AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU



Benzer belgeler
Büyüme: Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde 11.7% oranında büyüyerek beklentileri

Büyüme: Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde 11.7% oranında büyüyerek beklentileri

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU

vadeye yayılan bir ivmelenme göstermiyor.

ekonomi uzun vadeye yayılan bir ivmelenme göstermiyor.

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

Enflasyon: İlk çeyrekte TÜFE enflasyonu toplam %3.9 oranında artış gösterdi ve yıllık bazda 9.56% seviyesinde gerçekleşerek TCMB nin enflasyon hedefle

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

Kamu kesimi borçlanma senetleri Ters repo 830, , Fon portföy değeri 830, ,

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

ANK 1.Sene 2.Sene 5.Sene 10.Sene Kesintiler sonrası Sene Sonu Fon Büyüklüğü 1.095, , , ,46

Böylelikle, yılın ilk dokuz aylık döneminde GSYH büyümesi %3.0 olmuştur, bu 2002 yılından bu

Rayiç % Ters repo , , ,26 65,

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

AEGON EMEKLĠLĠK VE HAYAT A.ġ ESNEK EMEKLĠLĠK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKİLİLİK YATIRIM FONU NET VARLIK DEĞERİ TABLOSU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU


ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU(EURO) YILLIK RAPOR

Yarın, umduğunuz gibi. Ekonomide Son Durum. Fon Bülteni ŞUBAT 2013 GSYH. Milli Gelir İşsizlik /$ Milyon TL*

01/01/ /12/2008 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 12 AYLIK RAPORU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

Merkez Bankası, 2013 yılının ilk enflasyon raporunu açıkladı; rapora göre, 2013 yıl sonu enflasyon tahmini değiştirilmeyerek %5,30 olarak korundu.

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR


CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EYF

Yarın, umduğunuz gibi. Ekonomide Son Durum. Fon Bülteni Nisan 2013 GSYH. Milli Gelir İşsizlik /$ Milyon TL*

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş GELİR AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLĠLĠK VE HAYAT A.ġ GELĠR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLĠLĠK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

EYLÜL Emeklilik Fon Bülteni. bnpparibascardif.com.tr /

AEGON EMEKLĠLĠK VE HAYAT A.ġ DENGELĠ EMEKLĠLĠK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Yabancı tahvil Euro , , , ABD Doları

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

31/12/2004 tarihli Bilanço (YTL) 31/12/2004 tarihli Gelir Tablosu (YTL) Varlıklar (+) 10,122,098.- Borçlar (-) -20,410.-

KASIM Emeklilik Fon Bülteni. bnpparibascardif.com.tr /

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EYF

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. EMANET LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

31/12/2004 tarihli Bilanço ( YTL) Varlıklar (+) 1,162,813.- Borçlar (-) -2,913.- Gelirler Toplamı 108, Giderler Toplamı -39,305.-.

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

01/01/ /12/2008 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 12 AYLIK RAPORU

01/01/ /12/2008 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş

01/01/ /12/2004 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPORU

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Allianz Hayat ve Emeklilik A,Ş, PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU ( DÖNEMİ)

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AE2)

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AEG)

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. ALTERNATİF KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

31/12/ /03/2012 tarihleri arasında fon getirisi %2,11 olarak gerçekleşirken, yönetici benchmarkının getirisi %2,49 olarak gerçekleşmiştir.

ŞUBAT Emeklilik Fon Bülteni. bnpparibascardif.com.tr /

AEGON EMEKLĠLĠK VE HAYAT A.ġ PARA PĠYASASI LĠKĠT KAMU EMEKLĠLĠK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Temmuz Emeklilik Fon Bülteni. bnpparibascardif.com.tr /

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVK)

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş PARA PİYASASI LİKİT-KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AE1)

NİSAN Emeklilik Fon Bülteni. bnpparibascardif.com.tr /

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU- GRUP YILLIK RAPOR (AEK)

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. KATILIM ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVU)

01/01/ /12/2008 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş

OCAK Emeklilik Fon Bülteni. bnpparibascardif.com.tr /

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Mart Emeklilik Fon Bülteni. bnpparibascardif.com.tr /

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AE3)

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

PİYASALARDAKİ GELİŞMELER VE FON PİYASASINA YANSIMASI ALTERNATIF YATIRIM ARAÇLARININ GETİRİLERİ YATIRIM FONLARININ GETİRİLERİ

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

NİSAN Emeklilik Fon Bülteni. bnpparibascardif.com.tr /

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

yarını bugün belirler Çeyrek

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU DIŞ BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU DIŞ BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVG)

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK GRUP EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVY)

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2009 YILINA İLİŞKİN İKİNCİ ÜÇ AYLIK RAPOR

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2009 YILINA İLİŞKİN İKİNCİ ÜÇ AYLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ BEYAZ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ GRUP EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AEB)

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU DIŞ BORÇLANMA ARAÇLARI GRUP EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVB)

Transkript:

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu rapor AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Dengeli Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.04.2010-30.06.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Sermaye piyasasından alınan 21.04.2010 tarih ve 15/321 sayılı izin doğrultusunda fonda değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu yapılan değişikliklerle ilgili bilgilere, Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. Fon un Performans Ölçütü ile karşılaştırmalı olarak verilen getiri grafiğine aşağıda yer verilmiştir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fon-Performans Ölçütü Karşılaştırmalı Getiri Grafiği: Ekonomik Program: Mali Kural Kanun Tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi ve Meclis Genel Kuruluna sunulmak üzere son aşamaya gelindi. Mali Kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. Enflasyon: Yılın ilk yarısında %4.0 civarında artış gösteren TÜFE de aşağı yönlü risklerin arttığını gözlemliyoruz. Baz ve konjonktürel etkilerin yılın son çeyreğinde sonlanacak olması, 1

gıda fiyatlarındaki düşüşün sürmesi, ekonomik aktivitenin ikinci yarıda kademe kaybetme ihtimali ve Euro krizinin sanayi üretimine olası olumsuz yasımaları enflasyonu yavaşlatacak unsurlar olarak dikkat çekmektedir. Nitekim, TCMB de Haziran PPK toplantısında global risklerin iktisadi aktivitede yol açtığı belirsizliklerin artmakta ve enflasyonun öngörülenden daha olumlu bir görünüm ortaya koymakta olduğuna dikkat çekerek Temmuz Enflasyon raporunda yıl sonu tahminlerini aşağı çekebileceğinin sinyalini verdi. Büyüme: Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde 11.7% oranında büyüyerek beklentileri karşıladı. İlk çeyrekte çift haneli rakamlara ulaşan büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %9.6 lık artış, özel sektör yatırımlarındaki %22.1 lik sıçrama ve baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin de hız kazanması GSYİH rakamlarına önemli katkı sağladı. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının ise ilk çeyrekte geçtiğimiz yılın son çeyreğine göre sadece %0.1 oranında artarak yatay bir seyir izlediği dikkat çekti. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış ilk çeyrek büyüme hızının son derece zayıf kalması, ekonomik aktivitenin ilerleyen dönemlerde kademe kaybedebileceğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasamız 2010 un Nisan ayına satıcılı başlayıp Mayıs başında %10 faizleri görse de daha sonra gelen yabancı talebiyle 2. çeyreği başladığı faiz seviyesinde bitirdi. Enflasyonun düşük çıkması ve bir önceki çeyreğe oranla büyümenin artmaması TCMB nın faiz arttırımlarını erteleyebileceği beklentisini doğurdu. Bu beklenti faize talebi beraberinde getirdi. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazanmaya devam etti. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahildünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri Yunanistan da başlayan borç krizinin diğer ülkelere sıçrama endişesiyle dünya piyasalarının daha fazla yükselişini engellediler. Döviz Piyasaları: USD tüm dünya para birimlerine karşı değer kazanmaya devam ediyor. Ancak TL nin USD EUR sepet değeri 2010 ikinci çeyrekte, tekrar kriz öncesi seviyeye yaklaşıp bütün bir çeyrek boyunca aynı seviyelerde seyretti. TL nin reel değerine baktiğımızda ise neredeyse 2001 devalüasyonu seviyesine geldiğini söyleyebiliriz. Bu seviyelerin kalıcı olmasının ekonomiye ciddi zararlar verebileceği endişesiyle mümkün olmadığını, dolayısıyla önümüzdeki dönemde TL nin değer kaybetmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünülebilir. Hisse Senedi Piyasası: İMKB-100 endeksi yılın ikinci çeyreğinde düzeltme sürecinde kalarak, %3 lük bir kayba uğradı. 2010 senesinin ikinci çeyreğine damga vuran gelişme, Avrupa nın çok borçlu ülkelerinden kaynaklanan endişelerin kredi piyasalarını olumsuz yönde etkilemesi oldu. Bu ülkelerin CDS primlerinde yaşanan hızlı yükselişler, zaman zaman yaşanan borçlanma sorunları, ECB nin açıkladığı büyüklüğü 1 Trilyon Doları bulan tedbirler paketi ve bu ülkelerin açıkladığı kamu maliyesine ilişkin tasarruf tedbirleri ile kısa vadede yatıştırıldı. Yukarıda bahsi geçen bu gelişmeler, ilgili tedbirler açıklanıncaya kadar hisse senetleri piyasalarında satış baskısı yarattı. ABD, Avrupa ve Asya ülkelerinde ikinci çeyreğe ait açıklanan reel ekonomiye ilişkin veriler ve tüketici güvenini ölçen endeksler umut verici değildi. Dünya genelinde yaşanan borçluluk sorunu nedeni ile kamu maliyesinde alınan tasarruf tedbirleri ile Çin in emlak fiyatlarındaki spekülasyonları dengelemek için kredi piyasalarına sıkılaştırıcı yönde müdahaleleri, global ekonominin ileriye dönük potansiyel büyümesi için tehdit oluşturuyor. Büyümeye yönelik her türlü risk ise hisse senedi piyasalarında önümüzdeki dönemde daha ciddi satış baskısı oluşturabilir. 2

Piyasa koşullarında oluşan farklılıklara göre portföydeki yatırım araçlarının ağırlığı, bir grup artarken diğeri azaltılmak suretiyle dengelenerek fonun getiri ve risk oranı kontrol altında tutulmuştur. 2010 yılının ikinci üç ayında fon porföyünün ortalama %25,52 si hisse senetlerinde, %36,02 si Devlet Tahvili ve Hazine Bonolarında %28,91 i Ters Repoda %9,55 i mevduatta %0,01 i ise BPP de değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN 3

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu rapor AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Gelir Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.04.2010-30.06.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Sermaye piyasasından alınan 21.04.2010 tarih ve 15/321 sayılı izin doğrultusunda fonda değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu yapılan değişikliklerle ilgili bilgilere, Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. Fon un Performans Ölçütü ile karşılaştırmalı olarak verilen getiri grafiğine aşağıda yer verilmiştir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fon-Performans Ölçütü Karşılaştırmalı Getiri Grafiği: Ekonomik Program: Mali Kural Kanun Tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi ve Meclis Genel Kuruluna sunulmak üzere son aşamaya gelindi. Mali Kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. 4

Enflasyon: Yılın ilk yarısında %4.0 civarında artış gösteren TÜFE de aşağı yönlü risklerin arttığını gözlemliyoruz. Baz ve konjonktürel etkilerin yılın son çeyreğinde sonlanacak olması, gıda fiyatlarındaki düşüşün sürmesi, ekonomik aktivitenin ikinci yarıda kademe kaybetme ihtimali ve Euro krizinin sanayi üretimine olası olumsuz yasımaları enflasyonu yavaşlatacak unsurlar olarak dikkat çekmektedir. Nitekim, TCMB de Haziran PPK toplantısında global risklerin iktisadi aktivitede yol açtığı belirsizliklerin artmakta ve enflasyonun öngörülenden daha olumlu bir görünüm ortaya koymakta olduğuna dikkat çekerek Temmuz Enflasyon raporunda yıl sonu tahminlerini aşağı çekebileceğinin sinyalini verdi. Büyüme: Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde 11.7% oranında büyüyerek beklentileri karşıladı. İlk çeyrekte çift haneli rakamlara ulaşan büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %9.6 lık artış, özel sektör yatırımlarındaki %22.1 lik sıçrama ve baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin de hız kazanması GSYİH rakamlarına önemli katkı sağladı. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının ise ilk çeyrekte geçtiğimiz yılın son çeyreğine göre sadece %0.1 oranında artarak yatay bir seyir izlediği dikkat çekti. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış ilk çeyrek büyüme hızının son derece zayıf kalması, ekonomik aktivitenin ilerleyen dönemlerde kademe kaybedebileceğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasamız 2010 un Nisan ayına satıcılı başlayıp Mayıs başında %10 faizleri görse de daha sonra gelen yabancı talebiyle 2. çeyreği başladığı faiz seviyesinde bitirdi. Enflasyonun düşük çıkması ve bir önceki çeyreğe oranla büyümenin artmaması TCMB nın faiz arttırımlarını erteleyebileceği beklentisini doğurdu. Bu beklenti faize talebi beraberinde getirdi. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazanmaya devam etti. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahildünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri Yunanistan da başlayan borç krizinin diğer ülkelere sıçrama endişesiyle dünya piyasalarının daha fazla yükselişini engellediler. Döviz Piyasaları: USD tüm dünya para birimlerine karşı değer kazanmaya devam ediyor. Ancak TL nin USD EUR sepet değeri 2010 ikinci çeyrekte, tekrar kriz öncesi seviyeye yaklaşıp bütün bir çeyrek boyunca aynı seviyelerde seyretti. TL nin reel değerine baktiğımızda ise neredeyse 2001 devalüasyonu seviyesine geldiğini söyleyebiliriz. Bu seviyelerin kalıcı olmasının ekonomiye ciddi zararlar verebileceği endişesiyle mümkün olmadığını, dolayısıyla önümüzdeki dönemde TL nin değer kaybetmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünülebilir. Hisse Senedi Piyasası: İMKB-100 endeksi yılın ikinci çeyreğinde düzeltme sürecinde kalarak, %3 lük bir kayba uğradı. 2010 senesinin ikinci çeyreğine damga vuran gelişme, Avrupa nın çok borçlu ülkelerinden kaynaklanan endişelerin kredi piyasalarını olumsuz yönde etkilemesi oldu. Bu ülkelerin CDS primlerinde yaşanan hızlı yükselişler, zaman zaman yaşanan borçlanma sorunları, ECB nin açıkladığı büyüklüğü 1 Trilyon Doları bulan tedbirler paketi ve bu ülkelerin açıkladığı kamu maliyesine ilişkin tasarruf tedbirleri ile kısa vadede yatıştırıldı. Yukarıda bahsi geçen bu gelişmeler, ilgili tedbirler açıklanıncaya kadar hisse senetleri piyasalarında satış baskısı yarattı. ABD, Avrupa ve Asya ülkelerinde ikinci çeyreğe ait açıklanan reel ekonomiye ilişkin veriler ve tüketici güvenini ölçen endeksler umut verici değildi. Dünya genelinde yaşanan borçluluk sorunu nedeni ile kamu maliyesinde alınan tasarruf tedbirleri ile Çin in emlak fiyatlarındaki spekülasyonları dengelemek için kredi piyasalarına sıkılaştırıcı yönde müdahaleleri, global ekonominin ileriye dönük potansiyel büyümesi için tehdit oluşturuyor. Büyümeye yönelik her türlü risk ise hisse senedi piyasalarında önümüzdeki dönemde daha ciddi satış baskısı oluşturabilir. 5

Piyasa koşullarında oluşan farklılıklara göre portföydeki yatırım araçlarının ağırlığı, bir grup artarken diğeri azaltılmak suretiyle dengelenerek fonun getiri ve risk oranı kontrol altında tutulmuştur. 2010 yılının ikinci üç ayında, fon porföyünün ortalama %82,96 SI hisse senetlerinde, %17,03 Ü Ters Repoda ve %0,01 İ BPP de değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN 6

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu rapor AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Gelir Amaçlı Kamu Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.04.2010-30.06.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Sermaye piyasasından alınan 21.04.2010 tarih ve 15/321 sayılı izin doğrultusunda fonda değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu yapılan değişikliklerle ilgili bilgilere, Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. Fon un Performans Ölçütü ile karşılaştırmalı olarak verilen getiri grafiğine aşağıda yer verilmiştir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fon-Performans Ölçütü Karşılaştırmalı Getiri Grafiği: Ekonomik Program: Mali Kural Kanun Tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi ve Meclis Genel Kuruluna sunulmak üzere son aşamaya gelindi. Mali Kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. 7

Enflasyon: Yılın ilk yarısında %4.0 civarında artış gösteren TÜFE de aşağı yönlü risklerin arttığını gözlemliyoruz. Baz ve konjonktürel etkilerin yılın son çeyreğinde sonlanacak olması, gıda fiyatlarındaki düşüşün sürmesi, ekonomik aktivitenin ikinci yarıda kademe kaybetme ihtimali ve Euro krizinin sanayi üretimine olası olumsuz yasımaları enflasyonu yavaşlatacak unsurlar olarak dikkat çekmektedir. Nitekim, TCMB de Haziran PPK toplantısında global risklerin iktisadi aktivitede yol açtığı belirsizliklerin artmakta ve enflasyonun öngörülenden daha olumlu bir görünüm ortaya koymakta olduğuna dikkat çekerek Temmuz Enflasyon raporunda yıl sonu tahminlerini aşağı çekebileceğinin sinyalini verdi. Büyüme: Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde 11.7% oranında büyüyerek beklentileri karşıladı. İlk çeyrekte çift haneli rakamlara ulaşan büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %9.6 lık artış, özel sektör yatırımlarındaki %22.1 lik sıçrama ve baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin de hız kazanması GSYİH rakamlarına önemli katkı sağladı. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının ise ilk çeyrekte geçtiğimiz yılın son çeyreğine göre sadece %0.1 oranında artarak yatay bir seyir izlediği dikkat çekti. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış ilk çeyrek büyüme hızının son derece zayıf kalması, ekonomik aktivitenin ilerleyen dönemlerde kademe kaybedebileceğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasamız 2010 un Nisan ayına satıcılı başlayıp Mayıs başında %10 faizleri görse de daha sonra gelen yabancı talebiyle 2. çeyreği başladığı faiz seviyesinde bitirdi. Enflasyonun düşük çıkması ve bir önceki çeyreğe oranla büyümenin artmaması TCMB nın faiz arttırımlarını erteleyebileceği beklentisini doğurdu. Bu beklenti faize talebi beraberinde getirdi. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazanmaya devam etti. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahildünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri Yunanistan da başlayan borç krizinin diğer ülkelere sıçrama endişesiyle dünya piyasalarının daha fazla yükselişini engellediler. Döviz Piyasaları: USD tüm dünya para birimlerine karşı değer kazanmaya devam ediyor. Ancak TL nin USD EUR sepet değeri 2010 ikinci çeyrekte, tekrar kriz öncesi seviyeye yaklaşıp bütün bir çeyrek boyunca aynı seviyelerde seyretti. TL nin reel değerine baktiğımızda ise neredeyse 2001 devalüasyonu seviyesine geldiğini söyleyebiliriz. Bu seviyelerin kalıcı olmasının ekonomiye ciddi zararlar verebileceği endişesiyle mümkün olmadığını, dolayısıyla önümüzdeki dönemde TL nin değer kaybetmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünülebilir. Hisse Senedi Piyasası: İMKB-100 endeksi yılın ikinci çeyreğinde düzeltme sürecinde kalarak, %3 lük bir kayba uğradı. 2010 senesinin ikinci çeyreğine damga vuran gelişme, Avrupa nın çok borçlu ülkelerinden kaynaklanan endişelerin kredi piyasalarını olumsuz yönde etkilemesi oldu. Bu ülkelerin CDS primlerinde yaşanan hızlı yükselişler, zaman zaman yaşanan borçlanma sorunları, ECB nin açıkladığı büyüklüğü 1 Trilyon Doları bulan tedbirler paketi ve bu ülkelerin açıkladığı kamu maliyesine ilişkin tasarruf tedbirleri ile kısa vadede yatıştırıldı. Yukarıda bahsi geçen bu gelişmeler, ilgili tedbirler açıklanıncaya kadar hisse senetleri piyasalarında satış baskısı yarattı. ABD, Avrupa ve Asya ülkelerinde ikinci çeyreğe ait açıklanan reel ekonomiye ilişkin veriler ve tüketici güvenini ölçen endeksler umut verici değildi. Dünya genelinde yaşanan borçluluk sorunu nedeni ile kamu maliyesinde alınan tasarruf tedbirleri ile Çin in emlak fiyatlarındaki spekülasyonları dengelemek için kredi piyasalarına sıkılaştırıcı yönde müdahaleleri, global ekonominin ileriye dönük potansiyel büyümesi için tehdit oluşturuyor. Büyümeye yönelik her türlü risk ise hisse senedi piyasalarında önümüzdeki dönemde daha ciddi satış baskısı oluşturabilir. 8

Piyasa koşullarında oluşan farklılıklara göre portföydeki yatırım araçlarının ağırlığı, bir grup artarken diğeri azaltılmak suretiyle dengelenerek fonun getiri ve risk oranı kontrol altında tutulmuştur. 2010 yılının ikinci üç ayında fon porföyünün ortalama %81,12 si Hazine Bonosu ve Devlet Tahvilinde, %9,99 u Ters Repoda ve %8,87 si vadeli mevduatta ve %0,01 i BPP de değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN 9

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu rapor AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Para Piyasası Likit Kamu Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.04.2010-30.06.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Sermaye piyasasından alınan 21.04.2010 tarih ve 15/321 sayılı izin doğrultusunda fonda değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu yapılan değişikliklerle ilgili bilgilere, Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. Fon un Performans Ölçütü ile karşılaştırmalı olarak verilen getiri grafiğine aşağıda yer verilmiştir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fon-Performans Ölçütü Karşılaştırmalı Getiri Grafiği: Ekonomik Program: Mali Kural Kanun Tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi ve Meclis Genel Kuruluna sunulmak üzere son aşamaya gelindi. Mali Kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. 10

Enflasyon: Yılın ilk yarısında %4.0 civarında artış gösteren TÜFE de aşağı yönlü risklerin arttığını gözlemliyoruz. Baz ve konjonktürel etkilerin yılın son çeyreğinde sonlanacak olması, gıda fiyatlarındaki düşüşün sürmesi, ekonomik aktivitenin ikinci yarıda kademe kaybetme ihtimali ve Euro krizinin sanayi üretimine olası olumsuz yasımaları enflasyonu yavaşlatacak unsurlar olarak dikkat çekmektedir. Nitekim, TCMB de Haziran PPK toplantısında global risklerin iktisadi aktivitede yol açtığı belirsizliklerin artmakta ve enflasyonun öngörülenden daha olumlu bir görünüm ortaya koymakta olduğuna dikkat çekerek Temmuz Enflasyon raporunda yıl sonu tahminlerini aşağı çekebileceğinin sinyalini verdi. Büyüme: Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde 11.7% oranında büyüyerek beklentileri karşıladı. İlk çeyrekte çift haneli rakamlara ulaşan büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %9.6 lık artış, özel sektör yatırımlarındaki %22.1 lik sıçrama ve baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin de hız kazanması GSYİH rakamlarına önemli katkı sağladı. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının ise ilk çeyrekte geçtiğimiz yılın son çeyreğine göre sadece %0.1 oranında artarak yatay bir seyir izlediği dikkat çekti. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış ilk çeyrek büyüme hızının son derece zayıf kalması, ekonomik aktivitenin ilerleyen dönemlerde kademe kaybedebileceğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasamız 2010 un Nisan ayına satıcılı başlayıp Mayıs başında %10 faizleri görse de daha sonra gelen yabancı talebiyle 2. çeyreği başladığı faiz seviyesinde bitirdi. Enflasyonun düşük çıkması ve bir önceki çeyreğe oranla büyümenin artmaması TCMB nın faiz arttırımlarını erteleyebileceği beklentisini doğurdu. Bu beklenti faize talebi beraberinde getirdi. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazanmaya devam etti. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahildünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri Yunanistan da başlayan borç krizinin diğer ülkelere sıçrama endişesiyle dünya piyasalarının daha fazla yükselişini engellediler. Döviz Piyasaları: USD tüm dünya para birimlerine karşı değer kazanmaya devam ediyor. Ancak TL nin USD EUR sepet değeri 2010 ikinci çeyrekte, tekrar kriz öncesi seviyeye yaklaşıp bütün bir çeyrek boyunca aynı seviyelerde seyretti. TL nin reel değerine baktiğımızda ise neredeyse 2001 devalüasyonu seviyesine geldiğini söyleyebiliriz. Bu seviyelerin kalıcı olmasının ekonomiye ciddi zararlar verebileceği endişesiyle mümkün olmadığını, dolayısıyla önümüzdeki dönemde TL nin değer kaybetmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünülebilir. Hisse Senedi Piyasası: İMKB-100 endeksi yılın ikinci çeyreğinde düzeltme sürecinde kalarak, %3 lük bir kayba uğradı. 2010 senesinin ikinci çeyreğine damga vuran gelişme, Avrupa nın çok borçlu ülkelerinden kaynaklanan endişelerin kredi piyasalarını olumsuz yönde etkilemesi oldu. Bu ülkelerin CDS primlerinde yaşanan hızlı yükselişler, zaman zaman yaşanan borçlanma sorunları, ECB nin açıkladığı büyüklüğü 1 Trilyon Doları bulan tedbirler paketi ve bu ülkelerin açıkladığı kamu maliyesine ilişkin tasarruf tedbirleri ile kısa vadede yatıştırıldı. Yukarıda bahsi geçen bu gelişmeler, ilgili tedbirler açıklanıncaya kadar hisse senetleri piyasalarında satış baskısı yarattı. ABD, Avrupa ve Asya ülkelerinde ikinci çeyreğe ait açıklanan reel ekonomiye ilişkin veriler ve tüketici güvenini ölçen endeksler umut verici değildi. Dünya genelinde yaşanan borçluluk sorunu nedeni ile kamu maliyesinde alınan tasarruf tedbirleri ile Çin in emlak fiyatlarındaki spekülasyonları dengelemek için kredi piyasalarına sıkılaştırıcı yönde müdahaleleri, global ekonominin ileriye dönük potansiyel büyümesi için tehdit oluşturuyor. Büyümeye yönelik her türlü risk ise hisse senedi piyasalarında önümüzdeki dönemde daha ciddi satış baskısı oluşturabilir. 11

Piyasa koşullarında oluşan farklılıklara göre portföydeki yatırım araçlarının ağırlığı, bir grup artarken diğeri azaltılmak suretiyle dengelenerek fonun getiri ve risk oranı kontrol altında tutulmuştur. 2010 yılının ikinci üç ayında fon porföyünün ortalama %36,94 ü Hazine Bonosu ve Devlet Tahvilinde, %53,56 sı Ters Repoda, 9,45 i vadeli mevduatta ve %0,05 i ise BPP de değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN 12

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu rapor AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.04.2010-30.06.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Sermaye piyasasından alınan 21.04.2010 tarih ve 15/321 sayılı izin doğrultusunda fonda değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu yapılan değişikliklerle ilgili bilgilere, Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. Fon un Performans Ölçütü ile karşılaştırmalı olarak verilen getiri grafiğine aşağıda yer verilmiştir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fon-Performans Ölçütü Karşılaştırmalı Getiri Grafiği: Ekonomik Program: Mali Kural Kanun Tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi ve Meclis Genel Kuruluna sunulmak üzere son aşamaya gelindi. Mali Kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için 13

kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. Enflasyon: Yılın ilk yarısında %4.0 civarında artış gösteren TÜFE de aşağı yönlü risklerin arttığını gözlemliyoruz. Baz ve konjonktürel etkilerin yılın son çeyreğinde sonlanacak olması, gıda fiyatlarındaki düşüşün sürmesi, ekonomik aktivitenin ikinci yarıda kademe kaybetme ihtimali ve Euro krizinin sanayi üretimine olası olumsuz yasımaları enflasyonu yavaşlatacak unsurlar olarak dikkat çekmektedir. Nitekim, TCMB de Haziran PPK toplantısında global risklerin iktisadi aktivitede yol açtığı belirsizliklerin artmakta ve enflasyonun öngörülenden daha olumlu bir görünüm ortaya koymakta olduğuna dikkat çekerek Temmuz Enflasyon raporunda yıl sonu tahminlerini aşağı çekebileceğinin sinyalini verdi. Büyüme: Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde 11.7% oranında büyüyerek beklentileri karşıladı. İlk çeyrekte çift haneli rakamlara ulaşan büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %9.6 lık artış, özel sektör yatırımlarındaki %22.1 lik sıçrama ve baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin de hız kazanması GSYİH rakamlarına önemli katkı sağladı. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının ise ilk çeyrekte geçtiğimiz yılın son çeyreğine göre sadece %0.1 oranında artarak yatay bir seyir izlediği dikkat çekti. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış ilk çeyrek büyüme hızının son derece zayıf kalması, ekonomik aktivitenin ilerleyen dönemlerde kademe kaybedebileceğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasamız 2010 un Nisan ayına satıcılı başlayıp Mayıs başında %10 faizleri görse de daha sonra gelen yabancı talebiyle 2. çeyreği başladığı faiz seviyesinde bitirdi. Enflasyonun düşük çıkması ve bir önceki çeyreğe oranla büyümenin artmaması TCMB nın faiz arttırımlarını erteleyebileceği beklentisini doğurdu. Bu beklenti faize talebi beraberinde getirdi. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazanmaya devam etti. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahildünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri Yunanistan da başlayan borç krizinin diğer ülkelere sıçrama endişesiyle dünya piyasalarının daha fazla yükselişini engellediler. Döviz Piyasaları: USD tüm dünya para birimlerine karşı değer kazanmaya devam ediyor. Ancak TL nin USD EUR sepet değeri 2010 ikinci çeyrekte, tekrar kriz öncesi seviyeye yaklaşıp bütün bir çeyrek boyunca aynı seviyelerde seyretti. TL nin reel değerine baktiğımızda ise neredeyse 2001 devalüasyonu seviyesine geldiğini söyleyebiliriz. Bu seviyelerin kalıcı olmasının ekonomiye ciddi zararlar verebileceği endişesiyle mümkün olmadığını, dolayısıyla önümüzdeki dönemde TL nin değer kaybetmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünülebilir. Hisse Senedi Piyasası: İMKB-100 endeksi yılın ikinci çeyreğinde düzeltme sürecinde kalarak, %3 lük bir kayba uğradı. 2010 senesinin ikinci çeyreğine damga vuran gelişme, Avrupa nın çok borçlu ülkelerinden kaynaklanan endişelerin kredi piyasalarını olumsuz yönde etkilemesi oldu. Bu ülkelerin CDS primlerinde yaşanan hızlı yükselişler, zaman zaman yaşanan borçlanma sorunları, ECB nin açıkladığı büyüklüğü 1 Trilyon Doları bulan tedbirler paketi ve bu ülkelerin açıkladığı kamu maliyesine ilişkin tasarruf tedbirleri ile kısa vadede yatıştırıldı. Yukarıda bahsi geçen bu gelişmeler, ilgili tedbirler açıklanıncaya kadar hisse senetleri piyasalarında satış baskısı yarattı. ABD, Avrupa ve Asya ülkelerinde ikinci çeyreğe ait açıklanan reel ekonomiye ilişkin veriler ve tüketici güvenini ölçen endeksler umut verici değildi. Dünya genelinde yaşanan borçluluk sorunu nedeni ile kamu maliyesinde alınan tasarruf tedbirleri ile Çin in emlak fiyatlarındaki spekülasyonları dengelemek için kredi piyasalarına sıkılaştırıcı yönde müdahaleleri, global ekonominin ileriye dönük potansiyel büyümesi için tehdit oluşturuyor. 14

Büyümeye yönelik her türlü risk ise hisse senedi piyasalarında önümüzdeki dönemde daha ciddi satış baskısı oluşturabilir. Piyasa koşullarında oluşan farklılıklara göre portföydeki yatırım araçlarının ağırlığı, bir grup artarken diğeri azaltılmak suretiyle dengelenerek fonun getiri ve risk oranı kontrol altında tutulmuştur. 2010 yılının ilk üç ayında fon porföyünün ortalama %94,06 sı Yabancı Borçlanma Senetlerinde, %5,93 ü Ters Repoda ve %0,01 i BPP değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN 15

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU Bu rapor AEGON Emeklilik ve Hayat A.Ş. Esnek Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.04.2010-30.06.2010 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporunun, fonun bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak hazırlanmış bağımsız denetimden geçmiş yıllık fon bilanço ve gelir tablolarının, bağımsız denetim raporunun, bilanço tarihi itibariyle fon portföy değeri ve net varlık değeri tablolarının katılımcılara sunulması amacıyla düzenlenmiştir. Sermaye piyasasından alınan 21.04.2010 tarih ve 15/321 sayılı izin doğrultusunda fonda değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu yapılan değişikliklerle ilgili bilgilere, Şirketin merkezi, acenteleri ve www.aegon.com.tr sitesinden ulaşılabilir. FON PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER Fonun yönetim stratejisinin karşılaştırma ölçütü kullanmaya elverişli olmaması nedeniyle karşılaştırma ölçütü belirlenmemiştir. Ekonomik Program: Mali Kural Kanun Tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi ve Meclis Genel Kuruluna sunulmak üzere son aşamaya gelindi. Mali Kural, uzun vadeli bir perspektifte bütçe açığını disiplin altına alacağı ve öngörülemeyen açıkların oluşması durumunda otomatik ayarlama (harcama kısıcı/gelir artıcı) mekanizmalarını devreye sokacağı için kredibilite/kamu maliyesi açısından bir çapa görevi görebilecektir. Dolayısıyla, Türkiye nin uzun vadeli kredi görünümüne olumlu katkı yapabilecektir. Enflasyon: Yılın ilk yarısında %4.0 civarında artış gösteren TÜFE de aşağı yönlü risklerin arttığını gözlemliyoruz. Baz ve konjonktürel etkilerin yılın son çeyreğinde sonlanacak olması, gıda fiyatlarındaki düşüşün sürmesi, ekonomik aktivitenin ikinci yarıda kademe kaybetme ihtimali ve Euro krizinin sanayi üretimine olası olumsuz yasımaları enflasyonu yavaşlatacak unsurlar olarak dikkat çekmektedir. Nitekim, TCMB de Haziran PPK toplantısında global risklerin iktisadi aktivitede yol açtığı belirsizliklerin artmakta ve enflasyonun öngörülenden daha olumlu bir görünüm ortaya koymakta olduğuna dikkat çekerek Temmuz Enflasyon raporunda yıl sonu tahminlerini aşağı çekebileceğinin sinyalini verdi. Büyüme: Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde 11.7% oranında büyüyerek beklentileri karşıladı. İlk çeyrekte çift haneli rakamlara ulaşan büyüme hızının perde arkasında özel tüketim harcamalarındaki %9.6 lık artış, özel sektör yatırımlarındaki %22.1 lik sıçrama ve baz etkisi belirleyici olurken, stok yenilemesinin de hız kazanması GSYİH rakamlarına önemli katkı sağladı. Öte yandan, TUİK tarafından yayınlanan mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızının ise ilk çeyrekte geçtiğimiz yılın son çeyreğine göre sadece %0.1 oranında artarak yatay bir seyir izlediği dikkat çekti. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış ilk çeyrek büyüme hızının son derece zayıf kalması, ekonomik aktivitenin ilerleyen dönemlerde kademe kaybedebileceğine işaret etmektedir. Sabit Getirili Piyasalar: Piyasamız 2010 un Nisan ayına satıcılı başlayıp Mayıs başında %10 faizleri görse de daha sonra gelen yabancı talebiyle 2. çeyreği başladığı faiz seviyesinde bitirdi. Enflasyonun düşük çıkması ve bir önceki çeyreğe oranla büyümenin artmaması TCMB nın faiz arttırımlarını erteleyebileceği beklentisini doğurdu. Bu beklenti faize talebi beraberinde getirdi. Yurtdışında; ABD tarafında gelen datalar cesaret vericiydi, zaten USD diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kazanmaya devam etti. Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye de dahil- 16

dünyada genel olarak risk alma iştahının artmasından en iyi yararlanan piyasalar olarak, gelişmiş ülkelere oranla daha iyi performans gösterdiler. Son olarak AB ülkeleri Yunanistan da başlayan borç krizinin diğer ülkelere sıçrama endişesiyle dünya piyasalarının daha fazla yükselişini engellediler. Döviz Piyasaları: USD tüm dünya para birimlerine karşı değer kazanmaya devam ediyor. Ancak TL nin USD EUR sepet değeri 2010 ikinci çeyrekte, tekrar kriz öncesi seviyeye yaklaşıp bütün bir çeyrek boyunca aynı seviyelerde seyretti. TL nin reel değerine baktiğımızda ise neredeyse 2001 devalüasyonu seviyesine geldiğini söyleyebiliriz. Bu seviyelerin kalıcı olmasının ekonomiye ciddi zararlar verebileceği endişesiyle mümkün olmadığını, dolayısıyla önümüzdeki dönemde TL nin değer kaybetmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünülebilir. Hisse Senedi Piyasası: İMKB-100 endeksi yılın ikinci çeyreğinde düzeltme sürecinde kalarak, %3 lük bir kayba uğradı. 2010 senesinin ikinci çeyreğine damga vuran gelişme, Avrupa nın çok borçlu ülkelerinden kaynaklanan endişelerin kredi piyasalarını olumsuz yönde etkilemesi oldu. Bu ülkelerin CDS primlerinde yaşanan hızlı yükselişler, zaman zaman yaşanan borçlanma sorunları, ECB nin açıkladığı büyüklüğü 1 Trilyon Doları bulan tedbirler paketi ve bu ülkelerin açıkladığı kamu maliyesine ilişkin tasarruf tedbirleri ile kısa vadede yatıştırıldı. Yukarıda bahsi geçen bu gelişmeler, ilgili tedbirler açıklanıncaya kadar hisse senetleri piyasalarında satış baskısı yarattı. ABD, Avrupa ve Asya ülkelerinde ikinci çeyreğe ait açıklanan reel ekonomiye ilişkin veriler ve tüketici güvenini ölçen endeksler umut verici değildi. Dünya genelinde yaşanan borçluluk sorunu nedeni ile kamu maliyesinde alınan tasarruf tedbirleri ile Çin in emlak fiyatlarındaki spekülasyonları dengelemek için kredi piyasalarına sıkılaştırıcı yönde müdahaleleri, global ekonominin ileriye dönük potansiyel büyümesi için tehdit oluşturuyor. Büyümeye yönelik her türlü risk ise hisse senedi piyasalarında önümüzdeki dönemde daha ciddi satış baskısı oluşturabilir. 30.06.2010 tarihinde, Dolar kuru 1.5737 TL, Euro kuru 1.9292 TL olmuştur. IMKB 100 endeksi, ikinci çeyreği, %2,76 artışla, 54.839,46 seviyesinden kapatmış ve gösterge bono bileşik faizi %8,75 olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılı fonun tescil tarihi olan 01.01.2010 ile 31.03.2010 tarihleri arasında fon porföyünün ortalama %100 ü Ters Repoda değerlendirilmiştir. Cumhur GÜLENSOY Zeka BİRMAN 17