44. Dönem Çalışma Programı. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası



Benzer belgeler
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası 44. Dönem Çalışma Programı. 1) Çalışma anlayışımız, ilkelerimiz, görev ve sorumluluklarımız

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 43. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI

Mevzuat Değişikliklerinin Meslek Alanımıza ve Odamıza Yansıması

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 45. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI ( )

45. Dönem Çalışma Programı ( )

İMO 44. Dönem Kurul ve Komisyonları belirlendi

Önceki dönemlerden süregelen çalışmalar ile birlikte henüz sonuçlandırılamayan çalışmaları,

MAYIS 2010 YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ!

Mevzuat Değişikliklerinin Mesleki Alanımıza ve Meslek Odamıza Yansıması

TMMOB FİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI 31. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI (TASLAK) ( )

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

DANIŞMA KURULU emo izmir şubesi 30. dönem çalışma raporu 101

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 46. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI ( )

20. ŞUBE ÇALIŞMA RAPOR ÖZETLERİ

7. dönem çalışma raporu ÜYE TOPLANTILARI. EMO Kocaeli Şubesi

20. Dönem Çalışma Raporu İçindekiler Dönem Çalışma Programı Çalışma Döneminde Örgütsel Durum ve İşleyiş...

TMMOB FĠZĠK MÜHENDĠSLERĠ ODASI

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

Doğal Afetler ve Kent Planlama

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Referans Belgesi Uygulaması Tanıtım Broşürü

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 16. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN

SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER EYLEM VE ETKİNLİKLER

DENİZLİ ŞUBE. 28 Şubat 2014 tarihinde ilk yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı yapıldı. 20 Mart 2014 te PAYEK, Jeoloi Mühendisliği

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 45. DÖNEM YÖNETİM KURULU 31 NOLU TOPLANTI KARARLARI

Bahaettin SARI. İMO Yapı Denetim Komisyon Başkanı

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI

Mesleğe ve Odanıza Hoşgeldiniz Etkinliği. LPG Sorumlu Müdürlük Eğitimi Gerçekleştirdik. Üyelerimizle Kahvaltıda Buluştuk!

ANTALYA ŞUBE TMMOB İL KOORDİNASYON KURULU SEKRETARYA SEÇİMİ YAPILDI ANTALYA İL KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI YAPILDI

Cumhuriyet Halk Partisi

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih:

EMO 44. DÖNEM DENETLEME KURULU RAPORU

MESLEK VE UZMANLIK ALANLARIMIZLA İLGİLİ ULUSAL ÖLÇEKLİ KONGRE, KURULTAY, SEMPOZYUM VE ÇALIŞTAYLAR

22. Çalışma Dönemi II. Danışma Kurulu Toplantısı Gerçekleştirildi

16. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI

SAMSUN ŞUBE tarihinde Şube Genel Kurulu ve tarihinde de seçimlerimiz gerçekleştirildi.

ŞUBE KOORDİNASYON KURULU TOPLANTILARI

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. TEMSĠLCĠLĠK ve ÜYE TOPLANTILARI

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu

TÜRKİYE DEPREM VAKFI TANITIM & DEPREM ZİRVESİ SPONSORLUK DOSYASI

Şube Günlüğü. Mayıs Haziran Temmuz - Ağustos TMMOB-EMO Diyarbakır Şubesi Haber Bülteni. Şube Günlüğü

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, Yetkin İnşaat Mühendisliği Uygulama Yönetmeliği nin [10] bazı hükümleri aşağıda belirtilmiştir;

Sosyal Medya ve Çocuk Alanında Koruyucu ve Önleyici Çalışmalar Dr. Olgun GÜNDÜZ

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DENİZLİ ŞUBESİ BÜLTENİ YIL : 1 SAYI : 3 EYLÜL

TEKNİK - MESLEKİ ETKİNLİKLER

DANIŞMA KURULU II. TOPLANTISI

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU 19 NOLU TOPLANTI KARARLARI

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI EDİRNE ŞUBESİ 8. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU

4. ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARI

16. bölüm. demokrasi mücadelesinde şubemiz

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI

bölüm 22 oda onur kurulu çalışmaları

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi KATILIMCI DEMOKRASİDE YEREL YÖNETİM-STK İŞBİRLİĞİ 1. TOPLANTI

Çalışanlarımızın büyük bir kısmı uzun yıllardır oda bünyesinde olup konularında oldukça deneyimlidirler. Mimarlar Odası çalışmalarının yalnızca

BÖLÜM 15 TMMOB ÇALIŞMALARINDA ODAMIZ

YAZILI VE GÖRSEL BASINA YANSIYANLARDAN ÖRNEKLER

1- İMO Meslekiçi Eğitim Kurulu ve Alt Organlarında Görev Alacak Kişiler;

SERBEST İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ HİZMETLERİ UYGULAMA, TESCİL, DENETİM VE BELGELENDİRME YÖNETMELİĞİ UYGULAMA ESASLARI

YAYIN BİRİMİ ÇALIŞMALARI

ULUSAL PNÖMOKONYOZ ÖNLEME EYLEM PLANI

Hastane Müdürü 8 Döner Sermaye Saymanı 8 Sağlık Müdürü 1 Baştabip 20 BALIKESİR

GEBZE BELEDİYESİ GECEKONDU VE SOSYAL KONUTLAR MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

BÖLÜM 15. TMMOB Çalışmalarında Odamız

MİMARLAR ODASI İZMİR ŞUBESİ

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Mayıs Düzce 1

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

1 PLANLAMA ALANININ GENEL TANIMI 2 PLANLAMANIN AMAÇ VE KAPSAMI

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 45. DÖNEM YÖNETİM KURULU 10 NO LU TOPLANTI KARARLARI

İstatistik ve Sicil İzleme Dairesi Başkanlığı

ÇANAKKALE NİN GELİŞME ALANLARINDA EKOLOJİK YAKLAŞIMLAR. İsmail ERTEN

TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN

JFMOBİS (JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI BİLGİ SİSTEMİ)

7. dönem çalışma raporu SOSYAL ETKİNLİKLER. EMO Kocaeli Şubesi

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MEVZUATINDA ODAMIZIN YERİ VE GÖREVLERİ

KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ

TTB nin Olağandışı Durumlarla İlgili Çalışmaları

4- ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARI

Sayı: 68 Kasım Mecidiyeköy Mah. Mecidiye Cad. No:14 Adıgüzel Çarşısı K:1 D:1 Şişli/İSTANBUL

Bilgisayar Mühendisliği

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ İNŞAAT SEKTÖRÜ TEKNİK KOMİTE TOPLANTISI TOPLANTI TUTANAĞI

VAW 56 GÜVENLİ BİR HAYAT VAR PROJESİ KADIN DOSTU KENT ÇALIŞMASI- GÖLCÜK DUVAR BOYAMA-EL BASMA FAALİYETİ RAPORU

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Şube Müdürlüğü

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Please purchase 'e-pdf Converter and Creator' on to remove this message.

MÜLK BİLİRKİŞİ SEÇİMİ

BACADER e-bülten EYLÜL 2014

Değerli meslektaşlarım,

basında odamız basında odamız Ekim 2010 Ekim 2010 Ekim / Ekim Ekim 2010 Ekim 2010

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI TEMSİLCİLİKLER YÖNETMELİĞİ

KAYIT DIŞI İSTİHDAM İLE MÜCADELE Ağustos 2017

İLETİŞİMDE TASARIM TASARIMDA İLETİŞİM KONULU ULUSLARARASI KATILIMLI SEMPOZYUM VE SERGİ GERÇEKLEŞTİ

İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ YASASI SONRASI DÖNEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN

ELEKTRİK İLETİM SİSTEMİ MÜHENDİSLERİ DERNEĞİ STRATEJİK PLANI

Planlama Kademelenmesi II

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

Mesleki Deneyim. Eğitim Bilgileri. Prof. Dr. Nurşen CANİKLİOĞLU. Profesör Marmara Üniversitesi Doçent Marmara Üniversitesi

Transkript:

sayı 244 / 1 eylül 2014 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YAYIN ORGANIDIR 44. Dönem Şubelerimizde Depreme Duyarlılık Sergisi düzenlendi 1 Eylül 2014...5 te 1 Bitlis Temsilciliğimiz yeni bürosunda hizmet verecek... 7 de Barış is yor, barışa sahip çıkıyoruz!... 7 de TMMOB, KESK, DİSK ve TTB Ezidi kampı ziyare yle ilgili rapor hazırladı... 9 da Şubelerden haberler... 11 de Çalışma Programı yayınlandı 1. Çalışma anlayışımız, ilkelerimiz, görev ve sorumluluklarımız Yönetim Kurulu, Genel Kuruldan aldığı yetki ve sorumluluğu yerine getirebilmek amacıyla programlı çalışmak, dönem içerisinde gerçekleştireceği etkinlikleri planlamak durumundadır. Başarılı bir çalışma dönemi için bu ilk şarttır ancak tek başına yeterli değildir. Kurumsal sürekliliğin sağlanması, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda örgütsel yapımızın gözden geçirilmesi, Oda-üye ilişkilerinin güne uygun düzenlenmesi, temel ilkelerimize sahip çıkılması ve aynı zamanda geliştirilmesi, mesleki kazanımların ve bilgi birikimimizin yol göstericiliğinde karşı karşıya bulunduğumuz sorunların aşılması doğrultusundaki çalışmalar Yönetim Kurulumuzun sorumluluğu altında olacaktır. TMMOB adına Odamızın yürütücülüğünü yaptığı 7. TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü 17 Ağustos 2014 Pazar günü İzmit te gerçekleştirildi. 5 te Odamız, 44. Çalışma Dönemi boyunca yapacağı faaliyetlere perspektif sunacak olan Çalışma Programı nı açıkladı. Çalışma Programı dört ana başlıkta hazırlandı. Programda Odanın ilkeleri, görev ve sorumlulukları; mesleki, idari ve örgütsel öncelikleri ile dönem boyunca yürüteceği çalışmalar yer aldı. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası 44. Dönem Çalışma Programı 43. Dönem Çalışma Programı nın temel yaklaşımının devam ettirilmesi, 43. dönemde başlayan uygulamaların tamamlanması ve geleceğe taşınması da aynı sorumluluk dahlinde değerlendirilecektir. Bundan dolayı, önceki dönemlerde ortaya konan çalışma anlayışı ve ilkeler tekrar edilmemiş, 44. Dönem Çalışma Programı, döneme uygun sorun ve konular bağlamında oluşturulmuştur. 44. Dönem Yönetim Kurulu, çalışma döneminde aşağıdaki temel ilkeleri gözetecektir 1. Oda organları ve birimlerinin bütünlüğü ve uyumuna dikkat edilecek, kolektif ve üretken bir çalışmanın gerçekleşmesi için her türlü olanak sağlanacaktır. Danışma Kurulu nun demokratik işleyişi belirleyici kılınacak, ortak karar almaya özen gösterilecektir. Alınan kararların hayata geçirilmesi için her türlü yetki kullanılacaktır. 2. Üye-Oda ilişkisinde temel ilke, üyenin Odaya sahip çıkması ve Odanın da üyenin sorunlarının çözümünde yanında olmasının sağlanmasıdır. Bu yaratılmaya çalışılacak, üyeye yönelik tüm iş ve işlemlerde kapsayıcılık ve kolaylaştırıcılık hedeflenecektir. 3. Oda birim ve organlarının, şimdiye kadar olduğu gibi tüm kişi ve kuruluşlara eşit mesafede durmasına özen gösterilecektir. 4. Birimlerin ve organların faaliyetlerinde şimdiye kadar olduğu gibi Oda yı vesayet altında bırakabilecek tarz ve ilişkilerden uzak durmasına özen gösterilecektir. 5. Başta TMMOB ve bağlı Odalar olmak üzere, diğer meslek kuruluşları, sendikalar ve demokratik kitle örgütleriyle işbirliği ve güç birliği kurmanın olanakları yaratılacak ve geliştirilecektir. Dayanışma ve paylaşım kültürünün yaygınlaştırılmasına özen gösterilecektir. Marmara Depremi ni unutmadık unutturmayacağız Marmara Depremi nin yıldönümlerinde yürüyüş düzenleyen Odamız, depremi unutmamak ve unutturmamak için bu yıl İzmit teydi.

2 1 Eylül 2014 TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası 44. Dönem Çalışma Programı 1 den 6. Meslektaşlarımızın mesleki ve toplumsal ilişkilerinde, mesleki etik kurallara uygun davranışlarının yüceltilmesi, aksine davrananlara yaptırım uygulanması için örgütsel olanaklar artırılacaktır. 7. Şubelerimizin; toplumsal sorumluluk, üye ilişkileri ve katılım, yerel yönetimler-kamu kurumları ve üniversitelerle ilişkiler, kent ve çevre sorunlarına karşı duyarlılık, çalışma ve ilgi alanlarındaki zenginlik, eğitim bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları, üyelerin mesleki davranışlarını takip, Temsilcilikleriyle ilişkiler, ortak ya da merkezi kararlara uyum, mali yapısı ve ilişkileri bağlamındaki etkinlik, hareket ve tutumları sürekli olarak izlenecektir. 8. Oda kaynaklarının kullanım önceliğinin katılım ve örgütlenmeye yönelik olmasına dikkat edilecektir. Etkinlik ve eylemlerimizde; ülkenin bağımsızlığına, toplumsal barışa, ülke kaynaklarının toplum yararına kullanılmasına demokrasi talebine, insan hak ve özgülüklerinin savunulmasına, bilimin yol göstericiliğine önem ve özen gösterilecek ve bütün birimlerimiz bu çerçevede izlenecektir. 44. Genel Kurulumuzun Yüklemiş Olduğu Görevler 1. Meslek alanımızı doğrudan ilgilendiren; yapı denetimi, İmar, kentsel dönüşüm, enerji, ulaşım, kentleşme politikaları, meslektaşlarımızın hak ve sorumlulukları, eğitim sorunları, meslek odalarının örgütlenme ve çalışma esasları gibi konular bütün yönleriyle ele alınmalı, bu konularda İMO üyeleri ve kamuoyu bilgilendirilmelidir. 2. Yapı Denetim Yasası bütün yönleriyle ele alınmalı, sorunların giderilmesi için çaba harcanmalıdır. Yapı denetiminin özünde yarı kamusal bir hizmet olması gerekliliğinden hareketle, piyasanın rekabetçi koşullarına terk edilmemesi, yapı denetiminin işlevsel kılınması, mesleki sorumluluk sigortasının ve mali sorumluluk sigortasının işletilmesi, üyelerimizin hak ve menfaatlerinin korunması için çalışmalar yapılmalıdır. 3. Yapı denetim sisteminde imzacılık olumsuz bir örnek olarak karşımızda durmaktadır. Özelikle emekli meslektaşlarımız tarafından ek gelir kaynağı gibi görülen imzacılık terk edilmeli, denetim hizmeti neticesinde elde edilecek gelir, emekli meslektaşlarımızın emeğinin karşılığı olarak görülmelidir. Yönetim Kurulumuz bu bilincin yerleştirilmesi, emekli meslektaşlarımızı imzacı olmaktan kurtaracak, emek-ücret dengesini sağlayacak bir sistem için çaba harcanmalı, uygulamaya dönük eğitimlere ağırlık verilmelidir. Kamu yatırımları ve TOKİ İnşaatları da yapı denetimi kapsamına alınması gerekliliği her fırsatta dile getirilmelidir. 4. Kentlerin yağmalanmasına, kıymetli arazilerin yandaşlara peşkeş çekilmesine parsel bazında plan tadillerinin yapılmasına, su havzalarının orman alanlarının talan edilmesine yasa - yönetmelik değişiklikleri ile ormanları önce yeşil alana çevirip sonra da planlara dahil ederek rant yaratılmasına karşı çıkılmalı, bu tür uygulamalar yargıya taşınmalıdır. 5. Genç meslektaşların Oda çalışmalarında daha katılımcı olması için genç-imo Öğrenci Üye örgütlülüğüne daha fazla destek verilmeli, gençlerin ülke gerçeklerini anlaması, yorumlaması ve sorgulamasını sağlayıcı çalışmalar yapılmalıdır. 6. Bilindiği gibi; kamu çalışanları sendika kurma hakkını 2000 li yılların başında kazanmış, ancak 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu nda toplu sözleşme değil toplu görüşme hakkı getirilmiş, grev hakkı tanınmamıştır. Bu nedenle, kamu çalışanlarının talepleri karşılık bulmamış, grev ve toplu sözleşme hakkı bulunmayan kamu çalışanları sendikaları yaptırım gücünden yoksun bırakılmıştır. Odamız, aralarında üyelerimizin de bulunduğu tüm kamu çalışanlarının grevli, toplu iş sözleşmeli sendikal hakkı kazanmasını desteklemeli, üyelerinin sendikal örgütlerde yer almasını teşvik edip desteklemelidir. 7. Odamız, ihtiyacı olan güçlü ve yeni örgütlenme modellerini ortaya çıkarmalı, meslek ve meslektaş sorunlarını ülke ve halkın sorunlarından ayırmadan yurtsever-devrimci-demokrat-antiemperyalist Oda anlayışını sürdürerek çalışmalarını planlamalı ve uygulamalıdır. 8. Demokratik bir ülkenin temel kriterlerinden biri de en temel insani hak olan ana dilde eğitimin Anayasal güvence altına alınmış olmasıdır. Bu doğrultudaki altyapı çalışmaları desteklenmelidir. 2. 44. Çalışma Dönemi öngörüleri Mesleki alanlarımıza ve Meslek Odalarına dönük saldırılar Son dönemde gerçekleştirilen mevzuat değişiklikleri ile kamu yararı anlayışı terk edilmiştir. Kamu yararını savunan TMMOB ve bağlı Odalarına dönük tasfiye girişimleri hız kazanmıştır. Son bir yıl içerisinde çıkarılan KHK ler ile önce anayasal haklarımız gasp edilmiş, dünyada örneği görülmedik şekilde meslek mensuplarına yönelik iş ve işlemler, Odalardan alınarak Bakanlık bünyesine çekilmiş, dolayısıyla TMMOB ye yönelik yapılacak müdahalenin alt yapısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Anlaşılmaktadır ki, iktidar çevrelerinin temel rahatsızlığı meslek örgütlerinin kamu çıkarını gözeten faaliyet ve yaklaşımlarıdır. Yürürlüğe giren Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve kısa zamanda yasalaşması beklenen Yapı Denetim Kanun tasarısı göstermektedir ki, kamusal alanların piyasaya açılması ve kamusal hizmetlerin ticarileştirilmesi için eksik kalan adımlar atılmaktadır. TMMOB ye bağlı Odaların yetkileri bu kanunlarla da kısıtlanmak istenmektedir. Ayrıca son dönemde çıkartılan imar ve yapı denetimi ile ilgili yönetmelikler ve genelgelerle Sicil Durum Belgesi ve Mesleki Denetim Uygulamaları kaldırılmış, siyasal iktidar Meslek Odalarının önünü fiilen kesmeye çalışmıştır. Meslek Odalarının mali ve idari açıdan denetlenmesini mümkün kılan Bakanlar Kurulu kararı, Meslek Odalarını vesayet altına alacak özellikler taşımaktadır. 44. Dönem Yönetim Kurulu nun temel görevi, İMO nun ve TMMOB nin örgütsel varlığına ve meslek alanımıza yönelik girişimlere karşı topyekûn bir savunma ve mücadele hattı oluşturmaktır. Bu çerçevede başta üyelerimiz olmak üzere kamuoyu bilgilendirilmeli, bunun için olanaklar seferber edilmeli, eylem ve etkinliklerle mühendislik mesleğinin ve Meslek Odalarının önemi anlatılmalı, ulusal ve uluslararası mesleki ve sektörel örgütlerin desteğini almak amacıyla girişimlerde bulunulmalı, TBMM de özellikle mühendis-mimar milletvekilleri nezdinde görüşmeler gerçekleştirilmelidir. Kurumsallaşma, demokratik merkeziyetçiliğin önemi Odamızın kurulduğu tarihten bu yana üye sayısı hızla artmakta, üye profili zenginleşmektedir. Örgütlenme ağı bütün bir ülkeyi kapsayacak şekilde yaygındır. Mesleki konularda sayısız bilimsel etkinlik düzenlemekte, meslek içi eğitimlere ağırlık vermektedir. Odamız önemli bir maddi ve duran kaynağa sahiptir. Aynı zamanda Odamız ülkenin demokratikleşmesi ve kamu yararı doğrultusundaki çabaların katılımcısı olmaktadır. Böylesine bir güce sahip Odamızın kurumsallaşmasının sağlanması ve geliştirilmesi 44. Dönem Yönetim Kurulu nun temel görevleri arasında bulunmalıdır. Kuşkusuz ki bir kurumun güçlenmesi, o kurumun sadece üye sayısının artmasıyla tarif edilemez. Tüm kaynakların (insan, bilgi, emek, deneyim, ekonomik güç vs.) etkin bir şekilde organize edilerek amaca yönlendirilmesi ve bu kaynakların yeniden üretilip geliştirilmesi şeklindeki bir tarif, güçlü bir kuruluş tanımı açısından yanlış olmayacaktır. Açık ki, birbirinden bağımsız otonom yapılar bir kurumun güçlenmesinde en önemli engeli teşkil eder. Ancak katılımcı ve paylaşımcı olmayan merkezi bir yapı da, güçlü ve etkili bir kurumun varlığının tartışılmasına neden olabilir. Dolayısıyla merkezi bütünlüğü koruyarak, katılımcı, paylaşımcı, bütünleştirici ve demokratik bir karar alma mekanizmasının oluşturulması, tüm kurumlar gibi, Odamız için de hayati bir konudur. Ayrıca Odamızın ulaştığı bu seviyenin neden olduğu yüksek tempolu çalışma zorunluluğu, Yönetim kurullarının ağırlaşan sorumluluklarının paylaştırılmasını da kaçınılmaz kılmaktadır. Bu tespitten yola çıkarak; iki yılda bir toplanan Genel Kurulumuz ile bu süre boyunca Genel Kurul yetkilerini kullanan Yönetim Kurulu arasında yer alacak şekilde Danışma Kurulu nun amaca dönük olarak işlevsel kılınması ve periyodik toplantılar yapması hedeflenmektedir. İmardan yapılaşmaya kadar mesleki alanlarımızdaki temel değişimler üzerine Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Siyasi iktidar, birçok ülkede denendiği gibi, afet riskli alanların dönüştürülmesi bahanesiyle pek çok farklı sektörü bünyesinde barındıran inşaat sektörüne yönelerek ekonomik dar boğazı aşmaya çalışmaktadır. Ülkemizin deprem gerçeği bahane edilerek çıkarılan yasalar, imar ve yapılaşma faaliyetlerini baştan aşağı değiştirecek özellikler içermektedir. Buna göre; kent merkezlerinden bulunan değerli arsalar, üzerindeki sağlıksız yapılar nedeniyle riskli alan ilan edilerek sermaye gruplarına devredilecek, ormanlar, kıyılar, meralar hiçbir kural tanımaksızın yapılaşmaya açılacaktır. Öte yandan hali hazırda yapılmakta olan kentsel dönüşüm uygulamaları bundan sonra yapılacak uygulamaların nasıl olacağına dair izler taşımaktadır. Şimdiye kadar gerçekleştirilmiş olan kentsel dönüşüm projelerinde; hak sahiplerinin yerlerinden edilmesi, tapu güvencesi olmayan hak sahiplerinin haklarının tanınmaması, kiracıların mağduriyetlerinin giderilmemesi, yerinden edilen vatandaşların eğitim, sağlık ve istihdam sorunlarının dikkate alınmaması, hazırlık süreçlerinin katılımcılıktan ve şeffaflıktan uzak olması, mevcut kentsel dokuyu ve kültürü yok eden sonuçlar doğurması, projelerin farklılıkları görünür kılacak şekilde sınıfsal gettolar oluşturması ve ciddi çevre tahribatlarına yol açması gibi sorunlar doğmuştur. 44. Dönem Yönetim Kurulumuz, kentsel dönüşüm projelerinin takipçisi olacak, dönüşüm uygulamalarını izleyecek, yanlış uygulamaları eleştirecek, sonuçlarını kamuoyu ile paylaşacak, kentsel dönüşüm projelerinde çalışan meslektaşlarımızı konuyla ilgili bilgilendirecektir. Yapı Denetimi Hakkında Kanun 43. Çalışma Dönemi içerisinde Yapı Denetim Yasası nda değişiklik öngören yasa tasarısı taslakları hazırlanmıştır. Anlaşılmaktadır ki önümüzdeki günlerde siyasi iktidar Yapı Denetim Yasası nı değiştirmek yönündeki çalışmalarını sürdürecektir.

Yasa tasarısı taslakları incelendiğinde, yapı üretim sürecinin sağlıklı ve işlevsel denetlenmesinden uzak olduğu, yeni sorunlu noktalar açığa çıkacağı, mühendislik mimarlık hizmetlerini yeniden düzenlemeye dönük hükümler içerdiği görülecektir. Taslak ile ülke genelinde yapılaşma sürecinde jeolojik araştırmalardan başlayarak kent planlaması, yapıların plan ve projelerinin hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesi konularındaki bütün iş ve işlemler Teknik Müşavirlik Kuruluşları nın eline bırakılmaktadır. Yapı denetimi; ister kamu, ister özel kuruluşlar tarafından yapılsın piyasanın rekabetçi koşullarına bırakılmayacak, kamu yararı gözetilerek yerine getirilecek bir hizmettir. Mevcut durumda, işveren (müteahhit) işyerini denetleyecek yapı denetim firmasını kendi belirlemekte, iki taraf arasında ücret ilişkisi kurulmakta, yapı denetim firması ücret aldığı müteahhidi denetlemektedir. Bu sistemin, denetim kavramının özüne aykırı olduğu açıktır. Yapı denetimi firması ile müteahhit firmanın birbirlerinden bağımsız hareket etmesini sağlayacak bir sistem konusunda ısrarcı olunmalıdır. Sağlıklı, dayanıklı, güvenilir yapılar üretebilmek ancak ve ancak bağımsız ve etkin bir yapı denetim sistemi ile mümkün olabilir. Oluşturulacak yapı denetim sisteminin, kim tarafından yapılırsa yapılsın, ismi ne olursa olsun faaliyet alanının sadece yapı denetimi olması önem taşımaktadır. Değişikliklerin salt Yapı Denetim Kanunu ile sınırlı olmadığı, İmar Kanunu ve Kıyı Kanunu nda da önemli değişiklikler içereceği bilinmektedir. Öngörülen değişiklikler ile kentler ve kıyılarda yeni rant alanları yaratmanın ve yağmacılığın yasal zemini oluşturulmaktadır. Müelliflerden ilgili meslek odasına üyeliğinin devam etmesi şartı aranmaması, geçmiş yıllarda meslek odalarına yönetmelikler ile verilen sicil tutma görevinin kaldırılması, şantiye şefliği hizmetlerinin tekniker, teknisyen ve teknik öğretmenlere açılması, İmar Kanunu nda planlanan değişikliklerden bazılarıdır. Tasarıda meslek odalarının görevi sadece üyelerine ceza vermeye indirgenmiştir. 44. Çalışma Döneminde İnşaat Mühendisleri Odası, ülkemizin mühendislik mimarlık alanlarındaki birikim ve deneyimini, kurumsal olarak meslek odalarını yok sayan mevzuat değişikliğine karşı mücadele etmeyi, kamuoyunun ilgisini ve dikkatini çekmeye yönelik her türlü etkinliği yapmayı hedeflemektedir. Kamu İhale Kanunu 4734 sayılı Kamu İhale Yasası ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Yasası 01.01.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Geçen zaman zarfında bu yasalar defalarca değişikliğe uğramıştır. Kuşkusuz buna koşut olarak uygulama yönetmelikleri de pek çok kez değiştirilmiştir. Bu değişiklikler sonucu, kamu ihale sisteminin temel ilkeleri ortadan kaldırılmış, mühendis ve mimarlar mağdur edilmiştir. Özellikle son dönemde İş Denetleme Belgesi oranlarında yapılan değişiklikler dikkat çekici olmuştur. 44. Çalışma Döneminde Odamız Kamu İhale Kanunu ve Yönetmeliklerle çalışmalarını sürdürecek, meslektaşlarımızı mağdur eden hükümleri yargıya taşıyacak, konunun takipçisi olacaktır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği 2014 Mayıs ayı içerisinde Soma da meydana gelen ve yüzlerce maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan iş kazası işçi sağlığı ve güvenliği konusunu bir kez daha ülke gündemine taşımıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin temel kabullerinin uygulanmaması, mevzuat eksikliği, denetim zafiyeti, kayıt dışı istihdam, kuralsız ve güvencesiz çalıştırma, taşeronlaşma gibi nedenlerle iş kazaları son yıllarda hayli artmış, çalışma yaşamının başat sorunu haline gelmiştir. Bilinmelidir ki, işçi sağlığı ve güvenliği, işyeri güvenliğinin ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması kamusal bir sorumluluktur. İşçi sağlığının ve iş güvenliğinin sağlanması doğrultusunda gerekli yasal ve idari düzenlemeleri yapmak ve alınan tedbirlerin uygulanmasını sağlamak ise hükümetin sorumluluğundadır. Ancak siyasi iktidar yaşanan iş kazalarının sonrasında kendisi dışında sorumlular bulmaktan öteye gitmemekte, sorunun çözümüne yönelik adımlar atmamaktadır. Çalışma yaşamının en sorunlu alanlarından olan işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yapılan son yasal düzenlemeler yetersizdir; çözüme katkı sunmak yerine yeni sorunlu noktaların açığa çıkmasına neden olmaktadır. Yasal düzenlemeler, iş yaşamında kilit role sahip TMMOB ve TTB devre dışı bırakacak özellikler içermektedir. Odamız, 44. çalışma döneminde, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda çalışan üyelerinin taleplerini karşılamak doğrultusunda eğitimler düzenleyecek, diğer yandan kamusal sorumluluğu gereği inşaat işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının giderilmesine yönelik teknik ve bilimsel çalışmalarını kamuoyu ile paylaşacaktır. Ulaşım politikaları ve ulaştırma yatırımları Bugün dünyada; kent içi ve kent dışı taşımacılığın birbiriyle uyumlaştırıldığı, denizyolu, havayolu, karayolu, demiryolu ve boru hatları ile yapılan taşımacılığın birlikte değerlendirildiği, taşımacılıkta oluşan taleplerin alternatifleriyle birlikte ele alındığı ve toplu taşımacılığı birincil kılan ulaşım politikalarının uygulandığı görülmektedir. Ülkemizde ise yük ve yolcu taşımacılığındaki talepler; tüm ulaşım çeşitlerini kapsamayan, toplu taşımacılığı birincil kılmayan politikaları ile çözülmeye çalışılmaktadır. Ülkemizde ulaşım politikalarında karayolu taşımacılığına ağırlık verilmesi nedeniyle yüksek yatırım maliyetleri, verimsiz yol kullanımı ve arazi kayıpları, gürültü ve çevre kirliliği meydana gelmiş; ekonomik olmayan irrasyonel yatırım kararlarıyla dengesiz ve çarpık bir ulaşım sistemi açığa çıkmıştır. Bunun simgesel örneği Boğaz Köprüleri dir. İnşaatı başlamış olan 3. Boğaz Köprüsü, İstanbul un kalan yeşil alanlarını yok etmeye namzettir. Kent trafiğini içinden çıkılmaz hale getireceği de daha önce yapılan Boğaz köprüleriyle tecrübe edilmiş bir gerçektir. Bu, salt İstanbul un değil tüm ülkenin sorunudur. Bu ve benzeri uygulamalara karşı tüm toplumsal kesimlerle ortak bir mücadele yürütülmesi önemsenmektedir. Su ve enerji politikaları Bilindiği gibi Türkiye nin enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 74 ü dışarıdan temin edilmektedir. Siyasi iktidar enerji politikalarında dışa bağımlılığı azaltma ve Türkiye nin su kaynaklarını değerlendirme söylemleriyle son yıllarda nehir tipi hidroelektrik santral (HES) yapım çalışmalarına hız vermiş bulunmaktadır. Bu çalışmaların ideolojik alt yapısı 1992 yılında Birleşmiş Milletler Su forumunda alınan Su ticari bir maldır kararına dayanmaktadır. Bu kararla suyun ve su kullanımın piyasalaştırılmasının önü açılmıştır. Sadece derelerle de sınırlı olmayan özelleştirmeler, su kullanım hakları ve alt kullanımları da içerdiğinden (suyu şişeleme, yer altı suyu, madenler, ormanlar vb.) bir bakıma bütünleşik bir şekilde tüm havzanın zenginlikleri özel sermayeye terk edilmiş olmaktadır. Gerçek bir çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan, plansız ve projesiz olarak ihale edilen ve dereler üzerinde, denetimsiz olarak inşa edilen hidroelektrik santralleri çevreyi, ekolojik sistemi, doğal ve sosyal yaşamı ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. İnşaat Mühendisleri Odası 44. Çalışma döneminde de, suyun özelleştirilmesine ve plansız, programsız ve denetimsiz şekilde HES yapılmasına karşı çıkmaya devam edecektir. 3. Mesleki, idari ve örgütsel önceliklerimiz Yetkin mühendisliğin gerekliliği Türkiye gibi deprem kuşağında bulunan bir ülkede yetkin mühendisliğe duyulan ihtiyaç sadece Odamızın değil, sistemin bütün unsurlarının hemfikir olduğu bir konudur. Yetkin mühendislik daha önceki yıllarda tartışılsa da, asıl olarak 1999 depremlerinden sonra gündeme gelmiş, ne yazık ki, siyasi erkin adım atmaması nedeniyle hayata geçememiştir. 1 Eylül 2014 3 Odamızın Yetkin mühendislikle ilgili uygulamaları kamuoyunun malumudur. Ne yazık ki bu çabalar yargı engeline takılmış, Yetkin Mühendislik Uygulama Yönetmeliği rafa kalkmıştır. Ancak yetkin mühendisliğin önemi ve gerekliliğinin ortadan kalkmadığı bir gerçektir. Özellikle mesleki denetim kanallarının kapatıldığı, mühendislik uygulamalarının niteliğine ilişkin kaygıların arttığı şu günlerde yetkin mühendisliğe duyulan ihtiyaç daha yakıcı bir hal almıştır. Odamız 44. Çalışma Döneminde de, Yetkin Mühendisliğin gerekliliğini dayanak alarak, konuyu canlı tutmaya devam edecektir. Referans Belgesi Yönetmeliği Odamızın 43. Dönem Yönetim Kurulu tarafından hazırlanarak yayımlanmak üzere Resmi Gazete ye gönderilen Referans Belgesi Yönetmeliği ne ilişkin olarak, Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 12 Şubat 2014 tarihli yazısı ile Meslek Odalarının sınıflandırma ve belgelendirme yetkisinin olmadığı gerekçesiyle Yönetmeliğin uygulanmasını engellemişti. Yönetim Kurulumuz, Bilgi ve deneyim sahibi meslek mensuplarını objektif kriterlere göre tespit edebilmek, meslektaşların rekabet gücünü arttırmak, meslektaşları mesleki donanımlarını arttırması konusunda teşvik etmek ve olanak sağlamak, verilen hizmetin niteliğini artırmak, uzmanlık ve iştigal konularına göre veri tabanı hazırlamak, toplumun, kurumların ihtiyaç duyduğu güvenilir referans kaynağı oluşturmak amacıyla düzenlenen ve asıl olarak Türkiye nin bir deprem ülkesi olmasından ve inşaat mühendisliğinin mesleğinin ihtiyaçlarından hareketle hazırlanan Referans Belgesi Yönetmeliği nin hayata geçirilebilmesi için çalışmalarını sürdürecektir. Sorunlu bir alan: Bilirkişilik hizmeti Bilirkişilik sistemi sorunlu bir noktayı işaret etmektedir. Özellikle bilirkişilik hizmetinin niteliği, bilirkişilerin çalışma koşulları adeta kangren olmuş bir konu olarak hemen her platformda dile getirilmekte, özellikle bilirkişilik müessesesinin güvenirliği ile kamuoyunda olumsuz bir algı bulunmaktadır. Mesleki bilgisi yeterli olmayan ve mesleki etik değerlere aykırı davranan bilirkişilerin varlığının bu algının oluşmasına neden olduğu açıktır. Bu alanda çok sayıda meslektaşımızın faaliyet gösterdiği bilinmektedir. Ancak, Odamız, yargının re sen atama yetkisi nedeniyle, sürece müdahil olamamakta, dolayısıyla bilirkişilik sisteminin olumsuzlukları ile mücadele etmekte etkisiz kalmaktadır. Bilirkişilik hizmeti veren bazı meslektaşlarımızın Odamıza üye dahi olmadığı düşünüldüğünde, sistemin nasıl işlediği daha net anlaşılacaktır. 8 Nisan 2012 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye Mahkemesi Adli Yargı Adalet Komisyonları Tarafından Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik sorunları kısmen giderebilecek hükümler içermektedir. Özellikle, Yönetmelik kapsamında bilirkişilik hizmeti verecek olanlara, ilgili meslek odasına kaydolma ve kayıtlı olunan meslek kuruluşunun mevzuatına göre bilirkişilik yapabilmek için uzmanlık alanını gösteren sertifika, uzmanlık belgesi, yetki belgesi ve benzerlerinin alınması zorunluluğu getirilmesi, Odamızın sürece dahil olma kanallarını açmıştır. Yönetim Kurulumuz, 44. Çalışma Dönemi içerisinde; Bilirkişilik uzmanlık alanlarında eğitim programı hazırlamayı ve eğitim notlarını yayın haline getirmeyi, Bilirkişilik uzmanlık alanlarındaki oransal dağılımı dikkate alarak meslek içi eğitim kursları aracılığıyla Yetki Belgeli Bilirkişi sayısını artırmayı, Bilirkişilerin sicillerinin tutulması, bilim ve tekniğin gereklerini yerinde getirmeyen, mesleki davranış ilkelerine uymayan bilirkişilerin tespit edilerek yaptırım uygulanması gibi konularda Adalet Bakanlığı nezdinde girişimde bulunmayı, Yine Adalet Bakanlığı nezdinde, Kamulaştırma Bilirkişiliğinde olduğu gibi bilirkişilik hizmetlerinin

4 1 Eylül 2014 diğer uzmanlık alanlarında da meslek odaları tarafından düzenlenen bilirkişi listelerinin kullanılmasının sağlanmasına yönelik girişimde bulunmayı, Bilirkişinin belirlenmesinden, bilirkişi raporların düzenlemesine kadar uygulamalara standart getirmeyi, planlamaktadır. Meslek içi eğitimin önemi Odamızın üyelerinin sicillerini tutma, Sicil Durum Belgesi düzenleme yetkisi elinden alındı. Dolayısıyla Odamız, Oda-üye ilişkisinin canlı tutulmasını sağlayacak ve aynı zamanda mesleki niteliği yükseltecek olan meslek içi eğitimlere yoğunlaşacaktır. Bugüne kadar gerçekleştirilen meslek içi eğitimlerin çıtasını yükseltmek, yelpazesini genişletmek, daha işlevsel kılmak amacıyla Oda Yönetim Kurulumuz ilgili kurulların görüş ve önerileriyle içinde bulunduğumuz çalışma dönemi için planlama yapacaktır. 44. Çalışma Dönemi içerisinde; Eğitim faaliyetlerine kurumsal işleyiş kazandırılması, Mesleğimizin uzmanlık ve hizmet alanlarına, alt disiplinlerine ilişkin eğitim programlarının hazırlanması, Meslek içi eğitim programlarında mesleki bilinç ve etik konularının da eklenmesi, Odamız dışındaki kurumlar tarafından düzenlenen eğitimlerin akredite edilmesi ve puanlandırılması, E-eğitim programlarının oluşturulması ve hayata geçirilmesi, Odamız ve Şubelerimiz tarafından düzenlenecek tüm eğitimlerin içeriğine, süresine ve ücretlerine standart getirilmesi, Yönetmelik kapsamında öngörülen Sınav ve Değerlendirme Kurulu nun oluşturulması Katılım veya başarı belgesi düzenlenmesi, konularında çalışmalar sürdürülecektir. SİM-İTB Uygulamaları mesleki denetimin vazgeçilmezidir Bilindiği gibi, Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği nde son dönemlerde yapılan değişikliklerle SİM-İTB uygulamasının önü kesilmek, Odamızın kamu adına yaptığı denetim kanalları kapatılmak istenmektedir. Odamız, mesleki denetimi, proje denetimi ile sınırlı algılamamakta ve bir bütün olarak ele almaktadır. Bütünün önemli parçası, üyelerimizin mesleki niteliğinin denetlenmesiyle doğrudan ilişkilidir. Kamu yararının korunması ve güvenli yapı üretiminin sağlanmasının asli amacı, bir taraftan proje denetimini isteğe bağlı kılarken, diğer taraftan SİM-İTB uygulaması ile üyelerin mesleki faaliyetlerinin denetiminin taviz verilemez bir öneme sahip olduğunu göstermektedir. 2006 yılında yürürlüğe giren SİM Yönetmeliği üyelerimizin mesleki gelişimi, mesleki niteliğini güvence altına almış, Odanın kamu adına üyelerini denetlemesi felsefesi üzerine oturtulmuştur. Bu bağlamda Yönetim Kurulumuz, Şube ve Temsilciliklerimizin faaliyet alanlarındaki idarelerin, yapı sahiplerinin ya da üyelerinin proje denetimi taleplerinin karşılanmasını anlamlı ve gerekli bulmakla birlikte; SİM ve İTB uygulamalarının devamlılığına önem vermektedir. 44. Çalışma Döneminde SİM-İTB uygulamaları konusundaki ısrar sürdürülecek, meslek alanımız bu çerçevede düzenlenmeye çalışılacaktır. Mali disiplin ve tasarruf tedbirleri Son dönemde gerçekleştirilen mevzuat değişikliklerinin somut sonuçlarından biri de Odamızın gelir kaynaklarının daraltılması olmuş, Odamızın mali yapısında olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Bu nedenle mali disipline sıkı sıkıya bağlılık ve tasarruf amaçlı tedbirleri uygulamak her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir. Açıkçası, içinde bulunduğumuz dönemde ekonomik sorunlar daha da artacaktır. Odamız mali ve idari yapısını bu gerçekliğe göre düzenlemek, genel olarak çalışma dönemi esaslarını bu gerçekliği gözeterek belirlemek zorundadır. Odamızın toplumsal sorumluluğunu yerine getirmeye devam etmesinin ön koşullarından biri de ekonomik sorunu en az hasarla atlatabilecek bir program hazırlamasıdır. Örgütümüzün mali disiplini ve tasarruf tedbirlerini neden-sonuç ilişkisi bağlamında değerlendireceğinden kuşku yoktur. Üye aidatlarının tahsil edilmesi Mevzuat değişikliklerinin Oda gelirlerinde önemli bir kayba yol açtığı bilinmektedir. Bu nedenle Odamızın en önemli gelir kaynağının üye aidatları olması kaçınılmazdır. Yönetim Kurulumuz, Şubelerimiz ve Temsilciliklerimizin görüşlerini alarak üye aidatlarının tahsili yönünde çalışma yapacaktır. Bu aynı zamanda üyelerin meslek odasına sahip çıkma bilincini açığa çıkartacak, dayanışma ilişkisini canlı tutacaktır. Ayrıca, şu nokta da vurgulanmalıdır: Kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarının üye aidatı, kamu alacağı niteliğinde olup, Oda ve Şube Yönetim Kurulları kamu alacağının tahsili ile yükümlü kılınmıştır. Odamızın geleceği: Öğrenci Örgütlülüğü (genç-imo) Odamızı açısından öğrenci üye örgütlülüğünün önemi yadsınamaz. Öğrenci üyeler daha okul sıralarında Odamızla tanışmakta, Oda etkinliklerine dahil olmakta, ileride karşılaşacağı mesleki sorunları bilerek mesleğe hazırlanmaktadır. Açık ki geleceğin yöneticileri öğrenci üye örgütlülüğünün bir parçası olan gençlerden oluşacaktır. Odamız 44. Çalışma Döneminde öğrenci üye örgütlenmesi üzerinde hassasiyetle duracak, gençlerin birbirini ve Odayı tanımasını sağlayacak zeminler oluşturacak, öğrenci üye sayısının artırılması doğrultusunda merkezi programlar geliştirecektir. 4. Kurul ve Komisyonlar, bilimsel-mesleki etkinlikler, yayın politikası Kurul ve Komisyonlar 44. Çalışma Döneminde oluşturulan kurul ve komisyonlar; Kurullar Afet Hazırlık ve Müdahale Kurulu Bilirkişilik Kurulu Geoteknik Kurulu İnşaat Mühendisliği Eğitimi Kurulu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu Kıyı ve Deniz Mühendisliği Kurulu Meslek İçi Eğitim Kurulu Mesleki Değerlendirme Kurulu Su Yapıları Kurulu Teknik Dergi Yayın Kurulu TMH Yayın Kurulu Ulaştırma Kurulu Komisyonlar Afet Riski Altındaki Alanlar ve Kentsel Dönüşüm Komisyonu Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu Kamu ve Özel Sektör Çalışanları Komisyonu Yapı Denetim Komisyonu Yapı Malzemeleri Komisyonu Sempozyum ve Kongreler Odamız, mesleki alanlarımıza ilişkin güncel bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığı, sorunların ve çözüm önerilerinin tartışıldığı kongre, konferans, sempozyum ve çalıştaylar düzenlemekte ve bu sayede kamuoyunu yakından ilgilendiren pek çok konuda veri elde etmektedir. Ancak bu verilerin gerek Oda çalışmalarına gerekse kamuoyuna aynı oranda yansıdığı söylenemez. Bazı etkinliklerimizin kendini tekrarlar duruma düşmesi, içeriklerinin ve varlıklarının gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Ayrıca son dönemde Oda gelirlerimizde oluşan azalma da dikkate alınarak bilimsel-mesleki etkinliklerin bütçesinin gerçekçi bir biçimde planlanması ve denk bütçe esasına göre gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. 44. Çalışma Döneminde gerçekleştirilecek ulusal ve uluslararası sempozyum ve kongreler; Beton Kongresi Deprem Mühendisliği Konferansı Kıyı Mühendisliği Sempozyumu Köprüler ve Viyadükler Sempozyumu İnşaat Mühendisliği Eğitimi Sempozyumu Ulaştırma Kongresi Kentsel Altyapı Sempozyumu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu Ulusal Çelik Yapılar Sempozyumu Yapı Denetimi Sempozyumu Su Yapıları Sempozyumu Geoteknik Sempozyumu Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu Uluslararası Kıyı Mühendisliği Sempozyumu (ICCE 2016) İnşaat Mühendisliğinde Gelişmeler Konferansı (ACE 2014) Yayın politikası Yaşadığımız ekonomik sıkıntılar ve iletişim çağının gereklilikleri Odamızın yayın politikasını yeninden gözden geçirmesini zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede, 43. Çalışma Döneminde Teknik Güç dergimizin e-dergi formatında üyelerimize ulaştırılmasına başlanmış, üyelerimiz de bu uygulamaya olumlu tepki vermiştir. 44. Çalışma Döneminde Teknik Güç ün yanı sıra Türkiye Mühendislik Haberleri (TMH) için de aynı uygulamaya geçilmesi doğrultusunda çalışmalara başlanması düşünülmektedir. TMH e-dergi formatında hem on binlerce üyeye ulaşacak hem de Odamız kayda değer ölçülerde tasarruf yapacaktır. TMH nın, Teknik Güç gibi tamamen e-dergi formatına dönüştürülmeyecek, Şube ve Temsilciliklerimize, çeşitli kurum ve kuruluşlara dağıtılmak üzere az sayıda basılması daha uygun olacaktır. Ayrıca 44. Çalışma Dönemi için belirlenecek TMH Yayın Kurulu, dergi içeriklerinin zenginleştirilmesi, dergilerin okunurluluğunun artırılması doğrultusunda çalışmalar yapacaktır. Öte yandan Şube bültenlerinde yer alması için üretilen bilimsel-teknik makaleler ile mesleki-politik makalelerin TMH da değerlendirilmesi ürünün çok sayıda üyemize ulaşmasını sağlayacak, böylelikle nitelikli yazılar hak ettiği ilgiyi görecektir. Şubelerimiz bülten formatına bağlı kalarak yayınlarını hazırlamalı, kapsamlı ve nitelikli yazılar TMH da yayımlanması için Odamıza ulaştırılmalıdır. İletişim çağının gereği: Web sitesi İletişim çağının gerekliliklerinden biri de hızdır. İletişim, hedef kitleye en hızlı ve en doğru bir şekilde ulaştığı oranda anlam kazanmaktadır. Bu bağlamda internet kullanımının yaygınlaşması, Odamızın iletişim anlayışında da köklü değişikliklere yol açmıştır. Odanın üyesine hızlı ve doğru bir şekilde ulaşmasında web sitelerinin önemi yadsınamaz. Odamızın ve şubelerimizin kurumsal web siteleri çağımız iletişim gerekliliğine uygun düzenlenmiştir. Mesleki-politik eylem ve etkinlikler, duyurular, bilgilendirmeler, mesleki tartışmalar web siteleri üzerinden gerçekleşmekte ve anında üyeyle buluşmaktadır. Geçtiğimiz çalışma dönemlerinde web sitelerine standart getirilmesi, kurumsal kimliğin tamamlayıcısı olmuştur. 44. Çalışma Döneminde web sitelerinin kullanımda karşılaşılan sorunların giderilmesi, yazılımın geliştirilmesi, Oda ve şubelerin web sitelerini daha işlevsel kullanabilmesi doğrultusunda çalışmalar gerçekleştirilecektir. Odamız, deprem tehlikesinin unutulmasına izin vermeyecektir Odamız altı yıldan bu yana Depreme Duyarlılık etkinlikleri düzenlemektedir. Deprem tehlikesinin unutulmaması ve kamu idaresinin sorumluluğunun hatırlatılması amacıyla düzenlenen etkinlikler 44. Çalışma Döneminde de devam edecek, farklı içerik ve formatta da olsa, Odamız depremi unutturmama doğrultusundaki faaliyetlerini sürdürecektir.

Marmara Depremi ni unutmadık unutturmayacağız Marmara Depremi nin yıldönümlerinde yürüyüş düzenleyen Odamız, depremi unutmamak ve unutturmamak için bu yıl İzmit teydi. TMMOB adına Odamızın yürütücülüğünü yaptığı 7. TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü 17 Ağustos 2014 Pazar günü İzmit te gerçekleştirildi. Marmara Depreminin 15. yıldönümünde düzenlenen yürüyüşe yüzlerce TMMOB üyesi ve deprem mağduru katıldı. Deprem kuşağında yer alan ülkemizde, yetkililere vatandaşlara, teknik elemanlara sorumluklarını hatırlatmak ve depremlerde hayatını kaybeden vatandaşları anmak amacıyla düzenlenen yürüyüş için TMMOB üyeleri saat 02:00 de Merkez Bankası önünde toplandı. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Odamızın Yönetim Kurulu Üyeleri, Birliğe bağlı Odaların Yönetim Kurulları, İMO Kocaeli Şubesi, İMO Sakarya Şubesi ile çok sayıda TMMOB üyesinin katıldığı yürüyüş Merkez Bankası önünden başladı ve Deprem Anıtı nda sona erdi. TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü pankartı arkasında yürüyen, döviz, meşale ve TMMOB flamaları taşıyan kitle yürüyüş boyunca İzmit uyuma, depremi unutma, Deprem öldürmez, cehalet öldürür sloganları attı. Deprem Anıtı nda İMO Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Ersan ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı birer konuşma yaptı. Nevzat Ersan, 15 yıl önce herkesi derinden yaralayan, binlerce insanın canına mal olan ve yine binlerce yurttaşı evsiz bırakan 17 Ağustos depreminin yıl dönümü nedeniyle İzmit te olduklarını belirtti. Böylesi bir acı nedeniyle bir araya geliyor olmaktan dolayı duyduğu üzüntüyü dile getiren Ersan, Her ne kadar yaşanan kayıplara çare olamasak da bundan sonra benzer acıların ve yıkımların yaşanmaması için yapacağımız çok şeyin olduğunu hatırlatmak için bugün sizlerle bir aradayız; ve elbette siyasi erke, yerel yönetimlere sorumluluklarını hatırlatmak istiyoruz dedi. Kaybettiklerimizi geri getiremeyiz ve elbette sizin yaşadığınız, hissettiğiniz acıyı aynı yoğunlukta duyamayız. Ateş düştüğü yeri daha fazla yakıyor biliyoruz diyen Ersan, doğal olaylar nedeniyle acı ve kayıp yaşıyor olmanın kabul edilemeyeceğini dile getirdi. Ersan, aynı acıların tekrarlanmaması için yedi yıldır Depreme Duyarlılık Yürüyüşleri düzenlediklerini kaydetti. Depremi felakete dönüştüren güvenli, sağlıklı ve nitelikli yapıların üretilmemesidir Nevzat Ersan, doğa olaylarının felakete dönüşmemesi için alınması gereken önlemleri de sıraladı. Ersan, güvenli, sağlıklı ve nitelikli yapıların üretilmesiyle, ayrıca işlevsel ve sağlıklı bir yapı denetim sisteminin kurulmasıyla depremlerde yaşanan kayıpların önüne geçilebileceğini kaydetti. Nevzat Ersan, Şu açık ki, yapılar gerekli mühendislik hizmetini aldığında yıkılmamakta, zarar görmemektedir. İnşaat mühendisliği her zeminde ve her şart altında güvenli yapı üretiminin mümkün olduğunu 1 Eylül 2014 5 örnekleriyle kanıtlayan bir bilim dalıdır diye konuştu. Meslek Odalarını işlevsizleştirme politikalarının yapı üretim ve denetim sürecini olumsuz etkilediğini belirten Ersan, Ne yazık ki siyasi iktidar meslek odalarını işlevsizleştirmeyi asli amaç edinmiş görünmektedir. Dikkat edilirse, siyasi iktidar tarafından son dönemde mesleki alanımızda gerçekleştirilen kayda değer değişiklikler meslek odalarıyla ilgili olanlardır. Meslek odalarını, üyelerini ve üye uygulamalarını denetlemeyecek durumda bırakmak, yapı üretim sürecini denetimsizliğe ve kaosa terk etmek anlamına gelmiştir. Siyasi iktidar adeta Türkiye nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini görmezden gelmekte, mühendislik mesleğini önemsizleştirmeye çalışmaktadır dedi. Anmada söz alan Mehmet Soğancı ise, 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen basit bir doğa olayının felakete dönüştüğünü belirtti. Soğancı konuşmasına şöyle devam etti: Depremin 15. yılında düzenlediğimiz depreme duyarlılık yürüyüşünü tamamlıyoruz. Duymayan kulaklar duysun, görmeyen gözler görsün diye buradayız. Ülkemizin yüzde 98 i deprem kuşağında yer alıyor. Depremlerin afet olarak yaşanması halkımızın yazgısı değildir. Depremin felakete dönüşmesi önlenebilir. Yeter ki yapılaşmada bilimin gereği yerine getirilsin. Konuşmaların ardından asrın felaketinde hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu. Şubelerimizde Depreme Duyarlılık Sergisi düzenlendi Marmara Depreminin 15. yıldönümünde Depreme Duyarlılık Yürüyüşü düzenleyen Odamız, şubelerde de çeşitli etkinlikler düzenledi. Şubelerde Depreme Duyarlılık Sergisi, basın açıklaması, broşür dağıtımı etkinlikleri gerçekleştirildi. Bazı şubelerimizde ise bu etkinliklere ek olarak panel ve forumlar düzenlendi; reklam panolarına depremle ilgili bilgilendirici afişler asıldı; ulusal gazetelerle dağıtılmak üzere deprem ekleri hazırlandı. Etkinlik bilgileriyle ilgili ayrıntılar şöyle: Adana Şube: Yönetim Kurulu üyeleri, Şube üyeleri ve basının katılımıyla, 15 Ağustos günü şube binasında depreme duyarlılık sergi açılışı yapıldı. Şube başkanı Nazım Biçer tarafından yapılan basın açıklamasının ardından gazetecilerin yapı stokunun mevcut durumu ve yapı denetim sistemi üzerine sordukları sorulara cevap verildi. Sergiyi ziyaret edenlere bilgilendirici deprem broşürü dağıtıldı. Sergi şube merkezinde ve temsilciliklerde bir gün süreyle açık tutuldu. Adıyaman Temsilciliği: 14 Ağustos günü Adıyaman Demokrasi Parkında sergi açılışı, basın açıklaması ve bildiri dağıtımı yapıldı. Kahramanmaraş Temsilciliği: Temsilcilik hizmet binasında 18 Ağustos günü sergi açılışı ve basın açıklaması yapıldı. Niğde Temsilciliği: Niğde Temsilciliği, tarihi bina Akmedrese de, 17 Ağustos günü duyarlılık sergisi açılışı ve basın açıklamasını gerçekleştirdi. Osmaniye Temsilciliği: Osmaniye Temsilciliği tarafından PARK328 AVM de 16 17 Ağustos günlerini kapsayan depreme duyarlılık sergisi gerçekleştirildi. Elbistan Temsilciliği: Elbistan Temsilciliği, etkinlikler kapsamında Oda merkezince hazırlanan basın açıklamasını gerçekleştirdi. Ankara Şube: Ankara Şubemiz, 17 Ağustos Depreminde hayatını kaybedenleri anmak, depremden korunma, depreme dair bilgilendirme ve farkındalık oluşturma amacıyla 17 Ağustos 2014 Pazar günü Güvenpark ta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasının ardından Güvenpark ta bilgilendirici poster ve fotoğraf sergisinin açılışı ile bilgilendirici broşür dağıtımı gerçekleştirildi. Antalya Şube: Antalya Şubemiz, 15 Ağustos 2014 tarihinde şube binasında basın açıklaması yaptı ve 14-22 Ağustos 2014 tarihleri arasında Depreme Duyarlılık Sergisi gerçekleştirdi. Burdur Temsilciliği: Burdur Temsilciliği, Burdur Belediye Binası Fuaye Salonu nda 15-17 Ağustos 2014 tarihleri arasında Depreme Duyarlılık Sergisi düzenledi. Aydın Şube: Aydın Şubemiz, Depreme Duyarlılık Sergisinin açılışını Aydın Efeler Belediyesi, Efeler Kent Konseyi ve TMMOB İKK ile ortaklaşa 18-20 Ağustos 2014 tarihleri arasında gerçekleştirdi. Aydın Şube, basın açıklamasını ise 14 Ağustos Perşembe günü şube merkezinde gerçekleştirdi. Balıkesir Şube: Şubemiz, 13-14 Ağustos 2014 tarihlerinde Yaylada AVM de saat 18.30-20.00 arasında sergi düzenledi. Bursa Şube: Bursa Şubemiz, Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi Oditoryum Sergi Alanında 15-18 Ağustos 2014 tarihleri arasında sergi düzenledi. Çanakkale Şube: Çanakkale Şubemiz, Türkan Saylan Sosyal Tesislerinde 17 Ağustos Pazar günü bir gün süreyle sergi düzenledi. Denizli Şube: Denizli Şubemiz, Forum Çamlık Alışveriş Merkezi nde 17 Ağustos 2014 Pazar günü bir günlük sergi düzenledi. Eskişehir Şube: Eskişehir Şube, kentin farklı yerlerindeki billboardlara ve tramvay duraklarındaki raketlere depremin anlatıldığı afişler astı. Ayrıca ulusal ve yerel gazetelerle birlikte 20 bin adet broşür dağıttı. Şubemiz, Oda merkezimizce hazırlanan basın açıklamasını ise 15 Ağustos 2014 tarihinde Gökkuşağı Cafe de düzenledi.

6 1 Eylül 2014 Erzurum Şube: Erzurum Şubemiz, 17 Ağustos 2014 tarihinde Yakutiye Kent Meydanında bir günlük Depreme Duyarlılık Sergisi düzenledi. Gaziantep Şube: Gaziantep Şubemiz, 17 Ağustos 2014 tarihinde Depremden korunma ve depreme dair bilgilendirme amacıyla Şehitkamil Koru Parkı nda broşür dağıtımı yaptı ve fotoğraf sergisi düzenledi. Sergi, 20 Ağustos perşembe gününe kadar açık tutuldu. Hatay Şube: Hatay Şubemiz, Depreme Duyarlılık Sergisini 16-17 Ağustos 2014 tarihlerinde şube hizmet binasında düzenledi. Basın açıklaması ise 17 Ağustos Pazar günü gerçekleştirildi. İstanbul Şube: İstanbul Şubemiz kamuoyunda deprem duyarlılığını ve bilincini oluşturmak amacıyla etkinlikler gerçekleştirdi. Silivri, Lüleburgaz, Kırklareli ve Edirne de 15-16 Ağustos 2014 tarihlerinde sergi düzenlendi. 15 Ağustos 2014 Cuma günü Kadıköy İskele Meydanı, Bakırköy Özgürlük Meydanı ve Taksim Metro Çıkışı nda deprem broşürleri dağıtıldı. Sergiler 10.00-18.00 arasında Bakırköy de Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezi Çetin Emeç Sergi Salonu nda, Silivri de Silivri Belediyesi Sergi ve Fuaye Salonu nda, Kırklareli nde İstasyon Caddesi nde, Lüleburgaz da Lüleburgaz Belediye Sergi Salonu nda, Edirne de ise Saraçlar Caddesi Merkez PTT önünde deprem fotoğrafları sergisi düzenlendi. Kadıköy de ise 16 Ağustos 2014 tarihinde Kadıköy Kent Dayanışması ve Caferağa Mahalle Dayanışması tarafından Modalıların afet toplanma alanı olarak korumaya aldıkları Moda Bostanı nda deprem fotoğrafları sergilendi ve deprem broşürleri dağıtıldı. Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu nun da katıldığı etkinlikler kapsamında deprem konulu Panel- Forum gerçekleşti. Panel-Foruma Düzce Depremzedeler Derneği (DEPDER) Başkanı Avukat Ayşegül Şenol Can ve İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe panelist olarak katıldı. Panel-Forum dan sonra Şubemiz tarafından hazırlanan 17 Ağustos 1999 Gölcük ve 23 Ekim 2011 Van depremlerini içeren barkovizyon gösterisi gerçekleştirildi. İzmir Şube: İzmir Şubemiz, 17 Ağustos deprem etkinlikleri kapsamında Depreme Duyarlılık Haftası adı altında bir dizi çalışma yürüttü. İzmir Şubenin etkinlikleri şöyle: Afiş ve pankart: Halkın yoğun yaşadığı merkez cadde ve meydanlarda büyük boy afiş ve pankartlar asıldı. Pankartlarda güvenli yapının önemine dikkat çekildi ve bütün yapıların inşaat mühendisliği hizmeti alınarak inşa edilmesi gerekliliği vurgulandı. Deprem Özel Eki: İzmir Şube, Cumhuriyet gazetesiyle birlikte 13 Ağustos 2014 Çarşamba günü Deprem Özel Eki dağıttı. Panel/forum: Etkinlikler kapsamında 14 Ağustos 2014 Perşembe günü İzmir Ticaret Odası Konferans Salonunda 1999 Marmara Depreminin 15. Yılında Yapılarımız konulu bir panel, Karabağlar İlçesi Uzundere Mahallesinde ise Afet ve Kentsel Dönüşüm üzerine bir forum gerçekleştirildi. Basın Açıklaması: İzmir Şubemiz, basın açıklamasını Şube Yönetim Kurulunun katılımıyla 12 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirdi. Meşaleli yürüyüş: TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu bileşenleri ile birlikte 18 Ağustos 2014 Pazartesi günü Kıbrıs Şehitleri Caddesi Tansaş Önünde buluşularak Gündoğdu Meydanına meşaleli bir yürüyüş gerçekleştirdi. Meşaleli yürüyüşün ardından Alsancak İskele nin önünde Afet ve Kentsel Dönüşüm adlı bir forum gerçekleştirildi. Forum, İzmir Şubemiz ve Konak Kent Konseyi tarafından düzenlendi. Stant: İzmir Şubemiz, Depreme Duyarlılık Haftası sebebiyle kent merkezlerinde 12-13 Ağustos 2014 tarihlerinde stant açtı. Stantlarda görev alan meslektaşlar, yapı stokunun durumunu anlattılar ve vatandaşların farkındalığını ölçmek amacıyla çeşitli çalışmalar yaptılar. Halkın yoğun ilgi gösterdiği stantlardan Karşıyaka standında Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, Buca standında Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina da katıldı. Kocaeli Şube: Kocaeli Şubemiz, 17 Ağustos Marmara Depremi nin 15 nci yıl dönümünde Yürüyüş Yolu nda 16-17 Ağustos 2014 tarihlerinde sergi açtı. TMMOB ye bağlı diğer Odaların da katıldığı sergiye Kızılay da destek verdi. Kocaeli Şubemiz ayrıca yürütücülüğü Oda merkezince yapılan TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşüne destek verdi. Gebze Temsilciliği: Kocaeli Şubeye bağlı İMO Gebze Temsilciliği, TMMOB a bağlı meslek odalarının Gebze temsilcilikleriyle birlikte Eskiçarşı ve Cumhuriyet Meydanı nda stant açtı. Stantta vatandaşa broşür, tişört ve ilk yardım çantası dağıtıldı. Stant görevlileri tarafından vatandaşlara deprem ile ilgili bilgilendirilme yapıldı. Konya Şube: Konya Şubemiz, 14 Ağustos Perşembe günü, şube hizmet binasında Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla basın açıklaması düzenledi. Aynı gün bir gün süreyle sergi de gerçekleştirildi. Manisa Şube: Manisa Şubemiz, 15 Ağustos 2014 tarihinde Manisa Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi Lale Fuaye alanında bir gün süreyle sergi açtı. Muğla Şube: Muğla Şubemiz, 15 Ağustos 2014 Cuma günü basın açıklaması yaptı ve bir günlük sergi düzenledi. Bodrum Temsilciliği: Bodrum Temsilcilik Yönetimi, üyeler ve Bodrum halkı, 17 Ağustos pazar günü Unutmadık Unutturmayacağız yürüyüşü yaptı. Bodrum belediyesi önünde toplanan grup Denizciler kahvesindeki meydana kadar yürüdü. Meydanda İMO Bodrum temsilcisi İlhan Özyiğit ve TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı birer konuşma yaptı. Vatandaşlar tarafından da ilgi ile izlenen konuşmalardan sonra broşür dağıtımı gerçekleştirildi. Sakarya Şube: Sakarya Şubemiz, 16 Ağustos 2014 tarihinde İMO Yönetim Kurulu Üyelerinin de katılımıyla basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı, İMO Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Ersan ve Sakarya Şube Başkanı Hüsnü Gürpınar yaptı. Şube 14-22 Ağustos 2014 tarihleri arasında sergi düzenledi. Samsun Şube: Samsun Şubemiz, 15 Ağustos 2014 Cuma günü saat 11.00 de Şube binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Sergi ise 16-18 Ağustos günleri arasında LOVELET Alışveriş Merkezi nde düzenlendi. Tekirdağ Şube: Tekirdağ Şubemiz, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve AFAD İl Müdürlüğü ile ortaklaşa etkinlik düzenledi. Tuğlalı Parkta (Üç Kemaller Meydanı) 17 Ağustos Pazar günü gerçekleştirilen etkinlikte İMO Tekirdağ Şube Başkanı Osman Taşseten, Oda merkezince hazırlanan basın açıklamasını katılımcılarla paylaştı. Depreme Duyarlılık Sergisi ise 16 ve 17 Ağustos 2014 tarihleri arasında düzenlendi. Uşak Şube: Uşak Şubemiz, 14 Ağustos 2014 tarihinde saat 18:00 de Şube toplantı salonunda üyelerinde katılımı ile basın açıklaması düzenledi. Açıklamanın ardından depreme ait görseller ve broşürler dağıtıldı. 15-17 Ağustos tarihlerinde ise Tiritoğlu Parkında üç gün süreyle Depreme Duyarlılık Sergisi düzenlendi ve broşür dağıtıldı. Van Şube: Van Şubemiz, 16 Ağustos 2014 Cumartesi günü basın açıklaması düzenledi. Aynı gün, Van Sanat sokağında, Tatvan, Muş, Ağrı ve Erciş temsilciliklerinde birer gün süreyle Depreme Duyarlılık Sergisi düzenlendi.

1 Eylül 2014 7 Bitlis Temsilciliğimiz yeni bürosunda hizmet verecek Üyelerine daha iyi koşullarda hizmet sunmak isteyen Odamız, olanakları elverdiği ölçüde şube ve temsilcilik binalarını yenilemeye devam ediyor. Odamız bu kapsamda İMO Van Şubesi ne bağlı Bitlis Temsilciliği için 2013 yılında Tatvan da satın aldığı büroyu hizmete açtı. Temsilcilik bürosu, Tatvan da 23 Ağustos 2014 Cumartesi günü düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılışa, İMO Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Ersan, İMO Van Şube Başkanı Kamuran Turgut, İMO Bitlis Temsilcisi Cengiz Şahin ve Temsilcilik Kurulu Üyeleri, Tatvan Kaymakamı Murat Erkan, Tatvan Belediye Başkanı Fettah Aksoy, Tatvan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bilal Dağdağan ve çok sayıda üye ile basın mensubu katıldı. 22 Ağustos Cuma günü yerel basınla bir araya gelen ve basının sorularını yanıtlayan Nevzat Ersan Türkiye genelinde 26 şube, 119 temsilcilikle üyelere hizmet verdiklerini belirtti. Ersan, Bitlis temsilciliğimiz için yeni bir büro aldık. Tatvan ilçe merkezinde satın aldığımız bu büroda üyelerimize daha kaliteli hizmetler vermeye çalışacağız dedi. Türkiye deki yapılar ve deprem hakkında basını bilgilendiren Ersan, Türkiye deki mevcut yapı stokunun büyük bir kısmının mühendislik hizmeti almamış veya kısmen mühendislik hizmeti almış kaçak yapılardan oluştuğunu belirtti. Nevzat Ersan, Yapı Denetim Kanunu nun bugünkü durumu ve kentsel dönüşüm hakkında da bilgilendirmede bulundu. Ersan açılım süreciyle ilgili sorulan soruya ise şöyle yanıt verdi Türkiye bu savaştan yorulmuş, yorgun düşmüştür. Ve savaşın bir an önce yerini kalıcı barışa bırakması arzulanmaktadır. Asıl soru şudur: Kadim çağlardan bu yana birlikte yaşayan Anadolu halkları barışı hak etmiyorlar mı? Hiç tartışmasız bu ülke, bu halk barışı hak ediyor. Türkiye eşit, demokratik, adil, halkların ve kültürlerin özgürce bir arada bulunduğu, sosyal adaletin sağlandığı bir ülke olmayı hak ediyor. TMH Yayın Kurulu ilk toplantısını düzenledi İMO 44. Çalışma Dönemi boyunca faaliyet yürütecek olan İMO Kurul ve Komisyonları toplantılarına başladı. TMH Yayın Kurulu ilk toplantısını 9 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirdi. Toplantıya İMO Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Ersan, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Bülent Tatlı ve Kurul Üyeleri, Yusuf Hatay Önen, Hasan Akyar ile İdris Bedirhanoğlu katıldı. Toplantıda geçtiğimiz Haziran ayında yayınlanan TMH nın 481. Sayısı; yayınlanmak üzere kurula gönderilen yazılar; TMH nın 482. sayısının planlaması ve TMH yayın ilkeleri değerlendirildi. İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu nun, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yaptığı açıklama. 31 Ağustos 2014 Barış istiyor, barışa sahip çıkıyoruz! 1 Eylül, Hitler faşizminin 1 Eylül 1939 tarihinde Polonya yı işgal rek 2. Dünya Savaşı nı başlatması nedeniyle Dünya Barış Günü olarak kutlanmaktadır. Milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine, tarihi izlerin, kültürlerin, doğanın, kentlerin yok olmasına yol açan savaşlara ede- karşı barış bilincinin oluşturulmasını amaç edinen Dünya Barış Günü bütün ülkelerde coşkuyla karşılanmaktadır. Dünya, son yüzyılda ikisi büyük olmak üzere yüzlerce savaşa tanıklık etmiş, özellikle bölgesel düzeyde devam eden savaşlar silahların susması talebini her zaman sıcak tutmuş, barış talebinin yakıcılığı etkisini hiç kaybetmemiştir. emiştir. Ne yazık ki, savaşın neden olduğu trajedi ve barış talebinin sahiciliği, yeni yıkımların ve acıların yaşanmasına engel teşkil etmemiş, savaş sorunların çözümünde geçerli bir araç olarak uygulamaya alınmıştır. Politik sorunlar, etnik ve mezhepsel farklılıklar, iktidar mücadelesi, uluslararası ölçekli gerginlikler ya savaş tehdidini gündemde tutmuş ya da bizzat çatışmaların başlamasına neden olmuştur. İster dünya ölçeğinde isterse bölgesel olsun savaşların kaynağını emperyal siyasetten ayrı düşünmek nasıl mümkün değilse, savaşa karşı çıkışın antiemperyalist bir öz taşıması gerektiğini de görmek gerekmektedir. Bugün Türkiye yi de kapsayacak şekilde, özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşananların emperyalist ülkelerin niyetlerinden bağımsız olmadığı gerçeği ile karşı karşıya bulunuyoruz. Dolasıyla bütün bölge halkları gibi, emperyalist güçlerin bölgeyi terk etmesinin barışın ilk şartı olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyoruz. Gazze de yaşanan insanlık dramı, Suriye ve Irak ta sergilenen vahşet etnik ve mezhepsel kışkırtmaların sonunun nereye varacağının örneğini oluşturmaktadır. Özellikle Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) etnik ve mezhepsel temelde soykırım uygulamakta, ne yazık ki bu, bir türlü önlenememektedir. Türkiye başta olmak üzere, emperyalist ülkelerin IŞİD le ilişkisi sorgulanmaya muhtaçtır. Bu aynı zamanda Türkiye nin bir bütün olarak komşu ülkelerle ilişkisinin sorgulanmasını zorunlu kılmaktadır. Türkiye ne yazık ki, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan gelişmelerin içine girmiş ve taraf olmuştur. Türkiye, bir taraftan emperyalist ülkelerin taşeronluğuna soyunurken, diğer taraftan yeni Osmanlıcılık hayalleriyle IŞİD, El Nusra gibi örgütlere yeşil ışık yakmış, böylelikle komşu ülkelerin iç işlerine doğrudan ya da dolaylı müdahalelerde bulunmuş, sınırlarını siyasal İslamcılara sonuna kadar açmış ve ne yazık ki bölgede şiddet eylemleriyle bir anılır olmuştur. Ve yine ne yazık ki Türkiye savaş yanlısı ve savaş kışkırtıcısı özelliği nedeniyle uluslararası kamuoyunun tepkisini toplamaktadır. Vurgulamakta fayda görüyoruz. Türkiye nin kalıcı barışa ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ihtiyaç hem 30 yıldır savaş siyasetinin belirleyici olduğu Kürt sorununda, hem de komşu ülkelerle ilişkide kendini dayatmaktadır. İnşaat Mühendisleri Odası olarak, Türkiye nin komşu ülkelerle barış temelinde ilişki geliştirmesini, Kürt sorununu demokratik, barışçı ve eşitlikçi temelde çözmesini talep ediyoruz. Türkiye son 30 yıldır devam eden savaş nedeniyle yorulmuştur; insanlar ölmüş, köylerinden yurtlarından uzaklaşmak zorunda kalmış, tarifsiz acılar yaşanmış, ekonomik kaynaklar savaşa ayrılmış, yoksulluk artmış, gerginlik yer yer toplumsal çatışma noktasına gelmiş, Kürt sorunu toplumsal travma halini almıştır. Türkiye ivedilikle bu sorununu çözmekle kalmamalı, bölgemizde savaşın değil barışın taşıyıcısı olduğunu ilan etmelidir. Türkiye nin, barışı hâlâ tesis edememiş bir ülke olmanın ayıbını daha fazla taşıyamayacağı açıktır. Açıkça bu ayıbın müsebbibi halklar değil, gelmiş geçmiş siyasi iktidarlardır. Türkiyeliler, Suriyeliler, Filistinliler, İsrailliler, Mısırlılar, Iraklılar barış içinde yaşamak istiyor. İnşaat Mühendisleri Odası olarak 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla bu gerçek talebe ve barışa sahip çıktığımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz. İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu

8 1 Eylül 2014 TMMOB, KESK, DİSK ve TTB 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle basın toplantısı düzenledi DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla 25 Ağustos 2014 tarihinde Genel-iş Sendikası nda bir basın toplantısı düzenlediler. Toplantıya; DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Başkanı Şaziye Köse, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve TTB Merkez Konsey Başkanı Bayazıt İlhan katıldı. Basın toplantısı metni şöyle: Emperyalizmin, gerici çetelerin ve iktidarın savaşına karşı Halklar Barışın Barikatını Kuruyor 54 milyon insanın öldüğü II. Dünya Savaşı nın ardından Hitler ordularının Polonya yı işgal ederek savaşı başlattığı gün olan 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak ilan edilmişti. Bugün, o savaşın üzerinden neredeyse 70 yıl geçti. Biz dünya halkları, emekçiler olarak barış gününü kutlarken dünyayı yöneten güçler savaştan, kan dökmekten, barbarlıktan vazgeçmedi. Başta bölgemiz olmak üzere tüm dünyada silahlar konuştukça kadınlar, gençler, çocuklar ve yoksullar başta olmak üzere bütün insanlık ağır bedeller ödüyor. Emperyalizmin bölgemizdeki hegemonya projeleri insanlığın üzerine çöküyor. Etnik ve dini farklılıkların, bir zenginlik değil bir çatışma nedeni haline getirilmesi üzerine kurulu emperyalist hegemonya projelerinin sonucu olarak, halkların bugünleri, gelecekleri ve bir arada yaşama umutları yok ediliyor. Filistin de, Suriye de, Irak ta, Rojava da, Şengal de, tüm Ortadoğu da insanlık kitlesel biçimlerde katledilirken, bizlerin kanın kırmızısını gördüğü yerde, birileri petrolün siyahını, doların yeşilini görüyor. Bölge halklarının insan onuruna yakışır biçimde yaşatabilecek kaynaklar insanların kanını oluk oluk akıtmak için harcanıyor. Emperyalist güç odaklarının emellerini hayata geçirmek için kullandıkları işbirlikçileri, kukla çeteleri, önce Suriye de, sonra Irak ve Rojava da ve en son Şengal de eşit, özgür ve kardeşçe bir geleceğin önüne savaştan kalın bir duvar örmeyi hedefliyor. Ezidilerin kutsal topraklarında, Şengal de kanlı katliamlar, özellikle de kadın kırımı yapılıyor. IŞİD çetesi tarafından savaş ganimeti olarak görülen kadınlar, Ortaçağ gericiliği ve zulmü ile karşı karşıya kalıyor. Şiddetin en ağır biçimlerine maruz kalıyor, pazarlarda satılan kölelere dönüştürülüyor. Yerinde yurdundan edilerek göçe zorlanan yüz binler adeta soykırımla yok edilmek isteniyor. Bugün ülkemizi yöneten AKP iktidarı ise tercihini savaştan, çatışmadan yana koymaya devam ediyor. Akan gözyaşı ve kana rağmen, Türkiye de ve Ortadoğu da ırkçı/ayrımcı/tekçi/mezhepçi bir siyasette ısrar ediyor. Halkları birbirine düşman eden, en azından birbirinden uzaklaştıran bu siyaset ile seçim kazanmak, iktidar için akan kandan, ölen insanlıktan önemli görülüyor. AKP iktidarı, Kürt Sorununda özellikle son dönmede çözüm, barış ve müzakere sürecine ilişkin yoğun mesaj ve temennilere rağmen çatışmacı dilini, barış karşıtı tutumunu sürdürüyor. Sorunu diyalog ve sağduyu ile çözmek yerine terör ve güvenlik eksenindeki yaklaşımında inat ediyor olduğu gibi, sürecin dinamitlenmesine yol açabilecek provokasyonların altına imza atmaktan geri durmuyor. Ülkedeki siyasi gelişmeler de barış için daha fazla mücadele etmemiz gerektiğine işaret ediyor: IŞİD adı verilen kanlı çeteyi hoşnutsuzluktan kaynaklanan reaksiyon olarak adlandıran Dışişleri Bakanı bu ülkenin Başbakan ı oluyor. Ne var ki Tecavüz, çocuk istismarı, kadınların köleleştirilmesi, kesilen kelleler, Türkiye yi yönetenlerce uzun süre desteklendiği ortada olan bu çetenin hoşnutsuzluğunu bir türlü gidermiyor. 15 yaşındaki Berkin Elvan ı öldürüp terörist ilan edenler, konsolosluk çalışanlarını rehin almasına rağmen bu barbarlara bir kere bile hak ettiği sıfatla hitap edemiyor. Filistin de, Gazze de her gün insanlık ölürken Türkiye nin İsrail ile askeri/siyasi/ticari ilişkilerine bile son verilmiyor. Aksine son yıllarda Türkiye, askeri malzeme de dahil olmak üzere İsrail in en önemli ticari partnerlerinden biri haline gelmiştir. Gazzeli çocukların üzerine atılan her İsrail bombasında bu topraklardan bir kuruş katkının olmasını önlemek, anlaşılan o dur ki bu hükümetin harcı değildir. İsrail den hesap sormak, yüreği Ortadoğu halkları ile atan biz işçilerin, emekçilerin, zalim ile akçeli işleri olmayanların görevidir. Bizler hiçbir zaman, hiçbir yerde katledilenin kimliğine, inancına, diline, milliyetine, derisinin rengine bakmayanlar olarak bu barbarlığa meydan okuyoruz. Bizim için Filistin Rojava dır. Rojava Gazze dir. Gazze Şengal dir. Hepsinin acısı topraklarından sürülüp gelen Ezidilerin, Türkmenlerin, Arapların, Alevilerin, Şiilerin, Hıristiyanların gözlerindeki acıdır. O acıya pasaport soranlar bizden değildir! Çünkü biz öldürülenleriz, sürgün edilenleriz, işkenceden geçirilenleriz, tecavüz edilenleriz. Çünkü biz savaşlarda bedel ödeyenleriz. Biz Ortadoğu nun yoksul, emekçi halkları olarak ırkçı/mezhepçi savaşlarda ölüme yazgılı olmadığımızı, savaşlarda bedel ödeyenler olarak halkların kardeşçe yaşayacağı, geleceğini özgürce belirleyeceği bir ülke, bir coğrafya, hatta bir dünya yaratabileceğimizi biliyoruz. Biz işçiler, biz emekçiler, biz bu coğrafyada yakıp yıkılan tüm değerleri yaratırken savaşta ve barışta ölenler/öldürülenler olarak, iktidardan ve sermayeden barış, özgürlük, eşitlik beklenmeyeceğinin farkındayız. Tüm halkların eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağı bir dünyayı kendi ellerimizle kuracağız! DİSK-KESK-TMMOB ve TTB olarak 1 Eylül Dünya Barış gününde barışı da, özgürlükleri de, haklarımızı da söke söke almak için ülkenin dört bir yanında düzenlenecek mitinglerde, yürüyüşlerde buluşacağız. Silopi den Yayladağı na kadar sınır kentlerinde (Şırnak, Mardin, Urfa, Antep, Kilis, Hatay) barış zincirleri kurarak savaş çetelerine, savaş tüccarlarına, savaş kışkırtıcılarına meydan okuyacağız! Yurdun her yerinde savaşa karşı barışın barikatını kuracağız! Gelin insanlık büyük bir sınavdan geçerken barış için, kardeşlik için, özgürlük için, eşitlik için ele ele verelim! TMMOB, KESK, DİSK ve TTB: Ortadoğu da Savaşı ve Kadın Kırımını Durduralım! 1 Eylül Dünya Barış Günü öncesi, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, Irak Şengal bölgesinde IŞİD çetelerinin saldırılarında binlerce Ezidi kadın ve çocuğun öldürülmesi ya da savaş ganimeti olarak pazarlarda köle olarak satılmasına ilişkin olarak basın toplantısı düzenledi. TTB de 22 Ağustos 2014 tarihinde düzenlenen basın toplantısına; TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Gölay Şakiroğulları, TTB Merkez Konseyi Üyesi Deniz Erdoğdu, KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, DİSK Kadın Komisyonu ndan Nevin Kızılöz katıldı. Kurumlar adına açıklamayı TTB Merkez Konseyi Üyesi Deniz Erdoğdu okudu. Basın Açıklaması metni şöyle: Ortadoğu da Savaşı ve Kadın Kırımını Durduralım! Şengal bölgesinde IŞİD çeteleri tarafından yapılan saldırılar yaklaşık bir aydır sürmektedir. Binlerce Ezidi kadın ve çocuk katledildi, göç yollarında açlık ve susuzluktan dolayı öldü. Ele geçirilenler savaş ganimeti olarak pazarlarda çarşafların içine sokulup, zincirlere bağlanıp cariye/ köle olarak satıldı. Şengal Dağı na sığınanlar ise açlık ve susuzlukla terbiye etmeye çalışılmaktadır. Çocuklar hep oyun ister, şarkılar öğrenir. Oysa yaşadıkları topraklarda mermiler, toplar, mayınlar ve tanklar dolaşıyor ve karanlığın haritası çiziliyor. Soykırım, zorla din değiştirme, katliam ve zulmün adı IŞİD denilen paravan çete olmuştur. Ortadoğu nun kadim halklarından ve inançlarından olan Ezidilik, İslam cılık adına cani çetelerce kırıma uğratılmaktadır. Çetecilerden kaçarak Şengal Dağı na sığınan Ezidi kadınlar bir ağaç gölgesi dahi bulamamakta, Rojava ya, Silopi ye canlarını atmak için 100 km lik yolu yalın ayak kat etmek zorunda kalmaktadır. Türkiye ye ulaşabilen Ezidi kadınları bekleyen kader ise küçük yaşta evlendirilmek, kuma gitmek, istemediği evliliklere zorlanmak ya da kadın tacirlerinin eline düşmek, taciz, tecavüz olabilmektedir ne yazık ki. Ya da ucuz iş gücü olarak kullanılmaktadır. Kadın bedeni ve ruhuna yapılan saldırıların en iğrenç biçimlerini uygulayanlar IŞİD çeteleri ve göz yuman malum devletlerdir. Türkiye Devleti de, masum değildir. Çünkü: AKP hükümetinin IŞİD çetelerine destek verdiği bilinmekte, zaten aksini de iddia etmemektedir. Sınırlardan ülkeye geçmeye çalışanların bir kısmına izin verilmemekte, hatta katledilmesine seyirci kalınmaktadır. Kamplarda ve dışında yaşayanlara yeterli sağlık, barınma gibi planı olmadığı gibi, istismar engellenmemektedir. Metropollerde artan ırkçılığa sessiz kalınmaktadır. Biz bu ülkede yaşayan, farklı halklar, inançlar, diller ve kültürlerden gelen kadınlar, olanların farkındayız ve erkek egemen düzene karşı mücadele içindeyiz. Gözyaşları, ağıtlar ama her şeyden önemlisi isyanımızla savaşa karşı çıkıyoruz. Bizler binlerce yıldır hüküm süren erkek egemen şiddetin sadece tanıkları ya da kurbanları değil, aynı zamanda yeni bir tarihin yaratıcıların olarak Ezidi kadınların yanında olduğumuzu söylüyoruz. Bizler; Ezidi Kürt, Hıristiyan, Şii Arap ve Türkmen, Ermeni, Keldani, binlerce yıldır kültürleri, inançları ile bu coğrafyada varolan kadim halklara saygı duyuyoruz. Son dönemde İslam cılık adına terör estiren çetelerin yok etmek istediği tüm değerlere sahip çıkıyoruz. Buradan Ortadoğu yu yeniden dizayn edenlere boyun eğmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Şimdi IŞİD çetelerini gizliden destekleyen AKP iktidarından, fırsatçı, sinsi devletlerden hesap soruyoruz. Bu savaşta payı olan başta AKP iktidarı olmak üzere tüm devletlere sesleniyoruz. Birleşmiş Milletler in de aralarında olduğu uluslararası kurumlara çağrıda bulunuyor, katliamları durdurun, savaşı bitirin diyoruz. Demokratik, özgür ve eşit bir toplum yaratmak için her dilden, kültürden, inançtan ve halktan kadınlar olarak birlikte direneceğiz ve mücadele edeceğiz. Ortadoğu da savaşlara ve kadın kırımlarına izin vermeyeceğiz. DİSK-KESK-TMMOB-TTB

1 Eylül 2014 9 TMMOB, KESK, DİSK ve TTB Ezidi kampı ziyaretiyle ilgili rapor hazırladı Şengal katliamı sonrası Silopi çadır kentinde kalan Ezidi Kürt sığınmacılara DİSK, KESK, TMMOB ve TTB heyeti tarafından 14 Ağustos 2014 tarihinde yapılan ziyarete ilişkin hazırlanan rapor 20 Ağustos 2014 tarihinde KESK Genel Merkezinde yapılan basın toplantısı ile açıklandı. Basın toplantısına DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve TTB Genel Sekreteri Dr. Özden Şener katıldı. Şengal Katliamı sonrası Silopi Çadır Kentinde kalan Ezidi Kürt sığınmacılara DİSK, KESK, TMMOB, TTB Heyeti tarafından 14 Ağustos 2014 tarihinde yapılan ziyarete ilişkin rapor Giriş: Ortadoğu da emperyalist ve hegemonik güçler, yerel gerici güçlerle kurdukları ittifaklarla halklara, inançlara ve kültürlere karşı büyük bir saldırı halindeler. Başta petrol olmak üzere bölgenin tüm kaynakları üzerinde gelişen bu paylaşım savaşında özellikle kadınlar ve çocuklar savaşın en büyük mağdurudurlar. BOP ya da farklı adlarla siyasal kılıfa büründürdükleri bu acımasız yönelim insanlığın temel değerlerini hedeflemektedir. Kapitalist sistem sinmediği, nüfuz etmediği, etkisi altına almadığı en ufak bir coğrafya parçası ve tek bir insan bırakmak istememecesine bir pervasızlık içindedir. Bu savaşın bütün acımasızlıkları Suriye de, Rojava da, Irak ta tüm halklara yönelik tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleştirilmektedir. Dünyanın dört bir tarafından getirilen uluslararası çeteci güçler, Ortadoğu daki savaşı özellikle dinsel ve inançsal mezhepler üzerinden yaymak sureti ile kitlesel katliamlara dönüştürmüş durumdadır. Bu kitlesel katliamın son örneği Şengal dir. Şengal de Ezidi halkına yönelik yapılan bu katliam Ortadoğu da yürütülen savaşın bir parçasıdır. Dolaysıyla bu katliamın ortağı, destekçisi ya da göz yumanları en az IŞİD çeteleri kadar suçludurlar. Her gün ortaya çıkan yeni belgeler IŞİD çetelerini hegemonik güçlerin bir araya getirip öne sürdüğünü, başta Suudi Arabistan, Katar yönetimleri ve AKP olmak üzere birçok gücün desteklediğini ve bazı yerel gerici güçlerin de bu planın bir parçası olduğunu kanıtlamaktadır. 2 Ağustos 2014 gece yarısı Irak ın Sincar (ya da Şengal) Dağı eteklerinde yaşayan on binlerce Ezidi Kürt, tıpkı Şii Arap ve Şii Türkmenler, Hıristiyanlar, Ermeniler gibi emperyalist ve gerici güçlerin maşası IŞİD çeteleri tarafından katledilmiştir. Katliamdan sağ kurtulanlar, evinden yalınayak, sırtlayabildiği küçük çocuğu, yaşlısıyla Şengal Dağı na kaçabilmiş, günler sonra Türkiye sınırlarına dayanmışlardır. 21 inci yüzyılda Ortadoğu nun göbeğinde, insanlık uygarlığına beşiklik yapan Mezopotamya topraklarında, Ezidi halkı şahsında bütün dünya halklarına reva görülen bu katliam politikalarını lanetliyoruz. Bunu kabul etmediğimizi, bu savaşa karşı duracağımızı, bu savaşı durduracağımızı ve katliama uğrayıp yüz binlercesi göç etmek zorunda kalan, kısmen Türkiye ye gelen ve kısmen de şu anda Kürdistan Federal Bölgesi ve Rojava sınırına geçmekte olan Ezidi halkının yanında olup destek ve dayanışmamızı sürdüreceğimizi ifade etmek istiyoruz. Ortadoğu da yürütülen savaşta Gazze ne ise Rojava ve Şengal de odur. Ortadoğu halklarının eşit ve özgür bir şekilde bir arada yaşamaları için onlarla beraber kararlı bir mücadele yürüteceğiz. Ziyaretin Amaç ve Hedefleri: DİSK, KESK, TMMOB, TTB tarafından oluşturulan heyet, IŞİD katliamlarından kurtulabilen, zorlu yol koşullarına dayanarak hayatta kalmayı başarıp Türkiye ye sığınan Ezidi Kürtlerin büyük kısmının bulunduğu Silopi çadır kentine 14 Ağustos 2014 tarihinde; sığınmacıların yaşam koşullarını ve ihtiyaçlarını yerinde görmek, olayın tanıklarıyla görüşmek, edinilecek izlenimleri kamuoyu ile paylaşmak, katliamı kınamak ve sığınmacılara her türlü temel yaşam desteğinin sunulması konusunda genel duyarlılık çağrısında bulunmak amaçları ile ziyaret gerçekleştirmiştir. Heyet Üyeleri: KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, Eğitim-Sen Merkez Basın Yayın Sekreteri Mesut Fırat, SES Genel Sekreteri Birsen Seyhan, SES Basın Yayın Sekreteri Fikret Çalağan, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr.İncilay Erdoğan, İstanbul Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Dr.Fethi Bozçalı, Mardin Tabip Odası Başkanı Dr.Kamuran Yıldırım, Şırnak Tabip Odası Başkanı Dr.Azad Karagöz. Yapılan Kurumsal Ziyaretler: Silopi Belediyesi eş başkanları Emine Esmer ve Seyfettin Aydemir ziyaret edilmiş, sığınmacıların genel durumları, yaşam koşulları hakkında bilgi alınmıştır. Çadırkent ziyareti esnasında HDP Şırnak milletvekilleri Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız Şengal katliamı sonrası yaşananları, bu amaçla yaptıkları görüşmeleri, Hükümetin IŞİD in yaptığı katliamlar karşısında sessiz kalışından duydukları rahatsızlıkları heyetimize aktardılar. Silopi Kaymakamı Suat Demirci ile makamında görüşülmüş, sığınmacıların durumu hakkında bilgi istenmiştir. Demirci, kaçak yollarla Türkiye ye giren 300 sığınmacının Silopi de okullara yerleştirildiğini, devlet imkânlarıyla ihtiyaçlarının giderildiğini, Silopi de bulunan çadır kenti kapatacaklarını, sığınmacıların Midyat ta bulunan 5000 kişilik kampa ya da isterlerse Zaho da AFAD ın kuracağı kampa yerleştirileceğini heyetimize anlattı. Ayrıca Kızılay ın bölgede hiçbir hizmet vermediğini bildirdi. Daha sonra görüştüğümüz HDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak, Midyat ın Sünni Arap nüfus nedeniyle güvenli olmadığını, Nusaybin, Batman, Viranşehir ya da Silopi de insani koşullara sahip kampların kurulmasının daha uygun olacağını bildirdi. 90 bine yakın Ezidi Kürdün de Rojava ya yerleştirildiğini, buradaki ihtiyacın oldukça fazla olduğunu, sınırın diğer tarafında yaklaşık 250 bin insanın bulunduğunu, her an binlerce sığınmacının Türkiye ye göç edebileceğini, bunun için ön hazırlıkların yapılmasının önemini anlattı. Çadır Kentin Genel Özellikleri ve Gözlemlerimiz: Silopi Belediyesi, Şırnak Tabip Odası ve KESK e bağlı sendikaların Şırnak şubeleri gibi birçok kurumun ve Silopi halkının desteğiyle kurulan, tüm ihtiyaçları karşılanan çadır kent, Silopi merkezine yaklaşık 5 km. uzaklıktadır. Bölgeye Kızılay ın hiçbir yardımının olmamasının yanında Şengallilerin sağlık hizmeti ihtiyacı da Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanmamaktadır. Sadece pasaportu olanların Sağlık Bakanlığı sağlık hizmetlerinden yararlanabildiği Silopi de, sağlık hizmetlerinin tamamı belediyeye bağlı Bişeng Halk Sağlığı na bağlı sağlık ekipleri tarafından karşılanmaktadır. IŞİD katliamlarından kaçarak Türkiye ye sığınan yaklaşık 5000 e yakın Ezidi Kürt ve Şii Türkmen in 2500 ünün Şırnak ve ilçelerine sığındığı, 500 kişinin Cizre de Cizre Belediyesi nin ihtiyaçlarını karşıladığı bir alanda, 700 kişinin Diyarbakır da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi nin her türlü ihtiyacını giderdiği 3 ayrı İnsanlık düşmanı IŞİD çetelerinin yapacakları katliamların önüne geçilmesi, yaptıklarının hesabının sorulması, katliam sonrası hayatta kalanlara her türlü insani yardım yapılması gerekir. İnsani duyarlılığı olan herkesin yardım kampanyalarına katılması gerektiğine inanıyoruz.

10 1 Eylül 2014 yerde (Sümerpark, Koşuyolu ve Bağlar spor salonları), geri kalan nüfusun ise Şırnak, Diyarbakır, Mardin bölgesinde gönüllü kişilerin evlerinde kaldığı aktarıldı. Çadır kentin nüfusunun hızla değiştiği, ilk günlerde yaklaşık 3000 kişi barınırken, birçok ailenin çevre köy ve ilçelerde yaşayan gönüllü ailelerin yanına geçtiği öğrenildi. Silopi çadır kentinde 220 si çocuk toplam 800 kişinin yaşadığı bildirildi. Sığınmacıların büyük çoğunluğunun pasaportuyla Türkiye ye geçiş yaptığı, Irak Kürdistan Bölgesinden Türkiye ye geçiş yapanların eş ve çocuklarının da bulunduğu on binlerce sığınmacının sınır kapılarında beklediği, bu durumun ayrıca bir sorun oluşturduğu anlatıldı. Heyetin yaptığı incelemeler sonucunda, özellikle sınırdan geçmek için günlerce yürümek zorunda kalan kronik hastaların ve çocukların sağlık durumunun endişe verici boyutta olduğu, salgın hastalık riskinin yüksek olduğu ve en çok ilaç ihtiyacının bulunduğu, özellikle kadın ve çocuklarda ciddi travma belirtileri gözlenmiştir. Şengalli aileler, Şengal in Arap Sünni köyleri ile çevrili olduğunu ve daha önce de zaman zaman bu kesimler tarafından inançları nedeniyle tacize maruz kaldıklarını, Iraklı askerlerin saldırıdan bir iki ay önce silahlarını bırakıp gittiklerini, silahları alıp kendilerini savunmak istediklerini; ancak peşmergelerin Şengallileri savunacağını söyleyerek silahları ellerinden aldıklarını dile getirmişlerdir. YPG nin açtığı güvenli koridor ile 150 bine yakın Şengalli nin de Rojava ya yerleştirildiği ifade edilmiştir. Ancak sınırın diğer tarafında binlerce insan daha bulunmaktadır. Burada ani bir göç potansiyeli mevcut olup buna dair devlet yetkililerinin ciddi bir ön hazırlık yapmadığı görülmüştür. Aileler yaşadıklarını şu ifadelerle anlatmışlardır: IŞİD saldırılarının olduğu gün peşmergeler bizi savunmak yerine kaçtılar. IŞİD ve Arap Sünni aşiretleri birlikte bir gece 03.00 sularında bize saldırdılar. Biz de köylerimizi bırakıp kaçmak zorunda kaldık. İki köyü zorla Müslüman yapmak istediler. Kadınlarımıza ve 8-10 yaşlarında olan kız çocuklarımıza el koydular. Kız çocuklarımızı Araplara köle olarak sattılar. 500 den fazla sayıda kaçırılan kadınların nerede ve nasıl olduklarını bilmiyoruz. Bizim boşalttığımız köylere Arap Sünnilerini yerleştirerek kutsal mekân ve sembollerimizi yıktılar. Komşu Sünni Arap köylülerinin desteğiyle evlerimiz yakıldı, tüm eşyalarımız talan edildi, kız çocuklarımız savaş ganimeti sayılarak kaçırıldı. Yaşlılarımız, gençlerimiz, kadınlarımız, hatta gebelerimiz oracıkta vahşi yöntemlerle öldürüldü. Katliamdan kaçabilenler sıcaklığın 50 derece olduğu Şengal Dağı nın yamaçlarına sığındı. Sıcağa, susuzluğa dayanamayan çocuklarımız, yaşlılarımız, hastalarımız bu kez sığındıkları dağın yamaçlarında yaşamını yitirdi. Suriye nin Rojava bölgesini kontrolü altında tutan PYD birlikleri Şengal e ulaşıp IŞİD çetelerine karşı dağın eteklerine sığınmış halkı koruma altına aldılar. Su gibi temel ihtiyaçlar karşılanınca bir nebze rahatladık. Ancak daha güvenli yaşam alanlarına gitmek için tekrar yollara düştük. Biz farklı inanca sahip olabiliriz, ama Allah a her yaptığımız duada önce Müslümanlara, Hıristiyanlara en son kendimize iyilik diliyoruz. Tüm bu katliamların sebebini anlayamıyoruz. Çadır Kentte Sağlık Hizmetleri: Sığınmacıların yeterli temiz içme ve kullanma su ihtiyaçları; 2 tonluk 15 adet metal su depolarının belediye araçları ile şehir şebeke suyu ile doldurup klorlanmasıyla sağlanmaktadır. Her gün üç öğün, iki çeşit yeterli miktarda yemeğin görevliler tarafından verildiği, yemeklerin yatılıp kalkılan yerlerde yenildiği görüldü. Yeterli olmazsa da tuvalet ve banyo ihtiyaçları için kadın ve erkeklere ayrı olmak üzere 20 adet seyyar kabinin yapıldığı, sularının aktığı, çamaşır yıkama amaçlı da kullanıldığı bildirildi. Atıkların toplandığı, çevrenin nispeten temiz olduğu, haşereler için ilaçlama yapıldığı bilgisi verildi. Çocukların oyun oynayabileceği, oyuncakların da olduğu klimayla soğutulan büyük bir çadırın kurulmuş olduğu, çocukların burada oynadığı görüldü. Silopi çadır kentinde 220 si çocuk toplam 800 kişinin yaşadığı bildirildi. Yaş grupları, cinsiyet ve risk gruplarına ilişkin verilere ulaşılamamış, kayıt sisteminin yetersiz olduğu görülmüştür. Sağlık ihtiyaçlarının Şırnak Tabip Odası ve SES öncülüğünde gönüllü sağlık ekipleri tarafından sunulmakta olduğu, bu amaçla Cizre Belediyesi ne ait arkası poliklinik ve küçük tıbbi girişimlere uygun, temel tıbbi sarf malzemeleri ve temel ilaçların olduğu araçta birinci basamak sağlık hizmetlerinin verildiği görüldü. Bu hizmetin her gün gündüz saatlerinde sunulduğu aktarıldı. Ayrıca bu gruba mensup gönüllü sağlıkçıların sığınmacıları ziyaret ederek yaş grubu, gebe, loğusa, risk grupları gibi bilgilere erişmek için çalışma yaptıkları görüldü. Sağlık Bakanlığı na ait bir şoför ve bir ATT den oluşan 112 ekibinin olduğu görüldü. Bu hizmetin her gün gece 24.00 e dek sunulduğu bildirildi. Poliklinik hizmetleri için tutulan kayıtlarda sığınmacılarda en çok ÜSYE, sırt ağrısı gibi özellik arz etmeyen tanıların yer aldığı tespit edildi. Bebek, çocuk, gebelerin ve diğer sığınmacıların bağışıklama durumlarının bilinmediği ifade edildi. TSM ekiplerince Bakanlığın rutin aşılama programı çerçevesinde çocuklara kızamık ve polio aşısı yapıldığı gönüllü hekimler tarafından aktarıldı. Temel ilaçların devlet hastanesinde yazılması halinde eczanelerden ödendiği, acil ve ikinci basamak sağlık hizmetlerinin Silopi Devlet Hastanesi nden ücretsiz karşılandığı öğrenildi. Özellikle Amoksisilin, Metronidazol, Siprofloksasin, Parasetamol, Ko-Trimaksazol, ORS, Doksisiklin gibi ilaçlara ihtiyaç olduğu ifade edildi. Tespit ve Öneriler: 1. Yaşananlar insanlık suçudur. 2. İnançları, kökenleri, mezhepleri farklı olduğu için Ezidilerin, Şii Türkmen ve Arapların, Hıristiyanların, Süryanilerin, Ermenilerin, Keldanilerin katledilmeleri karşısında tüm kurumların ve insanların en sert tepkiyi göstermesi gerekir. 3. En azından hayatta kalanlara kucak açılarak acılarını bir nebze olsun azaltmak mümkündür. 4. İnsanlık düşmanı IŞİD çetelerinin yapacakları katliamların önüne geçilmesi, yaptıklarının hesabının sorulması, katliam sonrası hayatta kalanlara her türlü insani yardım yapılması gerekir. İnsani duyarlılığı olan herkesin yardım kampanyalarına katılması gerektiğine inanıyoruz. 5. Bu amaçla Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, hükümetler, emek örgütleri, insani ve yardım kuruluşları bir an evvel harekete geçerek yeni katliamlar yaşanmasının önüne geçmelidirler. 6. Pasaportu olmayan sığınmacıların Türkiye ye girişine izin verilmemektedir. Pasaportuyla giriş yapan aile bireyleri kabul edilirken olmayanların kabul edilmemesi sınırın iki tarafında parçalanmış aileler bırakmaktadır. Türkiye nin, uluslararası sözleşmeler gereği pasaportlu olsun olmasın ölüm tehdidi altında bulunan tüm sığınmacıları ayrım yapmadan topraklarına kabul etmesi insanlık adına zorunlu bir tercih olmalıdır. 7. Sınırın diğer tarafında hala yaklaşık 250 bin insanın bulunduğu ifade edilmektedir. Her an binlerce sığınmacının Türkiye ye göç edebileceği gerçeği gözetildiğinde ön hazırlıkların yapılması önemlidir. Öncelikle sağlık, gıda benzeri yardım kampanyalarını hayata geçireceğimizi belirtiyor, iletişim içinde olduğumuz birçok uluslararası kuruluşun, Birleşmiş Milletlerin bu katliama karşı duyarlı olmasını ve müdahalede bulunup bu insanlık dramının, insanlık trajedisinin önüne geçilmesi konusunda sorumluluk almaları çağrısında bulunuyoruz. Demokratik ve insan haklarına duyarlı kamuoyunun bu süreçte üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğine olan inancımızla saygılarımızı sunuyoruz.

1 Eylül 2014 11 Şubelerden haberler İstanbul Şube İstanbul Şubemiz Üsküdar Belediye Binası ve Kongre Merkezi İnşaatı istinat duvarındaki yıkımla ilgili bilirkişi raporu hazırladı İstanbul Şubemiz, Üsküdar da yapımı devam eden Üsküdar Belediye Binası ve Kongre Merkezi inşaatının istinat duvarında meydana gelen çökme nedeniyle inceleme raporu hazırladı. İMO İstanbul Şubesi Bilirkişi Heyeti nin hazırladığı inceleme raporu şöyle: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanlığı na, Konu: Üsküdar Belediye Binası ve Kültür Merkezi İnşaatı hk. İlgi: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanlığının talebi. A-Konu: İstanbul, Üsküdar Çavuş Deresinde yapımı devam eden Üsküdar Belediyesi Belediye Binası, Kültür Merkezi ve Otopark İnşaatı devam ederken 15.08.2014 tarihinde iksa duvarlarının orta bölümleri çökmüş ve duvarın arkasında bulunan iki gecekondu yıkılmış, onun yanında bulunan iki adet iki katlı bina ile daha arkada bulunan binalar tahliye edilmiştir. Üsküdar Belediye Meclis Üyesi İnş.Müh. Nezih Küçükerden İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanlığı na müracaat ederek, bu duvarların ve duvarın arkasında bulunan konutların yerinde inceleme yapılarak risklerin tespit edilmesini istemişlerdir. B-İnceleme: İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanlığı tarafından Adem Ercan, Cüneyt Eskimumcu ve Mete Yıldız dan oluşan bir bilirkişi heyeti oluşturularak konunun yerinde incelenmesi istenmiştir. Heyet, anılan yere 18.08.2014 Pazartesi Saat 15.30 da inşaat mahalline gitmiş, inşaatın şantiye şefinden kısa bir bilgi aldıktan sonra, yıkılan ve boşaltılan bölgeye inşaatın dışından giderek incelemede bulunmuştur. Çöken iksa duvar, fore kazık ve ankrajlı sistemle yapılmıştır. Çökmeyen bölümlerin incelemesinde, iksa duvarların imalatının daha önceden yapıldığı anlaşılmaktadır. Bölgede oturan insanlarla yapılan görüşmede bu duvarların 3-4 yıl önce yapıldığını ifade etmişlerdir. İksa duvarları genellikle geçici olarak yapılmaktadır. Bunun süresi de 1-2 yıl gibi inşaat yapım süresine bağlıdır. Bu duvarlar kalıcı olarak da yapılmaktadır. Geçici iksa ile kalıcı iksa duvarlarının projelendirilmesinde farklı emniyet katsayıları kullanılmaktadır. Çöken duvarların arkasındaki zemin bir şev ile kayma meydana gelmiştir. Bu zeminin bir kısmı yumuşak bir zemindir. Ayrıca çöken duvarın arkasındaki bölgede yoğun bir yapılaşma vardır. Yağış suları bu bölgede toplanarak iksa duvarına doğru aktığı gözükmektedir. C-Sonuç ve Önerimiz: Üsküdar Belediyesi Belediye Binası, Kültür Merkezi ve Otopark İnşaatı iksa duvarlarının çökmesi ile; yıkılan iki ev duvarın çökmesi ile beraber oluşan şev nedeniyle yıkılmışlardır. Boşaltılan evlerde yeni bir toprak kayması ile risk oluşup oluşmayacağı konusu incelenmesi gereken en önemli konudur. Bu konuda karar verebilmek için konunun uzmanı olan geoteknik mühendisleri tarafından fore kazık ve ankrajlı sistem projesi ve zemin raporu birlikte incelenmeli ve verilecek karar çerçevesinde uygulama yapılmalıdır. İnceleme yapılmadan boşaltılan binaların tekrar kullanılması risk oluşturacaktır. Saygılarımızla. Adem Ercan (11611-İnş. Y. Müh.), Cüneyt Eskimumcu (40077- İnş. Müh.), Mete Yıldız (58956- İnş. Müh.) Ankara Şube Ankara da Kalecik Barajına teknik gezi Ankara Şubemiz, Kalecik Regülatörü (1-2-3) HES Projesi ve Kalecik Barajı İnşaatı Tesisleri ne DSİ. Bölge Müdürlüğü teknik elemanlarının katılımı ile teknik gezi düzenledi. 14 Ağustos 2014 Perşembe günü düzenlenen geziye yaklaşık 70 üye katıldı. DSİ 5. Bölge Müdürlüğü Barajlar ve HES Şube Müdürlüğü Baş Mühendisi Şerafettin Canaz ın eşlik ettiği teknik gezide ilk olarak Kalecik Regülatörü (1-2-3) HES Projesi ne gidildi ve Canaz ın tanıtımı ile Kalecik Regülatörü (1) HES Projesi nde teknik inceleme yapıldı. İncelemenin ardından Kalecik Barajı İnşaatı Tesislerine gidildi. Verilen yemek molasının ardından şantiye Şefi Önder Saygı barajla ilgili teknik bilgiler içeren sunum yaptı. Sunumun ardından DSİ Kontrolörü Kadri Oral, Önder Saygı ve Şerafettin Canaz ın eşliğinde baraj gövdesinde teknik inceleme ve tanıtım yapıldı. İzmir Şube İzmir de Yapısal Çelik İmalatı Teknik Gezisi İzmir Şubemiz 23 Ağustos 2014 Cumartesi günü üye ve öğrenci üyelerin katılımıyla yapısal çelik imalatı yapan bir firmaya teknik gezi düzenledi. Teknik gezide yapısal çelik üretimi aşamaları yerinde incelendi. Üretim aşamaları firma mühendisleri ve yöneticileri tarafından katılımcılara anlatıldı. Teknik gezi soru cevap bölümüyle sona erdi. Foça Belediye Başkanı ve Foça Kaymakamı nı ziyaret İzmir Şubemiz, 2-7 Eylül 2014 tarihlerinde Foça da düzenlenecek olan genç- İMO 6. Yaz Eğitim Kampı hazırlıkları kapsamında Foça Kaymakamı Niyazi Ulugölge ve Belediye Başkanı Gökhan Demirağ ı ziyaret etti. 14 Ağustos 2014 tarihinde yapılan ziyarete Oda Yönetim Kurulu Üyemiz Necati Atıcı ve yakın tarihlerde aynı alanda kamp düzenleyecek olan HKMO yöneticileri de katıldı. Ziyarette kamp programı hakkında bilgi verildi ve kampa katılım daveti iletildi. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Adına Sahibi Nevzat Ersan Yazı İşleri Müdürü Zeki ERGİNBAY Zeki ERGİNBAY (1976-1977) Bülent Tatlı Yöne m Yeri: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Neca bey Cad. No: 57 06440 Kızılay / Ankara Tel: 0.312.294 30 00 Faks: 0.312.294 30 88 E-Posta: teknikguc@imo.org.tr Web: www.imo.org.tr 1 Eylül 2014, Sayı: 244, ayda bir yayınlanır, yerel süreli yayın. ISSN: 1307-2412 Elektronik ortamda hazırlanıp üyelerine ücretsiz gönderilmektedir.