ISBN : 978-605-65564-3-2 1
Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ Pazar Mahallesi Necati Efendi Sokak No: 41 İlkadım/Samsun Tel : 0 362 432 06 88 Sertifika No : 18015 1. Baskı (1.000 adet) Samsun, Haziran 2015 1
Bilgehan dünyanın en sevimli çocuğuydu. Sorumluluklarını bilir, kimseye saygıda kusur etmezdi. Bu durumundan babası da çok memnundu. Çocuğunun saygılı ve efendi olması onu da mutlu ediyordu. Babası Bilgehan ın yaptıklarını takdir ediyor, ancak yeterli görmüyordu. Her zamandaha iyi şeyler yapmasını istiyordu.bu konuda sürekli olarak bal arılarını örnek veriyordu: - Oğlum bak, bal arıları ne kadar çalışkan. Sürekli üretiyorlar. Durmak nedir bilmiyorlar! - Yavrum, sen de biraz bal arılarına benzesen. Onlar hiçbir zaman çalışmaktan bıkmıyorlar - Canım oğlum, bal arıları gibi disiplinli olsan ne olur. Görmüyor musun,onlar ne kadar dikkatli ve düzenli. - Tatlı oğlum, sen de bal arıları gibi tatlısın. Keşke onlar gibi sürekli çalışsan Babasının kendisine sürekli bal arılarını örnek veriyor olması Bilgehan ı çok üzüyordu. Ancak 2 3
babasına dahiçbir şey diyemiyordu. Kendisinin olduğu gibi kabul edilmesini bekliyordu. Babası ise durmaksızın bal arılarını övüyor, Niçin onları örnek almıyorsun! diye sitemde bulunuyordu. Bilgehan ise her defasında sıkılıyor, cevap veremiyordu. Günlerden bir gün, babası Bilgehan a: Oğlum, bal arılarını birazcık örnek alsan vefazla ders çalışsan ne olur! demiş. Bunun üzerine Bilgehan: Baba, bal arıları gibi olmak istemiyorum! diye bağırmış. Babası bu çıkış karşısında öyle şaşırmış ki ne diyeceğini bilememiş. - Oğlum neden böyle diyorsun. Keşke bal arıları gibi olsan! Bak onlar ne güzel çalışıyorlar. Sürekli bal üretiyorlar. Disiplinliler ve görevlerini hiç aksatmıyorlar. Kovanlarını sürekli düzenli ve temiz tutuyorlar. Birbirlerine ve ana arılarına karşı çok saygılılar. Hiçbir zaman kuralları çiğnemiyorlar. Bal arılarıgibi olmak istemiyorumdane demek!.. Babasının bal arılarının yaşamı 4 5
konusundaki bilgisine saygı duyan Bilgehan, sesini çıkarmamış ve Haklısın babacığım! diyerek konuyu kapatmış. Babası bu karşı çıkışa hiçbir zaman anlam verememiş. Yine sırası geldiğinde Bilgehan a bal arılarını örnek vermeye devam etmiş. Bilgehan ise her defasında babasını susarak geçiştirmiş Yine bir gün Bilgehan tüm derslerini bitirip dinlenmek için çalışma odasından ayrılırken babası: - Tatlı oğlum, senin yerinde bal arıları olsaydı şimdi başka bir derse yönelir veya kitap okurdu. Sen ise bu güzel vakitlerini oyunla harcıyorsun. Beni de çok üzüyorsun. Keşke bal arılarına biraz da olsa benzeseydin! Bunun üzerine Bilgehan babasına: - Yeter artık! Anlamıyor musun baba, ben bal arıları gibi olmak istemiyorum! Bu çıkış üzerine babası büyük bir şaşkınlık geçirir. Oğlunun sesini yükselterek ve Yeter artık! diyerek karşı çıkışına bir anlam veremez. Bilgehan a dönerek: 6 7
- Canım oğlum, bu ne demek şimdi. Bana bağırdığına mı kızayım, yoksa bal arıları gibi olmak istemediğine mi? Çok üzüldüm canım oğlum! Bunun üzerine Bilgehan babasının boynuna sarılarak yanağına bir öpücük kondurdu ve kendisinden beklenmeyecek bir şekilde konuşmaya başladı. - Babacığım, sana saygısızlık yapmak istemem. Sen yıllarca bal arıları üzerine çalıştın. Bizlere bal arılarının hep güzel özelliklerinden bahsettin. Doğru da yaptın. Ancak ben bal arılarının yaşamını okuyunca daha farklı şeyler olduğunu da gördüm. - Ne gördün, canım oğlum? - Babacığım, evet,bal arıları çok çalışkan, disiplinli, temiz, görevine bağlı ve kuralları çiğnemiyorlar. Bunlar çok güzel özellikler,onlar gibi olmayı ben de isterim. -Eee, sorun nerede o zaman? - Canım babam, arıların dünyası sadece bunlardan ibaret değil ki - Başka ne var oğlum? - Babacığım, bal arılarının 8 9
anneleri yumurta atıyor değil mi? - Evet, ne var bunda? - Ama kendisi bakmıyor değil mi? - Evet oğlum. Bunda kötü olan nedir? - Babacığım, insanlarda böyle şey olur mu. Anneler çocuklarına bakmazsa ne olur onların durumu. Bal arılarının dayavrularına hep kardeşleri bakıyor, anneleri hiç bakmıyor. Ben kardeşime nasıl bakabilirim ki! Bu yanıt karşısında babası şaşırmış ve Haklısın oğlum! demekten başka bir şey çıkmamış dilinden Yıllardır hiç böyle bakmamıştı arıların dünyasına. Merakla sormuş tekrar Bilgehan a: - Başka ne var oğlum? - Babacığım sen bal arılarının dünyasında yaşlı ve sakat arıya yaşam hakkı yok demiştin, değil mi? - Evet oğlum, ne var bunda? -Olmaz olur mu babacığım? Sen ve annem yaşlansanız, sakatlansanız veya hasta olsanız benim size bakmamam mı lazım? Böyle bir şey düşünülebilir mi?ben sizi nasıl 10 11
ölüme terk ederim? Siz bana baktınız, büyüttünüz ve bu yaşlara getirdiniz? Ben size nasıl böyle davranabilirim? Bilgehan ın bu yaklaşımı babasını çok şaşırttı. Bilgehan ın böyle bir yaklaşımda bulunması beklenen bir şey değildi. Babası bu sefer biraz mahcup bir şekilde: - Canım oğlum, başka bir şey var mı peki? - Evet babacığım. Bal arıları petek gözündeki hasta yavruları da iyileştirmiyor, dışarı atarak ölüme terk ediyorlar değil mi? - Evet. Bu da mı yanlış? - Evet baba. İnsan kardeşini hasta oldu diye dışarı atıp ölüme terk eder mihiç? Babasının şaşkınlığı daha da arttı. Soru sormaya korkar hale geldi. Bu sefer Bilgehan ın kendisi konuşmaya devam etti. - Canım babam, bir de bal arılarının hiç sevmediğim bir özelliği var. Bal arıları babalarını görmeden ve tanımadan yaşamak zorundadırlar. Çünkü babaları onlar doğmadan çok önce ölmüş oluyor. Oysa ben seni tanıdığım için çok 12 13
mutluyum. Seni çok seviyorum. Hem sen her zaman benim yanımdasın ve bana bilmediğim her şeyi öğretiyorsun. Benimle oynuyorsun. Üzüntümde ve sevincimde hep yanımda oluyorsun. Oysa bal arıları bu duyguların hiçbirini yaşayamıyor. Bilgehan ın bu cevabı ise babasının tüm savunma kalelerini yıkmıştı. Ancak Bilgehan bu sefer kararlıydı. Niçin bal arısı gibi olmak istemediğini kanıtlayacaktı. Sözlerine devam etti: - Babacığım, sonbahar gelince işçi bal arıları erkek kardeşlerini,bal yiyerek kovana zarar vermesinler diye dışarı atıp açlıktan ve soğuktan ölmelerini sağlıyorlar. Öyle değil mi? Babası Bilgehan ın bu sorusuna da yanıt verecek durumda değildi. Şaşkınlığını giderip de savunacak hali kalmamıştı. Başka bir şey sormak yerine bir cevap vermeyi yeğledi ve: - Yavrum, bal arıları bir böcek sonuçta. Onlar böyle yaşamak zorundalar. Bize benzemezler Bu söz üzerine Bilgehan son noktayı koydu. 14 15
- Evet babacığım, bal arısı bir böcek! Ben de bir insan olarak, bal arısı gibi olmak istemiyorum. Ben sorumluluklarımı bilmek ve yerine getirmek istiyorum. Ben annemi ve babamı sevmek ve ne olursa olsun onlarla yaşamak istiyorum. Ben kardeşlerimle mutlu bir yaşam sürmek istiyorum. Ben yemeğimi ve herşeyimi kardeşlerimle paylaşmak istiyorum. Bu yüzden babacığım, disiplinli, çalışkan, kurallara uyan birisi olmak istiyorum. Ancak bal arısı gibi olmak istemiyorum SON... 16