HAPİSHANELERDE TECRİT SÜRÜYOR; GENELGE UYGULANMIYOR!



Benzer belgeler
İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

F TİPİ HAPİSHANELERDE; HAK İHLALLERİ ARTARAK DEVAM EDİYOR, 45/1 SAYILI GENELGE İHLAL EDİLİYOR

F TİPİ HAPİSHANELERDE TECRİT KALDIRILSIN! 10 SAATLİK SOHBET HAKKI UYGULANSIN!

Ceza İnfaz Hukuku Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun Düzenlemesi Işığında. Yard. Doç. Dr. Fatma KARAKAŞ DOĞAN

F TİPİ HAPİSHANELERDE; HAK İHLALLERİ ARTARAK DEVAM EDİYOR, 45/1 SAYILI GENELGE İHLAL EDİLİYOR

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mahpus Hasta Bölümü İnceleme Raporu

Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı na

ADALET BAKANLIĞI SESSİZLİĞE BÜRÜNMÜŞ DURUMDA

Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı na

13.Mart Mah. Karaman Apt.Kat1/2 Yenişehir MARDİN Tel/faks

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

LGBTİ MAHKUMLARA HAPİSHANEDE İŞKENCE GİBİ TECRİT

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

MAHPUS SAYISI: 246 BİN 416!

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

Cumhuriyet Halk Partisi

Karşılıksız Çek için Para ve Hapis Cezası Var

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

5. A. TELEFON DİNLEMELERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

EYLÜL-EKİM / 2005 HAK İHLALLERİ RAPORU:

T.C. HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

OHAL KAPSAMINDAKİ SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMALARDA AVUKATLARIN SAVUNMA HAKLARININ KISITLANMASI KONULU ARAMA KONFERANSI SONUÇ RAPORU

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Gümrükler Genel Müdürlüğü GENELGE (2014/7)

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

Davanın selameti için sürgün

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı na

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK. /176

ŞİKAYET NO : /317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU ŞİKAYET NO : /572 KARAR TARİHİ:10/02/2014 RET KARARI ŞİKÂYETÇİ : F.Ş

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Şirketin Son Durumunu Gösterir Ticaret Sicil Gazetesinin Verilmemesi Eksiklik Midir?

Trans Olmak Suç Değildir!

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. : Şüpheli hakkında suç duyurusu dilekçemizin sunumudur.

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

FUTBOL SEZONU KLASMAN BELİRLEME KURAL SINAVI (A)

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/41

ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALAR BİRER BİRER YARGIDAN DÖNÜYOR!

Yönetim Kurulu'na bilgilendirme yapıldı.

ÖĞRENCİ DİSİPLİN SORUŞTURMASI ÖRNEKLERİ

YÖNETİM KURULU 05 AĞUSTOS 2014 GÜNDEMİ

7-10 ŞUBAT 2002 TARİHLERİ ARASINDA TRABZON DA YAPILAN İNCELEMELER HAKKINDAKİ ALT KOMİSYON RAPORU

T U T A N A K. Dönem : 2015 Toplantı : Ocak Birleşim : 4 Oturum : 1 Birleşim Tarihi : Birleşim Saati : 15.00

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

Irk veya Etnik Köken. Ayrımcılığı. Haklarınızı Bilin!

CHP'lilerin telefonlarının izlenme skandalında kritik bilgiler

İKİNCİ BÖLÜM. Mübeyen POLAT / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru no. 3143/12) KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21,25

YÖNETİM KURULU 23 EYLÜL 2014 GÜNDEMİ

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Personel Disiplin Soruşturması.

1-C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına, gereği için Hukuk İşleri Birimine tevdiine,

HAPİSTE SAĞLIK POLİTİKA BELGESİ

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu

YÖNETİM KURULU 02 EYLÜL 2014 GÜNDEMİ

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

Trans Grup Terapisi Devam Ediyor. SPoD LGBTİ, Stajyer Avukat ve Hukuk Öğrencilerine Yönelik Bir Eğitim Düzenledi

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

ı.t. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR CANAN TOSUN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/8891)

VİRANŞEHİR KAYMAKAMLIĞI İLÇE YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

S.M.Mali Müşavir Oğuzhan GÜNGÖR

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

GİRESUN İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ

ÖZET : 353 Sayılı Kanunun 10/^ maddesi uyarınca asker kişi sayılan. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLtMÜ. sanıkların askerî cezaevinde işledikleri

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

T.C. İZMİR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA BİLİRKİŞİ RAPORU

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

İNFAZ VE KORUMA MEMURU (GARDİYAN)

19 GİRİŞ 19 Dört Duvar Arasında 'Sürek Avı'

Transkript:

HAPİSHANELERDE TECRİT SÜRÜYOR; GENELGE UYGULANMIYOR! Hapishanelerde işkence tecrit ve yasaklamalar genelgeye rağmen devam ediyor. 22 Ocak 2007 tarihinde bizzat Adalet Bakanı tarafından açıklanan genelgeyi uygulamamaktaki ısrar devam ederken; Mayıs ve Haziran aylarında da hapishanelerde başta tecrit, mektup ve görüş yasakları olmak üzere hak ihlalleri artarak devam ediyor. Açıkladığımız Mayıs - Haziran 2007 Hapishanelerde Hak İhlalleri Raporunda da göreceksiniz ki F Tiplerinde tutsakların her anı işkence, baskı, dayak ve hukuksuzluklarla geçmektedir. Bu gün birbiri ardına açılan demokrasi paketlerine ilerleme raporlarına rağmen başta hapishaneler ve karakollarda falakadan, çırılçıplak soyarak onursuz aramaya dek her türlü insanlık dışı işkence metodu uygulanıyor. Adalet Bakanlığı ise yapılan onca suç duyurusunu araştırmak bir yana bizzat kendisinin kamuoyuna açıkladığı 45/1 sayılı genelgeyi bile uygulamaktan aciz. Bunu bizzat hapishane yönetimleri söylüyor. İşte size Tekirdağ F Tipi Hapishanesindeki tutukluların genelgenin neden uygulanmadığı sorusuna hapishane idaresinin verdiği yanıt Adalet Bakanlığına bir yazıyla sorduk cevap bekliyoruz. Bu yanıt Avrupa Birliğinden tescilli demokrasinin ve onun havarisi kesilen AKP iktidarının maskesinin yerle bir olmasının resmidir aslında. Tecrit e karşı direnişin hapishane duvarlarını aşıp kitlesel bir tepkiye dönüşmesi sonucu Adalet Bakanlığı 45/1 sayılı genelgeyi yayınlamak zorunda kalmıştır. Ancak AKP iktidarı direnişin kazanmasını bir türlü hazmedememiştir. Genelgenin üzerinden geçen onca zamana karşı birkaç göstermelik değişikliğin dışında genelgenin uygulanmamasındaki ısrar devam ediyor. Bu hazımsızlık ve ikiyüzlülüğün bir sonucudur. Genelgenin uygulatılabilmesi için başta demokrasiden ve insan haklarından yana olan tüm aydınlara demokratik kitle örgütlerine büyük sorumluluk düşüyor. Yeni çıkarılan polis yetki yasasıyla tüm ülkeyi F tipi işkencehaneye çevirmek isteyenlere karşı mücadeleyi yaşamın her alanında örmekten başka yol yoktur. TECRİTE SON! 45/1 SAYILI GENELGE UYGULANSIN! F TİPİ HAPİSHANELERDE İŞKENCEYE SON! İstanbul TAYAD 2

MAYIS HAZİRAN 2007 HAPİSHANELERDE HAK İHLALLERİ SİNCAN KAPALI KADIN HAPİSHANESİ Melek SERİN İN 7 Mayıs 2007 tarihli faksından; Hala 45/1 sayılı Genelgenin uygulanmasında keyfiyetin sürdüğüne dikkat çekilerek. Hapishane yönetiminin 5 6 kişilik listeler oluşturup haftada10 saat olması gereken toplu sohbetleri 2 saat olarak Tutuklulara dayattığı, bu koşullarda tutsakların sohbete çıkmayarak hapishane idaresinden; Genelge neden uygulanmıyor? sorusuna yanıt istediği hapishane idaresinin yanıtının ise Bakanlık uygulayın derse uygulayacağız, yanıt bekliyoruz olduğu belirtilerek Adalet Bakanlığının kendi yayınladığı genelgeyi uygulatmaktan aciz olduğunun altı çiziliyor. Aynı faks da son zamanlarda tutsaklara verilen keyfi disiplin cezalarının da arttığı neredeyse tüm siyasi tutsakların cezalı olduğu belirtiliyor. 1 Mayıs günü, sabah saat 09.00 da, 2. Müdürlerin 10 15 kişilik bir gardiyan grubu eşliğinde hücrelere girip arama bahanesiyle tek temizlik aracı olan çek pas saplarını aldıkları ve dergileri topladıkları bu uygulamaya karşı çıkan tutsaklara İstediğiniz yere yazın denildiği kaydedilen faksta Aynı gün, tutuklulardan Resmiye VATANSEVER ve Figen ÖZDOĞAN adlı tutukluların zorla hücrelere kilitlendikleri ve orada saatlerce tutuldukları, yaşanan arbede sırasında darp edilen tutsakların Adli Tıbba çıkarılmadıkları bildiriliyor. Melek Serin in 11Nisan 2007 tarihli mektubundan aktarıyoruz: Merhaba Sevgiyle, umudumuzun ve z izin coşkusu, k zın sıcaklığı ile kucaklıyorum.hemen yazamadım. Yazmış olsam da hemen gönderilmezdi sanırım. Çünkü yazdığım mektupların çoğu Disiplin Kurulu kararıyla gönderilmedi. Gerekçe, 122, D Z karanfil, Ça Sı Gibi kelimeleri cümle içinde kullanmak. 3

Sana burayı anlatayım. Burası Sincan daki hapishaneler kampus ündeki kadın hapishanesi. Bu hapishane iki bölümden oluşuyor. Birincisi, 7 12 kişilik hücrelerin olduğu adli kadınların tutulduğu kısım, ikincisi bizlerin tutulduğu F Tipi tarzı yüksek güvenlikli, 3 kişilik hücrelerin olduğu kısım. Bir de hücre cezalarının uygulandığı tekli hücrelerden oluşan bir bölüm var. Buradaki hücreler genelde iki katlı Sürekli bir gözleme söz konusu. Her ayrıntı tecrit politikasına göre hesaplanmış. Uygulamalara gelince, F Tiplerinin ilk açıldığı zamanki keyfi, yıldırmaya, sindirmeye yönelik uygulamalar. İnan şu an önce hangisinden başlasam diye durup düşündüm. Bugün sohbet hakkımızı kullanmamızla ilgili gözlem kurulu kararını getirdiler. Karar kabul edilebilecek bir karar değildi. Bu karara geçmeden, ben sana önceki uygulamayı yazayım. Bundan önceki iki ayda arkadaşlar idareye 45/1 çerçevesinde listeler yapıp vermişler fakat gözlem kurulu 10 kişi değil, 7 ya da 5 kişilik gruplar oluşturup 2 saat görüşme ayarlamış Ayda 6 saat görüşme yaptılar. Bu ay listemize 10 saat ve 10 kişi üzerinden (yani Genelgeye uygun olarak) hazırlayıp verdik. Fakat gelen sonuç öncekinden daha geriydi. Listeler beşer kişilik ve bizim değil kendilerinin belirlediği kişilerden oluşuyordu. Yine iki saatti. Ve yine yanımıza su, sigara, peçete, sigara, çakmak gibi zorunlu ihtiyaçların dahi alınmasına izin verilmiyordu. Bunların da ötesinde daha çok çarpıcı bir karar vardı. MLKP davasından Figen Çağrı nın olumsuz tavır göstermesi nedeniyle bu hakkını kullanamayacağı kararı. Evet, buradaki en yaygın şeylerden birisi de disiplin cezaları. En kolay verileni ise görevli memura karşı gelmek Bunun karşılığı 20 40 gün arası hücre cezası. Sana buradan da el işleri göndermek isterdik, ama buranın güvenliği için ip risk taşıyor, örgü örmek, el işi yapmak, takı yapmak ve takmak, boncuklarla uğraşmak yasah! Şimdilik yaratıcılığımızın sınırlarını zorlamakla meşgulüz. SİNCAN 1 NO LU F TİPİ HAPİSHANESİ Sincan F Tipi Hapishanesi nde Tutsaklara Saldırı! Alınteri Gazetesi Ankara Temsilcisi ve okurlarına yönelik operasyonda tutuklanarak Sincan Hapishanesi Kampüsü ne götürülen 6 kişiye girişte çırılçıplak onursuz arama dayatıldı. Bunu reddettikleri için altı tutsak saldırıya maruz kaldılar. Saldırılar 4

esnasında uğradıkları şiddetten kaynaklı yaralandıkları ve tedavilerinin yapılmadığı öğrenildi. İHD Ankara Şubesi tarafından, konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, 1 Mayıs a katıldıklarından dolayı 6 kişinin tutuklandığı, hapishaneye girişleri esnasında zorla giysilerinin çıkarıldığı ve onursuz arama dayatıldığı belirtildi. Tutsakların saldırının ardından hiçbir tedavilerin yapılmayarak ikişerli olarak hücrelere atıldıkları kaydedilerek, saldırı kınandı. RABBENA HANEDAR IN 22 MAYIS TARİHLİ MEKTUBUNDAN; GENELGE: Sincan 1 No lu F Tipi Hapishanesinde, Adalet Bakanlığının 22 Ocak 2007 tarihli 45/1 no.lu, haftada 10 saat, 10 kişinin bir araya getirilmesini düzenleyen genelgesi hala tam olarak uygulanmıyor. Hapishane idaresi Yer ve Personel yokluğunu bahane ederek, genelgede haftada 10 saat olması gereken toplu görüşmeyi keyfi olarak 2,5 saatle sınırlıyor. Sohbet gruplarını aylık olarak yapma (bir ay boyunca aynı insanla görüşmeye zorunlu kılma), her ayın ilk haftasında açık görüş olduğu gerekçesiyle sohbete çıkarmama, sohbete çıkarken onursuz arama dayatmasında bulunma, zorunlu (tuvalet vb. ihtiyaçlar için veya başka bir nedenle ziyaret, avukat, revir) uzaklaşanların tekrar geri getirilmemesi gibi engellemelerin olduğu tutuklu ve hükümlüler tarafından bildiriliyor. İdare tanınan bu hakkı kullandırmanın koşullarını yaratmak için değil, tam tersini yapıyor, kullandırmamak için çabalıyor. YAYIN YASAĞI: Tutsaklar, süreli-süresiz yayınlardan yararlanma hakkının kesintisiz gasp edildiğini belirtiyorlar. Hakkında basın savcılıkları ve mahkemelerce hiçbir yasaklama, toplatma kararı olmayan ve her hafta adlarına yatırılan yasal dergiler Eylül 2006 dan bu yana Eğitim Kurulunca sakıncalı ilan edilip, tutsaklara verilmemekteymiş. Tutsakların, hukuki itirazları ve itiraz dilekçelerinde yer alan bütün talepleri hiç dikkate alınmadan reddediliyormuş. Öncekilere eklenen Eğitim Kurulunun sakıncalı ilan edip yasakladığı Yürüyüş dergileri şunlarmış: Eğitim Kurulu nun 10.04.2007 tarihli, 2007/36 no.lu kararıyla yasaklanan 99. sayısı, 01.05.2007 tarihli, 2007/39no.lu kararıyla yasaklanan 102. ve 103. sayısı. Tutsaklar, ortak üretimleri olan aylık karikatür ve mizah dergisi Vız Gelir e özellikle uygulanan sansürün de kesintisiz sürdüğünü belirtiyorlar. Vız Gelir in önceki sayılarında olduğu gibi, 93. sayının da 21 sayfalık kısmı Disiplin kurulunun 08.05.2007 tarihli, 2007/43 No.lu kararıyla sakıncalı bulunup imhasına karar verilmiş. Buna da itiraz 5

etmişler. Ancak, tutsaklar, sonucun değişeceğine ve sansür kararının kaldırılacağına inanmıyorlar çünkü hangi konuda olursa olsun, yaptıkları tüm suç duyuruları, şikâyetler ya da Disiplin / Eğitim Kurulu nun sansür ve yasak kararlarına itirazları mahkeme ve savcılıklarca itirazın reddine veya kovuşturmaya yer olmadığına denilerek reddedilmekte. Adeta başvuru dilekçeleri hiç okunmadan, kimden geldiğine bakılıp gerisi dikkate alınmadan cevaplanmaktaymış. Öyle ki, çoğu cevabın-kararın itiraz veya şikâyet konusu ile dilekçelerde yer alan taleplerle ilgisi olmamaktaymış. İnfaz hâkimliğinden en son aşağıdaki kararlar tebliğ edilmiş: * 06.04.2007 tarih, 2007/219 Esas, 2007/223 karar no lu. Vız Gelir 92. sayısının sansürlenmesi ile ilgili karara yapılan itirazın REDDİNE kararı, * 13.04.2007 tarih 2007/259 Esas, 2007/252 karar no.lu, Yürüyüş dergisi 94. ve 95. sayılarının yasaklanmasıyla ilgili karara yapılan itirazın REDDİNE kararı, * 13.04.2007 tarih 2007/258 Esas, 2007/251 karar no.lu, Yürüyüş dergisinin 92.ve 96. sayılarının yasaklanmasıyla ilgili karara yapılan itirazın REDDİNE kararı, * 02.05.2007 tarih, 2007/320 Esas, 2007/328 karar no.lu Yürüyüş dergisinin 97. ve 98. sayılarının yasaklanmasıyla ilgili karara yapılan itirazın REDDİNE kararı, * 03.05.2007 tarih, 2007/326 Esas, 2007/331 karar no.lu Yürüyüş dergisinin 99. sayısının yasaklanmasıyla ilgili karara yapılan itirazın REDDİNE kararı, İnfaz hâkimliğinin bu itirazın REDDİNE kararlarının hepsi birbirinin aynısıdır. Hepsinde aynı gerekçeler sıralanmış ve...bahse konu dergilerin incelendiğinde de Eğitim Kurulunun tespitlerinin doğru olduğu görülmekle itirazların reddine karar vermek gerekmiştir diye belirtilmiş. Suç duyurularına verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararlarında da tablo bundan farklı değil. İşte bunlardan bazıları ve gerekçeleri: Erdal Dalgıç ın 06.10.2006 ve 21.11.2006 tarihlerinde kendisini kelepçeli muayene etmeye kalkan, kabul etmeyince muayene etmeyen Sincan Devlet Hastanesi nde görevli Dr. Sait Dursun hakkında yaptığı suç duyurusu Sincan Cumhuriyet Savcılığı 23 Mayıs 2007 tarih, 2006/21706 soruşturma, 2007/1011 No.lu kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmiş. Gerekçesi ise genelge ve yönetmeliğe aykırı bir davranışıtutumu olmadığından... denilmiş. Oysa meslek ahlakının, tutsakların kelepçeli muayene edilemeyeceği, bunun bir aşağılama, insan onuruna bir saldırı olduğu açık. Ama doktor buna uymuyor, savcı da bu keyfiliğin, onursuzluk dayatmasının genelge ve yönetmeliklere aykırı olmadığını söyleyerek devam et diyormuş. Kaan Ünsal, Tekirdağ 2. No.lu F Tipindeki İnan Gök tarafından gönderilen mektubun yırtılarak verilmesiyle ilgili olarak suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılık İdareye sormuş. İdarenin 29.01.2007 tarih ve Muh: 2006/2 110 sayılı yazısında; İnan Gök tarafından şikayetçiye gönderilen 21.200.848.621.825 no.lu mektubun alıcısına tam olarak teslim edildiği, herhangi bir yırtılma veya karalanmanın olmadığı bu nedenle konuyla ilgili karar yahut tutanağın bulunmadığı anlaşılmış olup; isnat edilen suçun 6

işlenmediği, suça konu mektubun zamanında ve eksiksiz teslim edildiği, aksi yönde kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmediğinden diye gerekçelendirmiş Sincan Cumhuriyet Savcılığı 15 Mart 2007, 2006/23578 soruşturma, 2007/3345 karar no.lu kovuşturmaya yer olmadığı kararını. Mektubun yırtılmış hali ellerindeymiş ve bırakın zamanında teslim etmeyi, tutanak tutmayı teslim ederken, imza karşılığı teslim etmesi gereken taahhütlü mektup, faks vb. de imza bile attırmıyormuş İdare 6 7 aydır. Dursun Kaş, yapılan genel aramada, üzerindeki görülmüştür mührünün okunmadığı, tekrar mühürlenip geri verileceği söylenerek alınan VADEMEKAM isimli ilaç kitabı aylarca oyalanıp verilmemesi, sonra da yasak denilip hiçbir gerekçe bildirilmemesi üzerine suç duyurusunda bulunmuş. 5 yıldır kendisinde bulunan kitabın neye göre yasak ilan edilip verilmediğini sormuş..suç duyurusuna Sincan Cumhuriyet Savcılığı 15 mart 2007 tarih 2006/23575 soruşturma, 2007/3280 no.lu kararıyla kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermiştir. Bu kararı da 1 No.lu F Tipi Müdürlüğü nün 29.01.2007 gün ve muh: 2006/2 111 sayılı yazısına dayanarak adı geçen hükümlünün yapılan aramada Vademekam isimli kitabının alınmadığı, bu nedenle konu ile ilgili belge ve tutanak bulunmadığı anlaşılmış olup, kamu davası açılması için yeterli şüphe ve delil elde edilemediğinden denilerek, gerekçelendirilmiş. Kitabı alan görevliler, getireceğiz diyenler hala orada çalışıyorlarmış. Savcılığın belge, bilgi aramak amacı olmadığı çok açık görülmüş. Yoksa canlı tanıklar varken, İdarenin sanki her şeyi tutanakla alıyor-veriyormuş gibi tutanak yok, kitap almadık gibi yalan olduğu belli beyanına itibar edip karar almazmış, almaması gerekirmiş. Ölçü hukuk olmadığı, amaç keyfiliği önleme değil, tecrit ve tredman politikasının devamını sağlamak olduğu için, böyle kararların ardı arkası kesilmiyormuş. İşte bunlardan birkaç örnek daha: Hapishanedeki tüm devrimci tutsaklar olarak yemeklerin sağlıksızlığı hasta ve diyetli arkadaşlara diyet yemeklerinin verilmediği, istihkakların heba edilmesi, beslenme ve sağlık koşullarının düzenlenmesi ile ilgili yaptıkları suç duyurusu hakkında da kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. 10.04.2007 tarih, 2006/23571 soruşturma, 2007/4892 No.lu bu kararının gerekçesi ise hasta hükümlüye kurum hekiminin belirlediği besinler verilir hükmü uyarınca (5275 sayılı yasanın 72. madde 3. fıkrasından) işlem yapıldığı... diyerek belirtilmiştir.. Böyle sağlıksız yemeklerin doktor tarafından önerilemeyeceği aşikârdır. Suç duyuruları akla ziyan böyle gerekçelerle usul yerine getirilip geçiştirildiği mektupta belirtilmiş. Bütün tutsaklar olarak düzenli sıcak-soğuk su alamadıklarını, bunun sağlıklarını tehdit eder boyuta geldiğini belirtip düzeltilmesini istemişler. Bir yıldır onları susuzluğa mahkûm eden sorumlular hakkında yaptıkları suç duyurusu hakkında savcılık kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermiş. Hapishane idaresi savcılığa (08.03.2007 gün ve muh: 07/2-440 sayılı yazısında) hergün sabah: 06:00-08:00, öğle: 12:00-14:00, akşam: 18:00 20:00 saatleri arasında sıcak su temin edildiği bildirilmiş. Savcılıksa bırakın böyle düzenli su almayı, çoğu hücrenin günde bir saat bile su alamadığını, 7

musluklardan su akmadığını gelip yerinde görmek yerine, yazılanlara itibar etmekle yetinmiştir. Hukuksuzluğa keyfiliğe böyle zorlama kılıflar bulunmakla da kalmıyor kovuşturmaya yer olmadığı kararları. Neredeyse suç duyurusunda bulunan tutsaklar suçlu ilan edilecekler Rabbena Hanedar a gelen karar tam da bu nitelikte. Avukatı Betül Vangölü ne gönderdiği faksın alıcı adresinde hiçbir değişiklik olmamasına rağmen, Sincan PTT si tarafından adresten taşınmış, yeni adresi bilinmiyor diye yalan söylenerek iade edilmesi üzerine, 26.06.2006 tarihinde savcılığa sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Savcılık Ankara Barosuna sormuş ve Avukatının adresinde bir değişiklik olmadığı bildirilmiş. Buna rağmen savcılık şüphelinin eyleminde görevi kötüye kullanma suçunun kast ve unsurları bulunmadığından diyerek şüpheliler hakkında 12.04.2007 tarih, 2006/12917 soruşturma 2007/4895 No.lu kararı ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı almış.. Tutsakların mektuplarında, tedavi ve muayene olmalarının önündeki engellerin de aynı şekilde sürdüğü belirtiliyor. Hastane sevkleri aylar sonra çıkıyor. Kelepçeli muayene dayatmasıyla sadece hastanede karşılaşmıyorlarmış. Hapishane Kampüsünde bulunan Diş Polikliniğinde de aynı dayatmayla tedavileri engellenmeye başlamış. Cemal Yaşar ı diş doktoru ellerinle işim yok diyerek kelepçelerle tedavi etmeye kalkmış. Cemal Yaşar bu onursuz dayatmayı kabul etmeyince diş tedavisi yapılmamış. Ziyaretçilerine çıkarılan engeller zorluklar yetmiyormuş gibi son dönemde baskı ve onursuz dayatmalar da artmış. 15 Mayıs günü Ali Kemal Âşık a ziyarete gelen annesi ve kız kardeşi X-Ray cihazında ve elle aranıyor. Kız kardeşi Neslihan Aşık kot pantolonundaki metal düğmelerin sinyal vermesi üzerine, pantolonu çıkartılarak bir şort giydirilerek duyarlı kapıdan geçiriliyor. Bunu kabul etmediği takdirde ziyarete izin verilmeyeceği belirtilerek ailelere baskı uygulanıyormuş. Bu uygulama 19 Mayıs açık ziyaretinde daha pervasız uygulanmış. Birçok ziyaretçi bir saatlik zamanın ancak yarısında ziyaret yapabilmiş. SİNCAN F TİPİ NDE HASTA TUTSAKLARA İŞKENCE! Sincan 1 No.lu F Tipi Hapishanesi nden 10 Nisanda revire götürülen Kenan Özyürek ve Cengiz Karaman gardiyanların vahşice saldırısına uğradı. Gerekçe (!) ise, iki tutsağın koridordan geçen başka tutsaklara selam vermek istemesiydi. Saldırının ardından Özyürek in revire gitmesi engellenerek, tekrar hücresine atılırken, Karaman ise kasıklarına ve testislerine aldığı tekmeler nedeniyle ağırlaşmış. Ancak o durumda bile doktora çıkması engellenmiştir. Ailelerinden ve avukatlarından alınan bilgilere göre işkence sonrası olayın şöyle geliştiği bildirildi; 8

Devrimci tutsakların kırk dakika boyunca kapıları dövmesi sonucu revire çıkarılmıştır. Revirdeki doktor sadece ağrı kesici vererek Karaman ı hücresine geri göndermiştir. Hücrede ağrıları dayanılamayacak hale gelen Karaman ın fenalaşması üzerine devrimci tutsaklar bu defa doktor istiyoruz diye slogan atmışlar ve Karaman tekrar revire götürülmüş. Ancak tüm ısrarlara rağmen sevki yapılmamıştır. Olayın üzerinden 30 saat geçtikten sonra ertesi gün Karaman ısrarlı uğraşlar sonucu Sincan Devlet Hastanesine oradan da Ankara Numune Hastanesine sevk edilmiş ve testislerinin birinde kanama olduğu tespit edilmiş. Doktordan 14 günlük raporla saldırı kanıtlanmıştır. * Yine Sincan 1 No.lu F Tipinde 6 Nisanda da bir saldırının gerçekleştiği öğrenildi. Sedat Ot, Cengiz Karaman, Naki Demir, Tayyar Eroğlu isimli tutsaklar mahkemeye götürülürken asker ve gardiyanların saldırısına uğradılar. Tutsaklar yerlerde sürüklenerek ringlere bindirildiler. * Ceyhan dan Sincan Kadın Hapishanesine sevk edilen Resmiye Vatansever e de Hapishane girişinde çıplak arama dayatıldı ve darp edildi. 27 Nisanda Ankara Yüksel Caddesi, İnsan Hakları Anıtı önünde yapılan bir açıklamayla bu saldırı protesto edildi. BDSP, ESP, DHP, Partizan, Alınteri üyeleri ve HÖC ün destek verdiği eylemde, Devrimci Tutsaklar teslim alınamaz, Hasta tutsaklar serbest bırakılsın yazılı bir pankart açıldı. Eylemde yapılan açıklamada, saldırı anlatılarak tecritin, işkencelerin çeşitli boyutlarıyla devam ettiği belirtildi ve Devrimci iradenin teslim alınamayacağı vurgulandı. Açıklamada, Sincan F Tipindeki tutsaklardan Yaşar İnce, Kemal Ertürk, Erol Zavar, Zeynel Karabulut un ciddi sağlık problemleri olduğu tedavilerinin hapishane koşullarında yapılamadığı hatırlatılarak tahliye talep edildi. ( YÜRÜYÜŞ Sayı:103 ) RABBENA HANEDAR IN 24 HAZİRAN 2007 TARİHLİ MEKTUBU Rabbena Hanedar mektubunda haziran ayındaki hak ihlallerini şöyle açıklıyor: Deleted: Süreli yayınlardan Yürüyüş Dergisi ne yönelik keyfi yasaklama uygulaması -2,51 cm kesintisiz sürmektedir. Eylül 2006 dan bugüne yayınlanan bütün sayıları Eğitim Kurulu kararları ile sakıncalı ilan edilip verilmedi. Mayıs Haziran döneminde de Eğitim Kurulu nun 01.05.2007 tarihli, 2007/39 no.lu kararı ile 100 ve 101 sayıları, 10.05.2007 tarihli, 2007/44 no.lu kararı ile 102 ve 103 sayıları sakıncalı ilan edilip verilmedi. Formatted: Font: 14 pt Formatted: Indent: Left: 0,63 cm, Right: -2,51 cm Formatted: Normal, Justified, Indent: Left: 0,63 cm, Right: Deleted: Formatted: Font: 14 pt 9

Eğitim Kurulu nun bu yönlü kararlarına yaptığımız itirazların kabul edilmedi. Hepsi İnfaz Hakimliği tarafından verilen itirazların REDDİNE kararları ile cevaplandı.aynı şekilde, VIZ GELİR in 93. sayısı hakkında Disiplin Kurulu nun 08.05.2007 tarihli, 2007/43 no.lu kararı ile toplam 21 sayfası hakkında imhasına kararı verilmişti. Buna yapılan itiraz da reddedildi. Yani sansür uygulaması da aynı şekilde devam ediyor. Süreli-süresiz yayınlardan yararlanma hakkımız engellendiği gibi haberleşme hakkımız da engelleniyor böylelikle, Örneğin: -Kaan Ünsal ın Tülay Kurtuluş a gönderdiği 01.05.2007 tarihli mektup alıcısına ulaşmamıştır. - Deniz Demirkapı nın Rabbena Hanedar a gönderdiği 14 Nisan 2007 tarihli ve Kaan Ünsal a gönderdiği 10 mart tarihli mektupları bize ulaşmadı, kayıptır! - Yine Deniz Demirkapı nın Rabbena Hanedar ve Kaan Ünsal a gönderdiği 8-10 Mayıs 2007 tarihli mektupları ise Disiplin Kurulu nun 05.06.2007 tarihli, 2007/57 no.lu kararı ile hakkında imha kararına gerekçe olarak ise Türkiye genelinde yapılmış olan 1 Mayıs eylemlerinin çarpıtılarak anlatılması, İstanbul Valisi hakkında ve Emniyet görevlileri hakkında işkence yapmak ile suçlama, ölüm oruçlarına destek verici ifadeler kullanılması ve ölüm orucu sonucunda ölenlerin şehit kahramanlarımız diye nitelendirilmesinden terör örgütüne destek verilmesi gösterilmiştir. Ve yine her zaman olduğu gibi bu uydurma, akla ziyan gerekçelerin İnfaz Hakimliği tarafından yerinde bulunduğunu, yapılan işlemin, yani sansür kararının usul ve yasaya uygundur denilerek onaylandığını söylememe bile gerek yok tabi. Buna yaptığımız itirazın cevabı da böyle olacaktır muhtemelen. Adalet Bakanlığı nın 22 Ocak 2007 tarihli 45/1 No.lu Genelgesiyle tanınan haftalık 10 saatlik sohbet hakkını tam olarak kullandırılmamaktaki ısrarını İdare aynı şekilde sürdürüyor. Diğer bir çok F Tipinde çeşitli biçimlerde uygulanmasına yönelik adımlar atılmasına karşın burada hiçbir adım atılmamaktadır. Geçen mektupta belirttiğim gibi bırak haftada 10 saati biz en fazla 3 saat yaptırabiliriz çünkü personel yok deyip sıyrılıyorlar ya da öyle sanıyor İdare. Uygulayanlara ek personel ve yer tahsis edilmediğini onlar da biliyor, biz de. Yani şimdilik bu hakkı kullandırmaya değil kullandırmamaya sınırlı olarak kullandırmaya yönelik bir uygulama ve yaklaşım mevcut. Biz de bu sınırlama ve keyfiliği protesto etmeye ve Genelgenin tam olarak uygulanması talebimizin gereği olarak 2,5-3 saat olarak belirtilen sohbete çıkmamayı sürdürüyoruz. 5 Mayıs 2007 günü Kandıra 1 No,lu F Tipinden kendi talebi olmadan iradesi dışında Bolu F Tipine sürgün sevk yapılan Ümit İlter e dayatılan bu keyfi, pervasız uygulamayı protesto etmek için Adalet Bakanlığı na dilekçe yazarak 17 Mayıs 22 Mayıs tarihleri arasında 5 günlük açlık grevi yapmıştık. İdare bunu cezalandırmak için soruşturma açmış. Normalde, yani yasaları gereği açılan soruşturmayı ve savunma vermemiz gerektiğini yazılı olarak bildirmesi gereken İdare direk aldığı ceza kararını bildirmiştir. 06.06.2007 tarihli, 2006/62 (bu tarih yanlışlığı da kendilerine aittir) no.lu kararla verilen 1 ay bazı etkinliklerden alakoyma cezasına itiraz ettik. Ancak hukuksuzluk, usulsüzlük çok bariz olmasına rağmen itirazımızın kabul edilmeyeceği neredeyse kesin gibidir. Çünkü İnfaz Hakimliği İdarenin yaptığı bütün uygulamaları yerinde buluyor, yürüttüğü bütün işlemleri yasaya ve usule uygun görüyor. Formatted: Indent: Left: 0,63 cm, First line: 0 cm, Right: -2,51 cm, Tabs: 13,33 cm, Left + 14,29 cm, Left + 14,6 cm, Left + 15,87 cm, Left 10

Sadece İnfaz Hakimliği değil, İdarenin her yaptığını yerinde bulup, yasaya ve usule uygundur diyerek onaylayan Sincan Cumhuriyet Savcılığı da yaşanan hukuksuzluklar, keyfilikler, hak ihlalleri konusunda yaptığımız suç duyurularının istisnasız tümüne kovuşturmaya yer olmadığı kararı vererek aynı şeyi yapmaktadır. Geçen mektupta bunun bariz birkaç örneğini ve karar numaralarını aktarmıştım. İşte onlara eklenecek bir örnek daha: Yurt Dışından adıma gönderilen 08.12.2006, 09.12.2006, 08.01.2007, 09.01.2007 tarihli taahhütlü mektuplar bana 06.02.2007 tarihinde teslim edildi. Bunun üzerine, bu mektupların Sincan Postanesine geldiği tarihleri de belirtip mektuplarımı keyfi olarak (1,5 2 ay) bekleten İdare ve sorumlular hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuştum. Savcılık şüpheli görevlilere isnat edilen suçtan yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi nedeniyle diyerek kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Dava açılması için mektubun 1,5 2 ay gecikmesini bulmayan bunu delil görmeyen Savcılığın amacının delil aramak değil, keyfiliğe yasal vakit geçirme olduğu tüm açıklığıyla ortada. Hapishane İdaresinin gönderdiği posta raporunu baz alan Savcılık 2007/3862 soruşturma 2007/6456 karar no.lu kovuşturmaya yer olmadığı kararında: müşteki Rabbena Hanedar ın 08.12.2006, 08.01.2007 ve 09.12.2006, 09.01.2007 tarihli mektupların süresi içinde teslim edildiğinin görüldüğü, PTT de meydana gelen gecikmelerden cezaevi İdaresinin herhangi bir sorumluluğunun bulunamayacağı ve genellikle adi posta olan gönderilerin gecikip gecikmeyeceği hususları PTT den de takip edilmesinin de mümkün olmadığının ifade edildiği ni söylemektedir. 2 ay bekleten İdare yok bekletmedik, zamanında teslim ettik diyor, Savcılık da inanıyor. PTT ye giriş tarihini yazdığım dilekçeye bile bakmıyor. İdare adi mektupların takibi zor diyor, Savcılık inanıyor. Suç duyurusuna konu olan mektupların taahhütlü olduğunu görmezden geliyor. PTT ye bu mektuplar size ne zaman geldi diye, İdareye siz bu mektupları ne zaman alıcısına teslim ettiniz diye sormuyor, gerek duymuyor. İdarenin bu mektupları uzun zamandır imza karşılığı teslim etmediğini dikkate bile almıyor. Yani, İdare neylerse doğru eyler deyip, devam edin diyor. Böylesi kararlarla Savcılık itiraz hazırladım. Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine Kabul edip soruşturma açılmasına karar verirse bir ilk olur, ama sanmıyorum. Formatted: Indent: Left: 0,63 cm, Right: -2,51 cm EDİRNE F TİPİ HAPİSHANESİ BEKİR ŞİMŞEK İN 28 MAYIS TARİHLİ MEKTUBUNDAN: Deleted: Edirne F Tipi Hapishanesinde Genelge hala uygulanmıyor. Hapishane Müdürü Mayıs ayı için 3 saat, Haziran ayı için 4 saat sohbet amaçlı görüş yapılabilir demiş. İdare Bakanlık hücreleri kullanabilirsiniz derse o zaman yer sorunu çözülebileceğini söylemiş. Oysa Genelgede açık olarak hücrelerin kullanılabileceğini yazıyor.. 11

Mayıs ayı içinde Yürüyüş Dergisinin 101, 102 ve 103. sayıları verilmemiş. Eğitim Kurulu sakıncalı bulmuş. Propaganda yapılıyormuş. Ama hangi yazıda propaganda yapıldığı belirtilmemiş. Tutsaklar para ödeyerek bayiden alıyorlarmış ama dergiler sakıncalı bulunup verilmeyince paraları kendilerine iade edilmiyormuş. Ümit İLTER İN Kandıra 1 No.lu F Tipinden Bolu F Tipine sürgün sevkini ve bazı talepler için Açlık grevi yaptığını öğrenince Edirne F Tipi Hapishanesinde Ercan KARTAL, Burhan GÜL, Canip TARHAN, Sezgin ZENGİN, Onur URBAY, Olgun UYGUN ve Rasim ÖZDEMİR 4 günlük açlık grevine başlamışlar. Hemen aynı gün bu tutsaklara disiplin soruşturması açılmış. Disiplin Soruşturması açılması nedeni ise Açlık Grevi yapmak olarak belirtilmiş. Bekir ŞİMŞEK, Zeynel Abidin ŞİMŞEK ve Ali Osman KÖSE sağlık sorunları yüzünden Açlık grevi yapamamışlar ama Ümit İLTER İN taleplerinin karşılanmasını isteyen dilekçelerini Adalet Bakanlığı na göndermişler. Onlara da aynı gün disiplin soruşturması açıldığını belirten kararı getirmişler. Soruşturmanın nedeni ise Olumsuz davranışa yönelik gruplaşmaya neden olmak veya bu amaca yönelik gruba katılmakmış. Okuma yazma bilmeyen Murat KÖSTEKÇİ adli tutuklu, okuma yazma öğrenmek istediğini gardiyanlara iletiyor. Onların cevabı ise Dilekçe yaz oluyor. Okuma yazma bilmeyen birisinden bile dilekçe isteniyor. YASAKLANAN MEKTUPLAR: Ali Osman Köse nin Sercan GÜRENİN adına gönderdiği mektup Hapishane İdaresinin Mektup Okuma Komisyonu tarafından örgütsel talimat içerikli olduğu. örgütsel dayanışmayı arttıran beyanlarda bulunulduğu gerekçesiyle gönderilmemiş. Oysa mektup sohbet içerikliymiş. Lerzan TAŞÇIER İN Ali Osman KÖSE YE gönderdiği mektup verilmemiş. Disiplin Kurulu Kararı şöyle: Karar Tarihi: 25 Mayıs 2007, Karar No: 128 Gereği düşünüldü: Ali Osman Köse adına Lerzan Taşçıer tarafından ( ) no.lu APS mektubun, Mektup Okuma Komisyonu Başkanlığınca alınan karar doğrultusunda yapılan incelemesi neticesinde 1) Söz konusu mektuptan çıkan bir adet kart kendisine teslim edilmiş, fakat Yürüyüş dergisinin 99, 100, 101, 102 sayılarının fotokopileri incelendiğinde devlet büyüklerini aşağılayan mahiyette ifadelere yer verildiği, ayrıca örgüt propagandası yapıldığı tespit edilmiştir. 2) ( ) ilgililerine verilmemesine ( ) 12

30 Mayıs 2007 tarihinde Elbistan hapishanesinden Besime Duru dan Zeynel Abidin Şimşek e mektup gelmiş. Ancak mektubun içinde bulunan el yapımı küçücük ateş böceği maskotu sakıncalı olarak bulunmuş ve verilmemiştir. Deniz Demirkapı nın Ercan KARTAL, Ali Osman Köse, Hacı Demir ve Zeynel Abidin Şimşek'e gönderdiği mektuplar "örgütsel haberleşme, örgüt propagandası tespit edilmiştir" gerekçesiyle verilmiyor. Ali Sinan Çağlar'ın Hacı Demir'e gönderdiği mektup'ta ise zarftan çıkan "Zelzeli" ve "Vız Gelir" adlı iki adet el yapımı derginin incelenmesi neticesinde, söz konusu dergilerin içerik olarak örgüt propagandası mahiyetinde olduğu, ayrıca, Devlet büyüklerine, Devlet Kurum ve çalışanlarına hakaret edildiği tespit edilmiş" denilerek "Zel zeli ve "Vız Gelir" adlı dergiler verilmiyor, el konuluyor. Burcu Demir'in Zeynel Abidin Şimşek'e gönderdiği mektupta, mektubun bir kısmı için (o kısımda Gencer Yurttaş ın sergisinden internetten indirdiği fotoğraflar ve Burcu nun yorumları var) " örgüt propagandası yapıldığı, ayrıca ölüm oruçlarını övücü mahiyette ifadeler bulunduğu tespit edilmiştir denilerek verilmiyor. SAĞLIK SORUNLARI: Enver YANIK adlı tutuklu hidrosefali hastasıdır. İdare önceden haber vermeden Enver YANIK ı Edirne Devlet Hastanesine götürmüş. Enver YANIK Hastanede yaşadıklarını şöyle anlatmış:...hasta halimle asansörsüz bir boşlukta olan merdivenlerden birine çıkarıldım. Nefes nefese kaldım. Ayakta duramaz haldeydim. Ellerim morarmıştı. Doktor bir koltuğu gösterdi. Oturdum. Kelepçelerimi bile açtırmaya gerek duymadı. Bense konuşabilsem etik kurallarını hatırlatacaktım. Ama kalbim çarpıyor, ellerim kasılıyordu. Neyse... Sonunda kelepçeyi açtırması gerektiğini anlatabildim. Böyle muayene yapabilirim dedi. Benim ısrarım üzerine subaya sordu. Subay bizim için bir sakıncası yok. Siz aç derseniz açarım dedi. Doktor kelepçeli muayene yapabileceğinde ısrarlı idi. Ben o şekilde muayene olmayınca açtırdı. Kısacası böyle bir ortamda yapılan nörolojik muayene zaten muayene olmaktan öte işkence gibi oldu. Bir diğer sorun ise hücreli ring araçlarıdır. Hücreli ring tutsakların sağlığını kötü etkilemektedir Ring otobüslerinin içinde iki adet hücre vardır.. Bu hücreler çok havasız olmaktadır. Çünkü hava alınabilecek, dışarıyı görebilecek hiçbir yeri yoktur Yaz sıcaklarında tam bir fırın görevi yapmaktadır Hava giriş-çıkışı 13

olmadığı, çok sıcak olduğu için tutsaklar bayılacak duruma gelmektedir. Tutsaklar için uzun yolculuklar ise adeta işkence olmaktadır. Ve en önemlisi de hastaneye bile hasta tutsaklar bu araçla götürülmektedir. Değişik araçlarla gitmek için asker doktor raporu istemektedir. Doktor ise ancak yüksek tansiyonu vb. gibi rahatsızlıkları olanlar için böyle rapor veriyormuş Ki zaten sağlıklı insanlar dahi bu ringle yolculuk yaptıktan sonra kendilerini ancak bir iki gün içinde toparlayabiltedir. HACI DEMİR İN 30 MAYIS 2007 TARİHLİ MEKTUBUNDAN; Hacı DEMİR mektubunda tecrit yüzünden akıl sağlığını iyice yitirmiş bir tutsağın mektubundan alıntı yapmış:: Ben 10 gündür buradayım. Size daha önce anlattığım manyetik alan içinde manyetik dalgalarla kıvrandıracak kadar, bayıltacak kadar işkence yapıyorlar Doku örnekleri alınsın diye dilekçe yazdım, avukat bakıyor. Bu gece sabaha kadar işkence gördüm. Hücre su dolu ve ben su içindeyim. İdareye dilekçe yazdım. Başkanı çağırdım. Çekip gittiler. Beni bilgisayara kodlamışlar. Ses dalgalarıyla bağırıp öt ulan diyorlar ( ) Bundan sonra yazısı okunmuyormuş..bu tutsak tek tutuluyormuş. Bu tutsağı İstanbul a hastaneye götürmüşler. İşte tecridin sonucu! BEKİR ŞİMŞEK'İN 30 HAZİRAN 2007 TARİHLİ MEKTUBUNDAN ; 28 Mayıs 2007 günü Hacı Demir'i ziyarete gelen Nazmiye Kaya 15 dakika geç kaldığı için ziyarete alınmıyor. Arabasının arıza yaptığını söyleyince "bizi ilgilendirmez" yanıtını alıyor. Ümit İlter'in sürgün sevkini protesto ve taleplerinin kabul edilmesi için yapılan A.G. sonucunda "cezalar veriliyor. Buna göre, Ercan Kartal, Hacı Demir, Olgun Uygun, ve Rasim Özdemir'e 2 ay süre ile bazı etkinliklerden alıkoyma (Spor faaliyetleri) cezası veriliyor. Sezgin Zengin, Onur Urbay'a ise 1 ay süre ile ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma cezası veriliyor. Zeynel Abidin Şimşek ve Bekir Şimşek'e ise 1 ay süre ile bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma (spor faaliyetleri) cezası veriliyor. Adli tutuklulardan Cemal Yalçın'ın akıl hastası ve bu durumu belgeleyen raporu da var. Bu tutuklu zaman zaman kriz geçiriyor. Camları kırıyor, elbiselerini hücrenin ortasına yığıyor, ve yakıyor. Bir süre önce de yatağını yakıyor. İdare Disiplin Kurulu "Cezai Ehliyeti Yoktur" diye "ceza" vermiyor ama 300 milyon yatak parası istiyor. Ödemiyor. Ödemeyince mahkemelik oluyorlar. Mahkeme ise "100 milyon ödeyin kapatalım" diyor. 14

Bilindiği gibi, hücre hapishanelerde, bir de hücre cezası adı altında tecritin boyutlandırıldığı uygulamalar var. Hücre cezası nda hükümlü yada tutuklu tek kişilik bir hücreye konuluyor... havalandırma hakkı 1 saat oluyor ve kısmi-zorunlu bazı eşyalar dışında eşyalar verilmiyor. Yakın dönemde, adli tutuklu Orhan Aksoy hücre cezası alarak hücreye konuluyor. Orhan Aksoy içinde bulunduğu koşullara dayanamayarak 26 haziran günü bir kutu ilaç ve şişe şurup içerek intihar girişiminde bulunuyor. İdare Orhan Aksoy'u Trakya Tıp Fakültesi acil servisine sevk ediyor. Fakültede 2 gün tedavi gören Aksoy yine hapishaneye getiriliyor. İdare bu durum sonrası onun tüm eşyalarını veriyor ve bahçe kapısını açık bırakıyor. ENVER YANIK IN 17 HAZİRAN 2007 TARİHLi MEKTUBUNDAN ; Beyninde hidrosefali bulgusu olan Enver Yanık 17 Haziran 2007 tarihli mektubunda, 4 Haziran 2007 de getirildiği İstanbul ACM den Edirne F Tipi hapishanesine geri dönüş yolculuğunda yaşadıklarını şöyle anlatıyor:...adliye nezaretinde sigara dumanı beni kötü yaptı. Ki saat 16.00 gibi duruşmaya çıkabildim. Dönüş yolunda ise deyim yerindeyse öldüm öldüm dirildim. Tabi hapishaneye kadar öldü mü kaldı mı diye bakan olmadı... Yolda ring hiç durmadı. Hapishaneye geldiğimizde, durumumu gören subay, doktor olmadan hastaneye götüremeyeceklerini söyledi. Yol boyunca kusmuştum. Sarı sular geliyordu ağzımdan. Yanımda bulunan iki adli davadan tutuklunun çabaları ve benim bağırtılarım ringin durmasına neden olamamıştı. Baş ağrısı dayanılmazdı. Dahası, sarı bir su geliyordu. O an bu acı bir an önce bitsin istiyordum. (Rahatsızlığım için durmayan ring subayın tuvalet ihtiyacı için durmuştu). Hapishanede hemen revire aldılar Bir gardiyan tansiyonuma baktı. Ağrı kesici iğne yapacak sağlık memuru bile yoktu, doktoru bırak. Ki gardiyan iğne yapamadığını yapacak kimsenin de olmadığını söyledi. Gece doktor olmuyormuş. Bir ağrı kesici hap ve bir mide bulantısı giderici hap verdi. Ve diğer memurların kollarında hücreye geldiğimde saat 20.30 gibiydi. Gece yarılarına kadar hücrede ağrı ve sarı su gelmeye devam etti. Yediğimi çıkardım. Hücrede bulunan arkadaşlarımın çabası ile saat 24.00 ü geçerken kendime birazcık gelebildim. KANDIRA 1 NO LU F TİPİ HAPİSHANESİ Ümit İlter e Sürgün Kandıra F Tipi nde bulunan, DHKP-C davası tutsağı Ümit İlter, 5 Mayıs günü bulunduğu hücreden zorla alınarak Bolu F Tipi Hapishanesi ne sürgün edildi. Halkın 15

Hukuk Bürosu (HHB) konuya ilişkin yaptığı açıklamada sürgün sevklerine ve tecrit nedeniyle yaşanan tüm saldırılara son verilmesini istedi. Yedi yıldır bu ülkede Bakanlığın ve Hapishane idarelerinin keyfiyetiyle siyasi tutuklu ve hükümlülerin maruz bırakılmadığına dikkat çeken HHB açıklamasında, Adalet Bakanının tüm demagojilerine ve iyi niyet gösterilerine karşı bu saldırıların sürdüğünü kaydetti. Bunun son örneğinin Ümit İlter in sürgün sevk edilmesi olduğu kaydedilen açıklamada, sevkin hukuk dışı olduğu belirtilerek şunlar söylendi: - Müvekkilimizin sevk yönünde herhangi bir talebi bulunmamaktadır. - Sevk haber verilmeden ve hiçbir gerekçe göstermeksizin yapılmıştır. - Sevk hafta sonu yapılarak sevkin aile ya da avukat yoluyla duyurulması engellenmiştir. - Müvekkilimiz götürüldüğü Bolu F Tipi Hapishanesinde tek kişilik hücreye konulmuş ve hafta sonu olduğu gerekçesiyle hiçbir ihtiyacı karşılanmamıştır. Hukuk ve insanlık dışı sevke karşı müvekkilimiz halen açlık grevini sürdürmektedir. Adalet Bakanlığının kendi denetimi altında bulunan hapishanede adeta adam kaçırır gibi yöntem kullandığına dikkati çeken açıklamada adi gangster çetelerinin kullandığı bu yöntemlerin demokratik hukuk devleti ile bir ilgisinin bulunmadığı söylendi. Tecrit uygulamalarının 122 insanın ölümüne, yüzlercesinin sakat kalmasına mal olduğunu belirten HHB son olarak şunları söyledi: Bu gerçek göz önüne alınarak sürgün sevk bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmalı ve müvekkilimiz istediği hapishaneye sevk edilmelidir. Tecritin ortadan kaldırılması için somut adım olarak kabul edilen ve ne yazık ki bu güne kadar tam olarak uygulanmayan Adalet Bakanlığı genelgesi biran önce uygulanmalı ve tecrit/tretman modeline son verilmelidir. Kandıra 1 No lu F Tipi Hapishanesinde de diğer F Tiplerinde olduğu gibi hak gaspları, keyfi uygulamalar ve disiplin cezaları devam ediyor. İşte uygulamalar ; * Rıza KARTAL IN Derya TAŞKIRAN adına postaladığı 36 adet karikatür bulunan mektup sakıncalı bulunarak gönderilmemiş. * Kandıra F Tipi Hapishanesinde çıkarılan mizah dergisi MASALA nın Nisan Sayısı Cezaevi Disiplin Kurulunca alınan Sakıncalı kararını, İnfaz Hâkimliği de 2007/214 No.lu kararıyla onaylamış. MASALA nın yasaklanma gerekçesi şuymuş: 16

Örgütsel düşünceyi yayma, örgüte devamlılık sağlama, küçük düşürücü ibareler vb. ile asayişi bozma! Ali Teke nin kardeşinin Nisanda kendisine gönderdiği mektubun akıbeti henüz belli değilmiş. Oysa bu mektubun içinde telefon görüşmesini sağlayacak evraklar varmış. Bu yüzden Ali Teke telefon görüşmesi yapamıyor. Malik KOPARAN A abisi Haluk KOPARAN DAN gelen mektup verilmemiş. Gerekçesi mektubun içinde hakaret varmış. Ufuk KESKİN İN mektubuda sakıncalı bulunarak, postalanmamış. Gerekçe ise aynı. 18.05.2007 tarihinde yapılan genel aramada yine keyfi uygulamalar yapılmış. Dayatmalar ve zorlamalar olmuş. Bu duruma karşı çıkan Tamer ve Mete TUNCER isimli kardeşlerin, kapıya vurdukları için hücreleri basılmış ve dövülerek başka hücrelere götürülmüşler. Şimdiye kadar bir araya gelebilmek için yaptıkları başvurulardan bir sonuç çıkmamış. Ayrıca, bu tutukluların vücutlarında bulunan darp izleri de doktor raporuyla belgelenmiş. Yaşanan bu gelişmeler üzerine slogan atıp kapı dövdükleri gerekçesiyle haklarında Disiplin Soruşturması açılmış. Edip TARHAN, Ezgin ENGİN, Mehmet SAĞLIK, Malik KOPARAN, Ali TEKE, Taner KORKMAZ, Gökhan GÜNDÜZ ve Rıza KARTAL A bir ay mektup cezası verilmek isteniyormuş. Ayrıca, Tuncer Kardeşlere aynı gerekçeyle üç ay ziyaret cezası verilmek isteniyormuş. Geçen ay itibariyle, ayrı bir engelleme daha başladı. Tutsak aileleri kendi yakınları dışında başka bir tutsağa eşya, kitap vb. yatıramıyor. Rögar kapağının kenarında kendiliğinden yetişen ya da tutsaklar tarafından büyüttülen çiçekler, yeşillikler arama sırasında jandarma tarafından yolunuyor.. Kandıra F tipindeki siyasi tutsakların bir çoğunun ziyaret yasağı var..idare bunlar yetmiyormuş gibi yeni ceza soruşturmaları açmış Bunun nedeni Ümit İLTER İN sürgün-sevkini protesto etmek için yaptıkları açlık greviymiş. Tutsaklar soruyorlar;: hiçbir hukuki dayanağı olmayan sürgün-sevk yapmak mı suç yoksa bunu protesto etmek mi suç?. Kendi yasalarına bile uymuyorlar. Bu soruşturmanın akabinde iki ay daha ziyaret yasağı verilecekmiş. Bu cezalar dışında, Ufuk KESKİN E on günlük hücre cezası verilmiş. Ufuk KESKİN Tip 1 Diyabet hastasıdır ve hastalığından kaynaklı sıkça komaya girmektedir. İnfaz Hâkimliği de bu cezayı onaylamıştır. Oysa Tıp ve Yasa böyle bir hastalığı olan kişi hücrede kalamaz diyor. Ayrıca, bu tutsağın yalnız kalması da onun ölümüne davetiye çıkartmakmış. 17

Ayrıca, Adnan KARAL isimli bir adli tutuklu hiçbir gerekçesi olmadan aylardır tekli hücrede tutuluyormuş.. Cezaevi Disiplin Kurulu Derya TAŞKIRAN IN 35 tane karikatürün gönderilmesini engellemiş. Şimdi Mahkeme süresi varmış, Gönderilen 35 Karikatürün hepsi yasaklanmış. Her gün demokratikleşmeden söz edilirken her gün yasaklar artmaktadır. Eğer Mahkemenin kararı karikatürlerin kaldırılmasına dönük olursa, 35 tane karikatür ancak 2 ay sonra alıcısının eline geçebilecek. UFUK KESKİN LE İLGİLİ 11.05.2007 TARİHLİ DİSİPLİN KURULU KARARI Ufuk KESKİN in babası Fahrettin KESKİN e gönderdiği mektubun incelenmesi sonucu içeriği sakıncalı bulunarak Mektup Okuma Komisyonunun 09/05/2007 tarih ve 31 sayılı kararı ile disiplin kuruluna gönderiliyor. Ufuk KESKİN in çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanması için gönderdiği 4 sayfadan oluşan öykü ve denemeler sakıncalı bulunup belirli adrese gönderilmemesine karar veriliyor. Karar: 11.05.2007 tarih, No: 2007/69 UFUK KESKİN İN CEZAEVİ MÜDÜRÜYLE İLGİLİ ŞİKAYETİNE KANDIRA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ KARARI ; Ufuk KESKİN 11.12.2006 tarihli şikayet dilekçesinde kendisinin diyabet hastası olması nedeniyle diyet yemekleri yemesi gerektiğini, bu durumun doktor raporu ile belirtildiğini, bu durumu kurum müdürünün de bildiğini ancak kendisine diyet yemeklerinin getirilmediğini, bu yüzden sağlık sorunları yaşadığını, bu suretle bulunmuş olduğu ceza evinin müdürü olan şüpheli Gürsoy Bilaloğlu nun görevini ihmal ettiğini belirterek şikayetçi olmuştur. SONUÇ: Şikâyet konusu iddia hakkında soyut müşteki beyanı dışında kamu davası açılması için yeterli delil bulunmadığından KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA denilerek Ufuk KESKİN in şikâyeti kabul edilmemiştir. Ayrıca, Ufuk KESKİN in babası Fahrettin KESKİN E 15 Haziranda gönderdiği iadeli taahhütlü mektup Fahrettin KESKİN in eline geçmemiştir. EDİP TARHAN'IN 26 HAZİRAN 2007 TARİHLİ MEKTUBUNDAN; Hastane sevkleri zamanında yapılmıyor: 3 hafta önce, Gökhan Gündüz göz için sevk istiyor. Ama hapishanede göz doktoru yok diye hastaneye sevk edilmiyor. Ezgin Engin burun ameliyatı için bir kaç kez Kocaeli Tıp Fakültesine gitmiş. Son 18

olarak, ameliyat gününü kesinleştirmek için gidiyor. Ama kontrol bile yapmadan Ezgin Engin'i geri gönderiyorlar. Gerekçe: ellerindeki kelepçelerin çözülmesinde ısrar etmesi. Ayrıca, bir hemşire de: "Biz adalete güveniyoruz. Ufuk Keskin'in dış kantine yazdığı sebze-meyveler eksik gidiyormuş. Böyle olunca, Ufuk Keskin in diyeti de aksıyor. Bir yıl önce de, Ufuk Keskin'in sağlık malzemesi gasp edilmiş ve bu durumla ilgili yapılan suç duyurusunun akibeti bilinmiyor. Durumla ilgili idareyle konuşma talepleri de reddedilmiş. Mehmet Sağlık uğradığı saldırı sonucu vücudunda oluşan darp izlerinden dolayı rapor almış. Bu rapor eşliğinde Kocaeli Ağır Ceza mahkemesine suç duyurusunda bulunmuş. Fakat yapılan araştırmaların sonucunda, Mehmet Sağlık ın görevlilere zor kullanarak aramasını yaptırmaması, dahası da kendisini sağa sola vurarak vücudundaki izlere yol açması... Yani vücudundaki izleri kendisi yapmış. Bu olayda soruşturmaya gerek görülmüyor. Tam aksine Mehmet Sağlık a dava açılıyor. Gelen kararda ona hapis cezası verileceği yazıyor. TEKİRDAĞ 1 NO LU F TİPİ HAPİSHANESİ Tutsaklara Saldırı Tekirdağ F Tipi Cezaevi nde gardiyanlar tarafından tutuklu ve hükümlülere saldırıldığı ve yaralıların olduğu bildirildi. DİHA nın haberine göre; Tekirdağ F Tipi Cezaevi nde 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle yapılacak olan görüşmeler nedeniyle yakınlarının görüşüne giden aileler, cezaevinde gardiyanların tutuklulara saldırdığını duyurdular. Söz konusu olaylardan dolayı ailelerin yakınları ile görüşmelerine izin verilmezken, saldırıda tutsaklardan yaralıların bulunduğu ve cezaevine ambulansların gönderildiği öğrenildi. Tutuklu Turan Günana nın kardeşinden alınan bilgiye göre, jandarma dışarıya haber verilmemesi için ziyarete giden ailelerin cep telefonlarına el koymuş. Fikret Akar ın 22.04.2007 tarihinde postaya verdiği 7 adet yurtdışı, 52 adet yurtiçi kartı üzerinde pulu yok denilerek postaya verilmedi. İdareye, kart pulu satılmadığını bu durumda nasıl kart pulu bulacağını sordu ve kartların hesabından kesilerek gönderilmesini istedi. Tam 18 gün boyunca bu şekilde oyaladılar ve kartları göndermediler. Ayrıca kartlar hakkında imha kararı da verilmemişti. Hatta kartlar komisyondan geçti göndereceğiz denildi. Fikret Akar cezaevi savcısı ile görüşmek istedi ve durumu savcıya anlattı. Savcı ile görüşmesinden bir süre sonra kartlar 19

hakkında imha kararı verildi.. Fikret Akar, 11.04.2007 tarihinde suç duyurusunda bulundu. Ali Koyupınar a Zeliha Koyupınardan gönderilen mektup ve 2 adet Fatma Koyupınar ın resmine örgüt propagandası yapmak istenmesi, ölüm orucunda ölen kişilerin resmi ile popaganda yapılması gerekçesiyle el konulmuştur. Melek Serin den M. Ali Bozak a gelen mektuptan 50 kelime karalanmış. Karalanan bölüm ise, Melek Serin in rahatsızlanıp İzmir Hastanesine kaldırılması ve 3-4 gün beraber kaldığı Sevgi Saymaz ile geçen günlerinin sevincini anlatılması. Erkan Sönmez in Kandıra F tipinde saldırıya uğrayan Mehmet Sağlık a göndermek istediği faks örgüt propagandası gerekçesiyle imha edilmiş. Hücrelerdeki birçok sandalye yıpranmış ve kırık. Birçok hücrede sandalyeler oturulmaz durumda. Tutsaklar tarafından birçok kez dilekçe verilip, sözlü söylenmesine rağmen hiç bir sonuç alınmamış. Sandalye yokluğundan bazı tutsaklar ayakta kalmak zorunda.. Yemekler ancak sırayla yenilebiliyor. Mahkemeye götürülen sigara, su vb malzemeler geri dönüşte içeri alınmıyor. El konulan sigaralar emanete alınmıyor denilerek verilmiyor. Yüksel Doğan hastaneye giderken ayakkabısını X-Ray a koymamışlar. Sen koy demişler. O da siz koyacaksınız demiş. Gardiyanlarda ya kendin x-ray a koyarsın yada depoya kaldırırız demişler. Sonuçta ayakkasını depoya kaldırmışlar. Hücresinde uzun süre ayakkabısız kalan Yüksel Doğan a ne alınan ayakkabıyı geri verdiler, ne de bu kanuyla ilgili haber verdiler. Ali Kanat, sabah saatlerinde göğüs ağrısı çekiyor. Ağrısı geçmeyince gardiyanları çağırıp revire çıkmak istediğini söylüyor. Gardiyanlardan aldığı cevap başgardiyana söyleyelim gelsin oluyor.. Saatler sonra gelen gardiyanlar hastane buraya 20 km uzaklıkta, nasıl gidip gelelim, doktor bile yok, her istediğimizde gidemiyoruz deyip hafta içi dilekçe yaz revire çık diyor. Pazartesi günü doktor olmadığından Ali Kanat ancak Salı günü revire çıkabiliyor. Doktor birşeyin gözükmüyor teşhis yapamam, ağrıdığı zaman gelirsin demiş Uğur Deve 25 Nisan da ameliyat oldu. 26 Nisan da kontrol için röntgen çektirme sırasında asker kelepçeyi açmıyor. Uğur açmasını söyleyince de yanıt ayağının filmi çekilecek kolunun değil oluyor. Uğur Deve ise kelepçeyi açmazlarsa röntgen çektirmeyeceğini söylüyor. Tartışmadan sonra asker, tehdit edip kelepçeyi açıyor. Askerin tehdidi biz seni 2 gün bekledik, kaldığın yerde ayağını yatağa kelepçelemedik. Ama şimdi ayağından yatağa kelepçeleyeceğiz diyor. Ardından 20