EMEK EN YÜCE DEĞERDİR pankartı altında buluştuk.

FAALİYET RAPORUMUZ

Balıkesir Tabip Odamızın da içinde bulunduğu, Akademik Odalar Birliği ile beraber 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde EMEK EN YÜCE DEĞERDİR pankartı altında buluştuk.

Ankara Barosu avukatlarından ve aynı zamanda Tıp Doktoru olan Sayın Erkin Göçmen, Balıkesir Tabip Odası etkinlikleri çerçevesinde, Balıkesir Tabip Odası Bandırma Temsilcilerimiz Dr.Murat Ergöz ve Dr.Selim Panç'ın katkılarıyla Balıkesir'den sonra Bandırma Devlet Hastanesi konferans salonunda da Sağlık Hukuku ve Güncel Gelişmeler konulu bir konferans gerçekleştirdi. Sunum sonunda plaket takdim töreni yapıldı.ardından Sayın Erkin Göçmen, Bandırmada görev yapan Aile Hekimleri ile bir toplantı yaptı ve Aile Hekimliğinde nöbet konusu tartışıldı. Sunum için bizlerden desteğini esirgemeyen Bandırma Devlet Hastanesi Başhekimi Dr Muzaffer Şenveli ve Bandırma Devlet Hastanesi yönetimine çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyoruz.

Bandırma Belediye Başkanı Sayın Dursun Mirza'yı Ziyaret Ettik Aynı zamanda oğlu da bir hekim olan Dursun Mirza, büyükşehir yasasına göre hizmet alanlarının arttığını buna karşılık gelirlerinin %40 azaldığını belirtti.buna rağmen Defin Ruhsatlarının düzenlenmesi konusunu çözüme kavuşturmak için çalışacağını ve hizmet satın alma yoluna gideceklerini belirtti. Ayrıca bu görevin büyükşehir belediyesinin olduğunu ve hizmet satınalma yolu ile yapılacak harcamaları büyükşehir belediyesinden tahsil etmeye çalışacaklarını fakat bu konuda pek ümidi olmadığını sözlerine ekledi.

Bildiğiniz gibi 30 Nisan Perşembe günü Salihli'de özel bir hastanede görev yapan Dr. Yener Bakan eski hastası olan bir polis memuru tarafından silahlı saldırıya uğradı. Saldırı sonrasında Dr. Yener BAKAN'a kendi çalıştığı hastanede ilk ameliyat yapılmış ancak sonra durumunun düzelmemesi üzerine ikinci ameliyat için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ne sevk edilmiştir. Meslektaşımıza ikinci ameliyat yapıldıktan sonra yoğun bakımda tedaviye alınmış şuanda tedavisi Ege Üniversitesi Tip Fakültesi Hastanesi nde devam etmektedir. Saldırganın rapor istediği ancak meslektaşımızın bunu kabul etmemesi üzerine kendisine saldırıda bulunduğu bilgisine sahibiz. Sağlık çalışanlarına yönelik saldırılar hergün şiddeti ve sıklığı artarak devam etmektedir. Kamuda her ay 1000 her gün 30 dan fazla şiddet olgusu görülmektedir. Özelde çalışanların sayısının bundan az olduğunu ise düşünmüyoruz. Ne yazık ki bu saldırılar artık polis de dahil her kesimden gelmektedir. Sistemin işlemeyen, yolunda gitmeyen, tıkanan tüm noktalarında çözümsüzlüğün nedeni olarak hekimleri ve sağlık çalışanlarını gösteren politikacı ve yöneticiler bu saldırıların esas sorumlusudur. Bizler Dr. Yener BAKAN'a yapılan saldırıyı kınıyoruz. Meslektaşımız ve ailesine geçmiş olsun diliyoruz.olayın hukuksal alan da dahil takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. MANİSA TABİP ODASI İZMİR TABİP ODASI AYDIN TABİP ODASI UŞAK TABİP ODASI DENİZLİ TABİP ODASI ISPARTA TABİP ODASI MUĞLA TABİP ODASI BALIKESİR TABİP ODASI ÇANAKKALE TABİP ODASI MANİSA ECZACILAR ODASI SES MANİSA ŞUBESİ

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN NEDEN OLDUĞU SORUNLAR KONULU KONFERANSIMIZ 09.05.2015 Tarihinde Balıkesir Tabip Odası evsahipliğinde, Tıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer tarafından gerçekleştirilen, Sağlıkta Dönüşümün neden olduğu sorunlar konulu konferansımız da, hekim meslektaşlarımıza, Sağlıkta Dönüşüm Programının etki ve sonuçları konusunda bilgilendirme yapıldı. Tıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer hakkında bilgi 1962 Kale Denizli doğumludur. 1985 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuştur. 1990 yılından bu yana Ankara Onkoloji Hastanesinde, Radyasyon Onkolojisi Uzmanı olarak görev yapmaktadır. 1986 yılından beri hekim hareketleri içinde olup, 1994 1998 yılları arasında Ankara Tabip Odasında, Türk Tabipleri Birliği Delegeliği ve ATO Sağlık Hizmetleri Komisyonu Başkanlığı yapmıştır. 2000 yılında Tıp Kurumunun kurucularından olup, halen Tıp Kurumu Genel Sekreterliği görevini sürdürmektedir. Tıp Kurumunun amacı: Sağlık politikaları ve uygulamaları ile ilgili raporlar hazırlayarak, görüş ve önerilerde bulunarak kamuoyu ile paylaşmayı amaçlayan bir dernektir.

SOMA FACİASININ TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ 3 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen SOMA faciası zihnimizde ve kalplerimizde asla silinmeyecek izler bırakmıştır. Eminiz ki belleğimizden de asla silinmeyecek TOPLUMSAL BİR TRAVMA olarak hep hatırlanacaktır. 1800 lü yılların acımasız maden kazalarını andıran bu facianın görüntüleri, biz hekimlere verdiği acı kadar sorumlulukta getirmektedir. En büyük temennimiz SOMA FACİASININ, gelecekte bu tür benzer görülebilecek faciaların yaşanmaması için doğru değerlendirme ve gerekli her türlü önlemlerin alınmasının başlangıcı olur. Ölümün bu kadar kolay olduğu ülkemizde, SAĞLIK ÇALIŞANLARI herkesten daha fazla sorumluluk hisetmek durumundadır. Maden kazaları ve ölüm bir madencinin FITRATI- yada KADERİ- gibi uygun olmayan ARGÜMANLARLA karşılaşmamak için; BİLİMSEL olarak yaklaşıldığında gereken tüm araştırmalar ve çalışmaların sonucunda uygulamaya konulacak olan iş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili tüm önlemlerin alınması ile önleneceğine inanıyoruz. Hükümetin, öncelikle halen 28 ülkenin imzalamış bulunduğu ULUSLAR ARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜNÜN Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesini bir an önce imzalayarak işe koyulmalıdır. Ne acı ki! ülkemizde görülen ölüm oranı açısında, AVRUPA DA 1.ci, DÜNYA DA ise 3.cü sıradadır. Kazaların en sık görüldüğü sektör ise MADENCİLİK sektörüdür.

Dünya da ki 7 milyar ton kömür rezervinin yarısına sahip Çin de 1 milyon ton kömür başına düşen ölüm oranı 1.2 iken, ABD de ise bu oran 0.02, ülkemizde bu oran 7.2 dir. Keza Almanya da alınması gereken önlemlerin uygulanması sayesinde son derece nadir ölümler görülmektedir. Bu vurguladıklarımız bize şunu göstermektedir ki, ülkemizde maden kazalarında meydana gelen ölümlerin önlenebilir olduğudur. Ancak bu özel sektör yada taşeronların insafına bırakılması ile değil. Devlet tüm kamu kurumlarıyla ve de en ivedi olarak iş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili eksiklikleri giderek İLO standartlarında eksiksiz denetim sağlanarak, havalandırma sistemlerinin, kaçış yollarının, güvenli-yaşam odalarının kurulması,( 4 yıl önce Şili de yaşam odaları sayesinde 33 işçi 69 gün sonra sağ olarak kurtarıldılar. 40 kişilik yaşam odasının maliyeti 250000 dolar olduğu söyleniyor. İNSAN HAYATI MALİYETİ NE OLURSA OLSUN PARA İLE ÖLÇÜLEMEYECEĞİNİ ÜLKE OLARAK GÖSTERMİŞ OLDUĞUMUZ ÜZÜNTÜ BUNUN EN GÜZEL KANITIDIR.) en yeni teknolojik desteğin sağlanarak yeniliklerin uygulanması ve de çalışan işçi kardeşlerimizin birer insan olduklarını göz önüne alınarak insani ihtiyaçlarının giderildiği ve onları hayatta kalmalarını sağlayan eğitimlerin düzenli ve sürekli verilmesiyle yol alınacağı aşikardır. Tüm sivil toplum kuruluşları gibi biz hekimlerde ortaya çıkan bu toplumsal travmanın yıkıcı sonuçlarının en aza indirilmesi için elimizden geleni yapmak durumundayız. Yaşamını yitiren işçi kardeşlerimizin ailelerine her türlü psikososyal destek vermeye hazırız.3500 kamyon kömür için bir can veriliyorsa ve de eğer bir hafta sonra unutulacaksa. İşte o zaman SOMA da hep birlikte öldük demektir. ÜLKEMİZDE BUGÜNE KADAR GÖRÜLEN EN BÜYÜK MADEN KAZASI OLAN SOMA FACİASININ TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ. Saygıdeğer basın mensupları, bu yazıyı bir yıl öne Soma faciasına istinaden 20.05.2014 tarihinde kamuoyuyla paylaşmıştık. Noktasına virgülüne dokunmadan tekrar sizinle paylaşmak istiyoruz. Değerlendirmesini toplumun vicdanına bırakıyoruz.13.05.2015 Balıkesir Tabip Odası Yönetim Kurulu

16 Mayıs 2015'te İş cinayetlerine, taşeron köleliğe, sefalet ücretine ve kaybettiğimiz 301 can için, destek dayanışma ve anma için Soma'daydık.

20-21-22 Mayıs tarihlerinde G(ö)revde'yiz eylemiyle ilgili toplantımızı yaptık.

EŞİT NİTELİKLİ VE ULAŞILABİLİR ÜCRETSİZ SAĞLIK ÖZLÜK HAKLARI Balıkesir Tabip Odası olarak 20 Mayıs 2015 Saat 10:00 Balıkesir İl Halk Sağlığı Müdürlüğü önünde toplanarak basın açıklaması yapılmıştır. Tabip Odası Başkanı Dr. HüseyinGündoğdu ve Birlik ve Dayanışma Sendikası adına Dr.Hüseyin Koputan'un yapmış olduğu basın açıklaması metni ve görüntüleri ektedir. Kıymetli Halkımıza! Siz Değerli Basın Çalışanları, EŞİT, NİTELİKLİ, ULAŞILABİLİR, ÜCRETSİZ, SAĞLIK VE ÖZLÜK HAKLARI İÇİN GöREVDEYİZ. 20,21,22 VE 23 MAYIS günleri Aile Sağlığı Merkezlerinde ve Toplum Sağlığı Merkezlerinde HİZMET VERİLMEYECEKTİR. Sağlık Bakanlığı, bir İNAT UĞRUNA 5 aydır ASM lerde Cumartesi günleri nöbet adı altında fazla çalışmayı dayatmaktadır. Ne yazık ki, bu dayatmaların hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Bizler; TTB, yerel TABİP ODALARI, Sağlık İş Kolundaki SENDİKALAR ve DERNEKLER olarak diyoruz ki, bu inadınızdan vaz geçiniz.

Uygulanan Yanlış Politikalar sonucundan SAĞLIKTA GELİNEN NOKTADA GÖSTERGELER GELİŞİMİN KÖTÜ yönde olduğudur. Bebek ve Anne ölümlerinde artış olduğu, tam aşılı çocuk sayılarının düştüğü, Kızamık Salgınlarının görüldüğü, bir hastaya ayrılan muayene süresinin 3 dakikadan az olduğu, muayene sebebiyle hastanın cebinden çıkan ücretlerin çok arttığı görülmektedir. Bu tablonun sorumlusu tabiî ki sağlığı kötü yöneten SAĞLIK BAKANLIĞIDIR. Sağlık Sektörünü bir bütün olarak ele almadığınız sürece, bu sağlık göstergeleri daha da kötüye gidecektir. Aile Sağlığı Merkezlerinde üretilen hizmetleri görmezden gelmeyiniz ve de küçümsemeyiniz; Yoksa KORUYUCU HEKİMLİĞİ bitirmiş olursunuz. Vatandaşın en doğal hakkı; kolay, ücretsiz, geciktirilmediği ve de şikayetlerinin tam olarak giderildiği bir SAĞLIK HİZMETİNE kavuşmasıdır. Hizmeti üreten SAĞLIK ÇALIŞANLARININ isteğinin de bu olduğunu vurgulamakta yarar görüyorum. Sağlık Çalışanları haklı eylemlerinde, ÖZVERİYLE HİZMET VERDİKLERİ halkımızı yanlarında görmek ve desteklemelerini beklemektedirler. Sağlık Bakanlığını AKLI SELİME davet ediyoruz. LÜTFEN SORUNLARIMIZI ACİLEN çözsünler: Çalışma koşullarımızı zorlaştırmasınlar. Bizler Yasaların yüklediği sorumluluklar dahilinde GÖREVİMİZİ eksiksiz yapmak istiyoruz. Keyfi uygulama ve ANGARYAYA hayır diyoruz. Kesintilerin tam olarak EMEKLİLİĞE yansıtılması ve YIPRANMA payının verilmesi, Emekli Hekimlerin ücretleri derhal Emekli bir HAKİMİN ücreti seviyesine getirilmesini istiyoruz. SAĞLIK BAKANI Aile hekimlerinin yükünün fazla olduğunu söylüyor. Hatta 3700 olan nüfuslarını 3000 e indirmeyi düşündüğünü söylüyor. Özveriyle çalışan bu insanlara teşekkür edeceğine, ortak kararlar alarak işi kolaylaştıracağına, CEZALANDIRMA yoluna gitmektedir. SAĞLIK ÇALIŞANLARI, NÖBETTEN YA DA ÇALIŞMAKTAN KAÇMAZ. GÖREVİNİ EKSİKSİZ YAPMAK İSTER. ANCAK HAKSIZ VE HUKUKSUZ DAYATMALARADA BOYUN EĞMEYECEKLER. GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ BUGÜNDE İHTİYAÇ DUYULAN YERLERDE, EMEĞİMİZİN KARŞILIĞI ÖDENMESİ KOŞULUYLA, NÖBETTEN HİÇ BİR SAĞLIK ÇALIŞANI KAÇMAZ. BU İŞ BIRAKMALAR ZORLAMALARDAN KAYNAKLANMIŞTIR. BİZLERE DESTEK OLAN VATANDAŞIMIZA TEŞEKKÜR EDERİZ. SAĞLIKÇA VEDE MUTLU KALINIZ. BALIKESİR TABİP ODASI SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI BİRLİK VE DAYANIŞMA SENDİKASI GENEL SAĞLIK İŞ BALIKESİR AİLE HEKİMLERİ DERNEĞİ BALIKESİR AİLE SAĞLIĞI ELEMANLARI DERNEĞİ

BASINA VE KIYMETLİ HALKIMIZA Ülkemizin sağlığına ve sağlık çalışanlarına sahip çıkmak için bir mücadele başlattık. Halkımızın her derdinde yanında olduğumuz Aile Sağlığı Merkezlerimiz bugün artık insanlık dışı çalışma koşulları ve angaryalarla zulüm altındadır. Bizlerin tek derdi nöbet değildir. İşgüvencemiz elimizden alınmış, keyfi uygulamalarla sağlık çalışanları işsiz bırakılmaya çalışılmış, emeklilik hakkımız ve yıpranma payımız verilmemiştir. Sağlık çalışanları sayısının yetersizliğini inkar edemeyen sağlık bakanlığı buna rağmen halkın sağlığını riske atarak bizleri işsiz sizleri doktorsuz, hemşiresiz, ebesiz bırakma yolunu seçmiştir. Aile Hekimliği'nin ne yazık ki geldiği nokta içler acısıdır ve artık sadece sağlık çalışanları değil, vatandaş sağlığı da risk altındadır. Nöbetlerle angaryalarla, insanlık dışı çalışma koşullarına sürüklenen aile hekimliği çalışanları, gerçek görevleri olan koruyucu sağlık hizmetlerine yetişemez olmuşlardır. Bu nedenle yıllardır avrupa ortalamasının üzerindeki başarı düşmeye başlamıştır. Birlik ve Dayanışma sendikası olarak 27 nisan da sağlık bakanlığı önünde deklarasyonumuzu açıkladık ve eğer bizimle görüşmezseniz 20,21,22,23 mayısta iş bırakacağız dedik. Sağlık Bakanı bırakın görüşmeyi hala her yerde açıklama yaparak TTB yi muhatap almayacağını ifade ederek algı yönetimi yapmaktadır. Halbuki Birlik ve dayanışma sendikasının yaptığı eylem çağrısına TTB dışında sendikalar, dernekler ve çeşitli sivil toplum kuruluşları destek vermektedir. Sahadaki binlerce meslektaşımız aynı düşüncededir. Halkımıza sesleniyoruz; biliniz ki memnun olduğunuz aile hekimliği, çalışanlarının özverisi ve sahip çıkması sonucu başarılı olmuştur. Ancak bugün tükenmişlik noktası na gelen Bakanlıkça bitirilmek istenen aile hekimliğine sizlerin desteğiyle bizler sahip çıkıyoruz. Bakanlığın inadının aile hekimliğini bitirmesine izin vermeyeceğiz. Halkın sağlığını gerçekten korumak için, insanca çalışma koşulları için, emeklilik hakkımız için, yıpranma payımız için, 20,21 ve 22 Mayıs ta iş bırakıyoruz. Halkımız için, yurdumuz için, çocuklarımız için, geleceğimiz için iş bırakıyoruz. Yaşasın Birlik ve Dayanışma Birlik ve Dayanışma Sendikası

BALIKESİR TÜİK ÖNÜNDE TOPLANARAK BASIN AÇIKLAMAMIZI YAPTIK BASINA VE KIYMETLİ HALKIMIZA Ülkemizin sağlığına ve sağlık çalışanlarına sahip çıkmak için bir mücadele başlattık. Bugün eylemimizin 3. günü. Başta büyük şehirlerimiz olmak üzere tüm yurtta yoğun bir katılımla devam ediyor. Halkımızın her derdinde yanında olduğumuz Aile Sağlığı Merkezlerimiz bugün artık insanlık dışı çalışma koşulları ve angaryalarla zulüm altındadır. Bizlerin tek derdi nöbet değildir. İş güvencemiz elimizden alınmış, keyfi uygulamalar la sağlık çalışanları işsiz bırakılmaya çalışılmış, emeklilik hakkımız ve yıpranma payımız verilmemiştir. Sağlık çalışanları sayısının yetersizliğini inkar edemeyen sağlık bakanlığı buna rağmen halkın sağlığını riske atarak bizleri işsiz sizleri doktorsuz, hemşiresiz, ebesiz bırakma yolunu seçmiştir.

Aile Hekimliği'nin ne yazık ki geldiği nokta içler acısıdır ve artık sadece sağlık çalışanları değil, vatandaş sağlığı da risk altındadır. Nöbetlerle angaryalarla, insanlık dışı çalışma koşullarına sürüklenen aile hekimliği çalışanları, gerçek görevleri olan koruyucu sağlık hizmetlerine yetişemez olmuşlardır. Bu nedenle yıllardır Avrupa ortalamasının üzerindeki başarı düşmeye başlamıştır. Halkımıza sesleniyoruz; biliniz ki memnun olduğunuz aile hekimliği sistemi, bu alanda çalışanların özverisi ve sahip çıkması sonucu başarılı olmuştur. Ancak bugün tükenmişlik noktasına gelen Bakanlıkça bitirilmek istenen aile hekimliğine sizlerin desteğiyle bizler sahip çıkıyoruz. Bakanlığın inadının aile hekimliğini bitirmesine izin vermeyeceğiz. Bize yakışan insanca yaşam için, kendimize uygun olan tavrı koymak ve direnmektir. Bizler çalışmak, emek sarf etmekten kaçmıyoruz. Sağlıkta şiddet bu kadar artmışken buna karşı caydırıcı önlemler almayan, söz verdiği halde mesleki yıpranma payı hakkını sağlık çalışanlarına vermeyen idareye karşı mücadele ediyoruz. Halkın sağlığını gerçekten korumak için, insanca çalışma koşulları için, emeklilik hakkımız için, yıpranma payımız için, eylemimizin 3. gününde de iş bırakıyoruz. Halkımız için, yurdumuz için, çocuklarımız için, geleceğimiz için iş bırakıyoruz. Yaşasın Birlik ve Dayanışma! CEZA DEĞİL ÇÖZÜM İSTİYORUZ! Aile Sağlığı ve Toplum Sağlığı Merkezlerinde yaşanan onlarca sorun ortada duruken, Sağlık Bakanlığı sorunları çözmek yerine sağlık emekçileriyle uğraşmakta ısrar ediyor.halkın sağlığı için özveri ile çalışan sağlık emekçileri, Sağlık Bakanlığı nın seçim öncesinde oy toplama hesabı ile gündeme getirdiği hafta sonu nöbetleri uygulaması ile uzun süredir angarya çalışmaya zorlanmaktadırlar. ASM ve TSM lerde çalışanların sorunlarının çözülmesi ve halkın sağlık hizmetine ulaşımı önündeki engellerin kaldırılmasına dönük bir çabanın içerisinde olması gereken Sağlık Bakanlığı ise, çözüm üretmek yerine yeni Ödeme- Sözleşme Yönetmeliği ile angarya çalışmaya karşı çıkan sağlık emekçilerine tabiri caizse aba altından sopa göstermektedir. Olanları kısaca özetlemekte fayda var; 2014 Mayıs ayında Sağlık Bakanlığı bir müjde(!) verdi: Bundan sonra aile hekimleri hastane acillerinde nöbet tutacak. Acillerde hekime ihtiyacımız var, aciller perişan dedi.

Acillerin neden bu halde olduğunun cevabı sağlıkta dönüşüm programı ndaydı, ama onlar bu konuya hiç değinmedi. Sanki aile hekimleri nöbet tutarsa acil servislerin perişan hali giderilecekti(!) Olmaz, koruyucu sağlık hizmetleri yok edilerek, acil sağlık hizmetleri düzeltilemez. Bir yanlış başka bir yanlışla düzeltilemez dedik. Eylem yaptık, basın açıklamaları yaptık. Anlattık, anlattık, anlattık. Anlamadılar Sağlık Bakanlığı Ocak 2015 te yeni bir cümle daha kurdu: Gece- gündüz, hafta sonu Aile Sağlığı Merkezleri açık kalacak. Dedi. Olabilir miydi? Bunun bir angarya çalışma olduğunu ve bu uygulama ile koruyucu sağlık hizmetlerinin keşmekeşe sokacağını ve bundan da halkın sağlığının tehlikeye gireceğini söyledik. Sağlık çalışanları ve halk zarar görmesin diye nöbete gitmedik, angarya çalışmayı kabul etmedik. Geldik, 16 Nisan 2015 e... Sağlık Bakanlığı bir cümle daha kurdu: Cezaları artırdım, artık sizi işten atacağım. Hem de soruşturma bitmeden, davalar sonuçlanmadan. Ödeme Sözleşme Yönetmeliği ceza yönetmeliğine dönüştü. Yani Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanlarını kavgaya davet etti. Davete icabet etmemek olmaz. Davetiniz kabulümüzdür dedik. Ve işe koyulduk. Haklı olduğumuzu, halkın sağlık hakkını koruduğumuzu biliyoruz. Sağlık çalışanlarına cezalandırma tehditleriyle sopa gösteren ödeme-sözleşme yönetmeliğinin geri çekilmesi için, Sağlık hizmeti almanın önündeki tüm parasal engellerin, katkı-katılım paylarının kaldırılması için, Ve Sağlık Bakanlığı nı son kez uyarmak için 20 Mayıs tan itibaren 3 gün süreyle 1. Basamakta Hizmet Üretmeyeceğiz. Taleplerimiz kabul edilene kadar ve ceza yönetmeliği geri çekilene kadar mücadele edeceğimizi ve halkımızı da sağlık hakkı için sağlık çalışanlarına destek vermeye, mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. DAYATMA DEĞİL, TOPLU SÖZLEŞME ANGARYA VE REKABETÇİ DEĞİL, GÜVENCELİ İŞ MUAYENEHANECİLİK DEĞİL, KORUYUCU SAĞLIK İSTİYORUZ. Balıkesir Tabip Odası Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Sağlık İş Türk Sağlık Sen Balıkesir Aile Hekimleri Derneği Balıkesir Aile Sağlığı Elemanları Derneği

Balıkesir Tabip Odası, Balıkesir Aile Hekimleri Derneği, Birlik ve Dayanışma Sendikası, Sağlık Emekçileri Sendikası ve Türk Sağlık Sen in yoğun katılımıyla sorunlarımızı tartışarak 21 Mayıs 2015 G(ö)REVDEYİZ ikinci gününde yeni yönetmeliğe tepkimizi gösterdik

Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir 1. sıra Milletvekili Adayı Sayın Mehmet Tüm, Cumhuriyet Halk Partisi Karesi ilçe Başkanı Sayın Tuncay Irmak ve Sayın Muzaffer Mavuk odamızı ziyaret ettiler

Önceki Oda Başkanlarımızdan ve Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili Adayı Sayın Dr. Fikret Şahin odamızı ve eski çalışma arkadaşlarını ziyaret etti.

BALIKESİR DEVLET HASTANESİ BAHÇESİNDE TOPLANARAK BASIN AÇIKLAMAMIZI GERÇEKLEŞTİRDİK.

Uzman Doktor Kamil Furtun 29.05.2015 tarihinde Samsun da silahlı saldırıda şehit oldu SADECE KATİLİN DEĞİL, AZMETTİRİCİLERİN DE BULUNMASINI İSTİYORUZ! YASTAYIZ / İSYANDAYIZ! Samsun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi nde görevli Göğüs Cerrahisi Uzmanı Operatör Doktor Kamil Furtun hastanede uğradığı silahlı saldırı sonucu şehit oldu. Yüreğimiz acı ve öfke dolu. Meslektaşımızın görev yaptığı hastanede hunharca katledilmesini nefretle kınıyoruz. Biliyoruz ki bu münferit bir vaka değil... Acı ile doluyuz; yılların emeği ile yetişmiş, kendi ailesinden, eşinden, çocuklarından çaldığı vakitlerle hastalarına faydalı olmaya çalışan ve halkımızın sağlığı için gece gündüz fedakarca hizmet vermeye çabalayan çok kıymetli meslektaşlarımız için göz yaşı döküyoruz. Öfke ile doluyuz; çünkü biliyoruz ki her geçen gün artan ve canımızdan can alan sağlıkta şiddet olaylarını önlemek için pek çok şey yapılabilir, yapılabilirdi... Niyetler, hedefler, planlar bu yönde olsaydı Ersin imiz, Melike miz, Kamil imiz bugün bembeyaz önlükleri ile hastane koridorlarında halkımızın sağlığı için koşturmaya devam ediyor olabilirlerdi....

Uyardık, Artık Yeter! dedik sağlıkta gün be gün artan şiddete karşı; duymadılar. Acil taleplerimizi ilettik; görmezden geldiler. Türk Ceza Kanununa ek maddeler önerdik, yok saydılar. Demokratik Hukuk Kuralları ile yönetilen bir ülkede görevi başında öldürülen çalışan değil, aslında öldürülen DEVLETİN ta kendisidir. Devleti yönetenlerin yapacağı tek şey, uygulanan yanlış politikalardan bir an önce vazgeçmeliler. Açıklamalar, eylemler, toplantılar yaptık dikkate almadılar. Şiddete uğrayan sağlık emekçileri için acil şiddet hattı kurmak zorunda kaldık, yetkililer önemsemediler. Hazırladığınız raporun gereğini yapın. Sağlıkta şiddeti önlemek için sahici adımlar atmaya başlayın. Yarın çok geç olmadan diye haykırdık; ciddiye almadılar. Bakanlık bizimle alay eder gibi şiddete karşı tedbir diye hasta ve çalışan tuvaletlerini birleştirdi. Yani anlıyacağınız daha kolay katledilmelerinin yolunu açmış oldular. Yanlışlıklar silsilesi sonucunda gelinen noktada bugün Dr. Kamil Furtun arkadaşımız aramızda değil, aramızdan söküp alındı... Biz, bu cinayetlere zemin hazırlayan faktörleri çok iyi biliyoruz. Bu cinayette katil kadar sorumluluğu olanlar: Ben doktora iğne yaptırmam, doktor bir iğne yapar, adamı felç eder icabında. diyenlerdir

Bu cinayette katil kadar sorumluluğu olanlar: Doktor efendi dönemi bitti diyenlerdir, Bu cinayette katil kadar sorumluluğu olanlar: Doktorların eli hastaların cebinde, "Doktor efendi mani peşinde" deyip miting meydanlarında vatandaşa sağlıkçıları yuhalatanlardır; Bu cinayette katil kadar sorumluluğu olanlar: Mafya bozuntularını taşeron adı altında hastanelere sokanlardır. Daha fazla kar hırsıyla sağlıkçıları zorla, tehditle ölesiye çalıştıran, özel sermayenin gözünü doyurmak için hastalanma garantisi veren ve bir yandan hekimleri sağlıkçıları her fırsatta ötüleyen, "paragöz, tembel" diyen, SABİM'le terör estirenlerdir. Sadece katilin değil, azmettiricilerin de bulunmasını istiyoruz! Tüm sağlık çalışanlarını, bugün Doktor Kamil Furtun un öldürülmesini protesto etmeye çağırıyoruz. Bütün halkımızı, bütün hastalarımızı, hekimlere, sağlık çalışanlarına sahip çıkmaya, sağlıkçılara destek olmaya çağırıyoruz. Sağlık çalışanlarının amacı; halkımızın sağlığını korumak ve sağlıklı kalmalarını sağlamaktır. Günün 24 saati ve her yerde evde, sokakta, sağlık kuruluşlarında en iyi hizmeti sunmayı gaye edinmişler.

Sağlık çalışanı öldürülmeyi değil, saygıyı hak ediyorlar. Bugün burada SAĞLIK BAKANLIĞINI VE İLGİLİ TÜM SORUMLULARI acilen tekrar uyarıyoruz: UYGULANAN YANLIŞ VE POPÜLİST POLİTİKALARDAN GERİ DÖNÜLMESİ ZORUNLULUK ARZ ETMEKTEDİR. İşte sonuçları geride kalan Cuma günü Dr. Kamil FURTUN u şehit vermemizin yanında İzmit te bir diğer Doktor arkadaşımız bıçakla yaralandı, aynı hastanede bir hemşire ve radyoloji teknisyeni de darp edilmiştir. Bu cinayetlerin sona ermesini ve ülkemizde sağ duyunun hakim olmasını diliyoruz. Tekrar tüm meslektaşlarımızın başı sağ olsun. FURTUN ailense baş sağlığı diliyoruz. BUGÜN TÜM ÜLKEMİZDE YASTAYIZ//İSYANDAYIZ! BALIKESİR TABİP ODASI BALIKESİR DİŞ HEKİMLERİ ODASI BALIKESİR ECZACI ODASI SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI TÜRK SAĞLIK SEN BALIKESİR AİLE HEKİMLERİ DERNEĞİ BALIKESİR AİLE SAĞLIĞI ELEMANLARI DERNEĞİ BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK ÇALIŞANLARI BİRLİK VE DAYANIŞMA SENDİKASI

Bandırma ilçesindeki hekimlerimiz Dr. Kamil Furtun un öldürülmesini protesto etmek şiddete dikkat çekmek için yürüyüş ve basın açıklaması yaptılar. Bandırma ilçe temsilcimiz Dr.Selim Panç tarafından okunan basın bildirisinde Sadece katilin değil, azmettiricilerin de bulunmasını istiyoruz, Yüreğimiz acı ve öfke dolu. Meslektaşlarımızın öldürülmesini nefretle kınıyoruz. Uyardık, artık yeter dedik. Acil taleplerimizi ilettik, görmezden geldiler. TCK ek maddeler önerdik, yok saydılar. Hazırladığımız raporların gereğini yapın. Bakanlık bizimle alay eder gibi şiddete karşı tedbir diye hasta ve çalışan tuvaletlerini birleştirdi. Bu cinayette katil kadar sorumlu olanlar; mafya bozuntularını taşeron adı altında hastaneye sokanlardır. Daha fazla kar hırsıyla sağlıkçıları zorla, tehditle ölesiye çalıştıran, özel sermayenin gözünü doyurmak için hastalanma garantisi veren ve bir yandan hekimleri sağlıkçıları her fırsat da öteleyen SABİM le terör estirenlerdir. Bugün tüm ülkemizde yastayız, isyandayız. Dedi.

Samsun Göğüs hastalıkları hastanesinde görevli Doktor Kamil Furtun un öldürülmesine duyulan öfke dalga dalga tüm yurda yayılıyor. Ülkenin her yerinde olduğu gibi Bandırma sağlık çalışanları da protesto yürüyüşünün ardından bir basın toplantısıyla olayı protesto ettiler. Bandırma ilçe temsilciliği tarafından gerçekleştirilen basın bildirisi Doktor Selim Panç okudu. Sadece katilin değil, azmettiricilerin de bulunmasını istiyoruz diyen Panç Yüreğimiz acı ve öfke dolu. Meslektaşlarımızın öldürülmesini nefretle kınıyoruz. Uyardık, artık yeter dedik. Acil taleplerimizi ilettik, görmezden geldiler. TCK ek maddeler önerdik, yok saydılar. Hazırladığımız raporların gereğini yapın. Bakanlık bizimle alay eder gibi şiddete karşı tedbir diye hasta ve çalışan tuvaletlerini birleştirdi. Bu cinayette katil kadar sorumlu olanlar; mafya bozuntularını taşeron adı altında hastaneye sokanlardır. Daha fazla kar hırsıyla sağlıkçıları zorla, tehditle ölesiye çalıştıran, özel sermayenin gözünü doyurmak için hastalanma garantisi veren v bir yandan hekimleri sağlıkçıları her fırsat da öteleyen SABİM le terör estirenlerdir. Bugün tüm ülkemizde yastayız, isyandayız. Dedi. Atılan sloganlardan ve alkışlı protestonun ardından sağlık çalışanları sessizce alanı terk ettiler

Çalışmalarımıza destek ve katkı veren tüm üyelerimize teşekkür ederiz. Yönetim Kurulu