HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 07-10 KASIM 2013 - DENİZLİ. : Faruk GÖK (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Üyesi)



Benzer belgeler
CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2013/ K. 2015/1362 T

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK/61

EK-1. bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı faizlerin tahsilinden vazgeçilir.

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

Av. Oğuzhan SONGÖR Emekli Hakim Rekabet Kurulu Eski İkinci Başkanı Başkent-Ufuk-Atılım Üniversiteleri Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi

İlgili Kanun / Madde 4857.S.İşK/17

SİRKÜLER 2013/23. : Vadesi Gelmemiş İleri Tarihli Çeklere Senetler Gibi Reeskont Uygulanabilecek

AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

SİRKÜLER RAPOR MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ. (Seri No:30) Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/58

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN

KOOPERATİFLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ:

GÜVENCE HESABI YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

T.C. ANKARA 2. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2011/1810 KARAR NO : 2012/280

17-19 EYLÜL 2010 TARİHLERİ ARASINDA MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİN DE YAPILAN ADIM ÜNİVERSİTELERİ İDARİ GRUP TOPLANTI KARARLARI

Mahkemece, davalı işçinin eylemli çalışması bulunmadığı gerekçe gösterilerek istek hüküm altına alınmıştır.

ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 14) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

gün, Esas:2011/9-193 Karar:2011/269

6663 SAYILI KANUNLA SOSYAL GÜVENLİK YASALARINDA YAPILAN DÜZELMELER. Değerli Meslek Mesubumuz,

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

EMEK ELEKTRİK ENDÜSTRİSİ A.Ş.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2, 3, 6 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/6638 Karar No. 2014/11489 Tarihi:

Hukuk Genel Kurulu 2014/454 E., 2016/481 K. "İçtihat Metni"

MALATYA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI CHAMBER OF CERTIFIED ACCOUNTANTS OF MALATYA. Sayı : 2010/134 Malatya : 02/06/2010

Avrupa Adelet Divanı

Prof. Dr. TEKİN MEMİŞ İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi SİGORTA SÖZLEŞMESİ ŞARTLARININ YARGISAL DENETİMİ

YABANCI İŞÇİLERİN ÜÇ AYDAN SONRA SİGORTALI OLMALARI ZORUNLU MU? I- GİRİŞ :

KAMU İHALE KURULU KARARI. Toplantıya Katılan Üye Sayısı : 7 : Elektrik ihtiyacının temini.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

B.07.1.GİB.0.66/ T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı. Seri No:2006/1

Yargıtay Kararları YARGITAY HUKUK GENEL KURULU. Derleyen: Av. Dr. Ertan İREN ESAS NO: 2009/9-232 KARAR NO: 2009/278 KARAR TARİHİ:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 14) BİRİNCİ BÖLÜM

BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI

RET KARARI. ŞİKÂYET EDİLEN İDARE VE ADRESİ : SOK Başkanlığı Kütahya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü

ÜCRET GARANTĠ FONU YÖNETMELĠĞĠ. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SİRKÜLER 2009 / İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

28 Mayıs 2016 tarihli ve sayılı Resmî Gazetede yayınlanmıştır. KURUL KARARI. Karar No : Karar Tarihi : 13/05/2016

Sayfa : 4 RESMÎ GAZETE 19 Ocak 2013 Sayı : 28533

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK) TAVSİYE KARARI

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi

6 Nisan 2011 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

Ancak İş-Kur lara bu konu ile ilgili bakanlıktan gelen bilgi notu var.

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/43. KONU: Bağımsız Denetime Tabi Olacak Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Düzenlemeler.

YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU

İBRAHİM HALİL ŞUA İstanbul Anadolu Adliyesi İş Mahkemesi Hakimi KARAYOLU TAŞIMACILIK SEKTÖRÜNDE KARŞILAŞILAN İŞ HUKUKU SORUNLARI

CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu)

DÜNYA BANKASI İŞ ORTAMI RAPORU ÖRNEK OLAY ÇALIŞMASI

Hukuk ALT İŞVEREN İŞÇİSİNİN AÇTIĞI İŞE İADE DAVASINDA MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞI. Karar İncelemesi

SİRKÜLER NO: POZ-2011 / 40 İST, sayılı Kanuna göre bazı vergi alacaklarının yeniden yapılandırılması

Birim: Üniversiteye bağlı Fakülte, Enstitü, Yüksekokul, Merkezler ve Laboratuvarları,

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

TMSF YE GEÇEN KIYI BANKALARINDAN ELDE EDĐLEN FAĐZ GELĐRLERĐNĐN VERGĐLENDĐRĐLMESĐYLE ĐLGĐLĐ TEBLĐĞ YAYIMLANDI

: Lafarge Beton A.Ş. : Av. Gamze Çiğdemtekin Piyade Sokak Portakalçiçeği Apt. C Blok No:18 K:3 -Çankaya/ANKARA Karşı Taraf (Davalı)

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

CEZA İNFAZ KURUMLARI VE TUTUKEVLERİ PERSONELİ EĞİTİM MERKEZLERİ KANUNU. BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Kuruluş ve Görev

T.C. D A N I Ş T A Y İdari Dava Daireleri Kurulu. Esas No:2005/374 Karar No:2007/103

ÜRÜN SORUMLULUK POLİÇESİ:

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi)

Konu : 6661 Sayılı Torba Yasa Tarih:

Muhasebe, Personel Müdürlükleri ne

Bunlar dışında kalan ve hizmet kolumuzu ilgilendiren konulardan;

VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1

28 Kasım 2013 PERŞEMBE. Resmî Gazete. Sayı : TEBLİĞ. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK

Toplu İş Hukuku. Prof. Dr. Murat ŞEN Arş. Gör. Yusuf GÜLEŞCİ


AMME ALACAKLARINDA TERKİN TUTARI

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı

FRANSIZ CEZA USÛL KANUNUNDA YER ALAN ÜST MAHKEMELER İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

ALMANYA DA 2012 KASIM AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

MERT GIDA GİYİM SANAYİ VE TİCARET A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI NDAN TARİHLİ OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINA DAVET

Dönemi Piyasa Yapıcılığı Sözleşmesi

İKİNCİ BÖLÜM Genel Kurulun Çalışma Usul ve Esasları

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DÖNER SERMAYE GELİRLERİNDEN YAPILACAK EK ÖDEME DAĞITIM USUL VE ESASLARI

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI

Yukarıdaki şartları taşıyan Abone, hat başına sadece 1 (bir) adet Dect Telefonu ( Ürün ) için talepte bulunabilir.

12.1 ODA TARAFINDAN AÇILAN DAVALAR VE SONUÇLARI

BİLGİ NOTU. : Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik

TARİHLERİ ARASI ASGARİ ÜCRETE UYGULANACAK DEVLET DESTEĞİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

DANIŞTAY İDARİ ve VERGİ DAVA DAİRELERİNE İLİŞKİN TEMEL UYUŞMAZLIKLAR İLE UYUŞMAZLIKLARIN YOĞUNLAŞTIĞI BÖLGELER ;

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

Tarih: Sayı: 2010/15. Konu:

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2012/82

YÖNETMELĐK RAPOR DEĞERLENDĐRME KOMĐSYONLARININ TEŞEKKÜLÜ ĐLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĐK

İÇSEL BİLGİLERE İLİŞKİN ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

REKABET KURULU KARARI. : Prof. Dr. Ömer TORLAK : Arslan NARİN, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr. Tahir SARAÇ, Kenan TÜRK

DEVLET YARDIMI İLE TEŞVİK VE DESTEKLERDEN YARARLANAN İŞVERENLER, SGK YA BORCU OLSA DAHİ YARARLANMAYA DEVAM EDEBİLECEKLER

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/27 TARİH:

Transkript:

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 07-10 KASIM 2013 - DENİZLİ Grup Adı Konu Grup Başkanı Grup Sözcüsü Zabıt Kâtibi : Özel Hukuk 5. Grup : Ticari Davalar : Faruk GÖK (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Üyesi) : Abdullah TURGUT (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Tetkik Hâkimi) : Ziya AYDIN (Denizli CBS Zabıt Kâtibi) Raporlama Heyeti: 1- Serdar DEVRİM (Adana Hâkimi) 2-Çağatay DAL (İskenderun Hâkimi 3-Selda ŞEREFLİ ÜLKER (Çal Hâkimi) Katılımcılar : 1-Atilla METEHAN (İzmir Hâkimi) 2-Ali SAYDAM (Ankara Hâkimi) 3-Abdullah TURGUT (Yargıtay Tetkik Hâkimi) 4-Eray TEMİZKAN (Alanya Hâkimi) 5-Muhsin AYLİM (Manavgat Hâkimi) 6-Çağlar ÖNCEL (Seferihisar Hâkimi) 7-İbrahim AKKURT (TAA Koordinatör Hâkim) 8-Bahattin ARIKAN (Çatak Hâkimi) 1

TİCARET HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN DAVALAR A-İFLAS ERTELEME DAVALARI İflas erteleme davalarında erteleme ve uzatma toplam 5 yıl olarak ön görülen sürenin tedbir kararının verildiği tarihten mi? Yoksa ilk erteleme karırının verildiği tarihten mi? Başlayacağı hususu müzakere edildi. 2004 sayılı İİK nun erteleme kararının etkileri başlıklı 179/b-1 maddesi uyarınca, erteleme süresinin erteleme karar tarihinden itibaren başlaması gerektiği yönünde heyetimizde görüş birliğine varıldı. Aynı zamanda, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin uygulamasının bu yönde olduğu belirtildi. 2004 sayılı İİK nun 179/b-4 maddesi gereğince, açılan iflas erteleme davalarında iflas erteleme süreleri 1+4 olmak üzere 5 yılı geçemeyeceği, bu 5 yıllık süreye ikinci ve daha sonra açılan iflas erteleme davalarının yargılama sürelerinin dâhil olduğu yönünde görüş birliğine varıldı. -İflas erteleme kararlarının temyizi: 2004 sayılı İİK nun 164/2. maddesine göre, iflas erteleme kararları gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 günlük temyiz süresine tabii olduğu hususu belirtildi. Kararlar Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilse bile temyiz süresinin 15 günlük genel temyiz süresi olmayıp 2004 sayılı İİK nun 164/2. maddesi karşısında, 10 günlük temyiz süresine tabii olduğu hususunda görüş birliğine varıldı. B-ADLİ YARGIDA TEMYİZ SÜRESİ: Gerek ceza davalarında gerekse hukuk davalarında, hatta farklı mahkemeler yönünden değişik temyiz sürelerinin öngörülmesinin uygulamada karışıklığa neden olması nedeniyle, bu konuda tüm davalar yönünden ortak bir temyiz süresinin öngörülmesi yönünde yasal 2

düzenleme yapılması konusunda görüş birliğine varıldı. C-)KOOPERATİFLER HUKUKU: Kooperatifler Hukukunda İhraç kararının iptali davaları: 1-)Dava açma süresi: İhraç kararının tebliğinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süreye tabidir. İlgiliye ihraç kararı tebliğ edilmediği sürece, ilgili haricen öğrense dahi, 3 aylık hak düşürücü sürenin başlamayacağı konusunda görüş birliğine varıldı. 2-)Kooperatif üye hakkında ihraç kararı almasına rağmen, ihraç kararı ilgili üyeye tebliğ edilmemiş, aradan uzunca bir süre (somut olayın özelliğine göre süre değişebilir) geçmesine rağmen, kooperatif ve ortak birbirine karşı ilgisiz kalmış, üye hiç kooperatife uğramamış, örneğin aidat ödememiş, genel kurullara katılmamış ise, bu durumda ortağın açtığı, ortaklığın tespiti davasının reddedilmesi gerektiği hususunda görüş birliğine varıldı. 3-)Kooperatif alacaklarının doğması için muacceliyet şartının gerçekleşmesi gerekmektedir. Alacağın doğumundan itibaren 30 günlük sürenin geçmesi gerektiği hususu değerlendirildi. Örneğin; 2013 yılının Ocak ayından Eylül ayına kadar (Eylül ayı dahil) borç ödemeyen üyeye çekilecek ihtarnamenin, en erken 1 Kasım tarihinde (genel kurul kararı ile aidatın ayın hangi gününde ödeneceğine ilişkin kararı yoksa, ayın son gününe kadar ödeneceği varsayımıyla) keşide edilmesi gerekir. Bu tarihten önce keşide edilen ihtarnamelere dayalı ihraç kararları geçerli olmayıp, diğer koşullara bakılmaksızın bu kararların iptal edilmesi gerektiği hususunda görüş birliğine varıldı. 4-)Faiz:Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu'nun 7. maddesi, "Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır." hükmüne yer verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 88. maddesi "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesi; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi 3

oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir. Öte yandan Türk Ticaret Kanunun 8/1. maddesi, Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.' hükmünü, 9. maddesi Ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır. 1530/1. maddesi ise, Aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ve şartlar batıldır. Ancak, sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken edimler için kanunun veya yetkili makamların koymuş olduğu en yüksek sınırı aşan sözleşmeler en yüksek sınır üzerinden yapılmış sayılır; sınırı aşan edimler hata ile yerine getirilmiş olmasa bile, geri alınır. Bu sınırlarda, Türk Borçlar Kanununun 27. maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi uygulanmaz. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler grubumuzca değerlendirildiğinde; tacirler arası ticari işlerde, tacirlerin basiretli tacir olması gerekmesi nazara alınarak, kamu düzenine ilişkin Türk Borçlar Kanunu nun getirdiği sınırlamaların tacirler arasında uygulanamayacağı yönünde görüş birliğine varıldı. Bu tartışmanın sonuçlandırılması için, öncelikle faizin niteliğinin kamu düzenine ilişkin olup olmadığını belirlemek gereklidir. Grubun diğer yarısı olarak, faizin kamu düzenine ilişkin olduğunu benimseyerek, Türk Borçlar Kanununun 88 ve 120. maddelerine göre, uygulanacak faizin oranı ve 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu nun 7. maddesi de nazara alınarak, görülmekte olan davalara da uygulanacağı şeklindeki düzenlemenin bu görüşü kurulumuzda oluşmasına sebep olmuştur. TTK nın 8. maddesinde faiz oranının rızaen serbestçe tayin edebileceği yönündeki düzenlemenin, bu sınırlar kapsamında ve sınırlamalarla TTK nin 9. maddesi gereğince uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu hususun çözümü yasal düzenleme ile ya da doktrindeki görüşler de değerlendirilmek suretiyle bir an evvel yargısal içtihatlarıyla uygulamadaki belirsizliğin giderilmesi önerilmektedir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 28/02/2013 tarih ve 2013/322 Esas, 2013/1168 Karar sayılı ilamı) 5-)Kooperatiften çıkma veya çıkarılma payı alacağının muacceliyeti: Kooperatiften kendi isteği ile ayrılan veya ihraç edilen üye çıkma veya çıkarılma payı alacağı davasını (veyahut icra takibini), en erken çıktığı yıla ait bilançonun tasdik edildiği genel kurul 4

kararından bir ay sonra açabileceği hususu açıklandı. Açılan bu davada (veyahut başlatılan takipte) aidat alacak miktarına hükmedilirken, son yıl bilançosunda gösterilen kooperatif genel giderlerinden üyenin hissesine düşen miktar mahsup edildikten sonra geriye kalan miktarın tahsiline hükmedilmelidir. Eğer dava itirazın iptali şeklinde ise, muacceliyetin takip tarihinden önce olması gerektiği hususu nazara alınması konusunda görüş birliğine varıldı. 6-)Genel Kurul kararlarının iptali: Davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması, yasa, ana sözleşme ve iyi niyete aykırılık iddiasında bulunması, tüm bunların yanında alınan kararlara muhalefet edilmesi hususlarının bir arada olması gerektiği hususu görüşüldü. Ayrıca, genel kurula katılan ve kararın iptalini talep eden üyenin iptalini talep ettiği karara muhalif kalması ve muhalefet şerhini tutanağa yazdırması gerektiği hususu paylaşıldı. (Yokluk halleri ile ilgili iptal istemlerinde muhalefet şerhi ve hak düşürücü süre aranmaz) Çağrı usulsüzlüğüne dayanılarak açılan davalarda, sırf bu usulsüzlükten dolayı iptal kararı verilemez. Bunun yanında, haklı bir gerekçenin (yasa, iyi niyet veya ana sözleşme hükümlerine aykırılık) ileri sürülmesi gerektiği hususu belirtildi. D-)TİCARİ DAVALARDA İHTİYATİ TEDBİR VE İHTİYATİ HACİZ: 1-İhtiyati Tedbir: 6100 Sayılı HMK nın 389. ve devamı maddeleri gereğince verilen ihtiyati tedbir taleplerinin kabul veya reddi kararlarına karşı 6100 Sayılı HMK nın 341 ve 394. maddeleri gereğince istinaf mahkemelerinin henüz faaliyete geçmemesi nedeniyle Yargıtay ca temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı hususu tartışıldı. Bir kısım Yargıtay Dairelerinin de bu konuda farklı kararlar verdiği göz önünde bulundurularak, farklı uygulamaların önüne geçilmesi için bir içtihat birliğine varılması gerektiği hususunda görüş birliğine varıldı. Grubun çoğunluk üyelerince, ihtiyati tedbir kararlarına karşı bu hakkın kötüye kullanılma ihtimali de gözetilerek istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesine kadar temyiz yolunun açık olmaması, ancak, esas hüküm ile birlikte temyize tabi olmasının daha yerinde olacağı görüşü belirtildi. 5

İhtiyati tedbir talebinin kabulü halinde bu kararın uygulanması için, ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazılması hususunun, tarafın talebine bağlı olduğu paylaşıldı. 2-İhtiyati Haciz: 2004 sayılı İİK nun 257 ve devamı maddeleri gereğince talep edilen ihtiyati haciz istemleri hakkında görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olacağı hususunda, gerek ilk derece mahkemelerinde, gerekse Yargıtay uygulamalarında farklı görüşlerin olduğu, bu nedenle bu konuda içtihat birliğine varılması gerektiği değerlendirildi. 2004 sayılı İİK nun 258. ve 50. maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK nın 5 ve devamı maddeleri gereğince, kesin yetki hallerinde, (örneğin; 6100 Sayılı HMK nun 17. maddesi gereğince tacirler arası yetki sözleşmesi mevcut ise) bu durumun mahkemece 6100 Sayıl HMK nın 114/1-ç maddesi gereğince resen gözetilmesi gerektiği hususu paylaşıldı. 3-İhtiyati Hacizde teminat: 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası, Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunu nun geçici 4. maddenin 2. fıkrası gereğince; bu bankaların sadece yeniden yapılandırma süreci içerisinde bankalarca kredi alacaklarının tahsili amacıyla açılmış veya açılacak dava veya takipler sonuçlandırılıncaya kadar harç alınmayacağı, ayrıca ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmayacağı, bankaların mahkeme ilamı alması ve tebliğe çıkartması işlemlerinde karşı tarafa iletilmiş olan harcın ödenmiş olması şartı da aranmayacağı hususu paylaşıldı. Kısaca yeniden yapılandırma süreci kapsamına girmeyen talepler yönünden gerek Ziraat Bankasının gerekse Halk Bankasının harçtan veya teminattan muaf olmadığı hususunda görüş birliğine varıldı. E-)KAMBİYO SENETLERİ: Zamanaşımına uğramış kambiyo senedine dayanarak açılan itirazın iptali, alacak veya menfi tespit davalarında görevli mahkemenin hangisi olduğu hususu tartışıldı. Burada zamanaşımı def ini değerlendirecek olan mahkeme uyuşmazlık konusunun kambiyo senedi olması ve kambiyo senetlerinin Türk Ticaret Kanunu nda düzenlenmiş olması nedeniyle 6102 Sayılı TTK nun 4/1-a maddesi gereğince ticaret mahkemesinin görevli olduğu hususunda görüş birliğine varıldı. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu nun 644. (6102 sayılı Yasanın 732.) maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası ile ilgili uygulamadaki aksaklıklar tartışıldı. Bu davanın temel özelliğinin ispat külfetinin keşidecide olduğu, uyuşmazlığın bu çerçevede ele 6

alınıp çözülmesi gerektiği, yapılan düzenleme bu şekilde yorumlandığında bu konudaki çekişmelerin daha kısa sürede sonlandıracağı hususu katılımcılar tarafından ortak bir kanaat olarak dile getirildi. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu nun 644. (6102 sayılı Yasanın 732.) maddesine dayalı davaların, TBK nun sebepsiz zenginleşme zamanaşımına ilişkin 82. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı değil, 6102 Sayılı TTK'nın 732/4. Maddesindeki özel düzenleme ile 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğu tüm heyetçe vurgulandı. 6102 sayılı yasanın 814. maddesindeki zamanaşımı ile ilgili sürenin, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundaki düzenlemeden farklı olarak 6 aydan 3 yıla çıkartılarak, kambiyo senetleri yönünden farklı zamanaşımı sürelerinin uygulanmasının önüne geçildiği, zamanaşımının, çeklerde ibraz süresini geçmesi veya ibraz süresinde ibrazından itibaren, senetlerde ise vade tarihinden itibaren başladığı vurgulandı. F-)SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVASI: 2004 sayılı İİK nun 142/1. maddesindeki, mahal mahkemesi tabirinden hangi mahkeme anlaşılması gerektiği hususu tartışıldı. Burada sıra cetveline itiraz davasına konu olan ve muvazaalı olduğu iddia edilen alacak ile ilgili davanın, genel görev kuralları gereğince hangi mahkemede açılacak ise, sıra cetveline itiraz davasının da o mahkemede açılması gerektiği hususu tartışıldı. G-)SİGORTA HUKUKU: Sigorta Hukuku uygulamasında en çok karşılaşılan zorunlu mali sorumluluk sigortasına (trafik) dayalı uyuşmazlıklar değerlendirildi. Bu bağlamda Hukuk Genel Kurulu'nun ve özellikle Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin bu sigorta türüne ilişkin uygulamaları katılımcılar tarafından tartışıldı. Özellikle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin işletenin (sigortalının) tam kusurlu olması halinde destekten yoksun kalanların zorunlu sigortacı karşısındaki konumlarının üçüncü kişi olduğu, bu tazminat isteminin mirasçılık ilişkisinden bağımsız, sigorta hukukuna ilişkin bir istem olduğu, hatta bu tazminat isteminin terekeye dâhil olmadığı belirtilerek bu husustaki içtihat değişikliği katılımcılar tarafından olumlu bir uygulama olduğu değerlendirildi. 6102 sayılı TTK nın 1472/1 maddesi gereğince, halefiyet kuralı gereğince sigorta 7

şirketlerinin kusurlu olan üçüncü kişiye açtıkları davalarda, görevli mahkemenin hangisi olduğu hususu tartışıldı. Bu konuda Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17/06/2013 tarih ve 2013/8116 E, 9272 K sayılı ilamında, halefiyet kuralı gereğince, sigorta şirketinin sigortalının yerine geçmesi nedeniyle, sigortalı üçüncü kişiye hangi mahkemede dava açacak ise, sigorta şirketi de o mahkemede dava açmalıdır görüşü nedeniyle, bu davaların haksız fiilden kaynaklandığı, dolayısıyla Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu yönünde kararların olduğu belirtildi. Yapılan oylamada bir kısım ve azınlıkta kalan görüşün 6102 Sayılı TTK nın 1472/1 maddesinin TTK da düzenlenmesi nedeniyle, 6102 Sayılı TTK nın 4/1-a maddesi gereğince, ticari dava sayılması nedeniyle görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu, çoğunlukta olan görüşünü ise Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17.06.2013 tarih ve 2013/8116 E, 9272 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere, halefiyet kuralı gereğince sigorta şirketinin sigortalının yerine geçmesi nedeniyle, sigortalı üçüncü kişiye hangi mahkemede dava açacak ise, sigorta şirketi de o mahkemede dava açmalıdır görüşü nedeniyle bu davaların genel görev kuralları gereğince dava açması gerektiği yönünde oy çokluğu ile görüş belirtildi. Güvence hesabının ya da sigorta şirketinin ister tek başına ister işleten ve sürücü ile birlikte davalı olduğu davaların sigorta hukukundan kaynaklanması nedeniyle 6102 Sayılı TTK nın 4/1-a maddesi gereğince ticari dava sayılması nedeniyle görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu yönünde görüş birliğine varıldı. Güvence hesabının ya da sigorta şirketinin işleten ve sürücü ile birlikte davalı olduğu davalarda, davacının işleten ve sürücü hakkındaki feragati, 6098 sayılı Borçlar Kanunu nun 165, 166 ve 169. maddeleri gereğince, bu feragatin sigorta şirketine sirayet edip etmeyeceği hususu tartışıldı. Bir kişinin muhalefetiyle ve oy çokluğuyla bu feragatin sigorta şirketine de sirayet edeceği konusunda kanaat oluştu. Ancak, bu konuda Yargıtay Daireleri arasında farklı uygulamalar olduğu ve uygulama birliği açısından içtihat birliğine varılması gerektiği hususu paylaşıldı. 2918 Sayılı Yasa nın 111/1 maddesi gereğince tazminat miktarlarına ilişkin olup da bu kanunla öngörülen hukuki sorumluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu, 111/2 maddesi gereğince tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içerisinde iptal edilebilir. Dolayısıyla ibraname verildikten sonra mağdurun açtığı davada sunulan ibranamenin geçerli olup olmadığı, yukarıda anılan yasa çerçevesinde değerlendirilmelidir. 8

H-)GENEL İŞLEM ŞARTLARI: Ülkemizde genel işlem şartlarına ilişkin ilk yasal düzenleme 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun un 06.03.2003 Tarih ve 4822 Sayılı Yasayla değişik 6. maddesindeki, Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. düzenlemedir. Bu düzenleme öncesinde MK nun 2. maddesi çerçevesinde sözleşmelere yapılan müdahale, değişen ve gelişen koşullar sonucunda, ticari ve ticari olmayan işlerde, günümüz koşullarına uygun genel işlem şartlarının belirlenmesini gerekli kılmış, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu nun düzenlenmesi sırasında yasa koyucu genel işlem koşullarına ilişkin düzenleme yapmıştır. Kredi sözleşmeleri, elektrik, su ve doğalgaz abonelikleri gibi, genel nitelikli olan, önceden formüle edilen matbu sözleşmelerle hukuki ilişki tesis edilmeye başlamıştır. Bu nedenle bu sözleşmelerin çok geniş kitleyi ilgilendirmesi karşısında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu nun 20 ila 25. maddelerinde genel işlem şartları düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu nun 20. maddesinde genel işlem şartlarını belirleyen üç unsur öngörülmüştür. Bu unsurlar; 1-Çok sayıda benzer sözleşmede kullanma amacı, 2-Önceden ve tek taraflı hazırlama 3-Karşı tarafın yapılacak hizmetten faydalanmayı veyahut malı satın almak istemesi halinde, hizmeti veren veya malı satan tarafından sunduğu sözleşme hükmü olması şeklinde düzenlenmiştir. Doktrinde bu unsurlara ek olarak, şartların tek yanlı hazırlanması, genel ve soyut nitelik taşıması gibi unsurlar eklenmektedir. Bu kapsamda aklımıza sigorta hukukunu ilgilendiren kasko, ZMSS sözleşmelerinin genel şartlarının genel işlem koşulları kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği düşünülmüş ve düzenleyicisinin Hazine Müsteşarlığı olduğu ve sözleşmenin taraflarınca hazırlanmadığı nazara alınarak, anılan sigorta sözleşmeleri genel şartlarının genel işlem şartı 9

bağlamında değerlendirilmeyeceği sonucuna ulaşılmıştır. Çünkü burada düzenlemeyi yapan hizmeti veren veya poliçeyi düzenleyen sigorta şirketi değildir. Ancak, Hazine Müsteşarlığınca düzenlenen klozlar dışında sigorta şirketlerinin hazırladığı sigorta poliçeleri var ise, bu poliçelerin genel ilsem koşulları arasında değerlendirilebileceği düşünülmüştür. Öte yandan, kredi sözleşmelerini hazırlayan bankaların genel işlem koşulları denetimine tabi olduğu kanaatine varılmıştır. Genel işlem koşullarına ilişkin hükümler, kamu düzenine ilişkin olup, düzenleyenin ve yararlananın tüzel kişi veya kamu tüzel kişi olması farklılık oluşturmaksızın aynen uygulanacağı düşünülmektedir. Genel işlem şartlarını dolanmak suretiyle sözleşme hükmüne veya yeniden bir sözleşme yapmak suretiyle sözleşmenin her bir maddesinin tek tek müzakere edildiği belirtilerek genel işlem koşullarının uygulanmasına engel olunamayacağı, yasal düzenlemenin de bu yönde olduğu belirtilmek istenmiştir. Hukuki sonucu, genel işlem şartlarına uygun olmayan sözleşme hükümleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu nun 21 ila 27. maddeleri gereğince yazılmamış sayılır. Sözleşmenin diğer hükümleri ise, hukuki geçerliliğini korumaya devam eder. Öte yandan, hakim genel işlem koşullarına aykırı hükümlerin sözleşmeden çıkarılması halinde, sözleşmenin yapılamayacağı sonucuna varır ise sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz hale gelir. SONUÇ ÖNERİLERİ: Hukuki Müzakere Toplantılarının yapılmasına başlanmasından itibaren, ülke genelinde özellikle yoğun iş yükü olan mahkemelerde çalışan ve uygulama yapan hâkimler ve savcılar ile ülkenin daha küçük il ve ilçelerinde görev yapan hâkim ve savcılar ile müzakere edilen konular ile ilgili uzmanlık alanlarına göre Yargıtay Tetkik Hâkimleri ve Yargıtay Üyeleri ile bir araya gelinerek hukuki uyuşmazlıklara birlikte çözüm yolu üretmeye çalışılmaktadır. Özellikle aynı konuya ilişkin gerek ilk derece mahkemelerinde gerek Yargıtay Daireleri arasında farklı uygulamalara rastlanması nedeniyle ülke genelinde 10

uygulamaya yönelik içtihat birliğinin sağlanmasına katkı yapmaktadır. Yargı alanındaki uyuşmazlıkları gidermeye ve farklı uygulamalara neden olan ya da eksik görülen hususlar ile ilgili yeni yasal düzenlemeler yapılmasının gerekliliği tespit edilerek yetkili makamlara iletilmektedir. Böylelikle uygulamaya yönelik, özellikle yargının isabetli ve hızlı karar verebilmesinin önünü açılması sağlanmaktadır. İlk derece mahkemesi hâkim ve savcıları ile Yargıtay Tetkik Hâkimleri ve Yargıtay Üyeleri arasında karşılıklı saygı, sevgi ve iletişim kurulmasına katkı sağlamaktadır. Ayrıca ülkemizin değişik illerinde bu tür müzakere toplantılarının yapılması o yörenin sosyal, kültürel, tarihi yönleriyle tanıtımına katkı sağlayarak katılımcıların o yöreyi tanımalarına vesile olmaktadır. 11