siirt) District. İ.Ümit YAPICI 1 Hülya HOŞGÖREN 2 Ömer SAYA 3

1. ULUSAL BİTKİ BİYOLOJİSİ KONGRESİ

İstatistiksel Süreç Kontrol KAZIM KARABOĞA

Biological Diversity and Conservation. ISSN Print; ISSN Online BioDiCon 2/1 (2009) 36-60

EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT

EN BÜYÜK OLASILIK YÖNTEMİ KULLANILARAK BATI ANADOLU NUN FARKLI BÖLGELERİNDE ALETSEL DÖNEM İÇİN DEPREM TEHLİKE ANALİZİ

Türkiye Tenthredopsis (Hymenoptera: Symphyta: Tenthredinidae) Tür Sınırlarının Barkodlama Yöntemi İle Saptanması

BĐLECĐK VE ÇEVRESĐNDE ÜRETĐLEN BALLARDA BULUNAN POLENLERĐN ARAŞTIRILMASI

TÜRKİYE İSTİLACI BİTKİLER KATALOĞU

Kırka (Eskişehir) ve Çevresinin Damarlı Bitki Florası

Symposium Proceedings, ISBN:

Isparta Kasnak Meşesi Tabiatı Koruma Alanı ve Çevresinin Florası. Flora of Isparta Kasnak Oak Nature Protection Area and District

Türkçe Bitki Adları Yönergesi

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK


BATI ANADOLU BÖLGESİNDE YAYILIŞ GÖSTEREN ORİGANUM L. (LAMİACEAE) TAKSONLARININ PALİNOlOJİK ÖZELLİKLERİ. Mehmet TEMEL 1 Süleyman TOKUR 2

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

ANKARA İLİ KIZILCAHAMAM İLÇESİ TIBBİ VE AROMATİK BİTKİ ENVANTERİ RAPORU

The ecology and distribution of Turkish Çarşakotu (Paracaryum (DC.) Boiss spp. (Boraginaceae)

Dr. Nihal ÖZEL Toprak ve Ekoloji Araştırmaları Bölüm Başmühendisi

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

ILGAZ DAĞI MİLLİ PARKI FLORASI. Gülnur PEHLİVAN YÜKSEK LİSANS TEZİ ORMAN MÜHENDİSLİĞİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEMMUZ 2007 ANKARA

Burdur Yöresi Ballarının Polen Analizi. Pollen Analysis of Burdur Region Honeys

2006 YILI İKLİM VERİLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ Hazırlayan: Serhat Şensoy YILI ORTALAMA SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ

PROF. DR. ÖMER SAYA ÖZGEÇMİŞ:

SIRÇALI KANYONU FLORASI (SAFRANBOLU) Zafer FİLİZ YÜKSEK LİSANS TEZİ ORMAN MÜHENDİSLİĞİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEMMUZ 2007 ANKARA

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

UZAYSAL VE DOLU GÖVDELİ AŞIKLARIN ÇELİK ÇATI AĞIRLIĞINA ETKİSİNİN İNCELENMESİ

Puschkinia scilloides Adams (Asparagaceae/Liliaceae) ın Türkiye deki Yayılışı ve Tür İçi Varyasyon Sınırları

ARDAHAN İLİNİN EKONOMİK KALKINMASI

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Botanik-Zooloji Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Yüksek Lisans

Manisa Merkez Köyleri nde Üretilen Balların Polen Analizi *

SUFEFD (2015), 40: BÜYÜK EĞRİ DAĞI (MUT, İÇEL) VE ÇEVRESİNİN ENDEMİK BİTKİLERİ Emrah Şirin, Kuddisi Ertuğrul

Sınavlı ve Sınavsız Geçiş İçin Akademik Bir Karşılaştırma

Nüfus Projeksiyonları. ÇEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon

KAYACIK KÖYÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kayacık Köyü nün isminin kaynağı hakkında iki rivayet bulunmaktadır. Bunlar şöyle açıklanabilir.

Isparta ili Zengi Merasında ot verimi ve botanik kompozisyonun tespiti üzerine bir araştırma

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Uzmanı Olduğu Bilim Dalları: Tatlısu Algleri Taksonomisi ve Ekolojisi, Limnoloji, Hidrobotanik

TOMRUK HACMİNİN TAHMİNİNDE KULLANILAN CENTROID METOD VE DÖRT STANDART FORMÜLÜN KARŞILAŞTIRILMASI

ISSN Online; ISSN Print 3/2 (2010)

Bingöl Bölgesi Çayır-Mera ve Doğal Vejetasyonlarında Yer Alan Bazı Bitki Taksonları

Transkript:

XIV. Ulusal Biyoloji Kongresi 7-10 Eylül 1998, SAMSUN Cilt I, 420-440 (1998) KIZILDAĞ (ISPARTA) VE ÇEVRESİNDEKİ ALANLARIN FLORİSTİK ANALİZİ ÖZET Akşehir, Eğridir ve Beyşehir Gölleri arasında kalan Kızıldağ florasının sonuçları, çevrede yapılmış 9 araştırmanın sonuçları ile birlikte analiz edilmiştir. Analizde Sorensen benzerlik katsayısı kullanılarak tür benzerlik ve benzemezlik oranları belirlenerek floristik çalışmaların yakınlığı ortaya konmuştur. Ayrıca araştırmaların sonuçları endemizm, fitocoğrafik spektrum ve en büyük familya ve cinsler açısından da kıyaslanmıştır. Araştırmalar arasında birbirine en çok benzeyen alanlar 0.51 tür benzerlik oranı ile Kızıldağ ve Yandağ, en az benzeyenler ise 0.03 oranı ile Akşehir ve Yıldızlı Dağıdır. Endemizim oranının en yüksek olduğu çalışma % 21.4 ile Beyşehir Gölü Batısı Dağları, en düşüğü ise %3.96 ile Akşehir Gölü` dür. En yüksek Fitocoğrafik Bölge oranları %18.10 ile Yıldızlı Dağındaki İran-Turan elementleri, % 22.95 ile Dökük Dağındaki Akdeniz elementleri ve % 15.07 ile Akşehir Gölündeki Avrupa-Sibirya elementleridir. Ayrıca Beals ordinasyon yöntemi ile elde edilen paremetreler 3 boyutlu ordinasyon grafiğinde gösterilmiştir. Anahtar Kelimeler: Floristik analiz, Kızıldağ FLORISTIC ANALYSIS OF KIZILDAĞ (ISPARTA) AND ITS SURROUNDINGS ABSTRACT The result of the floristic study of Kızıldağ which takes place between the Lakes of Akşehir and Beyşehir were analysed together with the floristic data provided from nine studies of neighboring places. Sorensen similarities coefficient was used and the ratios of similarities and dissimilarities of species were determined and thus the affinity of the floristic studies were established. Result of the floristic studies were compared from the point of endemism, phtogeographical spectrum and the largest families and genera. Among the studies, the most similar ones are Kızıldağ and Yandağ with the ratio of 0,51 and the most dissimilar ones are Akşehir and Yıldızlı Mountain with the ratio of 0,03. The highest endemism ratio is 21,4 % in Western Mountains of Beyşehir Lake and the lowest is 3,96 % in Akşehir Lake. The higest ratio of phytogeographical elements is 18,10 % with Irano-Turanian in Yıldızlı Mountain, 420

22,95 % with Mediterranean elements in Dökük Mountain and 15,07 % with the Euro-Siberian elements in Akşehir Lake respectively. Furthermore, obtained parameters were shown as tree diamentioned ordination graphic. Key words: Floristic analysis, Kızıldağ Mountain GİRİŞ Bu çalışmada karşılaştırılan alanlar; Batı Toros`ların İran-Turan fitocoğrafik bölgesine en çok girdiği bölgede yer alan Dedegöl Dağı florası [13], Beyşehir Gölü` nün batısındaki dağlık alanda yapılan arazi gezisinin sonuçları [17], Akşehir Gölü ve kıyılarının flora ve vejetasyonu [11], Sultan Dağları-Doğanhisar bölgesi florası [12], Yeşildağ-Kurucuova (Beyşehir) florası [15], Beyşehir Gölü florası [10], Yandağ (Isparta) florasına katkılar [8], Yıldızlı Dağı (Akseki-Antalya) florasına katkılar [6], Dökükdağ florasına katkılar [14] ve Kızıldağ Milli Parkı [7] florasıdır (Şekil 1). Bu bölgede değerlendirmeye aldığımız bazı alanlar daha önce değişik araştırıcılar tarafından [2, 5] yapılan floristik kıyaslamalar içerisine dahil edilmiştir. Ancak bu araştırıcılar birbirinden uzak bölgelerdeki alanları kıyasladıklarından bölgenin floristik kompozisyonu tam olarak yansıtan sonuçlara ulaşamamışlardır. Ayrıca hesaplamalar sırasında yapmış oldukları hatalar yanlış yorumlar yapmalarına neden olmuştur. Bu alanda yapılmış floristik çalışma sonuçlarının analizi ile güney bölgesi Akdeniz ikliminin etkisi altında kalan ve iki fitocoğrafik bölge arasında geçiş kuşağında bulunan inceleme alanının bu etkiler altında genel bir değerlendirmesi yapılarak bu bölgenin floristik özelliklerinin daha iyi belirlenmesine çalışılmıştır. 421

Aynı zamanda ordinasyon metodunun kullanılması floristik analize değişik bir boyut kazandırmıştır. Sandıklı Afyonkarahisar Karamık Gölü Bolvadin Eber Gölü Akşehir Gölü 1 Akşehir Yalvaç Çavuşcu Gölü Dinar BURDUR Burdur Gölü Eğridir Gölü Eğridir ISPARTA Kovada Gölü Doğanhisar Şarkikaraağaç 2 4 3 Beyşehir Gölü 5 6 Beyşehir 7 8 Seydişehir 9 KONYA Korkuteli ANTALYA 10 Akseki Bozkır Alanya Finike Anamur Şekil 1. Karşılaştırma yapılan alanların bulundukları yerler. 1-Akşehir Gölü; 2-Sultan Dağları-Doğanhisar Bölgesi; 3-Kızıldağ Milli Parkı; 4-Yandağ; 5-Beyşehir Gölü; 6-Beyşehir Gölünün batısındaki dağlar; 7-Dedegöl Dağı; 8-Yeşildağ-Kurucuova; 9-Dökükdağ; 10-Yıldızlı Dağı. 422

MATERYAL VE METOD Analizi yapılan çalışmalar tek tek ele alınarak yeniden değerlendirildi. Eski çalışmalarda yer alan sinonimler çıkartılıp son durumları değerlendirmeye alındı. Diğer çalışmalardaki işlemsel hatalar düzeltilerek daha doğru oranlar oluşturuldu. Flora çalışmalarının her birine bir numara verildi. Bu numaralar şekil 1` in altında belirtildi. Floralara numaralar verilirken alanların bulundukları coğrafik konuma göre en kuzeyde bulunan alandan en güneyde bulunan alana doğru bir sıralama yapıldı. Floraların yapıldığı tarihler, sahip oldukları toplam takson ve tür sayıları, endemik tür sayıları ile oranları ve fitocoğrafik bölge elementlerinin dağılımı ile oranları belirlendi. Buradaki oranlar toplam takson sayısına göre hesaplandı. Floraların endemik tür sayısı ve oranları ile fitocoğrafik element oranları grafikler halinde gösterildi. Floralarda mevcut olan en büyük ilk 10 familya ve cins en fazla türe sahip olandan en az türe sahip olana doğru dizilip toplam tür sayısına olan oranları belirlendi. Tabloların sonunda analizi yapılan tüm araştırmaların değerlendirilmesi sonucu elde edilen verilerin toplamı bölge florası olarak verildi. Floraların benzerlik oranları saptanırken her çalışma birbirleriyle ayrı ayrı karşılaştırılıp ortak tür sayıları hesaplandı. Tür benzerlik ve benzemezlik oranları S=2w/a+b, D=1-S formülü ile saptandı [16]. Üç boyutlu ordinasyon eksenlerinin belirlenmesinde x = (L) 2 +(Da) 2 -(Db) 2 / 2L, y = (L') 2 +(Da') 2 - (Db') 2 / 2L', z = (L'') 2 + (Da'') 2 - (Db'') 2 2 / 2L'', ex = (D a) -x 2 2 2, ey = (D a') -x formülleri kullanıldı [1]. Buradan çıkan sonuçlar kullanılarak üç boyutlu ordinasyon grafiğine aktarıldı. Ordinasyon grafiğindeki alanların birbiriyle olan ilişkileri (oi= 2 dx +dy 2 ) 423

Bu sonuçların benzemezlik değerleri ile olan korelasyonu ve standart hatası r = 2 XY X+ Y 2 2, S = 1-r / n-2 formülü ile hesaplandı. BULGULAR Tablo 1` e bakıldığında karşılaştırma yapılan alanların bulunduğu bölgede 2155 takson ve 1947 türün olduğu görülmektedir. Takson ve tür sayıları en çok olan alanlar sırasıyla 7, 3, 6, 4, 8, 10, 2, 9, 5 ve 1 numaralı çalışmalardır. Bu bölgede 434 endemik tür olduğu saptanmıştır. En çok endemik türe sahip olan alanlar sırasıyla; 6, 7, 3, 4, 10, 9, 2, 8, 5, ve 1 numaralı çalışmalardır. Şekil 2` ye bakıldığında 9 ve 10 numaralı çalışmadaki endemik tür sayılarının 3 ve 4 numaralı çalışmalardan az olmasına rağmen oranlarının yüksek olduğu görülmektedir. Şekil 2. Karşılaştırılan alanların endemik tür sayıları (A) ve endemizm oranları (B) Fitocoğrafik bölgelere ait elementler bakımından bölgenin 433 Akdeniz, 309 İran-Turan ve 139 Avrupa-Sibirya elementine sahip olduğu bulunmuştur. Karşılaştırma yapılan çalışmalarda İran-Turan elementi sayısı en fazla olan alanlar sırasıyla; 3, 6, 4, 10, 7, 8, 9, 2, 5 ve 1 numaralı çalışmalardır. Akdeniz elementi sayısı en fazla olan alanlar sırasıyla; 7, 4, 6, 3, 10, 9, 8, 2, 5 ve 1 numaralı çalışmalardır. Avrupa-Sibirya elementi sayısı en fazla olan alanlar ise; 7, 6, 3, 2, 8, 4, 9, 5, 1 ve 10 numaralı çalışmalardır. Şekil 3` e bakıldığında karşılaştırma yapılan 424

Tablo 1. Karşılaştırma yapılan alanlardaki endemik türlerin ve fitocoğrafik bölgelere ait elementlerin sayıları ve oranları *Karşılaştırma Yapılan Alanlar Çalışmanın Yapıldığı Tarih Alanın max. ve min. Yüksekliği Toplam Takson Sayısı Toplam Tür Sayısı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1984 1980 1997 1992 1986 1977 1976 1982 1987 1991 958 1500-2100 1150-1910 1150-2347 1150 1150-2375 1200-2992 1150-1687 1350-2400 1700-2450 126 461 786 729 340 785 849 516 392 474 126 449 770 694 340 764 802 512 392 466 Endemik Tür Sayısı (TS) ve TS % TS % TS % TS % TS % TS % TS % TS % TS % TS % TS % Yüzdesi (%) 5 3.96 66 14.31 125 15.90 113 15.50 32 9.41 168 21.40 146 17.19 65 12.59 68 17.34 89 18.14 434 20.14 Fitocoğrafik Bölge Elementleri El % El % El % El % El % El % El % El % El % El % El % İran-Turan 6 4.76 56 12.14 130 16.53 112 15.36 38 11.17 114 14.52 76 8.95 64 12.4 64 16.32 87 18.35 309 14.33 Akdeniz 5 3.96 69 14.96 121 15.39 127 17.42 51 15 122 15.54 187 22.02 89 17.24 90 22.95 106 22.36 433 20.09 Avrupa-Sibirya 19 15.07 37 8.02 40 5.08 27 3.70 20 5.88 43 5.47 66 7.77 37 7.17 22 5.61 14 2.95 139 6.45 Çok Bölgeli veya Bölgesi Bilinmeyen 96 76.19 299 64.85 495 62.97 462 63.37 231 67.94 506 64.45 519 61.13 326 63.17 216 55.1 266 56.11 1413 65.56 TOPLAM 1977-1997 958-2992 2156 1947 425 * 1 Nolu Alan: Akşehir Gölü ve Kıyılarının Flora ve Vejetasyonu 2 Nolu Alan: Sultan Dağları-Doğanhisar Bölgesinin (Konya) Florası 3 Nolu Alan: Kızıldağ (Isparta) Milli Parkı Florası 4 Nolu Alan: Yandağ (Isparta) Florası 5 Nolu Alan: Beyşehir Gölü Florası 6 Nolu Alan: Beyşehir Gölü' nün Batısındaki Dağlık Alanda Yapılan Arazi Gezisi Sonuçları 7 Nolu Alan: Dedegöl Dağı Florası 8 Nolu Alan: Yeşildağ-Krucuova Florası 9 Nolu Alan: Dökük Dağı Florası 10 Nolu Alan: Yıldızlı Dağı Florası

çalışmaların oluşturduğu bölgede element oranı en fazla olan fitocoğrafik bölgelerin sırasıyla; Akdeniz, İran-Turan ve Avrupa-Sibirya olduğu görülmektedir. Şekil 3. Karşılaştırılan alanlara ait fitocoğrafik bölge elementlerinin oranı Fitocoğrafik element oranı en fazla olandan en az olana doğru Akdeniz için; 9, 10, 7, 4, 8, 6, 3, 5, 2 ve 1 numaralı çalışmaların, İran-Turan için; 10, 3, 9, 4, 6, 8, 2, 5, 7 ve 1 numaralı çalışmaların, Avrupa-Sibirya için; 1, 2, 7, 8, 5, 9, 6, 3, 4 ve 10 numaralı çalışmaların sıralandığı görülmektedir. 10 numaralı çalışmada İran-Turan, 9 numaralı çalışmada Akdeniz, 1 numaralı çalışmada ise Avrupa-Sibirya element oranları diğer çalışmalardan daha yüksektir. 1, 3, 4 ve 6 numaralı çalışmalarda İran-Turan ve Akdeniz fitocoğrafik bölgelerinin oranları birbirine çok yakındır. 1numaralı çalışmada Avrupa-Sibirya, 7 numaralı çalışmada ise Akdeniz fitocoğrafik bölgelerine ait element oranının sahip oldukları diğer fitocoğrafik bölge oranlarından belirgin bir şekilde fazla olduğu görülmektedir. Bu grafikte dikkati çeken diğer noktalar ise sadece 3 numaralı çalışmada İran-Turan element oranının diğer fitocoğrafik element oranlarından yüksek çıkmasıdır. 426

Araştırmalarda en çok türe sahip olan familyalardan ilk 10` unun tür sayıları ve oranları küçükten büyüğe doğru Tablo 2` de verilmiştir. Bu tabloya bakıldığında bölgede Fabaceae, Asteraceae familyaların ilk iki sırayı aldığı görülmektedir. Fabaceae 4, 5, 8 ve 10 numaralı çalışmada, Asteraceae 1, 2, 3, 6, 7 ve 9 numaralı çalışmada ilk sırada yer almaktadır. Poaceae bölgede 3. sırada yer alırken 6 numaralı çalışmada 8., 7 numaralı çalışmada 7., 9 numaralı çalışmada 9. ve 10 numaralı çalışmada ise 4. sırada yer almaktadır. Lamiaceae 1 ve 6 numaralı çalışmada, Caryophyllaceae ise 7 ve 10 numaralı çalışmada ilk üç içerisindedir. Bölgedeki ve çalışmalardaki en büyük familyalar karşılaştırıldığında; Fabaceae, Asteraceae, Poaceae, Lamiaceae ve Apiaceae karşılaştırma yapılan tüm çalışmalarda sıralamada yer almaktadır. Ancak 1 numaralı çalışmada Brassicaceae, 1, 2, 3, 5, ve 7 numaralı çalışmada Boraginaceae, 1, 5, 6, 7 ve 9 numaralı çalışmada Liliaceae, 1, 8 ve 10 numaralı çalışmada Caryophyllaceae, 1 ve 4 numaralı çalışmada ise Rosaceae familyaları ilk 10 içerisinde bulunmamaktadır. Bölgedeki ilk 10 familya içinde bulunmamasına rağmen Scrophulariaceae 2, 3, 4, 6, 7 ve 9 numaralı çalışmada, Ranunculaceae 1, 5 ve 7 numaralı çalışmada, Cyperaceae 1 ve 5 numaralı çalışmada sıralamaya girmişlerdir. Polygonaceae, Potamogetonaceae ve Juncaceae familyaları sadece 1 numaralı çalışmada yer alması dikkati çekmektedir. Karşılaştırılan çalışmalardaki en çok türe sahip olan cinslerden bazılarının tür sayıları ve oranı Tablo 3` te verilmiştir. Bu tabloya bakıldığında bölgedeki en büyük ilk üç cins sırayla; Astragalus, Silene ve Trifolium` dur. Astragalus 2, 6 ve 8 numaralı çalışmada, Silene 7 ve 8 numaralı çalışmada, Trifolium ise 5 numaralı çalışmada ilk sırayı almıştır. Bölgede sıralamaya girememesine rağmen 1 ve 3 numaralı çalışmada Ranunculus, 4 numaralı çalışmada Salvia ve 9 numaralı 427

428

çalışmada Hypericum ilk sırayı almıştır. Astragalus ve Silene 1 numaralı çalışma haricinde diğer tüm çalışmalarda sıralamada yer almamaktadır. Aynı zamanda Ranunculus 1, 3, 5 ve 7 nolu çalışmalar haricinde yer almamaktadır. Poaceae familyası tüm çalışmalarda en büyük familyalar içinde olmasına rağmen bu familyaya ait sadece Bromus cinsi 10 numaralı çalışmada en büyük cinsler içerisine girebilmiştir. Campanulaceae, Hypericaceae, Crassulaceae, Rubiaceae, Fagaceae, Euphorbiaceae, Onagraceae ve Solanaceae en büyük familyalar içinde yer almamasına rağmen bu familyalara ait Campanula 9 numaralı çalışmada, Hypericum 2, 9, ve 10 numaralı çalışmada, Sedum 10 numaralı çalışmada, Galium 2, 5, 7, 8, 9 ve 10 numaralı çalışmada, Quercus 9 numaralı çalışmada, Euphorbia 2, 3, 4, 6, ve 8 numaralı çalışmalarda, Epilobium 1 ve 5 numaralı çalışmalarda, Solanum 1 numaralı çalışmada en büyük cinsler içerisinde görülmektedir. En büyük cinsler arasında yer alan Quercus türlerinin hepsi ağaç ve çalı olan tek cins olması bakımından dikkati çekmektedir. Tablo 3. Karşılaştırma yapılan çalışmaların tür benzerlik ve benzemezlik oranları. 429

Tablo 3` de karşılaştırma yapılan çalışmaların tür benzerlik ve benzemezlik oranları verilmiştir. Bu tabloya bakıldığında 0,51 ile birbirine en çok benzeyen çalışmaların Kızıldağ Milli Parkı ve Yandağ floraları olduğu, bunun yanında Beyşehir Gölü` nün batısındaki dağlar ve Dedegöl Dağı floralarının da 0,5 benzerlik oranı ile 2. sırada yer aldığı görülmektedir. Birbirlerine en az benzeyen çalışmalar ise 0,03 ile Akşehir Gölü ve Yıldızlı Dağı floralarıdır. Tablo 4. Karşılaştırma yapılan çalışmaların x, y, z ordinasyon değerleri ve toplam benzemezlik oranları ÇALIŞMALAR Benzerlik x y z ex ey ex+ey Toplamı 1 8.11 0 0.53 0.34 0 0.7 0.7 2 5.88 0.68 0.28 0.36 0.58 0.55 1.13 3 5.91 0.64 0 0.31 0.61 0. 0.61 4 5.46 0.73 0.21 0.34 0.53 0.44 0.97 5 6.43 0.45 0.71 0.39 0.54 0 0.54 6 5.82 0.71 0.19 0.18 0.59 0.53 1.12 7 6.07 0.72 0.22 0. 0.58 0.61 1.19 8 5.69 0.72 0.31 0.36 0.56 0.52 1.08 9 6.16 0.72 0.30 0.68 0.58 0.6 1.18 10 6.15 0.97 0.31 0.34 0 0.61 0.61 Tablo 4` de Beals formülleri kullanılarak elde edilen x, y, z ordinasyon değerleri ve toplam benzemezlik oranları verilmiştir. Bu tabloya bakıldığında benzemezlik oranları toplamı en yüksek olan çalışmanın 8.11 ile Akşehir Gölü, en az olan çalışmanın ise 5.46 ile Yandağ florası olduğu görülmektedir. Şekil 4` de karşılaştırma yapılan çalışmaların Tablo 5` deki değerleri kullanılarak üç boyutlu ordinasyon grafiği çizilmiştir. Bu tabloya bakıldığında 2, 3, 4, 6, 7, 8, ve 9 numaralı çalışmaların X ekseni üzerinde yaklaşık olarak aynı hizada bir grup oluşturduğu ancak 1, 5 ve 10 numaralı çalışmaların diğerlerinden belirgin olarak uzaklaştığı görülmektedir. Bu grafikte çalışmaların birbirleri ile olan 430

birbirleri ile olan ordinasyonu (oi) ile benzerlik değerleri arasındaki korelasyonun r x-z = 0.91 ± 0.06 ve r x-y = 0.87 ± 0.07 olduğu saptanmıştır. Şekil 4. Karşılaştırma yapılan çalışmaların üç boyutlu ordinasyon grafiği. TARTIŞMA VE SONUÇ Karşılaştırma yapılan çalışmalardaki tür sayılarına bakıldığında (Tablo.1) tür sayısı en fazla olan Dedegöl Dağı` nın en yüksek bölge olduğu, tür sayısı en az olan Akşehir Gölü` nün ise en alçak bölge olduğu görülmektedir. Bu çalışmalar 431

dışında kalan bölgelerde tür sayısı ile yükseklik arasında bir bağlantı görülmemektedir. Tür sayısı bakımından son iki sırayı alan Akşehir ve Beyşehir Gölü hidrofitik ve mezofitik florayı kapsamaktadır. Bu nedenle daha çok sulak ve nemli ortamlara adapte olmuş az sayıda ve çoğunlukla kozmopolit bitkilerin hakim olduğu bir floraya sahiptirler. Ancak Beyşehir Gölü florasının göl içindeki adaları da kapsaması ve göl çevresindeki çalışma alanının geniş tutulması nedeniyle bir önceki çalışmadan daha fazla türe sahip olduğu görülmektedir. Tür sayılarının farklılığının başlıca sebepleri yüksekliğin ve habitat farklılığının yanısıra floraların hazırlanması sırasında araştırmacıların göstermiş oldukları özen ile bu bölgelerde yapılan otlatma ve kültür alanlarının çokluğudur. Örneğin tür sayısı bakımından 3. sırada yer alan Kızıldağ yükseklik bakımından 7. sırada yer almaktadır. Bunun nedeni bu alanın milli park olması dolayısıyla diğer çalışmalara göre daha iyi korunmuş bir bölge olmasıdır. Bu bölgedeki çalışmalarda endemik tür sayısının ve oranlarının farklılık göstermesinin nedenleri; bazı çalışmaların toplam takson ve tür sayısının floraları tam olarak tanımlayacak sayıda olmaması, yükseklik ve habitat farklılığı, antropojen etmenler ile farklı iki coğrafik bölge arasında geçiş kuşağında bulunmalarıdır. En yüksek 5 çalışma içinde yer alan Dedegöl Dağı, Yıldızlı Dağı, Beyşehir Gölü` nün batısındaki dağlar ve Yandağ endemik tür sayısı bakımından sıralaması yapıldığında da ilk 5 çalışma içerisinde yer aldığı görülmektedir. Ancak en yüksek 3. çalışma olan Dökükdağı endemik tür sayısı bakımından 6. sırada yer almaktadır. Aynı şekilde yükseklik bakımından 7. sırada yer alan Kızıldağ ise tür sayısı bakımından 3. sırada yer almaktadır. Şekil 2 ye bakıldığında Dökükdağı ve Yıldızlı Dağı yaklaşık olarak Kızıldağ ve Yandağ kadar endemik türe sahip olmasına rağmen oran olarak ilk iki sırayı aldıkları görülmektedir. Bunun nedeni bu iki çalışmada mevcut toplam tür sayısının bu alanların florasını tam olarak 432

yansıtacak sayıda olmaması sonucu endemik tür oranının yüksek çıkmasıdır. Kızıldağ ise korunma altına alınmış bir bölge olduğundan dolayı endemik tür sayısı diğer bölgelere göre yüksektir. Bunun yanında en son sırada yer alan Yeşildağ- Kurucuova, Beyşehir Gölü ve Akşehir Gölü de yükseklik bakımından aynı şekilde son üç sırayı almaktadır. Beyşehir Gölü ve Akşehir Gölü` nün son sırada yer almasının bir nedeni de bu çalışmaların göl florası olması ve bu floralarda da daha çok kozmopolit türlerin bulunmasıdır. Endemizm oranı en yüksek olan Beyşehir Gölü` nün batısındaki dağlar ise yükseklik bakımından 4. sırada yer almasında, milli park ve sit alanları içerisinde olmasının yanısıra iki fitocoğrafik bölge arasındaki sınır üzerinde yer alması da endemizm oranlarının yüksek çıkmasına da rol oynamıştır. Endemizm oranı sıralamasında 2. olan Dökük Dağı da Beyşehir Gölü` nün batısındaki dağlar gibi iki fitocoğrafik bölgenin kesiştiği sınır üzerinde bulunmaktadır [4]. Karşılaştırma yapılan çalışmaların bulunduğu bölgede Akdeniz elementleri sayısı ve oranı diğer elementlerden yüksek çıkmıştır. Bu bölgenin Akdeniz ve İran- Turan fitocoğrafik bölgeleri arasında geçiş bölgesi olmasının yanısıra bölgenin daha çok Akdeniz iklimi etkisi altında olması Akdeniz fitocoğrafik bölgesine ait elementlerin oranının daha çok çıkmasına neden olmuştur. Şekil 3` e bakıldığında karşılaştırma yapılan çalışmalar içerisinde İran-Turan element oranı en yüksek Yıldızlı Dağında çıkmıştır. Ancak tür sayısına bakıldığında Kızıldağ` ın en fazla İran-Turan elementine sahip olduğu görülmektedir. Bundan dolayı Dökükdağ` daki bu oran yanıltıcı olmaktadır. Normal olarak karşılaştırma yapılan çalışmaların bulunduğu bölgenin en kuzeyinde bulunan çalışmada İran-Turan element oranının diğer element oranlarından yüksek çıkması beklenirken 1 numaralı Akşehir Gölü` nün sadece sucul florayı içermesi, 2 numaralı Sultan Dağları-Doğanhisar florasının ise yeterli sayıda florayı yansıtacak tür içermemesinden dolayı beklenen sonuç 433

görülmemiştir. En kuzeyde 3. sırada yer alan 3 numaralı Kızıldağ` da ise normal olarak tüm çalışmalardakinden daha fazla sayıda İran-Turan elementi bulunmaktadır. Aynı zamanda İran-Turan element oranı diğer fitocoğrafik element oranlarından yüksektir. Karşılaştırılan çalışmalar arasında en kuzeyde yer almasına rağmen Akşehir Gölü İran-Turan element oranı en az olan çalışma olarak görülmektedir. Bu çalışmanın sadece sucul florayı kapsaması kuraklığa adapte olmuş İran-Turan elementlerinin daha az sayıda çıkmasına neden olmuştur. Akşehir Gölü, Kızıldağ, Yandağ ve Beyşehir Gölü` nün batısındaki dağlarda Iran- Turan ve Akdeniz fitocoğrafik element oranı birbirine çok yakın olup bu oran Akşehir Gölü ve Beyşehir Gölü` nün batısındaki dağlarda daha da azalmıştır. Akşehir Gölü sadece sucul florayı içermesinden dolayı değerlendirme dışı bırakıldığında Beyşehir Gölü` nün batısındaki dağların Iran-Turan ve Akdeniz fitocoğrafik bölgelerinin kesişme sınırına en yakın çalışma olduğu görülmektedir. Akdeniz elementleri Dökükdağı, Yıldızlı Dağ ve Dedegöl Dağında en yüksek orana sahip çalışmalar olarak dikkati çekmektedir. Karşılaştırma yapılan çalışmalar içerisinde en güneyde yer alan Dökükdağı ve Yıldızlı Dağ` da Akdeniz element oranı yüksek çıkması beklenen bir sonuçtur. Ancak Akdeniz elementi tür sayılarına bakıldığında Dedegöl Dağı` nın en çok türe sahip olduğu görülmektedir. Aynı zamanda Dedegöl Dağında Akdeniz elementi oranları diğer element oranlarına kıyasla belirgin bir fark göstermektedir. Bunun nedeni Dedegöl Dağının tamamen Akdeniz fitocoğrafik bölgesi içerisinde yer almasıdır. Dökükdağı ve Yıldızlı Dağında iki fitocoğrafik bölge arasındaki farkın Dedegöl Dağına kıyasla daha kuzeyde olmalarına rağmen az çıkması bu çalışmaların florayı tam olarak yansıtacak sayıda türe sahip olmamasından kaynaklanmaktadır. Karşılaştırılan çalışmalar arasında Akdeniz element oranı en az olan çalışma en kuzeyde yer alan Akşehir Gölüdür. Bu bölge Avrupa-Sibirya fitocoğrafik bölgesinden oldukça uzakta olduğu için Avrupa-Sibirya elementleri ancak uygun habitatlarda küçük 434

enklavlar halinde çalışmalarda yer almıştır. Karşılaştırma yapılan çalışmalarda Avrupa-Sibirya elementi oranı Akşehir Gölü haricinde bütün çalışmalarda 3. sırada yer almaktadır. Akşehir Gölü ise sadece sucul bitkileri kapsadığından daha çok nem seven Avrupa-Sibirya elementlerinin oranı bu bölgede yüksek çıkmıştır. Avrupa-Sibirya elementi tür sayısı en fazla olan çalışma Dedegöl Dağı` dır. Bu çalışmada Avrupa-Sibirya ve İran-Turan element oranları birbirine çok yakın olduğu görülmektedir. Dedegöl Dağında bu kadar çok sayıda Avrupa-Sibirya elementinin çıkması bu bölgenin topoğrafyasının aşırı engebeli olması ve belli bölgelerde ki mikroklima alanlarında Avrupa-Sibirya elementlerinin bulunmasından kaynaklanmaktadır. Tablo 2` ye bakıldığında karşılaştırma yapılan bölgede yer alan ençok türe sahip ilk 10 familyanın Türkiye florasında ki sıralamada da ilk 11 içerisinde yer aldıkları görülmektedir. Çalışmalarda ilk 3 içerisinde yer alan Asteraceae, Fabaceae, Lamiaceae, Poaceae ve Caryophyllaceae aynı zamanda Türkiye florasının en zengin ilk 6 familyası içindedir [5]. Akşehir Gölünde yer alan Polygonaceae, Potamogetonaceae ve Juncaceae sucul bitkiler olduğu ve bu çalışmanın sadece sucul bitkiler içermesinden dolayı en büyük cinsler içerisinde yer almıştır. Aynı şekilde Cyperaceae familyası bu çalışmalar içinde sucul florayı kapsayan Akşehir ve Beyşehir Gölünde en büyük familyalar arasında yer almıştır. Tablo 3` e bakıldığında karşılaştırma yapılan bölgede yer alan en çok türe sahip ilk 10 cinsin Türkiye florasındaki sıralamada ilk 16 içerisinde yer aldığı görülmektedir [5]. Türkiye nin en büyük cinsi olan Astragalus karşılaştırılan çalışmalar içerisinde Akşehir Gölü hariç en büyük ilk 5 cins içerisinde yer almaktadır. Akşehir Gölü tamamen göl florasını içermesinden dolayı daha çok step alanlarda kuraklığa adapte olan Astragalus bu çalışmada hiç bulunmamaktadır. 435

Bunun yanında Türkiye çapında 15 inci sırada yer alan Ranunculus daha çok sucul ve nemli ortamlarda yetiştiği için Akşehir ve Beyşehir Gölü ile bu çalışmalara yakın olan Kızıldağ ve Dedegöl Dağında bu cins ilk sırada yer almıştır. Poaceae Türkiye de 131 cins ile en çok cinsi olan familyadır. Ancak Yıldızlı Dağında ki Bromus cinsinden başka bir cins diğer çalışmalarda sıralamaya girememiştir. Bu familya çok sayıda cinse sahip olmasına karşın cins içinde az sayıda türün bulunması cinslerinin sıralamaya girememesinde rol oynamıştır. Bromus ise bu familyanın 36 tür ile en çok türü olan cinsidir [5]. Bu cinsin Yıldızlı Dağında sıralamaya girmesinin nedeni toplam tür sayısının florayı tam olarak yansıtacak sayıda olmamasıdır. Çünkü bu bölgede Kızıldağ` da Bromus 7 türe sahip olmasına karşın sıralamaya girememiştir. Familyaları en büyük sıralamasına girmeyen Campanula, Galium, Euphorbia, Hypericum, Sedum Türkiye florasında sırayla 6, 7, 12, 17 ve 40 ıncı sırada yer almaktadır. Bu yüzden sıralamaya girmesi normal görünmektedir. Solanum ve Epilobium nemli ve sulak bölgelerde yetiştiklerinden dolayı Akşehir Gölünde sıralamaya girebilmiştir. Aslında bu 2 cins diğer bölgelerde de yer almaktadır ancak sıralamada çok altlarda kalmıştır. Quercus cinsi de tüm çalışmalarda bulunmasına, hatta bazı çalışmalarda Dökükdağ` dakinden fazla türe sahip olmasına rağmen bu cins Dökükdağ haricinde sıralamaya girememiştir. Örneğin Dökükdağ`a çok yakın olan Dedegöl Dağında bu cinse ait 7 tür mevcuttur. Dökükdağ` ın tür sayısına bakıldığında neredeyse 5 numaralı göl florasındaki kadar olduğu görülmektedir. Bu yüzden alanda bulunan toplam tür sayısı bu alanın florasını tam olarak yansıtmamaktadır. Karşılaştırma yapılan çalışmaların birbirleri ile olan benzerlikleri hakkında en doğru ve gerçekçi sonuçları tür benzerlik oranları vermektedir. Tablo 4` de ki benzerlik oranlarına bakıldığında birbirine çok yakın olan çalışmalarda dahi benzerlik oranı 1` e çok uzak görülmektedir. Bu sonuç çalışmaların birbirlerine 436

yakın olmasına rağmen farklı habitatlara sahip olduklarını göstermektedir. Ayrıca bu alanların floralarını çıkartan araştırıcıların türlerin toplanmasında ve adlandırılmasında göstermiş oldukları özene bağlı olarak da farklılıklar olabilmektedir. Birbirine en çok benzeyen çalışmaların Kızıldağ ve Yandağ olduğu, Dedegöl Dağı ve Beyşehir Gölünün batısındaki dağların ise benzerlik sıralamasında 2. geldikleri görülmektedir. Bu alanların coğrafik sınırlarına bakıldığı zaman birbirleri ile komşu oldukları, hatta bazı yerlerde aynı alanları paylaştıkları görülmektedir. Bu yüzden bu bölgelerde benzerlik oranlarının diğerlerine göre yüksek olması normal görünmektedir. Akşehir Gölü ve Yıldızlı Dağı birbirlerine en az benzeyen çalışmalar olmasının nedeni; ilk çalışmanın göl florası, 2. çalışmanın ise dağ florası olması sonucu oluşan habitat farklılığıdır. Ayrıca bu iki çalışma bu bölgede birbirinden en uzak olan alanlardır. Karşılaştırma yapılan çalışmaların hepsinin benzemezlik oranları dikkate alınarak oluşturulan üç boyutlu ordinasyon grafiğine bakıldığında çalışmaların birbirleri ile olan benzerlikleri daha kolay anlaşılmaktadır (Şekil 4). Bu şekildeki grafik üzerinde bulunan alanlar ile çalışmaların benzerlik oranları arasındaki en yüksek korelasyonun x ve z düzlemleri üzerinde olduğu görülmektedir. Bu grafikte Sultan Dağları-Doğanhisar bölgesi, Kızıldağ, Yandağ, Beyşehir Gölü`nün batısındaki dağlar, Dedegöl Dağı, Yeşildağ-Kurucuova ve Dökükdağı X ekseni üzerinde yaklaşık olarak aynı sırada bir grup oluşturmaktadırlar. Buna karşın Akşehir Gölü, Beyşehir Gölü ve Yıldızlı Dağı` nın bu gruptan uzaklaşmış olduğu görülmektedir. Bu gruba en uzak olan çalışma Akşehir Gölü` dür. Beyşehir Gölü ve Yıldızlı Dağı ise bu gruba daha yakındır. Beyşehir Gölü Akşehir Gölü` ne en yakın, Yıldızlı Dağı ise Akşehir Gölü` ne en uzak olan alandır. Akşehir Gölü` nün diğer çalışmalardan bu kadar uzaklaşmasının nedeni yukarıda da değinildiği gibi bu alanın tamamen sucul türleri içeren bir göl florası olmasından 437

kaynaklanmaktadır. Beyşehir Gölü de bir göl florası olmasından dolayı ilk gruptan uzaklaşmış olup Akşehir Gölü` ne en yakın olan alandır. Beyşehir Gölünde floraya sucul türlerin yanında step türlerinin de dahil edilmesi bu alanı ilk gruba daha çok yaklaştırmıştır. Yıldızlı Dağı ise diğer çalışmalardan coğrafik olarak en uzak çalışma olmasının yanısıra tür sayısının Dökükdağında olduğu gibi floranın tamamını yansıtmaması sonucu grafik üzerindeki gruptan uzak kalmasına neden olmuştur. Dökükdağı da görüldüğü gibi Z ekseni üzerinde diğer çalışmalardan uzaklaşmıştır. Tablo 5 te de görüldüğü gibi Akşehir Gölü, Beyşehir Gölü, Dökükdağı ve Yıldızlı Dağı benzemezlik oranları en yüksek olan çalışmalardır. Bu analiz çalışması ile Göller bölgesinin doğu ucunda yapılmış olan 10 floristik çalışmanın analizinde ordinasyon metodu da kullanılarak karşılaştırmaya yeni bir boyut getirilmiştir. Bu metot sayesinde aynı fitocoğrafik bölge veya birbirine yakın alanlardaki karşılaştırmaların daha sağlıklı yapılabilmesi mümkün olabilecektir. KAYNAKLAR 1. Akman, Y. ve Ketenoğlu, O., Vejetasyon Ekolojisi ve Araştırma Metodları, A.Ü.F.F.Dönersermaye İşletmesi Yayınları no: 9, (1992). 2. Çetik, R. A., Serin, M., ve Küçüködük, M., Erciyes Dağı-Hasan Dağı- Küçükgeyik Dağı-Dedegöl (Anamas) Dağı-Kurucuova (Beyşehir) Yörelerinin Floristik Yönden Karşılaştırması ve Benzerlik Oranlarının Tespiti. Selçuk Üniv. Fen-Ed. Fak. Fen Dergisi 3, 1-5, (1984). 438

3. Davis, P., H., Distribution Patterns in Anatolia with Particular Reference to Endemism,Plant Life of South West Asia, The University Press Aberdeen, 15-26, (1971). 4. Davis, P., H., Flora of Turkey and the East Aegean Islands (Suplament), Edinburgh Univ. Press., (1988). 5. Dural, H., K, Küçüködük, M. ve Ertuğrul K., İç Anadolu ve Anadolu-Akdeniz Geçiş Kuşağında Bulunan bazı alanların Floristik Yönden Karşılaştırılması, Selçuk Üniv. Fen-Ed. Fak. Fen Dergisi 7, 79-90, (1988). 6. Dural, H., K, Küçüködük, M. ve Ertuğrul K., Yıldızlı Dağı (Akseki-Antalya) Florasına Katkılar, Ot Sistematik Botanik Dergisi (2) 2: 47-66, (1995). 7. Erik, S. ve Mutlu, B., Kızıldağ (Isparta) Milli Parkı Florası, TÜBİTAK TBAG-1302 nolu proje, (1997). 8. Kargıoğlu, M., Ertuğrul K. ve Bağcı, Y., Yandağ (Isparta) florasına katkılar, Ot Sistematik Botanik Dergisi, (2) 2: 19-45, (1995). 9. Kutsal, A. ve Muluk, Z., F., Uygulamalı Temel İstatistik, Hacettepe Üniv. Fen Fak. Yayınları ders kitapları dizisi: 8, (1978). 10. Küçüködük, M., Beyşehir Gölü Florası, DOĞA TU Botanik D. (11) 3: 263-269, (1989). 439

11. Küçüködük, M. ve Çetik, R.,A., Akşehir Gölü ve Kıyılarının Flora ve Vejetasyonu, Selçuk Üniv. Fen-Ed. Fak. Fen Dergisi 3, 47-84, (1984). 12. Ocakverdi, H., Sultan Dağları-Doğanhisar Bölgesinin (Konya) Florası, Selçuk Üniv. Fen-Ed. Fak. Fen Dergisi 3, 161-182, (1984). 13. Peşmen, H. ve Güner, A., Dedegöl Dağı (Isparta) Florası, TÜBİTAK TBAG- 164 nolu proje, (1976). 14. Savran, A., Dural, H. ve Ertuğrul, K., Dökükdağ (Beyşehir-Konya) Florasına Katkılar, Ot Sistematik Botanik Dergisi, (2) 1: 79-98, (1995). 15. Serin, M. ve Çetik, A., Yeşildağ-Kurucuova (Beyşehir) Florası, Selçuk Üniv. Fen-Ed. Fak. Fen Dergisi 3, 47-84, (1984). 16. Sneath, P.H.A., ve Sokal, R.R., Numerical Taxonomy, W.H.Freeman Company,(1973). 17. Sorger, F., Die Ergebnisse meiner Sammelreisen im Bergland westlich des Beysehirsees, Stapfia, 89-122, (1978). 440