BASINDA SAĞLIK KÖŞESİ 2013 YILI ALMANAĞI



Benzer belgeler
BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

Üç çocuk çünkü...

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Hava Kirliliği Türkiye de 32 bin Erken Ölüme Yol Açıyor

DİŞ HEKİMLERİ İSYAN BAYRAĞINI ÇEKTİ

İĞİ MEVZUATI ÇERÇEVESİNDE 2011 YILINDA ANKARA'DA YAŞANAN İĞİ. Erkin ETİKE KMO Hava Kalitesi Takip Merkezi Başkanı. 12 Ocak Ankara

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146

BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

İthal Ucuz Hekim... Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası... Eğitim Hastanelerinde AKP Kadrolaşması...

BALIKESİR TABİP ODASI AĞUSTOS 2016 ÇALIŞMA RAPORU

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Asistan Hekim Özlük Hakları Mücadelesi TTB Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu Dr. Mihriban Yıldırım

ORTAK GÖRÜŞ 2010 ANKET VERİLERİ

Cumhuriyet Halk Partisi

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Malüliyet Yönetmeliği Değişti

DANIŞMA KURULU emo izmir şubesi 30. dönem çalışma raporu 101

MAYIS 2010 YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ!

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

Acil Olarak Karşılanması Gereken 14 Mart Taleplerimiz ARTIK VAAT DEĞİL, İCRAAT İSTİYORUZ! EMEKLİ HEKİM VE HEKİM ÜCRETLERİ ARTIRILMASI

MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ?

İSG HABERLERİ. İSG Mevzuatında Yaşanan Son Gelişmeler konulu toplantı gerçekleştirildi

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

BALIKESİR TABİP ODASI EKİM 2016 ETKİNLİK RAPORU

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu

KASIM 2011 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Yeni Performans Yönetmeliği neler içeriyor? Ne zaman yürürlüğe girecek?

NKP

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz

Başkan Acar SGK Müfettişlerinin Eğitim Seminerine Katıldı

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

Bilimsel Kurul un çalışma yapması engellenmektedir! Wednesday, 13 August :40 - Last Updated Wednesday, 13 August :17

İSTANBUL BAROSU SAĞLIK HUKUKU MERKEZİ

TC. YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI Bilkent/ANKARA. 26 Temmuz 2006

Destek Personeli Eğitimleri

Asistanlar.

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM (NKP) ETKİNLİKLERİ

H.İBRAHİM PETEKKAYA Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi Antalya-Mart 2014

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

Türkiye de Sigara Mücadelesi Tarihi

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

TTB nin Olağandışı Durumlarla İlgili Çalışmaları

Cumhuriyet Halk Partisi

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

NÜFUS PLANLAMASI HİZMETLERİNİ YÜRÜTME YÖNETMELİĞİ

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir.


Kuzey Irak'a harekat

6514 Sayılı «Tam Gün» Kanunu ile Devlet Üniversite Hastaneleri İçin Ge?rilen Düzenlemeler

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

KÖMÜR: SESSİZ KATİL. Hazırlayan: Buket ATLI GREENPEACE AKDENİZ. 13 Haziran 2015

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış

SARACAĞIZ YARALARIMIZI

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

81 İl Müdürü Ankara da (1)

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

AKADEMİK ZAMMI ADIMDA ALDIK

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

MUĞLA DA ÇEVRE TALANINA TEPKİ

EDİRNE TABİP ODASI ÇALIŞMA RAPORU

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

Cuma, 04 Şubat :27 - Son Güncelleme Cumartesi, 15 Ağustos :40

Perşembe İzmir Gündemi

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM

ATAŞEHİR İLÇESİ HAVA KALİTESİ ÖLÇÜMLERİ DEĞERLENDİRMESİ

Ağustos 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Ocak 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

YÖNETMELİK İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TEMEL İSG Kaynakça.

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU VE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ GEREĞİNCE ÜNİVERSİTEMİZDE YAPILAN ÇALIŞMALAR:

Maden kazası değil, bu bir cinayettir ve sorumlulardan hesap sorulmalıdır

1 2 icin- ucretsiz- ped- hakki/

Mevsimlik İşçiliğe Hayır Dedik

TTB DİYARBAKIR SUR VE ERGANİ İLÇELERİ ASM LERİNİN KUNDAKLANMASI RAPORU

İş Yerinde Psikolojik Tacizle Mücadele Paneli. (Mobbing)

Kadın sağlığı konusunda küçük bir rehber

İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ YASASI SONRASI DÖNEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ

MAYIS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ALO 170 Sivas ta Hizmet Vermeye Başladı

NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Beykoz Muhtarlar Derneği'nden...

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

İŞÇİ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

b a s ı n d a o d a m ı z

SPoD İnsan Hakları Örgütlerinin Kasım Ayı Buluşmasına Katıldı. SPoD Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu nun Basın Açıklamasındaydı

Transkript:

BASINDA SAĞLIK KÖŞESİ 2013 YILI ALMANAĞI Herkese yeni yılda yeni umutlarla merhaba! Aralık ayı Basında Sağlık Köşesini birazcık farklı hazırlamaya çalıştım. Aralık, bir yılın bittiği ve yeni yılda umutların tazelendiği bir aydır. Bu çerçevede basında son günlerde farklı açılardan o yıl içinde yaşanan olaylar hatırlatılır. Ben de bu ayın bülteni yerine 2013 yılı Almanağı çıkarmaya karar verdim. Bu Almanak çerçevesinde son bir yılda yaşadığımız bazı olaylardan kesitler göreceksiniz. Eksiklerimiz olabilir; sürç-i lisan ettiysek affola. Herkese mutlu yıllar dileklerimle. Doç.Dr.Coşkun BAKAR Çanakkale 02 Ocak 2013 1

01 31 OCAK 2013 BURSAPORT Kamu değil kar eden hastane birlikleri 14 Ocak 2013 Prof.Dr.Kayhan Pala Sağlık Bakanlığı sağlık alanındaki icraatlarına kamu hastane birliklerini de ekleyerek sağlık hizmeti sunumundan tamamen çekildi. Bilindiği gibi, 663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Sağlık Bakanlığı sağlık hizmeti sunmaktan alıkonularak, düzenleyici ve denetleyici bir bakanlık haline getirildi. Söz konusu Kararname ile Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu adıyla Bakanlığa bağlı bir kuruluş oluşturularak devlet hastaneleri illerde kurulan hastane birliklerine devredildi. Artık birinci basamak sağlık hizmetleri aile hekimlerinin muayenehanelerinde, ikinci basamak sağlık hizmetleri de ya kamu hastane birliklerine bağlı sağlık işletmelerinde ya da özel hastanelerde sunuluyor. Bir başka deyişle artık Türkiye nin hiçbir yerinde devlet hastanesi yok. Artık tamamen işletmeye dönüştürülen kamu hastaneleri var. Hükümet, 2003 yılında Sağlıkta Dönüşüm Programı nda devlet hastanelerini idari ve mali açıdan özerk sağlık işletmelerine dönüştüreceğini açıklarken itiraz etmiştik. Devlet hastanelerinin işletmeye dönüştürülmesinin yurttaşlarımızın sağlık hizmetine erişimlerini sınırlayacağını dile getirmiştik. Ne yazık ki zaman bizi haklı çıkardı. Geçtiğimiz Kasım ayında işletmeye dönüştürülen devlet hastaneleri kar odaklı çalışmaya şimdiden başladı. İlk olarak ihtiyaç yok gerekçesiyle Bursa Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi nin Heykel deki ek binası kapatıldı. Bugünlerde aynı hastanenin acil servisinin bile kapatılacağı konuşuluyor. 2

Hemen ardından yıllardır bir türlü hizmete açılamayan Dörtçelik Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi nin, genel hastaneye dönüştürülmesi gündeme getirildi. Bu arada birliklere bağlı sağlık çalışanlarının yerleri değiştirilmeye ve zaten zor olan çalışma koşulları daha da zorlaşmaya başladı. Şimdi de Prof. Dr. Türkan Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi nde çalışan uzman hekimlere nöbetleri sırasında her iki binanın birden sorumluluğunun yüklenmesi girişimi var. Hekimlerden insanüstü bir çabayla; bir birine uzak iki hastane binasında aynı anda birden hizmet sunmaları isteniyor. Görüldüğü gibi, eski devlet hastaneleri işletmeye dönüştürülmeleriyle birlikte hızla kar eden hastaneler olmaya zorlanıyor. Bir yandan mekanlar kapatılıyor, hizmetler dönüştürülüyor; diğer yandan da sağlık çalışanlarından daha uzun süre ve daha zor koşullarda hizmet sunmaları bekleniyor. Peki o zaman kamu hastaneleriyle özel hastaneler arasında ne fark kalıyor? Aslına bakarsanız fark kalmayacağının ilk işareti yönetim değişikliği ile verilmişti. Anımsarsanız, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez sözleşmeli çalışanlar devlet memuru olarak çalışanların amirleri olarak bu yapılanma sırasında atandı. Kamu hastane birliklerinin başına sözleşmeli genel sekreterler (CEO) atandı. İki yıl yüksek ücretle sözleşme yapılıyor; sonrasında sözleşmenin sürmesi birlik hastanelerinin kar etmesine bağlı. Hastaneler kara geçerse CEO görevine (hastane yöneticileri, başhekimler ve diğer sözleşmeli yöneticiler ile birlikte) devam edebiliyor; yoksa yerine başka bir CEO atanıyor. Bu durumda CEO nun birlik hastanelerini kar odaklı çalıştırmaya zorlamak dışında her hangi bir seçeneği var mı? Kamu Hastane Birlikleri uygulamasının başlatılması amacıyla atanan nitelikleri ve yetkinlikleri başlı başına tartışılır CEO lar (Birlik Genel Sekreterleri) ve sözleşmeli yöneticiler incelendiğinde birçoğunun iktidar partisi ile adaylık, yöneticilik gibi siyasi bağlarının ve belli bir sendikanın üye ve/veya yöneticileri olduğu görülüyor. Her hangi bir yetkinlik ölçütü gözetilmeksizin; eğitimi ve deneyimi olmayan kişiler salt siyasi iktidara yakınlığı nedeniyle yüksek ücretlerle yönetici olarak atanabiliyor. Kamu Hastane Birlikleri bir yandan yukarıda açıklanan gerekçelerle kamu yararına çalışmıyor; yurttaşın sağlık hizmetine erişiminde sınırlılıklar getiriyor. Diğer yandan da yüksek ücretle istihdam edilen CEO ve diğer yöneticilere bakıldığında, partizanca bir kadrolaşma da ortaya çıkıyor. Sağlık Bakanlığı eliyle yürütülen tedavi edici hizmetlerin ikinci ve üçüncü basamağı artık Kamu Hastane Birlikleri aracılığıyla özelleştirmeye giden yola çıkarılmıştır. Kamu Hastane Birlikleri, A B C D E diye sınıflandırılmış hastanelerin, tıpkı özel hastanelerde olduğu gibi, katkı, katılım payı ve ilave ücretlerinin farkı nedeniyle, herkesin parasına uygun olan hastaneye başvuracağı bir yapıyı hizmete sokmaya hazırlanıyor. Artık hastaneler işletme, hastalar ise müşteridir. Kamu Hastane Birlikleri ile hekimler ve sağlık çalışanlarını uzun çalışma saatleri, düşük özlük hakları, rekabet, iş güvencesi olmaksızın çalışma ve işsizlik; toplumu ise sağlık hizmeti niteliğinde azalma, hizmete erişimle ilgili sorunlar ve kar etmeyen hastanelerin hizmet kapsamının daraltılması ya da kapanması beklemektedir. Çözüm ancak razı olmak yerine itiraz etmek tutumunun tercih edilmesi halinde tartışılabilir. Bir gün hasta olduğunda kendini müşteri olarak görmek istemeyen her yurttaşın itiraz etmesi gereken bir dönemden geçtiğimizi vurgulamak isterim. 3

http://siyaset.milliyet.com.tr/erdogan-neden-3-cocuk-istedigini-acikladi- /siyaset/siyasetdetay/02.01.2013/1650260/default.htm Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üç çocuk isteğini yineleyerek, Bir çocuk iflas, iki çocuk iflas, üç çocuk ise yerinde saymaktır. Bizim artış hızımızı ikinin üzerinde üçlere ulaşması lazım. Bunu başarmamız gerekiyor. Şu anda batı sıkıntı içerisinde ama biz Türkiye yi bu sıkıntının içerisine sokmak istemiyoruz. Annelerin şahsında ülkeme sesleniyorum; bu hassasiyetimizi hafife almayın, bunu dalga dalga yaygınlaştırmamız lazım dedi. Uluslararası Aile ve Sosyal Politikalar Zirvesi nin açılış konuşmasını yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ailenin önemine dikkat çekerek, Aile var oldukça, millet var oldukça devlet var olur. Aile var oldukça sağlıklı nesiller var olacak, iyilik var olacaktır. Aileye yönelik her saldırıyı doğrudan insanlığa bir saldırı olarak görüyor, hiçbir şekilde müsamaha göstermiyoruz dedi. Başbakan Erdoğan, Hazreti Adem ile Hazreti Havva ile başlayan aile kurumunun, insani değerlerin nesilden nesile aktarılmasına zemin teşkil ettiğini belirtti. Ailenin her zaman bireyleri ve toplumu birarada tuttuğunu ifade eden Erdoğan, ailenin donanımsız halde dünyaya gelen çocukların hayatta kalmasını sağladığını, insan neslinin ayakta durabilmesinin zemini olduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, ailenin bir okul gibi olduğunu ve kötülüklerin dışarıda tutulmasını sağladığını ifade ederek Aile var oldukça, 4

millet var oldukça, devlet var olur. Aile var oldukça sağlıklı nesiller var olacak, iyilik var olacaktır. Aileye yönelik her saldırıyı doğrudan insanlığa bir saldırı olarak görüyor, hiçbir şekilde müsamaha göstermiyoruz dedi. Tarihte aileyi yok etmeye, işlevsiz hale getirmeye yönelik girişimler olduğunu, ancak bunların başarısız kaldığını, bunu deneyen devlet ve toplumların yok olduğunu kaydeden Erdoğan, ailenin, mekanik ve teknik şekli bir yapıya sahip olmadığını söyledi. -HEDEFİMİZE AİLEYİ KOYDUK- İnsan nasıl sadece fiziki bir bedenden oluşmuyorsa, bir makine, bilgisayar, robot değilse, insan nasıl ki ruh ve bedenin bir uyumuysa, aynı şekilde ailede maneyiyatın uyumudur diyen Başbakan Erdoğan, ailenin kutsiyetin şuuru olduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, aile kurmanın, yuva oluşturmaktan öte, maneviyatın çatısını çatmayı, sevgiyi ve muhabbetin nesiller boyunca yaşatması olduğunu kaydetti, ailenin sadece şeklen var olmasının maneviyata yayılmamasının tehlikeli olduğunu, kutsiyetini kaybetmiş bir ailenin yok hükmünde bulunduğunu sözlerine ekledi. Sosyal şartların özellikle toplumsal çürümenin nüfuz ettiği ailenin yok olmaya yüz tutacağını ifade eden Erdoğan, Yola çıkarken biz muhafazakâr demokrat olduğumuzu ilan ettik Hedefimize aileyi koyduk. Hem parti hem de hükümet olarak aileyi toplumun temel taşı olarak gördük. 10 yıldır aileyi güçlendirmek, korumak için yoğun bir gayret içerisindeyiz. Güçlü bir millet olacaksak, güçlü ailelere sahip olmak zorundayız. Aileyi tehdit eden her sorunun üzerine tam bir kararlılıkla gidiyor, tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Maddi sorunların aile üzerinde baskı oluşturmaması için tedbirleri hayata geçirdik. Gıda ihtiyacı olanlara gıda, yakacak ihtiyacı olanlara yakacak yardımı yaptık dedi. Eşi vefat eden ve maddi durumu yerinde olmayan kadınlara yardım edildiğini ve bu yardım talebinde bulunan kadınların sayısının 225 bine ulaştığını ifade eden Erdoğan, kadını yücelten makamın anne olduğuna itibar ettiklerini, cennetin annenin ayakları altında olduğunu belirtti. Kadınların sorunlarına ilişkin devrim niteliğinde adımlar attıklarını söyleyen Başbakan, 2012 yılında kadını şiddetten korumaya yönelik yasa çıkardıklarını, kadınların istihdamının artırılmasına yönelik tüm engelleri ortadan kaldırdıklarını ifade etti. -BİZİM ARTIŞ HIZIMIZIN İKİNİN ÜZERİNDE ÜÇLERE ULAŞMASI LAZIM- Aileye yönelik her saldırı doğrudan insanlığa saldırı olarak gördüklerini ve müsamaha göstermediklerini belirten Erdoğan, üç çocuk isteğini yineleyerek şöyle konuştu: En az üç çocukla beraber güçlü aileler... Ailelerimizi güçlü kılmanın yolu buradan geçiyor. Güçlü aile istiyorsak bunun olması lazım. Bir çocuk iflas, iki çocuk iflas, üç çocuk yerinde saymaktır. Bizim genç ve dinamik nüfusa ihtiyacımız var. O da buradan geçiyor Yavaş yavaş yaşlanıyoruz. Bizim artış hızımızın ikinin üzerinde üçlere ulaşması lazım, bunu başarmamız gerekiyor. Şu anda batı sıkıntı içerisinde ama biz Türkiye yi bu sıkıntının içerisine sokmak istemiyoruz. Annelerin şahsında ülkeme sesleniyorum; bu hassasiyetimizi hafife almayın bunu dalga dalga yaygınlaştırmamız lazım. Bunu başarmamız lazım, bu parayla pulla ölçülmez. 5

01 28 ŞUBAT 2013 6

7

8

01-31 MART 2013 9

01 30 NİSAN 2013 TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU BAŞKANI İSTİFA ETTİ 11 Nisan 2013, Perşembe, 9:43 Basında Halk Sağlığı 207 kez okundu 0 yorum http://www.hasuder.org.tr/hsg/?p=1240 Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı İstifa Etti Ocak 2012 tarihinde Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun Başkanlığına atanan Anestezi Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Mustafa Aksoy un 10 Nisan 2013 tarihinde görevinden istifa ettiği öğrenildi. 14 aydır Halk Sağlığı Kurumunun başkanlığını yürüten Aksoy, bu kurumun ilk başkanı idi. Ülkemizde Sağlıkta Dönüşüm Sürecinde Sağlık Bakanlığının Merkez ve Taşra Teşkilatının yeniden örgütlenmesiyle Sağlık [...] Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı İstifa Etti Ocak 2012 tarihinde Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun Başkanlığına atanan Anestezi Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Mustafa Aksoy un 10 Nisan 2013 tarihinde görevinden istifa ettiği öğrenildi. 14 aydır Halk Sağlığı Kurumunun başkanlığını yürüten Aksoy, bu kurumun ilk başkanı idi. Ülkemizde Sağlıkta Dönüşüm Sürecinde Sağlık Bakanlığının Merkez ve Taşra Teşkilatının yeniden örgütlenmesiyle Sağlık Bakanlığına Bağlı Kuruluşlar içinde yer alan Türkiye Halk Sağlığı Kurumu birinci basamak sağlık hizmetlerini yöneten önemli bir kuruluştur. Görev ve yetkileri bakımından Halk sağlığını kapsayan bu kuruluşun başına kimin getirileceği merak ediliyor? BU ŞİDDET SONA ERSİN! 17 Nisan 2013, Çarşamba, 2:19 Basında Halk Sağlığı, Genel, Kapak haberi 114 kez okundu 0 yorum http://www.hasuder.org.tr/hsg/?p=1263 10

BU ŞİDDET SONA ERSİN! Bir yıl önce bu gün Dr. Ersin Arslan bir hasta yakını tarafından öldürülmesinin birinci yıl dönümünde sağlıkçılar şiddete dur demek için TTB nin çağrısıyla 17 Nisan 2013 tarihinde bir günlük G(ö)REV yaptı. Her geçen gün başta hekimlere yönelik olmak üzere bütün sağlık çalışanlarına şiddet artmaktadır. Bu ortamda sağlıkçılar endişe ve korku içinde [...] Share on facebookshare on twittershare on emailshare on printmore Sharing Services BU ŞİDDET SONA ERSİN! Bir yıl önce bu gün Dr. Ersin Arslan bir hasta yakını tarafından öldürülmesinin birinci yıl dönümünde sağlıkçılar şiddete dur demek için TTB nin çağrısıyla 17 Nisan 2013 tarihinde bir günlük G(ö)REV yaptı. Her geçen gün başta hekimlere yönelik olmak üzere bütün sağlık çalışanlarına şiddet artmaktadır. Bu ortamda sağlıkçılar endişe ve korku içinde çalışmaktadır. Bu konuya dikkat çekmek için TTB ayrıca 61 Uzmanlık Derneğinin katılımıyla Hürriyet Gazetesinde 16 Nisan 2013 tarihinde bir gazete ilanı yayınladı. Bu ilana HASUDER de katıldı. Gazete ilanının tam metnine BURAYA TIKLAYIP ulaşabilirsiniz. 11

01 MAYIS 30 HAZİRAN 2013 12

13

01 TEMMUZ 30 AĞUSTOS 2013 14

15

01 30 EYLÜL 2013 16

17

01 EKİM 30 KASIM 2013 Suriye ye Sınırına Komşu İllerde Çocuk Felci Aşısı Yapılacak 15 Kasım 2013, Cuma, 11:50 Basında Halk Sağlığı 78 kez okundu 0 yorum Suriye ye Sınırına Komşu İllerde Çocuk Felci Aşısı Yapılacak Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, Suriye ile komşu illerde yaşayan 5 yaş altı çocuklar ile kamplarda ve kamp dışında yaşayan Suriyeli çocuklara ek doz aşılama yapılacağını bildirdi. Kaynak: http://www.aa.com.tr/tr/haberler/249434 suriyeye-komsu-illerdecocuk-felci-asisi-yapilacak Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, çocuk felci yani poliomyelit hastalığının, virisün sebep olduğu ve hastalığa yakalanan bazı çocuklarda kalcı [...] Share on facebookshare on twittershare on emailshare on printmore Sharing Services Suriye ye Sınırına Komşu İllerde Çocuk Felci Aşısı Yapılacak Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, Suriye ile komşu illerde yaşayan 5 yaş altı çocuklar ile kamplarda ve kamp dışında yaşayan Suriyeli çocuklara ek doz aşılama yapılacağını bildirdi. Kaynak: http://www.aa.com.tr/tr/haberler/249434 suriyeye-komsu-illerde-cocuk-felci-asisi-yapilacak 18

SOLUDUĞUMUZ HAVA SAĞLIĞIMIZ BOZAN VE KANSERE NEDEN OLAN MADDELERLE KİRLİ HALE GELDİ SOLUDUĞUMUZ HAVA SAĞLIĞIMIZ BOZAN VE KANSERE NEDEN OLAN MADDELERLE KİRLİ HALE GELDİ Hava insan yaşamında son derece önemlidir, insan havasızlığa birkaç dakikadan fazla dayanamaz. Öte yandan insan için bu derece önemli olan havanın içeriği yine insan faaliyetleri sonucu önemli ölçüde değişmektedir. Açık havanın yani dünyamızı saran atmosferin doğal özelliklerinin ve bileşiminin herhangi bir kimyasal, fiziksel veya biyolojik kirletici tarafından değişmesine hava kirliliği denmektedir. Hava kirliliğinin, başta solunum ve kalple ilgili hastalıklar olmak üzere bir takım sağlık sorunları yarattığı veya var olan hastalıkları şiddetlendirdiği bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), 17 Ekim 2013 de yaptığı açıklamada dünyanın her yerinde geçerli olmak üzere ve ilk kez, içindeki bir tek maddeyi değil, bir kirleticiler karışımı olan dış ortam hava kirliliğini de insanda kesin kanser yapan etkenler listesi olangrup:1 e eklemiştir. Açıklamada hava kirliliğinin akciğer kanseri nedeni olduğu ve mesane kanseri olasılığını arttırdığı ifade edilmiştir. Hava kirliliğinin en önemli bileşeni olan askıda katı maddecikler (Partikül Madde-PM) de ayrıca tek başına kanser 19

yapıcı olarak ilan edildi ve 2010 yılı verilerine göre, bütün dünyadaki 223 000 akciğer kanseri ölümünün sorumlusunun hava kirliliği olduğu belirtildi. Halk sağlığı açısından endişe verici kirleticiler partikül maddeler, kükürt dioksit, karbon monoksit, ozon, azot dioksit ve uçucu organik birleşiklerdir. Metreküp havada mikrogram (µg) olarak ifade edilen hava kirleticilerinden partikül maddelerhavada uzunca süre kalabilir. Bu süre bir kaç saatten birkaç haftaya kadar uzayabilir. Partikül maddeler ve kanser nedeni etkenler şehirlerarası hatta uluslararası taşınabilir. Bu partikül maddelerin çoğunun çapları çok küçük (2,5 mikrondan küçük) olduğu için öksürüğe neden olmayarak ve akciğerin en ince noktalarına (alveol) kadar gidebilir. Bu nedenle akciğer kanserleri ve diğer hastalıklara neden olabilir. Avrupa da yapılan ölçümlerde partiküllerin %50-70 i 2,5 mikrondan küçüktür ve çok daha tehlikelidir. Bu küçük partiküllerin en önemli kaynağı modern dizel motorlu arabalardır. Araştırma sonuçları hava kirliliğine sunuk (maruz) kalan kişilerde akciğer kanserine yakalanma riski önemli ölçüde arttığını göstermektedir. Beş kıtada yapılan ve çeşitli kanser yapan kirleticileri araştıran binden fazla bağımsız derlemenin incelenmesi sonunda özellikle partikül madde ve ulaşım kaynaklı kirleticiler öne çıkmıştır. Bizler Halk Sağlığı Uzmanları Derneği olarak DSÖ Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı açıklamalarının Türkiye için de geçerli olduğunu düşünüyoruz. Aralık 2013 başı itibarıyla Türkiye de tümü otomatik olmak üzere toplam 128 hava kalitesi ölçüm istasyonu bulunmaktadır. Bunların 100 ünde sadece 10 mikrondan küçük partiküllerve kükürt dioksitölçülmektedir. 21 istasyonda bunlara ek olarak azot dioksit, 19 istasyonda karbonmonoksit ve 10 istasyonda ise ozon ölçülmektedir. Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında ve ülke nüfusumuz ele alındığında ölçümlerin yetersiz olduğu açıktır. Hava kirliliği çok daha fazla sayıda noktadan ölçülmelidir. Bunun yanında ölçülen parametre çeşitliliği de artırılmalıdır. Hava kirliği ölçümleri ile ilgili diğer bir önemli konuda ölçüm yüksekliğidir. Ülkemizde hava kirliliği ölçümleri uygun yükseklikten yapılmamaktadır. Çoğu ülkede hava kirliliği ölçümleri çocuklarımızın solunum yaptığı yerden 70 cm yükseklikten yapılmaktadır. Doğal nedenler (orman yangınları ve yanardağ patlamaları vb.) dışında hava kirliliğinin önde gelen kaynakları ulaşım, termik santrallar, sanayiye ait ve tarımsal gaz salımları ile ısıtmada ve pişirme kullanılan yakıtlardır. Ülkemizde şu an 30 civarındaki kükürt dioksit arıtması olmayan, kül tutucu filtrelerinin yedeği olmayan kömürlü termik santrallarımıza, onlarca çimento fabrikasına ilave olarak 40 dan fazla kömürlü termik santrale izin verilmiştir. Sosyal yardım adı altında son derece niteliksiz kül, duman ve kükürt dioksitoranı çok yüksek milyonlarca ton yerli kömür halka dağıtılmaktadır. Kapalı hava kirleticisi olan sigara ile mücadele edilirken açık hava kirleticileriyle mücadele unutulmamalıdır. Açık havanın kirli olduğu bir ortamda kapalı ortamda havayı temiz tutmak olanaklı değildir. Açık hava sahasının kirliliği ile savaşım sadece bireysel önlemleri değil, başta sanayi, enerji ve ulaşım sektörleri olmak üzere toplumun bütün sektör ve çıkar gruplarının desteğini gerektirir. Sağlıklı ve verimli ulaşım, yenilenebilir enerji üretimine öncelik, üretilen enerjinin verimli kullanımı, israfın önlenmesi, üretirken çevreye saygı ve çevrenin korunması temiz bir hava için önemli politikalardır. HALK SAĞLIĞI UZMANLARI DERNEĞİ (HASUDER) 20

01-31 ARALIK 2013 KAZDAĞLARI NDA ÖNSÖZ YAZILDI 13 Aralık 2013, Cuma, 11:03 Basında Halk Sağlığı 40 kez okundu 0 yorum KAZDAĞLARI NDA ÖNSÖZ YAZILDI Tüm Ülkemiz kamuoyunun kaygı ve merakla beklediği Kazdağı ve yöresinin geleceğine ilişkin, doğa ve çevre talanına karşı yürütt üğümüz mücadele ve bu konuda açtığımız davaların sonucu ile ilgili çok önemli bir gelişmeyi paylaşmak istiyoruz. Kazdağlarında bugüne kadar altın tekelleri aleyhine açtığımız, yedi davadan altısı ile ilgili yüce mahkeme, yürürlüğün durdurulmasına karar vermiştir. [...] Share on facebookshare on twittershare on emailshare on printmore Sharing Services KAZDAĞLARI NDA ÖNSÖZ YAZILDI Tüm Ülkemiz kamuoyunun kaygı ve merakla beklediği Kazdağı ve yöresinin geleceğine ilişkin, doğa ve çevre talanına karşı yürütt üğümüz mücadele ve bu konuda açtığımız davaların sonucu ile ilgili çok önemli bir gelişmeyi paylaşmak istiyoruz. Kazdağlarında bugüne kadar altın tekelleri aleyhine açtığımız, yedi davadan altısı ile ilgili yüce mahkeme, yürürlüğün durdurulmasına karar vermiştir. Yedinci davada da kararın çıkmak üzere olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Kısacası Kazdağları ile ilgili yargı önsözünü söylemiştir. Bilindiği gibi Kazdağlarında yıllardır vahşi madencilik sondajları sürdüren altın tekelleri 2013 yılı sonu itibarı ile işletme aşamasına gelmişler idi. Ülkemizde bugüne kadar yapılan ÇED başvurularının % 99 dan fazlasının olumlu sonuçlandığı, bir anlamda ÇED raporlarının bilimsel gerçeklerden uzak, siparişen hazırlandığı, bir başka deyişle bu sürecin sulandırıldığı dikkate alındığında, ÇED lerin çok anlam taşımadığı defalarca Platformumuzca kamuoyu ile paylaşılmıştı. Çanakkale yöresinde yaşayan halkın tepkilerine rağmen, herbir ruhsat alanının farklı özellikler taşımasına karşın, sanki aynı tornadan çıkmış gibi şirketlerin tümü ilgili Bakanlıktan olumlu ÇED almışlardı. Çanakkale ve çevresinde, Biga yarımadasında, Kazdağı ve yöresinde metalik madencilik faaliyetlerinin daha sondajları sırasında yaşanan hava, toprak, su kirlenmeleri, hayvan ölümleri gibi olumsuz sonuçlar ve geniş kesimlerin yöre halkının tüm tepkilerini, karşı çıkışlarını dikkate alan, Çanakkale İli kamu otoritesi, Çanakkale Valiliği yaklaşık iki yıldır, şirketlere Gayri Sıhhi Müessese ruhsatı vermemişdir. İdari Mahkemenin aldığı son karar Çanakkale Valiliğinin bugüne kadar ne kadar isabetli ve doğru yolda olduğunun da göstergesidir. Sayın Vali Ahmet Çınar ın söylediği gibi; Kazdağlarında altın işletmeciliğinin, hukuki, ahlaki, vicdani ve insani yönü bulunmaktadır. Şimdi hukuk sözünü söylemiş, sıra Sayın Vali ye gelmiştir. Valimizden, İnsani, vicdani ve ahlaki değerler ışığında gerekli açıklamayı yapmasını bekliyoruz. Çanakkale Çevre Platformu ve otuzyedi bileşeni, bugüne kadar yaşamı savunmak için yaşamın siyasetini yapmış, çevreyi savunmak adına ekolojik bir siyaset yürütmüştür. Yürütülen mücadele ve karşı duruş; ormanlara, ağaçlara, kuşlara sahip çıkmak, havanın zehirlenmesine engel olmak, Çanakkale nin ve tüm Biga Yarımadasının su kaynaklarını koruma mücadelesi, tarım alanlarının korunması mücadelesidir aynı zamanda. Çanakkale halkı ile birlikte, Kızılelma köylüleri, Söğütalan köylüleri, Evciler, Karaköy, Etili, Muratlar, Şahinli, Kuşçayırı, Kirazlı köyü, Biga nın Elmalı köyü, Karabiga halkı, bu mücadelenin ve bu olumlu kararın isimsiz kahramanlarıdır. Doğru, meşru, haklı mücadele ve onurlu duruş sonucu, hak yerini bulmuştur. Bugüne kadar Kazdağlarını hançerleyen, binlerce sondaj ile delik deşik eden şirketlere yardım ve yataklık yapan, kısacası Çanakkale ve yöresine ihanet eden siyasetçileri, Alamos Gold un sesi olan medya ve kalemşörlerini kamuoyunun ve Çanakkale halkının vicdanlarına bırakıyoruz. Son olarak; Çanakkale İdare Mahkemesinin verdiği bu son güzel kararın Ülkemizin her bölgesinde çevre ve ekoloji mücadelesi veren insanlara umut ve cesaret verdiğini belirtiyoruz. Mücadelemiz ortaktır, sevincimiz de ortaktır. Kazdağlarında önsöz yazılmıştır. HASTANE ZİNCİRLERİNDE ÖNEMLİ SATIŞ! 26 Aralık 2013, Perşembe, 2:29 Basında Halk Sağlığı 16 kez okundu 0 yorum HASTANE ZİNCİRLERİNDE ÖNEMLİ SATIŞ! 24 Aralık 2013 tarihli Hürriyet Gazetesinin Ekonomi sayfalarına düşen bir haber tüm sağlıkçıları bir şekilde ilgilendirmektedir. Bu Haber ülkemizin en büyük hastane zincirlerinden olduğu söylenen Medical Park ın çoğunluk hissesi, girişim sermayesi şirketi Turkven e satılmış 21

olmasıdır. Bu haber sadece bu hastanelerde çalışanları değil aynı zamanda tüm sağlık sektörünü de ilgilendirmektedir. Çünkü bundan [...] Share on facebookshare on twittershare on emailshare on printmore Sharing Services HASTANE ZİNCİRLERİNDE ÖNEMLİ SATIŞ! 24 Aralık 2013 tarihli Hürriyet Gazetesinin Ekonomi sayfalarına düşen bir haber tüm sağlıkçıları bir şekilde ilgilendirmektedir. Bu Haber ülkemizin en büyük hastane zincirlerinden olduğu söylenen Medical Park ın çoğunluk hissesi, girişim sermayesi şirketi Turkven e satılmış olmasıdır. Bu haber sadece bu hastanelerde çalışanları değil aynı zamanda tüm sağlık sektörünü de ilgilendirmektedir. Prof.Dr. Seçil Özkan Türkiye Halk Sağlığı Kurum Başkanlığına Atandı 28 Aralık 2013, Cumartesi, 7:16 Alandan Sesleniyoruz, Kapak haberi 96 kez okundu 0 yorum Prof.D. Seçil Özkan Türkiye Halk Sağlığı Kurum Başkanlığına Atandı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD Öğretim Üyesi Prof.Dr. Seçil Özkan 25.12.2013 tarihinde Türkiye Halk Sağlığı Kurum Başkanlığına atanmıştır. Hocamıza yeni görevinde başarılar dileriz. Prof.Dr. Seçil Özkan ın özgeçmişi aşağıda görülmektedir. Prof. Dr. Seçil ÖZKAN ın Özgeçmişi 1970 yılında İzmir de doğan Sn. ÖZKAN, 1992 yılında Ankara [...] Share on facebookshare on twittershare on emailshare on printmore Sharing Services Prof.D. Seçil Özkan Türkiye Halk Sağlığı Kurum Başkanlığına Atandı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD Öğretim Üyesi Prof.Dr. Seçil Özkan 25.12.2013 tarihinde Türkiye Halk Sağlığı Kurum Başkanlığına atanmıştır. Hocamıza yeni görevinde başarılar dileriz. Prof.Dr. Seçil Özkan ın özgeçmişi aşağıda görülmektedir. Türkiye Büyük Hekim Meclisi Sağlık Torba Yasa Tasarısı nı Oybirliğiyle Reddetti 23 ARALIK 2013 Türkiye Büyük Hekim Meclisi, Türk Tabipleri Birliği nin (TTB) çağrısıyla 22 Aralık 2013 tarihinde Ankara da toplandı. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası toplantı salonunda tek gündem maddesiyle toplanan Türkiye Büyük Hekim Meclisi, Sağlık Torba Yasa Tasarısı nı görüştü. Yüz otuz bin hekimi temsilen, Türkiye nin dört bir yanından gelen iki yüz ellinin üzerinde hekimin katıldığı Türkiye Büyük Hekim Meclisi nde, TBMM de görüşülmekte olan Sağlık Torba Yasa Tasarısı oy birliği ile reddedildi. 22

Hekimler daha sonra fener alayı oluşturdu ve Hırsız var!, Hırsızlara değil, sağlığa bütçe sloganlarıyla Sağlık Bakanlığı na yürüdü. Mesele Tam Gün Meselesi Değil, Mesele Hekim Emeği Ve Hasta Sömürüsü Meselesi Kırk Madde Yeter Üstü Kalsın yazılı dev bir pankart taşıyan hekimler, pankartı Sağlık Bakanlığı nın demir parmaklıklarına astı. Sağlık Bakanlığı önünde TTB Merkez Konseyi 2. Başkanı Gülriz Erişgen tarafından okunan basın açıklamasında TBMM ne seslenilerek, Sağlık Torba Tasarısı nı giderayak sakın bir daha gündeme almayın! denildi. Açıklamada, Türkiye Büyük Hekim Meclisi nin reddettiği Sağlık Torba Yasa Tasarısı nın bir kez daha Genel Kurul gündemine gelmesi durumunda hekimlerin süresiz eylemlere geçeceği ifade edildi. Türkiye Büyük Hekim Meclisi nin açılışında TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan Gezi Direnişi ve İnsan Hakları konulu bir sunum yaptı. TTB Genel Sekreteri Dr. Bayazıt İlhan ise Mesele Tam Gün Meselesi Değil, Mesele Hekim Emeği Sömürüsü Meselesi başlıklı sunumunda Sağlık Torba Yasa Tasarısı ndaki düzenlemelere dikkat çekti ve eleştirilerini dile getirdi. Türkiye Büyük Hekim Meclisi ne katılan hekimler ise kürsüden yaptıkları konuşmalarda tasarıya ilişkin değerlendirmelerde bulundular ve eylem ve mücadele programına ilişkin önerilerini paylaştılar. BASIN AÇIKLAMASI 22.12.2013 Türkiye Büyük Hekim Meclisi Oybirliğiyle Reddetti SAĞLIK TORBA YASA TASARISINI GİDERAYAK SAKIN BİR DAHA GÜNDEME ALMAYIN Türkiye Büyük Hekim Meclisi, Türk Tabipleri Birliği nin (TTB) çağrısıyla 22 Aralık 2013 günü Ankara da toplandı. Duyuru ve hazırlık süreci çok kısa olmasına rağmen Türkiye Büyük Hekim Meclisi toplantısına, yüz otuz bin hekimi temsilen, Türkiye nin dört bir yanından gelen iki yüz ellinin üzerinde hekim katıldı. Başta tabip odalarının ve uzmanlık derneklerinin Başkan ve yöneticileri, TTB Büyük Kongre Delegeleri, kol/komisyon/çalışma grubu üyeleri, tabip odası aktivistleri, çok sayıda tıp öğrencisi olmak üzere bütün hekimlerin katılımına açık olan toplantının tek gündem maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisi nde görüşülmekte olan Sağlık Torba Yasa Tasarısını oldu. Türkiye Büyük Hekim Meclisi nin sabah oturumunda, ilk olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi nde görüşmeleri ertelenmiş olan Sağlık Torba Yasa Tasarısını görüşülerek oylandı. Oylama sonucu: Son haliyle artık Tam Gün le hiçbir ilişkisi kalmayan, Ve fakat kamuda çalışan hekimlerin muayenehane, tıp merkezi veya polikliniklerde çalışmasını yasaklayan, Öte yandan; Rektörlüklere üniversite öğretim üyelerinin, Bakanlar Kurulu na da eğitim ve araştırma hastanelerindeki akademisyenler ve eğitim görevlilerinin % 50 siniözel hastanelere kiralama, pazarlama hakkı tanıyan, Bıçak parasını ortadan kaldırıyoruz. bahanesiyle yaptığı düzenlemede akademisyenlere ve eğitim görevlilerine özel hastanelerde de olsa tanıdığı ikinci işte çalışma hakkını kamuda görevli diğer uzman ve pratisyen hekimlere tanımayarak onları töhmet altında bırakmaya devam eden, Sülükçüye, hacamatçıya sertifika zorunluluğu getirirken işçi sağlığı ile ilgili alanda işyeri hekimliğinde sertifika zorunluluğunu delen, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu na bağlı çalışan aile hekimlerine nöbet zorunluluğu getiren, bu şekilde birinci basamakta zaten yaygın olan angarya çalıştırmayı aile hekimlerinin çalışma saatlerini arttırarak genişleten, Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından gayet sarih bir şekilde iptal edildiği halde hekimler, sağlık çalışanları sanki toprak kölesiymiş gibi ikamet zorunluluğu getiren, Yurtiçinde okuyanı, ihtisas yapanı yıllarca mecburi hizmete gönderip yurtdışında okuyanı, üç gün bile çalışanı kayıran, Dünyada eşi benzeri görülmemiş ve bu nedenle Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği nden Dünya Tabipler Birliği ne, İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü nden Avrupa Hekimler Daimi Komitesi ne kadar dünyanın dört bir yanından tepkiyle karşılanan bir düzenlemeyle, diplomamızın bize verdiği yetkiyi kullanarak hekimlik mesleğimizi yerine getirmeyi Ruhsatsız sağlık hizmeti sunma adı altında bir suça dönüştürüp 3 yıla kadar hapis ve 2 milyon TL (eski parayla 2 trilyon lira!) ceza öngören, 23

İnsanların en mahrem sağlık bilgilerini paylaşmayan hekimleri cezalandıran, paylaşma ile ilgili masrafları hekimlere, sağlık kurumlarına yükleyen, Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemeyi sağlamayacak, kâğıt üzerine yazılı olmaktan öteye geçecek bir düzenleme içermeyen SAĞLIK TORBA TASLAĞI OYBİRLİĞİYLE REDDEDİLDİ. Türkiye Büyük Hekim Meclisi, öğleden sonraki oturumunda Sağlık Torba Tasarısı nın bir kez daha Meclis e gelmesi durumunda yapılacak eylem programını görüştü. Türkiye Büyük Hekim Meclisi nin Türkiye Büyük Millet Meclisi ne çağrısıdır: Türkiye Büyük Millet Meclisi nde dördüncü kez ertelenmiş olan SAĞLIK TORBA TASARISINI GİDERAYAK SAKIN BİR DAHA GÜNDEME ALMAYIN! Türkiye Büyük Hekim Meclisi nin bütün tabip odalarına, bütün uzmanlık derneklerine, bütün hekimlere, bütün sağlık çalışanlarına çağrısıdır: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Büyük Hekim Meclisi nin reddettiği Sağlık Torba Taslağı nı bir kez daha Genel Kurul gündemine alacak olursa, görüşmelerin yapılacağı günden başlayarak SÜRESİZ EYLEME HAZIR OLALIM! Kamuoyuna duyururuz. TÜRKİYE BÜYÜK HEKİM MECLİSİ Salı sabahı geç uyandım, küçük oğlum çoktan kahvaltısını yapmış, internete girmiş. Önce haberi verdi Büyük operasyon başlamış, AKP li bakanların çocukları, AKP li belediye başkanı, AKP li ahlâk abidesi müteahhit yolsuzluktan gözaltına alınmış. Sonra yorumunu yaptı Bunlar iyice birbirine girdi. Sonra da, mûtad olduğu üzere, lâfını söyledi Tam da Lenin in dediği durum var sen hâlâ uyuyorsun! (Bu yıl meslek araştırması yapıyor da, normali ÖSS kılavuzu okur, bizimkisi Siyasi Düşünce Tarihi okuyor Fidel in hukuk, Che nin tıp okuduğunu öğrenmiş ya, sosyalist olmaya karar verirse onlardan, yoksa işletmeyi 24