ILKYAR Projesine katilanlar yurekten yasar, ama izlenimleri okuyanlar da defalarca karsilasmislardir, o kadar cok izlenimin bir parcasi olmustur ki... Defalarca "gidip kendisine tesekkur edelim, biz sizin eserinizi soyle kullaniyoruz..." diye anlatalim, bu guzel insan icin birseyler yapalim i hep konustuk, ama bulamadik, ulasamadik kendisine... ILKYAR yatili okul projelerinin henuz birincisinde Malazgirt'te planlamadigimiz birsey oldu, cocuklar turku soylemek istedi; "Kara Tren Gelmez mi Ola"nin anlamini cocuklarin sesinden ogrendik... Ucuncu projemizde Bulanik'ta kendiliginden bir eglence programi basladi, bir sonraki gun demirparmakliklarin arasinda, volta atilan yerde yapmistik gunun son programini... Gece programi gelisti, zaman icinde degisik turkuler calinsa da hicbir zaman degismeyen "Hayat Bayram Olsa" ve "Sev Kardesim" gecenin en son iki parcasi oldu... Israrlarla bazen bu parcalari tekrar tekrar caldigimiz oldu... Son 13 senede yuzlerce defa caldik... Tum diger turkulerde oynadik, ama "Sev Kardesim" ve "Hayat Bayram Olsa" da tum ogrenciler, tum ogretmenler ve tum gonulluler olarak en buyuk coskuyla oynadik, cunku oradaki sozlere hepimiz, hepimiz yurekten inandik... ILKYAR'in logosu nasil ucusan cocuklar ve kitap sayfalari ise, ILKYAR'in muzigi "Hayat Bayram Olsa" ve "Sev Kardesim" dir... Eminim videolarimizda onlarca belki yuzlerce ulkemizin her bir kosesinde bu muzikle oynayan cocuklar ve bizler variz... Bugun vefat haberini ogrendik, sevgili Senay'in, cok uzulduk... Kendisi bilmese de, "Hayat Bayram Olsa" "Sev Kardesim" ve Senay ILKYAR'la ozdeslesti... Bir yerde bu muzik calsa, ya kendimizi bir YBO'da saniyoruz ya da bizden habersiz nasil caliyorlar diye dusunuyoruz... O kadar cok izlenimde yazildi ki, ancak bir tanesinde 2008'de sevgili Lutfiye'nin izleniminin basligini "Hayat Bayram Olsa" yapmisiz... Ekte bu izlenimi paylasiyoruz... Bize bir gorev dusuyor, Senay'in anisina en azindan birer "Hayat Bayram Olsa"
ve "Sev Kardesim" kitapliklari kurmak... Desteklerinizle bunu basarabilecegimizi dusunuyoruz... Saygilarimizla, ILKYAR Guzel cocuklarimizin gelecegine guzellikler katmak icin belki bir kitap, belki de bir kitaplik icin, Hayat Bayram Olsa kitapligi icin, Sev Kardesim kitapligi icin, belki de daha fazlasi icin: Is Bankasi ODTU Subesi (4229) 706968 TL TR26 0006 4000 0014 2290 7069 68 -- Cocuklarimiz, ilk goz agrilarimiz, ilk yarimiz; hele ki uzaklardaki, YIBO lardaki cocuklarimiz, kardeslerimiz site: http://www.ilkyar.org.tr e-posta: ilkyar.yonetim@gmail.com Vural Beyimiz> http://vuralaltin.blogspot.com/ Kas Gucuyle Devri Alem Erden> http://www.kaslagit.com
Merhaba, İLKYAR ile aşağıda bahsi geçen Kastamonu Projesine katıldım. Bu benim İLKYARda ikinci gönüllü projemdi, devamı gelecek gibi. İlk etkinlik pek çok yönden benim için duygu yüklüydü, izlenimimi kafamda yazıp bitirdim ama yazıya dökmeye gelince haftalardır yapamadım. İLKYAR ile ilgili özet izlenimlerim: 0. Profesyonel organizasyon: Ülkemizde görmeye alışık olmadığımız bir titizlikte, düzende profesyonel bir organizasyon, hayran kaldım. 1. Kastamonu Projesi: ODTÜ Endüstri Müh. son sınıf öğrencilerinin mezuniyetlerini taçlandırmak için gerçekleştirildi, İLKYAR'ın planında olmayan bir proje, hem anı kütüphanesi kurdular hem de gönüllü olarak etkinliğe katıldılar. 2. Gönüllüler: Bu projede 36 kişiydik. Çoğunluğu üniversite öğrencisi ve bunların çoğunluğu da Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencileri. Bu gençler, geleceğimiz için bir umut. Akranları uyurken, eğlenirken ya da ders çalışırken finalleri öncesi çocukları kucaklamaya koştular. Gönüllüler çocuklarla matematik,
müzik, oyun oynama, fen, tarih ve astronomi, resim vs gibi değişik etkinlikler yapıyorlar. Tenefüslerde de boş durmak yok, her çocukla ilgilenme, yalnız çocuk bırakmama, onlarla oynama, akşam eğlencesi ve sonrası masal okumanın ardından çocuklarla aynı yatakhanede uyuma. Pazar sabahı erkenden kalkıp, ikinci YİBOda etkinlikler... Otobüsten eşyaların taşınması, kütüphanenin yerleştirilmesi vs ve ayrılırken paketleme ve eşyaların taşınması hep beraber gerçekleştiriliyor. 3. Masal okuma: Yatakhanede tüm çocuklara 1. sınıftan 8. sınıfa kadar yatmadan masal okunuyor. Masal okumanın ne kadar değerli olduğunu Mustafa ile sohbet ederken hissettim : - Biliyor musun Lütfiye Abla, dün akşam bize masal okudular. Daha önce kimse okumadı. Küçükken ninni söylerlerdi bi tek... 4.Çivi: YİBOya varınca çocuklarla ilk temasın sihirli aracı. Birbirine geçmiş iki çiviyi zorlamadan çözmeye çalışma ve bu sırada çocuklara çabalayarak herşeyi başarabilecekleri mesajının verilme niyetinin ötesinde ulaşılan çocukların tertemiz, sıcacık sevgisi. Öyle şaşırtıcı ki. Hemen ısınıveriyorlar... Mustafa - 7. sınıfa giden bir yatılı öğrenci- da bana öyle ısındı. O akşam gelip gelip çiviyi çözdü, geri taktı. İzlediği, oynadığı diğer oyunları anlattı heyecanla. 5. Mektup : Çocuklara "Bizimle iletişimi devam ettirmek isterseniz mektup yazın" deniyor ve mektuplar geliyor. Benim hiç beklemezken ilk etkinlikten bir mektup arkadaşım oldu, Esra. Esra beni sadece cuma akşamı gittiğimiz gece gördü, sanırım "çivi"nin marifetiydi. Mustafa da dedi ki -Lütfiye Abla, ilk sana mektup yazacağım, en önce seninle tanıştık da ondan.. 6. Anı kütüphanesi : 600-700 birbirinden güzel kitap, kitapları gördüğümüzde biz de onları okusak olduk. 7. Güzel sevgi: Çocuklar hepsi de sevgi dolu, yatılı okullarda evlerinden,
annelerinden uzakta. Ve öyle güzel sunuyorlar ki sevgilerini. Hemencecik hem de. Şaşkınlıkla kabul ettim. 1. sınıfların resim etkinliğine izleyici olarak girdim. ve o sınıftan bir kız, sonraki tenefüslerde beni görünce bıcır bıcır konuşurken sıcacık tutuverdi elimi ve kocaman, sevgi yüklü bir öpücük kondurdu yanağıma. Gerçek bir sevgi öpüşü... 8. Kardeşlik : Çocuklar evlerinden uzaktalar. 2 haftada bir haftasonları evlerine gidiyorlar, gidemeyenler de var sanırım. İlkokul 3. sınıftan bir kız, 1. sınıftan başka bir kızın elinden tutup ona ablalık ediyordu, öyle olan başka çocuklar epey vardı. 9. YİBO Öğretmenleri : Çok özel öğretmenler var... Kendi cebinden kitap alıp her çocuğa okutan ve okuyup okumadıklarını takip eden, elleri soğuktan çatlayan çocuklara krem süren, öğlen yemeğine geciken çocuğa doğal sevgiyle "Yavrum, haydi yemeğe, bitiyor" diyen... 10. Sunum : Güne İLKYARı tanıtan bir sunumla başlanıyor "biz niye geldik" diyerek. Harika bir sunum : 12 yaşındaki çoban Hüseyin'in Amerika'da profesörlüğe uzanan hikayesinden, neden okumaları gerektiğine; pes etmemeleri, çok çalışıp bizi geçmeleri, bunu yapabileceklerine; kız çocuklarının özellikle okuması gerektiğine ve hepimizin insan olduğuna ama kardeş olmayı öğrenemediğimize doğru bir sunumun ardından bir İLKYAR gönüllüsünün hazırladığı İLKYAR filmi izleniyor, öyle güzel kareler yakalamış ki. Hep birlikte gülüyoruz. Her izlediğimde güldüğüm yerlerde gülüp, ağladıklarımda ağlıyorum. ODTÜ-İşletme ikinci sınıf öğrencisinden harika bir film... 11. Hayat Bayram Olsa : İLKYAR etkinliklerinin sonunda çocuklarla birlikte dans ediliyor. Bu bölüm Şenay'ın o güzel iki şarkısı ile sonlanıyor, hep beraber söyleyerek, elele.. Sonra çocuklarla vedalaşma... "Gitmeyin, bizimle kalın" kalın " Çok eğlendik, hiç böyle eğlenmemiştim" sözlerini duydum hep...
Keşke tutuşsak elele birbirimizi severek ve hayatı bayram etsek hep birlikte.. Bak kardeşim Elini ver bana Gel kardeşim Neşe getirdim sana Al kardeşim Ye, iç, gül, oyna Sar kardeşim Kolunu boynuma Sev kardeşim Canım feda yoluna Tap kardeşim Tüm insanlara Dünyaya geldik bir kere Kavgayı bırak her gün bu şarkımı söyle Sevdikçe güler her çehre Amaçlar hep bir olsun Kalpler birlikte Dünyaya geldik bir kere Kavgayı bırak her gün bu şarkımı söyle Sevdikçe güler her çehre Mutluluklar bir olsun Acı birlikte Hayat Bayram Olsa - Şenay Şu dünyadaki en mutlu Mutluluk verendir Şu dünyadaki sevilen kişi Sevmeyi bilendir Şu dünyadaki en güçlü kişi Güçlükten gelendir Şu dünyadaki en soylu kişi İnsafa gelendir
Bütün dünya buna inansa Bir inansa hayat bayram olsa İnsanlar el ele tutuşsa Birlik olsa Uzansak sonsuza Şu dünyadaki en olgun kişi Acıya gülendir Şu dünyadaki en zengin kişi Gönül fethedendir Şu dünyadaki en üstün kişi İnsanı sevendir Şu dünyadaki en soylu kişi İnsafa gelendir Lütfiye Yener ODTÜ Bilgisayar Müh, 1990