Prof.Dr. Ersan Bocutoğlu Karadeniz Teknik Üniversitesi (ebocutoglu@ktu.edu.tr)



Benzer belgeler
YARIM ASIRDA DOĞU KARADENĐZ BÖLGESĐ NDE ÜNĐVERSĐTE-SANAYĐ ĐŞBĐRLĐĞĐ VE GELECEĞĐ: KARADENĐZ TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ TECRÜBESĐ

TRABZON TEKNOLOJĠ GELĠġTĠRME BÖLGESĠ: ĠMKANLAR, SORUNLAR. Prof. Dr. Ersan BOCUTOĞLU* ABSTRACT

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ARAŞTIRMA, TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI

08 Kasım Ankara

T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Mehmet TEZYETİŞ OSTİM Hizmet Merkezi Müdürü

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU

KOSGEB DESTEKLERİ (2010/YENİ DESTEKLER)

SANAYİ ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI TARAFINDAN YÜRÜTÜLEN

4691 SAYILI TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi

Geri Ödemeli ve Geri Ödemesiz seçeneklerle Destek Üst Limiti Proje Teklif Çağrısında Belirlenir

Sanayi Üniversite Đşbirliği Süreçlerinde Ekosistem Yönetimi Sanayi Üniversite Đşbirliği Faaliyetleri

BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, Yasası sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU. Kanun Numarası : 4691

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR TİCARET VE SANAYİ ODASI

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

KTÜ STRATEJİK PLAN KALKINMA PLANI

KOSGEB KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

YÖNETMELİK NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

GENEL BİLGİ. KOBİ ler ve KOSGEB

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA PROJELERİ KOORDİNASYON OFİSİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

üniversite ile sanayi işbirlii birliğinin inin ığı,

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

KOSGEB DESTEK PROGRAMLARI

KOSGEB DESTEK PROGRAMLARI

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR YATIRIM DESTEK OFİSİ

KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI BİLİM VE TEKNOLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BAKANLIĞIMIZCA YÜRÜTÜLEN AR-GE VE YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

15 Ekim Ankara

STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ

Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Bütçesinin Gelir, Gider ve Muhasebesine İlişkin Yönetmelik

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak

ÇUKUROVA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİ (ÇUKUROVA TEKNOKENT)

Bakanlığımızca Yürütülen Ar-Ge ve Yenilik Programları

PROGRAM YÖNETİMİ BİRİMİ 2009 YILI FAALİYET RAPORU

İZMİR BÖLGESEL GELİŞME PLANI İLERİ TEKNOLOJİYE DAYALI SANAYİLER SEKTÖRÜ ÇALIŞTAYI 10 TEMMUZ 2009 SONUÇ RAPORU

VE BİLGİ DENEYİMİ TÜRKİYE DE SANAYİLEŞME SORUNLARI VE KOBİ LERE YÖNELİK ÇÖZÜMLER. Hüseyin TÜYSÜZ KOSGEB Başkan Yardımcısı.

T. C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI. AR-GE REFORM PAKETİ ve İKİNCİL MEVZUATI

ANKARA KALKINMA AJANSI.

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) KOSGEB DESTEKLERİ

T. C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI AR-GE REFORM PAKETİ VE İKİNCİL MEVZUATI

SAN-TEZ PROJE DESTEKLERİ VE SANAYİ-ÜNİVERSİTE İŞBİRLİĞİNE KATKILARI

AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları

KOSGEB Dernekler. Buluşması. 5 Ekim 2011 Yapı Endüstri Merkezi / İstanbul

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

KONYA TEKNOKENT-SELÇUK TTO

Başkent Üniversitesi, 9. ÜSİMP Ulusal Kongresi 17 Mayıs Mart 2017, Ankara

NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK - MİMARLIK FAKÜLTESİ 2017

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMALAR UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

TEKNOKENTLERDE VERGİ MUAFİYETLERİ VE DESTEKLER Rasim SEZER

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri nde (Teknokent/Teknopark)

BATI AKDENĠZ KALKINMA AJANSI. TEKNOLOJĠ GELĠġTĠRME BÖLGELERĠ TEġVĠKLERĠ. Sadık URANLI Mayıs 2011

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİNDE FAALİYET GÖSTEREN FİRMALARIN BU BÖLGELER DIŞINDA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ AR-GE FAALİYETLERİNİN VERGİSEL DURUMU

D- NASIL YAZMALI? ÖRNEKLER

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

Almanya da Zanaatkâr Kuruluşlarının Sistem ve Yapısı

ÜSİMP TTO TECRÜBE PAYLAŞIMI. ÖMER BAYKAL, GAZİ TTO 26 Temmuz 2013, ASO

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

Yerel yönetimler (belediye, il özel idaresi, köy tüzel kişiliği, muhtarlıklar),

TÜBİTAK ın Teknoloji Transfer Ofisleri Desteği

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI AR-GE REFORM PAKETİ

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

GÜDÜMLÜ PROJE DESTEĞİ

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ PROJE GENEL KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KURUM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU

BİRİNCİ BÖLÜM. b) Merkez Müdürü: Dicle Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürünü,

SENATO 2016/12-II BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ PROJE DESTEK OFİSİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelirler Genel Müdürlüğü. Kurumlar Vergisi Sirküleri/1

Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı 2016 Mali Destek Programları. Antalya

Maliye Bakanlığı Sirküler 1. T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelirler Genel Müdürlüğü. Kurumlar Vergisi Sirküleri/1

MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 17 Haziran 2014

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TEKMER. KOSGEB, Üniversite ve Sanayi işbirliğinde Üçlü Sarmal Yapı (Triple Helix) TEKMER. Üniversite KOSGEB. Protokol

İzmir Yenilik Ekosistemi 2018 İzleme Raporu

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

Madde 2- Türkiye'de serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

AR& GE BÜLTEN ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

GİRESUN ÜNİVERSİTE-KENT İŞBİRLİĞİ PLATFORMU YÖNERGESİ (GÜKİP) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak Ve Tanımlar

PERFORMANS VERİLERİ DEĞERLENDİRME TABLOSU

İZMİR R KALKINMA AJANSI

Sanayi kuruluşlarının ayrımı

TR83 Bölgesi nde Ar-Ge ve İnovasyon ile Yenilenebilir Enerji Anket Sonuçları

KURUM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU HAZIRLAMA KILAVUZU

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

KEŞAN AVRUPA BİRLİĞİ VE PROJE ARAŞTIRMA GELİŞTİRME UYGULAMA MERKEZİ (KAPUM) KURULUŞ GEREKÇESİ

Tarımın Anayasası Çıktı

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

BELGELENDİRME HİBELER(1) DÖKÜMANLAR KREDİLER(2) HİBELER(1) KOSGEB HİBELER. Süt Üreten Tarımsal İşletmelere Yatırım. Et ve Et Ürünlerinin İşlenmesi

Burada olmak size kazandıracak

Neden Malatya ya yatırım yapmalı

AKOFiS ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN. Halkla İlişkiler Başkanlığı

KOSGEB DESTEKLERİ. Bu çalışmada güncel KOSGEB desteklerinin derlenmiş listesi bulunmaktadır. Derlenen bilgiler adresinden alıntıdır.

Transkript:

DOĞU KARADENĐZ BÖLGESĐ NDE KARADENĐZ TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ-SANAYĐ ĐLĐŞKĐLERĐ VE TRABZON TEKNOKENTĐ Prof.Dr. Ersan Bocutoğlu Karadeniz Teknik Üniversitesi (ebocutoglu@ktu.edu.tr) 1.Giriş Karadeniz Teknik Üniversitesi 20 Mayıs 1955 tarih ve 6594 sayılı kanun ile kurulmuştur. Kanun koyucu, kanunun gerekçesinde üniversiteden beklenen fonksiyonları şöyle özetlemektedir: Karadeniz Bölgesi nin kuzey-doğusuna düşen Çoruh (bugünkü Artvin), Rize, Trabzon, Giresun ve Ordu illeri ile Gümüşhane ilinde 2 milyona yakın nüfus barınmaktadır. Bu iller, arazi ve iklim bakımından bir bütün halinde yurdun diğer kısımlarından doğal ve coğrafi nedenlerle apayrı bir görünüm içindedir. Bulundukları dar toprak parçasında ve pek çetin şartlar içinde geçinmeye çabalayan bu insanların çevrelerinde bulunan doğal servet kaynaklarını işleyebilecek bilgilerle donatılmaları, böylece işsizlikten ve bilgisizlikten kurtulmaları hem onların hem de ülkenin yararı gereğidir. Dünyanın diğer yerlerinde ve özellikle Amerika da halka ait bu gibi sorunlara öncülük yapan kurumlar üniversitelerdir. Şu kadar ki bu üniversite (Karadeniz Teknik Üniversitesi), Ankara ve Đstanbul Üniversiteleri ile açılması düşünülen diğer üniversiteler gibi genel nitelikte ve uluslar arası düzeyde bilgi vermekle yetinen bir üniversite olmayacak, özellikle yerel olanakları ve doğal servetleri etüt edecek ve halkın özel yeteneklerini de ele almak suretiyle şimdiye kadar hiç değinilmemiş ve çaresi bulunamamış olan ekonomik sorunları çözümlemeye çalışacaktır. Bu şekilde, uzun yıllardan beri hal şekline bağlanmasına çalışılan ekonomik durumu sürekli olarak çalışan ve araştırma yapan bu üniversitenin yardımıyla bölge içinde çözmek mümkün olacaktır. Bu düşüncelerle Karadeniz de bir teknik üniversitenin açılması yerinde görülmüştür. Dikkat edilirse kanun koyucu bu gerekçeleri ileri sürmek suretiyle, kurulacak yeni üniversiteden, eğitim-öğretim gibi klasik fonksiyonlar yanında, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesi, bir yandan üniversite ile bölge halkı arasında toplumsal ilişkilerin, öte yandan üniversite ile bölge sanayisi arasında teknik ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi gibi modern fonksiyonları da görmesini beklemektedir. Karadeniz Teknik Üniversitesi kuruluşunun 52. yılında, kanun koyucunun kendinden beklediği bu modern fonksiyonlardan, üniversite-sanayi ilişkilerinin geliştirilmesi alanında ne gibi teşebbüslerde bulunmuş, ne gibi sorunlarla karşılaşmış, ne kadar mesafe almıştır? Bugünden ileriye bakıldığında üniversite-sanayi ilişkilerinin geleceği nasıl görünmektedir? Bu bağlamda Trabzon Teknokenti nin durumu ve geleceği nasıl değerlendirilmelidir? Bildiride bu soruların cevapları aranmaktadır. 2. Doğu Karadeniz Bölgesi nde Üniversite-Sanayi Đlişkilerinin Kronolojik Analizi

Karadeniz Teknik Üniversitesi nin kurulduğu Doğu Karadeniz Bölgesi, yukarıda da belirtildiği gibi Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Giresun ve Ordu illerini kapsamaktadır. Bu bölgeye Avrupa Birliği Đstatistiki Bölge Birimi Sınıflandırması na göre T90 Bölgesi denmektedir. Üniversitenin kurulmuş olduğu Trabzon ili bu bölgenin merkezi konumundadır. Bölgedeki üniversite-sanayi ilişkileri kronolojik olarak ele alındığında aşağıdaki dönemler ve gelişmeler ön plana çıkmaktadır: 2.1. 1955-1962 Dönemi 20 Mayıs 1955 yılında kurulan Karadeniz Teknik Üniversitesi, eğitim-öğretim faaliyetine 2 Aralık 1963 tarihinde başlamıştır. Bu nedenle 1955-1962 arasındaki 7 yıllık dönem, üniversitenin eğitim-öğretime başlayabilmesi için, öğretim üyelerinin yetiştirilmesi ve fiziki mekanın teminine yönelik hazırlıkların yapıldığı bir zaman aralığına tekabül etmektedir. 2.2. 1963-1992 Dönemi Üniversite 1963-1992 arasındaki 29 yıllık dönemde, kurumsal anlamda üniversite-sanayi ilişkilerini geliştiren faaliyetlerde bulunamamıştır. Bunun en önemli nedenleri bölge ekonomisine tarım sektörünün hakim olması ve bölgede araştırma-geliştirme faaliyetlerine ihtiyaç duyacak nitelikte bir imalat sanayiinin gelişememesidir. Doğu Karadeniz Bölgesi ve özellikle üniversitenin kurulduğu Trabzon ilinde, 1970 li yıllardan itibaren küçük ölçekli imalat sanayiinin kıpırdanmaya başladığı gözlenmektedir (Bocutoğlu 1984). Ancak küçük ölçekli imalat sanayii bölgesel pazara hitap ettiği için, araştırma-geliştirme faaliyetlerine ihtiyaç duymamaktadır. Bu nedenle bu dönemde, üniversite-sanayi ilişkilerinin kurumsal bir yapıya kavuşmadığını ve bu ilişkilerin ihmal edilebilir düzeyde bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu dönemde üniversite-sanayi ilişkileri alanında başlıca iki bilimsel çalışmanın dikkat çektiğini görmekteyiz. Bu çalışmalar (Dinçmen 1979) ve Bocutoğlu (1984) tür. A.Karadeniz Teknik Üniversitesi Đçin Bir Gelişme Modeli: Üretim Üniversitesi(1979) Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Doç.Dr. Murat Dinçmen 1979 yılında, Karadeniz Teknik Üniversitesini bir üretim üniversitesine dönüştürmeyi ve bu yolla üniversite-sanayi ilişkilerinin geliştirilmesini teklif eden bir makale kaleme aldı. Bir taşra üniversitesi olmasına rağmen, Karadeniz Teknik Üniversitesi nin, üretim içinde öğretim ve araştırma üniversitesi olarak, Türkiye için bir model oluşturabileceğinden hareket eden bu çalışma konuya şöyle yaklaşmaktadır. Ziraat fakülteleri ile tıp ve sağlık bilimleri fakültelerinde gerçekleştirilen üretim ve uygulama içinde eğitim anlayışı, makine, elektrik ve inşaat mühendisliği alanlarında da yaygınlaştırılabilir. Bir sağlık bilimleri fakültesinin açılması için, önce topluma sağlık hizmetleri üretecek bir eğitim hastanesi yapılırken, örneğin elektrik makineleri dalında mühendislik eğitimi verecek bir bilim dalı için, neden önce küçük çapta bile olsa bir elektrik makineleri fabrikası düşünülmemektedir? Orman ürünleri mühendisliği eğitimi için neden önce bir kağıt veya mobilya fabrikası planlanmamaktadır? Dinçmen, Karadeniz Teknik Üniversitesi ndeki bölümlerin bu tarzda üretime geçmeleri için, aşağıdaki aşamalardan geçilmesini önermektedir: a) Meslek sahibi yapan her bölüm veya bilim dalı, mezunlarının toplumda hangi hizmetleri verdikleri veya hangi malları ürettiklerini belirlemelidir.

b) Belirlenen bu hizmetler veya mal üretiminden, üniversite imkanları ile gerçekleştirilebilecek olanları belirleyerek üretime geçmek için girişimlerde bulunmalıdır. c) Üretim için eldeki imkanların yetersiz olması durumunda, üniversitenin üniversite dışı mali destek araması düşünülebilir. d) Üniversitenin bu alandaki çabalarını kalkınma planları ile uyumlu hale getirebilmek için, üniversite bünyesinde bir üretim dairesi kurulmalı ve bu daire; herhangi bir bilim dalı tarafından gerçekleştirilmek istenen üretim için fizibilite raporu hazırlanmasında danışmanlık, üniversite ile sanayi arasında üretim ilişkisi kurma ve üniversitedeki üretim işleri arasında koordinasyon görevlerini üstlenmelidir. Dinçmen, önerdiği üretim üniversitesi modelinin, üniversiteyi çevreyle bütünleştirebileceğini, bölgesel üretim ve istihdama katkıda bulunabileceğini, bölgenin sanayileşmesini hızlandırabileceğini, üniversite eğitiminde uygulama için eğitim imkanı doğabileceğini ve istenilen düzeyde eğitim ve araştırma etkinliği bulunmadığı için, üniversiteden kopmayı planlayan akademik elemanları üniversiteye kazandırabileceğini ileri sürmektedir (Dinçmen 1979). Sanayi ayağı gelişmemiş bir bölgede, üniversite-sanayi ilişkilerinin geliştirilmesine uygulanabilirliği tartışma konusu edilse bile, bu çalışma ve model teklifi, üniversitenin bölgesel fonksiyonlarını görmede karşılaştığı sorunları ortadan kaldırmak ve üretim içinde eğitim yapma imkanlarını araştırmak bakımından oldukça ilginçtir. Bu yaklaşım, o dönemde lisansüstü çalışmalarını üniversite-sanayi ilişkilerinin son derece gelişmiş bulunduğu Almanya da yapan Karadeniz Teknik Üniversitesi akademik kadrolarının genel görüşünü yansıtmaktadır. Bölge sanayiinin gelişmemiş olması, bu yaklaşımı benimseyen akademisyenlerin hayal kırıklığına uğramasında ve bölgeden kopmasında önemli bir etken olmuştur. B.Karadeniz Teknik Üniversitesi- Bölgesel Sanayi Đlişkileri Araştırması(1984) Doç.Dr.Ersan Bocutoğlu, 1984 yılında yürüttüğü bir araştırma projesi ile, 1974-1984 döneminde Karadeniz Teknik Üniversitesi ile Doğu Karadeniz Bölgesi Trabzon Alt Bölgesi (Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Giresun, Ordu) imalat sanayii arasındaki ilişkileri araştırmıştır. Projenin amacı, Karadeniz (Teknik) Üniversitesi nin çeşitli bölümlerinde yapılmış olan yüksek lisans, doktora, doçentlik tezleri ile profesörlük takdim tezleri ve bunun dışındaki araştırmalardan elde edilen sonuçların imalat sanayiinde uygulanabilirlik derecesini, bölgedeki imalat sanayii firmalarının bu araştırmaların sonuçlarına ilgi seviyelerini, imalat sanayii firmalarının üretim sürecinde karşılaştıkları problemleri çözmede başvurdukları yöntemleri ve kurumları, üniversite ile firmalar arasındaki iletişim noksanlıklarını belirlemek ve çözüm yolları geliştirmektir. Bu amaçları gerçekleştirmek için araştırma projesi, Trabzon Alt Bölgesi nde faaliyet gösteren, 10 dan fazla işçi çalıştıran ve üretim kapasitesi teknolojik bilgi alıverişini gerektirecek kadar büyük olan seçilmiş 50 imalat sanayii firmasının yetkilileri ile yüz yüze görüşmelerden elde edilen sonuçları yansıtmaktadır. Tablo 1 de yüz yüze görüşme yapılan firmaların sayısı, faaliyet alanı ile kamu ve özel sektör arasındaki dağılımı gösterilmektedir. Tablo 1. Yüz Yüze Görüşme Yapılan Firmalar ISIC Sınıflandırmasına Göre Endüstrilerin Adı Bitkisel ve Hayvansal Yağlar Đmali Kapsadığı Özel Sektör Kamu Sektörü Firma Sayısı 2 1 1

Un ve Unlu Mamuller 3 3 - Diğer Besin Maddeleri 3 1 2 Alkolsüz Đçkiler 2 1 1 Tütün Sanayii 1-1 Elbise,Giyim,Dokuma 2 2 - Ağaç ve Mantar Ürünleri 6 6 - Ağaç Mobilya ve Mefruşat 1 1 - Kağıt ve Kağıt Ürünleri 2-2 Đlaç ve Tıbbi Malzeme Đmali 1 1 - Plastik ve Kimya Ürünleri 3 3 - Çimento Sanayii 1-1 Diğer Taş ve Toprağa dayalı 10 10 - Sanayii Diğer Metal Ana Sanayii 9 8 1 Metal Eşya Sanayii 1 1 - Elektriksiz Makineler Sanayii 3 3 - TOPLAM 50 41 9 Kaynak: Bocutoğlu (1984) Đncelenen bölgesel imalat sanayii 50 firmadan oluşurken, araştırma projesinin üniversite ayağı; kimya, biyoloji, inşaat mühendisliği, mimarlık, makine mühendisliği, elektrik mühendisliği, jeodezi ve fotogrametri, jeoloji, orman mühendisliği, orman endüstri mühendisliği bölümlerinden meydana gelmektedir. Araştırma projesi, 1974-1984 döneminde Karadeniz Teknik Üniversitesi nin yukarıda sayılan 10 bölümü ile 10 dan fazla işçi çalıştıran seçilmiş 50 bölgesel imalat sanayii firması arasındaki, yeni bir ürün veya üretim usulü ortaya koyan, mevcut bir malın fiyatı sabitken kalitesini yükselten, kalitesi sabitken fiyatını düşüren, mevcut kaynakların etin kullanımını sağlayan ve kaynak israfını önleyen, atık maddelere yeni kullanım alanları sağlayan, bölgede bolca bulunan hammaddelerin değerlendirilmesine imkan veren, mevcut üretim sistemindeki arızları gideren, kısaca üretim ve üretim teknolojisi ile ilgili her türlü bilgi alışverişini incelemeyi hedef almıştır. Araştırma projesinden elde edilen sonuçlar şöyle özetlenebilir: a. Üniversite Açısından 1. Üniversitedeki araştırma-geliştirmeye dönük bölümlerdeki öğretim elemanlarının ders ve laboratuar yüklerinin fazlalığı araştırma-geliştirme faaliyetlerini güçleştirmektedir. 2. Öğretim üyesi yetiştirme işlemi son derece zaman alıcı ve pahalı bir süreçtir. Öğretim üyelerini üniversitede ve özellikle bölgede tutmak zor olmaktadır. 3. Üniversitedeki araştırma-geliştirme faaliyetlerinin temelini doktora çalışmaları oluşturmaktadır. Doktora çalışmaları genellikle gelişmiş üniversitelerdeki öğretim üyeleri tarafından yönetildiği için, adayların bölgesel sorunları tez konusu olarak seçmesi güçleşmektedir. 4. Araştırma-geliştirme faaliyetleri önemli mali destek gerektirmektedir. Özellikle laboratuarların çalışır durumda tutulması, yeni alet ve makinelerle teçhiz edilmesi büyük mali yük doğurmaktadır. Üniversite mali bakımdan zayıftır. 5. Üniversite bölgedeki imalat sanayiini yakından tanımadıkları için, uygulamalı çalışmaların hangi alanlara ve problemlere çözümüne dönük olarak yapılması gerektiği konusunda kararsızdır. Araştırmacıları cesaretlendirecek bir araştırma atmosferi yoktur. Araştırmacı hem sorunu tespit etmek hem de çözümünü bulmak

zorunda kalmaktadır. Bölgesel sanayii ile ilgili olarak elde Bölgesel Sanayi Sorunları Envanteri bulunmadığı için, etkin araştırma konuları seçilememektedir. 6. Üniversitenin araştırma-geliştirme potansiyeli konusunda net bir bilgi yoktur. Üniversite bünyesindeki çeşitli laboratuarlara dağılmış halde bulunan alet ve makinelerin sayısı, mevcut durumu, mevcut ve muhtemel kullanım alanları konusunda yapılan çalışmalar yarım kalmış, üniversitenin alet ve makine envanteri çıkarılamamıştır. Doktora tez çalışmalarında kullanılmak üzere satın alınan makineler tez bittikten sonra bakımsızlık veya yedek parça eksikliğinden dolayı kullanılamaz durumda bulunmaktadır. 7. Karadeniz (Teknik) Üniversitesi nin belirli bir araştırma merkezinden yönlendirilen ve desteklenen bir üniversite araştırma-geliştirme politikası bulunmadığı için, üniversite sadece klasik eğitim-öğretim fonksiyonu üzerine odaklanmış bulunmaktadır. b. Sanayi Açısından 1. Bölgedeki imalat sanayii firmaları, yöneldikleri pazarların genişliği, izledikleri fiyat ve kalite politikası, firma ölçeği ve teknikleşme oranı gibi faktörler bakımından farklılıklar göstermektedir. Firmaların hitap ettikleri pazarın genişliği ile kullandıkları teknoloji arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Genellikle bölgesel pazarlara yönelmiş, ulusal ve uluslar arası piyasalara açılmamış olan bölge imalat sanayii firmaları, nispeten basit ve eski teknolojiler kullanmaktadır. Bu firmalar için büyük ölçekli teknolojik problemler ortaya çıkmamakta, mevcut problemler firma içinde çözülebilmektedir. Bu tür firmaların üniversite ile işbirliği eğilimi bulunmamaktadır. Ulusal ve uluslar arası pazarlara yönelik üretimde bulunan firmalardan, yabancı firmalarca anahtar teslimi esasına göre faaliyete geçirilenler, üretim sürecinde ortaya çıkan sorunların çözümünü yine aynı firmalara havale etmektedir. Büyük ölçekli kamu teşebbüsleri de teknolojik problemlerini Ankara daki merkezlerinde bulunan teknik birimleri kanalıyla çözme eğilimindedirler. Kamu teşebbüslerinin üniversiteden beklentisi bulunmamaktadır. 2. Firmaların hitap ettikleri gelir gurupları ile ürettikleri malların kalitesi arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Bölge pazarına yüksek kalitede mal sunan ulusal firmalar pazara hakim oldukları için, bölgesel firmalar aynı malın kalitesiz fakat ucuz türünü üreterek ayakta kalabilmektedirler. Bu tür malları üreten bölgesel firmaların düşük bir kar marjı ile çalıştıkları gözlemlenmiştir. Bölgesel firmalar kaliteden çok fiyata önem vermek suretiyle, düşük gelir guruplarını ellerinde tutmaktadırlar. Kalitenin ikinci plana atılması, kalite kontrol endişesini devre dışına bırakmakta ve firmaların araştırmageliştirme ihtiyacı doğmamaktadır. 3. Đmalat sanayiindeki teknikleşme oranı, yani mühendislerle teknisyenlerin toplam istihdam içindeki payı, üniversite-sanayi ilişkilerinin gelişmesinde hakim bir rol oynamaktadır. Bünyesinde mühendis çalıştırmayan firmaların üniversiteyle ilişkisi bulunmazken, aynı firmalarda Karadeniz (Teknik) Üniversitesi nden mezun mühendislerin çalışmaya başlaması, üretim sürecinde ortaya çıkan sorunların üniversiteye yansıtılmasına yol açmaktadır. Firmalarda çalışan mühendislerin, problemlerin çözümünü genellikle mezun oldukları üniversite bünyesinde arama eğiliminde bulundukları gözlenmektedir. Karadeniz (Teknik) Üniversitesi mezunu mühendislerin bölge sanayiinde istihdamı yaygınlaştıkça, üniversite-sanayi ilişkilerinde bir derinleşme beklenebilir. 4. Bölgedeki özel sektör firmalarında gözlemlenen bir başka nokta da, neyin problem olduğu hususunun firma yöneticilerince bilinmemesidir. Sorunla karşılaşılmadan

yürüyor görünen çoğu üretim prosesi, aslında sorunlu üretim yapmaktadır. Bu durumu problemi bilmeden problem içinde olma durumu şeklinde nitelendirebiliriz. Kamu sektöründe gözlemlenen bir eğilim de şudur: Üretim probleminin ortaya çıkması ilgili kamu kurumu yöneticilerinin bir prestij sorunu olarak algılandığı için, problemler gizlenmekte ve kurum içindeki imkanlarla çözülmeye çalışılmaktadır. 5. Bölgede üniversite-sanayi ilişkilerini olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biri de, bölgesel imalat sanayii firmalarının, üniversitenin elinde bulunan araştırma-geliştirme imkanları hakkında tam bir bilgiye sahip olmamasıdır. Üniversite denince akla, eğitim-öğretim faaliyeti geldiği için, üniversitenin sanayi ile ilişkileri kolayca kavranamamaktadır. 6. Üniversitenin sanayi bakımından önemini bilen sanayiciler ise, üniversite ile ilişkilerin zaman alıcı olmasından yakınmaktadırlar. Sanayiinin problemleri daima acil çözüm bekleyen sorunlardır. Üretim sürecinin durdurulması veya geciktirilmesi söz konusu olamaz. Üniversite öğretim elemanları yeterli zamana sahip olmadıkları için, sanayiinin sorunlarına yeterli hızda cevap verememektedirler. 7. Nihayet bazı bölge firmaları, problemlerin üniversitece bedelsiz olarak çözülmesini beklemektedirler ki bu yaklaşım ilişkilerin gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Sanayi ve üniversite açısından, üniversite-sanayi ilişkilerini güçleştiren etkenler ortaya konduktan sonra şu sonuca varılabilir: Karadeniz (Teknik) Üniversitesi ile Trabzon Alt Bölgesi sanayii arasındaki teknolojik bilgi alışverişi son derece sınırlıdır ve mevcut ilişkiler de, belirli bir üniversite politikasından ziyade bazı öğretim elemanlarının şahsi gayretleri sonucu sürdürülebilmektedir. Üniversite-sanayi ilişkilerinin geliştirilebilmesi için aşağıdaki öneriler ileri sürülebilir: 1. Üniversite-sanayi ilişkilerinde ilk adımı, belirli bir üniversite politikası çerçevesinde üniversite atmalıdır. Üniversite bünyesinde kurulacak bir Đktisadi ve Teknolojik Araştırmalar Merkezi önderliğinde, sanayi, mühendis ve mimar odaları ile sanayi kuruluşları bir araya getirilmeli, sıkça düzenlenecek bilimsel toplantılarla bu ilişkiler sıklaştırılmalıdır. Üniversite bir yandan sanayi kuruluşlarının temsilcilerini üniversiteye davet etmek suretiyle üniversitenin imkanlarını onlara tanıtmalı öte yandan da yapacağı süreli yayınlarla imkanlarını konusunda bilgilendirme yapmalıdır. Bunun için üniversite, öncelikle kendi araştırma-geliştirme envanterini yapmalı ve açılmasına önderlik edeceği bir bölgesel sanayi sergisi ile sanayi kuruluşları ile üniversitenin birbirini tanımasını sağlamalıdır. 2. Üniversite kendi imkanlarını tespit ettikten sonra, sanayiin sorunları için bir envanter yapmalı, bir yandan sanayiden eğitim uygulamaları bakımından nasıl yararlanılacağı belirlenirken öte yandan lisansüstü çalışmaların ve araştırma projelerinin hiç olmazsa bir kısmı, sanayiin sorunlarının çözümüne yönlendirilmelidir. 3. Üniversite- sanayi ilişkilerinin mali yönünü organize etmek için döner sermaye idaresi etkinleştirilmelidir. Döner sermaye, araştırma-geliştirme faaliyetlerinin finansmanında önemli bir fonksiyon görmektedir. 2.3. 1993-2005 Dönemi Bu dönem, üniversite-sanayi ilişkileri bakımından bazı önemli kurumsal gelişmelerin yaşandığı bir zaman aralığını oluşturmaktadır. Karadeniz Teknik Üniversitesi, bölge sanayiine ve onun sorunlarına bilimsel ve kurumsal bir yaklaşım geliştirmiştir. Bu dönemde iki adet Bölgesel Kalkınma Kongresi düzenlenmiş, üniversite, Doğu Karadeniz Bölgesi Kalkınma Planı (DOKAP)ın hazırlanmasına etkin bir biçimde katılmış, KOSGEB-KTÜ Teknoloji

Geliştirme Merkezi ile Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TEKNOKENT)in kurulmasına öncülük etmiş, sanayi ve ticaret alanında uzmanlaşan sivil toplum örgütleri ile sık ilişkiler geliştirmiştir. Şimdi bu gelişmeleri ayrıntılı olarak ele alabiliriz. A.Bölgesel Kalkınma Kongreleri Karadeniz Teknik Üniversitesi, bölge ekonomisinin ve özellikle sanayiinin mevcut durumunu ve sorunlarını belirlemek amacıyla 13-15 Ekim 1994 tarihinde geniş katılımlı Bölgesel Kalkınma Sempozyumu 1994: Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Giresun, Ordu Đllerinin Sosyo-Ekonomik Yapısı: Sorunlar-Politikalar adlı bir bilimsel toplantı düzenlenmiştir. Üniversitenin kuruluşunun 50. yılı münasebetiyle, hem 50 yıllık dönemin hem de son on yılda Doğu Karadeniz Bölgesi nin sosyo-ekonomik yapısında ortaya çıkan gelişmelerin bir değerlendirmesini yapmak amacıyla, 13-14 Ekim 2005 tarihinde Doğu Karadeniz Bölgesi Kalkınma Sempozyumu 2005: Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Giresun, Ordu: Sorunlar, Analizler ve Politikalar adlı ikinci bir kalkınma sempozyumu düzenlenmiştir. Bu toplantılarla, bölge ekonomisinin nabzı tutulmakta, sosyo-ekonomik gelişmenin yönü ve sorunları belirlenmekte ve çözümlere önderlik edilmektedir. B.KOSGEB-KTÜ Teknoloji Geliştirme Merkezi (TEKMER) Karadeniz Teknik Üniversitesi nde üniversite-sanayi ilişkilerinin kurumsal bir temele oturtulması için 1993 yılının gelmesi gerekmiştir. Bu yıl, KOSGEB ile Karadeniz Teknik Üniversitesi imzaladıkları bir protokol ile üniversite bünyesinde bir KOGEB-KTÜ Teknoloji Geliştirme Merkezi kurulmuştur. Daha önceki açıklamalardan da anlaşılabileceği gibi, bölgede yeterli bir sanayi alt yapısının bulunmaması, üniversite-sanayi ilişkilerinin gelişmesini engelleyen en önemli faktör idi. 1990 lı yıllarda bölge sanayiinin kazandığı canlılık, üniversite-sanayi ilişkilerinin kurumsal bir temele oturtulmasını gerekli kılmıştır. 1993 yılında kuruluş protokolü imzalanan merkez, inşaat çalışmalarının tamamlandığı 1996 yılının sonuna doğru, bölge sanayiine hizmet vermeye başlamıştır. 1997-2004 döneminde, bölgesel sanayi ve yazılım firmalarının 20 adet projesine, laboratuar ve danışmanlık hizmetleri yanında, 208 139 $ ve 767 000 tutarında araştırma-geliştirme malzeme teçhizat desteği sağlanmıştır. Desteklenen projeler şunlardır: Cam hamburger üretimi, tabanca tasarımı ve Fatih 13 adlı tabancanın yüzey kalitesinin geliştirilmesi, eski tip üretim tezgahlarının otomasyonu, elektrikli ısı depolayıcı ısıtma sistemi, bıçak ve el aletlerinde üretim ve yüzey kalitesinin iyileştirilmesi, yaş çay oksidasyon sisteminin tasarımı, uzaktan okunan ve kontrol edilen elektrik sayacının tasarımı, kendiliğinden ağaç dokulu PVC profil üretim yönteminin geliştirilmesi, kompozit malzemelerin geliştirilmesi, mikroişlemci tabanlı ölçme-koruma ve kontrol rölelerinin tasarımı, PVC profile kendinden contalı termoplastik fitil malzemesi geliştirilmesi ve termoplastik fitil malzemesi üretecek makinenin tasarımı, yüksek verimli çay kurutma fırınının geliştirilmesi, insan kaynakları yönetimi yazılımının geliştirilmesi, belediye ve il özel idarelerinde bütçe ve muhasebe otomasyonunun geliştirilmesi, kök hücre elde edilmesi, embriyonel veya kemik iliği kaynaklı mezenkimal kök hücrelerden organ geliştirilmesi, arthrocell otolog kıkırdak doku geliştirilmesi, T hücre ve NK hücrelerin izolasyonu ve üretimi, tümör aşısının üretilmesi, bimetal termal devre kesicilerin geliştirilmesi, internet üzerinden sesli ve görüntülü haberleşmeyi sağlayan yazılımın geliştirilmesi ve enerji tasarrufu sağlayan sabit aydınlatma projektörü. Bu projelerden bazılarına sadece danışmanlık desteği, bazılarına laboratuar (işlik) desteği bazılarına da araştırma-geliştirme malzeme teçhizat desteği verilmektedir. Bu projelerde

danışman olarak görev alan Karadeniz teknik Üniversitesi ne mensup öğretim elemanı sayısı 20 dir. C.Doğu Karadeniz Bölgesi Kalkınma Planı (DOKAP) Japonya Uluslararası Kalkınma Ajansı (JICA) ve Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) nin işbirliğinde 1999 yılında başlanan ve 2000 yılında tamamlanan Doğu Karadeniz Kalkınma Planı (DOKAP)ın hazırlanmasında, Karadeniz Teknik Üniversitesi yönlendirme komiteleri aracılığıyla aktif görevler almıştır. Planda, 2000-2020 yıllarını kapsayan 20 yıllık dönemde toplam tutarı 50 milyar dolar olan 52 proje önerilmekte, bu projelerin yaklaşık 20 milyar dolarlık kısmının kamu sektörü, 30 milyar dolarlık kısmının da özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Türkiye nin yeni bin yılın başında arka arkaya düştüğü ekonomik krizler ve kamu sektörünün ekonomideki ağırlığını azaltmaya yönelik istikrar politikaları nedeniyle, hem özel sektörün hem de kamu sektörünün planda kendine verilen görevleri gerçekleştirmesi mümkün görünmemektedir. Bununla birlikte DOKAP, Doğu Karadeniz Bölgesi nin ekonomik envanteri olarak, bölge ekonomisinin potansiyeli ve gelişme yönü hakkında sağlam fikirler vermektedir. 2006 yılında, DOKAP projelerinin bir kısmının Avrupa Birliği fonlarınca destekleneceği dikkate alındığında, bu planın faydası tamamen göz ardı edilmemelidir. D.Sivil Toplum Örgütleri Đle Geliştirilen Kurumsal Đlişkiler Bu dönemde Karadeniz Teknik Üniversitesi, sanayi ve ticaret alanında uzmanlaşmış olan sivil toplum örgütleri ile kurumsal ilişkiler geliştirmiştir. Karadeniz Teknik Üniversitesi-Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Đşbirliği Komisyonu ile Karadeniz Teknik Üniversitesi-Trabzon Sanayici ve Đş Adamları Derneği Đşbirliği Komisyonu bu kurumsal ilişkilere örnek olarak verilebilir. Üniversite bu komisyonlar aracılığı ile bölgenin esnaf, tüccar ve sanayicilerine kolaylıkla ulaşabilmektedir. Özellikle hidrolik enerji üretimi alanında yeni firmaların kurulması, yatırım teşviklerinin bölge sanayicilerine tanıtılması ve Avrupa Birliği fonlarından bölge bazında yararlanmak amacıyla proje geliştirilmesi alanlarındaki atılımlar bu işbirliğinin somut sonuçları olarak görülebilir. Başta Trabzon Valiliği ve Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere, Trabzon ilinin bütün sivil toplum örgütlerinin katlımı ile Trabzon ili için bir yol haritasının ve Trabzon ilinin Eğitim, Sağlık ve Turizm Merkezi yapılması hedefinin belirlenmesinde üniversite üzerine düşen görevi yerine getirmektedir. E.Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TEKNOKENT) 2001 yılında çıkarılan 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri yasasına dayanarak, Karadeniz Teknik Üniversitesi nin öncülüğünde; Trabzon Belediyesi, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, Trabzon Ticaret Borsası, Doğu Karadeniz Đhracatçılar Birliği, KASĐYAD ve KARGĐD dernekleri ile ATĐ Teknoloji ve Özel Sağlık Hizmetleri AŞ ve Karadeniz Çelik Döküm Sanayii, Nakliyat ve Ticaret AŞ nin katılımı ile 1994 yılında Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yönetici AŞ kurulmuştur. Karadeniz Teknik Üniversitesi nin tıp, yazılım ve mühendislik alanlarındaki araştırma-geliştirme potansiyelini bölgemiz sanayicilerinin müteşebbislik gücü ile birleştirmeyi amaç edinen Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi, üniversite-sanayi ilişkilerinin Doğu Karadeniz Bölgesi ndeki en somut kurumsal örgütlenmesidir. Bu nedenle Trabzon Teknokenti aşağıda daha ayrıntılı olarak ele alınmaktadır. 3.Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi nin Mevcut Durumu, Đmkanları ve Sorunları

3.1.4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu nun Özellikleri ve Getirdiği Đmkanlar 2001 yılında çıkan 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, Türkiye nin bilim politikası ve üniversite-sanayi ilişkilerinde yeni ufuklar açmıştır. Kanunun getirdiği yenilikler arasında özellikle dört tanesi son derece önemlidir ve üzerinde ayrıntılı olarak durmaya değer. Bunlardan birincisi, kanunun amacıyla ilgilidir. Kanunun amacı, üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke sanayiinin uluslar arası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması maksadıyla teknolojik bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirmek, ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, verimliliği arttırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamak, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu nun kararları da dikkate alınarak teknoloji yoğun alanlarda yatırım olanakları yaratmak, araştırmacı ve vasıflı kişilere iş imkanı yaratmak, teknoloji transferine yardımcı olmak ve yüksek/ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıyı sağlamaktır. Kanun ülkenin AR-GE yaratma potansiyelini; üniversiteler başta olmak üzere ülkenin araştırma kurum ve kuruluşları, ülke ekonomisinin üretim sektörleri, ülke ekonomisinin dış rekabet gücü ve teknoloji transferine imkan veren yabancı sermaye girişi ile birlikte bütüncül bir kapsamda ele almaktadır. Kanunun bu bütüncül yaklaşımı benimsemesinde, dünya ekonomisinin içinde bulunduğu küreselleşme süreci ile Türkiye nin son çeyrek yüzyılda benimsediği dışa açık büyüme stratejisinin rolü olduğu muhakkaktır. Đkinci olarak üzerinde durulması gereken husus ise üniversite öğretim elemanlarının AR-GE faaliyetlerinde görev alma şartlarının esnekleştirilmesidir. Kanunun çıktığı güne kadar, herhangi bir üniversite öğretim elemanının özel sektörle işbirliği içinde yürüteceği bir AR-GE çalışması, Döner Sermaye Yasası kapsamında düzenlenmekte ve özel sektörün öğretim elemanına yapacağı ödemenin aslan payı kamuya gitmektedir. Bu husus üniversite-sanayi ilişkilerinin geliştirilmesi bakımından bir darboğaz doğurmaktaydı. Halbuki yasanın 7. maddesi...kamu kurum ve kuruluşları ile üniversite personelinden Bölgede yer alan faaliyetlerde araştırmacı personel olarak hizmetine ihtiyaç duyulanlar, çalıştıkları kuruluşların izni ile sürekli veya yarı zamanlı olarak çalıştırılabilirler.yarı zamanlı görev alan öğretim üyesi, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi ve uzmanların bu hizmetleri karşılığı elde edecekleri gelirler, üniversite döner sermaye kapsamı dışında tutulur. Sürekli olarak istihdam edilecek personele kurumlarınca aylıksız izin verilir ve kadroları ile ilişkileri devam eder... emeklilik hakları saklı kalır...ayrıca öğretim elemanları Üniversite Yönetim Kurulu nun izni ile yaptıkları araştırmaların sonuçlarını ticarileştirmek amacı ile bu bölgelerde şirket kurabilir, kurulu bir şirkete ortak olabilir ve/veya bu şirketlerin yönetiminde görev alabilirler. Kanunun getirdiği esnek çalışma şartları, AR-GE potansiyeline sahip öğretim elemanları için gerçekten teşvik edici niteliktedir. Kanun koyucu, üniversitelerin AR-GE potansiyeli ile üretici sektörlerin işbirliğini son derece ciddiye almakta ve teşvik etmektedir. Üçüncü olarak, yasanın 7. maddesinde yer alan,...bu bölgelerde 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yabancı uyruklu yönetici ve vasıflı AR-GE personeli çalıştırılabilir. hükmüyle sadece ülke vatandaşlarının çalışma koşulları esnekleştirilmekle kalınmamış fakat aynı zamanda teknoloji geliştirme bölgelerinde yabancı bilgi birikimi ve tecrübeden yararlanma yolları da açılmıştır.

Nihayet yasanın 8. maddesi,...bölgede yer alan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu Bölgedeki yazılım ve AR-GE ye dayalı üretim faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları, faaliyete geçirilmesinden itibaren beş yıl süre ile gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır. Bakanlar kurulu, seçilen, hedef alınan belirli teknolojik alanlar ve ürünler için on yıla kadar üreyi uzatabilir. demektedir. Böylece kanunun 7. maddesindeki esnek çalışma koşulları ile sağlanan teşvik, 8.maddenin getirdiği vergi teşvikleri ile pekiştirilmektedir. 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu nun getirdiği olumlu atmosfere dayanarak, bu bildirinin kaleme alındığı güne kadar Türkiye de 19 adet teknoloji geliştirme bölgesi kurulmuş bulunmaktadır. Bunlardan birisi de Karadeniz Teknik Üniversitesi nin girişimi ile kurulan Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi dir. Bu bildiride Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi nin mevcut durumu, taşıdığı potansiyel ve karşılaştığı sorunlar ele alınacaktır. 3.2.Karadeniz Teknik Üniversitesi nin Bölgesel Kalkınma Yaklaşımı Bildirinin giriş bölümünde de değinildiği gibi Karadeniz Teknik Üniversitesi ni kuran 20 Mayıs 1950 tarih ve 6594 sayılı kanunun dibacesinde, üniversiteden eğitim-öğretim gibi geleneksel fonksiyonlar yanında, kurulmuş olduğu bölgenin ekonomik kalkınmasına öncülük etmesi de beklenmektedir. KTÜ nün kurulduğu, Çoruh (Arvin), Rize, Trabzon, Gümüşhane, Trabzon, Giresun ve Ordu illerini kapsayan Doğu Karadeniz Bölgesi-Trabzon Alt Bölgesi, günümüzde Avrupa Birliği Bölge Birimleri Sınıflandırmasına göre, TR90 Bölgesi olarak adlandırılmaktadır. KTÜ, TR90 Bölgesi nin ekonomik kalkınması ile ilgili alanlara yakın ilgi göstermekte ve bu alanda bilimsel araştırmalar yapmaktadır. Bu bağlamda, Trabzon ilinde üniversite-sanayi ilişkilerinin mevcut durumu, performansı, sorunları yakından izlenmektedir. KTÜ, başta Trabzon olmak üzere, bölgenin iktisadi kalkınması ile ilgilenen sivil toplum örgütlerinin ortak ekonomik işbirliği komisyonlarında yer almakta, Trabzon ilinin yurt dışında temsiline imkan veren uluslararası oluşumların teşkiline (CPMR, Avrupa nın Kıyı bölgeleri Konferansı Örgütü) önderlik etmekte ve bölgesel planlama faaliyetlerine (DOKAP) aktif olarak katılmaktadır. Trabzon ili başta olmak üzere TR90 Bölgesi de sanayi ve AR-GE altyapısının güçlendirilmesi ve bölgesel sanayi kültürünün kökleşmesi amacıyla KTÜ; Trabzon Valiliği, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, Trabzon Ticaret Borsası, Doğu Karadeniz Đhracatçılar Birliği, Trabzon Esnaf Odaları Birliği, Milli Prodüktivite Merkezi Doğu Karadeniz Bölge Müdürlüğü, Devlet Đstatistik Enstitüsü Trabzon Bölge Müdürlüğü, Türk Standartlar Enstitüsü Trabzon Temsilciliği, Arsin Organize Sanayi Bölgesi, KOSGEB ve bölgesel kalkınma ile ilgili sivil girişimlerden KASĐAD, TSĐAD ve KARGĐD ile yakın işbirliği içinde bulunmaktadır. TR90 Bölgesi ndeki AR-GE faaliyetlerini desteklemek ve bölgede bilgiye dayalı ekonominin temellerini güçlendirmek maksadıyla KTÜ, KOSGEB ile işbirliği içinde KTÜ KOSGEB Teknoloji Geliştirme Merkezi ni (KTÜ-TEKMER) kurmuştur. KTÜ TEKMER, TR90 Bölgesi nin en önemli AR-GE destek kuruluşudur.

Nihayet KTÜ, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu nun yürürlüğe girmesinden sonra, Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi nin kuruluşuna öncülük etmiştir. Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi, TR90 Bölgesi nin geleceğine yapılmış bir yatırımdır. 3.3.Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi nin Kuruluşu, Ortakları ve Fiziki Altyapısı Karadeniz Teknik Üniversitesi, 2003 yılının son çeyreğinde katılımcı bir anlayışla Trabzon da bir teknoloji geliştirme bölgesi kurmaya karar vermiştir. Bölgenin adını da, bu katılımcı anlayışın bir göstergesi olarak Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi olarak koymuştur. Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yönetici A.Ş. nin kuruluşu, 18 Ağustos 2004 tarih ve 6117 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile tescil edilmiştir. Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yönetici A.Ş. nin ortakları, Karadeniz Teknik Üniversitesi (%20), Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (%10), ATĐ Teknoloji Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş. (%30), Karadeniz Sanayici Đş Adamları, Đlim Adamları ve Yöneticiler Derneği (KASĐYAD) (%10), Karadeniz Genç Đş Adamları Derneği (KARGĐD) (%10), Karadeniz Çelik Döküm Sanayi, Nakliyat ve Ticaret A.Ş. (KARÇELĐKTAŞ) (%10), Trabzon Ticaret Borsası (%5) ve Doğu Karadeniz Đhracatçılar Birliği (%5) dir. Hukuki mevzuat ile ilgili ayrıntılı bilgiler Teknokent in http://teknokent.ktu.edu.tr// web sayfasından edinilebilir. Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi, KTÜ Kanuni Kampüsü nde kendisine tahsis edilen 18 bin 396 m 2 alanda inşaat faaliyetine devam etmektedir. Teknokent inşaatı Sanayi ve Ticaret bakanlığı tarafından finanse edilmektedir. Arsin ilçesinde yer alan TEDAŞ arazisinin KTÜ ye devrinden sonra, bu arazi üzerinde Bölge ye ek alan tahsis edilmesi planlanmaktadır. 4.Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi nin Đmkanları ve Sorunları Teknoloji geliştirme bölgelerinin, bilim adamlarına ve girişimcilere sağladığı imkanlar ve teşvikler bu bildirinin giriş kısmında özetlenmişti. Kanun koyucu 4691 sayılı yasa ile, Türkiye nin bilim ve teknoloji politikasında köklü değişiklikler yapmayı hedeflemiştir. Ekonomik iklimde meydana gelen değişmeleri, yüksek öğretim kurumlarının çalışmasını düzenleyen yasal mevzuata yansıtmıştır. Böylece, üniversite öğretim elemanlarının AR-GE tabanlı şirket kurması, tam veya yarı zamanlı çalışma seçeneklerine sahip olması, bu esnada emeklilik ve geri dönüş haklarını koruması, vergi muafiyetleri ve yabancı AR-GE tecrübesinden istifade imkanlarının getirilmesi, Türk bilim politikalarında devrim niteliğinde gelişmelerdir. Bu imkanlar, en basit ifadesiyle AR-GE tabanlı bilimsel birikimi olup finans gücü olmayan bilim adamları ile finans gücü olup AR-GE tabanlı bilimsel birikime sahip olmayan fakat geleceği gören girişimcileri bir araya getirme fırsatı olarak değerlendirilebilir. Teknoloji geliştirme bölgesinin kurulduğu coğrafyanın sanayi yoğunlaşması ve rekabet gücü ile AR-GE ihtiyacını şiddeti arasında artan bir fonksiyonel ilişki bulunmaktadır. Ceteris paribus sanayisi yoğun, dış dünyaya ve rekabete açık bölgelerin, AR-GE ihtiyacı yüksektir, vice versa. Bu nedenle, sanayi-yoğun ve rekabetçi bölgelerde kurulan teknoloji geliştirme bölgelerinin finansman sorunu bulunmamaktadır. Hatta, bölgelerin kurulması için üniversiteler üzerindeki özel sektör baskısı öylesine şiddetlidir ki, biraz abartma yapmak gerekirse, teknoloji

geliştirme bölgelerinin yasal kuruluşları tamamlanmadan neredeyse bina inşaatları bitirilmektedir. Bu durumda teknoloji geliştirme bölgeleri yönetici şirketlerine düşen görev, bölge inşaatlarına finansman aramaktan ziyade; bölgenin etkin işletilmesi ve denetlenmesi üzerine yoğunlaşmaktır. Đşletme ve denetim faaliyetleri dışında yönetici şirketler, bölge ihtiyaçları doğrultusunda girişimcilere eğitim, inkübasyon, test, kalibrasyon ve kalite güvence ve benzeri konularda teknik hizmetler ile marka tescil, telif hakları, patent alma, şirket kuruluşu, teknoloji transferi, finansman, risk sermayesi, pazarlama ve ihracat gibi konularda danışmanlık hizmetleri verilmesinin sağlanması ile bölgede faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarla girişimcilerin ortak ihtiyaçları doğrultusunda, bunların tek başlarına almalarının veya yapmalarının mali ve teknolojik açılardan mümkün olmadığı önemli üretim, test ve kontrol alet ve makineleri ile ekipmanlarının satın alınması veya kiralanması yolları ile temin edilerek amaca dönük olarak yeni ve ileri teknoloji laboratuarları ve üretim birimlerinin kurulması, işletilmesi, bedeli karşılığında ilgililerin kullanımına sunulması, gerektiğinde bu hizmetlerle ilgili olarak söz konusu alet, makine ve ekipmanı kullanacak, işletmecilik faaliyetini yürütecek konusunda uzmanlaşmış deneyimli personel istihdamı, bu konularla ilgili kişi ve kuruluşlarla gerekli işbirliği ve koordinasyonun sağlanması faaliyetlerinde bulunabilir. Sanayi tabanının güçlü ve rekabetçi bölgelerde AR-GE ihtiyacı şiddetli olduğu için, bu bölgelerde kurulacak teknoloji geliştirme bölgelerinin başarı şansının yüksek olacağını belirtmiştik. Bu durumda kaçınılmaz olarak şu sorunun cevaplandırılması gerekecektir: Sanayi tabanı zayıf ve rekabetçi olmayan bölgelerde, AR-GE ihtiyacı şiddetli olmadığı için, bu bölgelere teknoloji geliştirme bölgelerinin kurulması akılcı mıdır? Nitekim Trabzon Teknoloji geliştirme Bölgesi nin kurulduğu TR90 Bölgesi, mevcut koşullarda AR-GE ihtiyacının şiddetli olmadığı bir bölge görünümündedir. Öyleyse Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi nin kurulması akılcı mıdır? Bu soruyu olumlu tarzda cevaplandırma eğilimdeyim. Bununla ilgili delillerim şunlar: 1. Türkiye adına DPT ve Japonya adına JICA nın ortak çalışması olan DOKAP planının geliştirdiği 52 projeden birisi de (Proje No: 10.1) Karadeniz Teknoloji Merkezi dir. 4691 nolu Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu nun bize sunduğu teknopolislere oranla daha dar bir faaliyet alanının kapsamış olmasına rağmen, DOKAP ın öngörüsünü gerçekçi bulmaktayım. Bu nedenle, Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi nin kuruluşu, DOKAP projelerinden birinin hayata geçirilmesi anlamına gelmektedir. 2. Karadeniz Teknik Üniversitesi nin tıp, temel bilimler ve mühendislik alanındaki AR- GE potansiyelinin varlığı, teknoloji geliştirme bölgelerinin üzerine oturduğu iki ayağın birinin hazır olduğunu göstermektedir. Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi ne yapılan başvurulardan anlaşıldığı kadarıyla, Karadeniz Teknik Üniversitesi nin özellikle tıp ve yazılım alanındaki AR-GE potansiyeline teveccüh bulunmaktadır. 3. Teknoloji geliştirme bölgelerinin üzerine oturduğu ikinci ayağın, yani özel sektör AR- GE talebinin varlığı sorun olarak görülmekle birlikte, burada iki özel durumun altını çizmek gerekir: Birinci olarak, Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi her ne kadar TR90 Bölgesi nde kurulmuş ise de, Türkiye nin bütününe açıktır. Bu nedenle bina inşaatlarının tamamlanması, yeterli tanıtımın yapılması ve cazip bir kira politikasının izlenmesi, bölgeye talebi çoğaltıcı etki yapacaktır. Đkinci olarak, Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi ne geleceğe yapılmış bir yatırım olarak bakmamız gerekir. Bir

yandan ülkenin ve bölgenin sektörel yapısındaki değişmeler diğer yandan KTÜ nün AR-GE potansiyelindeki gelişmeler, Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi nin performansını zaman içinde arttıracaktır. Bu nedenle Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi nin emekleme döneminin nisbi olarak uzun sürecek gibi görünmesine karşın, ayağa kalktığında hızlı yol alacağını öngörebiliriz. 4. Genel Değerlendirme ve Sonuçlar Bu bildirinin sonuçları şöyle sıralanabilir: 1. Kanun koyucu, Karadeniz Teknik Üniversitesi nden eğitim ve öğretim gibi geleneksel fonksiyonlar yanında, araştırma-geliştirme faaliyetlerinin örgütlenmesi ve üniversitesanayi ilişkilerinin geliştirilmesi gibi modern fonksiyonlar da beklemektedir. Bununla birlikte, üniversite-sanayi ilişkilerinin sağlıklı bir kurumsal zemin üzerinde gelişebilmesi için, gerek üniversitenin gerekse sanayiin bu ilişkileri geliştirecek bir optimum büyüklüğe sahip olması gerekmektedir. Örneğin, zayıf bir sanayii ve zayıf bir üniversitenin, üniversite-sanayi ilişkilerini geliştirmede yetersiz kalacağı açıktır. Bununla birlikte gelişmiş bir sanayiin yanında zayıf bir üniversitenin bulunması, üniversite-sanayi ilişkilerini güçleştirse bile, güçlü sanayiin zorlaması ile üniversite kendisini geliştirebilir. Buna karşılık, güçlü bir üniversitenin ve zayıf bir sanayiin bulunması durumunda, güçlü üniversitenin zayıf sanayii geliştirebileceği kolayca söylenemez. Çünkü, sanayii güçlendiren dinamikler -üniversite bu dinamiklerden biri olsa bile- farklıdır. Bu nedenle, üniversite-sanayi ilişkilerinde, tarafların optimum büyüklüğe ulaşmasını beklemek gerekir. Bu bekleme süresi, Karadeniz Teknik Üniversitesi örneğinde, 1963 tarihinden itibaren yaklaşık 30 yıl almıştır. 2. Üniversite-sanayi ilişkilerinin geliştirilmesinde, optimum boyutlar yakalandıktan sonra ortaya çıkan en önemli darboğaz, döner sermaye mevzuatıdır. Sanayiin üniversiteden talep ettiği herhangi bir araştırma-geliştirme faaliyeti için yapacağı ödemenin ancak %30 u, söz konusu faaliyeti gerçekleştiren öğretim elemanına ulaşmaktadır. Bu durumda, öğretim elemanı araştırma-geliştirme faaliyeti kapsamında vereceği hizmetin bedelini hesaplarken önce alacağı miktarı hesaplamakta, üzerine döner sermayeye ödenecek diğer kısmı ilave etmektedir. Bu durumda, sanayie pahalı hizmet sunan bir üniversite yapısı ortaya çıkmaktadır. Çoğu zaman Türkiye de üniversite ile sanayi ilişkileri kopuktur. şeklinde ifade edilen serzenişin tercümesi, Türkiye de üniversitenin sanayie verdiği hizmet pahalıdır. olmalıdır. Döner sermaye mevzuatının, hizmeti ucuzlatacak şekilde düzenlenmesi, üniversite-sanayi ilişkilerinde adeta bir devrim olacaktır. 3. 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri yasası, sanayi alt yapısı kuvvetli olan bölgelerimiz bakımından, döner sermaye mevzuatının yukarıda zikredilen mahzurlarını geniş ölçüde ortadan kaldırmaktadır. Bununla birlikte, sanayi alt yapısı göreceli olarak zayıf olan bölgelerimizde, bu yeni yasal açılıma rağmen ilişkilerin boyutu sınırlı kalacaktır. Bununla birlikte, Karadeniz Teknik Üniversitesi nin tıp, yazılım ve mühendislik alanlarında, teknoloji geliştirme bölgesi kapsamında değerlendirebileceği potansiyeli mevcuttur. 4. Karadeniz Teknik Üniversitesi, kuruluşunun 50. yılında, bölgesel sanayii ile sağlıklı kurumsal ilişkiler geliştirebileceği kanallar oluşturmuştur. KOSGEB-KTÜ Teknoloji Geliştirme Merkezi, üniversite-sanayi ilişkilerinin geliştirilmesinde oynadığı etkin kurumsal rol nedeniyle bir en iyi örnek (best practice) konumunda bulunmaktadır. 4. Doğu Karadeniz Bölgesi nde üniversite-sanayi ilişkilerinin geleceği konusunda şunlar söylenebilir: Doğu Karadeniz Bölgesi, SSCB nin kurulduğu ve Kafkasya ile Türkiye

arasına demir perdenin çekildiği 71 yıldır, dış rekabetten uzak bir üretim yapısı geliştirmiştir. Bölge sanayiinin hem küçük ölçekli hem de dış rekabetten uzak olması, sanayiin araştırma-geliştirme talebini düşürmüştür. Son on yıldır, dışa açık bir strateji izleyen bölge sanayii, ortaya koyduğu araştırma-geliştirme talebi ile üniversite-sanayi ilişkilerini belirli bir seviyeye taşımıştır. Karadeniz Havzasında ve Güney Kafkasya da uluslararası barış ve huzurun gelmesi ve komşu ülke ekonomilerinin güçlenmesi ile birlikte, Doğu Karadeniz Bölgesi sanayiinin hem kapasitesinin büyümesi hem de araştırma-geliştirme talebinin yükselmesi beklenmektedir. Öte yandan Türkiye nin Avrupa Birliği ne tam üyelik sürecinde alacağı mesafe, Avrupa Birliği Bölgesel Politikası nın Türkiye yi kapsama alanına alması gibi gelişmeler de bölge imalat sanayiini güçlendirecektir. Bu nedenle, üniversite-sanayi ilişkilerinin geleceğinin, bir yandan Karadeniz Havzası nda barış, huzur ve ekonomik kalkınmanın gerçekleşmesine öte yandan Avrupa Birliği ne tam üyelik sürecinin sağlıklı gelişmesine bağlı olduğunu ileri sürebiliriz. 5. 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu; bütüncül amaçları, öğretim elemanları için getirdiği esnek çalışma şartları, hem öğretim elemanları hem de girişimciler için sağladığı vergi muafiyetleri, yabancı sermaye ve yabancı tecrübeye verdiği önem nedeniyle, Türk bilim politikası bakımından, devrim niteliğinde açılımları ifade etmektedir. 6. Türkiye de kurulan teknoloji geliştirme bölgelerinin genellikle sanayi tabanı derin ve rekabetçi, bu nedenle de AR-GE talebi şiddetli olan coğrafi bölgelerimizde yoğunlaştığı görülmektedir. Dolayısıyla gelişmiş bölgelerde kurulan teknoloji geliştirme bölgeleri, özel sektör finans desteği nedeniyle, inşaatlarının tamamlanmasında prensip olarak güçlükle karşılaşmamaktadırlar. Buna karşılık, sanayi tabanı zayıf ve rekabetçi olmayan bölgelerimizde kurulan teknoloji geliştirme bölgelerinin inşaatlarının tamamlanmasında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı nın mali desteği hayati önem taşımaktadır. 7. Bir yandan ülkenin ve bölgenin sektörel yapısındaki değişmeler diğer yandan KTÜ nün AR-GE potansiyelindeki gelişmeler dikkate alındığında, TR90 Bölgesi gibi sanayi bakımından görece geri bir yörede Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi nin kurulmuş olmasının israf olmayıp, geleceğe yapılan bir yatırım olduğu görülecektir. Bu nedenle bina inşaatlarının tamamlanması, yeterli tanıtımın yapılması ve cazip bir kira politikasının izlenmesi, Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi ne yönelen AR-GE talebini arttıracaktır. 5.Yararlanılan Kaynaklar 1. Bocutoğlu, E., 1974-1984 Döneminde Karadeniz (Teknik) Üniversitesi ile Trabzon Alt Bölgesi Đmalat Sanayii Đlişkileri Üzerine Bir Araştırma, (Türk- Amerikan Đlmi Araştırmalar Derneği nin Finansal Desteği ile), Trabzon, 1984. 2.Dinçmen, M., Karadeniz Teknik Üniversitesi Đçin Bir Gelişme Modeli: Üretim Üniversitesi KTÜ Dergisi, Sayı:1, 1979 3. Leydersdorff, L. ve Etzkowitz, H., The Transformation of University-industrygovernment Relations, Electronic Journal of Sociology (2001), http://www.sociology.org/content/vo1005.004/th.html

4. Leydersdorff, L. ve Etkowitz,H., The Dynamics of Innovation: From National Systems and Mode2 to a Triple Helix of University-Industry-Government Relations, http://www.users.fmg.uva.nl/lleydesdorff/rp2000/ 5. Working Together, Creating Knowledge, The University-Industry Research Collobration Initiative, wttp://www.acenet.edu/bookstore/pdf/workingtogether.pdf 6. 4691 Nolu Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu 7. Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı (DOKAP), Nihai Rapor, Cilt VIII: Proje Raporları, Nippon Koei Co.,Ltd., Recs International Inc., Ankara, 2000. 8. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, http://www.sanayi.gov.tr/webedit/gozlem.aspx?.menusec=202&sayfano=2535 &