İŞÇİDEN İŞÇİYE. Sermayenin saldırılarına karşı; Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği! Ankara İşçi Bülteni



Benzer belgeler
ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

İşyeri Temsilcileri Rehberi

Asgari ücret ve Ocak ayı zamları belirleniyor. Taraf olmazsak sadakaya mahkum kalırız!

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

İŞÇİ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

İŞ CİNAYETLERİ VE KAYITDIŞILIK RAPORU

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK İLETİŞİM MERKEZİ (ALO 170) Bilgi Notu

Oğlum yüzme de bilmezdi...

İlerici Kadınlar Kimdir?

Kıdem tazminatında gelecek prim oranına bağlı - 21 Eylül 2011

Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı Emma Goldman

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

İZMİR KREŞ ATÖLYESİ NOTLARI (Ocak 2013) 1-BAKIM HİZMETLERİ NASIL DÜZENLENMELİ VE BU DÜZENLEMEDE KAMUNUN YERİ NE OLMALIDIR?

Bu çalışmada, 2013 yılında gerçekleşen

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

BASIN AÇIKLAMASI. Kamu Hastane Birlikleri 3. Yıl Değerlendirmesi: Kamu Hastane Birlikleri Sistemi Sınıfta Kalmaya Devam Ediyor

Sirküler 2018/01 09 Ocak 2018

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

Sirküler 2015/ Ocak 2015

ARAŞTIRMA NEDEN YAPILDI?

MAKİNE KIRILMASI İŞVEREN MALİ SORUMLULUK SİGORTASINDA NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİR Cumartesi, 10 Ağustos :01

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver!

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

Nöbet Görevi Öğretmenliğin Parçasıdır Fakat... Fakat...!

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

Sirküler Rapor Mevzuat /33-1 VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

ELEKTRİK BEDELİNDE TRT PAYININ KALDIRILMASI EKONOMİK KRİZİ ÖNLER Mİ?

Sirküler 2017/01 09 Ocak 2017

SOSYAL GÜVENLİK BİLGİLERİ (Ocak 2016)

Sirküler 2016/02 11 Ocak 2016

NASIL BİR TÜRK-İŞ İSTİYORUZ? NASIL BİR TÜRK-İŞ İSTİYORUZ? NASIL BİR TÜRK-İŞ İSTİYORUZ? NASIL BİR TÜRK-İŞ NASIL BİR TÜRK-İŞ İSTİYORUZ?

Birleşik Metal İş Sendikası üyesi işçilerin % 92,4 ü erkek, % 7,6 sı kadındır.

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

SAYIN BASIN MENSUPLARI;

Cumhuriyet Halk Partisi

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

EMEK PİYASASINDA ESNEKLEŞME VE KIDEM TAZMİNATI

ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları

2016 Ocak Ayı / İşçi Aileleri Nasıl Geçiniyor? İSİG Meclisi

TÜRKİYE DE İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ RAPORU -Madencilik Sektörüne İlişkin Temel Veriler- DİSK/ SOSYAL-İŞ SENDİKASI

EVDE BAKIM PARASI ALANLARA SİGORTA GELİYOR

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ORTAÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ. Disiplin cezasını gerektiren davranış ve fiiller

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

HAKLARIMIZ BİRER BİRER ELİMİZDEN ALINIYOR! İZİN VERMEYELİM!

Olmazsa Olmaz Sosyal Güvenlik

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

İşveren Kesimi İş Güvencesi ve Kıdem Tazminatının Mutlak Surette Birlikte Ele Alınmasını İstiyor

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

Maaşlar Arasında Uçurum Var!

TOPLUMSAL RAPORLAR YATIRIM TEŞVİKLERİ VE İSTİHDAM ( ) Yatırımlar büyürken istihdam küçülüyor

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

Uygulanacak ekonomik politikalar, istihdam ve üretime öncelik tanımalı, politikaların temelini insan oluşturmalıdır.

SGK da Asgari İşçilik İncelemeleri ve Uzlaşma Çalıştayı Yapıldı

Sosyal Politikayı Yeniden Düşünmek! NEDEN?

A. Buğra : Konuşmadığımız süre içinde asgari ücret tespit edildi.

ALMANYA DA 2012 ARALIK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

Tüm IlnKI-'En ~ TÜM BANKA VE SiGORTA ÇALıŞANLARı SENDiKASı KES K. TOM BANKA VE SIGORTA ÇALıŞANLARı. AYlıK HABER BÜLTENi ÖZEL SAYı HAZiRAN 1997

SUNUŞ. Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

İşçi Bülteni Özel Sayı No: 911 Aralık 2012 Ankara İşçi Bülteni İŞÇİDEN İŞÇİYE. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

SÜREKLİ İŞ ÖREMEZLİK GELİRİ İLE MALULİYET AYLIĞI HANGİ DURUMLARDA BAĞLANIR?

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İnşaat Sektörü Hakkında

Soma da 301 maden emekçisinin yaşamını. Bir maden dosyasından yeraltı notları DOSYAMADEN

TÜRKİYE DE BİRİNCİ BASAMAK SAĞLıK HİZMETLERİNDE NELER OLUYOR? SORUSUNU YANıTLAYABİLMEK İÇİN

10 Haziran TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ İSİG KOMİSYONU


İŞÇİDEN İŞÇİYE. Ankara İşçi Bülteni. Emperyalist savaş ve barbarlığa karşı tek çıkış yolu emekçi halkların örgütlü mücadelesidir!

birleşelim, mücadele edelim, kazanalım!

kadınlar bir adım daha ileri

ÜLKEMİZDE HUZURU BOZMAK İSTİYORLAR

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Türkiye İş Kurumu İşverenlere Sunulan Hizmetler Kadri KABAK İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ 2017 YILI BÜTÇESİ GİDER EKONOMİK SINIFLANDIRMASI CETVELİ

KORU MAKİNE KIRILMASI SİGORTASI BİLGİLENDİRME FORMU

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

Sayı : 2015 / 79 Konu: Bilgilendirme 06 Nisan 2015

CHP EMEK BÜROLARI EMEK BÜLTENİ

TÜRKİYE İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU. İŞ ve SOSYAL GÜVENLİK BİLGİLERİ (Ocak 2018) TÜRK-İŞ SOSYAL GÜVENLİK BÜROSU

Hesap Kodu. Ekonomik Kodu , , , ,40 0, , ,14 41, , , ,48 11.

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 31

TÜZEL KİŞİLİKLERDE İSG KAPSAMINDA YETKİ VE SORUMLULUK DOÇ. DR. GAYE BAYCIK

İŞÇİ BÜLTENİ. Grevde olan. GAMAK işçisiyle dayanışmayı büyütelim! Gücümüz. Birliğimizden Gelir!

METAL İŞÇİLERİ. Durduralım! Sınıfa karşı sınıf. Onurumuz, canımız, ekmeğimiz, sendikal haklarımız tehlikede! İşçi sınıfı bu yasaya sığmaz!

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Transkript:

İşçi Bülteni Özel Sayı no: 895 Ekim 2012 Ankara İşçi Bülteni İŞÇİDEN İŞÇİYE İşçilerin birliği sermayeyi yenecek! Sermayenin saldırılarına karşı; Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği! İşçi sınıfına ve emekçilere dönük saldırganlığın giderek yoğunlaştığı bir süreçten geçiyoruz. Yakın zamanda gündeme gelen ve rafa kaldırılarak bir süreliğine ertelenen kıdem tazminatının gasbına dönük hazırlanan yasa, Ulusal İstihdam Stratejisi adı altında yasalaşacak olan kölelik saldırıları ve şimdilerde fiili olarak uygulanan kiralık işçi ve istihdam büroları ile ilgili köleleştirme saldırıları vb Ayrıca patronların gereksiz harcama olarak gördükleri işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması sonucu her yıl yüzlerce işçinin meslek hastalıkları ve iş cinayetleri sonucu katledilmesi, neredeyse insanlıktan çıkaran ağır ve yorucu çalışma koşulları, düşük ücretler ve zorunlu fazla mesailer vb. birçok sorun eklenebilir. Sermaye sınıfı sadece işçi sınıfına değil, bir bütün olarak tüm topluma kölece bir yaşam dayatmakta, ırk, mezhep ve din gibi farklılıkların işçi sınıfının içinde ayrılık tohumları olarak yeşermesi için her türden gericiliği körüklemektedir. Alevilere dönük son süreçte tırmandırılan gerici-faşist saldırılar bunlardan bağımsız değildir. Malatya da yaşanan saldırılar, İstanbul Kartal da Cem Evi ne dönük kundaklamalar, eğitim sistemindeki değişikliklerle beraber gerici-ırkçı eğitimle tüm toplumun zehirlenmesi vb. örneklerle çoğaltılabilir. Kürt halkına ve Suriye halkına dönük sürdürülen

kirli savaş ve katliamlar da yine bu saldırıların parçasıdır. Ulusal hak ve eşitlik talep eden kardeş Kürt halkına karşı yıllardır sürdürülen imha ve savaş politikaları ve körüklenen ırkçılık sonucu iki kardeş halk birbirine düşmanlaştırılmaktadır. Dahası sermaye devleti bir halkı ezerken bizden de bu suça ortak olmamızı istemektedir. Oysa şunu unutmamak gerekir ki Başka bir ulusu ezen bir ulus asla özgür olamaz. Aynı zamanda, Ortadoğu da kendi sefil çıkarları için kan döken emperyalistlerle işbirliği yapan sermaye devleti yaşadığımız coğrafyanın dört bir yanını ABD bayrakları ve üsleri ile donatmıştır. Suriye deki iç savaş ortamını fırsata çevirip yağma ve talan için hazırlıklar yapan ABD başta olmak üzere emperyalist devletler, işbirlikçi devletleri (Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye) kendi hesapları için savaşa hazırlamaktadır. Suriye halkının güya özgürlüğünü düşünenler daha Irak işgalinde 1,5 milyon insanı katletti. Tüm bu saldırılar birbirinden bağımsız değildir. Aksine bir bütünün parçalarıdır. Hem işçi sınıfına dönük saldırılarda hem de kardeş halklara karşı yürüttükleri savaşta egemenlerin amaçları sermayelerini büyüterek daha da zenginleşmek, servetlerine servet katmaktır. Dünya ölçeğindeki krize çözüm olarak savaşlar ve yıkımlar için hazırlanan sermayenin tek derdi yeni pazar alanları ve sömürgeler yaratmaktır. Sermaye düzeni böl-parçala-yönet sistemi ile düşmanlık yaratırken toplumun farklı kesimlerinin istemlerini, haklı taleplerini görmezden gelmekte, dahası polis şiddeti ile ezmeye çalışmaktadır. İşçi sınıfı hakları ve geleceği için sokağa çıktığında gördüğü şey polis copu, gaz bombası olmaktadır. Parasız, bilimsel, anadilde eğitim için sokağa çıkan, mücadele eden gençler sokak ortasında polis terörüne maruz kalmakta, kürt halkının her tür eylemi direkt olarak savaş yöntemleri ile bastırılmaya çalışılmaktadır. Tüm bu saldırıların bu kadar rahat yapılması, işçi sınıfının siyasal olarak mücadelede yerini alamamasından kaynaklanmaktadır. İşçi sınıfı sermayenin oyunlarını boşa düşürecek tek toplumsal güçtür. 1980 li yılların öncesinde işçi sınıfı Türkiye de bugünle kıyaslandığında muazzam bir güçtü. Sermaye saldırıları o dönem bu kadar rahat ve açıktan yapamıyordu. Çünkü grevlerle, direnişlerle, siyasal taleplerin dillendirildiği, yüz binlerin sokaklara döküldüğü mitinglerle her türden saldırı karşısında işçi sınıfı tavır takınıyor ve bir duruş sergiliyordu. Bugün bu anlamda büyük bir boşluk bulunmaktadır. İşçi sınıfı mücadele sahnesine çıkıp sıkılı yumruğunu sermaye düzeninin beynine vurmadığı, bağımsız devrimci tutumunu ortaya koymadığı sürece, hem daha da köleleşecek hem de her türden toplumsal sorun çözümsüzlük içinde zehir saçmaya devam edecektir. Bu tablo karşısında işçi sınıfının misyonu işçilerin birliği, halkların kardeşliği şiarı ile mücadeleyi büyütmesidir. Sermayenin tüm saldırılarına karşı halkların ortak mücadelesi sayesinde özgürlük günleri daha da yaklaşacaktır. Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği! Kahrolsun ücretli kölelik düzeni! 2 - İşçiden İşçiye

Suriye ye yönelik yeni saldırı planları yapılıyor, kirli tezgahlar kuruluyor... Suriye deki iç çatışmalar gerekçe gösterilerek emperyalistler tarafından Suriye ye yönelik müdahale hazırlıkları zamana yayılmış olsa dahi devam ediyor. Türk sermaye devleti, ABD nin dümen suyunda savaş ve saldırganlık hazırlıklarını sürdürürken, emperyalist şeflerin ziyaretleri birbirini izliyor. Taşeronlarını boş bırakmak istemeyen şeflerin biri gelip, biri giderken, yeni saldırı planları yapılıyor, yeni kirli tezgahlar kuruluyor. Suriye ye yapılması planlanan saldırı ile hedeflenen ne? Türkiye işçi ve emekçilerinin Suriye ye karşı sürekli düşmanlaştırılmasının sebebi ne? ABD emperyalizmi ve onun bugün için en önemli işbirlikçisi olan T.C. Ortadoğu daki zenginlikleri ele geçirmek ve orada sözlerinden çıkmayan yönetimler oluşturmak niyetindeler. Sermaye sınıfı, ABD nin ve kendi çıkarları için Türkiye işçi sınıfını savaşa sürmeye çalışıyor. Bir avuç patronun sermayesinin büyümesi uğruna biz işçileri kendi oyunlarına alet etmeye çalışıyor. Bununla beraber yüzünü bile görmediğimiz, sesini bile tanımadığımız bir halkla bizi karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Aynı Kore de olduğu gibi AKP iktidarı, emperyalistlere uşaklıkta o kadar hevesli ki, Ortadoğu da kraldan çok kralcı kesliyor. ABD, kendi çıkarları gereği, Suriye ye yönelik askeri müdahaleyi zamana yayarken, AKP iktidarı askeri müdahale ve tampon bölge konusunda emperyalistlerden daha istekli davranıyor. Bu talepleri bugün için karşılık bulmayınca ise hezeyanlara kapılıyor. Peki, biz işçilere düşen görev ne? Öncelikle şu anlaşılmalıdır ki, onlarca yıldır sermaye devleti biz işçileri birilerine düşman ederek cebimizdeki parayı, soframızdaki ekmeğimizi çaldı. Ve bunu yaparken bizi yanı başımızdaki, çıkarımız ortak olan işçilere ve emekçi halklara düşman etti ve böylece bizi daha rahat yönetti. Patronlara ve onların devletlerine kanmayalım. Onun için Ortadoğu da bulunan bütün halkların, ister Arap olsun ister Kürt, ister Acem olsun ister Türk, bütün halkların kardeş olduğunu bir an olsun aklımızdan çıkarmayalım. Ve hiçbir biçimde onlara düşman gözü ile bakmayalım. Burjuvazi, bizleri Türkün Türkten başka dostu olmaz diyerek kandırmaya çalışıyor. Oysa biz biliyoruz ki bizi Türk patronlar sömürürken yanı başımızdaki Türk olmayan ama bizim gibi sürekli aç ve işsiz bırakılan Ortadoğu halklarına saldırıyorlar. Sermaye devletinin işçi sınıfını ve ezilen halkları bölmesine izin vermeyelim. Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği! Sincan OSB den bir işçi İşçiden İşçiye - 3

Kıdem Tazminatı yasa tasarısı gerçekten geri çekildi mi? Uzun süredir televizyon kanallarında, radyolarda vs. kıdem tazminatına yapılacak olan düzenlemelerden bahsediliyordu. Kıdem tazminatı üzerinden çeşit çeşit yorumlar yapılıyor ve bizleri kandırmak için sadece çıkacak olan yasanın bir bölümü aktarılıyordu. Ancak bir süre önce AKP hükümeti tarafından Kıdem Tazminatının gaspını düzenleyen yasanın geri çekildiği ifade edildi. Böylesi bir açıklama, kıdem tazminatı yasa tasarısının tümüyle çekildiği ve bir daha gündeme gelmeyeceği yanılsaması yarattı. Ancak bu tümüyle yalandır. AKP hükümeti, çeşitli hesaplarla bu yasayı bir süreliğine ertelemiştir. Yani şimdilik rafa kaldırmıştır. Ulusal İstihdam Stratejisi adı altında diğer kapsamlı saldırıların hazırlığına girişmiş, işçiler için tümüyle güvencesiz bir yaşamı hayata geçirmek anlamına gelen saldırıların ardından gerekli zemini döşeyerek kıdem tazminatının gaspını içeren yasayı gündeme getirmeyi planlamaktadır. Sermaye sınıfının bu yasa tasarısını geri çekmesinin olanağı yoktur. Çünkü, bu sistem kar üzerine işlemektedir ve kıdem tazminatının bugünkü hali, sermayedarlarının karlarını sınırlamaktadır. Onlar, kuralsızca sömürmek istemektedirler. Çünkü kıdem tazminatı biz işçiler için güvencedir. Kıdem tazminatı fona devredildiğinde; *Patron tazminat ödemeyecek. Bugüne kadar kıdem tazminatı işten atılan çalışanın güvencesiydi. Çünkü patron bir çalışanını işten çıkardığında işçinin hak ettiği kıdem tazminatını ödemek zorundaydı. Ancak Taslaktaki en çarpıcı düzenleme olarak öne çıkan maddeye göre, patronlar çalışanları rahatça işten çıkartabilecek. Çünkü patronun kıdemle bağı kopartılıyor. *İşten çıkarılan bir çalışan başka bir iş bulup çalışmaya başlarsa (15 yıl 3600 günü doldurmak koşuluyla) kıdem tazminatının yarısını alabilecek. Kalanını emeklilik halinde alacak. Bu çalışan herhangi bir iş bulamazsa, çalıştığı dönemdeki tazminatın tamamını işten çıkartıldığı tarihten 5 yıl sonra alabilecek. * Evlenen kadın çalışana kıdem avantajı kalkıyor. Kadın çalışanlar evlendikten sonra bir yıl içinde işten kendi istekleriyle ayrılırlarsa tazminatlarının tamamını alıyorlardı. Yeni taslağa göre bu nedenle işten ayrılan kadın çalışanlara, işten ayrılma tarihinde tazminat ödenmeyecek. Kadın çalışanın hak ettiği tazminat fonda kalmaya devam edecek. *Eski kıdem tazminatı sistemine göre kıdem tazminatı hesaplaması yapılırken işçilerin giydirilmiş ücretleri dikkate alınıyordu. Yani işçi yol, yemek, özel sigorta yardımları gibi ek ücretler alıyorsa bunlar hesaplamaya dâhil ediliyordu. Fakat yeni kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girerse kıdem tazminatı hesaplamasında sadece işçinin SGK ya bildirilmiş olan brüt ücreti üzerinden fona para aktarılacaktır. *Yeni düzenlemede haberlerdeki gibi prim yüzde 4 olursa, bugünkü uygulamada her yıla karşı bir aylık olan kıdem tazminatı 12-15 güne indirilmiş oluyor. İşverenin yükü azalıyor. Yani biz hak ettiğimiz tazminatın 3 te 1 ini almış oluyoruz. Sermaye iktidarının bizlerin bir ömür ter dökerek hak ettiğimiz kıdem tazminatımıza göz diktiği apaçık ortadadır. Biz işçi ve emekçilerin yapması gereken bir şey vardır, o da mücadele etmek. Çünkü bizler sessiz kaldıkça patronlar daha da azgın bir şekilde saldırmakta, elimizde kalan son hak kırıntılarını da almaya çalışmaktadır. Türkiye işçi sınıfı için kıdem tazminatı hakkının tarihi aynı zamanda mücadelenin tarihidir. İşçi hareketinin güçlendiği, mücadelenin büyüdüğü dönemlerde bu haklar sürekli olarak genişlerken (ki halen bu dönemden örgütlülüğünü koruyabilmiş fabrikalarda kıdem tazminatı hakkı bugünkü yasal sınırları da aşan orandadır), mücadelenin zayıfladığı dönemler bu hakların kaybedildiği dönemlerdir. Biz işçiler de geçmişten dersler çıkararak mücadeleyi büyütmeli ve sermayenin gasp ettiği tüm haklarımızı geri almalıyız. 4 - İşçiden İşçiye

Daha iyi bir işyeri bulamazsın İşçilerin ağzından şu lafları çok duyarız: Başka bir fabrikaya gideceğim ben, X fabrikasında daha fazla ücret veriyormuş. Daha iyi iş bulduğum gibi buradan çıkacağım. Sorunlarımızın fabrika değiştirmekle çözüleceğini zannederiz. Oysaki tüm işyerlerinde durum aynıdır. Kimisinde patron baskısı vardır, kimisinde ücretler düşüktür, kimisinde soluk almadan çalışırsın, kimisinde ise hakaret vardır. Bazen de bunlar ve sayamadığımız başka şeyler birlikte vardır. Fakat bizler bir bütünün içinden küçük bir parçayı çekeriz- ki bu çoğunlukla ücretlerin biraz daha yüksek olması olur- o işyerini iyi zannederiz. Oysa tüm işyerleri birbirine benzer. Çünkü her yerde bir tane patron onlarca, yüzlerce işçi vardır. Daha iyi bir ücret varsa ya ücretler geç ödeniyordur, bazen de verilmiyordur ya da çok sıkı çalışma şartları vardır. Organize Sanayi Bölgesi üzerinden baktığımızda Dökümcüler sitesindeki fabrikalarla, Kabel kablo, Termikel ile COOK arasında, Bülbüloğlu ile Serdar Plastik arasında çok bir fark var mıdır? Hepsinde işçinin emeği sömürülmüyor mu? Yeni gelen bir işçiye vasıfsızsa asgari ücret dışında bir ücret veriliyor mu? Patron baskısı, adam kayırma, çalışma koşullarına itiraz ettiğinde işten atmayla tehdit tüm fabrikalarda yaşanan bir durum değil mi? O zaman ne diye başka yerler sanki daha iyi diye yanıp dururuz? Bizlere bu cümleleri söyleten, o fabrikadaki çalışma koşullarından bunalmamız ve kendimizi çaresiz hissetmemizdir. Oysa ki bu durumlarda yapmamız gereken o işyerini terketmek değildir, yapmamız gereken o fabrikadaki çalışma koşullarını değiştirmektir. Bizi bunaltan, başka bir şirkete yönlendiren sebeplerin arasında düşük ücretler, zorunlu mesailer, maaşımıza zam yapılmaması, bizi daha fazla çalıştırma arzusuyla yanan bazen başımızdan bir an bile ayrılmayan patronun yarattığı baskı, ya da işçi kardeşlerimizin bencil, birbirine güvenmeyen davranışları gelmektedir. Farkında olmasak bile kendimizin bile diğer işçiler tarafından beğenilmeyen davranışları vardır. Çözüm bu sorunlardan yakınmak değil, sorunları ortadan kaldırmaktır. Unutmayalım biz koşulları değiştiremezsek, koşullar bizi değiştirecektir. Olansa tükenip giden yıllarımıza olur. Üstelik arkasından ah vah demek de zamanı geri getirmeyecektir. Eğer gittiğimiz her yerde sömürüleceksek, sömürüyü ortadan kaldırmak dışında başka bir yolumuz yoktur. Bunun için ilk olarak yapmamız gereken, özellikle de bu durumdan canı yanan ve patrona karşı tutum alabilen, zaman zaman ona kin duyduğunu hissettiğimiz işçilerle yan yana gelmemizdir. Bu küçük birlik girişimi rotasını çizdikten sonra, diğer arkadaşlarla birlik olmayı düşünmeliyiz. Özellikle de ben işçiyim, o patron düşüncesini kafasına oturtmuş her işçinin sorumluluğudur bu. Bu fabrikadaki adamdan bir şey olmaz demek karamsarlığa kapılmaya ve hiçbir şey yapmamaya götürür. Bu ise bize zarardan başka bir şey vermez. Sincan OSB'den bir metal işçisi İşçiden İşçiye - 5

Taşeronluk, kölelik sistemidir! Sermaye iktidarı son süreçte yeni kölelik yasaları çıkarıyor. Bunlardan birisi de işçi ve emekçiler için tam bir yıkım getirebilecek olan Ulusal İstihdam Stratejisidir. UİS, patron ağzıyla hazırlanan bir yasa taslağıdır. Özel İstihdam Büroları (kiralık işçi bürosu), bölgesel asgari ücret, kıdem tazminatının gaspı gibi birçok kapsamlı saldırıyı içermektedir. Biz işçiler açısından bakıldığında ise ağır olan yaşam koşullarımız iyice ağırlaşacaktır. Bugün yasal olmasa bile fiiliyatta işçi kiralama büroları faaliyettedir. Kıdem tazminatı patronlar tarafından türlü ayak oyunlarıyla gasp edilmektedir. Son yıllarda birbiri ardına meclisten geçirilen yasalarla çalışma yaşamı iyice ağırlaştırılmıştır. Ücretler düşürülmüş, güvencesiz çalışma asli çalışma biçimi halini almıştır. Taşeronluk denilen kölelik sistemi kamudan özel sektöre kadar her alanda uygulanır hale gelmiştir. Hatta bir işyerinde sadece bir taşeron değil taşeronun altında alt bir taşeron daha çalışabilmektedir. Bu taşeronun taşeronu olarak çalışmak anlamına gelmektedir. Birçok işyerinde, fabrikada taşeronluk sistemi uygulanmaktadır. Aynı işyerinde aynı işi yapan işçiler kadrolu ve taşeron olarak ayrılarak taşeron işçiler daha düşük ücretlere çalıştırılmaktadır. Sorun sadece ücret değildir. Patronlar çoğu durumda maaşla çalıştırdıkları işçilerin üzerine şirket kurarak o şirkete bağlı taşeron işçi çalıştırmakta ve böylece işyerinde doğabilecek bir sendikal örgütlenmeyi de baştan engellemektedirler. Ya da bugün birçok sendikalı işyerinde yaşanmakta olduğu gibi patronlar, sendikal örgütlülüğü dağıtmak için kendi kurdukları taşeron şirketleri devreye sokarak sendika yetkisini düşürmektedirler. Çalışmakta olduğumuz MİTAŞ ta da durum bundan farklı değildir. Bir yanda düşük ücretle taşeronda çalışan işçiler bir yanda da ana firma işçileri vardır. MİTAŞ patronu türlü ayak oyunlarıyla sendikayı tasfiye etme çabası içindedir. Taşeron uygulaması biz işçiler açısından tam bir kölelik anlamına gelmektedir. Bir yanıyla düşük ücretlerle çalışmaya mahkûm edilirken, bir yanıyla da örgütlenme hakkımız elimizden alınmaktadır. Patronlar her fırsatta yeni hak gasplarına yönelmektedir. Bu durum biz işçilerin dağınık olmasından kaynaklanmaktadır. Yaşam ve çalışma koşullarımızın düzelmesi bizlerin mücadelesiyle olabilecek bir şeydir. Bunun içinde taşeron işçi-kadrolu işçi demeden birleşip mücadele etmemiz gerekmektedir. MİTAŞ tan bir işçi Kavlak tan kıdem gaspına destek... İşçi sınıfının içindeki uğursuz rolü herkesçe bilinen Türk Metal Sendikası nın şefleri, bu kez de kıdem tazminatının gaspını savundu. Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal İş Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak Bursa Anatolia Hotel'de düzenlediği basın açıklamasıyla kıdem tazminatının gaspı tartışmasına değindi. Kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasına yönelik açıklamalarında da ihanetçi kimliği ön plana çıkan Kavlak, hükümeti övdükten sonra hedefe, hakkın gaspına karşı çıkanları çaktı. Erdoğan ile görüşmelerinde kıdem tasarısını gündeme aldıklarını söyleyen Kavlak, AKP nin 2015 e kadar bu konuyu gündeminden çıkardığının bilgisini verdi. Açıklamalarında fonların amaç dışı kullanıldığını ve bu yüzden endişeli olduklarını söyleyen Kavlak, bunu belirtmekle birlikte üstü kapalı olarak fonu desteklediğini de söyledi. Kıdemin gaspı çerçevesinde hükümete akıl vermeye çalışan Türk Metal şefi, fona devredilen parayı teminat göstererek işçilere kredi verilmesi gibi uygulamaları önerdi. Kıdem tazminatının gaspına dair gösterilen tepkileri de hedef alan Kavlak, Hükümetin getirdiği fona karşı olursanız işçi sizi tepeler diyerek uğursuz rolünü bir kez daha gösterdi. Kavlak ayrıca esnek çalışma, özel istihdam büroları, bölgesel asgari ücret, emeklilik yaşının arttırılması gibi saldırıları sıraladıktan sonra, bunların hükümetin gündeminde olduğunu ifade etti. Ancak Kavlak, bu saldırılara karşı mücadele etmek şöyle dursun, işçi sendikası ile işveren sendikası uzlaşabilir diyerek daha baştan uygulamalara onay verdi. Kavlak ın son sözleri ise uğursuz sendikal bürokrasinin, tüm sosyal-siyasal süreçlere bakışının itirafıydı. Zira yeni saldırıların gündeme gelmesine daha üç yıl olduğunu söyleyen Kavlak, 3 yılı iyi değerlendirirsek gemisini kurtaran kaptan oluruz sözleriyle ironik bir itirafta bulundu. İşçi rantıyla saltanat süren bu asalak takımının gemisini kurtarmaktan anladığı, küpünü doldurmaktır. Bunu yapmak için hükümet yalakalığından işçi düşmanlığına kadar her yola başvurmaktan çekinmiyor. İşçiden İşçiye - 6

İş cinayetleri artarak devam ediyor... İşçiler beşer onar ölüyor! İş cinayetlerinin rutin karşılandığı coğrafyamızda her gün yeni ölüm haberleri basına yansıyor. Kimi zaman basit ihmaller, kimi zaman azami kar hırsı işçileri ölüme yolluyor. Son günlerde de pek çok yerden ölüm ve kaza haberleri geldi. En çarpıcıları ise işçi servislerinin yaptığı kazalarda pek çok işçinin ölmesi ve yaralanması ile Mersin Limanı nda 800 işçinin zehirlenmesi... *Mersin de kitlesel zehirlenme: Dünya nın en büyük limanlarından olan ve geçmişte de işçi düşmanı uygulamalarıyla gündeme gelen Mersin Liman İşletmeciliği nde (MİP) 800 işçi 18 Eylül günü yedikleri yemekten zehirlendiler. Ünisaş adlı yemek firmasının verdiği yemeği yiyen 800 işçi, Mersin, Adana ve Tarsus ta devlet hastanelerine kaldırılarak tedavi altına alındı. İşçiler bir süredir yemeklerin kalitesiz ve sağlıksız olduğunu belirterek şikayetçi oluyorlardı ancak firma bugüne kadar herhangi bir önlem almaktan uzak durmuştu. TÜMTİS Sendikası da yemekler ile ilgili sorunları geçmişte pek çok kez firmaya iletmişti. * Yollar işçilere mezar oluyor: İş cinayetleri sadece fabrikaların içerisinde yaşanmıyor. İşyerleri kadar işçilerin fabrikaya ulaşana kadar geçirdikleri sürecin güvenliği de bizzat patronun sorumluluğu altında. Ancak sermaye sınıfı ucuza maletme kaygısıyla işçileri insanlık dışı koşullarda taşıyor. Bunun sonucu olarak Çankırı da yaşanan kaza da 9 kişi hayatını kaybetti. Çankırı nın Ilgaz ilçesi yakınlarında yaşanan kazada, Tuğla fabrikasında çalışan işçileri taşıyan minibüs ile karşı istikametten gelmekte olan otomobil çarpıştı. Yaşanan kazada 9 kişi hayatını kaybederken bir kişinin de durumunun ağır olduğu öğrenildi. Kütahya da ise yine kömür ocağı işçilerini taşıyan bir servis aracı ile akaryakıt istasyonundan çıkan bir otomobil çarpıştı. Kaza sonucunda iki işçi ağır yaralandı. İzmir in Bornova ilçesinde de benzer bir kaza meydana geldi. İşçileri fabrikaya götüren bir servis minibüsü Osman Kibar Köprülü Kavşağı tünel çıkışında devrildi. Kaza sonucunda 12 işçi yaralandı. *Kazalar trafik ile de sınırlı değil. Amasya da Çevre Yolu Projesi dahilindeki Şehzade Köprüsü inşaatında çalışan işçiler iskelenin çökmesi sonucu altında kaldı. Yaralanan dört işçi Amasya Sabuncuoğlu Şerefeddin Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. *Karaman'da bir yumurta paketleme tesisinde 9 metre yükseklikteki havalandırma çatısının çökmesi sonucu, işçilerden 46 yaşındaki Mehmet Çukur öldü, 34 yaşındaki Bekir Kaya da ağır yaralandı. İşçilerden Mehmet Çukur ve Bekir Kaya, tesiste kış mevsimine hazırlık yapmak amacıyla havalandırma çatısının kapaklarını örtmek için çalışma başlattı. İşçiler kapakları örtmek istediği sırada havalandırma çatısı çöktü. Çökme sonucu, 9 metre yükseklikten beton zemine düşen işçiler Çukur ve Kaya yaralandı. Başının üzerine düşen Çukur, ambulansla hastaneye kaldırılırken yolda yapılan tüm müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi. Ağır yaralı Bekir Kaya da, Karaman Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. İşçiden İşçiye - 7

İletişim: * Mamak İşçi Kültür Evi (Tıp Fakültesi cad. 586 sok. 2/A Tuzluçayır/Mamak) Tel:368 06 90 *Eksen Yayıncılık Bürosu (İzmir 1 Cad. Elgün Sok. Halilbey İşhanı 4. kat No:13 Kızılay/Ankara) *E-Mail: isciplatformu@gmail.com İşçi Bülteni Özel Sayı: 895 * Fiyatı: 25 Kr * Ekim 2012 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel süreli, siyasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Simsar Sk. 5/3 Fatih/İstanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat Davutpaşa Cad Güven Sanayi sit C Blok No: 242 Topkapı İstanbul * 577 54 92