DOĞRU ERKEĞİ BULMA KILAVUZU. İlhan Uçkan Epsilon Yayıncılık WWW.MAXIMUMBILGI.COM



Benzer belgeler
Ilhan Uçkan - Doğru Erkeği Bulma Kılavuzu

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ


Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

Alfa Erkek Ve Kadınları Baştan Çıkarmanın Tüm Sırları

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Bölüm 1 : Eski Sevgiliniz Sizi Neden Terk Etti?

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

Kızlarla tanışmak isteyen bir erkeğin bilmesi gereken çok önemli bir kural var:

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Bekar Evli Boşanmış Eşi ölmüş Diğer. İlkokul Ortaokul Lise Yüksekokul Fakülte Yüksek Lisans

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

UYGULAMA 1 1. Aşama Şimdi bir öykü okuyacağım, bakalım bu öykü neler anlatıyor?

II. başarıya III. çalışmıyorsanız IV. ulaşmanız

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Hayata dair küçük notlar

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.

SINAVLARDA YAŞANAN KAYGISININ VELİLERE ÖNERİLER

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın!

22 İL. Hane Ziyaretleri 2015 Raporu

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Üniversite Öğrencilerine Altın Değerinde Tüyolar - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

22 İL Hane Ziyaretleri-2015 Sonuçları. Katılan kişi sayısı: 22864

"ben sana mecburum, sen yoksun."

Sevgili dostum, Can dostum,

Yüksek Topuk Gölgesinde Hayatlar

ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU

3. Genelde kendimi başarısız bir kişi olarak görme eğilimindeyim. 4. Ben de diğer insanların birçoğunun yapabildiği kadar bir şeyler yapabilirim.

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

Düşünce Özellikleri Ölçeği

REHBERLİK BİRİMİ ÇOCUKLARDA PROBLEM ÇÖZME BECERİSİ

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

Hayırların babası olarak anılan,

Lütfen her maddeyi dikkatlice okuyun. Soruları boş bırakmayın, kendinizi en yakın hissettiğiniz tek bir şıkkı işaretleyin. Ortaokulu bitirmiş

Sevda Üzerine Mektup

1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

ISBN :

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

İngilizce de duygu anlamına gelen "emotion" kelimesinin üstünde biraz durursak, motivasyon kavramını daha iyi anlayabiliriz.

Kendin Olmaktan Korkma

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

D Kendiniz hakkındaki düşünceleriniz değişkenlik gösterir mi, yoksa her zaman aynı mıdır?

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

AİLE PİRAMİDİ = EVLİLİK 2

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

ESKİ SEVGİLİNİZİ GERİ KAZANMAK MI İSTİYORSUNUZ? TERKEDİLDİNİZ VE MUTSUZ MUSUNUZ?

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

İşte bu, kişileri birbirlerinden ayıran özelliklerin tümüne, kişinin Girişimcilik Profili diyoruz.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

Okul fobisi nasıl gelişir?

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir?

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

ÇOCUK VE YETİŞKİN HAKLARI

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Fatma Atasever.

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

Benimle Evlenir misin?

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

ŞAHISLAR: Anne:Zişan, Baba:Orhan, Abla:Fehiman, Abla:Güzin, Abi:Osman, Küçük Kardeş:Fikret

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

Transkript:

_ 1 DOĞRU ERKEĞİ BULMA KILAVUZU İlhan Uçkan Epsilon Yayıncılık

_ İÇİNDEKİLER 1. Ders: 2 "Doğru erkeği" ararken - Neden siz hâlâ yalnızsınız - Erkek çok ama "doğru erkek" yok - İlişkiniz neden yürümedi - İşin yoksa bekle dur - Hayatınızın erkeği - "Doğru erkek" örnekleri - Bir zamanlar o erkekler de yanlıştı - Doğru erkeği ararken "Benim de güçlü bir erkeğim olacak!" "Aradığım erkeği sonunda buldum! Ama..." "Kaçırdım gül gibi adamı!" "Meğer evliymiş!" "Erkek gibi erkek kalmamış!" "İşte aradığım erkek! Ama yanındaki kim?" Ev Ödevi: Sizin "doğru" erkeğiniz nasıl olmalı 2. Ders: - "Yanlış erkek" kimdir "Yanlış erkek" tipleri "Mükemmel kadın"ı arayan erkek İdare eden erkek "Benimleydi ve mutluydu" "Benim desteğimi istiyor" Yalancı erkek Maço erkek Evli erkek Tembel erkek Kendini beğenmiş erkek Flört düşkünü erkek Sabit fikirli erkek Aldatan erkek "Hiçbir şey olmamış gibi davrandım" Umursamaz erkek Tehdit eden erkek "Bana son bir şans daha ver" Kötümser erkek Hazımsız erkek Kişiliksiz erkek Ev Ödevi: Beraber olduğunuz erkek "yanlış" olmasın sakın

_ 3 3. Ders: Ya siz "yanlış kadın"sanız - "Yanlış Kadın" mısınız - Kendinizi kandırmayın - Razı olmayın - Kendinize güveniniz yok mu - Beklemeyin, harekete geçin - Fazla hamarat olmayın - Erkeğin eski sevgilisine dikkat - Hayallerin peşinde koşmayın - Bir erkeğe değil de bir duruma aşık olmak - "Nasıl istersen hayatım" demeyin Ev Ödevi: Nerede yanlış yaptınız 4. Ders: "Doğru kadın" olmak Sihirli değnek sizde - Kim doğru, kim yanlış - Kendinize güveniyor musunuz - "Doğru kadın" olmak - Dik durun - Kendinize değer veriyor musunuz - Vücut ölçüleri - Daha fazlasını isteyin! Çekinmeyin - Cesaretiniz var mı - Çekim odağı olmak - Mükemmel nedir Ev Ödevi: Nasıl bir hayatınız olsun istersiniz 5. Ders: "Doğru erkek" kimdir - "Doğru" kime göre doğru - 3 yanlış l doğruyu götürmez - Adam etmeye değecek erkeğin özellikleri Ev Ödevi: Karşınızdaki "doğru erkek" mi 6. Ders: "Doğru erkeği" buldunuz, peki nasıl elinizde tutacaksınız - Prenses ne istediğini biliyor mu "Doğru erkeği" buldunuz - Mal, mülk - "Doğru erkek" yolcu - Sosyal hayat reçeteleri - Haydi hayal kuralım

_ Ev Ödevi: Mutlu bir beraberlik Taktikler - "Evlenmek istiyorum!" - "Beni seviyor musun?" - Kıskançlık yapın - Kapris yapın, naz yapın, dırdır yapın - Rekabet ortamı yaratmayın - "1001 Gece Masalları" gibi - Ona değer verdiğinizi gösterin - Sevin - Patlarsam yanarsın - Gülün 4

_ Yazar Hakkında 5 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nü bitirdi. Öğrencilik yularında çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. 1992'de ilk kişisel sergisini açtı. Çeşitli resim ve enstalasyon sergi faaliyetlerini sürdürürken, Express, Kadınca, Esquire, Max gibi dergilerde yazarlık, köşe yazarlığı, editörlük görevlerinde bulundu ve bazı radyolarda program hazırladı. Resimde "optik oyunlara" olan ilgisi, giderek "hayatın içindeki oyun" kavramına, özellikle de "kadın oyunlarına" ve "cinsler arası oyunlara" doğru yöneldi. Express Dergisi'nde, "Cins-i Latif, Kadınca'da "Hayat Bir Oyun", Esquire'da "Oyunbozan" köşelerini yazdı. Domus M mimarlık ve tasarım dergisinde tema koordinatörlüğü görevinde bulundu. Çeşitli kitap, senaryo, dergi, internet yayını, bilgisayar oyunu, sanat projelerini sürdürüyor. "Erkekleri Kullanma Kılavuzu" (Gendaş Yayınları) adını taşıyan kitabı, Şubat 2002'de, "Kadınları Kullanma Kılavuzu" (Epsilon Yayınevi) ise, Eylül 2002'de yayımlandı. Milliyet Gazetesi'nde "Bilirkişi Raporu" isimli köşesinde yazıyor. www.ilhanuckan.com'da okuyucularıyla buluşuyor. İstanbul, Taksim'de yaşıyor, oynamaya ve oyun kurmaya devam ediyor.

_ 6 KENDİMİ SEVİYORUM! Kendini sevmekle başlar her şey... Kendimi seviyorum! Kusurlarımı seviyorum! Hoplaya zıplaya yürümeyi, sinirden kudurunca kendimi lunaparktaki "güç ölçer" gibi bir aşağı bir yukarı çarpıyor gibi hissetmeyi, gülmeyi, olur olmaz yerde kahkahalar atmayı, canım sıkıldığında avaz avaz bağırmayı, kıskançlık yapmayı, yerine ve zamanına göre giyinmemeyi, elalemin giyinişine, yürüyüşüne özenmeyi, bazen hiç olmadığım biri gibi konuşmayı, dedikodu yapmayı, ortaya çıkınca da "Bana ne!" demeyi, bazen her şeyi yüzüme gözüme bulaştırmayı, yanlış yapmayı, asosyalliğimi, aşk filmlerine düşkünlüğümü, milletin işine burnumu sokmayı, birilerine kötülüğüm dokunduğunda özür dilemeyi, annemi - ki az çatlak değil-, babamı -kafası stratejik paranoyalarla dolu-, onların çocuğu olmayı, ablalarımı, ailenin en küçüğü olmayı, Türkiye'de yaşamayı, İstanbul'un göbeğinde oturmayı, bakkalımı, ev sahibimi, karşıdan karşıya geçerken farkında olmadan ıslık çalmayı, telesekretere konuşmayanlara ısrarla telefonu açmamayı, sabah kocamı geçirmeyi, akşam onu karşılamayı, kızınca küsmeyi, sinirimi sonuna kadar çıkarmayı, heyecanlarımı, hatalarımı seviyorum! Normal olmamayı seviyorum! Zekama bayılıyorum. Merak ettikçe daha çok şey öğrenmeyi, insanların bilgilerinde keşfe çıkmayı, şarkı söylemeyi, ağlamayı, zırıl zırıl ağlamayı, sadece canımın istediği şeyleri yapmayı, gazete okumayı, olur olmaz her türlü kitabı okumayı, internet sitem www.ilhanuckan.com'u, internette dolaşmayı, beğendiğim yazarlara mektup yazmayı, benden daha iyi olduklarını düşündüklerimi -ki yok, yani kendi alanlarında var tabii-kıskanmayı, kendimi hep bir filmin başrolünde oynuyormuş gibi hissetmeyi, tembelliğimi, televizyon delisi olmayı, dedikodu programlarını, birinin arkasından konuşmayı, açıksözlü olmayı, dengesizliğimi, çaresizlik korkumu, hiçbir konuda uzmanlaşmak istemememi, sabit kalma paniğimi, maymun iştahlı olmayı, ayakkabı bağımlılığımı, ayakkabıcımı, hayallerimi, telefonla konuşmayı, saatlerce konuşmayı, doktor korkumu, dişçilerden ödümün patlamasını, insanları olur olmaz konularda heyecanlandırmayı, evimi, her işimi evimden yapmayı, birilerine bir yardımımın dokunmasını, yani hayatımı seviyorum. iyi ki varım, iyi ki böyle biriyim, iyi ki çatlak bir kadınım, iyi ki yerinde duramaz bir huysuzum, iyi ki, iyi ki ben benim! Kendimi çook ama çoookkk seviyorum. Beni böyle sevdiği için kocamı seviyorum. Ne mutlu ki mükemmel değilim. Ne mutlu ki mükemmel olmamanın farkına varmanın mükemmellik olduğunu biliyorum. Ben benim. Benden bir tane daha yok! Seven sevsin, sevmeyen kendini sevsin! İlhan Uçkan 2003

_ 7 1. DERS "DOĞRU ERKEĞİ" ARARKEN NEDEN SİZ HÂLÂ YALNIZSINIZ? Yalnız, hem de yapayalnız hissediyorsunuz kendinizi... Yürümeyen bir ilişkiden, belki de bir sürü ilişkiden yorgun argın, yara bere içinde çıkmışsınız. İlişkilerinizde hiç durmadan fedakarlık eden siz olsanız da, taviz vermek zorunda kalsanız da, hep veren tarafsız olsanız da, sevdiğinizin ne kadar çok üstüne titreşeniz de, yalnız kalan yine siz olmuşsunuz. Hayatınız hiç durmadan sonsuz bir "razı olma" haliyle söylenmiş "evet"ler ve bir türlü dile getirilememiş "hayır "lardan oluşuyor... Elde var sıfır! Her seferinde "Bu defa ne yapıp edip ilişkimi yürüteceğim," diye başlıyorsunuz. Ama bir türlü olmuyor... Ya aldatılmışsınız ya da karşınızdaki kişinin aşağılamalarına, sizi değiştirme çabalarına, olmadığınız biri gibi davranmaya zorlayan tavırlarına maruz kalıp iyice kötü hissetmişsiniz kendinizi... Hatta her şeye rağmen ilişkinizi sürdürebilmek için inanılmaz bir çaba gösterdikten sonra, bir de bakmışsınız ki ilişki diye bir şey yok ortada... Giden gitmiş, emekler de boşa gitmiş... Üzüntüleriniz, mutluluklarınız, özel günleriniz, sıradan keyifleriniz hep "bir başınıza kalacaksınız" korkusuyla tatsızlaşıyor... O kadar da tek başına geçmiyor elbette hayat. Arada "Tamam, artık yalnızlığım sona erecek, işte hayatımın erkeği!" dediğiniz, ama bir süre sonra kaybolup giden hayaletler olmaktan ileriye gidemeyen, "olmayan" erkekler, yürümeyen ilişkiler... Siz de, "Bu da değil, o da değil, yok işte! Hiç doğru erkek kalmadı mı?" türünde monologlar içinde boğulup gidiyorsunuz... Bir türlü bulamıyorsunuz. Bir türlü "doğru erkeğe" rastlayamıyorsunuz. Peki ama neden? Neden bu kadar zor "doğru erkeği" bulmak? Neden siz hâlâ yalnızsınız?

_ 8 ERKEK ÇOK AMA "DOĞRU ERKEK" YOK! Biz kadınlar evcilik oynamaya başladığımız günden itibaren, önce sevgilimiz olacak, sonra da evlenip mutlu olacağımız erkeğin hayalini kurarız. Ama sonra kurduğumuz hayallerdeki erkeklere hiç benzemeyen, bize hiç de uygun olmayan erkekler kuşatır etrafımızı. Ne görüntüleri ne de hayat tarzları aradığınız erkeğe benzer. Hep bir şeyler eksik kalır. Boyu boyunuza uymaz, yeterince kültürlü değillerdir ya da vardır mutlaka işte beğenmediğiniz bir şeyleri... Hatta bu "eksik" erkeklerin sizinle ilgilenmeleri canınızı sıkar. Fena halde üzerinize düşerler, onlara ilgi göstermediğiniz halde peşinizi bırakmazlar. Bir türlü anlamazlar sizin için "doğru erkek" olmadıklarını. Çaresizlik duygusu yaratırlar insanda. 'Hiçbir zaman aradığına rastlayamayacaksın, kaderine razı olup, istemediğin bir erkekle evlenecek ve mutsuz olacaksın' duygusudur bu. Ama sabırla arayışınıza devam edersiniz. Sizin asıl aradığınız tutkulu bir aşktır. Aynı romanlarda-ki, aşk filmlerindeki gibi, sizi ta derinden sarsacak "Tam aradığım erkek, tüm hayatımı onunla geçirmek istiyorum," dedirtecek, ilk görüşte aşık olacağınız erkek... "Doğru erkek" mutlaka karşınıza çıkacak! Ama ne zaman? Hep yanlış olanlarla karşılaşmaktan bıktınız mı? Her defasında "işte tam aradığım erkek," diye başlayan cümleler kısa zamanda hiç başlamayan bir ilişkinin hayaline ya da çabucak uyandığınız tatlı bir rüyaya, belki de bir kabusa mı dönüşüyor?

_ 9 İLİŞKİNİZ NEDEN YÜRÜMEDİ? "Doğru erkek" ile bir türlü karşılaşamayanlardan mısınız? İlişkileriniz hep "mutsuz son"larla mı bitiyor? Peki ama neden? İlişkinizin yürümemesinde sizin bir kusurunuz var mı? Varsa kusurunuz ne? Belki de yanlış yaptığınız bir şeyler var? "Kader" demek pek kolaycılık olmaz mı? Bir şeyleri kadere bağlamadan önce, ne gibi hatalar yaptığınızı bir gözden geçirmekte yarar var. "Doğru erkeği" bulma derslerimiz başlıyor! Aşağıdaki cümlelerden ilişkinizin bitme nedeni olarak gördüklerinizi ya da biten ilişkinizin ardından kurduklarınızı işaretleyin: Q "Keşke üstüne bu kadar düşmeseydim!" Q "Durmadan telefon etmeseydim!" Q "Bu kadar kıskanmasaydım, birazcık rahat bıraksaydım..." Q "Hiç durmadan 'evlenelim' dersen adam kaçar tabii, haklı!" Q "Benim nasıl bir insan olduğumu anlamadı." Q "Ben ona layık biri değilim." Q "Beni 'kolay kadın' sandı, o yüzden terk etti." Q "Şişmanım." Q "Güzel değilim." Q "Burnumu estetik ameliyatla düzelttirsem beni de beğenirler." Q "Göğüslerim minicik / kocaman!" Q "Kalçalarım kocaman!" Q "Boyum kısa!" Q "Sivilcelerim var!" Q "Makyajımdan hoşlanmıyordu!" Q "Saçlarım neden kıvırcık?" Q "Allahım ben neden böyleyim?" Q "Yaşam standartlarım onunkinin çok altında!"

_ 10 Q "Pek kültürsüzüm!" Q "İngilizce bilmiyorum!" Q "Üniversite mezunu değilim!" Q "Haklı beni terk etmekte. Hangisini işaretlerseniz işaretleyin, aslında bunlardan hiçbiri sizin sandığınız gibi terk edilmenizin asıl nedeni değil. Ya da bunlar istediğiniz gibi bir sevgilinizin olmasına engel değil. Ne böyle kompleksler yüzünden sevgiliniz olmadı, ne de böyle sudan nedenlerle terk edildiniz. Aslında bunu siz de biliyorsunuz. Ama en kısa yoldan bu tür cümlelere sarılmak her zaman kolayınıza geliyor. Yoksa daha derinlere inmek, meselenin özünü keşfetmek çok uzun yolculuklar gerektiriyor ki, asıl istenen "doğru erkek" olduğu için, mesele hallolsun, çözüm de hap gibi bulunsun diye beklenip duruluyor.

_ 11 İŞİN YOKSA BEKLE DUR İlerleyen bölümlerde göreceksiniz ki, genel olarak erkekleri kaçırmak için en etkili olduğunu düşündüğünüz "zaafları" ve "kusur"ları aslında dilediğiniz kadar yapabilirsiniz! Yaparsınız ama öyle bir yaparsınız ki, bunlar bir erkeği kaçırmaktan çok, onun size deli gibi aşık olmasını sağlayan şeyler oluverir. Özellikleriniz olur, renginiz olur, tarzınız olur, belki de içinizden geleni rahatça yaptığınız için "duruşunuza" aşık olunur... ilişkilerine gerekli özeni göstermeyen, ama yine de ilişkileri yürüyüp giden arkadaşlarınızı düşünün bir... "Hata yaptım ve kaçırdım" diye saptadığınız, kabullendiğiniz hatalarınıza benzemiyor mu onların yaptıkları? Peki ama neden onlar hâlâ mutlu? Neden beraber oldukları erkek tarafından^terk edilmediler? Bütün mesele onların belki de "doğru erkek"le beraber olmaları diye düşünüyorsunuz, değil mi? "Yoksa imkanı yok yürütemezlerdi ilişkilerini!" Sizin de beklediğiniz, istediğiniz işte böyle bir erkek. Ama siz onlar gibi davranmayacaksınız sevdiğinize! Onu el üstünde tutacaksınız. Yemekler yapacaksınız. O söylemeden derdini anlayacak, çareler bulacak, iyi ve kötü her anında yanında olacaksınız... Eğer hatırlarsanız bunları daha önce de pek çok kez yaptınız ama onlar "doğru" erkeğiniz değildi ve kıymet bilmez şeyler bu derece sevgi ve ilgi performansı sergilemiş olsanız bile sizi terk ettiler! En iyisi sizin doğru erkeği beklemeniz ya da yılmadan, yorulmadan arayıp bulmanız. Peki "doğru erkek" deyince nasıl bir erkek geliyor aklınıza? Hangi özelliklere sahip olmalı bu erkek? Bir düşünün bakalım...

_ 12 HAYATINIZIN ERKEĞİ! "Doğru" dediğiniz erkeği nasıl tarif edersiniz? Aşağıdaki şıklardan "Hayatımın erkeği" diyebileceğiniz erkekte bulunmasını istediğiniz özellikleri işaretleyin: Yakışıklı Karizmatik Şehirli Medeni Delikanlı Çağdaş Eğlenceli Hoş sohbet Şefkatli Duyarlı Sempatik İyi dans eden Giyinmeyi bilen Yeme içme kültürüne sahip Bakımlı Güler yüzlü Her ortama ayak uydurabilen Kültürlü Neşeli Kıskanan Görmüş geçirmiş, tecrübeli Görgü kurallarına sadık İyi bir meslek sahibi Geleceği parlak Koruyan, kollayan Sevdiği kadına prensesler gibi davranan Komik Kadınına sahip çıkan Zengin Hayatının erkeğini arayan biz kadınlar için 12'den vurmak demek, özelliklerini böyle baştan belirlediğimiz bir "doğru erkek" bulmak, onunla bir yuva kurmak, sağlıklı iki evlat sahibi olup, iyi bir semtte, bahçeli bir evde, mutlu mesut hayatını sürdürmek demek... Ama böyle "ısmarlama" erkek biraz zor bulunur! Yani bütün bu özellikleri tek bir kişide bulamazsınız. "Doğru erkek" dediğiniz böyle bir şey değildir. "Buldum" diyen de yalan söylüyordur. Ya erkek "Ben işte böyle biriyim!" diye yalan söylüyordur ya da kadın "inan ki benim sevgilim / kocam tam böyle bir erkek!" diye kendini kandırıyordur. Yalancıktan saadetin de kimseye zararı dokunmaz elbette, bırakın yaşasınlar:..

_ 13 Siz de "Bundan bir tane de bana denk gelsin," diye hayal kurmaya devam edin köşenizde...

_ 14 "DOĞRU ERKEK" ÖRNEKLERİ Hayalleriniz, beklentileriniz kendi kafanızda yarattığınız şeyler değildir. Onları bir yerlerde görmüş, farkına varmadan öğrenmişsinizdir. Sonra siz de hayalini kurmaya başlamışsınızdır... Çevrenizde gördüğünüz, "mutlu bir beraberlik" diye tanımladığınız ilişkilerine tanık olduğunuz erkeklere benzer aslında hayalini kurduğunuz... Bir biçimde, aradığınız kişinin, bu "örneğini gördüğünüz erkekler" türünde biri olduğunu bilirsiniz. Kendinize doğru soruları sorarak ve açık yürekli cevaplar vererek işinizi kolaylaştırabilirsiniz. İşte sorular: "Doğru erkek" kimdir? Ne tür bir erkektir? Artık hiç "doğru erkek" kalmadı mı? Doğru erkek: Doğru erkekle ilgili birçok tanım yapılabilir. Ama lafı uzatmadan söyleyecek olursam, o çok aranan ama bir türlü bulunamayan "doğru erkek": Mutlu bir evliliği olan erkektir. En yakın arkadaşınızı fazlasıyla mutlu eden erkektir. Komşunuzla evli olan, iki sağlıklı çocuğuyla pazar gezmelerine, alışverişe giden erkektir. Olağanüstü güzel bir karısı olan patronunuzdur. Filmlerde gördüğünüz, sevgilisine çiçekler alan, sokağına "Seni seviyorum" yazılı 'billboard'lar astıran erkektir. Ya da sizi terk etmiş olan, aslını unuttuğunuz, hayallerinizde yücelttiğiniz erkektir... Hoşunuza gitmedi, değil mi? Dikkat ederseniz "doğru erkek" tanımınızı yaparken aklınıza çevrenizden birlerinin geldiğini fark edebilirsiniz. Ya sizin doğru erkeğiniz? Asıl cevaplamanız gereken sorunun bu olduğunu anladığınızda ona bir adım daha yaklaşacaksınız, emin olun!

_ 15 BİR ZAMANLAR O ERKEKLER DE YANLIŞTI! Genellikle "Bütün doğru erkekler kapılmış, hepsi ya evli ya da sevgilisi var! Bana da hep yanlış erkekler denk geliyor! Doğru erkeği günün birinde elbette ben de bulacağım!..." denmez mi? Belki de bu erkekler bir zamanlar birçok kadın için 'yanlış erkek'ti. Yani bu erkeklerin "doğru" olmasında, karısının ya da sevgilisinin payı olabileceğini hiç düşünmüyor musunuz? Belki de biz kadınların "baştan yaratma" isteği, heyecanı, becerisi onları bu hale getirdi. Belki bu yüzden onlar artık "doğru erkek"ler. Ya da sadece birlikte oldukları kadın için "doğru"lar. Bir erkek düşünün... Karısından boşanmış. Şimdi arkadaşınızla evli. Çok güzel bir ilişkileri var. Arkadaşınıza, 'kocasının eski karısından neden boşandığını' sorduğunuz zaman diyor ki: "Akşamları eve geç gelmesine kızıyormuş. Onunla ilgilenmiyormuş. Arkadaşlarıyla görüşmesini istemiyormuş. Sürekli sudan sebeplerle kavga çıkarıyormuş... O yüzden ayrılmışlar." Böyle uzayıp gidiyor boşanma nedenleri... Ama evliliklerine tanık olduğunuz kadarıyla arkadaşınız istemediği için akşamlan evden dışarı hiç çıkmayan, arkadaşlarını görmek istemeyen, bütün vaktini sadece karısının, yani arkadaşınızın dizinin dibinde geçirmek isteyen bir erkek var önünüzde... Eski karısından ayrılma nedenleri neredeyse adamın mutluluk kaynağı haline gelmiş... Arkadaşınız kocasına sayısız kapris yapıyor, kavgalar ediyor ama adam onu hep seviyor, daha da çok seviyor... Demek ki bu erkek bir kadın için "yanlış"ken, diğeri için "doğru" olabiliyor. Aradaki bu önemli farkın ne olduğunu ilerleyen sayfalarda detaylarıyla bulacaksınız. Ama şu kadarını söyleyeyim; asıl mesele kadın ve erkeğin birbirine uyumudur. Adım adını yol almakta yarar var...

_ 16 DOĞRU ERKEĞİ ARARKEN "Doğru erkeği" ararken hep aynı cümleler kurulur. "Bu da olmadı, bir dahakine inşallah!" diye hayallerin yolu açık edilir. Gidenin arkasından gözyaşı kıvamında sular dökülür, beklenir, yenisi aranır, taranır... Aradığınız erkekle ilgili kurduğunuz cümleler sizin için inanılmaz derecede yol gösterici olabilir. Çünkü "basit birer cümle" dediğiniz şeyler aslında sizin kaçtığınız ya da yüzleşmekten korktuğunuz şeyleri açık ediyor olabilir. Ne dersiniz? "Hayatınızın erkeği"ni ararken aşağıdaki cümlelerden hangilerini en az bir kez kullandınız?: "Ben de mutlu olacağım. Benim de günün birinde beni kanatları altına alacak, seven, şefkatli, ne kadar güzel bir insan olduğumu keşfedecek, güçlü bir erkeğim olacak..." "Aradığım erkeği sonunda buldum. "Tam istediğim gibi. Ama bir de becerebilse..." Onunla ben sevgili olacaktım! ince eleyip sık dokuyacağım derken gitti gül gibi adam! Neyse, etrafta olayım da beni fark etsin, pişman olup bana gelsin.'" "Tam buldum derken o da evli çıktı!" "Yok, artık kimseyi istemiyorum! Zaten şöyle 'erkek gibi erkek' de kalmamış ortalıkta. Hepsine bir haller olmuş, pek bir kalleşler, yalancılar, akılları fikirleri aldatmak. Nerde o eski erkekler!" "İşte aradığım erkek o! Peki yanındaki kim?!" Gelin şimdi beraberce bu cümleleri inceleyelim.

_ 17 "BENİM DE GÜÇLÜ BİR ERKEĞİM OLACAK!" Cümleniz: "Ben de mutlu olacağım. Benim de günün birinde beni kanatlan altına alacak, seven, şefkatli, ne kadar güzel bir insan olduğumu keşfedecek, güçlü bir erkeğim olacak..." Güzel bir insan olduğunuzu size illa birinin söylemesi mi gerekiyor? Bunu kimse söylemezse siz "güzel" olmayacak mısınız? Neden siz birinin güzelliğini keşfetmiyorsunuz da sizi keşfetsinler diye bekliyorsunuz? isteseniz bunu yapabilirsiniz, isteseniz birinin sizi fark etmesini beklemek yerine siz önce kendinizi fark edip, hayattaki yolunuza dimdik devam edebilirsiniz. Elbette bu yolda size katılacak kişi de saygıyla duracaktır karşınızda, işte bunu takdir edecektir, buna hayran olacaktır, bu güzelliğe övgüler düzecektir. Yoksa gerisi "iltifat"tan ibarettir. Peki gerçekten birinin korumasına ihtiyacınız var mı? Elbette insan kendine destek olacak birini arar, ama birinin kanatları altına girmek, daha baştan gölgelere saklanma isteği, kendinize güvenmediğinizin göstergesi ve "tek başına ayakta durma korkusu" değildir de nedir? Biri sizin kanatlarınız altına girmek istese ne hissederdiniz? Sıkılır insan. "Kendi sorunlarım yetmiyor, bir de onunla uğraşacağım," diye daha en başından kaçarsınız, değil mi? Anneniz size "Hayat müşterektir!" demedi mi hiç? Bu söz iyi yemek yapacaksın, evi temiz tutacaksın, iki sağlıklı çocuk dünyaya getirip, hayatının amacı buymuş gibi davranacaksın anlamına geliyor belki de sizin için. Ama değil. Bunlar zaten oluyor. Aç kalacak haliniz yok, yemek yapmak pek de zor bir iş değil doğrusu. Evi de elbette temiz tutarsınız, ne de olsa orada yaşıyorsunuz. Çocuk doğurmaya gelince, o apayrı bir konu... Ama şu kadarını söyleyeyim, "biyolojik saat" denen bir şey var ki, ne yaparsanız yapın buna zaten canı gönülden hazır, istekli ve gönüllü oluveriyorsunuz. Gördüğünüz gibi hayatın müşterek olması bunları üstlenmek değil. O zaman bunları iyi yapmanız karşılığında birinin sizin sorumluluğunuzu üstlenmesine "hayatı paylaşmak" gibi anlamlar yükleyemezsiniz. Tabii eğer isterseniz küçük bir bulaşık yıkama işini bile törene dönüştürür, övgünüzü almazsanız yapmayacakmış gibi oyunlar da oynayabilirsiniz. Hoş olur, ama bunlar küçük evcilik oyunlarıdır. Daha fazla anlamlar yüklemenin alemi yok.

_ 18 "Hayat müşterek" demek; birlikte olduğun kişiyle omuz omuza vermek, hayatın zor anlarında birlikte yürümek, güzelliklerinin tadını birlikte çıkarmak demektir. Keyiftir yani, görev değil! Dikkat ederseniz çevrenizde böyle bir "Kanatları altına alan erkek, doğru erkektir" durumunu kanıtlayan tek bir örnek dahi yok. Annenizle babanızın evliliği de bu türden değildi. Kendinizi kandırmayın. Boş beklentiler yaratmayın. Siz asıl "kendi gücünüze" inanın!

_ 19 "ARADIĞIM ERKEĞİ SONUNDA BULDUM! AMA..." Cümleniz: "Aradığım erkeği sonunda buldum. Tam istediğim gibi. Ama bir de giyinmeyi becerebilse..." Bu cümleyi yüzlerce kez duydum çevremdekilerden, bana gelen mektuplarda benzeri yakınmalara da çok rastladım. İyi de adam giyinmeyi bilmese ne olur ki? Geri kalan kısmını beğeniyor musunuz? Beğeniyorsanız sevgiyle istediğiniz gibi yardımcı olabilirsiniz ona. Ama dış görüntüsünün bir "kusur" olduğuna inanırsanız, o zaman iç dünyasını, "yüreğini" asla keşfe çıkamayacaksınız demektir! Bir insan sadece dış görüntüsüne bakılarak yargılandığını düşünürse kim bilir ne kadar kötü hisseder kendini. Madem halini tavrını beğenmiyorsunuz, nasıl oldu da "aradığınız erkek" olduğuna karar verebildiniz o zaman? Bir insanı ilk olarak "görüntüsüyle" değerlendiremezsiniz. Dış görüntüsünü beğenmediğiniz ama "tam da aradığınız erkek" olduğunu düşündüğünüz bir erkek olabilir mi? Sizce de bunda bir yanlışlık yok mu? Demek ki bu erkek en baştan aslında sizin kendinize uygun gördüğünüz türde bir erkek değildi de vakit kaybetmeden biriyle beraber olmak istiyordunuz. Ya da bir ilişkinin beraberinde getirdiği sorumluluklardan korktuğunuz için bir "bahane" arıyorsunuz. Belki niyetiniz bulmak değil de, hep arayışta olmak. Böyle olduğunda insan kendine engeller yaratır, bahaneler bulur sürekli. Yoksa ne diye bir erkek şöyle ya da böyle göründüğü, istediğiniz gibi giyinmediği için "doğru erkek" olma özelliğini kaybetsin gözünüzde? Ama şunu bilin ki, giyim tarzı gibi, görüntü gibi sudan sebepler bir erkekten vazgeçmek için bahane olamaz. Erkekleri birazcık olsun tanıdıysanız, onların kendilerini hale yola sokacak bir kadına cam gönülden hazır olduklarını da öğrenmişsinizdir bu zamana kadar. Hazır yapım erkeği arayacağınıza, azıcık zaman ve sevgiyle siz de kendi doğru erkeğinizi yaratabilirsiniz. Bir erkeği nasıl baştan yaratacaksınız, onu da ilerleyen sayfalarda bulacaksınız. Biz adım adım yolumuza devam edelim...

_ 20 "KAÇIRDIM GÜL GİBİ ADAMI!" Cümleniz: "Onunla ben sevgili olacaktım! İnce eleyip sık dokuyacağım derken gitti gül gibi adam! Neyse, etrafta olayım da beni fark etsin, pişman olup bana gelsin!" Zamanında pek de ilginizi çekmemiş bir erkek, "elden kaçmış" gibi görünüverir bazen gözünüze. Bunun nedeni bu erkeğin gidip arkadaşınızla ya da çevrenizden herhangi biriyle beraber olmasıdır. Sizden yüz bulamamış, tesadüf bu ki zaten arayışta olduğu için gözü başkasına kayıvermiştir. Ama yine tesadüf bu ki, tam da birbirlerine göreler. ikisi de pek mutlular. Pek pişmansınız. Hem de nasıl! Böyle bir durum için yazılabilecek o kadar çok şey var ki. Hep derim, "Yanındaki kadın bir erkek için en iyi referanstır," diye. Bir erkek için tanıdığınız bir kadından daha iyi bir referans olabilir mi? İnsan düştüğünü düşündüğü durumla ilgili neler hissetmez ki? Öncelikle söz konusu olan şey kıskançlıktır. İstediğiniz kadar itiraz edin, ama öyledir. Zaten bu yüzden o erkeğin geri gelmesi beklenir, fark edilebilmek için yarış pozisyonuna geçilir. E, boş yere çaba sarf etmemek ve bir amaç edinmek için o erkeğin "kaçırılan fırsat" olduğu, uzun zamandır beklenen "doğru erkeğin" tam da bu "kaçırılan erkek" olduğu sabit fikri hedefe yerleştirilir. Heyecanlı bir bekleyiş ve arayış hali... Kendinizi böyle boş beklentilere sokmayın. Gereksiz yarışlara da girmeyin. Onu başkasına kaptırdığınızı düşünmeseniz hiçbir pişmanlık da duymayacaktınız. Böyle durumlarda, kaçırdığınızı düşündüğünüz erkeğin yüzü gülen sevgilisine "özendiğinizi" unutup, aslında istemediğiniz birini kıymete bindiriverirsiniz. Oysa hatanızı fark edip onların mutluluklarına siz de katılsanız, en azından kendinizle barışma yolunda bir adım atacağınız için yararlı bir iş yapmış olacaksınız. Emin olun ki kendinizle barışmanız sayesinde doğru erkeğe ulaşmanızın yolu daha kolay açılacaktır.

_ 21 "MEĞER EVLİYMİŞ!" Cümleniz: "Tam buldum derken... Meğer evliymiş!" "Evli çıktı," dediğiniz bir erkek, eğer size evliliğini en baştan açıklamamışsa "doğru erkek" olabilir mi? Yani hadi belki oldu da karısından ayrıldı diyelim... Baştan söylemekte yarar var, kadınlar kocalarının bir sürü akla zarar hallerine, kendilerini aldatmalarına dahi razı olup nasıl boşanamazlarsa, erkekler de pek farklı durumda değiller. Hele kendilerini bir limana demirlemesinler, kolaysa kopar artık onları. Ara sıra sefere çıksınlar yeter. Aman sefere sizinle çıkmasınlar da ne yaparlarsa yapsınlar! Hadi bu erkek limandan demir aldı, sizinle de evlendi diyelim... E, peki aynı şeylerin bir gün sizin de başınıza gelmesi mümkün değil mi? "Alışmış kudurmuştan beterdir," diye bir laf var. Hadi bu erkek "kudurmuş" olmasın da, gerçekten anlaşamamış olsun karısıyla, peki ama sizinle anlaşacağı ne malum? Belki de karısı adamı "adam edemedi". Peki siz kendinize pek mi güveniyorsunuz? Güveniyorsanız ne isterseniz yapın elbette, "aferin" bu durumda söylenebilecek en uygun sözdür size. Ama şunu da düşünün: Belki de adam evli olduğu için size "doğru" gibi görünüyordur. Genelde evli erkeklerde kadınların tam olarak teşhis edemedikleri bir hal vardır. Sanki hiç evlenmemiş bir erkekten daha sağlam görünürler göze. Biraz olgun, biraz hali tavrı oturmuş, bir de sizin daha geçmediğiniz yollarda tecrübeyle ilerlemiş, böylece sizi "kanatları altına alabilecek" vasıflara ermiş... Bu yüzden evli erkekler ya elden kaçırılmış fırsatlar ya da "kapılmış" erkekler olarak görülür. Ben derim ki, kendi tecrübelerinizden başkasına güvenmeyin! Güvenecekseniz kendinize güvenin, o zaman her şey çok kolay gelecek size...

_ 22 "ERKEK GİBİ ERKEK KALMAMIŞ!" Cümleniz: "Yok, artık kimseyi istemiyorum! Zaten şöyle 'erkek gibi erkek' de kalmamış ortalıkta. Hepsine bir haller olmuş, pek bir kalleşler, yalancılar, akıllan fikirleri aldatmak! Nerdee o eski erkekler!" Erkekler iyice şaşkınlar zaten. Onlar ne istediklerini biliyorlar mı? Onların tek derdi ya "kendilerini çekip çevirecek güçte kadınlar" ya da "gönül eğlenceleri". Önce asgari ölçülerde kendini çekip çevirecek birini bulup düzene kavuşunca, bu sefer de heyecan aramaya çıkıyorlar... Yani ya biri olacaksınız ya da diğeri. Tabii kontrolü ele almazsanız. Kontrolü ele almak için önce ne istediğinizi bilmeniz gerekir. Siz "Nerdee o eski erkekler!" diyorsunuz ama aslında "Nerdeee o eski kadınlar!" demek daha doğru olmaz mı? Eskiden kadınlar kendi değerlerinin biraz daha fazla farkındaydı sanki. Naz yapmak, kapris, kıskançlık, bir kadını kadın yapan özelliklerken, şimdilerde bunlar erkeği kaçıran "kadınsı kusurlar" olarak görülmeye başladı. Eskilerin kadınsı kıvrak zekası, şimdilerin genç kızlarının moda davranış modelleriyle yer değiştirdi. Birçok erkek birbiriyle tıpatıp aynı olan kadınlarla karşılaşmaktan yakınıyor. Eskilerin dişli kadınlarının yerini şimdilerin korunmaya, kollanmaya muhtaç genç kızları aldı. Elbette artık bu korunma ve kollanmanın bedelini de ödemek zorunda hissediyorlar kendilerini. Annelerin öğütleri yanlış anlaşılmış, "Erkeğine baş eğiyormuş gibi yapacaksın", "Erkeği pohpohlayacaksın" cümleleri, "Erkek ne derse odur", "Erkek senden üstündür"e dönüşmüş. Kadın olarak değerinizin farkına varmadığınız sürece, kadın gibi davranmadığınız, zekanızı "Erkeği nasıl daha çok eğlendiririm?" "Nasıl daha şık görünebilirim?" diye heba ettiğiniz sürece, "erkek gibi erkek" de bulamayacaksınız demektir. Ne zaman ki "kadın gibi kadın" olacaksınız, kendinizi merkeze yerleştireceksiniz, işte o zaman aslında o erkeklerin bulunmaz erkekler olmadığını, "doğru erkeği" sizin yaratacağınızı göreceksiniz. Çünkü bir erkeğin hoşunuza gitmeyen davranışlarına izin verdiğiniz ölçüde bu türden davranışlarla daha fazla karşılaşacağınızı anlayacaksınız. Bırakın bir erkek size layık olmaya çalışsın. Siz "Onu her şartta nasıl yanımda tutarım?" diye düşündükçe dengeleri değiştiriyor, aradığınızın hemen yanı başınızda olduğunu da bir türlü göremiyorsunuz.

_ 23 "İŞTE ARADIĞIM ERKEK! AMA YANINDAKİ KİM?" Cümleniz: "İşte tam aradığım gibi bir erkek! Peki ama o yanındaki kim?!" Eğer "Aman allahım, işte o!" dediğiniz kişinin yanında biri varsa, demek ki siz bir "bütün"ün yarısına bakıyorsunuz sadece. Aslında o kişinin yanında kendinizi görmek istiyorsunuz. Peki istediğiniz o erkek mi, yoksa o "bütün" mü? Belki de o hayatı yaşamak istiyorsunuz. Hani hep sorulur ya: "Tekrar dünyaya gelseydin kim olmak isterdin?" Bu soruya cevap vermenizi istiyorum. Eğer gerçekten hızla "Yine kendim olmak isterdim," di-yemezseniz, bilin ki istediğiniz türde bir hayat kurmak yerine, hazır olanı isteme ve bekleme cümlesidir kurduğunuz... Kendiniz olmak yerine, başkalarının yerinde olma hayalleriyle avunursunuz. Boş beklentiler, boş arayışlarla kaybedilen gereksiz zamanlar... Böyle bir durumda gördüğünüz tüm "doğru erkek"lerin yanında birer de kadın arzı endam edecektir. Söylememiş miydim: "Bir erkek için en iyi referans yanındaki kadındır!" Demek ki sizi etkileyen şey, erkeğin tek başına duruşu değil, o erkeğin birlikte olduğu kadının yanındaki duruşudur. O zaman hesaba yeni bir kalem açmalı ve o kadınla kendiniz arasında bir yarış başlatmalısınız. Ama bu yarışı kazansanız da, elinize geçecek ödülden pek de memnun kalmayacaksınız. Çünkü ödül olarak gördüğünüz aslında erkek değil, onun yaşadığı hayattır. O hayatı yaratan da maalesef tek başına o erkek değildir. Yormayın boşuna kendinizi. Siz ne zaman "Kimin yerinde olmak isterdin?" sorusuna "Kendim olmak" cevabını verirseniz, o zaman sizin yanınızdaki erkek de başkalarına "doğru erkek" olarak görünecektir. Siz ise zaten artık bunu düşünmez olacaksınız, zira o sırada ne kadar "denk geldiğiniz"e sevineceksiniz... Çünkü iki doğru birbirine denk gelmiş olacak.