Ahmet Burhanettin Sivaslı



Benzer belgeler
Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı

YUNUS EMRE LER VAR OLDUKÇA Salı, 09 Temmuz :17

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

œ œ œ. œ œ œ œ œ œ œ œ

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

Çileler sıkıntı yoldaşın oldu Ömrüne her zaman kahırlar doldu Henüz açan gülün çok çabuk soldu Dört mevsim bitmeyen kış mıydın anne

Gel Ey YA AŞK! Cumartesi, 28 Şubat :00

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

Duygular Dönüştü Söze. Erenler Zehir Getirin Balınan Öldürmen Beni Bağrıma Diken Batırın Gülünen Öldürmen Beni

Nedim. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

tellidetay.wordpress.com

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

Yazının çıktığı kaynak: Âşık Derdiyar ın Çift Kafiyeli Şiirleri, Erciyes, S. 293, Mayıs 2002, s. 9-10

Yusuf Bulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

bez gez sez tez biz çiz diz giz boz roz koz poz toz yoz çöz göz köz söz buz muz tuz büz düz güz

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

LEYLA HER ZAMAN LEYLA VE LEYLA HER YERDE LEYLA

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

Hayatta gerek yaşayarak,gerek duyarak veya görerek,hiç kimse yoktur ki,etti de bulmadı,desin ve de denilsin.

Mevlânâ dan Bilgelik Katreleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ARTVİN HALK OZANLARINDAN SEÇMELER AHEV

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

KARACAOĞLAN DEYİŞLERİ

ARTVİN ATABARI OYUNU NUN HİKAYESİ ve TARİHİ

Elektrik-Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği - YL HAK***** YIL***** Elektrik-Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği - YL MEH***** AKI*****

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi, Orhan Seyfi Orhon, 1919, (Şiirler 1970)

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

M14 esnevi den (şirli) r H i k â y ele

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

NOT:Yukarıdaki hece ve sözcükleri öğrencimize bol bol okutunuz.15 tanesini yazımına bakmadan deftere yazdırınız.

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

Nakarat Alnımızın aklığı kafire kabus olur. Mazlumun canı yansa ahı bize dokunur. 2. Nakarat

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele

Aşkı Yorgunluktan Koruyan ve Taze Tutan 6 Kural - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Derleyen: Yücel Feyzioğlu. Resimleyen: Serap Deliorman

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

1 Anne çocuğuna ne öğütlüyor?

Sevgili dostum, Can dostum,

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

AYLIK BÜLTEN NİSAN 2012 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU UĞUR BÖCEKLERİ SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

Hüzzam Âyin-i Şerîf - İsmail Dede BİRİNCİ SELÂM. Mâhest ne-mî dânem hurşîd ruhat yâ ne Bu ayrılık oduna cânım nice bir yâne

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar

DERS YILI MEV KOLEJİ ÖZEL ANKARA ANADOLU LİSESİ VE FEN LİSESİ 10. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI DERSİ YARIYIL ÖDEVİ

Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ÂŞIK DAİMÎ (İSMAİL AYDIN)

Azrail in Bir Adama Bakması

Nisan da Aşk Başkadır

DİNLEDİM NEY DEN HASRETİ Pazartesi, 11 Haziran :59

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Uğur Akkaş. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

, ERZİNCAN, TÜRKİYE.

Mecazlar. mecaz vardır? 1. Benzetme (Teşbih)

snevi den ( Me 8şirli) r H i k â y ele


M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

5. Et et içinde, et fit içinde Dünya dümeni, onun içinde.

Seyit İmadettin Nesimi

Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 27 Temmuz :46 - Son Güncelleme Cuma, 19 Ağustos :53

Ben yazabilirim! DÜNYA ÇOCUKLARI HAİKU YARIŞMASI - TÜRKİYE

Takvimdeki Deniz (Şiir İncelemesi)

AYLIK BÜLTEN-NİSAN 2014 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI

Türk Şiiri. Kategori: Türk Şiiri Çarşamba, 28 Nisan :43 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 3438

ELAZIĞ/HARPUT HOYRATLARININ KERKÜK HORYATLARI İLE TEMATİK KARŞILAŞTIRMASI

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Transkript:

Ahmet Burhanettin Sivaslı (Sivas, 1345 - Sivas, 1398) Burhanettin Sivaslı Ebulfeth Ahmet İbni Muhammet; şair, alim, devlet adamı ve komutan olarak tarihte iz bırakmış bir şahsiyettir. Onun ataları Orta Asya'dan Anadolu'ya göç ederek gelmişlerdir. Burhanettin, uzun süre kadı olarak çalıştığı için Kadı Burhanettin adıyla tanınmaktadır. Beş yaşında okumaya başlamış, Arapça, Türkçe ve Farsça'yla birlikte felsefe de öğrenmiştir. On dört yaşından itibaren Mısır'da, Şam'da, Halep'te (Suriye'de) tahsil görmüş, edebiyat, astronomi matematik, geometri ve hukuk ilimlerini tahsil etmiştir. Yirmi yaşında Kayseri şehri kadısı olmuştur. 1380 yılında Sivas'ta sultanlığa geçmiş, etraftaki pek çok şehri hakimiyeti altında birleştirmiştir. Onun devrinde Timur, Toktamış, I. Murat, Yıldırım Beyazıt ve diğer küçük hanların kendi aralarındaki mücadeleleri sürüp gitmekteydi. Burhanettin, Akkoyunlu Türkmen devletinin esasım teşkil eden Osman Karayülük tarafından öldürülmüştür. Burhanettin, Osman Karayülük'ün Karakoyunlu Türkmenlerine yenilip sığınacak yer aradığı sırada dört yıl boyunca onu himayesinde saklamış eski bir dostudur. Burhanettin, 1500 kadar gazel, 20 bent rubai, 117 bent tuyugu içine alan Türkçe divanın ve henüz ele geçmemiş "Tercihü't-Tavzih" ve "İksirü's-Saadet fi Esrarü'l-ibadet" adlı Arapça eserlerin yazarıdır. GAZALLAR / GAZELLER Könülde kopalı, senem-a, bir safa-yı ışk, Toldı bu öleme yine bizden nida-yı ışk. Bu derdimün dovasına edemez alac, Benzer bu derde ki, gerek olur dova-yı ışk. Kanı könülde suv u gözümift yaşını kan, Benzüm kümsün altun ider kimiya-yı ışk. Anbar saçı çininde canum muşki çin ider, Olmadı benden özgeye hergiz hata-yı ışk. Gönülde kopalı, ey sanem, bir aşk sefası, Doldu bu aleme yine bizden aşk nidası. Bu derdimin devasına akıl edemez ilaç, Benzer bu derde ki gerekecektir aşk devası. Gönüldeki kanı su, gözümün yaşını kan, Benzimin gümüşünü altın eder aşk kimyası. Amber saçının kıvrımında canım Çin miski toplar, Vaki olmadı benden başkasına hiç aşk hatası.

Zülfi nehayaüna bu ışkum iremedi, Ger ç'i yöriyimez kişi hergiz bepa-yı ışk. Çün geldi, ışk mülküm ana samırladum, Tedbir-i memleket hele kiidı bera-yı ışk. Kan ile destmal aluram leblerim çün, Te bir dukana rast kılam ez bera-yı ışk. Işkufi ahıtdı kanumı yu lagl leblerim, Arz ider özüni ki, benem hunbaha-yı ışk. Yü rek dilük-dilük oluban, nalalar kılur, Dagvısı bu ki, yagnı benem şimdi nay-ı ışk. Tardır könül begayet u ışkuıî denizi od, Can nice katlanı bile, pes der hova-yı ışk. Ben yar ışkı ile toguban böyümişem. Mahrum olmıya kişi ender saray-ı ışk. Zülfünün nihayetine bu aşkım erişemedi, Gerçi yürüyemez kişi hiç bir zaman aşk ayağı ile. - Geldiği zaman aşk mülkünü ona emanet ettim, O da memleketi idare etti aşk iradesi ile. Kan ile abdest alırım dudaklarım için, Ta ki bir namaz kılayım iki rekât aşk için. Aşkın akıttı kanımı ve lâl taşına benzeyen dudakların, Arz eder kendini ki benim diyerek aşkın kan bedeli. Yürek dilim dilim olup da feryatlar ediyor, Davası şu ki, yani benim artık aşkın neyi. Gönül gayet dardır, aşkın denizi ise ateş, Peki ya can nasıl katlanabilir aşkın ateşine. Ben yâr aşkıyla doğup büyümüşüm, Mahrum olmasın kimse aşk sarayından. Yanaguna ayah dutalı lele, Lebüfi çün toludur dilden piyala. Mecal olursa ki, zülfüni ölçem, Gerek ki, irişe ömrüm kemala. Bilün inceldügi andan durur bil, Ki çoh girmiş durar bar-ı vebala. Agızun gunçasındandur ıcazat, Ki geldi yine bülbüller makala. Agızum dilümden tefi gördüm. Kemah bencileyin kol kim ala. Yanağına kadeh tutalı lâle, Dudağın gibi doludur gönülde piyale. Mecalim olursa zülfünü ölçeyim, Erişmesi gerek ömrümün kemale. Bil ki belinin inceliği ondandır, Çünkü çok girmiştir vebal yüküne. Ağzının goncasındandır icazet, Çünkü geldi yine bülbüller dile. Ağzını gönlümden kötü gördüm, Kemali benim gibi olan kulu kim ala. Serhoş gözi billur ki, mestana-yı ıskam ben, Bir akkıl-ı magnıyam, divana-yı ıskam ben. Her bihıredin sözi ki tagna kılur bana, Senden beni ayırmaz, azhana-yı ıskam ben. Cananaya ben canı, çohdur ki, rovan etdüm, Canum benüm oldur ki, canana-yı ıskam ben: Gencine-yi husnufi pinhan edeli dilde, Gökçeklige bay oldur, veyrana-yı ıskam ben. Rövşen bu durar yanmah oldı yüzüne vacip, Şem olmağa her cana pervana-yı ıskam ben. Sarhoş gözü bilir ki aşk sarhoşuyum ben,!1 Bir mânâ akılhsıyım, aşk divanesiyim ben. Her ahmağın sözü ayıplar, kınar beni, Senden beni ayıramaz, aşkın hanesindeyim ben. Ben canımı sevgiliye çoktandır revan ettim, Canım benim odur ki aşkın sevgilisiyim ben. Güzelliğinin hazinesini gizleyeli gönülde, Güzellik zengini odur, aşkın viranesiyim ben. Besbellidir bu, yanmak oldu yüzüne vacip, Mum olmak için her cana, aşk pervanesiyim ben.

Can olur ise barı, canana-yı ışk olsa, Mest olur ise kişi, mestana-yı ışk olsa. Gözlerim ahıdur dür, serraf, getürever dur, Dürdene olur ise, dürdğne-yi ışk olsa. Her bir kişi dünyede erlikden eder dagvı, Merdana olur ise, merdana-yı ışk olsa. Her çend ki her seme pervana duş olur, Yoldaş bize bu yolda pervana-yı ışk olsa Kıldı lebi ol yarun şerbetlerini hazır, Divana içün leykin divana-yı ışk olsa. Can olur ise yükü, aşkın sevgilisi olsa, Sarhoş olursa kişi aşk sarhoşu olsa. Gözlerim akıtır inci, sarraf, getiriver inci, İnci tanesi olursa aşk İTİCİSİ olsa. Her kişi dünyada erlik davası eder, Mertlik olur ise aşk mertliği olsa. Nasıl ki her muma bir pervane olur, Yoldaş bize bu yolda aşk pervanesi olsa. O yârin dudağı şerbetlerini hazır kıldı, Divane için, lâkin aşk divanesi olsa. Kadam basalı yoluna, kadam-kadam yanaram. Tapunda şem kibi uşda dembe-dem yanaram. Cihanı ten dilerem ben ki, oduna yanam, Bu varlıg ile yanarsam, oduna kem yanaram. Yahamı hiç koymaz elden, yaham elinde durur, El urmadın yahama, diymedift yaham, yanaram. Cemali güneşi çün toga husn göğünde, Mecalum olmıya, kendin yeke edem, yanaram. Gözümin irmez eliki, nazar kıla yüzüne, Ve ger göz ucı ile özgiye baham, yanaram. Ayak basalı yoluna adım adım yanarım, Kapında mum gibi işte ben de durmadan yanarım. Cihan bedenim olsun, dilerim ben ki ateşine yanayım, Çünkü bu varlık ile yanarsam ateşine az yanarım. Yakamı hiç bırakmaz elinden, yakam elindedir, El vurmadan yakama, demedin yakacağım, yanarım. Güzelliğinin güneşi doğsun güzellik göğünde, Mecalim olmaz, ne edebilirim ki yanarım. Gözümün eli ermez ki nazar kılsın yüzüne, Eğer göz ucuyla başkasına baksam yanarım. Bu könlüm denizi taşa gerek, Düşman ura başını taşa gerek., Düşmana dig ki, aşını vire, Bu denizler başından aşa gerek. Gun kılmayısar yaş u guru, tre lutfı guruya, yaşa gerek. Başuma irmedin olursam baş, İrürem uşbu işi başa gerek. Kim diler ise gövleye şahın. Gövdesi ortalıhda leşe gerek. Bu gönlümün denizi tassa gerek, Düşman vursun başını taşa gerek. Düşmana de ki aşım versin, Bu denizler başından aşsa gerek. Beyhude var etmediyse yaş ve kuruyu, Lûtfunun kuruya ve yaşa ermesi gerek. Başıma ermeden olursam baş, Erdireyim şu işi başa gerek. Kim gurur duyarsa boynuzuyla, Gövdesi ortalıkta leş gerek. Ne ki var ise, hup ruh, getürin, Satunuz, şol nigara yu iydürifi. Ne kadar varsa güzel yanaklı, getirin, Satınız şu sevgiliye ve yedirin.

Bir safa ile sohbet etmek içün Ne ki egsigimizse, yetürin. Aparup ne ki ana gerek ise, Ne ki bize gerek ise, getürin. Getürifi ışkımın cenabını, Ermişi, kalmuşımızı bitürin. Servi kibi turun, yaranlar, rast, Yohsa fitne gözi kibi oturm.. Bir sefa ile sohbet etmek için, Ne eksiğimiz varsa tamamlayın. Götürün ona ne gerekse, Ne gerekse bize getirin. Getirin aşkının cenabını, Eksiğimizi gediğimizi tamamlayın. Servi gibi doğru durun, yaranlar, Yoksa fitne gözü gibi oturun. Aşık olan yar yoluna yana gerekdür, Yana bilicek bu yola yana gerekdür. Aşık olan yâr yoluna yansa gerektir, Yanabilirse bu yola yansa gerektir. Ger kabul ede gözi gamzalan ile, Canı pida kılmağa bahana gerekdür. Komadı hah yu düzdi yüzüne halın, Düşmeğe şol tuzağına dene gerekdür. Ben ataram bu canumı kaşı yayına, Atıcımın meyli hem kemana gerekdür. Eğer kabul ederse gözü gamzeleriyle, Canı feda kılmaya bahane gerektir. Bırakmadı hâl ve düzdü yüzüne benlerini, Düşmeye şu tuzağına buğday tanesi gerektir. Ben atarım bu canımı yay gibi kaşına, Atıcının meyli de kemana gerektir. Hiç özün diremedi zülfünle delü könül, Kıla beftzetdi özün yüzünle delü könül. Özüni sende yitürdi, buhmadı dahi hiç, Özüni bula meğer, özünle delü könül. Anbarin ola ne yire ayagufi basar isen, Seni, meğer ki bula ızunle delü könül. Can yaşı ger, yedi kat yirlere, irür, diyse, Ahi göğe irüre suzunle delü könül. Muşk hazarını saçun, senem-a, kıldı kesad, Şekerüfl nırhını hem sözünle dâlü könül. Hiç kendini toplayamadı zülfünle deli gönül,, Kıla benzetti kendini, yüzünle deli gönül. Kendini sende yitirdi bulamadı bir daha hiç, Kendini bulabilir ancak seninle, deli gönül. Amber kokulu olur hangi yere ayağını bassan, Seni ancak bulabilir izinden, deli gönül. Can, gözyaşını eğer yedi kat yerlere erdirdiyse, Âhmı gökyüzüne erdirir ateşinle deli gönül. Ey tapılası güzel, saçm misk pazarını kesat kıldı, Şekerin narhını da düşürdü sözünle, deli gönül. Şah-a, hicrünle zaram, ırah senden, ırah senden, Fırakun ile yanaram, ırah senden, ırah senden. Ey şah, ayrılığınla feryattayım, ırak senden, ırak senden, Ayrılığın ile yanarım, ırak senden, ırak senden.

Nigar-a, hufte gözünden ki mestem, olmuşam mahmur, Anun çün gice bidaram, ırah senden, ırah senden. Gözünden katıdur yaram, buyurmaz i?en, ey yar, em, Gerek ki, yüreğim yaram, ırah senden, ırah senden. Bana em diyse leblerin nola, çün ki tebibümdir. Çün hicranunle bimaram, ırah senden, ırah senden. Tapundan ayru bazaram, özümden dahi bizaram, Firak odıle yanaram, ırah senden, ırah senden. Ey tapılası güzel, uykulu gözünden sarhoşum, olmuşum mahmur, Onun için geceleri uykusuzum, ırak senden, ırak senden. Gözünden dolayı çoktur yaram, ey yar buyurmazsan çare, Yüreğimi yarmam gerek, ırak senden, ırak senden. Bana çare söylese dudakların ne olur, madem ki tabibimdir, Çünkü hicranından dolayı hastayım, ırak senden, ırak senden. Huzurundan ayrı bıkmışım, kendimden dahi usanmışım, Firak ateşiyle yanarım, ırak senden, ırak senden. RUBAĞILAR / RUBAİLER Diydum: Lebimi sorsam u emsem ola mı? Bu derdime acap benüm em-sem ola mı? Çün irmez elüm vasluna, düşmüşem ayruh, Düyşde hryalunun lebün emsem ola mı? Şad olursam, vaslun ile, gam ola mı? Ben irmezsem, nesne size kem ola mı? Sed para yu mecruh eder idüm ciğeri, Laglufi ile bilsem ana kem ola mı? Şah-a, yüzün gülüni dirsem ola mı? Ne çekdügimi yüzüne diyrsem ola mı? Piste lebün dileği benden candur, Red eyley ben, sözüfü sırsam ola mı? Mestana gözün dene-yi badam ola mı? Hal ile saçuft dene-yi ba-dam ola mı? Şirin totagun, bahdum idi, bahtumdur, Uşbu dünyede azacuh bir kam ola mı? Servün ki rovan oldı, rovana vireler mi? Laglufu bu dünye tolu cana vireler mi? Bir cam pida kılur isem bahmaga bir gez, Husnuna senün şerg ile kana vireler mı? Könlüm yine ol Leyli'ye Mecnun olmuş, Yaşum yine yar yoluna Ceyhun olmuş. Lebleri çekişmiş könülimi ola mı, Bahdum, aralarında meğer hun olmuş. Şükür ana ki, ben dilber-i narin severem, Könülümi yar yoluna narın severem, Bu gün severem ağzını ki, ölem anun çün, Te yine dirilem diyüv, yarın severem. Dedim dudağını sorsam veya emsem olur mu? Bu derdime acaba benim çarem olur mu? Madem elim ermez kavuşmaya, düşmüşüm ayrı Düşte hayâlinin dudağını emsem olur mu? Şad olursam sana kavuşarak, gam olur mu? Ben ermezsem size bir şey eksik olur mu? Yüz parça eder ve yaralar idim ciğerimi, Lal dudağına erebilsem ona eksik olur mu? Ey şah, yüzünün gülünü dersem olur mu? Ne çektiğimi yüzüne dersem olur mu? Fıstık dudağının dileği benden candır, Reddedip ben sözünü kırsam olur mu? Sarhoş gözün badem tanesi olur mu? Beninle saçın tuzaktaki buğday tanesi olur mu? Şirin dudağın bahtım idi, yine bahtımdır, Şu dünyada birazcık murada ersem olur mu? Serviye benzeyen boyun yürüdü, yürüyene verirler mi? Lâl dudağını bu dünya dolusu cana verirler mi? Bir canı feda kılarsam bakmak için bir kez, Senin güzelliğine, şeriat ile hüküm verirler mi? Gönlüm yine o Leyla'ya Mecnun olmuş, Gözyaşım yine yar yoluna Ceyhun olmuş, Dudakları çekişmiş mi gönlümle acaba? Baktım aralarına meğer kan olmuş. su Şükür ona ki ben narin dilberi severim Gönlümü yâr yoluna narin severim Bugün severim ağzını ki ölürüm onun için Tâ yarın yine dirileyim diyerek severim

Laglufi, senem-a, derdüme em-sem olur ise, Bir sınamag içün nola, emsem olur ise, Dem kıldı lebüfi yüreğimi, noşdur afia, Can dahi pidadur, nola dem-dem olur ise. Hattufl ki hata eyledi, şah-a, ne kılam ben, Ol ortada bari, senem-a, ben ne kılam ben, Könlüm kuşı içün eğer anı tuzag etdi, Hacat degül ansız dahi zira ki, ilem ben. Derviş ki, dilriş ola, bizim kibi olsun, Şol yar ki bihış ola, bizüm kibi olsun, Ger diler ise ki, ola eleme teşviş, Ol cana ki, teşviş ola, bizim kibi olsun. Ol göz ki, yüzün görmeye, göz diyme ana, Şol yüz ki, tozun sılmaya, yüz diyme afia, Şol söz ki, içinde, senem-a, vasfufi yoh, Sen bad-ı hova tut anı, göz diyme afia. Şem oda yanar, benzi sararır u döker yaş, efendi, Kaçan ki, döker karşuna ferraş, efendi, Kan etdi gözüm laglufi ile yüreği şimdi, Tapdı yine kan yaş ile padaş, efendi. Diydüm ki: -Lebüfi Diydi: - Ne şirin söyler, Diydüm ki: -Bilüfi Diydi: Ne narin söyler, Diydüm ki: -Canum cümle fidadur saçuna, Diydi ki: - Bu misgin hele varın söyler. Diydi ki: Neçün gözüfii pürnem görürem, Ya könlüni ben nişe pürgam görürem, Diydüm: - Senem-a, anuıî çün ki, lebüni Dayım görmezem, veli dem-dem görürem. Ben leblerüfü canuma em-sem görürem, Gözün yarasın köfiüle merhem görürem, Işkufi odum ki, yaha iki cihanı, Ben kendü canuma yalunuz kem görürem. Işk ehli yar yoluna mestana gerekdir, Sövdüginin işigini yastana gerekdür, Canana üçün oynaya ol canını şöyle, Ki tagna ura Rüstem dastana gerekdür. Yürek gözünün yoluna sed para gerekdür, Gisulann içinde dil avara gerekdür, Biçâreye ki, kaldı bu gisunle misgin, Şol lagl-ı lebüfiden, senem-a, çere gerekdür. Lâl dudağın, ey tapılası güzel, derdime ilaç olsa Bir sınamak için ne olur, emsem olur mu Kana buladı dudağın yüreğimi, içecek olsun ona Canım dahi fedadır, ne olur kan olursa Yüzündeki tüyler hata eyledi ise, ey şah, ne yapayım ben O hata ortada bir kere, ey tapılası güzel, ne yapayım ben Gönül kuşunu avlamak için eğer o tüyleri tuzak ettiyse Lüzum yok, çünkü onsuz da tutulmuşum ben Derviş, gönlü yanık olursa bizim gibi olsun O yâr, şaşkın olursa bizim gibi olsun Eğer dilerse bu alem karmakarışık olur O cana kargaşa düşerse bizim gibi olsun O göz ki yüzünü görmemiş, göz deme ona O yüz ki ayağı tozuna yüz sürmemiş, yüz deme ona O söz ki, ey tapılası güzel, içinde vasfın yok Sen havada esen yel say onu, söz deme ona Mum ateşle yanar, benzi sararır ve döker yaş, efendim Nasıl ki döker karşına hizmetçi, efendim Gözüm lâl dudağınla yüreği kan etti şimdi Buldu yine kan yaş ile mükâfat, efendim Dedim ki dudağın, dedi ne şirin söyler Dedim ki belin, dedi ne narin söyler Dedim ki canım cümle fedadır saçına Dedi ki bu miskin bütün varlığını söyler Dedi ki niçin gözünü nemli görüyorum Ve neden gönlünü gamlı görüyorum Dedim ey tapılası güzel, çünkü dudağını Daima değil arada sırada görüyorum Ben dudaklarını canıma şifa görürüm Gözünün açtığı yaraya merhem görürüm İki cihanı yakan aşkının ateşini Ben kendi canıma az, eksik görürüm Aşk ehli yâr yolunda sarhoş gerektir Sevdiğinin eşiğine kapanması gerektir Sevgilisi için canıyla öyle oynamalı ki Rüstem-i Destan'ı bile ayıplatması gerektir Yürek gözünün yoluna yüz parça gerektir Gönül, zülüflerinin içinde avare, perişan gerektir Şu saçlarınla miskin kalan bu biçareye Bu lâl dudağından, ey tapılası güzel çare gerektir

Cananaya can virmege uşağa saladur, Can virmez u canana diler, bu ne beladur, Alem kamusı ger arasa ta ola hazır, Ben safta eğer irer isem, anda heladur. Unutma beni şah-a ki dervişem, efendi, Gamzalanfi ohıle dilrişem, efendi. Tagıdalı zülfeynüni şol bad-ı şemalı, Cem olımazam hiç, beteşvişem, efendi. Can geldi yu ben diydim ana: -Gamzedesen! Ten geldi-yu ben diydum ana: -Dilşodesen! Göz geldi ki, kıla gile saçından anun, Diydüm ki: - Aşıhma, nola, sövdazedesen. Sevgiliye can vermekte âşıklara meydan okur Hem can vermez, hem sevgili diler, bu ne beladır Eğer alemin hepsi Arasat'ta hazır olsa Eğer ben sana kavuşursam orası genişliktir Unutma beni ey şah ki dervişim efendim Gamzelerinin okuyla gönlü yaralıyım efendim Dağı tali iki zülfünü o şimal rüzgârı Toplayamam, darmadağınığım, efendim Can geldi ve ben dedim ona; gamze vurgunusun Ten geldi ve ben dedim cna; gönülden vurgunsun Göz geldi ki şikâyet etmek ister saçından onun Dedim ki acele etme ne olur, sevda vurgunusun TUYUGLAR / TUYUGLAR Ezelde Hak ne yazmış ise bolur, Göz neni ki görecek ise görür, İki elemde Haka sıgınmışuz, Tohtamış ne ola ya ahsah Temur. Haka şükür, koçların dövranıdur, Cümle elem bu demün hayranıdur, Günbatardan güntogan yere değin Işk erimin bir nefes seyranıdur. Yahşi anladım, cihanda vaye yoh, Yardan özge bu humarım aya yoh, İki elemde umıd server durur, Andan ayru dahi hiç sermaya yok. Sencileyin dünyede hup az imiş, Nagmanı rast anladım, şehnaz imiş, KöMller kekiligine bu dünyede illa şahın gözlenin şahbaz imiş. Hemişe aşık könli biryan bolur, Her nefes garip gözi giryan bolur, Sopuların dileği mehrap, namaz, Er kişinin arzuvsı meydan bolur. Can bu meydan içre egeh ola geh, Işk erinin varlığı ah ola, ah, Kim bu yolda togru ger varur ise, Erligün omunda şah ola, şah. Meclisi kim hoş tutar, anbar- anbar, Könli kim aparur, dilber, dilber. Dünye ehlinün başını kim çatar, İşini togru kılan server, server. Ezelde Hak ne yazmışsa o olur Göz neyi görecekse onu görür İki alemde Hakk'a sığınmışız Toktamış kim ola veya Aksak Timur Hakk'a şükür, koçların devranıdır Cümle alem bu demin hayranıdır Gün batısından gün doğusuna kadar Aşk erinin bir nefes seyranıdır İyice anladım cihanda nasibim yok Yardan başka bu sarhoşluğumu ayıltacak yok İki alemde ümit serdardır, başkandır? Ondan başka da hiç sermaye yok Senin gibi güzel dünyada az imiş Nameni rast anladım, şehnaz imiş Gönüller kekliğine bu dünyada Muhakkak şahin gözlerin şahbaz imiş Âşık gönlü her zaman kebap olur Her nefeste garibin gözü yaşlı olur Sofuların dileği mihrap, namaz Er kişinin arzusu ise meydan olur Can bu meydan içre agâh olur gâh Aşk erinin bütün varlığı âh olur âh Eğer kim bu yolda doğru varırsa Erliğin ülkesinde şah olur şah Meclisi kim hoş tutar; amber, amber Gönülleri kim alır; dilber, dilber Dünya ehlinin başını kim çatar İşini doğru yapan serdar serdar

Gül ol ola, bülbülini gözleye, Şah ol ola, bir kulum gözleye, Hup ana diyem ki, her dem içinde Bülbülinin gulguhnı gözleye. Sencileben yara irmemiş men, Men yazıya atdugım d irmemiş men, Te diken tolmayınca bagçada, Ben anı balta ile kırmamış men. Gül o ola ki bülbülünü gözleye Şah o ola ki bir kulunu gözleye Güzel ona derim ki her dem içinde Bülbülünün şakıyışını gözleye Senin gibi yâre erememişim ben Yabana attığımı demlemişim ben. Tâ diken dolmadıkça bahçeye Onu baltayla kırmamışım ben ; Sen hahlulla hununı yaya dur, Işk odundan can ile kaya dur, Hele, ey ner, kükre u meydanı al, Çevre yanundagı kamu mayadur. Agız-agız yardan raz olsa hoş, Dembe-dem ışva ile nez olsa hoş, Yahşi, yaman, ne ki gelürse, sehl ola, Dilberi yarıle demsaz olsa hoş. Işk eri bu dünyede dilriş imiş, Rencün içinde bu gün derviş imiş, Geymeg u iymekden artuh istemek Er kişimin canına teşviş imiş. Erenler düşmanları avlaşurlar, Gamzalar bir-birini kovlaşurlar, Ben kulıyam dünyede ol nerlerüfi, Ki bu dem meydanumda kükreşürler. Könül alan dünyede dilber, dilber, Ki ohuruz husnunı ezber, ezber. Alemde bin kargaya bir sapan pes, Dünyede server gerek, server, server. Işk eri oldur ki, ol mest ola, mest, Nice ki nist ola, ol hest ola, hest, Nice ki başı göğe yeter ise, Yaranlar arasında ol pest ola, pest. Yoluna canın veren canbaz imiş, Işk eri magşugına demsaz imiş, Gizleyem diyr idi aşık razını, Göz yaşı, yüz sarusı gammaz imiş. Erenlerün her işi eranadur, Kaplanlar tutdugı iş şiranadur, Mayalar mayalığın etse nola, Bugralıhnı kılsa, iş neranadur. Yar oldur ki, yar ile hemderd ola, Yarından yüz kaytaran yar serd ola, Yimek, içmek, yahşilik günün gören, Er gününde ger dön~, namert ola. Sen Allah dostlarının kanını yaya dur Aşk ateşinden can ile çekine dur Haydi ey buğra, kükre ve meydanı al Çevre yanmdakilerin hepsi mayadır Ağız ağız yârdan sır olsa hoş Her zaman işve ile naz olsa hoş Yahşi yaman ne gelirse kolay ola Öyleyse dilber yâriyle yoldaş olsa hoş Aşk erinin bu dünyada gönlü yaralı imiş Eziyet içinde bu gün derviş imiş Giymek ve yemekten fazla istemek Er kişinin canına kargaşa imiş Erenler düşmanları avlaşırlar Gamzeler birbirini kovalarlar Ben kuluyum dünyada o buğraların Ki şu an meydanımda kükreşirler Gönül alan dünyada dilber, dilber Ki okuruz güzelliğini ezber, ezber Alemde bin kargaya bir sapan az Dünyada serdar gerek, serdar, serdar Aşk eri odur ki mest olmalı, mest Eğer yok olursa, var olur, var Eğer ki başı göğe erer, kibirlenirse Dostlar arasında aşağı olur, aşağı Yoluna canım veren şahbaz imiş Aşk eri maşukuna yoldaş imiş Gizleyeyim derdi âşık sırrını Gözyaşı, yüz sarısı gammaz imiş Erenlerin her işi ercesinedir Kaplanların tuttuğu iş aslancadır Mayalar mayalığını etse ne olur Buğralık kılsa, iş erkekçesinedir Yar odur ki yar ile hemdert ola Yarinden yüz çeviren yar sert ola Yemek, içmek, iyilik gününü gören Erlik gününde eğer dönerse, namert ola

Özüni alçah gören serdar bolur, Enel-Hak dagvı kılan berdar bolur, Er oldur, hak yoluna baş oynaya, Düşekde ölen yiğit murdar bolur. Erenler öz yolunda âr tek gerek, Meydanda erkek kişi ner tek gerek, Yahşi, yaman, katı, yumşah olsa, hoş, Severem diyen kişi erkek gerek. Yar yüzünde incü dür-dürdenedür, Zülfi dam u kara halı denedür, Yoluna ölür isem, tutma acap, Yar içün can oynamah merdanadur. Gözel çoh, arasında dilber kanı, Taşlar köp, orta yirde cövher kanı. Koç u buğra, aygırı çoh görmişüz, Adamılar içinde server kanı. Er midür serbaz u zerbaz olmayan, Alaca ördeklere baz olmayan, Yimek, içmek, gülmek oynamah haram, Er gününde yara demsaz olmayan, Koşunlar bir-birini kahşaşmışda, îki alem çerisi çahşaşmışda, Topumız bölüner, halka umıd, Bu cihan halkı işi ohşaşmışda. Kendini alçak gören serdar olur Ene'1-Hak davası güden darağacma gider Er odur, Hak yoluna başını esirgemez Döşekte ölen yiğit murdar olur Erenler öz yolunda er gibi gerek Meydanda erkek kişi buğra gibi gerek Yahşi yaman katı yuftuşak olsa hoş Serdarım diyen kişi erkek gerek Yârin yüzünde incidir, inci tanesidir Zülfü tuzak ve kara beni tane tanedir Yoluna ölürsem etme hayret Yar için canla oynamak mertliktir Güzel çok, arasında dilber hani -Taşlar çok, orta yerde cevher hani Koç, buğra ve aygın çok görmüşüz İnsanlar içinde serdar hani Er midir cesur ve zengin olmayan Alaca ördeklere şahin olmayan Yemesi içmesi gülmesi oynaması haramdır Erlik gününde yâre yoldaş olmayanın Ordular birbiriyle çarpışmakta İki alemin askeri kapışmakta Tamamımız bölünürse halka ümit Bu cihan halkının durumu benzeşmekte