TDV - İSTANBUL MÜFTÜLÜĞÜ DERGİSİ SAYI: 3 YIL: 2009 TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBUL ŞUBESİ ADINA İMTİYAZ SAHİBİ VE YAYIN YÖNETMENİ (SORUMLU) Prof. Dr. Mustafa ÇAĞRICI YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ve YAYIN KOORDİNATÖRÜ Kadriye AVCI ERDEMLİ EDİTÖR Kerime CESUR kerime.cesur@gmail.com YAYIN EKİBİ Abdülkerim YATĞIN Davut ÖZGÜL Emine ARSLAN E. Betül ÇAKIRCA Kadir ÖZTÜRK Kâmil BÜYÜKER Kerime CESUR Mehmet YÜKSEL Tuğba YALÇIN Uğur YILMAZ TASHİH Dr. A. Cüneyt KÖKSAL FOTOĞRAF Gezgin Kültür Dergisi Arşivi KAPAK Liebig Kartlar Dardanel Serisi Önder KAYA Arşivi BASIM YERİ ve TARİHİ TDV Yay. Matbaas Ostim Örnek San. Sit. 1. Cd. No:11 Yenimahalle / ANKARA Tel: (0312) 354 91 31 ISSN: 1308-9595 DAĞITIM Osman SARIKÖSE TDV Yay. Mat. ve Tic. İşl. İstanbul 1.Şb. Klodfarer Cad. No:14/1 Divanyolu Eminönü/İSTANBUL Tel: (0212) 518 46 04 Faks: (0212) 518 83 07 Yaynlanan yazlarn hukuki-bilimsel sorumluluğu yazarlara aittir. EDİTÖRDEN Allah n Adyla DİN ve HAYAT, çoğunluğu din görevlilerinden oluşan bir grubun özverili çalşmalar sonunda ulaşyor size. Bu anlamda Din Görevlileri ana temal bir dosya hazrlamak kendimizden konuşmak demek olacakt, öyle de oldu. Bir yandan görevin kudsiyetinden ve öneminden bahsedilecek, bir yandan başar dolu hizmetler ve başarl görevliler baş tac edilecek, diğer yandan da eksiklerimiz, kusurlarmz dile getirilecekti. Zira insann olduğu yerde hata ve kusur kaçnlmazdr. Bununla birlikte Kişi noksann bilmek gibi irfan olmaz"; "İlim kendin bilmektir gibi sözler bunlarn farknda olabilmenin erdemini, hata ve kusurlarn telafisinin imkânn anlatr. Taltifin mutluluğu yannda, hakl eleştirilerin de kendimizi bilmek adna faydasn hatrdan çkarmamal, gönül koymamalyz. Elinizdeki saynn faydal bir çalşma olmas için, dosyann hazrlanma sürecinde hocalarmzn fikirlerine müracaat ettik. Bir hocamzn şöyle bir tavsiyesi oldu: Din Görevlileri Haftas nda Din Görevlileri için hazrlanacak bir dosyann kusurlarmzdan ziyade başarlarmz içermesi gerekir. Çünkü dâmâda kusuru, düğün gecesi söylenmez. Nasl ki Öğretmenler Günü onlar için taltif günü ise bizim için de bu hafta öyle olmaldr. Nezâketle yazlmş baz eleştirel tespitlere de yer vermekle birlikte, bu öneriye büyük ölçüde uyduk. Hafta Din Görevlileri ve Camiler Haftas olmakla birlikte bir kaç istisna hariç "cami"yi başka bir sayya brakarak bize ait bir haftada bize ait bir say çkarmak istedik. Çünkü ikisi birden bir sayya sğmayacak kadar geniş. Saymzda neler var, göz atalm: Örneğimiz Peygamberimiz in nasl bir imam olduğu ve dini nasl anlattğyla başladk dosyamza. Kendimizi tanmladk, Osmanllarda imamlarn mahallelerdeki işlevlerini irdeledik. Ahmet Muhtar Büyükçnar, İlhan Tok gibi din hizmetinde öncü olan büyüklerimizle konuştuk. Başkanmz Sayn Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ile Diyanet İşleri Başkanlğ nn din hizmetlerini ifâsndaki rolü ve din görevlilerimizin sorunlar üzerine faydal bir söyleşi gerçekleştirdik. Müftü Yardmcmz ve Yayn Koordinatörümüz Kadriye Avc Erdemli ile yaptğmz söyleşinin konusu ise kadn bakş açs ile hanmlarn din hizmetleri oldu. Mustafa Asm Köksal dan yllar önce kaleme alnmş ama hâlâ geçerliliğini koruyan alnt yazmz, cezaevi hizmetlerini, sinemada dindar profilini anlatan ve arşiv temelli yazlarmz, bu saymzn dikkat çeken başlklarndan bazlar. Görsel Konsept Tasarm, Uygulama Zencefil'm / Halit Ömer Camc Sanat Yönetmeni: Ali Bykl Tel: 0212 533 35 58 Faydal bir say olmasn diliyorum. Emeği geçen herkese teşekkürler Sayglarmla Kerime Cesur
OSMANLILARDA VÂİZLİK* Tuğba YALÇIN* VÂİZLER, ANLATTIKLARI MEVZULAR SEBEBİYLE TOPLUMA HİZMETLE YÜKÜMLÜ OLDUKLARINDAN MANEVÎ OLARAK DA YAPTIKLARINDAN SORUMLUDURLAR. BU SEBEPLE DİSİPLİNLİ VE DÜZGÜN BİR HAYATA SAHİP OLMALI, YAPICI VE BİRLEŞTİRİCİ BİR İHYA HİZMETİ YÜRÜTMELİ, HİTAP ETTİKLERİ CEMAATİ TANIMALIDIRLAR. Vaazn Mahiyeti Dinî tebliğin en etkili araçlarndan birisi olan vaaz, halk, öğüt ve ibret ile eğitmek maksadyla uyarmak, kalbi yumuşatacak söz söylemek demektir. Bu anlatmda sözlerde açklk, özetleyici bir üslup kullanmak ve çok derinlikli izahlardan kaçnmak önemlidir 1. Nitekim Kur an- Kerîm'de peygamberlerin tebliğ vastas olarak va z u nasihat ve hikmeti kullanmas emredilmektedir; "Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğüt ile davet et" 2. Vaaz ve nasihat, dinin temel unsurlarndan birisi olduğu gibi, Müslümann Müslüman üzerindeki haklarnn başlcalarndandr 3. Hazret-i Peygamber'e hitap eden: "Sen sadece Kur an ile vaaz et. Çünkü öğüt gerçekten Müslümanlara fayda verir" 4 âyet-i kerîmesi ise; nasihatn nasl etkili bir tebliğ vastas olduğunu açkça ortaya koyduğu gibi, Kur an- Kerîm'in ahkâm ve ahlâkn insanlara anlatabilecek evsafta olanlara bunu yapmann farz- ayn olduğunu göstermektedir. Nasihat esnasnda, hikmetle tavsiye etme ve güzel öğütle uyarma metotlar kullanlr 5. Hikmetin, Müslümann yitiği olduğu ve onun nerede olursa alnmas gerektiğini belirten Peygamber Efendimiz 6, böylece onun ihmal edilemez bir değer olduğunu belirtmiştir. Kur ân- Kerîm'de: "Allah hikmeti kime dilerse ona verir; kime de hikmet verilirse muhakkak ona çok hayr verilmiştir." 7 buyurulurken, kesin kantlara dayanan, muhatab ikna eden ve olumsuz tartşmalar nihayete erdirecek derecede sağlam ve doğru bilgi anlamna gelen hikmetin 8, İslâm'n anlatlmasndaki ehemmiyetli yerine işaret edilmiştir. Hikmetle öğütte muhataplar âlimler, filozoflar ve münevverlerdir. Bu sebeple vaaz ve nasihatte konunun silsilesine, muhataplarn ilmî seviyesine uygun bir şekilde konuşmaya dikkat edilmelidir. Vâizin Vasflar Camilerde ve toplu ibadet edilen yerlerde haftann belli günlerinde insanlara dinî bilgi ve duygu aktaran, onlar dinî konularda aydnlatan kişiye ise vâiz denir. Vâizler, anlattklar mevzular sebebiyle topluma hizmetle Osmanllar zamannda imamhatiplik ve müezzinlik kadrolarna ilâveten dersiâmlk, hatiplik, kürsü şeyhliği, Cuma vâizliği, salâvat- şerife-hânlk, ihlâs- şerif-hânlk, sure-i Mülk-hânlk gibi vazifeler ihdas edildi. Bunlar içinde cuma vâizliği ayr bir öneme sahipti. yükümlü olduklarndan manevî olarak da yaptklarndan sorumludurlar. Bu sebeple disiplinli ve düzgün bir hayata sahip olmal, yapc ve birleştirici bir ihya hizmeti yürütmeli, hitap ettikleri cemaati tanmaldrlar 9. Bununla beraber davetçi vasfn unutmayarak her türlü felâket haberciliğinden uzak durmaldrlar. Akc ve etkileyici bir üslup bir vâizin en etkili aracdr. Hitabet kurallarn göz önünde bulundurarak, beliğ bir üsluba sahip olmak ve dili etkili kullanmak çok önemlidir. Bilhassa bu hususta Hz. Peygamber'in tebliğdeki üslup ve usulünü esas ve örnek almak gereklidir. Osmanllarda Vâizlik Osmanl eğitim kurumlar içinde sadece vâizlik için açlan okullar yoktu. Onaltnc yüzylda vasat derecede bir vâizlik için temel İslâm bilimlerine hâkim olmaktan ziyade söz ustalğ ve coşkun anlatm ön planda tutuluyordu 10. İlmiye snfnn temeli medreselerdi. Sahn- Semân ve Süleymaniye gibi yüksek dereceli medreselerden mezun olanlar, hariç medreselerindeki bir müderrislik kadrosuna veya küçük şehirlerdeki mahkeme kadlklarna tayin edilebildikleri gibi din hizmetleri alannda da çalşabilirlerdi. Müderris- 110 *Vaiz - Beykoz Müftülüğü
'! ----~ ---- // r r-.. G'(fr~ ' \..., v ~ r-~p r,r,r ~ ~~J' ~IY'.4 "1~Y,... ~.. tl _,b fl ;.-(',.,.,.. " *ll...:... '..,.,,"k' ~ ~'(" ~ :...,. ' ':!,. ""',..... f f..,.., ;.6.;-t: ~ ~ fl" -:'!: 1..,.. j:o-... 1" ~ 1' ::'",." r.,..;,.:; ~ itl' (.- A ""7"".;.. ;...,.,.-..... -,....... 1,.,.,...,('-':' J..,t' {! J ~":. :..,,., ',,,, l, ( "'""',.( -:-, ~ '!'""ri';.-':!"!*..,. ~... ";.. ~ r~,. ) 1,~"""':--..,.;, "'r' -~ '!'.,:,.-i-,..-..,,,....,;-!',..,.;- ;.. r r~ ~ 1'~ ~ =-r~... nv --'!j- 1 r,;.-:""... ~ ; - V ~ #"",..;..,..,./y,.:--il 'i~,., 1,. '!',. v. J' 1', :v,,.'!'r r" ";r-... ~ -i1,=-f"',. -t::''"'r''f, :.-,...,., ~~",., ~~?-,;, ~" ~t.;.,.,!1,.!v', f."".v nr l!'i r ;r,;z-; rr,._ t( ;, n:; ~":A '/vo,. '7'1 ~, f,"",;,. '!'i!'..; fo:'... o/.,. ;. ~,..,,,. r. n tr 7' "!(-, ':' ifl'\1.. '..,. '~""",.,,qw,.....: ~ " i ""!' '!1 J ::,:n,"-"'"6,,. ~..., ri' ll '-"',.,..,."'..._,.,.. ". ' /'J'..;,vo.y.-.... ( r:., ; (,.,... /1 w p ~ i :,,. f"' ~) ;..,;- 1 (.,.,., ' ' ~ i...,_-:'. '.. ~ ;h; ' 1 1.A' tj _.,... -:.. ),r"'1,.,, -' ~tl 1'1 ",..,- v-....,,...,., """' ~",.. r '.JW..,.. 1"., 1... r- /,.,,,~ "' ;v~ ~..... 1':.;.1',w-::-~ 1 "f{.,-.,, 1,,.. "'"r,; 1,.,. '-': '" (~, ~ _.., ~ ~ 'i 0'117 L tl. o/r'/ ""'...,......... ~1'.. =.... '"'"''~ ~' ~~ ~.-:/~ ~,-#' ro,...,!.~ ~r~ 1 ~ 1., ~""'$ n,' q -;..51 1"'(~ 1,...,.., ~ -... 1 -
112 ler müftü olarak atanabilir, medrese mezunlar imamlk, hatiplik, müezzinlik, vâizlik vazifesi alabilirdi 11. Osmanllar zamannda imamhatiplik ve müezzinlik kadrolarna ilâveten dersiâmlk, hatiplik, kürsü şeyhliği, Cuma vâizliği, salâvat- şerifehânlk, ihlâs- şerif-hânlk, sure-i Mülkhânlk gibi vazifeler ihdas edildi 12. Bunlar içinde cuma vâizliği ayr bir öneme sahipti. Cuma namazndan sonra vaaz edenler için kullanlan bir tabir olan cuma vâizliğinin diğer ad kürsü şeyhliği idi. Kürsü şeyhliği, Arapça okunan hutbeyi ve hatibin ne dediğini bilmeyen cemaate izah maksadyla ihdas olunmuştu 13. Bu vâizliğin son basamağ Ayasofya Cami Vâizliğiydi 14. Vaaz ve irşadn yapldğ en önemli mekânlarn başnda cami geliyordu. Büyük camilerde birden fazla kürsüde sabah namazndan iş saatine kadar tefsir, hadis, fkh ve Mesnevî, ahlâk ve Arapça dersleri verilirdi 15. Bu derslerin bir ksm medrese müderrisleri olan dersiâmlar tarafndan okutulurdu 16. Baz hocalar dersten sonra vaaz da verirlerdi 17. Vâizlerin görev yapabilmeleri için beratlarnn olmas gerekiyordu. Berat zâyi olanlara yenisi verilirdi 18. Vâizler bulunduklar yerin mukâtaasndan veya bir hayr sahibinin vakfndan vâiziyye ad altnda hizmet paras alrlard. Bu da günlük tespit edilen belli bir miktar akçe idi 19. Vaazlar genellikle pazartesi, perşembe, bayram günleri ve Kadir Gecesi 20 verilirdi. Ancak irşad için en özel zaman üç aylard. Bu aylarda medrese öğrencileri "şuhûr- selâse cerri" olarak isimlendirilen bir yolculuğa çkarlard. Krsal kesimde dinî hizmet yapmak olarak özetlenebilecek cerre 21, Arapça'y anlayabilecek duruma gelen talebelerin çoğu katlrd. İstanbul'dan gelen talebeler vilâyet merkezleri, sancaklar ve kazalardaki camilere veya tedrisat için ayrlan yerlere yerleştirilirdi. Bir ya da iki kişiye bir cami verilirdi. Cuma namazndan sonra vaaz edenler için kullanlan bir tabir olan cuma vâizliğinin diğer ad kürsü şeyhliği idi. Kürsü şeyhliği, Arapça okunan hutbeyi ve hatibin ne dediğini bilmeyen cemaate izah maksadyla ihdas olunmuştu. İstanbul ve bilhassa bilâd- selâsedeki (Üsküdar-Eyüp- Galata) büyük camilerde vaaz ve nasihat için dersiâmlar, selâtin camii cuma vâizlerinden seçilen kişiler görevlendirilirdi. Ramazan için taşradan gelip de hâli vakti yerinde olmayan âlimlerin ellerine bir izin belgesi verilir ve ilmihal dersleriyle vazifelendirilirdi. Öğrenciler namaz sonras halka va z u nasihatte bulunurlard. İçlerinden hâfz olanlar teravih kldrrd. Cerre çkarak, ülkenin pek çok yerindeki camilerde vaaz ve irşada bulunmak, öğrenilen bilgilerin pratiğe dökülmesi açsndan çok önemliydi. Böylece staj yapan talebeler, halkla bir araya gelirken tecrübe kazanrlard. Bu arada her türlü ihtiyaçlar bölgedeki âyan, esnaf ve eşraf tarafndan karşlanrd 22. Üç aylarda ve bilhassa Ramazan'da cemaatin dinî sohbetlere büyük teveccüh göstermesi, vaaz ve irşadn artrlmasna yol açard. İstanbul ve bilhassa bilâd- selâsedeki (Üsküdar- Eyüp-Galata) büyük camilerde vaaz ve nasihat için dersiâmlar, selâtin camii cuma vâizlerinden seçilen kişiler görevlendirilirdi. Ramazan için taşradan gelip de hâli vakti yerinde olmayan âlimlerin ellerine bir izin belgesi verilir ve ilmihal dersleriyle vazifelendirilirdi 23. Ayrca camilerde birer şeyh, ikindi namazndan sonra vaaz verirdi. Bu her sene nöbetleşe devam ederdi 24. Taşradaki askerlere vaaz etmeleri için hoca gönderildiği gibi bu görev, alay ve taburlar içindeki müftü ve imamlar tarafndan da yerine getirilirdi 25. Vaaz vermesi için ehil olan herkese bu imkân sağlanmaya gayret edilirdi 26. Ancak resmî sfat olmadğ halde vaaz vermeye kalkanlar tahkikata uğrarken 27, halka birtakm hurafeler ve komik şeyler anlatan vâizlere bir miktar para verilerek yapacaklar vazifeden men edilirlerdi 28. Zaman içerisinde ilgisiz ve yeteneksiz pek çok kimsenin medreseye kaydolmas sonucunda hoca ve bilhassa talebe seviyesinde önemli bir düşüş meydana geldi. Bu yüzden Ramazanda kasaba ve köylere irşad göreviyle giden mollalar kendilerinden bekleneni veremedi ve bu durum halkn şikâyetine sebep oldu 29. İkinci Meşrutiyet le birlikte vaazlar ve vâizler üzerine yaplan tartşmalar giderek derinleşti. Cer geleneğinin medrese ve talebelerin itibarn sarstğ, vâizlerin dilenci pozisyonuna düştükleri dile getirildi. Bunun yerine devletin maaş ödemesi uygulamasnn getirilmesi istendi 30. Vaazlarda hatiplerin bazen yüz sene önce yazlmş ve günün şartlarna hitap etmeyen mevzular yüksek sesle anlatmalarnn, halk irşad ve eğitmede yetersiz hatta kusurlu olduğunu söylemek mümkündü 31. Üstelik Bâb- Meşihat'e vâizlerin ellerindeki kitaplarn zararl görüşler taşdğ yönünde şikâyetler de geliyordu 32. Bu sebeple vaaz esnasnda dikkat edilmesi gereken hususlarn başnda siyasetten bahsedilmemesi geliyordu. Hükümeti tenkit ciddi bir suçtu 33. Ayn şekilde Ehl-i Sünnet ve sahabe aleyhine çirkin sözler sarf etmek, vaaz üslu-
buna uygun olmayan şekilde konuşmak tahkikat ve ardndan sürgünü gerektiriyordu. Denizlili Şakir Hoca nn Ehl-i Sünnet aleyhine söylediği sözler kendisinin Manastr'dan Denizli'ye sürgün edilmesine sebep olmuştu 34. Beşiktaş Camii nde vâizlik yapan Kemahl İbrahim Hakk Efendi nin, vaaz esnasnda münasip olmayan şekilde konuşmas ise cami görevlilerinin şeyhülislâma gönderdiği şikâyet mektubu sonucu hakknda tahkikat yaplmasna yol açmşt 35. İkinci Meşrutiyet sonras vâizlerin meslekî müktesebata sahip bir biçimde yetiştirilmeleri ve vaazlarn slâh ile ilgili bir takm projeler gündeme getirildi. Muhammed Abduh'a ait olan ve Sultan İkinci Abdülhamid'e takdim edilen bir lâyihada vaazlarda devlet sevgisinin işlenmesi, padişahn müminlerin emiri sfatyla halka anlatlmasnn lüzumu yer alyordu. Yine ayn lâyihada fesad odaklarnn tespit edilerek dinin hurafelerden arndrlmas, vâizlerin bu çerçevede sözü dinlenecek yüksek ahlâkî seciyeye sahip kişilerden seçilmeleri gerektiği ayrca beyan edilmekteydi 36. Bu tartşmalarn neticesinde ilk olarak bir vâiz meslek okulu açld. 6 Şubat 1912 tarihli bir nizamnâmeyle "Ahkâm-i âliye-i Kur âniyye ve sünnet-i seniyye-i nebeviyye dairesinde mevâizi, hasene-i ictimaiyye icrasyla din-i mübîn-i İslâm'n, müessis-i medeniyet ve fazilet olduğunu cihan- insaniyete neşr edebilecek erbâb- kemâl yetiştirmek maksadyla" Medresetü'l-Vâizîn açld. Ancak müfredat iyi yaplmş olmasna rağmen medreseliler buna göre hazrlanmadğ için istifade edilemedi. Daha sonra Medresetü'l-E imme ve'l-hutabâ (1913), bu okulla birleştirildi ve Medresetü'l-İrşad (1914) açld. Ancak o da başarl olamad. Bununla birlikte medreseler, Tevhid-i Tedrisat kanununa kadar varlğn sürdürdü 37. 8 Nisan 1914'te Meşihat makam tarafndan yeni bir nizamnâme düzenlendi. Böylece vâizlerin seçilmesi, yeterliliklerinin tesbitine dair bir düzenleme yaplmaya çalşld. Beş maddelik bu nizamnâmeye göre; cami ve mescidlerde vaaz ve nasihat edecek olan ulemann Meşihat'a bağl olarak çalşan ders vekâleti biriminden 38, taşrada olanlarn ise bulunduklar mahallerdeki kad ve müftülerden birer yeterlilik belgesi almalar karara bağland. Bu vesikas bulunmayanlar vâizlik yapamayacaklard. Alnan bu belgeler cami görevlilerine ibraz edilecek, buna malik olmayanlara vaaz verdirilmeyecekti 39. Vaaz esnasnda şer î ahkâma aykr konuşan, İslâm dinini aşağlayc ifadeler kullananlar, cami ve mescid görevlileri tarafndan İstanbul'da Ders Vekâleti'ne, taşrada ise müftülere şikâyet edilecekti 40. Usule uymayan vâizleri şikâyet etmekte gevşeklik gösterenlerin maaşlarnda kesinti yaplacak ve eğer icap ederse cezalandrlmalar söz konusu olacakt 41. Medreseler için yaplan slâh çalşmalar esnasnda Birinci Dünya Savaş patlak verdi. Osmanl Devleti'nin savaşa girmesi, borçlanmann artmas gibi sebeplerle bu çalşmalar yarda brakld. Savaş boyunca pek çok medrese kapal kald, birçoğu harap hale geldi. Bu dönemde din görevlisi eksikliği ciddi boyutlara ulaşt. 1921 senesinde birtakm iyileştirmeler yaplmaya çalşldysa da bu teşebbüs sonuçsuz kald. 3 Mart 1924 tarihinde 430 sayl kanun ile eğitimöğretim birleştirilerek bütün eğitim kurumlar Maarif Nezaretine bağland 42. D İ P N O T L A R * Bu yazya kymetli görüşleri ve tashihi ile katkda bulunan hocam Dr. Mustafa Küçük'e şükran borçluyum. 1. İsmail Lütfi Çakan, Hakk Tavsiye Metod ve Vastalar, İstanbul 1992, s. 60-61. 2. Nahl Sûresi, 16/125. 3. İbn Receb el-hanbelî, Hadislerle İlim ve Hikmet, (trc. Ali Kaya), İstanbul 2006, c. 1, s. 253'ten: Müslim, İman 95 (nr. 55). 4. Zariyat Sûresi 51/56. 5. Çakan, a. g. e., s. 60-61. 6. Tirmizi, İlim, 19. 7. Bakara Sûresi, 2/269. 8. Kur'an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir, Haz. Hayreddin Karaman ve diğerleri, Ankara 2006, c. I, s. 424. 9. İsmail Lütfi Çakan, Dînî Hitâbet (Çeşitleri-İlkeleri-Örnekleri), İstanbul 1998, s. 122-126. 10. H. Mustafa Eravc, "Mevlânâ Valihî'nin Hayat ve Onun Işğnda XVI. Asr Bir Osmanl Vâizinin Kariyeri", Tarih İncelemeleri Dergisi, c. 18, say: 2 (2003), s. 30. 11. Yaşar Sarkaya, Medreseler ve Modernleşme, İstanbul 1997, s. 45. 12. Cahit Baltac, "Osmanl Eğitim Sistemi", Osmanl Ansiklopedisi, İstanbul 1996, c. 2, s. 126. 13. İsmail Hakk Uzunçarşl, Osmanl Devletinin İlmiye Teşkilât, Ankara 1988, s. 186. 14. BOA, Y. PRK. MŞ, 7/105. 15. Baltac, "Osmanl Eğitim Sistemi", s. 126. 16. BOA, C. MF, 174/8676; Mehmet Bulut, "Osmanl Devletinde Dini Teşkilatlanma ve Yaygn Din Eğitimi", Diyanet İlmi Dergi, c. 35, say: 2 (1999), s. 106. 17. Mudurnu kasabas Sultan Yldrm Bayezid Camii nde görevlendirilen Abdülkerim Efendi bunlardan biridir. Kendisi sal günleri vaaz için, haftann diğer günleri ayn camide dersiâm olarak vazifelendirilmişti (BOA, C. MF, 174/8676). 18. BOA, MF, 32/1552. 19. BOA, C. MF, 35/1704; BOA, C. MF, 6/255; Mehmet Zeki Pakaln, Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1993, c. 3, s. 572. 20. BOA, C. MF, 177/8836. 21. BOA, Y. MTV, 75/157. 22. Abdülaziz Bey, Osmanl Âdet, Merasim ve Tabirleri, (Hazrlayanlar: Kazm Arsan- Duygu Arsan Günay) İstanbul 2002, s. 78-79. 23. BOA, DH. MKT, 2614/66. 24. BOA, A. MKT. MHM, 213/8. 25. BOA, Y. MTV, 75/157. 26. BOA, Y. PRK, BŞK, 3/54; BOA, C. MF, 177/8836. 27. BOA, DH. EUM. THR, 25/54. 28. BOA, Y. PRK, BŞK, 25/85. 29. Mehmet İpşirli, "Cerr", DİA, c. 7, s. 388-389. 30. Sarkaya, age., s. 177. 31. Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, İstanbul 1977, c. 1-2, s. 162-163. 32. BOA, Y. EE, 143/53. 33. BOA, DH. EUM. THR, 25/54. 34. BOA, Y. PRK. BŞK, 30/19. 35. BOA, Y. PRK. MŞ, 6/2. 36. Sarkaya, age., s. 178. 37. Ergin, age., c. 1-2, s. 160-161. 38. Medreselerdeki eğitim ve öğretim faaliyetini tanzim etmekle görevli olan ve şeyhülislamlğa bağl olarak çalşan daireye verilen isim. Bk. Mehmet İpşirli, "Ders Vekâleti", DİA, c. 9, s. 183. 39. BOA, MV, 234/97. 40. BOA, İ. MMS, 183/68. 41. BOA, MV, 234/97. 42. Sarkaya, age., s. 189-190. 113