SU-İ ZAN, DEDİKODU, GIYBET VE TOPLUMSAL ZARARLARI

Benzer belgeler
40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

EV SOHBETLERİ 135. Sohbet SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

KÖTÜ HUYLAR (KÖTÜ SANMAK-KUSUR ARAŞTIRMAK-ARKADAN ÇEKİŞTİRMEK)

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

144. SOHBET ÖNEMLİ İMTİHAN: DİL

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

ON EMİR الوصايا لعرش

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

ALLAH HER ZAMAN DOĞRU OLMAMIZI İSTER 1. Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. 2

Yarışıyorlarkoşuyorlar

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

87. SOHBET İSLAM KARDEŞLİĞİ - 1

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Acılar Paylaştıkça Azalır Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :07:29

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

MÜNAFIKLARIN VASIFLARI MÜNAFIKLARIN VASIFLARI. Şeyh Muhammed bin Abdulvehhab (rh.a)

3- Birbirlerine iyi niyetle davranır ve birbirlerine nasihat eder.

İslâm, güzel ahlâktır. Kenzü l-ummâl, 3/17, Hadis No: 5225.

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

Birlikte Yaşamanın Getirdiği Görev Ve Sorumluluklar Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

141. SOHBET. Nifak bir hastalıktır.

148. Sohbet ÖNDEN GİDENLER

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları)

PEYGAMBERİ SIRTINDA TAŞIYAN HZ. TALHA b. UBEYDULLAH (Radıyallahu anh)

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

Tatil kavramını araştırdığımız da tatil için şu anlamların verildiğini görürüz:

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

EV SOHBETİ DERSLERİ. 36. DERS Konu: Peygamber Efendimiz ve Beşeri Münasebetler 2

Gıybet / Dedikodu Gönderen Kadir Hatipoglu - Mart :32:16

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

Sosyal İlişkiler Açısından Görev Ve Sorumluluk Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :32:20

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

Kur ân da Fert Aile ve Toplum Ahlâkı Gönderen Kadir Hatipoglu - Temmuz :39:53

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek

113. SOHBET Peygamberlerin Ortak Özellikleri

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

Sanal âlemde ölçülerimiz ne olmalı? (Medya Ve Bilişim Âdâbı) Gönderen Kadir Hatipoglu - Mart :19:44

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

EV SOHBETLERİ 133. SOHBET SOHBET HUZUR İSTİYOR MUYUZ?

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet

ALLAH YOLUNDA CİHAD1

(Tanımı ve Dayanağı)

KUNUŞUYORUZ AMA. İnsanları hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerden biri de konuşmadır. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

RAMAZAN AYININ KAZANIMLARINI DEVAM ETTİRMEK

Ev Sohbetleri 39. Bu ahitleşmeyi Allah Teâlâ, Kıyamet günü şöyle hatırlatacaktır:

Terceme : Muhammed Şahin

Nikâh Ve Aile Mahremiyeti Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :15:36

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız.

Kurban İbadetinin Önemi Gönderen Kadir Hatipoglu - Ekim :44:05

AÇIKLAMALI SÛRE MEÂLLERİ

ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر

Transkript:

SU-İ ZAN, DEDİKODU, GIYBET VE TOPLUMSAL ZARARLARI Dr. Sadık Eraslan Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İmtihan yeri olan dünyada insanlar iyi ve güzel şeylerle karşılaşabilecekleri gibi kötü ve çirkin şeylerle de karşılaşabilirler. Her iki halde de insan imtihan halindedir. Öte yandan insan, dünyada iyi veya kötü, hayır veya şer bütün yaptıklarından ahirette sorgulanacaktır. Müslümanların da bu inanç ve bilinç içerisinde olmaları gerekir. Müslüman için kişisel ve toplumsal hayatta iyilik ve kötülüğün ölçüsü ise, Allah ve Resul ünün emir ve yasaklarıdır. Ferde ve topluma zararlı olan davranışlar arasında da su-i zan, dedikodu, arkadan çekiştirme ve gıybet en ön sırada gelir. "Su-i zan"; bir insan hakkında kötü zanda bulunmaktır. "Dedi-kodu"; bir insanın gıyabında ileri geri konuşmak, kesin bilgiye dayanmayan ve kişinin aleyhine olan sözler söylemek, insanları çekiştirmektir "Gıybet"; bir kişinin gıyabında hoşlanmayacağı şeyleri söylemektir. Bu davranışları dinimiz yasaklamış ve günah saymıştır. Kur'an ve hadislerde bu huylar ile ilgili şiddetli uyarılar vardır. Zira bu tür davranışların zararı, sahibi ile sınırlı kalmaz aksine toplumu daha fazla etkiler. Dedikodu ve gıybet cinsinden olan davranışlar birden fazla kişiler arasında gerçekleştiğinden, zamanla dalgalanıp toplumun önemli bir kesimine yayılır. Bu da çoğu zaman, taraflar arasında önlenmesi çok güç fitne, kavga ve kalıcı düşmanlıklara yol açar. Böylece bulaşıcı hastalıklar gibi fitne-fesadın toplum içerisinde yayılmasına sebep olur. Bu yüzden Yüce Rabbimiz ve Peygamber efendimiz, su-i zannı, dedi-kodu ve gıybeti yasaklamış ve Müslümanların bunlardan sakınmalarını istemiştir. Şimdi konuyu ayet ve hadisler ışığında biraz daha açmaya çalışalım. SU-İ ZAN Cenabı Hak, konu ile ilgili ayette şöyle buyurmaktadır: ت ع ض ى ت ع ض ا ا ت ع ض ا ظ ا ش ل ذ ج س س ا ل ي غ ر ة ا ي ح ة ا ح ذ و ا ي أ و ح ا خ ي ي ا ا ي ا ا ز ي ا ا اج ر ث ا و ص يش ا ا ظ ي ر ا ف ى ش ر اذ م ا الل ا الل ذ اب س ح ي 21 "Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir" 1 Ayette sû-i zan ve gıybet açıkça yasaklanmakta; sû-i zannın günah, gıybet etmenin ölü bir insanın etini yemek mesabesinde olduğu ifade edilmektedir. Bu itibarla Müslüman kendisiyle aynı inancı paylaşan Müslüman kardeşi hakkında sû-i zan değil hüs-ü zan beslemelidir. Zira iman, ahlâk ve kardeşlik bunu gerektirir. Müslüman'ın, Müslüman kardeşi hakkında iyi düşünmesi ve ona güvenmesi hem dininin ve hem de insanlığın gereğidir. Ancak bir kişi hakkında iyi düşünmek ve ona güvenmek, onun olumsuz davranışlarına karşı gereken tedbirlerin alınmasına engel teşkil etmez. Bu, herkes için geçerli ve hatta gerekli bir kuraldır. İman sahibi oluşundan dolayı Müslüman kardeşimize güvendiğimiz ve hakkında kötü düşünmediğimiz gibi, nefis sahibi olduğumuzdan dolayı da hiçbirimizin garanti altında olmadığımız da hatırdan çıkarılmamalıdır. Onun için hüsn-ü zan ile tedbir veya bir nebze 1 Hucûrat, 49/12.

itimatsızlık birbirine zıt hususlar gibi de düşünülmemelidir. Nitekim Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'-de şöyle buyurur: ي ا ا ي ا ا ز ي ا ا ا ج اء و ف اس ك ت ث ا ف ر ث ي ا ا ذ ص يث ا ل ا ت ج ا ح ف ر ص ث ح ا ع ا ف ع ر اد ي 6 "Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın" 2 Müslümanın diğer Müslüman kardeşi hakkındaki düşüncesinin ve özellikle hüsn-ü zannının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan şu hadis-i şerif çok dikkat çekicidir: Abdullah ibn Âmr (bin el-as) (r.a.) şöyle buyurur: "Ben Hz. Peygamber'in Kâbe yi tavaf ettiğini ve (tavaf esnasında) şöyle söylediğini gördüm":.» ع ث ذ الل ت ع ش ل اي س أ ي د س س ي الل ص الل ع ي س ي ط ف ت ا ى ع ث ح ي م ي «ا أ ط ي ث ه أ ط ي ة س يح ه ح ش ر ه ا ز ف س ح ذ ت ي ذ ح ش ح ا ؤ أ ع ظ ع ذ الل ح ش ح ه ا د ا أ ع ظ م ك و أ ع ظ م أ ظ ت ل خ ي ش ا "(Ey Kabe!) Sen ne güzelsin ve senin kokun ne güzeldir. Senin azametine ve senin kutsallığının azametine hayranım. Muhammed'in canı (kudret) elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki, müminin hürmeti Allah katında senin hürmetinden şüphesiz daha büyüktür. Müminin malı, kanı ve hakkında hüsn-i zanda bulunma kutsallığı (seninkinden üstündür). 3 Bu hadis-i şerifte Peygamberimiz, Müslüman hakkında hüsn-ü zanda bulunmanın önemini vurgulamaktadır. Zira bir insanın iyi veya kötü olarak bilinmesi aynı zamanda onun şeref ve haysiyeti gibi manevi şahsiyetini teşkil eden hususları da ilgilendirmekte olup, yerine göre en az mal ve can kadar önem kazanmaktadır. Onun için Peygamberimiz diğer bir hadis-i şeriflerinde konuyu şöyle ifade buyurmaktadır: Ebu Hureyre(r.a.) anlatıyor: "Rasulüllah (s.a.s.) buyurdular ki: أ س س ي الل ص الل ع ي س ل اي «ي او ا ظ ف إ ا ظ أ و ز ب ا ح ذ يس ل ذ ح س س ا ل ذ ج س س ا». "Zandan sakının, zira zan, sözlerin en yalanıdır..." 4 Bu hadiste Hz. Peygamber (s.a.s.) su-i zannı, en sevmediği ve yasakladığı davranışlardan olan yalancılıkla ilişkilendirmektedir. Bu da, su-i zannın bir Müslüman için ne kötü bir huy olduğunun açık bir delilidir. Hadisin devamında Peygamberimiz zanna ilâve olarak Müslümanları şu konularda uyarmaktadır: أ س س ي الل ص الل ع ي س ل اي «ل ذ ح س س ا ل ذ ج س س ا ل ذ اف س ا ل ذ ح اس ذ ا ل ذ ث اغ ض ا ل ذ ذ ات ش ا و ا ع ث اد الل خ ا ا». "(Ey Müslümanlar!) Tecessüs etmeyin, haber koklamayın, (haksız yere) rekabet etmeyin, birbirinizi haset etmeyin, birbirinize kin tutmayın, birbirinize sırt çevirmeyin, ey Allah'ın kulları! Allah'ın emrettiği şekilde kardeş olun. 5 2 Hucurât,49/6. 3 Ibn-i Mace, Fiten 2. 4 Ebu Davud, Edeb, 48. 5 Müslim, Birr ve Sıla, 28.

ل اي س س ي الل ص الل ع ي س «ل ذ ح اس ذ ا ل ذ اج ش ا ل ذ ث اغ ض ا ل ذ ذ ات ش ا ل ي ث ع ت ع ض ى ع ت ي ع ض ب ع و ا ع ث ا د الل خ ا ا. ا س أ خ ا س ل ي ظ ل ي خ ز ل ي ح م ش. ا ر م ا ا». ي ش يش ص ذ س ش ال ز ش ا خ «ت ح س ة ا ش ئ أ ي ح م ش أ خ ا ا س و ا س ع ا س ح ش ا د ا ع ش ض ا ش ش Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkir etmez. Kişiye şer olarak Müslüman kardeşini tahkir etmesi yeterlidir. Her Müslümanın diğer Müslümana malı, kanı ve ırzı haramdır. Allah sizin suretlerinize ve kalıplarınıza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize bakar. Takva şuradadır." 6 أ س س ي الل ص الل ع ي س ل ا ي «ل ي ث ع ت ع ض ى ع ت ي ع ت ع ض و ا ع ث اد الل خ ا ا ل ي ح س أ ي ج ش أ خ ا ف ق ش ال ز». Hz. Peygamber (a.s.) eliyle göğsünü işaret etti. "Sakın ha! Birbirinizin satışı üzerine satış yapmayın. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun. Bir Müslüman'ın kardeşine, üç günden fazla küsmesi helal olmaz." 7 Peygamberimizin burada özellikle Müslüman'ın ırzı, namusu ve malının dokunulmaz oluşu ile şekillerin, renklerin ve dış görünüşün değil İhlasın, takvanın ve imanın önemine vurgu yapmıştır. Bu hususun, su-i zan ve gıybet ile ilgisi vardır. Çünkü insanlar genellikle önce kalplerinde birbirleri hakkında su-i zanda bulunur, daha sonra bunun dedikodusunu yaparak arkadan çekiştirirler ve böylece Kur'an-ı Kerim ve hadislerde çok çirkin bir davranış olarak anlatılan gıybet fiilini işlemiş olurlar. GIYBET Gıybeti Hz. Peygamber şu şekilde tarif etmektedir: Ebu Hüreyre (r.a)'den rivayete göre, Peygamberimiz (s.a.s.) ع أ ت ش ي ش ج أ س س ي الل ص الل ع ي س ل اي «أ ذ ذ س ل ي أ ف ش أ ي د و ا ف أ خ ا أ ل ي ل اي ا ا غ يث ح». ل ا ا الل س س أ ع. ل اي «ر و ش ن أ خ ان ت ا ي ى ش». «و ا ف ي ا ذ م ي ف م ذ اغ ر ث ر ي ى ف ي ف م ذ ت ر». "Gıybet nedir bilir misiniz? diye sordu. Ashap, "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz s.(a.s.), "Kardeşini onun hoşlanmadığı bir vasıf ile zikir ve tavsif etmendir" buyurmuştur. "Kardeşimde dediğim vasıf varsa ne buyurursunuz?" denilmesi üzerine Peygamberimiz (a.s.), "Eğer dediğin sıfat kardeşinde varsa işte o zaman gıybet olur. Yoksa ona bühtan ve iftira etmiş olursun" 8 buyurmuştur. Halk arasında bu hadiste de geçtiği gibi, gıybetin bazen yanlış anlaşıldığı ve gerçek olan olayları dile getirmenin gıybet sayılmayacağı düşüncesinin hâkim olduğu görülmektedir. Peygamberimizin bu hadis-i şerifi, gıybetin ne olduğunu açıkça ortaya koyduğundan böyle bir yanlış anlaşılmaya mahal bırakılmamaktadır. Peygamberimiz (a.s.), diğer bir hadis-i şerifinde gıybet eden insanları bir bakıma kınamakta ve gıybetin Cenab-ı Hak tarafından dünyada iken dahi nasıl karşılıksız bırakılmayacağını şu şekilde ifade etmektedir: Ebu Berze el-eslemî (r.a)'den Hz. Peygamber (s.a.s.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: 6 Buhari, Nikâh, 45, Edeb, 57, 58. 7 Müslim, Birr, 28-34. 8 Müslim, Edeb,70. No: 2589.

ل اي ص ع ذ س س ي الل ص الل ع ي س ا ث ش ف اد ت ص خ س ف يع ف م ا ي «ي ا ع ش ش ل ذ أ س ت س ا ي ف ض اإل ي ا ق ل ب ه ل ذ ؤ ر ا ا س ي ل ذ ع ي ش ل ذ ر ث ع ا ع س اذ ف إ ذ ر ث ع ع س ج أ خ ي ا س ذ ر ث ع الل ع س ذ ذ ر ث ع الل ع س ذ ي فض ح ف ج ف س ح» "Ey dilleriyle iman edip fakat kalbine iman girmemiş olan topluluk! Müslümanların gıybetini yapmayınız, onların ırz ve namuslarının peşine düşüp kusurlarını ortaya koymaya çalışmayınız. Kim Müslümanların kusurlarını araştırıp ortaya çıkarırsa, Allah da onun kusurlarını ortaya çıkarır. Allah kimin kusurlarını ortaya çıkarmak isterse onu, evinin içerisinde dahi rezil eder. 9 Zira beşer ve kul olarak her insanın az çok kusuru vardır. Kusursuz kul olmaz. Önemli olan, insanın kusurlu olduğunun idrakinde olması ve bir an evvel tövbe edip pişman olmasıdır. Yüce Allah ve onun peygamberi hatasını gizlemeye çalışan insanların hatasının ortaya çıkarılmasını istemezler. Onun için Hz. Peygamber (s.a.s.), bu konuda şöyle buyurmaktadır: ق ال ر س ول ه للا صل الل ع ي س «ف س ع ؤ و ش ت ح و ش ب ا ذ ي ا ف ع س س ر ش الل ف ا ذ ي ا اآلخ ش ج الل ف ع ا ع ث ذ ا و ا ا ع ث ذ ف ع أ خ ي» س الل ع وش ت ح و ش ب اآلخ ش ج و م ن س ت ر "...Kim bir Müslüman kardeşinin ihtiyacını karşılarsa Allah da onun ihtiyacını karşılar. Kim Müslüman'ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Kim bir Müslümanın kusurunu örtüp gizlerse, Allah da Kıyamet günü onun bir kusurunu örtüp gizler" 10. Burada Hz. Peygamber (s.a.s.), "Örtme" konusunu mutlak bırakmıştır. Bu sebeple ilim adamları: "Bedenini örtmek, ayıbını örtmek, ihtiyacını gidermek, gıybetini yapmamak suretiyle kusurlarını örtmek vs." diye her çeşit örtmeyi anlamışlardır. Buna göre, Müslümanın diğer Müslüman kardeşlerinin her yönden eksik ve kusurlarını örtmesi, gıybetini yaparak etrafa yaymaması İslâmî bir görevidir. Çünkü Müslüman, Müslümana faydalı olur; ona zarar vermez. Bu konuda da Peygamberimizin ortaya koyduğu ölçüye bakmalıyız: Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur: ل اي س س ي الل ص الل ع ي س «ا س س ا س س ا ي ذ ا ؤ أ ا اس ع د ائ أ ا "(Kamil) Müslüman, diğer Müslümanların dilinden ve elinden zarar görmediği kişidir. (Kamil) mümin de, insanların canları ve malları hususunda kendisinden emin olduğu kişidir." 11 Bir insana dil ile verilen zararların başında gıybet gelmektedir. Peygamberimiz de bu hadis ile gerek gıybet ederek ve gerek başka türlü, dili ile Müslümanlara zarar veren, onları arkalarından çekiştirip dedikodularını yapan Müslümanların Allah ve Resulü nezdinde diğer Müslümanların faziletine sahip olamayacaklarını çok veciz bir şekilde ifade buyurmuşlardır. Nitekim konu ile ilgili başka bir hadislerinde Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: "Kim Müslüman kardeşinin ırzını korursa, kıyamet günü Allah, onun yüzünden ateşi çevirir." 12 9 Ebu Davud, Edeb 40. No:4236. 10 Ebu Davud, Edeb 46. No: 4893; Tirmizi, Hudud 3, No: 1426); Buhari, Mezâlim 3, İkrah 7; Müslim, Birr 58. No: 2580) 11 Tirmizî, îmân, 12. No. 2627. 12 Tirmizî, Birr, 20. No:1932.

Bu konuda dikkat edilmesi gereken diğer önemli bir husus da şudur: Gerek su-i zan ve özellikle gıybet ve dedikodu, toplum için öyle tehlikeli ve yıkıcı davranışlardır ki, bunları sadece işlememek Müslümanları sorumluluktan kurtarmamaktadır. Özellikle gıybet ve dedikoduyu dinlemek ve yapılmasına seyirci kalmak da Müslüman'ın davranışı değildir. Cenab-ı Hak müminin özelliklerini sayarken: ا ز ي ع ا غ ع ش ض 3 "Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler" 13 buyurmaktadır. Zira Müslüman, diğer bir Müslüman kardeşine herhangi bir şekilde kötülük yapılmasına seyirci kalamaz. Nitekim Hz. Peygamber Müslümanları şu şekilde uyarmaktadır: ح ذ ش ا أ ت ت ى ش ت أ ت ش ي ث ح ح ذ ش ا و يع ع س ف ي ا ح ح ذ ش ا ح ذ ت ا ص ح ذ ش ا ح ذ ت ج ع ف ش ح ذ ش ا ش ع ث ح و ال ا ع ل ي س ت س ع ط اس ق ت ش اب - ز ا ح ذ يس أ ت ت ى ش - ل اي أ ي ت ذ أ ت ا خ ط ث ح ي ا ع يذ ل ث ا ص ال ج ش ا ف م ا ي س ج ف م اي «ا ص ال ج ل ث ا خ ط ث ح. ف م اي ل ذ ذ ش ن ا ا ه. ف م اي أ ت س ع يذ أ ا ز ا ف م ذ ل ض ا ع ي ى ش ا ف ي غ ي ش ت ي ذ ف إ ي س ر ط ع ف ث س ا ف إ ي س ر ط ع ف ث م ث ر ه أ ض ع ف اإل ي ا». س ع د س س ي الل ص الل ع ي س ي م ي س أ ى "...Ebu Said el-hudri'den rivayet edildiğine göre Mervân bin el-hakem, Medine-i Münevvere valisi iken, bir bayram günü minberi (namazgâha) çıkarttı. Sonra bayram namazından önce hutbe okumaya başladı. Bunun üzerine bir adam; -Ya Mervan! Sen sünnete muhalefet ettin. Bugün minberi (Mescidden namazgaha) çıkarttın. Halbuki minber (bayram namazı için mescidden namazgaha) çıkarılmazdı ve sen bayram namazından önce hutbeye başladın. Hâlbuki hutbe bayram namazından önce okunmazdı (namazdan sonra okunurdu), dedi. Bunun üzerine Ebu Said el-hudri, - Bu adam kendisine düşen görevi ifa etti. (Çünkü) ben, Rasulüllah (s.a.s.)'dan işittim. O, buyurdu ki; - "Kim bir münkeri (dine akl-i selime uygun olmayan bir şeyi) görüp de onu eliyle değiştirmeye gücü yetiyorsa eliyle değiştirsin. Eğer gücü (buna) yetmiyorsa dili ile değiştirsin. (Buna da) gücü yetmiyorsa kalbiyle değiştirsin ve kalp ile değiştirmek iman (meyvesinin) in en zayıfıdır." 14 Sonuç Olarak Müslümanlar arasında su-i zan, dedikodu ve gıybetin yaygınlaşması, toplumsal ve aynı zamanda manevî bir felâket olarak kabul edilmelidir. Zira toplumu ayakta tutan en önemli hususlardan biri birlik ve beraberliktir. Bunu sağlayan en güçlü bağ ise, iman birliğine dayalı sevgi ve bunun sonucu olarak oluşan karşılıklı hak-hukuka saygıdır. Bu İslâmî sevgi bağının ve toplumun birlik ve beraberliğinin en büyük düşmanı toplum fertleri arasında kin ve nefretin yayılmasıdır. Kin ve nefreti körükleyen ve bunun toplum tabakaları arasında çoğalmasına yol açan en önemli sebeplerin başında su-i zan, dedikodu ve gıybetin pervasızca yaygınlaştırılması gelir. Bu durum karşısında, her Müslüman, diğer Müslüman kardeşi hakkında su-i zan, dedikodu ve gıybet yapmaması gerektiğini bilmeli ve bunun Müslümana ne derece zararlı olduğunu gücünün yettiği; sözünün geçtiği herkese anlatmalıdır. Müslüman kişi, ancak bu durumda sorumluluğunun gereğini yerine getirmiş, Allah ve Resulü'nün rızasını kazanmış olur. 13 Mü'minûn 23/3. 14 İbn Mace, Fiten, 21. No: 4013.