D. CÜCELOĞLU: Gönlünün Muradını Yaşamak Savaşçı Stili Gerektirir - Genç Gelişim Kişisel Gelişim



Benzer belgeler
KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

KENDİ İŞİNİZİ YAPARKEN KİMSE YANLIŞLARINIZI DÜZELTECEK CESARETE SAHİP OLAMIYOR.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Beyni geliştirmek ve zekâmızı parlatmak mümkün. Beyin, yeni bilgiler ve beyin faaliyetleri ile gelişir ve büyür.

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ANKET. Katılımcı ZORGVRAGER

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Karşındakini Var Etmenin En Zor Yolu: DİNLEMEK - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Menümüzü incelediniz mi?

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Örnek Tarot Okuması


Evliliğin Yazısız Kuralları!..

Sosyolinguistik Görüşme. 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:.

TC KİMLİK NO 1-Adı ve Soyadı. 2-Cinsiyeti. 2-Doğum yeri ve tarihi

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Kadınların Çalışma Deneyimleri

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

ISBN :

Cumhuriyet Halk Partisi

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz.

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

İntörn Mühendislik Yelpazesini Genişleteceğiz

Cumhuriyet Halk Partisi

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim sınıf Takdimci El Kitabı

Afyonkarahisar Kasımpaşa İlköğretim Okulu Yenilikçi Öğretmen Projesi

Bu kitabın sahibi:...

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

ilk yar desteklerinizle daha fazla güzel çocuğumuza ulaşıyor, çok teşekkür ediyor, selam sevgi ve saygılarımızı yolluyoruz...

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Girişimcilik Eğitimi Ders Notları

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

Otizmli Eymen 10 Okuldan Geri Çevrildi

Tarih:. Yer:. Katılımcı numarası:... Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:.

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

YARATICI OKUMA DOSYASI. En sevdiğiniz tatil kitabını anlatan bir resim çiziniz.

Seher AHRAZ (505)

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

'Yaşam, seçimler üzerine kurulu'

ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir?

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?


Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

WORLD OF LANGUAGE ACADEMY IELTS SINAVI ÖNEMLİ TAVSIYELER.

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi

DOWN SENDROMLULARDAN ANLAMLI MESAJ

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

2013 / 2014 SAYI: 5. Haftanın Bazı Başlıkları. Anne Baba Olabilme Gerçeğinde Tutarlılık Uçmak Özgürlüktür. Öğrencilerimiz Tiyatroda

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

...Bir kitap,bir mesaj!

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

MATBAACILIK OYUNCAĞI


AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

TİYATRO MAĞARA ARKADAŞLARI Ali Ahmed BÂKESİR Karakterler YUSUF HARUN MURAT

SOSYALLEŞEBİLEN ÖĞRENCİNİN İLETİŞİMİ DE GÜÇLÜ OLUYOR

KİŞİSEL "GÜÇ KİTABINIZ" Güçlenin!

G20 ZİRVESİ 13. SAYI ARALIK Kasım

Avrupa nın en cesur ülkesi Türkiye

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

Transkript:

Ben hiçbir zaman kendimi kişisel gelişim uzmanı olarak görmedim. Benim çabamı şu şekilde özetleyebilirsiniz; bireyin kendisi olmasına ve bireyin özgürlüğüne saygılı olma ortamına hizmet. Bireyin kendisini keşfetmesi çok önemli. Çünkü yaşam çok bireysel bir süreç. 17 Kasım 2007 tarihinde Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi`nde Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı Derneği yararına Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu'nun Kendi Yaşamında Varolmak' adlı konferansı vardı. Burçin İvren mucizelerim@hotmail.com 17 Kasım 2007 tarihinde Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi`nde Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı Derneği yararına Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu'nun Kendi Yaşamında Varolmak' adlı konferansı vardı. Konferanstan önce, röportaj yapma isteğim olduğu için Doğan Cüceloğlu'nun kaldığı İzmir Görme Özürlüler Kitaplığını Kurma ve Yaşatma Derneği Başkanı Gültekin Yazgan'ın evine hem dernek kurucuları ve hizmetleri adına bir tanışıklık sağlamak hem de rahat bir sohbet ortamı oluşturmak üzere davet edildim. Sohbet vesilesiyle Doğan Cüceloğlu'nun ithafen dediği gibi 'biz bilincine sahip sessiz kahramanlar' ile tanışmış, onların Avrupa standartlarında sesli ve kabartma yazılı kitaplar üreterek, Türkçe kitap okumaya ihtiyacı ve isteği olan görme özürlülerin kullanımına sunma hizmetlerine, bu uğurdaki mücadelelerine tanıklık etmiş oldum. Bu konuya özel olarak başka bir sayıda yer vereceğim için sohbet tarzında gelişen Doğan Cüceloğlu ile paylaşımımızın bir bölümünü aktarıyorum. İçerikteki samimi havanın, sayfalara da yansımasını istediğim için aradaki konuşmaları kesmeden, olduğu gibi aktarmaya dikkat ettim. B.İ.: Öğrenme, kendinizi fark etme ve yaşamdan kendinize bir anlam çıkarma süreci nasıl başladı? D.C.: Benim yaklaşımım şu; ben sürekli insanın ne olduğunu gözlemleyen bir tavır içerisinde, 1 / 5

bilimsel yönden olgunlaştıkça şunun farkına vardım ki çocuk, insan olarak doğduğunda öyle bir şekilde donatılmış potansiyel olarak doğuyor ki, bu sorduğunuz soruya 'doğarken beraber' cevabını vermeye başlıyor farkında olmadan. Yani doğarken beraber bir çocuk, ben kimim sorusunun cevabını, çevrede kendisine nasıl tepkide bulunulduğuna göre kaydediyor. Örneğin, ağladığı zaman çevresinde birileri 'şşş' mi diyor, ya da 'ne oldu tatlım' diye mi konuşuluyor? Böylelikle çocuk 'ben sevilecek kabul edilecek birisiyim' ya da 'istenmeyen birisiyim' yönüne doğru gitmeye başlıyor. Ben okuma-yazması olmayan ama Türk anasının aşina sevecenliği içinde sevgiye doymuş bir çocuk olarak büyüdüm. Ama annem ben 10 yaşındayken öldü. Bu ölüm 'yaşam ne, ölüm ne, yalnızlık ne?' konusunda bana doğrudan izlenimler verdi. Esas farkında oluşum o zaman başladı ve şimdi baktığım zaman görüyorum, müthiş bir kaygı ve korku içerisinde, yani 'babam da ölebilir, herkes ölebilir, yapayalnız kalabilirim' duygusu içerisinde ben şöyle bir yol izlemişim: Senin hayatta kalabilmem için, insanların seni sevmesi lazım. Onun için senin ne istediğin önemli değil, onların ne istediği önemli. Yani herkesi memnun etmek üzerine kurulu bir hayat felsefesi Bunu fark etmem doktora programından sonra oldu benim. 1976-77 yıllarında Amerika'ya gitmiştim. Orada iletişim gruplarına katıldım. Birisi dedi ki, 'Sen herkesi memnun etmeye çalışan bir insansın ama farkında değilsin.' Ve o zaman başkası da öyle düşünüyor mu dedim bu grupta? Evet, seni seviyoruz ama hayatına yazık oluyor dediler. Ve oradan bir yolculuk başladı. Bu süreç beni kendim de dahil olmak üzere insanların iç dünyasını gözlemlemeye, bu iç dünya davranışlarına nasıl yansıyor onu anlamaya ve böylelikle yazarlığa doğru götürdü. B.İ.: On yaşındayken annenizin vefat ettiğini söylediniz ya, bu, bir açıdan bir çocuk için çok kötü bir durum ama bir açıdan da şu anki konumuzun başlangıcı oraya ait. O yüzden aslında hayatta bir sebep-sonuç ilişkisi de var, değil mi? D.C.: Haklısın ve böyle düşününce de halkın şu sözü anlamlı geliyor: 'Allah'ın her işinde bir hayır vardır.' Yeter ki sen yaşamını dürüstçe, içindeki koşullar ne ise hakkını vererek yaşa hadisesi B.İ.:Psikoloji üzerine eğitim aldınız. Türkiye'de bireysel gelişim anlamında yazılmış kitapların en kaliteli öncülerinden birisiniz. Siz psikoloji alanını farklı bir pozisyona ulaştırdığınıza inanıyor musunuz? D.C.: Psikoloji dendiği zaman Türkiye'de genelde akla hemen klinik psikoloji geliyor. Psikolojinin esasında 8 büyük alanı var. Bunlardan bir tanesi klinik psikoloji. Ben bir psikoloğum ama benim alanım iletişim psikolojisi. İnsanlar arasındaki ilişkilere bakan biriyim. Kişinin sağlıklı ya da sağlıksız olmasının temel kaynağı; onun ilişkiler ağı içerisinde sağlığı. Ben hiçbir zaman kendimi kişisel gelişim uzmanı olarak görmedim. Benim çabamı şu şekilde özetleyebilirsiniz; bireyin kendisi olmasına ve bireyin özgürlüğüne saygılı olma ortamına hizmet. Bireyin kendisini keşfetmesi çok önemli. Çünkü yaşam çok bireysel bir süreç. Herkesin içinde doğmuş ve bu şekilde ölmüş olabilirsiniz ama yaşamınız bireysel, içinizde oluşan mutluluk ya da mutsuzluk 2 / 5

duygusu bireysel bir hadise. Kaynakları dışarıda ama yaşamınız bireysel. Böyle olunca benim adımlarım; - Senin bu evrende kendi başına bir yolculuğunun olduğunun farkına var. - Kendi başına bireysel bir yolculukta neyi gerçekleştirmek istediğinin farkına var. - Gerçekleştirmek istediğin bu yolculuk senin gönlünün yolculuğu mu, senden beklenilen şey mi? "İşte annem-babam bekledi, şundan dolayı şunu oldum. Esasında şunu seviyordum ama bunun maddi olanakları daha güzeldi " Bu durumdaki yaşamlara sahiplenilmiş yaşamlar, kiralık yaşamlar diyebiliriz. Anneme kiraya verdim yaşamımı o oturuyor, babam oturuyor, dedem oturuyor. İşte şu ideolojiye kiraya verdim yaşamımı, o ideoloji beni yönetiyor. İşte ben bunun farkına varılmasına taraftarıyım. Bütün yaptığım, bu farkına varılma hadisesi. Ve hiçbir zaman kişisel gelişimin reçeteler ile olabileceğini sanmıyorum. Mesela; 'gerçekten dinleyin, vereceğiniz cevabı düşünmeden can kulağı ile dinleyin' reçetesini ele alalım. Önce neden dinlemediğini keşfetmen lazım. Çünkü birisi zorla oraya getirtilmişse, konuşulan konu ona hitap etmiyorsa, ilgisini çekmiyorsa 'dinle' demekle bir şey olmaz. O bakımdan, benim yaklaşımım bu tip kişisel gelişime uymaz. Benimki; - önce anla, - kendin olabilme cesaretini nereden bulabilirsin, araştır yaklaşımına dayalı. Kendin olma cesaretini bulmadan gerisi hep lafta kalır. O bakımdan bireyin bir önemi yoksa toplumda, ait olmak çok baskınsa, kişisel gelişimin olması etkisiz kalır. Örneklersem, kimliğim benim değil ki, kiralık. O zaman hepsi -mış gibi oluyor. 'Mış Gibi Yaşamlar' adlı kitabımda bunlardan bahsettim. B.İ.: Türk toplum yapısındaki çocuğu yetiştirme tarzı, bence bireysel gelişim bilgilerine göre ters. Çökük bir çocuk alıyoruz, kendini topluma kabul ettirmeye çalışan, azarlanan, sevilmediğini hisseden bir çocuk Bu çocuk daha sonra, kişilik gelişimi evresinde sorunlar yaşıyor. Türk toplumundaki çocuk yetiştirme tarzında bana göre yanlış olan, ama artık bir parçası olduğumuz bu aile eğitimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Kesinlikle hemfikirim. Ana-baba bunu yaparken kötü niyetli değil. Onun da bildiği bu. Çocuğunun bireyselliğini çalarken, çaldığının farkında değil. Ben buna kalıplama modeller diyorum. Sevdiğinden dolayı bunu yapıyor ama. Onun için yeni bir slogan geliştirdim. Önce saygı, saygının olmadığı yerde sevgi yoktur. Bir kitap tamamladım, zannedersem Ocak 15'e doğru çıkacak. Korku Kültürü adında 'Mış Gibi Yaşamlar'dan sonra yazılmış olan ve devamı niteliğinde bir kitap. 3 kişi ile sohbet içinde oluşturuyorum bu kitabı. Oğlum Timur, Öğretmen Arif Bey ve ben. B.İ.: Çok güzel. İsminden tahmin edebiliyorum içeriğini. Sevilmeme korkusu, reddedilme korkusu, kabul edilmeme korkusunu mu anlatıyor? D.C.: Korku kültüründe korkulacak bir otorite vardır. O otorite, çocuğun ne olması gerektiğine 3 / 5

karar verir. Çocuğun kim olduğu değil, ne olması gerektiği önemlidir. O zaman çocuk, kim olduğuyla ilgilenilmediğinde, kendinden bir yabancılaşma ve iç yalnızlığa düşer. Kitapta bir pasaj var, diyor ki: "Yaşamlarımız niye şevkli değil?" Şöyle bir cevap geliyor: "Hapishanelere git. Ay ne güzel hapishane diyen bir mahpus göremezsin. Ve hiç kimse hapishanedeki hayatımı mükemmel yapacağım, mükemmel bir mahpus olacağım diye güdülenmemiştir." Korku kültüründe yetişen insanların da coşkusu bu nedenle yoktur. Örneğin; kişi makine mühendisi çıkıyor, okulunun birincisi olarak mezun oluyor ve mezun olduğu gün, diploması verildiği gün, ağlıyor ve diyor ki; "Ömrümün geri kalan hapishanesine bugün kesinlikle adım attım." Neden diye sorduklarında, "İstemedim ben bu mesleği" diyor. "Babamı memnun etmek için. Ve bir daha da meslek seçme fırsatı elime geçmeyecek." Şimdi sen gel, bu insanı bu kişisel gelişim sözleriyle mutlu ettir! Ondan dolayı kişisel gelişim uzmanı olarak algılanmak istemiyorum. Ben bu konudaki en güzel fikirlerimi 'Savaşçı' kitabımda yazdım. Bir insanın hayatında her an için gözlemleyen bilinci vardır. Mesela şimdi sen geldin, burada oturuyorsun, hayatının bir parçası. Sana şu soruyu soracağım. Yüzde kaç buradasın, şimdi şu anda? B.İ.: % 90 Peki bu işi sevmesen, başka birisi seni zorla göndermiş olsaydı, mecburiyetten dolayı röportaj yapacak olsaydın, bu derece yüksek olur muydu? B.İ.: Hayır olmazdı. Maksimum %40 olurdu. O da yazı hazırlamak zorunda olduğum için Gereklilikten kaynaklanan bir durum. D.C.: Ne beni anlamakta zorluk çektin, ne de hesaplamakta... Pat diye söyledin. Şimdi bir gün bittiği zaman içimizdeki o muhasebeci gözlemleyen bilinç, bakarsan eğer üç saniye versen yeter. Bugün ne kadar hayatımdaydım, ne kadar kendi hayatımı yaşadım dersen gözlemleyen bilinç sana o ortalama rakamı verir. Haftanın sonunda sor. Yılın sonunda sor. Ömrünün sonunda sor. Ömrün sonuna doğru içindeki muhasebeci diyor ki; 'Alo, çok zaman kalmadı, kalbin teklemeye başladı, sağlığın gidiyor, saçlarına ak düştü, nefesin kesiliyor artık sen merdivenleri çıkarken. Ne zaman sen kendi hayatını yaşamaya başlayacaksın?' İşte o zaman insanların yüzleri asılmaya başlıyor. Yollarda görürsün, yaşanmamış yaşamlar Eric Fromm diyor ki; "Dünyadaki bütün kötülüklerin ve savaşların kaynağı, yaşanmamış yaşamlardır." O nedenle, gönlünün muradını yaşayabilmek savaşçı stili gerektirir. Kendin olabilme cesareti gerektirir. B.İ.: Kendimden biliyorum, mücadele gerektirir. Sizin bir kitabınız vardı 'İçimizdeki Çocuk' diye. Oradan bahsettiğinize göre, içimizdeki çocuk ile konuşmamız ve sevgi alışverişi yapmamız gerekiyor. Ben 15-16 yaşlarımdayken kendi başıma bir odaya gider, kitabınızda bahsettiğiniz çalışmaları yapmak için kağıt-kalem alır, kendimle konuşur ve bunlar için 4 / 5

dosya tutardım. Şuan da 21 yaşındayım ve epey şeyler geliştirdim yaşamımda. D.C.: Bayağı önemli adımlar atmışsın. Dikkat edersen farkına varmak ve anlamak başka bir şey. O yüzden, gönlünün muradını seçmek ve sonrasında gelen yolculuk uzun sürecek ama bir adım atmak lazım. Not: Röportajın devamı gelecek sayıda www.gencgelisim.com 5 / 5