ORGANİK YÜKLEME HIZININ (OYH) EVSEL KATI ATIĞIN ANAEROBİK ASİDİFİKASYONU ÜZERİNE ETKİSİ Eylem DOĞAN 1, Göksel N. DEMİRER 1 * 1 Orta Doğu Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, 6531 Ankara *İletişim kurulacak yazar goksel@metu.edu.tr, Tel: 312215867, Fax: 312212646 ABSTRACT The total production of municipal solid waste (MSW) is 25 million tones / year in 24 while the amount was 3-4 million tones in 196. Therefore, the MSW is an important concern which requires a management system consisting of collection, reuse and disposal rather than disposing at remote locations. Hence, anaerobic digestion (AD), as a biological technique which includes waste management and renewable energy concerns, has the opportunity to be an integral part of the solution of solid waste problem. In this study, the acidogenesis part of two-phase AD system was investigated. The organic fraction of municipal solid waste was used as substrate. 1 L acidogenic reactor having hydraulic retention time of 2 days was operated at ph value of 5.5.1 with ph-stat system at temperature of 35 1 C. Basal Medium (BM) containing no alkalinity and NaOH solution were used in order to supply nutrients for the microorganisms and to keep the ph at constant value. Three reactors with organic loading rates (OLR) of 1, 15 and 2 g VS/L.day were operated and their performances were evaluated comparing volatile solids removals, influent and effluent total and soluble COD concentration values and volatile fatty acid productions. Maximum total volatile acid concentrations were measured as 8419, 1245 and 15244 mg/l (as Hac) in the reactors having OLR of 1, 15 and 2 g VS/L.day, respectively. Keywords: Acidogenesis, anaerobic, organic loading rate, volatile fatty acids; municipal solid waste. ÖZET Türkiye de 196 lı yıllarda üretilen toplam katı atık miktarı yılda 3-4 milyon ton iken, bugün sadece evsel katı atık miktarı 25 milyon ton/yıl dır. Dolayısı ile katı atık, artık sadece gözden uzak bir yerde bertaraf edilmesi gereken bir atık türü olmaktan çok toplama, taşıma ve geri kazanım gibi birçok farklı unsuru içine alan bir yönetim sistemini gerekli kılmaktadır. Bu bakımdan, yenilenebilir enerji ve atık yönetim esasını içeren ve biyoteknolojik bir yöntem olan anaerobik bozundurma (AB) evsel katı atık probleminin bütünsel çözümünün bir parçasında yer almalıdır. Bu çalışmada iki fazlı AB sisteminin asidojenik kısmı incelenmiştir. Evsel katı atığın organik kısmı besin olarak kullanılmıştır. Hidrolik bekletme süresi 2 gün olan 1-L lik asidojenik reaktör, ph stat ile ph değeri 5.5.1 da tutularak 35 1 C işletilmiştir. Mikroorganizmaların besin ihtiyacını karşılamak için alkalinite içermeyen bazal medya (BM), ph değerini sabit tutmak için ise NaOH kullanılmştır. Organik yükleme hızı (OYH) 1, 15, 2 g UM/L.gün olan üç reaktör işletilmiş; performansları uçucu madde giderimi, toplam KOİ, çözünmüş KOİ giriş ve çıkış değerleri ve uçucu yağ asit (UYA) üretimleri karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Maksimum toplam organik asit konsantrasyonları OYH ları 1, 15 ve 2 g UK/L.gün olan reaktörlerde sırasıyla 8419, 1245 ve 15244 mg/l (asetik asit olarak) olarak ölçülmüştür. Anahtar Kelimeler: Asidojenesis, anaerobik, organik yükleme hızı, uçucu yağ asitleri; evsel katı atık
1. GİRİŞ Türkiye de 196 lı yıllarda üretilen toplam katı atık miktarı yılda 3-4 milyon ton iken, bugün sadece evsel katı atık miktarı 25 milyon ton/yıl dır. Dolayısı ile katı atık, artık sadece gözden uzak bir yerde bertaraf edilmesi gereken bir atık türü olmaktan çok toplama, taşıma ve geri kazanım gibi birçok farklı unsuru içine alan bir yönetim sistemini gerekli kılmaktadır. İstatistikler, yıllık üretilen toplam katı atığın yalnızca 7 milyon tonunun düzenli depolanıp,,4 milyon tonunun da kompostlama ile yönetildiğini; geriye kalan büyük kısmın ise herhangi bir uygulamaya tabi tutulmadan berteraf edildiğini göstermiştir (1). Bu bakımdan, yenilenebilir enerji ve atık yönetim esasını içeren ve biyoteknolojik bir yöntem olan anaerobik bozundurma (AB) evsel katı atık probleminin bütünsel çözümünün bir parçasında yer almalıdır. Organik bazlı evsel katı atık(obeka) oldukça heterojen bir yapıya sahiptir ve bu tür atıkların arıtımı işletim koşullarıyla birlikte karakteristiğine de bağlıdır. Atık yapısındaki karbohidrat, yağ ve proteinlerin yanısıra, selüloz ve lignin içeriği de biyobozunma üzerinde etkilidir (2). Literatür incelendiğinde katı atık bozundurmasına odaklanan anaerobik çalışmalarda, pilot ve lab ölçekli uygulamalar ve bunlara ait farklı işletim koşulları (tek faz-iki faz, yüksek ve düşük organik yükler ile bekletme sureleri vb.)saptanmıştır. Ancak, pilot ölçekli çalışmaların dışında kalan sistemlerde yüksek organik yükler denenmemiştir. İki fazlı sistemlerin tek fazlı sitemlere göre daha verimli çalıştığı da kanıtlanmıştır (3,4) ve metan reaktöründe verimin artırılması için, asidojenik fazın en iyi koşullarda işletilmesi gereklidir. Bu nedenle, bu çalışma anaerobik asidifikasyon üzerine odaklanmış olup, ilk etapta yüksek organik yükleme hızlarının (OYH) sisteme etkisi saptanmaya çalışılmıştır. 2. YÖNTEM 2.1. Organik Bazlı Evsel Katı Atık Çalışmada kullanılan organik bazlı evsel katı atık evlerden temin edilen yemek atıkları ile marketlerden alınan sebze ve meyve atıkları karıştırılarak hazırlanmıştır. Atıklar, tanecik boyutu 4 mm olan et kıyma makinesinden ayrı ayrı geçirilmiş ve daha sonra bir araya getirilip elle karıştırmak suretiyle homojen bir karışım oluşturulmuştur. Türkiye de görülen tipik evsel katı atık kompozisyonu (Tablo 1) içinde görülen %6.47 lik kağıt içeriğini sağlamak amacıyla da önceden ufak parçalar haline getirilip, 1 hafta boyunca suda bekletilen kağıt ve gazete parçaları karışıma eklenmiştir. Atık karakterizasyonu Tablo 2 de verilmiştir. Hazırlanan atık, deneylerde kullanılmadan önce bakteriyolojik aktivitenin engellenmesi için derin dondurucuda -2 o C de dondurularak muhafaza edilmiştir. Derin dondurucudan çıkarılan atıkların, besleme işlemi sırasında kullanılabilmesi için buzdolabında 4 C de çözünmesi sağlanmış ve sulandırılmak suretiyle haftalık stok çözeltiler hazırlanmıştır.
Tablo 1. Türkiye deki tipik evsel katı atık kompozisyonu (1) Tablo 2. Atık karakterizasyonu PARAMETRE DEĞER (%) PARAMETRE DEĞER Tekstil.56 Yoğunluk (kg/m 3 ) 122.±8.5 Metal 1.13 Hacim ağırlığı (kg/m 3 ) 963.±9.2 Cam 2.12 Toplam Katı Madde (g/kg) 299.±6.4 Plastik 2.55 Uçucu Katı Madde (g/kg) 262.±3.7 Kağıt 6.47 Toplam KOİ (g/kg) 241.±2.5 Organik 64.15 TKN (g/kg) 4.±.5 Diğerleri 23.2 Total Fosfat (g/kg) 2.±.1 ph 5.18±.2 2.2. Deneysel Prosedür ve İşletim Koşulları Çalışmada, organik yükleme hızının anaerobik asidifikasyon üzerine etkisi, üç farklı OYH da (1, 15, 2 g UK/L.gün) 3 gün işletilen reaktörler [Reaktör-1 (R1), Reaktör-2 (R2), Reaktör-3 (R3)] ile çalışılmıştır. Bu üç reaktörün ph değeri ph-stat kullanılarak 5.5.1 de sabit tutulmuş ve hidrolik bekletme süresi (HBS) 2 gün olarak işletilmiştir. Reaktörler 1 L etkin sıvı hacmine ve 5 ml tepegazı boşluğuna sahip, günlük beslemeboşaltma prensibine göre çalıştırılmış sürekli karıştırılan reaktörlerdir. Reaktörlerdeki en önemli ayrıntı, ph değerlerinin ph kontrol ünitesince sabit tutulabiliyor olmasıdır. ph kontrol ünitesi, ph probu ve peristaltik pompadan oluşmuştur. Ölçülen ph değeri, kontrol ünitesine kaydedilen değerden düşük ise yollanan sinyal ile çalışmaya başlayan pompa, reaktörün içine NaOH çözeltisini, ph kaydedilen değere ulaşıncaya kadar pompalar (Şekil 1). Böylece reaktör içindeki değer, sabit bir noktada tutulabilmektedir. Şekil 1. Reaktörlerin şekilsel gösterimi
2.3. Aşı Kültürü Deneylerde kullanılan anaerobik aşı kültürü Ankara Büyükşehir Belediyesi Merkezi Atıksu Arıtma Tesisi nin anaerobik çamur çürütme tanklarından temin edilmiş ve konsantrasyonunun arttırılabilmesi için çöktürülmüştür. Bu sayede, aşı kültürünün uçucu askıda katı madde (UAKM) konsantrasyonu 817 1438 mg/l ye çıkarılmış ve deneylerde bu haliyle kullanılmıştır. 2.4. Besiyer Çözeltisi (BÇ) Deneylerde kullanılan BÇ nin içeriği şu şekildedir (mg/l): NH 4 Cl (12), MgSO 4 7H 2 O (4), KCl (4), Na 2 S 9H 2 O (3), CaCl 2 2H 2 O (5), (NH 4 )2HPO 4 (8), FeCl 2 4H 2 O (4), CoCl 2 6H 2 O (1), KI (1), MnCl 2 4H 2 O (.5), CuCl 2 2H 2 O (.5), ZnCl 2 (.5), AlCl 3 6H 2 O (.5), NaMoO 4 2H 2 O (.5), H 3 BO 3 (.5), NiCl 2 6H 2 O (.5), NaWO 4 2H 2 O (.5), Na 2 SeO 3 (.5), cysteine (1). Bu BÇ anaerobik mikroorganizmaların büyümesi için gerekli tüm makro ve mikro besinleri içermektedir (5) 2.5. Analitik Yöntemler Reaktörlerin uçucu yağ asiti (UYA), giriş/çıkış olmak üzere toplam kimyasal oksijen ihtiyacı (tkoi) ve çözünmüş kimyasal oksijen ihtiyacı (çkoi) periyodik olarak ölçülmüştür. Toplam Kjeldahl Nitrojen (TKN), toplam fosfat, ph, toplam katı madde (TKM), uçucu katı madde (UKM), UAKM, KOİ analizleri Standard Metota göre yapılmıştır (6). Numunelerin KOİ analizleri,.45 µm lik filtre kağıtlarından süzülmelerinin ardından, Hach Spektrofotometre (Model: P/N 456-2) kullanılarak, KOİ kitleri ile yapılmıştır. UYA analizleri için Zebron ZB-FFAP kolonu (3 m x,25 mm) takılı olan bir gaz kromotografi (GC, Thermo Electron Co.) cihazı kullanılmıştır. Detektör (FID) ve enjektör sıcaklıkları sırasıyla 28 ve 25 C ye sabitlenmiştir. Fırın sıcaklık programı, 1 O C de 2 dakika bekleme süresi ardından 2 o C e kadar dakikada 8 o C artış olarak belirlenmiştir. Taşıyıcı gaz olarak helyum kullanılmıştır. Sıvı numuneler analiz öncesinde önce.45 µm lik, sonra.22 µm lik filtre kağıtlarından süzülmüş ve formik asitle ph değerleri 2,5 in altına düşürülmüştür. GC analizleri için hazırlanan numunelerde asetik, propionik, isobutrik, butrik, iso-valerik, valerik, iso-kaproik, kaproik ve heptanoik asit konsantrasyonları ölçülmüştür. 3. BULGULAR 3.1. Toplam ve Çözünmüş Kimyasal Oksijen İhtiyacı Reaktörlerin giriş ve çıkış tkoi ve çkoi konsantrasyon değişimleri Şekil 2 (a-c) gösterilmiştir. R1 de gözlemlenen maksimum tkoi konsantrasyonu 4215 mg/l iken, 23175 mg/l minimum konsantrasyon olarak ölçülmüştür (Şekil 2a). R2 deki tkoi değerlerinin büyük kısmı 4 ile 5 mg/l arasında değişim gösterirken, maksimum konsantrasyon 571 mg/l olarak gözlenmiştir (Şekil 2b). Bunun yanında, R3 de maksimum ve minimum tkoi konsantrasyonları sırasıyla 72113 mg/l ve 52725 mg/l olarak ölçülmüştür. Giriş ve çıkış tkoi değerlerine bakıldığında, değerlere ait standart
sapmaların yüksek olduğu görülmektedir. Sapmalardaki bu yüksek oranlar ham atığın yapısı ile ilgilidir; her ne kadar homojen bir karışım oluşturulmaya çalışıldıysa da atığın parçacıklı yapısı ölçümler sırasında bu sonucu doğurmuştur. Dolayısıyla, Şekil 2 de reaktörlere ait giriş ve çıkış tkoi değerleri, standart sapmalar göz önünde bulundurulduğunda birbirine oldukça yakındır. Bu sonuç, reaktörlerde tkoi konsantrasyonunda herhangi bir azalma olmadığını kanıtlamışır. 8 7 6 5 4 giriş tkoi çıkış çkoi giriş tkoi çıkış çkoi (a) 3 Giriş ve Çıkış tkoi ve çkoi Konsantrasyonları (mg/l) 2 1 8 7 6 5 4 3 2 1 8 7 6 5 4 3 2 1 (c) (b) 2 4 6 8 1 12 14 16 18 2 22 24 26 28 3 32 zaman (gün) Şekil 2. Giriş ve çıkış tkoi ve çkoi Konsantrasyonları (a) Reaktör-1 (b) Reaktör-2 and (c) Reaktör-3 Öte yandan, tüm reaktörlerdeki çıkış çkoi konsantrasyonları, giriş değerlerinden yüksek olup nedeni organik maddenin hidrolizidir (7-9). R1 deki maksimum çıkış çkoi konsantrasyonu 1971 mg/l olarak ölçülürken, değerler R2 ve R3 de sırasıyla 2453 mg/l ve 32588 mg/l olarak saptanmıştır. Şekil 2(a-c) de de görüldüğü gibi OYH arttıkça, reaktörlerin çıkış çkoi değerlerinde artış gözlenmiştir. Bunun nedeni sisteme verilen organik maddenin artışı ve bu artışın, hidroliz ve asidifikasyon sırasında çözünmüş madde yükselişi olarak ortaya çıkışıdır.
Sonuç olarak, evsel katı atığın anaerobik asidifikasyonu sırasında tkoi konsantrasyonları değişmezken, partikül halde bulunan organiklerin çözünmüş hale geçişi gerçekleşmiştir. Başka bir değişle, Speece (1) ve Guerrero vd. (8) de belirttiği gibi anaerobik asidifikasyon sırasında organikler çözünmüş hale geçip çkoi de artışı sağlarken; tkoi de herhangi bir azalma gözlenmemiştir. 3.2. Uçucu Katı Madde Giriş ve çıkış uçucu katı madde konsantrasyonlarının ortalaması alınarak hesaplanan giderim değerlerine bakıldığında, OYH yükselmesinin giderimi artırdığı görülmüştür. Değerler R1, R2 ve R3 için sırasıyla %28, %34 ve %4 olarak saptanmıştır. UKM giderimleri literatür çalışmalarında %29-91 arasında değişim göstermiştir ve bunun nedeni farklı işletim koşullarının sisteme olan etkisidir. Örneğin, düşük OYH lar ve yüksek HBS ler uçucu katıların giderimini artıran etmenlerdir. Ayrıca, çalışmaya ait UKM giderim profili, çkoi konsantrasyon artışları ile paralellik göstermektedir. Giderim artıkça, çkoi konsantrasyonlarında da yükselme görülmüştür ve nedeni katıların çözünmüş hale geçişidir. 3.3. Uçucu Yağ Asitleri Toplam UYA konsantrasyonlarını gösteren Şekil 3 incelendiğinde, OYH nin asit üretimini etkilediği açıkça görülmüştür. Reaktörlere verilen organik madde miktardaki artış, bu maddelerin asidifikasyonu sonucu oluşan asitlerin konsantrasyonunda yükselmeye neden olmuştur ve bu sonuç literatürdeki çalışmalarla (11, 12) uyum göstermektedir. Ortalama asit üretimi R1, R2 ve R3 de sırasıyla 8419, 1245 ve15244 mg /L (asetik asit olarak) olarak hesaplanmıştır. Tüm reaktörlerde toplam asit üretimi sekizinci güne kadar artmış, daha sonra ufak değişimlerle sabit kalmıştır. UYA daki artış, reaktörlerde gözlemlenen çkoi artışı ile de uyumludur. Başka bir değişle, reaktörlerdeki asit üretimi, sisteme çkoi artışı olarak yansımıştır. Çalışmada UYA kompozisyonları da belirlenmiş ve sonuçlar Şekil 4 de gösterilmiştir. R1 de saptanan başlıca asitler %59, %15, %12 ve %7 lik değerleri ile sırasıyla asetik, bütrik, kaproik ve propionik asitlerdir. Bunun yanında, R2 de sırasıyla 71%, 8%, 6% ve 4% lük oranlarıyla asetik, kaproik, bütrik ve heptanoik asit saptanmıştır. R3 de görülen başlıca asitlerse asetik, kaproik, bütrik ve propionik asit olmuş ve yüzdeleri sırasıyla 75%, 12%, 6% ve 4% olarak hesaplanmıştır. OBEKA nın kompleks yapısı, sistemde çok çeşitli UYA ların üretilmesine sebep olmuştur. Atığın yapısındaki karbohidrat asetik, propionik ve bütrik asit üretimini sağlarken (9), içerdiği proteinin fermantasyonu sonucunda valerik ve iso-valerik asitler üretilmiştir (13).
Toplam UYA Konsantrasyonu (mg/l asetik asit olarak) 18 16 14 12 1 8 6 4 2 2 4 6 8 1 12 14 16 18 2 22 24 26 28 3 32 zaman (gün) Reaktör-1 Reaktör-2 Reaktör-3 Şekil 3. Reaktörlerin tuya değerlerinin zamanla değişimi Reaktörlerde en fazla miktarda görülen UYA asetik asittir. Literatüre de bakıldığında evsel katı atık asidifikasyonunu içeren çalışmalarda miktarı fazla ölçülen asit, asetik asit olarak bulunmuştur ve nedeni bu asitin basit bağ yapısına sahip oluşudur (8,14). Vurgulanması gereken başka bir nokta da, organik yük artışı ile üretilen asetik asit konsantrasyonunun artışıdır (Şekil 4). Başka bir değişle, asidifikasyondaki performans artışını sağlamanın bir yolu organik yükü artırmaktır ve ekstra yük, basit bağ yapısına sahip olan asetik asit miktarının artışı, buna paralel olarak da daha kompleks yapıya sahip olan propionik ve bütrik asit değerlerinin azalması olarak ortaya çıkmaktadır (15). Öte yandan, asidifikasyon sırasında katı atık bünyesindeki glikozun fermantasyonu sonucunda asitlerin yanısıra etanol, metanol gibi alkoller de oluşmaktadır (16). Bu çalışmada, atığın içerdiği glikoz büyük olasılıkla etanol üretimini sağlamıştır ve reaktörlerde ölçülen maksimum etanol konsantrasyonları sırasıyla R1, R2 ve R3 için 766, 112 ve 1686 mg/l olarak tespit edilmiştir. Organik yük artıkça artan organik madde, dolayısı ile artan glikoz içeriği de, etanol konsantrasyonlardaki yükselmenin nedenidir. 8 UYA Yüzdeleri (%) 7 6 5 4 3 2 Reaktör-1 Reaktör-2 Reaktör-3 1 asetik propionikisobütrik bütrik isovalerik valerik isokaproikkaproik heptanoik Şekil 4. Reaktörlerdeki UYA kompozisyonları
Reaktör performanslarını değerlendirmenin bir yolu da asidifikasyon derecelerini karşılaştırmaktır. Asidifikasyon derecesi, üretilen asitlerin KOİ cinsinden hesaplanıp, giriş tkoi miktarına bölünmesiyle elde edilir (11, 17) Reaktörlerde hesaplanan ortalama asidifikasyon dereceleri R1, R2 ve R3 de sırası ile %26 5, %28 8 ve %23 4 tür. Literatürde katı atık ile yapılan çalışmalarda yüzdeler %29,7-61 arasında değişim gösterirken (17,18), bu çalışmada daha düşük oranlar elde edilmiştir. Bunun nedeni, çalışmada uygulanan organik yüklerin literatürdeki yüklere oranla fazla oluşudur. Şekil 5 de görüldüğü gibi en yüksek asidifikasyon derecesi OYH sı 15 g UK/L.gün olan R2 de saptanmıştır. Organik yükün 1 g UK/L.gün den 15 g UK/L.gün e artışı asidifikasyon veriminde yükselmeyi sağlarken, yükün 15 g UK/L.gün den 2 g UK/L.gün e çıkarılması asidifikasyon yüzdesinde azalmaya neden olmuştur. Bu azalmanın nedeni verilen ekstra yükün asidojenik bakteriler üzerinde oluşturduğu baskıdır (19). Elde edilen tüm dataların varyans analizi, istatistiksel yöntem olan t testi ile kontrol edilmiş ve %8-95 arası çıkan oranlarla değerlerin doğruluğu kanıtlanmıştır. 4 Asidifikasyon Derecesi (%) 3 2 1 R1 R2 R3 Şekil 5. Reaktörlerdeki UYA kompozisyonları 4. SONUÇLAR Bu çalışmayı literatürdeki diğer asidifikasyon çalışmalarından ayıran nokta, uygulanan organik yüklerin yüksek oluşudur. Çalışmada, organik yükün asit üretimine etkisi olduğu, yükte meydana gelebilecek artışların toplam asit üretimini artırdığı saptanmıştır. Atığın içeriği nedeniyle reaktörlerde çok farklı organik asitler gözlemlenmiş, ancak baskın olan çeşit asetik asit olmuştur.yük artışının asetik asit üretimine pozitif bir etkisi olmuş, üretim yüzdesi %59 dan %71 e kadar yükselmiştir. Asifiye edilmiş bir reaktörde asetik asit üretiminin yüksek oluşu, peşinden işletilecek olan metan reaktöründe gaz üretim verimini artıracaktır. Organik yük artışının asidifikasyon verimini belli bir noktaya kadar artırdığı; saptanan bu noktadan sonra, yükte oluşacak ekstra artışın verimde düşüşe neden olduğu kanıtlanmıştır. Her ne kadar, en yüksek UKM giderimi ve toplam asit üretimi R3 de görülse de, asidifikasyon yüzdesinin en yüksek olduğu reaktör R2 olmuştur ve optimum işletim yükü, R2 ye ait olan 15 g UK/L.gün olarak kabul edilmiştir. Bunun yanısıra, reaktörleri sabit
tutmak için kullanılan NaOH miktarı göz önünde bulundurulduğunda, eklenmesi gereken çözelti miktarı R3 de daha fazladır ve bu da büyük ölçekli uygulamalarda maliyeti artırabilecek bir faktördür. Sonuç olarak, OYH nın asidifikasyon üzerine etkisi gösterilmiş ve optimum yük 15 g UK/L.gün olarak belirlenmiştir. 5. TEŞEKKÜR Bu çalışmanın yürütülmesi için gereken mali destek TUBİTAK, 14I127 No lı projeden sağlanmıştır. 6. KAYNAKLAR 1. TUİK, Türkiye İstatistik Kurumu, [online]: http://tuik.gov.tr/veribilgi.do, (Ziyaret tarihi: Ekim 27). 2. Hartman, H. and Ahring, B.K., (26b). Strategies for the anaerobic digestion of the organic fraction of municipal solid waste: an overview, Water Science and Technology, vol:53, no:8, 7-22. 3. Pavan, P., Battistoni, P., Cecchi, F., Mata-Alvarez, J., (2), Two-phase anaerobic digestion of source sorted OFMSW (Organic Fraction of Municipal Solid Waste): performance and kinetic study, Water Science and Technology, vol: 41, no:3, 111-118. 4. Demirer, G. N. and Chen, S., (25) Two-phase anaerobic digestion of unscreened dairy manure, Process Biochemistry, vol: 4, 3542-3549. 5. Güngor-Demirci, G., Demirer G.N., (24), Effect of İnitial COD Concentration, Nutrient Addition, Temperature and Microbial Acclimation on Anaerobic Treatability of Broiler and Cattle Manure Bioresource Technology, vol:93, 19 117. 6. American Public Health Association (APHA), (25), Standard Method for the Examination of Water and Wastewater, 21 st Edition., Washington D.C. 7. Argelier, S., Delgenes, J.-P., Moletta, R., (1998), Design of acidogenic reactors for the anaerobic treatment of the organic fraction of solid food waste, Bioprocess Engineering, vol:18, 39-315. 8. Guerrero, L., Omil, F., Mendez, R., Lema, J. M., (1999), Anaerobic hydrolysis and acidogenesis of wastewaters from food industries with high content of organic solids and protein, Water Research, vol:33 no:15, 3281-329. 9. Wang, J.Y., Xu, H.L., Tay, J.H., (22), A hybrid two-phase system for anaerobic digestion of food waste, Water Science and Technology, vol:45, no:12, 159-165. 1. Speece, R E., (1996), Anaerobic Biotechnology for Industrial Wastewaters, Archae Press, Nashville, TN. 11. Dinopoulou, G., Rudd, T. and Leste, J. N., (1988), Anaerobic Acidogenesis of a Complex Wastewater: 1. The Influence of Operational Parameters on Reactor Performance, Biotechnology and Bioengineering, vol:31, 958-968. 12. Demirel, B. and Yenigun, O., (24), Anaerobic acidogenesis of dairy wastewater: the effects of variations in hydraulic retention time with no ph control, Journal of Chemical Technology and Biotechnology, vol:79,755 76. 13. Parawira, W., Murto, M., Read, J. S. ve Mattiasson, B., (24), Volatile fatty acid production during anaerobic mesophilic digestion of solid potato waste, Journal of Chemical Technology and Biotechnology, vol:79, 673 677.
14. Liu, D., Liu, D., Zeng, R. J., Irini A., (26), Hydrogen and methane production from household solid waste in the two-stage fermentation process, Water Research, vol:4, no:11,223-2236. 15. Viturtia, A. Mtz., Mata-Alvarez, J., Cecchi, F., (1995), Two-phase anaerobic digestion of fruit and vegetable wastes, Recourses, Conversion and Recycling, Vol.13, pp. 257-267. 16. Batstone, D. J., Keller, J., Angelidaki, I., Kalyuzhny,i S. V., Pavlosttahis, S. G., Rozzi, A., Sanders, W. T. M., Siegrist, H., Vavilin, V. A., (22), Anaerobic digestion model No.1 (ADM 1), Water Science and Technology, vol: 45 no:1, 65-73. 17. Fang H. H. P., and Yu H. Q., (21), Acidification of lactose in wastewater, Journal of Environmental Engineering, vol.127, no: 9, 825-831. 18. Raynal, J., Delgenes, J.P., Moletta, R., (1998), Two-phase anaerobic digestion of solid waste by multiple liquefaction reactors process, Bioresource Technology, vol: 65, 97-13. 19. Oktem, Y. A., Ince, O., Donnelly, T., Sallis, P., Ince- Kasapgil B., (26), Determination of optimum operating conditions of an acidification reactor treating a chemical synthesis-based pharmaceutical wastewater, Process Biochemistry, vol: 41, 2258 2263.