ALAŞEHİR YÖRESİNDE BAĞ İŞLETMELERİNİN YAPISAL ÖZELLİKLERİ VE BAZI KÜLTÜREL İŞLEMLERİN UYGULAMA DURUMLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA



Benzer belgeler
HİDROLİK TAHRİKLİ EĞRİSEL HAREKETLERİN POZİSYONLAMA DOĞRULUĞUNUN MODELLENMESİ

Manisa İli Sarıgöl İlçesi Bağ İşletmelerinin Yapısal Özellikleri ve Bazı Kültürel İşlemlerin Uygulanma Durumları Üzerine Bir Araştırma

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI RÜZGAR ENERJİSİ SİSTEMLERİ Eğitim Merkezi Projesi

İÇ SU BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ

Alaşehir Ve Buldan İlçelerinde Mevcut Bağ İşletmelerinin Yapısının Belirlenmesi Üzerinde Bir Araştırma

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

MASA ÜSTÜ 3 EKSEN CNC DÜZ DİŞLİ AÇMA TEZGAHI TASARIMI ve PROTOTİP İMALATI

CNC ABKANT PRES ULTIMATE SERİSİ STANDART ÖZELLİKLER. Kürsü tip Ergonomik Ayak pedalı. Arka Dayama Dili. Alt Dar Tabla CYBELEC TOUCH12 2D

ÜNİVERSAL TEST CİHAZLARI

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

HİDROLİK VE PNÖMATİK KARŞILAŞTIRMA

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE VE İMALAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MÜHENDİSLİKTE DENEYSEL METODLAR II DERSİ

CNC ABKANT PRES ADVANCED SERİSİ STANDART ÖZELLİKLER. Arka Dayama Dili. Acil Stop Butonlu Taşınabilir Ayak Pedalı. Alt Dar Tabla CYBELEC TOUCH8 2D

S.S. YEŞİL DURU EVLERİ KOOPERATİFİ ATIKSU ARITMA TESİSİ PROJE RAPORU

SAYISAL DENETİMLİ HİDROLİK POZİSYONLAMA SİSTEMİNİN TAGUCHI METODU İLE OPTİMİZASYONU

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

CETP KOMPOZİTLERİN DELİNMELERİNDEKİ İTME KUVVETİNİN ANFIS İLE MODELLENMESİ MURAT KOYUNBAKAN ALİ ÜNÜVAR OKAN DEMİR

2014 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

SD-AY mA SEVİYE PROBU

HİDROLİK EĞİTİM SETİ TEMEL DONANIMLAR

Elazığ İlinde Bir Maden Sahasından Kaynaklanan Sızıntı Sularının Maden Çayına Etkisi: II. Diğer Parametreler

BOZKIR İLÇESİNDEKİ İÇME VE KULLANMA SULARININ KİMYASAL YÖNDEN İNCELENMESİ

2016 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

A SERİSİ TERS OZMOZ CİHAZLARI

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00

WAW-600D Bilgisayar Kontrol Hidrolik Universal Test Makinesi

H1 - Otomatik Kontrol Kavramı ve Örnek Devreler. Yrd. Doç. Dr. Aytaç Gören

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

HACH LANGE. Evsel Atık Su Arıtma Tesisine Giriş Öncesi Endüstriyel Deşarjların İzlenmesi İSKİ Örneği HACH LANGE TÜRKİYE OFİSİ

SERVO KONTROLLÜ PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNASI TASARIMI

Ekim, Bakım ve Gübreleme Makinaları Dersi

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ KONTROL VE OTOMASYON LABORATUVARI

HİDROLİK SİSTEMLERİN TASARIMINDA PAKET PROGRAM VE HİDROLİK MODÜLLER KULLANILARAK KOLAY BENZETİM YAPILMASI

BİR HİDROLİK POZİSYONLAMA SİSTEMİNDE PİSTON ÇAPI, İLERLEME ORANI, YÖN VE EKSEN PARAMETRELERİNİN OPTİMUM SEVİYELERİNİN BELİRLENMESİ

SU KALİTE ÖZELLİKLERİ

PRES ĐŞLERĐNDE HĐDROPNÖMATĐK OLARAK ÇALIŞAN YÜKSEK GÜÇ ARTIRICI ÜNĐTELER

Antepfıstığında Gübreleme

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

DENİZ BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ

Sıvı soğutma takımları Grasso FX GC PP Soğutma gücü kw. Bakım kitabı (Orijinal metnin Çeviri) L_202523_1

3.5. TARIM MAKİNALARI BÖLÜMÜ

Yerfıstığında Gübreleme

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 2014 YILI ANALİZ LABORATUVARI FİYAT LİSTESİ

OTOMATİK KONTROL SİSTEMLERİ TEMEL KAVRAMLAR VE TANIMLAR

Şanlıurfa Kuru Tarım İşletmelerinde Farklı Makina Seti ve Arazi Büyüklüğüne Göre Optimum Ürün Deseninin Belirlenmesi

TEK KAYNAKTAN TÜM HAREKET VE KONTROL TEKNOLOJİLERİ

010 SİSTEMİ. TEKNOSİSTEM MÜHENDİSLİK - Gazcılar Cad. Anafarta Sok. No:1/A BURSA, Tel:(224) Faks:

Hidrostatik Güç İletimi. Vedat Temiz

Yenilikçi Teknolojiler Makas Serisi HGS. Hidrolik Devirmeli Makas HGS

AKARSULARDA KİRLENME KONTROLÜ İÇİN BİR DİNAMİK BENZETİM YAZILIMI

ÇAYDA AZOTLU GÜBRENİN EKONOMİK KULLANIMI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA im

ipunch CNC TARET PANÇ PRESLER

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

FINEAMIN 06 kullanılan kazan sistemlerinin blöfleri yalnızca ph ayarlaması yapılarak sorunsuzca kanalizasyona dreyn edilebilir.

WAW-1000D Bilgisayar Kontrol Hidrolik Universal Test Cihazı

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK MİMARLIK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ TALAŞLI İMALAT LABORATUARI DENEY FÖYÜ

ÜÇ EKSENLİ MASA TİPİ CNC FREZE TEZGAHI TASARIM VE PROTOTİPİ. Cem DOĞAN, Kerim ÇETĠNKAYA

CNC FREZE TEZGAHLARININ PROGRAMLANMASI


SKF bu yolda ilerlerken bünyesinde servis-yağlama-sızdırmazlık platformlarınıda geliştirmiş ve bu platformlarda çalışmalarını devam ettirmektedir.

ADAPAZARI KENTSEL ATIKSU ARITMA TESĐSĐ ATIKSUYUNUN KARAKTERĐZASYONUNUN ĐNCELENMESĐ VE DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

Hastanelerde Su Kullanımı. M.Ali SÜNGÜ Amerikan Hastanesi Bakım ve Onarım Müdürü

HİDROLİK BİR SERVO SİSTEMİN KAYAN REJİMLİ KONUM KONTROLU

Murat Nehri (Elazığ) nin Bazı Fizikokimyasal Parametreler Açısından Su Kalitesinin Belirlenmesi

HHO HÜCRESİNİN PERFORMANSININ DENEYSEL OLARAK İNCELENMESİ. Konya, Türkiye,

MAK-LAB017 HİDROLİK SERVO MEKANİZMALAR DENEYİ 1. DENEYİN AMACI 2. HİDROLİK SİSTEMLERDE KULLANILAN ENERJİ TÜRÜ

RULO ÇİM ÜRETİMİ DR TOHUMCULUK 2013

Lineer Pivot Sulama ve Center Pivot Sulama Sistemlerinde Uzaktan RF Kontrol & İzleme & Pozisyon Kontrol Sistemleri

KÜTLE ÖLÇÜMLERİNDE OTOMASYON

Salamura Asma Yaprağı Üretimi ve Pazarlanmasında Gıda Güvenliğinin Sağlanması

Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. İLERİ ÖLÇME TEKNİKLERİ (CMM) EĞİTİMİ DERS NOTU

MLS-310 MANYETİK LİNEER ENCODER SİSTEMİ

ÇEVRE OLÇUM VE ANALİZLERİ ON YETERLİK BELGESİ

ARILI DAMLA SULAMA SĐSTEMLERĐ

Su Jeti Kesiminde Bilgisayar Kontrolü. Kontrol Sistemleri Mühendisliği... KÖMBE

CNC FREZE BAHAR DÖNEMİ DERS NOTLARI

PNÖMATİK VE HİDROLİK SİSTEM UYGULAMALARI. Ömür AKYAZI 1, Doğan ÇOKRAK 2

Automatic Self-Cleaning Filters.

1. Kıyı Bölgelerinde Çevre Kirliliği ve Kontrolü KÇKK

ENTEK TEKNOLOJİ EĞİTİMLERİ

GPS ile Hassas Tarım Uygulamaları

BİLGİSAYARLI TASARIM VE İMALAT YÖNTEMLERİ KULLANILARAK KRANK MİLİ İMALATI ÖZET ABSTRACT

Ekstra Güvenlik ve Anti-Terör Sistemleri METAXDOOR SECURITY. Security Geçiş Sistemleri. Kayar Kapılar. Döner Kapılar.

AKREDİTE ANALİZ LİSTESİ SU VE ATIK SU

Yenilikçi Teknolojiler.

Araçlar: Çıkarma Parçaları şu şekilde etiketlenmiştir:

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/8) Akreditasyon Kapsamı

BD 5400 İletkenlik Duyargası. Montaj ve Kullanım Kitapçığı

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8

Profesyonel Çözümler Professional Solutions

H04 Mekatronik Sistemler. Yrd. Doç. Dr. Aytaç Gören

Elçin GÜNEŞ, Ezgi AYDOĞAR

Transkript:

ALAŞEHİR YÖRESİNDE BAĞ İŞLETMELERİNİN YAPISAL ÖZELLİKLERİ VE BAZI KÜLTÜREL İŞLEMLERİN UYGULAMA DURUMLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Hüseyin YENER ¹, Şenay AYDIN ², Nuray CEBECݹ ÖZET Manisa ili ve çevresi özellikle Alaşehir ilçesinde çok geniş bağ alanlarında yuvarlak çekirdeksiz üzüm(vitis vinifera L.)çeşidi yetiştirilmektedir. Bu nedenle bu çalışma, Alaşehir yöresini temsil eden 65 adet bağ işletmelerinde yürütülmüştür. Çalışmada, elde edilen verilerin ışığında; bağ işletmelerinin genel yapısal özellikleri(büyüklüğü, bağ tesisi) ile budama, hastalık ve Zararlılarla mücadele, sulama, gübreleme, hasat ve ürünlerin değerlendirme şekli gibi kültürel işlemlerin ne ölçüde uygulandığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Veriler, bağ işletmelerinden anketleme yöntemi ile ve yöreyi temsil eden 7 mevkiden(alaşehir merkez, Şahyar, Yeşilyurt, Piyadeler, Tepeköy, Killik ve Delemenler)toplanmıştır. Anket çalışmasının sonuçlarına göre; yörede bağcılıkla uğraşan üreticilerin eğitim düzeyinin düşük olduğu (%4.60 eğitimsiz, %70.77 ilkokul, %10.78 ortaokul, %13.85 lise mezunu), bağ alanlarının %52.31 nin 20 da ın altında olduğu ve bağların %100 ünün yüksek sistem bağ olarak tesis edildiği saptanmıştır. Üreticinin gübrelemede toprak analizine gereken önemi vermediği ve tamamının her yıl mutlaka kimyasal gübre kullandığı belirlenmiştir. Organik gübre kullanım oranının (%33.85) düşük olmasına karşın yaprak gübresi kullanım oranı (%84.62) yüksektir. %55 i kompoze gübreleri, %45 i ise tek besin içeren kimyasal gübreleri kullanmayı tercih etmişlerdir. Yöre üreticilerinin %15.40 ı bir vejetasyon döneminde 0-5 kez, %75.40 ı 6-10 kez,%9.20 si 11 kez ve üzeri ilaçlama yaptıkları ve %95.39 nun da hormon kullandığı belirlenmiştir. Anahtar sözcükler: Alaşehir, bağcılık, kültürel uygulamalar, üzüm üreticisi ¹Yrd. Doç. Dr. Celal Bayar Üniversitesi Alaşehir M.Y.O Alaşehir- MANİSA huseyin.yener@bayar.edu.tr ²Prof. Dr. Celal Bayar Üniversitesi Alaşehir M.Y.O Alaşehir- MANİSA A Research on the Structural Characteristics of Vineyard Enterprises and the Status of Application of Some Cultural Processes in Alaşehir District ABSTRACT

Round seedless grapes (Vitis vinifera L.) are grown in large vineyard areas in the province of Manisa and its surroundings, most specifically in Alaşehir district. Thus, this study was conducted in 65 vineyard enterprises representing Alaşehir district. In the light of the data gathered in the study, it was aimed to determine the general structural characteristics (size, vineyard works) of vineyard enterprises and to what extent cultural processes such as pruning, struggle with disease and pests, irrigation, fertilization, harvest and the way of evaluating the products were applied. The data were collected from vineyard enterprises in 7 regions (the center of Alaşehir, Şahyar, Yeşilyurt, Piyadeler, Tepeköy, Killik and Delemenler) by using the questionnaire method. According to the results of the questionnaire, it has been found that the education level of the producers dealing with viniculture in the regions is low ((%4.60 uneducated, %70.77 primary school graduate, %10.78 secondary school graduate, %13.85 high school graduate), and that 52.31% of the vineyard areas are below the 20 da and 100% of the vineyards have been established as high system vineyards. It has also been determined that the producers didn t give the required importance to soil analysis and that they surely used chemical fertilizers every year. Whereas the proportion of organic fertilizer use is low (%33.85), that of leaf fertilizer use is high (%84.62). %55 of the producers have preferred to use compound fertilizers and %45 of them chemical fertilizers containing single nutrients. %15.40 of the producers have been found to apply pesticides 0 to 5 times, %75.40 of them 6 to 10 times, and,%9.20 of them 11 times and more in a vegetation period; and %95.39 of the producers have been found to use hormones. Keywords: Alaşehir, viniculture, cultural processes, grape producer. 1. GİRİŞ Dünyanın bağcılık için en elverişli kuşağı üzerinde yer alan ülkemiz, asmanın gen merkezlerinin kesiştiği ve ilk kez kültüre alındığı coğrafyanın merkezindeki konumundan dolayı, çok eski ve köklü bir bağcılık kültürü ile zengin bir asma gen potansiyeline sahiptir(çelik, 1998). Ülkemiz, 3.500.000 ton civarında gerçekleşen yaş üzüm üretimi ile dünya üretiminin %6.2 sini oluşturmaktadır. Üretimimizin %40 ı kurutmalık, %35 sofralık %23 ü pekmez, sucuk, pestil gibi diğer ürünlerin üretiminde ve %2 lik kısmı da şarap ve şıra sanayinde kullanılmaktadır (Çoban ve ark., 2001). Çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin büyük bir kısmı Ege bölgesinden karşılanmakta olup, yıllık 250 bin ton üretim ile ihracatın büyük bir bölümünü(%80) oluşturmaktadır.ege bölgesinde Manisa iline bağlı önemli bir bağcılık merkezi olan Alaşehir ilçesi çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin %25 ini karşılamaktadır (Anonim 2004). Ege Bölgesi(özellikle Manisa ve çevresi) diğer bölgelerle karşılaştırıldığında, toplam alanın %27.99 nu, üretimin %45.35 ini oluşturarak birinci sırada yer almaktadır. Ayrıca bölgede mevcut bağların %90 nını Yuvarlak Çekirdeksiz üzüm çeşidine(vitis Vinifera L. ) ait bağlar oluşturmaktadır (Yağmur ve ark, 2005). Elde edilen istatiksel verilere göre; Alaşehir de 20.900 hektarlık alanda bağcılık yapılmakta olup, buna karşılık 283.000 ton yaş üzüm üretilmektedir (Anonim, 2007). Bağcılık, yoğun işgücü girdisi ve tüm üretim mevsimi boyunca uğraş gerektiren bir üretim şeklidir. Bunun başlıca nedeni bağların tek yıllık tarımsal ürün olmayıp uzun yıllar üretim yapılabilmesidir. Günümüzde bağcılık yapılan birçok ülkelerde geliştirilen

mekanizasyon teknikleri(tarım alet, makineleri ve traktörlerin optimum kullanılması gibi) ve birçok kültürel işlemler hemen uygulamaya sokulmaktadır. Ancak ülkemizde kullanılan tekniklerden yeteri kadar yararlanılamamaktadır. Genellikle bağcılık eskiye dayalı olup mevcut bağların önemli bir kısmında geleneksel yetiştiricilik yöntemleri uygulanmaktadır. Birçok üretici halen insan gücünü kullanmaktadır. Sonuçta, bu da bağ alanlarında verim azalmasına neden olmaktadır. Bağda üretimin ve kalitenin artırılması ise; yüksek verimli çubuk çeşidinin bulunması, bağ tesis şekli, toprak işleme, budama, gübreleme, sulama, hastalıklarla, zararlılarla mücadele ve hasat gibi kültürel işlemlerin optimum bir şekilde yapılmasına bağlıdır. Bütün bunlar bağcılıkta kaliteli bir üretimde artış sağlayacak ve bağcılığın gelişmesine katkıda bulunacaktır. Oysa ki Alaşehir yöresi bağlarında üreticilerin bazı kültürel işlemleri ne kadar sıklıkla ve nasıl uyguladıkları hususunda bugüne kadar yapılmış pek fazla çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu nedenle, gerek bağ alanlarının genişliği gerekse özellikle kuru üzüm üretimi göz önüne alındığında, sunulan çalışmada; Alaşehir yöresindeki bağ işletmelerinin genel yapısal özellikleri(büyüklükleri, bağ tesisi) budama, hastalık ve zararlılarla mücadele, sulama, gübreleme(kimyasal ve ahır gübr.), hasat ve ürünün değerlendirme şekli gibi kültürel uygulamaların ne ölçüde uygulandığının belirlenmesi amaçlanmıştır. 2. MATERYAL VE YÖNTEM Araştırma, Ege bölgesinde bağcılığın yoğun olarak gerçekleştirildiği Manisa nın Alaşehir ilçesinde, diğer üzüm çeşitlerinin daha az Yuvarlak çekirdeksiz(vitis Vinifera L.)üzüm çeşidinin üretiminin daha fazla yapıldığı bağlarda yürütülmüştür. Çalışmada, kullanılan verilerin önemli bir kısmı; yöreyi temsil eden Alaşehir Yöresinde bağ işletmelerinden anket yöntemi ile toplanmıştır. Araştırmalar; Alaşehir Merkez, Şahyar, Yeşilyurt, Piyadeler, Tepeköy, Killik ve Delemenler mevkilerinde yapılmıştır. Anket verileri 2006-2007 üretim dönemini kapsamaktadır. 65 adet anketin uygulandığı bağ işletmeleri tesadüfi örnekleme yöntemine göre seçilmiştir(esin,1975). Anket verileri, bağ sahipleri ile yüz yüze görüşme yapılarak oluşturulmuştur. Anketlerden toplanan orijinal nitelikli verilerin değerlendirilmesinde aritmetik ortalamalar ve yüzde hesaplara yer verilmiştir(çoban ve ark.2001;durgut ve Arın;2005). Yapılan anket çalışması sonucunda elde edilen bilgiler ADA anket değerlendirme analiz programı ile analiz edilmiştir( Gül, 1993 ). 3. BULGULAR VE TARTIŞMA Tüm yöreyi temsil edecek şekilde yapılan anket çalışmasının sonuçlarına göre; yörede bağcılıkla uğraşan üreticilerin %4.60 ı eğitimsiz, %70.77 nin ilkokul, %10.78 nin ortaokul ve %13.85 nin de lise mezunu olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, bölge üreticisinin büyük bir kısmının eğitim düzeyinin düşük olduğunu göstermektedir. Bu koşulda, yenilikler ve gelişen tarım teknolojilerinin bölgeye adaptasyonunda güçlükler yaşanacağı ve uzun zaman alacağı söylenebilir. Bağ işletmelerinin büyüklükleri incelendiğinde, bağ işletmelerinin %26.16 nin 0-10 da, %26.15 nin 10-20 da ve %47.69 ununda 20 da. ın üzerinde büyüklüğe sahip olduğu saptanmıştır. Alaşehir bölgesinde yapılan bir çalışmada işletme başına bağ alanının 21.40 da olduğu belirtilmiştir(çoban ve ark., 2001). Bu sonuç elde edilen bulgularla uyum göstermektedir. Yörede çok büyük bağ işletmelerine rastlanmaması miras yoluyla bağ

alanlarının her geçen gün parçalandığını göstermektedir. Bölgede bağcılık genellikle küçük aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır. Trakya bölgesi bağ alanlarında yapılan benzer bir çalışmada bağ işletmelerinin %93 ünün 20 da ve altında bağ alanına sahip olduğu saptanmıştır(durgut ve Arın, 2005). Bu sonuç ülkenin her bölgesinde aynı sorunun olduğunu göstermektedir. Alaşehir bölgesi bağlarının %100 ünün yüksek sistem bağ olarak tesis edildiği saptanmıştır. 1986 yılında yapılan çalışmada bu rakam %90 ın üzerinde tespit edilmiştir(özerin, 1986). Aynı bölgede yapılan diğer bir çalışmada da benzer sonuç elde edilmiştir (Çoban ve ark. 2001). Yüksek sistem bağ tesisinden daha fazla ürün elde edilmesi ve bu sistemin tarımsal mekanizasyona daha elverişli olması bu gelişmede en büyük paya sahip olduğunu düşündürmektedir. Bağcılıkta budama; yüksek ve kaliteli ürün elde etmede en önemli kültürel işlemlerden birisidir. Budamada bir asmada bırakılacak bayrak ve göz sayısı önemlidir. Araştırma yöresinde, bu konudaki üretici uygulamaları şu şekilde saptanmıştır. Budamada 4-8 bayrak bırakanların oranı %76.92, 8 in üzerinde bayrak bırakanların oranı ise %23.08 dir. Budamada bayrak üzerinde bırakılan göz sayısı incelendiğinde, üreticilerin %4.62 si 4-8 göz, %95.38 i ise 8 in üzerinde göz bıraktıkları görülmüştür. Aynı yörede yapılan diğer bir çalışmada, 4-6 bayrak bırakanların çoğunlukta olduğu ve bayrak üzerinde bırakılan göz sayısının genelde 9-11 arasında olduğu saptanmıştır(çoban ve ark.,2001). Budama zamanı incelendiğinde, üreticilerin %18.46 sının kasım aralık, %35.39 u aralık-ocak, %41.54 ünün ocak- şubat ve %4.61 inde mart aylarında budama yaptığı saptanmıştır. Başka bir çalışmada da üreticilerin %43.30 unun aralık-ocak ayında budama yaptığı belirtilmektedir(çoban ve ark.,2001). Budama zamanı konusunda bu iki çalışma paralellik göstermektedir. Tarımsal üretimde en önemli kültürel işlemlerden birisi de gübrelemedir. Gübrelemenin yetersiz yapılması verimi ve kaliteyi olumsuz etkilemektedir. Gereğinden fazla ve dengesiz uygulama ise, verimi ve kaliteyi olumsuz etkilemekle birlikte ekonomik zarara neden olmakta ve çevre kirlenmesine de yol açmaktadır. Dengeli gübreleme yapılmasının birinci şartı gübrelemenin toprakta bulunan alınabilir bitki besin maddesi miktarına göre yapılmasıdır. Çalışmada bölge bağcısının %80 nin toprak analizi yaptırmadan, %20 sinin de toprak analizi sonuçlarına göre gübreleme yaptığı tespit edilmiştir. Toprak analizi yaptıranların %54 ü her yıl, %46 sı ise 3 yılda analiz yaptırmaktadır. Çoban ve ark., (2001 ) aynı yörede toprak analizi yaptırma oranını %60.4 olarak saptamışlardır. Ege bölgesinde bu oran %25 civarında belirlenmiştir(işın ve Özerin, 1997). Sonuçlardaki farklılıklar ele alınan yöre farklılığından kaynaklanıyor olabilir ancak, yöre üreticisinin toprak analizine gereken önemi vermediği yadsınamaz bir gerçektir. Çalışmada yörede uygulanan gübrelerin çeşitleri, miktarları ve uygulama zamanları konusunda da inceleme yapılmıştır. Üreticilerin tamamı her yıl kimyasal gübre mutlaka kullanmaktadır. %33.85 i aynı zamanda ahır gübresi de kullanmaktadır. Yeşil gübreleme oranı ise %29.23 tür. Yaprak gübresi kullanımı oranı %84.62 dir. Kimyasal gübrelerin üreticilerce kullanım oranları ve ortalama kullanım miktarları Çizelge-1 de verilmiştir. Çizelgeden de görüldüğü gibi, amonyum sülfat en fazla oranda tercih edilip kullanılan gübredir. Amonyum sülfatı amonyum nitrat gübresi izlemektedir. Üre uygulama oranı da %29 olup, TSP(triple süper fosfat) kullanım oranına yakındır. Uygulama

miktarları incelendiğinde ise, TSP nin, üre ve amonyum nitratın toprak analizine göre istenilen miktarlardan daha fazla olduğu söylenebilir. Çizelge 1. Alaşehir Yöresinde Farklı Kimyasal Gübrelerin Üreticiler Tarafından Kullanılma Oranları ve Kullanma Miktarları. GÜBRE ÇEŞİDİ KULLANIM ORANI % KULLANILAN MİKTAR (kg/da) 15:15:15 45 50 20:20:0 10 40 Amonyum sülfat 52 35 TSP(triple süper fosfat) 31 44 DAP(diamonyum fosfat) 6 34 Potasyum sülfat 28 30 Üre 29 25 Amonyum nitrat 39 28 Kavaklıdere bağ alanlarında yapılan çalışmada yöredeki bağ alanlarının %48 inde azot, %24 ünde fosfor ve %52 potasyum yetersizliği olduğu belirtilmektedir(yener ve ark., 2002). Alaşehir bölgesindeki bağların beslenme durumunun yaprak analizleriyle incelendiği diğer bir çalışmada ise, bağ alanlarının %24 ünde hafif azot ve fosfor, %71 inde ise potasyum eksikliği olduğu belirlenmiştir.(kovancı ve Atalay, 1977). Başka bir çalışmada, Ege bölgesi bağlarının beslenme durumu toprak ve bitki analizleriyle incelenmiş ve bağların %57 nin azot, %73 nün fosfor ve %55 inin potasyuma ihtiyaç gösterdiği saptanmıştır(kovancı ve ark., 1984). Çalışmada yörede kullanılan gübreler ve miktarları değerlendirildiğinde, dengeli gübreleme yapmak için mutlaka toprak analizi yaptırılması gerektiği ve gübrelemenin buna göre gerçekleştirilmesinin daha yararlı sonuçlar ortaya çıkarabileceği söylenebilir. Gübrelerin uygulama zamanı ise, üreticilerin %9.27 si şubat, %41.58 i mart, %6.15 i nisan ayında azotlu gübreleri serpme olarak uygulamaktadırlar. %43.0 ü de ocak şubat aylarında kompoze gübrelerle birlikte banda uygulama yapmaktadırlar. Azotlu gübre vejetasyon periyodu boyunca genelde iki seferde uygulanmaktadır. İkinci uygulama amonyum nitrat formunda ve haziran temmuz aylarında serpme olarak gerçekleştirilmektedir. Fosforlu gübrelerin uygulama zamanı ve şekli konusunda elde edilen verilere göre; üreticilerin %15,38 i ocak ayında, %37,93 ü şubat ayında ve %46,69 u da kompoze gübrelerle ocak şubat aylarında 25-35 cm toprak derinliğine banda uygulama yaptığı belirlenmiştir. Potasyumlu gübrelemede ise üreticilerin %15,38 i ocak ayında, %40 ı şubatta ve %44,62 side kompoze gübreleme ile birlikte ocak şubat aylarında yine 25-35 cm banda uygulama yaptıkları görülmüştür. Bağlarda azotlu gübrelerin erken ilkbaharda serpme, fosforlu ve potasyumlu gübrelerin geç sonbaharda omcaların 50 cm uzağında ve 20-40 cm derinlikte açılan çiziğe uygulanması önerilmektedir(kacar ve Katkat, 2007). Çalışma sonuçlarına göre bölge üreticilerinin büyük bir kısmının gübreleri uygun zaman ve şekilde kullandıkları söylenebilir. Yalnız kompoze, fosforlu ve potasyumlu gübrelerin kullanımında biraz geç kaldıkları düşünülmektedir.

Ahır gübresi kullanan üreticilerin; %50 si bağla uyanmadan önce ilkbaharda ve %50 si de hasattan sonra sonbaharda uygulama yapmaktadırlar. Uygulama şekli ise tüm toprak yüzeyine homojen olarak dağıtmak ve pullukla toprak altına getirmek şeklindedir. Uygulama miktarı ise genelde dekara bir traktör römorku hesabı şeklindedir. Bağlarda toprağın organik madde durumuna göre 2-3 yılda bir kez, 10-20 ton/ha ahır gübresinin serilerek uygulanması ve zaman geçirilmeden toprakla karıştırılması önerilmektedir(kacar ve Katkat, 2007). Sonuçta, Alaşehir yöresinde üreticilerin organik madde uygulamalarını tekniğe uygun olarak yaptığı görülmektedir. Bağcılıkta sulama yağışın meydana gelmediği aylarda mutlaka yapılması gereken önemli bir kültürel uygulamadır. Bölge üreticisinin tamamı sulama yapmaktadır. Üreticilerin %74.0 ü yılda 0-3 kez ve %36 sı ise 4-6 kez sulama yaptıklarını belirtmişlerdir. Üreticilerin %31 i baraj suyundan, %40 ı yeraltı suyundan, %29 u ise dere ve yeraltı suyundan yararlanılarak sulama yaptıklarını ifade etmişlerdir. Başka bir çalışmada, Alaşehir de 3-5 kez sulama yapanların oranı %71.3 olarak bildirilmiştir(çoban ve ark., 2001). Görüldüğü gibi iki çalışma sonuçları paralellik göstermektedir. Alaşehir bölgesindeki bağlarda hastalık ve zararlılarla mücadele, üreticilerin en fazla üzerinde durduğu kültürel uygulamalardan birisidir. Bu konuda kimyasal mücadele en fazla uygulanan yöntemdir. Hastalık ve zararlılarla kimyasal mücadelenin uygun zaman ve dozda yapılmaması, hastalık ve zararlıların önlenememesi sonucunu yarattığı gibi, aynı zamanda üzümün pestisitlerle kirlenmesi sorununu da yaratmaktadır. Yöre üreticilerinin zirai ilaçlama sayıları bu konuda yol gösterici olabilir. Yöre üreticilerinin %15.40 ı bir vejetasyon döneminde 0-5 kez, % 75.40 ı 6-10 kez, %9.20 si ise 11 ve üzeri ilaçlama yaptıklarını belirtmişlerdir. Hormon kullanım oranı ise %95.39 dur. Yöredeki diğer çalışmada da üreticilerin yarısının yılda 8-10 kez ilaçlama yaptığı tespit edilmiştir(çoban ve ark., 2001). Her iki çalışma sonuçlarına göre yörede fazla ilaçlama yapıldığı ve fazla hormon kullanıldığı söylenebilir. Çalışmada hasat işlemi ile ilgili uygulamalar da incelenmiştir. Hasat zamanının belirlenmesinde üreticilerin %7.62 i renk, %18.49 u tad, %69.26 ı renk+tad ve %4.63 de ölçme yöntemi kullandıklarını bildirmişlerdir. Üreticilerin %12.80 i 15 ağustostan önce, %45.40 ı 15-30 ağustos arası, %40.00 ı 1-15 eylül arası ve %1.80 i 15 eylülden sonra hasat işlemini gerçekleştirdiklerini belirtmişlerdir. Üreticilerin %48.33 ü kurutmada beton sergi, %38.34 ü kanaviçe, %10.00 u beton sergi ve kanaviçe, %3.33 ü ise tel sergiyi kullanmaktadır. Bu sonuçlara göre; üreticilerin genelde hasat zamanı belirlemede üzümün renk ve tadına baktıkları, hasat işlemini 15 eylüle kadar bitirdikleri kurutma işlemini beton sergi ve kanaviçede gerçekleştirdikleri söylenebilir. Ürününün değerlendirme şekline gelince, üreticilerin %51.56 sı kurutmalık, %35.94 ü kurutmalık+sofralık ve %12.50 i ise sofralık olarak yetiştiricilik yapmaktadır. Aynı yöredeki başka bir çalışmada ise üreticilerin %51.50 sinin ürününü kurutmalık olarak değerlendirdiğini saptamışlardır (Çoban ve ark., 2001). Verim miktarları ise; 0-500 kg/da kuru üzüm elde edenlerin oranı %63.93, 500-750 kg/da ürün elde edilme oranı %29.51 ve 750 kg/da dan fazla ürün elde edenlerin oranı ise %6.56 dır. Bu oranlara göre yörede elde edilen ürün miktarların orta seviyede olduğu ve yükseltilmesi gerektiği düşünülmektedir. 4. SONUÇ VE ÖNERİLER

Yörede bağcılıkla uğraşan üreticilerin eğitim düzeyi düşüktür. Bağcılık genellikle küçük aile işletmeciği şeklinde yapılmaktadır. Budama işlemi genellikle, alışkanlıklar ve çevreden etkilenme ile şekillenmektedir. Oysa her üreticinin kendi bağının gücü, yaşı ve toprak yapına göre budama yapması tekniğe en uygun yöntemdir. Bu konuda üreticilere yönelik bilgilendirme çalışmalarının yapılması faydalı olacaktır. Bu çalışmalarda, budama zamanı ile don olaylarından zarar görme eğilimi arasındaki ilişki üzerinde durulmalıdır. Gübrelemede; toprak analizine gereken önem verilmemektedir. Toprak analizinin önemi ve gerekliliği konusunda yayım çalışması yapılarak analiz yaptırma oranı mutlaka arttırılmalıdır. Organik gübrelerin kullanılma oranı düşüktür. Buna karşılık yaprak gübre kullanım oranı yüksektir. Organik gübreler asmanın besin ihtiyacının karşılanması yanında, toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerini bağcılık için daha uygun hale getirmektedirler. Yapraktan gübreleme gereksinim duyulduğunda, besin eksikliğinin topraktan yapılacak olan gübreleme ile giderilmesinin zor olduğu koşulda yararlı olmaktadır. Yörede bilinçsiz bir yaprak gübrelemesi yapılmaktadır. Bu nedenlerden dolayı organik gübre kullanımının arttırılması yaprak gübresinin kullanımından daha bilinçli hale getirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Azotlu gübreler en fazla oranda kullanılan gübrelerdir. Potasyumlu gübrelerin gübreleme programlarında yer almaya başlaması sevindirici bir gelişmedir. Gübrelerin kullanım zamanlarında da dengesizlikler söz konusudur. Gübrelemenin toprak analizlerine göre yapılması bu sorunun ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır. Sulama, su kaynaklarının durumuna göre gerçekleştirilmektedir. Fazla su ve eksik su ile asmada meydana gelen stres, verim ve kaliteyi olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle yörede sulamanın tekniğine uygun olarak yapılması için damla sulama sisteminin yörede yaygınlaştırılması gerekli görülmektedir. Zirai ilaç ve hormon kullanımı üründe kalıntı sorunu yaratması nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Bu konuda üretici mutlaka bilgilendirilmelidir. Hasat işlemi genelde üzümün renk ve tat durumuna göre yapılmaktadır ve 15 Eylüle kadar hasat tamamlanmaktadır. Kurutmada beton sergi+kanaviçe ve tel sergi kullanım oranları düşüktür. Bunun artırılması kuru üzüm kalitesi açısından faydalı olacaktır. Ayrıca hasat zamanını tespitinde ürünün şeker miktarını ölçerek hasat zamanının tespit edilmesi yönteminin daha yararlı olacağı üreticilere benimsetilmelidir. Üreticilerin %35.94 ü üzümü kurutmalık+sofralık yetiştirdiğini belirtmişlerdir. Oysa her iki amaçla üzüm yetiştirme teknikleri birbirinden farklıdır. Bu nedenle üreticinin başlangıçta amacını iyi belirleyip ona göre yetiştirme yapması hem kuru üzüm hem de sofralık üzümün kalitesini arttıracaktır. Bu konuda yayım çalışması yapılması gerekli görülmektedir. Bu çalışmada, dekardan elde edilen kuru üzüm veriminin orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Yukarıda belirlenen hatalı uygulamalar konusunda yapılacak çalışmalarla verim miktarının artırılması mümkün olabilecektir.

5. KAYNAKLAR 1. Anonim,2004. Ege İhracatçı Birlikleri Kayıtları, İzmir, Türkiye. 2. Anonim, 2007. Alaşehir İlçesi Tarım İstatistik Verileri, Alaşehir-Manisa. 3. Çelik,S.1998. Bağcılık (Ampeloji), Cilt:1, Anadolu Matbaa, 425, Tekirdağ. 4. Çoban., H., Kara, S. ve Kısmalı,İ., 2001. Alaşehir ve Buldan İlçelerinde Mevcut Bağ İşletmelerinin Yapısının Belirlenmesi Üzerinde Bir Araştırma E.Ü.Z.F dergi 38(1):17-24- İzmir. 5. Durgut, M.R. ve Arın, S., 2005. Trakya Yöresi Bağcılığın Mekanizasyon Düzeyi ve Sorunları, Tekirdağ Ziraat Fak. Dergi 2 (3) Tekirdağ.

6. Esin, A., 1975. Örnekleme Metotları ve Bin Uygulama A.Ü.I.T.I.A S.170. 7. Gül, A.1993. Anket Değerlendirme ve Analiz Programı (ADA). Ç.Ü.Z.F. Tarım Ekonomisi Bölümü Version 2-21. Adana. 8. Işın, F. ve Özerin, G., 1997. Ege Bölgesi Bağcılığın Sosyo - Ekonomik Yapısı, Pazara Arz ve Yayım, Ege Bölgesinde Çekirdeksiz Kuru Üzümün Geleceği Sorunları ve Çözüm Önerileri Paneli, Ege Tarımsal Arş. Ens. S 10-13, Menemen. 9. Özerin, G.,1986. Çekirdeksiz Kuru üzümde Uygulanması Politikalarının Ege Bölgesinde Üretim ve Üretici Açısından Sonuçlarının Değerlendirilmesi, E.Ü Fak.(Basılmamış doktora tezi), - İzmir. Ziraat 10. Kaçar B. Ve Katkat A, 2007. Gübreler ve Gübreleme tekniği Nobel Yayın No:1129-Ankara. 11. Kovancı, İ., Atalay, İ.Z. ve Anaç, D., 1984. Ege Bölgesi Bağlarının Beslenme Durumunun Toprak ve Bitki Analizleri ile İncelenmesi. Bilgehan Basımevi İzmir 12. Kovancı,İ. Ve Atalay İ.Z., 1977. Alaşehir Bağlarının Beslenme Durumunun Yaprak Analizleri Yöntemiyle İncelenmesi. E.Ü. Z.F dergi Cilt :14 sayı : 1 İzmir. 13. Yağmur, B., Aydın, Ş.ve Çoban, H. 2005. Yapraktan Potasyum Nitrat(KNO3) Uygulamalarının Yuvarlak Çekirdeksiz (Vitis Vinifera L.) Üzüm Çeşidinde Verim ve Bazı kalite Özelliklerine Etkisi. Selçuk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dergisi 19(36):106-109. 14. Yener, H., Aydın, Ş. ve Güleç, I., 2002. Alaşehir Yöresi Kavaklıdere Bağlarının Beslenme Durumu Anadolu 12(2), 110-138 İzmir.

HİDROLİK TAHRİKLİ SAYISAL DENETİMLİ CİHAZ BÖLÜM 1: SİSTEMİN YAPILANDIRILMASI Ahmet Murat PİNAR 1, Abdulkadir GÜLLÜ 2, A. Faruk PİNAR 3 ÖZET Otomasyon ve tezgah tasarımı alanlarına ışık tutacağı düşünülen çalışmada, CNC (Computer Numerical Control) ile denetlenen hidrolik tahrikli bir prototip tanıtılmıştır. İlk olarak cihazın mekanik yapısı sonrasında hidrolik ve CNC sistemi ayrıntılı olarak sunulmuştur. Son kısımda cihaza ait kalibrasyon deneyleri gerçekleştirilerek yorumlanmıştır. Anahtar sözcükler: CNC, Sayısal denetim, Oransal valf, Hidrolik pozisyonlama HYDRAULIC DRIVEN NUMERICAL CONTROLLED DEVICE PART 1: CONSTRUCTION OF THE SYSTEM ABSTRACT In this study, a hydraulic driven prototype controlled by the CNC (Computer Numerical Control)which is considered to enlighten the areas of automation and machine tool design is introduced. The mechanic structure of the device is first presented followed by a detailed examination of the hydraulic and CNC system. In the last section, the calibration experiments of the devise are realised and evaluated. Keywords: CNC, Numerical Control, Proportional valve, Hydraulic positioning 1. GİRİŞ Küçük hacimde büyük kuvvetlerin elde edilmesi, kademesiz hız/kuvvet geçişleri ve hassas konum kontrolü gibi birçok avantajı bünyesinde barındıran hidrolik sistemler endüstrinin birçok alanında geniş kullanıma sahiptirler. Buna karşın hidrolik sistemlerin en belirgin dezavantajı; modellenmesi zor olan sıcaklık, sıkıştırılabilirlik, sızıntılar, ağırlık, sürtünme vb. lineer olmayan parametrelerin, sistemin konum ve hız kontrolünü olumsuz etkilemesidir. Bu sebeple hala birçok kontrol stratejisi bu sistemler üzerinde denenmektedir. Hidrolik sistemlerin en çok kullanıldığı, yüksek güce ihtiyaç duyulan alanlardan biri de madenciliktir. Rath ve arkadaşları, Alp madeni için kullanılacak olan servo hidrolik pozisyonlama sistemi üzerine çalışmışlardır. Yapılan deneyler sonucunda ivme geri besleme çevrimi kullanarak sistemin veriminin arttığı görülmüştür [1]. Bonchis aynı sektöre yönelik yapmış olduğu çalışmada, hidrolik sistemlerin genelinde görülen önemli sürtünme lineersizliği halinde, pozisyon problemlerini incelemiştir. Değişken yapılı yaklaşım içeren birçok sürtünme araştırması, ivme geri beslemeli denetimle gerçekleştirilmiştir. Yapılan deney sonuçlarına göre, değişken yapılı kontrolün, modellenmeyen sürtünmeye rağmen en iyi sonuçları verdiği tespit edilmiştir [2]. Cho ve Lee, tarımda kullanılan püskürtücünün otomatik operasyonuna yönelik bulanık 1 Yrd. Doç. Dr., Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu MYO, Turgutlu-MANİSA, ahmet.pinar@bayar.edu.tr 2 Yrd. Doç. Dr., Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi, Beşevler-ANKARA, agullu@gazi.edu.tr 3 Öğr. Gör., Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu MYO, Turgutlı-MANİSA, faruk.pinar@bayar.edu.tr

denetleyici geliştirmişlerdir. Bulanık denetimli otomatik operasyonun gerçek bahçe şartlarında grafiksel olarak simülasyonu yapılmıştır. Simülasyon sonuçları, geliştirilen Diferansiyel Global Konumlama Sistemi alıcısı ve ultrasonik sensörlerin kombinasyonundan oluşan bulanık denetimli püskürtücünün, otomatik olarak kullanılabileceğini göstermiştir. Alan testi sonuçlarına göre, püskürtücü 50 cm lik sapma ile otomatik operasyonu gerçekleştirebilmiştir. Ultrasonik sensörler pozisyon sapmalarını çok fazla telafi edememişlerdir. Fakat bilgisayar simülasyonlarına göre, denetleyicinin performansı %68 oranında iyileştirilmiştir. Hidrolik tertibatın bu sisteme cevap hızı uygun olmadığından performans da çok etkili olmamıştır [3]. Kugi ve arkadaşları, modern lineer olmayan denetim tekniklerinin hadde tezgâhındaki kalınlık denetimine uygulanmasını incelemişlerdir. Kapalı çevrimlerin performanslarının, sistemin lineer olmayan özellikleri göz önüne alınarak büyük ölçüde geliştirilebileceği ortaya çıkmıştır. Uygulamada, bu lineer olmayan denetim kavramları, daha hızlı üretim oranlarına, daha ince final çubuk kalınlıklarına imkan vermektedir. Fakat iyi oluşturulmuş, lineer olmayan denetim teorilerinin direkt uygulanması pratikte her zaman aynı sonucu vermez. Parçanın tüm özelliklerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, bir haddenin pozisyonlama sistemi kullanılarak, aralık denetimi yapılmasıyla lineer olmayan denetim yaklaşımının avantajları görülmektedir [4]. Becker vd. hidrolik tahrikli robot mekanizmalar için, model tabanlı pozisyon denetim sistemini sunmuşlardır. Anahtarlama denetim kuralının global asimptotik kararlılığını manipülatör ve hareketlendiricideki belirsizliklere rağmen kanıtlamışlardır. Önerilen sistemin diğer bir avantajıda denetleyici parametrelerinin ayarını önemli ölçüde basitleştiren modüler yapısıdır [5]. Günümüzün önemli rekabet stratejilerinden bir tanesi de imalatta adaptif bilgisayar denetimli hassas kalıplama teknikleridir. Karl ve arkadaşları, gerçek bir uygulamaya dayanarak bilgisayar kontrollü bir pozisyonlama mekanizması geliştirmişlerdir. Sistemde, pahalı bir servo valf kullanmadan 0,001 inch lik hassasiyetler elde edilmiştir [6,7]. Asansör sanayide yüksek rijitliğinden dolayı hidrolik sistemleri sıklıkla kullanmaktadır. Guojin vd., hız geri beslemesinin kullanıldığı hidrolik asansörü tanıtarak, sistem için akış geri besleme denetiminin problemlerini analiz etmişlerdir. Li ve arkadaşları, bir asansör kabinine ait hız ve konum analizinin iyileştirilmesini incelemişlerdir. Bu işlem, asansör kabininin iki yanına yerleştirilmiş iki simetrik silindirin denetimi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma, 3 adet oransal valf içeren basit bir hidrolik sistemin tasarımını içermektedir. Amaç, kabinin iki tarafında yer alan silindirlerin senkronize olmamasından doğan konum hatalarının düzeltilmesi ve hızın istenilen sınırlarda tutulmasıdır. Deney sonuçları, konum kontrolünün ± 2 mm lik tolerans sınırlarında tutulduğunu, istenilen hız ile gerçekleştirilen hız arasındaki farkın valflerin histerisiz özelliğinden kaynaklandığını belirtmektedir [8]. Talaşlı imalata yönelik bir konum denetimi uygulamasında, Park ve Eman, tahmini telafi denetimini (TTD), parmak frezelemede 3 boyutlu prizmatik iş parçalarının düzlüğünün doğruluğunu arttırmak için kullanmışlardır. Bu stratejinin temel mantığı, işlem esnasında hata ölçümü, ihtimale dayalı modelleme ve kesme hatalarının telafisine dayanmaktadır. Önerilen TTD sistemi, lazer temelli işlem sırasındaki düzlük hata ölçümü sistemi, hidrolik pozisyonlama servo düzeneği ve bilgisayardan oluşmuştur. Talaş kaldırma esnasında TTD sisteminin uygulanmasıyla, iş parçası düzlük hatası % 80 azaltılmıştır [9].

İlgili literatür incelendiğinde, CNC lerin Hidrolik sistemlerin denetiminde çok fazla kullanılmadığı görülmektedir. Hidrolik sistemler daha çok CNC takım tezgahlarının gezer punta, taret ve ayna mekanizmaları gibi yan operasyonlarında kullanılmaktadır. Buna karşın, Metal bükme presleri metallerin plastik deformasyonu esnasında yüksek tonaj ihtiyaçlarından dolayı hidrolik silindirlerle tahriklenmektedir. CNC teknolojisinin bu tezgâhlara adaptasyonu ile daha esnek ve firesiz üretim mümkün hale gelmiştir. Altıntaş ve Lane Apkan presin denetimini açık mimarili CNC ile gerçekleştirmişlerdir [10]. Bu çalışmada ise, CNC işleme merkezi temel hareketleri olan doğrusal interpolasyonların ve daha önce hidrolik tahrikle denenmemiş dairesel interpolasyon hareketlerinin incelenebileceği bir sistem yapılandırılmıştır. 2. CNC HİDROLİK SİSTEM Bu çalışmada 4 eksen kontrolü yapabilen bir CNC kontrolü hidrolik sistem geliştirilmiştir. Geliştirilen sistem, Siemens S7-300 PLC seti bünyesindeki 4 eksen CNC denetleyici ile (FM-357) kapalı çevrim olarak kontrol edilmektedir. Geri besleme elemanı olarak 5µm lik doğrusal pozisyon kodlayıcı (lineer enkoder) kullanılmıştır. Şekil 1 de görüldüğü gibi, denetleyiciye ait yazılımla gerçekleştirilecek harekete göre ilgili komut MDI (Manuel Data Input) modunda kullanıcı tarafından girilmektedir. CNC komuta ait veriler USB/MPI arabirim kartı vasıtası ile PLC (Programable Logic Controller) setin işlemcisine (CPU-314) gönderilir. CNC denetleyici (FM 357-2) ±10 Volt luk çalışma gerilimi aralığında uygun elektrik sinyalini oransal valfe uygular. Valfin yönlendirdiği silindirler, ekseni uygun hızda hareket ettirerek istenilen hareketin gerçekleştirilmesini sağlar. Mekanik Aksam Şekil 1. Sistemin çalışma prensibi [11] Düzenek CNC dik işleme merkezine benzer konfigürasyonda 90º konumlandırılmış X ve Y ekseninden oluşmaktadır. Mekanik yapı, CNC temel hareketleri olan doğrusal interpolasyon (G01), dairesel interpolasyon (G02, G03) ve hızlı hareketleri (G00) yapabilecek yetenekte tasarlanmıştır (Şekil 2).

Şekil 2. Mekanik aksam 1. Y ekseni silindiri 2. X ekseni silindiri 3. Y ekseni doğrusal pozisyon kodlayıcısı 4. X ekseni doğrusal pozisyon kodlayıcısı 5. Y ekseni oransal valfi 6. X ekseni oransal valfi 7. Y ekseni tablası 8. X ekseni tablası 9. Ağırlıklar Her iki eksende de hareket iletimleri bilyeli araba ve ray-kızak sistemi ile sağlanmıştır ( Şekil 2). Sistemde, Star firmasına ait, 1605-804-31/600 sipariş kodlu 4 adet 20 lik ray-kızak ve 1622-894-10 sipariş kodlu 8 adet bilyalı araba kullanılmıştır. Bu hareket iletim sistemi, maksimum 100 ºC sıcaklık, 3 m/s lik hız, ve 250 m/s 2 lik ivme değerlerinde kullanılabilmektedir. Sistemin montajındaki doğruluk gerçekleşen hareketin doğruluğunu doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle sistemin montajı yapılırken 0,01 mm ve 0,001 mm lik komparatörler kullanılmıştır. İlk olarak X ve Y eksenlerine ait rayların montajı iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada 0,01mm lik komparatörle kaba, ikinci aşamada da 0,001 mm lik komparatörle hassas paralellik ayarı yapılmıştır. Şekil 3 de X-eksenine ait rayın hassas paralellik ayarı görülmektedir. Silindirlere ait paralellik ayarı üç aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada silindir maksimum strokta açılarak, iki uçtan 0,01 mm lik komparatörle yükseklik ayarı yapılmıştır (Şekil 4).

Şekil 3. Ray-kızağa ait paralellik ayarı [11] Şekil 4. Silindirlere ait yükseklik ayarı [11] İkinci aşamada yatay delik tezgâhının fener miline bağlanan 0,01 mm lik komparatörle silindirlerin kaba, üçüncü aşamada da 0,001 mm lik komparatörle hassas paralellik ayarı yapılmıştır (Şekil 5). 2.2. Hidrolik Sistem Şekil 5. Silindirlerin paralellik ayarı [11] Şekil 6 da Sistemin hidrolik devresi görülmektedir. Oransal valflerin montajı yapılmadan önce depo ve hortumlardaki kirliliğin, hava ve gaz kabarcıklarının alınması için sistem yaklaşık olarak 8 saat boşta çalıştırılmıştır (flashing işlemi). Ardından her bir eksene ait silindire aç/kapa valfi kullanılarak 300 defa maksimum strokta ileri geri hareket yaptırılmış ve silindirlerin içinde kalan hava boşaltılmıştır. Özellikle yüksek basınçlarda hidrolik sistemdeki sızıntıların artması ve denetleyicideki pozisyon denetim kazancının (K v ) düşmesi sebebiyle, deneyler 10 bar basınçta gerçekleştirilmiştir.

Şekil 6. Geliştirilen sistemin hidrolik devresi [11] Çizelge 1 de hidrolik sistemde kullanılan elemanlara ait malzeme kodları ve özellikler verilmiştir. Çizelge 1. Hidrolik malzemelere ait sipariş kodları ve özellikleri No Malzemenin adı Malzeme kodu ve özelliği Adet 1 Depo Rexroth-120lt 1 2 Sıcaklı seviye göstergesi - 1 3 Kapak - 1 4 Dıştan dişli pompa Rexroth-0510725031 22,5 cm 3 /devir 1 5 Akuplaj - 1 6 Elektrik motoru Gamak, 8Kw 1450dev/dk 3Faz Asenkron elektrik motoru 1 7 Basma hattı filtresi Hayboc-DFBN/HC110G10A1.1 110lt/dk geçirgenlik, 10µm elek boyutu 1 8 Küresel vana Flutec KHB-G1/4-1212-03X 1 9 Hidrolik akü Hayboc SB330-4A1/112U-330A 330 bar maksimum çalışma basıncı, 4Lt balonlu akümülatör 1 10 Gliserinli manometre Pakkens, pano tip Ø63x160 1 11 Kontrol bloğu - 1 11.1 Blok gövdesi - 1

11.2 Basınç emniyet valfi Rexroth DBDH 10 K1X/100 Boyut 10, 100 bara kadar basınç ayarı 1 11.3 Çek valf Flutec CP100-1-B-0-005 207 Bar çalışma basıncı 1 11.4 Basınç düşürme valfi Rexroth DR 10 K4-3X/100YM Boyut 10, 100 bara kadar basıç ayarı 1 12 Havalı soğutucu Emmegi 2020 24V DC, 3000dev/dk, 0,1KW 1 13 Oransal yön denetim valfi Rexroth WREE6E322X/G24K31/A1V 2 Rexroth CDH1MS2 40/28/300B1X/B1CGUTWW+GAS25 2 14 Hidrolik silindir Rexroth CDH1MS2 50/28/300B1X/B1CGUTWW+GAS30 2 Rexroth CDH1MS2 63/36/300B1X/B1CGUTWW+GAS35 2 2.3. CNC Denetleyici FM 357-2 analog fonksiyon modülüne ait kontrol şeması Şekil 7 de görülmektedir. FM 357-2 maksimum 4 eksenin pozisyon fonksiyonu olarak kontrol edilmesini sağlamaktadır. FM 357-2, bunu ayarlanmış hız için her bir eksene analog çıkış atayarak ve gerçek pozisyonun periyodik olarak okunması için her bir eksene pozisyon kodlayıcı giriş atayarak gerçekleştirir. Bizim sistemimizde Şekil 7 den farklı olarak servo motor yerine oransal yön denetim valfi kullanılmıştır. Şekil 7. CNC denetleyiciye (FM 357-2) ait kontrol şeması CNC denetleyici parametrelerinin ayarı Denetleyiciye ait ölçü birimi, eksen konfigürasyonları ve kanal konfigürasyonları gibi parametreler denetleyiciye ait yazılımın Configuration (Konfigürasyon) sekmesi kullanılarak ayarlanmaktadır. Bu formda Axis Configuration (Eksen konfigürasyonu) düğmesine basılarak eksen konfigürasyon ayarları yapılmaktadır. Sistemimizde X ve Y olmak üzere 2 adet eksen bulunduğu için bunlara ait ayarlamalar yapılmıştır. Burada eksenlerin isimlendirilmesi, lineer mi döner tabla şeklinde mi olduğu ve nasıl tahrik edileceği (Servo, Step ya da Profibus tahrikle) belirlenmektedir. Düzenekteki eksenler lineer tip olup, Servo olarak tahrik edilecektir (Şekil 8).

Şekil 8. Eksen konfigürasyon formu CNC denetleyicide her bir eksen için kullanılacak konum geri besleme elemanına ait özellikler Encoder Adaptation yani pozisyon kodlayıcı adaptasyonu sekmesi seçilerek ayarlanmaktadır. Burada Encoder design (pozisyon kodlayıcı tasarımı) parametresi ile pozisyon kodlayıcının lineer mi yoksa dönel mi olacağı, Encoder type (pozisyon kodlayıcı tipi) parametresi ile artışlı mı yoksa mutlak mı olacağı ve Scale division (Ölçek bölüntüsü) parametresi ile de pozisyon kodlayıcıya ait 1 palsın mm olarak değeri belirlenmektedir. Şekil 9 da gerçekleştirilen sistem için yapılan ayarlamalar görülmektedir. Şekil 9. Denetleyici yazılımındaki pozisyon kodlayıcı ayarlarının yapıldığı form Konum hassasiyetini etkileyen en önemli parametre Kv Controller Data (Denetleyici verileri) formundan ayarlanmaktadır (Şekil 10).

Şekil 10. Denetleyici parametrelerinin ayarlandığı Controller Data formu Pozisyon Denetim kazancı (K v ) Pozisyon doğruluğunu ve sistemin kararlılığını etkileyen en önemli denetleyici parametrelerinden biridir. K v faktörünün miktarı eksenlerin aşağıdaki önemli referans değişkenlerini etkilemektedir: Pozisyonlama doğruluğu Hareketin bütünlüğü Pozisyonlama zamanı K v aşağıdaki gibi formülüze edilebilir. K v =V/ s (1) Burada V, hızı (m/dk), s de takip hatasını (mm) ifade etmektedir. Aşırı büyük K v faktörü sistemde titreşim, kararsızlık ve istenmeyen gerilimlere sebep olmaktadır. İzin verilen en büyük K v faktörü tahriğin tasarımına, dinamik cevabına, ve sistemin mekanik kalitesine bağlıdır. Sistemde K v fakörü deneysel olarak belirlenmiş olup basınçla ters orantılı olarak değişmektedir. Yapılan pilot çalışmalarda düşük K v değerinde pozisyon hassasiyetinin düştüğü, yüksek değerlerde ise silindirlerde titreşim meydana geldiği görülmüştür. Kullanılacak her bir silindir için farklı K v ayarı yapılmıştır. Bu doğrultuda silindirlere ait 63mm, 50mm ve 40mm piston çapları için sırasıyla 4, 0,7 ve 0,2 K v değerleri deneysel olarak belirlenmiştir. 3. KALİBRASYON DENEYLERİ Kullanılan ölçüm sisteminin doğruluğunu kontrol etmek amacıyla kalibrasyon deneyleri gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla, 1 µm lik komparatör ve Johnson mastarları kullanılarak her iki eksende, 2 farklı hareket mesafesinde ve 2 farklı ilerleme oranında deneyler yapılmıştır. Hareket süreler kronometre ile ölçülmüş olup, gerçekleşen ilerleme oranı değeri pozisyon

kodlayıcı ölçümünün süreye bölünmesi ile belirlenmiştir. Her bir deney 8 kez tekrar edilmiştir. Y Ekseni Kalibrasyon Deneyleri Yapılan deneyler neticesinde tüm durumlarda ölçü farkı 0 ila 0,004 arasında değişmekte olup, pozisyon kodlayıcı sinyallerinde herhangi bir pals (darbe) kaybı olmadığı görülmüştür. Buna göre pozisyonlama ölçüm sisteminin istenen sınırlar içerisinde ölçme yaptığı açıkça görülmektedir. 40 mm lik hareket mesafesinde 100mm/min ve 50 mm/min lık ilerleme oranı test edilmiş, sırasıyla ortalama 98,367mm/min ve 49,394mm/min ilerleme değerleri ölçülmüştür. Buna göre 100 ve 50 mm/min lık deneylerde sırasıyla ortalama 1,633 ve 0,606 mm/min lik hatalar tespit edilmiştir. 20 mm lik hareket mesafesi deneylerinde 100 lük ilerlemede ortalama 94,620, 50 lik ilerlemede ise, ortalama 48,960 mm/min lık ilerleme oranı değerleri ölçülmüştür. Bu ölçmeler ışığında 100 ve 50 likte nominale göre sırasıyla 5,38mm/min ve 1,04mm/min lik hata oluşmuştur. X Ekseni Kalibrasyon Deneyleri Y ekseninde olduğu gibi ölçü farkı 0 ila 0,004 arasında değişmekte olup, Buna göre pozisyonlama ölçüm sisteminin istenen sınırlar içerisinde ölçüm yaptığı açıkça görülmektedir. 40 mm lik hareket mesafesinde 100 ve 50 mm/min lik ilerleme oranlarında sırasıyla ortalama 98,110 ve 49,164 lık ilerleme değerleri ölçülmüştür. Buna göre 100 ve 50 mm/min lık deneylerde sırasıyla 1,89 ve 0,836 lık hatalar meydana gelmiştir. 20 mm lik hareket mesafesinde ise 100 lük ilerlemede ortalama 94,297, 50 likte ise ortalama 48,636 mm/min lık değerler ölçülmüştür. Bu sonuca göre; 100 ve 50 lik nominal ilerleme oranlarındaki ölçmelerde sırasıyla 5,703 ve 1,364mm/min lik hatalar tespit edilmiştir. Tüm deneyler dikkate alındığında, düşük ilerleme oranında ve artan hareket mesafesinde, ilerleme oranındaki hatanın azaldığı açıkça görülmektedir. Tespit edilen hataların deneysel çalışmaları aksatacak veya engelleyecek nitelikte olmadığı görüldüğünden, belirlenen ilerleme değerleri yerine nominal ilerleme değerleri esas alınmıştır. 4. SONUÇ VE ÖNERİLER CNC denetleyicilerin hidrolikle tahriklenen sistemler üzerindeki pozisyonlama yeteneğinin incelenmesi için, CNC dik işleme merkezine benzer konfigürasyonda birbiri ile 90 konumlandırılmış iki eksenden oluşan prototip imal edilmiştir. Sistem 4 eksenli CNC takım tezgahların kontrolünde kullanılan Siemens S7-300 PLC set bünyesindeki FM-357 analog modülle denetlenmiştir. Yapılan çalışmayla aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir:

Hidrolik tahrikli doğrusal ve dairesel interpolasyon hareketlerine ait pozisyonlama hassasiyetleri belirlenebilecek ve bunları etkileyen modellenmesi zor parametrelerin etkileri belirlenebilecektir. Tezgah tasarımı ve otomasyon alanlarında çalışan kişilere özellikle CNC denetleyicinin parametre ayarları hakkında önemli bilgiler aktarılabilecektir. Çalışmanın endüstriye adaptasyonu oldukça kolaydır. Diğer kontrol algoritmaları karmaşık ve piyasaya adaptasyonu oldukça zordur. Buna karşın, Siemens S7-300 PLC seti bünyesindeki FM 357-2 denetleyici piyasada yaygın olarak kullanılan bir CNC ürünü olduğundan ulaşılması oldukça kolaydır. İstenilen hareketlerin yapılması için karmaşık yazılımlara gerek yoktur. Denetleyiciye ait yazılımın MDI ve otomatik modlarında istenilen harekete ait kod kolayca girilebilir. Sistem prototip olarak geliştirilmesine karşın, firmaya ait operatör paneli vb. ekipmanlar ilave edilerek, basit endüstriyel bir tezgaha dönüştürülebilir. Sisteme ait kalibrasyon deneyleri sonuçları incelendiğinde ölçüm sisteminin yeterli doğrulukta olduğu görülmektedir Teşekkür Bu çalışmanın gerçekleştirilmesinde, 07/2003-20 no lu projedeki katkılarından dolayı Gazi Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi ne teşekkür ederiz.